Kategori: İlişkiler

  • Evlendikten sonra değişir demeyin!

    Evlendikten sonra değişir demeyin!

    Evlilik kararı, insan hayatının belki en önemli kararlardan biri. Peki “evet” demeden önce nelere dikkat etmek gerekiyor? Psikolog Burcu Atatür, evleneceğiniz kişiyi tanımak için neler gerektiğini anlattı.

    Eş seçimi, kişinin kalan ömrünü kiminle paylaşmak istediğiyle alakalı. Dolayısıyla sadece bir “eş” değil, onu meydana getiren kavramlar ve değerler dünyası mevzu bahis. En basit kişisel zevklerden tutun da bireyin varoluşuna verdiği anlama kadar uzanan kocaman bir paket bu. Ömür dendiği zaman, hem sonsuzluk kadar uzun hem de bir göz açıp kapama süresi kadar kısa zaman dilimi gelir akla ve burada izafiyet eş seçimiyle birebir alakalı. İyi bir eş ve mutlu bir evliliğe sahip olmak, ömrü uzatmıyor belki ama yaşanan, paylaşılan her anı keyifli hale getirip, hayata anlam katıyor.

    Evleneceğiniz insanı tanımak için neler gerekiyor?

    Eş adayını seçmeden önce kişiye ilk gereken kendine ait farkındalık. İlk bakışta kolay gibi görünen bu madde eğer tam olarak yerine getirilmezse ilişkilerde en büyük çatışmalara sebep oluyor. Kendini bilmeyen, tanımayan, kimliği ve benliği üzerinde kafa yormayan insan korku ve kaygılarından da habersiz oluyor. Hayal, emel ve beklentilerini de netleştirmediğinden hayattaki yerini ve duruşunu doğru değerlendiremiyor, yanlış ilişkiler kurmaktan kurtulamıyor.

    Özellikle dayatmaların, yönlendirmelerin, aile-mahalle baskısının egemen olduğu toplumlarda kişiler istedikleri için değil “uygun” görüldüğü birtakım sosyo-ekonomik kriterler veya statüler ön plana alındığı için, uyumdan çok menfaatlerin gözetilmesi doğrultusunda eş adayına yöneliyor. Oysa ruh, sadece dengini bulduğunda kanatlanan ve tüm engelleri aşabilen cesur ve pervasız bir yapıda. Herkesçe en ideal görünen eş, evlilik için doğru eş anlamına gelmiyor. Kişinin kimi hayatına alacağına karar verebilmesi, kendisinin kim olduğundan geçiyor. Varlığını tek ve bütün olarak tanımlayamıyor, ayakları üzerinde duramayıp aile ve ortamından sağlıklı şekilde ayrışamıyor, birey olamıyorsa başkasını tanımaya yeltenmek, hayatta aynaya bakmadan el yordamıyla şeklini keşfetmekten öteye gitmiyor.

    Kendini tanıyan, günah ve sevaplarıyla kabullenen, kusursuz olamayacağına ikna olan ve doğal haliyle de sevilebileceğine kanaat getiren kişi, işin zorlu kısmını aşmış oluyor. Bundan sonraki ilk gösterge, yanında olabildiği kadar kendi olduğu insanları fark etmek. Eğer eş adayı olarak gördüğü kişinin yanında hala maskelere ihtiyaç duyuyor, kalkanlarını indiremiyor, kendini açıkça ortaya koyamıyor ve tüm bunların evlendikten sonra bir anda yoluna gireceğini düşünüyorsa ilerleyen günlerin tatsız sürprizlere gebe olduğunu söylenebilir.

    En büyük eksik samimiyet!

    Günümüz insanının en büyük eksiği samimiyet. Güvenemiyor, kimseye kolay inanmıyor, her an tetikte ve doğal davranamıyor. Rollerine kendini her zamankinden fazla kaptırmış durumda ve işin kötüsü bir müddet sonra kendi yalanına kendi de inanmaya başlıyor. İçtenlikten uzaklaştıkça benliğinden de uzaklaşan bireyler ömür boyu taktik uygulayıp rol yapabileceklerine inanıyorlar. Ancak ilişkilerin en fazla ilk üç senesinde ak koyun kara koyun ortaya çıkıyor. Çünkü insanları bir araya getiren ve yuva kurma hayalleri aşılayan en büyük etken olan romantik aşk, ilk üç sene içerisinde değişime uğrayarak yerini daha akıllı ve dengeli bir aşka bırakıyor. Eşini seçerken maskelerini ve kalkanlarını indirmemiş, gereken rolleri başarıyla yerine getirmiş ama gerçek istek ve dürtülerini bastırmış olan kişiler aşkın ikinci evresinde rollerine devam edebilecek içsel enerji ve motivasyonu bulmakta zorlanıyorlar. Eninde sonunda çatlaklar büyüyor ve çift onları görmezden geldikçe ilişki parçalanarak kopmaktan kurtulamıyor.

    Hiç kimseyle olunmasa da eş adayının yanında doğal olabilmenin önemi büyük. Ev ortamı, kişiler rahatça nefes alabildikleri ve kendileri olabildikleri oranda yuva halini alıyor. Orada kalkanlara ihtiyaç yok. Çift sırtını rahatça birbirine dayayabilmeli, kendini korumak zorunda kalmamalı, bireyselliğini ve özgünlüğü yaşayabildiği, birbirine saygı duyabildiği kadar; beraberlik, uyum ve hoşgörüyü de öne çıkarabilmeli.

    Evlendikten sonra değişir demeyin!

    Evlenmeden önce yapılan en büyük yanlış ise eş adayının o an istenen özellikleri tam olarak taşımamasına rağmen evlendikten sonra kişinin gösterilen yönde değişebileceğinin düşünülmesi. Değişimin kaçınılmaz olduğu ve herkesin başına geldiği bir gerçek. Yaşamanın bir bakıma anlamı bu. Amacı ise değişimi fark etmek, onu kabullenmek, bundan maksimum keyif alıp, fayda sağlamak. Buraya kadar sorun yok, yalnız tüm bu farklılaşmayı evliliğe bağlamak hatta öncesini dikkate almayarak sonrasından mucize ummak pek gerçekçi sayılmaz.

    Herhangi birinde bir değişime sebep olunacaksa bu en iyi ihtimalle kişinin kendisi olabiliyor. Zaten gerçekte farklılık eşte değil onu algılama ve anlamlandırmada meydana geliyor. Kişiler eşlerinin artık tanıdıkları, bildikleri, seçtikleri insan olmadığını ve hatta yanlış eş seçimi yaptıklarını düşünmeye başlasalar da hedefe karşı tarafı oturtmadan önce dönüp kendilerine yeniden bakmaları gerekiyor. Çoğu zaman başta sevilen ve tercih edilen özellikler sonradan problem haline gelebiliyor.

    Muhtemelen iki taraf da kendince bir başkalaşım geçirmesine rağmen sadece eşindeki değişiklikleri fark ediyor. Eğer okları hemen dışarı yöneltmekten, suçlu aramaktan, kendini temize çıkarma ihtiyacından bir an bile kurtulabilirse, eşler uzun zamandır ihmal ettikleri bireyselliklerini tekrar fark edip kendilerinin de yerinde saymadıklarını görebiliyorlar.

  • Ofis aşkının yeşerdiği 5 meslek!

    Ofis aşkının yeşerdiği 5 meslek!

    Bu mesleği seçenler hayatının aşkını buluyor…

    Yapılan araştırmalara göre aşk; sevgilisi olmayan çalışanlar için düşündüklerinden daha yakın.

    İş hayatında olan insanların neredeyse % 40’ı hayatlarında bir kere ofis ortamında aşk yaşamıştır.

    Yapılan son araştırmalara göre, partnerlerin hayatını kazanmak için hangi işi yaptığı ilişkilerinde oldukça belirleyici bir faktördür.

    Araştırmalara katılanların % 6’sı, partneri çok fazla çalıştığı için partnerinden ayrıldığını, yeterince para kazanamadığı için terk ettiğini ya da partnerinin mesleğini beğenmediğini açıklamıştır.

    Aynı meslekte olmak, işle ilgili problemleriniz olduğunda her zaman bunları paylaşacak biri olması anlamına gelir.

    Eğer iyi bir kimyanız varsa, grup halinde çalışmak iyi olabilir hatta bazı işlerde birbirinizi tamamlayabilirsiniz.

    Ofis aşklarının büyük çoğunluğu, sosyal ortamlarda başlamaktadır.

    İş dışında karşılaşmalar, öğlen yemekleri, ofis partileri, çalışanların birlikteliğine zemin hazırlamaktadır.

    Bütün bunlar ofisteki uzun ve zor gününüzü kolaylaştıracak artılar.

    Bazı meslek gruplarında, diğerlerine göre çalışanlar arasında aşk ilişkisi yaşanması daha olası.

    İşte bunlardan ilk beşi:

    1-Eğlence & Konaklama

    2- Bilgi Teknolojileri

    3- Finans

    4-Sağlık

    5-Profesyonel Hizmetler

  • Aylara Göre Kişilik Özellikleri

    Aylara Göre Kişilik Özellikleri

    Aylara göre kişilik özelliklerini okuyup analiz yapabilirsiniz… Benim kişilik özelliklerimi tam tutturdu yazı…

    OCAK

    Ocak Doğumlu Kadınlar
    Her daim genç kalmayı başarır.
    Soğuk görüntüsünün ardında güçlü çekiciliği ve gizli şehveti vardır.
    Yaş tahtaya ayak basmaz.
    Sadakatli, kadirşinas, sevdiklerini yarı yolda bırakmaz.
    Erkeğini yüceltir, saygın bir yere getirmek için mücadele eder.
    Yeri geldiğinde tüm yükün altına elini koyar.
    Tutumludur.
    Doğal terbiyesi, nezaketi, ciddiyeti ve dürüstlüğü vardır.
    Mütevazıdır.
    Ortama, kişiye, duruma göre kendini ayarlar.
    Sade bir şıklığı vadır.
    Düzgün kemik yapılıdır.
    Makyajsız doğal güzelliği ile öne çıkar.

    Ocak Doğumlu Erkekler
    Ciddiyetli, sağlam, güvenilir ve sırdaştır.
    Başarılı kariyeri, kendi ayakları üzerinde durur.
    Yalnızlık sınırları içine kolay kolay kimseyi almaz.
    Sadakatlidir.
    Doğrucu, dürüst, yaşından olgun tavırlıdır.
    Gizli espri gücü vardır.
    Aklı başında biridir.
    Mutlaka hayatınızda bir daha asla unutamayacağınız kadar yer edinmeyi başarır.
    Geleneksel görüntüsünün ardında müthiş erotizm duygusu vardır.
    Karizmatik, saygınlık uyandırabilmesi, girdiği ortamlarda ilgiyi üzerine çeker.
    Her daim genç kalır.
    Seçkin zevkleri, kaliteden hoşlanması, kendine has stili vardır.
    İlişki bittiğinde asla geri dönmez ve bir ömür boyu özlenir.

    ŞUBAT

    Şubat Doğumlu Kadınlar
    İnişli çıkışlı ruh halleri, orijinal kişiliği, kimseye benzemeyen tavırları vardır.
    Aşırı duygusallıktan uzak oluşu, mantığının sesini dinlemeyi bilir.
    Kolayca ele geçirilmez.
    Zarif, zeki, arkadaş, ortamı germeyen, akıllı biridir.
    Elli senelik evli olsanız da sizinle arasına daima bir mesafe koyar.
    Özgürlüklerinize, kişiliğinize ve seçimlerinize saygı duyar.
    Seçici ve kaliteye düşkündür.
    Kuşku, şüphe gibi duygulardan uzaktır. ( Çünkü mantıklı düşünür)
    Şaşırtıcı, ilgi uyandırıcı görünür. (her daim çağa uyan)
    Modern görüşlüdür.
    Kendine has özel stili vardır. (aynı kıyafeti başkası giyse, onun kadar iyi taşıyamaz)
    Kendi başına buyruktur.

    Şubat Doğumlu Erkekler
    Duygularını belli etmez.
    Sıra dışı fikirleri, dost canlısı oluşu, kendine has havası vardır.
    Sosyal liderliği, kendine özgü ahlak yapısı vardır.
    Sakin kayıtsız görünümüne karşılık duyarlıdır.
    Yenilikçi düşünce yapısındadır.
    Kendine has kuralları vardır ve boyun eğmez.
    Nezaketlidir.
    Titizdir ve bu yüzden her kadınla olmaz.
    Kıskançlık nedir bilmez.
    Tam elde ettim diye düşünürken birdenbire çekip gider.
    Kimseyle kıyaslanmayacak kadar özeldir.
    Müthiş sezgi gücü vardır. (ne düşündüğünüzü neler yapabileceğinizi anlar ancak belli etmez)
    Denetlenemezler.
    Seks konusunda umursamazdır.

    MART

    Mart Doğumlu Kadınlar
    Burçlar kuşağının en büyüleyici kadınlarından biridir.
    Çok güzel gözlere sahip, bakışları oldukça derindir,
    Merhametli, empati gücü, vefa duygusu yüksektir.
    Erkeğini mutlu etmeyi bilir.
    Güzel ve sevimlidir.
    Utangaç, hassas, muzip ifadeleri vardır.
    Cömerttir, kimseye benzemeyen kadınsı duruşu, gülüşü, sıcaklığı vardır.
    Hoşgörülüdür.
    İçinde büyümeyen çocuksu ruh halleri vardır.
    Masumdur, kötülük nedir bilmez
    Doğal güzelliği vardır.
    Pozitif konuşur, içten yanıt verir.
    Her durumdan bir pozitif sonuç çıkarmayı bilir.
    Sekste eğlenceli oyunlardan hoşlanır.

    Mart Doğumlu Erkekler
    Rahat tavırlıdır.
    İflah olmaz romantizm duyguları vardır.
    Hayalleri vardır.
    Önyargılı olmaz.
    Anlayışlı olur sizi üzmekten kaçınır.
    Kendine has dünyası vardır. (Çoğu zaman bu dünyada yalnız kalmak ister)
    Onu tanımak bir ömür boyunca imkansızdır. (Kendini kolay kolay ele vermez)
    Şair ruhu, duygularını kimi zaman yazıya dökerek size ifade eder.
    Sempatiktir, buğulu bakan gözleri ve masumiyeti vardır.
    Cinsellikte sınır tanımaz, gizli erotik zevklere meyillidir.
    Bir görünüp sonra birden kaybolur. (Tam bitti derken birden ortaya çıkıp gönlünüzü alır)
    Kimsenin aklına bile gelmeyecek güzellikleri yaşatır.
    Farklı alışkanlıkları ve bağımlılıkları vardır.

    NİSAN

    Nisan Doğumlu Kadınlar
    Kendine olan güveni tam, çekiciliği ve canlılığı yüksektir.
    Yaş tahtaya ayak basmaz.
    Hakkını almayı, değerlerini korumayı bilir.
    Hakim partner olur, baskılardan hoşlanmaz.
    Hiçbir şeyden yılmaz, kolayca ele geçirilmez.
    Güçlü erkekleri tercih eder, yani erkeğini seçmeyi bilir.
    Açık, net ve dürüst tavırlıdır.
    Girdiği her yerde ilgi toplamayı bilir.
    Zevkli ve eğlencelidir.
    Bir kaşık suda fırtınalar koparır. (hele bir de yanlışlık yaptıysanız vay halinize)
    Saygınlığa önem verir.
    Ömür boyu dinç kalır.
    Gözleri, upuzun kirpikleri ve etkileyici bakışları vardır.

    Nisan Doğumlu Erkekler
    Yeni fikirlerle doludur ve bunları uygulamaktan kaçınmaz.
    Her ortamda liderlik gücünü kolayca sergiler.
    Güçlü adaleleri sayesinde yıllarca genç kalmayı başarır.
    Benzersiz egosu ve kendine olan müthiş güveni vardır.
    Eğer keşfedilecek bir zirve varsa oraya varana kadar pes etmez.
    Seks konusundaki üstün performansı vardır.
    İsteklerini ne yapıp edip kabul ettirmeyi bilir.
    Afacanlıkları vardır.
    Genç bir ruha sahiptir, hiç yaşlanmaz.
    Gücünü en gerekli yerde kullanmayı bilir.
    Yakayı ele vermez, maço tavırları vardır.
    Herkesten daha çabuk ipi göğüsler.
    Hiçbir şeyden korkmaz.
    Rekabeti sever.
    İkna kabiliyeti yüksektir.
    Sınırları zorlar.
    İri siyah zeytin gözleri vardır.
    Kendine özel fikirleri oluşu ve bunları ateşli bir şekilde uygulamasını bilir.

    MAYIS

    Mayıs Doğumlu Kadınlar
    Sabırlı, dayanıklı, güvenilir ve beceriklidir.
    Harika yemekler yapar.
    Güzelliğine düşkündür, giydiğini yakıştırmayı bilir.
    Kolay kolay ilişkilere girmez ve kolay kolay kimseye yüz vermez.
    Bulunduğu ortamı güzelleştirir.
    Tutumludur.
    Yoğun duyguları ve derinlikli düşünme kabiliyeti vardır.
    İfade gücünün kuvvetli oluşu, ne istediğini dürüstçe belirtmesini sağlar.
    Dinlemeyi bilir.
    Fiziksel açıdan tutkulu, tensel açıdan kuvvetlidir. (Ten kokusunun çekiciliği)
    Dudakları, teni, çenesi, gamzeleri ile öne çıkar.
    Sevdiği adamı yüceltir, destekler, zenginleştirir.
    Konukseverdir.
    Doğal güzelliği vardır.

    Mayıs Doğumlu Erkekler
    Güven, huzur, sadakat arayan kadınlar için ilaç gibidir.
    Güçlü cinselliği vardır.
    Etkileyici ses tonu bulunur.
    Yatıştırmayı bilir.
    Kaliteli ve seçkin yaşamayı bilir.
    Ne istediğini bilir ve ona göre planlar yapar, bunları uygular.
    Yoluna engeller çıksa da yılmaz.
    Zevklerine düşkündür, kadınını sahiplenir.
    Kolay kolay sinirlenmez.
    Sevdiği kadına lüks ve oldukça değerli hediyeler sunar.
    Romantiktir.
    Yükselme hırsı bulunur.
    Fiziksel yönden güçlü bir erkektir.
    Huzursuzluk çıkarmaz.
    Yapıcılığı ve kararlılığı.

    HAZİRAN

    Haziran Doğumlu Kadınlar
    Her konuda bilgi sahibidir.
    Müthiş zekası vardır.
    Kıskanç olmaz, sıkboğaz etmez, erkeğine özgürlük tanır. (Venüs, ay, yükselenine göre değişebilir)
    Kafaca arkadaş olmayı bilir.
    Eğlenceli, keyifli, hareketlidir.
    Kendini duygusal konularda kapıp koyverir.
    Gizli bir romantiktir.
    On kadını yanyana getirseniz hiç biri onun kadar hareketli olmaz.
    İleri yaşlarda bile formunu korur, kendine dikkat eder, biçimli vücuda sahiptir.
    Siz leb demeden leblebi dediğinizi anlar.
    Canı ne kadar sıkkın olsa da, eğlenmeyi bilir.
    Rutin bir kız olmaz.
    İstediği zaman eğlenceli istediği zaman ciddi olmayı bilir.
    Aşk acısını çabucak unutmayı bilir.

    Haziran Doğumlu Erkekler
    Populer ve etrafı sürekli doludur.
    Kaliteli zevklidir.
    Esprili, neşeli hali, gelgitleri vardır.
    Komplimanları.
    Hareketliliği. (Bu erkeğin hızına yetişmek oldukça zor)
    Heyecan verici ve zekidir.
    Parfüm seçiminde, müzik, yolculuk, iletişim konusunda üstündür.
    Onun hakkında tam ve kesin bir kanıya varılmaz. (sıradışı tavırları)
    Asla çözemeyeceğiniz bir bilmecedir. (bu kimilerine göre onu çekici kılabilir)
    Kendini zekice gizler kimi zaman da hiç susmadan kendini anlatır.
    Yıllar geçse de aynı çekiciliği korumayı bilir.
    Gülümsemesi.
    Sık boğaz etmekten hoşlanmaz. (Kadının onu kesinlikle aldatmayacağını düşünür)
    Serüven meraklılığı vardır.
    Tatlı huysuzlukları, minik şımarıklıkları bulunur.

    TEMMUZ

    Temmuz Doğumlu Kadınlar
    Bir an hüzünlüyken hemen ardından neşelenmeyi başarır.
    Monoton bir kız olmaz.
    Tutumludur.
    Bereket ve şans getiricidir.
    Sır tutmayı bilir. Sizi hiçbir zaman sırtınızdan vurmaz.
    Masumiyet dolu çekiciliği bulunur.
    Güzel gözleri vardır.
    Gizemlidir.
    Usta bir aşçıdır. (hiç aç kalmazsınız)
    En zor gününüzde yanınızda bulunur.
    Sadakatlidir.
    İçten, dürüst, tertemiz kalbe sahiptir.
    Sertlikten asla hoşlanmaz.
    Yapmacık ve yüzeysel bir kişi değildir.

    Temmuz Doğumlu Erkekler
    Duygusaldır, masum ifadesi, becerikliliği vardır.
    İçinden geldiği gibi hareket eder.
    Komik şaşkınlıkları bulunur.
    Kötü bir niyet taşımaz.
    Nezaketlidir.
    Bildiklerini sizinle paylaşmaktan zevk alır.
    Kültürlü olur.
    Sevdiği kadına karşı bonkördür. (normalde tutumludur)
    Romantik bir aşık olur.
    Hayalleri vardır.
    Sekste romantik, duygulu, koruyucu olur.
    Verdiklerine karşılık çok az şey ister.
    Sadık olur.
    Aidiyet duygusu yüksektir.
    Ailenize önem verir.
    Size maddi ve manevi anlamda bereket, şans getirir.

    AĞUSTOS

    Ağustos Doğumlu Kadınlar
    Popülerdir.
    Dişiliği, çekiciliği, cazibesi, sıcaklığı, aklı ve güzelliği ile öne çıkar.
    Seçmeyi bilir.
    Yüz kadını yan yana getirin, Aslan kadını anında farkedilir.
    Cinsel ateşliliği vardır.
    Otoriter tavırları bulunur.
    Mağrur havası vardır ve bu hava erkekleri fazlasıyla etkiler.
    Kadınca şefkati çoktur ancak bunu çok sevdiği erkeğe gösterir.
    Göz kamaştırıcı olur.
    Zeki, kurnaz, güçlü ve yeteneklidir.
    Oyunu kuralına göre oynamayı bilir.
    Kaliteden asla ödün vermez.
    Bir kraliçe olduğunun gayet iyi farkında olur.
    Bakımlı, estetik, kadın gibi kadın dedikleri cinsten biri olur.

    Ağustos Doğumlu Erkekler
    Kendine has karizması, gücü ve cömertliği vardır.
    Her zaman sahnede olmasını sağlayan güçlü donanımı bulunur.
    Koruyucu, asil ruhlu, kaliteden ödün vermez.
    Sizi ruhunuzla, vücudunuzla, aklınızla kavrar.
    Gösterişli yapısı bulunur.
    İstediği bir şeyi mutlaka elde etmeyi bilir.
    Cana yakındır.
    İlkelerinden asla taviz vermez.
    Güçlü cinselliği vardır.
    Liderlik gücü yüksektir.
    Yaratıcıdır.
    Saygındır.
    Açık sözlü, sıcak ve boyun eğmez.
    Onu elde etmek zordur, bitti dedikten sonra kesinlikle geri dönmez.

    EYLÜL

    Eylül Doğumlu Kadınlar
    Gerçekten mutlu olacağına inanıyorsa, karşısına engeller çıksa da vazgeçmez.
    Titiz ve dakiktir.
    Tertemiz bir yüreğe sahiptir.
    Kolayca hiçbir şeye, hiçbir insana kanmaz.
    Yaş tahtaya ayak basmaz.
    Aşırılıklardan hoşlanmaz.
    Gelişmiş zekası ve estetik duyarlılığı vardır.
    Sadakatlidir.
    Akıllı olur.
    Cömert ve sevecen halleri vardır.
    Kimi zaman partnerini şaşırtır, minik şakalar yapmaktan hoşlanır.
    Işıl ışıl yanan gözleri, sevimli munzurlukları vardır.
    Ne kadar aşık olsa da, yeri geldiğinde mantığını kullanır.
    Mütevazidir.
    Elleri maharetlidir.
    Pratik olur.

    Eylül Doğumlu Erkekler
    Hayatında duygusallığa kesinlikle izin vermez. Bu bazı kadınlara çekici gelir.
    Çalışma aşkıyla dolu, yani kariyer sahibi olur.
    Titizlikleri, kaliteye önem vermeleri, seçkin giyim zevki vardır.
    Bir kadını kendine aşık etmek isterse bunu mutlaka başarır.
    Keskin zekası olur.
    Müthiş analiz gücü vardır.
    Seçicidir.
    Yeme, giyim kuşam, sağlık ve çalışma gibi olguları fazlasıyla önemser.
    Dürüst ve samimi olur.
    Aklı başından zor alınır.
    Gayet özel bir insan olur.
    Aşık olduğunda karşılıksız olsa dahi yıllarca aynı kadını sever.
    Kuvvetli ve dayanıklı olur.
    Kıskanç olmaz.
    Kusursuz hafızası. Size ait hiçbir şeyi unutmaz.
    Disiplinli ve bilgili olur.

    EKİM

    Ekim Doğumlu Kadınlar
    Mantıklı konuşmaları ve düşünce biçimi vardır.
    Tatlı gülümsemeleri olur.
    Karşısındakiyle gerekirse sonuna kadar tartışabilir. (bazı erkekler bunu çekici bulabilir)
    Çekicidir.
    Yeri geldiğinde romantik aşık gerektiğinde arkadaş olmayı başarır.
    Flörte düşkündür.
    Zamanın ve ortamın tadını çıkarabilir.
    Popülerdir.
    Tek taraflı bir aşkı kesinlikle sürdürmez.
    Kıskanç olmaz. (ötenizi berinizi karıştırmaz)
    Aşırı duygusal değildir, aşk bitmişse bitmiştir, yoluna kaldığı yerden devam etmesini bilir.
    Zevkli giyinir, bulunduğu ortamı güzelleştirmeyi bilir.
    Üstüne çuval giyse bu kadına yakışıyor cümlesi Teraziler için söylenmiştir.

    Ekim Doğumlu Erkekler
    Her şeyi mantığına uydurma çabası vardır.
    Yakışıklıdır, girdiği her ortamda dikkat çeker.
    Kaliteli yaşamdan hoşlanır.
    Giyim ve marka meraklıdır.
    Sosyal hayattaki gücü ve popülaritesi yüksektir.
    Çoğu kadının başını döndürmeyi bilir.
    Nezaketli, adil bakış açısı vardır. (kendiyle alakalı konularda)
    Gülümsemesi etkilidir.
    Karşısındakini kendisine inandırmakta ustadır.
    Romantik olur.
    Kendi içindeki çelişkileri vardır. (Bazı kadınlardan bundan hoşlanabilir)
    Kendine has esprileri bulunur.
    Fiziksel olarak duyarlıdır, cinsel çekiciliği vardır.
    Sohbet etmekten zevk alır. ( sorunlardan söz etmediğiniz sürece dinleyecektir)
    Gezmekten, eğlenmekten zevk alır.
    Özgür yapılıdır ve denetlenmekten hoşlanmaz.

    KASIM

    Kasım Doğumlu Kadınlar
    Gizemli yapısı, derin düşünebilmesi, dayanılmaz çekiciliği bulunur.
    Haz duygusu ve cinsellikteki gücü yüksektir. (Bu onun en büyük silahıdır)
    Daha ilk bakışta bir erkeği elde edebilir.
    Büyüleyici ve baştan çıkarıcı olur.
    Baştan çıkarmada eline kimse su dökemez.
    Erotik zevklerini sınırsızca yaşamayı bilir.
    Teninin kokusu baştan çıkarır.
    Hem melek hem şeytansı halleri vardır.
    Etkileyici parfümleri ile baştan çıkarır.
    Her kıyafetin içinde dişiliğini sergiler.
    Büyülü bakan gözleri bulunur.
    Kendine güvenir, geri adım atmaz, aşık olduğunda vazgeçmez
    Azim ve kararlılığı vardır.
    Risk almaktan korkmaz.

    Kasım Doğumlu Erkekler
    İhtiraslı, aşırı tutkulu, vazgeçmeyi bilmez.
    Duygusal aşırılıkları bulunur.
    Yönetim sevdası vardır.
    Cinsellikteki gücü ve dayanılmaz çekiciliği yüksektir.
    Kolayca kandığınız blöfleri vardır.
    Etkileyici gözleri bulunur. (hiçbir erkek onun kadar delici bakamaz)
    Onun hakkında asla tam olarak bilgi sahibi olunmaz. (İşte bu bir kadını çılgına çevirebilir)
    Gizli saklı işleri vardır. (bu bazı kadınları deli eder ancak akrep erkeği baş döndürücüdür, susarsınız)
    Kendine has kontrollü yapısı ile taviz vermez.
    Kolay kolay ele geçirilmez.
    Yenilmeyişi, inadı ve muhteşem iradesi bulunur.
    Duygularını belli etmez.
    Erotik zevklere aşırı düşkündür.
    Kendi isteklerini elde etmeyi bilir.
    Başkalarının kendisi için ne düşündüklerini umursamaz. (bu hali birçok kadını sinir edebilir)

    ARALIK

    Aralık Doğumlu Kadınlar
    Hiç büyümeyen çocuksu halleri vardır.
    Daima genç kalmayı başarabilir.
    Hareketlidir, muzip yanları ve macerayı sever.
    Sevimli, endamlı, formunu korumayı bilir.
    Nezaketli, asaletli, yüreğinde kötülük taşımaz.
    Pozitif düşünceli, sorunlarını üstünüze yıkmaz.
    Abartılı hayalleri vardır.
    Gezmeyi sever. (kapının ardında bir bavul daima hazırdır)
    Gittiği yerlerde, girdiği ortamlarda insanları güldürmeyi başarır.
    Olayları gülünç tarafından görebilir.
    Sizi sıkmaz, ayrıldığında sorun çıkarmaz.
    Arkadaştır, bonkör ve kıskançlık nedir bilmez.

    Aralık Doğumlu Erkekler
    Garip çocuksu tuhaf halleri vardır.
    Çılgınca neşesi bulunur.
    Maceracı yapısı, eğlenceyi sevmesi, keşif yeteneği vardır.
    İyimserdir.
    Saf ve tertemiz yüreği bulunur.
    Herkese güvenir, çabuk aşık olur, sosyaldir.
    Hayal gücü yüksektir.
    Dürüsttür. (her şeyini hiç düşünmeden paylaşabilir)
    Cömerttir. (cebinde yüz lira olsun hiç düşünmez hepsini size verir)
    Düşünmeden konuşması ve kimi zaman kırdığı sevimli potları vardır.
    Ona kızmak asla mümkün olmaz, bir şekilde gönül almayı bilir.
    Negatif konuşmalar yapmaz, daima pozitiftir.
    Erkek arkadaşlarından çok sevgilisine zaman ayırır.
    Yenilikçi bakış açısı vardır ve ortamı germekten hoşlanmaz.

  • Evliliğin ilk 5 senesi en kritik aşama

    Evliliğin ilk 5 senesi en kritik aşama

    Boşanmaların yüzde 40’ının evliliğin ilk 5 yılında meydana geldiğini belirten Bilgin, bu eşik aşıldığında evlilerin uyum içinde yaşıyadığını belirtti.

    EVLİLİĞİN İLK 5 SENESİ EN KRİTİK AŞAMA 

    Ailevi meseleler ortaya çıktığında, kadın ve erkeklerin bu problemlere farklı yaklaştığını hatırlatan Bilgin, “Aynı evde farklı iki insan yaşıyor, problemlere farklı baktıklarının farkında değiller. Toplumumuz aile müessesesini sahipleniyor. Boşanmalar artıyor, ama evlilik oranları azalmıyor. İnsanlar boşananlara bakarak evlenmekten vazgeçmiyor. Herkes evlenirken mutlu bir hayat süreceğini düşünüyor. Kimse mutsuz olmak için evlenmiyor. Evliliğimiz hep tek bir çizgide devam edecek gibi düşünüyoruz” diye konuştu.

    Evliliğin 3 safhası olduğuna işaret eden Bilgin, “Evliliğin ilk 5 senesi en kritik aşama. Boşanmaların yüzde 40’ı evliliğin ilk 5 yılında meydana geliyor. Bu kritik eşik aşılırsa evliler uyum sağlıyor. Sonraki dönem çocuğun büyümesi, okuması, ergenlik dönemleri. O süreçte karı-koca birbirine yönelmez. Bütün mesailerini çocuklara yoğunlaştırır. Çocuk merkezli dönemdir. Bazı ihtiyaçları karşılamak için de çok koşuştururlar. Evliliğin 20. yılından sonraki dönem daha sıkıntılı oluyor. Çocuklar evlendi, araba, ev aldınız. 25 yıllık evliler neden boşanır diyorsunuz. Baş başa kalıyorsunuz. Beni 25 yıldır anlamadın diyorlar ve bundan dolayı ayrılıklar meydana geliyor” ifadelerini kullandı.

  • Çapkın Erkeği Tanımanın Yolları

    Çapkın Erkeği Tanımanın Yolları

    Sevgiliniz ya da hoşlandığınız erkeğin çapkın olup olmadığını anlamak için yazımızı okuyun.

    – Çapkın erkekler genelde cool takılırlar

    – Hiçbir şey, hiç kimse umurunda değilmiş, onlarla asla işi olmazmış gibi davranırlar.

    – Ama bir kızı elde etmek istiyorlarsa ufak ufak iletişim kurmaya başlarlar. Eğer kız onun ilgisine yanıt vermiyorsa fazla uğraşmazlar, tabir-i caizse yeni avlarına doğru yola çıkarlar.

    – Çapkın olan erkekler her gördüğü kızla ilgilenmezler

    – Etrafta gördüğünüz her kızla flört etmeye çalışan tipler genelde hiç bir kızı elde edemeyen erkeklerdir. Onlar zararsızdır.

    – Çapkın erkekeler ağzı laf yapan, kısa hikayeleri olan erkeklerdir. Yer yer bilgisiyle kadınları etkilerler.

    – Çapkın erkekeler ağzı laf yapan, kısa hikayeleri olan erkeklerdir. Yer yer bilgisiyle kadınları etkilerler.

    – Çapkın erkekler kendileriyle asla övünmezler

    – Ama kendilerine güvenleri her zaman tamdır. Karşısındakini özgüvenleriyle etkilerler.

    – Çapkın erkekler; kadınların kalbine giden yolu çok iyi bilirler

    – Önce karşısındaki kadın hakkında fikir edinir, sonra uygulamaya geçerler. Yani nabza göre şerbet verirler. Karşısındaki kadını nasıl etkileyeceğini her zaman bilirler.

  • Ona aşık olup olmadığınıza karar veremiyor musunuz?

    Ona aşık olup olmadığınıza karar veremiyor musunuz?

    Ona aşık olup olmadığınıza karar veremiyor musunuz? Bu hareketlere engel olamıyorsanız, artık emin olabilirsiniz…

    Onu gördüğünüzde heyecanlanıyorsunuz. Eliniz ayağınız karışıyor. Ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Zaman zaman salıncakta gözünüz kapalı sallanır gibi oluyorsunuz. O halde kesin aşıksınız…

    Bir dakika, aslında aşık değil misiniz? Anlaşıldı siz karar veremiyorsunuz. O halde aşık olup olmadığınız konusunda size yardım edelim…

    Her konuşmada onun adı geçiyorsa,

    Konuştuğu her kadını çok yakın arkadaşım dediği halde kıskanıyorsanız,

    Burcunu öğrenip uyumlu olup olmadığınızı araştırdıysanız,

    Türlü bahaneler yaratıp onu görmeye gidiyorsanız, ya da planlı olarak karşılaşıyorsanız,

    Onu ummadığınız bir zamanda gördüğünüzde bayılacak gibi oluyorsanız,

    Anlaşılmaz bir biçimde Johnny Depp hayranlığınız sona erdiyse,

    Onun dokunduğu her hangi bir eşyayı devamlı yanınızda taşıyorsanız,

    Geceleri yatakta hep onu düşünüyorsanız,

    Size dokunduğu zaman kalbiniz yerinden çıkacak gibi oluyorsa, Evet siz kesinlikle aşıksınız!

  • İşyerindeki Kıskançlığa Son Verin

    İşyerindeki Kıskançlığa Son Verin

    Kıskançlık doğal bir duygudur ve kendimizi etrafımızdakilerle kıyasladığımızda ortaya çıkar. Ancak sınırları olmayan kıskançlık iş yaşamını cehenneme çevirebilir.

    Bazı insanların kıskançlıklarını yüzlerinden okumak mümkündür. Sizi üzmek için yollar arayan, agresif yaklaşan ve arkanızdan iş çeviren kişilerden kendinizi korumak sağlıklı bir çalışma hayatı için önemlidir.

    Peki, kıskançlıklardan nasıl uzak durabilirsiniz?

    Kendinizi açıklamaya çalışmayın

    Kendinizle ilgili bilim kurgu filmlerini aratmayan hikayeler duymuş olabilirsiniz. Bir köşede ağlamayın veya herkese kendinizi açıklamaya çalışmayın. Bu tavrınız sadece sizi kıskanan kişinin mutlu olmasına neden olacaktır.

    Kendinizle ilgili fazla bilgi vermeyin

    Sevinçlerinizi ve üzüntülerinizi günün büyük bölümünü geçirdiğiniz kişilerle paylaşma isteği anlaşılabilir. Ancak kıskanç olduğunu düşündüğünüz kişilerle özelinizi paylaşmamanız sorunları kökünden çözecektir. Sizin başarılarınızı veya sevincinizi bilmeyen birisi bu duruma balta vuramaz.

    Flört etmekten kaçının

    Kimden hoşlanırsanız hoşlanın asla belli etmeyin. Özellikle hoşlandığınız kişi sayısı birden fazlaysa! Aksi takdirde ofisteki kadınların yarısını kendinize düşman edebilirsiniz.

  • Elleriniz ruh halinizi ele veriyor

    Elleriniz ruh halinizi ele veriyor

    Hisar Intercontinental Hospital Psikiyatri Bölümü Uzmanı Dr. Bilal Ersoy anlattı. Obsesif Kompulsif Bozukluğun takıntılı düşünce ve bunları bertaraf etmeye yönelik takıntılı davranışların anksiyetenin şekil değiştirmiş biçimleri olarak karşımıza çıktığını dile getiren Uzm. Dr. Ersoy; ‘Kişi bu ısrarlı düşünceleri kendi zihninin ürünü olarak görür, ancak bu düşüncelerin mistik, davranışların törensel bir tarafı vardır. Nadiren farkındalık yoktur, çoğu hasta takıntılı düşüncelerini ve davranışlarını ”abartılı” veya “saçma” bulur.’ diye konuştu.

    Gereğinden Fazla Temizlik Yapıyorsanız Dikkat Edin!

    Takıntılar çok farklı biçimlerde ayrı ayrı veya bir arada bulunabilir. En sık görülen saplantılar bulaşma-kirlilik takıntılarıdır. Eşyaların, ortamın veya insanların kirli olduğu, temasa geçildiğinde bu kir veya mikrobun kendisine ve yakınlarına bulaşabileceği endişesi yaşanır. Bulaşma-kirlilik takıntısında eller anahtar bir rol oynar. Çünkü dış dünyaya ve diğer insanlara en çok ellerimizle temas ederiz. Öte yandan ellerimiz, sürekli gözümüzün önündedir. Bu tür takıntıları olanlar için ellerin hijyeni, tırnakların uzunluğu, başkalarının ellerini ne kadar temiz tuttukları çok önemlidir. Bulaşma ve kirlilik saplantısı olanlar, bunaltı yaratan düşünceleri yatıştırmak için zorunlu bir biçimde temizlik yapar, yıkanır veya bu durumlardan kaçındığını düşünerek umuma açık yerlerde ortak kullanılan eşyalara dokunmaz. Kapılar, koltuklar, kalemler, para, kısaca birçok elin değdiği şeylere dokunmaktan kaçınırlar. Mecburen dokunduklarında, ellerini kolonyalı mendille veya yıkayarak temizlemek isterler.

    Evin dışındaki hayat, kontrol edilemediğinden tekinsizdir, kendilerini en çok evde rahat hissederler. Hem evi hem de aile bireylerini kendi temizlik şartlarına uydurmaya çalışırlar. Bazıları için temizlik takıntısı dayanılmaz hale gelmiştir. Dışarıdan eve gelen herkesin derhal banyoya gidip kıyafetlerini çamaşır makinesine atmasını ister. Evdeki en küçük dağınıklığa veya kırıntıya tahammülleri yoktur. Sıkça temizlik yaparak kendilerini yorarlar. Sıvı sabun, çamaşır, bulaşık deterjanı gibi ”hijyenik” maddeler normalin üzerinde kullanılır. Kıyafetler ve çarşaflar sıkça yıkanır. Sürekli su ve kimyasallarla temasta olduklarından ellerde egzama, çatlama, yıpranma, buruşma gözlenebilir. Kısaca bu hastalığa sahip olanların elleri çabuk yaşlanır. Saplantılar şiddetliyse bazen kişi temizlik dışında başka bir şey yapamayacak hale gelir.

    Tedbirli misiniz? Kontrol delisi mi?

    Kuşku-emin olamama diğer sık görülen obsesyonlardandır. Bunun yarattığı sıkıntıyı yatıştırmak için kapı kilidi, ocak, pencereler defalarca kontrol edilir. Kimi hastalar yaşam alanlarındaki her şeyin simetrik olması veya belirledikleri bir düzen içinde kalması için uğraşır. Bazen istifleme olarak adlandırılan biriktirme davranışı aşırıya kaçabilir.

    Herkesin Saplantısı Vardır; Önemli Olan Bunlara Saplanıp Kalmamaktır!

    Çoğumuzun zihninde, sıklığı ve şiddeti değişen irili ufaklı saplantılar bulunur. Ancak obsesif-kompülsif bozukluğu olanlar bu takıntılarla boğuşur ve yorulurlar. Takıntılarını fazla takarlar. Hastalık ilerlediğinde başka şeylere zaman ayıramadan gün boyu bu düşünce ve davranışlarla uğraşırlar. Çoğu zaman yapılan bir işin şekli, işlevinin önüne geçer. Örneğin kirlilik takıntıları olan biri için elini belli bir sayıda sabunlamak elini temizlemenin önüne geçer. Veya kıldığı namazın şeklen uygun olmadığını düşünen biri için şekil, ibadetin önüne geçer. Bazı takıntılar o kadar farklı ve mahrem olabilir ki kişi bunları anlatmaktan utanabilir veya çekinebilir. Böyle takıntılar nedeniyle kendilerini ahlaki olarak yargılayıp suçlayabilirler. Bazen bu takıntılar hastaları, diğer sorumluluklarına zaman ayıramayacak biçimde yavaşlatır (obsesif yavaşlık). Hasta iş yerinde veya evde çevresi tarafından eleştirilebilir. Hastalar fark etmeden, takıntılarını diğer kişilere de bulaştırma eğilimindedir. Bu yakın ilişkilerde sorunlara neden olur. Obsesif-kompulsif Bozukluğa, depresyon, tik bozuklukları, yeme bozukluğu, kleptomani, hipokondriyazis (Hastalık hastası) eşlik edebilir. Diğer psikiyatrik durumların birçoğunda olduğu gibi, Obsesif-Kompulsif Bozukluğu olanlar yakınları tarafından eleştirilir ve kınanırlar. Takıntıları kendilerinin yarattığı ve iradeyle bunların üstesinden gelinebileceği kanısı yaygındır.

    Obsesif Bir Kişiliğiniz Var mı?

    Obsesif kişilikler (hastalık boyutunda olmadığında) genellikle mükemmeliyetçi, ayrıntıcı, düzenli, tutumlu ve inatçıdırlar. Prensiplerinden ödün vermezler. Ciddi ve olgun görünürler. Onurlu ve gururludurlar, yaptıkları iş nedeniyle laf işitmek istemezler. Hata yapmaktan korkarlar, eleştiri yapmayı severler. Bu özellikler hem meslek seçiminde hem de kariyerlerinde önemli rol oynar. Ancak hastalık ağırsa sosyal ve mesleki işlevselliği bozar, o zaman tedavi gerektirir. Tedavisi sabır ve zaman isteyen ruhsal bir hastalıktır. İyileşme yavaş olur. Tedavide hedef takıntıların tamamen değil yeterince geçmesi olarak belirlenmelidir. İlaç tedavisine ek olarak bilişsel davranışçı terapi yöntemleri uzun süreli iyileşme için vazgeçilmezdir.

  • Facebook depresyon nedeni…

    Facebook depresyon nedeni…

    Başkalarının hayatlarını Facebook üzerinden takip eden internet kullanıcıları, bunları kendi hayatlarıyla kıyasladıktan sonra bunalıma giriyor”

    “Bin kişi üzerinde sosyal paylaşım siteleri konusunda yapılan ankete göre, başkalarının hayatlarını Facebook üzerinden takip eden internet kullanıcıları, bunları kendi hayatlarıyla kıyasladıktan sonra bunalıma giriyor”

    Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ali Osman Engin, “Göteborg Üniversite’nden bir grubun bin kişi üzerinde sosyal paylaşım siteleri konusunda yaptığı ankete göre başkalarının hayatlarını Facebook üzerinden takip eden internet kullanıcıları, bunları kendi hayatlarıyla kıyasladıktan sonra bunalıma giriyor” dedi.

    Engin, sosyal paylaşım sitelerinin bireysel düzeyde psikolojik travmalara neden olduğunu belirterek, bunun örneklerinin medyada görüldüğü söyledi.

    İnsanların kendi ölçülerinde sosyal paylaşım sitelerine sınır koyamadığını ancak sosyal paylaşım sitelerinin insanların sınırlarını zorladığına dikkati çeken Engin, “Toplumsal ve bireysel açılardan genel kabul ve red alanları birbirine karışmıştır. Bozulan sosyal yapıyla ilgili sınırsızlıkları sosyal paylaşım siteleri teşvik etmektedir” diye konuştu.

    Engin, Göteborg Üniversite’nden bir grubun bin kişi üzerinde sosyal paylaşım siteleri konusunda anket yaptığını anlatarak, şunları kaydetti: “Ankete göre, başkalarının hayatlarını Facebook üzerinden takip eden internet kullanıcıları, bunları kendi hayatlarıyla kıyasladıktan sonra bunalıma giriyor. Araştırmayı yapan gruptan Leif Dent, bu durumu sahte bir hayata benzeterek, “Facebook’ta insanlar, hayatlarının en güzel anlarını ve en güzel resimlerini paylaşır. Bu paylaşımlar diğer insanların yanılmasına sebep olur çünkü paylaşımı yapan insanın gerçek hayatını veya mutsuz anlarını Facebook’ta göremezsin. Başkalarının sanal hayatını kıskanmak, sosyal paylaşım siteleriyle beraber insanları etkileyen problemler arasına girdi” diyor. Ergenlik öncesi ve ergenlikte sosyal ağların ve teknolojinin sürekli ve uzun saatler kullanılması kaygıya, depresyona ve daha başka psiko-patolojilere neden olabildiği düşünülüyor.”

    “Facebook ve Twitter kimlik krizine sokuyor”

    Engin, Oxford Üniversitesi’nde yapılan araştırmada da Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinin gençleri kimlik krizine soktuğunun belirlendiğini kaydetti.

    Sosyal paylaşım sitelerinde vakit geçirmenin dikkat eksikliğine ve sözsüz iletişime neden olabileceğine dikkat çeken Engin, şöyle devam etti: “Günümüzün en temel sosyal sorunlarının başında gelen sosyal paylaşım sitelerinin özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerini belirlemek amacıyla oldukça yoğun çalışmalar yapılıyor. Şüphesiz gençlerin toplumsal varlığımızın devamı ve milli, manevi, sosyal ve kültürel değer ve normlarımızı edinip benimsemeleri ve insanlık adına yeni medeniyet değerlerini üretebilecek düzeyde katkı sağlamaları bekleniyor. Toplumsal birlik ve beraberlik adına bunun gerçekleşmesi oldukça önemlidir.”

    Engin, öte yandan sosyal paylaşım siteleri kullanımının 5 yaşın altına düştüğünü sözlerine ekledi.

  • Aşkın Kimyası Çözüldü

    Aşkın Kimyası Çözüldü

    Duygusal yönelimler hoşlanma, aşk, sevda ve kara sevda gibi hafiften şiddetliye doğru farklı şekillerde hayatımızdaki yerlerini alıyor. Aşkla birbirine karıştırılabilen ve depresif duygu durumlarının da eşlik edebildiği kara sevda, kişilik özelliklerine bağlı olarak şekilleniyor .Beynin fonksiyonlarında önemli değişiklikler yapabilen kara sevda, kişilerin yaşamını özellikle de psikolojik açıdan büyük ölçüde etkiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor.

    Aşk ve kara sevda arasındaki farklılıklar

    Aşk insanlara karşı olabileceği gibi doğaya veya herhangi bir başka nesneye karşı da gelişebilir. Aşkta kişinin çevresiyle olan ilişkileri bozulmaz ve sosyal hayatı devam eder. Bu durum genellikle iş hayatını da olumsuz etkilemez, kişinin kendi ve çevresiyle alakalı kontrolü ve değerlendirmeleri bozulmaz.

    Kara sevdada ise, kişi kontrolünü kaybeder. Kendisini sosyal hayattan soyutlar, tamamen sevdasına odaklanır. Kara sevdada kişi bulunduğunu andadır, duygu çıkmazına girebilir. Aşkta genellikle duygular karşılıklıdır. Kara sevdada ise, genellikle tek taraflıdır.

    Bazen kişinin kendisine sevdalanıldığından haberi bile olmayabilir. Aşk da psikolojik belirtiler gösterir. Duygu yoğunluğu ve saplantılı sevgi hali, sosyal normların dışına çıkmaz. Halbuki kara sevdada fizyolojik unsurlar da vardır. Kişi yemeden içmeden kesilir, zayıflar ve stres hormonlarının da etkisiyle vücut savunması düşer. Çeşitli hastalıklar baş gösterebilir, kişinin saçları beyazlayabilir.

    AŞK NEDİR? AŞK VAR MIDIR?

    Kara sevdada prefrontal korteks ve amigdala bozulur

    Kara sevdada beynimizde psikolojik hayatımıza yön veren sol prefrontal korteksin fonksiyonları aksar.

    Ayrıca korku duyusunu kontrol eden amigdalanın çalışma karekteri de bozulur. Böylece kişi korkusuzca davranabilir. Prefrontal korteksin de bozulması ile kişi, sosyal normların dışında davranışlar sergileyebilir. Kişi servetini ve kariyerini bu uğurda terk etme davranışı da gösterebilir.

    Kara sevdada hormonal aktiviteler

    Kara sevda esnasında birçok nöronal aktivite ve hormonal mekanizma söz konusudur. Aşk ve sevda esnasında dopamin, serotonin, oksitosin, noradrenalin, feniletilamin ve vazopressin gibi hormonal aktiviteler çeşitli duygusal ve bedensel değişmelere neden olur.Dopamin tutku ve saplantıdan sorumludur, coşku da verebilir. Kara sevdada aşırı dopamin varlığı, kişiyi akıl sınırlarının dışına çıkarabilir ve deliliğe doğru gidiş söz konusu olabilir. Kara sevdada da delilik söz konusudur. Serotonin mutluluktan sorumludur, ancak kara sevdada normale göre en az %40 serotonin azlığı söz konusudur.

    Bu durumda kişi depresyona yatkın hale gelir. Oksitosin, şefkatten ve hoşgörüden sorumludur. Kişiye, karşısıdakine çabuk inanan ve güvenen empatik bir ruh hali sağlar. Noradrenalin; heyecan, kalpte hızlanma, terleme, yüzde kızarma gibi belirtiler verir, iştahı keser ve zayıflamaya neden olur. Feniletilamin bir dopamin türevi olup, enerji ve keyiften sorumludur. Vazopressin de şefkat duygusu veren bir hormondur, ama asıl görevi vücuttan su atılmasıdır.

    Kara sevdada MRI bulguları

    Kadınlar ve erkekler üzerinde fonksiyonel MRI kullanılarak yapılan çalışmalar, kara sevdadan muzdarip erkeklerde beynin bir bölgesinde, kadınlarda ise üç bölgesinde yoğun aktivite varlığı tespit edilmiştir.

    Bu bulgu göstermektedir ki, psikolojik ve duygusal bilanço kadınlarda daha yoğundur. Fonksiyonel MRI ve PET scan kullanılarak yapılan bilimsel çalışmalar, kara sevdadaki bulguların, örneğin ellerini 100 defa yıkama gibi takıntı davranışları gösteren OKB hastalarınınki ile büyük benzerlik gösterdiği sonucunu vermiştir. Dolayısıyla gerek aşk gerekse kara sevda psikolojik bir takıntı hastalığıdır diyebiliriz.

    Hormon seviyelerindeki değişimler, aşk ve kara sevdaya yatkınlığı etkiliyor

    Olağanüstü doğa manzaları gibi hayranlık ve beğeni uyandıran durumlarda ya da doğal felaketler gibi travma oluşturan zamanlarda dopamin, noradrenalin, oksitosin ve noradrenalin seviyelerinde anormal yükselmeler olduğu için, bu durumlarda kişinin aşık olması ya da sevdaya tutulması daha kolaydır.

    Bu yüzden eşinden ya da sevgilisinden ayrılmış ve travma yaşayan kişinin ilk günleri aşık olma açısından en kritik zamanlardır. Yapılan bilimsel çalışmalar kalbimiz çarptığı için aşık olduğumuzu göstermektedir. Burada noradrenalinin işlevi büyüktür.

    Kara sevda tedavisi

    Kara sevda tedavisi, profesyonel bir yaklaşım gerektirir. Kara sevda tedavisinde davranışcı bilişsel terapiler işe yarayabilir.

    Mevcut ve muhtemel serotonin eksikliğine karşı antidepresan ilaçlar sonuç verebilir. Yine noradrenalin aktivitesini düşürücü ilaçlar da denenebilir. Bir diğer yöntem ise, beynin prefrontal korteksini ve sosyal hafızayı resetleyen TMS tedavisidir. TMS tedavisi tek başına uygulanabildiği gibi, ilaç tedavisiyle ya da terapiyle beraber de uygulanabilir.

    Spor aktiviteleri serotonin düzeyini artırdığından, kişi spor aktivitelerine de yönlendirilir. Çeşitli hobiler edinilmeye çalışılması da aşk travmasını hafifletebilir.