Uzman Psikolog Özge Genlik İkili ilişkilerde haklı haksız çatışmasına girmeden güvenli bir ilişki kurmak ve ilişkilerimizi en iyi hale getirmek için önemli açıklamalarda bulundu…
Bu nedenle tüm ilişkilerimizde diğerinin davranışını değiştirmeye yönelmek yerine kendi duygularımız ve davranışlarımız üzerinde çalışmamız esastır.
İlişkilerimizi iyi hale getirmek istiyorsak,
Tüm ilişki örüntülerini iyi hale dönüştürmek istiyorsak öncelikle ana rahminde deneyimlediğimiz süreci şifalandırmak gereklidir. İlk ilişki deneyimimiz; eşimiz olan plasenta ile başlar bu nedenle rahimde geçirdiğimiz süre boyunca deneyimlediklerimiz beden hafızamıza kaydolur. Bizi Dünyaya getirmeye niyet etmiş kişinin tüm hissettiklerini algılar ve olduğu gibi içselleştiririz. Rahimde deneyimlediğimiz herşey dünyaya algılarımızın köküdür. Rahimde güvenli, sevgi ve şefkat duyguları ile sıkça karşılaşmış isek Dünya bizim için güvenli ve besleyici bir yerdir. Ancak rahimde duygusal şiddete maruz kalmış isek Dünya güvensiz bir zemin olarak bedensel hafızamıza kaydolur. Bu nedenle iyi ve nitelikli ilişkiler deneyimlemek için ilk adım somatik düzeyde bir terapi ile bedenimizin esnekliğini ve gücünü arttırmak olmalıdır.
İlişkilerimizde sergilediğimiz tavırların ana kaynağını görebilmek için atacağımız ikinci adım: annemiz ile 0-1,5 yaş aralığında geliştirdiğimiz bağın niteliğini yeniden gözden geçirmek olmalıdır.
Annemiz ile kaçıngan bir bağ kurmuş isek; ilişkilerimizde diğerinin fizyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarına kayıtsız kalma eğilimi gösterir. Genellikle gergin ve duygusallığın çok az yeri olduğu güvensiz tutumlar sergileyerek diğer kişiye adeta duvar örerek kendimize yakınlaştırmayız.
Annemiz ile ikircikli bir bağlanma stili geliştirmişsek; ilişkilerimizde “endişe” duygusu oldukça yoğun deneyimlenir. Endişe duygusu herşeyi kontrol altında tutma davranışını doğurur ve sürekli ilgi bekler genellikle diğer kişiye küsme davranışını sergilerler. İkircikli bağlanma stiline sahip kişiler genellikle diğerine yönelik suçlayıcı tavırları benimserler.
Düzensiz bir bağlanma stiline sahip isek; tek bir şeye odaklanmakta güçlük çekeriz. Genellikle hiperaktif ya da hipoaktif tutumlar sergiler dikkati dağıtmak için sürekli konu değiştiririz. Nerede nasıl davranmamız gerektiğini bilemeyiz. İçgörüden yoksun bir iletişim tarzı benimseriz.
Annemiz ile oluşturduğumuz “güvenli bağ”; ilişki tarzı olarak özerk, hayat dolu, yaratıcı, canlı, sevgi dolu, dengeli ilişkiler oluşturmamızı sağlar. Bu kişiler duygularının farkındadır, duygularından yola çıkarak ihtiyaç ve isteklerini dürüstçe, samimiyetle, şeffaflıkla bir diğerine aktarırlar.
Anne-çocuk bağının yeniden yapılandırılması ve güvenli bir zeminde köklenmesi için beynimizin limbik sistemine yönelik uygulamalar yaparak duyguların dönüşümüne odaklı grup terapileri, psikodrama terapi yöntemleri ve dönüşüm odaklı psikoterapiler kişinin kendi duygularını tanıması ve duygularını açıklıkla, güvenle ifade edebilmesini destekleyecektir.
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar