Kategori: Sağlık

  • Balın öksürüğe faydası kanıtlandı

    Balın öksürüğe faydası kanıtlandı

    Yapılan bir araştırmada yatmadan önce çocuklara bir çay kaşığı bal vermek, hem öksürüğün yarattığı şikayetleri azaltıyor hem de daha rahat uyumalarına yardımcı olabiliyor.

    Bir yaşından küçük bebeklere bal önerilmezken, boğaz enfeksiyonu ve öksürüğü olan 2 ile 5 yaş arasındaki bebeklerde yatmadan önce bir kaşık bal yedirilebileceği, bunun önemli ölçüde rahatlama sağladığı ortaya çıktı.

    Pediatrics Journal, dergisinde yayınlanan araştırmada yüksek antioksidan seviyesi olan balın öksürük şurupları için bir alternatif olabileceği belirtildi.

    300 boğaz enfeksiyonu yaşayan çocuk üzerinde yapılan araştırmada, çocukların üçte ikisine bir kaşık okaliptus balı ve birkaç farklı çeşit bal yedirildi. Bazılarında ise sadece plasebo kullanıldı.

    Ailelerden baldan önce ve sonrası karşılaştırılarak, çocuklarının uyku durumunu değerlendirmeleri istendi. Aileler hangi tür olursa olsun bal yediren çocuklarının uykusuna on üzerinden 9-10 puan verdi.

  • Az Uyku Kadınları Şişmanlatıyor!

    Az Uyku Kadınları Şişmanlatıyor!

    Yapılan araştırmalar, günde 8 saatten daha az uyku uyuyan kadınların özellikle bel bölgeleri daha fazla yağlanma oluştuğunu ortaya çıkardı…

    İsveç’te bulunan Uppsala Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre günde 5 saat uyuyan bir kadının bel bölgesinin, 8 saat uyuyan bir kadına göre 6 santimetre daha kalın olduğu ortaya çıktı.

    Akciğer Hastalıkları uzmanı Dr. Jenny Theorell-Haglöw’un başında bulunduğu araştırma grubu, 50 yaş altındaki 6500 kadını incelemeye aldı.

    İnceleme sırasında kadınların sağlık problemleri konusunda bilgi alındı, ağırlıkları ve boyları ölçüldü. Araştırma sonucunda, 7 ila 8 saatten daha az uyuyan kadınların bel bölgelerinin daha fazla yağlandığı görüldü.

    7 ila 8 saatten daha az uyuyan kadınların bel bölgesi kalınlığının 89,8 santimetreye kadar çıktığının görüldüğünü kaydeden Dr. Haglöw, bunun da sağlık açısından büyük risk teşkil ettiğini, bel bölgesinde normal sınırların üzerinde yağlanma olanlarda diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların görülme sıklığının daha fazla olduğunu hatırlattı.

    Az uyuyanların bel bölgesinde neden yağlanma olduğuna dair birkaç açıklama olduğuna işaret eden Dr. Haglöw, birinci nedeninin kortizol ve büyüme hormonu salgı miktarının etkilenmesi, ikinci nedenin ise yemek yemeye daha fazla vakit harcanması olduğunu söyledi.

    İsveçli doktorların araştırması Sleep Medicine dergisinde yayımlandı.

  • Kadınlarda Kansızlık (Anemi)

    Kadınlarda Kansızlık (Anemi)

    Kansızlık, adet düzensizliğine, gebe kalmada riske, kalp damar hastalıklarında artışa, kadının yaşam süresinin kısalmasına, yorgunluk, tırnaklarda beyazlık, sağlıklı insanlarda alt göz kapağı aşağıya çekildiğindeki kırmızı görüntünün beyaza yakın olması, cilt renginin kara sarı durması, nefes almada sıkıntı çekilmesi ile belirti veriyor.

    Türkiye’de kadınların yarısından fazlası kansızlık (anemi) problemi yaşıyor. Türkiye Aile Planlaması Derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, kadınların yaşamları boyunca ciddi oranlarda kan kaybettiklerini belirterek, kansızlığın, adet düzensizliğine, gebe kalmada riske, kalp damar hastalıklarında artışa, kadının yaşam süresinin kısalmasına, iş ve yaşam performansında azalmaya neden olabileceğini kaydetti. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda çok çalıştığını ifade eden Şatıroğlu, bakanlığın, geçtiğimiz 3 yıl boyunca ücretsiz demir hapı dağıttığını söyledi.

    ERKEN YAŞLANMA RİSKİ

    Şatıroğlu, kansızlık çeken kadınların dokularının yeterince beslenemediğini ve erken yaşlanma riski taşıdıklarını ifade ederek, “Kansızlık çabuk yorgunluk, tırnaklarda beyazlık, sağlıklı insanlarda alt göz kapağı aşağıya çekildiğindeki kırmızı görüntünün beyaza yakın olması, cilt renginin kara sarı durması, nefes almada sıkıntı çekilmesi ile belirti verir” diye konuştu.

