Kategori: İlişkiler

  • Erkek arkadaşınız evlenme teklifine hazır mı?

    Erkek arkadaşınız evlenme teklifine hazır mı?

    Erkek arkadaşınızın sizinle evlenmek için mi eğlenmek için mi birlikte olduğunu anlamak için size vereceğimiz önerilere göz atabilirsiniz.

    Ailenizle tanışmak istiyorsa…
    Yaşantınızda önem taşıyan insanları merak ediyor ve sizi daha yakından tanımak istiyorsa bu uzun dönem ilişki sinyallerinin en büyük belirtisidir. Eğer siz kendinizi onun ailesi ile tanışacak kıvamda hissetmiyorsanız bunu yapmak zorunda olduğunuzu düşünmeyin.
    İhtiyaçlarınızı önemsiyorsa…
    Eğer sizin ihtiyaçlarınız için kendi önceliklerinden vazgeçiyor ve sizin için önemli olan ancak kendinin o kadar da önemsemediği şeyleri bile düşünmeye başladıysa ilişkiniz oldukça ciddi bir yere gidiyor demektir.

    Attığı adımlarda fikrinizi almaya ve planlarını size göre yapmaya başladığında hayatına içinde sizin de olduğunuz bir yön vermeye başladı demektir.

    İlerisi Hakkında Konuşuyorsa…

    Planları, hayalleri ve yapmak istediklerinden bahsediyorsa ve hikâyelerin içinde sizde geçiyorsanız en büyük işaretlerden birini daha yakaladınız demektir.

    Gidilecek geziler, yaşanacak ev, çocuk yetiştirme, çocuk isimleri, yaşlandığında olmak istediği yer gibi hayaller bunun en büyük göstergelerinden. Sadece gözlerinizi kapatın ve hayal etmenin keyfine varın.

  • İdeal kocayı bulduğunuzun 10 işareti

    İdeal kocayı bulduğunuzun 10 işareti

    Aşık olduğumuz erkeğin mükemmel olduğunu düşünebiliriz ama bir süre sonra onun mükemmelliğinden şüphe duyarız. Sevdiğiniz adam bu 10 özelliğe sahipse o zaman ideal koca adayınızı buldunuz demektir.

    Ev işlerinde size yardımcı oluyor
    Eşiniz size değer veriyor ve saygı duyuyorsa size asla hizmetçi muamelesi yapmaz. Gün içinde yorulduğunuzun farkında ve size her zaman ev işlerinde yardımcı olmaya hazır.
    Beraber ev işi yaptığınız zaman işiniz daha çabuk biter ve beraber zaman geçirmiş olursunuz.
    İnce detaylara dikkat ediyor

    Eşiniz hayatınız hakkında her küçük ayrıntıyı hatırlamak veya tanıştığınız gün ne giydiğinizi hatırlamak zorunda değil. Ama size önemli olan konulara ilgili olması gerekiyor.

    Çayınıza kaç şeker attığınız, en sevdiğiniz şarkı ya da hangi kıyafetleri sevdiğiniz gibi konulara ilgi duyması size gerçekten değer verdiği anlamına gelir.

    Sadece akıllı değil, aynı zamanda zeki
    Matematik problemlerini anlatacak birisinin olması işe yarayabilir, ama hayatın karşımıza çıkardığı problemleri çözmeye yardım edecek birisinin olması daha önemlidir.
    Sevgiliniz ya da eşiniz annenizle kavga ettiğinizde size iyi tavsiye verebiliyorsa oldukça şanslısınız demektir.
    Zorluklardan korkmuyor ve her türlü sorunu çözmeye hazır

    İdeal kocanın sadece güzel sözler söylemesi yeterli değil, aynı zamanda kararlı hareket etmesi gerekiyor.

    Zor durumlarda size destek oluyorsa doğru adamla birliktesiniz demektir.

    Ciddi bir hata yapsan bile seni her zaman destekler
    Hepimiz hata yaparız ama önemli olan sevgilinizin her zaman sizin tarafınızda olmasıdır ( hatalı olsanız bile ) .
    Durum ne olursa olsun eşiniz sizi suçlamak yerine size destek olmalıdır.
    Tek başına yemek yapabiliyor

    Modern kadınlara göre yemek yapabilen erkek ideal kocadır. Özel bir yemek hazırlamasına bile gerek yok aslında.

    En basitinden sadece bir salata hazırlasa ve bir tabağa güzel bir sunumla kadının önüne koysa o kadını mutlu edecektir.

