Kolesterolün diyet, egzersiz ve ilaçla kontrol altına alınabilecek bir sorun olduğunu belirten Prof. Dr. Servet Öztürk, ilaçların gereksiz kullanımının zararlı olduğunu söyledi

Sağlıklı bir yaşam için kolesterol seviyesinin kabul edilebilir sınırlarda tutulması çok önemli. İlaç kullanımındaki en önemli yanlışı; “Sigarayı bırakma, diyet ve egzersizle kolesterolün ne kadar düşürülebileceği değerlendirilmeden hastanın ilaçla tedavi kapsamına alınmasıdır” diyen Memorial Şişli Hastanesi Girişimsel Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Servet Öztürk, kolesterol ilaçlarının gereksiz kullanımının, hasta için zararlı olabileceğini söyledi.

Kolesterolün; birçok hücre ve hücre içi yapının bileşiminde yer alan, hormonlarda ve diğer vücut fonksiyonlarında önemli rol oynayan yapı taşı olduğunu hatırlatan Prof. Öztürk, “Kolesterolün olmaması halinde; sinir ve sindirim sistemi ile cinsel fonksiyonlar olumsuz etkilenir. Özellikle çocukluk çağındaki beslenme kolesterolden zengin olmalıdır. Özellikle bu dönemdeki kolesterol eksikliği gelişme bozukluğu ve zeka geriliğine yol açabilir. Ancak sağlıklı bir yaşam için kolesterol düzeyinin, olması gereken seviyede tutulması çok önemlidir” dedi.
‘KİŞİYE GÖRE DEĞİŞİR’
Kalp hastalığı kanıtlanmış kişilerde, kötü huylu kolesterol (LDL) değerinin 100’ün altında olması gerektiğini, kalp hastalığı olmayan ancak yüksek risk faktörleri olan kişilerde de LDL değerinin 130’un altında olmasının hedeflendiğini vurgulayan Öztürk, şu bilgileri aktardı: “Kalp hastalığı olmayan ve risk faktörleri bulunmayan kişilerde HDL 60 veya üzerindeyse, LDL değerini 130’un altına indirmek gerekli değildir. Kolesterolün; iyi huylu (HDL), kötü huylu (LDL) ve alt grupları vardır. Bunların seviyeleri ve birbirlerine oranı hastalık gelişiminde belirleyicidir. En önemli damar sertliği nedeni, HDL’nin düşük LDL’nin yüksek olmasıdır. Pek çok parametre içinden en sık söz edileni LDL seviyesidir. Ancak kişinin total kolesterolü yüksek bunun yanında HDL’si de yüksekse, LDL için tedavi gerekmeyebilir.
‘KONTROL ALTINA ALINMALI’
Kolesterol seviyesinin artışı, damar sertliği ve beraberinde kalp damar hastalıklarının oluşmasına zemin hazırlar. Kolesterolün uygun seviyeye düşürülmesi, damar sertliğinin kontrol altına alınmasında önemli bir yarar sağlar. Damar sertliği yalnızca kalp damar hastalıklarında değil; beyin, bacak, böbrek ile vücuttaki bütün damarlarda hasar oluşumuna yani damar tıkanmasına yol açabilir. Yüksek kolesterol tedavisinde hasta laboratuvar testleri ile birlikte kardiyoloji uzmanı tarafından yakın takipte olmalıdır. LDL değerinin düzeyi, olması gereken kolesterol seviyesinde belirleyicidir. Tedavide ideal olarak hedeflenen LDL’nin bypassolan veya koroner anjiyoplasti geçirenlerde, diyabet hastalarında ve 65 yaşın üstünde olan kadınlarda 100’ün altına düşmesidir. Bypass veya koroner anjiyoplasti geçiren hastalarda son yıllarda 80 hatta 70’e kadar düşürülmesi tavsiye edilmektedir.
‘ İLAÇ GEREKEBİLİR’
Diyet ve egzersiz gibi yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kolesterol seviyesi belli bir düzeye çekilemeyen hastalarda, ilaçla tedavi gerekli olabilir. Ancak bu durum kolesterolü normal seviyede olan kişiler için geçerli değildir. Kolesterol ilaçlarının yerinde ve doğru kullanımı çok önemlidir. Kolesterol yüksekliği tedavisi mutlaka yaşam şartlarındaki değişiklikle birlikte olmalıdır. Bu olmadan uygulanacak ilaç tedavisi iyi bir çözüm değildir. Etkili olan her ilacın da aynı değerlerde istenmeyen etkileri olabilir. Kolesterol ilaçlarının da binde bir oranında olan bazı yan etkileri bilinmektedir. Ancak ilaçların kesilmesi ile bu sorunlar ortadan kalkar ve kalıcı hasara neden olmaz.”