Kategori: İlişkiler

  • İlk buluşmanın sohbet konuları

    İlk buluşmanın sohbet konuları

    İlk buluşmada karşılıklı susup kalmamak veya yanlış konulara girerek, olabilecek bir ilişkiyi en başından kaybetmemek için bazı sohbet konularını açabilirsiniz. İlişki Uzmanı Candan Ünal sizin için hazırladı.

    Sizi tanıştıran ve bu buluşmayı ayarlayan kişiyle ilgili tatlı bir dedikodu yapabilirsiniz. Bu bir olay ise, o olayın gerçekleşme zamanına kadar geçen süreyi konuşabilir ve kadersel durumundan bahsedebilirsiniz. Sanal ortamda tanıştıysanız, o ortamın genel duruşu ve insan profillerini konuşabilirsiniz.

    Hobiler elbette ilk buluşmanın en keyifli sohbet konuları arasında yer alır. Karşı taraf bilmediğiniz bir alanla ilgileniyorsa, detayları öğrenebilirsiniz.

    En çok görmek istediğiniz yerler, tatil ve yolculuk zevkleriniz hakkında sohbet edebilirsiniz. Daha önce gittiğiniz yerleri birbirinize anlatabilir, bu yolculuklardan edindiğiniz bilgi ve deneyimleri paylaşabilirsiniz.

    Çocukken kimlere hayrandınız, en sevdiğiniz karakterler kimlerdi, idolünüz kimdi? Bu soruları karşınızdakine yöneltip, onun çocukluğuyla ilgili fikir sahibi olabilirsiniz. Aynı jenerasyondan iseniz, ortak çizgi film karakterlerini beğeniyor olabilirsiniz. Ortak noktaların olması, birbirinize ısınmanızı sağlar.

    Eğer biraz daha samimi ve özel sorular soracak kadar sıcaklık yakaladıysanız, böyle bir soruya cevap vermek sizi birbirinize daha da yakınlaştırır. Bu bir şanssızlık anısı veya buzda kayıp düştüğünüz için utandığınız bir günü anlatmak olabilir. Karşılıklı güven adımları atmak için iyi bir yoldur.

    Ailesiyle ilişkisinin nasıl olduğunu öğrenmek, aile yapısı hakkında bilgi sahibi olmak, ilişkiyi biraz daha derinleştirmek anlamına gelir.

    İşini sevip sevmediği, başka bir şansı olsaydı hangi mesleği seçeceği ve bu işindeki gelişme ve kariyer planları hakkında sohbet edebilir ve kendinizinkileri anlatabilirsiniz.

    Günde kaç saati sanal ortamda geçirdiği, mesela Facebook veya Twitter’da ne kadar zaman kaldığı, orada hangi konuları paylaştığı gibi detaylar da sohbet konusu olabilir.

  • Bir Erkeğin Evlilik Teklif Edeceğini Nasıl Anlarsınız ?

    Bir Erkeğin Evlilik Teklif Edeceğini Nasıl Anlarsınız ?

    Erkek arkadaşınız son günlerde biraz garip mi davranıyor ? Evini değiştiriyor, harcamalarına dikkat ediyor ya da yüzüğünüz ortalarda yoksa evlilik teklifi yakın demektir.

    Sevdiğiniz adamın size evlilik teklifi edeceği günü iple çekiyorsanız; işte size o günün geldiğini gösteren işaretlerden bazıları…

    YAŞADIĞI YERİ DEĞİŞTİRMESİ
    Tek başına yaşıyorsa, evini artık bekar evi değilde, yetişkin insanların yaşayabileceği şekilde değiştiriyorsa bu en önemli işaretlerden biridir. Buna göre demekki artık evini başkalarınında yaşayabileceği şekilde hazırlıyorsa, sizi bu yaşama dahil edecektir.

    HARCAMALARINA DİKKAT EDİYORSA
    Erkek arkadaşınızın harcama alışkanlıklarına dikkat edin. Bekar bir erkek, istediği an istediği şeye bütçesinin el verdiği kadar harcama yapar. Ama bu harcamalarda bir kısıntı dikkatinizi çekiyorsa ve size sürekli para biriktirme konusunda konuşuyorsa, tek taş için para biriktiriyor olabilir.

    YÜZÜĞÜNÜ BULAMIYORSA
    Sürekli taktığınız yüzüklerinizden biri yoksa, şüphelenmeye başlayabilirsiniz. Büyük ihtimalle parmak ölçünüzü almak için birkaç günlüğüne el koymuş olabilir.

    EVLİLİKLE İLGİLİ FARKLI DÜŞÜNCELER
    Eskiden evliliğin gereksiz olduğunu düşünen ve bu konuda konuşmayan erkek arkadaşınıza bir haller oldu. Evlilik hakkında konuşuyor, hatta düğünler gitmekten keyif duyduğunu belirtiyorsa, hazır olun!

  • En kötü evlenme nedenleri

    En kötü evlenme nedenleri

    Aşk evliliği birlikteliklerin en güzelidir diye düşünülür. Kendimizi kandırmayalım, insanlar günbegün aşk dışında nedenlerle de dünya evine giriyor. Aşağıda saydıklarımıza göz gezdirdikten sonra, hâlâ fırsatınız varken tekrar düşünün. Düğün davetiyelerini bastırmış olsanız bile. Yıllarca sürecek mutsuzluk ağır bir bedeldir.

    Ebeveynleri mutlu etmek
    Yanında birisinin olduğunu, artık düzenli bir hayat sürdüğünü bilmeleri annenle babanı rahatlatacaktır elbette. Gerçekçi ol; onların asıl düşündüğü torun sahibi olmak.

    Eşcinsel olmadığını kanıtlamak
    Cinsel tercihini ister kendine ister başkalarına kanıtlamak amacıyla olsun, bu yüzden evlenmek büyük bir hatadır.

    Hamileyim
    Hamile kaldığını öğrenmek ürkütücüdür. Tek başınayken hamile olmak daha da ürkütücüdür. Ama bu durumdayken alelacele adım atılan evlilikler hemen her zaman kötü sonuçlanmıştır.

