Astımın, dünyada yaklaşık 300 milyon insanı etkilediği tahmin ediliyor. Ülkemizde de ortalama her 100 erişkinden yaklaşık 7’sinde, her 100 çocuktan ise 15’inde astım görülüyor.

Çalışmalara göre, çocukluk çağındaki astımın yüzde 90’ı alerjik kökenli. Alerjik astım genetik bir hastalık.

Anne veya babada ya da her ikisinde birden alerjik astımın bulunması, hastalığın büyük oranda çocukta da çıkması anlamına geliyor.

Genetik yatkınlığın yanı sıra maruz kalınan ev tozu akarı, küf mantarları veya kedi, köpek döküntüleri gibi ev içi alerjenler de hastalığın tetiklenmesinde önemli rol oynuyor.

Tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjik astımdan korunmanın birinci yolu da alerjen maddelerden uzak durmaktan geçiyor.

Özetle; ev başta olmak üzere alınacak çevresel önlemlerle hastalık belirtilerinin yatıştırılması ve atakların önlenmesi büyük oranda sağlanabiliyor.

Bu nedenle tıbbi tedavinin yanı sıra, aşırı duyarlılığa yol açan astım tetikleyicilerinden korunmak, hastalığın kontrol altına alınmasında son derece önemli bir adım.

Alerjik astıma yol açan en önemli alerjenlerden biri de ev tozu akarları. Ev tozunda yaşayan ve gözle görülemeyen bu küçük böceklerin dışkıları alerjen niteliğinde.

Ev akarlarının dışkı parçacıkları daha çok yatak, yorgan, yastık, halı, kumaş kaplı mobilyalar ve tüylü oyuncaklarda bulunuyor.

alerji_ev_temizligi

Evi sık sık havalandırmak, kumaş eşya yerine deri veya ahşap olanları kullanmak, özellikle yatak odasında halı bulundurmamak, tüylü ve içi dolu oyuncakları kaldırmak, yatak takımlarını en az haftada bir ve 60 derecenin üzerinde yıkamak, yatak, yorgan ve yastıkları özel kılıflarla kaplamak, ev tozu akarlarından korunmak için alınabilecek önlemler arasında.

Alerjik astımın tetiklenmesinde son derece önemli rol alan ev tozu akarlarından korunmanın en etkili yollarından biri ise haftada en az bir kez hipoalerjik özelliği olan güçlü bir elektrik süpürgesi ile evin temizlenmesi.

 

Kaynak: ntv.com.tr