Kategori: İlişkiler

  • Eşinizle dalga geçmeyin!

    Eşinizle dalga geçmeyin!

    Evlilik hazırlığı yapan 53 bin 183 kişiye, evlilik öncesi eğitimde mutlu evliliğin sırlarına ilişkin tüyolar verildi.

    Aileve Sosyal Politikalar Bakanlığı, son 1 yılda Türkiye genelinde evlenmeye hazırlanan 53 bin 183 kişiye evlilik öncesi eğitim verdi. Konferanslarla halka da ulaşan projeye 40 bin vatandaş katıldı. Böylece mutlu evliliğin sırları konusunda bakanlık 93 bin 183 kişiyi bilgilendirmiş oldu.

    Ev ekonomisi de var cinsel yaşam da
    Programa katılanlara mutlu evliliğin sırrı olarak ev ekonomisi, sağlıklı cinsel yaşamve hukuki haklar konusunda bilgiler verildi. Eğitimlerde eşlere, “Günlük sorunlar nedeniyle birbirinizi yıpratmayın” uyarısı yapılıyor. Üreme sağlığı ve sağlıklı cinsel yaşam konusunda bilgilendirilen çiftlere, kürtaj ve doğum kontrol yöntemleri de anlatılıyor. Bakanlığın Türkiye genelinde başlattığı “Aile Olmak” isimli konferanslar ile de şimdiye kadar 25 ilde 17 bin kişiye ulaşıldı.

    ‘Eşinizle dalga geçmeyin’

    Evlilik eğitimlerinde dikkat çeken unsurlar şöyle:

    Eşinizle dalga geçmeyin, ona lakap takmayın.

    Eşinizi özellikle başkalarının yanında rencide etmeyin.

    Eşinize sarılın. Evin farklı yerlerine sürpriz notlar yazın.

    Eşinize zaman ayırın. Birlikte güneşin doğuşunu ya da batışını izleyin.

    Eşinize başkalarını örnek göstermeyin. “Fatma’nın son model buzdolabı var, bizim niye yok?” gibi karşılaştırmalarda bulunmayın.

    “Ben erkeğim, bunlar kadın işi” demeyin

  • İlişkide mutlu olmak için…

    İlişkide mutlu olmak için…

    Çiftlerin öncelikle unutulan güzel anıları canlandırması, telafi edilebilecek olumsuzluklarda mutlu olunan zamanlardaki gibi davranmayı denemesi gerekiyor.

    Çiftler öncelikle birbirleriyle mutlu oldukları zamanlardaki gibi davranmalılar. Ayna Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık’tan Uzman Psikolojik Danışman aynı zamanda Çift ve Aile Danışmanı Funda Tekelioğlu bu konudaki tüm görüşlerini açıkladı.

    Unutulup kalanları yenileyip canlandırmak, mucizeleri gerçekleştirecek adımları atmak, var olanı görebilmek, sevgi kapasitenizi kullanmak için öncelikle harekete geçmeniz ve bunları istemeniz gerekiyor.

    Yeni yıl daha gelmeden herkesin bir beklentisi vardır. Süren bir ilişkisi ya da evliliği olanlar da yeni yılla birlikte ilişkisine farklı anlamlar yükleyebilir. Aslında 5 adımda çiftler ilişkileriyle ilgili beklentilerinin ne olduğunu ve neler hissettiklerini sorgulayarak mutluluğu yakalayabilirler.

    Çiftler şu soruları kendilerine sormalılar:
    “Eşim tarafından sevildiğimi hissedebilmem için ne yapması gerekiyor?”,
    “Bana nasıl davranırsa kendimi özel ve değerli hissederim?”,
    “Birlikte neler yaparsak eğleniyorum derim?”,
    “Aynı zamanda biz iyi arkadaşız diyebilmem için nelere gereksinimim var?”

    Zaman yolculuğuna çıkın
    Birinci adım: Bu soruların net bir şekilde yanıtlanması için çiftlerin birbirlerinin sadece davranışlarını tanımlamaları gerekir. “Beni sabahları öperek uyandırırsa kendimi değerli hissederim cevabı somut, net ve anlaşılır bir cevap oysa “çok fazla bir şey yapmasına gerek yok, bana biraz yardımcı olsun yeter”, genel ve yorumu açık ifade. Bu yüzden bu tür cevaplar çözüm için yardımcı olmayacaktır.

    İkinci adım: Çiftler bir zaman tüneline girdiklerini varsaymalı ve geriye doğru anılarını hatırlamalılar. Zaman yolculuğunuzda bir hafta öncesine ya da birkaç yıl öncesine hatta ilişkinizin başlangıcına gidin. İlk adımda sorduğunuz soruların cevaplarını aradığınız duyguları hissettiğiniz anıları hatırlayın ve eşiniz ne yaptığında sevildiğinizi hissetmiştiniz, değerli, özel, önemsenmiş olarak algılamıştınız diye bir düşünün. O zamanlara gidin, ne yapmıştı, nasıl davranmıştı, siz nasıl karşılık vermiştiniz bir hatırlayın.

    Üçüncü adım: Çiftler eşlerine yönelmeli. Eşinizin kendini değerli, güvende hissettiği zamanları araştırın ve aynı sorulara eşiniz için de cevap arayın. Sizinle eğlendiği, arkadaşlık yapabildiği, dost olarak konuşabildiği anılarını öğrenin. Sizin ve eşinizin sorulara verdiği cevapların da aynı olmasını beklemeyin.

    Hafızalarınızı zorlayın
    Dördüncü ve beşinci adımlar: Birlikte zaman yolculuğuna çıktığınızda ikiniz için de geçerli olan ‘en mutlu’, ‘en heyecan verici, ‘en huzurlu’ ve ‘en keyifli’ anılarınızı hatırlayın. Bu zaman yolculuğunda hem bireysel hem de birlikte bulduğunuz anıları toplayın ve bugüne gelin. Bu anılarını düşünerek günümüzde hangilerini hala yaşadığınızı, hangilerini canlı tuttuğunuzu düşünün. Geçmişin köşesinde unuttuklarınız için sakın sorumlu aramayın ve ikinizin de katkısı olduğunu unutmayın.

    Çiftlere son bir tavsiye:
    Birbirinize ne kadar kızarsanız kızın yine de iyi anlarınızı hatırlayın ve mutlu olduğunuz zamanlardaki gibi davranmayı deneyin.

    HT Hayat

  • Öfkenizi kontrol altına almanın yolları

    Öfkenizi kontrol altına almanın yolları

    Herkes zaman zaman öfkelenir, önemli olan öfkeyi kontrol altına almayı bilmektir.

    Derin nefes alın ve ona kadar sayın
    Zor bir durumla karşı karşıya kaldığınızda derin bir nefes alın ve ona kadar sayın. Tepkinizi geciktirmek, onun dışarıya çok daha az kırıcı bir şekilde çıkmasını sağlayacaktır.

    Soğuk bir şeyler için
    Sinirlendiğimizde vücut ısımız yükselmeye başlar. Böyle bir durumda soğuk bir şeyler içerek vücut ısınızı eski haline getirebilir ve sakinleşebilirsiniz.

    Koşuya çıkın
    Öfkenizi dışarı atmanın en zararsız yolu koşabildiğiniz kadar hızlı koşmaktır. Sanki bir şeyden kaçarmış gibi koşun. Koşarken de yumruklarınızı, sanki birine vuracakmış gibi, sıkın. Bu egzersiz sıkıntınızı üzerinizden atmanızı sağlayacaktır.

    Odayı terkedin
    Derin bir nefes alın ve ona kadar sayın, öfkenizi kontrol altına alamıyor musunuz? O zaman odadan çıkın. Dışarı çıkıp taze hava alın ve rahatlamaya çalışın.

    Müzik dinleyin
    Müzik, moralinizi düzeltmenin en iyi yollarından biridir. En sevdiğiniz şarkıyı dinleyerek sıkıntınızı atabilir ve rahatlayabilirsiniz.

    Rahatlatıcı bir şey yapın
    Öfke patlamalarınıza izin vermeyin ve kendinizi rahatlatmak için bir şeyler yapın. Duygularınızı kağıtlara dökün, koşuya çıkın, meditasyon yapın, siniriniz sizi kontrol altına almadan rahatlayın.

  • Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    30’una gelmiş ya da 30’unu aşmış, hatta neredeyse tüm arkadaşları evlenip bir de çocuk sahibi olmaya başlamış kadınlardan bazıları, bu gelişmeleri uzaktan izlemeyi tercih ediyor.

    Güzel bir kariyeriniz var. Her gün işinize gidip geliyorsunuz. Ofisten çıkınca arkadaşlarınızla bir yerde buluşup akşam yemeği yiyebiliyor ya da en sevdiğiniz barda eğlencenin tadına varıyorsunuz. Bazen yanınızda sevgiliniz oluyor, bazense bekar takılmayı tercih ediyorsunuz. Çünkü birisiyle birlikte olmak ya da olmamak konusundaki kararı da siz veriyorsunuz. Yani bazen sevgiliniz olmadığı için üzülürken, bir dönem de kafanızı dinlemek istiyorsunuz. Yine de arada sırada tabii ki bazı erkeklerle görüşüyorsunuz ama hiçbir zaman üzerinizde evlilik baskısı hissetmiyorsunuz. Arkadaşlarınızın düğünlerine, yeni bebeklerini tebriğe gitseniz de evliliğe karşı bakış açınız pek değişmiyor. “Kim konfor alanından çıkmak ister” ki diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ama bazı durumlar içinizdeki “gelin olma isteğini” hortlatabiliyor. Onların tanıdık geleceğinden eminiz.

    Ailesiyle yaşayan kadınlar

    Ailenizle yaşadığınız evde keyfiniz ne kadar yerinde olsa da (daima masada hazır bir yemek, hep temiz ve ütülü çamaşırlar, hiçbir zaman dağılmayan bir oda) zaman zaman sizi isyana sürükleyebilecek olaylar yaşayabilirsiniz. Annenizle hayatınızla ilgili her türlü detayı paylaşsanız, paraya sıkıştığınız her zaman babanızdan borç isteyebilecek olsanız da, bir evde herhangi biriyle birlikte yaşamak bile beraberinde bazı sorumluluklar getiriyor. Bir gece arkadaşlarınızla dışarıda eğlendikten sonra, ertesi gün başka bir grup arkadaşınızla yemek programı çıkabiliyor. Ya da üst üste pek çok akşam spora gittiğinizden dolayı akşam ailece oturulan yemeği kaçırabiliyorsunuz. Bu gibi durumlarda, aileniz tepkisini gösterip, o evin otel olmadığını dile getirebiliyor. Bunu direkt olarak söylemeseler de, bazen sizinle zaman geçirmek istediklerini laf arasına sıkıştırabiliyor ya da ima edebiliyorlar.

    Özellikle yaz mevsiminin gelmesiyle kendinizi daha çok dışarıda bulurken, aileniz sizin eve hep geç gelmenizden dolayı rahatsızlık duyabiliyor. Siz de kendinizi sorumlu hissedip, canınız her zamankinden çok dışarıda sevgilinizle olmak istese de, sırf ailenizin gönlü olsun diye evde oturuyorsunuz. Böyle zamanlarda, “Keşke evli olsaydım da, eşimle dışarı çıkarken hesap vermem gereken kimse olmasaydı” dediğiniz mutlaka oluyordur.

    Arkadaş faktörü

    Evli ya da çocuk sahibi arkadaşlarınızla görüşmenin zorluklarını tüm bekar kadınlar yaşıyor. Ne kadar yakın arkadaşınız olsa da, görüşme ayarlamak bile yeterince zor. Çünkü ilk önce eşleriyle konuşup gün belirleyebiliyor ya da eğer çocukları varsa onun uyuma saatine kadar evde olması gerekebiliyor. Daha da kötüsü, çocuklarından ya da evlilik hayatlarından başka bir konuyla ilgisi olmayan arkadaşlar…

    Evli arkadaşları bir kenara koyarsak, sahneyi sevgilisi olanlar devralıyor. Onlar da, tüm boş zamanlarını sevgililerine ayırmaktan dolayı sizi ihmal ediyor. Doğal tabii… Bir de, sizin sevgiliniz olmadan sizinle görüşmeyi akıllarına getirmeyen arkadaşlar var. Onlar ancak çiftler halinde gezmekten hoşlanan arkadaşlar olarak tanımlanabiliyor. Siz de dolayısıyla bir sevgiliniz olana kadar o arkadaş grubuna dahil olmuyorsunuz. Kendisini dışlanmış hisseden bazı kadınlar ise, bir an önce evlenip toplum tarafından kabul edilebilir bir sıfata kavuşmak isteyebiliyor.

    Gelecek korkusu

    Etrafınızda sevdiğiniz arkadaşlarınız ve ailenizin olduğu bir dünyada, herkes hayatından son derece memnunken gelecek hakkında tasalanmak çok uzak bir düşünce gibi gözüküyor. Ama yaş ilerledikçe ve arkadaşlarınızın çocuklarının da ilkokula geldiklerini gördükçe bazılarımız hayatlarını sorgulamaya başlıyor. Her zaman anne ve babamızın yanımızda olmayacağı ya da artık bir aile kuran arkadaşlarımızın bize eskisi kadar zaman ayıramadıklarını anladığımızda her zaman bizimle olacak bir erkeğin hayalini kurmaya başlayabiliyoruz. Yaşımız ilerlediğinde ve etrafımızda kimse kalmadığında yanımızda olan bu kişiye ise Türk toplumunda “can yoldaşı” adının verilmesi ise aslında çok şeyi özetliyor.

    Cinsel hastalıklar

    Düzenli ilişkisi olmayan kadın sevişmeyecek gibi bir durumu, hiçbir Cosmo kadını kabul edemez. Hayattan zevk almanın bir diğer yolu da seksten geçtiğinden dolayı, bazen tek gecelik ilişkiler yaşayabiliyor, ya da uzun süreceğini düşündüğümüz bir ilişkiyi kısa sürede sonlandırabiliyoruz. Bu kısa zaman diliminde yaşananlar ise bazen cinsel yolla bulaşan hastalıkları beraberinde getirebiliyor. Yanınızda olup, sizinle birlikte jinekoloğa gelecek ve tedaviniz esnasında size destek çıkacak erkek arkadaşınız (ya da eşiniz) olmadığında tüm bunların üstesinden tek başınıza gelmeniz gerekebiliyor. Arkadaşlarınızla bile paylaşamayacağınız bazı durumlarda ise “belki de bir sevgilim olsaydı bunları yaşamazdım” diyorsunuz. Ya da evlendiğiniz takdirde eşinizden hastalık kapma olasılığınızın minimuma ineceğini düşünüyorsunuz.

    Bekar Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    Evlenmenizi hızlandıracak bunca faktörün ışığında yine de tavsiyemiz, ani kararlar vermemeniz yönünde. Sadece hayatınızda biri olacak diye, karşınıza çıkan ilk erkeğe kapılmamanız sizin yararınıza. Bu sizin hayatınız. Nasıl yaşayacağınız ise size kalmış. Sırf evlenmiş olmak için yapılan bir evlilik sizi olduğunuzdan daha mutlu yapmayacaktır.

    Cosmopolitan

  • Kasım ayındaki gökyüzü hareketleri burcunuzu nasıl etkileyecek?

    Kasım ayındaki gökyüzü hareketleri burcunuzu nasıl etkileyecek?

    KASIM AYINA GENEL BAKIŞ… KASIM AYINDAKİ GÖKYÜZÜ HAREKETLERİ BURCUNUZU NASIL ETKİLEYECEK?

    Bu ay gökyüzündeki enerjilere baktığımda, son bir kaç haftadır gerçekleşmiş olan sert açıların, başta ikili ilişkiler olmak üzere bir çok konuda insanların hayatına bazı olumsuz etkiler vermiş olduğuna şahit oldum. Yaşamış olduğunuz ilişkisel konularda etrafınızdaki insanların anlayışsızlığı ve bencilce tavırları da sizi epeyce etkilemiş olmalı. Bunun yanı sıra 21 Ekim’de gerçekleşmiş olan Merkür gerilemesi de hayatınızda bazı aksaklıkların ve netleşmeyen durumların yaşanmasına neden olan önemli bir etkiydi.

    Bu aya damgasını vuracak en önemli astrolojik olay tabi ki Güneş Tutulması olacak. Bu tutulma 3 Kasım günü saat 14:49 sularında Akrep burcunda gerçekleşecek.

    Bu tutulma senenin son tutulması olarak dikkatimizi çekmekte. Genel itibari ile tutulmaların astrolojik anlamda önemli bir yeri vardır. Tutulmalar beraberinde süprizleri, hayatınızda yaşanacak olan ani değişiklikleri ve yenilenmeleri getirir. Tutulmaların en büyük özelliği, enerjilerini yavaş ve istikrarlı bir şekilde hayatınıza yansıtmalarıdır. Akrep burcunda gerçekleşecek olan bu tutulma bitişlere, sonlanmalara ve yaptığınız mücadele sonrasında küllerinizden yeniden doğmaya işaret ediyor. Unutmayın her bitiş, yeni bir başlangıçtır…

    Güneş tutulması Akrep burcunda gerçekleşeceği için özellikle Akrep burcu olanlar ve diğer sabit burç guruplarında olanlar ( Aslan, Kova, Boğa ) etkileri daha net hissedebilirler. Bunun yanı sıra doğum haritanızdaki bu burçların etki ettiği yaşam evlerinde de önemli bazı konuların yaşanacağını bilmelisiniz. Bu süreçte geçmişle olan bağınızı koparmanız ve yeniye kucak açmanız gerekiyor. Değişimden asla korkmayın ve artık hayatınızda cesur kararlar almanız gerektiğinin farkına varın.

    5 Kasım günü saat 10:44 sularında Venüs burç değiştirecek ve yolculuğuna Oğlak burcunda devam edecek. Bu süreçte sevginizi ifade edişiniz ve ilişkilere olan bakış açınızın değiştiğinin farkına varacaksınız. Daha tutarlı davranışlar sergileyerek mantıklı kararlar alma ihtiyacı içerisinde olacaksınız. İlişkilerde fayda-zarar dengesi de daha çok ön planda olacağı için, bencilce tavırlardan ve abartılı davranışlardan da uzak durmanız gerekiyor.

    11 Kasım günü saat 02:00 sularında Merkur gerilemesi sona erecek ve Akrep burcunda ileri hareketine kaldığı yerden devam edecek. Merkür gerilemesi sürecinde aksayan ve sıkıntı yaratan bir çok konunun, bu ileri hareket sayesinde yavaş yavaş rayına oturduğunu göreceksiniz. Yalnız gerileme sona erdiği halde gölgeli zamanlarının en az bir hafta daha süreceğini aklınızdan çıkarmayın. Yani Merkür’ün hayatınıza yansıyacak olan olumlu etkilerini önümüzdeki haftalarda daha rahat hissetmeye başlayacaksınız.

    17 Kasım günü saat 17:16 sularında Boğa burcunda Dolunay gerçekleşecek. Genel anlamıyla Dolunay zamanları tamamlanmaların, olumlu ve zorunlu bitişlerin ve farkındalıkların zamanıdır. Bunları iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Geçmişte yaşadığınız deneyimlerin ışığında bazı kararlar almanız gerekliliğinin bilincinde olmalısınız. Tamamlanmamış koşullar can sıkıcı olsa da soğukkanlılığınızı korumalı ve hayata karşı emin adımlar atmalısınız.

    22 Kasım günü saat 05:48 sularında Güneş Akrep burcundan çıkarak Yay burcuna girecek ve 21 Aralık gününe kadar transitini burada devam ettirecek. Bu süreçte hayatınıza yeni bir bakış açısı katabilir, büyük ve önemli kişilerden bazı destekler alabilirsiniz. Kendinizi maddi ve manevi olarak geliştirme arzusu içerisinde olabilileceğiniz bu dönemde eğitim ve öğretimle ilgili de bazı kararlar da verebilirsiniz.

    Şimdi de bu ay gerçekleşecek olan enerjilerin burcunuz üzerindeki etkisine bakalım…
    ( Yorumları okurken Yükselen burcunuzu da okuyunuz… )

    KOÇ ve Yükseleni KOÇ olanlar :



    Bu ay finansal konular gündeminizde olacak. Borç alacak ilişkilerinde temkinli olmanız gereken bir zamandan geçiyorsunuz. Parasal kaynaklarınızı iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Şans oyunlarında şanssız zamanlar haberiniz olsun. Duygusal olarak biraz tedirginlik hissedebilirsiniz. Geçmiş konuları ve üstü kapanmış mevzuları tekrar gündeme getirmemeniz gerekiyor.İşle ilgili konularda istikrarlı bir şekilde harekete geçmeniz gerekiyor. Bu sayede güzel gelişmeleri hayatınıza katabilirsiniz. Sizden konum olarak yüksek kişilerden destekler alabilirsiniz.

    BOĞA ve Yükseleni BOĞA olanlar :

    Bu ay eşinizle ya da yakın birliktelikte bulunduğunuz kişiler ile ilgili konular gündeminizde olacak. Ortaklaşa konular, anlaşmalar, imzalar bu ayın diğer önemli olayları arasında yerini alacak. Duygusal olarak birlikte olduğunuz kişinin ruh halindeki dengesizlik sizi biraz yorabilir. Daha anlayışlı tavırlar içerisinde olmalısınız. Olaylar karşısında fazla ısrarcı olmayıp akışına bırakırsanız istediklerinizi daha rahat elde edebilirsiniz. Yurt dışı ile ilgili bazı konular gündeminizde olabilir. Sürüncemede kalan bazı olayların netleşmesi içinizin rahatlamasını sağlayacak.

    İKİZLER ve Yükseleni İKİZLER olanlar :

    Bu ay iş ve bulunduğunuz çevre ile ilgili konular gündeminizde olacak. Biraz daha düzenli ve programlı olmanızın vakti geldi. Detaylarda boğulmaktan vazgeçmeli ve olaylara bütünsel yaklaşmalısınız. Kendinizi ispatlayabileceğiniz bir süreçten geçiyorsunuz. Duygusal konularda sürekli kararsız kalmanız size içsel sıkıntılar yaratıyor. Beklentilerinizi fazla yüksek tutmamanız sizin için daha mantıklı gibi gözüküyor. Elinize geçecek olan bazı fırsatlar olabilir. Bu fırsatları olumlu bir şekilde değerlendirmelisiniz. Sağlığınızı bu aralar ihmal ediyor gibisiniz. Bu yüzden biraz da kendinize zaman ayırmalı ve dinlenmeyi ihmal etmemelisiniz.

    YENGEÇ ve Yükseleni YENGEÇ olanlar :

    Bu ay kendinizi gösterebileceğiniz ve keyif alacağınız konular ön planda olacak. Parasal olarak harcamalarınıza dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü keyfinize fazla düşkün olmanız size parasal olarak biraz sorun çıkarabilir. Duygusal olarak kendinizi yanlız hissedebilir ve ilişkinizde biraz tatminsizlikler yaşayabilirsiniz. Olayları çok fazla abartmamalı ve sahip olduklarınızın değerini bilmelisiniz. İşle ilgili konularda yoğun bir ay geçirebilirsiniz. İlişkilerle ilgili konularda sorunların üzerine gitmememeniz ve akışına bırakmanız gerekiyor. Çünkü hiç beklemediğiniz tepkiler alabilirsiniz. Geçmiş bazı konular gündemde olabilir ve eski bir arkadaşınızla bir araya gelebilirsiniz.

    ASLAN ve Yükseleni ASLAN olanlar :

    Bu ay evi ve aileyi ilgilendiren bazı konular gündeminizde olacak. Yerleşim yeri ve taşınma ile ilgili konularda da bazı kararlar alma ihtiyacı içerisinde olacaksınız. Duygusal konularda biraz inişli çıkışlı bir ay geçirebilirsiniz. Bu yüzden acele kararlar vermeden önce olayları iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Birlikte çalıştığınız insanlarla ilgili konularda biraz temkinli olmanız gerekiyor. Duygusal konularda bazı gelişmeler yaşayabilirsiniz. Beklediğiniz haber bu ay biraz gecikebilir bu yüzden biraz daha sabırlı olmalısınız. Sosyal çevrenizde tanışacağınız bir insanın desteğini alabilir ve hayatınızla ilgili yeni bir karar verebilirsiniz.

    BAŞAK ve Yükseleni BAŞAK olanlar :

    Bu ay iletişimsel konular ve yakın çevrenizle olan ilişkileriniz gündeminizde olacak. Fikirsel olarak etrafınızdaki insanlarla bazı konuşmalar yapacak ve onlara destek olacaksınız. Fazla duygusal tavırlar içerisinde olamamalı ve mantığınızla hareket etmelisiniz. Sürekli etrafınızdaki insanların sorunlarıyla uğraşmak sizi yıpratabilir. Sevmek ve sevilmek arzusu içerisinde gibi gözüküyorsunuz. Bu tutkulu davranışlar, sizin hayata karşı daha çok motive olmanıza neden oluyor. Fakat aşırılıklardan uzak durmanız ve olayları abartmamanız gerekiyor. Kendinizi daha rahat ifade edebileceğiniz bu ay, etrafınızdaki insanların da dikkatini istediğiniz şekilde çekebilmenizi sağlayacak.

    TERAZİ ve Yükseleni TERAZİ olanlar :

    Bu ay parasal konular ve sahip olduğunuz değerler gündeminizde olacak. Maddi yönden hayatınıza ek kazançlar katabilecek bazı fırsatlarla karşılaşabilirsiniz. Bunun yanı sıra beklenmedik harcamalarla da karşılaşabileceğiniz için bütçenize de dikkat etmeniz gerekiyor. Sahip olmayı arzuladığınız bir mal veya eşya var ise bu süreçte acele davranmamanız daha mantıklı gibi gözüküyor. Sonradan pişmanlık yaşamamanız için kararlarınızı verirken başkalarının etkisinde kalmamalısınız. Birlikte olduğunuz insanlarla ilgili fikir birliği yapmanız gerekiyor. Duyarlı ve anlayışlı tavırlarınızla olayların üstesinden gelebileceksiniz. Bir yer değişikliği gündeme gelebilir. Ailenizle ilgili bir konuda da sorumluluk üstlenebilirsiniz.

    Haber ile ilgili metin girin!.AKREP ve Yükseleni AKREP olanlar :

    Bu ay aşırı hassas, alıngan ve değişken bir ruh hali içerisinde olabilirsiniz. Kendinizle ilgili bazı kararlar alma ihtiyacı içerisindesiniz. Olaylara bütünsel yaklaşarak sorunlarınızın üstesinden gelebilirsiniz. Bazı beklentilerinizi mantıklı bir şekilde değerlendirmeli ve geçmiş konuları artık bir kenara bırakmalısınız. Duygusal tepkilerinizi etrafınızdaki insanlara yansıtmamalı ve biraz daha politik tavırlar içerisinde olmalısınız. Zihinsel olarak yoğun bir ay geçirebilirsiniz. Buna rağmen isteklerinizi elde etme açısından verimli zamanlardasınız.

    YAY ve Yükseleni YAY olanlar :

    Bu ay olayları akışına bırakmanız gereken bir süreçten geçeceksiniz. Şartları ve olayların gidişatını kontrol altında tutmaya çalışmamalısınız. Bazı konularda fedakarlık yapmanız gerekiyor. Bu sayede hayatınızdaki dengeyi kurabilirsiniz. İçsel korkularınızın sizi kontrol etmesine izin vermeyin. Çünkü bu yaşadıklarınızın geçici duygular olduğunu bilmeniz gerekiyor. İçsel sesinizi dinlemeniz doğru kararlar almanızı sağlayacak. Bir süredir sürüncemede kalmış olan bir olay bu ay netleşebilir. Elinizde yarım bırakmış olduğunuz işleri tamamlayabileceğiniz bir dönemden geçiyorsunuz. Tartışma ortamlarından uzak durun ve olayları bir süre akışına bırakın.

    OĞLAK ve Yükseleni OĞLAK olanlar :

    Bu ay sosyal çevre ve ileriye yönelik projelerle ilgili konular gündeminizde olacak. Kafanızda gerçekleştirmek istediğiniz bazı fikirler için çevrenizden gerekli destekler alabileceksiniz. İşle ilgili bazı konular can sıkıcı bir hale gelebilir. Netleşmeyen olaylar size keyifsizlik verebilir. Bu yüzden hiçbirşeyin motivasyonunuzu bozmasına izin vermemeniz gerekiyor. Önemli bir konuyu fikirlerine değer verdiğiniz bir insanla paylaşabilirsiniz. Duygusal konularda biraz soğuk tavırlar içerisinde olabilirsiniz. Gücünüzü ve hedeflerinizi etrafınızdaki insanlara daha rahat gösterebileceğiniz ve ilgi uyandırabileceğiniz bir süreçten geçeceksiniz.

    KOVA ve Yükseleni KOVA olanlar :

    Bu ay kariyer ve sosyal statünüz ile ilgili konular gündeminizde olacak. Bir süredir kendinizi ispat etmeye çalıştığınız bazı konular kafanızı meşgul etmiş gibi gözüküyor. Bu ay bu konularla ilgili bazı olayların netleşecek olması size moral verecek. Bu süreçte otomatik pilota bağlamış gibi sürekli hedeflerinize odaklanabilirsiniz. Bu durum ilişki içerisinde olduğunuz insanlara biraz keyifsizlik verebilir. İş hayatınızdaki dengeyi ve istikrarı ilişkilerinizde de göstermeniz gerekiyor. Üst mevkiden bazı kişilerle görüşmeler yapabilir ve bazı konularda destek isteyebilirsiniz. Beklentilerinizi fazla yüksek tutmamalı ve sabırlı davranmalısınız. Gerçekleştirmek istediğiniz konuların biraz yavaş ilerliyor olması asla moralinizi bozmamalı.

    BALIK ve Yükseleni BALIK olanlar :

    Bu ay hayata bakışınız ve inançlarınız ile ilgili konular gündeminizde olacak. Bu süreçte hayatınızla ilgili yeni kararlar alma ihtiyacı içerisinde gibi gözüküyorsunuz. Duygusal olarak kendinizi daha rahat ve iyimser hissedebileceğiniz bir süreçten geçeceksiniz. Hukuksal ve evraksal bazı konularla ilgilenmeniz gerekebilir. İnançlarınızın sınanacağı bu süreçte kendinize olan güveninizi kaybetmemeniz gerekiyor. Geçmişte yaşamış olduğunuz bazı olaylar alacağınız kararlarda etkili olacak. Arkadaş çevrenizdeki insanlara dikkat etmeniz gerekiyor. Fazla duygusal davranışlar içerisinde olmamalı ve yeni bir çevreye adım atmalısınız.

    Keyifli ve güzel bir ay geçirmeniz dileğiyle…

    Uzman Astrolog
    Serhan Türkmenoğlu

  • Mutlu evliliğin 25 altın kuralı

    Mutlu evliliğin 25 altın kuralı

    ABD’nin önde gelen haber portallarından Huffington Post uzun, mutlu evliliğin 25 kuralını okurlarıyla paylaştı.

    1. Birbirinizin en iyi arkadaşı olun. Seks önemini yitirdiğinde birlikte bir şeyler yapmaktan zevk alırsanız kopmazsınız.
    2. Gerektiğinde evin şeklini eşinizin isteği doğrultusunda değiştirin.
    3. Asla para için kavga etmeyin.
    4. Hiçbir zaman aç ve yorgunken önemli ve hassas konuları tartışmayın.
    5. Kocanıza eve gelen önemli bir misafir gibi davranın.
    6. Akşamları fiziki temasa geçebilecek kadar yakın oturun.
    7. Birlikte gülün.
    8. Mümkünse banyolarınız ayrı olsun.
    9. Kadınların sevilmeye, şımartılmaya, erkeklerin sayılmaya ihtiyacı olduğunu unutmayın.
    10. Ayda bir de olsa baş başa bir şeyler yapın.
    11. “Önce ben” demeyin.
    12. Çocuk sahibi olun.
    13. Sürekli olumsuzlukları gündeme getirmeyin.
    14. Güzel zamanlarınızı anımsayın.
    15. Boşanmak akla gelen ilk seçenek olmamalı.
    16. Tutkulu olun.
    17. Birbirinizi destekleyin ve diğerinin bireysel aktivitelerini kabullenin.
    18. Eskiden sahip olduğunuz en iyi arkadaşlarınızı unutun şimdi yeni bir en iyi arkadaşınız var.
    19. Seks hayatınızı ilginç kılın.
    20. Evliliğinize olumsuz etkisi olan akrabalarınızdan uzaklaşın.
    21. “Lütfen”, “Rica ederim”, “Zahmet oldu” gibi sihirli ifadeleri kullanmayı unutmayın.
    22. Birbirinizin farklılıklarına saygı gösterin.
    23. Çocuklar olmadan yalnız seyahate çıkın
    24. Ortak hayalleriniz olsun.
    25. Birbirinizin olgunlaşma sürecine ilgisiz kalmayın

  • İsminiz Aşk Hayatınızı Etkiliyor

    İsminiz Aşk Hayatınızı Etkiliyor

    Uzmanlara göre kişinin ismi o kişinin karakterini yansıtıyor. İsminizin ilk harfi ise aşk hayatınızın yönünü etkiliyor.

    A

    Romantizmi çok aradığı söylenemez. Daha çok macerayı sever. Hareket lazım size, hareket. Üstelik uğraştığınız her şeyde. Flört edecek kadar sabırlı değilsiniz. Ama dobralığınıza söyleyecek hiçbir şey yok. Eşiniz her yönden çekici olmalı. Şehvet düşkünü olarak siz buna çok önem veriyorsunuz.
    B

    Duygusallık ve romantizm tam size göre. Mum ışığında yemek, ay ışığında yürümek sizin için ideal. Sevgiliniz size hediye almak zorunda çünkü bunlardan hoşlanıyorsunuz. Özellikle cinsellik konusunda iradeniz çok kuvvetli. Sevginizi iyi ifade ediyorsunuz.
    C – Ç

    Sosyallik ve flört tam size göre. Sevgiliniz yandı her an yanınızda olmak zorunda. Tamam, duygulu ve duyarlısınız ama cinsellik de önemli değil mi? Biraz bencilsiniz, ne ayıp, sanki eşiniz, sevgiliniz size tapmak zorunda!
    D

    İmkânsızı bile elde edersiniz Kolay kolay vazgeçmezsiniz. Yardımseverliğin bu kadarı da fazla. Popülerliğinizin kaynağı da bu. Size en uygun kelimeler; sadık, kıskanç ve bencil.
    E

    İş, stres, para, dış etkenler özel hayatınızı olumsuz yönde kolayca etkileyebiliyor. Ama her şeye rağmen asla duygunuzu tamamen kaybetmiyorsunuz. İlgiyi seviyorsunuz.
    F

    İdeal sevgili, ideal romantik. Sevgilinizi el üstünde tutuyorsunuz. Dışarıdan gösteriş düşkünü olarak görülebilirsiniz ama içinizde sıcak ve romantik bir insan var. Peşinde koştuğunuz ideal sevgiliye çabuk ulaşırsınız.
    G

    Ayrıntıya çok düşkünsünüz. Biraz özentisiniz. Statüsü sizden yüksek insanlarla ilişki kurmaya bayılıyorsunuz. Ayrıca bir özelliğiniz daha var, erotizmin zirvesine nasıl ulaşabileceğinizi iyi biliyorsunuz. Siz işinizin en iyisini bilirsiniz.
    H

    Sizi her yönden zenginleştirecek bir partneri ararsınız. Onun için her şeyi yapabilirsiniz. Ama bunu yatırım gözüyle yapmanız iyi değil. İtiraf edin bazen yapıyorsunuz!
    I – İ

    Sevilmek tam size göre bir kelime. Sevgilinizin size tapması için her şeyi yapabilirsiniz. Ama unuttuğunuz bir şey var her şeyi hep ondan bekliyorsunuz. Bu kadar çabuk kırılmanızın nedeni bu. Güven sizin için çok önemli.
    J

    Fiziksel enerjiniz süper. İlişkide hiçbir güç sizi durduramaz. Partnerinizin yorulması hariç! Sizin için karşı cinsle ilişki bir meydan okuma. Baştan çıkarma sizin en büyük hedefiniz. İdeal aşka inanıyorsunuz.
    K

    Utangaç gibi görünseniz de son derece şehvetli ve duyarlı bir insansınız. Ama bunu kimseye çaktırmıyorsunuz. Ticari kabiliyetleriniz süper. Bu işin bütün ayrıntılarına hâkimsiniz. Ciddiyet sizin için çok önemli. Aldatmaktan ve aldatılmaktan nefret edersiniz.
    L

    Aşk eşittir tutku. Sevilmekten çok sevmeye önem veriyorsunuz. Birine bağlanmak sizin için çok değerli. Her alanda başarıyı elde edersiniz.Bu yüzden biraz maymun iştahlısınız. Yeni tatlar deneme potansiyeline sahipsiniz. Tuzlu mu, tatlı mı, ekşi mi? Partneriniz size ayak uydurmak zorunda!
    M

    Duygusalsınız. Bir ilişkiye girdiğinizde tüm benliğiniz eriyip gidiyor. Cisenl özgürlüğe inanıyor gibi görünseniz de, lafta, doğru değil.Bazı konularda ketumsunuz. Birlikte olduğunuz insanı çocuk gibi koruyup, kolluyorsunuz. Bazen onu sıkıyorsunuz.
    N

    Masum ve çekingensiniz. Bu sadece dış görünüşünüz. Herkesi kolaylıkla aldatabiliyorsunuz. Mükemelliyetçisiniz. Bu yüzden de sizin standartlarınıza uygun birini bulmanız biraz zor oluyor.
    O – Ö

    Biraz çekingensiniz. Enerjinizi başka alanlara yönlendirmeniz bu yüzden. Para ve güç sizin için çıkış yolu. Düşkün olmanıza rağmen cinselliği ciddi bir iş gibi görüyorsunuz. Bazen bu konuda zor anlar yaşıyorsunuz.
    P

    Sizin için sosyal statü çok önemli. Biriyle birlikte olabilmeniz zor. Çünkü eli yüzü düzgün olmayan biri sizin statünüzü düşürür.Üstelik çok da zeki olmalı çünkü siz tartışmadan duramazsınız. Bu sizin için çok önemli!
    R

    Sizin için en mükemmel insan sizsiniz. Çünkü sizin tıpkı kendiniz gibi birine ihtiyacınız var: Entelektüel ve zeki. Akil sizin için fiziksel güzellikten daha önemli.
    S – Ş

    Konuşmak sizin için çok önemli. Eşiniz dinlemekten hoşlanmıyorsa yandınız. Çünkü konuşmak sizin için bir ihtiyaç. Hayatınızdaki her şey derli toplu olmalı. Uyumsuzluk ve karmaşadan hoşlanmıyorsunuz. Siz her şeyi kontrol etmek istiyorsunuz.Flörtü seviyorsunuz. Sizin için flört cinsellikten önemli. Ama bir kere kalbinizi kaptırmaya görün, dünyanın en sadık insani oluverirsiniz. Size uygun eş bulamazsanız, iyi bir kitapla da idare edebilirsiniz.
    T

    Romantik ve aşk insanısınız. Flört için ideal bir tipsiniz. Âşık olduğunuzda romantiksiniz ve bu yüzden de kırılgansınız. Ufak bir aksilik durumunda bu durumu düzeltmek için her şeyi yapabilirsiniz. Ama unuttuğunuz bir şey var; ayaklarınızın yere sağlam basar ve realistsiniz.
    U – Ü

    Âşık olduğunda gerçekçi, aşık olmadan duygusudur. Cinsellik ise sadece doyurulması gereken bir ihtiyaç! Bazen aşka âşık bir tip. Her zaman değer verecek birini arar. Sevmek için yaratılmıştır. Sevgilisini her şeyin üzerinde tutar.
    V

    Özgürlüğünüze düşkün ve maceraperestsiniz. Gizemli insanlar ilginizi çeker, sizi büyüler.Ya yaşça büyük ya da küçük insanların peşinde koşarsınız. Bu yüzden bütün ilişkileriniz heyecanlı ve tehlikelidir.
    Y

    Bağımsızlığınıza düşkünsünüz. Biriyle beraberlik yaşamanız zor oluyor. Her zaman kendinizi ispatlamak zorundasınız. Özellikle sevgilinize karşı. Ya o da kendini ispatlamaya kalkarsa? Açık yürekli ve çekici bir insansınız. Birlikteliğe önem veriyorsunuz. Ama para daha önemli.
    Z

    Samimi, hassas, duygusal ve hayalperestsiniz. Başı dertte olan insanlar için, siz bir kurtarıcısınız. Üstelik her zaman da sevgilinizin de süpermenisiniz. Ama paylaşmaktan çok hoşlanmıyorsunuz.Özel hayatınızı, sırlarınızı kendinize saklıyorsunuz.

  • Erkekler gülümsemeli mi ?

    Erkekler gülümsemeli mi ?

    Erkekler gülümsemeli mi ?

    Somurtkanlık çekici midir?

    British Columbia Üniversitesinin bir araştırması, belki de Joan Baez’in davranışını açıklayabilecek ipuçlarını veriyor bize.

    Reklam panolarındaki, sert bakışlı, yüzü gülmeyen erkek modellerin sırrını da!

    Üniversitenin 1000 kişilik araştırmasında, kadın ve erkeklere, mutlulukla gülümseyen, utangaçça gözlerini kaçıran, üzgünce başını eğen, gururla göğsünü şişiren yüzlerce insanın resmi gösteriliyor.

    Onlara, bu resimlerden hangilerini çekici buldukları soruluyor.

    Resimdekini bir sevgili gibi düşünerek değil, bakıldığında onun, içgüdüsel çekim olarak yarattığı ilk etkiyi bildirmeleri isteniyor.

    Kadınlar ezici çoğunlukla, gülen ve mutlu görünen erkekler yerine, ya gururlu ve güçlü veya durgun ve utanmış görünen erkekleri tercih ediyorlar.

    İçgüdüsel çekicilik açısından kadınlara, somurtuk veya gururlu erkekler daha cazip geliyor.

    Araştırıcılar bulgularını şöyle yorumluyor:

    Gurur, kadınlar tarafından kendine güven ve bir güç ifadesi olarak algılanıyor.

    Utanma ise, sosyal değerlere bağlılığın bir ifadesi. Bu durum, o kişiyi güven verici kılıyor.

    Kadınlar, uzun süreli ilişkilerde, daha sakin ve güler yüzlü erkekleri tercih etmekle beraber, içgüdüsel olarak yüzü gülmeyenlere daha çok erotik çekim ve tutku hissediyorlar.

    Erkeklerdeki bulgular ise bunun tam tersi.

    Güler yüzlü ve mutlu kadınlar, yüzü gülmeyen, mutsuz ve gururlu kadınlardan çok daha avantajlı çıkıyor, bu çalışmada.

    Bulgular, deneklerin tebessümü daha kadınsı bir bulgu olarak algıladıklarını ortaya koyuyor.

    Gülümseme ve mutlu görünmeyi, erkeksilik ve güçle ilintilendiremiyorlar.

    Gülümseme ve mutluluk, dominant olamama, diğer bir değişle daha kadınsı olma işareti olarak algılanıyor.

    Kadınlar, doğaları gereği, erkeğin fiziksel güç ve koruyuculuğuna gereksinim duyuyorlar.

    Gebelik ve çocuk bakım süreçlerinde daha da ön plana çıkan bu gereksinim, kadınların genlerinde var ve sosyal değerler tarafından da besleniyor, teşvik ediliyor.

    Herkes ve her toplum için aynı düzeyde olmamakla birlikte, bu tespit, ortalama olarak var olan bir gerçekliğe işaret ediyor.

    Ben, araştırmanın sonucunda, kadınların, yine doğaları gereği, duygularını ifade edebilecek dile sahip olmayan bir bebeğin ihtiyaçlarını okuyup sorunlarını çözebilecek beyinsel donanıma sahip olmalarının da payı olduğu kanısındayım.

    Kadınların duygu okuma ve empati yeteneklerinin, erkeklerden daha güçlü olduğu biliniyor.

    Kadınlar sıklıkla, sorunlu erkeği de anlamaya, onun sorunlarını çözmeye eğilim gösteriyorlar.

    Bu durum, var olan bir donanımı, kullanıma sokmak gibi bir şey olsa gerek.

    Müziğin, kulağımızın ve beynimizin algılarını devreye sokması gibi, belki de.

    Erkeğin problemini çözmeye çabalamak, bir çok kadının hoşuna gidiyor; başaracaklarını sanıyorlar!

    Unutulmaması gereken şey şu:

    Erotik çekimle, ortak yaşam aynı şeyler değil.

    Çekime yol açan şeyler, sürekli bir ilişkinin sağlığı için yeterli olmayabiliyor.

    Büyük bir tutkuyla başlayıp, evliliğin birinci ayını zor dolduran ilişkiler, bunun iyi bir örneği.

    En azından bazı kısa ömürlü evliliklerde gelin, o gülümsemeyen yüzün ardında, baştan hayal ettiği kadar çekici, güçlü ve çözülmeyi bekleyen gizemli bir kişilik yerine, bildiğimiz huysuzun birini bulmuş olabilir mi?

    Belki de ihtiyacı olan şey, tatlı tatlı gülümseyen ve mutlu olmayı bilen bir erkektir; kim bilir!

    Not: Görseldeki iki resimdeki erkek, aynı kişi

    Doç. Dr. Şafak Nakajima

  • Olduğu gibi kabul etmek…

    Olduğu gibi kabul etmek…

    Hayatınızın en zor dönemlerinde çevrenizde birileri mutlaka size “Olayları biraz oluruna bırak, her şey yoluna girecek” demiştir. Böyle bir anda size çok da iyi gelen bu cümle bazı insanların hayatında yanlış adımlar atmasına, daha doğrusu adım atamamasına neden olabiliyor. Psikolog Eda Gökduman’a hayatı ne zaman olduğu gibi kabul edip oluruna bırakacağımızı sorduk.

    İLİŞKİYİ KABUL ETMEK

    Psikolog Eda Gökduman, ilk örneği ilişkiler konusunda veriyor. İş hayatındaki genç yetişkinlerle çok sık çalışan Gökduman, ilişkilerde bazen sorunları aşmak için çaba göstermek, çözüm yöntemleri oluşturmak, bazen tepki göstermek, bazen de tepkisiz kalmak gerektiğini belirtiyor. Kimi zaman insanların yaşadığı sağlıksız ilişkiye rağmen hayatlarına devam etmekte zorlandığını belirterek, “Sorunlu bir ilişki var. Bir taraf aranmıyor, değer görmüyor ya da aldatılıyor. İletişim kurmaya çalıştığı halde yanıt alamadığını, bu ilişkiden yavaş yavaş çıkması gerektiğini çünkü yıprandığını söylüyoruz. Bazen danışanlar ‘Onsuz yaşayamam’ diye ilişkide kalmakta inat edebiliyor. Hatta ilişkinin sürmesi için mesaj atmaya, Facebook profili takip etmeye devam ediyor. İşte burada kişinin hayatın devam ettiğini kabul etmesi ve hayatı oluruna bırakması gerekiyor” diyor. Aynı şekilde evliliğini hiç çaba göstermeden bitirmek isteyenlerin de biraz dinlenip, sakinleşip sağlıklı düşünürken ayrılmaya ya da devam etmeye karar vermesi gerekiyor.

    Bu süreçte hayatı oluruna bırakmanın ve olduğu gibi kabul etmenin aslında kişinin bilgilenme, daha sağlıklı düşünüp kendi için daha sağlıklı karar verme ve ilişkinin bittiğini kabul etme süreci olduğunu belirten Psikolog Gökduman, “Hayat inişler ve çıkışlardan oluşuyor. Bazen mutlu oluyoruz, bazen mutsuz. Bir de bu iki dönemin arasındaki plato dönemleri yaşanıyor. Bazı insanlar hep mutlu olmayı bekleyip mutsuzlukları kabul edemiyor, bazıları ise hep çok mutsuz oluyor. Hayatın oluruna bırakıldığı bu kabul etme, bekleme süreçleri ise sağlıklı oluyor. Danışanlarımıza bu dönemlerde kendileri ile baş başa kalmalarını, dinlenmelerini, spor yapmalarını, arkadaşları ile buluşmalarını öneriyoruz” diyor. Ancak bazen bu süreci yaşamadan yeni ilişkilere başlayanlar ya da bu süreci gereğinden fazla uzun yaşayanlar da olduğunu belirten Gökduman, bu durumda hayatı oluruna bırakmanın değil, sağlıksız bir düşünce yapısının söz konusu olduğunu söylüyor.

    KARİYERİ KABUL ETMEK

    İş hayatı iniş çıkışlarla dolu.. Örneğin yükselmek isteyen, bu anlamda çok çalışan, kendini geliştiren, sınavlara giren, tüm enerjisini işe aktaran kişiler bazen hak ettiklerini düşündükleri terfiyi alamayabiliyor. Böyle durumlarda en sık yapılan hatalardan biri durumu olduğu gibi kabul etmemek ve daha da fazla çalışmak, zorlamak, sevdiklerini ihmal etmek, gecelerce uykusuz kalmak ve sonunda sağlık sorunları yaşamak olabiliyor. Psikolog Eda Gökduman, hayatta hedefler koymanın doğru bir yaklaşım olduğunu, ancak hedeflere ulaşılamayan girişimlerin sonunda kişinin kendine bir dinlenme süreci bırakması yani olayı olduğu gibi kabul etmeyi başarması gerektiğini söylüyor.

    KENDİNİ KABUL ETMEK

    Bazı insanlar ise kendilerini kabul etmekte zorlandıkları için hayatlarının birçok bölümünde sıkıntı yaşayabiliyor. Örneğin aşırı kıskanç bir eş, hayatı diğerine zehir ederken kendine “Ama o da şöyle yaptı” diyerek bahaneler bulmaya çalışıyor. Bu kişinin sağlıklı bir düşünce sürecine sahip olmadığını, kendi duygularını tanımadığını ve dolayısıyla kendisini kabul edemediğini belirten Psikolog Eda Gökduman sözlerini şöyle sürdürüyor: “Kişi kendi duygularının farkında olduğunda zaten kendine dikkat ediyor, davranışlarını gerekli çerçevede tutuyor ve karşı tarafa da olumlu izlenim veriyor. İnsan psikolojisi hata yapmaya ve sonra bunu doğruya çevirmeye yöneliktir. Yanlış yapıldığında bunu fark edip düzeltmeye çalışmak sağlıklı bir insan davranışı… İnsanın kendi doğru ve yanlışlarını görebilmesi hayatının her alanında ona yardımcı oluyor. Bu beceriler ise çocuklukta kazanılıyor ve bu anlamda anne-babalara iş düşüyor.”

    EŞİNİ KABUL ETMEK

    Mükemmeliyetçi kişilerin birlikte oldukları kişileri değiştirmeye çalışma eğiliminde olduklarını belirten Psikolog Eda Gökduman, “Danışanlarımızın yüzde 90’ı hassas, duygusal ve mükemmeliyetçi oluyor. O güne kadar her şeyi kontrol etmeyi başarmış kişi hayatındaki insanı kontrol edemeyince üzülüyor. Beni arasın, romantik olsun, ilgi göstersin gibi talepleri oluyor. Oysa herkesin kişilik yapısı çocuklukta oluşuyor ve bu özellikleri değiştirmek mümkün olmuyor. İşte bu durumda karşı tarafın bu özelliklerini olduğu gibi kabul etmek gerekiyor. Tabii ki sağlıklı olmayan davranışları değiştirmek için sağlıklı bir iletişim kurmak gerekiyor. Ancak evlendikten sonra kişiyi kendine ait olarak görüp değiştirmeye çalışmak işe yaramıyor” diyor. Gökduman, ilişkilerde herkesin kendi farkındalığını geliştirmesi ve hatalarını görmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ancak insanlar artık daha bencil hareket edebiliyor. Anda kal, anda yaşa felsefesi hakim olmaya başladı. Her şey mutluluk üzerine… Oysa anlık mutluluklar yeterli olmuyor, geleceğe de yatırım yapmak şart. Bunun için de eşe, çocuğa vakit ayırmak ve sorunları çözmek için çaba harcamak gerekiyor.”

    ÇOCUĞUNU KABUL ETMEK

    Son zamanlarda sık görülen hatalardan biri de özellikle annelerin kendi hayallerindeki çocukları yaratmaya çalışmaları oluyor. Psikolog Eda Gökduman, bu konudaki sorularımızı ise şöyle yanıtlıyor: “Her çocuk birbirinden ve anne-babalarından farklıdır. Bunu böyle kabul etmek gerekiyor. Çocukların da kendi tercihleri, hataları olacağını ve onlara bunları yaşama şansı verilmesi önemli. Öte yandan çocukların büyük hatalar yapmasını engellemek için doğru yolu göstermek de anne-babalara düşüyor. Burada dengeyi iyi kurmak gerekiyor. Bu dengeyi de ancak kendi düşünceleri sağlıklı olan anne-babalar yapabiliyor.”

    Formsanté Dergisi

  • 40 yaşına gelmeden…

    40 yaşına gelmeden…

    İşte 40 yaşınıza geldiğinizde ‘ah şunu da yapsaydım’ dememeniz için bir liste hazırladık.

    1. Flört edin. Elbette 40 yaşından sonra da flört etmeye devam edebilirsiniz ama gençlik enerjinizle flört etmek başka.
    2. Hatta ciddi bir ilişkiye adım atmadan önce aynı dönemde birden çok kişiyle flört edin.
    3. Arkadaşlarınızla Amsterdam’a gidin. Amsterdam’ın çılgın gece hayatına kendinizi bırakın ve ertesi günü düşünmeden unutulmaz bir gece yaşayın.
    4. Üniversite mezunu olmasanız da, büyük kariyer planlarınız olmasa da bir meslek sahibi olun.
    5. Az veya çok kendi paranızı kazanın. Aileniz veya eşiniz, kimseye yaslanmadan kendi ayaklarınızın üstünde durmayı öğrenin.
    6. Kendi kazandığınız parayı da kendi dilediğiniz gibi harcamanın tadını çıkarın.
    7. Yalnız yaşayın. Hem bir evin sorumluluğunu tek başınıza alın hem de kimse karışmadan yaşamanın tadını çıkarın.
    8. Yemek yapmak da olabilir, voleybol oynamak da, resim yapmak da olabilir, takı tasarlamak da… Yeter ki tutkuyla bağlı olduğunuz, çok keyif aldığınız bir hobiniz olsun.
    9. Formunuza elbette dikkat edin ama arada istediğinizi yemenin de tadını çıkarın. Nasıl olsa yaşlandıkça kolesterol, şeker gibi riskler arttığından isteseniz de dilediğinizi
    yiyemeyeceksiniz.
    10. Olympos gibi bir yere tatile gidin. Giyiminize kuşamınıza özen göstermeden, hijyen koşullarını kafanıza takmadan salaş bir tatil yaşayın.
    11. Kız arkadaşlarınızla sarhoş olun. Nasıl olsa ne yaparsanız yapın onlara rezil olmazsınız.
    12. Dans kursuna gidin. Tango, salsa, vals veya başka bir tür, mutlaka size göre bir dans çeşidi vardır.
    13. En az bir kere, sadece kız arkadaşlarınızla yurt dışına çıkın. Ve bu seyahatten yabancı bir erkekle flört etmeden dönmeyin.
    14. Sinemada veya DVD’de utanmadan romantik komedi filmlerini tercih edin. Sonunda da istediğiniz kadar ağlayıp iç geçirin.
    15. Brad Pitt veya hangi yakışıklıyı isterseniz onun fan’ı olun. Ekran koruyucunuzu onun resmi yapın, kız arkadaşlarınızla onun filmlerine koşa koşa gidin. 15 yaşında gibi davranmanın tadını çıkarın.
    16. Aşık olun.
    17. Aşık edin.
    18. Aşk acısı çekin.
    19. Yanlış yapmaktan korksanız da yanlış yapın. Cesur olun.
    20. Prensinizi ararken bol bol kurbağa öpün.
    21. Seks yapın.
    22. Anne olmasanız bile bir bebeği kollarınızda uyutun, onun kokusunu doyasıya içinize çekin.
    23. Sadece bir gece de olsa açık havada uyuyun. Yıldızların tadını çıkarın.
    24. Sevdiğiniz işi bulana kadar farklı işleri deneyimleyin.
    25. Bol bol kitap okuyun. Gözler bozulmaya başladıkça kitap okumak zorlaşacak hatırlatalım.
    26. Kendiniz kullanmasanız bile motosiklete binin. Motosikletin üstünde rüzgarla dans edin.
    27. Bir stadyum konserine gidin, sevdiğiniz sanatçı sahneye çıkınca avaz avaz ona eşlik edebilmek için saatlerce ayakta kalmayı göze alın.
    28. ‘Seni seviyorum’ cümlesini bol bol kullanın.
    29. Bir seks fantezinizi hayata geçirin.
    30. Dekolte giyin.
    31. Gece denize girin.
    32. Anne ve babanızın küçük kızı olmanın sonuna kadar keyfine varın.
    33. Topluluk önünde konuşmayı bir defa da olsa deneyimleyin.
    34. Çılgın bir doğum günü partisi verin, yeni yaşınızı en sevdiklerinizle deliler gibi eğlenerek karşılayın.
    35. Affetmeyi, kin tutmamayı ve sabretmeyi öğrenin.
    36. Yapmadıklarınız yerine yaptıklarınız için pişman olun.
    37. Çocuk olun; çocuklar kadar pervasız, enerjik olun.
    38. En sevdiğiniz şiiri ezberleyin.
    39. Bir gün de olsa ‘Elalem ne der?’ demeden yaşamayı deneyin.
    40. Yaşadıkça değil yaşamadıkça yaşlanacağınızı unutmayın ve bu yüzden her günün hakkını verin.