Kategori: İlişkiler

  • Boşanma Kararı Çocuğa Nasıl Açıklanmalı?

    Boşanma Kararı Çocuğa Nasıl Açıklanmalı?

    Çocuğunuzun boşanma kararınızından en az şekilde etkilenmesini istiyorsanız, bunlara dikkat edin…

    Günümüzde birçok anne ve baba boşanmaya karar verdikten sonra bu durumu çocuğuna nasıl açıklayacağını bilemediğinden yanlış sonuçlara yol açabiliyor. İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil, boşanmaya karar veren ebeveynlerin bu süreçte çocuklarıyla ilgili nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda öneriler verdi.

    Boşanmaya karar veren çiftler, bu kararlarını çocuklarına nasıl açıklamalı? Bu süreçte nasıl hareket etmeli, hangi davranışlarına dikkat etmeliler? İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil, anne ve babalara bu konuda tavsiyelerde bulundu.

    Ortak bir dil ve dürüstlük

    Çiftlerin boşanmaya karar verdikten sonra bunu çocuğa birlikte anlatmaları gerektiğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Eğer ayrı ayrı konuşarak açıklamaları gerekiyorsa da ortak bir dil kullanmalı ve en önemlisi dürüst olmalılar. Dürüst olmak için boşanmanın bütün detaylarını çocuğa anlatmak gerekmez. Özellikle küçük yaşlardaki çocuklara boşanmayı anlatırken, onların anlamlandırabileceğinden daha detaylı bilgiler vermek kafalarının karışmasına sebep olur. Anne ve baba birlikte “Artık eskisi kadar iyi anlaşamıyoruz” şeklinde bir açıklama yapabilir.” dedi.

    “Anne ve babalar boşanma kararlarını açıkladıklarında, çocuk bu durumun onun hayatında nasıl bir değişikliğe yol açacağını bilmek ister.” diyen Sevil; “Belirsizlik, çocuklarda kaygı, korku ve endişe uyandırır. Anne babalar, onun hayatında nelerin aynı kalacağını, nelerde nasıl bir değişiklik olacağını somut örneklerle çocuğa açıklamalıdır.” diye konuştu.

    Çocuğu mesaj iletmek için kullanmayın!

    Özden Sevil, anne ve babaların çocuklarına yapacakları açıklamayla ilgili olarak şu önerileri ekledi: “Birbirlerini suçlamadan açıklama yapmalı ve çocuğu taraf tutmak durumunda bırakmamalıdırlar. Anne ya da baba karşı tarafı suçladığında ya da “annen/baban beni artık sevmiyor”, “annen/baban ayrılmak istedi” gibi açıklamalar yaptıklarında çocuklar ister istemez bir tarafı tutmak zorunda kalırlar ve her çocuk için bu ağır bir yüktür. Ayrılık sonrası görüşmelerde anne ve baba çocuğu arada laf taşıyan bir konuma düşürmemeli, çocuk aracılığı ile diğer ebeveyne mesaj iletmemelidirler.”

    Çocuğun her detaydan haberi olmamalı

    Boşanmanın çocuk açısından en önemli sonuçlarından biri de kuşkusuz velayet konusu. Velayetle ilgili karar sürecinde çocuğa, kimde kalmak istediği gibi bir soru sorulmaması gerektiğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Bu kararın sorumluluğu anne ve baba olarak yetişkinlere aittir. Hiçbir çocuk anne ya da babası arasında bir tercih yapmaya zorlanmamalıdır. Okul öncesi ya da ilkokul dönemindeki çocuklara onların anlamlandırabileceği şekilde açıklama yapılmalıdır. Örneğin; “Okula gittiğin günlerde annenin/babanın yanında kalacaksın. Okulun tatil olduğu günlerde benim yanımda kalacaksın” gibi. Ergenlik dönemindeki çocuklar, velayetin ne demek olduğunu merak edebilir ve sorular sorabilirler. Anne-babalar bunun yasal öncelikle ilgili olduğunu, anne ve babalık olarak bir değişiklik anlamına gelmediğini ve yetişkin olarak, bu konuyla ilgilendiklerini söyleyebilirler.” dedi.

    Özden Sevil velayet konusu ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Velayetin anne ya da babada olması halinde, diğer ebeveynle çocuğun görüşmesi düzenli aralıklarla ilerlemelidir. Eğer belirlenen günde çocuğu görmeye gelemeyecekse anne/baba bunu önceden haber vermelidir. Anne ya da baba şehir dışındaysa ya da uzakta yaşıyorsa internetten görüntülü konuşma, telefon gibi araçlarla iletişim devam ettirilmelidir. Eğer anne ya da babanın yeni bir ilişkisi söz konusuysa, çocuğa anne/babanın birlikte olduğu partneri ile ilgili sorular sorulmamalı, çocuk arada bırakılmamalıdır.”

    Anneyi ve babayı sıklıkla görmeli

    Çocuğun sağlıklı gelişimi için hem annesi hem de babası ile olan ilişkisini sürdürmesinin önemli olduğunu söyleyen Sevil; “Çocuğun, ebeveynlerden biri tarafından ihmali, istismarı gibi bir durum yoksa, ikisi ile düzenli görüşmeye devam etmelidir. Çocuğun her iki evde de rutin bir düzeni olmalıdır. Eğer çocuk babası ile sadece hafta sonları görüşüyorsa, iki gün sadece eğlenceli aktivitelere ayrılmamalı, hafta içi uygulanan düzenin devamı şeklinde olmalıdır. Aksi durumlarda, anne çocuğun ödevlerine yardımcı olmak, okulla işbirliği kurmak, fiziksel bakımını sağlamak gibi sorumlulukları üstlenirken, baba sadece hafta sonu eğlencelerini, tatilleri üstlenmiş olabiliyor. Anne-babalar, çocukla ilgili konularda bir araya gelip ortak kararlar alabildiklerinde, çocuk boşanma sonrası sürece daha kolay uyum sağlayabilir.” dedi.

    Olumsuz iletişimden uzak tutun

    “Çiftler ayrılmaya karar verdikten sonraki süreç anne, baba ve çocuklardan daha fazlasını kapsayabiliyor. Özellikle bizim kültürümüzde çiftlerin kendi aileleri de sürece dahil olabiliyorlar. Çocuklar anne babalarından olmasa da diğer akrabalardan anne ya da babayı suçlayıcı açıklamalar duyabiliyorlar.” diyen Özden Sevil; bu nedenle çiftlerin diğer aile üyelerinin çocukla iletişimini yakından gözlemlemesi ve gerektiğinde müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Ya da süreci yönetebilecek, “onlar senin annen ve baban ve hep öyle olacaklar ve seni hep çok sevecekler” dilini koruyabilecek akrabalardan da destek isteyebileceklerini belirtti.

    Olumlu iletişim kuran kişilerle konuşmalı

    Boşanma sürecinin çiftler için de zorlayıcı bir süreç olduğunu ve anne ve/veya baba için bu süreci yönetmenin kolay olmayabileceğini söyleyen İNDA Çözüm Odaklı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Özden Sevil; “Bu durumda kendileri bir uzmandan destek alabilirler. Okulla işbirliği yapmak, çocuğun arkadaşlarıyla vakit geçirmesini sağlamak, çocukla olumlu iletişimi olan aile üyelerini devreye sokmak da önemli koruyucu faktörlerdir.” dedi.

  • Klasik Sevgili Tartışmaları

    Klasik Sevgili Tartışmaları

    Özellikle ilişkinin başlarında tartışmaya en çok sebebiyet veren bazı durumlar var.

    İşte yeni çiftlerin üzerinde en çok tartiştığı konular;

    Tuvalet Kapağı:

    Bu konudan en müzdarip olanlar genelde kadınlar. Erkeklerin tuvaleti kullandıktan sonra oturak kısmını havada bırakmaları kadınları çıldırtabiliyor.

    Tuvalet Kağıdı:

    Tuvalete en son girern biten veya bitmek üzere olan tuvalet kağıdını değiştirmemeside küçük tartışmaların en büyük sebeplerinden biri.

    Yatağın Hangi Tarafı:

    Yatağın sağ veya sol tarafı tartışması çoğunlukla yeni çiftlerde olur. Henüz sarılma ve beraber uyuma duygusu gelişmediğinden meydana gelir.Ancak kısa sürede düzene girecektir.

    Bulaşık:

    Evde beraber yenmiş harika bir yemek sonrasında bulaşıkları kimin yıkayacağı tartışması uzar gider. Yemeği kimin hazırladığının hiç bir önemi yoktur, asıl sorun bulaşıkları kimin yıkayacağıdır.

    Faturalartın Takibi Ve Ödenmesi:

    Birlikte yaşayıp ortak hayatı yürütmeye başlayan çiftlerin yaygın tartışmalarından biri de faturaların takibidir. Herkes bir diğeri ödedi veya ödeyecek diye düşünerek hareket eder ve kavga başlar.

    Diş Macunu:

    Eğer ortak bir diş macunu kullanıyorsanız ortadan sıkılması, kapağın açık bırakılması gibi sorunlar ortaya çıkacaktır. Bununda yanında lavoba içine macun parçası düşmesi gibi sorunlarda olabilir.

    Ev İçin Yapılan Alışveriş:

    Ortak kullanım alanlarındaki özellikle dekorasyon değişikliğide sorun yaratabilecek bir durumdur. Çok sevdiğiniz bir koltuğun eşiniz tarafından çöpe atıldığını ve sevmediğiniz bir yenisinin geldiğini düşünsenize.

    Islak Havlular:

    Banyo sonrası havlunun yatağın üzerinde durması hem yatağın ıslanmasına hem de havlunun nem kokusu yaratmasına sebep olacaktır. Bu durumdan en çok kadınlar rahatsız olmaktadır.

    Lavobadaki Saçlar:

    Çoğunlukla kadınlar daha uzun saçlı olduğundan ve saçına yaptırdıkları işlemler sebebiyle daha çok saç dökülmesi sorunu yaşadıklarından erkeklerin buna sinirlenme ihtimali daha yüksek. Ancak erkeklerinde vücut kıllarının banyoya döküldüğünde temizlemeden çıktıkları şaşırtıcı değil.

    Televizyon Kumandası:

    Çoğunlukla erkeklerin kontrolü altında olan bir alet. Kadınların buna buldukları en iyi çözüm mutfağa küçük bir televizyon daha koymak.

  • Çiftler ne zaman boşanıyor?

    Çiftler ne zaman boşanıyor?

    Boşanan çiftlerin yüzde 40’ı evliliklerinin ilk beş senesinde, yüzde 24’ü ise 16. senenin ardından eşleriyle yollarını ayırdı

    Hukuk ve Hayat Derneği, geçen yıl yurt genelindeki boşanmaların nedenlerini, boşanan çiftlerin özelliklerini TÜİK’in boşanma verilerine göre değerlendirdi. Buna göre, 2011’de 592 bin 775 çift evlenirken, 120 bin 117 boşanma gerçekleşti.

    Boşanma davalarının yüzde 29,1’i iki aydan az sürdü. Yüzde 24,9’u 2-4 ay, yüzde 17,1’i 5-8 ay sürerken yüzde 5’i 25-35 ay, yüzde 3’ü ise 36 aydan fazla zaman aldı.

    Çiftlerin yüzde 40’ı ilk 5 sene içinde boşandı. Bir yıldan az süre evli kalanlar, boşananlar arasında yüzde 3,6’yı oluştururken çiftlerin yüzde 9,1’i ilk yılda, yüzde 7,7’si ikinci yılda, yüzde 7,3’ü üçüncü yılda, yüzde 6,7’si dördüncü yılda, yüzde 5,9’u ise beşinci yılda evliliklerini sonlandırdı. Evliliklerinin 6-10’uncu yılı arasında boşananlar yüzde 20,6 olurken yüzde 24,1’i evliliklerinin 16. yılından sonra eşlerinden ayrıldı.

    NEDEN GEÇİMSİZLİK

    Çiftlerin boşanma nedenlerinin büyük bölümünü “geçimsizlik” oluşturdu. Çiftlerin yüzde 96,7’si bu nedenle evliliklerini sonlandırırken bunu yüzde 2 ile ‘bilinmeyen’ nedenler izledi. 116 bin 153 çiftin boşanma nedenini geçimsizlik oluştururken 85 çift zina, 35 çift cana kast, 288 çift ise terk edilmeleri gerekçesiyle ayrıldı.
    Boşanan çiftlerdeki erkeklerin yüzde 22,1’i 30-34 yaş arasında. 26 bin 499 erkek bu yaşlarda eşlerinden ayrılırken 35-39 yaş arasında boşanan erkeklerin oranı 18,6 oldu. 25-29 yaş arasında boşananların oranı yüzde 15,5, 40-44 yaşlarında boşananların oranı yüzde 14 oldu.

    54 yaşın üzerindeki 10 bin 505 erkek, boşanan hemcinslerinin yüzde 8,7’sini oluşturdu. Kadınların yüzde 20,7’si 30-34 yaşlarında eşlerinden ayrıldı. 25-29 yaşlarında ayrılanların oranı yüzde 20.6, 35-39 yaşlarında boşananların oranı ise yüzde 15,5 olduğu belirtildi.

    BOŞANAN KADINLAR 54 YAŞ ÜSTÜ
    Geçen yıl boşanan kadınların 4 bin 852’sinin yani yüzde 4’ünün 54 yaşının üzerinde olduğu tespit edildi. Boşanan erkeklerin yüzde 27’si, kadınların yüzde 26,2’si lise mezunu çıktı. Boşananlar arasındaki üniversite mezunlarının oranı kadınlarda yüzde 16,3, erkeklerde ise yüzde 15,4 oldu.
    Boşanan kadınların yüzde 2’si okuma yazma bilmeyen, yüzde 3,3’ü ise ilkokul eğitimini terk eden kadınlardan oluştu. Erkeklerde ise boşananların binde 7’si okuma yazmaya bilmeyen, yüzde 1,7’si ise ilkokul eğitimini terk edenlerden oldu.

    Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Mehmet Kasap rakamların üzerindeki çalışmaların ardından boşanmaların nedenlerini ve çiftlerin özelliklerini daha net görme şansı yakaladıklarını belirtti. Boşanan çift sayısının üzüntü verici boyutlara ulaştığını söyleyen Kasap, “Boşanma davalarının beşte birinin ilk iki ayda sonuçlanması anlaşmalı boşanmaların daha sık yaşandığını gösteriyor” dedi.

    ÇÖZÜM GETİRİLECEK
    Ayrılan eşlerin büyük çoğunluğunun evliliklerinin ilk beş yılı içinde olduğuna dikkati çeken Kasap, şunları kaydetti: “Ayrıca açılan davaların kaçının yargılanma safhasına geçilmeden takipsiz bırakılmak suretiyle düşürüldüğüne dair istatistiklere ulaşmaya çalışıyoruz. Yine mahkeme tarafından hükmedilen nafakaların tahsil edilme oranlarına ulaşmak istiyoruz. Bu rakamlara ulaştığımızda çalışmamız daha da anlam kazanacak. Dernek olarak bu çalışmamızın paralelinde boşanma davalarında görülen sıkıntılarla ilgili anket çalışması da yürütüyoruz. Özellikle çocukların şahit olarak mahkeme salonlarında dinlenmesi ve nafaka konularında ciddi sıkıntılar olduğunu düşünüyoruz. Bu sıkıntılarla ilgili çözüm önerilerimiz de olacak.”

     

    Boşanmayı önleyen bilimsel formül

     

  • Bebeklere en çok hangi isimleri koyduk?

    Bebeklere en çok hangi isimleri koyduk?

    Türkiye’de nüfus kayıtlarına göre 1923-2010 tarihleri arasında çocuklara en fazla Fatma ve Mehmet adı verildi. Ama dönem dönem liste başına farklı isimler çıktı…

    Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Cumhuriyet’in kurulduğu 1923 yılından 1970’ye kadar doğan çocuklara verilen adlar arasında ilk sırayı ”Mehmet” ve ”Fatma” aldı. Erkek çocuklarda Mehmet ismini Mustafa, Ahmet, Ali, Hüseyin isimleri takip etti.

    Kız çocuklarında ise Fatma’dan sonra en fazla tercih edilen isimler ”Ayşe”, ”Emine”, ”Hatice” ve ”Zeynep” oldu. 1971’den sonra özellikle kız çocuklarına verilen adlarda geçmişe oranla belirgin farklılıklar ortayı çıktı.

    1971-90 ARASINDA İSİMLER DEĞİŞTİ

    1971-1990 yılları arasında ”Dilek”, ”Filiz”, ”Yasemin”, ”Özlem”, ”Songül”, ”Arzu”, ”Sibel” ve ”Selma” ailelerin çocukları için tercih ettiği isimlerden bazıları oldu.

    Bu dönemin favori erkek isimlerinden bazılarını ise ”Bülent”, ”Serkan”, ”Fatih”, ”Metin”, ”Adem” ve ”Erkan” oluşturdu. Aileler özellikle kız çocuklarına farklı ad koyma alışkanlıklarını bu dönemden sonra da sürdürdü.

    Türkiye’de kız çocuklarına Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren en fazla verilen ”Fatma” ismi 68 yıl aradan sonra yerini ”Merve”ye bıraktı. Ailelerin erkek çocukları için en çok tercih ettiği ”Mehmet” isminin yerini ise 78 yıl sonra ”Yusuf” aldı.

    1991-2000 YILLARI ARASI EN POPÜLER İSİMLER

    1991-2000 yılları arasında erkeklerde en çok kullanılan 5 isim arasına ”Emre” de dahil oldu. Bu dönemde en fazla kullanılan isimlerde büyük değişiklik yaşandı. ”Büşra”, ”Kübra”, ”Gamze”, ”Ebru”, ”Burak”, ”Furkan”, ”Onur” ve ”Enes” adları en fazla kullanılan isimler arasına girdi. 2001-2010 yılları arasında ”Merve” yerine en fazla ”Zeynep” kullanılmaya başlandı.

    ”Fatma” ve ”Mehmet” isimleri zaman içinde ikinci ya da üçüncü sıraya gerilese de favoriliğini sürdürdü ve 1923-2010 yılları arasında çocuklara en fazla verilen isimler oldular.

    Türkiye’de 1923-1930 döneminde aileler tarafından çocuklarına verilen adlar ile 2001-2010 döneminde verilen adlar arasında büyük bir değişim yaşandı. 1923-1930 dönemi arasında çocuklara en fazla verilen 20 isimden 2001-2010 döneminde sadece ”Mehmet”, ”Mustafa”, ”Ahmet”, ”Ali”, ”Hüseyin”, ”Hasan”, ”İbrahim” ve ”Ömer”, kız çocuklarında ise ”Fatma”, ”Ayşe”, ”Emine”, ”Hatice”, ”Zeynep”, ”Meryem” ve ”Elif” isimleri kullanıldı.

    ‘İSLAMİYET VE TÜRK KÜLTÜRÜ ETKEN’

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asiye Mevhibe Coşar, kişi adlarının ad bilimi alanı içinde bir çalışma konusu olduğunu belirterek, ”Değişen toplumsal süreçler itibariyle ad verme eğilimlerimizde de değişiklikler gözleniyor. Bu çoğu zaman kaçınılmazdır. Bu nedenle son yıllarda ad verme eğilimlerimiz değişiyor. Türk halkında çocuklara ad vermede en önemli etkenler İslamiyet ile Türk kültürü ve geleneğidir. En çok kullandığımız ‘Mehmet’ ismi peygamber sevgisinin göstergesidir. Aynı zamanda İslami isim verme geleneğinin yansımasıdır. ‘Fatma’ ismi de Peygamber efendimizin kızı ‘Fatma’ anamızın ismidir” dedi.

    2013 popüler bebek isimleri

    2013 Erkek Bebek İsimleri

  • Kıskanç Erkekle Nasıl Baş Edilir?

    Kıskanç Erkekle Nasıl Baş Edilir?

    Kıskanç erkekle nasıl baş edilir?

    Ah şu kıskanç erkekler…

    Kıskanç sevgili ile berabersiniz yada kıskanç erkekler hep karşınıza çıkıyor yada kıskanç bir eşiniz var. Kıskanç erkeğe nasıl davranılır ve kıskanç erkek ile nasıl baş edilir buyurun yazımızı okuyun…

    Kıskanç erkek ve sevgilisi arasında geçen diyaloglar genelde şu şekilde olur:

    – Canım neredesin?
    – Kızlarla dışarıdayım.
    – Erkek sesi geliyor. Kim var yanında?
    – Yan masadan geliyor sesler.
    – Bu kadar yakından nasıl geliyor? Sana inanmıyorum…

    Ya da bir başka örnek:

    – Hayatım, bu etek biraz fazla kısa değil mi?
    – Ne var canım, alt tarafı diz üstü etek. Hem herkes giyiyor.
    – Beni herkes ilgilendirmiyor, sen ilgilendiriyorsun. Herkes sana bakacak.
    – Bana güvenmiyor musun?
    – Ben sana değil, insanlara güvenmiyorum. Arlısı var arsızı var…
    – Bırak bu kıskançlıkları artık lütfen.
    – Seven erkek kıskanır.

    İşte tam da erkeğin ağzından dökülen bu son cümle, bütün kıskanç erkeklerin ardına sığındığı yegane klişe. Kadın ne zaman dışarı çıksa, defalarca telefon açarak, “neredesin?”, “ne zaman geleceksin?” diye soran, eve geldiğinde de mutlaka kavga çıkaran ‘seven’ erkeklerin sevgi gösterisi kıskançlık halleri. Peki, erkeğinizin kıskançlık krizlerine sık maruz kalıyorsanız nasıl baş etmelisiniz?

    Güven verin

    Kıskançlığın itiraf edilmese de en önemli nedeni güven sorunudur erkek açısından. Size güvense de çevrenizdeki erkeklere güvenmediğini hissederek, sizi bir şekilde elinden alabileceklerine inanır. Ya da düşüncelerini bu kadar ileriye götürmeye bile tahammül edemez ve bir başkasının size bakmasını bile istemez.

    Bu durumda yapmanız gereken, giyim tarzınızdan, arkadaş ilişkilerinizde ödün vermek olmamalı. Aksi takdirde size istediğini yaptırabildiğini fark ettiği anda, başka isteklerini de peş peşe sıralamaktan geri durmayacaktır. Onu sevdiğinizi, gözünüzün ondan başkasını görmediğini, başkaları sizinle ilgilense de bundan etkilenmediğinizi anlatın. Kıskançlık biraz da onun özgüven sorunundan kaynaklandığına göre onu ne kadar yakışıklı bulduğunuzu her fırsatta dile getirerek kendine güvenmesini sağlayın.

    Kıskançlık yapmasına fırsat vermeden, sormak isteyeceği soruların yanıtlarını normal konuşmanızın içinde vererek, bulunduğunuz ortam, yanınızdaki insanlarla ilgili küçük ayrıntılardan söz ederek, korkulacak bir şey olmadığı hissini yaşatmak da güven vermek için iyi bir yol.

    Başka erkeklerin bakışları

    Yolda yürüyorsunuz ve başka erkekler size baktığında sevgiliniz deliye dönüyor. Buna itiraz ettiğinizdeyse, “Başka kadınlar bana baksa sen n’aparsın?” diyor. Bunun üstesinden gelmenin en güzel yolu şu cümleleri kurmak: “Bana bakmaları beni güzel bulmalarından. Ben de kadınların sana baktığını gördüğümde, senin yakışıklılığınla övünüyorum, gurur duyuyorum.”

    Kadınlık içgüdüsü

    Sizi diğer erkeklerden kıskandığında, hemen savunmaya geçip kavga çıkarmak yerine durup şöyle bir düşünün. Belki de gerçekten kıskanmasına neden olacak samimiyette davrandınız o erkeğe. Biraz sinirlerinin yatışmasını bekleyin ve yavaş yavaş, kadınlık içgüdünüz sayesinde karşınızdaki erkeğin size gösterdiği ilginin derecesini ayırt edebileceğinizi anlatın ona. Tanıdığınız, konuştuğunuz hiçbir erkeğe karşı, ona hissettiğiniz duyguları hissetmediğinizi vurgulayın. Sizin gözünüzde sevgiliniz dışında tüm erkeklerin kız arkadaşlarınızdan farksız olduğunu söyleyin.

    Erkek arkadaşlarınızla tanıştırın

    Sadece kız arkadaşlarınızla görüşecek değilsiniz ya, sevgiliz var diye! “Şimdi erkek arkadaşlarımla görüştüğümü söylersem benimki arıza çıkarır” diye düşünüp arkadaşlıklarınızı bozmaya değmez. Siz iyisi mi, sevgilinizi erkek arkadaşlarınızla tanıştırın. Birlikte iyi zaman geçirebileceğiniz aktiviteler organize çalışın. Arkadaşlarınızdan size zarar gelmeyeceğine inandığında, kıskanması için bir sebep kalmayacak ortada ve siz o olmadığı zamanlarda da rahatlıkla erkek arkadaşlarınızla görüşebileceksiniz.

    Alttan almak yetmiyorsa…

    Bazen hafif kıskançlık belirtileri hoşunuza gidebilir. Sizi sevdiğini ve bu nedenle sahiplendiğini hissedebilirsiniz. Hem kıskançlığın temelinde kaybetme korkusu da bulunuyor. Sizi kaybetmekten korkması da hoşlanabileceğiniz bir şey. Bu durumda alttan almak sorun çıkmamasını sağlar. Ama kıskançlığın aşırıya kaçtığı, artık ilişkinizi tehdit eder boyuta vardığı durumlarda, bunu ona açıkça belirtmeli, “Böyle devam edersen bu ilişkiyi sürdüremeyiz” cümlesini kurmalısınız. Kıskançlık, onun da engel olmak istediği ama bir türlü halledemediği bir konuysa, bir psikoloğa görünmesini tavsiye edebilirsiniz.

  • Kadınlar İçin 12 Maddelik Hak Arama Rehberi

    Kadınlar İçin 12 Maddelik Hak Arama Rehberi

    Kadınların birçoğu sosyal hayatta hakkını aramayı ne yazık ki bilmiyor. Kimi uğradığı haksızlık karşısında eşi ve babasından yardım istiyor kimide hakkını aramaktan vazgeçiyor.

    Kadınlar, alışverişten sağlığa, iş hayatından sosyal haklara kadar birçok alanda yaşadığı haksızlıklar karşısında hakkını aramayı bilmiyor. Ya tüm bu haksızlıklara sessiz kalıyor ya da başta eşi veya babası olmak üzere bir erkekten yardım istiyor. Kadınların hak arama konusundaki tek istisnası İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’ne (İSTESOB) yaptığı şikâyetler.

    Saç rengini beğenmeyen, saçı yanan, manikürü veya pedikürünü beğenmeyen, kuaförde kötü muamele gören kadınlar İSTESOB’un “Alo Esnaf” hattına ve disiplin kuruluna yazılı olarak şikâyetlerini iletiyor. Gittiği kuaförün kendi saçına verdiği zararı doktor raporuyla delillendirerek Esnaf Odası’na gönderen bayanların sayısı da az değil. Ancak Türkiye’de önemli bir gerçek var ki, o da kadınlar haklı olduğu bir durumda hakkını nerede ve nasıl arayacağını bilmiyor. Tüketici haklarından hasta haklarına kadar kadınlar için genel hatlarıyla yardım alma ve hak arama yollarını derledik…

    Şiddet görüyorum yardım edin ALO 183

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren bu numaradan; başta şiddet gören kadınlar olmak üzere özürlü, istismara uğrayan veya uğrama riski taşıyan ve desteğe ihtiyaç duyan kadın ve çocuklara yönelik psikolojik, hukuki ve ekonomik alanda danışmanlık ve rehberlik hizmetleri alabilir ve kadın sığınma evinden çocuk ve bakıcı hizmetleri merkezine kadar yararlanabileceğiniz sosyal hizmet kuruluşları konusunda bilgi edinebilirsiniz. 7 gün 24 saat üçer kişilik 4 vardiya ekibi ile 81 ilde hizmet veren bu çağrı sistemini, ihtiyaç duyduğunuz her an arayabilirsiniz.

    Otobüs firması ve pazardaki esnaftan şikâyetçiyim ALO 153 ZABITA ve BEYAZ MASA

    Şehirlerarası yolculuklarda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından belirlenen bilet tarifelerine rağmen fazla ücret alan, biletleri yolcunun adına ve tek kişilik olarak düzenlemeyen, engelliler ve çocuklar için yasal olarak belirlenen indirimi yapmayan otobüs firmalarını zabıtaya şikâyet edebilirsiniz. Ayrıca ruhsatsız olarak gıda üretimi ve satışı yapan esnaf için ihbarda bulunabilir, pazar alışverişlerinizde karşılaşacağınız her türlü problem için belediye bünyesinde hizmet veren Tüketici Zabıta Amirliği’nden yardım alabilirsiniz. Otogar, köprü ve üst geçitlerde sıkça karşılaşılan ve sizi rahatsız eden dilenci ve işportacılarla ilgili de zabıta ekiplerinden yardım alabilirsiniz. Bankaların müşterilerine dağıttığı kredi kartı, dosya masrafları gibi ekstra ücretlendirmeler ve iletişim sektöründeki tarife ücretlendirmeleri gibi şikâyetleriniz için de zabıta yetkililerinden yardım alabilirsiniz.

    Hastama kötü muamele yapıldı ALO 184 HASTA HAKLARI ve ALO 170 SGK

    Hastanelerde aldığınız sağlık hizmetlerinde Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği ödemenin üzerindeki ücretlendirmelerde, hasta ve yakınının kötü muamele görmesi, gerekli hizmetin verilmemesi, gerekli sağlık müdahalesinin yapılmadığı durumlarda bu numaralardan yardım alınabilir. Özellikle yaptığınız ödemelerle ilgili fiş ya da resmi bir belge almayı unutmayın.

    Taksi şoföründen şikâyetçiyim İSTESOB ALO ESNAF*

    İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odası’na bağlı hizmet veren bakkaldan kuaföre, fırından taksiye, emlak ofislerinden halı yıkama şirketlerine kadar birçok alanda dilek, istek ve şikâyetlerinizi bildirebilirsiniz. Taksicilerin fazla ücret almak için yolu uzatmaları ve yolculuk esnasında sigara içmeleri, emlak komisyoncularının kaparo ücretlerini geri vermemeleri ve kiralanan salonların olmadığı gibi sunulması gibi durumlar bunlardan bazıları. Taksicilerle ilgili şikayetlerinizde İstanbul Taksiciler Esnaf Odası’nın kurduğu 444 15 23 nolu telefon da aranabilir. * İSTESOB ALO ESNAF Bilgi ve Şikayet (212 ) 660 60 34

    Sağlıksız gıda satılıyor 174 ALO

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın kurduğu çağrı merkezi, gıda ürünleri ile ilgili her türlü şikâyet veya talep için aranabilir. Özellikle alışverişte karşılaşılan etiket ile gıda içeriğinin uyuşmaması, son kullanma tarihi geçmiş gıda ürünleri ve sağlıksız gıda üretimi ve satışı gibi konularda bu hat aranarak şikâyette bulunulabilir.

    Bu TV yayını uygunsuz ALO RTÜK 178

    Televizyonlarda karşılaştığınız aile kurumunu yıpratan, etik kurallara uymayan ya da çocukların ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek (dizi, reklam, yarışma programı vs.) yayınları bu çağrı numarası aranarak şikâyet edilebilir.

    KOMŞUM SOSYAL YARDIMA MUHTAÇ ALO 144

    Yoksul vatandaşlara sabit hatlardan ücretsiz hizmet veren Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı bu numaraya sosyal yardıma ihtiyacı olanlar başvurabilir. 30 kişilik bir çağrı destek personeliyle hizmet veren bu hat, vatandaşın talebini dinledikten sonra gerekli bilgilendirmeleri yapıyor. İletilen talebe göre kişi ilgili Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na yönlendiriliyor.

    Bana yol gösterin, fikir verin ALO 150 BİMER

    Başbakanlık bünyesinde kurulan ve halkla ilişkiler müracaat bürolarından oluşan bu çağrı merkezine çeşitli konularda istek, şikâyet, ihbar, öneri ve bilgi almak için ulaşılabilir. Sadece mesai saatlerinde hizmet veren bu hat problemin tespiti, ilgili makamlara yönlendirme ve çözüm konusunda izlenecek yollar hakkında bilgi veriyor.

    Trafikte tacize uğradım ALO 154 TRAFİK POLİSi

    Trafik ihlallerini bildirmenin yanında özellikle bayan şoförlerin erkek şoförler tarafından sıkıştırılma, gereksiz korna çalma ve hatalı sollama ile tehlikeye düşürme gibi durumlarda araç plakası da alınarak mutlaka trafik polisinden yardım istenmeli.

    Asansörde kaldım ALO 110 İTFAİYE

    Yangın olaylarının yanı sıra araba kazalarına müdahale etme, çöken binalarda mahsur kalan insanlara yardım etme ve asansör apartman boşluğu gibi yerlerde mahsur kalma durumlarında da görev yapan itfaiyeden ihtiyaç durumunda destek alınabilir.

    Kapkaça uğradım ALO 155 POLİS

    Hırsızlıktan kapkaça, narkotik suçlardan kişisel haklara saldırıya kadar birçok konuda polis aranarak yardım alınabilir.

    Tüketici olarak hakkımı arıyorum

    Ticari konulardaki problemlerde başvurabileceğiniz bu kurumlar, tüketici ile satıcı ve aracılar arasında çıkan uyuşmazlıklara çözüm bulmak için görev yapıyor. Valilik ve kaymakamlık binalarındaki Tüketici Hakem Heyetleri, alışverişi belgeleyen fiş, fatura ve kredi kartı ekstresi gibi belgeniz olmasına karşın ’30 gün içinde ürünü yenisiyle değiştirme, kusur oranında bedel indirimi talep etme veya ücretsiz tamir yaptırma’ gibi haklarınızın ihlali durumunda yönlendirme yapıyor. Hakem Heyetleri, illerde Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü, ilçelerde ise kaymakamlık binalarında bulunuyor. Bu heyetler, tüketiciye bilgi vermek, şikâyetleri raporlayıp ilgili mercilere ulaştırmak ve vatandaş yasal hakkını ararken sürecin takipçisi olmakla yükümlü. Burada anlaşmayla sonuçlanmayan olay, tüketici mahkemelerine yönlendiriliyor.

  • Boşanmayı önleyen bilimsel formül

    Boşanmayı önleyen bilimsel formül

    Siz mutlu evlilik yoktur diye yalnız yaşamayı göze almışken yıllardır evli olan, çoluk çocuğa karışmış ve çok mutlu görünen çiftler aklınızı karıştırıyor olabilir. Şunu bilmenizde fayda var; mutlu bir evliliğin mümkün olduğu ve boşanmanın önlenebileceğine dair bilimsel bir formül var.

    Her ay bir diyet ve bir ilişki konusu hazırlayan bizlerin kafasında zaman içinde ister istemez şöyle bir soru oluşuyor; diyet yapmak mı daha zor yoksa bir ilişkiyi yürütmek mi? Her ne kadar birçok kadın ve erkek dünyanın en zor işinin kilo vermek olduğunu düşünüyor olsa da her iki evlilikten birinin ilk 5 yılda boşanmayla sonuçlandığı günümüzde, herkes aynı zamanda mutlu bir ilişkinin formülü nedir diye merak ediyor. Peki böyle formül olması mümkün mü? Gottman Çift Terapisi uzmanları mümkün olduğunu söylüyor. Önce bu formülün hikayesini okuyalım, ardından nasıl uygulayacağınızı anlatalım.
    1980’li yıllar… Washington Üniversitesi’nde çalışan matematikçi Dr. John Gottman, bir meslektaşı ile ikili ilişkilerin neden kötü gittiği, mutlu ilişkinin ne olduğu, ‘Biz mutluyuz’ diyen çiftlerin neyi farklı yaptıkları konusunda sohbet ediyor. Zaman içinde bu sohbetlerin devamı geliyor ve iki bilim adamı bir süre sonra mutlu ilişkilerin altında yatanları bilimsel bakış açısı ile araştırmaya başlıyor. Bunun için attıkları adımlardan ilki ‘Biz mutluyuz’ diyen çiftleri davet etmek oluyor. İlanı görüp başvuran çiftlere birçok soru soruyorlar, böylece bu çiftlerin mutlaka yaptıkları ve yapmaktan kesinlikle kaçındıkları davranış modelleri olduğunu fark ediyorlar.
    Beden dili ipucu veriyor
    Bilim adamı yaklaşımları onları bir adım öteye taşıyor. Çiftlerin kalp atışlarını ve oksijen düzeylerini ölçtükten sonra şunu görüyorlar: Tartışmanın en ateşli yerinde kalp atışları 100’ün üzerine çıkıyor. Bazıları bu durumda konuşamaz hale geliyor. Örneğin kadın art arda cümleler kurarken erkeğin konuşamaması, adeta bir duvar örmüşcesine susması, bu fiziksel değişimden kaynaklanıyor. Bu süreçte sadece araştırma ekibinin bir üyesi, daha sonra da John Gottman’ın eşi olan psikolog Julie Gottman araştırmaları takip ediyor. Bir sonraki adımda ise boşanmayı getiren faktörleri araştırmaya başlıyorlar ve şu sorunun yanıtını arıyorlar: ‘Görüştüğümüz çiftlerin boşanıp boşanmayacağını tahmin edebilir miyiz?’ İlerleyen yıllarda yüzde 96 gibi çok yüksek bir oranla doğru tahmin yürüttüklerini görüyorlar. Tüm çalışmalar onları mutlu ilişkinin formülünü yaratmaya kadar götürüyor. Bu sırada kendileri de bir yuva kuran Gottman çifti, hayatlarını çiftlere adıyor ve buldukları formülü dünyada çok daha fazla çifte ulaştırmak için çalışmaya başlıyor.

    Terapist sadece gözlemci oluyor
    Psikoloji İstanbul’dan Uzman Psikolog Özge Altan Aytun, Gottman Çift Terapisi’nin diğer çift terapilerinden farkını şöyle açıklıyor: “60’lı yıllardan beri çift terapisi ile ilgili söylemler bulunuyor. Ancak bunlar bilimsel çalışmaya değil, teorisyenin öngörüsüne dayanıyor. Gottman çiftinin en büyük özelliği ise bilimsel dayanağının olması… Gottman’ın bu yoldaki ilk çalışması bile 8 bin çift üzerinde denendi ve araştırmalar boyunca da binlerce çift ile çalışıldı.”
    2009 yılında Gottman çiftini Türkiye’ye davet ettiklerini belirten Uzman Psikolog Aytun, Türkiye’de yaklaşık 300 psikiyatrist ve psikoloğun Gottman Çift Terapisi uygulayabildiğini söylüyor.

    Nasıl uygulanıyor?
    Gottman Çift Terapisi almak isteyen çiftler, öncelikle çift terapisi uzmanı ile görüşüyor ve oldukça ayrıntılı bir değerlendirme sürecinden geçiyorlar. İlk görüşme çok kapsamlı oluyor. Her çiftin kendi özel haritasına sahip olduğu anlayışından yola çıkılarak önce nasıl tanıştıkları, şu ana kadar neler yaşadıkları, şu an sorunlarının ne olduğu soruluyor. Ardından on dakika boyunca kendi seçtikleri bir konuda tartışmaları isteniyor. İşte burada Gottman Çift Terapisi’nin farklı uygulamalarından biri ortaya çıkıyor; çiftlere nabız ölçer takılıyor ve bu tartışma kameraya kaydediliyor. Bu sırada tartışmayı izleyen çift terapisti notlar alıyor. Örneğin ‘mahşerin dört atlısı’ olarak tanımlanan eleştiri, aşağılama, savunma ve duvar örme davranışlarının olup olmadığı inceleniyor. Nabzın ne kadar yükseldiği ve oksijen seviyesinin yanı sıra çiftlerin yüz ifadeleri de kodlanıyor. Yüz ifadeleri incelenerek çiftlerin birbirlerine ifade ettikleri ve etmedikleri duygular anlaşılıyor. Bu arada çifte ilişkileri ile ilgili bütün alanları kapsayan, geldikleri aileler, cinsellikleri, hayalleri gibi konuları içeren bir soru kitapçıkları veriliyor ve ayrı ayrı bunları yanıtlamaları isteniyor. Daha sonra çift terapisti topladığı bütün bu bilgileri değerlendiriyor, ilişkinin ayrıntılı bir raporunu hazırlıyor ve çifte geri bildirim yapıyor. Bu analiz ile oldukça gerçekçi bir boşanma tahmini yapmak da mümkün oluyor. Geri bildirimden sonra belirlenen hedefler doğrultusunda çalışmalar başlıyor. Bu çalışmalarda normalde kamera kullanılıyor olsa da Türkiye gibi toplumsal güvensizliğin yüksek olduğu bir toplumda, gizlilik güvencesine rağmen kamerasız çalışmak isteyenler daha fazla oluyor.

    EVLİLİK HEDİYESİ ÖNLEYİCİ TERAPİ
    İlişkileri yürütmenin gün geçtikçe zorlaştığının farkına varan yeni nesil artık önlemini erken alıyor. Türkiye’de henüz çok yaygınlaşmamış olsa da evlenir evlenmez çift terapisine başvuran, hatta bu terapiyi birbirine hediye eden çiftler de var. Sorunlar başlamadan, 3-4 seans boyunca ilişki değerlendirmesine katılan çiftler böylece bir anlamda ilişkilerine ‘erken teşhis’ yaptırmış oluyor. Uzman psikologlar riskli olan alanları ve bunlarla başa çıkmanın yollarını çifte aynı çatı altında yaşamaya henüz başlamışken anlatıyor.

    İlişki yürütme becerisi kazanılıyor
    Klasik yöntemlerde terapistlerin kendilerine başvuran çiftlere telkinlerde bulunduğunu, yapmaları gereken davranışları söylediğini, çiftlerin seanslar sırasında birbirlerini şikayet ettiklerini belirten Uzman Psikolog Aytun, “Oysa terapi üç kişilik değil, iki kişiliktir. Biz birtakım müdahalelerde bulunuyor ve çifte öğretiyoruz, ardından kendilerinin uygulamasını istiyoruz. Uygulamaları burada yaptıkları için bunları gerçek hayata geçirmeleri daha kolay oluyor. Terapistin iki taraftan birine daha yakın durma gibi bir ihtimali olmuyor. Çiftler, bizim verdiğimiz geri bildirimlerle hatalarını fark ediyor. Böylece ilişki yürütme becerileri de daha kolay elde ediliyor” diyor.

    İŞTE MUTLU İLİŞKİ FORMÜLÜ
    Gottman çifti mutlu çiftlerin sırrını güçlü bir ilişki evi ile sembolize ediyor. Bu ev temelinden çatısına kadar çeşitli bölümlerden oluşuyor.

    SEVGİ HARİTALARI OLUŞTURMAK
    Güçlü ilişki evinin temelini ‘sevgi haritaları’ oluşturuyor. Çiftler genellikle flört döneminde birbirlerinin burcundan en sevdiği arkadaşına, en sevdiği yemekten izlemeyi sevdiği televizyon programına kadar birbirleri ile ilgili yeni bilgiler ediniyor. Eşler arasındaki bu bilgi akışı zaman içinde azaldığında, çiftler birbirlerinin haritalarını bilmemeye başlıyor. Uzman Psikolog Özge Altan Aytun, birbirlerinin en yakın arkadaşlarını bilmeyen çiftlerle dahi karşılaştıklarını belirtiyor. Bu bilgileri güncellemeyen, birbirinin haritasını bilmeyen çiftler arasında önce iletişim kesiliyor ve sonunda duygusal kopukluk şikayeti ile terapiye başvuruluyor.

    BİRBİRİNE YÖNELMEK
    Bu başlığın altında çok küçük detaylardan büyük konulara kadar geniş bir yelpaze bulunuyor. Örneğin siz gazete okuyorsunuz, eşiniz de televizyonda haberleri izliyor. O sırada izlediği bir haber ile ilgili size bir şey söylüyor ve siz yanıt vermiyorsunuz ya da ‘Neyse ne’ diye yanıt veriyorsunuz. Burada birbirine yönelmek değil, tam tersine birbirinden uzaklaşmak söz konusu oluyor.

    OLUMLU BAKIŞ AÇISI
    İki insan her zaman aynı fikirde olmayabiliyor. Bu arkadaşınız da olsa, eşiniz de olsa mutlaka fikir ayrılıkları yaşanıyor. Ancak söz konusu kişi arkadaşınızken ‘Tamam sen öyle düşünüyorsun, ben böyle düşünüyorum’ diye konuyu kapatabilirken eşinizle fikir ayrılığı yaşadığınızda genellikle olumsuz bakışı açısı ile yaklaşıp, ‘Beni sevseydin şöyle yapardın’, ‘Sen aslında bunu demek istedin’ gibi cümleler kuruyorsunuz.

    ÇATIŞMAYI YÖNETMEK
    Araştırmalar gösteriyor ki mutlu çiftler de mutlaka tartışıyor. Tartışmalar, çözülebilir nedenlerle olduğu gibi çözülemeyecek nedenlerle de ortaya çıkıyor. Örneğin gelinen aileler, kişilik farklılıkları gibi konular çözülemeyecek nedenlere giriyor ve bu konular asla değişmiyor. Mutlu çiftler çözülebilir problemler konusunda çok sert olmadan konuşuyorlar. Çözülemeyecek ve ilişki boyunca sürecek konularda ise diyalog kurmaya çalışıyorlar.

    HAYALLERİ GERÇEKLEŞTİRMEK
    İki tarafın da kendisiyle, gelecekle ve ilişkiyle ilgili hayalleri oluyor. İlişkinin ilk dönemlerinde ortak hayaller kurulurken evliliğin ardından zamanla kimse birbirinin hayali ile ilgilenmemeye başlıyor. ‘Evlendik ve her şey buraya kadardı’ diye düşünmemek gerekiyor.

    İLGİ VE BEĞENİYİ PAYLAŞMAK
    Bir düşünün, flört döneminde ona ne kadar yakışıklı olduğunu, kıyafetinin çok yakıştığını, bir başarısından dolayı duyduğunuz gururu ve buna benzer beğenilerinizi ne kadar sık dile getiriyordunuz. Aynı şekilde o da size böyle davranıyordu. Bundan ne zaman vazgeçtiniz? Ne yazık ki bu paylaşımlar evlilikle beraber hızla düşüşe geçiyor.

    ORTAK ANLAM YARATMAK
    Farklı ailelerden, farklı kültürlerden gelen kişiler bir araya geldiklerinde yeni bir kültür oluşturuyorlar. Doğum günü kutlamaktan kahvaltı etme alışkanlığına, bayram yaşama alışkanlıklarından evden çıkış şekillerine kadar farklı alışkanlıklardan gelen çiftler yeni oluşturdukları ailede kendi ritüellerini oluşturuyor. Örneğin yıldönümlerinin hep erkek tarafından organize edilerek kutlanmasını bekleyen kadın mutsuz oluyor, erkek de bu durumdan etkileniyor. Oysa yeni bir ritüel oluşturup kutlamaları her sene sırayla organize etmek böyle bir çifte çok iyi geliyor.

    BOŞANMAYA GÖTÜREN HATALI DAVRANIŞLAR
    ■ 1. Tartışmalara sert başlamak
    Tartışmaya eşlerden birinin çok sert başlaması örneğin, saldırgan bir şekilde, yüksek sesle veya karşı tarafı aşağılayan bir cümle ile başlaması tartışmaların giderek alevlenmesine ve büyük kavgalara dönüşmesine neden oluyor.

    ■ 2. Eleştiri ve aşağılama
    Çiftlerin birbirleriyle iletişim halindeyken kullandıkları eleştiri ve aşağılama ilişkinin yüzde 90 oranında boşanma ile sonuçlanacağını gösteriyor.

    ■ 3. Savunma
    Pek çok kişi eşinden herhangi bir eleştiri aldığında hemen savunmaya geçiyor. Bu davranış aslında ‘Bu benim suçum değil, senin şu davranışından kaynaklanıyor’ diyerek eşini suçlamanın bir diğer yöntemi oluyor.

    ■ 4. Duvar örme
    Eşlerden birinin tartışma sırasında ‘Hı hı’, ‘Evet’ ‘Hayır’ gibi aktif bir dinleme halinden sessizliğe bürünmesi ve göz kontağını keserek iletişimden tamamen kopması tartışmayı karşı taraf için daha da alevlendiriyor.

    ■ 5. Dolma-taşma
    Tartışma sırasında bedende oluşan fizyolojik değişimler örneğin kalp atışının hızlanması, adrenalinin ve kan basıncının artması eşlerin tartışmayı sürdüremeyecek bir noktaya gelmesine neden oluyor.

    ■ 6. Başarısız telafi girişimleri
    Bir tartışma sırasında ya da sonrasında bunu telafi edebilecek herhangi bir özür veya af dilemenin olmaması boşanmanın diğer belirtilerinden biri.

    ■ 7. Kötü hatıralar
    Çiftin geçmişle ilgili olumsuz şeyleri hatırlamaları ve sürekli gündeme getirmeleri, ‘Sen şöyle yapmıştın böyle yapmıştın’ gibi cümlelerle başlıyor. Geçmişle ilgili bu olumsuzluklar ilişkinin bugününü ve geleceğini etkiliyor.

    ■ 8. Sonraya saklama veya biriktirme
    Çiftler birbirleri ile ilgili bir olumsuzluk yaşadıklarında bunu sonraya saklamaya veya birkaç olay üst üste geldiğinde eşi ile paylaşmaya çalışabiliyor. Bekleyen konular sonradan büyük kavgalara dönüşebiliyor.

    ■ 9. Duygusal kopukluk
    Duygusal kopukluk eşlerin eskisi gibi birbirleri ile hiçbir şeyi paylaşmamaları, beraber vakit geçirmemeleri kısacası ‘Biz’ olmaktan çıkmaları anlamına geliyor.

    ■ 10. Etkiyi kabul etmemek
    Eşlerin birbirlerinden gelen etkilere açık olmak yerine diğerinin söylediği şeyi reddetmeleri ya da önemsememeleri bu kapsama giriyor. Önemli bir araştırma erkeklerin kadınlara göre etkiyi çok daha az kabul ettiğini gösteriyor.

    formsante

  • Erkeklerin Sevdiği Romantik Filmler

    Erkeklerin Sevdiği Romantik Filmler

     İçindeki romantik prensi açığa çıkaramayan o kadar çok erkek var ki… Beğendiği film tarzı sorulduğunda ‘romantik’ diye cevap veren kaç erkek var çevrenizde?

    Kim demiş kadınlar sadece romantik, erkeklerse sadece aksiyon filmlerinden hoşlanır diye? Biz, erkeklerin romantik filmler seyretmediklerini düşüneduralım, aslında sayıları en az aksiyon filmlerinden hoşlanan kadınlar kadar… Birkadinfenomeni.com olarak, erkeklerin etraflarına pek çaktırmadan ara ara izledikleri, hatta başucu filmi olarak dahi gösterebilecekleri aşk klasiklerine bir göz atalım istedik…

    Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir?
    Orijinal adı:
     How To Lose A Guy In 10 Days

    Kate Hudson ve Matthew McConaughey’in başrollerini paylaştığı filmde köşe yazarı Andie Anderson ( Kate Hudson ), erkeklerin ilişkiden adeta kaçmasına neden olan hataları sadece 10 günde bizzat deneyimleyerek yazmak ister. Benjamin Barry ise girdiği bir iddia üzerine bir kadını kendine 10 günde aşık edebileceğini düşünmektedir. Bu ikilinin karşılaşması, ortaya unutulmaz bir romantik komedi çıkarır…

    Şeytan Marka Giyer
    Orijinal adı: 
    The Devil Wears Prada

    Meryl Streep ve Anne Hathaway’li  ‘Şeytan Marka Giyer’ de sadece kadınların bildiği ve ara ara dönüp izlediği bir film değil. New York moda dünyasının karmaşasına değinen film, tam bir başyapıt. Muhtemelen de bazı erkeklerin, onlar aksini iddia etseler de başucu filmlerinden.

    Not Defteri
    Orijinal adı: 
    The Notebook

    Tüm zamanların en iyi aşk hikayesine sahip filmlerinden biri olan Notebook, sararmış bir not defterinden anlatılan büyüleyici bir aşk hikayesini konu alıyor. Başrollerinde Rachel McAdams ve Ryan Gosling’in yer aldığı bu şaheser de çoğu erkeğin ‘hayatının filmi’. Siz yine de bizden duymuş olmayın…

    Kaza Kurşunu
    Orijinal adı:
      Knocked Up

    2007 ABD yapımı romantik filmde tek gecelik bir ilişki sonrasında hayatı değişen bir çiftin hikayesi anlatılıyor. Oyuncu kadrosunda Katherine Heigl, Seth Rogen ve Jason Segel gibi isimler var. Erkeklerin türlü dersler çıkarabileceği bir film…

    Prenses Gelin
    Orijinal adı: 
    The Princess Bride

    80’li yılların en başarılı romantik filmlerinden biri olan Prenses Gelin, William Goldman’ın romanından sinemaya uyarlandı. Kahramanı tarafından kurtarılan güzeller güzeli bir prensesin hikayesi anlatılıyor. Erkekler de imkansız aşkların öyküsünü dinlemeye kadınlar kadar meraklı aslında. Bu yüzden de bu filmi kimselere çaktırmadan izliyor olmalılar. Başrollerde Robin Wright Penn ve Cary Elwes var.

    Aşk Her Yerde
    Orijinal adı: 
    Love Actually

    Liam Neeson, Hugh Grant gibi erkekler için birer rol model olan aktörlerin yer aldığı romantik film de listemize girmeye hak kazandı. Birbirinden farklı 10 hikayenin içinde geçen film, unutulmayacaklar arasında…

    Moulin Rouge!

    Bazı erkekler için romantik ya da değil, bir film izlemek için o filmde sadece Nicole Kidman’ın var olması bile yeterli iken, Moulin Rouge büyüleyici özelliği ile en az kadınlar kadar onların da nefeslerini tutarak izlediği bir film. Tehlikeli bir aşk hikayesi, tehlikeden hoşlanan erkeklerin de ilgisini çekiyor anlaşılan…

    Aşkın 500 Günü
    Orijinal adı:
     500 Days of Summer

    Filmde; aşka inanmayan bir kadın ile ona aşık olan bir gencin sıradışı romantik hikayesi var. Aşktan vazgeçmeyen erkeklerin vageçmeyeceği filmlerden…

    Sarah Marshall’ı Unutmak
    Orijinal adı:
     Forgetting Sarah Marshall

    Ülkemize ‘Aşkzede’ olarak da bilinen bu filmde kız arkadaşının daime yanında olan ve adeta asistanlığını yapan müzisyen Peter’ın hiç beklemediği bir anda terkedilme hikayesi anlatılıyor. Kendini uzaklara, Hawaii’ye atıp yenilenmek isteyen Peter’ı hiç ummadığı sürprizler beklemektedir. Erkekler; ‘bu çocuğa bu yapılır mıydı?’ diye soruyor filmi de ama tekrar tekrar izlemekten geri kalmıyorlar…

    Son Şarkı
    Orijinal adı: 
    The Last Song

    Liam Hemsworth  ve Miley Cyrus’un başrollerini paylaştığı filmi izleyip de göz yaşlarına hakim olamayan erkeklerin sayısı az. Tabii, içlerinde az da olsa romantik bir centilmen varsa… Yaz tatili için babasının yanına gönderilen bir genç kızın hikayesi anlatılıyor…

    Erkekler Bu Romantik Filmlerin Müptelası

  • Sevgilimin Annesiyle Tanışmaya Gidiyorum

    Sevgilimin Annesiyle Tanışmaya Gidiyorum

    Artık zamanı geldi. Müstakbel kayın validenizle tanışmaya gidiyorsunuz. Acaba sizi sevecek mi, peki tarzınızı nasıl bulacak?

    İlk izlenim çok önemlidir… Ama özellikle sevdiğiniz adamın annesinin gözünde bırakacağınız ilk izlenim daha da önemlidir. Peki ama onunla tanışmaya giyerken ne giymelisiniz? Hem kişiliğinizi hem tarzınızı yansıtan sade giysiler mi yoksa klasik, sıradan bir şeyler mi?

    • Bu ilk buluşmanın sizi endişelendirmesi çok normal. Yıllardır bizlere erkek annelerinin oğullarına bir türlü gelin adayı beğenemediklerini, beğenseler de burunlarından getirdikleri anlatılıp durdu. Şimdi tabuları yıkma zamanı. Müstakbel kayın validenizle konuşacak bir şey bulamasanız bile onu duruşunuz ve giydiklerinizle de etkileyebilirsiniz. Zaten yapılan araştırmalara göre bir insanın diğer kişi hakkında fikirleri ilk 6 saniye içinde giyinişi ve duruşu sayesinde oluşuyor.
    • İlk görüşmenizde giydikleriniz kesinlikle kişisel tarzınızı yansıtsın. Basit ve klasik bir şey, korkunç bir kutuplaşmaya neden olabilir. Karakterinizle çatışan giysiler üzerinizde emanet gibi durabilir ve ilk andan insanların güvenini kaybedebilirsiniz.
    • Siz siz olun parıltılı ya da pullu, vücudu saran, düşük bel Pantolon ya da mini bir etek giymeyin. İlk buluşmada bunların giyilmeyeceğini hemen hemen herkes bilir!
    • Siz sevdiğiniz adamın annesi için genç ve hanım hanımcık ve onun oğlu için birazcık seksi bir şeyler giyebilirsiniz. Klasik parçaları modern bir şekilde uyarlamaya çalışın. Yüksel bel bir Pantolon, topuklu ayakkabılar ve fötr şapka… Modası geçmiş şeyler giymeyin, aşırı namuslu görünmenize hiç gerek yok…
    • Güzel bir kombinasyon için önce dolabınızdan temel parçaları seçin. İç açıcı ve size yakışan bir renk seçin. Bu basit bir elbise, kot ya da özel bir bluz olabilir.
    • Aksesuarınızı özenle seçin. Bu, daha parlak ve daha profesyonel bir görünüm sağlar. Çok sade olan giysilerinize hareketlilik sağlar. Ama sakın aşırıya kaçmayın. Birden fazla aksesuar yerine tek bir aksesuarla ilgi odağı bile olabilirsiniz. Yadigar bir takı, boynunuza sardığınız ipek bir eşarp ya da annenizin sizin için aldığı çanta!
    • Erkek arkadaşınıza özellikle nerede yemek yiyeceğinizi sorun. Herkesin şık elbiselerle gittiği bir yemeğe siz kotunuzla katılmak istemezsiniz değil mi?

    Bunları unutmayın!

    • Saçınızla muhakkak ilgilenin. Çünkü anneler bilirler ki saçları bakımlı ve güzel olan kadınlar hem sağlıklarına önem veriyorlardır hemde mutludurlar. Saçlarınızı çok abartmadan yaptırın. Belki sadece hafif dalgalı bir düz fön bile yeterli olacaktır.
    • Eğer tanışmanız erkek arkadaşınızın annesinin evinde olacaksa siz siz olun eliniz boş gitmeyin. Belki bir pasta, belki güzel bir şarap… Bu düşünceli bir insan olduğunuz izlenimi verir.
    • Yüksek kahkahalar atmak yerine kibar ve samimi bir şekilde gülün.
  • 2013 Nuray Sayarı Burçların Aşk Hayatı Yorumları

    2013 Nuray Sayarı Burçların Aşk Hayatı Yorumları

    Nuray Sayarı 2013 Koç Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    Sevgili Koçlar 2013 yılında aşk hayatınızda ilişkiler konusunda tarzınızı ve bütün alışkanlıklarınızı tamamen değiştirecek olaylarla karşılaşmanız mümkün. Böylece ciddiye aldığınız ve önemsediğiniz kişilerle aranızda sıcak ilişkilerin doğduğunu görebilirsiniz.Özellikle Şubat ayından sonra tanıştığınız kişilere dikkat edin haytaınızın insanı ile karşılaşmanız mümkün. İdealinizdeki kişiyle geleceğe yönelik büyük beklentiler içine girebilirsiniz. İyimser duygularınızın uyanmasıyla birlikte saygın kişilerin dikkatini çekecek, çevrenizde istediğiniz etkiyi uyandırmayı başaracaksınız.
    Bekâr olanlar 2013 yılında öellikle Nisan ayından sonra evlenmeyi arzu edebilir, evli olanlar çocuk sahibi olmayı isteyebilirler. Bu arada sizi zorlayacak kişilere aşık olabilir, ya da içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden sevdiğiniz için mücadele edebilirsiniz. Yılın ikinci yarısında özgürlük arzularınızın artması ile birlikte, aşk konusunda kendinizi önceki yıllardan farklı hissedecek ve yepyeni bir anlayışla ilişkilerinizi düzenleyeceksiniz. Evli olanlar eşleri ile aralarındaki ilişkiyi sorgulayabilir ve farklı beklentiler içine girebilirler.

    Evli olmayanlar ise yetersiz iletişim yüzünden ilişkilerini savurganca tüketebilirler. Veya sevdiğinize eskisinden daha farklı bir biçimde yaklaşabilir, duygularınız, istekleriniz, beklentileriniz artarken aranızdaki ilişki daha heyecan verici olmaya başlayabilir.

    Nuray Sayarı 2013 Boğa Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    Sevgili Boğalar 2013 yılına istek ve tutkularınızın yoğun olacağı bu yıl olarak başlıyorsunuz. İlişkisinde sorun yaşayan Boğalar sevdiği kişiyi tamamen aklınızdan çıkarmış gibi davranabilirsiniz. Veya bir ilişki aniden başlayıp aniden bitebilir. Bu durum sizin için büyük değişimlere yol açabilir. Özellikle Nisan ayından itibaren içinizden yükselen güçlü değişim arzusunun etkisiyle size çekici gelen uzak yerlere gidebilir, tamamen yabancı bir ortamda yaşamak isteyebilirsiniz.

    Burada karşılaştığınız kişilerden çok etkilenebilirsiniz. Fakat yanlış kişiler ve yanlış zamanlarda yaşayacağınız ilişkiler zor durumda kalmanıza yol açabilir. 2013 Yılının ilk döneminde devam eden ilişkilerinizle ilgili çözümlenmemiş sorunlarla uğraşmak zorunda kalabilir ve sevdiğinizle aranıza mesafe koymak zorunda kalabilirsiniz. Aranızdaki buzları eritmek istiyorsanız sorunların çözümü için gayret göstermelisiniz.

    Bunun için gereken fırsat Haziran ayına kadar elinize geçecek. Bu yıl yaratıcı fikirlerinizle son derece dikkat çekici ve etkileyici olacaksınız. Hayal gücünüz artıyor. Fakat bunları hayata geçirme konusunda bazı zorluklarla karşılaşabilirsiniz. Farklı özelliklere sahip kişiler yaratıcı duygularınızı uyandıracak ve ihtiyacınız olan değişikliği böylece gerçekleştirmeyi başaracaksınız. Sevdiğinizle ilgili beklentileriniz de artacak. Bu nedenle hırslı ve zorlayıcı bir tutum içinde bulunmaktan kaçınmanız gerekli.

    Evli olan Boğalar ise seyahatlere yönelmek isteyebilirler.Özellikle Yurtdışı gezilerine katılmak için çaba göstermek isteyebilirler.Bu hayallaerini gerçekleştirmek için 2013 çok doğru yıl olacak.

    Nuray Sayarı 2013 İkizler Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    Sevgili İkizler 2013 yılında aşkı ve mutluluğu çok ciddiye alacaksınız. Belki de aşkınızı kanıtlama ihtiyacı duyabilir bunu resmileştirmek isteyebilirsiniz. Aslında değişmez kurallara bağlanmak sizin için çok uygun olmasa da bu yıl kendi değişiminizi farkına varacak ve hayatınızı yeniden düzenlemek isteyeceksiniz. Şimdiye kadar yaşadıklarınızı düşünüp bundan sonrası için ne istediğinizi belirleyebilirsiniz. Hatta hiç olmadığınız kadar disiplinli davranabilir ve istedikleriniz için sebatla çalışabilirsiniz.

    Belki de artık evlenmenizin veya çocuk sahibi olmanızın zamanı geldi. Yılın ikinci yarısında özgür aşk yaşama ihtiyacınız artıyor. Haziran ayında sürpriz aşklara hazırlıklı olun. Ayın ilk yarısında seyahate veya tatile çıkmak, uzaklara gitmek isteyeceksiniz. Çıkacağınız bu yolculuklarda tanışacağınız farklı özelliklere sahip bir kişiden çok etkilenebilir ve aşık olabilirsiniz. Bu bir yaz aşkı olabilir.Dikkat etmelisiniz.Mantığınıza uygun bir kişi olduğunu tartmalısnız.Özellikle Ağustos ayına doğru duygu yoğunluğu yaşıyabilirsiniz.Bu durum ani kararlar vermenize sebep olabilir.Ama siz ikizler çok zeki insanlarsınız.Her türlü olumsuz durumun altından kolayca kalkabilirsiniz.

    Evli olan bebekleri olan İkizler ise ailesini genişletmek isteyebilir.Onları 2013 yılında mutlu bir zaman bekliyor olacak.2013 yılının en şanslı burçalrındasını bu yılı değerlendirin.

    Nuray Sayarı 2013 Yengeç Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    2013 yılında gözü kara bir aşık gibi davranabileceğiniz bir dönem değil. Çünkü yılın büyük bir kısmında ev ve aileyle ilgili sorumluluklarınız buna izin vermeyecek. Kontrol arzunuz yüzünden çevrenizdekilerin duyguları üzerinde tam hâkimiyet sağlamak isteyebilir ve çekiciliğinizi kanıtlamaya çalışabilirsiniz. Yılın ilk aylarında artan tutkularınız ilişkileriniz konusunda beklentilerinizi arttırıyor.

    Bu devre içinde huzursuz ve gergin tavır içinde olmaktan kaçının. Ayrıca ikili ilişkilerinizde ortaya çıkan sorunları da fazla büyütmeyin. Temmuz ayından itibaren karşılaşacağınız kişilerden etkilenecek ve daha sıcak ilişkiler içine gireceksiniz. Fakat başkalarının yüzünden ilişkinizin ilerlemesi mümkün olmayabilir. Aslında harekete geçtiğiniz konularla ilgili mücadele gücünüz yüksek, sorunlardan kaçmak yerine üstüne giderek çözümleyebilirsiniz. Yılın son çeyreğinde aşık olacağınız kişiyle karşılaşabilir ve son derece romantik bir ilişki yaşayabilirsiniz.

    Ayrıca iş yerinizdeki kişilere de dikkat etmelisiniz.Kalbinizi kazanmak isteyen bir su burcuyla karşılaşabilirsiniz. Bu birlikteli evlilik ile sonuçlanabilir.Güzel bir yıl olacak.

    Nuray Sayarı 2013 Aslan Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    Sevgili Aslanlar 2013 yıl tutkularınız ve kendinize güveniniz yüksek olacak. Daha fazla dikkat çekmek isteyecek ve enerjinizle görünür olacaksınız. Özellikle yılın ilk yarısında cinsel potansiyeliniz artıyor. Güçlü istekler, heyecan verici maceralar ve yoğun duygular içinde olabilirsiniz. Alışılmışın dışında heyecan verici ilişkilere girerken sonuçlarını da dikkatle hesaplamalısınız. Çünkü doğru kişiyi bulduğunuzdan veya gerçekten ne istediğinizden emin değilseniz, hayal kırıklıklarına uğramayı da hesaba katmalısınız.

    Bu arada çok konuşulabilir ve çevrenizdekilerin kıskançlığı ile karşılaşabilirsiniz. 2013 yılın ikinci yarısında, yurt dışı bağlantılı konular, seyahatler ve yabancı kişiler hayatınızda daha çok yer alacak. Bu ortamlarda tanıdığınız kişilerden etkilenebilir ve yeni bir maceraya adım atabilirsiniz. Yıl sonuna doğru ise gerçekten bu doğru kişi diyebileceğiniz ve her bakımdan anlaşabileceğiniz biri karşınıza çıkabilir. Bu yıl, eski ilişkilerinizle de ilgili bir türlü kurtulamadığınız sorunlarınızdan kurtulma fırsatı bulacaksınız. Böylece ilişkiyi bitirebilir ve kanayan bir yaradan kurtulabilirsiniz. Veya açılan gedikleri tamir ederek ilişkinizi eskisinden daha sağlam bir duruma getirebilirsiniz. Yılın ikinci yarısında tazelenen aşkınızın keyfini çıkartabilirsiniz.

    Nuray Sayarı 2013 Başak Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    2013 yılına Ocak ve Haziran aylarında sizin aşk ve mutluluk anlayışınızı etkiliyor. İçinizden yükselen değişim arzusu radikal kararlar almanıza neden olabilir. Aşk hayatınızda önemli değişimlere hazırlıklı olun. Yılın ilk yarısı hareketlenen ilişkileriniz size güzel fırsatlar sunarken, romantik ve keyifli bir dönem geçirmenizi sağlayacak.

    Ani ve beklenmedik karşılaşmalar heyecan uyandırabilir ve yeni aşk şansları yakalayabilirsiniz. Veya devam eden bir ilişkiniz varsa, sevdiğinizle birlikte son derece sıcak ve romantik bir döneme girebilirsiniz. Fakat yılın ikinci yarısında aniden karşılaşacağınız biri veya yaşayacağınız olaylar hayatınızı etkileyecek kararlar almanıza neden olabilir. Sahip olmaya yönelik tutkularınız hem maddi konularda hem de ilişkileriniz konusunda sizi zorlayabilir. Vereceğiniz kararlarda çok acele etmeyin. Çünkü yıl sonuna doğru şartların değiştiğini göreceksiniz. Değişen şartlar hem sizi hem de sevdiklerinizi olumlu etkileyecek.

    Nuray Sayarı 2013 Terazi Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    2013 yılında hayatı daha ciddiye alıyor ve önemsenmek istiyorsunuz. Geçen yıldan beri aşk konusunda pembe hayallerinizi giderek büyüten Jüpiter bu yılın ilk ayında altıncı evinizde hareket etmeye başlayarak sizi bu hayal dünyasından uzaklaştıracak. Günlük işlerinizin artmasıyla pembe hayaller de yerini gerçek dünyaya bırakacak.

    Satürn’ün kısıtlayıcı ve baskıcı etkisiyle bunalmaya başlamışken, bir de artan günlük meşguliyetleriniz sayesinde yılın ilk yarısında biraz daha zorlanabilirsiniz. Fakat yılın ikinci yarısında beklenmedik olaylar hayatınızı değiştirebilir. Özellikle aşk açısından çok hareketli günler sizi bekliyor. Sürpriz bir şekilde başlayan ilişkinizi ciddi bir boyuta taşıyabilir ve resmileştirebilirsiniz. Eğer evli iseniz veya ciddi bir ilişkiniz varsa ilişkinizi daha da geliştirecek ve daha sıcak bir hale getireceksiniz.

    Nuray Sayarı 2013 Akrep Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    Hayata yepyeni bir gözle bakacaksınız! Bu yıl hayattan daha fazla keyif almak isteyecek ve mutluluğunuzu arttıran gelişmelerle karşılaşacaksınız. 2013 yılının yarısında beklentilerinizin artması yüzünden daha çok mücadele etmek zorunda kalabilirsiniz. Beklenmedik anlarda ortaya çıkan olaylar tepkilerinizi şiddetli bir biçimde ortaya koymanıza neden olabilir. Veya sevdiğinizin beklemediğiniz bir davranışıyla karşılaşabilir bunun karşılığını şiddetli bir biçimde verebilirsiniz.

    Sakin ve serinkanlı davranmaya, olayları büyütmemeye özen göstermelisiniz. Aslında Mayıs ayından itibaren enerjinizi aşk hayatınıza ve mutluluğunuza odaklayacaksınız. Daha fazla özgürlük arayabilir ve sıra dışı bir aşk yaşamak isteyebilirsiniz. Birden bire başlayan ve sizi çok mutlu edecek bir aşkın ortasında kendinizi bulabilirsiniz. Bu aşk, radikal kararlar vermenize neden olabilir. Devam eden ilişkinizi bitirebilir veya aşkınızı daha da ileri boyutlara götürebilirsiniz. Bu yıl yaşayacaklarınız hayatınıza yepyeni bir gözle bakmanızı sağlayabilir.

    Nuray Sayarı 2013 Yay Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    2013 yılında sosyal hayatınızdaki zorunluluklar kendinizi daha fazla göstermenizi sağlayacak. Sorumluluğunu üstlendiğiniz birçok organizasyonun içinde yer alabilirsiniz. Sosyal bir gruba katılabilir ve kendiniz göstermek için çok çalışabilirsiniz. Aslında kendinizi zorunlu hissettiğiniz için yaptığınız çalışmalar size sürpriz bir aşkın kapılarını açabilir. Katıldığınız ortamlarda tanışacağınız kişilerin, takdirini toplayacak ve sıra dışı kişilerin dikkatini çekeceksiniz.

    Kendinizi heyecanlı ve eğlenceli bir ilişkinin içinde bulabilirsiniz. Yeni sevgilinizin sayesinde yaratıcılığınızı arttıracak hobilerle uğraşabilir ve potansiyelinizi ortaya çıkartabilirsiniz. Veya sevdiğinizle birlikte yeni bir spora başlayabilirsiniz. Özellikle yılın ikinci yarısı paylaşmanın verdiği mutlulukla son derece eğlenceli ve keyifli geçebilir. Haziran’dan itibaren Jüpiter’in size sunduğu nimetlerden bol bol faydalanmaya bakın.

    Nuray Sayarı 2013 Oğlak Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    Güç ve kararlılık sizden yana…2013 yılında büyük bir bölümünde Balık burcundaki, Jüpiter ve Uranüs’ten aldığınız olumlu etkilerle ilişkilerinizde büyük değişimler yaşayabilirsiniz. Zaten bir süredir içinizden yükselen ama nedenini tam olarak anlayamadığınız duygular üzerinizde büyük bir baskı oluşturuyor olabilir. Bu baskıyla hayatınızda hemen her şeyi değiştirmek isteyebilir ve şimdiye kadar yaptığınız hiçbir şeyin sizi tatmin etmediğini düşünebilirsiniz.

    Aslında hayatın anlamını sorguladığınız bu dönemde gelişiminiz için artık ihtiyacınız olanla karşılaşacaksınız. Ama karşınıza çıkan engeller sizi biraz zorlayabilir. Bu zorluklar ilişkilerinize de yansıyacak. Fakat yılın ilk yarısında Jüpiter’in olumlu etkisiyle yapmanız gereken değişiklikleri kolayca yapabilirsiniz. Onun koruyucu enerjisi fırsatları rahatça kullanmanızı sağlayacak ve doğru kişileri bulmanıza yardım edecektir. Bu dönemde devam eden ilişkilerinizle de ilgili en doğru kararları verebilirsiniz.

    Eğer bir ilişkiniz yoksa sizi çok etkileyecek biriyle karşılaşmanız mümkün. Yılın ikinci yarsında Jüpiter’in desteği azalacağı için, olayların sizi biraz daha zorlaması söz konusu olabilir. Ama bu yıl her şeyle baş edecek müthiş bir güç ve kararlılığa sahipsiniz.

    Nuray Sayarı 2013 Kova Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    2013 yılın ilk yarısı aşk potansiyeliniz yüksek! Yılın ilk yarısında savaş ve aşk gezegeni Mars sizi sert etkileyecek. Mars’ın etkisiyle artan enerjiniz ve istekleriniz üzerinizde baskı yaratabilir. Eğer enerjinizi doğru kullanmazsınız öfkenizle ve hırsınızla başa çıkmanız zor olabilir. Sevdiklerinize hiç istemediğiniz halde savaş ilan edebilir, sonradan pişman olacağınız davranışlarda bulunabilirsiniz.

    Veya diğer yolu seçebilir ve Mars etkisini daha olumlu kullanabilirsiniz. Artan beklentilerinize ve kaybettiklerinize odaklanmak yerine aşk enerjisini kendinize çekmeyi deneyin. Çünkü yılın ilk yarısı aşk potansiyeliniz yüksek olacak. Bu dönemde, öfkenize hâkim olabilirseniz şu andaki ilişkiniz veya eski ilişkilerinizle ilgili tüm sorunlarınızı çözebilirsiniz.

    Bu fırsatı kaçırmayın ve eski gerginliklerin yükünden kurtulun. Yılın ikinci yarısında hem aşk hem para konularında karşılaşacağınız fırsatlar artıyor. Yakın çevrenizden gelecek sürpriz fırsatlar sizi çok olumlu etkileyecek.

    Nuray Sayarı 2013 Balık Burcu Aşk Hayatı Yorumu

    Bu yılın en şanslı burcu siz olacaksınız. Yılın büyük bir bölümünde Jüpiter burcunuzda hareket edecek. Ve size her alanda büyüme ve gelişme fırsatı verecek. Bunun yanında son iki buçuk yıldır ilişkileriniz konusunda sıkan, kısıtlayan, sorumluluklar almaya zorlayan Satürn’den de bu yıl tamamıyla kurtuluyorsunuz. Eğer Satürn’ün size vermek istediği dersleri iyi çalıştıysanız, Jüpiter’in sunduğu imkânların değerini bilecek ve onları savurganca tüketmeyeceksiniz demektir.

    Gezegenler bu yıl ilişkilerle ilgili evinizi kısa bir süreliğine de olsa tekrar ziyaret edecek ve sizi son bir sınava tabii tutacak. Mayıs’dan Ağustos ayına kadar sürecek bu dönemde sizi sıkan ve üstünüzde baskı uyandıran sorunlarla tekrar uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Eğer ilişkilerinizde tamamlanması gereken konular varsa bu dönemde tamamlayabilirsiniz. Üstünüzdeki sorumlulukları tamamen atarak özgürlüğünüzü ilan edebilir veya şimdiye kadar kaçtığınız sorumluluklarınızla yüzleşebilirsiniz. Sınavdan ödül alarak çıkmak istiyorsanız, sorunlardan kaçmak yerine yapmanız gerekeni yapmalısınız. İşte gerçek özgürlüğünüzü bundan sonra bulacaksınız.

    İlişksi olan balıklar bu yıl evliliklere yeşil ışıl yakıcak.Uzun süre bekleyen çiftler bu yıl ciddi birlikteliğe adım atacaklar.