Kategori: Kadın

  • Sahne Kadınların !

    Oyuncusu, ışıkçısı, yönetmeni, yazarı, kısacası her şeyiyle tamamen kadınlardan oluşan bir tiyatro için yola çıkıldı. Üsküdar Belediyesi ve Tiyatro Greyfurt işbirliği ile başlatılan projede, tiyatroya gönüllü olan bütün kadınlar yer alabilecek.

    Üsküdar Belediyesi’nin Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamında planladığı projeyi Tiyatro Greyfurt üstlendi. Projede, öncelikle başvurular alınacak. Haftada iki gün verilecek olan tiyatro eğitimi üç ay sürecek. Bu kurs süresince, yeteneklerine göre kadınlar oyunculuğun yanısıra, ışık-dekor gibi alanlarda da eğitim alacaklar. Üç aylık eğitim sürecinin ardından, kursiyer kadınların hazırladıkları bir oyun da sahnelenecek.

    Sahne Kadınların ! | 1

    Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ve başkan yardımcısı Hasan Ekmen’in desteği ile başlayan projeye başvurular başladı. Son başvuru tarihi ise 15 Mart. Başvurular için www.sahnekadinlarin.com ve 0216 532 30 00’dan dahili 2363 aranabilir.

  • Aşksevdasüveyda / anadilde aşk defteri

    Aşksevdasüveyda / anadilde aşk defteri

    Hayykitap’tan Sevgililer Günü için ‘aşk olsun’ dedirtecek bir defterkitap
    aşksevdasüveyda
    anadilde aşk defteri

    Çince bilmeyen sevgilinize sevgililer gününde hoşluk olsun diye “我爱你” diyorsanız, bilin ki çok saçma. Çincede de sevgi sözleri mükemmeldir elbet ama siz hiç sevgilinizin, komşunuzun, iş arkadaşınızın ‘evinin dili’ni merak ettiniz mi? Eskimoca seni seviyorum demeyi ezberleyip, ninesi Lazcadan başka dil bilmeyen Ardeşenli sevgilinize “Si maoropen” demek aklınıza bile gelmiyorsa, “ah” demek zamanı. Çünkü bilin ki kalp en çok mahallesinin dilinde söylenen aşk sözlerine ısınıyor.

    İçinize bir heves geldiyse, haydi bir araştırın nerede bulabilirsiniz Anadolu dillerinde “seni seviyorum” demeyi… Eğer arşiv taramasına aşina değilseniz işiniz zor, internette tek tıkla 150 dünya dilinde ‘seni seviyorum’u bir arada bulabilirsiniz. Çinceden, Uzay Yolu filmi için yapay olarak tasarlanmış Klingoncaya kadar hem de. Fakat içimizde yaşayan 73 dilden beşine, saatlerce araştırma sonucu ya ulaşır ya ulaşamazsınız. Bulduklarınızı da telaffuz edebilirseniz aşk olsun…

    Edebiyat’a “hayat” taşımaya inat eden tarihçi yazar İsmail Keskin, Hediye-Evdoksia romanından sonra, şimdi de size ‘Aşk Sevda Süveyda – Anadilde Aşk Defteri’ni hediye ediyor. Hep yasaklanan ve susturulan Anadolu dillerini ilk kez bir arada, aşkla ve âşıkça seni seviyorum diye haykırtıyor. Barış ve sevgiyle içlerimizi iyileştirip, şiddeti, kini ve kör nefreti dindirmek için. Bunca zamandır “korkulan” ve “öcü” diye korkutulan, yasaklanan ve dışlanan diller; ölümü, kavgayı ve nefreti değil aşkı, sevgiyi ve barışı çağırıyorlar. Biri diğerini bastırıp susturmadan, tıpkı âşıkların hayatı paylaşmaları gibi… Bu yüzden bu defterkitap nefrete panzehir olmaya aday.

    Defterkitap yeni bir tür. Adından anlaşılabileceği gibi, ne tam olarak defter ne de tam olarak kitap. Öte yandan ajanda ya da yayınevlerinin kendi kitaplarından küçük alıntılarla ürettikleri not defterlerinden de farklı. Defterkitap okuyucusunu da yazmaya davet eden bir meydan okuma. Bir söyleyip iki dinlemek için tasarlanmış. Genellikle iki sayfada bir, sadece bir ya da iki cümle söylüyor. Yeri geldiğinde ise sadece tek sayfalık parçalar verip okuyucusunu rahatlatıyor… Ayrıca konu bütünlüklü olduğundan felsefeden politikaya, politikadan romana atlamıyor, kafa bulandırmıyor. Bundan sonraki her defterkitap’ın bir teması olacak ve o temada size konunun özünü hiç yormadan aktarıp, sayfanın kalanını size bırakacak.

    İlk defterkitap Aşk Sevda Süveyda’nın sonunda bir dizin var. Böylece hangi dili, hangi kelimeyi isterseniz o sayfayı hemen bulabiliyorsunuz. Bilinçli olarak sert kapaklı, ciltli ve şirazeli olarak üretildi. Hem sevdiğinize, hem de yazdıklarınıza verdiğiniz değer anlaşılsın, kıymeti bilinsin diye.

    Seriyi “aşk”la başlatmamız da bu yüzden. Aşk’ın tüm konuların özü olduğuna inanmamız, bize bu seriyi aşk, sevgi ve barışla başlatmaya mecbur kıldı.

    O yüzden “Bu topraklarda çatlağını arayan tüm bereketli yağmur tanelerine, güzel insanlara ithaf”la başlayan defterkitap, sevmeyi bilen tüm kalplere şöyle haykırıyor ilk sayfasında:

    Yaşasın aşk, yaşasın sevgilime giden bütün sevgi sözleri! Türkçe, Rumca, Lazca, Kürtçe, Ermenice, Arnavutça, Pomakça, Çingenece, Makedonca, Boşnakça, Zazaca, Çerkezce, Tatarca, Lakça, Lezgice, Arapça, Abhazca, Teberce, Tabasaranca, Hemşince, Özbekçe, Farsça, Bulgarca… Anadolu’da konuşanı kalmış ve hatta kalmamış yetmiş üç dil ve lehçenin, elin uzandığı tüm şivelerinde ayrı ayrı… Kuralına, standardına, imla kılavuzuna göre değil, bir tek okunuşuna göre.

    Çünkü kalp kural tanımaz. Kalp kendi toprağını bilir, bu toprakların ‘hakiki’ dilini tanır ve ısınır. Bin yol varsa da kalbe giden, en yakını elbet evinin yakınından geçer. O yüzden de kalp en çok ‘mahallesi’nin dilinden duyduğu sevgi sözüne inanır.

    Bu defterkitap size, sevgilinizin öz dilince, mahallesinde, evinde konuşulan; kalbinin ısındığı o ilk dilince “Seni seviyorum” demeyi öğretiyor. Anadolu’nun tüm dillerinde “Seni seviyorum”u ve sevgi sözlerini ilk kez bir arada söylüyor.

  • Avon meme kanseri ile mücadele projesi için 15 kadın bir araya geldi…

    Avon meme kanseri ile mücadele projesi için 15 kadın bir araya geldi…

    15.yılını dolduran Avon meme kanseri ile mücadele projesi için 15 kadın bir araya geldi…

    Meme kanserine dikkat çekmek için 15 ünlü ve başarılı kadın, hayallerinden ilham alarak hazırlanan büstiyerler ile projeye destek verdi!

    15 ünlü ve başarılı kadından
    Avon meme kanseri ile mücadele projesi’ne destek

    AVON Meme Kanseri ile Mücadele Projesi’nin 15. yılında 15 kadın, AVON Pembe Ajanda 2012 için bir araya geldi. Sinemadan modaya, müzikten iş dünyasına kadar alanında başarılı 15 kadın, meme kanserine dikkat çekmek için hayallerinden ilham alınarak hazırlanan büstiyerlerin fotoğraflarını, kişisel mesajları ile birlikte AVON Pembe Ajandası’nda paylaştı. Ajandanın satışından elde edilen gelir, AVON Meme Kanseri ile Mücadele Fonu’na aktarılacak.

    ‘AVON Meme Kanseri ile Mücadele Projesi’ ile 15 yıldır sağlık alanında Türkiye’nin en uzun soluklu sosyal sorumluluk projelerinden birine imza atan AVON, geleneksel hale gelen AVON Pembe Ajanda 2012 ile meme kanserine karşı mücadele için bir adım daha atıyor.

    15. yılında 15 kadın bir araya geldi
    AVON Meme Kanseri ile Mücadele Projesi’nin 15. yılında 15 kadın, AVON Pembe Ajanda 2012 için bir araya geldi. Farklı alanlarda üstün başarılara imza atmış 15 kadın, meme kanserine dikkat çekmek için hayallerinden ilham aldı. Projeye özel tasarlanan büstiyerler ile AVON Meme Kanseri ile Mücadele Projesi’ne destek verildi.

    Anjelika Akbar, Ayşenur Yazıcı, Azra Akın, Burcu Esmersoy, Evrim Akın, Gaye Sökmen, , Lolita Asil, Müjde Ar, Nükhet Duru, Serra Yılmaz, Sezen Aksu, Songül Öden, Tanem Sivar tarafından tasarlanan büstiyerler ünlü tasarımcı Zeynep Tosun’un dokunuşlarıyla hayat buldu. TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ise proje için tasarladığı büstiyerde Beymen Tasarım Ekibi’nden destek aldı.

    Geçtiğimiz sene aynı proje için aralarında Cem Adrian, Dj Geveze, Emre Belözoğlu, Engin Atsur, Fahir Atakoğlu, Fatih Erkoç, Gökhan Tepe, Kemal Doğulu, Levent Yüksel, Mustafa Ceceli, Müjdat Gezen, Özgür Özberk, Rüştü Reçber, Salih Saka ve Uğurkan Erez’in bulunduğu 15 ünlü ve başarılı erkek, bir araya gelmişti.

    15 kadın projenin lansman gecesinde bir araya gelecek
    Farklı alanlarda üstün başarılara imza atmış, meme kanserine dikkat çekmek için hayallerinden ilham alarak projeye gönülden destek veren 15 kadın, yeni yıldan önce projenin lansman gecesinde bir araya gelecek.

    Ajanda zengin içeriği ile dikkat çekiyor
    Ajanda takviminde her ayın başlangıcında özel olarak hazırlanan büstiyerlerin fotoğrafları yer alıyor. Büstiyer fotoğraflarının arka yüzlerinde ise büstiyere ilham veren ünlü kadın, yaşam ve meme kanseri ile ilgili kişisel mesajı ile yer alıyor. 15.000 adet basılan Pembe Ajanda 2012’nin içeriğinde, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu’nun uzman doktorlarının meme kanserinden korunma önerileri ile AVON Meme Kanseri ile Mücadele Projesi hakkında genel bilgiler de yer alıyor.

    Satıştan elde edilecek gelir AVON Meme Kanseri ile Mücadele Fonu’na aktarılacak
    Pembe Ajanda 2012’nin satışından elde edilecek gelir, AVON Meme Kanseri ile Mücadele Projesi etkinlikleri kapsamında, Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu ile yapılan çalışmalarda fon yaratmak amacıyla kullanılacak. Geleneksel hale gelen Pembe Ajanda 2012 ile Meme Kanseri ile Mücadele Projesi kapsamında meme kanseri hakkında bilinç düzeyini arttırmak ve daha fazla kadının hayatına dokunmak hedefleniyor.

  • Uluslararası San Diego Otomobil Fuarı’nda bir Türk ressam

    Uluslararası San Diego Otomobil Fuarı’nda bir Türk ressam

    Dünyaca ünlü ressam Renan Ertosun, Uluslararası San Diego Otomobil Fuarı’nda düzenlenecek sanat sergisine davet edilen ilk ve tek ressam oldu…

    Dünyaca ünlü Türk ressamlarımızdan Renan Ertosun, 29 Aralık – 01 Ocak tarihleri arasında gerçekleşen Uluslararası San Diego Otomobil Fuarı’nda düzenlenecek olan sergide eserleri yer alacak.

    Patrick Stewart ve Nuvia Crisol Ruland küratörlüğünde hazırlanan sergide Classic Ferrari, Speed and Ferrari, Mercedes ve Abstract Ferrari olmak üzere 4 eseriyle yer alacak olan Renan Ertosun, sanat hayatı boyunca hız ve heyecanın peşinden koştu. Hız kavramını araştıran Renan Ertosun, bu konudaki özgün resimleriyle farklılaşıyor.

    RENAN ERTOSUN / ÖZGEÇMİŞ
    Küçük yaşlardan itibaren resme, renklere, şekillere ve ışığa olan zaafını, yaptığı küçük çizimlerine yansıtan Renan için resim yapmak, tıpkı nefes almak gibi durdurulamaz bir dürtüydü.

    90’lı yılların sonları ve 2000’li yılların başı süresince yurtiçi ve yurtdışında pek çok kişisel/karma sergi ve sanat fuarına katıldı.

    Resme olan tutkusu, başarıya olan hevesi arttıkça, içinde barındırdığı tüm dinamizm içgüdüsel olarak tuvallerinde kendine yer buldu. Heyecanlı, enerjik, cesur ve çok yönlü bir karaktere sahip olan Renan, bu özelliklerini resimlerine de yansıtıyor. Çalışmalarında belli vuruşlarla o anlık duygulara, sezgilere ve içten gelen kararlara izin veren Renan’ın resimleri tıpkı hayatın tuvale yansıması gibi… Motor yarışları, Formula 1, hız, otomobil, uçak, sürat tekneleri gibi hızlı araçlar en büyük ilgisi ve ilham kaynağı… “Renk, Hız, Hareket…” ve bunların birleşmesiyle oluşan, o sadece resmedilebilen ama tanımlanamayan “coşkulu heyecan”, tüm cesaretiyle Renan’ın resimlerinin esas konusuydu artık!

    Renan Ertosun şimdi çalışmalarına Balat’ta ki Renan Art Work atölyesinde “son hızla” devam ediyor. Formula 1, UIM Offshore Championship ve Redbull Air Face gibi dünyanın ve Türkiye’nin en büyük ve en önemli motor sporları/yarış organizasyonlarında resimleri sergileniyor. Aynı zamanda yurtiçi ve yurtdışında çeşitli özel koleksiyonlar, oteller ve iş merkezlerinde resimleri yer alıyor.

    2001 Europe Art Fair, Geneva Switzerland
    2001 & 2004 Galleria d’arte Montana, Florence, Italy
    2004 Istanbul Auto show
    2005 BMW, Istanbul, Turkey
    2006 F1 Grandprix, Istanbul, Turkey
    2007 International Boat show, Istanbul, Turkey
    2008 U.I.M.Offshore Races, Istanbul, Turkey
    2009 Izmir autoshow, Izmir, Turkey
    2007 Renault Formula 1 work shop
    2009 Pegasus Windsurf Races Exhibition and Workshop, Alaçatı, Turkey
    2010 Kabatoj bayramında work shop

  • Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde 150 adet tekerlekli sandalye dağıttı

    Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde 150 adet tekerlekli sandalye dağıttı

    İhtiyaç sahibi engellilerimizin yüzünü bir nebze gülümsetmek ve yaşamlarını kolaylaştırmak için bu özel günde 150 adet tekerlekli sandalye dağıtımını gerçekleştirdi.

    Barış Televizyonu “Bir Sevgi Dokunuşu” Programı tarafından canlı yayınlanan programda onur konukları Van deprem bölgesinden derneğe başvuran Metin ve Çetin Hoşaflı Kardeşlerdi. Yaşadıkları travmadan biraz uzaklaştırmak ve tekerlekli sandalye rüyalarını gerçekleştirmek üzere diğer kardeşleri ile birlikte İstanbul’a uçakla getirtilerek İstanbul’da ağırlandılar.

    Program dünyadaki tüm engelliler ve aileleri için Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasından sonra ünlü tiyatro sanatçısı Sn. A.Yıldırım Öcek’in Başkan Kemal Demirel’in başarılı yaşam hikâyesini seslendirmesiyle devam etti.

    Barış TV Bir Sevgi Dokunuşu Programı yapımcı ve sunucusu Sn. Sevgi Düzgün günün anlam ve önemini aktarması için Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği Genel Başkanı Sn. Kemal Demirel’i sahneye davet etti.

    Başkan yaptığı konuşmada:

    Ben de bir engelli olarak engellilerin gerçeğini sadece böyle özel günlerde dile getirmek değil 365 gün kamuoyunda dile getirmekten yanayım, dernek olarak ta hazırladığımız programımızda da herkese çağrı yapmak istiyoruz; toplumun engelliler konusunda bilinçlendirilmesi, daha duyarlı olmalarını sağlamak, yaşam kalitelerinin yükseltilebilmesi, şehir içinde kendi başlarına seyahat edebilmeleri gibi durumlar için farkındalık yaratmak istiyoruz. Ayrıca engellilerimiz göz önünde olmadıkları için veya günlük yaşamdan uzak tutulduklarından engelli sayısının az olduğu
    düşünülmektedir, ne yazık ki ülkemizde 9 milyon civarında engellimiz bulunmaktadır.

    Trafik – terör – deprem ve buna benzer olaylarda can kaybı belirtilmekte, fakat kaç kişi bu olaylardan olumsuz etkilenmiş, yaşantısını engelli olarak devam ettirecek, istatiki veriler elimizde yok ve hiçbir yerden de bu bilgilere ulaşamıyoruz.

    Bu özel günleri dile getirirken aslında sağlıklı insanlar için de çok çalışıyoruz. Neden mi; yarın başlarına bir şey gelirse bu sıkıntıları kendileri yaşamasınlar istiyoruz.

    dedi.

    Bu anlamlı güne destek veren Mavi Işıklar Grubu nostaljik parçalarını, Pop müzik sanatçısı Sn. Eda Keske’de hareketli şarkılarını seslendirerek tüm davetlileri coşturdu.

    BEDD Danışmanlar Kurulu Başkanı ve Onur Kurulu üyesi ünlü sinema sanatçısı Sn. Ediz Hun Bey’in de hazır bulunduğu etkinlikte, günün anlam ve önemini belirten konuşmasının ardından, Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneğine başvuran ihtiyaç sahibi engellilere Barış Televizyonunun canlı yayınladığı programda tekerlekli sandalyeleri törenle teslim edilirken duygulu anlar yaşandı.

    Maltepe Belediyesi Başkan Yardımcısı Sn. Nimet Karabulut ve Meclis Üyesi Sn. Oya Akay, HDI Sigorta Genel Müdürü Sn. Orhan Arıkçı ve HDI Gönüllü Grubu, BEDD Danışmanlar Kurulu Üyelerinden Ekinciler Holding Sn. Heves Ekinci, Kent Şekerleme eski Gn. Md. Yard. Ömer Taşçı, Peppers&Rogers Group Operasyon Direktörü Sn. Fatih Hekimoğlu, Migros Türk A.Ş. Pazarlama Müdürü Sn. Ahmet Ekenkol, İşadamı Sn. Avni Kefeli, Ongan Gıda Yön. Kur. Başk. Yard. Sn. Zeynep Ongan, kadinlarkulubu.com sitesi kurucusu Sn. Eğerci, Mavi Işıklar Grubu ile Sn. Nejat Toksoy, Pop Müzik sanatçısı Sn. Eda Keske ile BEDD Başk. Yard. Sn. Av. Ünal Atila, Yön. Kur. Üyesi Sn. Çetin Yüksel, Yön. Kur. Üyesi Sn. Deniz Toksoy, Yön. Kur. Üyesi Sn. Erdal Gür, Fotoğrafçı Sn. Abdullah Kırbaş engellilere ve ailelerine yönelik farkındalık yaratmak amacıyla bu özel programa katılarak destek oldular.

    BEDD Genel Merkezinde gerçekleşen program davetlilere yapılan ikramlarla son buldu.

    Saygılarımızla,

  • 24 Kasım Öğretmenler Günü

    24 Kasım Öğretmenler Günü

    Kadınlar Kulübü olarak 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlarız.

  • Google’dan Alışveriş Alışkanlıklarımızı Ortaya Koyan Bir Araştırma

    Google’dan Alışveriş Alışkanlıklarımızı Ortaya Koyan Bir Araştırma

    Haziran ayında Türk kullanıcıların otomobil alımında interneti ne kadar kullandığını araştıran Google, bu kez Türk perakende sektörüne özel bir araştırmanın sonuçlarını paylaştı.

    Türk internet kullanıcılarının online alışveriş alışkanlıklarını ‘Thinkretail’ adlı araştırmada inceleyen Google da e-ticaret sektörünün büyüdüğünü gözler önüne seriyor.

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun yıllık Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım anketi sonuçları, internetten alışveriş yapma oranının 2011 yılında yüzde 18,6 seviyelerine ulaştığını paylaşıyor. Yapılan araştırmada Türkiye’nin farklı bölgelerinden seçilen 1000 kişinin görüşlerini bizimle paylaşıyor.

    Google Türkiye Ülke Direktörü Bülent Hiçsönmez, söz konusu araştırmayı değerlendirirken perakende sektöründeki oyuncuların fiziksel mağazacılığın yanı sıra interneti de kullanarak çoklu satış kanalı oluşturmaları gerektiğine işaret ediyor. Bu konuda ulusal markarların çeşitli adımlar attığını da görüyoruz ve Hiçsönmez bu yönelimin haklılığına işaret ediyor.

    Thinkretail sonuçları internetten alışveriş yaparken en çok rahatlığa önem verdiğimizi, fiyat avantajı ve ürün çeşitliliğini önemsediğimizi gösteriyor.
    Yükselen Kategoriler

    Araştırmada “Önümüzdeki 12 ay içerisinde internet üzerinden alışveriş yapmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna yüzde 60 oranında olumlu yanıt veren katılımcılar elektronik eşya, beyaz eşya, giyim/aksesuar ve kozmetik kategorilerinin yükselişine kanıt oluşturuyor.

    Planlanan urun kategorileri !

    Anneler Daha Çok Araştırıyor

    Kadın e-ticaret kullanıcılarının önemli bir bölümünü oluşturan anneler ise Thinkretail sonuçlarına göre, ürün araştırma ve satın alma için interneti oldukça aktif kullanıyor. Araştırmaya göre arama motoru kullanıcılarının yüzde 80′inden fazlası ve annelerin yüzde 90′ı gıda, giyim ve aksesuar, ev bakımı, kişisel bakım ve kozmetik kategorilerinden ürün satın alıyor. Anneler en çok kişisel bakım ve ev aletleri kategorisini araştırıyor.

    Hangi kategoriler ?

    Google’ın bu araştırması internette en çok araştırma yaptığımız kategoriyi elektronik olarak gösterirken, beyaz eşya, giyim aksesuar ve kişisel bakım & kozmetik kategorilerine özel araştırmaların da yükseldiğini gösteriyor.
    Neden İnternetten Ürün Almıyoruz?

    Bu soruya “güvenlik endişesi” cevabını vermek aklınıza gelebilir ancak Google ilk sırada tüketicilerin alacağı ürünü görmek ve dokunmak istemesinin yani “gerçeklik duygusunun” geldiğini ifade ediyor. Aslına bakarsanız güvenlik endişesinin ilk sırada gelmesi pek de doğru değil. Çünkü artık e-ticaret siteleri oldukça güvenli satış süreçleri tasarlayabiliyor ve kullanıcılar dilerse kapıda veya havale ile ödeme yapabiliyor.
    Ürünleri Nerede Arıyoruz?

    Arama motorları ilk başvuru kaynağı olarak göze çarpsa da, uzman mağazaların web siteleri ilk sırayı zorluyor. Google’ın ilk sırayı koruması için ürün arama özelliğini daha fazla öne çıkarması gerekiyor.

    Sıralama üreticilerin/markaların web siteleri, ürün/fiyat karşılaştırma siteleri vb.. şeklinde uzuyor ve sosyal ağlar yüzde 15′in üzerinde bir pay alarak sondan 3. sırada geliyor.

    Urun arastirmasi kaynaklari ?

    E-ticareti anlamak ve hem satış hem de hizmet anlamında başarılı girişimler çıkarılması adına güzel veriler sunan bu araştırmanın olabildiğince çok girişimciye ulaşmasını diliyorum.

    Kaynak : webrazzi.com

  • Türkiye’de Artık Bir İnsan Hakları Film Festivali var!

    Türkiye’de Artık Bir İnsan Hakları Film Festivali var!

    Dünyanın farklı ülkelerinde çocukların durumunu ve insan hakları ihlallerinin muhtelif örneklerini yansıtan filmler İstanbul’a geliyor! Documentarist tarafından düzenlenen ‘Hangi İnsan Hakları?’ Film Festivali 6-10 Aralık’ta, birbirinden önemli filmleri seyirciyle buluşturuyor.

    DOCUMENTARIST’in yan etkinliği olarak 2009’dan beri düzenlenen ‘Hangi İnsan Hakları?’ belgesel etkinliği bu yıldan itibaren bağımsız bir festivale dönüşüyor. 6-10 Aralık 2011 tarihlerinde gerçekleşecek ‘Hangi İnsan Hakları?’ Film Festivali’nde bu sene ana tema “çocuklar ve hakları” olacak. Festivalin gösterim ve yan etkinlikleri SALT Beyoğlu, Dutch Chapel ve Tütün Deposu’nda ücretsiz olarak gerçekleşecek.

    Festival kapsamında, dünyanın pek çok ülkesinde çocukların durumunu yansıtan filmlerin yanısıra, her alandaki insan hakları ihlallerinin muhtelif örneklerini ele alan, bu konuda verilen mücadeleleri anlatan 30’dan fazla film seyirciyle buluşacak. Ayrıca hafta boyunca yabancı konukların da katılımıyla, çocuklarla atölye, sergi, panel, forum tiyatro gibi pek çok yan etkinlik gerçekleşecek.

    Festival programında, Uganda’daki çocuk askerleri konu alan Kanada yapımı “Grace, Milly, Lucy… Çocuk Askerler”den (Grace, Milly, Lucy… Child Soldiers) Romanya’daki Çingene çocuklarının eğitim sorunlarını ele alan “Okulumuz”a (Our School), Hindistan’da minik bir çocuğun para ve şöhret uğruna nasıl sömürüldüğünü anlatan “Maraton Çocuk”tan (The Marathon Boy) Taliban etkisindeki Afganistan’da erkek çocukların eğlence sektöründe suistimal edilmesini konu alan “Afganistan’ın Danseden Çocukları”na (The Dancing Boys of Afghanistan), Kolombiya’da savaş travmasını yaşamış çocukların birinci elden tanıklıklarını animasyon formunda anlatan “Minik Sesler”e (Little Voices) kadar birbirinden çarpıcı filmler yer alıyor.

    Belgesel diline getirdiği yaratıcı bakışla şimdiden sinema tarihine geçen “Tarihi Pişirmek” (Cooking History), şu günlerde festivallerde ödül üstüne ödül toplayan “Yarını Boşver” (Give up Tomorrow), Arap devrimlerinin fitilini yakan Tunus’tan bize son derece tanıdık gelecek bir tartışmanın filmi olan “Laiklik… İnşallah!” (Secularism… Incha’allah!) ile Ciwan Haco’nun sürgündeki yaşamı ile 23 yıl sonra geldiği Diyarbakır’daki konserini konu alan “Diyarbekir’e Giden Yol” (The Road to Diyarbekir) programın en dikkat çeken filmleri arasında.
    Af Örgütü’nün desteğiyle, Türkiye’nin de aralarında olduğu 5 ayrı ülkede çekilen ‘çocuk hakları’ konulu kısa filmlerin dünya premiyeri de Istanbul’da Hangi İnsan Hakları? Film Festivali kapsamında yapılacak! ‘Just Kids’ başlıklı projedeki filmler aynı günlerde Hollanda televizyonunda da yayınlanacak. Festivalin özel bölümleri arasında, merkezi Amsterdam’da bulunan insan hakları örgütü Movies that Matter’le ortaklaşa hazırlanan ve alanında ses getirmiş filmlerden oluşan bir seçki de yer alıyor.

    Fatih Akın’ın 2001’de çektiği “Geri Dönmeyi Unuttuk” adlı belgeseli de, Türkiye’den Almanya’ya işçi göçününü 50. yılı dolayısıyla programdaki yerini alacak. Ayrıca Türkiye belgesel tarihinin en önemli filmlerinden olan, Süha Arın’ın 1979’da gerçekleştirdiği “Tahtacı Fatma” da özel bir gösterime konu olacak.

    Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu ve İsveç İstanbul Başkonsolosluğu’nun desteğiyle gerçekleşen festivalin gösterim ve etkinlikleri 6-10 Aralık 2011 tarihleri arasında SALT Beyoğlu, Dutch Chapel ve Tütün Deposu’nda yer alacak.

    Türkiye'de Artık Bir İnsan Hakları Film Festivali var! | 16

  • Genç nesil sanat eğitmenleri

    NEDEN SANAT EĞİTİMİ?

    Sanatsal becerileri ve kültürleri gelişmiş dolayısıyla üstün insani nitelikler taşıyan öğrenciler yetiştirmek gayesi ile böylesine etkin bir öğrenme ve kendini tanıma yolunun ticari kaygılarla istismar edilip sömürülmesine tahammül edemediğimiz için sanata hizmet olarak Tuzla’ya AKADEMİ’yi kazandırdık.

    Sektörel anlamda rekabet yaratan değil ayrıcalıklı hizmet sunan AKADEMİ TUZLA SANAT etik değerlere son derece saygılı, uzlaşmacı bir kuruluştur. Ve AKADEMİ sıfatı yalnızca tabelasında geçen alelade bir kelime değil ayrıcalıkları, sundukları, hedefleri ve standartları ile okullaşmak yolunda gördüğü itibarın şimdilik küçük bir göstergesidir.

    Tuzla’da ister hobi ister profesyonel amaçla kendini sanatsal alanlarda geliştirmeye çalışanlara bu güne dek hiçbir kurs ve sanat eğitim merkezi AKADEMİ TUZLA SANAT ‘ın sağladığı imkanları sağlayamadı.

    Öncelikle yüksek kalitede sanat eğitimlerinin karşılığı en makul fiyatları standart değerlerle belirledik. Sanatsal eğilimlerin ekonomik kaygıların gölgesinde kalmaması için en cazip ve en esnek ders ücretlerini öğrencilerimiz ve eğitmenlerimizle tespit ettik.

    Maddi imkansızlıkların sanatsal yetenekleri şekillendirmesine müsaade etmediğimiz için imkanları sınırlı yüksek kabiliyetli öğrencilerimizi talep ettikleri takdirde bir yetenek sınavına tabii tutarak başarılarına göre oranlarla sanat eğitimi maliyetlerini AKADEMİ ‘nin sanata desteği olarak biz karşılıyoruz.

    Zamanımızın en değerli varlığımız olduğu bilincindeyiz.Çok çabuk geçen ve telafisi asla mümkün olamayan zamanımızı en etkin ve verimli şekilde kullanabilmek için öğrencilerimiz ve eğitmenlerimiz için en uygun çalışma saatlerini birlikte belirliyoruz.Muhtemel kayıpları ücretsiz etüdlerle telafi etmeye çalışıyoruz.

    Çok az kişiye lütfedilmiş olan sanatsal yeteneklerin körelmemesi için en donanımlı eğitmenlerle çalışmak gerekir. Bu; sanatsal eğitimlerde asla göz ardı edilmemesi gereken bir mecburiyettir.
    Öğrencimizin hedef ve arzularına göre belirlenen müfredat çerçevesinde sistematik ve akademik çalışmalar; eğitimcilik tecrübesi edinmiş, profesyonel ve akademik eğitim görmüş sanatçılarca sürdürülür.

    Katılımcılarımızın ve eğitimcilerimizin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkileyecek tüm unsurları bertaraf etmeye çalıştığımız güvenli bir çalışma ortamı hazırladık. Çevresel ve fiziksel her türlü tehlikeye karşı okulumuza gözetimli güvenlik ve acil uyarı sistemi uygulandı.Yine iç mekanda hijyen

    Sektörel anlamda rekabet yaratan değil ayrıcalıklı hizmet sunan AKADEMİ TUZLA SANAT etik değerlere son derece saygılı, uzlaşmacı bir kuruluştur.

    İnsani ve sosyal ilişkileri ile örnek teşkil edecek insanların bir arada bulunduğu ‘AKADEMİ’ entellektüel çevrelerin buluşma noktası. Sosyalleşen, bu entellektüel çevrenin bir ferdi olan eğitmen ve öğrencilerimiz nitelikli,ahlaklı ve donanımlı bireyler olarak bizi gurur verici şekilde temsil etmektedirler.

