Kategori: Sağlık

  • Aç karnına su içmenin faydaları

    Aç karnına su içmenin faydaları

    Aç karnına su içmenin faydaları nelerdir, limonlu su içmenin faydaları makalemizde sizlerle… Kaslarımızın yüzde yüzde 75’i, beynimizin yüzde 90’ı, kemiklerimizin yüzde 22’si ve kanımızın yüzde 83’ü sudur. Peki aç karnına su içmek bize ne kazandırır?

    Su, hayat için vazgeçilmezdir ve sağlığımıza olan yararları tartışılmaz. Sorunsuz ve sağlıklı bir şekilde işlemek için bütün organlarımız suya ihtiyaç duyar.

    Aç karnına su içmenin faydaları

    Doğanın bize sunduğu bu önemli, etkili ve sağlıklı maddeden kolay bir şekilde yararlanabiliriz. İşte aç karnına su içmek için 7 sebep;

    1. Kahvaltıdan önce 1 ya da 2 bardak su içmek toksinlerden kurtulmak ve vücudumuzun ihtiyaç duymadığı maddelerin atılımını sağlamak için idealdir. Bu sayede, her günün başlangıcında su, metabolizmamızı hızlandırır ve hastalıklardan korunmamıza yardımcı olur.
    2. Gece boyunca, vücudumuz hücrelerimizi tamir etmek ve kendini yenilemek için çalışır. Bu nedenle sabahları aç karnına bir bardak su içmek atık maddelerin idrar yoluyla atılmasını sağlayacağından çok faydalıdır.
    3. Aç karnına bir ya da birkaç bardak su içmek; alkol, tütün, kirlilik, kötü beslenme sonucunda vücudumuza giren zararlı maddelerin etkisini azaltmaya yardım eder.
    4. Su cildimizin en iyi dostlarından birisidir ve cilt sağlığı için çok faydalıdır. Aç karnına 2 bardak su içmek cildimizin esnekliğini ve gerginliğini korumasına yardımcı olur ve erken kırışıkların oluşmasını engeller.
    5. Sabahları su içmek, yaşamsal organlarımızın su ihtiyacını karşılar ve sağlıklı bir şekilde işlemelerine yardım eder.
    6. Aç karnına 2-3 bardak su içmek kilo vermeye yardımcı olur. Su, vücuttaki toksinleri atmak dışında yağ ve kalori yakımına da katkı da bulunur. Ayrıca, açlık hissini bastırarak gereksiz ve fazla yemenin önüne geçer.
    7. Eğer zayıflamak için içmek isterseniz Karbonatlı Su ile Zayıflama Kürü Nasıl Yapılır? bu su kürüne göz atın.
    Aç karnına su içmenin faydaları | 1
    Aç karnına su içilir mi?

    Suyun bilinmeyen faydaları

    Sabahları su içmek lenf bezlerimizin ve bağırsak yolumuzun sağlığını koruyarak ve kortizol değerlerimizi kontrol etmemize yardımcı olarak bizi enfeksiyonlardan korur ve genel sağlığımıza katkıda bulunur.

    Aç karnına bir bardak ılık su içmek, güne enerjiyle başlamanın iyi bir yoludur. Sabahları karşılaşabileceğimiz uyku halini ve yorgunluğu gidermeye yardımcı olur.

    Kahvaltıdan önce su içmek, bağırsak hareketlerimizi canlandırarak kabızlığı önlemeye yardım eder.

    Eğer gastrit ve benzeri sorunlar yaşıyorsanız su en iyi yardımcılarınızdan birisi olabilir. Aç karnına en az 3 bardak su içmek midenizdeki asit düzeyini düşürmeye ve gastrite neden olan krampları gidermeye yardımcı olacaktır.

    limonlu su faydaları
    limonlu su faydaları

    Limonlu su içmenin faydaları

    Su içmenin faydalarını yukarıda paylaştık daha etkilisi olan limon ile karıştırıldığında daha etkili ve sağlıklı oluyor. Limonlu su içmenin yararları şunlardır;

    1. Özellikle C vitamini almış olursunuz.
    2. pH alkali seviyesinde suyu dengeler.
    3. Yaralarınız var ise iyileşme süresini hızlandırır.
    4. Bağışıklık sisteminizi güçlenmesinde faydalıdır.
    5. Kanserde alternatif tıp olarak önerilir.
    6. Limonlu su sindirim sisteminizi düzenleyebilir.
    7. Limonlu su toksinlerden arınmanızda yardımcı olur.
    8. Soğuk algınlığına iyi gelir.

    Forum konumuz olan Limonlu Su İçmenin Zayıflamaya Faydaları adlı makalemize göz atabilirsiniz.

  • Balık yağı ile ilgili merak edilen 3 madde!

    Balık yağı ile ilgili merak edilen 3 madde!

    1- Balık yağında oksidasyon nedir, nasıl önlenir?

    Çeşitli formlarda balık yağları tüketici kullanımına sunulmaktadır. Seçerken oksidasyon ihtimalini de düşünmek gerekir. Balık yağları, ambalajları açıldığı andan itibaren oksijenle reaksiyona girmeye başlar, tat ve kokuları bozulabilir. *

    balık yağı nedir kullanımı
    balık yağı

    GOED (Bağımsız EPA ve DHA Omega3’leri Global Organizasyonu) tarafından 2017 senesinde hazırlanan Oksidasyon Kontrolü – En İyi Uygulamalar Raporunda oksidasyonu belirleyen faktörler havaya(oksijene) maruz kalma, sıcaklık, süre, ışık, metal içeriği (özellikle demir ve bakır), su içeriği, antioksidanlar ve diğer faktörler olarak listelenmiştir.

    Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi’ne göre (2010 yayını Kılavuz EFSA) balık yağları için, oksidasyondan korunma, soğuk ve karanlıkta saklayarak, antioksidan ekleyerek ve oksijene maruz bırakmadan saklayarak sağlanabilir.

    Tek tek paketli formlar açılana kadar oksijenle temas etmediği için oksidasyona maruz kalmamaktadır.

    *GOED Oxidation in Omega-3 Oils: An Overwiev

    Balık yağı ile ilgili merak edilen 3 madde! | 2

    2- Balık yağı takviyesi ne kadar süre ve kaç doz kullanılmalıdır?

    Vücudumuz Omega-3’ü kendisi üretemez, bu nedenle dışarıdan besin yoluyla takviye edilmesi gerekir.

    Omega-3’ün içeriğindeki DHA; normal beyin fonksiyonlarının korunmasına katkıda bulunur. *

    Yapılan bilimsel çalışmalar, kullanım süresinin sınırlanmasına dair bir aralık vermemekle birlikte düzenli kullanımın faydalı olacağına işaret ediyor.

    Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) 2-18 yaş arasında çocuklar için günlük 250mg EPA+DHA miktarında Omega3 alımını önermektedir.

    *26.01.2017 tarih 29960 sayılı Türk Gıda Kodeksi Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği

    Balık yağı ile ilgili merak edilen 3 madde! | 3

    3- Yaz aylarında balık yağı takviyesi almak doğru mu?

    Balık yağı takviyesinin mevsimi yoktur.

    Yaz aylarında sıcaklıkla birlikte oksidasyonun da etkisiyle tat ve koku değişimi ile birlikte besin değerlerinde de azalma görülebilir. Yaz aylarında, oksidasyona karşı tek tek paketli ürünleri tüketmenin ve soğukta saklama önlemlerinin önemi artmaktadır.

    Faydalı etki günlük 250 mg DHA alındığında sağlanmaktadır. Dengeli ve çeşitli beslenme sağlıklı yaşam için önemlidir.

    EasyFishoil’i kullanan her 10 anneden 9’u EasyFishoil’den memnun.

    Balık yağı ile ilgili merak edilen 3 madde! | 4

    Patentli formülüyle Norveç’te üretilen EasyFishoil, tek kullanımlık ambalajıyla açılana kadar oksijenle temas etmez. Böylece oksidasyona karşı koruma sağlar, tadı ve kokusu bozulmaz.

    Çiğnenebilir jel formda olduğu için kolaylıkla kullanabilmektedir.
    Üstelik dökülmeden, bulaşmadan, paketi her yere rahatlıkla götürebilirsiniz.

    EasyFishoil doğal portakal ve limon aromalı olup içeriğinde ilave şeker bulunmamaktadır.
    Yetişkin formu dahil tüm EasyFishoil ürünlerini eczanelerden bulabilirsiniz.

    UYARILAR

    Tavsiye edilen günlük porsiyonu aşmayın.
    Takviye edici gıdalar normal beslenmenin yerine geçemez. Çocukların ulaşamayacağı yerde saklayın.
    İlaç değildir. Hastalıkların önlenmesi ve tedavi edilmesi amacıyla kullanılmaz. Hamilelik ve emzirme dönemi ile hastalık veya ilaç kullanılması durumlarında doktorunuza danışın. Ambalajı bozuk ürünleri kullanmayın. Aşırı tüketimi laksatif etki yaratabilir.
    Alerjen: Balık yağı içerir.

    Detaylı bilgi için tıklayınız!

  • Skolyoz Bitkisel Tedavisi, Doğal Çözümü Nedir?

    Skolyoz Bitkisel Tedavisi, Doğal Çözümü Nedir?

    Bu yazımızda sizlere skolyoz bitkisel tedavisi ve alternatif tıp önerilerinde bulunacağız. Skolyozun doğal tedavisi için önerilebilecek yöntemler olmasına rağmen yine de ilk olarak doktora başvurulması gereklidir. Omurgalarda meydana gelen ve duruş bozuklukları yaratan eğrilikler skolyoz olarak adlandırılır. Bu rahatsızlık yalnızca görsel olarak sorun yaratmaz aynı zamanda şiddetli ağrılara da yol açar. Skolyoz genellikle çocuk yaşlarda görülür.

    Skolyoz nedir?

    Omurga bozukluğuna skolyoz denir. Omurganın eğrilmesiden dolayı oluşur. Doğuştan veya sonradan olabilir.Bu hastalığı yaşayan insanların sıkıntısı hareket zorluğu olmasıdır. Erken fark edilirse tedavi süreci kısalır.

    Skolyoz tedavisi için de erken teşhis oldukça önemlidir. Bundan dolayı aileler çocuklarını sürekli olarak takip etmeli ve omurgalarında bir eğrilik fark etmeleri halinde doğrudan bir doktora başvurmalıdır.

    Ameliyatsız Skolyoz Tedavisi
    Ameliyatsız Skolyoz Tedavisi

    Ameliyatsız Skolyoz Tedavisi Mümkün Mü?

    İleri boyuttaki skolyoz hastaları için ameliyat şarttır. Fakat erken teşhis söz konusuysa ameliyatsız da skolyoz tedavi edilebilir. Fizik tedavi ile beraber skolyoz tedavisi egzersizleri rahatsızlığın ilerlemesini kontrol altına alacaktır. Hangi egzersizlerin yapılacağına da kesinlikle kendi başına karar verilmemelidir. Uzman eşliğinde bu egzersizlerin yapılması sağlık açısından oldukça önemlidir.

    Yanlış yapılan bir hareket skolyozun daha da kötüleşmesine yol açabilir. Uzman kişiler de fizik tedavi egzersizlerini belirlerken hastanın durumuna göre bir program oluşturur. Skolyoz hastalığı olanlar forum konumuzda paylaşımda bulunabilir.

    Skolyoz Bitkisel Tedavisi

    Skolyoz için genellikle doktorlara başvurulmalıdır. Fakat bunun yanı sıra evde de yapılacak yöntemler ve tüketilecek besinler ile tedaviye katkıda bulunabilmesi mümkündür. Skolyoz hastaları ne yemeli sorusunun en önemli yanıtlarından bir tanesi çörekotudur. Çörekotunun vücut için birçok yararı var. Çörekotu kemikleri güçlendirici bir etkiye sahiptir. Omurgalarda zayıflık varsa da yine çörekotu bu soruna iyi gelecektir.

    Skolyoz Bitkisel Tedavisi
    Skolyoz Bitkisel Tedavisi

    Skolyoz alternatif tıp tedavisi olarak çörek otu, bal ve karabiber kürünü günde bir kez tüketebilirsiniz. Bir diğer alternatif tıp olarak kullanabileceğiniz ardıç yağı omurga eğriliği olan bölgeye sürülerek bitkisel tedavi uygulayabilirsiniz.

    Skolyoz doğal tedavisi için önerilen bir başka besin ise zencefildir. Zencefil skolyoz oluşumuna engel olabileceği gibi skolyoz hastalığı meydana gelmiş kişilerin omurlarının da düzelmesini sağlayabilir. Bunların yanı sıra pekmez, bal gibi önemli vitamin kaynaklarının da tüketilmesi skolyoz tedavisi için oldukça önemlidir.

    Not: Doktorunuza danışmadan uygulamayınız !

    skolyoz egzersizleri
    skolyoz egzersizleri

    Evde Skolyozu (Omurga Eğriliği) Önlemek İçin Egzersizler

    Omurga eğriliğini önlemek için evde yapabileceğiniz skolyoz egzersizleri duruş bozukluklarını da önlemektedir. Omurga eğriliğini iyileştirmek için doktor kontrolünde bir tedavi olması gerektiğini unutmamalıyız. Skolyozu önlemek için egzersizler yaşam kalitenizi arttırmanız ve omurga eğriliğini önlemek amaçlıdır. Yirmi dakikalık bu egzersizler ile önleyebilirsiniz. İşte o egzersizler…

    • Plank
    • Köprü (pelvisi kaldırma)
    • Kedi deve egzersizi

    Dilerseniz evde topsuz pilates nasıl yapılır? konumuza göz atabilirsiniz.

  • Sivrisinek Kovucu Nasıl Yapılır?

    Sivrisinek Kovucu Nasıl Yapılır?

    Sivrisinek kovucu yapmak için evlerde uygulanacak doğal yöntemler vardır. Bu yöntemleri uygulayarak sivrisineklerden kurtulmak oldukça kolay olmaktadır. Özellikle yaz aylarında etkili olan sivrisineklere karşı su birikintilerine dikkat edilmesi gerekir.

    Bahçede ve saksıların altında biriken suları temizlemek gerekir. Çatılardaki yağmur kanallarının düzenli olarak temizlenmesi de sivrisineklerin yaşam alanlarında engelleme yapmanızı sağlayacaktır.

    Doğal Sivrisinek Kovma Yöntemleri

    Sivrisinek kovucu bitkisel yöntemlerle yapılarak hazır kovucuların içerisinde bulunan kimyasal maddelerden kurtulmak mümkün olur. Doğal malzemeler kullanarak evde yapılan sivrisinek kovucular ile özellikle yaz aylarında rahatsız eden sineklerden kurtulmanız oldukça kolaydır. Sivrisinek kovucu olarak kullanılan bitkileri şu şekilde sıralanabilmektedir;

    • Okaliptüs yaprağı kaynatılarak su sıcak iken kapı ve pencere kenarlarına ve nemli yerlere sürülür.
    • Sarımsak oldukça etkili bir sinek kovucudur. 25 diş sarımsak 1 litre su ile kaynatılır. İçerisine bebek şampuanı katarak vücuda sürülür.
    • Badem yağı, fesleğen yağı ve ıtır çiçeği yağı karıştırılarak vücuda sürülür. Özellikle bebekler için uygulanan hafif bir yöntemdir.
    • Sirkenin kokusunda oldukça etkili doğal sivrisinek kovucu etkisi bulunmaktadır. Sivrisinek gelmemesi için bir bardak sirke odalardaki cam kenarlarına sürülmelidir.
    Sivrisinek Kovucu
    Sivrisinek Kovucu

    Bahçede Yetiştirilen Bitkiler İle Sivrisinekleri Uzaklaştırabilirsiniz

    Bahçelerine İdris otu, yalancı melisa, kedi nanesi ve biberiye eken kişilerin sivrisinekleri uzaklaştırmaları mümkün olmaktadır.

    • İdris otunda bulunan güçlü kokunun sivrisinekleri uzaklaştırıcı etkisi vardır.
    • Yalancı melisanın yaydığı narenciye kokusunun sivrisinekleri uzaklaştırıcı etkisi vardır.
    • Kedi nanesi birçok sinek ilacından daha etkili bir sinek kovucudur ve oldukça kolay yetiştirilebilir.
    • Biberiye kokusunda sivrisinekleri uzaklaştırıcı etki bulunur.

