Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan araştırmada cep telefonu, kablosuz internet, diz üstü bilgisayar ve tablet gibi manyetik etki olan ürünlerin kansere yolaçtığı belirlendi.
Anne karnındaki bebeğin sıvısından alınan hücre örneklerinde yeni oluşan kromozomlarda hasar tespit eden uzmanlar, özellikle yoğun kullanımdaki cep telefonunun ilk çaldığında açılmaması uyarısında bulundu.
Gelişen Teknoloji hayatı kolaylaştırsa da, günlük hayatta kullandığımız elektronik cihazlar yaydıkları manyetik dalgalar nedeniyle insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Hayatımızın her alanında bulunan bu cihazların insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini bir takım deneylerle inceleyen Çukurova Üniversitesi’nden bilim insanları çarpıcı sonuçlar elde etti. Anne karnındaki bebeğin sıvısından alınan hücre örnekleri üzerinde çalışan uzmanlar, yeni oluşan kromozomlarda hasar tespit etti. Bu olumsuz durum başta kanser olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.
ÇÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Demirhan deney sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Prof. Dr. Demirhan “Manyetik alan, kan kanserine neden oluyor. 10 yıldan fazla cep telefonu kullanmak veya manyetik alana maruz kalmak kanseri tetikliyor, arttırıyor ve uyarıyor” dedi.
Kromozomlarda ortaya çıkan bozulmaların gen yoluyla nesilden nesile de geçebildiğini hatırlatan Demirhan, cep telefonu seçerken soğurma değeri anlamına gelen “sar değerlerine” dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Telefonlarımızı alırken sar değerlerine bakmamız gerekiyor. O telefonun soğurma değeri, yani kaynaktan/uydudan aldığı veya baz istasyonundan çektiği gücün değeridir. O güç çok önemli. Bu güce bakarak telefonlarımızı almamız lazım” diye konuştu.
Günlük yaşantımızı manyetik alanlar içerisinde geçirdiğimize vurgu yapan Demirhan, deneylerini insan üzerinde manyetik alan vererek yapma olasılıkları olmadığı için anne karnındaki bebeğin etrafındaki sıvı içerisindeki hücreleri kültür ortamında manyetik alana maruz tutarak değerlendirme yaptıklarını açıkladı.
Demirhan yaptıkları çalışmayı ise şöyle anlattı:
“Anne karnındaki bebeğin etrafındaki sıvı içerisindeki hücreleri önce normal kültürünü aldık. Daha sonra ise bu hücreleri kültür ortamında 900 megahertzlik ve 1.800 megahertzlik olmak üzere iki grupta çalışmamızı gerçekleştirdik. Her gurubu da kendi içerisinde 3-6 ve 12 saat olmak üzere 3’er gruplara ayırdık. Manyetik alana maruz bıraktığımız kültürleri 12 gün boyunca kontrolünü yaptık. Ve çalışmamızın sonucunda, yeni oluşan kromozomlarda bozulmalar tespit ettik.”
Manyetik alanların özellikle telefonlarda daha yaygın ve sürekli maruz kalma olasılığımızın yüksek olduğunu belirten Demirhan, ilk aramada telefonda çok yüklü manyetik alan olduğuna dikkati çekerek, telefonun ilk çaldığında açılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
SAR NEDİR, DEĞERİ KAÇ OLMALIDIR
Kısaca, ortama yayılan elektromanyetik dalgaların vücutça emilme hızı olarak tanımlanabilecek olan SAR, cep telefonları ile beraber hayatımızın içine girmiş olan bir kavram. Watt/kg olarak hesaplanan bu SAR değeri sınırları ülkemizin de tabi olduğu AB Konseyi tarafından 2 W/kg, ABD tarafından ise 1,6 W/kg olarak belirlenmiştir. Bu limitler yasal olarak belirlenmiş olan limitler olsa da uzmanlar meslekleri gereği elektromanyetik dalgalara maruz kalanlar için 0,4 W/kg, genel halk için ise 0, 08 W/kg üzeri değerleri tehlikeli buluyorlar.
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar