Kategori: İlişkiler

  • Sevgilinizin Burcu İlişkinizi Etkileyebilir

    Sevgilinizin Burcu İlişkinizi Etkileyebilir

    Sevgilinizi burcu ve ilişkiniz hakkında burç yorumları… Sevgilinizi en iyi anlaştığı burçlar…

    Koç burcu ise
    Oyunu kurmasına izin verin!

    Cesur, atak bir Koç insanı ile mutlu olmak için onun hızına ve heyecanına ayak uydurmayı öğrenmeniz gerekir. Koç’un en sevdiği şey savaşmaktır. Bu bir ilişki bile olsa karşısında rakip gördüğü zaman mücadele etme arzusu harekete geçer ve kazanana kadar pes etmez. Bu yüzden aşkınızı heyecanlı bir oyun haline getirebilirseniz uzun soluklu olabilir.

    Alternatif hediye seçenekleri: Yüz, cilt bakım seti, saç bakımları, makyaj malzemeleri, elmas taşlı kolyeler, spor malzemeleri, kırmızı ağırlıklı bluzlar, iç çamaşırları, ajanda, cep bilgisayarı, bıçak setleri, hançer, çakı, tasarım hediyeler.

    En iyi anlaştığı burçlar: Yaylar, İkizler ve Kovalar’la eğlenceli ilişkileri olur. Yengeç ve Oğlaklar onu mücadele etmeye zorlar, ilk başta hoşuna gitse bile, sonradan sıkılacaktır. Teraziler’le hep “ben” diyen Koçlar, “sen” demeyi öğrenebilirler.

    Boğa burcu ise
    Beklemeyi bilin!

    Boğa burcu insanları, oldukça sakin, kararlı ve yavaştır. Aldığı kararların güvenliğinden tam emin olmadan da harekete geçmez. Onunla bir macera yaşamak isterseniz bunu hemen unutun. Çünkü Boğa insanı kendini güvende hissedene kadar harekete geçmeyecektir. Bu konuda çok inatçıdır. Sevgiliniz bir Boğa’ysa onun dokunma ve koku duygusunu harekete geçirecek hediyeler almalısınız.

    Alternatif hediye seçenekleri: Lüks ve konforlu bir restoranda yemek, şarap kadehi, tirbuşon, bahçe bakım aletleri, saksıda çiçekler, nadide çiçekler, kaliteli bir çanta, hediye çeki, doğa sporları malzemeleri, kadınlar için cilt ve güzellik bakım seti, dantelli bluzlar ve iç çamaşırları, şekerlemeler ve çikolata, kıyafetler…

    En iyi anlaştığı burçlar: Başaklar ve Oğlaklar’la kendilerini güvende hissederler ama işin içine biraz tutku katmak isterlerse, Balıklar, Akrepler ve Yengeçler iyi seçimlerdir.

    İkizler burcu ise
    Yağmurun altında yürümeyi öğrenin!

    İkizler insanı çok yönlü ve hareketlidir. İçinde hep yeni şeyler öğrenmenin ve keşfetmenin heyecanını taşır. Son derecede hızlı zihinsel aktiviteleri vardır. Çok meraklıdır. Bulundukları her ortama rahatlıkla uyum sağlarlar. Eğer bu insanı kaybetmek istemiyorsanız, onun sadece sizle değil, çevresindeki her şeyle çok ilgili olduğunu kabul edin. Bu yüzden kıskançlığa kapılıp, ona baskı yapmaya kalkışmayın. Onun ilgisini ve hevesini daima canlı tutmayı başarmalısınız.

    Alternatif hediye seçenekleri: Kırtasiye malzemeleri, kitaplar, gazetelik, iletişim aletleri, elektronik cihazlar, konser bileti, uğraştığı hobi üzerine yazılmış bir kitap, istediği bir kurs, çantalar, küçük ama pratik valizler, değişik ve farklı bir kartvizitlik, ajanda veya not defteri, cep telefonu, rahat ama şık görünümlü günlük kıyafetler, farklı spor ayakkabıları.

    En iyi anlaştığı burçlar: Teraziler ve Kovalar onların merakını ayakta tutar. Heyecanlı aktiviteler içinse, Aslanlar, Yaylar ve Koçlar onları harekete geçirir.

    Yengeç burcu ise
    Duygusal ve hassas olmaya çalışın!

    Yengeç burcu insanı her zaman kendisi ve ailesi için güvence arar. Evine ve yuvasına son derecede bağlıdır. Yengeç oldukça derin duygulara sahip hassas ve kırılgan biridir. Ona aradığı sevgiyi ve güveni verebilirseniz son derece uyumlu ve mutlu bir beraberlik yaşayabilirsiniz. Yengeç insanı aradığı huzuru bulunca sizinle bir anne şefkatiyle ilgilenecek ve hoşunuza gidecek fedakarlıklar yapmaktan çekinmeyecektir.

    Alternatif hediye seçenekleri: kadınlar için incili takılar, altın veya gümüş kolyeler, beraber çekilmiş güzel bir fotoğrafınız, fotoğraf makinesi, şık bir saat, gümüş bir ayna veya saç fırça seti, mutfakta kullanılacak aletler, anı defteri, çiçekler, cam vazolar. Erkekler için eşofman, spor malzemeleri, haftasonu giyilecek rahat kıyafetler, müzik aletleri, şık bir dolmakalem, hediye çeki…

    En iyi anlaştığı burçlar: Akrepler ve Balıklar’la duygusallığı paylaşırlar, Başak, Oğlak ve Boğalar’laysa keyifli birliktelikleri olur. Kova ve Yay burçlarından uzak durmaları gerekebilir.

    Aslan burcu ise
    Onu yıldızınız yapın

    Aslan burcu insanı gösterişli, ön planda olmayı seven ve başkaları tarafından fark edilmeyi isteyen bir burçtur. Ayrıca yönetmeyi de çok sever. Eğer aşkınızın uzun soluklu olmasını istiyorsanız, bir Aslan’ı asla yönetmeye kalkışmamalısınız. Bırakın o sizi yönetsin. O zaman cömertliği ve vericiliği karşısında hayrete düşebilirsiniz.

    Alternatif hediye seçenekleri: Pahalı ve şık olan her şeyi severler. İlla çok para vermenize gerek yok, görüntüsü pahalı ve şık olsun yeter. Pırlanta, elmas, altından hediye alternatifleriyle bir Aslan burcu kadınını çok mutlu edebilirsiniz. Romantik olan bu burçtakiler için muhakkak kırmızı güller, şampanya, şık bir manto iş görecektir. Kristal vazolar, porselen çay takımları, değerli bir tablo, saat, güzel bir ceket, bluz veya gömlek hediye alternatifleriniz arasında olmalı. Ve tabii ki leopar desenli her şey.

    En iyi anlaştığı burçlar: Teraziler, Kovalar ve İkizler burcuyla keyifli bir beraberlik yaşayabilirler. Yay burcu onun maceracı yönlerine hitap edebilir. Koç’laysa, inatlaşmadıkları ve lider olmaya çalışmadıkları sürece kalıcı ilişki kurabilirler.

    Başak burcu ise
    Eleştirilerine kulak verin!

    Başak burçları , titiz, çalışkan ve hep planlı hareket etmekten hoşlanır. Detaylara çok dikkat eder ve çok eleştirir. Ama bu eleştirilerde genellikle haklıdır. Onun eleştirileri aslında her şeyin daha iyi olmasını istemesinden kaynaklanır. Onun eleştirilerine kulak verir ve sinirlenmeden dinleyebilirseniz genellikle uyumlu bir beraberliğiniz olur. Duygusal biri değildir ama sizin duygusallığınız ve şefkatli yaklaşımınız çok hoşuna gider.

    Alternatif hediye seçenekleri: kadınlar için ev ailetleri, mutfak gereçleri, şık bir cep telefonu, netbook, kaliteli iş kadını elbiseleri, düz ama iyi kesimli yün elbiseler, etekler, küçük ceketler, kahverengi, gri veya krem bluzlar. Erkekler için ajanda, gri tonlarında pötikare erkek gömlekleri, her tür kitap, şık bir gözlük, eldiven ve atkı takımı isabetli bir seçim olacaktır.

    En iyi anlaştığı burçlar: Güven verecek olan Oğlaklar ve Boğalar’la iyi anlaşır. Balıklar’la iyi bir çekim yakalayabilirler. Yengeç ve Akrepler’se onlara heyecanlı bir dünyanın kapılarını aralayabilirler.

    Terazi burcu ise
    Uyumu ve dengeyi yakalayın!

    Sosyal, nazik, barışçı olan Teraziler, aşık olduğu zaman son derece romantik olabilir. İlişkilerinde uyum ve denge çok önemlidir. Onun sosyalliğini kısıtlamayın ve kendinizi kontrol etmeyi öğrenin. Zira kibar Teraziler, öfke nöbetlerinden, kavgadan ve kabalıktan hiç hoşlanmazlar. Eğer siz bu ilişkide bir sorun yaratmazsanız aranızda önemli bir çatışma da olmayacaktır.

    Alternatif hediye seçenekleri: Renkli olmayı seven Teraziler her tür aksesuara bayılır. Gümüş, altın, roze altından bileklikler, kolyeler, saç bantları, küçük çantalar, şık cüzdanlar, atkılar, bereler, sıcacık rengarek hırkalar hem kadın, hem erkeğin vazgeçilmezleri olabilir. parfüm, cilt bakım malzemeleri, makyaj ürünleri, gece elbiseleri, ev eşyaları, yatak odasını süsleyecek bir oyuncak, romantik bir akşam yemeği, sevgiliyle gidilecek bir konser veya sevdikleri arkadaşlarla yapılacak güzel bir organizasyon onları fazlasıyla mutlu edecektir.

    En iyi anlaştığı burçlar: Kovalar, İkizler burcuyla çok eğlenirler. Yay ve Aslan burçlarıyla uzun soluklu ilişki yaşayabilirler. Koçlar’ın ondan öğreneceği çok şey vardır. Balıklar ve Boğalar’la sorun yaşayabilirler.

    Akrep burcu ise
    Samimi ve gerçekçi olun!

    Akrep burcu tutkulu, kuşkucu, sahiplenici, cinselliğe düşkün bir burçtur. Aşırı tutkuları, aşırı sahiplenici tavırları ve bitmeyen kuşkuları sizi rahatsız edebilir. Aslında Akrep insanı hayatın tüm gerçeklerini ortaya çıkartmak istemektedir. Gerçeği en yalın ve sade biçimiyle ortaya koyduğu zaman da rahata kavuşur. Eğer bu durumu anlayışla kabul edebilirseniz Akrep’le son derece yoğun ve tutkulu bir beraberlik yaşayabilirsiniz.

    Alternatif hediye seçenekleri: kadın, erkek bu burcun insanı siyahı ve koyu renkleri çok sever. Eğer bir kıyafet almayı düşünürseniz sakın alacalı bulacalı, renkli şeyler seçmeye kalkmayın. parfüm ve oda kokularına düşkündürler. Kaliteli siyah çanta, her tür deri ev eşyası veya kıyafet, aksesuar, bileklik, deri, gümüş kolyeler, siyah takım elbise, kaliteli saatler, outdoor kıyafetleri, çakı, hobilerine düşkün oldukları eşyalar onlar için harika olabilir. kadınları için şık seksi iç çamaşırları yine güzel bir hediye seçeneğidir.

    En iyi anlaştığı burçlar: Boğa, Balıklar ve Yengeçler’le derin ve tutkulu bir aşk yaşarlar. Başak ve Oğlaklar’ın ona ihtiyacı vardır ve keyifli bir ilişki içine girebilirler. Kova ve Koçlar’la anlaşmaları zordur.

    Yay burcu ise
    Bavulunuzu hazır tutun!

    Yay insanı, coşkulu, maceracı, neşelidir. Hayatı yaşanacak uzun bir serüven olarak görür. Özgürlüğüne aşırı düşkündür. Hayatında çok kolay değişiklik yapabilir. Sahip olduklarınızı kolay kolay değiştirmeyen gelenekçi bir yapınız varsa, Yay insanı sizi anlamayacaktır. Eğer siz de hayatın yaşanması gereken bir macera olduğuna inanıyor ve özgürlüğe önem veriyorsanız bir Yay insanı ile çok mutlu olabilirsiniz.

    Alternatif hediye seçenekleri: Gezmekten çok hoşlanırlar. Güzel ve egzotik bir tur veya gezi, spor kıyafetler, spor ayakkabıları, rahat giysiler, fotoğraf makinesi, kamera, hobi kitapları, dünyada görülecek yerlerin kitapları, aksesuara yönelik hediyeler, cep bilgisayarı, cep telefonu veya elektronik ansiklopedi, değişik bir konser, doğa etkinlikleri ilgilerini çekecektir. Turkuvaz taşlı hediyeler hoşlarına gidebilir.

    En iyi anlaştığı burçlar: Koçlar, Aslanlar’la hayatı paylaşmaktan keyif alırlar. İkizler, Kova ve Teraziler’le yaşanacak çok şey vardır. Boğalar, Yengeçler ve Balıklar’la anlaşmakta zorlanabilirler.

    Oğlak burcu ise
    Güvenini sarsmayın!

    Oğlak insanı sorumluluk sahibi, sabırlı, çalışkan, disiplinli, hırslı, maddeye önem veren biridir. Muhafazakardır. Özgürlüğünüze düşkün biriyseniz Oğlak’la mutlu olmanız pek mümkün değildir. O sizi kısıtlamak isteyecektir. Güven önemli olduğundan, ilişkiniz boyunca güvenini sarsacak hareketlerden uzak durmalısınız.

    Alternatif hediye seçenekleri: kadınları için pahalı ayakkabılar, çizmeler, şallar, fularlar, klasik ama şık kesim bir takım elbise, değerli taşlı takılar, saatler, kolye… Erkekler için, antika bir kilim, halı, pahalı bir dolmakalem, saat, ajanda, yılan derisi cüzdan, takım elbise, trençkot, evrak çantası veya bilgisayar çantası… Zamanı ayarlayan organizer, ev içinde değerli objeler yine bu burcun insanını çok mutlu edecektir.

    En iyi anlaştığı burçlar: Boğalar ve Başaklar’da güven arayışını yakalar. Balık ona fazla hayalperest gelebilir. Yengeç ve Akrep’le tutkulu bir aşk yaşayabilir.

    Kova burcu ise
    Orijinal olun!

    Kova insanı orijinal, yaratıcı ve ileri görüşlü bir insandır. Kova’nın her zaman kendi yaratıcılığını ve orijinalliğini açığa çıkartmaya ihtiyacı vardır. Eğer siz bunları desteklerseniz ilişkinizde sizin kendisini yönetmenize izin verebilir. Ama kıskançlığınız nedeniyle Kova’yı engellerseniz karşınızda buz gibi ifadeli, inatçı ve asla boyun eğmeyen bir insan bulabilirsiniz.

    Alternatif hediye seçenekleri: Kova erkekleri elektronik ve teknolojik eşyalara çok düşkündür. Bilgisayar, yazıcı, kamera, fotoğrak makinesi ve her tür teknolojik alete bayılırlar. kadınlarıysa, değişik ve farklı olan her tür eşya veya kıyafetle mutlu olabilir. Değişik bir şapka, farklı bir yakası olan bluz, parlak tonlardaki elbise veya kazaklar, pantolon veya tişörtler çok hoşlarına gider. Her zaman sizi şaşırtan bu insanı farklı bir gece düzenleyerek siz şaşırtmayı deneyebilirsiniz. Klasik olan her şeyden uzak durun. Çok klasik bir şey seçseniz bile farklı bir metotla hediyenizi verin.

    En iyi anlaştığı burçlar: İkizler ve Teraziler’le rahat ve keyifli bir ilişki yaşarlar. Koçlar, Aslanlar ve Yaylar’la çok mutlu olabilirler. Yengeç, Boğa ve Başaklar onları zorlayabilir.

    Balık burcu ise
    Hayallerini destekleyin!

    Hassas, şefkatli ve herkesi düşünen balıklar, hayallerine düşkündür. Balığın kararsızlığı ve sık sık fikir değiştirmesi sizi zorlayabilir. Siz gerçekçi ve kararlı bir insansanız, Balık insanının zengin hayal dünyası sizin gerçekçi dünyanıza pek uymayabilir. Ama Balık insanı size kolayca uyum sağlayabilir. Onun müthiş bir empati kurma yeteneği vardır. Bu sayede sizi kolayca anlayabilir ve duygularınızı hissedebilir. Ayrıca sizi gerçekten seviyorsa hiç çekinmeden kendi isteklerini ikinci plana atıp fedakarca davranabilir. Bütün yapmanız gereken romantik ve içten olmaktır.

    Alternatif hediye seçenekleri: Erkekler için fotoğrak makinesi, kamera ve spor ayakkabılar, akvaryum, geziler, iPod veya müzik çalar… kadınlariçin romantik yerler, restoranlar, banyo setleri, güzel ayakkabılar, sandaletler, terlikler, yumuşacık havlular, bornozlar, şifon bluzlar veya sabahlıklar, yumuşacık ama sıcak tutan çoraplar, tatlı sevimli peluş oyuncaklar, parfümler…

    En iyi anlaştığı burçlar:Yengeçler ve Akrepler onların hayal dünyalarını besleyebilir. Başaklar’la çekime dayalı bir ilişki yaşayabilirler. Boğalar’la romantizmi paylaşabilirler. Aslanlar ve İkizler’le anlaşmakta zorlanabilirler.

  • Rezzan Kiraz 15 Nisan 2013 Günlük Burç yorumları!

    Rezzan Kiraz 15 Nisan 2013 Günlük Burç yorumları!

    Balık Burcu (19 Şubat – 20 Mart) Sevgili Balık, İçinizdeki geçmiş kırıntılarla yeni bir aşk ilişkisi başlatma niyetinde görünüyorsunuz. Bu durum, bir dönem çeşitli sıkıntılara neden olabilir. Gelecek planlarınıza bugünlerde bir yenisini daha ekleyebilirsiniz. Yurtdışında yaşayan arkadaşınızın size enteresan teklifleri olacak. İlgi duyacak ve iş yaşamınıza yeni bir yön vereceksiniz.

    Kova Burcu (20 Ocak – 18 Şubat) Sevgili Kova, Sevgili Kova, Ay bugün arkadaşlık evinizde. Bugün artık sorumluluklara biraz ara verip kalabalık ortamlarda rahatlayabilirsiniz. Partnerinizin bazBir arkadaşınız sizinle önemli bir şeyler paylaşmak istiyor. Ona yararı olabilir düşüncesiyle iyi niyetli bazı girişimleriniz, yanlış anlamalara yol açabilir. İş hayatınızın günlük sorunları bugünlerde gözünüze olduğundan büyük görünecek, duygusal yorgunluklar eforunuzu düşürebilir. Aşk yaşamınızda sandığınızdan daha etkileyici ve ciddi bir ilişki içindesiniz.

    Oğlak Burcu (22 Aralık – 19 Ocak) Sevgili Oğlak, İş yerinizdeki olumlu gelişmeler hem kariyerinizi hem de ekonomik durumunuzu iyileştirecek gibi görünüyor. Çalışkanlığınızdan çok yetenekleriniz ve insan ilişkilerinizdeki başarınız göz dolduruyor. Aşk ilişkinizde bazı kusurlarınız var, bunları görmezden gelemezsiniz. Bir süre daha aldırmaz, umursamazsanız sevgilinizin şikayetleri iyice artacak gibi görünüyor.

    Yay Burcu (22 Kasım – 21 Aralık) Sevgili Yay, Aşk ilişkinizde mutluluk içindesiniz. Son derece coşkulu sürdürüyor, kızgınlıkları, tartışmaları da aynı yoğunlukta yaşıyorsunuz. İş yaşamınızda bir yetki sorunu, önemli bir problem olarak önünüzde önünüzde duruyor. Bu problem bir süre daha sürebilir. Para konularında sabırlı olursanız, gelişmelerin sizin istediğiniz gibi sonuçlanması ihtimali oldukça fazla. Geliriniz artacak gibi gözüküyor.

    Akrep Burcu (23 Ekim – 21 Kasım) Sevgili Akrep, Sevgilinizin sizinle ilgili sorunları var. Henüz dile getirmemiş olsa da bazı rahatsızlıklar yaşadığının farkındasınız. Bugün bu konuyla ilgili bir konuşma geçebilir aranızda. Olumlu bir çözüm gözüküyor. İş dünyanızda planlarınız yavaş, yavaş tutuyor. Bunun harcadığınız emeğin haklı bir karşılığı olduğunu düşünüyorsunuz. Bu durum, ekonomik olarak da size bir rahatlık getirecek.

    Terazi Burcu (23 Eylül – 22 Ekim) Sevgili Terazi, Para durumunuz giderek düzeliyor, önümüzdeki günlerde önemli bir ihtiyacınızı giderecek miktarlar elinize geçebilir. Aile ilişkilerinizde son günlerin problemleri, önümüzdeki günlerde sürpriz gelişmelerle ortadan kalkacak. Gönül ilişkinizdeki uyum ve coşku giderek artıyor. Duygularını yeterince dile getiremese de gözünün sizden başkasını görmediğinden eminsiniz.

    Başak Burcu (23 Ağustos – 22 Eylül) Sevgili Başak, Sevgilinizle ilişkinizde bir problem gözükmemekle birlikte, onun sizinle paylaşamadığı sorunları var. Sizin fark etmemeniz onda belli rahatsızlıklara yol açıyor. Yeni tanıştığınız insanlardan, gelecekte hayatınızda önemli yer edecek biri çıkabilir. Akşama toplu bir buluşmanın içinde olabilirsiniz. Sürprizi bol bir gece, size beklenmedik hoşluklar sunabilir.

    Aslan Burcu (23 Temmuz – 22 Ağustos) Sevgili Aslan İş yaşamınız mükemmele yakın. İşinize olan bağlılığınız sizi başarılı yapmakla beraber, özel yaşamınızı biraz ihmal etmenize neden oluyor. Sizi sevindirecek bir para haberi alabilirsiniz. Aşk hayatınızdaki monotonluk bir süre daha sürecek gibi görünüyor. Maddi konularda mevcut kaynaklarınızla ilgili yanılgılarınız, sonradan düş kırıklıkları yaratabilir.

    Yengeç Burcu (22 Haziran- 22 Temmuz) Sevgili Yengeç, Sevgilinizle uyumunuz tam. Tek sorununuz küçük özel sorunlarınıza başkalarıyla birçok insanı ortak etmeniz. Herkes sizin ilişkiniz hakkında bildiği gibi konuşabiliyor. Bugünlerde onunla kısa bir yolculuk yapabilirsiniz. Bu ikinize de iyi gelecek. Bir yakınınızla fazla ciddiye alınmayacak bir nedenle tartışma yaşayabilirsiniz.

    İkizler BURCU (21 Mayıs- 21 Haziran) Sevgili İkizler, İşlerinizdeki hareketlenme sizi çok sevindiriyor. Önümüzdeki günlerde daha da hareketlenecek. Maddi durumunuz, sizi ince hesaplardan kurtaracak gelişmelere açık. Aşk yaşantınızdaki küçük sorunların zaman içinde kendiliğinden çözüleceğini düşünüyorsunuz. Oysa sevgiliniz, küçük de olsa sorunlar üzerinde konuşma yanlısı gibi.

    BOĞA BURCU (20 Nisan – 20 Mayıs) Sevgili Boğa,Sevgiliniz sizden biraz daha ilgi bekliyor. Sizinle ilgili planlarında ona olumlu yanıt vermeniz yararlı olacak. Soğukkanlılığınız önemli durumlarda sizi çok avantajlı bir duruma sokuyor. İş yaşamınız İş yaşamınızdaki başarılarınızın en büyük dayanağı bu özelliğinizden kaynaklanıyor gibi. Bugünlerde önemli bir kararda yine bu soğukkanlılığınızın yararını göreceksiniz.

    KOÇ BURCU (21 Mart – 19 Nisan) Sevgili Koç,Bazı kaygılarınız var. Kaygılarınızın yersiz olduğunu siz de biliyorsunuz. Bugünlerde bunun üzerine gidecek cesareti bulabilirsiniz. Aşk yaşantınızda biraz tutucu birisiniz. Yeni bir şeyler hissettiğinizde bu tutuculuktan kurtuluyor, ama iş ilişkiyi başlatmaya geldiğinde önünüze pek çok koşul koyuyorsunuz. Daha net, anlaşılır olmaya çalışmalısınız.

  • Aldatan erkek böyle yakalanır

    Aldatan erkek böyle yakalanır

    Merak ve şühhe içinizi kemiriyor! “Acaba şuan nerede, ne yapıyor?” Bununla başa çıkamadığınız anlarda devreye profesyoneller giriyor. Dedektifler bakın bu işi nasıl yapıyor?

    Dedektiflik artık sadece televizyon dizileri, filmler ve romanlardan bildiğimiz bir meslek değil. Bugünlerde gazetede veya televizyonlarda karşımıza sık sık bir dedektifin karıştığı olaylar çıkabiliyor. 2000 yılından beri faaliyete geçen özel dedektiflik bürolarının sayısında ciddi bir artış var. En çok araştırılan konu ise şüphesiz aldatma vakaları.
    Konuyu uzmanından öğrenelim istedik ve 12 yıllık özel dedektif Kerem Alp ile mesleği ve yaşadıkları üzerine konuştuk.

    Bize kendinizi tanıtır mısınız?

    İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Ancak polis olmayı tercih ettim ve 1976′de Emniyet Teşkilatı’na katıldım. 1996′da emekli olduktan bir yıl sonra Pozitif Dedektiflik adlı şirketimi kurdum. O günden bu yana çok çeşitli olaylar üzerinde çalışıyorum.

    Bir dedektif tam olarak ne yapar? Çözdüğünüz ilk olay neydi?

    Dedektif delil toplar. İpuçlarını birleştirerek gerçeğin ortaya çıkmasına yardıma olur. Eniştemi yakalamam ilk işimdi. Ablam eşinden şüpheleniyordu. Araştırmamı istedi. Sonuçta ikinci bir ev ve kadın olduğunu tespit ettim.

    İnsanlar size ne zaman geliyorlar?

    Merak ve şüphe içlerini kemirmeye başladığında bize başvuruyorlar. Öncelikle bu tür konular yakın arkadaşlarla tartışılır. Genellikle ‘Neden takip etmiyoruz?’ fikri gündeme gelir. Sonrasında arkadaş tavsiyesi, basın ya da internet yoluyla, bizlere ulaşırlar.

    Size gelen her işi alır mısınız?

    Müşterinin haklı şüpheleri olduğuna inanmamız lazım. Aksi takdirde işi almayız.

    En çok ne tür vakalarla karşılaşıyorsunuz?

    1000 vakanın ortalama 600′ü aldatmalar oluyor. Geri kalanı kayıplar, dolandırıcılık ve hırsızlıklar olarak dağılıyor. Evlilik öncesi araştırma isteyenler, çocukları hakkında bilgi talep eden ebeveynler de var.

    Kendinizi boşanmalara aracılık yapıyor gibi hissediyor musunuz?

    Biz bu ofiste itinayla yuva yıkarız! Ancak yuvanın yuvalıktan çıkmış olması gerek. Eşlerden biri evinden, çocuklarından, eşinden vazgeçmişse o evliliğin sona ermesini tercih ederiz. Ancak erkeklerin ikilemde kaldıkları, yanılıp, şaşırdıktan zamanlar da olabiliyor. Biz bunu iyi anlamaya çalışıyoruz. Yanıldığının farkında olan erkeğin yuvasının kurtulması için elimizden geleni yaparız. Ayrıca insanların hayatlarına dair pek çok bilgi ediniyoruz. Bunları kötü niyetli insanlardan uzak tutmaya çalışırız.

    İşinizin riskleri nelerdir?

    Takiplerde kişiyi gözden kaçırmamak gerekiyor. Bunu sağlamaya çalışırken bazı sakarlıklar, düşüp, kalkmalar sıkça başımıza gelebiliyor. En sık karşılaştığımız sorunlardan biri de trafik kazaları. İstanbul trafiğinde fark edilmemeye çalışırken kazalara karışabiliyoruz.

    Takip sırasında hiç yakalandınız mı?

    Yakalandığım oldu ama işi tatlıya bağladım. Takip ettiğimizi sonuna kadar inkar ederiz. Ayrıca yakalanma halinde kullanmak için hazır bir hikayemiz mutlaka vardır.

    Kılık değiştiriyor musunuz?

    Elbette. Kimi zaman simitçi ya da tombalacı oluyorum. Kimi zaman bastonlu yaşlı bir amca veya orta yaşta bir zampara olabiliyorum. Bu gibi durumlarda önemli olan fazla göze batacak bir özellik sahibi olmamak. Arabalarımızı da nötr renklerde ve dikkat çekmeyen modellerden seçeriz.

    Teknolojiden nasıl faydalanıyorsunuz?

    Gizli kameralar çok işimize yarıyor. Artık minicik olanları ile hem ses hem görüntü alabiliyoruz.

    Dedektifliğin eğitimi alınabiliyor mu?

    Dedektiflik kursları var. Ancak dedektifliğin teorik değil pratik olarak öğrenilmesi gerekli. Alan çalışması yapmadan dedektif olunmaz.

    Bu mesleğe talep var mı?

    Evet, hem de nasıl. İşsizlik zaten insanlan farklı sektörlere itiyor ama bizim işimiz özellikle gençlere ilginç geliyor. Geçenlerde verdiğim bir ilana 3.000′e yakın cevap geldi. Hemen hemen hepsi üniversite mezunu olan gençler arasında tercihim kendini kamufle edebilecek tiptekilerden yana oluyor. Çok hoş bir kız ya da erkeği işe alamam. Dedektif olacak kişi fiziği ile öne çıkmayan, belki biraz silik tipte olmalı. Ayrıca çalıştığımız kişilerin emniyet veya askeriye kökenli olmalarını tercih ediyoruz.

    İnsanların özel hayatlarıyla ilgileniyorsunuz, sizi tehdit edenler oldu mu?

    Tanındıkça kendinizi ne kadar kamufle ederseniz edin; karısını, kocasını aldatanların sevmediği insan konumuna geliyoruz. Bu zamana kadar arabamın lastikleri defalarca patlatıldı. Bir kez benzin hortumu kesildi. Takip sırasında üzerime direksiyon kırarak kaza yapmama neden olanlar da oldu.

    Verdiğiniz hizmetin karşılığında insanların kazançları ne oluyor?

    Çalıştığımız her vakada boşanma ve tazminat almak söz konusu olmuyor. Ancak olduğu zamanlarda bulduğumuz deliller sayesinde yüklü tazminatlar, evler, arabalar alanlar oldu.

    Bir dedektif olarak çapkınlara ne önerirsiniz?

    Çapkınlardan önce boşanma arifesinde olanlara çok dikkatli olmalarını öneririm. Her hareketleri takip ediliyor olabilir ve bundan zararlı çıkabilirler. Örneğin kocasından ayrı yaşayan bir kadını sokakta tanımadığı biri gelip sarılıp, öpüyor. Yanlışlık denilen olay dava sırasında fotoğraflarla kadının karşısına çıkınca komplo olduğu anlaşılıyor. Başınıza böyle şüpheli bir olay gelirse hemen karakola başvurun.

    Dedektif tutmanın maliyeti nedir?

    Standart bir fiyat yoktur. Her iş kendi içinde özel ve farklı uğraşlar gerektiren türdedir. Delillere ulaşmak için seyahat yapmak, farklı kaynaklara ulaşmak gerekebilir. Bu tür durumlarda yüklü harcamalarımız olabiliyor.

    Kadınlar hangi durumlarda ve neden aldatırlar?

    Eşin ilgisinde azalma olması, kadını farklı arayışlara iter. O sırada da karşılarına mutlaka biri çıkar. Kadın aldatmaları çoğunlukla bu şekilde olur. Bir de aldatılan eş intikam almak için aldatır. Kıskanç erkekler de aynı şekilde kadını başka erkeklere itebilir.

    ALDATAN ERKEK NE YAPAR?

    • Cep telefonunu sürekli sessiz modda ya da kapalı tutar.

    • Gece geç saatlerde telefonuna mesajlar gelir.

    • Tuvalete bile cep telefonuyla girer.

    • Sürekli tedirgindir.

    • İş yemekleri ve iş seyahatleri artar.

    • Eve gittikçe daha geç saatlerde gelmeye başlar.

    • Giyimine ekstra özen gösterir.

    • Cinsel açıdan sevgilisi veya eşinden uzaklaşır.

    • Nedeni olmadan sevgilisi ya da eşine pahalı hediyeler alır.

    • Evliyse alyans takmaz.

    • Tek başına gezi programları yapar.

    • İleriye dönük planlar yapmaktan kaçar.

    • Sürekli internettedir, internette sosyal bir çevresi vardır.

  • Aşkın anatomisi

    Aşkın anatomisi

    Midede uçuşan kelebekler. Ayakların yerden kesilmesi. Göğsün üstünde duyulan o ince sızı. Aşkın, hayatımızı ve duygularımızı tepetaklak eden hezeyanlı ve coşkulu etkilerini tarif eden bu cümleler ilk bakışta klişe gibi görünseler de her biri aslında bir fizyolojik gerçeği yansıtıyor.

    Bilim dünyası aşkın tıbbi gizemini çözdü bile: Bol miktarda adrenalin, feniletilamin, seratonin ve biraz da oksitosin.

    İster biyolojik bir ihtiyaç olsun, ister olmasın, aşkla ilgili bütün klişeler aslında doğru. Peki aşık olduğumuzda bedenimizde gerçekten neler olup bitiyor? İşte bütün klişe hislere fizyolojik açıklamalar:

    Midemde kelebekler uçuşuyor

    Semptomlar: Aynı anda hem tuhaf bir sevinç ve coşku, hem de garip bir gerginlik yaşıyorsunuz. Kalbiniz deli gibi çarpıyor.

    Nedeni: Bizim için özel olan o kişiyi kalabalıklar içinde ilk kez gördüğümüzde beynimiz feniletilamin adı verilen doğal bir amfetaminin salgılanması emri veriyor. (Amfetamin spor yaparken ve yemek yerken salgılanan bir hormon.) İkinci aşamada, diyelim ki ilk özel buluşmada, böbrek üstü bezleri vücudumuza adrenalin ve noradrenalin pompalıyor. Bu hormonlar vücudun stresle baş etmek için kullandığı temel silahları olarak biliniyor. Ancak tabii ki söz konusu olan aşk gibi pozitif bir stresse hissettiğimiz “midemde uçuşan kelebekler” oluyor.

    Onu bir an bile aklımdan çıkaramıyorum

    Semptomlar: Aklınızı yitirmiş gibisiniz. Duygularınız karmakarışık. Sadece tutku objenize odaklanmış durumdasınız ve ondan başka hiçbir şeyi düşünemiyorsunuz.

    Nedeni: Yapılan araştırmalar aşık olma durumunda beynin obsesif kompülsif bozuklukla aynı semptomları yaşadığını gösteriyor. Obsesif kompülsif bozukluk yaşayan hastalar ile yeni aşık olmuş bir grup insan üzerinde yapılan deneyler, her iki grubun da beynindeki seratonin miktarının yüzde 40 düştüğünü kanıtlıyor. Seratonin düşmesi ise anksiyite ve depresyon yaratıyor. Bu da insanların kimi zaman aşkı mutluluk değil, acı verici bir şey olarak yorumlamalarına neden oluyor. Fakat aşık olanlarda yaşanan bu seratonin gerilemesi aslında geçici bir durum. İlişki bir seneyi geçtikten sonra yapılan testler söz konusu kişilerde seratonin seviyesinin normale döndüğünü gösteriyor.

    O da beni sevecek sadece şu an bunu göremiyor

    Semptomlar: Ona sahip olmak için her davranış biçimini, hatta bütün kurnazlıkları deniyorsunuz. Aşkınıza karşılık vermiyor gibi görünse de aslında sizi çok sevdiğine, bir gün bunu kendisinin de fark edeceğine inanıyorsunuz.

    Nedeni: Psikologlar, aşık olduğumuzda duygularımıza karşılık almak için şiddetli bir özlem duyduğumuzu ve karşımızdaki insanın her türlü davranışına aşırı duyarlı olup, ilgisiz şeyleri bile olumlu yorumlayabilme potansiyeline sahip olduğumuzu dile getiriyorlar. Aşk acısı çeken 500 kişi üzerinde yapılan bir araştırma, duyguları karşılıksız olan bu insanların, aşık oldukları kişilerin kayıtsız davranışlarına geçerli açıklamalar getirmek gibi sıra dışı bir çaba sergilediklerini gözler önüne seriyor. Bu açıklamaların birçoğu ise maalesef ki hayal ürünü olmaktan öteye gidemiyor.

    O dünyadaki en mükemmel insan

    Semptomlar: Çevreniz sizi uyarsa bile, onun hatalarını ve sorunlarını göremiyorsunuz.,

    Nedeni: Aşkın gözleri kör etmesi klişesi aslında bir yanıyla doğru. Uzmanlar karşımızdaki insanın duygularını, yüzünden yansıyanları ve dürüstlüğünü değerlendirirken beynimizin üç farklı bölümünün çalıştığını söylüyorlar. Aşık olduğumuzda ise bu bölümlerin geçici olarak çalışmadığını dile getiriyorlar. Yani karşımızdaki insanım hatalarını, problemlerini aşık olduğumuzda göremememizin fizyolojik bir açıklaması bulunuyor.

    Bulutların üzerinde gibiyim

    Semptomlar: Tuhaf bir kaldırma kuvvetiyle ayaklarınız yerden kesilmiş durumda. Aşkınıza karşılık aldığınızdan beri sanki boşlukta yürür gibi hafiflemiş hissediyorsunuz.

    Nedeni: Romantik aşkın beyinde yarattığı nöroloji değişimler, insanın öfke, korku, saldırganlık gibi negatif duygular hissetme yeteneğini –geçici olarak- yok ediyor. Karşılıklı aşkın etkisiyle tıpkı mutluluk verici bir ilaç ya da uyuşturucu almış gibi bir deneyim yaşayan beyin, negatif duyguları bastırıp, mutluluk verici duyguları keşfediyor. Böylece görünmeyen bir asansör ayaklarınızı yerden kesip, sizi bulutların üzerindeki aşk cennetine çıkarıveriyor.

  • Erkeklerin kadınlardan sakladığı sırlar

    Erkeklerin kadınlardan sakladığı sırlar

    Erkeklerin kadınlardan sakladığı sırlar…

    1- Erkeklerinde duyguları incinir ancak bu onlara zarar verse de durumlarını yansıtmazlar.

    2- Bazı erkekler için saçları çok önemlidir. Bazıları içinse şapkanın altında kalan şeylerdir.

    3- Erkekler de şişman olduklarını düşünebilir. Kızlar böyle bir durumda birbirlerine ‘çok şişman değilsin‘ diye konuşurken, erkekler ‘evet kanka, gerçekten kilolusun‘ der.

    4- Erkekler deli gibi egzersiz yaptıktan sonra sadece yemek isterler.

    5- Reddedilme. Bir kızı dışarı çıkaracakları zaman dehşete düşerler. Öncesinde sizden böyle bir mesaj-sinyal almaları onlar için iyi olur. Yoksa onlar için çok korkutucu olabilir.

    6- Bazen kadınların söylediklerinin çok boş olduğunu düşünürler. İstediklerinde duymayacakları bir sisteme sahip olmak isterler. Başkalarıyla ilgili detayları değil sadece olanı duymak isterler.

    7- Tüm erkekler sevgililer gününden nefret eder. Romantik biri olsalar bile bugün onları hasta ediyor.

    8- Kadınların giydikleri kıyafetlerden çok, açıkta kalan yerleriyle ilgilenirler.

    9-Günün sonunda anne oyları toplar. Eğer annesiyle anlaşamıyorsan, bu durumu değiştirsen iyi olur.

    10- Başkarının onların kendilerine inandıkları gibi ona inanmasını ister.

  • Kadınlar birbirine neden yalan söylüyor?

    Kadınlar birbirine neden yalan söylüyor?

    Onlar hiçbir çaba harcamadan mükemmel olduklarına inanmamak için sebebimiz var; kadınlar birbirine bazen beyaz yalanlar söyleyebiliyorlar…

    İncecik vücutları ile gazetelerde, dergilerde boy boy fotoğrafları yayınlanan ve verdikleri röportajlarda “Yemek yemeyi çok seviyorum. Ne bulursam yiyorum. Yapım böyle, kilo almıyorum” diyen mankenler doğru söylemiyor olabilirler mi? Ya da mesleğinde doruklara çıkmış ve aslında hiç de hırslı olmadığını söyleyen kadınlar…

    Onlar hiçbir çaba harcamadan mükemmel olduklarına inanmamak için sebebimiz var; kadınlar birbirine bazen beyaz yalanlar söyleyebiliyorlar.

    Nazik olalım derken…

    ABD’de yapılan bir araştırma, erkeklerin iş ve ilişki hayatlarını iyi göstermek, kadınların ise karşı tarafın duygularını incitmemek ya da çatışma çıkmasını önlemek için beyaz yalanlara başvurduğunu ortaya koydu. Bu araştırma aslında biz kadınların nezaketimizi korumak uğruna yalancı olmayı göze aldığımızı gösteriyor.

    İnsanlara ne kadar zeki olduğunuzu, işimizin ne kadar iyi gittiğini veya diyetimizin nasıl başarılı sonuçlar verdiğini söylemek yerine vurdumduymaz ve işe yaramaz olduğumuzu söylemeyi tercih ediyoruz. Kimsenin gözünü korkutmamak, kimseyi kıskançlıktan çatlatmamak istiyoruz.

    Kem göz korkusu

    Bir de şu nazar meselesi var. Kendimize, kocamıza ya da çocuklarımıza kem gözlerin değmesinden o kadar korkuyoruz ki; olanı az göstermeye çalışıyoruz. İyi bir evliliği olan kadın, mutsuz kız kardeşine kocasının ne kadar mükemmel olduğunu anlatmaktan özenle kaçınıyor. Sahip olduklarını anlatarak diğer kadınları mutsuz etmekten çekinen de birçok kadın var. Kendini küçümseyici yalanlar söylemek bazı kadınların agresif tepkilerini geri püskürtmek ve diğer kadınların sempatisini kazanmak için de tercih edilen bir yol.

    Tabii ki sahip olduklarımızla böbürlenmemek ve insanları kırmaktan kaçınmak erdemli davranışlar. Ama yine de bu işte bir sinsilik yok mu sizce? Ev işlerine ve çocuk bakımına yetişemediğiniz için bir yardımcı tutup aslında bunları kendiniz yapıyormuşsunuz gibi davranmanın kime ne faydası var? Sizin bunları başardığınızı düşünüp kendisi başaramadığı için üzülen hemcinslerinizi kötü hissettirmekten başka…

    Ah şu rekabetçilik

    Uzmanlar var olanı tersine göstermek için yalan söylemenin temelinde aslında rekabetçiliğin yattığını ve bunun temellerinin mağara adamlarına kadar gittiğini söylüyor. Aslında kadınlar da erkekler kadar rekabetçi ancak bunu daha gizli kapaklı yapıyorlar çünkü bu rekabetçilikleri toplum tarafından hoş görülmüyor. Bu durumda biz de rekabet içgüdümüzü baskılayıp başka yönlere kanalize olmaya çalışıyoruz. Bu arada da anlamsız yalanlar ağzımızdan dökülüveriyor.

    Tabii ki beyaz yalana başvurulması gereken durumlar olabilir. Ancak yine de bu hakkımızı aslında hazırlanmamız saatler sürerken “Beş dakikada hazırlanıp çıktım” diyerek, 10 kişilik akşam yemeği için üç gün uğraşıp, “Aman ne var ki, bir iki saatte hem evi temizledim hem yemek pişirdim” demek ya da yaramaz çocuklarımız bizi ağlatana kadar sinirlendirirken, “Ben onları evde mum gibi yapıyorum” demek için harcamaya ne gerek var… Elinizden geleni yaptığınızı söyleyin yeter!

  • Aşkı evliliğe dönüştürmek

    Aşkı evliliğe dönüştürmek

    Uzun bir aşk birlikteliğinden sonra neyin gerçek neyin hayal olduğunu ayırt etmek zor oluyor, değil mi?

    Aşk ve kadın-erkek ilişkileri üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Aşk Danışmanı Robin Gorman, fiziksel anlamda yan yana olunduğunda gerçekte kimin ne olduğunun kolaylıkla anlaşılabileceğini ifade ederek, “Biriyle yüz yüze görüşmek gerçekte onun kim olduğunu anlayabilmek adına en iyi yoldur.

    Örneğin; internet ortamında çok hoşlandığınız birini gördüğünüzde fiziksel olarak aynı şeyleri hissetmeyebilirsiniz. Yüz yüze gelindiğinde gerçekten uyumlu bir partner bulmak zordur. Her nerede yaşıyorsanız yaşayın ilişkinizi ayakta tutmak adına iletişimi asla aksatmayın. İletişim azlığı her iki tarafta da şüphelere, güvensizliklere ve anlaşmazlıklara neden olabilir. Bu yüzden düzenli iletişim ve birbirini dinleme iyi bir ilişkinin anahtarlarıdır. Birbirinize, birbiriniz hakkında
    ne düşündüğünüzü ve ne hissettiğinizi söylemeye teşvik edin” dedi.

    Uzun aşk birlikteliğinin evlilikle sonuçlanmasının bireylere bağlı olduğunu söyleyen Gorman, aşıklara şu önerilerde bulundu:

    “Birbirinize aranıza başka hiç kimsenin giremeyeceğinin sözünü verin. Dünyanın farklı kürelerinde dahi yaşayabilirsiniz, ancak teknoloji aşkınızı yaşatmanıza yardımcı olacaktır.
    Bir araya gelmek için bir gün tespit edin.

    Eğer gerçekten ilerde hayatınızı paylaşmayı düşünüyorsanız şimdiden ortak zaman geçirmeniz gerekir. Eğer çiftlerden hiçbiri bir diğerinin yanına taşınmayı düşünmüyorsa bunun imkansız bir aşk olduğuna inansanız iyi olur. Bazı insanlar için hislerini yüz yüzeyken dile getirmek zor olabilir. Bu yüzden sık sık mesajlar atın, mektup yazın ve e-mail gönderin. Birbirinize karşı dürüst olun. Uzaklık bir şeyleri saklayabileceğiniz anlamına gelmez.”

    Evlilik hazırlığı için tıklayın !

  • Aşkta bu hatalara yer yok

    Aşkta bu hatalara yer yok

    Erkeğinizi elinizden kaçırmak istemezsiniz, değil mi? Öyleyse uzmanların ortaya koyduğu 10 hatadan uzak durmalısınız…

    Erkeğinizi konuşmaya zorlamayın

    Mutlaka siz de böyle bir sahne yaşamışsınızdır. Sevgiliniz biraz suskun ve bunu bir sorun olarak algılıyorsunuz. Ne yaparsınız? Onu biraz rahat bırakmak yerine, sürekli üzerine gidip her şeyin yolunda olup olmadığını sorarsınız. Sevgiliniz iyi olduğunu söylemesine rağmen sorularınızın sonu bir türlü gelmez. Böyle davranarak aslında iyilik yapmıyorsunuz. Kabul edin erkekler kadınlar kadar çok konuşmayı sevmez. Sizin için vakit geçirmek arkadaşlarınızla oturup sohbet etmek anlamına gelebilir belki; ama erkekler tek başlarına da çok mutlu olabiliyorlar.

    Erkeğiniz suskun mu? Suskunluğunun nedenini bir düşünün. Eğer daha yeni kavga etmişseniz ve erkeğiniz sizinle konuşmuyorsa, o başka. Üstünüze alınabilirsiniz. Kalbini kırmış olabilirsiniz ve kızgınlığını konuşmayarak ifade ediyor olabilir. Eğer ortada bir tartışma yokken suskun davranıyorsa, belki de onun da biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardır. Onu soru bombardımanına tutmak yerine suskunluğuna saygı gösterirseniz size daha minnettar olacaktır.

    Parasız dışarı çıkmayın

    Erkekler genellikle cömert davranmayı severler belki elinizi cebinize sokmanıza bile izin vermezler. Ama bırakın içlerinden gelerek bunu yapsınlar. Eğer her zaman hesap ödeme görevini ona bırakıyorsanız, kendilerini kullanılmış gibi hissederler. İlişkide eşitlik olmalı. Eğer sürekli sevgilinizin her şeyi ödemesini bekliyorsanız, kısa sürede asıl duygularınızdan şüphelenip, ondan faydalandığınızı düşünecektir.

    Durumu kurtarmak için ağlayıp sızlanmayın

    Hiç fark ettiniz mi? Bir tartışma sonrasında erkekler hatalı olsalar da, ya hiçbir şey söylemiyorlar ya da çok doğal bir şekilde özür diliyorlar. Kadınlara gelince ise durum değişiyor. Sizden taş gibi duygusuz olmanız beklenmiyor, yeter ki tartışmalar sırasında duygularınıza hakim olup bir yetişkin gibi konuşun. Erkekler gözyaşlarından etkilenir ve hiçbir erkek bir kadını ağlatmak istemez. Ne var ki, her şeye ağlarsanız sizinle doğru dürüst konuşamayacak ve söylemek istediklerini söyleyemeyecek. Daha da fazlası, size bir suçlama getirildiğinde ağlamaya başlarsanız, sevgiliniz suçunuzu örtmek istediğinizi düşünebilir.

    Arkadaşlarınızla sevgilinizin arkasından konuşmayın

    İlişkinizin sırlarını anlatmak kadar kötü bir şey yoktur. Bir düşünün: En şık kıyafetlerinizi giyip arkadaşlarınızla birlikte bir davete gidiyorsunuz. Ne var ki aranızdaki bir olayın tüm detaylarını anlatmışsınız onlara ve şimdi sevgilinize anlamlı bakışlar atmaktan kendilerini alamıyorlar. Bu yine bir derece idare edebilir; ama sevgilinizin hatalarını anlatmak çok büyük bir gaf olur. Uzmanlara göre arkadaşlarınıza anlattığınız şeyler konusunda çok dikkatli olmanız gerekiyor.

    Siz unutabilirsiniz veya affedebilirsiniz ama arkadaşlarınız size yapılan haksızlıkları kolay unutmazlar. Anlattıklarınız olumsuz olmasa da, sevgilinizle ilgili olan bütün sırlarınızı ortaya dökmekten kaçınmalısınız. Bazı olaylar yanlız sizin aranızda kalmalı.

    ‘Bir dahaki sefere’ sözünü sürekli kullanmayın

    Bu üç kelimenin neden bu kadar can sıkıcı olduğunu biliyor musunuz? Hatırlayın: Küçükken anneniz de sizi böyle azarlardı.

    Fazla üstüne düşmeyin

    Bazı kadınlar var ki sevgililerini günde en az 10 kez ararlar. Tabi erkeğinizi düşünmek güzel bir şey ama onunda bir iş ve sorumluluk sahibi olduğunu unutmayın. Herkes çalışırken onun oturup sizinle sohbet etmesi profesyonel bir davranış sayılmaz. Saat başı sevgilinizi arayıp onu kontrol etmeniz onu oldukça sıkabilir. Eğer aramadan duramıyorsanız en azından vakti olup olmadığını sorun. Yine de aramalarınızı en aza indirmenizde fayda var. Sürekli sesinizi duymaktan sıkılabilir, ama eğer onu nadir arıyorsanız sesinizi duymak için can atacaktır.

    Kalabalık yerlerde sevgilinize fazla asılmayın

    Erkek arkadaşınıza sevginizi göstermek güzel bir şey, ama unutulmaması gereken bir nokta var: Yatak odanızda yapacağınız hareketleri herkesin gözünün önünde yapmamalısınız. Erkekler, duygularını kadınlar kadar kolay gösteremezler, yabancıların önünde ise hiç gösteremezler. Her erkeğin kendine özgü bir davranışı vardır.Fazla ileri gidip gitmediğinizi anlamak için önce bir deneyin. Elini tutun veya omuzuna elinizi koyun ve nasıl bir tepki vereceğini görün. Eğer fazla yakınlıktan rahatsızlık duymuyorsa, soruın yok. Ama hareketlerinize karşı çekingen davranıyorsa, onu fazla zorlamayın.

    Arkadaşlarına bütün sırlarını vermeyin

    Onun sevgilisi olduğunuz için hayatının birçok detayını biliyorsunuz. Bu bir ayrıcalıktır ve aynı zamanda sorumluluk ister. Size 5 yaşına kadar yatağını ıslattığını anlatmış olabilir; ama bunu herkese anlatırsanız rahatsız olabilir. Söylenecek ve söylenmeyecek şeyler var. Kaldı ki size anlattığı bütün sırları başkaları ile paylaşırsanız sizin ne ayrıcalığınız kalır? Oturun ve düşünün: Siz onun yerinde olsaydınız sizin her şeyinizi anlatmasını ister miydiniz?

    Selülit kreminizden tutun, göğüslerinizi büyük gösteren sutyenlerinize kadar her şeyinizi ortaya dökmesini ister miydiniz? Tabi ki hayır. Aynı şekilde onun da başkalarının bilmesini istemediği şeyler vardır. Kesinlikle anlatmamanız gereken bir şey daha var: Yatak odası davranışlarınız. Çıkardığı sesler ve gizli zevkleri hakkında asla konuşmayın.

    Geleceği planlamak

    Erkekler içlerinden geldiği gibi davranmayı severler, sürprizlerle dolu bir yaşam isterler. Siz cumartesi akşamlarının programını 3 hafta önceden yaparsanız, çok sevdikleri sürprizleri yaşayamazlar.
    Fazla üstlerine düşerseniz, hareketlerinin kısıtlandığını düşünürler. Uzun zamandır biriyle birlikte olan bir erkek bile özgürlüğünden kolay kolay vazgeçmez. Eğer siz de planlama huyundan vazgeçemiyorsanız, en azından havayı yumuşatın. Ona öneri yapın emir vermeyin. Böylece kendine de söz hakkı verdiğinizi düşünür ve rahatsız olmaz.

    Biz kelimesini çok erken kullanmayın

    Her ilişki sen ve ben olarak başlar ve bunların “biz”e dönüşüp dönüşmeyeceği kesin değildir. Bunun olmasını beklemekte acele etmeyin. Erkekler aceleci kadınlardan hiç hoşlanmazlar. Erkeklere her şeyden bahsedin sadece evlilikten bahsetmeyin. Evlilik kelimesini duyar duymaz bekarlık zamanlarının özlemini duymaya başlar. Gelecekle ilgili çeşitli fantezileriniz varsa onlardan fazla söz etmeyin, yoksa onu nikah masasına oturtmayı planladığınızı düşünüp sizden uzaklaşabilir.

  • Kıskanç erkeklerle baş etmenin yolları

    Kıskanç erkeklerle baş etmenin yolları

    Aşkın, önemli işaretlerinden biri kabul edilen kıskançlık, abartıldığı takdirde hayatı her iki tarafa da zehir edebilir. İşte yedi farklı kıskanç erkek profili ve bu rahatsız kişiliklerle baş etmenin yolları…

    “Sana açık kucaklar bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun…” Hepimizin bildiği bu şarkının sözleri gerçekten de çok ilginç. Düşünün öyle bir kıskançlık hali ki, sevgiliyi sevenlerin ölümünü istiyor. Masum bir sevgi gösterisi ya da sevginin kanıtı zannedilen kıskançlık, bir gün korkunç bir canavara dönüşebiliyor. Eh, bu noktada da kaçmak ve o hastalıklı ilişkiden çıkmak lazım çünkü kendinden kıskanmanın sonu yok.

    Uzmanlara göre kıskançlık duygusunun temelinde kaybetme korkusu, özgüven eksikliği ve sevgilisini insan değil, kendine ait bir çeşit eşya olarak görme fikri yatıyor. Ancak bunu biliyor olmak kıskançlık duymanızı engelleyemiyorsa, hayatınızı ne kendinize ne de karşınızdaki kişiye zehir etmeden önce biraz durup düşünmenizi öneriyoruz…

    Kıskanç insan tiplerini kategorilere böldük, tanıdık gelenlere dikkatle bakın; partneriniz ya da siz oralarda bir yerde olabilirsiniz. Kıskanç bir tipte diğerinin özellikleri de olabilir tabii, ya da burada yazılı olmayan başka kıskançlık modelleri de bulunabilir. Biz sadece yedi tanesine odaklandık.

    Lütfen unutmayın “Yaşasın beni kıskanıyor” cümlesini kurduğunuz an, her şey yeni başlıyor demektir. Kıskançlık, vahşi bir at gibi şaha kalkıp sizi üzerinden atabilir. Ya da usta bir biniciyseniz, uyum sağlayıp, usul usul ilerleyebilir. Onu kontrol etmek sizin elinizde kısacası, tabii gücünüzün yettiği yere kadar…

    1) ORTAM KISKANCI

    Kıskançlığın bu zararsız gibi görünen biçiminde, en çok dikkat çeken özellik, bulunduğunuz ortamların kıskanılmasıdır. Bu tip, yanınızda olmadığı anlarda hissettiği gereksiz şüphe yüzünden sürekli gerginlik yaşar. Çalıştığınız işyerinde kaç erkeğin bulunduğu, okul arkadaşlarınız, bir toplantıda yeni biriyle tanışıp tanışmadığınız, kız arkadaşlarınıza onu nasıl anlattığınız, dahası onların yorumları… Gördüğünüz gibi bu tiplerin bitmek bilmeyen bir merak listesi vardır. Bu konular hakkında sık sık dolaylı ya da direkt sorular sorarlar. Hatta bazen okulunuza ya da işyerinize aniden çıkıp gelirler. Bunların arasında en az ilgilendiği bölüm ise kız arkadaşlarınızla ilişkinizdir. Yabancı olduğu bir alandır bu çünkü. Ayrıca kızların özel romantik anları paylaştıklarını ve yorum yapılması gereken detaylara indirgediklerini bilir. Kızların yapacağı tek kelimelik bir yorumun bile ilişkileri bitme noktasına sürükleme gücü olduğunun da farkındadır. Bu nedenle kız arkadaşlar mevzusunun en tehlikeli alan olduğunu kısa sürede kavrayan kıskanç erkek modeli, başka konulara yönelir. Çeşitli sebeplerle kendisinin giremediği her ortamı, her anınızı kıskanır. Onun hakimiyet ve görüş alanı dışındasınızdır çünkü ve bu da onun için tehlike oluşturabilir.

    Peki, ne yapmalı? Eğer ona olan sevginizi kanıtlamak ve güven vermek istiyorsanız, o daha sormadan, bir olay anlatıyormuş gibi yaparak bulunduğunuz ortamla ve kişilerle ilgili küçük ayrıntılar verebilirsiniz. Böylece korkacak bir durum olmadığına ikna olabilir. Kıskançlığın panzehiri, güvendir.

    2) HEMCİNS KISKANCI

    Aslında diğer erkekleri kıskanma hali, geniş bir alanı kapsar. En belirgin tezleri “Ben erkekleri tanıyorum, akıllarından geçenleri biliyorum”dur. Bu nedenle sizi şeytani hemcinslerinden korumak için, çevrenizde kocaman bir duvar örerler. Elbette ki sizi korumak istemesi oldukça doğaldır ancak “Ona mı baktın, o kim, neden bu kadar sık görüşüyorsunuz, neden o kadar güzel gülümsedin ona?” kadar bıktırıcı sorular yaratması da çok mümkündür. Masada onun değil de bir başka erkeğin esprilerine daha yüksek sesle mi güldünüz yoksa? Eyvah, onu çoktan aldattınız!

    Ne yapmalı? Bu tip bir durumda, önce derin bir nefes alıp, kıskanmak ya da daha doğru deyimle işkillenmek için haklı sebepleri var mı tekrar bir düşünün. Belki de sevgilinizin kıskandığı erkeğe gerçekten fazla umut verici davrandınız. Belki ilgisi hoşunuza gitti. Bu, suç değil ki. Küçük ve zararsız flörtleşmeler her iki cinsin de ağzını tatlandırır. Tabii sakın bu cümleyi kıskançlıktan gözünü kan bürümüş partnerinize söylemeyin. Nabzını yoklayarak adım adım ilerleyin. Hazır olduğunda ise, onun erkekleri tanıdığı kadar sizin de kadınlık içgüdüsüne ve enerjisine sahip olduğunuzu söyleyin. Karşınızdaki erkeğin size gösterdiği ilginin derecesini ayırt edebildiğinizi sevgilinize anlatmaya çalışabilirsiniz. Tabii ikna olursa… Ancak bu cümleler, kendi yolunuza gitmek istediğiniz ayrılma süreçlerinde ve başka birisine gerçekten ilgi duymaya başladığınızda aleyhinize delil olarak kullanılabilir, bunu da unutmayın. En iyisi, bırakın kıskansın, hareket alanınızı çok kısıtlamadığı sürece idare edip alttan alabilirsiniz. Kıskançlığın panzehirlerinden biri de zekice idare etmektir. İdare edilen bunun farkına bile varmadan…

    3) KIYAFET KISKANCI

    Dekolte, mini etek, makyaj ve en sevdiğiniz dar elbiseniz… Bunlar, sevgilinizin kalp atışlarını mı hızlandırıyor? Size olan aşkından ve heyecanından değil tabii. Bu süsler ve kıyafetler panik -kontrol etme isteği- öfke ve kıskançlık krizi şeklinde yükselen bir eğri mi yaratıyor? O halde kolay gelsin, çünkü işiniz cidden zor. Önce, kendi kendinize durumu değerlendirin; dekolteyi çok mu abartıyorsunuz, yerine ve duruma göre kuralını çok mu bozuyorsunuz? Buna, kendi kendinize karar verin, etrafın ilgisi hoşunuza mı gidiyor yoksa sokakta yürürken bakışlardan rahatsız olup başka bir şey giymiş olmayı mı diliyorsunuz? Kendi kendinize sorduğunuz tüm bu sorulardan sonra ne istediğinizden eminseniz, geldik en zorlu kısma. Yani onu ikna etme aşamasına.

    Bu noktada, sevgilinizi, kendinizi birilerine beğendirme zaafı ile giyinmediğinize ikna etmelisiniz. Onun bakış açısında bunun kaba tabiri “aranan kadın”dır çünkü. Bu, ne yazık ki çoğu erkeğin beyninde yer etmiş bir önyargıdır. Ne derseniz deyin, seçimlerinizi dişiliğinizi, hatta cinselliğinizi ortaya çıkarma isteği olarak algılar. Denediniz, anlattınız ama baktınız olmuyor ve ne yardan ne serden geçebiliyorsunuz, o halde biraz geri adım atmakta ya da orta yolu bulmakta bir salonca yok. İlişkiler böyle değil midir? Her iki taraf da inat edip burnunun dikine giderse ve kendi doğrularına bir de karşısındaki kişi açısından bakmazsa ilişkiyi yürütmek hayli zor olacaktır.

    4) HAVADAN NEM KAPAN KISKANÇ

    Bu tiplere özetle paranoyak diyebiliriz. Gerçekten aklınızı, mantığınızı kullanarak kıskandığı şeyi anlamanız mümkün değildir. Kafasında kurar, kurar, sonra sanki siz kafasında kurduğu tüm hikayeyi biliyormuşsunuz gibi öyle bir cümle sarf eder ki, şaşkınlıktan donar kalırsınız. Deli ile deli olmamak lazım. Kimbilir geçmişinde ne korkunç aldatılma vakaları yaşadı ki bu hale düştü diye düşünüp anlayış göstermeli belki de. Ama herkesin de bir sabrı var değil mi? Geçmişinin ya da kuruntulu yapısının faturası niye size çıkıyor canım? Siz, verebileceğiniz kadar güven verin, huysuzluğunu her şekilde teskin edin. Baktınız, ağzınız ile kuş tutsanız dahi “O kuş erkek miydi, dişi miydi?” diye soruyor hiç durmayın. Artık güle güle mi dersiniz, yoksa “Değişir nasılsa” diye ümit ederek evlenir ve bir ömrü böyle tüketmeyi göze mi alırsınız, bilemeyiz, tabii karar sizin.

    5) TAM ARIZA KISKANÇ

    Bu erkek tipi, “havadan nem kapan kıskancın” biraz daha uzmanlaşmış bir versiyonu olup, daha da zararlıdır. Geçmişinizdeki tüm ayrıntıları siz nasıl olduğunu anlamadan, anlattıklarınız arasındaki boşlukları tamamlayarak öğrenir. Telefon defterinizdeki tüm isimlere hakimdir. Hatta listeye yeni birini eklediğinizi anında fark eder. E-posta şifrenizi bir kere öğrendi mi, her yazışmanız okunabilir. Bunları yapması için haklı bir sebebi de yoktur çoğu zaman. Doğuştan böyledir. Aşırı kontrolcü ve aşırı güvensiz. O kadar şüphecidir ki vazoda solmakta olan çiçeği kendisinin gönderdiğini unutup, ciddi bir yaygara koparabilir. (Hatta bu sonuncu örnek tecrübeyle sabittir!) Yolda eski bir sevgiliniz ya da çocukluk aşkınızla mı karşılaştınız, her üç kişinin de sağlığı için onları görmezden gelmenizde fayda var. Aksi takdirde, -hele de eski sevgilinin eli yüzü, itibarı ve parası ondan daha iyiyse- sonraki günleriniz tam bir kabusa dönüşebilir. Sizi günde üç kere sırf özlediği için mi arıyor sanıyorsunuz, bir daha düşünün. Sizden başka kimseyi bu kadar kıskanmadığını ve kıskanmayacağını, onun bu kıskançlıklarını sizin yarattığınızı, bunda sizin de suçunuz olduğuna inanıyorsanız tekrar düşünün. Arıza kıskançlar, bunu öyle ustalıkla yaparlar, kendilerinden bile bunu öyle iyi saklarlar ki, yıllar, “Aşkımız çok tutkuluydu, kimseyle, hiçbir şeyle paylaşamıyordum onu” sayıklamalarıyla geçer gider. Bu ilişki için çok da zaman harcamamanızı öneririz.

    6) KISKANDIRTMAYAN KISKANÇ

    Evet, kıskanmak, ilişkinin canlılığını koruması için yaratılmış ve her iki tarafın da kurallarını kabul ettiği eğlenceli bir oyun olarak görülebilir. Hafif flörtleşmelerin ardından ara sıra gelen minik hesap sormalar hoşa gider. Buraya kadar her şey tamam, yolunda ve dengeli. Ancak sorun, her iki tarafın da kuralları biliyor olmasına rağmen, oyunu sadece bir tarafın oynaması, öbürünün ise tribüne ya da yedekler kulübesine gönderilmesidir. Yani, o sizi kıskanır, sorularıyla gülümsetir ama sıra size geldiğinde garip bakışlarla karşılaşır ve çoğu zaman sorularınıza yanıt alamazsınız. Hatta oyuna katıldığınız için kendinizden utanmanıza bile neden olur karşınızdaki kişi. Aynı şeyi kendisinin de yaptığını söylediğinizde ise, kadın ve erkek arasındaki farkı gayet net ve soğuk bir tavırla açıklar. Kısacası “Bana kendi silahlarımla saldırma” der.

    Bu durumda yapılacak en iyi şey onunla oynamayı kesip ona “Sana yapılmasını istemediğin şeyi sen de başkalarına yapma” sözünü zevkle hatırlatmak olacaktır.

    7) ZORAKİ KISKANÇ

    Bu versiyonda asıl kıskanç olan taraf kadındır. Şimdiye kadar, kıskançlık erkeğin tekelindeymiş gibi anlattık ama yukarıdaki tüm maddeler kadınlar için de geçerli olabilir tabii. Diyelim asıl kıskanç taraf sizsiniz; zaten erkeklere sorsanız, onlar asla kıskanmazlar, yalan söylemezler ve dırdır etmezler. Tüm bunlar doğuştan kadınlara aittir. O kadar kıskançsınız ki onun kıskanmamasını bile kıskanıyorsunuz. Çiftler uzun süre beraber yaşadıktan sonra birbirlerine benzemeye başlarmış, üzüm üzüme bak baka kararır misali… İşte siz de onu kendinize benzetmek yolunda ilerliyorsunuz. Aman dikkat, oyunu fazla abartmayın ters tepebilir. Hiç kıskanmaz sandığınız erkeğiniz, yaptığınız türlü türlü numarayı, attığınız artistik taklaları fark etmiş ama fark etmemiş gibi davranıyor olabilir.

    Gül gibi kıskanmayan bir partneriniz varken değerini bilin. Çok kısa sürede başlangıç seviyesindeki kıskançtan, arıza kıskanca kadar yol alabilir ve o zaman mutsuzluğunuzun tek suçlusu siz olabilirsiniz. Sakın içindeki canavarı uyandırmayın ve üzerine fazla gitmeyin. Aşkınızı tazelemek ya da sevginizi kanıtlamak için daha zararsız binlerce yol olduğunu unutmayın.

  • Mutlu bir ailenin püf noktaları

    Mutlu bir ailenin püf noktaları

    İYİ BİR AİLE OLABİLMEK

    Bir aileye ait olmak, temel duygusal ihtiyaçlarımızı karşılamak, paylaşmak, kendimizi güvende hissetmek, gelişmek ve tamamlanmak için gereklidir.
    Ancak aile, sadece bireysel varoluşun ve gelişimin değil sağlıklı ve gelişmiş bir toplum olabilmenin de gereğidir.

    Çünkü “Aile, toplumun en küçük birimi” dir. Henüz ilkokulda öğrendiğimiz bu tanım, toplum olabilmenin temel gereğini açık biçimde tanımlar. Yani aile, toplumun temelidir. Temeli sağlam olmayan binalar nasıl en küçük sarsıntıda yerle bir olursa, temel aile değerlerine sahip olmayan toplumlar da en küçük krizlerde dağılmaya mahkumdur.

    Türk aile yapısı ve ailevi değerler son yıllarda büyük değişlere uğramaktadır. Geçmişteki dede-nine, anne-baba ve çocuklardan oluşan büyük, kalabalık aileler değişen şartların etkisiyle iyice küçülmeye başladı. Sadece küçülmekle kalınsa pek bir sorun olmayacak ama dağılmalarda başladı.

    Evlilik danışmanlığı alan bir çiftle birkaç seans çalıştıktan sonra çocuklarını da seansa katmak istedim, bir seansa 18 yaşındaki kızları ve 14 yaşındaki oğulları ile geldiler. Algıladıkları aile yaşamlarını göstermeleri amacıyla yaptığım çalışma çok can alıcıydı. Birçok ailede olduğunu bildiğim durumu açıkça sergilediler. Yaşanan aile ilişkisi aynen şöyleydi; çocuklar, çalışan anne ve baba önce eve gelerek buzdolabından aldıkları atıştırmalıklarla odalarına çekiliyor. Daha sonra eve gelen anne-baba ve karnı acıkan birey annenin bir gün önce hazırladığı yemeklerden bir tabak koyarak istediği bir yerde, istediği zamanda akşam yemeğini yiyor. Hiçbir şekilde sorumluluk paylaşımı ve işbirliğinin olmadığı ailede, anne gecenin geç saatlerine kadar birikmiş ev işleri ile cebelleşirken, baba televizyon karşısındaki koltukta yatarak uyukluyor. Kız odasında cetleşirken, oğlan geç saatlere kadar bilgisayar oyununda skor yapmaya çalışıyor. Yaşanan bu manzarayı kızımız; “biz bir aile değil, bir evi paylaşan dört kişiyiz” diyerek açıklamıştı.
    Bir aile olmasalar bile bir evi paylaşabilmek için insanlar arasında sevgi, güven, paylaşım ve işbirliği gibi temel değerler olmalıdır. Bir aile olabilmek için ise bunlar olmazsa olmaz gerekliliklerdir. Aksi durumda çatışmaların yaşanması kaçınılmazdır.
    İyi bir aile olmak demek; aile üyelerinin temel fiziksel, duygusal ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması, mutlu ve huzurlu bir ortamda sağlıklı ilişkilerin yaşanmasıdır. Bunun sağlanabilmesi için şu gereklere özen gösterilmelidir;

    Sevgi, Saygı ve Önemseme:

    Bir ailenin oluşumunda sevgi temel şarttır. Sevgisiz bir ilişkiden aile oluşturmak mümkün olamaz. Bazı evliliklerde ilk başta çiftler arasında (görücü usulü evlilikler gibi) derin bir sevgi bağı olmasa da birlikteliğin sağlıklı devamı için zaman içinde bunun geliştirilmiş olması gereklidir ki çocuklarına da bu sevgiyi aktarabilsinler. Anne ve babaların çocuklarına karşı sevgisi normalde koşulsuz ve neredeyse sonsuz bir sevgidir. Birbirini seven ve bunu gösterebilen bir aile içinde yetişen çocuk, en temel ihtiyacı olan sevgi gereksinimine karşılık bulur.

    Aynı derecede saygı da aile bireylerinin temel bir gereksinimidir. Büyük küçük demeden birbirinin düşünce ve görüşlerine, duygularına önem veren, özel ihtiyaçlarını anlayışla karşılayıp, hoşgörülü davranan aile bireyleri kişisel sınırların farkında olup, birbirlerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini bilirler. İlişkiler korkuya, ezmeye, sömürmeye dayalı değildir. Fiziksel ya da duygusal şiddet kullanılmaz. Böyle bir aile ortamında aile üyeleri kendilerini değerli, onurlu ve anlamlı bulur, birbirlerinin özel yaşamlarına saygı gösterirler. Birbirleriyle ilgilidirler, her biri diğerinin sorunlarını, beklenti ve isteklerini fark eder; onu değerli bulup, önemsediğini göstermeye çalışırlar.

    Güven;

    Ailede çiftlerin birbirlerine her anlamda güvenmesi kaygı ve endişeden uzak davranmalarını sağlar. Gerek kadın gerekse erkek, eşine hem maddi hem de manevi anlamda güven duymalıdır ki aradaki sevgi ve saygı ilişkisi devam edebilsin. Bunun sağlanabilmesi için çiftlerin birbirine karşı dürüst davranmaları, saklı gizli şeyler yaşamamaları ve tüm çabalarının ailenin birlikteliği doğrultusunda olduğunu gösterebilmeleri gerekir. Ayrıca çocuklar kendilerini aile içinde güvende hissedebilmelidir. Tüm fiziksel, duygusal ve sosyal gereksinimlerinin anne ve babaları tarafından şartlar dâhilinde karşılanabileceğine, dış dünyanın zararlı etkilerinden ve tehlikelerinden korunabileceklerine inanmalıdırlar.

    İletişim:

    Sağlıklı bir ailede, iletişim dolaysız, açık, net, ayrıntılı ve dürüstçe olmalıdır. Kişiler birbirlerine değer verdikleri ve güvendikleri için iç dünyalarını, deneyimlerini, algılamalarını, duygu ve düşüncelerini herhangi bir kaygı duymadan, tüm ayrıntılarıyla paylaşmak isterler. Dürüst ve açıkça ifade edilen duygu ve düşünceler, diğerleri tarafından hor görülüp, yargılanmadan kabul ve ilgi görür. Gerekirse üzerinde tartışılarak uzlaşmaya gidilebilir. Bu da cesaretle fikirlerin açıklanıp konuşulmasını, uygarca tartışılmasını sağlar.

    Sağlıklı bir iletişimin olmadığı ailelerde bireyler, birbirlerine gerçekte değer vermedikleri ve birbirlerine güvenemedikleri için, iç dünyalarını rahatlıkla paylaşamazlar. Yanlış anlaşılma, kabul görmeme endişesi, bireyleri içe kapanık olmaya ya da bu ihtiyaçlarını aile dışından kişilerle gidermeye iter. Bu ailelerde iletişim dolaylı, belirsizdir, saklı-gizli ve dürüst değildir, yalan çoktur. Savunucu iletişim yaygındır, en basit bir soru veya sohbet girişimi, saldırı, eleştiri, yargılama ve karşı düşünce olarak algılanır ve fikirler açıklığa kavuşmadan savunmalar başlar. Sonuçta kimse kimsenin gerçekte hangi duygu ve düşüncelere sahip olduğunu bilmeden, bireyler kendi yanlış algı ve kararları ile birlikte yaşamaya çalışırlar.

    Değerler ve Kurallar:

    Her ailenin yaşadığı toplumla uyumlu insani değerlere ve kurallara sahip olması aile içindeki karmaşayı önleyip, ilişkilerin sağlıklı yürümesini sağlar.

    Çiftler kendi ailelerinden taşıdıkları değerleri ve kuralları, yeni ailelerinde de uygulamak isterler. Bu durumda bazen kültürel farklılıklardan kaynaklanan çatışmalar yaşanabilir. Önemli olan her iki tarafı da memnun edecek tarzda ortak değer ve kurallar üzerinde uzlaşıya gidilebilmesidir. Taraflar kendi alıştıkları tarzda bir aile düzenini sürdürmek için eşini zorlamamalı, her ikisi için de uygun olabilecek yeni bir değerler ve kurallar sistemini yeni kurdukları ailelerinde uygulamak üzere uzlaşabilmelidirler. Aksi takdirde eşlerden birinin kendini rahatsız hissetmesine rağmen güçlü tarafın ağırlığını koyarak uygulanan zoraki aile kurallarıyla çatışma ve sıkıntıların yaşanılması kaçınılmazdır.

    Aile kuralları, açık seçik ifade edilmiş, belirgin ve esnek olmalıdır. Yani durum ve şartlara göre yorumlanarak, gerekirse esnetilerek uygulanabilmeli, akla yatkın, üyeleri zorlamayacak biçimde uygulanabilir olmalıdır. Bu kurallar tartışma konusu yapılabilir ve gerekiyorsa değiştirebilirler. Çocuklar aile değer ve kurallarını anlayabilecekleri yaşa geldiklerinde onlara açık ve net biçimde bunlar anlatılmalı, gerekçeleri açıklanmalı, sahiplenme ve benimsemeleri sağlanmalıdır. Çocukların aile değerleri ve kurallarını benimsemeleri ve uygulamalarında ebeveynlerin model olabilmesi önemlidir. Anne ve babaların önemsemedikleri değerleri ve uymadıkları kuralları çocuklarına benimsetip, uygulatabilmeleri mümkün olmayacaktır.

    Ailede davranışları düzenleyen kurallar açık seçik ifade edilmiş olmalı; gizli, belirsiz, katı, insafsızca, tartışılamaz ve değiştirilemez olmamalıdır. Otorite durumunda olan kişinin keyfine göre tanımlanıp ve uygulanır değil, tüm üyelerin çıkarlarını gözetebilecek biçimde ve birlikte alınan kararlar doğrultusunda olmalıdır.

    Sorumluluk, Paylaşım ve İşbirliği:

    Evliliğin temel amacı, yaşamın acı tatlı getirilerini birlikte paylaşarak hayatta güçlü kalabilmektir. Birbirinden her yönüyle farklı iki bireyin zamanla ortak beğeni ve zevkler oluşturarak hayatın yükünü ve mutluluğunu paylaştıkları bir birlikteliktir. Bu birliktelik her iki tarafı da destekleyici, yapıcı ve geliştirici bir yapıda olmalıdır ki bireyler bu ilişkiden tatmin olabilsinler. Evlilikteki birliktelik, bireyin kendinden başka bireylerin sorumluluğunu da üstlenmesini gerektirir. Kadın ve erkek toplumsal ve cinsel rolleri doğrultusunda ailenin sorumluluklarını paylaşır. Sorumluluk ve rol paylaşımı; bireylerin cinsel kimliklerine, kişisel özelliklerine ve yeteneklerine uygun ve adil olmalıdır. Bencillikten uzak, sorumlulukların farkında, eşinin yüklerini azaltmada destek olup, gerektiğinde özveride bulunabilen çiftler arasındaki sevgi bağı her gün daha da güçlenir.

    Aynı zamanda yaş ve yetenekleri doğrultusunda çocuklara da sorumluluklar verilmeli, paylaşım ve işbirliğinin öğretilmesinde model olunmalıdır.

    Aile içi ilişki, paylaşım ve işbirliğinin geliştirilmesi için mümkün olduğu kadar tüm üyelerin birlikte olabileceği zamanlar belirlenerek ortak etkinlikler planlanmalıdır. Örneğin akşam yemeklerine tüm ailenin birlikte oturması, birlikte televizyon seyretmek, bazı akşamlar televizyonsuz oyun ve sohbet saatleri planlamak, hafta sonlarını ve tatillerini birlikte geçirmek gibi ortak paylaşım ve etkinlikler, aile bağlarını güçlendirir. Ancak plan ve kurallara uyumun, tüm aile üyelerinin ortak kararları doğrultusunda belirlenip, kişisel ihtiyaç ve beklentileri karşılayacak biçimde düzenlenmesiyle mümkün olacağı göz ardı edilmemelidir.

    NİHAL ARAPTARLI

    Uzman Psikolog, Terapist