Aşırı fedakarız diğer yandan da çok güçlüymüşüz gibiyiz. Aslında biz boyun eğmemek için bir rolden diğer role gidip geliyoruz.

Hayatınmızdaki kişi, kendi bencil ihityaçları için bizi sürekli boyun eğmeye ve ona hizmet etmeye zorlar. Öyle bir system kurmuştur ki, istediği olmadığında adeta 3 yaşındaki çocuk gibi küser, darılır, eleştirir, azarlar , yok sayar, surat asar..

Ne zaman ilişkide “ ben de varım, beinim de beklentilerim var, “hayır” dersen bir şeyler bozulmaya başlar. Karşıdaki senin zayıf yönünü active edecek hareketler yapar.

•Iletişimi azaltır

•Ilgiyi azaltır-keser

•Seni yok sayar

•Olmadık şeyleri sorn eder,tartışma çıkarır.

•Surat asar

•Azarlar belki de şiddet..

•Yalnızlaştırır.

Ve sen bu tepkileri iyi bilirsin. Çünkü çocukken de bunlarla tehdit edildin ya da cezalandırıldın.

Bu soğuk savaş teknikleri ile seni eski bir şey istemeyen boyun eğen moda tekrar getirmeye çalışır.

Sanki onun bu ihtiyaçlarını sen gidermek zorndaymışsın gibi. Ve galiba sen de zamanla buna inanıyor ve “ben gidermek zorundayım diyorsun”..

Işte taa çocukluktan başlayan bu süreç,ilerleyen dönemlerde bencil ve otoriter birini hayatına alarak mirası devralır.

Çekirdeğe indiğimizde, boyun eğici olarak büyütülüş bir kırılgan ve kararsız çocuk vardır. Sürekli beklentileri karşılamak zorunda olan,anne-babası mutsuz olduğunda Kendini suçlayan bir çocuk.. Diğeryandan otoriter ve her şeyi bildiğini zanneden bir anne-baba, ya da depresif anne- dikdatör baba profili. Ailede anne veya babanın beklentileri ve istekleri esas olp, dediği olmadığında fiziksel ve sözel terör ya da psikiolojik terör eser. Çocuk ise bu duruma neden olmaka ve baş edemeyeceği için sürekli denileni yapmak zorundadır.

Anne ,istediği olmadığında tansiyonu ve şekeri çıkar. Ayağını sehpaya vursa çocuğu suçlar. Baba, her dediği yapılsın ister. Anne-baba arasındaki sorunlarda çocuk, bazen Kendini suçlar. Araya girer. Anne- siz olmasaydınız bu adama 1 dakika bile katlanmazdım diyerek, çocukların bu üzüntüsüne neden olduğunu, dolaylı olarak onlara aşılar. Bunun verdiği suçluluk ile çocuk her şeyi yapmak zorunda hisseder…

Ilerleyen dönemlerde ise boyun eğici geçmiş olan bireyin otoriteler ile sorunu olur hep. Müdürle, amirle, iktidarla , yöneticiyle…

Kişi büyüdükçe ailesine sürekli kronik öfke yaşar. Onlarla sürekli geçmişi tartışır. Onlara söz hakkı nerdeyse hiç vermez. Adeta “ onlardan kaçar”. Beni artık kullanmayın” dercesine..

Sürekl ibir boyundurluk altına grime kaygısı ve buna bağlı olark genel bir öfke ve gerginlik yapısı.

Ilişkilerinde ise ebeveynine benzeeyen kişiyi seçer. Bencil, otoriter,istediği olmadığında geri çekilen ve memnuniyetsiz tipleri bulur. Aslında kaçtığı bir insan modelini hayatına alır. Yani boyun eğici olacağı kişiyi bulur. Neden? Çünkü bu rolü çok iyi yapar. Profesyonel bir fedakar ve boyun eğici ve memnun edicidir. Başka birini seçemez. Ya da elektirk alamaz. Çünkü o rol dışında bilmedşiği için kaygıllanır korkar. Bildiği rolü sürdürecek kişiyi seçer. O kişiyi seçerek hem Kendini güvende hisseder hem de bildiği işi yapar.

