ANNE OLMAK İÇİN GEÇ KALMAYIN

Umut Tüp Bebek Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç.Dr.Ulun ULUĞ
Kariyer ve ekonomik nedenlerden dolayı çocuk sahibi olmayı erteleyen çiftler, bu kez kısırlık problemleriyle karşılaşıyor ve çok daha büyük bedeller ödemek zorunda kalıyorlar… Bebek sahibi olamamanın getirdiği psikolojik yükün dışında çok daha fazla para harcamak zorunda kalıyorlar” diyor.

Yaş ve doğurganlık arasındaki ilişki

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde çocuk doğurma yaşı daha çok akademik ve profesyonel nedenlerden dolayı giderek geciktirilmektedir; bir çok çift evliliklerinin yerine oturmasını ve bir takım maddi güvencelerin sağlanmış olmasını beklemekte, ayrıca bir çoğu da geç evlenmekte veya ikinci evliliklerini yapmaktadırlar. Kadınlar ise; kariyer ve evliliklerinin rayına oturmasını bekleyerek bebek sahibi olma tarihlerini ertelemektedir.

Elli yaş ve üstünde doğum yapan kadınlar çok nadir de olsa, ilerleyen yaşla beraber doğurganlıkta belirli bir azalma görüldüğü kesindir. Kadınların üreme dönemleriyle beraber bu azalma kademeli olarak görülmektedir; bu negatif etki 30 yaşın üzerinde başlamakta, 35 ila 40 yaş arasında hızlanmakta ve 45 yaş üzerinde ise doğurganlık neredeyse hiç görülmemektedir.

Düşük yapma şansı da yaş ile beraber artış göstermektedir; örneğin 25 ila 29 yaş arasında bu oran % 10 iken 40 ila 44 yaş arasında ise % 34’ tür. Ayrıca ilerlemiş yaşla beraber bazı genetik bozukluklar da sıklıkla görülmeye başlamaktadır.

Doğurganlık neden yaşla beraber azalmaktadır ?

• En önemli faktör yaşlanmanın diğer organlar üzerindeki etkisi gibi yumurtalıkların yaşlanmasıdır. Ergenlik çağında her kadının yumurtalıklarında yaklaşık olarak 300.000 yumurta bulunmaktadır. Her adet dönemi ile beraber oluşan ve atılan bir yumurtaya karşılık yaklaşık 500 yumurta olgunlaşamamakta ve vücutta emilmektedirler. Yaklaşık olarak 50-55 yaşlarında kadınlar menopoz yaşına geldiklerinde sadece birkaç bin adet yumurta kalmaktadır. Dolayısıyla kadınların üremeye elverişli olduğu yaşlarda, yumurtalıklarında bir yarış devam etmektedir. Bu konuda iki teori vardır; birincisi, en iyi yumurta erken dönemde seçilmekte geriye yarışı kazanamamış yumurtalar kalmakta, diğer bir görüş ise yumurtalıklarda kalan yumurtaların çevresel faktörlere, kimyasal ajanlara daha uzun süre maruz kaldığıdır. Kadın yaşlandıkça yumurtalıklarındaki yumurtalar da yaşlanmakta ve daha az döllenme kapasitesine sahip olmaktadırlar.

• Muhtemelen yukarıda bahsedilen mekanizma ile yaşın ilerlemesiyle beraber Down Sendromu gibi bir takım genetik hastalıkların ortaya çıkması daha sıklaşmaktadır. Yirmi yaşındaki bir kadında kromozomal bir anormallik görülme olasılığı 1/500 iken 45 yaşında bu oran 1/20’ dir.

• Jinekolojik enfeksiyon, tüplerde hasar, endometriozis, myom, yumurtlama bozuklukları gibi bir takım problemlerin yaşla beraber görülme olasılığı artmaktadır. Kadın yaşlandıkça bu problemlerin görülmesi daha olası hale gelmekte ve doğurganlığını negatif yönde etkilemektedir.

• Yaşla beraber cinsel dürtüde (libido)ve ilişki sayısında azalma da görülmektedir.

• Yaşın, rahmin döllenmiş yumurtayı (embriyo) tutma kapasitesinde azalmaya neden olup olmadığı konusu tartışmalıdır. Ancak azalma olduğu şeklindeki kanıtlar giderek artmaktadır.

• Yaşlanma sadece kadını etkilememekte, daha az oranda da olsa bile erkekleri de etkilemektedir. Spermi ve cinsel ilişki sayısını etkilemektedir. Ama genel olarak; kadınlarda olduğu gibi erkekler için çocuk sahibi olabilmek için herhangi bir yaş sınırı bulunmamaktadır.

• İlerlemiş kadın yaşı ile beraber Marfan Sendromu, Nörofibramatozis ve akondroplazi gibi bazı otozomal geçiş gösteren genetik hastalıkların görülme şansı da artmaktadır.

İleri yaştaki kadınlarda infertilite araştırılması

• Herhangi bir gecikme olmadan hemen konuyla ilgili bir doktorla görüşmekte yarar vardır.

• Bazı testler, örneğin adetin 3. günü bakılacak FSH, LH, estradiol ve İnhibin gibi bazı hormonların bakılması yararlı olabilir.

• Yaşla ilgili olarak düşük yapma ve bazı genetik hastalıklar açısından doktorla konuşmak gerekmektedir. Ayrıca, olası hamilelikte görülebilecek yüksek tansiyon, şeker gibi bazı hastalıklar hakkında da bilgi sahibi olmalısınız.

Yaşlı kadınlarda infertilite için tedavi seçenekleri

Menopoz dönemindeki veya menopoza girmiş kadınlar için tedavi seçenekleri oldukça sınırlıdır. Yumurtalıkların uyarılması gibi tedavilere yaşı ilerlemiş kadınlar oldukça zayıf yanıt vermekte ve tüp bebek tedavisiyle bile genç kadınlara göre hamile kalma şansı anlamlı bir şekilde azalmaktadır. Bu konuda yeni geliştirilen ilaçlarla uygulanan yeni tedavi protokolleri de, 40 yaş üstü anne adaylarında daha iyi sonuçlar vermektedir.

Ek olarak, yaşlı kadınların hamilelikleri ve doğumlarında da bir takım hastalıkların görülme şansı artmaktadır. Yaşlı kadınlarda başarı şansını arttırmak için bazı merkezlerde embriyolara assisted hatching(embriyo zarının inceltilmesi), preimplantasyon genetik tanı gibi bazı laboratuar teknikleri uygulanmaktadır.

Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç.Dr.Ulun ULUĞ Tup Bebek ile ilgili tum sorularinizi, Kadinlar Kulubu Tup bebek bolumunde cevaplamaktadir. Detaylar icin tiklayin