Blog

  • Prof. Zeki Tez’den belgesel film tadında bir kitap İLAÇ VE PARFÜMÜN SİHİRLİ DÜNYASI

    Prof. Zeki Tez, son kitabında okuyucuyu yine tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kez eczacılık ve parfümerinin izini sürüyor tarihin sırlarla dolu arka odalarında…

    Hayykitap’tan çıkan İlaç ve Parfümün Sihirli Dünyası yıllar süren bir arşiv çalışmasının ürünü. Kitap, eskiçağdan modern zamanlara, simyadan kimyaya, Hipokrat’tan Evliya Çelebi’ye, Mısır Çarşısı’ndan Antik Mısır’a, mesir macunundan misvaka ilaçların, şifacıların, kozmetiğin ve güzel kokuların “popüler tarihi”ni anlatıyor. Sadece tarihsel bir anlatı ile yetinmeyerek, bugün de kullanılabilecek “zamanla eskimeyen” reçeteler veriyor. Sözgelimi Ortaçağ’da şifa aracı olarak değerli taş kullanımı bugün de birçok kişinin işine yarayabilir. Aynı şekilde İslam dünyasında eczacıların piri sayılan Lokman Hekim’in şifalı bitkiler konusunda verdiği reçeteler hala geçerliliği koruyor.

    İlaç ve Parfümün Sihirli Dünyası, zengin görselliğiyle de dikkat çekiyor. İçinde 100’e yakın resim ve bu resimlere ait detaylı açıklama ile bir nevi siyah beyaz film tadında. Prof. Dr. Zeki Tez bu son filminde figüran kadrosunu da son derece geniş tutmuş. Kimler yok ki; Aristo, Francis Bacon, II. Abdülhamit, Nejat Eczacıbaşı, İbn Sina, Kleopatra, Levi-Strauss, Marilyn Monroe, Deli Petro, Karl Merck, Napolyon, Shakespeare ve onlarca “alakasız” ama bir o kadar da “bağlantılı” isim…

    “Belgesel” eskiçağın gizemli atmosferinde başlıyor. Şifalı bitkiler, ilk kimyasal ilaçlar ve zehirler… İlk sabun, kozmetiğin belkemiği kına… Ve adamotu… Toksikolojinin babası Paracelsus görünüyor bir an. Topraktan hazırlanan ilaçlar, mumyalar, ‘mumiya ilaçları’ giriyor kadraja. Kutsal mekânların nasıl parfümlendiğini görüyoruz. Balsam ve kutsal mesh yağı ile tanışıyoruz. İslam dünyasının eczacılık anlayışına, Müslümanların parfüm sanatında geldiği noktaya şaşırıyoruz. Ve tempo artıyor. Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiye’sindeki ilaç bilimi seyirciyi hayrete düşürüyor. ‘Bedensel dört salgı kuramı’, tıp tarihinin ünlü ecza-ilaç kitapları, mesir macunu ve nevruziye rollerini başarıyla oynuyor. Çağdaş yapay ilaçlara giden yol ayrımına kadar geliyoruz. Paralel kurguda Avrupa’daki parfüm üretimindeki gelişmeleri izliyoruz. Modern çağda parfüm hazırlama sanatının inceliklerini, koku sınıflandırmanın püf noktalarını, güzel kokularla duyular arası bağlantının büyüsünü hissediyoruz.

    Finalde mi? İzleyenlerin ağzında hafif acı ilaç tadı, burnunda ise baştan çıkarıcı bir koku…

    Kitabın içinde ne var?

    Birinci Bölüm: Eczacılıktan Tarihsel Kesitler
    • Eskiçağda Şifalı Bitkiler, Kimyasal İlaçlar, Zehirler
    • Tıbbî Bitkiler ve Baharat Üzerine
    • Adamotu (“Mandragora”)
    • Ortaçağ Avrupa’sında Eczacılık
    • Rönesans Döneminden Modern Çağa Eczacılık
    • Paracelsus’un “Signatur” (İşaret / Benzerlik) Öğretisi
    • “Yeni Dünya”dan “Eski Dünya”ya Ulaşan Eczalar
    • Avrupa Halk Kültüründe İlaç Olarak Kullanılan Hayvansal Nesneler
    • Eski Dönemlerde Topraktan Hazırlanan İlaçlar
    • Ortaçağda Şifa Aracı Olarak Değerli Taş Kullanımı
    • Yılantaşı ve Onunla İlgili Denemeler
    • “Mumiya” İlacı
    • İslâm Dünyasında Eczacılık
    • Osmanlı’da ve Cumhuriyet Türkiye’sinde Eczacılık ve Eğitimi
    • “Bedensel Dört Salgı Kuramı”
    • Tıp Tarihinin Ünlü Ecza-İlaç Kitapları
    • “Mesir Macunu” ve “Nevruziye”
    • İlaç Listeleri, Kodeksler, Farmakopeler
    • Çağdaş Yapay İlaçlara Giden Yol
    • Avrupa Grafik Sanatında Eczacılık
    • Heidelberg-Alman Eczacılık Müzesi
    • Ecza Sandıkları

    İkinci Bölüm: Kozmetik Ve Parfüm Sanatı Üzerine
    • Sabunun Kısa Tarihi
    • Eskiçağda Parfüm ve Kozmetik
    • Eskiçağda Krem, Yağlı Krem ve Yağlı Parfüm Üzerine
    • Kutsal Mekânların Parfümlenmesi, Balsam ve Kutsal Mesh Yağı
    • Müslümanlarda Parfüm Sanatı
    • Ortaçağ ve Yeniçağda Avrupa’da Parfüm Üretimindeki Gelişmeler
    • Modern Çağda Parfüm Hazırlama Sanatı Üzerine
    • Koku Sınıflandırması ve Duyular Arası Bağlantı

    Prof. Zeki Tez'den belgesel film tadında bir kitap İLAÇ VE PARFÜMÜN SİHİRLİ DÜNYASI | 1

  • Saçınız Nemsiz Kalmasın : Hayashi System Fit Daily Conditioner

    Saçınız Nemsiz Kalmasın : Hayashi System Fit Daily Conditioner | 3Çevresel etkiler, güneş, sık yıkama gibi faktörler saçımızın nemsiz kalmasına neden oluyor. Nemsiz kalan saç ise giderek daha mat bir görüntüye sahip olarak cansızlaşıyor. Hayashi’nin System Fit serisine ait günlük saç bakım kremi Daily Conditoner ile günlük koşturmaca içinde bile ek bir vakit ayırmaya gerek kalmadan saçınıza ihtiyaç duyduğu nemi ve canlılığı yeniden kazandırabilirsiniz.

    Hayashi System Fit Daily Conditioner saçınıza sıradan bir saç kreminden çok daha fazlasını sunuyor. Tüm saç tipleri için hazırlanmış, onarıcı ve koruyucu özellikleri olan Daily Conditoner içeriğindeki bitkisel özlerle saçı yumuşatıyor, dolaşıkları açıyor ve saça enerji veriyor.

    Daily Conditioner birçok saç kreminden farklı olarak saç derisine de uygulanabiliyor ve ölü deri hücrelerini atarak saç derisinin hava almasını sağlıyor. İçeriğindeki Huş Ağacı özüyle saç ve saç derisindeki yağı dengede tutmaya yardımcı olan Daily Conditioner, sık kullanımda bile saçın canlılığını kaybetmesini önlüyor.

    Özlediğiniz canlı ve sağlıklı saçlara sahip olmak Hayashi ile çok kolay. Her gün şampuandan sonra kullanacağız Daily Conditioner ile ek bir zamana ihtiyaç duymadan saçınıza ve saç derinize bakım yapabilirsiniz.

    Kullanımı: Şampuandan sonra tüm saça masajla uygulanıp 1-2 dakika bekletilir ve bol ılık su ile durulanır.

    Fiyat : 36,00 TL – 250 ml

  • Doğum sonrası estetik önerileri

    Doğum sonrası estetik önerileri | 5DOĞUM SONRASI ESTETİK…

    Annelik şüphesiz kadınların yaşadığı en güzel ve en özel duygulardan biri. Ancak doğum sonrası vücuttaki deformeler tüm anne ve anne adaylarının korkulu rüyası. Hamilelikte alınan, doğum sonrasında da verilemeyen fazla kiloları atmak için düzenli diyet ve egzersizin yeterli olmadığı, cildin elastikiyetini kaybetmesi sonucunda oluşan sarkma ve çatların yoğun şekilde olması durumunda, estetik cerrahi, kadınların imdadına yetişiyor. Fazla kilolar verilse bile gebeliğin vücutta yarattığı deformasyonu ortadan kaldırmak ve vücudu yeniden forma sokmak için kaçınılmaz estetik müdahale ile ilgili tüm merak edilenleri Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Op. Dr. Naci Çelik’e sorduk.

    “EN ÇOK BAŞVURULAN OPERASYON MEME DİKLEŞTİRME

    Doğum öncesi ve sonrası kadınların vücutlarında ne gibi değişimler olur?
    Hamilelik döneminde hormonal etkiler nedeniyle kadın vücudunda ödem oluşumu artar. Ayrıca dokularda gevşeme görülür. Deri altı dokunun normal kalitesini kaybetmesine ve çocuğun büyüyüp gelişmesine bağlı olarak strialar (yani çatlaklıklar) ortaya çıkar. Yine kilo alımına bağlı olarak basen ve popo bölgesinde hem deri yapısında değişiklikler (sellülit ve çatlaklar) hem de bölgesel yağ fazlalıkları oluşur. Bu arada değişikliklerin en çok olduğu iki yer doğal olarak meme dokusu ve karın dokusudur. Memelerde sarkma ve üst kısımlarının boşalması ve küçülmesi özellikle doğumdan sonra süt verme dönemi bittikten sonra görülebilir. Bu değişiklikler anne süt verse de vermese de görülen değişikliklerdir.

    Kadınlar doğum sonrası en çok hangi işlemleri yaptırmak istiyorlar ?

    Doğal olarak en çok istenilen operasyonlar meme operasyonları, karın germe ve liposuction işlemleri oluyor. Meme ameliyatları arasında en çok istenenler sırasıyla meme büyültme (ki bu kısmen dikleştirme de sağlar), meme dikleştirme ve meme küçültme işlemleri. Arıca bazı hastalar karın germe işlemini kötü sezaryen izlerini düzelttirmek için de istiyorlar. En çok istenen liposuction bölgeleri de sırasıyla basen, karın ve bel bölgesi oluyor.

    Doğumdan sonra estetik olmaları için ne kadar beklemeleri gerekir ?

    Bu operasyonların tabii ki hepsi de hastanın ihtiyacına göre yapılabilir ancak ne yapılacaksa yapılsın ben hastaların inebilecekleri minimum kiloda oldukları zaman ve süt verme kesildikten en az 4 ay sonra olmasını öneriyorum. Çünkü gebelik sonrası oluşan değişikliklerin involusyonu doğumdan sonra 2 yıl kadar devam ediyor. Ama tabii ki süt vermemiş veya süt vermeyi erken kesmiş bir hasta doğumdan 6 ay sonra normal kilosuna dönmüşse bütün bu işlemler yapılabilir. Eğer anne doğum öncesi kilosuna gelemediyse öncelikle diyetisyen yardımıyla kilo vermesini deniyoruz ama yeterli çabaya rağmen bunu da gerçekleştiremiyorsa o zaman yine hasta için uygun operasyonlar yapılabilir.

    Yapılan estetiklerden sonra, tekrar doğum yapması için ne kadar süre geçmesi gerekir ?

    Yapılan estetik işlemin tipine göre değişir. Bir liposuction operasyonundan sonra herhangi bir süre kısıtlamamız yok. Meme operasyonlarından 6 ay karın germe operasyonlarından sonra da ideal olarak 1.5-2 yıl sonra hasta rahatlıkla hamile kalabilir. Ama burada şunu unutmamak gerekli ki biz hangi operasyonu yaparsak yapalım hasta tekrar hamile kaldığı zaman vücudunda ilk sefer kadar olmasa bile benzer değişiklikleri görecektir. Bu nedenle hastalar estetik ameliyat ve doğum planlarını buna göre yapmak zorundadırlar.

    Doğum sonrası çatlakları nasıl giderilebilir ?

    Çatlakları gidermenin en iyi yolu her zaman mümkün olmasa bile oluşmalarını önlemektir. Bu amaçla kadın doğum doktorunuz anne adaylarına uygun kremleri önerecektir. Ancak bazen ne önlem alınırsa alınsın bu çatlaklar oluşur. Çatlakların anatomik lokalizasyonu önemlidir. En çok oluşan yer göbek deliği ile sezaryen kesisi arasındaki karın dokusudur ve hastada bu çatlaklarla birlikte yeterince karın derisi sarkıklığı da varsa buradaki deri alınarak karın germe işlemi yapılır ve çatlaklar gider. Ancak basen, bacak içleri gibi bölgelerdeki çatlaklıkları gideren ne bir krem ne de noninvazif bir girişim günümüzde mevcut değildir.

    Normal doğum mu yoksa sezaryen mı vücutta daha az tahribat yaratıyor ?

    Vücutta oluşan değişiklikler sadece doğum anına değil tüm hamilelik sürecine bağlı olduğu için normal doğumda da sezaryen doğumda da vücutta tahribat olur ama tabii ki doğal yöntem normal doğumdur ve annenin normal doğumdan sonra toparlanması daha kolay olur. Bununla birlikte normal doğum da vajina yapılarında ciddi tahribat ve bozukluklara neden olabilir.

    Göğüslere takılan silikon emzirmeyi engeller mi ?

    Uygun teknikle yapılmış ve tecrübeli bir cerrahın gerçekleştirdiği silikonla meme büyültme ameliyatı süt kanallarına zarar vermez ve anne doğum sonrası süt verebilir. Hatta iyi gerçekleştirilmiş bir meme dikleştirme ameliyatında ve meme küçültme ameliyatında bile süt vermeme riski azdır. Bunu zaten plastik cerrahınız size ayrıntılı olarak anlatacaktır.

    Vajinaya yapılan estetikler nelerdir ?

    İlki, Labia küçültülmesidir. Bu operasyon hem vajina küçük dudaklarına, hem de büyük dudaklarına uygulanabilen bir işlemdir. Ayrıca vajina dudaklarına yağ enjeksiyonu da yapılabilir. Pubis lift nadiren tek başına sıklıkla karın germeyle birlikte yaptığımız bir işlemdir ve aşağı doğru sarkmış vajinanın toparlanmasını sağlar. Hastalarımızın şikayetlerine bağlı olarak en sık yaptığımız işlemler labia minora (vajina iç dudaklarının) küçültmesi, vajina daraltma işlemleri ve labia majoralara (dış dudaklar) yağ enjeksiyonudur.

    PRAGO KLİNİK İLETİŞİM BİLGİLERİ

    Prago Klinik Adres : Bağdat Caddesi. Zincirliköşk Sokak. Köşk Apartmanı. No:2 Daire:10 Erenköy / İstanbul
    Telefon : +90 (216) 3862727

  • VOLUME MILLION LASHES Maskara

    Milyonlarca Kirpiğe Sahip Olun !!!

    L’ORÉAL PARİS’ten milyonlarca kirpik görünümü elde etmek için işte karşınızda yepyeni bir ürün:
    En kısa kirpikleri bile tek tek kavrayan esnek fırçası, ideal miktarda formülü fırçaya taşıyan dozaj ayarlayıcı
    mekanizması ve kirpiklere hacim kazandıran özel formülü ile Yeni VOLUME MILLION LASHES Maskara.

    SANKİ ÇOĞALMIŞ GİBİ, HER BİR KİRPİK 3 KAT DAHA KALIN…

    1. KİRPİKLERİ TEK TEK SARARAK DAHA HACİMLİ GÖSTEREN ESNEK FIRÇASI, her bir kirpiği tek tek yakalayan ve hacim veren süper ince esnek kıllara sahip. Esnek fırça kılları sayesinde yoğun hacim vererek milyonlarca kirpik görünümüne sahip olmanızı sağlar. Ayrıca tüm kirpik hattına uzunluk da kazandırır. Tek bir kirpiği bile atlamadan kalın, maksimum hacimde ve yoğun görünümlü kirpikler yaratır.

    Kısaca;
    NEFES KESEN KİRPİKLER
    sizin olacak!

    2. İDEAL MİKTARDA FORMÜLÜ FIRÇAYA AKTARAN MEKANİZMA
    (Dozaj ayarlayıcı) sayesinde hem maksimum hacim verir, hem de topaklanma yapmaz.
    L’Oréal Paris uzmanları, son teknoloji bir mekanizma tasarladı: Fırçayı dışarı çekerken, kıllarını tek tek süpüren ve böylece her fırça kılında ideal miktarda formülün kalmasını sağlayan eşsiz bir sistem.
    Topaklanmaya Son!

    3. KOLAY KULLANIMLI VE TOPAKLANMAYAN FORMÜLÜ tarihi bir yenilik sunuyor! Uygulama sırasında formül aniden eriyip kuruduğundan kirpikleri ipeksi bir film gibi sarar ve böylece topaklanmayı önler. Kirpiklerin birbirine yapışmasını önleyen partiküller sayesinde her bir kirpik hem hacimli hem de tel tel! Bu eşsiz formül sayesinde vakit almadan ve uğraştırmadan pratik bir uygulama ile mükemmel sonuca kavuşabilirsiniz.

    Maksimum hacim için, kirpiklerinize daha fazla yüklenmeyin;
    SADECE VOLUME MILLION LASHES KULLANIN!
    ÖNERİLEN TÜKETİCİ FİYATI:39,99 TL
    1 SKU: SİYAH

    VOLUME MILLION LASHES Maskara | 7

  • Olumsuz çevresel etkilere karşı tam koruma: Dermalogica Barrier Repair

    Çevresel etkenler ve stres cildimizin en büyük düşmanı. Her ne kadar bu faktörleri hayatımızdan tamamen söküp atamasak da, etkilerini minimuma indirmek mümkün. Dermalogica Barrier Repair içerdiği “anti-ozon kompleksi” ile cildi, zarar verici etkilere karşı koruyor ve doğal savunma bariyerini güçlendiriyor.

    Barrier Repair, güneş, hava kirliliği, ani iklim ve nem değişiklikleri, kimyasallar, kozmetikler, stres ve hormonal değişimler gibi çevresel faktörlerden etkilenen cildin aşırı hassasiyetine çözüm sunuyor. Barrier Repair, silikon bazlı susuz formülü ile çevresel etkenlerden hassaslaşmış cildin rahatlamasını sağlıyor ve yenilenmesine yardımcı oluyor.

    Sanayi ve araba emülsiyonlarından çıkan hidrokarbonlar, güneş ışığı ile reaksiyona geçerek ozon kirlenmesine yol açıyor. Ozon kirlenmesi cildin doğal koruma sistemi üzerinde büyük hasarlar meydana getiriyor. Böylece cilt hassaslaşabiliyor, kızarabiliyor ya da daha başka reaksiyonlar görülebiliyor. Barrier Repair içeriğindeki Dermalogica’ya özel “anti-ozon kompleksi” ile cildi ozon kirlenmesinin zarar verici etkilerine karşı koruyarak cildin doğal savunma sistemini güçlendiriyor. Çuha çiçeği ve organik silikonlar, cildi nemlendirirken aynı zamanda kadifemsi bir yumuşaklık sağlıyor. Ayrıca içeriğindeki E ve C vitaminleri antioksidan özelliğe sahip.

    Dermalogica Barrier Repair çevresel etkenler ile hassaslaşmış, doğal nemini kaybetmiş ciltler ve tıraş sonrası tahriş olmuş cildi yenilemek için ideal bir bakım ürünü.

    Fiyatı : 124,50 TL, 30 ml

  • Bahçeci Grubu, Balkanların ilk Kadın Sağlığı, Doğum ve Tüp Bebek Özel Hastanesini açtı

    Bahçeci Grubu, Balkanların ilk Kadın Sağlığı, Doğum ve Tüp Bebek Özel Hastanesini açtı | 9

    Kosova’nın başkenti Priştine’de Kadın Hastalıkları, Doğum ve İnfertilite Özel Dal Hastanesi açan Prof. Dr. Mustafa Bahçeci ve ekibi, tüp bebek uygulamasıyla çocuk sahibi olan Kosovalı ailelerini bir araya getirdi.

    Balkanların ilk Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Özel Dal Hastanesi olma özelliği taşıyan Özel Bahçeci Hastanesi, Kosova Çevre Bakanı Mahir Yağcılar, Türk Büyükelçiliği yetkilileri, Kosova Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Shefqet Lulaj ve Türkiye’deki Bahçeci Hastanesi’nde tedavi görerek çocuk sahibi olan ailelerin katıldığı törenle açıldı.

    Türkiye’de gördüğü tedaviler neticesinde çocuk sahibi olan ailelerin yoğun ilgi gösterdiği açılış, renkli görüntülere sahne oldu. Uzun yıllar sonra gördükleri tedavi sonucu çocuk sahibi olmaktan büyük mutluluk duyan açılışa katılan aileler, her fırsatta doktorlara duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 1996 yılından bu yana Türkiye’de hizmet veren Bahçeci Grup, Azerbaycan ile başlattığı yurtdışı girişimlerine Kıbrıs ve Erbil ile devam etti. Resmi açılış töreni öncesinde hastaneyi basına tanıtan Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, hastaneye 3 milyon Euro yatırım yapıldığını söyledi.

    Kosova’da açılan Kadın Hastalıkları, Doğum ve İnfertilite Özel Dal Hastanesi’nin ardından Irak’ın başkenti Bağdat’ta da kurdukları hastaneyi açmaya hazırlandıklarını ifade eden Mustafa Bahçeci, Türkiye’deki sağlık sektörünün yurtdışına açılmaya çok özendiğini ancak yurtdışında çok fazla klinik açmadığını söyledi. Türkiye’de en fazla noktaya ulaşan grup olduklarına dikkat çeken Bahçeci, Kosova’da hastane açma nedenini, “Yıllar önce 1999’lu yıllarda, savaşın devam ettiği dönemde bize çok fazla hasta geliyordu. Bu yıllar içerisinde artarak devam etti. Aylık rakam 40 – 50’lere ulaşmaya başladı. Buradan bize çok fazla talep olduğunu ve şartlar gereği gelemediklerini söylüyorlardı. Bizim grubun yurtdışına açılma alışkanlığının sonucu olarak buraya gelmek istedik” ifadeleriyle açıkladı. Kosova’da açılan merkezin ilk Özel Dal Merkezi olduğunu belirten Bahçeci, Kosova’daki merkezin Balkanlar ve Avrupa için de bir çekim merkezi olabileceğine vurgu yaparak, bölgedeki hastaların Türkiye, Makedonya ve Yunanistan’da tedavi gördüklerini ancak açılan klinik dolayısıyla artık hastaların Kosova’ya gelebileceklerini ve Priştine’nin bir çekim alanı olacağını söyledi.

    Kosova’da açılan merkeze 3 milyon Euro’luk yatırım yapıldığını ifade eden Bahçeci, hastanenin batı standardında olması gereken her şeyi içerdiğini, hastaneye, bir hastanede olması gereken görünen veya görünmeyen ne gerekiyorsa uyguladıklarını ifade etti. Kosova Jinekologlar Derneği Başkanı Jinekoloji Derneği Başkanı Shefgot Lulaj ise, “Mustafa Bey’e gösterdiği cesaret ve çok güzel bir düşünceyi gerçekleştirdiği için teşekkür ediyorum. Kosova’nın buna çok ihtiyacı vardı. Derneğimiz de böyle bir şeyi heyecanla bekliyordu, çok sevindik. Aramızda çok iyi bir işbirliğinin olmasını umuyorum. Çünkü biz de sizin birikimlerinizden bir şeyler öğreneceğiz. Bundan en fazla kazancı hastalar sağlayacaktır. Hastaların bütün ihtiyaçlarını burada karşılayabileceğini umuyorum. Düşündüklerimizi burada gerçekleştirdiği için teşekkür ediyorum” diye konuştu. Hastanenin basına tanıtılmasının ardından düzenlenen resmi açılış töreninde konuşan Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, “1996’dan sonra çok sayıda hasta bize gelmeye başladı ondan sonra çok sıcak ilişkiler oldu. Yaklaşık olarak 1 buçuk yıl içerisinde bu kliniği oluşturduk bu kliniğin kısa süre içerisinde Kosova halkına hizmet etmesini umuyorum” derken, Kosova Jinekologlar Derneği Başkanı Şevket de “Hastanenin açılışı dolayısıyla adresin tek bir adresi oldu. Sağlık ekibimiz Türk sağlık ekibinden çok şey öğrenecektir. Artık Türkiye’ye gitmek zorunda kalmayacaklar çünkü burada her şey mümkün” dedi. Açılışın ardından verdiği röportajında ise Bahçeci, “Burası bir kadın hastalıkları doğum hastanesi. Son tıbbi gelişmelerin kullanılacağı, doğum, jinekoloji, kısırlık ve onkoloji ile ilgili tüm tedavi olanaklarının hastalara sunulacağı bir merkez.

    Yaklaşık olarak 3 milyon Euro’luk bir yatırımla gerçekleştirilmiş bir merkez. Modern tıbbın tüm imkanlarını taşıyor. Hastaların tedavisinde bunların tümünün kullanılması söz konusu. Yaklaşık olarak 30 kişiye iş olanağı sağlıyor. 10 tanesi Türkiye’den, 20 tanesi Kosova’dan, 30 kişilik bir iş gücü sağlayan bir merkez. Önemli olan buranın işletilmesi ve buradaki hastalara yeteri kadar iyi hizmet verilmesi. Burası istediğimiz ölçüde çalışırsa önümüzdeki dönem içerisinde Balkanlardaki diğer ülkelerde de yeni merkezler açmayı düşünüyoruz” ifadelerini kullandı. Hastanenin açılmasından büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Kosova Çevre ve Alan Bakanı Mahir Yağcılar da projenin önemine dikkat çekerek, “Kosova vatandaşları için çok büyük bir alan. Bu alana yatırım yapılması hem memnun edici, hem de bu yatırımın Kosova sağlığına katkıda bulunacağını düşünüyorum” dedi. Resmi açılış töreninin ardından hastane bahçesinde Türkiye’de gördükleri tedavi sonucunda bebek sahibi olan Kosovalı ailelerin katılımıyla Tüp Bebeği Partisi düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu açılış kutlamaları çerçevesinde kurulan şenlik alanında yemek ve dondurma servisi de yapıldı. Uzun yıllar sonra çocuk sahibi olan aileler, şarkılar eşliğinde hastane çalışanlarıyla oynayarak unutulmaz bir gün geçirdi. 20 yıl aradan sonra Türkiye’de gördüğü başarılı tedavi sonucunda anne olduğunu ve 3 yaşındaki çocuğunun son derece sağlıklı ve akıllı olduğunu belirten Dashurije Osmani, Bahçeci ekibinin son derece profesyonel şekilde çalıştığını ve çok başarılı olduğunu söyledi. Çocuk sahibi olduktan sonra aile olarak hayatlarının büyük ölçüde olumlu yönde değiştiğini kaydeden Osmani, Priştine’de açılan Bahçeci Hastanesi’nde bir çocuk sahibi daha olmayı denemeyi arzuladıklarını söyledi.

    Bahçeci Hastanesinin Kosova’daki ilk hastaları olan Priştine Üniversitesi Klinikler Merkezi’ne bağlı Psikiyatri Bölümü Müdürü Prof. Dr. Sülen Vırşevci’nin eşi Pervin Vırşevci, “Çok yerde denedik olmadı. Biz de artık hiçbir yere gitmeyelim dedik, yorulduk. Ablamın sayesinde Mustafa Bey’den randevu aldık, bizi çok iyi karşıladılar ve umut verdiler. 9 sene sonra çocuğumuz oldu. Kosova’da savaş vardı. Hamileliğimi Türkiye’de geçirdim. Çünkü burada koşullar iyi değildi. Mustafa Bey de izin vermiyordu ama eşimle bağlantımız kesildi. Eşim nerede bilmiyordum üzülüyordum ama Mustafa Bey ve ekibi sağ olsun çok yakındılar ve her şeyden önce insandılar. ‘Üzülme biz dua ederiz, biz buluruz sen sadece bebeklerini düşün’ dediler. Artık hastane buraya geldi, her şey çok daha kolay artık. Herkese tüp bebeğini tavsiye ediyoruz çünkü çok sağlıklı çocuklar doğuyor” ifadelerini kullandı. Priştine Üniversitesi Klinikler Merkezi’ne bağlı Psikiyatri Bölümü Müdürü Prof. Dr. Sülen Vırşevci ise, “Bahçeci’nin burada olduğuna inanamıyorum. Burada hastanenin açılması büyük bir nimet. Prof Bahçeci olmasıydı belki de çocuk sahibi olamazdık. Hayatımın sonuna kadar Profesör Bahçeci’ye minnettarım. 10 yıl önce profesöre Kosova’da bir hastane açmasının çok isabetli olacağını söylemiştim. Bu mütevazi önerim, bugün kabul görmüş görünüyorum. Çok sevinçliyim. Çocukları olmayan ebeveynler açısından hastanenin burada açılması çok büyük bir kazançtır” diye konuştu. Kosovalı bir müzik grubunun sahne aldığı programda, Bahçeci ve ekibinin uyguladığı tedaviler neticesinde çocuk sahibi olduğunu belirten aileler, çocuklarıyla ve hastane çalışanlarıyla halaylar çekerek gönüllerince eğlendi.

    Etkinliğin sonunda Türkiye’deki Bahçeci kurumlarında uygulanan tedavi neticesinde dünyaya gelen çocuklar, Bahçeci ekibinden Op. Dr. Halit Fırat Erden ile kameralara poz verdi.

  • Saçlarınız S.O.S verdiğinde; Hayashi System 911 Şampuan

    Saçlarınız S.O.S verdiğinde; Hayashi System 911 Şampuan | 11Yaz aylarında güneş, deniz ve kimyasal işlemler sonucu yıpranmış saçlarınıza Hayashi System 911 Şampuan ile yeniden hayat verin. Yıpranmış, normal ve boyalı saçlar için kullanılabilen System 911 Şampuan saçları derinlemesine temizlerken formülündeki bitki özleriyle saçın rengini koruyor ve saçı derinlemesine nemlendiriyor.

    Özellikle yaz aylarında maruz kalınan rüzgar ve deniz kumu saçın koruyucu tabakası kütikula üzerinde kırılmalara yol açıyor. Güneş ışınları ve deniz suyunun etkisi ile nemini kaybeden saç kuruyarak, elektrikli bir görüntü alıyor. Ayrıca, tüm bu etkenler saç renginin açılmasına da neden olabiliyor.

    Saçlarınızın onarılamayacak kadar zarar gördüğünü düşünüyorsanız bir de Hayashi System 911 serisini deneyin. Hayashi System 911 serisi saç ve saç derisinin ihtiyaçlarına profesyonel çözümler sunuyor. Hayashi System 911 ürünleri yeniden yapılandırıcı ve düzenleyici özellikleri ile saça ipeksi bir yumuşaklık ve parlaklık sağlarken aynı zamanda saçın kolay şekil almasına yardımcı oluyor.

    Hayashi System 911 Şampuan; aşırı derecede yıpranmış saçları nazikçe derinlemesine temizleyen çok özel bir bakım şampuanı. İçeriğindeki keratin proteinleri saçın onarılmasına yardımcı olurken, panthenol ve sodyum PCA saçın ihtiyacı olan nemi sağlıyor ve ağırlık hissi yaratmıyor.

    Kullanımı: Islak saça az miktarda uygulanıyor, parmak uçları ile (tırnak uçlarını saç derisine değdirmeden) masaj yaparak saça yediriliyor ve bol ılık su ile durulanıyor.

    Fiyat: 26,50 TL – 250 ML

  • Bronz Teni Korumanın Yolu: Rare Blossom

    Türkiye’nin ilk sertifikalı organik kozmetik markası Rare Blossom’ın Ferahlatıcı Güneş Sonrası Spreyi ve Rare Blossom Güneş Sonrası Losyonu, yaz boyunca cildin sahip olduğu bronzluğu sağlıkla koruyor. Güneş sonrasında vücuda ihtiyacı olan nemi sağlayan Ferahlatıcı Güneş Sonrası Sprey, cildin daha uzun süre bronz kalmasına yardımcı oluyor ve güneş banyosunun ardından cilde serinlik kazandırıyor. Güneş Sonrası Losyon ise bileşimindeki bitki yağları sayesinde soyulmayı azaltıyor ve cildi yatıştırıyor.

    Rare Blossom ürünleri Nişantaşı, Akmerkez, İstinye Park ve Erenköy Beymen mağazalarının yanı sıra; İstinye Park ve Şaşkınbakkal Boyner mağazalarında satışa sunuluyor.

    Bronz Teni Korumanın Yolu: Rare Blossom | 13

    Fiyat:
    Rare Blossom Ferahlatıcı Güneş Sonrası Sprey 50 ml: 40 TL
    Rare Blossom Güneş Sonrası Losyon 100 ml: 50 TL

  • Yaz sıcaklarında gerçek bir vaha: Dermalogica Multi Active Toner

    Yaz sıcaklarında gerçek bir vaha: Dermalogica Multi Active Toner | 15Dermalogica’nın tüm cilt durumları için uygun toniği Multi-Active Toner, sıradan bir tonik olmanın çok ötesine geçiyor. Nemlendirici özelliği ve sprey formu sayesinde gün içinde ferahlamaya ihtiyaç duyduğunuz her anda Multi-Active Toner yanınızda!

    Dermalogica Multi-Active Toner ile günlük cilt bakım rutinin bir aşaması olan tonikleme işlemi yeni bir boyut kazanıyor. Multi-Active Toner temizleme işleminden sonra püskürtülerek tonik olarak tüm ciltlerde kullanılabiliyor. Ayrıca sprey formu sayesinde gün içinde neme ve ferahlamaya ihtiyaç duyulan her anda tekrar tekrar uygulanabiliyor. Makyaj üzerine bile uygulanabilen Multi-Active Toner ofis çalışanları, sıkça uçak seyahati yapanlar ve hızlı yaşayanlar için gerçek bir vaha!

    Multi-Active Toner içeriğindeki cildi onarıcı aloe vera, nemi sabitleyici sodyum PCA, yumuşatıcı lavanta, oğulotu ve dağ tütünü karışımı ile hem cildi ferahlatıyor hem de nem dengesini koruyor.

    Bunaltıcı sıcaklarda gün içinde Multi-Active Toner ile serinleyerek kendinizi şımartın. Hatta Multi-Active Toner’ı bir müddet buzdolabında beklettikten sonra cildinize uygulayarak serinliği ve ferahlığı maksimum oranda yaşamanın keyfini çıkarabilirsiniz.

    Tavsiye edilen perakende fiyatı: 95,00 TL 250 ml

  • Flormar’dan Oje Sürme Sanatı

    Flormar’ın ince uçlu ojesi Nail Art ile tırnaklarınızı birer sanat eserine dönüştüreceksiniz.

    Her kadın, güzel ve bakımlı tırnaklara sahip olmak ister. Flormar, kadınların arzularını gerçeğe dönüştürüyor.

    Tırnaklarınızın daha dikkat trendy ve bakımlı gözükmesini sağlayan Flormar Nail Art Oje ile oje sürme sanatının piri olacaksınız.

    Flormar Nail Art, ince fırçası ve canlı renkleriyle tırnaklarınızın üzerinde istediğiniz çizgi ve şekilleri oluşturmanızı sağlıyor. Benzersiz yapısı ile Flormar Nail Art kadınların gözde ürünü olacak. Fırça yapısı ile de evinizde french manikür yapma olanağı sunan Nail Art’ın birbirinden farklı pembeden, yeşile, sarıdan, beyaza kadar 12 farklı renk seçeneği bulunuyor.

    Flormar Nail Art’ı Uygulamak İçin:

    • Uygulama öncesi bir kat baz uygulamak ojeyi daha güzel gösterecektir. (Flormar 301, True Color 07 ya da Supershine 01)

    • Üzerine seçtiğiniz Nail Art’ı uygulayın,

    • Nail Art’ın kurumasını bekleyin ve deseni uzun süre koruması için üstüne Quick Dry Extra Shine kullanabilirsiniz.

    Fiyat: 2.20 TL

    Flormar'dan Oje Sürme Sanatı | 17