Kategori: Kadın

  • Sen de bir milyon kişiden biri olmak istemez misin ?

    Sen de bir milyon kişiden biri olmak istemez misin ?

    birmilyon_bileklik Biz Özürlüler Vakfı olarak özürlülüğün; bu sorunla yaşayan bireylerin ya da ailelerinin karşı karşıya kaldıkları bir sağlık sorunu değil, sosyal boyutlarıyla toplumu yakından ilgilendiren ve tüm bireylerin ortak çabasını gerektiren bir insan hakları sorunu olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz.

    Devlet ve toplum olarak temel sorumluluğumuz, nüfusun azımsanamayacak bir bölümünü oluşturan özürlü bireylerin sorunlarına sahip çıkarak, sağlıklı politikalar ve kalıcı çözümler üreterek, onların yaşama sevincini yitirmeden, mutlu bir yaşam sürebilmeleri için çaba sarf etmek olmalıdır.

    Özürlüler Vakfı; özürlülük hakkında ihmal edilen konularda, kamuoyunu harekete geçirmek üzere planlı bir şekilde çalışarak, çeşitli etkinlikler yapmaktadır.

    2009 yılında “Haydi Gülümse” isimli bir proje ile 0-15 yaş arasındaki özürlü çocukların (aciliyet sıralarına göre) ameliyatlarını duyarlı kişi ve kurumların katkılarıyla gerçekleştirebildik.

    2013 itibariyle de daha büyük ve kapsamlı bir projeyle yolumuza devam ediyoruz. Sırada ameliyat olmayı bekleyen daha çok çocuğumuz var, onların da yarınlara umutla, sağlıkla bakabilmeleri için duyarlı kişi ya da kurumların destekleri gerekli.

    Şık bileklikler tasarladık. Gelirleri 0-15 yaş arasındaki özürlü çocuklarımızın ameliyat ve tedavilerinde kullanılacak. Proje ile ilgili detaylı bilgi www.birmilyonbileklik.com sitemizde mevcuttur, dilersiniz ziyaret edebilirsiniz.

    Şimdi harekete geçme zamanı!

    Proje ile ilgili ayrıntılı bilgi için www.ozurlulervakfi.org.tr web sitesi ziyaret edilebilir ya da 0212 635 78 42-45 nolu telefonlardan iletişime geçilebilir.

    Birmilyonbileklik Projesi

    Birmilyonbileklik.com, Özürlüler Vakfı tarafından yürütülen projelere ve özellikle özürlü çocukların ameliyat ve tedavilerinin gerçekleştirildiği “Haydi Gülümse” projesine destek sağlamak amacı oluşturulmuş bir yardım ve farkındalık oluşturma sitesidir.

    Bu site üzerinden oluşturulacak bağış havuzundan ameliyat ve tedavi olmayı bekleyen çocukların ihtiyaçları karşılanacak, özürlülerin yaşam standardını geliştirecek projelere destek sağlanacaktır.

    Bir milyon kişiden destek almayı hedeflerken, aynı zamanda “engele karşı” olan bir milyon kişide özürlülük alanında farkındalık oluşturmak da hedeflenmiştir.

    Özürlüler Vakfı’nı destekleyen kişiler için de bileklik bir sembol haline getirilmiştir.

    Sitemiz üzerinden görsellerine ulaşabileceğiniz bileklikler, yapılacak 10TL değerindeki bağış karşılığında size hediye edilmektedir.

  • Haydi Gülümset

    Haydi Gülümset

    Haydi Gülümse Dayanışmanın, sevginin ve paylaşmanın en güzel halidir Ramazan ayı. Özürlüler Vakfı olarak manevi değerlerimizin yüksek olduğu bu ayda sizi de yardımseverliğe davet ediyoruz.

    Haydi Gülümse Projesi, 0-15 yaş arası özürlü ve engelli çocuklarımızın acil durum sırasına göre ameliyatlarını gerçekleştirmektedir. Beş yıldır devam bu proje ile yaklaşık 400 çocuğumuzun yüzü siz değerli destekçilerimiz sayesinde gülümsedi. Yürüyemeyen çocuklarımız yürüdü, duymayan çocuklarımız duydu…

    Aynı zamanda gerçekçiyiz ve bu koşulların yaratılması için öncelikle kamuoyu bilinci ve toplumsal işbirliği oluşturulması gerektiğini biliyoruz. Bunun için bu ramazanda, sizden destek istiyoruz. Bunun için yapmanız gereken tek şey “DESTEK” yazarak 5787’ye mesaj göndermek. (Tüm operatörler için her kısa mesaj 5 TL olup, yalnızca faturalı hatlar için geçerlidir)

    Ramazan için erzak, kumanya ve evinizde kullanmadığınız eşyalarınızı bağışlamak için 0 212 635 7842 numaralı telefon ile iletişime geçebilirsiniz.

    Desteğinizle gülümseyen çocuklarımızı gördüğünüzde sizde gülümseyeceksiniz.

    Haydi Gülümset

    Bizi takip etmek ve diğer bağış kanallarımızı görmek için ozurlulervakfi.org.tr ve facebook.com/OzurlulerVakfi sayfalarımızı ziyaret edebilirsiniz.

  • Kaave Falı, yerinizden kalkmadan kahve falınız hemen cebinizde

    Kaave Falı, yerinizden kalkmadan kahve falınız hemen cebinizde

    Kahvenizi içtiniz ama falınıza bakacak kimse yok mu? İster gece olsun ister gündüz, kahve fincanının ve tabağının fotoğraflarını telefonunuz ile çekip gönderin, Falcı Bacı kahve falınızı size özel yorumlasın. Hem de bedava!

    falcibaci-kaavefali Bir yılda 2.5 milyondan fazla kahve falı bakan Falcı Bacı ve arkadaşları sizin de fallarınızı yorumlamak için bekliyor. Uzman yorumcular tarafından belirlenen tanımlamalara göre hemen yorumlanan fallarınız daha fincanlar masadan kalkmadan size ulaştırılıyor. Tek yapmanız gereken fincan resimlerini kişisel bilgileriniz ile birlikte göndermek, bu kadar basit!

    Fincanı kapatırken bir niyet tuttuysanız detaylı fal yorumlarıyla Falcı Isabel tüm yeteneğini konuşturuyor. Uzman yorumcular tarafından hazırlanan detaylı yorumları arkadaşlarınız ile paylaşabileceğiniz fal sayfaları ve fal kartları da size özel olarak hazırlanıyor.

    jasmine-kaavefali Uygulama özellikleri:

    – Gönderdiğiniz fincan fotoğrafları binlerce şekil ve düzene göre incelenir.
    – Kendinizle ilgili verdiğiniz bilgiler doğrultusunda size ve burcunuza özel olarak yorumlanır.
    – Yorumlanan falları fincan fotoğrafları ile birlikte telefonunuzda veya bilgisayarınızda saklar.
    Kaave Falı sizi unutmaz, bilgilerinizi tekrar girmemeniz için hatırlar.
    – Facebook ile giriş yaparak tüm cihazlarınızdan ve Facebook hesabınızdan fallarınıza ulaşırsınız.
    – Size özel hazırlanan fal sayfanızı ve fal kartınızı arkadaşlarınız ile paylaşabilirsiniz.
    – Dilerseniz yorumlanan fallarınızı eposta adresinize de gönderir.

    Fallar eğlenceli ve heyecan vericidir. Falcı Bacı ve arkadaşlarının size özel kahve falı yorumları ile hem heyecanlanacak hem de eğlenceli dakikalar geçireceksiniz.

    Kaave Falı
    Her zaman yanınızdaki kaave falcınız

    kaavefali.com

    appicon

    [youtube id=”gg5Zu5TjiaA” width=”600″ height=”350″]

  • IAB Türkiye

    IAB Türkiye

    Dijital Pazarlama İletişimi Sektörü Kesintisiz Büyümeyi Sürdürüyor. 

    IAB TÜRKİYE 2012 DİJİTAL REKLAM YATIRIMLARI RAPORUNA GÖRE SEKTÖR %30 BÜYÜYEREK 1 MİLYAR TL SINIRINA DAYANDI. 943 MİLYON TL’YLA TOPLAMDAN ALDIĞI PAY %18 OLDU!

    33 ülkede dijital pazarlama iletişimi endüstrisinin gelişmesi için faaliyet gösteren IAB’nin (Interactive Advertising Bureau) Türkiye merkezi IAB Türkiye’nin, açıklamasına göre dijital reklam yatırımları 2012’de geçen yıla göre %30 artışla 943 milyon TL oldu.

    IAB Türkiye Dijital Reklam Harcamaları // AdEx-2012 Raporu’na göre; 

    • Display, arama raporu, mobil reklam, ilan sayfaları, e-posta, oyun içi reklam gibi uygulamalardan oluşan internet reklam yatırımları toplamı; 943 milyon TL,
    • Gösterim/tıklanma bazlı reklam, video, sponsorluk ve gelir paylaşımlı reklam yatırımlarından oluşan “Display Reklam Yatırımları”;  374 milyon TL,
    • Ücretli sıralama, arama motoru görüntülü reklam ağından oluşan “Arama Motoru Reklam Yatırımları”; 448 milyon TL,
    • Mobil gösterim ve mobil opt-in SMS/MMS’den oluşan “Mobil Reklam Yatırımları”               36 milyon TL,
    • İlan sayfaları reklam yatırımları 76 milyon TL olurken, e-posta ve oyun içi reklam yatırımları toplamı 9 milyon TL olarak gerçekleşti.

    IAB Türkiye 2012 yılı Dijital Reklam Harcamaları* 

     

    Milyon TL

    İnternet Reklam Yatırımları Toplamı

    943*

    Display Reklam Yatırımları

    374

    Gösterim ya da tıklama bazlı reklam yatırımları

    278

    Video reklam yatırımları

    45

    Sponsorluk yatırımları

    32

    Gelir paylaşımı reklam yatırımları

    19

    Arama Motoru Reklam Yatırımları

    448

    Kelime bazlı reklam yatırımları

    320

    Arama motoru görüntülü reklam ağı yatırımları

    128

    Mobil Reklam Yatırımları

    36

    Mobil gösterim reklam yatırımları

    11

    Mobil opt-in SMS/MMS yatırımı

    25

    İlan Sayfaları Reklam Yatırımları

    76

    Diğer

    9

    E-posta

    5

    Oyun içi reklam

    4

     

    Tüm rakamlar IAB Türkiye tahminidir. Yaratıcı işler, CRM çalışmaları, SEO yatırımları hariçtir.