    Eve Sinek Gelmemesi İçin Ne Yapılır?

    Sineklerin daima evden uzak olması istenir. Sinekler evler ve işyerleri için rahatsız edici zararlılardır. Evde ya da işyerlerinde sinekler sağlık riski taşır. Sinekler Typhoid, E.coli ve Salmonella gibi mikropları taşıyarak, hastalıkların yayılmasını sağlarlar.

    Eve Sinek Gelmemesi İçin Ne Yapılır?
    Eve Sinek Gelmemesi İçin Ne Yapılır?

    Sineklerin Evinize Gelmemesi İçin Pratik Öneriler

    Sinekleri evinizden uzak tutmak için yapabilecekleriniz şunlardır:

    • Sineklerin eve erişimini engelleyin. Özellikle hava karardıktan sonra pencereleri ve kapıları kapalı tutun. Işık gelmesini perdelerle engelleyin.
    • Sineklik telleri kullanın. Evinizin pencere ve balkon kapılarında sineklik telleri kullanın. Özellikle mutfak ve çöp alanlarının olduğu bölgelerde buna daha çok dikkat edin.
    • Yiyeceklerin kapağını kapalı tutun. Mutfakta ya da yemek yenen ortamda olabilecek yemek damlalarını bekletmeden hemen temizleyin.
    • Bütün çöp kutularının kapaklarının sıkıca kapalı olmasına dikkat edin.
    • Evcil hayvanlarınızın dışkılarını ortada bırakmadan hemen temizleyin. Dışkıyı sadece sineklerin üreme yeri olarak düşünmeyin. Dışkıya konduktan sonra yemeklerinizin üzerine konabileceğini de hesaplayın.
    • Sinek ya da böcek ölülerini hemen ortamdan temizleyin. Bu tip ölü böcekler halıların üzerinde görünmeden kaldığında diğer böcekler için çekici bir yemek haline gelebilir.
    • Ortamda su birikintisi olmamasına dikkat edin. Bahçenizde su birikintisi olması sivrisinekler için çekici bir faktör olacaktır.
    • Özellikle yaz geceleri balkon teras ya da bahçede otururken sivrisinek kovucu kullanmak da etkili bir çözümdür. Bunların bazıları sivrisinek kovucu ses çıkarak sinekleri uzakta tutarlar.

    Bütün bunlara rağmen sinekler yine de geliyorsa o zaman kara sinek öldürücü ilaç kullanınız.

    sinek kovucu
    sinek kovucu

    Bilinmesi Gereken Bir Gerçek

    Ev sineklerinin gerçeği rahatsız edicidir. Yaygın olarak görülen ev sinekleri dışkı ve çürümüş et gibi çürüyen ya da çürümekte olan organik atıklarla beslenir. Oysaki meyve sinekleri daha çok şekerli maddeler arar ve daha çok olgunlaşmış meyveler, sağa sola dökülmüş alkolsüz içecekler ya da alkolle beslenmeyi tercih ederler.

    İlgili Konular;

    Evde ilaçsız sinek kovucu sprey yapımı Tıklayın !

    Sivrisinek Kaşıntısı Nasıl Geçer? Tıklayın !

    Sivrisinek ısırığına doğal ne iyi gelir? Tıklayın !

  • Aloe Vera Jeli İle El Dezenfektanı Yapımı

    Aloe Vera Jeli İle El Dezenfektanı Yapımı

    Son günlerde koronavirüsden dolayı marketlerde, eczanelerde bulunmayan el dezenfektanı, bulunsa bile fırsatçılardan dolayı fiyatları çok pahalı olması insanları evde doğal el dezenfektanı yapmaya yol açmıştır. Aloe vera jeli ile el dezenfektanı nasıl yapılır yazımızda sizlerle…

    Evde Antibakteriyel Dezenfektan Nasıl Yapılır?

    Evde antibakteriyel jel tarifi nasıl yapacağınızı basit ve doğal yöntemler ile hazırladık. Beyaz sirke, aloe vera jeli, alkol gibi malzemeler ile kolayca evinizde yapabilirsiniz.

    doğal antibakteriyel el dezenfektani
    doğal antibakteriyel el dezenfektani

    Kamu spotlarında da gördüğümüz gibi koronavirüse karşı ilk savunma hattı eldeki mikrop miktarını azaltmaktadır. El yıkamanın mümkün olmadığı zaman en iyi alternatif alkol oranının en az yüzde 60 olan el dezenfekteleridir.

    Alkol konsantrasyonu yüzde 60 – 95 arasında olan dezenfektanların mikropları öldürmede daha etkilidir. Alkol konsantrasyonu olmayan el dezenfektanları etkisi daha azdır.

    Aloe vera jeli cilde faydalarını saymakla bitmez. Aloe vera jeli cilde faydaları için bir önceki konumuza göz atabilirsiniz.

    Aloe Vera Jeli İle El Dezenfektanı Yapımı | 5

    Aloe Vera Jeli İle El Dezenfektanı Nasıl Yapılır?

    Sizlere basit ev yapımı aleo vera jelli el dezenfektanı tarifi vereceğiz. Bu dezenfektanı masanızda, çantanızda taşımanızda fayda var.

    Malzemeler;

    • İzopropil alkol

    • Aloe Vera Jeli

    • Lavanta esansiyel yağı (Farklı koku seçebilirsiniz)

    Yapılışı:

    Sadece 3 yemek kaşığı izopropil alkolü, 1 yemek kaşığı aleovera jeliyle karıştırın. El dezenfektanınızın daha hoş kokması için birkaç damla lavanta esansı ekleyin. (Dilerseniz farklı bir koku da kullanabilirsiniz.) Kendi portatif kabınızı doldurun ve mis gibi kokan el dezenfektanınız kullanıma hazır!

    el dezenfektani nasıl yapılır
    el dezenfektani nasıl yapılır

    Doğal El Dezenfektan Tarifi

    Bir diğer tarifimiz ise evde doğal el dezenfektan tarifi.

    Malzemeler;

    • 2 bardak sıcak su
    • 3 damla çay ağacı yağı
    • 2 kaşık beyaz sirke
    • 1 Çay kaşığı lavanta yağı

    Yapılışı:

    Bütün malzemeleri erinceye kadar iyi bir şekilde karıştırın ve kullanıma hazır. Dilerseniz içeriğine karbonat ekleyebilirsiniz.

    Basit el dezenfektanı tarifi
    Basit el dezenfektanı tarifi

    Dünya Sağlık Örgütü El Dezenfektanı Tarifi

    WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ‘nun ev kullanımı için ölçeklendirilmiş el dezenfektanı formülü:

    Malzemeler;

    • 1 çay kaşığı gliserin (veya aleovera jeli),
    • 1 yemek kaşığı hidrojen peroksit,
    • 1 su bardağı %99 izopropil alkol,
    • 1 su bardağı + 1/3 su bardağı su

    Yapılışı:

    Yukarıdaki malzemelerin hepsini karıştırın ve kullanımı kolay olacak bir kaba aktarın (bir sprey şişesi olabilir). El dezenfektanınız kullanıma hazır!

    Dikkat: El dezenfektanı aşırı kullanımı cilt hastalıklarına yol açabilir. lütfen dikkatli kullanın. Sağlıklı günler dileriz. Formüllerden dolayı yaşanacak olumsuz sonuçlardan sorumlu değiliz.

    Sizin evde yaptığınız el dezenfektanı var ise tarifini yorum olarak yazarsanız seviniriz. Bir önceki konumuz Ev Yapımı Antibakteriyel Sabun Tarifi göz atabilirsiniz.

  • CRP Yüksekliği Nedenleri Nelerdir? Kandaki CRP Yüksekliği Nasıl Düşürülür?

    CRP Yüksekliği Nedenleri Nelerdir? Kandaki CRP Yüksekliği Nasıl Düşürülür?

    CRP Yüksekliği Nedenleri Nelerdir? Açılımı C-Reaktif Protein olan CRP, vücutta iltihap oluşumunda karaciğerde üretilen bir protein olarak tanımlanabilmektedir. Kandaki CRP oranı, enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok iltihabik durumda yükselebilmektedir. Kanda çıkan CRP oranının normal değeri <0,3 mg/dL olmalıdır.

    CRP Yüksekliği Nedenleri Nelerdir?

    CRP testi genel olarak vücuttaki enfeksiyon varlığını araştırmak için yapılmaktadır. CRP yüksekliği neyi gösterir merak ediyorsanız, CRP değerini yükselten enfeksiyonların başlıcaları şu şekilde sıralanmaktadır;

    • Boğaz Enfeksiyonları
    • Sinüzit
    • Böbrek ve İdrar Yolları Enfeksiyonu
    • Bronşit
    • Kulak Enfeksiyonu
    • Kemik Enfeksiyonları
    • Bağırsak Enfeksiyonları
    • Menenjit
    • Abseler
    • Eklem Enfeksiyonu
    • Açık Yara Enfeksiyonu
    • Kalp Dokusunda Oluşan Enfeksiyonlar

    Genel olarak bakteri kaynaklı enfeksiyonlar CRP değerinden aşırı derecede yükselişe sebep olmaktadır. Tek başına CRP yüksekliği bakteri kaynaklı enfeksiyon belirtisini göstermektedir. Nezle, grip gibi virüs kaynaklı hastalıklarda CRP değeri normal veya hafif yüksek çıkabilir ve bu durum normaldir.

    CRP Yüksekliği Nedenleri Nelerdir? Kandaki CRP Yüksekliği Nasıl Düşürülür? | 6

    Hamilelikte CRP Yüksekliği Sebepleri

    CRP vücutta oluşan ani değişikler ve enfeksiyon sonucu yükselebilmektedir. Bu sebeple hamilelikte CRP yüksekliği belirli bir noktaya kadar normal sayılabilmektedir. CRP değerleri tek başına yüksek seviyelerde çıkıyorsa ve anne adayında herhangi bir şikâyet görülmüyorsa belli aralıklara test tekrarlanarak takip edilmektedir. CRP yüksekliği her hamile kadında görülmediği gibi, kapılan enfeksiyona bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir.

    CRP seviyesinde aşırı bir yükselme olduğu durumlarda, anne adayına fayda sağlayacak ilaçlar ile tedavi süreci başlatılmaktadır. Bu süreçte doktor tarafından tavsiye edilen ilaçların kullanılması son derece önemlidir. Aksi takdirde bebek zarar görebilmektedir. Hamilelik döneminde CRP yüksekliği belirtileri ise şu şekildedir;

    • Aşırı karın ağrısı
    • Şişkinlik
    • Yeme sorunları

    Bu sorunlar sürekli devam ediyorsa bir doktora danışılmasında fayda vardır. CRP yüksekliğinin neden kaynaklandığı araştırılmalı ve bu şekilde oluşturulan tedavi sürecine uyulmalıdır. Uygulanacak olan tedavi hem anne hem de bebeğin sağlığı göz önünde bulundurularak oluşturulmaktadır.

    CRP Nedir? Yüksekliği ve Düşüklüğü Neden Olur? Tıklayın !

    CRP Yüksekliği Neyi Gösterir? CRP Antibiyotikle Düşer Mi? Nedenleri Tedavisi !

    MPV Nedir? MPV Yüksekliği Düşüklüğü Tehlikeli Mi?

    Ferritin Yüksekliği Nedenleri Ve Tedavi Yöntemleri Tıklayın !

  • Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler

    Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler

    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, bağışıklık sistemini güçlendiren yiyecekler yazımızı hazırladık. Bu meyve ve sebzeleri tüketerek sağlığınızı koruyabilirsiniz.

    Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Yiyecekler

    Mevsim değişimi yaşıyoruz, güçlü bir bağışıklık sistemin için beslenmemize çok dikkat etmeliyiz ki, bedenimiz hastalıklarla savaşsın.
    Çoğu kişi sezon değişimlerinde çeşitli hastalıklara yakalanır, bunu önlemek için beslenme, uyku ve spor çok mühimdir. İşte bağışıklık sistemini güçlendiren besinler

    bağışıklık sistemini güçlendiren
    bağışıklık sistemini güçlendiren

    Sarımsak

    Sarmısak yalnızca yemeklere lezzet katmakla kalmıyor, soğuk algınlığı ve griple de mücadele ediyor. Sarımsak bağışıklık sistemini güçlendirir, beyaz kan hücrelerinin sayısını artırır. Ayrıca enfeksiyonları savaşır ve virüsleri öldürür.

    bağışıklık sistemi
    bağışıklık sistemi

    Tavuk Çorbası

    Bu çorba sonbahar ve kışın evinizin vazgeçilmezi olmalıdır.
    Tavuk çorbası sizi tok tutup zayıflatmakla kalmaz, hastalıklarla mücadele eder. İmmün sistemini kuvvetlendirir. Dilerseniz forum sayfamızda ki ödüllü yemek yarışmamızdaki tariflerden Terbiyeli Tavuk Çorbası Tarifine göz atabilirsiniz.

    güçlü bağışıklık sistemi için
    güçlü bağışıklık sistemi için

    Ispanak

    Antioksidan, vitamin ve mineral dolu, sonbahar, kış aylarını sağlıklı geçirmenizi sağlayan müthiş bir yiyecek de ıspanaktır. Tadını sevmiyorsanız, ıspanaklı pasta yapmayı deneyebilirsiniz. Bu pastada hiç ıspanak tadı almayacaksınız.

    Çocuğun Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek İçin Neler Yapılmalı?

    güçlü bağışıklık sistemi için
    güçlü bağışıklık sistemi için

    Havuç

    Çoğumuz havuç suyunun tadını severiz. Havuç enfeksiyonla mücadele eder, ve hücrelerin bağışıklık sistemini güçlendiren beta-karoten içerir. Bağışıklık sistemini güçlendiren en iyi tariflerden biri ise Elma, Havuç ve Pancar Kürü bu üçlü çok faydalıdır.

    güçlü bağışıklık sistemi için
    güçlü bağışıklık sistemi için

    Zencefil

    Soğuk algınlığı ve öksürük deyince aklımıza gelen ilk baharatlardan biri de zencefildir. Balla karıştırmak veya yemeklerimize katarak tüketmek, kışın sağlığınızı korumanın en iyi yollarındandır.

    bağışıklık sistemini güçlendiren
    bağışıklık sistemini güçlendiren

    Marul

    Yeşil yapraklı sebzeler, demir ve A vitamini açısından ve C vitamini açısından zengindirler. A vitamini vücuttaki beyaz kan hücrelerini artırır ve zararlı bakterileri yok eder. Diğer taraftan C vitamini bağışıklık sistemini uyarır.

    bağışıklık sistemini güçlendiren
    bağışıklık sistemini güçlendiren

    Çay

    Bitkisel çaylar bağışıklığı artırmak için harika seçeneklerdir.
    Araştırmalara göre günlük yeterli miktarda çay içen kişiler zararlı bakterilerle savaşan güçlü bir bağışıklığa sahipler. Kış Çayı Tarifi ve Faydaları için tıklayın.

  • Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Öneriler

    Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Öneriler

    Özellikle yanlış beslenme sonucu ortaya çıkan bağışıklık sistemi düzensizliklerini bu yöntemlerle güçlendirin.

    Bağışıklık sisteminiz ne kadar güçlü olursa sağlığınız o kadar yerinde olur. Bağışıklık sistemi düzensizlikleri ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirir. Yoğun hayat temposuna bir de şehir hayatı eklenince sağlıklı kalmak biraz zorlaşıyor ama bağışıklık sistemi sağlığı için dikkat edilmesi gerekiyor.

    Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Öneriler

    Bağışıklık sistemini güçlendirmenin yolu da gün boyunca yapılan alışkanlıklardan geçiyor. Yaptığınız tüm alışkanlıkları gözden geçirerek bağışıklık sisteminizi sağlıklı hale getirebilirsiniz.

    Bağışıklık sistemine zarar veren etkenler sadece alışkanlıklar değil elbette. Hissettiğiniz duygularda bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir.

