Çağımızın en önemli buluşlarından biri olan Internet günümüzde sayısı küçümsenemeyecek kadar çok insanın hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Internet’in en çok sosyal amaçlı kullanılıyor olması ve kullanım süresinin insanlar tarafından gittikçe artması konuya sosyolojik bir boyut kazandırmıştır. Bu açıdan bilgi teknolojilerinin en önemli yeniliği olarak her kesimden her bireyin rahatlıkla kullanabileceği internet; yaşamın tüm alanlarını içine almış; birey, aile ve toplum yaşamını çok yönlü etkileyen iletişim aracı haline gelmiştir. Bu durum Internet’in sosyolojik ve psikolojik açıdan da incelenerek araştırmalara konu edilmesine neden olmuştur.
Sosyal medya kavgaları ve aile içi ilişkiler
Internet kullanıcıları, kullanım süresi ve amacı bakımından farklılık göstermektedir. Bu durumda, Internet kullanan herkesin aynı şekilde değerlendirilmesi doğru bulunmamaktadır. Sosyolojik ve psikolojik araştırmalarda da genellikle haftada 5-6 saatten fazla ve göreceli uzun bir zaman diliminde sürekliliği olan kullanım konu edilmektedir. Bu kullanım süreyle olduğu kadar Internet’in işlevsel olarak nasıl anlamlandırıldığı ve bireyin olumsuz bir duygu durumunda (yalnızlık, üzüntü vb.) Internet’i özlemesiyle veya Internet’e bağlanmaya ihtiyaç duymasıyla, diğer bir deyişle Internet’i algılama sekliyle de ilgilidir. Bu tip kullanım psikolojik ve sosyoloji açıdan sorunludur. Bu makalede yapılan değerlendirmeler ve ortaya konan veriler de bu tür kullanım için geçerlidir.
Günümüzde yapılan çalışmaların büyük kısmı Internet’in etkileri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Oysaki Internet’in etkileri kullanım özelliklerine göre, kullanım özellikleri ise, Internet kullanım nedenine göre şekillenir. Dolayısıyla Internet’in etkileri kullanım nedeniyle ilgilidir. Örnek verecek olursak ; yetişkinlerin, çocukların internet başında uzun süreler vakit geçirmesinin sebebi aile içerisinde ve sosyal yaşantısında nitelikli zaman ve nitelikli bir aile ilişkisi geçirmediğinden dolayıdır tezindeyim.
Internet kullanımı ile aile içi ilişkiler arasında nasıl bir bağlantı olabilir? Aile içi ilişkileri güçlü olmayan, diğer bir deyişle ailesiyle kendisi açısından tatminkar bir ilişkisi veya ortak paylaşım alanı bulunmayan kişilerin, Internet’teki sosyal faaliyetlere,sosyal ağlara hatta şu anki yeni moda sosyal medyaya, aile içi ilişkileri güçlü olan kişilerden daha fazla yöneleceği düşünülmektedir. Buradan sosyal medya kullanılmasın yorumu çıkarılmamalı sadece kullanım süresi ve nedeninin farkında olunarak kullanılması tavsiye edilmektedir.
Internet’in bireysel kullanımı konuyu aileye getirmektedir. Daha yirmi yıl önce kullanımı özellikle bilim ve iş çevreleriyle kısıtlı olan Internet, 2000’li yıllara gelindiğinde, Türkiye’de içinde olmak üzere pek çok ülkede evlere girmiş, geniş ölçüde bireysel olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu kullanım değişikliği, Internet üzerinde yapılan araştırmaların niteliğini ve niceliğini etkilemiş, Internet’in aile ile ilişkilendirilmesi araştırma konusu olmuştur. Maria Bakardjieva ve Richard Smith, “sıradan Internet kullanıcıları” hakkında bilgi sahibi olmak için artık eski araştırmalarda olduğu gibi üniversitelere ve işyerlerine değil, evlere bakmak gerektiğini vurgulamışlardır.
Internet’in en çok sosyal amaçlı kullanılması bile konunun bir yönünü aileye getirmektedir. Internet kullanımı ile ailenin işleyişi arasında bir sebep-sonuç ilişkisi aranabilir. Internet’in evlerde kullanılması, ister istemez, hem karı-koca ilişkileri ile, hem de çocukların eğitimi ve ebeveyn-çocuk ilişkileri ile bağlantılıdır.
Internet kullanımı ile aile içi ilişkiler arasında nasıl bir bağlantı olabilir? Aile içi ilişkileri güçlü olmayan, diğer bir deyişle ailesiyle kendisi açısından tatminkar bir ilişkisi veya ortak paylaşım alanı bulunmayan kişilerin, Internet’teki sosyal faaliyetlere aile içi ilişkileri güçlü olan kişilerden daha fazla yöneleceği düşünülmektedir.
Aile en temel birincil gruptur. Birincil gruplar kişinin yaşamında temel duygusal ihtiyaçların karşılandığı yerlerdir. Birincil gruplar aynı zamanda temel sosyal destek kaynağıdır. Grup üyeleri arasında yoğun bir ilişki ve duygusal bir bağ vardır.
Aile veya arkadaş grubu gibi birincil grupların eksikliği durumunda kişi bu grupların yerine koyacak başka arayışlara yönelir. Kitle iletişim araçları ise yapıları gereği özellikle günümüz insanının bu eksikliğini karşılamaya uygun araçlar olarak değerlendirilmektedir. Daha önce de belirtildiği gibi McQuail ve arkadaşları da bu konuya değinmiş; kitle iletişim araçlarını insanların sosyal gereksinimlerini karşılamak için kullandıklarını ifade ederek bu konuda çalışmalar yapmıştır. Özellikle Internet günün her anında ulaşılabilir olması nedeniyle insanlar tarafından “ihtiyaç duyulan her an ilişki” kurulabilecek bir sosyal destek kaynağı olarak algılanmaya uygundur. Rheingold, McKenna ve Bargh da Internet kullanımının sosyal destek duygusunu güçlendirici olduğunu belirten araştırmacılardandır. R.A. Davis’e göre de zaman geçirmeye yönelik kullanım, daha çok bireyin sosyal yaşamı ile ilintilidir. Özellikle aile, arkadaş sosyal desteğinden yoksun, sosyal izole kişilerde sık görülür. Aşırı e-posta kullanımı, sohbet (chat) odalarına katılma, forum alanlarına yanıt yazma gibi etkinlikleri içerir. Bu tür bireyler sosyal hayatta sorunludur, sosyal olarak izole olan, kızgınlıkları uygun yollarla ifade edemeyen bireylerdir. Brombego, Mickelson, Parks & Floyd, Silveman ve Winzelberg gibi araştırmacılar da, online etkinliklerin, bireyin sosyal destek duygusunu güçlendirdiğini ileri sürmektedir.
İnsanların, eski güçlü ilişkilerin azalmasıyla manevi anlamda boşlukta olduğu düşünülürse kitle iletişim araçlarının insanları toplumun genel ve hakim zevkleri, beğenileri ve ilgileriyle buluşturduğu söylenebilir. Sonuç olarak da sosyal grupların, özellikle ailenin, etkisinin azalması sonucu insanlar, başka faktörlerden etkilenmeye açık hale gelirler. Bu araçlar sayesinde sosyal ihtiyaçlarını karşılamayı seçebilirler. Özellikle, televizyon ve Internet’in insanlar tarafından çok kullanılmasının nedeni sosyal ihtiyaçlarının tatminini bu araçlarla sağlamaya çalışmalarıdır. Buna örnek olarak, Türkiye’de geçtiğimiz senelerde yayınlanan “Biri Bizi Gözetliyor” isimli reality show’u izleyen yalnız yaşayan bir izleyicinin programı izleme nedenini “evde biri varmış gibi geliyor” şeklinde açıklaması gösterilebilir.
Günümüz insanlarının duygusal tatmin bulduğu, sıcak bir ortama ihtiyacı vardır. Bu nedenle bireyin duygusal tatmininin sağlandığı, sağlıklı bir aile yapısı veya yaşam birlikteliği önemini arttırmıştır. Bu nedenle günümüzde aile kurumunun işlerliğinin sorgulanması ve aileyi sağlamlaştırıcı önlemler alınması gerekmektedir. Aile birey açısından olduğu kadar toplum açısından da önem taşımaktadır. Sağlıklı aileler toplum bunalımlarını önlerken, sağlıksız aileler de toplumun bunalımlarını devam ettirir; hatta toplumda yeni bir takım sosyal bunalımlara da yol açabilir, toplumdaki sorunları pekiştirir. Sağlıklı bir aile, mutlaka, kişisel bunalımları önler ve de kişiye yeni sağlıklı beklentiler kazandırır. Sağlıklı aileler,sağlıklı toplumu oluşturur.
Sevgiyle..
Uzm.Psk.Dan.Eyüp SARI
Çift ve Evlilik Terapisti
Kaynakça
Aile İçi İliskiler Açısından Internet Kullanımı – Fezade BAYRAKTUTAN İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü , İstanbul 2005
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar