Kategori: İlişkiler

  • Fazla muhabbet ayrılık getiriyor

    Fazla muhabbet ayrılık getiriyor

    Mutlu bir evliliğin anahtarının erkeklerin daha çok çalışıp, evde eşleriyle daha az zaman geçirmeleri olduğu ortaya çıktı. Araştırma sonucu “Fazla muhabbet tez ayrılık getirir” sözünü akıllara getirdi.

    Çoğunlukla iyi bir evlilik için eşlerin birbiriyle kaliteli vakit geçirmeleri önerilir. Ancak 4 bin orta yaşlı kadın ve erkekten oluşan çift üzerinde yapılan araştırmada tam tersi ortaya çıktı. Haftada 50 saatin üzerinde çalışan erkeklerin eşlerinin daha sağlıklı olduğu ortaya çıktı.

    1979 – 2004 yılları arasında incelenen çiftlerde en sağlıklı kadınların, eşleri 50 saatten fazla çalışanlar olduğu, en düşük skorun ise 41-49 saat arası çalışan kadınlarda olduğu ortaya çıktı. Ancak daha uzun süre çalışan erkeklerin kendi sağlıkları ise kötüye gidiyor çünkü egzersiz yapmaya vakitleri kalmıyor.

  • 2014 Sevgililer Günü’ne özel tüyolar

    2014 Sevgililer Günü’ne özel tüyolar

    Sevgilinizle başbaşa romantik bir Sevgililer Günü geçirmek istiyorsanız bu haber tam size göre…

    Fakat bu özel günde nasıl bir masa hazırlamak gerektiğine karar veremiyorsunuz. Aslında küçük dokunuşlarla hem muhteşem hem de romantik bir gün geçirmek mümkün. Meltem Bayazıt Tepeler, bu özel günü kutlamayı düşünenlere ve bugüne özel konsept mekan hazırlayacak olanlara önemli tüyolar veriyor.

    İşte Meltem Bayazıt Tepeler’den Sevgililer Günü’ne özel tüyolar;

    • Aşkın rengi olduğu için Sevgililer Günü sofrasında mutlaka kırmızı vurgulanmalı. Mekanda ise kırmızıyı güllerle, kalp balonlarla veya mumlarla vurgulamak mümkün.
    • İki kişilik romantik ama çarpıcı bir sofra, bol mumla dekore edilmiş bir ortam, hafif romantik bir müzik ve unutulmaz bir hediye geceyi özel kılmak için yeterli.
    • Sevgililer Günü, tüm içtenliğimizle sevdiklerimize sevgimizi gösterdiğimiz özel bir gün. O yüzden, bu özel kutlamayı gerçekleştireceğiniz mekan da özel olmalı veya o güne özel romantik detaylarla özgünleştirilmeli.
    Kadınlar sofralarında dantel, inci gibi romantik detaylar kullanabilir.
    • Sofraya ve masanın etrafına serpiştirilmiş gül yaprakları ve bol ışıltılı mumlar muhakkak bulunmalı. Kırmızı peçeteler, kalp şeklindeki peçetelikler, dore ve gümüş aksesuarlar sofrada kullanılabilecek detaylar arasında.
    • Bugünün en anlamlı şeyi ise sevdiğinize en özel hediyeyi bulabilmek ve bunu o gün onunla paylaşabilmek.

  • Eski sevgilinizle barışmak için öneriler

    Eski sevgilinizle barışmak için öneriler

    Eski sevgilinizle barışmak için öneriler….

    1- Kendinize Son Derece Dürüst Olun

    Eski sevgilinizle alakalı olumlu şeyleri özlemenizden daha doğal bir şey yok. Ama onunla kontak kurmadan önce, bunu neden yapıyor olduğunuzdan %100 emin olun. Onu mu özlediniz, yoksa Cuma geceleri yalnız olmak canınızı mı sıkıyor? Eğer özlediğiniz şey yalnızca alışkanlıklarınızsa, onunla barışsanız bile yine eskiye döneceğinize emin olun.

    2- İlk Önce Arkadaş Olabildiğinize Emin Olun

    Arkadaşlık, her türlü ilişkinin çekirdeğidir. Sevgilinizle ayrıldığınız zaman, yaşadıklarınız ona bu gözle bakmanıza engel olabilir. Bu yüzden beraber yemeğe çıkın, sohbet edin, tıpkı iki arkadaş gibi vakit geçirin. Bu, birbirinize farklı bir gözle bakmanızı sağlayabilir.

    3- Kartlarınızı Açık Oynayın

    Birkaç nedenden ötürü ayrılmış olabilirsiniz. Tartışmadan, anlaşmazlıklara mahal vermeden aranızdaki sorunu açıkça konuşmalısınız. Konu içinden çıkılmaz olsa bile, konuşmak her iki tarafa da iyi gelecektir.

    4- Sakin Olun

    Sevgilinizi çok seviyorsunuz, ama barışma arifesinde biraz sakin olmakta, işleri yavaşlatmakta fayda var. Birbirinizi zaten tanıdığınızı iddia etseniz bile, inanın ayrılık süresince kimi alışkanlıklarınız, huylarınız değişmiş olabilir. Birbirinize zaman verin.

    5- Uzaklaşmaya İstekli Olun

    İlişkiye ikinci bir şans verildiğinde, çok heyecanlanıyor olabilirsiniz. Ama yine de kimsenin vazgeçilmez olmadığını unutmayın. Belki barıştığınızda aranız tekrar bozulabilir. İyi bir değerlendirme yapıp yolunuza devam edebiliyor olmanız çok önemli.

  • Eski dost düşman olmaz, peki ya eski eş?

    Eski dost düşman olmaz, peki ya eski eş?

    Eski eşinize duyduğunuz nefretin yükünü omuzlarınızdan atıp biraz rahatlamaya, nefret etmek yerine medenice bir ‘Merhaba’ demeye ne dersiniz?

    Kimse boşanmak için evlenmiyor, kimse ayrılmak için sevgili olmuyor… Ve tabii kimse sevgiyle gözlerinin içine baktığı kişiyle ayrıldıktan sonra düşman olacağını da düşünemiyor. Oysa hem insanın doğası gereği hem de özellikle toplumsal yapımızın müsait olması nedeniyle ayrılanlar çoğunlukla birbirinden nefret ediyor. Şöyle bir düşünün, eskilerde kalan isimlerin kaçı ile yolda karşılaşsanız hiç değilse ayaküstü sohbet etmek istersiniz? Sokakta görünce yolunu değiştirenler, aynı ortamda bulunmamak için programını erteleyenler, yıllarca hiç bıkmadan olur olmaz yerde eski eşin aleyhinde konuşanlar yanlış mı yapıyor? Ayrılıp da dost kalmak biraz fazla iyi niyetli bir beklenti olabilir ama biraz medeniyetin de kimseye zararı yok.

    İhanetin bedeli!

    “Eski eşle arkadaş kalabilmek neden zor?” sorusuna Psikolojik Danışman-Evlilik ve İlişki Terapisti Selin Özkök Karacehennem şöyle yanıt veriyor: “Bizim toplumumuzda çoğunlukla kadının eşinden ayrılması için erkeğin ihanet etmesi gerekiyor. Kadınlar kocaları ile anlaşamayınca, dayak yiyince ya da kayınvalideleri ile sorunları olunca hiç ses çıkarmadan evliliği yürütüyorlar. Ne zaman ki erkek ihanet ediyor kadınların sesi çıkıyor. Kadınlar terapiye de ancak bu durumda geliyorlar. İhanet ile birlikte nefret de devreye giriyor. Eğer adam başka bir kadın uğruna evini terk etmiş ise zaten arayıp sormuyor, bazıları çocuklarını bile zor görüyor. Kadın ise kocasını başkasına kaptırdığı için iletişimi sürdürmek istemiyor. Dolayısıyla ayrılan eşler birbirine düşmanlık besliyor.” Avrupa’da ve özellikle ABD’de ihanet olsa dahi tarafların medeniyet  çerçevesinde ilişkilerini sürdürdüğünü belirten İlişki ve Evlilik Terapisti Karacehennem, bu durumun sınırını ise şöyle çiziyor: “Taraflar ayrılmaya karar verdikten sonra özellikle görüşmek istemezler. Ancak bir partide ya da sokakta karşılaştıklarında birbirlerine medenice hal hatır sorabilmeliler. Bu karşılaşmada biri ‘Nasılsın?’ diye sorduğunda karşı taraf ‘Senden sonra nasıl olmamı bekliyorsun?’ gibi yanıtlar vermediği sürece bir sorun çıkmaz. O saatten sonra eski defterleri açmak, iğneleyici sözler söylemek çok anlamsız ve hiç kimseye bir yarar sağlamaz.”

    Ayrılan kadın kendine güvenmeli

    Boşanan ve özellikle çocuklu kadınların zorlu günler yaşayacaklarını, ancak bunları aşabilmek için kadının önce kendine güvenmesi gerektiğini söyleyen Evlilik ve İlişki Terapisti Karacehennem, “Geçmişi bir türlü unutamamak normal bir durum değil. Buna bağlı olarak aşırı yemek, alışveriş yapmak ya da takıntılı bir hal almak gibi ruhsal hastalıklar doğabiliyor. Bu durumdaki bir kadının iş bulması kurtarıcı oluyor. Bu işin çok büyük paralar kazandırması da gerekmiyor. Hemen iş bulamıyorsa bir süre dinlenip kendine zaman tanıması gerekiyor. Kendine bu şekilde yeni bir düzen kurmayı başaran kadın eski eşine kin gütmeyi bırakıp medeni bir ilişki kurmayı da başarıyor” diyor.

    Çocuklar için çabalayın

    Ayrıldıktan sonra birbirinden nefret eden taraflar en çok da çocuklarına zarar veriyor. Dünyada en çok sevdiği iki kişi arasında ikilemde kalan çocukların ruhu derinden yaralanıyor. Terapist Karacehennem, kayınvalidelerin de çocuklar üzerinde bu anlamda olumsuz etkileri olabildiğini söylüyor. Hafta sonu çocuğunu almaya gelen bir babanın eski eşi ile ayaküstü sohbet edebilmesinin ya da bir sorun olduğunda ayrılmış anne-babanın iletişim kurarak ortak bir çözüm üretmelerinin çocuklar için de olumlu olduğunu vurgulayan Karacehennem, “Bazen ayrılan eşlerden biri tekrar evlenebiliyor. Evlenmeyen taraf çocuğu kullanarak karşı tarafın peşini bırakmıyor. Örneğin anne, çocuğun sağlığı ile ilgili uydurma ya da abartılı bahanelerle eski eşini arayıp duruyor. Ya da baba çocuğunu almak için okula giderken onların peşine takılıyor. Evde çocuğunu olumsuz mesajlarla dolduruyor. Çocuk babasının yeni eşine  yönelik olarak ‘Sen babamı bizden aldın’ gibi cümleler kurabiliyor. Aileler unutmamalı ki çocuğu, anne veya babası hakkında doldurmak ona yapılacak en büyük kötülüktür” diyor.

    1 kadın ve 1 erkek dost olabilir mi?

    Evlilik ve İlişki Terapisti Selin Özkök Karacehennem, bu soruya “Hayır” diye yanıt veriyor ve ekliyor; “7-8 yıl önce bu soruya ilk kez yanıt verdiğimde bana tepki gösterdiler. Ancak bu bir gerçek. Bekarsındır, bir çekim hissetmiyorsundur, kafa yapısı olarak çok iyi anlaşıyor olabilirsin. Ancak taraflar evli ise bir tarafın karşı cins ile samimi bir arkadaşlık kurması, eşini dahil etmediği buluşmalar gerçekleştirmesi çok da gerçekçi değildir. Çünkü eğer kişinin bir çekincesi yoksa bu buluşmalara eşini de dahil edecektir. Bu durum evliliğin yazılı olmayan kanunlarından biridir. Zaten biraz derine inildiğinde arkadaşlık taraflarından birinin diğerine aşık olduğu ancak arkadaşlığı da kaybetmemek uğruna bunu sakladığı anlaşılıyor.”

    Medeni ilişki yeni eşi üzer mi?

    Ayrıldıktan sonra iletişimlerini koparmayan eşler az da olsa var tabii. Ancak tarafların görüşmenin kapsamını genişletmeleri zaman zaman yeni eşler için sıkıntı verici olabiliyor.

    Terapist Karacehennem, “Eski sevgili ile görüşmek ihanete girer mi?” sorusuna şöyle yanıt veriyor: “İhanet değil ama beraber olduğu kişiye saygısızlık olarak kabul edilmelidir. Tabii ki karşılaşıldığında ayaküstü sohbet edilebilir ancak baş başa kahve içmek, yemeğe çıkmak gibi görüşmeler yeni eşi rahatsız ediyor. Her şeyi sınırında tutmak gerekiyor.” Bir de şu “Arkadaş kalalım, ben sana layık değilim” meselesi var. Ayrılmak isteyen tarafın diğerine kalp kırmamak için söylediği bu söz çok açık bir şekilde ayrılığı ifade ediyor. Terapist Karacehennem, bazen karşı tarafın bu laftan bile bir umut çıkarmaya çalıştığını ancak gerçekçi olunması gerektiğini vurguluyor.

    Formsanté Dergisi

  • Anlayışsız kocalarla nasıl başa çıkılır?

    Anlayışsız kocalarla nasıl başa çıkılır?

    Evli çiftler arasındaki en temel sorunların başında erkeklerin kadınları anlamamaları, yardımcı olmamaları ve onlara ilgi göstermemeleri geliyor. Yapılan araştırmalarda, kadınlar en çok yakın arkadaşlarından ve komşularından memnunken, kendilerine en anlayışsız davranan kişilerin kocaları olduğunu söylüyorlar.

    Flört döneminde ve evliliğin ilk yıllarında var olan anlayış, heyecan, hoşgörü ve yakın alaka zamanla azalıyor, yerine monoton, ilgi alanları başka yere kaymış, paylaşımsız ilişkiler geliyor ve çiftler temeli çocuklukta atılan fabrika ayarlarına geri dönüyorlar. Aslında partner ilişkilerinde çözümsüz olan çok fazla şey olmuyor. Ama çözümler çiftin değişmesine dayandığı için, çoğu çift değişimi reddediyor. Çözümsüzlük çoğu zaman bundan kaynaklanıyor. Çift biraz iletişim bilgisi edindiğinde, biraz kendisini suçlamadan ifade etmeyi öğrendiğinde, biraz da karşısındaki acaba ne hissediyor diye odaklandığında ilişkiler zamanla yoluna girebiliyor. Ve ne yazık ki partnerlerden biri değişmezse karşısındaki de değişmiyor. Değişim için birinin ilk adımı atması şart.

    Erkekler merak edip, keşfedebilecekleri kadınları çekici bulurlar. Erkekler “beni sevseydi ne istediğimi bilirdi!” Veya “Ben söyledikten sonra bir önemi yok!” gibi cümlelerden nefret ediyorlar. Erkekler çoğu zaman tercih ettiğimiz dolambaçlı cümleleri anlamıyorlar. Her ne kadar, erkekler için “aşksız seks, nikâhsız çocuk isterler!” yakıştırması yapılsa da, erkekler de etten kemikler yapılmış, duyguları ve hisleri olan canlılardır. Hayranlık duygusunu yaşatmadığını zaman erkekler çok anlayışsız olurlar ve aynı kadınlar gibi mutsuzluğa sürüklenirler.

    Dr. Cem Keçe’den kadınlara tavsiyeler:
    Kendinize ve kadınlığınıza zaman ayırmalılar.

    Bakımınıza dikkat etmeliler.

    Kişisel gelişimine özen göstermeliler.

    Hayatı heyecanla yaşamalılar.

    Gizemini mutlaka korumalılar.

    Tutkuyu önemsemeliler.

    Suçlayıcı konuşmamalılar.

    Dolambaçlı cümleler kurmamalı düz iletişim kurmalılar.

    Kesinlikle herhangi bir durum yada kişi ile kıyaslama yapmamalılar.

    Ev işlerini sürekli tek başına yapmayıp bunu eğlenceli hale getirmeli ve birlikte yapmaya fırsat yaratmalılar.

    Erkeklerin de duygusal olabileceğini unutmamalılar.

    Takdir etmeli ve onaylama yapmalılar.

    İhtiyaç duydukları zaman net bir şekilde bunu dile getirmeliler.

    Ona olan hayranlığınızı her fırsatta dile getirmelisiniz.

  • İlişkilerde Kadın ve Erkeğin Önceliği Nedir?

    İlişkilerde Kadın ve Erkeğin Önceliği Nedir?

    İyi niyetli davranışlar kimi zaman eşler tarafından neden yanlış anlaşılır? Ego doyumunda sınır ne olmalı? Kadın-erkek ilişkilerinde mutlu bir yaşam için çok önemli tüyolar veren Prof. Dr. Nevzat Tarhan kadınlara en büyük armağanın güven olduğunu belirtiyor.

    Kadın önce paylaşmak ve yakınlık ister!

    Kadınların erkekler konusunda en çok dile getirdikleri yakınma; erkeklerin onları dinlemediği ve anlamadığı hususu olduğunu vurgulayan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü-Psikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kadının ilişkide önceliğinin paylaşmak ve yakınlık hissetmek olduğunu söylüyor. Erkeğin önceliğini ise Tarhan şöyle ifade ediyor.

    “Yetenekli, yeterli ve güçlü olduğunu hissetmesidir. Erkekler doyumu başarıda ve sonuç almada bulurken, kadınlar paylaşma, değer verilme ve önemseme de yaşarlar.” dedi.

    Bir kadın eşini sevdiğinde onun gelişmesine yardımcı olmayı, erkeğinin eksiklerini gidermeyi ve düzeltmeyi görev bilir ve bunun için çalışır diyen Tarhan, doğal eğilimle hareket eden kadının bunu yaparken de eşini koruduğunu düşündüğünü söylüyor. Bu süreçte erkeğin farklı açıdan düşünerek kendisini karısı tarafından yönetildiğini düşünmeye başladığını vurgulayan Tarhan, erkek istemeden kadının erkeğe yardımından erkeğin güçsüzlük ve beceriksizlik duygusu çıkarsamasında bulunabileceğinin altını çiziyor.

    Prof. Dr. Nevzat Tarhan kadınların ruh doyumuna ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuyor.

    Ne yapacağını bilememek duygusu uyandırmayın!

    Bir erkekte ne yapacağını bilemediği duygusunu uyandıran bir kadın, erkeği anlamıyor demektir. Bir kadın erkeğe kendisini iyi ve yeterli hissettirir, ‘kontrol bende’ duygusunu yaşatırsa o erkeğe çok şey yaptırabilir.

    Kadının egosunu destek, paylaşmak doyurur…

    Kadının ego doyumunu destek görmek ve destek vermek, paylaşmak, yardımcı olmak hisleri sağlar. Kadın erkekten çok daha fazla estetik kaygılara, sevgiye, iletişime, güzelliğe değer verir. Sevgi ve uyum onlar için daha önemlidir. Bir erkeğin yarışı kazanmaktan veya tuttuğu futbol takımının attığı golden aldığı zevki kadın yakınlaşma ve paylaşma anında hisseder.

    Erkeğin kendisine yardım önerildiğinde bunu zayıflık olarak algılaması psikolojik konulara ilgisini de azaltır. Psikolojik yardımı kabul etmeyi zayıflık gibi telakki eden erkek içgüdüleri ile hareket eden bir davranış sergiler. Bu da onun kendisini aşamadığının işaretidir.

    Erkeğe öğüt verirken dikkat!

    Bir kadının da erkeğe istemeden öğüt vermesi tenkit şeklinde anlaşılır. Erkeğin kendisini sorunlu, arızalı, yetersiz hissetmesine meydan vermeden ona öğüt vermenin yolunu bulan kadın kendini aşmış demektir. Erkekler bu açıdan çocuk gibidirler. Kabullenip sonra yönlendirilirlerse düşünce yanılgısına düşmezler.

    En büyük armağan güven!

    Eşlerin birbirlerine verecekleri en önemli armağan güvenlerini hissettirmeleridir. Bu aynı zamanda karşımızdakini onurlandırma yoludur. Bir kadın, erkeğin giydiği gömleğin pantolonuna uymadığını gördüğünde “Bu olmamış” derse erkek kendisini beceriksiz hisseder. Bu olmamış yerine “Bence böyle olsa sana daha çok yakışır” demek olumsuz duyguları bertaraf edecektir.

    Ancak diğer taraftan kadın fikrini söylemediğinde kendisini işe yaramaz gibi zannedebilir. Bu noktada erkek kadının fikrine saygı duymayı bilmelidir. Farklı görüşü yapıcı olarak paylaşmayı becerebilmek bir erkeğin kendisini aşmasıdır. Sorunun püf noktası “Önce kabul et” düşüncesini alışkanlık haline getirmektir.

  • En yaygın ilişki sorunları

    En yaygın ilişki sorunları

    Her ilişkide ufak da olsa bir takım sorunlar vardır. Ancak bazı sorunlar küçük gibi görülse de çiftlerin birbirlerine tahammül sınırlarını zorluyor ve bitme aşamasına kadar getiriyor.

    İşte ilişkilerde en yaygın 6 sorun:

    Dürüstlük
    Çiftlerin aile, iş, arkadaş, geçmiş ilişkileri vb. konular hakkında birbirlerine dürüst olmaları gerekir. Dürüstlüğün olmadığı ilişki bitmeye mahkumdur. Eğer bir ilişkiye başlayacaksanız, %100 dürüstlük üzerine kurulmalıdır.

    Monotonluk
    İlişkiler belli bir süre sonra monotonluğun kurbanı olurlar. Sürekli aynı şeyleri yapmak bir süre sıkılmanıza ve öfkenizi kontrol edememenize sebep olur. Bu yüzden partnerinizle birlikte eğlenceli çeşitli aktiviteler yapmaya önem vermelisiniz.

    Kişisel zaman
    Eğer ilişkinizin bozulmadan ilerlemesini istiyorsanız, partnerinize kişisel zaman kullanmasına hak tanımalısınız. Kimi zaman arkadaşlarıyla ya da ailesiyle yalnız görüşmek isteyebilir. Bunu sorun haline getirmeden anlayışla karşılamalısınız. İlişkinizde bir denge kurun ve herkesin kendine zaman ayırmasına izin verin.

    Güven eksikliği
    Birbirine güvenmeyen ikilinin ilişkilerini sürdürmesi imkansızdır! Güven eksikliği olan ilişkiler bitmeye mecburdur!

    Karmaşık konular
    Çiftler biri, özellikle kadın mesleki olarak erkek arkadaşından daha iyi bir konumda olması sorun yaratıyor.

    Zamanla ilgili mazeretler
    Bir ilişkiyi uzun süre idare edebilmek için çaba gerekir. Ne kadar meşgul olursanız olun, birbirinize zaman ayırmadığınız her an bir süre sonra alışkanlık haline gelir ve ilişkinizin er ya da geç son bulmasına neden olur.

  • Onu peşinizden koşturmanın yolları

    Onu peşinizden koşturmanın yolları

    Erkekler, kovalamayı severler. Biz kadınlarsa kovalanmayı.

    Eğer ilişkinizin dinamiğini değiştirmek ve sizin peşinizden koşmasını sağlamak istiyorsanız tek yapmanız gereken durmak. Onu kovalamayı bırakın. Durumun tersine dönmesi biraz zaman alır ama sonunda kovalayan o olur.

    Geri çekilin

    Bazen sadece kovalamayı bırakmak yetmez, kendinizi biraz geri çekmeniz ve aranıza mesafe koymanız da gerekir. Sabırlı olun ve olacakları görün. Geri çekilmek demek, sizi özlemesi için ona fırsat vermek ve her iletişiminizden kendinizi sorumlu kılmamak demektir.

    Flört edin

    Flört etmek, hoşlandığınız kişinin dikkatini çekmenin eğlenceli bir yoludur ve sizi kovalamasını sağlar.

    Muhtaçlık iticidir

    Genel olarak erkekler muhtaç kadınlardan hoşlanmazlar. Ondan isteklerde bulunmanız onun sizi kovalamasını sağlamaz hatta sizden kaçmasına neden olur. Ayrıca şikayet etmek ona itici gelmenize bile neden olabilir.

    Kendinize güvenin

    Kendinize olan güveniniz bir erkeğin sizi çekici bulmasının ilk nedenidir. Kadınların kendinlerine güvenmelerini erkekler karşı konulmaz bulurlar. Kendinizi tanıyın ve değerinizi bilin. Sizi elde etmek için uğraşmasına izin verin.

    Zor elde edileni oynayın

    Bu kitaptaki en eski numaradır ve hala da en çok işe yarayanıdır. Kolayca elde edilen kadın olmayın, telefon ilk çaldığında hemen açmayın, dışarı çıkmak için hazırlanırken biraz oyalanarak onu birkaç dakika daha bekletin ve en önemlisi zor ulaşılan bir standardınız olsun. Kazanan siz olacaksınız.

    Meşgul olun

    Bu dikkatle hareket etmeniz gereken bir durum. Meşgul olmalısınız ama çok da meşgul olmamalısınız. Burada ona vermeniz gereken mesaj size ait bir hayatınızın olduğudur. Bu, ona daha çekici gelmenizi sağlayacaktır.

  • Doğumla ‘Cicim Ayları’ Biter mi?

    Doğumla ‘Cicim Ayları’ Biter mi?

    Yapılan tüm araştırmalar bebekten sonra evliliğin özellikle doğumdan bir sene sonra kesinlikle etkilendiğini ortaya koyuyor.

    Aile ve çift terapisi üzerine kırk senelik birikimi olan, bu konuda kitaplar ve makaleler yayınlamış Amerikalı psikolog William Hiebert kendisine gelen çiftlere ilk olarak nasıl tanıştıklarını soruyor. Ve ‘aşk hikayelerini’ anlatmalarını istiyor. Sebebi, şu andaki mutluluk düzeyleri ne olursa olsun bir zamanlar birbirlerine aşık olduklarını hatırlatmak. Evet, bizde de öyle değil midir? Sürekli ‘koklaşan’ yeni evli çiftlere genelde şu söylenir: “Bunlar cicim ayları, hele birkaç sene geçsin o zaman görürüz sizi”. Sonra da eklenir: “Hele bir de çocuğunuz olsun, işte o zaman başlıyor her şey!”

    Farkında mısınız?

    Yapılan tüm araştırmalar bebekten sonra evliliğin özellikle doğumdan bir sene sonra kesinlikle etkilendiğini ve bunun üstesinden gelmenin en etkili yolunun farkındalık olduğunu destekliyor. Dolayısıyla, çiftlerin hangi konularda zorluk yaşayabileceklerini önceden olabildiğince tespit etmeleri, ileride yaşayabilecekleri sorunlar karşısında daha donanımlı olmalarını sağlıyor.

    Gelelim değişikliğe!

    Doğumdan birkaç gün önce ‘geleceğe bir mektup’ yazın birlikte! Bu mektupta bebek sahibi olacağınızı öğrenmeden önceki yaşantınızı, sadece siz ve eşiniz varken nasıl bir hayatınız olduğunu, daha sonra da tabii ki bu güzel haberle birlikte neler hissettiğinizi, duygularınızı, beklentilerinizi, bebeğinizle ilgili hislerinizi yazıya dökün. Yukarıda önerdiğim gibi konuları konuşurken anne-babalıkla ve eş olmakla ilgili neler hissettiğinizi yazın. Ve sizi bekleyen bu anne-babalık yolculuğunda yazdıklarınızı zaman zaman hatırlayın. Günün sonunda, ortalık sakinlediğinde eşinizle bebekten önceki ve şimdiki hislerinizi paylaşın. Beklentilerinizin değişip değişmediğini konuşun ve tabii ki olabildiğince sık birbirinize ‘aşk hikayenizi’ hatırlatın!

    Devir iletişim devri!

    Bebeğinizi beklemeye başladıktan itibaren eşinizle konuşabileceğiniz konulardan birkaçı şunlar olabilir:

    • Bebeğiniz dünyaya geldikten sonra düzeninizin (uyku, seyahat, sosyal hayat, iş gibi) nasıl değişeceğini konuşun.

    • Her iki tarafın geniş aileleri ‘mutlu haberinizi’ öğrendikten sonra ne kadar hayatınızın içinde olacak? Genelde ne sıklıkla görüşüyorsunuz; habersiz evinize geliyorlar mı; tatillerinize birlikte çıkar mısınız? Bebekten sonra bunların nasıl değişeceğini öngörüyorsunuz? Ne kadar destek, ne kadar yalnız bırakılmak istiyorsunuz?

    • Bebek bakımı, düzeni, ileride disiplini gibi konularda kimden ya da kimlerden fikir ve bilgi almayı planlayın. (Çocuk doktoru, bebek hemşiresi, pedagoglar, ailedeki büyükler, kitaplar, arkadaşlarınız gibi)

    • Bebeğinizin yetiştirilmesi konusunda fikir ayrılığı yaşarsanız kimin yöntemleriyle yola devam edeceğinizi kararlaştırın.

  • İsimlerin Baş Harfi Aşkı Etkiliyor

    İsimlerin Baş Harfi Aşkı Etkiliyor

    Uzmanlar, isimlerin insanın karakterini etkilediğini açıkladı.

    A: İlla da ilişkilerinizde romantizm diye tutturduğunuz söylenemez! Daha çok aksiyonla ilgilisiniz. Hareket lazım size, hareket… Üstelik uğraştığınız her şeyde. Flört edecek kadar sabırlı değilsiniz. Ama dobralığınıza söyleyecek hiçbir şey yok. Eşiniz çok çekici olmalı. Özellikle fiziksel yönden! Çünkü bir şehvet düşkünü olarak siz buna çok önem verirsiniz.

    B: Mantıklı olduğunuz kadar romantiksiniz de… Mum ışığında yemek, ay ışığında yürümek sizin için önemli kavramlar… Sevgiliniz size hediye almak zorunda çünkü bu tür jestleri ve sürprizleri seviyor ve önemsiyorsunuz. Sadakatiniz yüksek ve sevginizi ifade etme kabiliyetiniz ise muazzamdır.

    C-Ç: Sosyallik paçalarınızdan akıyor. Siz flörtsüz duramazsınız. Sevgiliniz yandı her an yanınızda olmak zorunda… Duygulu ve duyarlısınız. Biraz bencilsiniz, ne ayıp, sanki eşiniz, sevgiliniz size tapmak zorunda!

    D: Biraz takıntılısınız! Onu elde etmek için elinizden geleni yapıyorsunuz. İmkânsız olsa bile kolay kolay vazgeçmiyorsunuz. Olumlusunuz ve duygusal yönünüz genellikle mantığınızın üzerinde kalıyor. Sıfatlarınız şunlar; Kıskanç, bencil ve sadık!

    E: İş, stres, para, dış etkenler evlilik hayatınızı olumsuz yönde kolayca etkileyebiliyor. İhtiyacınız sürekli ilgi. Allah kolaylık versin.

    F: İdeal sevgili, ideal romantik. Sevgilinizi ilahlaştırıyorsunuz. Üstelik bundan zevk alıyorsunuz. Dışarıdan gösteriş düşkünü olarak görülebilirsiniz ama içinizde sıcak ve romantik bir insan var. Umarım peşinde koştuğunuz ideal sevgiliye ulaşırsınız.

    G: Sizin için söylenecek iki sözcük: Müşkülpesent ve ayrıntıcı. Biraz özentisiniz. Statüsü sizden yüksek insanlarla ilişki kurmaya bayılıyorsunuz. Ayrıca bir özelliğiniz daha var, erotizmin zirvesine nasıl ulaşabileceğinizi iyi biliyorsunuz.

    H: Sürekli bir arayış içindesiniz. Üstelik ne aradığınızı da biliyorsunuz: Sizi her yönden zenginleştirecek bir partner. Onun için her şeyi yapabilirsiniz. Ama bunu yatırım gözüyle yapmanız iyi değil. İtiraf edin bazen yapıyorsunuz!

    I– İ: Sevmek ve sevilmek için yaratılmış birisiniz. Aradığınız kişiyi bulduğunuzda onun için yapamayacağınız şey yok! Sürprizler yapmaya bayılır, gündelik hayatı bile çok özel yaşayabilir ve yaşatabilirsiniz. Ömürlük evliliklerin kişisi de denebilir size… Ancak güven duygusu da hayatınızda önemli bir kavram olarak yer alır..

    J: Müthiş bir fiziksel enerjiniz var. Sizin için karşı cinsle ilişki bir meydan okuma. Romantik olduğunuz söylenebilir ama sizi asil ilgilendiren baştan çıkarmak. İdeal aşka inanıyorsunuz. İşiniz kolay değil.

    K: Ketum ve utangaçmış gibi görünüyorsunuz ama son derece şehvetli ve duyarlı bir insansınız. Ama bunu kimseye çaktırmıyorsunuz. Ticari kabiliyetlerinize maşallah. Bu işin bütün ayrıntılarına hakimsiniz. Ciddi görüntünüz insanlarda çekingenlik yaratıyor. Aldatmaktan ve aldatılmaktan nefret edersiniz.

    L: Aşk, sizin için tutkuyla eşdeğer. Sevilmekten çok sevmeye önem veriyorsunuz. Birine bağlanmak sizin için çok değerli. Aşk konusunda her alanda başarı garanti. Bu yüzden biraz maymun iştahlısınız. Yeni tatlar deneme potansiyeline sahipsiniz. Tuzlu mu, tatlı mı, ekşi mi? Sevgilinizin işi zor çünkü entelektüel olmak zorunda.

    M: Çok duygusalsınız. Bir ilişkiye girdiğinizde tüm benliğiniz eriyip gidiyor. Fantezileriniz ve enerjiniz tükenecekmiş gibi durmuyor. Birlikte olduğunuz insanı çocuk gibi koruyup, kolluyorsunuz. Ama onun bundan sıkılabileceğini hiç düşünmüyorsunuz.

    N: Sizi yakından tanıyanların asla inanmadığı iki sıfatınız var: Masum ve çekingen. Bu sadece dış görünüşünüz. Son derece aldatıcı. Maalesef mükemmeliyetçisiniz. Bu yüzden de sizin standartlarınıza uygun birini bulmanız çok zor oluyor.

    O – Ö: Biraz çekingensiniz. Enerjinizi başka alanlara yönlendirmeniz bu yüzden. Para ve güç sizin için çıkış yolu.

    P: Sizin için hayatın anlamı sosyal statü. Biriyle birlikte olabilmeniz zor. Çünkü eli yüzü düzgün olmayan biri sizin statünüzü düşürür. Üstelik çok da zeki olmalı çünkü siz tartışmadan duramazsınız.

    R: Birlikte olmak için en iyisi kendinizi kopyalamanız olurdu. Çünkü sizin tıpkı kendiniz gibi birine ihtiyacınız var: Entelektüel ve zeki. Akıl sizin için fiziksel güzellikten daha önemli.

    S – Ş: Gevezesiniz. En büyük zevkiniz konuşmak. Esiniz dinlemekten hoşlanmıyorsa yandınız. Eş değiştirmek zorundasınız. Çünkü konuşmak sizin için bir ihtiyaç. Hayatınızdaki her şey derli toplu olmalı. Uyumsuzluk ve karmaşadan nefret ediyorsunuz. Siz her şeyi kontrol etmek istiyorsunuz. Çok flört ediyorsunuz. Ama bir kere kalbinizi kaptırmaya görün, dünyanın en sadik insani oluverirsiniz. Size uygun sevgili bulamazsanız, iyi bir kitapla da idare edebilirsiniz.

    T: Tam bir romantik. Aşka düşkünsünüz. Flört için ideal bir tipsiniz. Aşık olduğunuzda romantiksiniz ve bu yüzden de kırılgansınız. Ufak bir aksilik durumunda bu durumu düzeltmek için her şeyi yapabilirsiniz. Ama unuttuğunuz bir şey var; ayaklarınızın yere sağlam basması durumunda anında gerçekçi olursunuz.

    U – Ü: Tam bir paradoks. Gerçekçi bir aşıksınız. Her zaman değer verecek birini ararsınız. Sevmek için yaratılmış, duygusallığı her şeyin üstünde tutarsınız.

    V: Sizden adam olmaz, her zaman özgürlük ve heyecan peşindesiniz üstelik gizemli insanlar ilginizi çeker, sizi büyüler. Ya yaşça büyük ya da küçük insanların peşinde koşarsınız. Bu yüzden bütün ilişkileriniz tehlikelidir.

    Y: Bağımsızlık, sloganınızdır. Biriyle olmanız zor, haliyle. Her zaman kendinizi ispatlamak zorundasınız. Özellikle sevgilinize karşı… Ya o da kendini ispatlamaya kalkarsa? Ama Allah için son derece açık ve çekici bir insansınız.

    Z: Aşkın acı çekmek olduğunu artık biliyorsunuz. Samimi, hassas, duygusal ve hayalperestsiniz. Başı dertte olan insanlar için, sizden daha iyi biri bulunamaz. Üstelik her zaman da sevgilinizin kurtarıcısısınız. Ama paylaşmaktan çok hoşlanmıyorsunuz. Özel hayatınızı, sırlarınızı kendinize saklıyorsunuz.