    BEBEĞİ DE ETKİLİYOR

    Prof. Dr. Şatıroğlu, kansızlık sorunu yaşayan gebelerin, bebeğiyle paylaşacak kan miktarının da az olacağını belirterek, annedeki anemi nedeniyle bebeklerde de düşük doğum ağırlıklı doğma, gelişimleriyle ilgi sıkıntı ve sakat olma ihtimali bulunduğunu söyledi. Kansızlık problemi olan kadının, gebe kalma ihtimalinin azaldığına, istediği zaman çocuk sahibi olma şansının düştüğüne işaret eden Şatıroğlu, aneminin, gebe olan kadınlarda düşük ve erken doğum ihtimalini artırdığını kaydetti.

    ISPANAĞIN SUYUNU ATMAYIN

    Doğru beslenme yöntemi ile kan yapımının artacağını belirten Şatıroğlu, önerilerde bulundu: Ispanak yemeği yapılırken acı suyu çıksın diye haşlandıktan sonra sıkılıp, suyu atılmamalı. Böyle yapıldığında sebzenin suyunda kalan tüm demir kullanılamadan atılmış oluyor. Demirden zengin makarna da az suda haşlanmalı, soğuk sudan geçirilmeden haşlandığı su ile tüketilmeli.

    BEYAZ EKMEĞE DİKKAT

    Diyet programlarındaki gibi her şey haşlama ile yenmemeli. Beyaz ekmek çok tercih edilmemeli. Bunun yerine tam tahıllı köy ekmeği ya da yufka tüketilmeli. Çay ve kahve ya yemek yedikten 1-2 saat sonra tüketilmeli ya da yemekten önce içilmeli. Konsantre meyve suları yerine taze sıkılmış meyve suları içilmeli. Yemeklerin tadına bakılmadan tuz dökülmemeli. Keçiboynuzu, üzüm ya da dut pekmezinden, sabahları bir kahve fincanı dolusu içilmeli.

    DOKTORA BAŞVURUN

    Kadınların, özellikle adet dönemlerindeki kanamalarının şiddetine ve süresine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Şatıroğlu, adet kanamalarının çokluğunun sağlıklı olmanın göstergesi olduğu yönündeki inanışların tamamen yanlış olduğunu söyledi. Şatıroğlu, 3-4 günden fazla devam eden şiddetli adet kanaması durumunda, kadın doğum uzmanına gidilmesi gerektiğini belirterek, “Bu kadının sağlığını tehdit eden bir durum. Bu durumda kadın, yediği içtiği her şeyi gereksiz yere dışarı atıyor demektir” dedi. Şatıroğlu, kandaki hemoglobin oranının ortalama 14 olması gerektiğini, hemoglobin değerinin 6’ya düştüğü zamanlarda ayaklarda ve yüzde ödem görülebileceğini, uyku bozuklukları ve yorgunluk şikayetleri ile karşılaşılabilineceğini de sözlerine ekledi.

  • Başınızmı Ağrıyor ?

    Başınızmı Ağrıyor ?

    Baş Ağrılarının Türleri :

    Gerilim Tipi Başağrısı :

    – Başın arkasında yan ,ön tarafında veya çember tarzında bir gerginlik olarak ifade edilir.Ağrı kademeli olarak yavaş yerleşir.Örnek olarak sabahleyin başlayan ağrı akşama doğru giderek artar.Ağrı 1 saatten birkaç güne kadar sürebilir.Yaşanan stresler ile tekrarlama eğilimi gösterebilir.Tedavisinde basit analjezikler ve psikolojik destek uygulanır.

    Klasik Migren Auralı :

    – Önce görsel bazı bulgular vardır.( renkli halkalar ).Sonra başın tek tarafında ( sağ veya sol ) zonklayıcı ağrı,bulantı ve kusma bulunur.Ağrı süresi 30 dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir.Stressli dönemlerde daha sık olmak üzere tekrarlar.Tedavisinde ergotamin preparatları kullanılır.

    Basit Migren Aurasız :

    – Ağrı öncesinde klasik migrende görülen bulgular yoktur.Başlangıçta tek taraflı baş ağrısı daha sonra yaygın zonklayıcı ağrı ve bulantı bulunabilir.Süresi saatlerden bir kaç güne kadar uzayabilir.Tekrarlaması klasik migrene benzer.Tedavisi klasik migren tedavisiyle aynıdır.

    Cluster Baş Ağrısı :

    – Şiddetli, göz etrafında lokalize,rahatsız edici,can sıkıcı durum veya zonklayıcı ağrı olarak ifade edilir.Süresi 15-90 dakika kadardır.Bir veya iki ayda bir demetler halinde tekrarlar.Ataklar arasındaki süreler değişkendir.Genelde alkol ve sigara kullanan erkeklerde görülür.Tedavisinde ağrılı zamanlarda prednison ve ergotamine kullanılır.

    Subaraknoidal Ağrı :

    – Ani yerleşimli şiddetli yaygın bir baş ağrısıdır.Hastalar daha önce yaşamadıkları bir şiddetde ağrı olarak tarif ederler.Günlerce sürebilir.Hastanın yaşamını tehlikeye soktuğu için cerrahi tedavi uygulanır.

    Tümör:

    – Öksürmek,aksırmak veya fiziksel eforla artan,ağırlık hissi tarzında bir sabah ağrısıdır.Akşama yaklaştıkça ağrı hafifler.Haftadan aylara kadar sürebilir.Bu ağrı tipi beyin içi basıncının arttığı durumlarda görülür.Uzun bir süredir bu tipte bir ağrınız varsa bir nöroloğa başvurmanız önerilir.

    Psödotümör:

    – Ağırlık hissi,sürekli ağrı öncelikle fazla kilolu genç kadınlarda görülür.Günlerden haftalara kadar süren uzun bir ağrı dönemi vardır.Öksürmek,aksırmak veya fiziksel eforla ağrı artar.Tekrarlayan lomber ponksiyonlarla tedavi edilir.

    Sinüs Baş Ağrısı :

    – Sinuslar üzerinde lokalize,sürekli ağrı.Günlerden haftalara kadar sürebilir.Tekrarlayabilir.Tedavisinde antibiyotik ve antihistaminikler kullanılır.

    Temporal Arterit :

    – 60 yaş üzerindeki hastalarda görülür.Tek taraflı bir baş ağrısıdır.Saniyelerden saatlere kadar sürebilir.Yaşam boyu tekrarlar.Tedavisinde steroidler kullanılır.

    Trigeminal Nevralji :

    – Bıçak gibi saplanan yüz ağrısı olarak tanımlanır.Tedavisinde karbamazepin veya cerrahi tedavi uygulanır.

    Atipik Yüz Ağrısı :

    – Ağırlık hissi veren sürekli diffüz yüz ağrısı.Tedavisinde amitriptilin veya klordiazepoksid kullanılır.

    Baş Ağrılarının Tedavisi :

    Baş ağrılarının tedavisi için bir nöroloji doktoruna başvurmak şarttır. Yukarıda sayılan baş ağrıları nedenlerini ancak bir nöroloji doktoru değerlendirebilmektedir. Hastalar tarafından sık yapılan bir hata özellikle tekrarlayan baş ağrısı durumunda ağrı kesici ilaçlarla durumlarını idare etmeye çalışmaktır. Oysa örneğin migren durumlarında kullanılan ilaçlar tamamiyle farklıdır. Çünkü migren ağrısı beyin damarlarından kaynaklanmaktadır.

  • Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme

    Burun estetik ameliyatları öncesinde yapılan üç boyutlu görüntüleme ile olası sonuçların ön görülmesi ameliyattan beklentilerin gerçekçi olarak anlaşılmasını ve ifade edilmesini sağlıyor..

    BURUN VE YÜZ ESTETİĞİNDE 3D GÖRÜNTÜLEME
    Doç. Dr. Teoman Dal

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme | 1 Kişinin simasını ve ifadesini önemli ölçüde değiştirebilme potansiyeline sahip cerrahi müdahaleler olan yüz ve özellikle burun estetik ameliyatlarında en önemli başarı kriteri hastaların ameliyat sonrasındaki mutluluğu yani ameliyattan beklentilerinin karşılanmasıdır. Bu nedenle ameliyat öncesinde beklentilerin çok iyi anlaşılması ve ameliyat planının arzu edilen sonuca ulaşacak şekilde yapılabilmesi gerekir. Hastaların ameliyattan beklentilerini en doğru şekilde ifade edebilmeleri ise ancak ameliyatın olası sonuçlarını gerçekçi bir şekilde ön görebilmeleri ile mümkün olmaktadır.

    Günümüzde hızla gelişen tıbbi teknolojilerle artık ameliyat öncesinde mevcut problemler hassas bir şekilde değerlendirilebilmekte aynı zamanda burun ve yüz bölgesinde yapılacak cerrahi müdahalelerin olası sonuçları oldukça gerçekçi bir şekilde ve üç boyutlu olarak görüntülenebilmektedir.

    3D görüntüleme sistemi

    Bu amaçla geliştirilen kamera sistemleri ile farklı açılardan alınan yüksek çözünürlüklü dijital görüntüler kullanarak özel bir yazılım yardımı ile burun ve yüz bölgesinin üç boyutlu görüntüsü oluşturulduktan sonra yapılması talep edilen değişiklikler bu görüntü üzerinde uygulanmakta ve ameliyat sonrasında oluşacak görünüm gerçekçi bir şekilde ortaya konabilmektedir. Bu değerlendirme sırasında hastalar ameliyat sırasında yapılabilecek farklı müdahalelerin yüz görünümleri ve ifadeleri üzerindeki etkisini gerçeğe en yakın şekilde ön görebildiklerinden beklentilerini doğru şekilde ifade edebilme şansına sahip olmakta, doktorlar da ameliyat planlarını bu sonuca ulaşacak şekilde yapılabilmektedir.

    3D Görüntüleme yazılımı ile yapılması planlanan değişiklikler gerçekçi olarak ön görülebilmektedir.