    Analı babalı büyüsün
    Çocuğunun sevgi dolu iki ebeveynli bir ailede yetişmesini istemek doğal bir istektir. Lakin karşına doğru partner çıkana kadar beklemek en doğrusu.

    Çok uzun süredir birliktesin
    Biriyle çıkıyorsun ve ilişkiniz fena gitmiyor. Seni sevdiğini de söylüyor. Peki bu adamla evlenip onunla birlikte yeni bir düzen kurmak kötü bir fikir mi? Eğer bunu tüm kalbinle istemiyorsan, muhtemelen öyledir.

    Borçtan kurtulmak
    Birikmiş kredi kartı borçları, sonu gelmeyen taksitler, icra memurlarının kapıya dayanacak olması… Paralı bir erkekle evlenmek, bataktan kurtulmanın en kısa yolu gibi görünebilir. Ama mutluluğun parayla satın alınamadığı gerçeği günümüzde hâlâ geçerli.

    Baba ocağından kurtulmak
    Evlilik, ebeveyn baskısından ve ev hapishanesinden çıkış bileti değildir. Eğer anne babanla yaşamaya daha fazla katlanamıyorsan, ortaklaşa bir eve çıkabileceğin birilerini bul.

    Yapman gereken buymuş
    Genç kızlar eninde sonunda evlenmeleri gerektiği bilgisiyle yetiştirilir. Boşver bunları. Yetişkin bir kadınsın, ne istiyorsan onu yap.

    Kariyer desteği
    Evli olmak bazı meslek kariyerlerinde aranan bir özelliktir. Yine de, imzayı atmadan önce tekrar düşün: Boşanmak durumunda kaldığında, acaba söz konusu kariyerin nasıl etkilenecek.

    Herkes evleniyor
    Tüm arkadaşların dünya evine girdi, geriye stepne gibi bir tek sen kaldın. Baskıya diren ve kendi yolundan git. Doğru zamanı geldiğinde aşk karşına çıkacaktır.

    Masallardaki düğün
    Şaşaalı bir düğünün merkezinde olmak, gelinlik giymek kuşkusuz çekici bir düşünce. Ama arkasından ömür boyu aşk ve mutluluk gelmeyecekse, neye yarar? Kim Kardashian’a bir sor istersen.

    Bebek yapmak
    Geleneksel sıralamayı izleyecek olursak, önce aşk gelir. Sonra evlilik, ardından da bebek. Belki de sen geleneksel türden bir insan değilsindir.

    Habertürk

  • Sosyal Medyada Aşk Başkadır

    Sosyal Medyada Aşk Başkadır

    Sosyal medyadan tanıdığınız birinin dikkatini nasıl çekersiniz, size karşı olan davranışlarını nasıl yorumlanabilirsiniz? İşte yanıtları…

    Teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte birçok alanda davranışlarımız değişti. İnternet ve sosyal medya hayatımızda o kadar önemli bir hale geldi ki, neredeyse tüm gün başından ayrılmadığımız, hayatımızı anlattığımız, yorumladığımız bir yer olan paylaşım siteleri hayatımıza anlam katmakla kalmayıp, en büyük dostlukları, en büyük aşkları başlatan yerler haline geldi.

    Yüzünü görmediğimiz insanlarla bu kadar çok fazla şey paylaşmak ne derece doğru tartışıla dursun bugün size, “sosyal medyada aşk nasıldır‘ı anlatacağız.

    Sosyal medyada gerçek hayatta tanıyor olun ya da olmayın sıkı takip ettiğiniz, daha yakın olmak istediğiniz birinin dikkatini nasıl çekersiniz, size karşı olan davranışlarını nasıl yorumlanabilirsiniz? İşte yanıtları…

    Sürekli sizin yazdıklarınızı beğeniyor ama iletilerinize fazla yorum yapmıyorsa?

    Sizin yazdıklarınızı okuduğunu, onayladığını ve takip ettiğini belli etmek istiyor, fakat daha fazla ileri gitmekten çekiniyor olabilir. Ya da farklı bir çevrede yer aldığı için etrafındaki kişilere size karşı olan ilgisini belli etmek istemiyordur. Bu tip kişilik için çekingen ve duygusal biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizin dominant olmanız gerekebilir.

    Sizinle sürekli tartışıyor ama takip etmekten vazgeçemiyorsa?

    Eğer bu kişiyle aranızda duygusal bir yakınlaşma olduğuna yemin edebilirseniz, bu tavrı ile ya size görüş farklılıklarınızı göstererek sizi yönlendirmek istiyordur, ya da sizi kızdırıp tartışmaya davet ediyordur. Bu tip kişilik için rekabetçi ve zorlayıcı diyebiliriz. Aşk oyununda her türlü savaşa hazırlıklı olun.

    İletilerinde hep birilerine göndermeler yapıyorsa?

    Sizin ya da bir başkasının dikkatini çekmeye en azından birilerini meraklandırmayı amaçladığına emin olabilirsiniz! Bunun siz olup olmadığını anlamak için cesaret gerektiren yöntemler denebilirsiniz. Bu tip kişilik için kinci ve asabi biri diyebiliriz. Sözlerini gereken kişiye doğruca söyleyemiyorsa, kendine güvensiz biri olabilir. Aşk oyununda sizi yorabilir. Mücadele hazırlıklı olun.

    Size özel mesaj yazıyor ama fazla konuşmuyorsa?

    Sizinle ikili bir sohbet gerçekleştirmeyi istiyor demektir. Konuşmaları kısa kesiyor ise ısrarcı davranmak istemiyorsa, duygularını göstermekten çekiniyor diyebiliriz. Eğer onunla samimiyeti ilerletmek istiyorsanız cesaret verici davranışlarda bulunabilirsiniz. Bu tip kişilik için romantik ama yorucu biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizi uzun süre test edebilir. Eğer sabırlı olabilirseniz, güzel bir aşka yelken açabilirsiniz.

    Size özel mesaj yazıyor ve çok fazla konuşuyorsa?

    Sizinle ikili bir sohbet gerçekleştirmeyi istiyor da diyebiliriz, sadece birileriyle sohbet etmeye ihtiyacı var da diyebiliriz. Bunu anlamak için kendinizden bol bol bahsedin, eğer dinliyorsa konuşmak istediği sizsinizdir. Kaçıyorsa, sizinle sadece gevezelik yapmak istiyordur. Bu tip kişilik için bencil biri diyebiliriz. Aşk oyununda sizi her türlü hayal kırıklığını yaşatabilir.

    İlginizi çeken konular hakkında iletiler giriyorsa?

    Eğer bu kişi sizinle benzer görüş ve meraklara sahip biri değilse, o zaman sadece sizden hoşlandığı için bu şekilde davranıyor diyebiliriz. Sizin ilginizi çekecek konular açması size değer verdiği anlamına gelir. Bu tip kişilik için uyumlu ve yapıcı biri diyebiliriz. Aşk oyununda size mutluluğu getirebilir.

  • Mutlu evliliğin sırrı “Duygusal Zeka”

    Mutlu evliliğin sırrı “Duygusal Zeka”

    Uzmanlara göre; duygusal zekası yüksek çiftlerin mutlu bir evliliğe sahip olma dereceleri yüksek oluyor. İlişkilerinde romantizm de bitmiyor.

    Uzmanlar çiftleri ‘duygusal zekâ’larını geliştirmeleri konusunda uyardı. Mutlu evliliklere ve sağlıklı ilişkilere sahip çiftlerin başarısının temelinde ‘duygusal zekâ’nın yattığı açıklandı.

    Uzmanlara göre, duygusal zekâsı yüksek çiftler birbirlerinin dünyalarıyla yakından ilgililer. Çiftlerin, birbirlerini anlama ve saygı gösterme, evliliklerine değer verme yetenekleri ne kadar yüksekse mutlu bir evliliğe sahip olma dereceleri de o kadar artıyor.

    Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nden Psikolog Dr. Ayşegül Önk Eray da sağlıklı ilişkilerin ve mutlu evliliklerinde temelinde ‘duygusal zeka’nın önemini anlattı bizlere…

    Toleranslar tükeniyor, patlamalar başlıyor
    Günümüz koşullarında ilişkilerin ve evliliklerin giderek daha fazla zorlanmaya hatta bozulmaya başladığını artık huzursuz, mutsuz süren evliliklerin daha çok boşanmayla sonuçlandığını belirten Eray, “Büyük umutlarla ve beklentilerle başlayan evliliklerin zaman içinde yaşanan sorunlarla çıkmaza girmesi kaçınılmaz olabiliyor. Eşlerin tüm kurtarma çabalarına karşı bazen gerçek sorunun ne olduğu bile anlaşılmadan ilişkiler tükenebiliyor. Başlangıçta birbirlerini çok sevdikleri halde eşler, sonradan sadece öfke yaşayan, kafaları karışan ve çaresizlik hisseden bir çift haline gelebiliyor. Evliliğin ilk günlerinde birbirlerine hoşgörü ile yaklaşan eşler, ilerleyen süreçte birbirlerinin hatalarını görmeye başlıyorlar. Başlangıçta birbirlerini incitmemek için olumsuzlukları söylemekten kaçınırlar. Zamanla bu toleransları tükenir ve patlamalar başlar. Bu patlamalar giderek şiddetlenebilir de” uyarısını yaptı.

    Evliliğiniz zoraki birlikteliğe dönüşmeden önlem alın
    Sorunları konuşmaktan kaçınan çiftler bunları içlerinde biriktirdikçe birbirlerinden uzaklaşmaya ve yabancılaşmaya başlarlar…

    “Zamanla ortak noktalar da azalmaya başlayınca ilişkileri zoraki bir birlikteliğe veya alışkanlığa dönüşür.

    Yapılan çalışmalar duygusal zekâsı yüksek çiftlerin ise evliliklerinin daha başarılı olduğunu gösteriyor. Bu çiftler, günlük yaşamda birbirleri ile ilgili olumsuz düşünce ve duygularının belli bir düzeyin üzerine çıkmasını engelleyen bir dinamiğe sahipler.

    Duygusal zekâsı yüksek çiftler birbirlerinin dünyaları ile yakından ilgilidirler. Birbirlerini anlama ve saygı gösterme, evliliklerine değer verme yetenekleri ne kadar yüksekse mutlu bir evliliğe sahip olmaları da o derece artar.

    Eğer çiftler karşılıklı saygı ve birbirlerine eşlik etmekten aldıkları keyfi sürdürebilirlerse, birbirlerini yakından tanır ve birbirlerinin hoşlanıp hoşlanmadığı şeylere, kişilik kusurlarına, umutlarına ve hayallerine aşina olurlar. Birbirlerini her zaman düşünür ve bunları küçük vesilelerle dile getirirlerse dostluklarını pekiştirirler.”

    Birbirinizi takdir edin!
    “Burada önemli olan konunun her iki çiftin de bunları yapmaya istekli ve gönüllü olmasıdır” diyen Psikolog Dr. Eray, çiftlere şu tavsiyelerde bulundu: “İlişkide emek karşılıklı işlendiğinde yapıcı hale gelir. Tek taraf sürdürdüğünde bir süre sonra onda yarattığı hayal kırıklığı olumsuz bir şekilde ilişkiye de yansır.

    Çiftlerin birbirleri hakkında bildikleri her şey onları birbirlerine daha çok yaklaştırır ve duyarlı hale getirir. Kendileri hakkında paylaştıkları bilgileri ilgiyle yaklaşacakları sohbetler aralarındaki romantizmi de artırır.

    Eşler birbirlerinin hata ve kusurlarını kabul edene dek başarılı uzlaşmayı yaratamayacaklarını bilmeliler. Birbirlerinin çabalarını küçümsememeleri ve birbirlerini yüreklendirmeleri gereklidir.

    Mutlu bir evliliği oluşturmak için çiftlerin birbirlerine bağlılıklarını artıracak süreçleri ihmal etmemeleri, birbirlerini takdir etmekten vazgeçmemeleri önemli etkiler yaratır. Ayrıca önceki aileleri ile yeni kurdukları aile arasında sağlıklı ayrımlaşmayı da yapabilmeliler.“

    Çitler ilişkileri ile ilgili sorunlar yaşamaya başladıklarında bunu ertelememeliler.

    Ertelemeler sorunların kemikleşmesine ve ilişkinin daha çok zarar görmesine neden olmaktadır. Tüm hastalıklarda olduğu gibi “erken teşhis ve tedavi” evliliklerde de hayat kurtarır. “Nasılsa zamanla unutulur, kendi kendine hallolur” yaklaşımı ilişkilerde yaşanan sorunları kronik hale getirmektedir. Yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak evlilik öncesi veya evliliğin ilk yıllarında da çiftler destek almaktan kaçınmamalı.

    Temeli sağlam atılan binaların depreme karşı daha dayanıklı olduğu unutulmamalıdır. Evlilik danışmanları bu konularda çiftlerin kendi süreçlerindeki sıkıntılarının tedavisinde önemli katkılarda bulunmaktadırlar. Yardım alabilen çiftler ilişkilerine daha çok sahip çıkabilmektedirler.

  • Hangi Burç Nerede Yaşamalı?

    Hangi Burç Nerede Yaşamalı?

    Hangi Burç Nerede Yaşamalı?

    KOÇ: Aktivitenin yüksek olduğu, sıcak iklime sahip şehirler Koç burçları için uygun. Yaşayacakları bölgede açık hava sporları yapacakları yerler olması önemli.

    Nevşehir ve Eskişehir’de yaşamayı deneyebilirler. Havada nem oranı yüksek olan yerlerde hastalanabilirler, Antalya örneğin. Yurtdışı için İrlanda, Şili, Kenya, Malezya, Singapur, Yunanistan ve Meksika uygundur.

    BOĞA

    Boğalar yerleşik yaşamı sever ve değişiklikten fazla hoşlanmaz. Yer değiştirme kararını iyi düşünerek vermeliler. Bitki örtüsü ve suyun bol olduğu ılıman iklimdeki nemli şehirler onlar için uygundur.

    Çanakkale, Balıkesir veya Antalya gibi. Yurtdışı seyahatleri için de Arjantin, Güney Afrika ve soğuk olsa bile Norveç ile Japonya.

    İKİZLER

    Metropol insanları İkizler, sıkıcı olmayan şehirleri tercih etmeli. İstanbul örneğin bir Terazi burcu şehri olmasına rağmen Ay’ı İkizler burcunda olduğundan İkizler ruhuna hitap eder.

    İzlanda, Mısır, Norveç, İtalya, Brezilya ve Finlandiya seyahatlerinden haz duyabilirler. Gün içindeki küçük turlara katılmak , başka insanlarla tanışmak ve vilgi edinmek temel aktiviteleridir.

    YENGEÇ

    Yengeçler kendilerini nerede güvende hissederlerse aslında orada mutludur . Yaşadıkları yerleri radikal kararla pek değiştirmezler.

    Uyum ve öğrenme yetenekleri vardır. İçgüdüsel olarak nemli ve sulu alanlarda, yerel olarak geleneklerine, inançlarına yakın olan insanların yoğunlukta olduğu şehir ve bölgelerde mutlu olurlar.

    Doğu illerini sevebilirler. Bahama Adaları, Filipinler, Romanya ve özellikle Amerika onları mutlu hissettirecek ülkeler. Yerel yemekleri öğrenmek, tekne turu deniz aktiviteleri uygundur.

    ASLAN

    Aslanlar sosyal yaşamı ve aktivitesi yüksek olan, lüks ve konforlu yerleri tercih etmeliler. Yüksek nemli yerler sağlıklarını olumsuz etkiler Antalya gibi. Doğu illerinde özellikle iş açısından parlama şansları yüksektir .

    Adana, Diyarbakır, Malatya gibi. Hollanda, İngiltere, İsviçre, İtalya ve Almanya tatil açısından mutlu eder. Sinema, tiyatro ve animasyonlar genel aktiviteleridir. Birçok Aslan oyunculuk yeteneğini tatil sırasında rahatça açığa çıkarır.

    BAŞAK

    Başak burçları değer yargılarına çok önem verir. Bu yüzden marjinal kültürlerin bulunduğu yerlerde kendilerini mutsuz hissederler. Birçok Başak aslında doğduğu yerden daha uzak yerlerde yaşamak ister. Özellikle kültür ve değer yargılarına sahip insan yoğunluğuna coğrafyadan ve iklimden daha çok dikkat etmeleri gerekir.

    İtalya ve Fransa hariç tüm Avrupa ülkeleri tatil veya seyahat için çok uygundur. Özellikle İngiltere’de mutlu hissedebilirler. Birçok Başak araştırma yapmayı tercih etse de onları en çok mutlu edebilecek aktivite aslında doğa düzenlemeleri ile ilgili olabilir.

    TERAZİ

    Terazi burçları için coğrafyadan çok orada yaşayan insanlar önceliklidir. Anlaşabileceği, yaşamın güzelliklerini paylaşabileceği ve yalnız kalmayacağı metropoller. Terazi’yi mutlu eder.

    İstanbul Terazi burçları için gene Terazi burcu olan bir şehirdir. Çin, Malezya, Rusya ve özellikle Singapur’da akla gelebilecek her türlü aktiviteyi mutlulukla gerçekleştirebilirler.

    AKREP

    Derin bilginin ve dedektiflerin burcu Akrepler, ilginç neresi varsa sevebilirler. Doğayı ve insanları yakından tanıdıkları için korkmadan her yerde yaşama şansına sahipler, özellikle Türkiye ’nin her şehri uygundur.