    Bunların başında kuşkusuz stres geliyor. Stres öyle bir etkiye sahip ki dudakta çıkan uçuk, ağız içinde çıkan aft, aşırı yorgunluk hali ve uykusuzluk sonucu oluşan solunum yolu rahatsızlıklarının nedeni stres kaynaklıdır. Bu etkiler de doğrudan bağışıklık sistemini zayıflatmaya yeterlidir.

    Peki bunların önüne geçmek için neler mi yapabiliriz? Gelin birlikte inceleyelim..

    Bağışıklık Sistemi güçlendirme
    Bağışıklık Sistemi güçlendirme

    İşte vücut direncini ve bağışıklık sistemini güçlendirme önerileri

    • Bazı hastalıklara karşı aşı ile korunun. (grip gibi)
    • Düzenli ve kaliteli uyku uyuyun.
    • Taze peynir her ne kadar süt ürünü olsa da kaçının.
    • Et ve sütü iyice pişirerek tüketin.
    • Taze gıda tüketimine özen gösterin.
    • Meyve ve sebzelerin iyi yıkandığına emin olun.
    • Vücut temizliği ve kişisel bakımınıza özen gösterin.
    • Ellerinizi sık sık köpüklü sabunla yıkayın.

    İlgili Konular;

    Çocukların Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlendirilir?

    Doğal Antibiyotik Tarifi Tıklayın !

    Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Doğal Yöntemler

  • Gazlı İçecek Zararları Nelerdir? Neden Zararlıdır?

    Gazlı İçecek Zararları Nelerdir? Neden Zararlıdır?

    Gazlı içecek zararları nelerdir sorusu gün geçtikçe daha çok sorulmaya başlanmıştır. Bunun sebebi gazlı içeceklerin hayatımızda büyük bir yer kaplamasıdır. Uzmanlar bu içeceklerin zararlarından her gün bahsetse de, bu içeceklerden uzak kalmak kimse için kolay olmamaktadır.

    Ancak gazlı içeceklerin zararlarını bilmek, sizi bu içecekleri tüketmeden evvel uyarabilir. Gazlı içeceklerin içerisinde genellikle yer alan maddeler şu şekilde sıralanabilir:

    Gazlı İçecek Zararları Nelerdir? Neden Zararlıdır?

    1. Fosforik asit
    2. Şeker
    3. Aspartam
    4. Kafein

    Gazlı İçecekleri Zararlı Kılan Nedenler:

    Gazlı içeceklerin içeriğinde yer alan fosforik asit, şeker, aspartam ve kafein gibi maddeler, vücudunuz için büyük tehdit oluşturmaktadır. Özelikle obeziteye ve kemik erimesine sebebiyet veren gazlı içecekler, günlük hayatta kullanımı kısıtlanması gereken maddelerdendir. Asitli içecekler ve sağlığımıza zararları herkes tarafından bilinse de, osteoporoz, diş çürümesi, kalp hastalığı gibi rahatsızlıklara sebebiyet verdiği bilinmemektedir.

    Gazlı İçecek Zararları Nelerdir? Neden Zararlıdır? | 7

    Gazlı İçecekler Neden Tüketilmemelidir?

    Asitli içeceklerin şeker oranları birçok içecekten ve yiyecekten daha fazladır. Bir bardağında bile yüzlerce gram şeker bulunduran asitli içekler, kilo ve şeker konusunda önemli rahatsızlıklara kapı açmaktadır. Bunun yanında asitli yapısıyla diş çürüklerine ve kemik erimesine de sebep olmaktadır. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra, birçok böbrek ve kalp hastalığına da sebep olmaktadır. Gazlı içecek tüketimini sınırlandırmak vücudunuza yapabileceğiniz büyük iyiliklerden biridir. Bunun yerine daha doğal meyve suları ve ev yapımı içecekler tercih edilebilir.

    İlgili Konular;

    Hamilelikte soda içmek Tıklayın !

    Kolayı bırakmanız için sebepler… Tıklayın !

    Şeker en tatlı zehirdir Tıklayın !

  • Grip hurafeleri

    Grip hurafeleri

    Bu yazımızda yanlış bilinen grip hurafelerini paylaşacağız… Genellikle soğuk algınlığı ile karıştırılan ve birçok insanın hafif ve geçici bir hastalık olarak gördüğü için hekime bile başvurma ihtiyacı hissetmediği grip, özellikle çocuklarda, kronik hastalığı olanlarda ve yaşlılarda önemli komplikasyonlara da yol açabiliyor.

    Bu nedenle gripten korunmak ya da hastalık geliştiğinde zamanında hekime başvurmak çok önemli. Ancak toplumda yayılan kulaktan dolma bilgiler gripten yeterince korunmamızı önlüyor.

    Grip hurafeleri

    Acıbadem Taksim Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök grip hakkında doğru sandığımız yanlışları anlattı, önemli önerilerde bulundu.

    grip hurafeleri
    grip hurafeleri

    Yanlış: Grip basit bir hastalık.

    Soğuk algınlığı ayakta daha hafif atlatılabilirken, grip daha ağır ve ateşli olarak seyrediyor. Ayrıca çocuklarda, yaşlılarda ve akciğer hastalığı gibi kronik hastalığı olan hastalarda bronşit, sinüzit, kulak enfeksiyonu ve zatürre gibi komplikasyonlara yol açabiliyor, hatta ölümcül olabiliyor.

    Yanlış: Grip olduğumda antibiyotik fayda sağlar.

    Hem grip hem de soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotik etkili olmuyor. Ancak sinüzit, zatürree ya da kulak iltihabı gibi komplikasyon gelişmesi halinde antibiyotik doktor kontrolünde veriliyor. Gripten iyileşmenin yolu, bol sıvı alımı ve dinlenmeden geçiyor. Ayrıca doktor kontrolünde alınan ateş düşürücü ya da antiviral ilaçlar da kullanılabiliyor.

    grip hurafeleri
    grip hurafeleri

    Yanlış: Ocak ayına kadar aşı olamazsam çok geç kalmış olurum.

    Grip aşısının etkisi 2-3 hafta sonra başlıyor. Bu nedenle aşının eylül ve ekim aylarındaki grip salgınından önce yapılması öneriliyor. Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök grip aşısı için en uygun zamanın sonbahar başlangıcı olduğunu belirterek, “ Ancak grip aşısı yaptırmak için hiçbir zaman çok geç değil. Çünkü şubat ayında en yüksek düzeyde görülen grip mayıs ayına kadar devam ediyor.“ diyor.

    grip_asisi_soguk_alginlik

    Yanlış: Grip olduğumda çocuğumu emziremem.

    Hemen her anne gribe yakalandığında, hastalığını çocuğuna bulaştırır düşüncesiyle emzirmekten vazgeçebiliyor. “Oysa sanılanın aksine anneler grip olduklarında çocuklarını emzirmeliler.” diyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Sanılanın tam tersine anne sütü gribe karşı doğal antikorlar içerdiği için bebeğe doğal bağışıklık sağlıyor. Ancak emziren anneler grip veya nezle olduklarında çocuğuna hem solunum yoluyla hem de el temasıyla bu virüsü bulaştırabiliyor. Bu nedenle hasta olan annelerin maske kullanmalarının yanı sıra bebeğiyle temas öncesinde sık sık ellerini yıkamaları çok önemli.” Bir önceki konumuz olan Grip Olan Anne Emzirebilir mi? göz atmanızda fayda var…

    Yanlış: Hasta kişilerden uzak kalmak beni her zaman korur.

    Bazı hastalar gribe yakalandıkları halde henüz yakınmaları başlamaması nedeniyle virüsü bulaştırabiliyorlar. Dolayısıyla gripten korunmak için hasta kişilerden uzak kalmanın yanı sıra aşı yaptırmak ve elleri de sık sık yıkamak gerekiyor.

    Yanlış: Her yıl aşı olmam gerekmiyor.

    Influenza virüsü, yapısını değiştirebilen bir virüs. Her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün salgına sebep olabilecek yüksek olasılıklı virüslere uygun aşı planlaması sonucunda aşıların içeriği her yıl değişiyor. Bu nedenle her yıl aşılanmak gerekiyor.

    Yanlış: Grip ilacı alırsam hastalığı ayakta geçirebilirim.

    Grip, soğuk algınlığı ile karıştırılmamalı. Grip, soğuk algınlığından daha ağır seyrediyor. Örneğin ciddi kas ağrısı, baş ve boğaz ağrıları ile ateş gelişebiliyor. Soğuk algınlığı olan kişi hastalığı ayakta atlatabiliyor ama grip yatak istirahati gerekiyor.

    Yanlış: Maske taktığımda gripten korunurum.

    Grip virüsü havadaki damlacıkların yanı sıra ellerimizle temas yoluyla da bulaşabiliyor. Dolayısıyla hastanın kullandığı telefon, mouse ve kapı kolları gibi ortak kullanılan eşyalarla ya da tokalaşmayla kişilerin birbirlerine temas etmeleri sonucu hastalık bulaşabiliyor. Bu nedenle hasta kişilerin bu dönemde sık sık ellerini yıkamaları ayrıca önem taşıyor.

    Yanlış: Aşı yapılınca asla hastalanmam.

    Grip aşısı hastalığı yüzde 100 önleyemiyor. Aşı grip olma riskini azaltıyor ve hasta olunsa bile etkilerinin daha az hissedilmesini sağlıyor. Her yıl Dünya Sağlık Örgütü’nün önderliğinde salgın yapması beklenen virüslere karşı aşı hazırlanıyor. Dolayısıyla aşı, içerisinde bulunmayan ve diğer salgın yapan virüslere karşı etkili olmadığı için bu virüsler bulaştığı takdirde kişi hastalanabiliyor.

    Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Özkök grip aşısı olduktan sonra aşının etkisini gösterebilmesi için 2- 3 haftalık süreye ihtiyaç olduğunu belirterek, “Bu dönem içinde kişinin virüsle karşılaşması halinde antikor yanıtı oluşmaması nedeniyle hastalık gelişebiliyor. Bu yüzden aşının sonbahar döneminin başlarında, salgınlardan önce yapılması önemli.” diyor.

    Yanlış: Grip aşıları gribe yol açar.

    Toplumdaki yaygın inanışın aksine grip aşıları gribe yol açmıyor. Grip aşısı ölü aşı olduğu için enfeksiyonun gelişme riski olmuyor. Ancak aşının yapıldığı mevsim “nezle” olarak adlandırılan basit viral enfeksiyonlarının yoğun olarak yaşandığı bir dönem. Bu nedenle kişiler nezleye yakalandıklarında grip olduklarını düşündükleri için burun akıntısı ve halsizlik gibi yakınmalarına grip aşılarının neden olduğunu düşünüyor.

    İlgili Konular;

    Çocukları Gripten Nasıl Koruruz? Bitkisel Yöntemler

    Terlemek Gribe İyi Gelir Mi? Grip Hızlı Nasıl Geçer? Ne İyi Gelir? 

    Gripte hızlı iyileşme püf noktaları