Linda Blair’in yazdığı “doğum Sırası” isimli kitabına göre, sevgilinizin kaçıncı çocuk olduğu ilişkinizdeki karakterini belirliyor
Ailenin kaçıncı çocuğu olduğunuzun hayatınız için ne kadar önemli olduğunu düşündünüz mü hiç? Düşünmeyenleri biraz düşündürtelim o zaman. Klinik psikologu Linda Blair’in yazdığı ‘Birth Order’ (doğum Sırası) isimli kitap, bu sıranın sadece karakteri değil aynı zamanda kariyeri ve hatta ilişkileri bile etkilediğini savunuyor.
Henüz flört etmeye başladığınız biriyle buluştuğunuzda ortaya çıkan o fotoğrafı hayal etsenize bir kere. Karşı taraf hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz ama aranızdaki muhteşem çekimden dolayı ayaklarınız yerden kesiliyor, midenizde kelebekler uçuşuyor. (Vay halinize!) Her şey iyi giderse, tekrar buluşmayı neden istemeyesiniz ki? (İstersiniz, istersiniz…)
Aylar geçtikçe onun düzenli, hırslı, kendine güvenen, kıskanç veya duygusal olup olmadığını öğreneceksiniz, kuşkusuz. Tamam filmi hızlandırıyoruz o zaman ve karşı tarafı daha çabuk tanıyabilmeniz için sizi Blair’in kitabına yönlendiriyoruz.
Burcunun ne olduğundan veya iyi sevişip sevişmediğinden önce (!) ailenin kaçıncı çocuğu olduğunu sorun. İlk doğan çocuk mu yoksa sonuncu mu? İkinci veya üçüncü sırada da olabilir. Ya da tek çocuk! (Olabilir, korkmasanıza yahu!)
Linda Blair, her sıranın kendine özgü bir karakteri olduğunu söylüyor. Sadece sevdiğiniz adam için değil, sizin için de geçerli yani bu. Uzun lafın kısası; ailenizde kaçıncı çocuk olduğunuz, ilişkinizdeki uyum ya da uyumsuzluğu ortaya çıkarma konusunda en belirleyici faktör. Buyurun buradan yakın!..
Partnerinizi iyi seçmek için:
İlk çocuk – son çocuk ilişkisi:
Klişeler çoğu zaman doğrudur; zıt kutuplar birbirini çeker. Tıpkı ilk ve son doğan çocukların birlikteliğinde olduğu gibi. Psikoloğa göre bunun bir nedeni ailenin en büyük çocuğunun duyarlı, düşünceli ve sorumluluk sahibi olması. Ailenin en küçüğüyse diğerlerine göre çok daha bağımsız ve sorumluluklardan kaçan biri olarak tanımlanıyor. Bu farklılık, çiftlerin birbirlerini tamamlaması bakımından önemli. İlk doğan, onu gerçekten çok sevebilecek birine ihtiyaç duyarken son doğansa kendisine bakabilecek birini arar. Ailenin en küçüğü genellikle kardeşlerine göre daha canlı ve eğlencelidir. İlişkisinde de renkli taraf olması kaçınılmazdır.
Ancak bu ilişkinin en riskli tarafı kesinlikle son doğan çocuğun isyankarlığı. Bu asi çocuk, kuralları yıkmak için elinden geleni yaparken ilişkiye de zarar verebilir. Son doğanlar, inandıkları şeylere tutkuyla bağlı olduklarından ilk doğanın üstlendiği sorumlulukları görmezden gelebilir ya da her şeyi bozabilir.
Her iki taraf da ilk doğansa:
En zorlu ilişki tiplerinden biri kesinlikle bu. Eğer her iki taraf da rekabet içinde olursa, çatışma, tartışma, kavga gürültü asla eksik olmayacaktır. Bu ikili, birbirlerinin isteklerine saygı gösterdikleri müddetçe uyum içinde çalışabilir. Ama mutlaka bir tarafın kararları baskın geleceğinden diğeri mutsuz olmaya meyilli olacaktır.
İlk doğan ve tek çocuk ilişkisi:
Kolay anlaşmaları pek mümkün görünmüyor. İlişkinin sağlıklı olabilmesi için ilk doğanın, tek çocuğun ihtiyaçlarına cevap verebilmesi, duygularını anlayabilmesi gerekiyor.
Ortanca çocuk ve ilk doğan ilişkisi:
Ortada doğanlar, ilk doğanlar için iyi birer partner olabilir. Aslına bakarsanız evin ortanca çocuğu, herhangi bir doğum sırasındaki partnerle anlaşabilir. Çünkü o dengedir. Ortada ve ılıman olmayı iyi bilir. Kavgalara çözüm arayan bu tip, anlaşması ve anlaşılması kolay biridir.
Ortanca çocuk ve son doğan ilişkisi:
Bir başka iyi geçinen çift daha! Ortanca çocuk, uysal ve uzlaşmacı bir tavır içinde olduğu için her iki taraf da fazla tartışmaya girmeden kolay bir ilişki yaşayacaktır. Birbirleriyle rekabet etmek yerine ‘Biz’ olarak hareket etmeyi tercih ederler.
Her iki taraf da ortanca çocuksa:
Uyum artı bir uyum daha eşittir mutluluk! Karakter olarak farklı da olsalar, her iki taraf da birbirlerinin isteklerine öncelik tanıyacaktır. Sorumluluk sahibi olmaları ve çözümcü yapıları, ilişkilerinin tehlikeye girmesini önler.
Ortanca ve tek çocuk ilişkisi:
Tek çocuk, her şeyi üzerine almak isteyecektir. Kooperatifçi ortanca da buna izin verir. Tek çocukla birlikte olan ortanca, kimi zaman kendisini gölgede kalmış gibi hissedebilir. Hatta bu yüzden ortancanın ruh sağlığı bile bozulabilir. Bu tür bir ilişkide her iki tarafın da yapması gereken karşılıklı konuşmak, planları, hayalleri hakkında ortak bir karar almaktır.
İki taraf da son doğansa:
Her iki taraf da mantıklı planlar yapma konusunda zayıf olsa bile, birlikte yol alırlarsa her şeyi organize edebilirler. Ancak hayat bu çift için biraz kaotik geçecek gibi görünüyor.
Son doğan ve tek çocuk ilişkisi:
Genellikle mantıklı ve vicdanlı davranan tek çocuk, kendisine göre daha plansız davranan partnerinin sorumluğunu da üzerine alır. Son doğan çocuksa bu ilişkide yaratıcı ve maceraperest rolünü üstlenir.
İki taraf da tek çocuksa:
Tek çocuk için en zor ilişki, bir başka tek çocukla olmaktır. Birbirlerini yanlış anlama olasılıkları bir hayli fazla. Her ikisi de lider olmak ve ilişkiyi kendi eline almak ister. Karşı tarafın kararlarını kabul etmekte de oldukça zorlanırlar. Bu ilişkide huzursuz olmak içten bile değildir.
Kadınlar Kulübü Son Yorumlar