    IAB Türkiye Başkanı Ahmet Pura, e-marketer verilerine göre 2012’de dünyada toplam reklam yatırımlarının yaklaşık 500 milyar ABD $’ı olduğuna ve bu rakamın 100 milyar $’ının dijitalden geldiğine dikkat çekerek, “Artık her 5 dolardan 1’i dijital ortamda kullanılıyor.” dedi. Pura, Türkiye’de 2012 yılı için dünya ortalamasının (%16 – ZenithOptimedia) üstünde, bir büyüme öngördüklerini ve bunun gerçekleştiğini, dijitalin geçen yıla oranla %30 büyüyerek 943 milyon TL’na ulaştığını vurguladı. “Reklamcılar Derneği’nin geçtiğimiz hafta açıkladığı verilere ilaveten IAB Türkiye’nin kapsamlı analizine (arama motorları, ilan sayfaları, e-mail marketing, oyun içi reklam yatırımları dahil) göre, toplam reklam yatırımları %10 oranında artmış ve dijitalin aldığı pay %18’e yükselmiştir. Dijitalin, en geç 2016’da ikinci büyük mecra olacağı tahmin edilmektedir. Tüm sektör oyuncularının, hem toplam yatırımların yükselmesine hem mecralar bazında taşların yerinden oynamasına hazırlıklı olması gerekli.” diyerek, dijitalin yükselişini bir kez daha gözler önüne serdi.

    IAB Türkiye

    33 ülkede faaliyet gösteren IAB (Interactive Advertising Bureau), tüm dünyada

    interaktif reklamcılığın gelişmesi, reklam yatırımlarından daha fazla pay alması için

    çalışıyor. Bu amaç doğrultusunda reklamverenlere, ajanslara ve medya ajanslarına

    interaktif iletişimin katma değerini anlatıyor. Kamu nezdinde yürüttüğü çeşitli faaliyetlerle

    endüstrinin doğru ve nitelikli biçimde büyümesine katkı sağlıyor. Merkezi Amerika’da

    bulunan IAB’nin, Avrupa’daki ülke bazlı örgütlenmesi IAB Europe tarafından koordine

    ediliyor. IAB Türkiye, dijital endüstride reklam ve pazarlama alanlarında düzenleme

    yapmak üzere 23 sektör temsilcisi tarafından, 2007’de bir platform olarak kuruldu ve 2011

    Temmuz ayında ise dernekleşme sürecini tamamladı. IAB Türkiye’nin şu an 180 üyesi

    bulunuyor. Ayrıntılı bilgi için; www.iabturkiye.org

  • Kakaolu mozaik pasta tarifi

    Kakaolu mozaik pasta tarifi

    Mozaik pasta nasıl yapılır?
    Mozaik pastaya nasıl şekil verilir?
    Mozaik pastaya çikolata sosu nasıl yapılır?

    Malzemeler :
    2 paket pötibör bisküvi (200grlık)
    2 cay bardağı süt
    2 cay bardağı toz şeker
    2 tepeleme yemek kaşığı kakao
    100gr tereyağ

    Yapılışı : Önce yagi eritip ocagi kapatip hemen kakaoyu ekleyip karistiriyoruz daha sonra şeker ve sutu ekleyip tekrar ocagi yakiyoruz ve kakaolu sosumuz isinip guzelce karisinca altini kapatiyoruz. Kakaolu sosumuz soğurken bisküvileri elimizle kırıyoruz.Sos ile bisküvileri birlestirip bisküvileri cok zedelemeden dikkatlice karistiyoruz ve buzdolabi posetine koyup ağzını bağlıyoruz.Derin dondurucuda yarım saat kadar bekletip sekil veriyoruz ve buzdolabinda 2-3 saat dinlendirip arzu edilirse antep fıstığı eşliğiyle servis yapıyoruz.

  • Düğün Ve Dans Organizasyon

    Düğün Ve Dans Organizasyon

    Dansın eğlence dolu dünyasına hoş geldiniz!

     Ve Dans Organizasyon, dansın her çeşidini 7’den 77 ‘ye her yaştan insanın yapabileceği türde olanaklar sunuyor. Dans organizasyonları yanı sıra iş dünyasının yorucu temposunda çalışanlara motive edici aktivite programları sunmak, evlenen çiftlerin düğün törenlerine hoş bir farklılık yaratmak, bayanları eğlenceli, hareketli latin ezgileri ve hareketleriyle canlandırmak, çocuk ve tüm gençleri yoğun eğitim sürecinde bedensel ve fiziksel olarak rahatlatmak,  Ve Dans Organizasyon’un hizmetleri arasındadır.

    *KADINLAR KULÜBÜ ÜYELERİNE ÖZEL DANS DERSLERİ ÜCRETİMİZ 01.01.2013 TARİHİNE KADAR SADECE AYLIK 85 TL’DİR.

     DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN: 0216 550 91 72 / 0532 377 18 37

    www.vedans.com

    DÜĞÜN VE DANS

    Yeni bir hayata başlangıç yapacağınız o özel ve unutulmaz gününüzü, geride bırakacağınız güzel bir anıyla süslemeye ne dersiniz? Romantik, eğlenceli, enerjik, sıra dışı… Hangisi ruhunuzu yansıtıyorsa, gelin bu değerli gününüzde seçtiğiniz müzik eşliğinde sizlere özel olarak hazırlanacak koreografiler ile evlilik töreninizde güzel bir farklılık yaratalım…

    İLK DANS

    Düğün hazırlıklarınızı en güzel şekilde tamamladınız. Peki ya ilk dans? İlk dansınızla düğün töreninizin hayatınızda unutamayacağınız bir anı olarak yerini almasını istemez misiniz? Size özel  bu günde,  seçtiğiniz müzik eşliğinde yapacağınız ilk dans ile hem kendinize hem sevdiklerinize daha farklı ve anlamlı bir gece yaşatabilirsiniz.
    Seçtiğiniz müzik türüne göre belirlenen ve size özel hazırlanan dans koreografinizi öğrenirken derslerin ne kadar kolay ve eğlenceli geçtiğini  görecek ve şaşıracaksınız.

    PASTA DANSI

    Sizi izleyenleri ilk dansınızla büyülediniz… Şimdi ise eğlence zamanı… Pasta kesildikten sonra yapacağınız hareketli danslarla düğün töreniniz için farklı alternatifler sunuyoruz.
    Gelin, düğün töreninizin bu bölümünü farklı bir konseptle renklendirelim…

    7 dersten oluşan dans paketinde 2 farklı dans koreografisi öğrenme şansını yakalayabilir, ilk dansınız yanı sıra pasta kesildikten sonra hareketli bir dansla sizi sevenleri eğlendirebilirsiniz.

    Üstelik sadece KADINLAR KULÜBÜ üyelerine özel, ‘ilk dans’ koreografisi %40 İNDİRİMLİ  400 TL olup ‘pasta dansı’ koreografisi de ÜCRETSİZ olarak sunulacaktır.

    *BU KAMPANYA 01.0CAK.2013 TARİHİNE KADAR YAPILACAK KAYITLARDA GEÇERLİDİR.

    www.dugunvedans.com

    İLETİŞİM: 0216 550 91 72 / 0532 377 18 37

  • Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

    Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

    Bayramlar için  hazırlıklar  farklı boyutta .Bayram kavramı  insanlarda  gün geçtikçe değişiyor.  Bayramları herkes  tatil olarak görmeye başladı denilebilir.

    Eskiden Kurban bayramı dendiğinde 2 gün önceden  Kurban alınıp bayrama hazırlık yemekler  yapılırdı Bayram denildiğinde  Bayram temizliği , Bayram alışverişleri , Bayram yemekleri ,Bayram harçlıkları  akla gelirdi. Bayramın 1.günü  kurban kesildikten sonra kesilen kurbanın kavurması yapılırdı.

    Şimdi ise Kurban bayramları uzun olduğundan  direk tatile  gidenler çoğunlukta Bundan 10 sene sonra bayramların nasıl olacağı   merak konusu.

    Evinizin neşeli, sağlığınız yerinde, sevdiklerinizin yanında olduğu mutlu bayramlar geçirmeniz dileğiyle.

      Kurban Bayramınız Kutlu Olsun

    Kısa kurban bayramı mesajları 2012

    Kurban etini tüketirken nelere dikkat etmeli ?

     

     

     

  • Escada Sport 2012-2013 Sonbahar Kış Koleksiyonu

    Escada Sport 2012-2013 Sonbahar Kış Koleksiyonu

    Çiçekli desenlerle rahat ve lüks karışımlarla İngiliz kır evini anımsatan sofistike bir koleksiyon Escada Sport’ta sizleri bekliyor.

    Escada Sport 2012-2013 sonbahar kış koleksiyonu İngiliz kırsal bölgelerinden esinlenmiştir. Koleksiyonda çiçek ve ekose detaylar rustik bir görüntü sergiliyor. Koleksiyonun anahtar parçaları İngiliz tarzı binici ceketler, dantel tunik elbiseler, özel kadife takımlar ve pelerinler. Koleksiyonda yer alan bir başka tema ise “çay saati teması”. 1920 leri andıran çiçekli soft elbiseler ön planda. Renk paleti koyu ve kadınsı tonlardan oluşuyor. Ayrıca parlak metalik renkler de koleksiyonda kullanıldı.

  • Dizi müziği yapmam bile ‘tuhaf bir temas’

    Dizi müziği yapmam bile ‘tuhaf bir temas’

    Star TV ’de yayımlanan ‘ Behzat Ç ./Bir Ankara Polisiyesi’, çoktandır fenomen olmuş durumda. Bir yanda Ankaralılık halleri, diğer yanda alışmadığımız bir tempo, ‘tuhaf temaslar’ derken kendi hayranlarını yarattı. Dizinin müzikleri, Ankara’nın en meşhur grubu Pilli Bebek’in kurucusu Cem Kısmet’e emanet. Bu müzikleri ‘Tuhaf Temaslar’ adlı iki CD’lik bir albümde toplayan Kısmet’i yakaladık…

    Behzat Ç.’nin müzikleri de en az dizinin kendisi kadar fenomen. Dizi için yaptığı müzikleri kısa süre önce ‘Tuhaf Temaslar’ adlı albümde toplayan, Ankaralı grup Pilli Bebek’in solisti Cem Kısmet’leyiz…

    İki sezon ve bir filmden sonra çıktı albüm. Neden gecikti?
    Benim yüzümden (gülüyor). Bir sürü hazır tema vardı ama buna rağmen üç şarkı (‘Delilik’, ‘Sayende’ ve ‘Kırmızı’) ile uğraşmak istedim. Stüdyo kısmını seviyorum. Biraz fazla uğraştık galiba. Bazı şarkılar evde kaydedildi, bazıları başka stüdyoda… Bir araya getirmek zaman aldı. Çok da zorlamadık, “Havaya girdikçe yapalım” dedik. Albüm fikri ikinci sezonun ortalarında gelişti. Öncesinde proje vardı ama “Nasılsa olur bir ara” diyordum. Deadline denen şey bana göre değil, iş-güç sahibi insanlar yapsın onu (gülüyor).

    Stüdyo aşamasında neler oldu? Şarkılar hazır değil miydi?

    Şarkılar hazırdı ama sound’lar net değildi kafamda. Sonunda “Üç şarkınınki farklı olsun, diğer parçaları mümkün olduğu kadar ilk hallerine yakın alalım albüme” dedim, hızlandık. ‘Olsun’un albümde kullandığımız kaydı bu şarkının ilk aranjesidir. Demo halini kullandık yani. Film ve dizide anlık geliştirdiğimiz kimi temalar var mesela ve onları görüntüler olmadan dinlediğinizde başka türlü çağrışımlar yapıyor. Bölümler arası farklılıklar da var sound’da çünkü hem bölümün gidişi hem benim haleti ruhiyem çok etkiliyor bunu.

    Başa dönelim… Ekiple nasıl buluştunuz? Bir Ankaralılık durumu var mı bunda?

    Erdal (Beşikçioğlu) Dip Sahne adında bir mekân açmıştı ve orada çalmamızı istemişti. Tanıştık, hem Erdal’ı hem de yeri sevdik. Sonra Dip Sahne kapandı, üzüldük çünkü Ankara’nın en güzel mekânıydı bana göre. Dizi mevzuu çıkınca Erdal bizi önermiş. Yapımcı Hakan Karlıdağ aradı, başladık.

    Emrah Serbes’in kitaplarını okumuş muydun?

    Duymuş ama okumamıştım. Erdal’la konuşunca kitabı okudum, görüşmeden sonra da senaryoyu… Kitabı okurken kafamda birtakım sesler belirdi, onları geliştirdim. Sokaklar, mekânlar hayatımın geçtiği yerler. Oradaki dış sesler ve insanların iç sesleri kafamda bir sound’a dönüştü. Başta çiğdi bu, diziyle pişti.
    Müzik ‘Behzat Ç’de başlı başına bir karakter gibi…
    Benim yakın durduğum bir cenah değil bu, hayatımda dizi izlemişliğim yok, evimde televizyon da yok. ‘Behzat Ç’, hem Ankara bağlantısıyla hem de diziyi sevdiğim için sahiplendiğim bir iş oldu. Dizi müziği yapmak yapay gelirdi; içeriğe bakmadıklarını, görsel imgeler üzerinden işin satılmaya çalışıldığını düşünürdüm–ki genellikle böyle bu, fikrim değişmedi. Farklı bir yöntem denedik ve dizinin sesi olduk. Kitabı okuduğumda senaryoya uyarlama konusunda endişelerim olmadı değil. Kararımı senaryoyu gördükten sonra vermek istedim. Bu uyarlama neticede, bambaşka bir şey çıkabilirdi. Neyse ki senaryo işin ehli insanlarca yazıldığından okur okumaz ikna oldum.

    Televizyonum yok dedin ama diziyi takip ediyor musun?

    İnternetten izliyorum. (gülüyor) Televizyondan kirleniyorum. Şehrin içinde gezerken beni boğan imajlar, sesler var ve bunlar televizyonda çok güçlü. Sürekli bir bombardıman halinde. Karşısında ne kadar sağlam durursan dur, eninde sonunda insanı etkiliyor. Şeklimiz şemalimizden kullandığımız ürüne kadar her şeyi değiştirme kudreti var televizyonun.

    Dizide sevdiğin ya da sevmediğin karakterler var mı? Onları müzikle yönlendiriyor musun mesela
    Yapıyorsam da bilmiyorum ama sanmıyorum yaptığımı. (gülüyor) İşin kurgusal yapısı dolayısıyla öyle bir şeye imkân olmuyor zaten, akışkanlığı bozmamak durumundasın. İstesen de yapamazsın. Nefret ettiğim bir karakter yok ama Hayalet’le Akbaba arasında spontane gelişen diyalog ve kavgaları çok seviyorum. Behzat’ın durumlarını da… Bence hepsi çok iyi işler, iyi oyunculuklar. Ahmet Uğurlu, geçen sezon çok önemli bir renkti mesela.

    Dizideki Ankara/Ankaralılık algısını nasıl buldun, eski bir Ankaralı olarak?
    Ankara’nın tümünü yansıtan bir şey değil ama jargonuyla, sokak argosuyla Ankara diziye sirayet etmiş durumda. Reel bir durum bu… Ankara denince akla bu gelmiyor ama.

    Ne geliyor? Hazır ‘Bir Ankara Gecesi’ projeniz de varken bununla bağlantılı olarak sorayım…
    Ankara bu ağızdan, jargondan ya da müzik özelinden bakarsan sadece rock gruplarından ibaret değil. Klasik müzik ve caz da Ankara’da güçlü. Tek gitarla harikalar yaratan insanlar var, barlarda çalarlar ve repertuvarları çok geniştir. Sakin çalarlar, keyiflidirler. Geceyi tasarlarken onların da olması gerektiğini düşünmüştüm. Niyetimiz hepsini bir araya getirmekti, tam yapamadık ama bir sürü konuk olacak sahnede.

    Pilli Bebek ne durumda?
    Son haliyle altı kişi: Emre Günaydın (davul), Alican Narman (bas), Emre Yalçıntaş (gitar), Evren Karakul (klavye) ve Sonat Özer (perküsyon). Sonat, Pilli Bebek’in ilk davulcusu, geri döndü. Yıllardır beraber balığa çıkıyorduk ama müzik yapmıyorduk, enteresan oldu. (gülüyor)

    Ufukta yeni albüm var mı? 
    Albüm yapmak istiyoruz ama asıl amaç bol konser vermek. 13 Ekim Cumartesi ‘Bir Ankara Gecesi’yle başlıyoruz, sonrası gelecek…

    Bu elimizdeki, bir Pilli Bebek albümü mü peki?
    Değil, Pilli Bebek hayranlarını sevindirecek bir albüm ama. Serdar Akar’la ilk konuşmamızda ‘Pilli Bebek olsun istiyorum’ demişti; ona yaklaştık ama bir Pilli Bebek albümü olamadı çünkü değişik dönemlerden farklı kayıtlar kullandık. Grubun neredeyse bütün kadroları var bu kayıtlarda.

    ‘Tuhaf Temaslar’ ismi nereden? 
    Normalde ne işim olur dizi müziğiyle? Bu, benim için başlı başına tuhaf bir temas. (gülüyor) Emrah’ın ‘Her Temas İz Bırakır’ından yola çıkarak bulduk bu ismi ama aslı budur.

    Hayatında ‘Behzat Ç’ nin yeri ne?

    İster istemez büyük kısmını kaplıyor. Haftada en az üç günüm ‘Behzat Ç’ ile geçiyor. İlk dizi müziğim ve başlarda bundan duyduğum tedirginlikten dolayı haddinden fazla bir mesai harcama durumunda kaldım ama sonra rayına oturdu işler. Yine de hayatımın büyük bölümü bununla kaplandı. İnsanların bunun üzerinden benimle ilişki kurmasının da bunda etkisi var elbet.

    ‘Delilik’i nasıl bir ruh haliyle yazdığım, sık soruluyor
    Albümü dinleyenler en çok neyi soruyor?
    ‘Kızım’ şarkısını dinleyen herkes ‘çocuğun var mı’ diye soruyor. Şarkı yazmanın mutlak surette yaşanmış bir şeyle alakalı olduğunu sanıyor insanlar. Bir şeyi ancak biliyorsan onun hakkında bir şeyler yazabilirsin diye düşünüyorlar ama hayır, herkes her şeyi böyle tecrübe etmiyor. Bir sürü sevgi biçimi var. Birilerinin kızını nasıl sevdiğini biliyor olabilirsin, empatiyle alakalı bu. Bir de ‘Delilik’i nasıl bir ruh haliyle yazdığımı soruyorlar. Deli olup olmadığımı merak ediyorlar aslında. (gülüyor) Bunu var olan bir durumu gözlemleyerek yazdım; onun bende yansımasıyla alakalı. Karşımda canlandırılmışı var çünkü ve güçlü bir canlandırma bu.

  • Planlı Gebelik İçin yapılması gerekenler

    Planlı Gebelik İçin yapılması gerekenler

    Planlı hamilelik özellikle kariyer yapma çabasındaki çalışan çiftler için büyük önem taşıyor. Ama “Artık bebek sahibi olmanın zamanı geldi diyorsanız fazla vakit kaybetmeden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Taşdemir’in önerilerine kulak verin…

    Günümüz koşulları hemen hemen her alanda olduğu gibi bebek sahibi olma konusunda da plan yapmayı gerektiriyor. Ama kararı verince bebek de hemen gelmiyor. Aylarca çaba sarfedildiği halde ve klinik olarak hiçbir sorun bulunmamasına rağmen, bazen istenilen hamilelik bir türlü gerçekleşmiyor. Çünkü ya yumurtlama zamanı tutturulamıyor ya da farkında olmadan hamileliği engelleyen hatalar yapılıyor. Oysa maddi ve manevi açıdan hazır olunan bir dönemde bebek sahibi olmak istendiğinde insanların beklemeye pek de fazla tahammülü olmuyor. Peki, doğru olduğu düşünülen zamanda, vakit kaybetmeden hamileliğin gerçekleşmesi için neler yapılmalı, nelere dikkat edilmeli? Uzmanlara göre hiçbir doğurganlık problemine sahip olmayan ve korunmayan bir çiftin ortalama hamile kalma şansı, her adet döneminde yüzde 25 civarında. Çiftin yaşı, regl döneminin zamanı ve ilişkilerin sıklığı ise başarıyı etkileyen en önemli faktörler. Hamileliği sağlayan ve destekleyen koşullara dikkat ederek arzu ettiğiniz bebeğe bir an önce kavuşabilmek için uzmanımızın önerilerini dikkatlice uygulayın.

    İdeal yaşta mısınız?
    Tıbbi araştırmalar, çocuk sahibi olabilecek çağdaki yetişkinlerin yüzde 10 – 15′inin kısırlık problemi ile karşılaştığını ortaya koyuyor. Aktif bir cinsel yaşamı olan çiftlerin yüzde 57′si üçüncü ayda, yüzde 72′si altıncı ayda, yüzde 85′i de birinci yılın sonunda hamile kalıyor. Hamilelik için gereken süre, çiftlerin yaşları yükseldikçe artıyor. Yaşla beraber kadının üretkenliğinin azaldığını belirten uzmanlar yaşın çocuk sahibi olunmasında bu kadar önemli olmasını başlıca iki nedene bağlıyorlar.
    Birincisi yaşlanma sonucunda yumurtaların kaliteleri bozuluyor. İkincisi, ilerleyen yaşla birlikte erken gebelik kaybı olasılığı artıyor. Bir kadın üreme çağı boyunca ortalama 400 – 500 kez yumurtluyor, yaş ilerledikçe kaliteli yumurta sayısı da azalıyor.

    Hamilelik öncesi hazırlık çok önemli
    Prekonsepsiyon dönemi olarak adlandırılan döllenme öncesi hazırlık döneminin son derece önemli olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Taşdemir, bu dönemin en sağlıklı şekilde geçirilebilmesi için anne adayının gebeliğin 2-3 ay öncesinden başlayarak bu 9 aylık döneme hazırlanması gerektiğini vurguluyor: “Döllenme ve döllenen yumurtanın rahmin iç tabakasına tutunması ile başlayan gebelik sürecinde bebeğin organlarını oluşturan hücreler büyük bir hızla bölünerek çoğalır ve oluşturacakları organ sistemlerine göre farklılaşır. Dolayısıyla gebeliğin organların oluştuğu bu ilk dönemi çok önemli.”

    Yumurtlama döneminizi tespit edin
    Kadınların en fazla doğurgan oldukları döneme ait şöyle küçük formüller söz konusu: Adetin başladığı gün “1. Gün” olarak kabul ediliyor ve 28 günde bir adet gören kadında yumurtlama 13.- 15. gün arasında gerçekleşiyor, işte bu dönem en fazla doğurgan olunan zaman. Ancak kadınların tümü bu dönemde yumurtlamıyor. Bazıları biraz daha önce veya sonra yumurtlayabiliyor. Bazıları da hiç yumurtlamıyor.
    Unutulmaması gereken nokta şu! Yumurtlama problemleri olmasına rağmen kadınlar adet görebiliyor ve yumurtlama gücü aydan aya değişebiliyor. Yumurtlamanın olup olmadığı ultrason ya da kan testleriyle belirlenebiliyor.
    Erkek spermi cinsel ilişkiden sonra yaklaşık 48-72 saat kadın vücudunda canlı olarak kalabiliyor, işte kadının en doğurgan olduğu bu zamanda, spermin de orada olması gerekiyor, bir de yeterli sperm bulunabilmesi için her gün yerine gün aşırı cinsel ilişkiye girilmesi.
    Çünkü fazla sayıda cinsel ilişkide bulunmak erkeğin menisindeki sperm sayısını azaltıyor.

    Yumurtlamanın gerçekleştiği nasıl anlaşılır?
    Göğüslerde hassasiyet, karın bölgesi ve kasıklarda ağrı, rahatsızlık hissi, vajinal akıntıların ve vajinada ıslaklığın artması gibi şikayetler yumurtlamanın gerçekleştiğinin belirgin işaretleridir. Ayrıca eczanelerde satılan ovülasyon belirleme testleri ile de yumurtlamanın gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenebilir.

    Test yaptırabilirsiniz!
    Jinekologların yumurtlama zamanını izlemek için kullandıkları en önemli yöntem LH düzeyinin tespiti. LH düzeyindeki ani yükseliş, yumurtlamanın 1-1.5 gün içinde başlayacağını, dolayısıyla kadının adet dönemi içindeki en verimli 2-3 gününün başladığını işaret eder. İşte bebek sahibi olmaya karar veren çiftler için cinsel ilişkiye girilmesi en öncelikli günler, bu günlerdir. İdrardaki LH düzeyindeki ani yükselişi artık eczanelerde satılan testler sayesinde evinizde de zamanında ve kolayca tespit edebilirsiniz.

