Kategori: İlişkiler

  • Erkekler Bu Romantik Filmlerin Müptelası

    Erkekler Bu Romantik Filmlerin Müptelası

    İçindeki romantik prensi açığa çıkaramayan o kadar çok erkek var ki… İşte o filmler…

    Kim demiş kadınlar sadece romantik, erkeklerse sadece aksiyon filmlerinden hoşlanır diye? Biz, erkeklerin romantik filmler seyretmediklerini düşüneduralım, aslında sayıları en az aksiyon filmlerinden hoşlanan kadınlar kadar… Womenist olarak, erkeklerin etraflarına pek çaktırmadan ara ara izledikleri, hatta başucu filmi olarak dahi gösterebilecekleri aşk klasiklerine bir göz atalım istedik…

    Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir?

    Orijinal adı: How To Lose A Guy In 10 Days

    Kate Hudson ve Matthew McConaughey’in başrollerini paylaştığı filmde köşe yazarı Andie Anderson ( Kate Hudson ), erkeklerin ilişkiden adeta kaçmasına neden olan hataları sadece 10 günde bizzat deneyimleyerek yazmak ister. Benjamin Barry ise girdiği bir iddia üzerine bir kadını kendine 10 günde aşık edebileceğini düşünmektedir. Bu ikilinin karşılaşması, ortaya unutulmaz bir romantik komedi çıkarır…

    Şeytan Marka Giyer

    Orijinal adı: The Devil Wears Prada

    Meryl Streep ve Anne Hathaway’li ‘Şeytan Marka Giyer’ de sadece kadınların bildiği ve ara ara dönüp izlediği bir film değil. New York moda dünyasının karmaşasına değinen film, tam bir başyapıt. Muhtemelen de bazı erkeklerin, onlar aksini iddia etseler de başucu filmlerinden.

    Not Defteri

    Orijinal adı: The Notebook

    Tüm zamanların en iyi aşk hikayesine sahip filmlerinden biri olan Notebook, sararmış bir not defterinden anlatılan büyüleyici bir aşk hikayesini konu alıyor. Başrollerinde Rachel McAdams ve Ryan Gosling’in yer aldığı bu şaheser de çoğu erkeğin ‘hayatının filmi’. Siz yine de bizden duymuş olmayın…

    Kaza Kurşunu

    Orijinal adı: Knocked Up

    2007 ABD yapımı romantik filmde tek gecelik bir ilişki sonrasında hayatı değişen bir çiftin hikayesi anlatılıyor. Oyuncu kadrosunda Katherine Heigl, Seth Rogen ve Jason Segel gibi isimler var. Erkeklerin türlü dersler çıkarabileceği bir film…

    Prenses Gelin

    Orijinal adı: The Princess Bride

    80’li yılların en başarılı romantik filmlerinden biri olan Prenses Gelin, William Goldman’ın romanından sinemaya uyarlandı. Kahramanı tarafından kurtarılan güzeller güzeli bir prensesin hikayesi anlatılıyor. Erkekler de imkansız aşkların öyküsünü dinlemeye kadınlar kadar meraklı aslında. Bu yüzden de bu filmi kimselere çaktırmadan izliyor olmalılar. Başrollerde Robin Wright Penn ve Cary Elwes var.

    Aşk Her Yerde

    Orijinal adı: Love Actually

    Liam Neeson, Hugh Grant gibi erkekler için birer rol model olan aktörlerin yer aldığı romantik film de listemize girmeye hak kazandı. Birbirinden farklı 10 hikayenin içinde geçen film, unutulmayacaklar arasında…

    Moulin Rouge!

    Bazı erkekler için romantik ya da değil, bir film izlemek için o filmde sadece Nicole Kidman’ın var olması bile yeterli iken, Moulin Rouge büyüleyici özelliği ile en az kadınlar kadar onların da nefeslerini tutarak izlediği bir film. Tehlikeli bir aşk hikayesi, tehlikeden hoşlanan erkeklerin de ilgisini çekiyor anlaşılan…

    Aşkın 500 Günü

    Orijinal adı: 500 Days of Summer

    Filmde; aşka inanmayan bir kadın ile ona aşık olan bir gencin sıradışı romantik hikayesi var. Aşktan vazgeçmeyen erkeklerin vageçmeyeceği filmlerden…

    Sarah Marshall’ı Unutmak

    Orijinal adı: Forgetting Sarah Marshall

    ülkemize ‘Aşkzede’ olarak da bilinen bu filmde kız arkadaşının daime yanında olan ve adeta asistanlığını yapan müzisyen Peter’ın hiç beklemediği bir anda terkedilme hikayesi anlatılıyor. Kendini uzaklara, Hawaii’ye atıp yenilenmek isteyen Peter’ı hiç ummadığı sürprizler beklemektedir. Erkekler; ‘bu çocuğa bu yapılır mıydı?’ diye soruyor filmi de ama tekrar tekrar izlemekten geri kalmıyorlar…

    Son Şarkı

    Orijinal adı: The Last Song

    Liam Hemsworth ve Miley Cyrus’un başrollerini paylaştığı filmi izleyip de göz yaşlarına hakim olamayan erkeklerin sayısı az. Tabii, içlerinde az da olsa romantik bir centilmen varsa… Yaz tatili için babasının yanına gönderilen bir genç kızın hikayesi anlatılıyor…

    Womenist

  • Ev işleri boşanma nedeni

    Ev işleri boşanma nedeni

    Norveç’te yapılan bir araştırmaya göre, ev işlerini paylaşmak çiftlerin boşanma ihtimalini arttırıyor. İşte detayları…

    Artık eşinizden ev işlerini sizinle paylaşması konusunda yardım istemeden önce durup bir kez daha düşünmeniz gerekebilir. Zira, Norveç’te gerçekleştirilen bir araştırmaya göre ev işlerini karı-kocanın birlikte üstlendikleri evliliklerin boşanma ile sonuçlanma ihtimali, ev işlerini sadece/çoğunlukla kadının üstlendiği evliliklere göre tam %50 daha fazla!

    Şaşırtıcı sonuçları olan bu ilginç araştırmayı yürüten uzmanlara göre bu oran, günümüzdeki evlilik müessesesine bakış açısının değişmesi, evliliğin eski zamanlara göre daha az kutsal sayılmasından kaynaklanıyor olabilir…

    Ev işlerinin eşler arasında paylaşıldığı modern evliliklerde kadınlar çoğunlukla bir işe,kariyere sahip ve ekonomik özgürlükleri kendi başlarına yaşayabilmeye de müsait. Maddi açıdan eşine bağımlı olmadıklarından, boşanmaları halinde yola tek başlarına da rahatlıkla devam edebilirler.

    İşleri bölüşmeyen, sorumlulukların net çizgilerle belirli olduğu ve birinin diğerine göre daha baskın hareket ettiği evliliklerde ise boşanma oranları daha düşük. Yani, kadın maddi açıdan eşine bağlı ve boşanma fikrini aklına en son getirmekte…

    Erkek de ev işlerine yardımcı olmadığında evlilikleri açısından çok da değişen bir şey olmayacağını düşündüğünden ve kendi başına yaşıyor olduğunda kadının bu toparlayıcı özelliğinden faydalanamayacağına kanaat getirdiğinden boşanmayı pek düşünmüyor… Ayrıca, benzer bir düşünce yapısı da çalışan kadın ve evde oturan erkek arasındaki evlilik ilişkilerinde de daha fazla gelişmeye başladı desek, bu araştırmanın verileri ışığında pek de yanılmış sayılmayız…

  • 1-7 Ekim burçları bekleyen süprizler

    1-7 Ekim burçları bekleyen süprizler

    Nuray Sayarı 1-7 Ekim haftasını yorumluyor. İşte bu hafta burçları bekleyen süprizler…

    Koç:

    Bu hafta içinde bulunduğunuz önemli ilişkiler bu ayın 5’inde dikkat ve özen istemekle beraber bu ilişkiler içindeki herkes mantıklı davrandığınızın farkında. Dolayısıyla problem ortaya çıkmayacaktır. Hayalperest Neptün-Uranüs birlikteliği özellikle Mars’ın 9. Büyük Hayaller Evinize girdiği 6 Ekim tarihinde sizi hayal kurmaya ve bunları gerçekleştirmeye zorlayacak. Bu durumda pratik çözüm yanlısı olmak isteseniz bile Mars ve Neptün 7 Ekim’de sizi ihtiyatsız davranmaya teşvik edecek.

    Boğa:

    Bu hafta ay aşk ve ilişkiler gündemi oluşturacak. 2 Ekim tarihinde gerçekçi yaklaşımınız nedeni ile insanları ve olayları iyi değerlendirebilecek ve akıllı yatırımlarda bulunabileceksiniz. Venüs’ün Başak Dönencesi’ne girmeden Satürn ile oluşturacağı 60 derecelik açı uzun vadeli karar almanız için iyi bir olanak sağlayacak. Ancak aynı gün Venüs’ü etkileyecek olan Neptün yaşamınızda hayallerin gerçeklerin önüne geçmelerine neden olabilir. Tamamen hayaller içinde kaybolmamak şartıyla romantik zaman geçirmek size yararlı olabilir.

    İkizler:

    Bu hafta 3 Ekim tarihinde 10. Statü Evinizde Neptün’e karşı pozisyon alacak olan Venüs sayesinde kendinizi biraz kaybolmuş hissedebilirsiniz. Hatta 4 Ekim’de yönünüzü tamamen kaybetmiş gibi duygulara kapılabilirsiniz. Ancak 5 Ekim’de kendinizi toparlayacak ve hayallerin size umut verdiklerini göreceksiniz. 6 Ekim’de Mars’ın 7. İlişkiler Evinize girmesiyle kendinizi başkalarının çekim alanında bulacaksınız. 7 Ekim’de Mars-Neptün dik açısı gerçekleşmeyecek hayallerin peşinde koşmanın size uzun vadede başarı getirmeyeceğini hatırlatacak.

    Yengeç:

    Bu hafta 5 Ekim tarihinde gerçekleşecek olan Merkür-Satürn karşılaşması sizi ciddi bir ruh haline sokacaktır. Bugün her şeyin zor kısmını görmek yerine sizi gelecek için yaptığınız planları gerçekleştirmekten alıkoyan engelleri ortadan kaldırmaya çalışmalısınız. 6 Ekim tarihinde Merkür’ün Neptün ile alacağı uyumlu konum size yaşamınızda yapmak istedikleriniz için ilham verecek. Aynı gün Mars’ın Yay Dönencesi’ne girişi iş yaşamınızı canlandırabilir. Ancak 7 Ekim’de Neptün’ün Mars’a alacağı dik açı hareketlerinizin gerçekleri yansıtmaması halinde sizi amaçlarınızdan uzaklaştıracak.

    Aslan:

    Bu hafta 2 Eylül tarihinde Mars’ın Ay’ın Kuzey Tepesi ile karşılaşması sonucu yaşamın sahte yüzünün arkasında gizlenen manevi amaçlarınızın farkına varacaksınız. Bugün Venüs’ün Satürn ile gireceği 60 derecelik açı, dünyevi arzularınızı dizginleyerek gerçek amaçlarınıza yoğunlaşmanızı sağlayacak. Ancak 3 Ekim’de Venüs’ün Başak Dönencesi’ndeki 2. Kişisel Değer Evinize girerken Neptün’ün 8. Özel Yaşam Evinizde bulunmasının yaratacağı tansiyon sizi gerçeklerden çok hayal peşinde koşmaya zorlayabilir. Bu süreçte kalbinizdeki duyguları dengelemeniz, çıkabilecek hayal kırıklıklarını önleyecektir. 7 Ekim’de Mars’ın Yay Dönencesi’ndeki 5. Romantizm Evinize girişi ve Neptün ile dik açı yaratması sizin kafanızı karıştırarak yönünüzü kaybetmenize neden olabilir.

    Başak:

    Bu hafta 5 Ekim’de Merkür, Satürn ile henüz Akrep Dönencesi’ne girmeden karşılaştığında sözlerin hayatınızdaki önemleri artacak. Kimsenin sizi dinlemek istemediği bir ortamda olumsuz hissetmeniz normaldir ancak bugünü çevrenizde olan bitenleri incelemek ve değerlendirmek için kullanmalısınız. 6 Ekim’de Merkür-Jüpiter, Mars’ın Terazi Dönencesi’ne girerken alacakları konum, kendinizi şiirsel veya artistik şekilde ifade etmenize olanak sağlayacak. Bugün kendinizi mantıklı davranmaya zorlamayın.

    Terazi:

    Bu hafta 2 Ekim’de Satürn ile 60 derecelik bir açı yapacak olan Venüs, sizin bu aya ciddi düşüncelerle başlamanıza neden olabilir. 3 Ekim’de hedeflerinize odaklanmak istemenize rağmen Neptün sizin dikkatiniz dağıtabilir, dikkatli olun! 5 Ekim öncesi düşünmeniz gereken pek çok şey olacak. Bu tarihte Merkür ve Venüs, Akrep Dönencesi’ni geçerken 2. Kaynaklar Eviniz dikkatinizi maddi konulara yöneltecek. Her ne kadar maddi konulara odaklansanız bile bugün hayal gücünüz çok güçlü.

    Akrep:

    Bu hafta 5 Ekim’de Merkür ve Satürn’ün burcunuza gitmesiyle yaşamınızdaki tartışmalar sona erecek ve sizin harekete geçme zamanınız gelecektir. Bugün bazı tatsız haberler alsanız bile bunlar sizi durduramayacaklar. Olayları ve gerçekleri kavrama yeteneğiniz sizi entelektüel bir otorite ve büyük bir iletişimci haline getiriyor. Ayrıca 6 Ekim’deki Merkür-Neptün birlikteliğinin Jüpiter ile karşılaşması, bakış açınızda iyimserlik sağlayacak. Yalnız bu iyimserliğin sizi maddi konularda maceralara sürüklemesine 7 Ekim tarihinde izin vermemelisiniz. Bugün Satürn’ün size sorumluk ve sabır vermesine olanak sağlayın. Aşırı iyimserlik bazen gerçekleri görmeyi engeller ve sabırsız davranışlar büyük zararlara neden olabilir.

    Yay:

    Bu hafta 5 Ekim tarihinde Merkür’ün Satürn ile karşılaşması sayesinde yaşamda nelere daha fazla önem verdiğinizi anlayacaksınız. Aynı gün oluşacak Neptün-Merkür konumlanması, beklentilerinizi gerçekçi seviyeye çekmenize yardımcı olarak özgüveninizi arttıracak.

    Oğlak:

    Bu hafta Merkür ve Satürn’ün size olan bilgi akışını yavaşlatıp veri kıtlığına neden olacağı 5 Ekim tarihinde hedeflerinize ulaşmak için gerekli soruları sormaktan çekinmemelisiniz. Bugün Merkür ve Satürn’ün 11. Evinize girişleri sonrası arkadaş ve dostlarınız size yardıma koşacaklar. Bazen amaçlarınıza ulaşmak için başkalarıyla aynı frekansa gelmek uzun ve sıkıntılı tartışmalar gerektirebilir ancak bu tartışmalarda harcadığınız çabaların karşılığını uzun vadede alacaksınız.

    Kova:

    Bu hafta 5 Ekim’de Merkür’ün 9. Yüksek Eğitim Evinizde Mars’a karşı alacağı konum, eldeki bilgileri iyi değerlendirmenizi gerektirecektir. Elinizdeki bilgilere vakıf olmanız halinde her türlü sunumu yapabilirsiniz ancak bilgilerinizi iyi değerlendirmediyseniz, insanların eksiklerinizi yakalamaları çok kolay olacaktır. Mars’ın Terazi Dönencesi’ndeki 11. Gruplar Evinize girdiği gün, enerjiniz ve dostlarınızın size sağlayacağı yardımlarla başlayacağınız her işte başarılı olabilirsiniz. 7 Ekim’de Neptün-Mars dik açısı sizi enerjinizi boşa harcayacağınız işlere yönlendirebilir.

    Balık:

    Bu hafta 3 Ekim’de Venüs’ün Başak Dönencesi’ndeki 7. İlişkiler Evinize girmesiyle çekiciliğiniz çok artacak ve göz alıcı biri haline dönüşeceksiniz. Ne istediğinizi bilmeniz sizin için büyük avantaj olmakla beraber Venüs’ün aynı gün Neptün ile alacağı konum, gerçekleri hayallerle karıştırmanıza neden olabilir. Bu sihirli bağlantı romantik duygularınızı karıştırsa da neyin gerçek olduğunu anlamanız için zamana ihtiyacınız olacak. Jüpiter’in 4 Eylül’de başlayacağı geri çekilme hareketi başkalarına rehber olarak güvenmek yerine doğru yanıtları kendinizin araması gerektiğini hatırlatacaktır. 5 Ekim’de entelektüel sorumluluk almak durumunda kalacaksınız.

  • 5 Boşanmadan 1′i internet Yüzünden

    5 Boşanmadan 1′i internet Yüzünden

    Her 5 çiften birinin sosyal paylaşım ağları yüzünden boşanıyor…

     

    Son yıllarda yaygınlaşan sosyal paylaşım siteleri ( Blogspot, Facebook, Flixster, Fourmspring, Mypace, Path, Siberalem, Twitter, Windows Live, vb.) tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek popüler hale geliyor. Sosyal paylaşım ağı kullanımının yaygınlaşması sonucunda özellikle yakın ve mahrem ilişki yaşayan çiftlerde ve evliliklerde sorunla artmaya başladı. Sosyalleşme ve flört etme azalmaya ve sanal seks artmaya başladı…

     

    SOSYAL AĞLAR İLİŞKİLERİ OLUMSUZ ETKİLİYOR!

    Sanal âlemde, flört etmenin sınırlarını çizmenin oldukça zor olduğuna değinen Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, genellikle bir oyun gibi başlayan yazışmaların daha sonra tutkulu birer ilişkiye dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Bireylerin yolunda giden ilişkileri olsa bile, zamanla kendilerini sanal ortamdaki cazibeli duruma kaptırabildiklerine değinen cinsel terapistler, sevgiliden ya da eşten zaman çalınarak, çeşitli bahanelerle sosyal paylaşım ağlarına girilmeye çalışılmasının ilişkilerde sorunlar yaşanmasına ortam hazırladığına dikkat çekti.

    SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİNİN KURBANI OLMAYIN!

    Amerika’da 2009 yılından bu yana, boşanmak için mahkemeye başvuran her beş çiften biri sosyal paylaşım ağlarından kaynaklanan problemleri öne sürdüğünün altını çizen CİSED cinsel terapistleri; “Boşanma dilekçelerinde, eşler birbirini sosyal ağlarda kaçamak yapmakla, eski sevgilileriyle görüşmekle ya da sosyal ağ paylaşım sitelerine dalıp birbirlerini unutmakla suçluyor. Son iki yıl içerisinde Türkiye’de de bu nedenlerden dolayı ciddi tartışmalar yaşayan, boşanma eşiğine gelen hatta ilişkilerini bitiren çiftler gözleniyor.” dedi ve çiftler, sosyal paylaşım sitelerinin kurbanı olmasın diye önemli önerilerde bulundu:

    İŞTA ALTIN DEĞERİNDE ÖNERİLER:

    1-Şüphelenen kadın ya da erkek durumu görmemezlikten gelmemelidir!

     Eşler ya da sevgililer, bu durumu ilk fark ettikleri zaman birbirine karşı açık olmalı ve konuşmalıdır. Görmemezlikten gelmek en büyük yanlıştır. Doğabilecek problemleri çözmenin en iyi yolu, olup biteni iyice anlamaya çalışmaktır. Diğer bir değişle, çiftler onları bu davranışa iten problemleri ya da ilişkilerindeki eksiklikleri ortaya çıkarıp, düzeltme yoluna gitmelidir.”

    2-Sosyal paylaşım sitelerinin üyelik ve arkadaşlık talepleri çiftin ortak onayıyla gerçekleşmelidir!

     Sosyal paylaşım siteleri, bir yandan arkadaşlarınız hakkında fikir edinilmesini sağlarken, diğer yandan da ilişkiler üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Eski erkek ya da kız arkadaşlarınızdan gelebilecek arkadaşlık taleplerini onaylamak ya da onaylamamak konusunda çiftlerin bir karar alması, çıkabilecek sorunların önüne geçilmesinde oldukça yararlı olabilir.”

    3-Sosyal paylaşım hesapları sınırlandırılmalıdır!

     Sosyal paylaşım sitesi hesap ayarlarından, görünürlüğünüzü sınırlandırarak ya da iletişime geçmek istemediğiniz kişileri engelleyerek, istemediğiniz kişilerden gelebilecek arkadaşlık taleplerini ya da mesajları önlemiş olursunuz. Bunu çiftler adil olarak yaparsa, ilişkileri üçüncü şahıslardan çıkabilecek problemlere karşı korunmuş olacaktır.”

    4-Sosyal paylaşım sitelerinin hesap şifreleri gizli olmamalıdır!

     Sevginin, paylaşımın ve şeffaflığın olduğu her yerde güven vardır. Bu nedenle, sosyal paylaşım ağlarının, aranıza girmemesi ve kafanızda soru işaretleri yaratmaması için çiftlerin, kullandıkları sosyal paylaşım site hesap şifrelerini birbirinden saklamamaları daha doğru olacaktır. Böylelikle merak edilen her şeye istendiği zaman ulaşılabilir.”

    5-Sosyal paylaşım sitelerinde ortak bir hesap ve birlikte çekilmiş bir profil resmi kullanılmalıdır!

     Kişiler cinsellik olmadığı için aldatma da olamayacağını savunsa da, eğer çiftlerden biri diğerinin yanına geldiğinde ekran kapatılıyorsa ya da sosyal ağa girmek için kişi partnerinin uyumasını bekliyorsa, aldatılıyorsunuz demektir. Unutmayalım ki aldatma bir kandırmacadır. Kanan taraf olmanız ilişkinizin çatırdamasına yol açabilir. Bu nedenle, birer sosyal paylaşım ağı kullanıcısı olarak, eşinizle birlikte ortak bir hesap oluşturabilir ya da aynı kareyi paylaştığınız bir fotoğrafı profil resmi yapabilirsiniz. Aynı sosyal paylaşım ağı hesabını kullanarak, hem birbirinizin arkadaş çevresini yakından tanımış olur hem de yanlış anlaşılmalara neden olabilecek durumlara yer vermemiş olursunuz.”

    6-Sosyal paylaşım siteleri bağımlılık halini almamalıdır!

     Sosyal ağlar, herkesin hayatına yeni bir kişi ya da iş olarak girdiği için kişiden kendisine vakit ayırmasını, sürekli onla ilgilenmesini istiyor. ‘Bir arkadaşlık talebiniz var!’, ‘Biri mesaj kutuna bir şeyler yazdı!’, ‘Oyuna davet edildin!’ gibi bildirimlerle her gün siteye çağırılıyorsunuz. ‘Sadece, beş dakikalığına gireceğim!’ dediğiniz de, bir bakmışsınız saatlerdir sosyal paylaşım sitesi sayfasının karşısındasınız. Bu durum, sadece evinizde değil işinizde de böyle. Sosyal paylaşım sayfalarında sosyalleşmektense sevgiliniz, eşiniz ya da arkadaşlarınızla evde ya da dışarıda daha güzel vakit geçirebilirsiniz. Günümüzde internetsiz bir hayat zaten olmadığı için eve geldiğinizde hem kendiniz hem de partneriniz için bilgisayarınızı, çantasından çıkarmamanızda fayda var.”

    7-İlişkinin başında sosyal paylaşım siteleriyle ilgili ortak bir karar alınmalıdır!

     Kişiler, ilişkilerinin ya da evliliklerinin en başında, sosyal paylaşım siteleri hakkındaki görüşlerini, istek ve taleplerini açıkça dile getirmelidir. Böylece, ileride çıkabilecek sorunlara yönelik tedbirlerini en baştan almış olacaklardır. Çiftlerin, sosyal paylaşım siteleri hakkındaki olumlu ya da olumsuz görüşleri üzerine konuşularak aldıkları kararlar, en baştan karşılıklı olarak konuşulup ortak bir sonuca varılan, kesin ve kati olarak sınırları çizilen kararlar olacağı için anlaşmazlıkların çıkması dâhilinde, birlikte alınmış olan kararın, sorunun çözülmesinde büyük etkisi olacaktır.”

  • Evliliği tehdit eden 3 temel sorun

    Evliliği tehdit eden 3 temel sorun

    Ekonomik sıkıntılar mı? Konuşamamak mı? Parasızlık mı? Kıskançlık mı? Sadakatsizlik mi? İlgisizlik mi? Eğitimsizlik mi? Kişilik çatışması mı?..”

    Bunların çoğu birer belirtidir.Gerçek sebep sevgi , saygı ve güven bağlarını zayıflatan herhangi bir şeydir.Evliliği bir arada tutan harcın malzemeleri sevgi , saygı ve güvenden oluşur.

    1- İLGİSİZLİK

    Sevgi bir ateştir. Sürekli yakılması ve beslenmesi gerekmektedir. İlgilenilmediğin de ateş nasıl sönerse sevgi ateşi de öyle söner gider.

    Sevgiyi ateşleyen birinci şey ilgidir. Ateşe değer vermektir, bakımını yapmaktır.

    Herkesin yaşadığı bir evi vardır.Evi yıkılmaktan , yıpranmaktan korumak için sürekli bakım ve ilgi gerekir.Bırakılırsa ev dağılır.Tamiri ertelenirse bozulmalar başlar. Belirli aralıklarla boya badana gerekir.

    Bir eşya bilgisizlikten tahrip olabildiğine göre insan ilişkilerinde en önemli bağ olan sevgi de sürekli bakım ve ilgiye alınmazsa dağılıp çürüyecektir.

    Evlilikte insanlar birbirlerine ilgilerini yitirdiler mi kalbi ilgilerini başka şeylere yöneltirler. Çocuklara, kariyere, evin eşyasına, spora, modaya, ev temizliğine, araba tutkusuna, şöhrete, zenginliğe… Böyle durumlarda evlilik ihmal edildiği için bakımsız kalacaktır ve yıpranmalar, arızalar, yani sorunlar başlayacaktır.

    Erkekler daha mı ilgisiz?

    Kendisini iş başarısına odaklamış bir kişi evlendiğinde eşine zaman ayırma ve ilgilenme gibi “gerçek dünya” ile karşılaştığında zihinsel bir pişmanlık hissedebilir. Eğer erkek bencilse sorun başlayacaktır. Evine zaman ayırmama gerekçesi olarak şöyle der “Ben zaten sizin için çalışıyorum, ekmek kavgası başka çarem yok”. Kısa da olsa kaliteli bir beraberliği, hem iş hem ev başarısını beraber götürebileceğini düşünmezse fırtınalar başlayacaktır.

    Diplomalı Hizmetçilik mi?

    Evini otel ve restoran gibi kullanan bir erkek eve geldiğinde “Nasılsın?” demeyi ihmal edecektir. Sevgi dolu bir bakışı, bir tebessümü esirgeyecektir. Bütün gün çocuklarla, mutfakla uğraşmış bir kadın kendisine değer verilmediğini hissettiği an evliliği sorgulaması doğal bir hakkıdır.

    Evlilik danışmanına gelen bir danışana eşi ile ilgili bilgiler sorarız; kişisel geçmişi, zevkleri, nefret ettiği şeyler… Bu bilgileri alırken eşinin göz rengini bilmeyen erkeklere rastlamak mümkündür. İyi baba, iyi iş adamı olmak yetmiyor, iyi bir koca da olmak gerekiyor.

    Kadınlarda ilgisizliğin şekilleri:

    Eve, eşyaya kendisini kaptırmış veya çocuklarla ilgilenmekten kocasına “Hoş geldin” demeyen eşler nadir değildir. Bütün gün bakımlı ve göz alıcı bayanlarla bir arada olan erkek evde iyi bir anne, iyi bir ev hanımı ama iyi bir eş ve arkadaş olmayan kadınla uzun süre beraberse evliliği sorgulamaya başlayacaktır.

    Sağlam ailenin üç özelliği:

    Nebraska Üniversitesinde ‘İnsan Gelişimi ve Aile Bölümü’ yöneticisi Nick Stinnett, güçlü ailelerle bir araştırma yaptı(1979). Bulduğu üç önemli ortak özellik şunlardı:

    Dine bağlılık: Sürekli ve düzenli Kiliseye gidiyorlardı.

    Övgü ve takdir: Aile üyeleri karşılıklı ruhsal okşamalar içindeydiler

    Birlikte zaman: İş, eğlence, yemek gibi çok alanda beraberdiler.

    Dostluk mu, Evlilik mi?

    Evliliğin uzun sürmesi için tarafların eşit ve denk olması önemlidir. Bunun tek istisnası vardır, “Dostluk duyguları”. Yan yana durduklarında karıkoca diyemeyeceğiniz kişiler öyle paylaşımlar içindedirler ki beraber olduklarında kendilerini çok mutlu ve güvende hissederler.

    Böyle kişilerde sevgi yakalandıktan sonra bazı adet ve davranışlarla beslenebilmiştir.

    Dostluk davranışının en önemli özelliği, ‘onu’ memnun etmeye çalışmaktır. Onun zevklerine, isteklerine ve beklentilerine uygun çabalar içinde olmak. Küçük hediyeler almak. En önemli hediyenin ona ayrılan zaman olduğunu bilmek. Kendi çıkarını ikinci planda tutmak. En önemli içten, karşılıksız, samimi sevgi.

    En iyi aşıkların en duygusal insanlar değil, birbirlerine en çok zaman ayıran insanlar olduğunu unutmayalım.

    2– KISKANÇLIK

    İnsanın yaşayan ruhu üzerinde en zedeleyici duygulardan belki birincisi kıskançlıktır.Kıskançlık duygusu altında sahip olma , kendisine öncelik verme istekleri yatar.Sahip olduklarını kaybetme korkusu kıskançlık duygularını ayaklandırır.

    Kıskançlık duygularını ayaklandıran başlıca şeyler eşlerin düşüncesizce yaptığı eylemlerdir.

    Bir de kıskançlık hezeyanı vardır ki , gece eşini uykudan uyandırıp rüyada kimi görüyordun diye soran eşler biliyoruz.Telefona geç cevap verse , kapıyı geç açsa yanlış yorumlarla evde kavga çıkaran , TV seyrettirmeyen , gazete okutmayan eşler evde psikolojik terör estirirler.somut hiçbir dayanağı olmayan böyle suçlamalar genelde kıskançlık paranoyasının belirtileridir.Bu bir hastalıktır. İlaç tedavisi gerektirir.

    Asıl üzerinde durulması gereken şey kıskançlığın bu boyuta gelmeden önce yapılacak şeyleri iyi değerlendirmektir.

    Kıskançlık evliliğin yıkılmasını engeller mi?

    Kıskanç bir tipseniz kıskançlığınızın patalojik (marazi ) olup olmadığını sorgulayın.Patolojik kıskançlık somut olay ve gerçeklere dayanmaz.Hayali aldatılma korkuları vardır ve ihtimalleri olmuş gibi kabul eder.Kuşku fırtınası oluşturan kıskançlık evliliğe zarar verir.Ancak hafif bir kıskançlık evlilikte harç özelliği taşır. Sevgi ve ilginin bir ifadesidir.Suçlayıcı ve saldırgan olmayan kıskanç bir eş eşini yüceltir, kimseyle paylaşmaz ama onu da incitmez.Böyle kıskançlıklar faydalıdır.

    Hangi kıskançlık evliliği yıkar ?

    Patalojik kıskançlık evde kıskançlık patlamaları ve kuşku fırtınası estirecektir. Bu durum da kavga demektir. Sürekli suçlanan bir eş savunmaya geçecektir. Böyle durumda eş ne yapmalıdır?Kesinlikle açık ve dürüst olmalıdır.Şaka bile olsa yalan söylememelidir.Marazi kıskançlık tedavi gerektiren bir durumdur.Mutlaka profesyonel yardım alınmalıdır.Aile terapisi ile birlikte ilaç tedavisi de gerekir.Beyinde kıskançlıkla ilgili hücre gruplarının kimyasal dengesinin bozulması söz konusudur.Bu tedavisi olan bir durumdur.Psikoterapi ve uyuşturucu olmayan ilaçlarla tedavi bir arada böyle hastalara yardım edilebilir.Kapıcıyla görüşmeyi , telefonda uzun konuşmayı sorun yapan bir eşle hayat zor geçer.

    Eşim beni sevmiyor!

    Kıskançlığın arka planındaki duygu budur.Eşinin aileye bağlılığı konusunda kafasında sorular uyanmıştır.Eşi eskisi gibi ona sarılmıyordur.Cinsellik azalmıştır. Güler yüzle sevgi ile bakmıyordur.Konuşmaktan kaçınıyordur kısaca ona olan ilgisinin azaldığını düşünmektedir.Düz mantıkla baktığında “Hayatında birisi var , artık onu seviyor ” kuşkusu kafasında uyanacaktır.Böyle durumlarda eşinin kendisini sevip sevmediğini kontrol etmek için bilinç dışı testler yapacaktır.

    Kızdıracak ters sorular soracak , yalan söyleyip söylemediğini kontrol edecektir.Çok evlilikte böyle dönemler olmuştur.Eşini seven dürüst ve içten bir eş böyle durumda eşine ısrarla ve tekrarla yanıldığını söyleyecektir.Kızıp tersleyecek değil ama sabır ve ikna yöntemleri ile kaygılarını giderecektir.Böyle durumlarda şaka bile olsa yalan söylememek gerekir.

    Kıskançlığın arkasında ilgi azalmasının yattığı bilinirse çözüm kolaydır. Sevgi dolu bir balayı güler yüz ve birkaç güzel söz…

    Ceza evlerinde , aile içi kıskançlığa bağlı cinayet olguları o kadar çok ki özellikle Karadenizli ailelerde bu çok yaygın.Başlangıçta çözüm kolay. Tek yolu kıskançlığın arkasındaki mesajı iyi anlamaktır.

    Kıskanç eşin her dediği yapılırsa büyük risktir.İkiyüzlülükle suçlanır , çıldırabilirsiniz.Yanlış isteklere güzellikle hayır demeyi başarmak gerekir.

    Seks yaşamınız nasıl?

    Bir kadın kocasının başka bir kadına bakıyor olmasından rahatsız olması doğaldır.Bu duyarlılıktan taviz vermemelidir.Aksi takdirde kocasının elinden kaydığını görecektir.

    Eşler ne yapıyor?

    Birinci uygulama eşini seksten yoksun etme.Onu tehdit edecek , öfke , gözyaşı düşmanlıkla fırtınalar esecektir.Çoğu kadın bu davranışı gösterir.Sonuçta evlilik ilişkisi derin yara alır.Erkek eve yönelse de ikiyüzlülüğü seçecektir.

    Yapılması gereken nedir?

    Tam tersi.Akıllı kadın cinsel açıdan daha heyecanlanır , canlı ve neşeli olur. Kadının erkeğe karşı en etkili silahı cinsel etkileme gücüdür.Bu gücü kadınlar erkeği geri almak , eve bağlamak için , yasak ilişkiyi engellemek için kullanmalıdırlar.Çünkü erkek Poligam’a ( çok eşlilik ) yatkındır.Bu konuyu açtığınızda kadınlar “Ben cinselliği sevmiyorum , hoşlanmıyorum ” diyorlar.Doğrudur.Özellikle kültürel özellik olarak kadınlar cinsel yönden duygularını bastırmaktadırlar.Ama seks çılgınlığının yaşandığı günümüzde eşlerinin yasak ilişkisini önlemek için yatakta aktif ve saldırgan kadınlar akıllı kadınlardır.

    Uzun ayrılıklara dikkat!

    Kısa yokluklar sevenler için duyguları güçlendirir.Birbirlerini özlemek sevenler için önemli bir ölçüdür.Uzun yokluklarda sevgi bağlarında zayıflamalar olağandır. İşkolik , kariyer peşinde erkekler veya kadınlar iş heyecanına o derece kendilerini kaptırırlar ki eş ve çocuklar akıllarına bile gelmez.İş seyahatleri sık ve uzun ayrılık gerektirirse evlilik için ateşle oynanıyor denebilir.

    “Bensiz yaşamaya alışabilir” kaygısı eşler için önemlidir.”Göz görmeyince gönülde istemez”.Evlilik için önemli bir uyarı ve tehlikedir.Askerlik , özel görev , yurt dışı çalışmaları zorunlu ayrılıklardır.Ancak dünyanın elektronik bir köy olduğu günümüzde gözle gönül mesafesi birbirine çok yaklaştı.Elektronik ilgi de sevgiyi devam ettirir.

    Eşinize güvenmelisiniz!

    Eşler zekice olmayan bir yaklaşımla eşini eve bağlı tutmak için ” kontrollü gerilim stratejisi ” uygulamaya çalışır.Eşini gergin bir ipin üzerinde tutmak kuşku fırtınası içerisinde çok eşin yaptığı hatadır.

    Böyle suçlayıcı , yargılayıcı , tehdit edici yaklaşım ilişkide sevgiyi uyandırmaz , korkuyu uyandırır.Eğer bir eş kocasını aldatmak istiyorsa veya koca karısını aldatmak istiyorsa onun vicdanında bekçi yoksa ve sevgi ağır basmıyorsa bir yolunu bulacaktır.

    O halde çözüm ilişkide “sevgiyi nasıl uyandırırız’a ” kafa yormaktan geçer.

    Hiç kimse kendisine güvenilmemesinden suçlanmaktan hoşlanmaz. Özellikle doğruyu söylüyorsa, ilişkiye zarar verir.

    Güvenilmemiş olmak işimizde en kötüyü ortaya çıkarır.

    Güvenilmiş olmak işimizdeki en iyiyi ortaya çıkarır.

    Bir insanın eşine inanması ona verilecek en büyük armağandır.

    Eşinize iyi isimlerle seslenirseniz o ismi koruyabilmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır.

    Rahmetli Ayhan Songar’ ın torunu Almanya ya giderken ona bir nasihatı vardı ” kızım seni önce Allah’a sonra kendine emanet ediyorum”. Küçük hanım “Bu güvene layık olma duygusunu hiç aklımdan çıkaramadım” diyordu.

    3- CİNSEL ALDATMA

    “Eşimin ilgi duyduğu bir kadın var, güzel bir evliliğimiz vardı. Bunu neden yaptı, ben ne yapmalıyım, ilgi duyduğu kişi benim kadar bile sevimli değil” Psikolojik danışmana sırf başvuru sebeplerimden biriside budur.

    İstatistikler ABD’ de 100 erkekte 70’i, 100 kadından 25’i başka birisi ile beraber olduğunu söylüyor. Boşanmalar 1955 de %10 iken 1995 de % 52 ye çıkmış durumda.

    Burada cinsel aldatmaların büyük rolü var.

    Aile saadetine zarar verecek böyle bir davranış onaylanacak bir davranış değildir. Bir insan hem evli kalırım hem cinsel olarak istediğimi yaparım diyorsa bu evliliğin doğasına aykırıdır. Ergeç bir bedel ödemek zorunda kalacaktır.

    Fakat bir kimse beşeri zaaf olarak böyle bir eylemde bulunuyor ve sonra pişman oluyorsa yapılacak şeyler vardır.

    Bu ilişki siz istemedikçe asla sona ermez. Yapılan bazı hatalı tutumlar eşleri haklıyken haksız duruma düşürmektedir.

    Birinci tutum: Misilleme yapmak

    İnsanda doğal bir dürtü vardır. Öc almak, ona aynı ilaçtan içirmek, aynı acıyı çektirmek, yani kendi yasak ilişkinize sahip olmak.

    Bazen de eşinize istenilebilir, beğenilebilir olduğunuzu göstermek, kanıtlamak, kıskandırmak için yapma arzusu uyanabilir. Fakat sonuç genelde yıkım olmaktadır. Sallantıda olan evlilik yıkılmakla sonlanacaktır. Yahut taraflardan biri ceza evine diğeri mezaristana gidecektir.

    İkinci tutum: Duyguları bastırmak

    Ağlamaya ihtiyacınız varsa ağlamalısınız, incindiyseniz açıklamalısınız. İnsanın kendisini denetlemesi iyidir ama bu duygularını ifade etmemesi anlamına gelmez. Duygularınızı doğru yöntemlerle ifade etmelisiniz. Kavga dili haklı insanı haksız duruma düşürür. Karşı tarafı savunmaya iter. Onun vicdanını rahatsız edecek duygu ifadesinin yolunu bulabilirsiniz.

    Üçüncü tutum: İşlenen suçu sopa gibi kullanmak

    Bazı insanlar sevdiklerinin hata yapmasından hoşlanır. Başkalarının hatası onun hatasını az gösterir. Bu hatayı sevdiğini denetlemek için sopa gibi kullanır. Böyle uygulamalar doğru yöntemler değildir. Aradaki sevgiyi uyandırmaz. Korku egemen bir ilişki iki tarafı da mutlu etmeyecektir.

    Başkasının hatasında kalbi kırılan kimse “Sen dili” ile değil “Ben dili” ile konuşmayı başarmalıdır. Semavi bağışlayıcılık idealdir ancak herkes başaramaz. Bağışlamayı zamana bırakan bir insan karşı tarafı suçlamak, yargılamak gibi kolay bir yol yerine kendini sorgulamak, öz eleştiri gibi ben dili’ni kullanmalıdır.

    “Suçun bir bölümü benim üzerimde” diyebilen bir insan gizlenmiş tehlikelerin oyununu bozacaktır.

    Dördüncü tutum: Ayrıntılara dalmak

    Acı olayları sürekli sorgulamak karşı tarafa kendini aşağılanmış hissettirir. Bazı insanlarda korkunç bir soru sorma ve merak dürtüsü vardır. Olayın ayrıntılarını dakikası dakikasına öğrenmek kötü niyetli bir dürtüdür. Halk arasında güzel bir söz vardır “Pisliği karıştırıp sonra kokuyor demek” gibi. Gerçekten hataların üzerine toprak örtmeyi başarabilmek çok zordur ama gereklidir. Hatasını kabul eden bir insana sürekli hesap sormak onu aşağılayacaktır. Kendini kötü hisseden bir insanda karşı tarafa sevgi duygularını uyandıramaz. Muhtemelen kaçınma davranışına veya kavga diline sebebiyet verilir.

    Beşinci tutum: Kendine güveni kaybetmek

    Olayları ayrıştırabilmek çok önemlidir. Eşiniz sekse mi düşkün, baştan mı çıkarıldı? Eşiniz sizin kötü bir eş olduğunuzu mu düşünüyor, yoksa zayıflık mı gösteriyor?

    Bu olay sizin çekici olmadığınız, sevilecek biri olmadığınız anlamına mı geliyor? Böyle bir kanaat insanı depresif yapacaktır. Ancak olayları ayrıştırarak düşünen bir insan “Benim hatam varsa bile böyle davranması gerekmezdi” diyerek kendine güveni kaybetmeyecektir.

    Kendisine değer vermek ayrı öz eleştiri yapmak ayrıdır. Bir insan kendine güveni kaybetmeden kendini sorgulayıp geliştirmenin yolunu bulabilir.

    “Bu olay bana neyi öğretti” diyebilmek bilgece bir yaklaşımdır.

    FEMİNİST KADINLAR

    Feminist kadın denildiğinde erkeklerden nefret eden, kadın-erkek ilişkilerini savaş alanı olarak gören, cinsel özgürlük tutkunu kadınlar anlaşılır.

    Gerçek feministler yalvaran erkeklerden hoşlanırlar. Erkeğe seks için ihtiyaç hisseder. Erkeği doğal düşman olarak görme eğilimi aslında erkek egemen kültürlere tepki olarak oluştu.Gerçekten de kadını ucuz köle olarak gören değer vermeyen güdülmesi gereken tutumlara sessiz kalınmamalıydı.

    Erkeklerin kadınlar üzerinde hakkı olduğu gibi kadınlarında erkekler üzerinde hakkı vardı.Bunu Hz. Peygamber veda hutbesinde söylemişti.Ancak uygulamada bu tam gerçekleşmedi.Günümüzde bu inanç çizgisindeki kişiler kadın-erkek ayrımını netleştirmelidirler.

    Allah’ın nazarında kadın ve erkek eşdeğerdedir.Kadın ve erkek birbirini tamamlamak için yaratılmışlardır.

    O halde erkek egemen veya kadın egemen hareketler sorgulanmalıdır.

    Erkeklere kadınsız , kadınlara erkeksiz yaşamayı önermeye kimsenin hakkı yoktur. Bu insanın psikolojik doğasına aykırıdır.

    Kadın erkek açısından sadakate dayalı güzel bir ilişkiden daha mutlu edici bir zevk kaynağı yok gibidir.

    Özgür ve bağımsız eş!

    Mutlu evliliği birbirlerine bakan iki eş değil birlikte dışarıya aynı noktaya bakmayı başarabilen kişiler oluşturur.

    İşletmecilikte bir kural vardır.Büyük yönetici farklı insanları aynı amaç etrafında benzer hareket şekliyle çalıştıran yöneticidir.

    Bu kural evlilikte de geçerlidir. İki farlı insan iyi bir evlilik hedefine farklılıklarını yaşayarak birbirlerini ezmeden ulaşabilirler.

    Evlilik psikolojik bir ihtiyaçtır. Bir çıkar ortaklığı değildir. Eşini para makinesi gibi gören, bozulan makineleri tamir ettiren, akan boruyu onaran insan gibi görmek bencilliktir.

    Fakat çok bağımsız kadın biliriz ki, kariyeri var, dolu hayatı, tatmin edici iş, ihtiyaçlarını gideren yardımcısı var ama bir erkeğe ihtiyaç hisseder.Evde kendisini bekleyen , gününü nasıl geçtiğini merak eden , onu umursayan , konuşacak birinin olması yani bir dostunun olması her iki cins içinde psikolojik doyum demektir.

    Evliliği cinsellik dışında dostluk ilişki sırtını dayayacağı dayanak , sığınacağı bir liman gibi düşünmek insanın doğasında vardır.

    Evlilik dostluk ise birbirine ruhen eşit ve tamamlayıcı olmalıdır.Kadın egemen ve erkek egemen hareketler evliliğin ruhuna aykırıdır.

    Gizli feministlik

    Evlilik danışmanları eski yıllarda ümitsiz , yalvaran , gözyaşları içinde bir kadın, duyarsız, otoriter , öfkeli bir koca örneğine çok rastlarlardı.

    Ancak son yıllarda , kocasının zevk almasını engelleyen “İki kaşığı varsa birini kır , onu devamlı gergin ip üstünde tut ” mantığıyla hareket eden , evde kontrolü elde tutmak isteyen eşlere çok rastlıyoruz.

    Feminist hareket kadın-erkek ilişkisini savaş alanı haline getirdi.

    Görünüşte ve söylemde feminist olmayan ama uygulamada feminist olan geleneksel kadın tipi evliliği savaş alanı haline çeviriyor.

    Özellikle kocasının ailesine karşı itici , dışlayıcı tutumları ile ona sahip olmak istiyor.Feminist bir bencillikte denebilen bu tutum sorunu bazı erkekler aman gerginlik olmasın diyerek teslimi silah ederek anne-babasına sırtlarını dönüyorlar.

    Bazı erkekler fizik güç kullanmaya kadar aşırı tepkilere girebiliyor.

    Geleneksel feminizmde erkek çocuğun annesinin de kendi geçmişinde benzer tutum içinde olduğu söylenebilir.

    Feminizm ister açık ister gizli olsun evlilikte romantizmi yok ediyor , sevgiyi azaltıyor, düşmanlık duygularını alevlendiriyor.

    Kayınvalide sendromu

    Evlilik danışmanlarının çok konuştuğu konulardan biriside anne-babalar. Kayınvalide ve pederi sevmek ancak aynı zamanda onlarla özgür olmak mümkün mü?

    Bir erkek çocuk da annesiyle güçlü , sıcak ilişki , bağ kurduysa bu övgüye layık bir durumdur.Evlendikten sonra annesinden onu incitmeden uzaklaşmayı başarmışsa bu tutum övgüye layık bir durum olacaktır.Bu durum iyi anneyi de mutlu edecektir.

    Genç kızlara iyi kocaların annelerini gerçekten seven erkekler olduğunu söyleyebiliriz.Böyle erkekler uzaktan sevmeyi de sürdürebilirler.Annelerine ve eşlerine güzellikle hayır diyebilmek kolay kazanılan bir beceri değildir.

    Nevzat Tarhan

  • Yalancıların Vücut Dili Şifreleri

    Yalancıların Vücut Dili Şifreleri

    Popüler bir kadın dergisinde yayınlanan araştırma, yalan söyleyen kişilerin kendilerini vücut dilleriyle ele verdiğini ortaya çıkardı…

    Dünyaca ünlü bir kadın dergisine konuşan vücut dili uzmanı Lillian Glass yalan söyleyen insanların hareketleriyle kendilerini ele verdiklerini söyledi.

    İşte o hareketlerden bazıları…

    – Size bir şeyler anlatırken omuz silkiyorsa kendi söylediklerine çok inanmıyor demektir.

    – Dün gece yaptıklarını anlatıyor. Ama sürekli dudaklarını ıslatıyor çünkü yalan söylemekten dudakları kuruyor!

    – Yalan söyleyen kişiler farkında olmadan yalan söyledikleri kişiden fiziksel olarak uzak durmak ister. Bunun için de oturdukları yerde arkaya doğru yaslanır.

    – Doğruları söylemeyen kişiler üzerlerindeki olumsuz enerjiden kurtulmak için saçlarıyla oynar ya da parmaklarını hareket ettirir.

    – Sizinle konuşurken dudaklarını büzüştürüyor. Özellikle de ona önemli bir soru sorduğunuzda.

    – Bir çok insanın dudak yeme alışkanlığı vardır. Ama eğer sizin can alıcı sorularınız karşısında dudaklarını ısırmaya başladıysa dikkat edin size yalan söylüyor olabilir.

  • Boşanma Sırasında Yaşananlar

    Boşanma Sırasında Yaşananlar

    Boşanma, tıpkı evlilik gibi bir “durum” olarak değerlendirilebilir…

    Boşanma, tıpkı evlilik gibi bir “durum” olarak değerlendirilebilir. Boşanmanın öncesi, sırası ve sonrasında yaşanabilecek olan bazı ortak özellikli duygulardan ve onlara eşlik eden davranışlardan söz etmek de mümkündür. Bu uzun sürecin herhangi bir diliminde bir uzmana başvurulması, bu durumun daha kolay şekilde atlatılmasına yardımcı olacaktır. Psikolog Murat Dokur anlatıyor…

    Boşanma öncesi dönem

    Boşanma öncesi dönem, düşünme dönemidir. Bu dönemde, tatsız olan gerçeğin fark edilmesi söz konusudur. Önce tatminsizlik, hoşnutsuzluk, eşe ve ilişkiye yabancılaşma görülebilirken; sonrasında yoğun korku, çok büyük acı/keder, şok, boşluk, kaos, yetersizlik ve düşük benlik değerinin deneyimlenmesi olasıdır.

    Bu duygularla baş ederken, ortaya bazı davranış özellikleri çıkabilir. Partnerle yüzleşmek, tartışmak/münakaşa etmek, terapi arayışına geçmek, inkar, fiziksel ve duygusal olarak içe kapanmak, her şey yolundaymış gibi yapmak ve sevecenliği geri kazanmaya çalışmak bu davranışlardan bazılarıdır. Bu dönemde çiftlerin bilmesi gereken en önemli şey; boşanabilmeleri için önce ilişkilerinin düzelmesi gerektiğidir. Çatışma devam ettiği sürece, boşanma zor ve sancılı olacaktır.

    Boşanma sırası dönem

    Boşanma sırası dönem, mahkeme dönemidir. Eşlerden biri ya da her ikisi depresyona girebilir; kızgınlık, ümitsizlik hissedebilirler, kendilerine acıyabilir, yoğun öfke, üzüntü ve yalnızlık hissedebilirler. Bu duyguların ardından bir yas tutma ve rahatlama sürecine geçilir. Bu dönemde çiftlerin pazarlık etmeleri, çatışmaya girmeleri, birbirlerini tehdit etmeleri, hatta bazen intihara teşebbüs etmeleri söz konusu olabilir.

    Eşler artık fiziksel olarak ayrılmaktadırlar ve boşanma işlemleri kanuni olarak başlatılmaktadır. Buna paralel olarak ekonomik düzenlemeler yapılır ve akraba ile arkadaşlara durum açıklanır. Bu dönemde özellikle ailelerle temasta, boşanma konusunun en az şekilde gündeme gelmesi ve eğer olmuyorsa, temasın azaltılması ve daha sessiz yaşanabilmesi kıymetli olacaktır.

    Boşanma sonrası dönem

    Boşanma sonrası dönemde dengenin yeniden kurulması söz konusudur. Bu dönemde kişilerin daha iyimser, kararlı, coşkulu, meraklı oldukları gözlenebilir. Bazen pişmanlıklar ortaya çıkabilir. Ancak sonra durumun kabullenilmesiyle birlikte kendine güven artar, benlik değeri yeniden yükselir, bütünlük hissine ulaşılır ve bağımsızlık duygusu deneyimlenir.

    Boşanmanın sona erdiği bu dönemde; yeni arkadaşlarla görüşülmeye başlanabilir, yeni bir yaşam biçiminin ve çocuklar için günlük bir rutinin oturtulması ile kimliğin yeniden sentezlenmesi söz konusu olur. Boşanmanın psikolojik açıdan da tamamlanmasıyla birlikte, yeni bir sevgi nesnesine yönelinir ve yeni yaşam biçiminde ve yeni arkadaşlarla rahat olmaya doğru geçilir. Yine bu dönemde, çocukların, boşanmayı kabul etmelerine yardımcı olmak söz konusudur. Boşandıktan sonra; eşlerin, mümkünse zorunlu olmadıkça aynı ortamda bulunmamaları ve aynı arkadaş gruplarında ve/veya sosyal ortamda bulunmamaları tercih olunur. Çocuklarla ilgili olarak da, bir uzmana başvurulması yararlı ve kolaylaştırıcı olacaktır.

  • Hangi Burç Ne Tarz Evlerde Yaşamak İstiyor?

    Hangi Burç Ne Tarz Evlerde Yaşamak İstiyor?

    İşte yaşadığı evi de gençleştiren burçlar için dekorasyon önerileri!

    Konforu burcunuzla yakalayın! Evinizin kişiliğinizi yansıtması burcunuza göre yaptığınız dekorasyonla çok daha kolay olabilir.

    Koç burcu
    Ateş grubundan olan Koç burcu Güvenliği olan aydınlık ve ferah evleri tercih eder. Yaratıcı alanlar tam onlara göredir. Ateş kırmızısı ve narçiçeği rengi uğurlu renkleridir. Deklarasyonda, eski ve yeniyi bir arada yaşatırlar. Kendilerini yaşam alanlarında rahat hissetmeleri gerekir ve bu alanı ateşli renk patlamalarıyla yuva haline getirirler Pozitifliğiniz ve tarzınız farklı dekorasyonlar denemenize neden olsa da yatak odanızın enerjisi şömine önleridir.

    Boğa Burcu
    Müziğin merkezde olduğu canlılığın içinde sade bir yaşam alanı Boğa burçlarının tercihidir. Özellikle denize ve doğaya yakın olmak amacıyla balkon tercih etmelidirler… Boğa evinde karşınıza sık sık deri koltuk ve kadife kumaşlar çıkar. Beyaz ve siyah rengini seven Boğa burçları evlerinde bu renge sıklıkla yer verirler. kitapları için mütevazı bir kitaplık mutlaka bulunacaktır.. Misafiri çok seven bu Burçlar fazla koltukla odayı boğmak yerine minderlerle dekorasyonu tamamlayabilir. Ayrıca evini daha çok benimsemesi için taze çiçekler hoşuna gider. Mutfak dekorasyonu da özen gösterdikleri bir konudur.

    İkizler Burcu
    İkizler burçları modern tasarımları olan evleri tercih ederler. Evlerinde lüksü ve rahatlığı arayan Geniş alanlarda yaşamayı seven İkizler evlerinde cam öğeleri kullanmayı sever. Büyük kapılardan, geniş pencerelerden hoşlanır. Son moda olanı tercih ederken tasarım konusunda harika bir zevke sahiptir. Modernizeyi seven modern tasarımları takip eden burç aynı şekilde son model elektronik cihazlardan da haberdardır. Yaşadıkları alanda ferahlık isterler Metal objeler, sarı ve tonlarındaki modern duvar aksesuarları hoşlarına gider. Capcanlı bir burç olan ikizlerin evi de kendisi gibi bu enerjiyi tamamen yansıtır. Ruh haline göre sık sık dekorasyonunu değiştirir.

    Yengeç Burcu
    Evlerine âşık olan Yengeçler, evine en meraklı burçturlar. Bahçe katı, ahşap evler duygusal Yengeç burcunun yaşamayı tercih edeceği bir evdir. Klasik ve modernin birleştiği tasarımlar tam Yengeç burcuna göredir. Evini gösteri aracı olarak değil, kabuğuna çekilebileceği bir mekân haline getirmek için dekore eder. Beyaz, gümüş ve gri renklerini dairelerinin her köşesinde kullanırlar. . Denizi çok sevdikleri için deniz manzaralı evler tercih ederler. Ve… Yatak odaları ruhlarını dinlendirmek için kullandıkları bir sığınaktır. su sesiyle huzur bulan yengeçler için küçük bir fıskiye ve mumlar yatak odanızı vazgeçilmez kılar.

    Aslan Burcu
    Kaliteli yaşamayı seven Aslan burçları lüks ve komşuları olan büyük evleri seçer. Aslan burcu için ev kendisiyle gurur duyabileceği atmosferlerden biridir. Masraftan kaçınmaz ve hem kaliteli hem ihtişamlı eşyalarla evi süsler Altın ve kırmızı renklerini evlerinde görebileceğiniz burcun evi tamamen konforlu tasarımlardan oluşur. Dekorasyon zevki biraz pahalıdır. Lüks kumaşlardan, deri koltuklardan ve abartılı mobilyalardan hoşlanır. Misafirlerinin beğenilerini kazanmak amacıyla evi en iyi şekilde dekore eder. Görkemli bir hayat tarzı benimseyen aslan burçları tabii ki yatak odaları ve duvarlarda büyük aynalar aslan burçlarına uygun noktalardır. Turuncu, sarı, kırmızı ve mor aslan burcunun dekorasyonunun ana renkleridir.

    Başak burcu
    Mükemmelliği hayatının her aşamasında arayan Başak burçları ev seçimlerinde de buna dikkat ederler. Rahat yaşayabilecekleri geniş ve modern tasarımlar onların ilgisini çeker. Evlerinde ahşap dokuları görmekten hoşlanırlar. Az ama öz eşyası vardır. Doğayı sever ve duvarlarında odayı boğmayacak ölçüde doğa fotoğrafları ya da tabloları kullanabilirler. Doğal sabunlar ve doğal kokular evin havasını değiştirecektir. Sentetik ürünlerden olabildiğince uzak dururlar. Zarif bir zevki vardır. Kitaplıkla uyumlu bir karyola başı ve yatak odasındaki bej gibi renkler başak burcunun dekorasyon dünyasında önemlidir.

    Terazi Burcu
    Konut seçiminde kendileri için en uygun evi uzun değerlendirmeler sonunda bulan Terazi burcu her imkâna kolaylıkla ulaşabileceği residence daireleri tercih eder. Dengedeki hayatlarını evlerine taşımak isteyen bu burçlar dekorasyonda da ne istediğini iyi bilirler. Uçuk yeşil, mavi ve sarının tonlarından döşenmiş mobilyalar onları çeker. Bakır ve kurşundan yapılmış aksesuarlar onların dekorasyona düşkünlüklerinin göstergesidir. Sanki doğuştan dekoratördürler. Uzun, alçak ve rahat koltuklar vazgeçemedikleri mobilyalardandır. Sanata çok düşkündürler. Bu yüzden de oturma odalarında tablolara, el dokuma halılara ve estetik değeri olan duvar saatlerine rastlayabilirsiniz. Belli başlı bir renkleri yoktur. Dikkat ettikleri tek nokta uyumun gerçekleşmiş olmasıdır.

    Akrep Burcu
    Bu burcun insanları geniş balkonu, geniş salonlu evleri tercih eder. Akrep burçlarının evlerinde antika köşeleri ve farklı tasarım edilmiş odalar bulunur. Gizemli mizaçlarını evlerinde gizleyen akrep burçlarına en uygun renk kırmızıdır. Kırmızı ve kırmızının tüm tonlarından meydana gelen döşemeler akrep burcu insanını çeker. Işığın biraz düşük biraz romantik olmasından hoşlanırlar. Tarçın kokulu bir mum akrep burcu için dekorasyonun vazgeçilmezlerindendir. Karamsar tabloları da eksik etmez. Keyif yapmayı da sevdiğinden duvar süsleri ve resimlere geniş yer verir evinin dekorasyonunda. Cinselliğe egzotizme önem veren akrep yatak odası dekorasyonunda karanlık tablolarla, kısık aydınlatmalarla hemen dikkat çeker.

    Yay Burcu
    Yay burcu insanı özgürlüğüne çok dükündür. Farklı olmayı sever. Geniş daireler Yay burçlarına göredir. Residence konseptinde kolaylıkla ulaşabileceği spor salonları ve alışveriş merkezleri ilgisini çeker. Renkleri, aksesuarları her alanda kullanmayı seven evine enerji katan yaylar Sıradanlıktan kaçınır ve her zaman ferah ve özgündür. Özellikle kendi yarattığı objelere evini dekore ederken yer verebilir. Gezdiği gördüğü yerlerden kalan hatıraları, okuduğu kitapları ya da yaptığı çılgınca şeylerle ilgili eşyaları sergilemeyi sever. Gökkuşağının renklerine hayran olan yay rengârenk büyük minderlerle modern bir yatak odası dekore edebilir.

    Oğlak Burcu
    Teknolojiye meraklı olan burç için en ideal konut akıllı evlerdir. Akıllı ev teknolojisiyle tasarlanmış evlerinde huzur bulan Oğlak burcu İşte ciddiyeti ve mükemmeliyetçiliğiyle evinde çalışma odasına özen gösterir. Öncelikle hesap yapar, kafalarında biçimlendirirler ve en son içlerine gerçekten sinerse o obje bir oğlağın evine girmeye hak kazanır. En iyisine sahip olma isteği nedeniyle dekorasyonda daha sade ve gelenekçidirler. Her şey dayanıklı ve ahenkli olmalıdır. Daha çok gücü simgeleyen deri bir sandalye ya da leopar desenli bir halı, yatak örtüsü oğlakların kişiliğini yatak odalarına da taşıyacaktır.

    Kova Burcu
    Merkezi konumda yer alan modern evleri tercih ederler. Yenilik ve değişiklikten yana olan Dâhilerin ve yaratıcı insanların burcu olan kova burcu bunu evine de yansıtır. Geleceği evlerine taşıyan kova burçları Rahat bir dekorasyonu tercih ederler ve ellerine gelen türdeki şeylerden hoşlanmazlar. Bazen tek bir rengin farklı tonlarıyla da tüm evlerini döşeyebilirler. Kural dışı bir dekorasyoncudurlar. Aynı zamanda içsel bir rahatlama için sürrealist biblo ve tablolar kovaların işine yarayacaktır. Kova burcunun yatak odasında mütemadiyen ilgi çekici, göz alıcı detaylar bulunur. Yatak örtüsünden perdesine kadar kova burçları farklı olmalıdır. Zaten onun işi şaşırtmaktır. Gümüş rengi ve mavi tonları dekorasyonda burcuna huzur verir.

    Balık Burcu
    Yeni tasarımlar deniz manzaralı geniş evlere ilgi duyan Balık burçları konforunu en üst seviyede tutar. Onun için huzurlu olabileceği yer evdir. İşte hayal gücünü rahatlık ve sadelik için evine yansıtan balık burçları için Evlerindeki huzur her alana yayılmıştır. Dekorasyonu düşlere dayalı bir estetik anlayışını merkez alarak oluşturur. Balığın oturma odasında sıklıkla deniz temalı objelere rastlamanız mümkündür. Bu burç için yatak odası yani kişisel mekân çok önemlidir. Düş gücünü ve sanatsal yönünü burada açığa çıkaracaktır. O yüzden yatak odasının balığın yaratıcılığını yansıtabileceği sıcak bir mekân olarak dekore edilmesi gerekmektedir. Kendisini iyi hissedeceği posterler ve eşyalar yatak odasında kullanılabilir. Su yeşili ve mavisi, beyaza kaçan soluk sarı onun dünyasının renkleridir.

  • Aşkınızı Evliliğe Dönüştürebileceğiniz Burçlar

    Aşkınızı Evliliğe Dönüştürebileceğiniz Burçlar

    Burçlarınız aşk ve evlilik hayatınızdaki uyumu da etkiliyor.


    K
    OÇ BURCUNUN UYUMU

    Koç-Koç: Sonuçta kadın erkeğe hükmedecektir. Erkek de rolünden rahatsızlık duyacaktır.

    Koç-Boğa: Oldukça sürtüşmeli bir maceradır. Uzun vadede sorunlar ortaya çıkacaktır.

    Koç-İkizler: Heyecan verici bir birleşme. İkizler durulursa başarılı evlilik olabilir.

    Koç-Yengeç: Güçlü cinsel çekim vardır ama evlilik korkunç bir kasırga olabilir.

    Koç-Aslan: Başarılı bir beraberlik ve evlilik Aslan’ın fazla kısıtlamaması ile yürür.

    Koç-Başak: Aşkta eğlence duyulmasına karşın başarılı evlilik olasılığı yarı yarıyadır.

    Koç-Terazi: Kısa süreli bir çekim yaşanabilir. Cinsellikte başarı olsa da evlilik için uyum azdır.

    Koç-Akrep: Tutarsız bir aşk macerası ve alışılmadık bir evlilik ortaya çıkacaktır.

    Koç-Yay: Güzellik dolu bir aşk macerası ve fiziksel tatmine bağlı evlilik başarısı.

    Koç-Oğlak: Bu burçlar Evlilik için, aşk macerasından daha uygun bir çift olurlar.

    Koç-Kova: En başarılı ve mutluluk verecek bir ilişki ve evlilik ortaya çıkacaktır.

    Koç-Balık: Aşk ve evlilikte cinsel fantezilerle desteklenen bir beraberlik ve başarı şansı vardır

    BOĞA BURCUNUN UYUMU

    Boğa-Koç: İki farklı kişiliğin birliği olup Koç’un kaçamaklarına göz yumması gerekecektir.

    Boğa-Boğa: Zevkli bir ilişki olabilir ama evlilik söz konusu olursa durum biraz karışıktır.

    Boğa-İkizler: Taban tabana zıt iki karakterdir. İlişki ve evlilikte sağlamlık zor bulunur.

    Boğa-Yengeç: Fiziksel uyum olursa ilişki ve evlilik başarılı yürüyecektir.

    Boğa-Aslan: Uzun vadede başarılı bir ilişki olmaz. Aslan’ın yönetimine uyması gerekir.

    Boğa-Başak: Cinsel uyum sağlanırsa beraberlik ve evlilik yürüyebilir.

    Boğa-Terazi: Doyumlu bir cinsellik ve kalıcı bir beraberlik olasılığı çok yüksektir.

    Boğa-Akrep: Derin bir aşk yaşanabilir. Evlilikte ise hoşgörü ile sağlamlık gelebilir.

    Boğa-Yay: Tasasız Yay’dan eğlenceli bir aşk beraberliği çıkar. Boğa ise sahiplenicidir.

    Boğa-Oğlak: Uzun vadeli bir beraberlik olasıdır. Ama tutkulu bir aşk zordur.

    Boğa-Kova: Rasgele bir ilişki ve geleceği olmayan bir beraberlik olasıdır.

    Boğa-Balık: Tutkulu ve ateşli bir aşk ve geleceği olan bir evlilik umudu çok yüksektir.

    İ
    KİZLER BURCUNUN UYUMU

    İkizler-Koç: Kısa süreli harika bir ilişki. Uzun süreli aşka dönme şansı da yüksektir.

    İkizler-Boğa: Kısa süreli ve sonu mutsuz bir ilişki olasıdır.

    İkizler-İkizler:
     Seyrek olarak yürüyecek çok ilginç bir ilişki olacaktır.

    İkizler-Yengeç: Baştan batmaya mahkum bir ilişkidir ve evlilikte de yürümesi zordur.

    İkizler-Aslan:
     İdeal bir çift olacaktır. Kalıcı bir ilişki için aranan her şey vardır.

    İkizler-Başak: Merkür kafa beraberliği yaparsa da tutkulu gönül beraberlikleri zordur.

    İkizler-Terazi: Çekici ve ilginç bir beraberlik olacaktır. Mutlu bir evlilik olasıdır.

    İkizler-Akrep: Tutkulu dönemden sonra monotonluk başlar. Düşmanlık bile olasıdır.

    İkizler-Yay: Evlilikte her iki tarafın çabası gerekir. İlişki birden başlayıp birden bitebilir.

    İkizler-Oğlak:Tutucu taraf ile uçarı taraf arasında ancak tutkulu bir aşk yardımcı olabilir.

    İkizler-Kova:Tutku yerine sevginin yer alacağı bir evlilik yürüyecektir.

    İkizler-Balık:Riskli bir aşk ilişkisi ve mutsuz bir evlilik ortaya çıkması olasıdır.

    YENGEÇ BURCUNUN UYUMU

    Yengeç-Koç : Sahiplenici Yengeç için zor bir ilişkidir. Evlilik de kayalara toslayabilir.

    Yengeç-Boğa: Eğlenceli bir ilişki ve başarılı bir evlilik getirmesi olasıdır.

    Yengeç-İkizler: Fazlasıyla duygusal bir ilişkidir. Temel farklılıklar fırtınalar kopartabilir.

    Yengeç-Yengeç: Fiziksel çekiciliği yüksek bir ilişkidir. Evlilikte ise anlayışlı olmaları gerekir.

    Yengeç-Aslan:Tutkulu bir aşk ilişkisi ve başarılı bir evlilik olasıdır.

    Yengeç-Başak: Çekingen yürüyen bir ilişkidir ama başarılı bir evlilik getirecektir.

    Yengeç-Terazi: Çekici bir aşk ilişkisi başlayabilir ama evlilik için durum biraz risklidir.

    Yengeç-Akrep: Giderek derinleşen bir aşk ilişkisi başarılı bir evliliğe yürüyebilir.

    Yengeç-Yay: Özgür taraf ile sahiplenici taraf arasında sürtüşmeli bir beraberliktir.

    Yengeç-Oğlak: Tutarsız tarafları görülen bir ilişki ve umut vermeyen bir evlilik sayılır.

    Yengeç-Kova: Kısa süreli bir tutku heyecanı olabilir ancak bu evlilik için yeterli sayılmaz.

    Yengeç-Balık: Hem kısa dönemde hem de uzun zamanlar için başarı gösteren mutlu ilişkidir

    ASLAN BURCUNUN UYUMU

    Aslan-Koç :Keyifli ve tutkulu bir ilişki ve mutlu bir evlilik gözükmektedir.

    Aslan-Boğa: İlişki yürüyebilir ama uzun ve kalıcı bir evlilik tarafları sıkacaktır.

    Aslan-İkizler: Eğlenceli bir aşk ilişkisi ve hoş bir evlilik ortaya çıkacaktır.

    Aslan-Yengeç: Bir taraf tutkulu sevgi diğer taraf korunma bekleyecektir. Evlilik yürüyebilir.

    Aslan-Aslan: Ortak egolar tatmin edilince göz kamaştırıcı bir beraberlik çıkacaktır.

    Aslan-Başak:
     Eleştiren taraf ile katlanamayan taraf arasında zor bir beraberliktir.

    Aslan-Terazi: Öfke dizginlenirse hoş bir beraberlik ve dayanıklı bir evlilik sayılır.

    Aslan-Akrep: İlişkileri heyecan vericidir ama evlilik için iki kere düşünmeleri gerekir.

    Aslan-Yay: Çok eğlendirici bir aşk ilişkisi ve mutlu bir evlilik olasıdır.

    Aslan-Oğlak: Kısa ve hoş bir ilişkidir ama evlilikte sorunlar çıkacaktır.

    Aslan-Kova: Geçici bir tutku beraberliği ama zor bir hayat arkadaşlığı gözükmektedir.

    Aslan-Balık: Çok zor yürüyen bir aşk ilişkisi ve mutsuz ve zorlu bir evlilik çıkabilir.

    BAŞAK BURCUNUN UYUMU

    Başak-Koç : Zor bir ilişki ve güç yürüyecek bir evlilik göze çarpmaktadır.

    Başak-Boğa: Heyecanı az ama mutlu bir ilişki ve uyumlu bir evlilik yürüyebilir.

    Başak-İkizler: İlişkinin olması mümkündür ama evlenirken iki kere düşünmesi gerekir.

    Başak-Yengeç: Ateşli ve tutkulu bir ilişki ve kalıcı bir evlilik olasıdır.

    Başak-Aslan:Bir gecelik ateşli aşkın bir ömrü yakacağı evlilik olabilir.

    Başak-Başak: Can sıkıntıları erkenden başlamazsa evlilik yürüyebilir.

    Başak-Terazi: Zor bir aşk beraberliği ve iyice düşünmeden yapılmayacak bir evlilik sayılır.

    Başak-Akrep: İlginç bir ilişki ve kalıcı bir beraberlik için gereken uyumları vardır.

    Başak-Yay: Beraber bir hafta geçirebilirler ama bir ömür için iyi düşünülmelidir.

    Başak-Oğlak: 
    Cansız gözüken bir ilişkidir ama evlilik sağlam yürüyecektir.

    Başak-Kova: Zamanın aşkı azalttığı bir ilişkidir ve evlilik için akıllıca yaklaşım değildir.

    Başak-Balık: Kısa sürede rahatsız bir aşk gelişmesi ve başarılı olmayacak evlilik demektir.

    TERAZİ BURCUNUN UYUMU

    Terazi-Koç :Sıradan bir ilişki fakat sıra dışı bir evlilik olmaya adaydır.

    Terazi-Boğa: Eğlence ve oyun dolu ilişkidir ama ayakta kalamayan evlilik olasıdır.

    Terazi-İkizler: Aşkta uyumlu bir ilişki ve sıcak bir evlilik görülmektedir.

    Terazi-Yengeç: Sırasında katlanılacak bir ilişkidir ama evliliğe katlanmak zorludur.

    Terazi-Aslan: Tatlı ve ateşli ilişki sıcak bir evliliğe dönebilir ve ayakta kalabilir.

    Terazi-Başak: Sonu belirsiz bir ilişki olduğu gibi katlanması zor bir evliliktir.

    Terazi-Terazi: Yürüyecek bir ilişkidir ama evlilik için çok olgunlaşması gerekir.

    Terazi-Akrep: Tutkulu,ateşli ve fırtınalı bir ilişkidir. Evlilikte de aynen yürüyecektir.

    Terazi-Yay: Temelde anlaşırlarsa hem ilişkide hem evlilikte uzun vadeli sıcaklık olacaktır.

    Terazi-Oğlak: 
    Kişilik çatışmaları ilişkiyi ve evliliği harap edebilir.

    Terazi-Kova: Seks ve tutkunun bulunduğu ilişki ve heyecanlı bir evliliktir.

    Terazi-Balık: Aşk ilişkisi de evlilikte tarafları küstürebilir.

    AKREP BURCUNUN UYUMU

    Akrep-Koç : 
    Zor bir ilişki ve yine zor bir evlilik beraberliği demektir.

    Akrep-Boğa: Cinsel uyuşma ilişkiyi güçlendirir ama evlilik şüphelidir.

    Akrep-İkizler: İnişleri ve çıkışları olan zor bir ilişki ve evliliktir.

    Akrep-Yengeç: Uyumlu,koruyucu ve iyi bir ilişkidir. Evlilikte mutlu geçer.

    Akrep-Aslan: 
    Heyecan vericidir ama evlilik uzun süreli olunca yıpratacaktır.

    Akrep-Başak:
     Düşünceler ortak olsa da Akrep bir süre sonra yeni heyecanlar arayacaktır.

    Akrep-Terazi: İlişkiler çok fırtınalıdır. Evlilik de pek sakin geçmez.

    Akrep-Akrep:Tarafları gerecek ve heyecan verecek bir beraberliktir.

    Akrep-Yay: Taraflar bir gecelik aşk için tutkuludur ama bir ömür için dayanamazlar.

    Akrep-Oğlak: Tutkuda ve duygularda eşitlik sağlanır ve uzun süreli sağlam beraberlik olur.

    Akrep-Kova:
     Cinsel çekicilik bile tarafları zor bir arada tutar.

    Akrep-Balık: Hem ilişkide hem de evlilikte çok iyi zaman geçer.

    YAY BURCUNUN UYUMU

    Yay-Koç :
    Cinsel uyuma bağlı olarak ilişki ve evlilik olumlu yürüyecektir.

    Yay-Boğa
    :Uzun süreli bir ilişki ve evlilik için büyük çabalar gerekmektedir.

    Yay-İkizler:
    Durum umutsuzdur ama, cinsel anlaşma durumunda bir süre yürüyebilir

    Yay-Yengeç:
    Sevgili yerine iyi dost olabilirler.

    Yay-Aslan
    :Başarılı bir ilişki evliliği de cennete çevirebilir

    Yay-Başak:İlişki ve evlilikte taraflar birbirini sıkıcı bulabilir.

    Yay-Terazi:Hem kısa bir ilişki ve hem de evlilik için başarılı bir beraberliktir.

    Yay-Akrep:
    Fiziksel uyum sağlansa bile evlilik uzun ömürlü olmayacaktır.

    Yay-Yay:Bağımsızlık arzuları ilişkiyi ve evliliği cehenneme çevirebilir.

    Yay-Oğlak:Maddi dünyalara farklı bakış evliliği mutsuz yapar.

    Yay-Kova:Eğlenceli aşk ve sevgili gibi yürüyen evlilik başarılı olabilir.

    Yay-Balık:Zorlu bir gönül başarısı ve mutluluğu zor bir evliliktir.

    OĞLAK BURCUNUN UYUMU

    Oğlak-Koç :İlişkileri yürüyebilir ama evlilik daha az umut vermektedir.

    Oğlak-Boğa:
    Ayakları yere sağlam basan taraflar ilişki ve evlilikte başarılı olabilirler.

    Oğlak-İkizler:Kararsız kişilik ile sağlamcılık aşkın her şeye yetmediğini gösterecektir.

    Oğlak-Yengeç:Karşıt burç insanları ilişki ve evlilikte zor anlaşırlar.

    Oğlak-Aslan:
     Fiziksel olarak uyum sağlanması zordur. Tabi evlilikte de bu geçerlidir.

    Oğlak-Başak: Sadık ve tutucu taraflar ilişki ve evlilikte başarılı olurlar.

    Oğlak-Terazi: İlişki ve evlilik Oğlak’ı tutacak maddi güç varsa yürür.

    Oğlak-Akrep
    :Bu ikiliden tutkulu beraberlik ve mutlu evlilik çıkacaktır.

    Oğlak-Yay: Mutlu bir ilişki kurulamayınca başarılı bir evlilik çıkamaz ortaya.

    Oğlak-Oğlak: İlişki ve evlilik eğlendirici olmaz ama gene de yürüyebilir.

    Oğlak-Kova: Hoşgörü gerektiren ilişkide tararların çok çaba harcaması gerekir.

    Oğlak-Balık: İlişki ve uzun süreli evlilik için her ikisi de olumlu enerjiler verirler.

    KOVA BURCUNUN YORUMU


    Kova-Koç :
    Bu ikiliden başarılı bir ilişki ve mutlu bir evlilik ortaya çıkar.

    Kova-Boğa:Hem ilişki ve hem de evlilikte taraflar oldukça çaba harcamalıdır.

    Kova-İkizler:Heyecanlı İkizler için Kova denge unsurudur. İlişki ve evlilik yürür.

    Kova-Yengeç: Çok zorluklar barındıran ilişki ve sorunlu evlilik demektir.

    Kova-Aslan:Cinsellik başarılı olsa da uzun süreli aşk için zorlu bir beraberliktir.

    Kova-Başak: Evlilik ancak cinsellik dışında ortak ilgi varsa yaşayabilir.

    Kova-Terazi: 
    Heyecanlı bir aşk ve büyük ölçüde başarılı bir evlilik ortaya çıkacaktır.

    Kova-Akrep: 
    Bu ikilinin ilişkileri ve evlilikleri de kısa süreli olacaktır.

    Kova-Yay: 
    Bunlar kısa ve uzun vadede çok uyumlu bir çift olacaklardır.

    Kova-Oğlak: Bu ilişki başlasa da mutlu bir sonuca ulaşması çok zordur.

    Kova-Kova: Ortaya zevkli bir ilişki ve sağlam bir evlilik çıkacaktır.

    Kova-Balık:
     Başlangıcı umut verse de ilişki ve evlilik sağlam kalmayacaktır.

    BALIK BURCUNUN UYUMU

    Balık-Koç :Uyum noktaları tutku ve cinsellik olursa ilişkileri yürüyecektir.

    Balık-Boğa:Bu ikiliden cinselliği güçlü bir ilişki ve tatmin edici evlilik çıkacaktır.

    Balık-İkizler:Ortaya kısa ama ateşli bir ilişki ve mutsuz bir evlilik çıkabilir.

    Balık-Yengeç: İlişki ve evlilikte çok uyumlu bir çift olacaklardır.

    Balık-Aslan: Zor bir ilişki ve başarısız bir evlilik demektir.

    Balık-Başak: Kavgalarla geçen bir ilişki ve başarısız bir evlilik olacaktır.

    Balık-Terazi: Kopuk bir ilişki başarısız bir evlilik getirecektir.

    Balık-Akrep: 
    Uyumlu bir ilişkiden mükemmel bir evlilik çıkacaktır.

    Balık-Yay: İlişkileri başladığı kadar çabuk biter. Evlilik için iki kez düşünmelidir.

    Balık-Oğlak: Ortaya iyi bir ilişki ve başarılı bir evlilik çıkması büyük olasılıktır.

    Balık-Kova: 
    Mantık ve duyguların çatıştığı ortamdan ortaya sorunlar çıkacaktır.

    Balık-Balık: Çok tutkulu bir ilişkidir ama ateş sönünce ortaya biten bir evlilik çıkabilir.

  • Evlilikte Sevgi Haritası

    Evlilikte Sevgi Haritası

    Aşağıdaki sorulara dürüstçe yanıtlar vererek, sevgi haritanızın niteliği hakkında bir fikir edinebilirsiniz. Bu ilk ilke açısından evliliğinizin nasıl gittiğine ilişkin en doğru okumayı yapabilmek için, ikinizin de aşağıdaki alıştırmayı tamamlamalısınız.

    Cümleleri okuyun ve doğruysa D’yi yanlışsa Y’yi daire içine alın.

    1)    Eşimin en iyi arkadaşlarının adını rahatlıkla söyleyebilirim. D-Y

    2)    Şu anda eşimin hangi stresle yüz yüze olduğunu söyleyebilirim. D-Y

    3)    Son zamanlarda eşimi sinirlendirenlerin bazılarının adlarını biliyorum. D-Y

    4)    Eşimin aklından geçen bazı hayalleri anlatabilirim. D-Y

    5)    Eşimin dinsel inanç ve görüşleri hakkında bilgilere sahibim. D-Y

    6)    Eşimin temel yaşam felsefesini anlatabilirim. D-Y

    7)    Eşimin en az hoşlandığı arkadaşları sayabilirim. D-Y

    8)    Eşimin en sevdiği müziği biliyorum. D-Y

    9)    Eşimin en sevdiği üç filimi sayabilirim. D-Y

    10) Eşim şu anki sıkıntılarımdan haberdar. D-Y

    11) Eşimin yaşamındaki en özel üç dönemi biliyorum. D-Y

    12) Eşimin çocukluğunda olan en stresli olan dönemi anlatabilirim. D-Y

    13) Eşimin en büyük arzularını ve hedeflerini sayabilirim. D-Y

    14) Eşimin en önemli endişelerini biliyorum. D-Y

    15) Eşimin kimlerle arkadaşlık ettiğini biliyorum. D-Y

    16) Eşime piyongo çıksaydı ne yapmak istediğini biliyorum. D-Y

    17) Eşimle ilgili ilk izlenimlerimi ayrıntılarıyla anlatabilirim. D-Y

    18) Eşime düzenli olarak şu anki dünyasıyla ilgili sorular sorarım. D-Y

    19) Eşimin beni gayet iyi tanıdığını hissediyorum. D-Y

    20) Eşim umutlarımı ve arzularımı biliyor. D-Y

     

    Puanlama: Her (D) işaretlemesi için “1” puan verin

    10 puan ya da üzeri ise: Bu, evliliğinizde güçlü olduğunuz bir alan. Eşinizin günlük yaşantısı, korkuları, hayalleri, umutları ile ilgili oldukça ayrıntılı bir bilgiye sahipsiniz. Eşinizin neyi neden yaptığını biliyorsunuz. Bu araştırmalar birbirinize ne kadar bağlı olduğunuzu gösterecektir. İlişkinizi bu şekilde sürdürürseniz ortaya çıkacak sorunlarda baş etmede güçlük çekmeyeceksiniz.

    10 puanın altı ise: Evliliğinizi bu alanda biraz iyileştirmeniz gerekebilir. Beklide birbirinizi tanıyabilmek için gerekli zaman hiç elinize geçmemiştir. Ya da yaşamınız yıllar boyunca değişirken sevgi haritanız değişmeye uğramış olabilir. Her iki durumda da eşiniz hakkında daha fazla bilgi edinmek için zaman ayırarak ilişkinizin güçlendiğini hissedeceksiniz.