Blog

  • “Sizce güzellik nedir?” sorusunun cevabını veren “Bence Güzellik…” kitabı yayımlandı.


    Kitap çocukların, arkadaşlık, dostluk, aile, sevgi, doğa ve mutluluk gibi kavramlarla güzelliği tanımladıkları fotoğraf ve yazılarını içeriyor. Kitabın içerisinde yer alan DVD’de, Tayfun Talipoğlu’nun, atölye çalışmaları sırasında çektiği görüntülerden oluşan bir belgesel yer alıyor.

    Çocukların büyüleyici dünyasına yakından bakmayı amaçlayan belgesel, onlar için “güzel”in anlamını, gelişen hayal dünyalarını, zihinlerinde açılan yeni pencereleri ve dünyaya farklı bakışlarını gözler önüne seriyor.

    Kitaptan Seçmeler

    sergen_batuhan_selcuk

    Bence güzellik insanların, doğanın ve ağaçların güzelliğidir. İnsanlar kendi güzelliğiyle olmalı. Tarihi güzellikler olduğu gibi kalmalı. Bence güzellik bunlardır.

    Sergen Batuhan Selçuk

    gizem_isik
    İnsanların mutlu olduğunu ve orada bir şeyler yaparak emeğinin karşılığını aldığını gösteren her an, bence güzelliktir. Mesleklerin ve emeklerinin karşılığını aldıkları mekanlarını çekerek ben, bence güzelliği anlatıyorum.

    Gizem Işık

    hande_okurlu

    Benim için güzellik sadece canlıların dış görünüşü değil, hareketleri, çıkardıkları sesler, insanlara karşı verdikleri tepkileri, çocukların her şeyden habersiz davranışları. Çektiğim fotoğraflarda da buna özen göstermeye çalıştım.

    Hande Okurlu

    zamir_sirzat

    Bence güzellik, sporla ilgili yarışlardır. Benim için futbolcuları maç yaparken çekmek çok güzel olur. Atletizmde koşan sporcuları ya da basketbol oynarken basketbolcuları çektim. Sporun içinde de bence güzellik vardır.

    Zamir Şirzat


  • Nivea Sun : Yaz gelmeden bronz bir tene sahip olmak için NIVEA SUN Güneşsiz Bronzlaştırıcı Yüz ve Vücut Mendili


    Yaz gelmeden bronz bir tene sahip olmak için NIVEA SUN Güneşsiz Bronzlaştırıcı Yüz ve Vücut Mendili

    NIVEA SUN Güneşsiz Bronzlaştırıcı Yüz ve Vücut Mendili, hafif ve hızlı kuruyan formülüyle yaz gelmeden bronz bir tene sahip olmak isteyenlere pratik ve kullanışlı bir çözüm sunuyor.

    Güneşin dokunuşunu teninde hissetmek isteyenlerin her zaman her yerde kullanılabileceği   mendilin etkisi uygulamadan 3-4 saat sonra görülüyor. Cilde homojen bir şekilde uygulanabilen bronzlaştırıcı mendillerin bir tanesi, tüm yüz, kol, boyun ve dekolte bölgeleri veya bacakların tamamı için yeterli oluyor.

    İçeriğindeki koruyucu E vitamini ve nemlendirici macademia yağı sayesinde cildi besleyen ve yumuşatan ürün, ışıldayan doğal bir bronzluğa kavuşulmasını sağlıyor. Bronzlaşmaya sağlıklı bir alternatif olarak sunulan mendiller, hemen sonuç verme özelliğiyle  pratiklik sağlıyor.


    self-tan-wipe

  • Mavi’ye gelenler hem kendini hem i-Phone’unu giydiriyor !


    Mavi mağazalarından 21 Nisan’dan itibaren 1 jeans ve 1 aksesuvar alan herkese, anında i-phone kılıfı ya da telefon aksesuvarı hediye ediliyor. Stoklarla sınırlı olan kampanyayı kaçırmak istemeyenler, Mavi 2009 Yaz koleksiyonundan kendilerine en yakışan jeans’i seçmek ve birbirinden şık aksesuvarları takıp takıştırmak için Mavi mağazalarına akın ediyor.

    Bu sezon daha da büyüyerek üç katına çıkan Mavi aksesuvar koleksiyonunda; yaz modasına renk katan şal ve yemenilerden ayakkabı ve sandaletlere, kolye, bilezik ve küpelerden neşeli plaj çantalarına kadar takıp takıştırılacak çok sayıda ürün yer alıyor.

    mavi_kotmavi_canta

  • 012 Benetton : 012’yle eğlenceli bir yaz tatili !

    012-benetton-karma

    012 Benetton, enerjik ve dinamik kız ve erkeklere, eğlenceli yaz günlerine uygun kıyafetler sunuyor. Küçük hanımlara çiçek desenli, çizgili, fırfırlı ve düz kumaşlardan çeşit çeşit penye elbiseler öneriliyor. Kapri pantolon, mini etek, şort ve salopet şortlar, rengarenk tişörtlerle kombinleniyor.


    Küçük beylerin bermuda şortları ise armalı ve baskılı tişörtler ya da desenli gömleklerle tamamlanıyor. Koleksiyonda, eğlenceli plajları hatırlatan beyaz , bej ve mavi tonlarının yanı sıra nar çiçeği, fuşya, sarı ve fıstık yeşili gibi canlı renkler de yer alıyor. Yenidoğan bebekler için üretilen New Born koleksiyonunda ise organik iplikler kulanılıyor.

    012-benetton

  • Sigara menopoza da olumsuz etkiliyor


    Sigara içen kadınlarda erken menopoz daha sık görülmekte…

    İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, sigaranın yumurtalıklar üzerindeki olumsuz etkisinin kanıtlanmış bir faktör olduğunu belirterek, ”Sigara içen kadınlarda erken menopoz daha sık görülmektedir” ifadesine yer verdi.

    Yumurtalık kapasitesinin doğuştan oluştuğunu ve ailesinde erken menopoz olan kadınların, sigara da içiyorsa kesin olarak risk altında bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Buyru, yumurtalık kapasitesini azaltan faktörleri; ”ailede erken menopoz olması”, ”sigara”, ”yumurtalıkla ilgili ameliyat geçirmiş olmak” ve ”bazı hormonal ve bağışıklık sistemi ile ilgili hastalıklar” olarak sıraladı.

    Yumurta kalitesinin yaşla birlikte bozulduğunun altını çizen Prof. Dr. Buyru, 37 yaşından itibaren kadının doğurganlığının gözle görülür şekilde azaldığına dikkati çekti.

    Prof. Dr. Faruk Buyru, yumurtalık kapasitesi azalan kadınlarda tüp bebek tedavisinin de olumsuz etkilendiğini belirterek, doğurganlığın mümkün olduğunca ertelenmemesi gerektiğini bildirdi.

    Prof. Dr. Buyru, yumurtalık kapasitesinin azaldığını gösteren en önemli işaretin de adet aralarının kısalması olduğunu kaydetti.

    Kadının yumurtalık kapasitesini arttırabilecek bir tedavinin olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Buyru, uygulanan tedavilerin ancak mevcut yumurta taslaklarının uyarılmasını sağlayacağını bildirdi.

    Menopoza yakın dönemde verilecek tedavilerin de ancak kadının düzenli adet görmesini sağladığını vurgulayan Buyru, gebelik açısından bu tedavilerin bir yararı olmadığını belirtti.

  • Doğurganlığın korunmasında yeni dönem


    Çinli bilim adamlarının fareler üzerinde kök hücreden yeni yumurta yapımıyla ilgili çalışmasının bugüne kadar bilinenin aksine erişkin kadınlarda yumurta rezervinin tekrar artırılabileceği yolunda ışık yaktığı, menopozu tersine çeviren bu yaklaşımın tıpta mucize olduğu bildirildi.

    İngiltere’nin saygın bilim dergilerinden Nature Cell Biology’de yayınlanan Kang Zou ve arkadaşlarının çalışmasının, kadınların sahip olduğu yumurtalarla doğduğu, daha sonra yeni yumurta hücresi katılımı olmadığı yolundaki görüşü değiştirerek, ergen kadınlarda yumurta rezervinin tekrar artırılabileceği umudunu getirdiği belirtildi.

    Dünyada yumurtalık nakli çalışmalarıyla tanınan New York Medical College Westchester Medical Center Üreme Sağlığı Departmanı Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay, bunun tıpta yeni bir mucize, devrim olduğunu, bugüne kadar taşlaşmış görüşleri yıktığını kaydetti.

    Çalışmanın insanda aynı kök hücreler alınıp yumurtalığına enjekte edilmesi halinde menopozu tersine çevirebilecek bir gelişme olduğunu ifade eden Prof. Dr. Oktay, şöyle konuştu:

    “Klinisyen bir bilim adamı olarak zaten uzun süredir klinik senaryoların yaygın olan inanışa uymadığını gözlemliyordum. Aynı yaklaşım insan yumurtalığı için de söz konusu olursa bunun başarıya ulaşması çok zaman almayacaktır. Biz de bu anlamda çalışmalara başladık. Bir anlamda bu, yumurtalık transplantasyonu çerçevesinde zaten klinik olarak kullanılmaktaydı. Kanser tedavileri nedeniyle menopoza giren veya genç yaşlarda yumurtalık bozukluklarını yaşamış çok sayıda kadın, bu yumurtalık transplantasyonun ardından menopoza girmelerinden çok uzun süre sonra çocuk sahibi olabildiler. Bugüne kadar bilinenin aksine erişkin kadınlarda yumurta rezervinin tekrar artırılabileceği yolunda fikir veren çalışma tıpta mucizedir.”

    ”SON 50 YILIN EN ÖNEMLİ BULGULARI”

    Bu çalışmaların doğurganlığın korunması anlamında yeni bir dönemin başlangıcı olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Oktay, elde edilen bulguların bu anlamda üreme biyolojisi alanında son 50 yılın en önemli bulguları olduğunu söyledi.

    Prof. Dr. Oktay, ABD’de 2002 yılında hodgkin lenfoma tanısı konulan Ann Dauer’in, kemik iliği nakli için uygulanacak kemoterapi öncesinde dondurduğu yumurtalık dokusunu 2,5 yıllık menopoz döneminin ardından geliştirdiği yöntemle karın cilt altına uygulayarak mucizevi şekilde doğal yolla anne olduğunu hatırlatarak, Dauer’in yine mucize eseri ikinci bebeğini dünyaya getirdiğini belirtti.


    Oktay, yeni çalışmanın açıklanamayan bu duruma da ışık yaktığını, karın altındaki yumurtanın periferdeki kök hücreleri uyarıp menopozdaki yumurtalara yardım ettiğini düşündüklerini bildirdi.

    Ufuk Üniversitesi Genetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Volkan Baltacı da bu çalışmaların yumurta hücre rezervi kalmamış, kısırlık sorunu bulunan, erken menopoz sorunu yaşayan, hatta kanser tedavisi alacak hastalar için yeni ufuklar açabileceğini, benzeri tedavilere örnek teşkil edebileceğini söyledi.

    Kang Zou ve arkadaşları, erişkin fareden elde ettikleri yumurta kök hücrelerini dış ortamda kültüre ederek uzun süre canlı kalmalarını ve farklılaşmalarını sağlamış, ayrıca içlerine viral bir DNA ekleyerek bu yumurta hücrelerini genetik olarak işaretlemişti. Daha sonra bu yumurta serisi hücreleri kısır bir fareye transfer edilerek bu farede yeniden fonksiyon kazandıkları ve virüs DNA’sı ile işaretli olgun yumurtaların geliştiğini, bu yumurtalardan işaretli DNA’yı taşıyan yavru farelerin doğduğunu kanıtlamıştı.

  • Mutluluk doğuştan verilen bir şans değildir

    Mutlu insanlara uzaktan baktığımızda her şeyin yolunda gittiğini hiçbir sıkıntıları olmadığını sanırız. Oysaki durum hiç de öyle değildir. Mutluluk doğuştan insanlara verilen bir şans değildir. İnsan, mutluluğu içinde yaratırsa mutlu olabilir. İşte bu da bizim elimizde. Hayatın dört dörtlük gitmediği zamanlarda bile mutlu olabiliriz. Bakın aşağıdaki hikayedeki gibi;

    Bir hükümdar amansız bir hastalığa yakalanmıştı. Ülkenin bütün hekimleri saraya geldi, komşu ülkelerin hekimleri de çağırıldı. Ama hastalığa hiçbir çare bulunamadı. Hükümdar, herkesin gözü önünde her gün biraz daha erimeye devam ediyordu. Umutsuzluk içinde çırpınırken son çare olarak bütün falcıların, büyücülerin bulunup saraya getirilmesini istedi.

    Adamları koşuşturdu. Ülkede ne kadar adı falcıya büyücüye çıkmış insan varsa toplayıp getirdiler.


    Falcılar, büyücüler hükümdara tek tek baktılar, bildikleri bütün numaraları yaptılar, ama hiçbiri herhangi bir iyileşme sağlayamadı.

    Hükümdar artık iyiden iyiye umutsuzluğa düşmüşken günün birinde sarayının kapısına bir yaşlı kadın geldi. Bu kadın hükümdarın derdini nasıl çözeceğini bildiğini söylüyordu!

    Yaşlı kadını hükümdarın yanına götürdüler.

    Hükümdar yatağında doğrulamadan, “Söyle kadın” diye güç bela konuştu: “Neymiş senin çaren!”

    Kadın bildiği çareyi anlattı: “Adamlarınız ülkeyi dolaşacak, ülkenin en mutlu adamını bulacak, onun gömleğini alacak ve size getirecek. Siz de bu gömleği giyince iyileşeceksiniz…”

    Hükümdar emir verdi, adamları hemen ülkeye dağıldı. Önce en zenginlerin kapısını çalmaya başladılar. Ama hangi zenginle gidip konuştularsa onun hiç de tahmin ettikleri gibi mutlu olmadığını gördüler. Aralarından bir iki kişi, en değerli gömleklerini verdi. Hükümdar gömlekleri giydi fakat bunların da herhangi bir faydası olmadı. Böylece o gömleklerin sahiplerinin söyledikleri gibi mutlu olmadıkları ortaya çıktı.


    Hükümdar köpürüyor, adamları bütün ülkeyi adım adım dolaşıyor, artık zengin fakir dinlemeden mutlu insan arıyor ama bir kişi bile bulamıyorlardı.

    Durmaksızın dolaşırken susuz kalan hükümdarın adamlarından birkaçı dökülen bir kulübenin yanından geçmekteydi. Su istemek için yaklaştıklarında içeriden gelen sesi duydular.

    Bir adam kendi kendine konuşuyordu:

    “Ne kadar mutluyum, benden iyisi yok, karnımı doyurdum, yarın çalışabilecek gücüm de var… Benden iyisi yok…”

    Hükümdarın adamları suyu falan unutup hemen içeri daldılar. Bu son derece yoksul kulübede bir adam yere oturmuş, kağıt üzerine serdiği peynir ekmeğin son kırıntılarını ağzına atarken bir yandan da türkü söylüyordu.

    Hükümdarın adamları “Nihayet bulduk” diye adama doğru hamle ettiler ve yanan tek bir mumun zayıf ışığında adamın gömleğinin olmadığını gördüler.

    Saygılarımla,
    Tülay Bilin
    İnsan Kaynakları ve Kişisel Gelişim Uzmanı
    tulaybilin.com


  • 7.Taç Bir De Sen Tasarla Yarışması

    7.Taç Bir De Sen Tasarla Yarışması’nda ön elemeyi geçen ilk 50 öğrenciye aralarında Arzu Kaprol’un da yer aldığı tasarımcılar ve akademisyenlerden “Özel Eğitim Semineri” verildi.


    Zorlu Tekstil markası olan TAÇ tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen “ Taç Bir De Sen Tasarla Yarışması”nın birinci değerlendirme aşamasında ilk 50’ye kalan öğrencilere 2 günlük özel eğitim semineri düzenlendi. Sektörün deneyimli uzmanlarının katılımıyla 10 – 11 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen eğitim seminerine farklı bölümlerden 11 üniversitenin genç tasarımcılarını bir araya getirdi.

    Bu yıl yarışmaya toplam 37 üniversiteden 663 eser başvurdu. 663 eser arasından birinci değerlendirme sonucunda ilk 50’ye kalan proje sahiplerine; sektör hakkında gelişmeleri aktarmak, dünyadaki trendler hakkında bilgi vermek ve bir ev teksiti ürünün oluşumundan satışına kadar hangi aşamalardan geçtiğini kapsamlı bir şekilde göstermek amacıyla özel eğitim semineri düzenlendi.

    Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın’ın ev sahipliğinde düzenlenen eğitim seminerine başta ünlü moda tasarımcısı Arzu Kaprol olmak üzere, Peclers Trend Ajansından Cecile Rosentrauch, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Gaye Kırlıdökme Belen, Zorlu Tekstil AR-Ge Departmanın’dan Çiğdem Solak ve Hüseyin Yaman, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Uyal ve Zorluteks yöneticileri katıldı.

    İlk gün Zorlu Oditoryumunda gerçekleşen eğitim seminerinde açılış konuşmasını yapan Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, genç tasarımcılarla birlikte olmanın Zorlu Tekstil adına ne kadar önemli olduğunu vurguladı.. Vedat Aydın gençlere Türkiye’deki tekstil sektörünün ne durumda olduğunu, bu sektör içinde ev tekstilinin yerini ve önemini belirtirken, Zorlu Tekstil Grubun neler yaptığına ve nasıl çalıştığına değindi.

    Moda Endüstrisi ve Yaratıcı Tasarımlar konusunda bir sunum yapan Arzu Kaprol ev tekstil tasarımının önemine değindi. Arzu Kaprol “Zorlu Tekstil ile birlikte Linens markası için tasarım çalışmaları yapıyoruz. Bir moda tasarımcısını ev tekstili ile buluşturmak hem cesaret isteyen hem de ümit veren bir proje. Bu konuda Zorlu Tekstilin öncü olması ve bu teklifi bana sunmaları beni gerçekten çok heyecanlandırdı. Bu gibi projelerin devamını diliyorum” dedi.


    Yurtdışından seminere katılan dünyaca ünlü Peclers Trend Ajansından Cecile Rosentrauch ise genç tasarımcılara 2010  yılı renk ve tasarım trendlerinden bilgiler vererek , bu trendleri nasıl geliştiği hakkında açıklamalar yaptı.

    Tamamen interaktif bir ortamda gerçekleşen eğitim seminerinde, öğrenciler  Zorlu Tekstili daha iyi tanıyarak, sektörün başarılı uzmanlarının deneyimlerinden yararlanma fırsatı buldular.

    Ev tekstili üretim aşamasını öğrencilerin her açıdan görmelerini hedefleyen Zorlu Tekstil, seminerin ikinci gününde Lüleburgaz’daki fabrikasına bir gezi düzenleyerek genç tasarımcıların üretimde kullanılan son teknoloji, desenin üretim için nasıl hazırlandığı ve hangi aşamalardan geçtiği gibi konularda Zorlu Tekstil  yöneticileri tarafından bilgilenmesini sağladı.

    Eğitim semineri sonrasında genç tasarımcılara bir hafta süre tanınarak eserlerini revize etme şansı verildi. Bu yıl “Nevresim Desen Tasarımı” ve “Nevresim Ürün Tasarımı” olarak iki kategoride düzenlenen yarışma sonucunda kategori birincileri 7000 YTL, ikincileri 5000 YTL, üçüncüleri 3000 YTL ödül kazanacaklar.. Ayrıca yarışmaya katılan projeler arasından, her iki kategoriden ayrı ayrı seçilecek 5 proje sahibine Mehmet Zorlu Vakfı Özel Bursu verilecek. Yarışmada Tekstil Tasarımcıları Derneği ve Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri İşadamları Derneği (TETSİAD) de özel ödül verecekler.

    Üniversitelerin Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakülteleri’nde okuyan öğrencilere yeteneklerini sergileme fırsatı sunan 7. Taç “ Bir De Sen Tasarla” yarışması Nisan ayı sonunda gerçekleşecek ikinci jüri değerlendirmesi sonrasında her iki kategoride dereceye girecek 10 eser belirlendikten sonra Mayıs ayında gerçekleşecek olan Ödül Töreni ile sona erecek.

    Yarışma ile ilgili detaylı bilgi ve koordinasyon için:


    Arya Sponsorluk ve İletişim Danışmanlığı
    www.aryasponsorluk.com.tr
    Tel:0212 281 25 88
    Fax:0212 281 26 82

    tac_afis

  • Spor ayakkabılar ve kemerler Mavi’ye taze geldi


    Mavi 2009 Yaz koleksiyonundaki spor ayakkabılar, farklı model ve renkleriyle rahatına düşkünlerin beğenisine sunuluyor. Erkekler için 3, kızlar için tek modelde tasarlanan ayakkabılar ayağın nefes almasını sağlayan kanvas kumaşından üretiliyor. Bej-kahverengi yıkamalı, yeşil, gri ve beyazın yanı sıra canlı mentol ve çakıl renkleriyle sportif ve şık bir görünüme sahip ayakkabılar, özel tasarım ve  baskılarıyla da dikkat çekiyor.

    Kemerler bu sezon da jean’lerin ve dökümlü bol tuniklerin en gözde tamamlayıcısı oluyor. Kadınlarda romantik desenler ve dekoratif dikişler dikkat çekerken, erkeklerde daha basic ve klasik görünüme sahip kemerler farklı renk ve detaylarıyla göze çarpıyor.

    mavi.com

    mavi_pabuc


    mavi_kahve_deri_kemer

    mavi_kemer

    mavi_deri_kemer

  • PIERRE CARDIN SAATLERİNDEN ANNELER GÜNÜ ÖZEL ŞIK TASARIMLAR

    pierre_cardin_2009_saatSaat modasının güçlü temsilcisi Pierre Cardin, 2009 yılı kolesiyonunda yer alan zengin seçenekleriyle annenize özel tercih edebileceğiniz hediyeler arasında yer almaya aday.

    Deri, metal kordon seçeneğine sahip koleksiyonda yuvarlak, oval, dikdörtgen kasa alternatifleri ile her zevke hitap ediyor.

    Detaylı Bilgi İçin : 0216 444 ERSA (37 72)
    www.ersa.com.tr