    AKADEMİ TUZLA SANAT imkanları nisbetinde kültürel ve sanatsal etkinliklerde öncü,sağlayıcı veya katılımcı olarak da rol alıyor.Sosyal sorumluluk ve paylaşım projeleriyle Tuzla’da bambaşka bir platform oluşturuyor.

    Akademi Tuzla Edebiyat-Kitap, Akademi Tuzla Fotoğrafçılık,Akademi Tuzla Cazip Fikirler,Akademi Tuzla Sinema-Tiyatro adı altında profesyonel öncüler eşliğinde, tüm üyeleri ile ortaklaşa fikirler üretip ,asıl hedefi olan sanatsal kalite bilincinin sağlanması yanında kültürel anlamda da nitelikli faaliyetler gerçekleştirmeyi planlıyor.

    AKADEMİNİK KULÜP :

    Bireyleri ayrıcalıklı kılan yaratıcılık ve tasarım yetenekleridir.Herkesin gördüğünü farklı görebilmek,herkesin ulaştığına farklı yoldan ulaşabilmek,herkesin tanık olduğunu farklı yorumlayabilmek tam anlamıyla yaratıcılıktır.Her türlü sanatsal ve bilimsel gelişimin temelinde yatan bu kavram esasında genel olarak ‘zeka ‘ dediğimin kompleks kavramın tam karşılığıdır.Hepimiz kendimizi fazla zeki addeddiğimiz halde neden arzu ettiğimiz hedeflere ulaşabilmiş değiliz ? Neden ‘ ah bir kerecik fırsat verilseydi neler yapardım ‘ ya da ‘bugünkü aklım olsaydı şimdi farklı olurdu ‘ diyerek kendimizi itham ederiz ?

    Belki de değişik sebepler ve yollarla yaratıcılığımız engellenmiştir !ne dersiniz ?

    Yaratıcılığı engelleyen faktörler şunlardır:

    a) Duygusal engeller: Utangaçlık, aptal yerine koyulma korkusu, yanlış yapma korkusu, belirsizliklere karşı hoşgörü yetersizliği ve aşırı özeleştiri bu gruba girer.
    b) Kültürel engeller: Hayal etmenin boşa harcanan zaman olarak kabul edilmesi, çok oyunun sadece çocuklar için olduğunun düşünülmesi, … Kültürel engellere örnek olabilir.
    c) Öğrenilen engeller: Fonksiyonel kalıplaşma, anlamların verilmesi, ihtimallerin beklenilmesi ve kutsallaşmış tabularla ilgili gelenek engellerini kapsamaktadır.
    d) Algılama engelleri: Adetler, problemlerin önemli olan ögelerini tanımada başarısızlığa yol açabilir. Bunlara aşağıdaki engel de eklenebilir.
    e) Yüklü program engelleri: Kalıplaşmış konular yığını olan ve belli süre içinde tamamlanılması gereken eğitim programları da yaratıcılığa engel olabilmektedir…

    İşte aynen böyle! Her ne kadar engelleyici faktörler daha ezici bir ağırlığa sahipse de özellikle son zamanlarda bilinçli bilimsel araştırmalar ve artık BİLGİ ÇAĞI’nın bir gereği olarak bireysel yaratıcı niteliklerin geliştirilebilmesi adına alternatif eğitim imkanları sağlanabilmektedir.

    Yaratıcı bireyler;

    Başarılıdır, Yaratıcı insan düzen gereksinmesi ile güdülüdür, Meraklıdır , Öz kanıtlama içerisindedir, Özgürdür ,Yüksek üretim gücüne sahiptir , Kuşkuludur ,İlgi alanları çok yönlüdür ,Estetiksel yargı içindedir , İçe dönük bir yapısı olabilir ,Coşkuludur ,Önsezilidir ,Etkileyendir.

    Karakteristik, ayrıcalıklı insan modelinin oluşturulmasında etik değerler gibi bilimsel öngörüleri de hiçe saymayan AKADEMİ TUZLA SANAT çocuklar için bilimsel ve teknik altyapısı tamamlanmaya çalışılan bir hazırlık içerisinde. Etkili öğrenme çağındaki çocukların YARATICI yönlerini geliştirmek amacıyla özel gruplar oluşturuyoruz.

    KORO ÇALIŞMALARI: Akademi Tuzla Sanat bünyesinde oluşturulan Türk Klasik Müziği,Türk Halk Müziği Koroları ve Pop Müzik ,Çok Sesli Müzik grupları ile müzik kültürünün geliştirilmesi adına gönüllü hizmet verilmektedir.

    ENSTRÜMAN EĞİTİMLERİ: Piyano,Gitar,Ud,Bağlama,Ney,Klarnet,Kanun,Flüt, Ritim Sazlar,Mandolin,Akordeon eğitimleri uzman eğitmenlerce bilimsel teknik yöntemlerle verilmektedir.

    TEORİK VE UYGULAMALI EĞİTİMLERİMİZ: Ses(şan),Nota,Solfej,Müzik Teorisi,Türk Müziği Nazariyatı,Repertuar,Koro eğitimleri.

    GÖRSEL SANATLAR EĞİTİMLERİMİZ: Resim(yağlıboya, karakalem, desen, anatomi vb.) Ebru, Hat eğitimleri.

    PROFESYONEL TEKNİK EĞİTİMLER: Güzel Sanatlar Lise ve Fakültelerine, Konservatuvara,İç Mimarlık,Tasarım,Grafik Bölümlerine hazırlık eğitimleri.

    AKADEMİ TUZLA SANAT HAKKINDA
    AKADEMİ TUZLA SANAT bir yatırım projesi değil bir sanatsal etkinlik fikri olarak ortaya çıktı. Nitekim kurucuları Duygu ve Kaan AYDIN kardeşler için müzik ve görsel sanatlar bugüne dek yalnızca hobi amaçlı kültürel faaliyetlerdi. Trabzon’da dünyaya gelen iki kardeş dahil bulundukları sosyo-ekonomik çevrelerinin ve özellikle anne-babalarının desteği ile küçük yaşlarında farklı sanat dallarında eğitimler aldılar. İlk olarak piyano eğitimi ile temel müziksel ifadeleri ve müzik teorisini öğrendiler. Duygu Hanım kendisini ses icrası alanında geliştirirken bir yaş küçük olan kardeşi Kaan Aydın enstrüman ve özellikle Türk Klasik Müziği Nazariyatı(teorisi) konusunda çalışmalarını devam ettirdi. İki kardeş de İktisadi ve İdari Bilimler ihtisası gördüler ve mesleklerinin icab ettiği işlerde çalıştılar. Kendi imkanlarıyla oluşturdukları atölye ortamında resim, ebru, tezhip çalışmaları yaptılar. İlk zamanlarda yalnızca hobi faaliyeti olarak gördükleri sanatsal çalışmaları daha sonraları özellikle Kaan Aydın için ikinci bir meslek halini almıştır.Üniversite yıllarında Tanburi Eylem Derçin’in önerisi ile ilk kez ud dersi vermeye başlamış daha sonra birçok resmi ve özel müzik eğitim merkezinde ud ve nota eğitmenliği ,MEB bünyesinde iki okulda müzik öğretmenliği yapmıştır.Tüm birikimini doyumsuz ve mükemmeliyetçi yapısına borçlu olduğunu bu nedenle adlarından övgüyle bahsettiği hocalarından her an bilgi edinmeye çalıştığını söyleyen Aydın bir çok büyük sanatçıya konserlerinde uduyla eşlik etmiştir.Çeşitli dernek ve okul korolarında koro şefi olarak görev alan Kaan Aydın halen Tuzla Sosyal Dayanışma ve Yardım Derneği Kadınlar Korosu’nu ve Akademi Tuzla Sanat Türk Müziği Topluluğunu idare etmektedir.Müzik eğitimi aldığı,bir şekilde bilgilerinden istifade ettiği,konserlerde birlikte yer aldığı, ‘’sadece tanışmış olmak bile gurur verici ‘’ diyerek iftihar ettiği sanatkarlar arasında AleaddinYavaşca,Piyanist Tamer Kara,Hanende Mustafa Enül,DenizŞafak,Udi Mehmet Emin Bitmez,Udi Ersin Parlak,Kanuni Özdemir Hafızoğlu,Tanburi Eylem Derçin,Kanuni Murat Burçin Derçin,Kemani Şener Demir,Seher Dilmaç ve birçok büyük sanatkar yer almakla birlikte ayrıca ud ile tanışmasına vesile olan Rahmetli Sebahat Köse ‘yi de sevgiyle yad etmektedir.

  • Kışa sağlıklı ve fit olarak merhaba demek isteyenlere Tartı’dan yaşam koçluğu…

    Kışa sağlıklı ve fit olarak merhaba demek isteyenlere Tartı’dan yaşam koçluğu…

    Bir oturuşta iki katınız kadar yemesine rağmen zayıf kalmayı başaranlara şaşırıyorsanız size bir önerimiz var…

    Sağlıklı diyet ve egzersiz programlarının yanı sıra kişinin kilo ve yağ kaybında dikkate alması gereken en önemli noktalardan biri de bazal metabolizma hızıdır.

    Kişiden kişiye farklılık gösteren bazal metabolizma hızınızı öğrenip, kontrol altına alarak, istediğiniz sağlıklı ve fit bedene ulaşmak artık çok kolay…

    Parmak iziniz gibi şahsınıza münhasır olan metabolizma hızınız mutlak surette ölçülmelidir, çünkü sağlıklı bir kilo kontrolü ve takibinde Vücut Analiziniz kadar Bazal Metabolizma Hızınızı ölçümlendirmek de çok önemlidir.

    Araştırmalar, Bazal Metabolizma Hızının ölçülmesinin önemini ortaya koymakta ve klasik yöntemle yapılan hesaplamaların sonuca ulaşmada yetersiz kaldığını göstermektedir. Aynı yaş, cinsiyet ve kiloda bulunan kişiler klasik hesaplama sonucu eşdeğerlerde bir metabolizma hızı belirlenirken, ölçümlendirme sonrası bu kişiler arasında aslında çok büyük farklılıkların olduğu gözlemlenebilir.

    Etkili bir kilo kontrolü ve fitness programında çok önemli bir başlangıç aracı olan Fitmate ve MedGem Metabolizma Hızı ölçümleri sayesinde kişinin dinlenme halindeki metabolizma hızı ve ne kadar kaloriye ihtiyacı olduğu, en kolay yoldan, kesin ve hızlı bir şekilde görülebilir.

    Kilo kontrolü ve egzersiz programları bir uzman nezaretinde yapılması gereken çok önemli konulardır. Bir uzman ise teknolojinin sağladığı tüm ekipmanlardan yararlanmalıdır, bu nedenle danıştığımız uzmana bizim için gerekli olan Metabolizma Hızı Ölçümünü nasıl yaptığını mutlaka sormalıyız.