    Moralinizi nasıl düzelteceğini biliyor
    İdeal kocanız kötü hissettiğinizde moralinizi düzeltecek mükemmel espriyi ve şakayı bilir, size destek olur ya da iyi hissetmenizi sağlayacak başka şeyler yapar.
    İdeal kocayı bulduğunuzun 10 işareti | 1
    Uzlaşmanın ve tartışmanın inceliklerini biliyor
    İdeal erkek polislerle, tesisatçılarla ve ağlayan kadınlarla tehdit ya da rüşvete başvurmadan anlaşabilmeli.
    Evden çıkar çıkmaz senin sorunlarını unutmaz
    Erkekler genelde aynı anda birden fazla işe odaklanma sorunu yaşarlar. Ancak seven insan her zaman sizin sorunlarınıza öncelik verir ve göz ardı etmez.
    Sizin görüşleriniz onun için önemli

    Karı ve koca sadece birlikte yaşayan iki insan olmamalı; arkadaş olmalı ve birbirlerine danışmalılar.

    Ama bu kadının erkeği ya da erkeğin kadını kontrol etmesi anlamına gelmez.

    Birlikte karar almayı öğrenmek mutlu bir evliliğin önemli bir noktasıdır.
    Kaynak: milliyet.com.tr / Pembenar
  • İlk buluşmada ateşi körükleyen sözler

    İlk buluşmada ateşi körükleyen sözler

    İlişki Uzmanı Matthew Hussey, flörtünüzle yaşayacağınız ilk buluşmada iyi izlenim bırakmak ve ondan etkilendiğinizi göstermek için söylemeniz gerekenleri açıklıyor.

    “EMİNİM BİR KONSERE GİTSEK ÇOK EĞLENİRDİK.”
    Her erkek eğlenceli olduğunu bilmek ister. Ona kendini komik hissettirebilirseniz sizinle yeni maceralara atılmaktan çekinmeyecektir. Bu sözle ayrıca onunla zaman geçirmekten keyif aldığınızı da gösterebilir, ikinci randevuyu cepte sayabilirsiniz.

    “ŞİMDİYE KADAR KARŞIMA ÇIKAN ERKEKLERDEN FARKLISIN.”
    Bu cümleyi kurarken önemli olan, o ilginç bir şeyler anlatırken spontane şekilde aklınıza gelmiş gibi söylemeniz. Suratında minik bir gülümsemeyle size dönüp ‘Ne gibi farklarım var’ diye sorduğunda ‘Bilmiyorum, ama içimde iyi bir his var’ diyerek cevap verebilirsiniz.

    “BRUNO MARS’I İNANILMAZ SEVİYORUM!”
    Bruno Mars yerine başka bir şarkıcı, restoran veya dizi adı söyleyebilirsiniz. Araştırmalar, buluşmalarda bu tarz kesin ve açık cümleler kullanmanın karşı tarafı etkilediğini gösteriyor. Ancak pek çok insan ‘sanırım, biraz, galiba’ gibi kelimeler kullanarak daha ılımlı bir tavır sergilediğine inanıyor.

  • Akıllı kadınlar nasıl alışveriş yapar?

    Akıllı kadınlar nasıl alışveriş yapar?

    Daha az harcama yapacağınıza dair kendinize söz verdiniz ama yeni sezon gelmek üzere ve içinizdeki alışveriş canavarı uyanmaya başladı. Bütçenizi sarsmadan alışveriş heyecanını yaşamanın yolları burada.

    ZEYNEP SİPAHİ

    FOTOĞRAF: BLOSSOM BERKOFSKY

    Sezon Alışverişi
    Özel davetler, kostüm partileri gibi istisnai etkinlikler dışında aslında her sezon gardırobunuzda neye ihtiyacınız olduğu az çok bellidir. “Bu yüzden önünüze gelen her şeyi almak yerine daha stratejik alışveriş yapmayı öğrenmelisiniz” diyor RetailMeNot uzmanlarından Sara Skirboll. Herkesin bildiği gibi sezon sonlarında perakendeciler yeni ürünlere yer açmak için indirime giderler. Online alışverişin çok sık kullanılmaya başladığı şu dönemde sundukları avantajları da takip etmenizde fayda var.

    Satış Danışmanını Tavlayın
    Alışveriş yapmaktan en keyif aldığınız mağazaları düşünün. Hani içeriye adım atar atmaz en az beş, altı parçaya vurulduğunuz o mağazalarda çalışan satış danışmanlarıyla iletişiminizi iyi tutmaya özen gösterin. Sık sık aynı mağazayı ziyaret ederseniz, zamanla sizi tanımaya başlarlar ve sizinle daha yakından ilgilenirler. İşte tam da bu noktada hazır samimiyeti de ilerletmişken, mağazanın ne zaman indirime gireceğini kulağınıza fısıldamasını isteyebilirsiniz. Müşterilerden sır gibi saklanan o özel günü bilip sabah erkenden alışveriş yapmanın keyfini bir düşünsenize.

    Uygulamaları Avantaja Çevirin
    Alışverişe dair birçok uygulama çıktı. Bu uygulamaları lehinize çevirmenin zamanı geldi. Telefonunuza yüklediğiniz uygulamaların kampanyalarını takip ederek bir sonraki alışverişleriniz için çılgın hediye çekleri kazanmanız mümkün.

    Sosyal Medyayı Kullanın
    Artık birçok markanın Facebook ve Instagram’da hesapları bulunuyor ve bunlar sadece sosyal medyaya özel bazı indirim ve fırsatlar sunabiliyorlar. Böylece ihtiyacınız olan ürünü daha uygun fiyata alabilirsiniz.

    Zararı Kâra Çevirin
    Diyelim ki yeni sezona ait birkaç ürün aldınız. Ancak alışveriş yaptığınız mağaza bir gün sonra sürpriz bir indirime girerse, suçluluk hissetmeyin. Aldıklarınızı değiştirebilir ve aynı bütçeye daha kârlı alışveriş yapabilirsiniz.

     

     

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com

  • Aşk her şeyi affeder mi?

    Aşk her şeyi affeder mi?

    Gelin, ilişkilerdeki tilki-kürkçü sendromunu, bambaşka bir açıdan ele alalım. Önce tilkiyi, yani kaçıp kaçıp dönen sevgiliyi; sonra kürkçüyü, yani onu her seferinde dükkana kabul eden kadınları; ardından da aramızdaki anlaşılmaz bumerang ilişkisini ele alalım. Bakalım, erkek neden gidiyor? Gittiğinde neler yapıyor? Asıl önemlisi kadın onu neden tekrar kabul ediyor?

    Tilkinin problemi ne? Sürekli kaçıp kaçıp giden sevgili nasıl biri olaki, kendinde bu cesareti bulsun? Pek çoğumuz bu soruya takılıp kalıyoruz değil mi?Giden sevgilinin arkasından, oturup kara kara düşünüyoruz. Üstelik döndüğünde de değişmiyor durum; bu kez de neden döndüğü zorluyor aklımızı. Aslında aradığımız tüm soruların cevabı kaçış sendromu olan sevgilinin kişiliğinde gizlidir.

    Bu tipler kişilik olarak iki opsiyon taşır. İlkinde, hayatı boyunca her şımarıklığı hoşgörülmüş bir arsızdır; affedileceğini bilir çünkü hep affedilmiştir. Annesi, ailesi, arkadaşları ve bizden önce birlikte olduğu kadınlar,her türlü aşırı hareketini hoş görmüş, geri döndüğünde buyur etmişlerdir içeri. Kısacası hayatındaki ilk kürkçünün biz olmadığımız ortadadır; o, bu duruma son derece alışkındır. Bizim bu noktadaki hatamız ya da bilinçsizliğimiz, karşımızdaki erkeğin zaten böyle olduğunun farkına varamamamızdır.

    Kürkçünün problemi ne?Masal bu ya; kürkçü, çok kibirli biridir. Tilkiyi kendinden aşağıda ve zavallı gördüğü için, her seferinde ona merhamet göstererek içeri alır. Tabii aynı zamanda onun saf ya da fazla iyi niyetli olma ihtimalini de unutmamak gerekir. Çünkü ancak gerçekten saf biri, kendisini her seferinde terk eden bir erkeği tekrar kabul eder. Tüm bunların yanı sıra, kadın, aşk zokasını yutmuş bir aşık da olabilirki, bu durumda, her seferde gideni geri kabul etmesini hoş görmek gerekir. Her halükarda, kadının çok derinlerde beslediği bir yalnızlık korkusu vardır ve ayakta kalabilmek için bir erkeğe ihtiyaç duyar. Dükkan açık kalmazsa, kürkçü geçinemez, geçinemezse yaşayamaz. Yani, işin aslında, aşksız yaşayamadığımız, bir ilişkiye ihtiyaç duyduğumuz ve yalnız kalmaktan korktuğumuz için, tilkiyi her seferinde içeri alırız. Kaçıp gitmek onun doğasında vardır; geri almaksa bizim; iki tarafı da bu yüzden suçlamamak gerekir… Ancak her bumerang hikayesi, birgün mutlaka son bulacaktır!

    Neden hep geri dönüyor? Tilki geri döner, çünkü… Ormanın, yuvaya alışmış evcil bir tilki için o kadar da güvenli bir yer olmadığını anlamıştır; ilişkiye alışan bir erkek, yeniden avcı pozisyonuna geçmeye uyum sağlayamaz, başarısız olur, özgüveni yıkılır ve ilk fırsatta geri döner.

    Kadının ona sunduğu sıcak ortama, verdiği sevgiye ve gösterdiği özene alışmıştır; ormanda kendini yalnız ve çaresiz hisseder. Bekar arkadaşlarından da bir kere ayrıldığı için, geri döneceği bir grup da kalmamıştır. Zaten diğer arkadaşları da başka bir kürkçünün dükkanındaki yerini almıştır çoktan. Yani, sevgilisinin özenine ve ilgisine alışan bir erkek, ondan birkaç gün bile uzaklaşınca; kendisine gösterilen o içten muameleyi özlemeye başlar. Ayrıca, bekar arkadaşlarının arasından bir kez dışlandığı için, geri dönecek bir yeri de kalmaz; zaten bekarların çoğu, geçen zamanda kendilerine birer sevgili bulmuştur bile.

    Onu geri almak ne kadar doğru? Her şeyi bile bile, onu affettiniz çünkü…Aşıksınız; gözünüz ondan başkasını görmüyor. Aşk,biz kadınları bazen böyle vurur; pek sevgili biricik aşkımızı, dünyanın en yakışıklı erkeklerine tercih ederiz. Her fırsatta kaçıp gideceğini bilsek ve ona güvenmesek bile…Ya da belki sizi terk ederek egonuzu ezen tilkiden bir intikam alma şansını elde ettiniz sonunda. Bu şansı sonuna kadar değerlendirecek, onu istediği şekle getirdikten sonra, kapının önüne atacaksınız.İntikam,intikamdır!

    Evet, sadece aşkımızdan almıyoruz hain sevgilimizi geri; aynı zamanda iyi bir intikam şansı da bu bizim için. Ve tabii ki güzel bir ego tatmini. Artık bütün kozlar elinizde. Terk edip giden, ardından da kapımıza kadar gelip yalvaran sevgilinin, o ilişki içinde nasıl bir itibarı kalabilir ki; artık tek güçlü bizizdir ve gücün tadını çıkarmak güzeldir.

  • Aşk nedir? Ve nasıl gösterilir?

    Aşk nedir? Ve nasıl gösterilir?

    Adını aşk koyduğumuz şeyin ne olduğunu şimdiye kadar kimse tam anlamıyla çözememiştir. Kişi içgüdüleri tarafından önce kendisini korumayı düşünmektedir. İşte aşk bu korumayı neredeyse eriten bir duygudur, insanı yaşama bağlayan bir etmendir. Sanki ruhsal hastalıklardakine benzer süreçler, kişi aşık olduğunda ortaya çıkar, tek farkla aşk bir hastalık değildir. İnsanlar bilinçdışı olarak sürekli ölümsüzlüğün peşinde koştukları için yenilenme arzusuyla üremek isterler. Üremek için gerekirse kahramanlık ve fedakârlık da yaparlar. Aşk fedakarlıkların en büyüklerindendir. Günümüzde psikanaliz, aşk objesine duyulan özlemin, erken çocukluk dönemine ait sevilen objelere, genellikle anne ve babalara, yeniden kavuşma isteğinden doğduğuna inanır. Yani erkek ya da kadındaki bir araya gelme isteği, çocuklukta yaşanan yaralayıcı deneyimlerin yeni bir aşk objesiyle iyileştirme isteğinin bir sonucudur. Duygusal dünyasında tamamen bencilce hareket eden küçük çocuk, gelişimi sırasında kendisine zevk veren şeyleri, kendisinin parçası haline getirir. Yani onu mutlu eden şeyi, bir başkasından gelse bile kendi parçasıymış gibi algılar ve bölünmüşlük duygusu geçici olarak ortadan kalkar. Çocuk, bir başkasının ona yönelmesiyle kendini bir bütün ve mutlu hisseder. Kişi aşık olduğunda da böyle davranır. “Ya benimsin ya kara toprağın, ben sensiz bir hiçim” nakaratları bu yoğun duyguların bir sonucudur aslında. Hatta Freud, sevgili seçerken, küçük yaşlarda elde edilen deneyimlere bağımlı hareket edildiğini ileri sürer. Kişi aşık olma süreci sırasında, önce hayatında bir şeylerin eksik olduğu duygusuna kapılır. Böylelikle yeni bir aşk objesine karşı yoğun ilgi gelişir ve kişi aramaya başlar. Kalp atışları hızlandığında, kulaklar uğuldadığında, uykusuzluk başladığında, yani kişi aşık olduğunda, kendini eksik hisseden taraf, bütünü oluşturmaya çalışıyor demektir. Aşk anlaşılması zor bir kavramdır. Aşk nedir ve nasıl gösterilir, ifade edilir ve paylaşılır? Aşk gelişen bir süreç olarak en az 3 öğeden oluşur; iki davranışsal öğe; ilgiyi alma ve gösterme; iki bilişsel öğe: iyiyi görme ve affetme; duygusal öğe: mahremiyet gibi. Alınan ilginin anlamı bir kişi ilgi görmüyorsa karşılığında imkansız olmasa bile ilgi göstermesi çok zordur. İlk ilgi göstericilerin görevleri besleme, koruma, barınak sağlama ve yol göstermedir. İlgi gösterme ise aşkın somut ve davranışsal ifadesidir; yemek pişirmekten, yatağa taşımaya ve bebek bezi değiştirmeye kadar değişir. Sevdiklerimize hizmet ederiz ve bizim yetersiz olduğumuz yerlerde de onların hizmet etmesini bekleriz. Cinsel eylemde ise ilgi bize ve eşimize zevk veren aktiviteleri sergilemek ve yapmak ile gösterilir. İyiyi görme, sevdiklerimizden önce kendimizde olumlu özellikleri görebilme becerisini gösteren bilişsel bir süreçtir. Bu özellikler fiziksel, karakteristik ya da geçici olabilir. İyi bir cinsel yaşam için gereken ön özellikler kişinin kendisini zevk veren ve alan cinsel bir varlık olarak görmesidir. Birinde cinsel iyiyi görmek o kişiyi önemli ve ehil olarak görmekle paralellik gösterir. Birinde iyiyi görmek ayrıca onu dinlemeyi ve ondan öğrenmeyi de içerir ki böylece geribildirim bir eleştiri olarak anlaşılmaz ya da yapılmaz. CİSED olarak biz bu özelliği saygı olarak tanımlıyoruz. Ne var ki gerçek saygı öz saygıdan gelişir. Cinsel etkileşimde bu saygı kişinin ve eşinin hoşuna gidenleri öğrenme ve söyleme, sonrasında ise gerçekleştirmedir. Zevk veren cinsel aktivitelerin müzakere edilmesinde geribildirim önemlidir, aynı şekilde bu geri bildirimler cinsellikle ilgili korku ve kaygıları da içerir ve bazen çatışma ve sorun da oluşturur. Affetme ise birçok bireysel, evlilik ve cinsel terapist tarafından göz ardı edilen ancak evliliğin ve bireysel mutluluğun temeli olan bilişsel bir diğer süreçtir. Yine de bu süreç iyiyi görmek için başlıca koşuldur. Eğer hatalarımızı affetmezsek karşımızdakinde ve kendimizde iyiyi nasıl görürüz? Kendimizdeki mükemmellik için taleplerimizden vazgeçebilir miyiz? Kendimiz için yapmazsak sevdiklerimiz için yapabilir miyiz? Affetme özellikle eşi aldatma sorununda çok önemlidir. Eğer affetme bilinmezse aldatılan eş evliliklerinin sonuna kadar diğerine bu hatasını ödetmeye çalışır.

    Uzm. Psk. Dan. Cem KEÇE

  • Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları

    Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları

    Yaşadığınız aşk, ilişki ilk günkü güzelliğinde gitmiyorsa yaşadığınız aşkın biraz heyecana ihtiyacı var. Peki neler yapmam gerekiyor diyorsanız hemen açıklıyoruz.
    Aşk her ne kadar güzel bir duygu olsa da bazen heyecanını kaybeder. Böyle durumlarda acilen toparlanma yollarına gitmezseniz aşkınızı kaybedebilirsiniz. İlişkilerde heyecan can suyu görevi görür. Bakalım aşkı monotonluktan kurtarmak için bakalım ne yapmak gerekiyormuş..

    Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları | 2

    İşte aşkınızı monotonluktan kurtarma yolları

    -Yatak odanızda ilk hareketi siz yapın partnerinizden beklemeyin.
    -Güzel anılarınızı hatırlayın ve tekrar onları yapmaya çalışın.
    -Biraz romantiklik hiç fena olmaz! Güzel bir akşam yemeğine ya da güzel bir kahvaltıya ne dersiniz?
    -Hayatınızdaki kişiyi her gün öperek uğurlayın.
    -Aşkı monotonluktan kurtarmak için ilişkinizdeki bazı hataları görmezden gelin.
    -Önünüze gelen küçük tatilleri küçük aşk kaçamaklarına çevirebilirsiniz.
    -Partnerinizle iletişiminiz güçlü olsun.
    -Hayatınızdaki erkeğe bağlanmaktan çekinmeyin.

  • Aşkta Yaşın İlişkiye Etkisi Var mı?

    Aşkta Yaşın İlişkiye Etkisi Var mı?

    Aşk sizi sardığında hayatınızda kelebekler uçuşmaya başlar. Bir süre sonra ise gerçeklerle yüzleşirsiniz. Acaba aşkta yaşın ilişkiye etkisi var mı? Yaş farkı aşkın kalitesini ve zamanını değiştiriyor mu? Tüm merak ettiklerinizi yazımızda yer vermeye çalıştık.

    Aşk güzel bir duygu, birde üstüne doğru kişiyle yaşanıyorsa yemeyin de yanında yatın bir ömür :) Her ilişkide zaman içerisinde belli başlı sorunlar yaşanmaya başlar. Önemli olan sevginizin ve aşkınızın gücüyle üstesinden gelebilmek. Her yolu denediniz ama yine de sorunlarınızın üstesinden gelemediyseniz sorun yaş farkınız olabilir.

    Aşkta Yaşın İlişkiye Etkisi Var mı? | 3

    Aşkta yaşın ilişkiye etkisi var mı?

    İngiltere’de bu konuyla ilgili yapılan bir ankete göre, erkeğin kadından 4-5 yaş büyük olması ilişkinin daha sağlam olmasına ve daha uzun ömürlü olmasına zemin hazırlıyor. Yine araştırma detayına göre kadınlar hayatlarında olgun erkek olsun istiyor. Sadece %1’lik kısım kendisinden küçük erkekleri istemiyor. Çünkü terk edilme duyguları ağır basıyor. Erkeklerin ise genç partnerine ayak uyduramama gibi problemleri var.

    Gördüğünüz gibi aşkta yaşın etkisi var hanımlar! :) İlişki yaşamayı ya da evlenmeyi düşünenler daha dikkat eder artık..

  • İdeal koca ‘nın sahip olması gereken 10 özellik

    İdeal koca ‘nın sahip olması gereken 10 özellik

    Evlendiğiniz ya da evleneceğiniz kişinin doğru insan olduğuna ne kadar eminsiniz? İşte hayalleri süsleyen bir koca adayında “mutlaka” olması gereken O 10 özellik..

    Bu dünyada kimse mükemmel değildir. Ama bir kere aşık olduğun zaman nasıl oluyorsa tüm kusurlar bir anda yok oluyor. Ardından da karşınızdaki kişinin “doğru insan” olup olmadığına dair şüpheler başlıyor.

    İdeal bir kocanın sahip olması gereken 10 özellik

    O yüzden gelin ideal bir kocada hayal edilen ve kesinlikle olması gereken özelliklere birlikte göz atalım. Bakalım sizin kocanız ya da koca adayınız iyi bir karar mı?

    GÜÇLÜ VE KORKUSUZDUR

    Sevgilinizin ya da eşinizin yanında, kendinizi güvende hissediyor musunuz? Korkusuz ve cesur erkekler her zaman kadınlara çok çekici gelmiştir. Bir de böyle bir erkeğin kocanız olduğunu düşünsenize…

    MUTFAKTA DA USTADIR

    Bir erkek mutfağa  o kadar yakışıyor ki. Özellikle de elinin hamuruyla size yemekler pişiriyorsa. Kadın olarak hiçbir erkekten 3 ayrı menü çıkarmasını falan beklemiyoruz. Sadece mutfakta “biraz” yardımcı olsunlar yeter.

    AKILLI AYNI ZAMANDA DA PRATİK ZEKADIR

    Bilmediğiniz şeyler konusunda sizi aydınlatabilecek bir kişiyi hayatınızda istemez miydiniz? Özellikle de stresli zamanlarda pratik zekasıyla tüm sorunlara hızlı çözüm üreten birini?

    EV İŞLERİNE YARDIM EDER

    Eğer sevgiliniz ya da eşiniz ev işlerine yardımcı oluyorsa o erkeği tutun!

    İş yerinde ne kadar yorulduğunuzu anlar ve ona sorarsanız evin eksiklerini almadan eve gelmez. Dahası, ev işlerini birlikte yapmak; bir çift olarak zaman geçirmek için mükemmel bir yoldur.

    SİZİN GÖRÜŞÜNÜZE ÖNEM VERİYORSA

    Karı koca arasındaki ilişki yalnızca birlikte yaşamakla kalmamalı – aynı zamanda birbirleriyle arkadaş olmayı da getirmeli.

    Ancak bu, bir erkeğin eşinin her dediğini yapması anlamına gelmesin. Kararları nasıl birlikte alacağınızı öğrenmek, mutlu bir evlilik için çok önemli bir unsurdur

    HATALARINIZA RAĞMEN SİZİ SEVİYORSA

    Hepimiz hata yaparız, ve o zaman en çok değer verdiğiniz kişi daima yanınızda olmalı (Yanılıyorsan bile). Her durumda, kocanız sizi suçlamak yerine size destek olmalı.

    SORUNLARINIZI DİNLİYOR VE ÇÖZÜM ARIYORSA…

    Erkekler genellikle aynı anda birden fazla göreve odaklanmakta zorlanırlar. Ama sevecen bir kişi daima sorunlarınızı ön planda tutar ve hiçbir zaman problemlerinizi görmezden gelmez.

    UZLAŞMAYI VE PAZARLIK YAPMAYI İYİ BİLİYORSA

    İdeal bir erkek; polis memurlarından tutun tesisatçıya kadar herkesle iş bitirici bir dilde konuşuyor olması lazım.

    SİZİ NASIL NEŞELENDİRECEĞİNİ BİLİYORSA

    Kendinizi kötü hissettiğiniz zaman, eşiniz de sizin moralinizi nasıl yerine getireceğini bilmeli.

    HER AN HER YERDE DUDAĞINIZA ÖPÜCÜK KONDURUYORSA

    Hayata bir kere geliyoruz. Sevgimizi harcamak için de zamanımız çok kısıtlı. Bu yüzden her kadına mutlaka kadın ruhundan anlayan bir erkek gerekir.

    Hiç beklemediğiniz bir anda bir öpücükle ya da bir sarılmayla size sevgisini göstermeli.

     

     

    Kaynak: Posta.com.tr

  • Aşk her zaman mutlu eder mi?

    Aşk her zaman mutlu eder mi?

    Aşk her zaman mutlu eder mi? Aşk, yaşam enerjisi üzerinde çok önemli etkiye sahip en güçlü duygulardan biri. Yüzyıllardır insanlığı meşgul eden konular arasında. Peki aşk neden bu kadar etkili, vücutta neleri değiştiriyor, “ayakları yerden kesen aşk” nasıl oluyor da patolojik bir hal alıyor ve şiddete dönüşüyor?
    “AŞK GEÇİCİ BİR GÖRME KUSURUDUR”

    14 Şubat Sevgililer Gününde aşkın abc’sini ntv.com.tr’ye anlatan İstanbul Florence Nightingale Hastanesinden Uzman Psikolog Gizem Ünveren, “geçici bir görme kusuru” olarak nitelendirdiği aşkı, “insanın sevebilme ve üretme kapasitesinin psikolojik yatırımı” olarak tanımlıyor ve devam ediyor..

    “Çünkü insan sevgi üreterek, sevilmek gereksinimini doyurmak ister. İşte bu süreçte; yaşarken sıkıntı verse de yüreğimizi titreten, aklımızı meşgul eden ve sürekli yaşamak isteyeceğimiz duygu olarak karşımıza çıkan aşk, geçici bir görme kusurudur. Hayal edilenle gerçek arasındaki fark anlaşılıncaya kadar geçen süreyi kapsar. Aynı zamanda olağanüstü bir kaynaşma halidir.”

    AŞK VÜCUDUMUZA NELER YAPIYOR?

    Aşk sadece duygusal değil aynı zamanda fizyolojik bir süreç. Araştırmalara göre, aşık olan kişinin beynindeki kan akışı değişiyor. Ellerde titreme, terleme, kalp çarpıntısı, nefes alışverişinde artma, tükürük salgısının azalması, yüzün soluklaşması veya kızarması gibi bedensel tepkimeler gözleniyor. İnsan beyni için bir çeşit haz kaynağı, haz, mutluluk ve keyif veren dopamin, oksitosin, prolaktin, noradrenalin ve feniletilamin maddelerinin salgıları artıyor.

    SAĞLIKLI AŞK MUTLU EDER, BAĞIMLI AŞK DEPRESİF

    Psikolog Ünveren’in anlattıklarına göre, aşık olan kişi öğrenmeye daha açık ve coşkulu oluyor, çalışmaktan keyif alıyor, agresifliği azalıyor, hoşgörüyü artırıyor. Ancak bu olumlu etkilerin görülmesindeki anahtar nokta aşkın sağlıklı olması. Çünkü sağlıklı aşk kişiyi mutlu ederken, bağımlı aşk depresif yapıyor.

    AŞK NEDEN ACI VERİYOR?

    Yani aşk, her zaman mutluluk vermiyor, bazen kişinin depresif hissetmesine ve acı çekmesine de neden oluyor. Ünveren aşkın acı veren bir duyguya dönüşmesini; “İlişki istendiği gibi gitmediğinde hayat kabusa dönebiliyor. Özellikle geçmişinde büyük kayıplar yaşamış kişiler ayrılığa karşı daha duyarlı ve savunmasız olabiliyor. Kişide umutsuzluk, öfke gibi duygular oluşuyor. Yalnızlık korkusu, karamsarlık, hayatın anlamsızlığı düşünülüyor. Derin bir acı yaşanıyor, ölüm düşüncesi, intihara eğilime kadar giden depresyon görülebiliyor” şeklinde açıklıyor.

    KADIN CİNAYETLERİNİN BİR SEBEBİ DE HASTALIKLI AŞKLAR MI?

    Ancak bir de patolojik yani hastalıklı aşklar var ki, onların verdiği acı ve yıkım çok daha büyük oluyor, aşkla başlayan birliktelikler trajedi ile sonlanıyor. “hastalıklı aşk” kadınlarda da erkeklerde de görülebiliyor ancak olayı şiddete çeviren taraf tamamen erkekler oluyor.

    Hastalıklı aşkın; takıntılı aşk, patolojik aşk veya narsisistik (bencil) aşk diye de adlandırıldığını söyleyen Uzman Psikolog Gizem Ünveren, bu durumda kişinin ilişkiyi bir benlik mücadelesine dönüştürdüğünü söylüyor:

    PATOLOJİK AŞKIN NEDENİ BEBEKLİK DÖNEMİNE KADAR UZANABİLİYOR

    “Sevgi sanılan şeyin altında bağımlılık ve yetersizlik duygularını barındıran saplanıp kalma, yapışıp kalma olabilir. Sağlıklı ruh yapısına sahip olmayan bireylerde bu duygu durumu görülebilir. Aşk sanılan duygu, bebeklik döneminde bağlanma ilişkisinin sağlıklı gelişmemesinden dolayı, kişide hastalık boyutuna varan bir durumu ortaya çıkartabilir. Aşk cinayetleri de bu ruh hali ile gerçekleşir.

    “SEVDİĞİN İÇİN ÖL-ÖLDÜR ÖĞRETİSİ YERLEŞİK HALE GETİRİLİYOR”

    Kişi kendini, o olmazsa yaşayamaz, mutlu olamaz, güçlü olamaz halde hisseder. Karşısındaki için çok şey yaptığını zanneder ama asıl gayesi benliğini kurtarmaktır. Kişinin ileri giden tavırlarına hoşgörülü olunduğunda, “sevdiğin için öl-öldür” öğretisinin yerleşik hale gelmesi, aşkın patolojik boyuta taşınmasının yolunu açar. Takıntı hastalığı, aşk takıntısı şeklinde ortaya çıkabilir. Bağımlı, takıntılı, narsisistik, sınır kişilikler de takıntılı aşk yaşamaya meyillidir.”

    AŞK ACISI ÇEKENLER NE ZAMAN YARDIM ALMALI?

    Biten aşkın ardından üzüntü, sıkıntı ve özlemin yaşanması normal ama Ünveren, bu durumun makul bir sürede geçmesi gerektiğini söylüyor. Yaklaşık 6 ayın sonunda acınız hala aynı yoğunlukta ise bir uzmandan yardım almalısınız. Aşk acısı bedene de yansıyabiliyor. Mide kasılmaları, sürekli baş ağrıları, uyku düzeninde bozulmalar ve iştah kesilmesi görülebiliyor.

    KADIN SEVGİ, ERKEK CİNSELLİK İSTİYOR

    Kadın ve erkeğin aşka yükledikleri anlamlar ve aşktan beklentileri farklılık gösteriyor. Ünveren, kadınların ilişkiden isteklerini kısaca; sevgi, güven, farkedilmek, arzulanmak, takdir görmek olarak özetliyor, erkeklerin cinsel odaklı yaklaşımına vurgu yapıyor:

    “Erkekler genellikle kariyerleri, partnerleri üzerindeki etkileri, cinsel başarıları, çekicilikleri ile alakalı tatmin olmayı yani övgü ve onay almayı istiyor. Erkekler için ilişkideki kilit noktalardan biri cinselliktir. Erkeklerin ilişkiye bağlılığı cinsellikle pekişirken, kadınların bağlığı ise iletişim ile gerçekleşir.”

    CİNSELLİK PARTNERLERİN HORMONAL BAĞ KURMASINI SAĞLIYOR

    Aşkı ateşleyen ve sürdüren en önemli etkenin cinsel enerji olduğunu söylemek doğru olur mu, cinsel enerji bitince aşk da bitiyor mu? Ünveren’in yorumu şöyle:

    “İlişkide bağlılık ve süreklilik sağlayan önemli etkenlerden biri cinselliktir, biyolojik olarak partnerler arasında hormonal bir bağ da kurulmasına neden olur. Burada etkili olan hormonlar oksitosin, dopamin ve serotonindir. Bu hormonal uyarı ile haz alma mutlu hissetme bağlılık ve ait hissetme gibi duygular ortaya çıkar.”

    AŞKIN ÖMRÜ NE KADAR?

    Aşkın ömrü ile bilimsel araştırmalara işaret eden Psikolog Ünveren, “Aşkın ömrünün 2-3 yıl olduğu araştırmalarla saptanmıştır. Aşk için gerekli olan dopamin, noradrenalin ve feniletamin gittikçe azalıyor. İlişki devam ederse endorfinler devreye giriyor ve huzur, güven gibi duygular ilişkiye ekleniyor. Seksle beraber oksitosinin salınması ile doyum ve bağlanma gerçekleşiyor” diyor.

    Yani, ömrü 3 yıl olsa da sevgiye evrilebilen sağlıklı aşklar, bedeni ve ruhu beslemeye devam ediyor.

     

     

    Kaynak: Ntv.com.tr