    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme | 2

    Ameliyat öncesi değerlendirmelerin ve fotoğraf çekimlerinin dik pozisyonda yapılmasına karşın ameliyatın yatar pozisyonda yapılması, aynı zamanda ameliyatın başlangıcında burun üzerine yapılan enjeksiyonlar ve oluşan cilt ödemi nedeni ile özellikle burun dış görünümünü etkileyen bölgelerde çıkartılacak ya da eklenecek doku miktarı hakkında ameliyat sırasında karar vermek zorlaşabilmektedir. Bu nedenle, özellikle iyileşmenin tamamlanması 6-12 ay gibi süreleri bulan estetik burun ameliyatlarında sonuçların arzu edilen şekilde gerçekleşebilmesi için ameliyat öncesindeki planlamanın dikkatli bir şekilde yapılması ve ameliyatın mümkün olduğunca bu plan doğrultusunda gerçekleştirilmesi son derece önemli olmaktadır.

    İlgili konular ;
    Revizyon Burun Estetik Ameliyatı
    Ultrasonik Yüz Gençleştirme

  • Diş eti çekilmesinin nedenleri

    Diş eti çekilmesinin nedenleri

    Diş eti dokusunun normal sınırı olan mine-sement birleşiminden başka bir deyişle kron-kök sınırından apikal yöne, yani diş köküne doğru sıyrılmasına diş eti çekilmesi ya da tıp dilinde diş eti atrofisi denir. Dişeti çekilmesinin birçok nedeni vardır ve önlem alınmadığı zaman diş kayıplarına neden olmaktadır.

    Diş eti çekilmesinin sebepleri nelerdir?
    – Yaşlanma,
    – Yanlış diş fırçalama,
    – Diş taşları ve bakteri plağı,
    – Diş arkı (diş dizisi) üzerindeki diş veya dişlerin, diş arkı dışında yer almaları ve çarpık, düzensiz, rotasyona uğramış (dönmüş) olmaları,
    – Diş eti iltihabı veya periodontitis sonucunda diş eti kenarında meydana gelen iltihaplı ve dejeneratif değişimler,

    – Periodontal cepler ve büyümüş diş etlerinin ortadan kaldırılması amacıyla yapılan bazı diş eti operasyonları sonrasında,
    – Okluzal travmalar (yüksek ya da hatalı yapılmış kron, köprü, dolgulu dişlerde ve bruksizm denen diş sıkma ve gıcırdatma vakalarında,
    – Dudak, yanak kas bağlantılarının diş etlerine yakın olmaları,
    – Dişler arasına gereksiz ve çok fazla kürdan, toplu iğne vb. cisimler sokulup kurcalanması, diş etinin tahriş ve tahrip edilmesi.
    Söz konusu bu nedenler arasında çok önemli yer tutan diş taşları ve bakteri plağı (diş yüzeyine yapışan, gözle görülmeyen, gıda artıkları ve bakterilerin birlikte oluşturduğu yapışkan bir tabaka) detartraj da denen diş taşı temizliği veya gerekiyorsa diş eti altında, daha derinde bulunan diş taşları ve oluşumların uzaklaştırılması amacıyla yapılan subgingival küretaj işlemiyle temizlenmelidir.
    Dişeti seviyesindeki ya da üzerindeki görünür diş taşları çeşitli görevleri ve biçimleri olan el aletleri ya da ultrasonik cihazlar ile temizlenir. Daha derinlerdeki, diş eti altındaki, kök yüzeyindeki gözle görülmeyen diş taşları, granülasyon dokusu (bozulmuş, hastalıklı nedbe dokuları) ve nekrotik (ölü) sement dokusunun ortadan kaldırılması ve temizliği işlemine de subgingival küretaj denir ve dişe, küretaj yapılan bölgeye ve dişin yüzeyine uygun farklı şekil, büyüklük ve amaçtaki ‘küret’ denen el aletleri yardımıyla yapılır.

    Dişlerimizi beyazlatmak için sert fırçalamayalım!
    Dişlerinizin renginden, şeklinden ve boyutundan memnun musunuz ?
    Gülümsemeniz özgüveninizdir
    Dişhekimliğinde Lazer Kullanımı ve Dişeti Hastalıkları

  • Kleine-Levin Sendromu nedir?

    Kleine-Levin Sendromu nedir?

    “Uyuyan güzel hastalığı” olarak adlandırılan “Kleine-Levin Sendromu” hastalığından muzdarip olanlar, günde 20 saat uyuyabiliyor ve sadece yemek ya da tuvalet ihtiyaçları için kalkıyorlar.

    “Kleine-Levin Sendromu” hastalığında kişi, mekân ve zaman gözetmeden her yerde uyuya kalabiliyor
    İngiltere’nin Yorkshire Bölgesi’nde yaşayan 30 yaşındaki Nathalie Hoyland’da çok nadir görülen “Kleine-Levin Sendromu” var.

    Bu rahatsızlıkta kişi, mekân ve zaman gözetmeden her yerde uyuya kalabiliyor.