Ama bir süre sonra ailesine olan öfkeyi ona yüklemeye başlar. Sanki anne-babasına yansıtır gibi. Oysa o , hep öyledir. Alan tanıdığın için de daha rahat hareket ediyordur..

Peki ne yapılabilir ?

Boyun eğici kişi,kazarlı şekilde haklarını ve taleplerini karşıdakine bildiğindiğinde ve Kendini ortaya koyduğunda 3 olası durum ortaya çıkabilir.

Ilişki yeniden kazan-kazan şeklinde dizayn edilir.

Birsüre kısa kopuş veya mesafe olur. Sonra zamanla karşıdaki, boyun eğici/fedakar kişiyle uzlaşmaya çalışır.

Diğer kişi, boyun eğicinin bu taleplerini Kabul etmez. Ilişkiyi dizan etmez ve ilişki biter.

İlişkiden memnu olmayan , ilişkiyi dizayn etmeye çalışan bu sonuçları göze almalıdır. Lakin,zaten bugüne kadar olumsuz sonucu göze alamadığı için durum değişmemiştir. Diğer kişi de bu taleplerin kararlı olmadığı içni ciddiye almamış olabilir.

İlişkinin yeniden dizaynı için sabırlı ve kararlı olmalısınız. Öfke sizin en sık tuzağınızdır. Ayrıcasürekli az once bahsettiğim souk savaş saldırılarına maruz kalabilirsiniz.

Şunu inanmalısınız. Siz bir savaş vermiyorsunuz. Sadece “ değerli olmak, var olmak ve karşılıklı bir tatmin olsun istiyorsunuz.” Yani çok haklı ve insane bir talep bu. Bu dizayn; en çok bu ilişkiden srekli faydalananın işine gelmez. Direnç olabilir ama kaybetmek istemiyorsa size, ortak noktada buluşmak zorundadır.

Yol haritası:

Cezalardan korkmayın. Birinin memnun etmediğiniz için size terk etmekle tehdit ediyorsa, zaten memnun ettiğiniz için sizinledir.

Kararlı ve sürekli bir tavırla haklarınızı ona söyleyin. Beklentilerinizde net ama sakin olun.

Çocukluğunuzdan gelen bir yönünüzü kendinize sık sık hatılatın .

Dışlanma ve duygusal yoksunluk tehditiyle yüzleşin. Bununla baş etmeye çalışın.

Emeğinizin daha fazlasına layık olduğunu düşünün.

Girişimlerinize rağmen yok saymaya devam ediyorsa, kendinizi geri çekin.

Saderce ilişkinizde değil, sosyal çevre ve ailenizde de size sürekli fedakarlık yapaya, sorun çözmeye zorlayanlara “hayır “deyin. Gerekirse açık ve net olarak “ kullanılma” kelimesini gündeme getirin.

Kendinizi suçlamaktan ve onlara öfke duymaktan vazgeçin. Bugüne kadar yaptıklarını bilerek yapmadınız. Korkularınız ve kaygılarınız sizi yönetti.

aşırı fedakar yapımızı, görev dağılımı ile azaltmalı kendimiz için birley yapmaya başlamalıyız.

Kendimiz içni birşeyler yaparken suçlu hissetmemeli. Hissettiğimizde de nedeninin boyun eğici yapıdan olduğunu kendimize telkin etmeliyiz.

Bize çocukluğmuzda öğretiklen fedakarlığın, birilerinin istekleri üzerinbe kurulduğunu, bunun bir yaşam tarzı olmadığını sık sık düşünmeliyiz.

SERHAT YABANCI

Aile Evlilik Terapisti

Psikoterapist