    Siz yine de tedbirli olun!
    İlişki sırasında kayganlaştırıcı olarak tükürük veya diğer krem vs. gibi maddelerin kullanılması spermleri öldürerek hamileliği önleyebilir. Ayrıca yer çekiminin etkisiyle ayakta veya oturur pozisyonda kurulan ilişkide ya da ilişkiden hemen sonra ayağa kalkıldığında spermlerin rahim ağzındaki açıklıktan geçmeleri zorlaşır, ilişki sonrası kadının bir süre sırt üstü yatması hamilelik ihtimalini artırabilir. Her şeye rağmen tamamen sağlıklı bir çiftin hamilelik elde etme şansı her ay yüzde 25′tir. Hamilelik ve öncesindeki dönemde çiftlerin yüksek ısıya maruz kalmaktan kaçınmaları gerekir. Saunadan ve çok sıcak suyla banyo yapmaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca hamilelik ve hamilelik öncesi dönemde çalışma ortamında böcek öldürücü, kurşun, etilen oksit gibi kimyasal maddelere ve radyasyona maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Bu dönemde çamaşır suyu vs. gibi temizlik maddeleri kullanırken eldiven kullanmaya ve bu maddeleri solumamaya özen gösterilmelidir. Günümüzde bilgisayar kullanımının yaygınlaşmasıyla video, display terminallerinden (bilgisayar ve televizyon ekranı) yayılan elektromanyetik alanın da hamilelere zararlı, olabileceği düşünülmektedir. Bu tip enerjiye maruz kalan kadınlarda düşük oranının arttığı gösterilmiştir. Bu zararlı etkiden korunmak için bilgisayar ekranından 80 cm. uzakta oturulması önerilir. Özellikle monitörlerin arka bölgelerinden uzakta oturmak gerekir.

    Doğum kontrol hapı kullandıysanız…
    Doğum kontrol hapları en güvenilir doğum kontrol yöntemlerinden biri. Ancak doğum kontrol hapını uzun süre kullanan ve bırakan kadınlarda bir süre daha yumurtlama problemi görülebiliyor. Bu sebeple hamile kalmak için geçen süre diğer doğum kontrol yöntemlerine göre uzun olabiliyor. Bu uzamaya karşın, doğum kontrol hapı kullanımıyla kısırlığın arttığı konusunda herhangi bir kanıt yok. Doğum kontrol hapıyla korunan kadınlar hapları kullanmaya devam ederken de (örneğin kullanmaya yeni başladıklarında) veya kestikten hemen sonra hamile kalabilirler, bu durumda bebeğin sağlığı olumsuz etkilenmez.

    Şansınızı artırın!
    Sağlıklı beslenmek yumurta ve sperm kalitesini, dolayısıyla da döllenmeyi etkiler. Hamilelik öncesi dönemde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesi ve bunların hamilelik süresince devam ettirilmesi çok önemli. Düzenli beslenme alışkanlığı anne adayına, ailesine ve gelişecek bebeğin sağlığına katkıda bulunur.
    Boyunuza ve vücut yapınıza uygun kiloda olmak, sağlıklı bir hamilelik için ayrıca önemli. Hamile kalmadan önceki dönemde yağdan fakir, liften zengin diyet uygulanarak ve egzersiz yaparak kilo verilmesi uygun olur. Ancak hızlı kilo verebileceğiniz diyetler hamile kalma şansını düşürüp, hamilelik öncesi besin depolarınızı azaltır.
    Sağlıklı hamilelik için en önemli vitamin folik asittir. Döllenmeden hemen sonra omurilik ve sinir sisteminin gelişmesinde önemli rol oynar. Hamilelikten önceki 3 aylık dönemden itibaren, günde 400 mg. folik asit takviyesi sinir sistemiyle ilgili bozuklukların oluşmasını engeller. Folik asit narenciyede, yeşil yapraklı sebzelerde, fındık, badem ve baklagillerde bulunur. Günde 300 mg.’dan (3 bardak filtre kahve) fazla kafein alınması üreme sağlığını olumsuz etkiler. Kafein kahvenin dışında çay, kakao, kolalı içecekler gibi birçok gıdada bulunur. Bazı çalışmalar fazla kafein alımının düşüklere yol açtığını göstermiştir. Hamilelik ve öncesi dönemde kafein alımı mümkün olduğu kadar azaltılmalı ve kafeinsiz içecekler tercih edilmelidir.
    Hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde hiç alkol alınmaması en doğru yaklaşımdır. Alkol erkeklerde sperm sayısını ve kalitesini azaltır.
    Hamilelik ve öncesi dönemde sigara içilmemesi ve sigara içilen ortamlardan uzak durulması gerekir. Sigara yumurta ve sperm kalitesini bozar, yumurtanın döllenmesini ve döllenen yumurtanın rahme tutunmasını zorlaştırarak hamileliği önler. Sigara içen kadınlarda dış gebeliğin daha sık görüldüğünü gösteren çalışmalar vardır. Bu dönemde sigara bırakmayı kolaylaştıran nikotin sakız ve bantlarının kullanımı önerilmez.
    Suni tatlandırıcılar ve bunları içeren gıda maddelerinin kullanımından da hamilelikte ve öncesindeki hazırlık döneminde kaçınılması gerekir.
    Hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde çiftlerin stresten mümkün olduğu kadar uzak kalması ve yeterince dinlenmesi gerekir.
    Egzersiz fazla ağır olmamak şartıyla önerilir. Ağır egzersiz kadın ve erkekte üreme sağlığını olumsuz etkiler.