Etiket: zayıflamak

  • Tutarlı Diyet, Türkiye’nin ve dünyanın yemek haritasını çıkarttı.

    Tutarlı Diyet, Türkiye’nin ve dünyanın yemek haritasını çıkarttı. | 1– Güneydoğu ve Doğu Anadolu yemekleri padişah sofralarına layık…
    – Karadeniz Bölgesinde obezite en düşük seviyede.
    – Akdeniz ve Ege, beslenme alışkanlıklarıyla Türkiye’ye örnek olmalı!
    – Dünya mutfaklarında hangi ülke ne yiyor, nerede hata yapıyor?..

    Beslenme uzmanı, diyetisyen ve yaşam koçu Gizem Tutar, sahibi olduğu Tutarlı Diyet’le birlikte Türkiye’nin beslenme haritasını çıkardı. Hangi bölgede ne gibi beslenme yanlışlarının yapıldığını saptayan Tutar, dünya mutfaklarını da mercek altına aldı…

    Sağlıklı beslenmeyle ilgili temel kurallara uymaya çalışan ancak yaşadıkları bölge ya da kültürün beslenme alışkanlıklarına ayak uydurmak zorunda kalanlar, bir türlü arzu ettikleri kiloya inemiyorlar. Bu konuda kapsamlı bir araştırma hazırlayan Gizem Tutar ve Tutarlı Diyet ekibi, hangi bölgede ne gibi beslenme yanlışları yapıldığını da belirledi. İşte bölge bölge, şehir şehir Türkiye’nin beslenme haritası ve bu bölgelere yönelik kilo yönetimi tüyoları…

    GÜNEYDOĞU ANADOLU, EN ŞİŞMAN BÖLGE!

    Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre; obezite oranının en yüksek olduğu bölge %61’le Güneydoğu Anadolu Bölgesi. İç Anadolu Bolgesi %55’le ikinci sırada. İş hayatının hızlı ve yaşam temposunun yüksek olduğu Marmara Bölgesi’nde ise bu oran %50. Deniz kenarında yaşayanlar kilosuna daha çok dikkat ediyor. Ege, Akdeniz ve Karadeniz Bölgeleri’ndeki şişmanlık oranının sadece %15 olması da bu durumun kanıtı…

    Beslenme Tarzı ve İklim, Şişmanlık Oranını Etkiliyor

    İklimi soğuk olan bölgelerde hem hava sıcaklıklığı ortalamaları hem de bölgede yetişen ürünlerin miktarı ve niteliği şişmanlık oranını etkiliyor. Çünkü bölgelerin yerleşmiş beslenme alışkanlıkları ve beslenme kültürleri; iklim, yetiştirilen tarım ürünlerinin çeşitliliği ve yapılan hayvancılıktan direkt etkileniyor. Bunun dışında şehir temposu, endüstri ürünleri ve iş hayatı koşullarından da etkilendiği için Marmara Bölgesi şişmanlık oranı açısından daha farklı bir profil çiziyor.

    Doğu İllerinin Mutfağı, sanki saray mutfağı…

    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin beslenme alışkanlıkları içerisinde et ve süt ürünleri geniş yer kaplarken, sebze ve meyveler oldukça sınırlı oranda sofralarda yer buluyor. Geçmiş zamanlarda sebze bulmanın sıkıntısı yemek kültürünü kurutulmuş sebzeler ve salça kullanmaya doğru kaydırmış ve tahıllar da yemek kültüründeki yerlerini almış. Etli çorbalar, ekmek-pide ve unlu diğer mamuller ile bulgur, en çok tüketilen besinler arasında yer alıyor.

    Bunun sonucunda, Güneydoğu Anadolu’da yaşayan kişilerin karbonhidrat, protein ve yağ açısından zengin beslendikleri, vitamin, mineral ve lifler açısından yetersizlik riski ile karşı karşıya oldukları söylenebilir.

    Doğu ve Güneydoğu illerinin yemek çeşitleri kadar, pişirme yöntemleriyle de yağlı ve kalorili beslenmeye yatkın bir mutfak kültürü var. Kavurma ve kızartma sıkça tercih ediliyor ve etlerin yağlı kısımları seviliyor. Aynı şekilde kırmızı et de yoğun olarak tüketildiği için, iç yağı ve kuyruk yağının yemeklerde kullanımı da beslenme düzenini olumsuz etkiliyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde obezite ve karaciğer yağlanması oranı bu yüzden çok yüksek.

    Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi için Tutarlı Beslenme Önerileri

    Et ve kıyma çeşitlerinin daha az yağlı olanlarını tercih etmeleri bir ilk adım olabilir. Et ile pişirilen yemeklerin bir kısmında tavuk etini tercih ederlerse; günlük kolesterol ve doymuş yağ tüketimini bir nebze de olsa azaltabilirler.

    Bölgede süt ve süt ürünlerinin, kaymak gibi yağlı kısımları özellikle tatlılar üzerinde kullanılıyor. Bu tercihi hiç değilse biraz sınırlamak bile sağlıklı bir adım olacaktır. İç yağı ve kuyruk yağı, bu bölgelerimize ait beslenme kültürünün ayrılmaz parçası ancak tüketim miktarı ve sıklığını mutlaka azaltmaları gerekiyor. Etlerdeki yağların, pişirme sürecinde yemeğe kattığı lezzetle yetinmeleri, sağlıkları açısından daha faydalı olacaktır. Ekstra yağ kullanmaktan da kaçınmaları gerekir.

    İçli köfte gibi yemeklerin kızartarak değil, haşlayarak veya fırında pişirerek yemeyi deneyebilirler. Böylece yiyeceklerin kalori ve yanmış yağ içerikleri azalacaktır. Kuru patlıcan dolması gibi etli pişen sebze yemeklerinde kullanılan yağ miktarını da azaltmaları yerinde bir tercih olacaktır. Yine çorbaların üzerine ekstra yağ kızdırıp dökmek, günlük kalori ve yağ alımını gereksiz bir biçimde yükseltiyor. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu mutfağında porsiyonlar gerçekten büyük. Dahası her öğünde çok çeşitte yemekle sofraya oturuluyor, bunlar da bize göre değiştirilmesi gereken beslenme alışkanlıklarından. Porsiyonları küçültmenin dışında bir de yemek çeşitlerinin öğlen ve akşama eşit dağıtılmasında fayda var.

    Tatlıya ve acıya dikkat!

    Doğu ve Güneydoğu mutfakları, tatlılarıyla da ünlü. Ancak bu tatlıların her biri kalori bombası gibi. Örneğin bir tek Gaziantep baklavası yaklaşık 2 dilim ekmeğe eşdeğer kalori içerdiği için, günlük ekmek tüketimi azaltılarak kilo yönetiminde başarı sağlanabilir. Aynı şekilde ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Arap kültüründen etkilenen yemek kültürü acı baharatların bolca kullanılmasını gerektiriyor. Acı kırmızı pul biber sofraların ayrılmaz bir parçası. Gerçi içerdiği kapsaisin adlı maddeyle metabolik hızın yükselmesine yardımcı oluyor ancak mide ve tansiyon problemi olanlar tarafından da tüketildiği için sağlık sorunlarına yol açıyor. Öte yandan acı pul biberin saklama koşullarına da dikkat etmek gerekiyor çünkü nem nedeniyle pul biberin içinde aflatoksin oluşabiliyor ve bu da karaciğer kanseri oluşumuna zemin hazırlıyor.

    KARADENİZ HALKI, HASTALIK RİSKLERİNE GÖRE BESLENMELİ!

    Karadeniz mutfağı denince ilk akla gelenler hamsi, çay, mısır ve çok çeşitli yapraklı bitkiler oluyor. Aslında sağlıklı bir mutfak olarak değerlendirebileceğimiz Karadeniz yemek kültüründe, Karadeniz’de yoğun olarak gözlenen bazı hastalıklara önlem alma adına bir takım değişiklikler yapılması gerekiyor.

    Kırmızı et ve tavuk yerine, daha çok balık tüketilmesi, çok çeşitli otları sofralarında sürekli kullanmaları, yoğurt veya ayranın neredeyse her öğünde yer alması Karadeniz insanını beslenme açısından pozitif etkiliyor.

    Karadeniz’de obezite oranının düşük olmasına tek nedeni sadece beslenme alışkanlıkları değil. Karadeniz’de ulaşım zor ve kırsal hayat sürenler arasında fiziksel aktivite adeta mecburi! Köyler arası upuzun yollar, dağlar, yaylalar; hatta ekilen ürünlerle bunların hasadı bile ciddi bir fiziksel efor gerektiriyor. Yaşam tarzı zaten hareketli olan Karadenizli, her gün bağ bahçe işleriyle uğraştığı için de fazladan kalori yakıyor.

    Kızartma ve kavurmanın fazla tüketilmesi, yemeklere ilave edilen tuz oranının fazla olması ve turşu tüketiminin yaygınlığı, karalâhana tüketiminin aşırı miktarda olması ve balıkların genelde kızartma yöntemi ile pişirilmesi ise Karadeniz mutfağının eksi yönleri.

    Karadeniz Bölgesi için Tutarlı Beslenme Önerileri

    Kahvaltıda yaygın olarak kullanılan tereyağı ve kaymak, yoğurt ile yer değiştirebilir. Bu ufak değişiklik bile, günlük kalori ve kolesterol alımını düşürür. Ot ve sebzelerin kavrularak tüketilmesi çok yaygın. Kavurma yerine tencerede sulu yemek gibi pişirme veya fırında pişirme yönteminin tercih edilmesi daha sağlıklı olur. Karadeniz halkı beslenme alışkanlıklarını sürdürmekte ısrarlı olduğu için, en azından kavurma yaparken fazla miktarda yağ kullanmamaları ve yağı mümkün olduğunca yakmadan kavurma yapmaları kalp sağlığı açısından önemli. Turşu, salamura ve tuz kullanımının oldukça yaygın olduğu Karadeniz Bölgesi’nde fasulye gibi bazı sebzeler önce turşu yapılıp sonra kavrulduğu için yeniden tuz eklenmesine gerek yok.

    Bölge kadınları arasında demir yetersizliği anemisi yaygın. Bunun nedenlerinden biri de aşırı çay tüketimi. Çaydaki tanen, vücutta demir mineralinin kullanılmasını engelliyor. Çayın açık ve limonlu tüketilmesi önemli ancak yemeklerden en az 45 dakika sonra çay içilmesi demir yetersizliğini engellemekte yararlı olacaktır. Karalahananın aşırı tüketimi, guatra zemin hazırlar. Bu yüzden iyot tüketimini özendirmek, en basitinden yemeklerde iyotlu tuz kullanmak ve tuzu da karanlık ve serin bir ortamda, ışık geçirmeyen kaplarda saklamak gerekir. Balıkların kızartılarak pişirilmesi, hem kalori içeriğini yükseltiyor, hem de kalp sağlığı açısından önemli olan omega-3 yağ asitlerinin yapısını bozuyor. Hamsi tava yerine hamsi buğulama yemek sağlık açısından iyi bir çözüm olacaktır.

    İÇ ANADOLU HALKININ GÖBEK BÖLGESİ YAĞLI

    İç Anadolu’nun karakteristik beslenme alışkanlığı; tahıl ürünleri ağırlıklıdır. Hamur işlerinin sevildiği bu bölgede, gelişmiş hayvancılık sayesinde et ve et ürünleri tüketimi de yaygın. Genel olarak karbonhidrat ve protein ağırlıklı beslenen İç Anadolu, kış mevsiminde sebze ve meyve tüketimini düşürüyor, yaz mevsiminde ise artırıyor. Turşu ve salamura besin tüketimi yaygın. Tencere yemeklerinin yanı sıra, kızartma ve kavurma yöntemleri de revaçta.

    Bölge halkının temel besin kaynaklarından biri olan beyaz un ve beyaz şeker, kan şekerini hızla yükseltip hızla düşürdüğü için karın bölgesindeki yağlanma da sıklıkla rastlanan bir sağlık sorunu. Bunu önlemek için Bölge halkının “elma tipi vücut” denen şekilde şişmanlama riski yüksek.

    İç Anadolu Bölgesi için Tutarlı Beslenme Önerileri

    Et ve et ürünlerinin yağlı kısımlarını yemeklere ilave etmedikleri taktirde günlük kalori ve kolesterol alımını düşüreceklerdir. 2 yemek kaşığı helvanın yaklaşık 1 dilim ekmek ve 1 tatlı kaşığı yağ kadar kalori içerdiği göz önüne alınırsa, helva gibi şekerli besinleri azaltmaları yerinde bir adım olacaktır. Kızartma tavalarını bir kenara bırakıp daha çok ızgara, fırında pişirme veya haşlama yöntemlerini tercih edebilirler. Özellikle kış aylarında sadece salamurayla turşuya bunca ağırlık vermez, bol bol taze sebze ve meyve tüketirlerse günlük lif alımları da artar ve tuz tüketimleri de azalır.

    AKDENİZ VE EGE BÖLGESİ, TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLMALI!

    İç Anadolu ve Doğu Anadolu’ya geçiş noktalarında zenginleşen mutfak kültürüne sahip olan bu bölgelerin deniz kenarına yakın kısımlarda oldukça sağlıklı beslenme alışkanlıkları gözlemleniyor. Sebzelerin, meyvelerin ve çeşitli otların sofralardan eksik olmadığı bu bölgelerde, katı yağ yerine zeytinyağı yaygın. Hamur işleri, tatlılar ve etli yemekler daha az tercih ediliyor ve bu da bölgelerdeki halkın kalp sağlığı açısından daha az risk altında bulunmasına yol açıyor.

    Akdeniz ve Ege Bölgesi için Tutarlı Beslenme Önerileri

    Akdeniz ve Ege Bölgesi’nde yaşayanların beslenme konusunda en çok dikkat etmesi gereken nokta, zeytinyağının da diğer yağlar kadar kalori verdiği gerçeği. Bir tatlı kaşığı zeytinyağı yaklaşık 50 kalori içeriyor ve bu nedenle sağlıklı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış dahi olsa yemeklere eklenen zeytinyağı miktarı kilo yönetimi açısından önem taşıyor.

    MARMARA BÖLGESİ, TÜRKİYE’NİN AYNASI GİBİ…

    Marmara, ülkemizin en çok göç alan bölgesi olduğu, ayrıca gelişen sanayi ve İstanbul gibi kozmopolit bir şehir bu bölgede yer aldığı için mutfak kültürü açısından da oldukça zengin. Her bölgeden izler taşıyan Marmara mutfağı, özellikle Dünya Mutfakları açısından da rahatlıkla tercih yapacak durumda. Besine ulaşmanın kolaylığı ve besin çeşitliliğinin fazlalığı Marmara’da yaşayanların obezite tehdidine karşı tetikte olmasını gerektiriyor. Bunun dışında bölgede yaşayan insanların çoğu masa başı işlerde çalıştığı için, fiziksel aktivite düzeyleri de düşük ve bu da kilo sorunlarına yol açıyor.

    Marmara Bölgesi için Tutarlı Beslenme Önerileri

    Hazır beslenme yani fast-food besinler oldukça yaygın olduğundan, kişilerin günlük kolesterol ve doymuş yağ asidi alımı da yüksek. Bunun azaltılması için süt ve süt ürünleriyle et çeşitlerinin az yağlı / yağsız olanlardan seçilmesi uygun olacaktır. Kızartma ve kavurma besinler yerine ızgara, haşlama ve buharda pişirme yöntemlerinin benimsenmesi daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır. Yoğun şehir yaşantısı öğünlerde aksaklıklar yaratıyorsa mutlaka kuru meyve, taze meyve, kuru yemiş ve kepekli bisküvi gibi sağlıklı gıdaların tüketildiği ara öğünler beslenme düzenine entegre edilmelidir.

    DÜNYA MUTFAKLARINDAN TUTARLI BESLENME ÖNERİLERİ

    HİNT MUTFAĞI:

    Sıcak ve baharatlı, sebzeli seçeneklerin, lezzetli ekmeklerin ve karbonhidrat türlerinin bolca yer aldığı Hint mutfağında da sağlıklı ve tutarlı seçenekler var. Bu mutfaktan seçim yaparken birçok yemeğinde bol miktarda pirinç ve krema yer aldığını unutmamak gerekiyor. Ayrıca tatlılar da tereyağında kızartma usulü pişirildiği için pek sağlıklı oldukları söylenemez. Çeşit çokluğu ve porsiyonların büyük olması nedeniyle ilk dikkat edilmesi gereken nokta porsiyon kontrolü. Tabağınızın büyük bir kısmını sebzeli seçeneklerle doldurmak en maltıklı yol. Pirinç tüketecekseniz normal porsiyonun yarısını veya ¾’ünü tüketmek daha sağlıklı. Tandori usulü pişmiş tavuk fırında hazırlandığı için tercih sebebi… Saag seçenekli menülerde genelde koyu yeşil yapraklı sebzeler ve çoğunlukla da ıspanak kullanıldığı için endişelenmenize gerek yok. Tikka yazan seçenekler, baharatla marine edilmiş ve fırında pişirilmiş ürünleri ifade ediyor ve bu da sağlıklı oldukları anlamına geliyor. En sağlıklı seçeneklerden biri olarak kabul edilen Raita salatalık, yoğurt ve otlardan oluşuyor.

    İSPANYOL MUTFAĞI

    İspanyol mutfağı, doğru seçimler yapılmadığında kalori bombası olabilecek nitelikte. Örneğin en meşhur yemekleri olan paella’nın bir porsiyonu 1000 kalorinin üzerinde. Ayrıca içki ile birlikte servis edilen iştah açıcıların tamamı kızartma ürünlerinden oluştuğu için her zaman sipariş etmemek gerekiyor. Genellikle yemek servisinden önce içilen sangria isimli içecek; kırmızı şarap, portakal suyu ve şeker içerdiğinden, bir ölçüsü yaklaşık 400 kalori… Dolayısıyla salata çeşitlerinden tercih yapmak en sağlıklı seçim olacaktır. Genelde mönüde “asado” olarak geçen sote sebzeler ve rosto etler de diğer sağlıklı seçimler arasında. Başlangıç için, gazpacho isimli domates ve sebzeden hazırlanan çorbayı tercih edebilirsiniz. Izgara ile pişirilmiş sebzeler ise mönüde “a la plancha” olarak geçer ve sağlıklıdırlar. Derin yağda kızartılmış yiyeceklerden ise uzak durun. Mönüde “frito” olarak yer alan her yiyeceği görmezden gelin.

    İTALYAN MUTFAĞI

    İtalyan mutfağından seçeceğiniz yiyecekler, genelde deniz ürünleri ağırlıklı olduğu için sağlıklı kabul edilebilir ancak tek şartla: Yağ içinde yüzenleri sipariş etmeyin. İştah açıcılardan kalamar kızartmanın porsiyonu 600 kalori civarında. Patlıcan ve parmesan peynirinden hazırlanan Melanzane alla Parmigiana ise porsiyonu 1600 kalori civarında olan katıksız bir kalori bombası. Makarna seçimlerinde de büyük boy porsiyonlardan kaçınmayı unutmayın. En iyisi ızgara pişmiş et, tavuk ve balık seçeneklerinden birini tercih etmek ve tabağınızı da sote sebzelerle doldurmak. Pizza siparişi verirken, tek başınıza bir porsiyonu bitirmeye kalkışmayın. Bir sebze çorbası olan Minestrone’yi başlangıç olarak tercih edebilirsiniz. Lazanya tüketecekseniz, küçük bir porsiyona sadık kalın. Menüde genellikle “frito” ifadesiyle yer alan kızartmalardan da kaçının. Calzone yoğun miktarda yağlı peynir içerdiği için tüketmeden önce bir daha düşünün.

    JAPON MUTFAĞI

    Japon mutfağının en iyi bilinen yemeği sushi. Deniz ürünleri ve sebzeler de bu mutfağın demirbaşlarından ancak sağlıklı görünen mönüler, bu mutfağın gizli kalori kaynakları olabiliyor. Örneğin 110 gram sushi, içerdiği pirinç yüzünden yaklaşık 350 kalori ediyor. 3-4 adet tüketilmesinde bir sorun yok ancak sushiyi soya sosuna batırırsanız, fazladan sodyum alacağınız için tehlikeli… Listeria Monositogenez isimli bakteri geçişi tehlikesi barındırdığı için, hamile kadınların çiğ balıktan yapılan sushi tüketmesi sakıncalı. Sake, kışkırtıcı ve lezzetli bir içecek. 1-2 servis ölçüsü tüketmekte bir sakınca yok fakat küçük şişelerde servis edilenin tamamını tüketirseniz, artı 500 kalori aldınız demektir. Tofu ve sebzelerle hazırlanan sushileri tercih etseniz daha iyi. Sashimi de uygun porsiyonlarda tüketilirse sağlıklı bir gıda. Fermente edilmiş soya fasulyesinden hazırlanan miso çorbası da başlangıç için seçilebilir.

    Soya sosu, şeker ve pirinç şarabı ile marine edilen et veya deniz ürünlerinden hazırlanan Teriyaki’nin tüketim miktarına da dikkat edin. Sebzelerin tereyağı ile kaplanıp kızartılarak hazırlandığı Tempura’yı da tadımlık miktarlarda tüketin.

    MEKSİKA MUTFAĞI

    Kızartmanın bol bol yer aldığı Meksika mutfağından yapacağınız yanlış seçimler, günlük almanız gereken kalorinin ve doymuş yağın yarısından daha fazlasını tek öğünde almanıza sebep olabilir, dikkat edin. Bu mutfakta alkollü içeceklerin çoğu tekila kullanılarak hazırlanır. Örneğin margaritanın bir servis ölçüsü yaklaşık 350 kaloridir. Yanında Tortilla cipsi sipariş ettiyseniz, tam bir beslenme faciasına çanak tutmuşsunuz demektir. Et veya tavuk fajitas sizin için en sağlıklı seçim olacaktır. Sipariş verirken “az yağlı pişirilsin” demeyi sakın unutmayın.

    Quasadilla’lar peynir, et veya tavuktan hazırlandığı için orta seviyede kalori barındıran yiyeceklerdir. Kızartılmış fasulye, tortilla cipsi ve salsa sosu ile margarita, bu mutfağın riskli yiyecekleridir ve bunların tüketim miktarı sağlığınız açısından son derece önemlidir.

    Tutarlı Diyet – Gizem Tutar Hakkında :
    2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. Beslenme üzerine bir iş yapmak üzere üniversite sınavına giren Tutar ilk tercihi olan Hacettepe Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü kazanarak okulu 4.’lükle bitirdi. Üniversitenin son senesinde Avrupa Birliği’nden burs kazanan Gizem Tutar, okulun bir dönemini Oxford Brookes’da okudu. Üniversiteden mezun olduktan sonra Alman Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Koordinatörü olarak iş hayatına başlayan Tutar, 2010 Ağustos ayında Tutarlı Diyet Merkezi’ni hizmete açtı. Alman Hastanesi’nde özellikle gebelikte beslenme, gebelik şekeri ve bulimia üzerinde çalışan Tutar, şu anda kendi merkezinde 120’den fazla hastaya hizmet veriyor. Deneyimlerini ve birikimlerini Tutar’lı Diyet Beslenme Danışmanlık &Yaşam Koçluğu Hizmetleri bünyesinde Tutar , “Beslenme Stratejiniz, Tutarlı olsun” sloganı ile bireysel ve kurumsal alanda çok farklı uygulamalar ile devam ediyor. Kurumsal danışmanlık verdikleri kuruluşlar arasında Ülker, Türkiye Futbol Federasyonu, Mavi- Yeşil, GenX Kongre Hizmetleri, Fresenius Kabi, AÇEV, Splenda, Sütiş Emirgan, Aygaz, Leziz Sofra ve Yemek Kültürü Dergisi ve Yemek Zevki Dergisi de yer alıyor.

  • Tutarlı Diyet’ten Önemli Bir Öneri

    Tutarlı Diyet'ten Önemli Bir Öneri | 2AŞKINIZ TARTIDA AĞIRLIK YAPMASIN…

    Aşık olan bir kadın, yemeden içmeden kesilirken, sevgilisinden ayrılmış bir kadın ise soluğu buzdolabının önünde alıyor. Her iki durumda beslenmemizi ciddi anlamda etkileyen iki önemli durum. Tutarlı Diyet Gizem Tutar hem önemli bir diyetisyen hem de yaşam koçu olarak kadınlara önemli açıklamalar yapıyor, aşkınızı ve kilolarınızı dengede tutmanız için birkaç tiyo veriyor. Aşıkken tek çeşit beslenmekten kaçının, bitki çaylarının gücünden faydalanın, tam tahılları ve kuru baklagilleri sofradan eksik etmeyin ve somonun mutluluk gücü ile kendinize gelin. Sevgilimden ayrıldım diye buzdolabının önüne kamp kurmak yerine; egzersiz yapın, arkadaşlarınızı arayın, 100 kaloriyi geçmeyen tam tahıl barlarını tüketin, tarçın tatlı isteğini giderir içeceklerinize ekleyin ve buzdolabı ile vedalaşmak için 3-4 saatten uzun aç kalmayın.

    Kadınların erkeklere göre daha duygusal oldukları bilinen bir gerçek. Duygusal olmaları sebebi ile yaşamları ve yaşamlarının önemli bir parçası olan beslenme düzenleri de duygularından bir o kadar etkileniyor. Örneğin âşık olan bir kadın, yemeden içmeden kesilirken, sevgilisinden ayrılmış bir kadın soluğu buzdolabının önünde alıyor. Hatta bazı kadınlar 3 dilim çikolatalı kekten veya 1 paket çikolatadan sonra kendilerine geliyorlar. Aslında bu durum bize duygularımızın beslenmemizi ciddi anlamda etkileyebileceğini de göstermiş oluyor.

    Bilimde bu duruma duygusal yeme bozukluğu adı verilir. Aynı zamanda bu durum tıkanırcasına yeme sendromu adı verilen, adeta tıka basa çok kısa sürede aşırı miktarda besin tüketimi durumu ile birlikte de kendini gösterebilir. Duygusal yeme bozukluğu, baş edilemeyen stres, aşk, üzüntü ve keder gibi duygularla birlikte seyredebilir. Burada yaşanan açlık değil, üstesinden gelinemeyen duygulardır.

    Aşk, birçok kadında başlangıçta kısa süreli bir iştahsızlık yaparken, sonrasında eğer problemli bir ilişkinin içindeyse kadın duygusal yeme atakları geçirmeye başlayabilir. Duygusal yeme ataklarında, genelde kişinin arzu ettiği besinler yüksek karbonhidrat içeren şekerli ve unlu, çikolata, pasta, kek gibi yiyecekler olur. Genelde duygusal yeme atağı sonlandığında kişinin hissettiği duygu vicdan azabı olmaktadır.

    Eğer âşıksanız, kendinizi heyecanlı ve içi içine sığmaz hissediyor ve iştahınız kesiliyor ise; sağlığınızın olumsuz etkilenmemesi ve daha dingin ve huzurlu hissedebilmek için;

    – İştahsızsanız… En azından dört ana besin grubu olan süt ve süt ürünleri, et çeşitleri ve sebze-meyve ve tahıl grubu besinlerden azar azar ve sık aralıklarla tüketmelisiniz. Tek çeşit beslenmekten kaçınmalısınız.

    – Bitki çaylarının gücünden yararlanın… Melisa çayı, Sarı Kantaron ve papatya çayı gibi sakinleşmenize yardımcı olacak bitkisel çayları tüketerek kendinizi daha dingin hissedebilirsiniz.

    – Tam tahılları ve kuru baklagilleri sofranızdan eksik etmeyin… Tam tahıllı ekmeklerde ve bezelye, barbunya, nohut gibi kuru baklagillerde yüksek oranda bulunan B vitaminlerinin sinir sisteminiz açısından önemli olduğunu unutmayın. B vitamini yetersizliği olan kişilerde, depresyona daha sık rastlandığı bilimsel bir gerçektir.

    – Somon tüketin… Somon balığının içerisinde yer alan omega-3 yağ asitleri, daha mutlu hissetmenize yardımcı olacaktır.

    Eğer üzüntü, stres veya keder sebebi ile iştahınızın açıldığını hissediyor, tokken bile atıştırıyor, sebepsiz bir şekilde kendinizi buzdolabının önünde buluyorsanız;

    – Farkına varın… Yeme ihtiyacınızın aslında açlıkla ilgili olmadığının farkına varmalı ve hangi duygunuzun sizi buzdolabının önüne çektiğini kendinize itiraf etmelisiniz.

    – Nefes egzersizi yapın… Sessiz bir alanda nefes egzersizi yapıp, aslında yedikten sonra kendinizi daha mutsuz hissedeceğinizi kendinize söyleyerek kişisel telkin yapın.

    – En sevdiğiniz arkadaşınızı arayın… Kafanızdaki yeme güdüsünü dağıtmak adına yakın bir arkadaşınızı arayarak başka konulardan sohbet edin.

    – Kısa bir yürüyüşe çıkın… Evden çıkmak düşüncelerinizi dağıtmaya yardımcı olacaktır.

    – Tatlı isteğinizi masum seçenekler ile durdurun… Bir kupa sıcak çikolata veya sahlep içmek ya da bir adedi 100 kaloriyi geçmeyen tam tahıl barlarını tüketerek kendinizi durdurun.

    – Tarçın kullanın… Bilimsel çalışmalar, tarçının tatlı isteğini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. Bitki çaylarınızı içerken içinde kabuk tarçın bekleterek ya da sütünüze veya yoğurdunuza 1 silme çay kaşığı toz tarçın ilave ederek sizde tarçının bu olumlu etkisinden faydalanabilirsiniz.

    – Gün içerisinde öğün atlamayın… Gün içerisinde 3 saatten uzun aç kalmanız, kan şekeri dengenizi bozacağından ötürü kendinizi buzdolabının önünde bulma ihtimaliniz artar. Bu nedenle az ve sık beslenmeye ve günde 3-4 saatten uzun aç kalmamaya özen göstermelisiniz.

    Tutar’lı Diyet Beslenme Danışmanlık&Yaşam Koçluğu

    Tutarlı Diyet– Gizem Tutar Hakkında:

    2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden mezun oldu. Beslenme üzerine bir iş yapmak üzere üniversite sınavına giren Tutar ilk tercihi olan Hacettepe Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü kazanarak okulu 4.’lükle bitirdi. Üniversitenin son senesinde Avrupa Birliği’nden burs kazanan Gizem Tutar, okulun bir dönemini Oxford Brookes’da okudu. Üniversiteden mezun olduktan sonra Alman Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Koordinatörü olarak iş hayatına başlayan Tutar, 2010 Ağustos ayında Tutarlı Diyet Merkezi’ni hizmete açtı. Alman Hastanesi’nde özellikle gebelikte beslenme, gebelik şekeri ve bulimia üzerinde çalışan Tutar, şu anda kendi merkezinde 120’den fazla hastaya hizmet veriyor.

  • Tutarlı Diyet’ten 2011 Özel Reçetesi

    Tutarlı Diyet’ten 2011 Özel Reçetesi | 32011’e Formda Başlayın Formda Devam Edin

    Yeni bir yıl yeni umutlarla gelir. Ve hemen hemen herkesin aklında yeni gelen yılda daha formda olmak ve yılı formda geçirmek vardır. Tutarlı Diyet, 2011 için özel bir reçete ile sizi yeni yılın ilk günlerinden itibaren sağlıklı bir yaşama davet ediyor… Bu diyet ile 2011 yılında hem zayıflamak hem verilen kiloları geri almamak hem de sağlıklı beslenmek hedefleniyor.

    Diyet sadece kilo vermek için değil sağlıklı ve dengeli yaşam için de önemli diyenlerdenseniz, 2011’de tam size göre bir reçetemiz var. 2011 de Tutarlı Diyet’in reçetesi ile tüm yılı formda ve sağlıklı geçirmek elinizde. 2011’e bu özel reçete ile başlayın ve bir yılı formda, sağlıklı geçirmeyi başarın. 2011’in ilk günlerinden itibaren beslenmenize yeni bir yön vermek için; İçerdikleri yanmış yağ sebebi ile daha kolay yaşlanmamıza neden olan kızartma ve kavurmaları tamamen hayatınızdan çıkarın. Kış aylarında hastalıklardan korunmak adına içtiğiniz şekerli meyve sularının yüksek kalori ve şeker içeriği nedeniyle karın bölgenizde yağlanmayı kolaylaştıracağını unutmayın. Kahverengileri beyazları tercih edin… Beyaz un, beyaz pirinç gibi besinler kan şekerini hızlı yükseltip hızlı düşürdüklerinden ötürü daha çabuk acıkmanıza neden olabilir. Esmer ekmeklere ve esmer pirince sofranızda sıklıkla yer verin.

    Bunların yanı sıra yemek saatlerinizde düzeni sağlamaya çalışın. Gece geç saatlerde yenen yemeklerin kiloya davetiye çıkardığını unutmayın. Ayrıca sofranızdan kuru erik, turp, balkabağı, patlıcan, yeşil mercimek ve yeşilçayı eksik etmeyin. Kuru erik, potasyum bakımından çok zengin muzun iki katı potasyuma sahip olan kuru erik aynı zamanda bağırsak dostu bir antioksidandır. C vitamini deposu olan turp da antioksidan olma özelliğine sahiptir. B1,B3 ve B6 vitaminlerinin deposu olan patlıcan ise aynı zamanda beyin hücrelerinin yaşlanmasını geciktiren nasunin isimli antioksidanı içermektedir. Doğal protein deposu olan yeşil mercimeği de yemek olarak tüketebileceğiniz gibi salatalarda da kullanabilirsiniz. İçecek olarak ise yeşilçay hem yaşlanmayı geciktirir hem de hareketliliğin azaldığı kış aylarında metabolizmayı hızlandırır.

    2011 hedefiniz sağlıklı yaşam zinde ve formda bir vücut ise işte Tutarlı Diyet’in 2011 reçetesi:

    Uyanır uyanmaz 1 su bardağı ılık su ve 2 adet kuru mürdüm eriği
    1 kupa şekersiz kabuk tarçınla servis edilmiş yeşil çay

    Kahvaltı: 1 dilim yarım yağlı peynir
    1 adet yağsız sade omlet
    2 dilim çavdar ekmeği
    1 adet kivi veya 2 dilim ananas
    VEYA
    1 su bardağı meyveli soya sütü
    6 yemek kaşığı dolusu müsli
    1 küçük boy muz

    Ara Öğün: 10 adet Kaju veya 15 adet fındık veya 12 adet badem

    Öğle: Buharda veya közde pişmiş sebzeler
    (3 yemek kaşığı lor ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile servis edilebilir)
    4 yemek kaşığı dolusu buharda pişmiş esmer pirinç
    1 kutu probiyotik yoğurt
    1 dilim Çavdar ekmeği
    VEYA
    6-8 yemek kaşığı dolusu sebze veya kurubaklagil yemeği
    2 dilim yulaflı ekmek
    1 su bardağı kefir
    Nar ekşisi ile bol yeşil salata

    Ara Öğün: ½ simit ve 1 su bardağı ayran
    VEYA
    1 adet meyveli tahıllı bar

    Akşam: 150 gram ızgara edilmiş yağsız bonfile veya tavuk eti veya balık
    ½ avokado ilave edilmiş bol yeşil salata
    2 dilim Tam buğday ekmeği
    Ara: 3 dilim ananas veya 1 kup karışık meyve salatası veya 2 porsiyon mevsim meyvesi

    İletişim:
    Gizem TUTAR
    Diyetisyen ve Yaşam Koçu
    TUTAR’LI DİYET Beslenme Danışmanlık&Yaşam Koçluğu

  • İştahı sona erdiren doğal diyet !

    İştahı sona erdiren doğal diyet!

    Diyet yapmadan diyet yaptıran otlar şimdi zayıflamak isteyenlerin imdadına yetişiyor. Son yıllarda beden olarak ince olma hayatta bir tatmin duygusu haline gelmekten çok, sağlık sorunu oldu. Yer örtüsünü renklendiren tabiata, şimdi güzellik çözümlerinin yanı sıra zayıflama için başvuruluyor. Çünkü şişmanlık global bir halk sağlığı problemi haline geldi… Çiçekleri, yaprakları, tohumları, kökleri ve kabuklarıyla hayatımıza sağlık katan şifalı otlar, kilolu insan için bir çözüm aracı oldu! Doğaya dönüşümün engellenemediği günümüzde, kereviz tohumu, biberiye ve mate yaprağı gibi bazı bitkiler, “doğal diyet” aracı olarak bedeni, aşırı iştaha karşı kontrol altına alıyor.

    Diyetlerin işe yaramadığını her diyetten sonra geri alınan kilolar ispatladı. Peki, diyet yapmadan bedene diyet yaptırılabilir mi? Doğal ürün uzmanları ve herbalistler buna “evet” diyor! Artık yazı, kışı kalmadı. O kadar çok insan kilolu olunca, farklı zayıflama çözümleri de her an gündeme geliyor. Çünkü zayıflama, kilo vermek, formda kalmak son dönemin popüler konuları arasında. Bir bakıyorsunuz, her diyet birbirinin benzeri. Bu nedenle zayıflama problemi olanlar için yeni bir çözüm devrede. Bir türlü zayıflayamayanlar bu aralar yeni bir adrese gidiyor. Çünkü son zamanlarda daha da popüler olan bitkisel zayıflama ürünleri ile “Doğal diyet” yapmak mümkün.

    En yüksek etkiye sahip bitkiler

    “Doğal diyet” sağlayan bu yöntemlerin adresi; Herbalium… Bitkisel zayıflama yöntemlerinin bütün dünyada milyonlarca kullanıcısı var. Bu konuda araştırmalar yapan kurumun müdürü Volkan Kurt, toksinlerin ve yağların süratle dışarı atılmasını sağlayan ve bağırsak faaliyetlerini hızlandıran bitkileri Anadolu’nun doğal ortamlarından getirttiklerini söylüyor. Uzun süredir Herbalium yetkilileri Anadolu’da yerel halktan topladıkları bitkilerin iştah kesenlerini, en dikkatli bir şekilde harmanlamak ve en iyi verimi elde etmek için çalışıyor. İçindeki mineral değerleri de yüksek olan bu bitkiler, bu işlemlerle doğal ve etkili yağ tutucu sonuçlar yaratıyor. Yüzde 100 bitkisel olan bu çözümde, bir çok şifalı bitki çeşidinin yaprak ve tohumları kullanılıyor. Diğer kilo çözümleri ile kıyaslandığında çok daha yüksek etkiye sahip… Zaten Anadolu insanları tarafından geleneksel olarak yenmekte ve değeri bilinmekte olan bitkiler.

    Beden yorgun düşmüyor

    Şifalı bitkilerin öğütülmüş formu, sağlıklı ve kolayca kilo verme imkanı sunuyor. İçeriğinde yer alan bitkisel karışımlar sayesinde doğal olarak herhangi bir başka diyet uygulamadan zayıflatıyor. Buna “doğal diyet” adını veren firma yetkilileri, “Bedene eziyet ederek zorla aç kalma diye bir durum olmadığını” söylüyorlar. Bitkiler tok tuttuğu için zaten vücut “doğal diyet”e tabi oluyor! Aynı zamanda beden yorgun düşmüyor. Çünkü içeriğindeki vitamin, mineral ve antioksidanlarla sağlıklı bir şekilde kilo verilmesine yardımcı olan bu çözüm. Her yönüyle tabiattan ve vücuttaki yağların hızlı bir şekilde yakılmasını sağlıyor. Acıkmayı önleyici özelliği ile “doğal diyet” yaptırıyor!

    “Zayıflamanın yazı kışı kalmadı”

    Volkan Kurt, “Şişmanlık, alınan kalori miktarının yakılan kaloriden daha fazla olması sonucu ortaya çıkan bir metabolizma bozukluğudur” diyor ve ekliyor: “Tıp dilinde hastalıklara davetiye çıkardığı bilinir. İstatistiklere göre şişmanların daha çabuk yaşlanır. Şeker hastalığı, damar sertliği, kalp hastalıkları, karaciğer, safrakesesi hastalıkları, tansiyon yüksekliği, akciğer hastalıkları ve romatizmal hastalıkların tehdidi altındalar. Artık şişmanlığa son vermenin bir mevsimi yok. Kilolu olan kişi kararını verip, yazdı, kıştı demeden kendini kontrol altına almasını öğrenmeli. Biliyoruz ki diyet yapmak çok zor. İşte bizlerin bu çözüm ile “doğal diyet”e davet ediyoruz. O çok ağır kiloları taşımak bedene büyüt eziyet. Bu eziyeti hiç bir insan hak etmiyor!”