Son yapılan araştırmalar gösteriyor ki; 50 yıl önceki erkeklerin sperm kalitesi ile bugünün erkeklerinin sperm kalitesi arasında büyük fark oluştu. Alkol, sigara, çevresel faktörlerin sperm kalitesini ve sayısını düşürmede maalesef kötü rol oynadığını vurgulayan uzmanlar, “Bugün artık doğurganlık problemlerinden erkek yarı yarıya sorumlu” diyorlar.
Kısırlık problemi hem kadını, hem erkeği yarı yarıya sorumlu tutarken, üremeye yardımcı tedavi tekniklerine de her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Tüp bebek uygulamalarında, spermin morfolojik özelliklerini görebilme ve en iyi kalitede olanı seçme şansı tanıyan IMSI; yeni bir teknolojik teknik olarak sperm problemi yaşayan erkeklere “babalık şansı” tanıyor. Bugüne kadar uygulanan mikroenjeksiyon tekniklerinde canlı sperm hücresi en fazla 400 kat büyütülebiliyordu. Bu büyütme ile spermin genel morfolojik özellikleri incelenebiliyor. IMSI adı verilen yeni teknik; spermin içinde yer alan organeller ve hücre çekirdeği, ileri teknoloji ile donatılmış özel mikroskoplar kullanılarak ve 6000-8000 kat büyütülerek hücre içi yapıları detaylı olarak inceleyebilme imkanı sunuyor. Böylece dölleme yeteneği en iyi sperm seçilerek yapılan mikroenjeksiyon uygulamasında yüzde 25 – yüzde 40 arasında daha yüksek döllenme şansı yakalanıyor.
Bahçeci Tüp Bebek Grubu Laboratuvarları Sorumlusu Doç. Dr. Nadir Çıray, IMSI ile ilgili teknik bilgileri şöyle aktarıyor:
“Intra-sitoplazmik morfolojiye göre seçilmiş sperm injeksiyonu (IMSI); konvansiyonel IVF mikroskopları ile karşılaştırıldığında özel büyütme teknikleri kullanarak spermlerin incelemesine imkan sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde, kullanılan büyütmeler 6000 ve üzerine çıkarak morfolojik olarak en iyi spermlerin seçilmesine imkan sağlıyor. Bu gelişmiş yöntem sayesinde sperm hücresinde bulunan ve kromatin stabilizasyonunu bozduğu bilinen vakuol (etrafı zarla çevrili boşluklar) gibi bazı hücre içi yapıların tespit edilmesi olası olup, bu defektleri göstermeyen ya da en az defekt gösteren spermler ile ICSI (mikroenjeksiyon) yapılıyor, implantasyon ve gebelik oranlarını artırıp, erken dönem düşük riski ise azaltılabiliyor.
IMSI özellikle erkek faktörü vakalarında (oligoastenoteratospermi) ve bir kaç kez deneme yapılmasına karşın gebeliğin elde edilemediği durumlarda başvurulması gereken bir tekniktir. Spermin embriyo gelişimine katkısı insanda iki ya da üçüncü günden sonra artmaktadır. Çünkü embriyo genomu yani sperm ve yumurtanın birleşmesiyle oluşan yeni genetik yapı bu dönemden sonra tam olarak faaliyete geçer. Genomun sağlıklı çalışmasının dolaylı bir göstergesi embriyonun blastosist evresine kadar yaşamını sürdürmesidir. Dolayısıyla IMSI yöntemi ile seçilen ve kromatinin daha stabilize olduğu düşünülen embriyoların blastosist evresine ulaşma oranlarının, IMSI kullanılmadan seçilen spermlerle oluşturulan embriyolara göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir.
IMSI tekniğinin uygulanması konvansiyonel ICSI’ye göre daha uzun zaman ve iyi eğitilmiş personel gerektirmekte, daha yüksek bir maliyete neden olmaktadır. IMSI’nin klinik anlamda gerçek faydası prospektif, randomize çalışmaların yapılmasından sonra anlaşılacaktır.”
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar