Gücün karanlık tarafı: Koç
Koç çok fazla zorlayıcı talepkar bencil duygulardan bağımsız saldırgan ve sert olabilir. Huysuzluk ve sabırsızlık Koç’un en zorlandığı taraflardır ve bu onun çok fazla proje başlatıp hiç birini bitirmemesine neden olabilir. Küçük çocuklar gibi hemen memnun edilmek isterler. Koçbu dünyada ondan başkası yokmuşcasına bencil olmaya eğilimlidir.

Koç’un en karanlık tarafı kişisel ya da sosyal boyuttan gelir. Buna ‘işşiz savaşçı’ denir. Bu durum Koç’un enerjisini harcayacak yeri olmadığında ortaya çıkar. Koç aktif olduğu zaptettiği ve bir görevi sahplendiği sürece enerji çok güzel akar. Koç işsiz kaldığı anda ölümcül olabilecek marazi durumlara sebep olabilir. Koç’un Tart kartı İmparator’dur ve yeni ufuklar fethetmeye hazır son derece güçlü bir erkeği betimler. Karttaki sorun imparatorun fethedecek yeri kalmadığında bir zorbaya dönüşmesiyle başlar.

Gücün karanlık tarafı: Boğa
Boğa’nın karanlık tarafı maddi hayata olan saplantıdır. Bir sabit ve bir toprak burcu olarakdurgunlaşabilir ve inatlaşabilirler ve dünyanın tüm burçları gelip ona hareket etmeleri gerektiğini söyleseler bile bunu kesinlikle reddederler. Saplantı fikirler ya da düşünce şeklinde de olabilir. Kolaylıkla yanlış yola sapmamaları için gözleri bağlanmış bir boğa veya inek gibi davranmaya başlayabilirler. Bir Boğa olan Karl Marx kendi felsefeleri konusunda saplantılıydı. Dinlerin kitlelerin afyonu iddia etmişti. Pek çok konuda haklıydı ama sonunda diğer dinler üzerinde uyuşturucu etkisi oluşturan yeni bir din yarattı komünizm. Yarattığı şey ekonomiye ve maliyeye dayalı bir dindi.

Bir başka ünlü Boğa da Freud’dur. Her ne kadar insanlığa ilk tutarlı psikoloji sistemini kazandırmış olsa da tüm sorunlarımızın cinsellikten geldiğine dair bir takıntıya sahipti. Bu şaşırtıcı bir şey değil. Boğa her şeyden önce çok tensel bir burçtur ve zıt burcu Akrep cinselliği yönetir. Freud’un gırtlak kanserine yakalanmış olması ilginçtir. Çoğu zaman bedenimizdeki bir organı aşırı kullandığımız zaman hastalanırız. Gırtlak Boğa tarafından yönetilir ve kanser de sonuçta kontrol edilemeyen hücrelerin çoğalmasıdır. Freud’un Boğa mizacı sonucunda gırtlağı aşırı aktif hale geldi ve onu öldürdü.

Gücün karanlık tarafı: İkizler
İkizler’i yöneten gezegen Tanrıların habercisi Merkür’dür. Tanrısal mesajcı olarak hem Olympus’a (Cennet) hem de Altdünya’ya (Cehennem) giriş iznine sahip tek tanrıdır. Hem safhem de kutsal şeylere saygı duymayanlar tarafından aynı derecede sevilirdi. Altdünya’nın onu kabul etmesinin nedeni onun hırsızların ve yalancıların tanrısı olmasıydı. İkizler hırsızlık ve yalanı yönetirken zıt burcu olan Yay gerçeği yönetir. Neden İkizler yalanları ve hırsızlığı yönetir? İkizler burcundaki pek çok kişi bu haberi duyunca üzülmüştür. Bunun nedeni onların tacir olmalarıdır ve tüm tacirler kar sağlamak için zam yapmak zorundadır. Zammın yüksek olması onları fiyatlar hakkında yalan söylemeye iter daha sonra da geri adım atamazlar. İkizler çok geveze olabilir iyi bir dinleyici oldukları da söylenemez. Eğer İkizler’e bir noktayı ispat etmek istiyorsanız kısa ve öz olun. Dikkatleri kısa sürede dağılır.İkizler’in farkında olması gereken bir başka şey de fazla merakın başlarını derde sokacağıdır. Araştırmacı akılları onları bilinmeyen bölgelere götürebilir ya da daha doğrusu manik depresif bir hale sokabilir ruh hallerinin ve enerjilerinin içinde sert iniş ve çıkışlar yaşayabilirler.

Gücün Karanlık Tarafı: Yengeç
Yengeç’in karanlık tarafı elbette ki şefkat ve besleme yetenekleriyle alakalıdır. Ben bunu Yahudi Anne sendromu olarak adlandırıyorum. Bu durum siz birini korumaya iyileştirmeye ve beslemeye çalışırken ona bağlanmanızla oluşur. Bunu aşırı korumacılık ve suçluluk duygusunun karışımının yarattığı bağımlılık olarak tarif edebiliriz. Bu karanlık tarafa bir örnek şöyle olabilirdiyelim bir hemşire hastasına aşık olur ve onun iyileşip hastaneden taburcu olmasını istemezçünkü taburcu olursa onu terk edecektir. Yengeç karşıdan karşıya geçmek istemeyen yaşlı hanımları sırf kendini iyi hissetmek için bunu yapmaya zorlamaması gerektiğini öğrenmek zorundadır.

Yengeç’te var olan başka bir şey pasif saldırganlıktır. Tıpkı başkalarının kabuğunda yaşayan Yengeç gibi yan yan yürümeye eğilimlidirler. Neye ihtiyaçları olduğunu bize anlatmak yerinene istediklerini bize hissettirirler. Hepimiz onlar kadar ruhsal olamayız bu yüzden de ne istediklerini telepatik olarak talep etme gibi umutu-suz bir görevle baş başa bırakılırız. Ve eğer tahmin edemezsek kabuklarına çekilirler ve kendimizi kötü hissetmemize neden olurlar.

Gücün karanlık tarafı: Aslan
Risklerden bahsederken şimdi yapacağım şey büyük bir risktir. Aslanın gözünde çok büyük bir ihanet olarak görünecek olan Aslan’ın benzer bir karanlık tarafı olduğunu yazacağım. Ama Aslan’ın gazabından kurtulmak için elimden geleni yapacağım ve inşallah kitabın bu bölümünden sağ çıkacağım. Evet şimdiden Aslanlar için ilk önemli zorluğu görmüş oldunuz: eleştiri almak. Alice Harikalar Diyarı’ndaki Kalplerin Kraliçesi’ni hatırlayın. Tipik bir Aslan’dıher kim onun arzularını yerine getirmemeye cüret ederse şu sözünü duyuyordunuz: ‘Uçurun kellesini!’

Aslanlar aşırı verici olma ama zor alma eğilimindedir. Beni yanlış anlamayın dikkat çekmeye bayılırlar ama kişisel konularda neye ihtiyaçları olduğunu göstermek onlar için çok zordur. Size borçlandıklarını düşünmeden sizden yardım almak onlar için kolay değildir. ‘Baba 1’ filminin ilk sahnesi bunu çok iyi ifade ediyor. Bir adam Baba’ya gelir ve yardım ister. Baba onun arzusunu yerine getirecektir ama bunun bir fiyatı vardır. İleride bir gün Don ondan karşılığını ödemesini isteyecektir. Ne olacağını ya da ne zamn isteneceğini bilemezsiniz. İşte işin bit yeniği buradadır. Bu tıpkı kraldan toprak alan bir lordungün gelip kral tarafından çağırılacağını ve istese de istemese de kral için savaşmasının talep edileceğini bilmesi gibidir. Aslan verir ama şartları vardır. Şartı sadakattir. İşte bu yüzden bir şeyleri alırken rahat hissetmez. Kendilerinin başkalarına yaptığını sizin de ona yapacağınızdan korkarlar. Sizden bir şeyler alarak kendi üzerilerinde
güç ve kontrol sahibi olmanızdan korkarlar. Bununla başa çıkmanın tek yolu onlara koşulsuz olarak vermektirböylece davranışlarınızdan şüphe duymayacaklardır.

Aslanlar çok çocukça davranabilirler ben merkezcil ve aşırı kontrolcülerdir. Çok öfkeli bir anında beni arayıp artık onu aramamı söyleyen bir Aslan tanıyorum. Şok geçirmiştim. Onu aramamıştım bile ama o en son sözü söyleyenen son emri veren kişi olmalıydı.

Aslan’ın sevgiyi yönettiği doğrudur ama bazen kendileriyle birlikte olan kişiye değil de aşka aşık olma eğilimi gösterirler. Aşkla o kadar sarhoş olurlar ki onun verdiği duyguyla eşlerini unutuverirler. Eğer o eşlerden biri isenizvar olduğunuzu onlara hatırlatmanız gerekecektir.

Diğer bir karanlık gölge de Napolyon Sendromu’dur. Bu Aslan insanlar kendilerini fizikselruhsal zihinsel ya da duygusal olarak küçük olarak algıladığında sinirlenir ve aşırı saldırgan bir tavır takınarak bunu telafi etmeye ve etrafındakileri defetmeye ya da kontrolü altına almaya çalışır. Napolyon bunu yapmayı denedi ve bir dereceye kadar başarılı oldu ta ki dünya ondan usanana ve onu küçük bir araya hapsedene kadar. Bunu engellemek için Aslanlar’ın biraz desteğe ve geri bildirime ihtiyaçları vardır.

Gücün Karanlık Tarafı: Başak

‘Tırtıl kadife çiçeklerini ölçen tırtıl bana öyle geliyor ki durmalı ve görmelisin onların ne kadar güzel olduklarını’

-Susam Sokağı

Başaklar da tırtıllar gibi olabilirler. Sınıflandırma analiz etme ve ayırt etmeyle o kadar meşgullerdir ki çiçekleri ve hayatın onlara sunduklarını yaşamayı unuturlar. Bizler de haritamızda Başak’ın olduğu yerde aynı şeyi yapma eğilimindeyiz. İlişki evinde Başak olan bir adamın haritasını çıkarmıştım. Yorumlar sürekli onun ilişkileri üzerineydi. Sevgilisi hakkında her şeyi bilmek istediğini söyledi. Sonunda artık sabırsızlandığımda ona ‘sevgilini sınıflandırmak ve eleştirmekle o kadar meşgulsun ki onun keyfine varamıyorsun’ dedim. O sanki kelebeklere bayılan ve onlara sürekli bakabilmek için onları avlayan ve tahtalara iğneleyen birine benziyordu. Bazen bir deneyimi sınıflandırmak ona teslim olup ortasına atlayıvermekten daha kolaydır. Bize bir kontrol duygusu verir. Tırtıl Sendromu Başaklar’ın hayatlarının küçük bir bölümüne odaklanmalarına ve onunla takıntılı hale gelmelerine sebep olur. Bu yüzden bazen hayatın çok küçük bir parçası hakkında bilinmesi gereken her şeyi bilirler ama sonunda hiç bir şey bilmediklerini anlarlar. En küçük parçayı bulana kadar keser dururlar ama en küçük parçaya geldiklerinde ne aramakta olduklarını çoktan unutmuşlardır. Başak bir mükemmelliyetçi de olabilir. Bu onların hayata zum yapma ihtiyacından kaynaklanır. Eğer herhangi bir şeye zum yaparsanız elbette bir kusur bulursunuz. Başak’ın öğrenmesi gereken şey kusurların genel kusursuzluğun bir parçası olabileceğidir.

Eleştiri de Başak için önemli bir nokta olabilir. Moralinizi bozmayı seven kaba insanlar değillerdir. Kendilerini diğerlerine yaptıklarından yüz kat daha fazla eleştirirler. Bir Başak’a ne kadar yakınsanız o kadar çok eleştiriye maruz kalırsınız. Neden? Sizin mükemmel olmanızı isterler. Ama katılıyorum ‘As good as It Gets’ filmindeki karakter gibi düzen ve alışıldık şeylere ihtiyaçları onları takıntılı ve zorlayıcı yapabilir. Örneğin iki haftada bir Spiritalk adlı bir elektronik gazete gönderirim. Ben bir Başak değilim ve bu nedenle de imla hataları vs. konusunda çok dikkatli davranmam. Benim için mesajın kendisi şeklinden önemlidir. Bir gece geç saatte Spiritalk’ı yolladığımda bir kaç imla hatası yaptım çünkü giriş bölümünde yazım ve dilbilgisi kontrolü yapmayı unuttum. Bunun korkunç bir şey olduğuna katılıyorum. Yazma ve imla konusunda ne kadar kötü olduğum hakkında hiç bir fikriniz yok. (eminim içinizdeki başak şimdiden bu kitaptaki bazı imla hatalarını bulmuştur. Özür dilerim. *** Evet yükseleni Başak olan bu okurunuz çevirmenin yaptığı bütün hataları buldu ve düzeltemediği için sinir oldu ) Metni yolladığımın ertesi sabahı ‘lütfen’ kelimesini yanlış yazdığımı söyleyen endişeli bir hanımdan bir telefon aldım. Üzgün olduğumu söyledim ama o benden bunu düzeltmemi istedi. Ona e-mail’i yolladığım için artık bunun imkansız olduğunu anlattım. Tepkisini aynen yazıyorum: ‘Aman Tanrım!’ Onun şokundan şoke olmuştum. Ona Başak olup olmadığını sordum. ‘Evet’ dedi ve telefonu kapadı.

Başak enerjisinin çılgına döndüğü bir başka örneğe de Amerikan tarihinin başında rastlarız. Onlara Püritenler denirdi. Aslında onlar çok çalışkan ve hizmet etme konusunda çok donanımlıydılar ama hayır deme konusunu çok ciddiye almışlardı. Ve sonunda çok katılaşıpdindarlık taslamaya ve 17. yüzyıldaki Salem cadı avı gibi şeyler yapmaya başladılar.

Gücün Karanlık Tarafı: Terazi
Teraziler kararsızlık ve çabuk karar değiştirme konusunda kötü bir üne sahiptir . Doğru ya da yanlış. Çok Terazi gibi mi göründüm şimdi? Karar verememelerinin nedeni her seçeneğin iyi ve kötü taraflarını görebilmeleridir. Her şeyi tartarlar. Bu onların işidir ve bu yüzden Terazi burcudurlar. Avukatların da yaptığı budur. Bazen müşterilerinin suçlu olduğunu bilirler ama onu savunmak için ellerinden geleni yapmaları gerekir. Genç seksi ve inanılmaz akıllı bir avukat tanıyorum. Hırsızlık yaparken yakalanan müvekkilinin bir obez olduğunu ve suçu işlediği sırada son derece mutsuz olduğunu söyleyerek müvekkilini kurtarmıştı. Kadının hırsızlık yaptığına şüphe yoktu ama avukat onun bunu yapma nedenini dengeleyen bir uç nokta bulmayı başarmıştı.

Teraziler çok konuşma eğilimindedir. İletişimin öncüleri oldukları için bu anlaşılabilir bir durumdur sessizken kendilerini rahat hissetmezler. Ayrıca aşırı uçlar arasında gidip gelme eğilimine de sahiptirler ve bu hayatınızın Terazi’de bulunan alanında sorunlar yaşamanıza neden olabilir. Bir denge noktası bulmaya çalışırlar ama her zaman aşırı bir uca doğru gitme ve daha sonra da bunu dengeleyebilmek için karşıt aşırı uca yönelme eğilimindedirler. Bu hayatlarının tüm yönlerini etkileyebilir.

Terazi’nin başa çıkması gereken bir başka konu da bağımlılıktır. Bağımlılığa karşı yatkınlıkları vardır. Kendi ilgi alanlarını eşlerininki ile dengeleme konusunda zorlanırlar ve diğerini memnun etmek için kendilerininkinden fedakarlık ederler.

Üstesinden gelmeleri gereken son şey de bizim ‘Duvardaki Ayna Kompleksi’ dediğimiz durumdur. Grimm kardeşlerin masalı Pamuk Prenses bir Terazi’dir. Bunu nereden biliyorum? Söyleyin kaç cücesi vardı? Yedi bildiniz. Üvey annesi de bir Terazi idi. Bunu nereden biliyorum? Başka kim bütün gün bir aynanın karşısında durur ve ‘Ayna ayna güzel ayna en güzel kim söyle bana’ diye sorar ki? Üvey anne krallığındaki en güzel kadın olmak için bir sürü zalimlikler yaparak kendini alçaltmıştır. Çok iyi bilinen bir Terazi sorunu yüzünden acı çekmiştirkarşılaştırma. Pek çok Terazi bu kompleksin tuzağına düşer. Kendilerini sürekli karşılaştırırlar ve bu onlara büyük acı verir. ‘Onun ne düşündüğünü düşündüğümü düşünüyor’ ya da ‘Ne hissettiğimi hissediyor?’ vs. Bir aynadan ve bir aynadan ve bir aynadan yansıyan bir aynanın görüntüsü gibi sonsuz çerçeveler kurgusu içine hapsolabilirler. Bu kurguları sürdürmek için zihinsel bir yeteneğe sahiptirler. Ama biz değiliz..

Gücün Karanlık Tarafı: Akrep
Bazı insanlar Akrep’in karanlık tarafının olmadığını düşünür çünkü o tamamen karanlıktır. Elbette ki bu onların yansıtmasıdır. Akrep’in başa çıkması gereken konular genellikle içseldir. Onlar çok derin insanlardır. bu yüzden de demir parmaklıklar ardına kilitlenmiş garip bilinçaltıyla birlikte pek çok zindana sahiptir. Pek çoğu bir dalgıç hastalığı olarak bilinen derin deniz dalgıçlarının yönlerini şaşırma ve neresi suyun yüzeyi neresi dibi bilememe durumundan muzdariptirler. Suyun daha açık mavi tarafı yüzeye daha yakındır. Su koyulaştıkça daha derine gidiyorsunuz demektir. Ama gerçekten çok derine daldığınızda gün ışığı size ulaşamaz ve etrafınızda sadece koyu bir mavi olur. Dalgıçlar yukarı doğru yüzdüklerini düşünebilirler ama gerçekte tam terse gidiyor olabilirler. Maalesef pek çok dalgıç bu şekilde ölmektedir. Akrep derin denizleri yönettiğinden aynı hastalığı çekebilirler. Ruhlarının bilinçaltının öylesine derinine dalarlar ki güneş ışığını kaybeder ve zengin iç dünyalarında kaybolabilirler. Bu depresyonahayalden uyanmaya ve kronik acıya neden olabilir. Bu durum paranoyak olmalarına neden olabilir. Herkesin orada onu elde etmek için bulunduğunu düşünürler. Böyle durumlarda onlara bir Beatles şarkısı olan Dear Prudence’ı söylemeyi yararlı bulurum:

‘Oyunun dışına çıkmayacak mısın Güneş yukarıda gökyüzü mavi çok güzel ve sen de çok güzelsin!’

Her şeyin iyi olduğunu hatırlatılmasına ihtiyaç duyarlar. Akrepler çok sahiplenici ve kıskanç olma konusunda namlıdır. Bir kişiye ya da projeye karşı bir şeyler hissettikleri anda son derece sahiplenici olurlar. Onları bırakmaları zor olur (nihayetinde sabit burçtur).

Üzerinde çalışmaları gereken bir başka şey de sebebi olmaksızın sokma eğilimidir. Birdenbirehiç uyarı yapmadan sokabilirler. Sizi ısırır ve zehirlerler. Bunun nedeni çok keskin bir akla sahip bir su burcu olmalarıdır; bu yüzden çok psişiktirler. Sizin bam telinizi bilirler. İdrakında olmasalar bile hissederler ve sonra da en uğursuz anda en çok acıtacak yerden sokarak bam telinizi bildiklerini hatırlatırlar. Yogi ve Akrep’in hikayesi bunu size daha iyi anlatacaktır:

Bir yogi İndus Nehri’ nin kıyısına oturur ve meditasyon yapar. Bir akrep oradan geçerken suya düşer. Yogi umutsuz yaratığın tehlikede olduğunu hisseder ve onu çıplak eliyle sudan çıkarır. Kurtarıcısına hiç de minnettar olmayan akrep yogiyi sokar. Oradan geçen bir kadın aklı karışmış akrebin sürekli suya düştüğünü ve yoginin de her defasında onu kurtardığını görür. Yogiye gidip akrebi neden her seferinde kurtardığını sorar ne de olsa akrep ona hiç minnettarlık duymuyordur. Kendisi yücelmiş bir Akrep olan yogi şöyle yanıt verir: ‘Akrep sokar çünkü bu onun doğasında vardırben onu kurtarırım çünkü zorda olana yardım etmek de benim doğamda var.’

Dolayısıyla gelecek sefer sokuşu hissettiğinizde yogi gibi olun ve onları affedin; nihayetinde bu onların doğasında var.

Gücün karanlık tarafı: Yay
Yayların nasıl bizim kahinlerimiz gerçekle bağlantımız öğretmenimiz ve vaizlerimiz olduğunu konuştuk. Bunları hepsi en iyi ve en güzel gerçeği bildiklerini sanıp da aslında bilmiyorlarsa ne olacak? Bu süreçte egoları gelişirse ne olur? İncil’de bu insanlara ‘Sahte Peygamberler’ denir. Ama bu ‘Sahte Peygamberler’ maalesef asla kendilerinin yanlış olduğunu düşünmezler. BuYay’ın çok bilinen bir sorunudur aşırı hareketli fazla nasihatli ve kendilerine adil olabilirler. Başka bir deyişle gerçeklerinin tek gerçek olduğunu ilan eden misyonerlerden ‘kutsal’ engizisyondan ya da baskıcı din öncülerinden bahsediyoruz. Aşırıya kaçtıkları zaman Yaylar kolaylıkla meşale taşıyıcılarından kendi inançlarına karşı olanları yakmak için kullandıkları çalı çırpı taşıyıcılarına dönerler.

Yay genişlemenin olduğu kadar aşırılığın da gezegeni olan Jüpiter tarafından yönetilir. Yunan mitolojisinde Jüpiter hiç bir cinsel organla (kadınlar tanrıçalar genç erkeklerhayvanlar vs.) asla tatmin olmayan cinsel şehveti ile ünlüdür. Eminim eğer elinde olsaydı bitkilerle de cinsel ilişkiye girerdi. Bu Jüpiter tarafından yönetilen Yay’da görülebilir. İşte bu nedenle onları uzun ilişkilere sokup evcilleştirmek zordur.

Oburluk da Yay için bir sorun olabilir. Bunun nedeni yine burcu yöneten Jüpiter’in yoğun enerjisidir.

Gücün Karanlık Tarafı: Oğlak
Oğlak mağara bodrum yeraltı tünellerini temsil ettiği için o ölçüde büyük bir gölgeye sahiptir. Bu gölgeyi biz zaten şeytan veya şeytan korkusuyla karşılaştırıyoruz. Oğlak tüm diğer burçların kolektif korkusuna sahiptir. Depolama burcudur ve sadece besini değil korkularımızı da depolar. Bireyler ve toplum olarak sahip olduğumuz tüm fobiler Oğlak’ın gölgesi olarak görülebilir. Yahudi fobisi (Yahudiler’den korkma) homofobi (homoseksüellik korkusu) toplumda var olan korku örneklerinden sadece bir kaçıdır. Tüm önyargı şekilleri (deri Oğlak’ın yönetimi altındadır) ve ırkçılık Oğlak’ın altına düşer. Oğlak insanları diğer burçlardan daha fazla ırkçı değildir ama Oğlak dediğimiz en tutucu ve gelenekçi arketip tüm bu korkuların kalıbıdır. Oğlak ayrıca bu korkulardan kurtulmamız için yardımcı enerjidir. Mizah Oğlak tarafından yönetilir. Bir grup insandan ya da bir ırktan gelen korkularımızla başa çıkmanın tek yolu korkularımıza gülebilmektir. Kahkahanın şeytanları uzaklaştırdığı ve kutsal suların aktığı yer olduğu söylenir.Örneğin; Martin Luther King hayatını ve ölümünü deri renginin gerisindekini görmemiz için adanmış bir Oğlak’tır.

Oğlaklar bir hedefe ulaştıkları zaman durgunlaşır ve rahat bir uyuşukluğa girerler. O noktadan sonra değişim ve yeniliklere güvenemezler. Onlar ‘hiç haberin olmaması iyi haberdir’ e inanırlar. Var olan durumlara kilitlenip kalabilirler özellikle de eğer var olan konum onlar için iyi ise. Ayrıca fırsatçı da olabilirler ve hedeflerine ulaşmak için başkalarının üzerine basıp geçebilirler. ‘Sonuç amacı haklı çıkarır’ sloganına inanma eğilimdedirler. Karamsarlık Oğlak için önemli bir nokta olabilir. Hayata biraz daha fazla güvenmeliler.

Gücün Karanlık Tarafı: Kova
Kova klanına yapılan en büyük şikayet kişiliksiz ve duygulardan bağımsız olmalarıdır. Pek çok durumda bu doğrudur. Bazen duygusal taraflarıyla bağlantıya geçmekte zorlanırlar. Bunun nedeni çok güçlü bir grup zihniyetine sahip olmalarıdır. Ev Sahibi sendromundan muzdariptirlerherkesin kendini rahat hissetmesini isterler. Bu nedenle de birinden diğerine gidip gelerek iyi olup olmadıklarını sürekli kontrol ederler. Ev sahipliğini yaptığı toplantının sonunda hiç kimseyle gerçekten iletişim kuramadıklarından hayal kırıklığı yaşarlar. Hiç bir zaman derin bir sohbet ya da samimi zamanlar yaşamamışlardır. Bir grup içindeyken herkesi mutlu etmeye çalışırlar ve bu da her bir kişiyle sınırlı zaman geçirmek demektir.

Kovalar hayatın dğişik bölümlerinden pek çok insan tanıdıklarından bir insan ve onun duygusal ihtiyaçları üzerine yatırım yapmak onlar için zordur. Bu olguyu günümüz modern hayatında çok görürüz.Tüzel kişilikler Kova tarafından yönetilir (bu nedenle son elli yıldır ekonomi ve dünya tüzel kişilikler tarafından ele geçirilmiştir) Örneğin telefon faturanızı fazla yazdıkları için telefon ettiğinizde gerçekten şikayet edecek kimseyi bulamazsınız. Konuşmanızın daha ilk dakikasında konuştuğunuz kişinin aslında makinedeki bir vida olduğunu fark edersiniz. Muhtemelen en düşük maaşı kazanıyorlardır ve hayatınızı kendisininkinden daha fazla zorlaştırmazsa onun hayatı çok daha zor olacaktır. Şirketler kişiliksiz oldukları ve bir yüze sahip olmadıkları için sayıca ve hacimce arttılar. Üçüncü dünya ülkelerinden getirdiği kölelere ayakkabılar yapmalarını emreden Nike şirketindeki acımasız kişinin kim olduğunu bana söyleyebilir misiniz? Onun bir ismi var mı? Hayır o bir tüzel kişiliktir. Yönetim kurulu ortaklar tüm bildiğim eğer Nike hisse senedi almışsanız bu kişinin siz olabileceğinizdir. Burası suçlanacak belli bir kralın olduğu Aslan Ülkesi değildir.

Kovalar’ın bir sorunu da devrimdir. Pek çok kere hiç nedeni olmadan isyan çıkarmışlardır. Devrimlerinde çok saldırgan olabilirler ve bir zorbanın yerine başka bir zorbayı oturttuklarını farketmezler. Buna en iyi örnek Fransız Devrimi’dir. Devrimde kralın kafası uçuruldu ama çok geçmeden yeni bir Aslan yönetime getirildi Napolyon. Kova reform olgusunu ve sonunda kendi vatandaşlarını galeyana getiren hızlı devrimler yerine yavaş yavaş gelen devrimleri öğrenmelidir. Bu benim ‘Kurutulmuş Su Taşıyıcısı’ olarak adlandırdığım şeyle sonuçlanır. 90’lı yılların başında bir kaç arkadaşımla birlikte İsrail’deki Nagev Çölü’ndeki abuk sabuk bir partiye gitmiştim. Dans edenlerin çoğu LSD’nin ve diğerleri de uyuşturucunun etkisi altındaydı. Herkes kendi yolculuğuna çıkmıştı. Derken Kova olan bir arkadaşımı gördüm onun yolculuğu (burada demek istediğim amfetaminlerin beyninde çalışma şekli) büyük bir şişe su alıp dans edenlerin arasında koşturmak v onlara su götürmekti. Bunu LSD’nin takviyesiyle saatlerce yaptı. Onun su isteyen ve su istemeyen tanıdığı ve tanımadığı insanlara su götürmesini izledim. Kuyu ile insanlar arasında koşuşturup dururken bir şey unutmuştu. Kendisi su içmemişti. Bu tüm Kovaların ve iyilik yapanların en büyük sorunudur. Kendilerini çok önemsiz hissettikleri için enerjilerini şarj etmeyi unuturlar. Bu pek çok Kova insanında sorunlara yol açar.

Kova’nın olduğu yer çok fazla verme buna karşın almayı unutma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu yerdir. Durunnefes alın ve deponuzu doldurun.

Gücün karanlık tarafı: Balık
Bağımlılık Balıklar’ın en çok acı çektikleri en önemli sorunlardan biridir. Balık tarafından yönetilen evde bu sorun sizin için de önemli bir problem olacaktır. California’nın güneyinde yüzen ve Meksika’ya geçmeye karar veren bir yunus düşünün. Yunus sıradaki kuyrukta beklemeyecektir onun pasaportu yoktur. Yani sınırları ve su sahaları kavramlarını tanımaz. Balıklar da öyledir. Duygusal kapasiteleri çok güçlü olduğu için eşlerinin enerjisinde kolaylıkla boğulabilirler ya da eşlerinin kendilerindeki enerjide boğulmalarına izin verirler. Balık’ın bağımlılığı sadece ilişkilerle sınırlı değildir diğer başka alışkanlık tipleri içinde geçerlidir. Buradaki anahtar kelime kaçıştır. Gerçeklerden kaçma eğilimindedirler ve kim onları bu yüzden suçlayabilir ki zira onlar gerçeğin aslında gerçek olmadığını gördüklerini hepimiz biliyoruz. Sorun onların bu kaçma eğilimlerinin kendilerini mahvetmenin ve sabote etmenin bir yolu olabileceğidir.

Balıklar’ın insanların olumsuz enerjilerini emerek onlara yardım etme eğilimleri de vardır. Bu çeşit bir iyileştirme Santeria gibi Yüksek Rahibe’nin hastalığını kendi üzerine aldığı Afro-Cuban bölgelerinde çok yaygındır. Kendisinin şifa gücü olmasından ve üzerine aldığı negatif enerjilerle ne yapacağını ve kendini nasıl deşarj edeceğini bildiğinden onun için bir sorun yoktur. Öte yandan Balıklar o olumsuzluklarla ne yapacaklarını bilmezler. Bu durumda Balıklar vampirlerin en yaygın kurbanlarıdır. Drakula’nın gerçekten yaşamış olduğunu bilmiyordunuz değil mi? Evetyaşadı. Enerjik vampirler her yerdedir insanların boynundan kan emmezler ama insanların enerjilerini kuruturlar özellikle de Balıklar’ın. (Eğer birinin yanındayken özellikle kendinizi yorgun ve bitkin hissediyorsanız o bir enerji vampiri olabilirtabi bunu bazı insanlar kasıtlı olmadan yaparlar.***) Kendinizi korumak için yapabileceğiniz birkaç şey vardır. Siyah giymeyin çünkü siyah kıyafetler enerji emerler. Eğer guruların ve ruhani insanların arasındaysanız sorun yok. Değilseniz başkalarının tüm olumsuz enerjilerini üstünüze alabilirsiniz. Tuzlu su ile uzun süreli banyolar yapın. Evinizi ve ofisinizi haftada bir adaçayı yakarak temizleyin. Bir ametist taşı takın (küpe ya da kolye). Bu olumsuz enerjiyi emer ve pozitif enerji yayar.

Kaynak : Gahl Sasson’un Işığın 12 Krallığı adlı kitabından….

İlgili Konular ;
Bütün Burçların Genel Özellikleri
Aşık Burçların Karakterleri
Burçlar Nelere Kafayı Takar
Fazla kilolarınızdan ‘burcunuza göre’ beslenerek kurtulun!
İsme göre fal