    Denizin ya da bir su havzasının olmadığı bir yerde mutlu olamazlar. Güney Afrika, Hindistan, Macaristan, Avusturya ve Japonya ilgilerini çekebilir.

    YAY

    Özgür insanlar olan Yaylara karavan ya da teknede yaşamalarını önerebiliriz. Sıcak , yüksek binalarla dolmamış ve yeşil alanı bol minik şehirler önerilebilir. Adalara bayılırlar. Çoğu aslında yurtdışında yaşamayı tercih edebilir.

    Avustralya, Finlandiya, Amerika , İsveç ve Peru ruhlarına hitap eder. Yaylar yurtdışında her aktiviteyekatılır ve dolu dolu dönerler. Tabii dönmek isterlerse.

    OĞLAK

    Doğanın vahşi yanını seven, dağcı ve trekking tutkunu Oğlaklar için evlerinden dağ manzaralı şehirler çok uygundur . Birçok Oğlak araziden taş yada fosil toplamayı, toprakla ilgili gizemleri çözmeyi çok sever.

    Venezüella, Romanya, Avustralya, Yeni Zelanda ya da el değmemiş doğası , yürüyüş yolları olan dağlık ülkeler uygundur .

    KOVA

    Sıradışı, orijinal veya bilimsel anlamda çekiciliği olan yerler Kovalar için uygundur . Bilime, kültür farklılıklarına , özgürlüğe ve hoşgörüye sahip, insancıl olan her yerde rahatlıkla yaşayabilirler.

    İzmir ya da Çanakkale Kovalar için çok uygundur. Dünya üzerinde Amerika , İsviçre, Norveç, sveç ve Avustralya’yı önerebiliriz.

    BALIK

    İyimser oldukları için her yere uyum sağlayabilirler ama su kenarı olmazsa olmazlarıdır. Metropoller onları mutlu etmez çünkü metropollerde fazlaca bulunan bencillik morallerini bozar. Çoğu emekliliğinde balıkçılık yapma, bir tekneyle dünyayı dolaşma hayali kurar.

    İzmir, Çanakkale gibi kıyı kentlerini önermek mümkün. Amerika ve Avustralya başta olmak üzere, Tibet, Hindistan ve Sharm El-Sheikh tatil için çok uygun. Dalış, bilimsel ve kültürel turlar ile rahatlatıcı spa ya da masaj seansları Balıkları deşarj eder.

  • Astroloji Evlilik

    Astroloji Evlilik

    Astroloji ilişkilerinizi başladığı anda veya sürerken değerlendiremedi. Burçlar insanlar arasındaki ilişkileri anlamlandırmada anahtar olabilirler; karşılaştığınız biri yüzünden içinizde bir yangın başladı mı?

    Hiç tanımadığınız bir insanın içinizde başlattığı kıvılcımlardan tutuştuğunuzu hissettiniz mi? Bu olayı başlatan an nasıl bir andır, hangi düğmeye basınca bu olay başlar? Bu insanla önceden bir ilişkiniz olmadıysa, nasıl oldu da ona karşı böyle sıcak duygular başladı? Tek bir cevabı var bu soruların; Vibrasyon. Bilmeniz gereken şey uygunluğu vibrasyonudur; aşan ve iş ilişkilerinin vibrasyonundan söz ediyorum. Burcunuzun vibrasyonları aşağıda 1-7 arasında derecelendirilmiştir; Önce tabloyu inceleyin;

    astroloji evlilik
    astroloji evlilik tablosu

    Vibrasyon sayıları burçlar arasındaki ilişkilerin değeridir demiştim. Zodyak 12 burçtan ibarettir; Koç’la başlar, Balık’la son buluyor. Aslında bu doğruyu, yanlışı, iyiyi, kötüyü ölçmek için yeterli değil ama potansiyel uygunluk ve uyumsuzluk için iyi bir göstergedir; bu şekilde çok şey öğrenebilir ve ilişkilerimizin açıklaması yolunda yardımcı olabilecek bilgilere ulaşabiliriz. Şimdi vibrasyonların açıklamalarını görelim; örneğin burcunuz Boğa ve siz Balık ile ilişkinizi değerlendireceksiniz, sol sütundan Boğanın, üstten de Balığı bulun kesiştiği noktada 3 sayısını bulacaksınız yani alttaki 3. Vibrasyon yorumunu okuyacaksınız hepsi bu kadar …

    1. Vibrasyon: Aynı burç bir araya gelince oluşur. Burada karşılıklı alışılagelmiş doğal anlaşma veya empati vardır. Burçların negatif özellikleri büyüyebilir. Astrolojik yorumlarda “Huzur açısı” olarak tanımlanır.

    2. Vibrasyon: Bir uyum potansiyeli derinlerde vardır daha uygunu karşılıklı alışılagelmiş bir esneklik ve kabul görülür, bu titreşim önceki yaşamlardan gelen belirsiz bir izdir. Astrolojik yorumlarda “Yarı 60 derece-Yarı olumlu” olarak tanımlanır.

    3. Vibrasyon: Temelde dostluk ve bağımlılık titreşimleri hissedilir. Ne tür olursa olsun sizinle onun arasında uzun sürecek bir birlikteliğin kuvvetli bir bağ olarak kabul edilebilir. Astrolojik yorumlarda “60 derece-Pozitif” olarak tanımlanır.

    4. Vibrasyon: Bu bir uyuşmazlık titreşimi olacak. Uzlaşmak için gerekli olan şey açıkça birlik çağrısı yani meydan okumaktır. Astrolojik yorumlarda “Kare açı-Olumsuz” olarak tanımlanır.

    5. Vibrasyon: Büyük bir ilişki ve karşılıklı ilişkide uyum sağlama titreşimi. Birbirinizi anlayacaksınız ve benzer uyarıları paylaşacaksınız. Astrolojik yorumlarda “120 derece-İyi” olarak tanımlanır.

    6. Vibrasyon: İlişkinin önceki yaşamlardan gelen araması veya ITIS. Birbirinize ihtiyacınız vardır, bunu hissedeceksiniz. Bu arada oluşan bir dengesizlik de dikkat çekecek ama bu normaldir ve karşılıklı tanıma bilgisi giderilecektir. Astrolojik yorumlarda “Yarı Buluşma” olarak tanımlanır.

    7. Vibrasyon: Bu burç size aykırıdır. İlişkiler ikiniz içinde ya her şey olacak, ya da hiç olacak. İyi durumda her şey mükemmel olacak, aksi takdirde ilişkiniz nefretle dolu bir felaket noktasında bitecek. Astrolojik yorumlarda “aykırı Açı” olarak tanımlanır.

    Bilimsel bir karmaşa içinde gibi görünen bu araştırmanın amacı astrolojinin öylesine bir köşeye hemen itilmemesi ve de ciddi bir pencereden bakıldığında uygun bir matematiğin öneminin fark edilmesidir. Burcu ve fal düzeyinin çok çok üstündeki bir astroloji evrensel bir mantığı şimdilik simgelerken, gelecek için önemli uyarıları da içermektedir. Söylenecek son söz, tüm redler yapılırken çok dikkatli olunması gereğidir. İkinci bir tablo da süreklilik, cesaret, sadakat, flört, kıskançlık, egoistlik, espritüellik, sahiplenme ve romantizm konularandaki ilişkileri mukayese ama burada yer olmadığı için onu veremiyorum.

    Gelecekte evlenmeyi planlayan çiftler, bir astrolog gidecekler ve düşünce ve hislerini kuvvetlendirecek ve olası sorunları öğrenecekler. Synastrik Astroloji yani ilişkilerin açıklaması, duruma ışık tutmak için, başlangıçta, veya ilişkinin herhangi bir aşamasında kullanılabilir. Ama bir astrolog sadece yönetim yapabilir; ilahi düzeni ya da insanların fikirlerini değiştiremez. İdeal kişinin, astrolojik sezgi tarafından desteklenmiş bir seçim yapma şansına sahip olması gerekir. Gelecekte, nişanlı çiftler nikahdan önce iki önemli deplasmanda olacaklar, nikah dairesine ve bir de Astrolog!

  • Erkeğin kalbine giden yol

    Erkeğin kalbine giden yol

    Kurduğumuz tüm ilişkiler aslında çocukken ailemizle kurduğumuz ilişkilerdeki edindiğimiz davranışlar şeklinde oluyor!

    Erkekler neden annelerinin yemeklerini isterler?
    Bilinçaltımızın en büyük özelliği herhangi bir kavram duygusu ile birlikte kayıt ediliyor. Duygusu olmayan hiçbir kavram kayıtlı değil. Dolayısı ile bir erkek ilk kez tattığı bamyayı annesin elinden çıkan koku, lezzetle o ailedeki o anki duyguyla kaydeder.

    Tabiî ki her zaman sadece iyi duyguları kayıt almaz bilinçaltımız. Çünkü bilinçaltı bazen negatif örnekleri de çağırır. Örneğin ailesinde sürekli haksızlığa uğrayan bir insanın artık ilişki modeli o olmuştur.

    Ama bu tıpkı canınız acısa da o yoldan gidip gelmeyi öğrenmişsinizdir, bildiğiniz yol en güvenli yoldur, ilkinde ölmediğinize göre devam edersiniz. Çünkü acıda verse orası artık sizin konfor alanınızdır. Orada yaşamayı öğrenmişsinizdir. Dolayısıyla bir yanımız onu çağırmaya devam eder iyi yada kötü…

    Bazen güzel duygularla kötü duyguları yaşadığımız o an nereye koyacağımızı bilemeyebiliriz ve tıpkı bilgisayarda aynı dosyaya koymak gibi bilinçaltımızda da aynı yere koyarız. Örneğin; yeşili bilmeyen birinin yeşile en yakın renk olan mavinin olduğu dosyaya koyması gibi…

    Dolayısıyla o duyguyu, yemeği, o lezzeti o ailenin içindeki küçük çocuk olma duygusu ile kaydettiyse orayı aşamıyor olması çok mümkün ve o yüzden tekrar tekrar annesinin yemeğinin lezzetini arar. Yani hepimizin anne yemeğini arama durumu bundan ibarettir.

    Peki, bu kız çocukları içinde geçerli mi?
    Kız çocuklarında zaten kendi duygusu olduğu için, bir süre sonra kendi anne olma duygusu gelir ve belli bir süreden sonrada almaktan vermeye yönelir. O yüzden bizde illa annemin yemeği olsun duygusu çok uzun soluklu yer almaz. Çünkü biz kendimizde yaratıcılarızdır. Dişi enerji yöneten, yaratan enerjidir.

    Erkeklerin derdi sadece yemeği aramak mı yoksa hala aileye bağımlı olmak mı?
    Erkekler annelerin lezzetini ararlar ama bu yeterli olur mu yada tek başına bu mudur? Hayır, tabiî ki değildir. Zaten herhangi bir yetişkinin anneye-babaya bu kadar yapışık kalması, bütün duygularını orada hapsetmesi, aslında kendi zeminini çok genişletmediğinin ve kendi yetişkin olma durumunu sadece çocukluk bilgisiyle kısıtladığını gösterir.

    Bu durum günlük hayatta çiftler arasında çok büyük sorun haline gelebiliyor, siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?
    Bunu psikolojinin pek çok teorisi ile açıklamak mümkün. Yetişkinlikte kurduğumuz ilişkilerin hepsi aslında çocuklukta öğrendiğimiz ilişki modelleri. Dolayısıyla yeni bir ilişki modelimiz yok.

    İlişki modeli dediğimiz şey; bizim diğer insanlarla yarattığımız temas sınırlarımız ve kendi var olabilme biçimimizdir.

    İyi ve kötü bütün ilişki modellerini çekirdek aile içinde alırız.

    Dolayısıyla günlük hayatta neden bu kadar basit bir şey sorun oluyor, neden annesinin yemeklerini arıyor diyemeyiz çünkü o kadar da basit değildir. Aslında yapmamız gereken şey temelde olan bu ilişki şekillerini yetişkin zihnimizle genişletmek. 5 yaşında bir çocuğun deneyimi ile 40 yaşındaki bir adamın deneyimi çok daha farklıdır dolayısı ile esnemesi de farklıdır.

    Evet erkekler annesinin yemeğini o an arıyor çok büyük ihtimalle o duygu ile ilgili, günlük hayat içinde mücadele ederken çocukluluğundaki aile içinde keyifli anı arıyor yada negatif duyguyu çağırıyor da olabilir. Daha da ötesi çok özlem duyduğu, anlam yüklediği, bir türlü sahip olamadığı bir şeyi de arıyor olabilir. Önemli olan karşı tarafın buna nasıl tepki verdiğidir…

    Peki, siz kadınlara bu durumda nasıl bir yol izlemesini öneriyorsunuz?
    Dönüp kendine bakmalı. Tam olarak Neye kızdığına bakmalı. Çünkü kayınvalideniz sizi ne kadar rakip görürse görsün siz bu rekabeti kabul etmediğiniz sürece bu gerçekleşemez.

    Bir ilişkide erkeğin “annesi” rolüyle rekabet ediyor olmanız ilişkide neyi almak neyi vermek konusunda razı olduğunuzun dengesini gözden geçirmeniz için iyi bir sebep… Gerçekten nasıl bir ilişki aradığınızı seçmeniz gerekir. Yan yana olan mı yoksa ast üst olan mı…

    Açıkçası “erkeklerin annelerinin yemeklerini neden arıyor of nasıl yenicem” sorunu aslında direkt oturtma yada karnıyarıkla ilgisi yok! Mesele bilinçaltımızda kalan çocuk tarafımızda, yetişkinliğimizi tamamlayamamışlığımızda…

    Nedir bu kadınların karnıyarıktan çektiği!

    Sürekli anne yemeğini hatırlatmak doğru mu?
    Hayır, tabii ki doğru değil ama asıl doğru olmayan bunu böyle bir şey yani sadece teşekkür etsin, annesinin lezzetini bulsun diye yapıyor olmak. Önemli olan neyi neden yaptığınızın farkında olarak yapmaktır.

    Sevdiğinizin sevdiği bir şeyi onun için yapmak doğru olan. Yoksa gerçekten birinin yerine geçmek için bunu yapıyorsanız bu ciddi bir yanlış.

    İnsanlar kendi içlerinde fiziksel ve ruhsal anlamda büyüdükçe, geliştikçe yaşam döngümüz yer değiştirir. Bunun içinde bir süre sonra anne babamızla bile aramızdaki iletişim artık anne baba ve çocuk değil her iki tarafında yetişkin olarak devam ettiği bir iletişim olur.

    Ya tam tersi bir durum varsa, hiç annesinin yemeğini sevmiyorsa, eşinin daha iyi yaptığını savunuyorsa?
    Negatif duyguyu kodladıysa mutlaka bundan dolayı bu tarz tepki veriyordur. Yada cidden eşi iyi yemek yapıyordur.

    Son olarak şunu söylüyorum herkese; Yaşadığımız her ilişki bizim için gelişim açısından iyi bir fırsat. Özellikle bizi bir şey çok sinir ediyorsa orada bakmadığımız bir şeyler vardır. Dolayısıyla ona bakmak lazım. Fark ettiniz ama söylerken zorlanıyorsunuz, bedeniniz kasılıyor, yada kendinize saklıyorsanız henüz idrak etmemişsiniz demektir, henüz o durumla barışmamışsınız demektir. Fark etmeyi başarabilirsek daha hızlı yol alırız. Ve zamanla bilebiliriz ve idrak edebiliriz böylece gelişimimizi tamamlarız.

    Şapka Koçluk – Eğitim ve Danışmanlık şirketi

  • Karşı Cinsi Tanıma Rehberi

    Karşı Cinsi Tanıma Rehberi

    İlişkilerinizi yürütemiyor musunuz? Hatayı karşı tarafa yüklemeyi bırakıp, geçmişi silin ve kendiniz için bir adım atın. İşe karşı cinsi tanımakla başlayın. Kaşı cinsi tanıyarak ve durum değerlendirmesi yaparak ileride yaşanacak sorunların önüne geçecek ve aşkta hep bir adım önde olabileceksiniz…

    Bir ilişkiyi yürütebilmek sağduyu ve güven gerektirdiği gibi çoğu zaman karşı cinsi tanımak ve biraz oyunu kurallarına göre oynamayı gerektiriyor. Gerçek hayatta bu oyunları oynamak daha kolayken sohbet odaları üzerinden arkadaş arayan kişiler için durum biraz daha zor olabilir.

    Gazeteci – Yazar Sinan Akyüz erkeklerin ve kadınların beklentilerinden yola çıkarak karşı cinsi genel olarak daha iyi tanımanın faydalı olacağını söylüyor. Genel geçer doğrular, bu oyunun kurallarını belirleyen etkenler aslında. Örneğin “evlilik teklifi tek taş pırlanta yüzük ile yapılır” gibi bazı kurallar tüm kadınların kalbine giden yolu açar.

    Oyunun kurallarını biliyorsanız hata yapma riskiniz azalır. İyi bir oyuncunun mutluluğu yakalama şansı oldukça yüksektir!

    Erkekler için konuyu ele alacak olursak kadınları tanımak biraz zaman ve bolca sabır gerektiren bir iştir. Bayan arkadaş olarak nitelendirdiğiniz kişinin yaptıklarını çok fazla düşünmeyin. Ciddi ilişki düşündüğünüz arkadaşınızla evlilik planlıyorsanız her şeyden önce unutmayın ki bir kızla evlenirken onun ailesi, çevresi ve geçmişiyle de evlenirsiniz. Bu konularda evlenmeden önce anlaşmaya varmak gerekiyor.

    Kadın her yaşadığı ilişkiyi bohça yapıp bir sonraki ilişkiye taşıyor” diyor Sinan Akyüz. Evlilik veya ciddi ilişki öncesi bu tip konularda çıkabilecek sorunları baştan çözmekte fayda var.

    Erkekler evlenecekleri kadına “çocuğuma annelik yapacak kadın” gözüyle bakıyor ve buna rağmen önce güzelliğe ardından zekayı önemsiyorlar. Bilinenin aksine erkekler zeki kadını seçiyorlar ancak Sinan Akyüz’e göre onları yıpratan zeki kadının “dırdırı”! Ayrıca erkekler kadınlardan farklı olarak geçmişlerini yanlarında taşımıyor.

    Erkekler bir ilişkiden diğerine geçerken kolay elde ettikleri, hemen teslim olan kadınları fazla tercih etmiyor. İlişkiler bir oyunsa, bu oyunu kuralına göre oynamak gerekiyor. Çünkü bu oyunda her zaman “zor kadın” kazanıyor.

  • Evlenme teklifinden sonra uygulanması gereken 8 adım

    Evlenme teklifinden sonra uygulanması gereken 8 adım

    Bazı çiftler nişanlanmanın heyecanına öyle kapılıyorlar ki, düğün öncesi yapılması ve hatırlanması gerekenleri düşünmüyorlar bile.

    Son dakikalara sıkışan hazırlıklar sinirleri gererken hayatınızın en önemli gününe doğru eliniz ayağınıza dolaşabiliyor.

    Düğün stresini büyük oranda azaltmak ve istiyorsanız sizin için hazırladığımız listeye bir göz atmanızda fayda var.

    Bir an önce herkese ilan edin
    İlk sırada tabii ki ailelerinizi olmalı. Ama diğer bütün dostlarınız için bu özel haberi vermek için yaratıcı bir yollar bu olayı hem eğlenceli kılacaktır hem de akıllara kazıyacaktır. Eğer bir kediniz ya da köpeğiniz varsa onun boynuna “Benimkiler evleniyor” yazan bir kart asarak resmini çekip herkese yollayabilir ya da sosyal medyada sadece nişan yüzüklü ellerinizle herkesi şaşırtabilirsiniz.

    Manikür yaptırın
    Çünkü artık elleriniz bir sure sizden daha çok ilgi odağı olacak. Evlenme teklifi aldığınızı duyan herkes yüzüğünüzü merak ederek ellerinize bakacaktır. Pırıl pırıl parlayan tektaşınızı bakımsız, ojeleri eskimiş ellerinizde göstermek istemezsiniz emin olun. Hem yakında evleniyorsunuz, şımarmaya hakkınız var. Gidin bir güzellik salonuna, kendinize baştan aşağıya bir bakım yaptırın.

    Düğün tarihi kesin olmasa da aklınızda bir tarih belirleyin
    Tebriklerden sonra en çok sorulan soru “ne zaman?” olacaktır. Aklınızdan geçen tarihi aile ve dostlarınızla paylaşın ki onlar da hem bu mutlu günde sizinle olacaklarını bilsinler hem de kendilerini bu tarihe gore hazırlasınlar.

    İnsanların en çok sorduğu sorulardan biri de “Nasıl teklif etti?” sorusudur. Dizlerinin üzerine mi çöktü, yoksa şarabın içine yüzük mü koydu? Aynı hikayeyi defalarca anlatmak istemiyor ya da o önemli güne ait bir detayı atlamaktan çekiniyorsaniz hemen bir blog açın. Blogunuza tüm detayları yazin ve herkese ilan edin. Sayısız kere aynı hikayeyi anlatmaktan kurtulmuş olursunuz.

    Tektaşınızı sigortalatın
    Manevi değerinin yanında maddi değeri de bir hayli yüksek olan pırlanta yüzüğünüzü varsa ev ya da eşya sigortanıza dahil etmeniz hem sizin rahatınız hem de nişanlınızın kesesi için hayırlı olacaktır. Hele ki dalgın ya da unutkan biriyseniz tektaşınızı parmağınıza taktığınız gün sigorta acentesinin yolunu tutmalısınız.

    Diyete başlayın
    Eğer o hep hayal ettiğiniz gelinliğe nasıl gireceğinizi kara kara düşünüyorsanız hemen bir diyet planı yapın. Diyetisyenle ya da diyetisyensiz bir planı son haftalara kalmadan hayata geçirin. Son günlere sıkıştırılmış bir diyet sağlıklı olmayacaği gibi tahmin ettiğiniz sonuçları da vermeyecektir. Hatta nişanlınızı da ikna edin ki birbirinizi motive ederek kilolarınızdan daha kolay kurtulabilin.

    Harcama planı yapın
    Olayın heyecanına kapılıp bütçenizin dışına çıkmamak ve hayatınızın en özel gününü hala borçlarını ödediğiniz bir gün olarak hatırlamamak için ayağınızı yorgana göre uzatın. En başta bir bütçe belirleyin ve sonuna kadar ona uyun. Düğün için bir anlık heyecanla yapacağınız gereksiz masraflar yerine o parayı hayatınızın geri kalanını planlamak için kullanın.

    Araştırmaya başlayın
    Evlilik dergilerine mutlaka göz atın. İnternet sitelerindeki binlerce evlilik ve düğün fikirlerine göz atın. Gelinliğinize, pastanıza, davetiyenize, düğün yerine ne kadar onceden karar verirseniz planlama aşamasında o kadar rahat eder ve size yardım edeceklerin işini de o kadar kolaylaştırmış olursunuz.

    Erken kalkan yol alır. Düğün planınızı mümkün olduğunca önceden yaparak stres oranını düşürebilirsiniz. Ufak tefek şeylere fazla takılıp asıl önemli olan şeyleri gözden kaçırmayın. Nişanlı olmanın tadını çıkartın ve düğününüzü keyifle planlayın.