    Bu durum mayıs ayında doğum yapacak olan Hoyland’ı endişelendiriyor. Hoyland endişelerini şöyle dile getiriyor:
    “Doğum sırasında da uyuyakalmaktan çok korkuyorum. Doğumu atlatsam bile sonrası var, kendi başına olduğunuzda uyuya kalmak o kadar sorun değil belki, ama bakmanız gereken bir bebek söz konusu olduğunda, işler daha da zorlaşıyor.”

  • Diş sağlığını korumak için neler yapılmalıdır?

    Diş sağlığını korumak için neler yapılmalıdır?

    1. Bir çok diş çürüğünün oluşumu aylar sürer. Diş hekimine gitmek için dişlerin ağrıması beklenmemelidir. Yılda iki kez diş hekimine gidilmelidir.

    2. Çocukluk dönemindeki beslenme diş sağlığı yönünden çok önemlidir. Kalsiyum, fosfor ve flor mineralleri yeterince alınmalıdır. Dişeti, diş sağlığı ve sağlamlığı için gerekli C, A ve D vitamini eksikliği olmamalıdır. Süt, süt ürünleri ve taze meyveler özellikle yararlıdır.

    3. Sürekli yumuşak besinlerle beslenmekten kaçınmalıdır. Havuç, elma gibi yiyecekleri ısırarak yemek diş sağlığı için gereklidir.

    4. Öğün aralarında rasgele yemekten ve şekerlemelerden kaçınmalı, her tatlı yiyecekten sonra ağız suyla çalkalanmalıdır. Asit, kola, gazoz gibi içecekler çok fazla tüketilmemelidir.

    5. Her akşam yatmadan önce ve yemeklerden sonra dişler tekniğine uygun olarak fırçalanmalıdır.

    6. Dişler kürdan dahil hiç bir şeyle karıştırılmamalıdır. Diş araları temizliğinde diş ipliği kullanılabilir.

    7. Sigara ve alkol diş sağlığı için çok zararlıdır.

    8. Fındık, ceviz gibi şeyler dişlerle kırılmamalıdır.

    9. Sakız çiğneme, ağıza kalem ve parmak sokma, tırnak yeme, dudak, parmak, yanak ısırma, özellikle ilk okul sıralarında çene ye el dayama gibi alışkanlıkların dişler ve çene için zararlı olduğu unutulmamalı, bunlardan kaçınmalıdır.

    10. Çok soğuk ve çok sıcak yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalıdır.

    11. Diş hekimi gerekli görmedikçe diş çektirmemeli, özellikle bilgisiz kişilere diş çektirmekten kaçınılmalıdır.

    12. Çocuklara 2 yaşından sonra yalancı meme, biberon kullandırtmamalıdır.

    13. Ağzı açık uyuma dişlere zararlı olduğundan burunda böyle uyumaya sebep olan tıkanıklık nedenleri araştırılıp ortadan kaldırılmalıdır.

    Flor ve dişler:

    Diş minesinin direncini artıran en önemli maddelerden birisi flordur. İçilen suda yeterli flor varsa sorun yoktur. Eğer flor azsa dişler çürür. Flor fazlalığı dişlerin sararmasına yol açar. Sularında flor eksikliği olan yerlerde sağlık kuruluşları gerekli önlemleri alır. İçilen suların ve yemek tuzunun florla zenginleştirilmesi sağlanır. Bunlar sağlanana kadar flor çözeltisiyle kişisel florlama yapılır.

    Dişetlerinizi de fırçalıyor musunuz?

    Yemeklerden sonra dişetleri üzerinde kalan gıda artıkları, mikroorganizmaların üremesine ve kümelenmesine yol açarak, diş çürümesini hızlandırıyor.
    Selçuk Üniversites Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Serdar Üşümez, dünyada en sık rastlanan rahatsızlıkların başında gelen diş hastalıklarının, vücut sağlığı açısından büyük önem taşıdığını kaydetti.

    Bakımsız ve sağlıksız dişlerin çok sayıda hastalığa davetiye çıkardığına dikkati çeken Üşümez, “Yemeklerden sonra dişetleri üzerinde kalan gıda artıkları, mikroorganizmaların üremesine ve kümelenmesine yol açıyor.

    Ağız sağlığını tehdit eden mikroorganizmaların en önemli besin kaynağı, yemeklerden sonra diş ve dişetleri üzerinde kalan gıda artıklarıdır” dedi. Üşümez, “Yemeklerden sonra kalan gıda artıklarından kurtulmak için dişetleri de hafif bir şekilde fırçalanmalıdır. Yumuşak yapılacak fırçalama işlemi kan dolaşımını da hızlandırarak, dişetlerinin daha sağlıklı kalmasını sağlar” diye konuştu.

  • Floresan ışık migren nedeni

    Floresan ışık migren nedeni

    Baş ağrısının en sık görülen türü olan migreni, floresan ışıkların yanı sıra parlak gün ışıklarının tetiklediği belirtildi.

    Alkollü içecekler başta olmak üzere kahve, çay ve kafeinli meşrubatların migrene sebep olduğunu belirten Özel Bahar Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cemile Haki, özellikle Ramazan ayında migren ağrılarına karşı dikkatli olunmasını tavsiye etti.

    100 KİŞİDEN 70’İ BAŞ AĞRISI ÇEKİYOR

    Dr. Cemile Haki, baş ağrısının toplumda en sok görülen şikâyetlerden olduğunu söyledi. Tekrarlayıcı baş ağrısı olan insanların oranının yüzde 70’lere ulaştığını ifade eden Dr. Haki, baş ağrısı rahatsızlıklarının başında ise migrenin geldiğini kaydetti. Migren ataklarının hastanın kişisel, sosyal veya iş yaşamının her yönünü etkileyebildiğine işaret eden Haki, atakların 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabildiğini belirtti.

    Dr. Haki, migren konusunda şu bilgileri verdi: “Eskiden ‘sadece bir baş ağrısı tipi’ olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir. Hastalık yaşamı tehdit edici olmamasına rağmen yaşam kalitesi üzerindeki etkileri şiddetli olabilir. Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir. Baş ağrısı zonklayıcı ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir ve başın tek bir yanında yerleşebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir.”

    HER 5 KADINDAN BİRİ MİGREN HASTASI

    Migrenin daha çok kadınlarda görüldüğünü hatırlatan Dr. Haki, her 5 kadından birinde migren hastalığı olduğunu ifade etti. Çoğunlukla genç ve orta yaş grubunda görüldüğünü, ancak 1 yaşından itibaren çocuklarda da olabildiğini dile getirdi. Bir çok kişide ağrıların çok şiddetli olduğunu belirten Haki, insanların sadece karanlık bir odada yatıp uyumak istediklerini vurguladı.

    Dr. Haki, migreni tetikleyen faktörleri şöyle sıraladı: “Kahve, çay, kafeinli meşrubatlar, diyet soda, alkollü içkiler, eski peynir, çerez, çikolata, yoğurt, soğan, incir, karaciğer, kafeinli yiyecekler, adet dönemi, gebelik, doğum kontrol hapları, antibiyotikler, titreşen/parlak/floresan ışıklar, parlak gün ışığı, parfüm, kimyasal maddeler, sigara, endişe, aşırı üzülmek veya aşırı sevinmek, depresyon, aşırı heyecan, stresten veya baskıdan kurtulma, zaman farkı, çok fazla ya da az uyumak, aç kalmak, kafeinsiz kalmak, aşırı egzersiz yapma, fiziksel veya zihinsel yorgunluk, öne eğilmek, ağırlık kaldırmak veya zorlanmak migreni tetiklemektedir.”

    Başlangıçta bir baş ağrısının migren mi, yoksa sıradan bir baş ağrısı mı olduğunu söylemenin zor olduğuna dikkat çeken Haki, migren ataklarını diğer baş ağrılarından ayıran özellikleri şöyle ifade etti: “Orta şiddette ya da şiddetli ağrı, bulantının eşlik etmesi, kusmanın eşlik etmesi, ışığa ve sese duyarlılık, zonklayıcı, nabız gibi atan ağrı, ağrı asıl olarak tek taraflıdır, ağrı hareketle artar.”

    MİGREN TESTİ

    Nöroloji Uzmanı Dr. Cemile Haki, migren olup olmadığını merak edenler için ise şu testi önerdi: “Son üç aydır iki veya daha fazla baş ağrısı olan veya baş ağrısı için doktora danışma ihtiyacı olanlar uygulayabilir. Sorulardan iki veya üçüne evet diyorsanız migren olma olasılığınız yüzde 93,3’tür.

    — Baş ağrınız sırasında hiç midenizde bulantı veya rahatsızlık hissettiniz mi?
    — Baş ağrısı sırasında ışık sizi rahatsız etti mi?
    — Son 3 ay içinde baş ağrısından dolayı günlük hayatınızı sürdüremediğiniz oldu mu?

    ID migren tarama testi denen ve ülkemizde de geçerliliği birkaç çalışma ile ortaya konulan bu test pozitif olduğu halde tanı hâlâ migren olmayabilir ama bu düşük bir olasılıktır. Veya test negatif, yani tüm yanıtlar hayır veya sadece bir yanıt evet olduğunda, kişi yine de migrenli olabilir ama olasılık yine düşüktür.”

  • Güzellik uğruna nefessiz kalmayın!

    Güzellik uğruna nefessiz kalmayın!

    Güzellik uğruna nefessiz kalmayın!

    emre ilhanKulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan,  estetik operasyonlarda asıl amacın hastanın nefes alan, sağlıklı ve kendine yakışan güzel bir buruna sahip olması gerektiğini belirterek, burun estetiği yaptıracaklara önerilerde bulundu.

    Op. Dr. Emre İlhan; estetik operasyonlarda asıl amacın hastanın nefes alan, sağlıklı ve kendine yakışan güzel bir buruna sahip olması gerektiğini belirterek, “Normal şartlarda bize başvuran burun tıkanıklığı, sinüzit veya kronik sinüziti olan hastaların birçoğunda burun içerisinde ve dışındaki eğrilikler nedeniyle bir takım estetik işlemler öneriyoruz. Burun cerrahisinde burun kemiğine de, burun etine de valv bölgesi denilen bölgeye ve burnun her yerine bakıyoruz. Estetik operasyon sırasında hasta herhangi bir nefes şikayetiyle bize başvurmasa dahi burun içerisindeki, sağlıklı nefes almayı önleyen problemleri de tespit edip, çözüyoruz.” dedi. Op. Dr. Emre İlhan fonksiyonel burun estetiği ile ilgili sorularımızı cevapladı…

     Bu ameliyatta burna nasıl şekil veriyorsunuz?

    Bu ameliyatta burun iskeletini oluşturan kıkırdaklardan fazlalık olan kısımları çıkarıp , estetik görünüm ve nefes alma için gereken yerlere kıkırdak ekliyoruz.Bir nevi yeni burnu yapmak için kıkırdakların yerini ve konfigürasyonunu değiştiriyoruz.Bunu ev dekorayonuna benzetiyorum,eşyalar aynı ama yerleri değişik oluyor.Böylece görüntü değişiyor.Burun ile yüzün birleştiği bölgedeki kemiği ise çok keskin mikro aletlerle tabiri caizse kesiyoruz.Böylece buruna daha kibar bir şekil vermiş oluyoruz.

     Ameliyatlarınızda genel anestezi (uyutarak) mi yoksa lokal anestezi mi tercih ediyorsunuz?

    Ameliyatlarımda çok önemli tıbbi bir mani yoksa genel anesteziyi tercih ediyorum.Bunun nedeni burun estetiği ameliyatının cerrahın %100 konsantrasyonunu gerektirmesi.Ayrıca hastalarımın konforuna çok önem veriyorum.Genel anestezi lokal anestezi ye göre hasta için çok daha konforlu.

     Genel anestezinin avantajları nelerdir?

    Genel anestezi ile hastaların tüm yaşamsal değerleri anestezi uzmanının gözünün önünde oluyor.Böylece hastanın tansiyonunu istediğimiz değere düşürebiliyor ve gereksiz kanamayı önleyebiliyoruz.Bunun yanında hastalar açısından çok konforlu.Bir çok hastam ameliyat sonrası kontrolleri sırasında memnuniyetlerini dile getiriyorlar ve ‘uyudum uyandım hiç bir şey hissetmedim’ diyorlar.

     Ameliyat ile burun tıkanıklığım da düzelebilir mi?

    Estetik burun ameliyatı ile özellikle burun orta direğini oluşturan septum denilen ve deviasyon problemini yaratan kıkırdak yapıyı da estetik ameliyatla birlikte düzeltiyoruz.Böylece burun hem estetik açıdan daha güzel hem de fonksiyonel açıdan daha sağlıklı oluyor.Bunun tam tersi olarak burun tıkanıklığı şikayeti olan ve burun dışında eğrilik veya burun ucunda sarkıklık olan hastaların sadece burun içinin düzeltilmesi iyi bir nefes için yeterli olmuyor.Bu hastaların daha iyi nefes alabilmeleri için mutlaka burun şeklinin de değiştirilmesi gerekiyor.

     -DIŞ GÖRÜNÜM OLARAK KÖTÜ OLAN BİR BURUN İLE İYİ NEFES ALAMAZSINIZ-

    -LÜTFEN DOKTORUNUZA BURNUNUZUN DIŞINA NE YAPILACAĞINI SORARKEN DAHA İYİ NEFES ALMAK İÇİN NELER YAPILABİLECEĞİNİ DE SORUNUZ-

     Burun şeklini düzeltmenin fonksiyona pozitif etkisi olur mu?

    Yapı olarak kötü olan burunun fonksiyonları da kötüdür.Yani burnu eğik veya çarpık olan , veya yan duvarları içe çökük sıkılmış gibi olan, iç kemiğinde eğrilik olan bir hasta nefes alamaz ve burun tıkanıklığı gelişir.Bu hastalarda burnun hem içi hem dışı birarada düzeltilmediği taktirde ne fonksiyonda iyileşme olur ne de estetik görünümde.Günümüzde burnun içi ve dışını bir bütün olarak ele almaktayız. Bunun sonucu olarak nefes almayı engelleyen burun kemiği eğriliği estetik burun ameliyatından önce değerlendirilmeli ve eğrilik varlığında mutlaka aynı ameliyatta düzeltilmelidir. Bu bozukluğun giderilmesi sadece fonksiyon açısından değil estetik açıdan da çok önemlidir.

     Çevreme baktığımda özellikle bayanlarda aynı tip aşırı kalkık ve kayık gibi burunlar görüyorum. Benim burnum da mı böyle olacak?

    Bu soru bana hastalarım tarafından çok sıklıkla sorulan sorulardan biri;bu burunlar 1960 lı yıllardaki estetik görüş ve burun anatomik bilgisine göre yapılmış ve ameliyat tekniklerinin yetersiz olduğu zamanlardaki “moda” burunlar, sırtı çok oyulmuş (kayık burun) ve domuz burnu olarak tanımlanan aşırı kalkık burunlar.Bu burunlar doğal olmayan ve ameliyatlı görünüme sahip burunlardır.Bu burunlar genellikle aşırı kıkırdak ve kemik çıkarılmasının estetik burun ameliyatlarının normu olduğu zamanlardaki teknikle yapılmış burunlardır.Günümüzde bu tarz burunlar istenmeyen ve “aşırı ameliyat kokan” burunlar olarak nitelenmektedir.

    Bu tarz ameliyatlar sonucunda ortaya çıkan aşırı küçültülmüş , kaldırılmış ,gözlerin birbirinden ayrı ve tabiri caizse “ablak” durmasına sebep olan burunlar günümüz estetik anlayışı ile uyuşmamaktadır.

     Ameliyat sonrası burunda düşme olduğunu duydum, bu bana da olabilir mi?

    Ameliyatlarımda uyguladığım ‘yapısal rinoplasti’ konseptinde burunda bu şekilde düşme veya bu tarz sonuçlar olmuyor.Bu açıdan içiniz rahat olabilir.

     Burun estetiğinin diğer ameliyatlardan farklı yanı nedir?

    Burun estetiği ameliyatı neredeyse en zor estetik ameliyattır,bunun nedeni her hastaya ayrı planlama gerektirmesi,her hastaya ‘hastaya özel’ teknikler kullanılmasını gerektirir.

    – STANDART ESTETİK BURUN AMELİYATI YOKTUR –

     Burun ameliyatı olmaya karar verdim, doktorumu nasıl seçmeliyim?

    Bu sorunuzun cevabı için estetik burun ameliyatı bölümündeki ‘doktor seçimi’ bölümünü okumanızı tavsiye ederim.

     Sizce estetik burun ameliyatı olmak isteyen kişide olması gereken özellikler nelerdir?

    Öncelikle bu ameliyatı olmak isteyen kişi sağlıklı olmalı, yani ameliyata ve genel anestezi almasına engel bir durum olmamalıdır. Psikolojisi ameliyat olamayacak kadar bozuk olmamalıdır,ameliyattan beklentileri gerçekçi olmalı, doktorunun neler yapabileceğini ve ameliyatın limitlerini tam olarak anlamalıdır.

     Ameliyat öncesi burun şeklini değiştiren bilgisayar programlarını kullanıyormusunuz?

    Ameliyat öncesinde dijital ortamda çektiğim fotoğraflar üzerinde burun şeklini ameliyatta amaçladığımız değişikliklere göre değiştiriyorum.Bu yöntemi hem hastanın ameliyatın limitlerini anlaması açısından hem de benim ameliyatta neler yapmam gerektiğini planlamam açısından çok yararlı buluyorum.

     Ameliyat kaç saat sürer?

    Ameliyat 2-3 saat kadar sürer.

     Ameliyatlarınızı nerede yapıyorsunuz?

    Ameliyatlarımı genellikle tam teşekküllü hastanelerde yapıyorum.Hastalarıma seçenekler sunuyorum ve bu seçeneklere göre birlikte karar veriyoruz.

     Hastalarınıza aydınlatılmış onam formu veriyor musunuz?

    Hastayla görüşmem sırasında aydınlatılmış onam için mutlaka zama ayırıyorum , ameliyat sırasında ve sonrasında oluşabilecek tüm komplikasyonları hastama açıklıyorum ve bana sorular sormasına fırsat veriyorum.Böylece hastamın ameliyatın nasıl yapılacağını,ameliyatın alternatiflerini ve ameliyatın olası komplikasyonlarını anladığından emin oluyorum.

     Daha önce burun ameliyatı oldum ancak istenilen sonuç alınamadı, ikinci ameliyat zor mudur? En erken ne zaman olabilirim?

    İlk ameliyatınızda burnuza yapılan işlemlere göre ikinci ameliyatlar zor olabilmekte.En erken 6. ayda ikinci bir düzeltme ameliyatı olabilirsiniz.

     Sizce başarılı bir burun ameliyatının özellikleri nelerdir?

    Günümüzde başarılı bir estetik burun ameliyatı dikkati buruna değil kişinin gözlerine yönelten , ameliyat olduğu belli olmayan( doğal) ve fonksyonlarını tam olarak yapabilen , uzun yıllar boyunca yaşlanma etkilerine karşı dayanıklı (çökme , eğrilme olmayan) burun yapmayı amaçlamaktadır.Benim de dikkatimi çeken artık estetik burun ameliyatı için başvuran hastaların hemen hepsinin doğal , göze çarpmayan , dikkat çekmeyen burun istedikleridir.

    İlgili Konular ;
    Güzelliğin şifresi güzel burun
    Başarılı bir burun estetiği nasıl olmalıdır?
    Burun estetiği yaptıracaklar dikkat!
    Güzel burun nasıl olmalı?
    Burun estetiği ile ilgili en çok merak edilenler
    Burun estetiği ameliyatları hakkında yanlış bilinenler