Brad ve Angelina ilişkisi ortaya çıktığında tüm gözler “Yuva yıkan kadın” olmakla suçlanan Angelina’nın üzerine çevrilmişti. Ancak şimdi, Brangelina efsanesi tarihin tozlu raflarında yerini alırken ‘öteki kadın’ı suçlamayı bırakma ve erkeklerin ilişkilerini neden bu şekilde sonlandırdığını düşünme zamanı.

Brangelina’nın 12 yıllık birlikteliği sona erdi. Ayrılıkları ve sonrasında yaşananlarsa herkesin takip ettiği bir magazin olayına dönüştü. Bu süreçte pek çok insan, Angelina’nın Brad’i Jennifer Aniston’ın elinden aldığı iddiasını tekrar gündeme getirdi. Brangelina cephesindeki ayrılık haberi gündeme düştüğü anda dedikodu kazanı kaynamaya başladı. İddialar Brad’in Allied filmindeki rol arkadaşı Marion Cotillard’la arasında ilişki olduğu yönündeydi. Ancak bu spekülasyon kısa sürede taraflarca net dille yalanlandı ve asıl sorunun Brad’in eğlence anlayışı ve ailesine karşı sorumsuz davranışları olduğu ortaya çıktı. Birden zengin ve mutlu erkeğin başka bir kadın tarafından baştan çıkarılma hikayesi yerini bambaşka bir gerçekliğe bıraktı.

KADININ OMUZLARINDAKİ YÜK
Toplum genelinde kadınlar ayrılıkların sorumlusu olarak görülüyor. Pek çok kadın, ya ilişki içindeki mutlu erkeği çalmakla ya da ‘erkeğini elinde tutamamakla’ suçlanıyor. İlişki Terapisti Esther Perel, “Kadınları bu şekilde suçlamak yanlış bir erkek algısının oluşmasına neden oluyor. Erkekler ‘işini bilen’ kadınlar tarafından yönetilen suçsuz piyonlar olarak konumlandırılıyor” diyor. Yani aldatma durumunda bile yalnızca kadınlar suçlanıyor, erkeğin sorumluluğu da kadının omzuna yükleniyor. Kadınlar bu yüzden ilişkide yaşananlar konusunda açıklama yapan, kendini anlatmaya çalışan taraf oluyor. Geçtiğimiz aylarda yayımlanan Beyoncé’nin Lemonade albümü de bize tam olarak bunu göstermedi mi? Evliliklerindeki sadakat konusunu gündeme getiren Jay-Z değil, Beyoncé idi. Aynı durum Jennifer Garner-Ben Affleck ve Gwen Stefani-Gavin Rossdale birliktelikleri için de geçerli. Eşleri ve çocuk bakıcıları arasındaki ilişkiyi öğrenen bu ünlü kadınlar, ayrılık sonrası açıklama yapan taraf oldu. Biyolojik Antropoloji Doktoru Helen Fisher bu durumu açıklarken, “İlişkinin velayeti kadındaymış gibi davranıyoruz. İlişki bittiğinde pek çok insan kadının elinden geleni yapmadığını, ilişkisini yürütmekte başarılı olamadığını düşünüyor” diyor. Aldatma durumunda da her iki tarafın haklı ve haksız olduğu noktalar varken tüm suç kadınlara yükleniyor. Kadınların melek ve şeytan olmak üzere iki rol arasında sıkışıp kalması bu durumun temel nedenlerinden biri. Editör Rob Shuter ise konuya başka bir bakış açısı getirerek, “Seyirci, kadınların kavgasını izlemeyi seviyor. Özellikle de işin içinde ‘öteki kadın’ durumu varsa hikaye büyük ilgi çekiyor” diyor.

ERKEKLERİN KAÇIŞ HİKAYESİ
Peki, erkekler işin içinden nasıl kolayca sıyrılıyor? Konu ünlüler camiasının yıldızı Pitt olunca bu durum büyük oranda onu idealize etmemizden kaynaklanıyor. Medya Çalışmaları Profesörü Sarah Projansky, “Brad onlarca yıldır hayatımızda. Pitt, Thelma ve Louise filminden beri zaman zaman hatalar yapan ama yine de sevilen, birnevi şeytan tüyü olan erkek rollerinde karşımıza çıkıyor” diyor. Bu yüzden gerçek hayatta da onun davranışlarını hoş görme eğilimindeyiz ve bunu yaparken sadece popüler kadınlarla ilişki yaşamasını onaylıyoruz. Projansky, “Bu kadınların ne kadar ‘iyi’ olduğu Pitt’in medya tarafından nasıl yansıtıldığına ve bizim Pitt’e olan sevgimize göre değişiyor. Ona olan bu büyük sevgiyi bir kenara bırakmak oldukça zor. Bu yüzden herhangi bir olumsuzlukta onun yerine suçlanabilecek üçüncü kişinin olması sorunu çözüyor” diyor. Klinik Psikolog Brandy Engler, “Duygusal kriz anında kadınlar, korku ve endişelerini alıp diğer kadına yönlendiriyor: ‘Güzel mi?’, ‘Çok mu seksi?’, ‘Bende bulamayıp onda bulduğun ne?'” Bu soruların temelinde aşık olduğumuz erkek yerine öteki kadını suçlamanın daha kolay olması yatıyor. Çünkü ondan ayrılıp yola yalnız devam etme fikri korkutucu geliyor. Ancak ‘öteki kadın’ olarak sınıflandırdığımız kadınlar, erkekleri büyüleyici şekilde etkileyen, insanüstü yaratıklar değil. Onlar da ilişkilerinde benzer sorunlar yaşayan bizim gibi kadınlar. Engler, “Kimse için ‘garanti ilişki’ diye bir şey yoktur. Diğer kadının baştan çıkarıcı tavrı yüzünden erkeğin onu seçtiği düşüncesi doğru değil. Erkekler kendilerine özgü, içsel nedenler yüzünden aldatır” diyor. Tıpkı Jolie, Pitt ve Aniston aşk üçgeninde olduğu gibi.

ERKEKLERİN ALDATMA NEDENLERİ
Size neden aldatıldığınızı açıklayan onlarca neden sayabiliriz: Başka bir kadının onu istemesi egosunu okşayabilir, tekeşli ilişki yaşayabilecek kadar olgunlaşmamış olabilir, artık size kendini yakın hissetmiyor olabilir, kendine yabancılaşmış olabilir… Kısacası erkeklerin hayatındaki kadını aldatmasına neden olabilecek pek çok neden var. Ancak Fisher’a göre, her ilişki kendi dinamiğine sahip olsa da erkekleri aldatmaya yönelten ortak eğilimler var. Çocukluğunda ailesiyle kötü ilişkiler kuran, sevgisiz ve güvensiz büyüyen erkekler aldatmaya daha yatkın oluyor. Ayrıca araştırmalar narsizm, alkolizm ve klinik depresyon seviyesi yüksek erkeklerin daha çok aldattığını belirtiyor. Varoluşsal kriz yaşayan erkekler de bizi şaşırtmıyor ve bu listedeki yerini alıyor. Engler, “Yaratıcı olmadığını düşünen, manevi yönden zayıf, kendini kaybolmuş hisseden erkekler bu şekilde hayatta olduklarını hissediyor. Aldatmak bir anlamda onların kendilerini arama sürecine dönüşüyor” diyor. Erkeklerin çoğu altta yatan sorunu çözmek yerine bu ilişki tarzını bir ilişkiden diğerine taşıyor ve bir şekilde kendilerini ‘düzeltecek’ kadını arıyor. Pitt’in Jolie ile birlikteliğinin temelinde daha enteresan ve ulvi bir hayat yaşama isteği yatıyor. Günün sonunda ayrılık çanları favori ünlü çiftiniz veya yan komşunuz için çalabilir. Bu süreçte onların birbirini suçlayabilecek onlarca nedeni olduğunu unutmayın. Otomatik olarak ayrılan kadını suçlamak veya yuva yıkan kadın hikayesine sığınmak yerine toplumun bize şimdiye kadar öğrettiği önyargılarımızdan arınmamız oldukça önemli. Böylece kadın-erkek ilişkileri konusunda içinde bulunduğumuz illüzyondan kurtulup gerçekleri görebilir ve zamanımızı asıl suçluyu bulmaya harcayabiliriz.

PEKİ, YA ‘ÖTEKİ ERKEK’?
İlişkilerin bozulmasına neden olan, evli kadını baştan çıkarıp onunla ilişki kuran erkekler için kullanılan bir kelime var mı? Yok değil mi? Perel’e göre bu sosyolojik sürece dayanıyor: Geçmişte ‘öteki kadın’ birlikte olduğu evli erkeğe ekonomik olarak bağımlıydı ve günün birinde eşini terk etmesini umuyordu. Evli kadınla ilişki yaşayan erkekse birlikteliği gizli sürdürme taraftarıydı. Tabii bunun aksi durumlar da yaşandı. The Americans dizisinin yıldızı Matthew Rhys, Keri Russell evliyken onunla ilişki yaşadı. Bir farkla, toplum kadınlara yaptığının aksine ona ‘yuva yıkan erkek’ etiketini yapıştırmadı.

 

Kaynak: cosmopolitanturkiye.com