Etiket: zayıflama

  • Kilo nasıl verilir?

    Kilo nasıl verilir?

    Aslında çok kolay matematiksel bir bağıntıyla açıklanır. Kişinin sadece yaşamsal aktiviteleri için ihtiyaç duyduğu bir enerji ( Bazal Metabolizma Enerjisi) vardır, bir de gün içinde güç harcadığı diğer faaliyetler için harcadığı enerji (Fiziksel Aktivite Enerjisi) vardır.

    Kişi bu iki enerjinin toplamı kadar enerji alırsa mevcut kilosunu korur. Aldığı enerji bu iki enerji toplamından fazla olduğunda farkını yağ olarak depolar yani kilo alır. Aldığı enerji iki enerji toplamından az olduğunda ise farkı kadar mevcut yağ dokularını yıkarak enerji sağlar yani kilo kaybeder.

    Bazal metabolizmamız ve günlük fiziksel aktivitemiz için gerekli olan enerjinin altında enerji aldığımızda kilo kaybı sağlanır. Ancak aldığımız enerji Bazal Metabolizmamızın ihtiyacının da altına düştüğünde organlarımız normal çalışmaz. Kalp, ciğerler, böbreklerimiz hatta bağırsaklarımız işlevlerini yerine getirirken sorunlar yaşar. Üstelik başlangıçta bu organlar enerji tasarrufu yaparak düşük enerjiye uyum sağlamaya çalıştığından kilo kaybı gerçekleşmeyebilir. Yağ dokuları yerine kas dokusundan yıkım olabilir ki bu da sağlık sorunları anlamına gelir.

    Sağlıklı kilo kaybı bazal metabolizmamızın ihtiyacı olan enerjiyi sağlayacak ama günlük fiziksel aktivitelerimizde harcadığımız enerjiyi karşılamayacak kadar enerji alımında gerçekleşir. Ayrıca vücudumuzun ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini uygun oranlarda almamız şarttır.

    Kilo nasıl verilir?
    Kilo nasıl verilir?

    Uygun olmayan bir program ile kilo kaybı sağlanıyorsa sorun var mıdır?

    Evet kesinlikle bir sorun vardır. Tüm besinlerin vücutta yıkımı birbiri ile ilişkilidir. Ayırma diyetlerinde karşılaşılan en büyük sıkıntı ise bu besin öğelerinin yıkımı için ihtiyaç duyulan diğer besin gruplarına ait faktörün eksikliği sebebiyle metabolizma zorlanır ve zamanla bazal metabolizma hızının düşmesi, ya da hormonlarla ilgili işlev bozuklukları oluşur. Tek tip besin grubunun tüketilmesinde de durum aynıdır.

    Örneğin sadece protein içeren bir programla da kilo kaybı sağlanabilir. Ancak proteinli besinlerle tüm vitamin ve minerallerimizi karşılayamayız. Vitamin ve minerallerin eksikliğine bağlı birçok hastalık vardır. Üstelik yüksek protein tüketimi böbreklere aşırı yük getirerek böbrek fonksiyonlarını bozabilir. Ayrıca yüksek proteinli besinlerin yağ oranları da yüksektir. Hayvansal yağın aşırı tüketimi kalp ve damar hastalıklarına sebep olur.

    Diyet neden kişiye özel olmalıdır?
    Diyet kişiye özel olmalıdır çünkü her bireyin bazal metabolizma hızı, günlük fiziksel aktivitesi, sağlık durumu, iş, sosyoekonomik ve kültürel özellikleri farklıdır.

    Zayıflama programı hazırlanırken kişinin alışkanlıklarına ve koşullarına uygun ancak düzeltilebilir ve yanlış olan durumlar değiştirilerek uygulanabilir hale getirilmelidir. Böylece bireyin adaptasyonu kolaylaştırılırken programın sonucunda eski alışkanlıklarına geçerek tekrar kilo alınması önlenmiş olur. Sonuçta fazla kilolarımız yeme alışkanlıklarımızın, yaşam şeklimizin ve besin tercihlerimizin bir ürünüdür.

    Zayıflatan bir besin var mıdır?
    Ne yazık ki ne böyle bir besin ne de böyle sihirli değnek yoktur. İrade, sağlıklı ve dengeli beslenme, doğru rehber ve sabır…Kalıcı kilo kaybını sağlamanın sihirli formülü bu….

    Spor yaparak zayıflanır mı?
    Yaşa ve bireye uygun bir sporu düzenli yapmak daha hareketli bir yaşam sürmek elbette sağlığımız için gerekli ve önemlidir. Ancak elinizde doğru bir beslenme programı yoksa spor yaparak harcadığınız enerjiyi vücudunuz salgıladığı hormonlarla fazlası ile almanızı sağlar. Unutmayın var olan her şey mevcudiyetini korumaya programlanmıştır. Vücudumuz da bu şekilde mevcut kilosunu korumak eğilimindedir.

     

    Dyt. Merve EMEK

  • Kilo vermenin faydaları

    Kilo vermenin faydaları

    Sağlıklı Kilo Vermenin Faydaları

    * Sağlıklı beslenme ile fazla kilolu birinin kilo vermesi kişinin ömrünü uzatır, hastalıklara yakalanma riskini önemli ölçüde azaltır.
    * 10 kg’lık kilo kaybı ölüm riskini % 20 ‘den fazla azaltır.
    * Yine 10 kg’lık kilo kaybı büyük tansiyonda 1 cmHg, küçük tansiyonda (diastolik) 2 cmHg’lık azalma olur.
    * Şeker hastalarında 10 kg’lik zayıflama kan şekerini % 50 azaltır.
    * Her 1 kg zayıflama ile kandaki toplam kolesterol düzeyinde 2,28 mg/dl, kötü kolesterol (Ldl) seviyesinde 0,9 mg/dl ve trigliserid seviyesinde 1,54 mg/dl azalma olur.
    * Sağlıklı kilo verilmesi ile kan dolaşımında kalp hastalığına neden olan C-Reaktif protein (CRP) adı verilen iltihap yapıcı proteinler ve kanın pıhtılaşmasını artırarak kalp krizine sebep olan proteinlerde önemli azalmalar olur.

    Sağlıklı beslenme, sağlıklı kilo verme hem tedavi edici hem de önleyici sağlıktır.

    Dyt. Merve EMEK

  • Nasıl sağlıklı kilo verebilirim?

    Nasıl sağlıklı kilo verebilirim?

    Kilo verme, günümüzde özellikle estetik kaygılarla gündemde olan, üzerinde çok konuşulup yazılan konuların başında gelmektedir. Kendimize karşı dürüst olalım! Bu kiloları 1 haftada almadık öyleyse onlardan 1 haftada kurtulamayız. Tüm literatürde sağlıklı kilo kaybının kişinin vücut ağırlığına göre haftada 0.5 – 1kg olması önerilir. Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı sağlamak istiyorsak beklentilerimizi bu doğrultuda şekillendirmeliyiz.

    Kaliteli ve sağlıklı beslenmenin en önemli kuralı, size uygun olmayan, kulaktan dolma bilgilerle uygunsuz bir şekilde diyet yapmak değil, diyetisyenlerin size özel hazırladığı yeterli ve dengeli bir beslenme programı içinde olmaktır.

    Kısa sürede kişiye özel olmayan, hatalı ve düşük enerjili diyetlerle yaşanan kas kayıpları metabolizmanızı yavaşlatarak diyeti bıraktığınızda sizi kilo alma adayı yapar. Aç kalarak, az yemekle veya öğün atlayarak kilo verilebileceği inancı sizi hedefinizden uzaklaştırır. Uzun süreli açlığın ardından kan şekerinin düşmesiyle karbonhidratlara (beyaz unlu, basit şekerli gıdalar,tatlı vb..) karşı bir yönelme olur ve metabolizma yavaşlayarak kendini korumaya programlar. Uzun süreli açlığın ardından aşırı yemek yenmesi kilo alımını artırır. Bu nedenle özellikle kan şekeri dengesinin sağlanması, gün boyu enerjik ve tok hissetmek için mutlaka ana öğünlerimizi destekleyici ara öğünler yapılmalı, hiçbir şekilde kahvaltı ve ara öğünler atlanmamalıdır. Olaya ‘diyet’ değil, ‘sağlıklı beslenme eğitim’ süreci olarak bakılmalı ve yaşam şekli haline getirebilecek bir program izlenmelidir.

    Sağlıklı beslenmede en temel kuralları şöyle sıralayabiliriz;

    • Sık sık az az beslenin. Ana ve ara öğünleri atlamayın.
    • Günde 7-9 porsiyon sebze meyve tüketmeye çalışın Kabuğu yenebilen meyveleri soymadan yemeye dikkat edin.
    • Posa yönünden zengin besin tüketiminizi arttın. ( Beyaz ekmek yerine tam buğday, çavdar, kepek ekmeği; beyaz pirinç yerine esmer pirinç, bulgur; meyve suları yerine meyvenin kendisini yemek gibi. )
    • Haftada 1–2 kez kurubaklagil (kuru fasülye, nohut, yeşil mercimek vb. )tüketin
    • Sağlıklı beslenmenin anahtarı ‘posa’dır. Yeterli miktarda posa tüketimi doygunluk hissi sağlayarak aşırı besin tüketimini engeller.
    • Her öğününüzde 4 besin grubundan (süt, et, tahıl, sebze-meyve ) ihtiyacınıza uygun yeterli miktarlarda tüketmeye dikkat edin.
    • Düşük yağlı yiyecekleri ( yağsız et, yarım yağlı veya yağsız süt/yoğurt/peynir vb.) tercih edin.
    • Etiket okuma alışkanlığı kazanmaya çalışın. Böylece yağlı ve şekerli besin tüketmekten korunmuş olursunuz.
    • Yemeklerinizin porsiyonlarını küçültün.
    • Kızartma yerine, fırında pişirme, buğulama, ızgara, haşlama vb. gibi yöntemleri kullanın. Daha az tuzlu yemeye özen gösterin.
    • Uyandığınızda 1 saat içinde kahvaltı yapmaya çalışın. Kahvaltının günü en önemli öğünü olduğunu unutmayın.
    • Yemeklerini hızlı yemek yerine yavaş yavaş yiyerek yemek yemenin tadına varın.
    • Gün içerisinde daha hareketli olmaya çalışın. Düzenli fiziksel aktivite yapmak için kendinize fırsat yaratın. Hareket edip kalori harcarken aynı zamanda kas kütlenizi arttırıp metabolizma hızınızı arttırabilirsiniz.
    • Sağlıklı beslenmenin yaşam şekli haline getirilmesinde davranış değişikliği çok önemlidir. Bu konuda uzman psikologlardan destek almaktan çekinmeyin.

    Kalıcı kilo kontrolünü sağlamak, verdiğiniz kiloları geri almamak için ‘diyete giriyorum’ bakış açısını değiştirin. Önemli olan ‘yeterli ve dengeli besleme’nin ‘yaşam şekli’ haline getirilmesi ve her şeyin bir denge içinde tüketilmesidir. Unutmayın ki ‘Sağlıksız besin yoktur. Sağlıklı veya sağlıksız diyet vardır.’

    Beslenme ve Diyet Uzmanı
    Duygu Baydur

  • Zayıflama ilaçları kullanımı

    Zayıflama ilaçları kullanımı

    Kilo vermeyi amaçlayan birçok birey yemeği kesmeden, yediği yiyeceğin miktarını azaltmadan kolayca kilo vermenin peşine düştüğü için zayıflamaya yönelik diyet destekleyicileri cazip ve etkileyici olmaktadır.

    internette,eczanelerde ve birçok marketlerde artık ‘hızlı kilo verme’ diye başlayan cümleler ile sanki mucizeymiş gibi içinde doğal ,zararsız ve sadece bitkisel olarak masum gösterilen zayıflama ilaçları görme şansımız yükselmeye başladı. Kontrolsüz olarak üretilen ve içerisindeki etken maddelerin ne olduğu dahi çok iyi bilinemeyen bu ürünlerle zayıflamak isteyenler sağlıklarından olabiliyor. Uzun dönem çalışmaları olmadığı için ileride böbreğe mi, karaciğere mi olumsuz etki edecek bilemiyoruz.

    Kişide yaşam tarzı, beslenme alışkanlığı ve fiziksel aktivite düzeylerini değiştirmediğimiz sürece kalıcı ve sağlıklı bir zayılama sağlayamıyoruz.

    Etrafımızda ‘bu ürünü kullandı çok iyi kilo verdi’ konuşmalarını maalesef çok sık duymaktayız. Unutmayınız şişmanlık vücutta kilo fazlalığı değil, yağ fazlalığıdır. Piyasadaki ürünler aşırı miktarda su kaybettirerek ve dışkılamayı arttırarak vücutta kilo verimini sağlamaktadır, YAĞ KAYBI olmamaktadır. Yani kilo verirken en önemli kriter yağ oranınızın azalmasıdır. Bu ürünlerle verdiğimiz kilolar sağlıklı olmamakla birlikte kısa sürede geri alnımaktadır.

    Sadece estetik kaygılarla hareket edildiğinde giden kilolarınız değil sağlığınız ve paranız oluyor.

    Sağlıklı zayıflamak mı istiyorsunuz;

    -Haftada 0,5-1 kg vermeyi hedefleyin
    -yeterli ve dengeli beslenin
    -spor yapın
    -günede en az 2 lt su için
    -sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin.
    -Bir diyetisyene başvurun.

    Diyetisyen Duygu Baydur

  • Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi … Kilo vermek bu kadar zorken zayıfladıktan sonra kilo almak nasıl bu kadar kolay olabiliyor? İşte diyetten sonra kilo almanıza neden olan 4 yaygın sebep

    Kışın yaz aylarına hazırlanıyoruz yazın da kilo almamak için büyük bir mücadele veriyoruz. Peki, bir kere diyet yaptıktan sonra kilo alımını nasıl durdurabiliriz? Tabii ki de kilo artışların nedenini öğrenerek. İşte hiç beklemediğimiz zamanlarda kilo alımına sebep olan yaygın faktörler:

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi

    SAĞLIKLI ALIŞKANLIKLAR EDİNİN

    Eğer belli bir diyet şekli sizin daha iyi hissetmenize yardımcı oldu ise, neden bunu bırakasınız ki? Bazı zamanlarda, sadece yanlış değil aynı zamanda sağlıksız olan yeme alışkanlıklarından dolayı kilo almaya yatkın oluruz. Yağ, şeker ve işlenmiş gıdaların tüketiminin kolesterol seviyesini yükselttiğini, hipertansiyon ve kalbimize zararlı olan diğer hastalıklara sebep olabileceğini zaten biliyorsunuzdur.

    Kısaca anlatmak gerekirse, kilo alımını önlemek için, daha önce size yardımcı olan beslenme şeklini günlük yeme alışkanlığına entegre etmeniz gerekmektedir ve bu bazen kendinizi şeker veya bir parça kek ile şımartamayacağınız anlamına gelmemektedir. Eğer ardından bir yürüyüşe çıkacağınızdan eminseniz, bu şekilde o aldığınız kalorileri yakabilirsiniz.   Genellikle, kilo vermeye çalışıyorsak eğer, en güzeli bir diyetisyene danışmaktır.

    Bazen, bazı yiyecekler bizi hasta hissettiriyor olabilir, veya bazı gıda kombinasyonları bizim için iyi olmayabilir. Şüphesiz, ilk nokta, vücudunuzu dinlemeyi öğrenmeniz ve onu anlamaya çalışmanızdır.

    Sizin için iyi çalışan bir şeyi fark ettiğinizde, bu, sağlığınıza dikkat etmenize ve kilo vermenize yardımcı oluyorsa, bunu kesinlikle her zaman günlük beslenme düzeninize dahil etmelisiniz.

    Diyetten sonra kilo almanızın sebebi | 1

    DÜŞÜK KALORİLİ DİYETLERDEN UZAK DURUN

    Sıkı diyetlere örnek boldur… Günde 5 öğüne sadık kalınarak yine de tehlikeli bir diyet programı uygulamak da mümkündür, çünkü bunlar besinsel değerler açısından dengesizdir.

    Özellikle de günde 1200 kaloriden az almanızı isteyen diyetler, neredeyse hiç karbonhidrat barındırmayan ya da sadece protein içeren diyetler çok tehlikelidir.

    Bu sağlığımız için tehdit oluşturmaktadır. Normalde bu diyetler kısa bir süre için sürdürülür, 2 veya 3 hafta gibi; ve istenilen kiloya ulaştıktan sonra verilen kiloların geri alınması çok yaygındır. Böyle dengesiz ve düzensiz bir diyet takip ettikten sonra normal kalorili yiyecekleri tüketmeye başladığınızda bunun olması normaldir.

    ASLA ÖĞÜN ATLAMAYIN

    Sebebi anlamak için size çok basit bir örnek: bir arkadaşınızın yaz için hızlı bir şekilde kilo vermek istediğini düşünün. Bunu yapmak için, kendi rejimine başlar, bu da öğünleri atlamaktan, kahvaltıda az yemekten ve gün içinde atıştırmaktan ve eve gittiğinde de hiçbir şey yememekten ibarettir.

    Her gün, 10, 12 saatin hiçbir şey yemeden geçtiğini düşünün, bu da vücudu “alarm moduna” geçirir ve bünye bulabildiği her yerden enerjiyi bulmaya çalışır. Fakat normal duruma dönüldüğünde de tam tersi olur.

    Vücut bu beklenmedik eksiği kapatabilmek için enerji rezervlerini çabucak iyileştirir, bunun sebebi de vücudu alarm moduna sokabilecek yeni durumları önlemektir. Yani sonuç olarak, arkadaşımızın başardığı şey sağlıklı bir şey değildir. Bir gün boyunca yememizi kesemeyiz veya öğünlerimizi 2’ye düşürerek kendimizi kısıtlayamayız. Vücudumuz bunu bir tehdit olarak görür ve bunun sonucu olarak da beynimiz reaksiyon gösterir.

    DEĞİŞİKLİK ZAMANI!

    Bu çok sık olmaktadır. Kilo almanın en sık sebeplerinden bir tanesi alışkanlıklarımızda değişiklik yapmaktır veya kilo almamıza sebep olan hayatımızda oluşan durumlardır. Bazı örnekler ister misiniz? Bu durumların bazıları eminiz ki size tanıdık gelecektir.

    •Birkaç kilo kaybetmişsinizdir fakat işinizde, programınızda ve saatlerinizde bir değişiklik vardır, bu da aynı zamanda alışkanlıklarınızın değişeceği anlamına gelmektedir ve kısa bir süre sonra verdiğiniz kiloyu geri alırsınız.

    •Partnerinizle, sevgilinizle problemler yaşıyorsunuzdur.

    •Evdeki, işteki vs. problemler yüzünden daha yoğun anksiyete ve endişe yaşamaya başlarsınız.

    •Yaz için kilo vermişsinizdir fakat bazen tatil sezonu bizi rahatlatır ve barlara, partilere daha çok gitmek isteriz. Bunun da bir sonucu olarak, verdiğimiz kiloyu geri alırız.

     

     

    Kaynak: Posta.com.tr

  • Heidi diyeti Nasıl Yapılır?

    Heidi diyeti Nasıl Yapılır?

    Heidi diyeti Nasıl Yapılır? Söz konusu zayıflamak olunca gündemden “diyet” kelimesi de eksik olmuyor. Her dönem bazı diyetler popülerleşip bir süre sonra yerini başkalarına bırakıyor. Son zamanların popüler diyetlerinden biri de 42 yaşındaki 4 çocuk sahibi ünlü manken Heidi Klum’un 15 günde 6 kilo verdiren “Heidi Diyeti”..

    Peki Nedir Heidi Diyeti ?

    Güne kahvaltı öncesi içilen protein takviyeli meyve kokteyleri ile başlanıyor. Kahvaltıda sebzeli omlet ve açık çay, öğlen yemeğinde yağsız tavuk, zeytinyağlı brokoli ve bol salata yeniyor. Akşam yemeğinde yağsız hindi ve bir kase yağsız yoğurt var. Ara öğünlerde meyve ve salata tüketilebiliyor. Ekmek kesinlikle tüketilmiyor. Kısa sürede kilo vermek istenildiği zaman da vücudu şiş tutacak asitli içeceklerden, tuz tüketiminden ve sakız çiğnemekten kaçınılması gerekiyor. Ayrıca günde 1 saatten fazla egzersiz ve yürüyüş yaparak bu diyeti desteklemek gerekiyor.

    Sağlıklı Bir Diyet Midir?

    Bu diyeti uygulayan kişilerin birçoğu günümüzde birçok popüler diyette olduğu gibi ekmek kilonun baş düşmanı ilan ediliyor. Halbuki geçmişten günümüze sofralarımızın vazgeçilmez lezzeti olan ekmek, iştahı arttıran kan şekerimizin kontrol altında tutulmasına ve kilo verme/ korumaya oldukça büyük katkı sağlar. Tam tahıllı bir ekmekte vücudumuzun gereksinimi olan 60 besin öğesinin 57 ‘si (A, C ve B12 vitaminleri hariç ) bulunmaktadır. Bu kadar sağlıklı bir besinin günlük beslenmeden çıkartılması çok büyük bir hata olur.

    Diyette sağlıklı beslenmenin ve günlük enerji alımının temel taşları olan tam tahıllar ve kurubaklagiller de bulunmamaktadır. Kurubaklagiller ve tam tahıllar karbonhidrat ve posa yönünden zengin olup, yüksek miktarda B vitaminleri, E vitamini, kalsiyum, çinko, magnezyum ve demir içermektedir.

    Meyve kokteylleri içerdiği vitamin ve minerallerden dolayı oldukça sağlıklıdır. Fakat meyveyi bütün olarak tüketmek kan şekerinin ani çıkış ve inişini engeller. Bir meyvenin glisemik indeksi (kan şekerini yükseltme hızı) sıkılmış meyve suyuna göre daha düşüktür. Glisemik indeksi düşük olan besinler kan şekerinin çabuk düşmesini ve tatlı isteğini engeller.

    Çok düşük kalorili olan bu diyetle gerçekleşen hızlı kilo kayıpları yağdan çoksu ve kastandır. Hızlı kilo alıp veren kişilerde uyguladıkları diyet yoğun egzersiz programıyla desteklenmezse vücut fazlasıyla deforme olur. Dünya Sağlık Örgütü ayda 2-4 kg arasında kilo verilmesini önermektedir. Hızlı kilo kayıpları kısa dönemde uyku, mide ve bağırsak problemleri, halsizlik, saç dökülmesi, psikolojik sorunlar oluşabileceği gibi uzun vadede kalp ve şeker hastalığı, bazı kanser türleri, kısırlık, regl sorunları gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu tarz diyetleri uygulayan kişiler çoğu zaman verdiği kilodan çok daha fazlasını geri alarak hayatlarına devam ederler. Amaç kilo kaybetmek iken sağlığınızı kaybedebilirsiniz. Unutmayın ki diyet kişiye özeldir. Bu nedenle mutlaka uzman yardımı alarak doğru beslenmeyi öğrenip bir yaşam tarzı haline getirmelisiniz.

    Dyt. Gülhan KOCA

  • Kurt Adam Diyeti Nedir?

    Kurt Adam Diyeti Nedir?

    Demi Moore ve Madonna’nın uyguladığı diyet olarak gündeme gelen “Kurt Diyeti” aynı zamanda “Yeniay Diyeti”, “Dolunay Diyeti” olarak da adlandırılmaktadır.

    Kurt Adam Diyeti Nasıl Uygulanır?

    Bu diyette ayın dünya çevresindeki konumuna göre diyet zamanı belirlenmektedir. Amaç yeniay ve dolunay zamanı 24 saat boyunca detoks yöntemiyle sadece su ve meyve suyu tüketerek günde 3 kg verdirmektir. Bunu genişletilmiş dolunay diyeti olarak ayın hareketlerini takip ederek yeniay ve dolunayın olduğu günlerde de yapabilmektedirler.

    Sağlıklı Mıdır ?

    Bu şekilde ayın birkaç günü sadece su ve meyve suyu tüketerek vücuttan sadece su ve toksin kayıpları yaşayabilirsiniz fakat giden kesinlikle yağ yani gerçek kilo kaybı olmayacaktır. Kadınların vücut ağırlığının ortalama %50-60 ‘ı erkeklerin ise %55-65’ i sudan oluşmaktadır. Tartıda gördüğümüz kilolar bizi yanıltmamalıdır. Çünkü sadece vücudun gereksinimi olan su miktarında azalma olabilir ki bu da hiç de istediğimiz bir şey değildir. Zaten bu kilonun ertesi gün korunması da mümkün değildir. Bu yüzden birkaç günlük diyetlerle zayıflamanın mümkün olmadığının bilinmesi gerekir.

    Öneri

    Zayıflamanın ve sağlıklı kiloyu korumanın yöntemi yeterli ve dengeli beslenme, fiziksel aktivite, düzenli uyku ve tabi ki günde 1.5-2 lt kadar da su içmektir. Sosyal medyada gördüğünüz diyetleri uygulayarak sağlığınızda ve metabolizmanızda kalıcı hasarlara sebep olabilirsiniz. Bu yüzden mutlaka bir diyetisyen yardımı alarak zayıflamalı ve sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmelisiniz.

    Dyt. Gülhan KOCA

  • Zayıflama hapı içti, kalp krizinden öldü!

    Zayıflama hapı içti, kalp krizinden öldü!

    Kilo vermek için Türkiye’den online zayıflama hapı sipariş eden İngiliz tıp öğrencisi Anna Phillips, sokakta kalp krizi geçirerek yaşamını yitirdi.

    Yeni Asır’da yer alan habere göre kamuoyunda sıkça gündeme gelen ve kalp krizine varan sağlık sorunlarına neden olduğuna dair açıklamalar yapılan zayıflama ilaçları bu kez İngiltere’de can aldı.

    Kilo vermek için Türkiye’den online olarak sipariş ettiği zayıflama haplarından içen Falmouth kentinde yaşayan 20 yaşındaki tıp öğrencisi Anna Phillips, sokakta kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Genç kızın ölümüne hapların sebep olduğu iddia ediliyor.

    Geçtiğimiz yıl İzmir’de de 15 yaşındaki lise öğrencisi Belgin Elmalı, zayıflama çayı içtikten sonra yaşamını yitirmişti. 3 yıl önce psikiyatri merkezinde tedavi gördüğü belirtilen Anna Phillips, Türkiye merkezli bir internet sitesinden diyet hapları sipariş etti.

    KALP KRİZİ GEÇİRDİ

    Bu ilaçlardan aşırı dozda alan Phillips, sokakta kalp krizi geçirdi. Bir bankta hareketsiz halde bulunan genç kız yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Olayın ardından Adli Tıp Kurumu Phillips’in cesedine otopsi yaptı. Otopsiye giren doktor Cornwall Cox, “Durumu bakanlığa bildireceğim. Bu ilaçların ülkeye kolay giriş yapması dehşet verici” ifadesini kullandı.

    Kendisi de doktor olan anne Penny Phillips de, “Hükümeti bu ilaçlar konusunda uyaran doktora minnettarım. Umarım bu tavsiye bu ilaçları kullanan başka kişilerin de hayatını kurtarır” dedi.

  • Hızlı kilo vermenin riskleri

    Hızlı kilo vermenin riskleri

    Birçoğumuzun hayalidir fazla kilolardan hızlıcakurtulmak. Kısa sürede ince bir vücuda sahip olmak. Peki, bu kadar kısa sürede hızlı kilo vermenin risklerini hiç düşündünüz mü?..

    Akşam’da yer alan habere göre Prof. Dr. Halil Coşkun hızlı kilo vermenin zararlarını anlattı.

    Şok diyetlere aman dikkat!…

    “Bu tür diyetlerin varyasyonları en az 1950’lerden beri var olmuştur. Ne yazık ki çok düşük kalorili diyet ve kilo verme cerrahisinin yanı sıra başka hiçbir ürünün, hapın veya diyetin hızlı kilo vermede işe yaramadığı ispatlanmıştır. Reçeteli ilaç orlistat yardımcı olabilir, ancak yavaş etki eder ve sadece diyet ve egzersizle işe yarar. Orlistat Xenical olarak pazarlanmaktadır. Orlistat’ın, ciddi karaciğer hasarına neden olabileceği belirtilir. Herhangi bir hızlı kilo verme programında, gerçekten yağ yakan şey bir hap veya yiyecek türü değildir. Egzersizle birlikte, kalorilerin ciddi bir şekilde azaltılması vardır. Hızlı kilo kaybı, vücutta bazı problemlere yol açar. Ayrıca hızlı kilo vermenin tehlikeleri, diyet için harcanan zamanla birlikte artar. Proteinsiz bir diyet yapmak özellikle risklidir.

    Hızlı kilo vermenin riskleri | 2

    HIZLI KİLO VERMENİN RİSKLERİ

    – Safra taşları, birkaç aydan sonra çok fazla kilo veren insanların yüzde 12-25’inde görülür.

    – Dehidrasyon, bol miktarda sıvı içmekten kaçınılması sonucu oluşur.

    – Dengesiz beslenme, genellikle bir kerede haftalarca yeterli miktarda protein yememekten meydana gelir.

    – Baş ağrısı

    – Asabiyet

    – Yorgunluk

    – Baş dönmesi

    – Kabızlık

    – Adet düzensizlikleri

    – Saç dökülmesi

    – Kas kaybı

    Hastalıklara neden olur

    Hızlı kilo verme diyetleri, hastalıklara neden olabilir, ancak obezite de aynı şekilde hastalıkların kaynağıdır. Bu nedenle, çok düşük kalorili diyetler kilo verme cerrahisi gibi belirli bir amaç için hızlı kilo vermeye ihtiyaç duyan obez insanlar için makul bir kilo verme seçeneği olarak kabul edilir. Çok düşük kalorili diyetler birkaç hafta süren doktor denetiminde olan diyettir. Yemekler beslenme açısından dengeli, ancak pahalıdır. İnsanlar zamanla binlerce lira harcayabilirler. Çok düşük kalorili diyetler, 12 hafta içinde vücut ağırlığının yüzde 15 ila yüzde 25’inin kaybedilmesini güvenle sağlamaktadır. Bu süre sonunda, insanların yüzde 25 ila yüzde 50’si programı tamamlamıyor. Diyet bırakıldığında kilolar geri gelir ve bu hızlı bir şekilde olur. Bazı uzmanlar, düzenli diyetlere kıyasla kilo vermeye daha sürdürülebilir bir yaklaşımın daha iyi olacağını söylüyorlar.

    AÇ KALMAK KÖTÜ BİR FİKİR…

    Hızlı kilo vermek isteyen insanların çoğu, genellikle bunu kendi başına yapar. Sık sık, bir elbiseye sığabilmek veya plajda iyi görünmek gibi kısa vadeli bir hedef elde etmek isterler. Kendinizi aç bırakmak kesinlikle iyi bir fikir değildir. Ancak, sağlıklı değilseniz, kısa süreli aşırı kalori kısıtlamasının size zorluk yaşatması muhtemel değildir. Ne yaptığınızı doktorunuza bildirin ve diyetinize protein eklemeyi unutmayın (günde 70 ila 100 gram). Bir multivitamin alın ve potasyumdan zengin yiyecekler (domates, portakal ve muz) yiyin. Ayrıca, şok diyetlerinin uzun süreli ve sağlıklı bir kilo elde etmenize pek yardımı dokunmayacağını unutmayın.”

  • Şubat diyeti

    Şubat diyeti

    Şubat diyeti .. Şubat ayına girmemize sayılı günler kaldı ve sen hala yeni yılda hangi kararlar alman gerektiğini, hayatında neleri değiştirmen gerektiğini düşünmedin mi? Evet zaman su gibi akıp geçiyor ama sağlıklı bir yaşam ve kaliteli bir yaşlılık hayal ediyorsan önerilerime mutlaka kulak vermelisin:

    Şubat diyeti

    İşe mutfağını temizleyerek başlamalısın. Günde en az 1 öğününü evde yaptığın düşünülürse mutfaktaki zararlı besinler senin için kırmızı alarm demektir! Sende mutfağından bu besinleri çıkar veya mutfağına sokma. Beyaz ekmek, rafine edilmiş şeker, gazlı içecekler, alkol, süt ve yoğurt dışındaki tüm hazır gıdalar, beyaz pirinç, beyaz undan yapılmış makarna, kek, börek, pasta, şekerli diyet bisküviler (evet yanlış duymadın), sakatatlar, salamura ürünler, mevsiminde olmayan tüm sebze ve meyveler, katı yağlar (tereyağı dışında), kavrulmuş veya tuzlanmış her türlü besin…

    Şubat diyeti
    Şubat diyeti

    Peki mutfağını ne ile doldurmalısın; yağsız veya yağı azaltılmış süt ürünleri (süt, yoğurt, peynir, kefir), tam buğday veya çavdar ekmeği, yulaf ezmesi, tam tahıllı unlar ve ürünleri, karabuğday, esmer pirinç, tavuk, , kuru baklagiller, balık, ton balığı, bal, hindi, taze ve mevsiminde olan tüm sebze ve meyveler, kavrulmamış yağlı tohumlar, kuru meyveler, zeytinyağı ve zeytin, baharatlar…

    Güzellik mutfakta başlar… Sende internette takip ettiğin ve sevdiğin aşçıların ve bloggerların yemek tariflerini denemeye başla ve yemeklerine çeşitlilik kat.

    Alkali su takıntısından kurtul. Suya atılan limon veya bikarbonat tuzları suyun pHsını alkali yapar (> 7 pH) ancak senin vücudundaki asit- baz dengesini etkilemez. Vücudumuz öyle güzel bir sistemle çalışır ki asit- baz dengesini ayarlamak suya kalmaz, böbrekler bu görevi üstlenir ve sen ne yersen ye bu denge ayarlanır. O yüzden paket paket aldığın İngiliz tuzlarını çöpe at ve doğal su iç, istersen içine meyve, baharat dilimleri de koyabilirsin. Ancak unutma, alkali su seni zayıflatmaz, vücudunun asit- baz dengesini değiştirmez, sadece içtiğin suyun tadını değiştirir.

    Sağlıklı içecekleri tüket. Bunların başında tabii ki de su geliyor. Hemen hemen herkesin kilosu başına 30 cc su tüketmesi gerekiyor (herhangi bir kronik hastalığa bağlı olarak değişir). Örneğin 70 kg olan bir kişinin günde 2100 cc yani 2,1 litre su tüketmesi gerekir. Buna ek olarak çay, bitki çayı, kahve (miktarına dikkat), sade maden sodası, ayran ve kefir de tüketebileceğin sağlıklı ve kilo problemini çözmene yardımcı içeceklerdir.

    Mutfak tartısı olmazsa olmazımız! Yanlış duymadın. Şu hayatta baskülden daha önemli tartılar da var ve bunların başında mutfak tartısı geliyor. Mutfak tartısı ile yediklerinin porsiyonlarını mükemmel bir şekilde ayarlayabilirsin ve böylece sağlıklı ve fit olduğu sürece her türlü besini ve yemeği de tüketebilirsin!

    En yakın arkadaşım; diyet günlüğüm… Yediklerimizi bir kağıt parçasına yazmak ne kadar saçma gelirse gelsin bu kağıt parçaları yeme davranışını kontrol etmende büyük rol oynuyor. Böylece kaçamak yapma ihtimalin azalıyor, sağlıklı beslenmeye başlıyor ve alışıyorsun.

    Aç kalarak zayıflamak bir efsane. Artık kimse aç kalarak zayıflamayı tercih etmiyor çünkü kendilerine ne kadar zarar verdiklerini fark ediyorlar. Gün geçtikçe artan obezite, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol düzeyleri, kalp-damar hastalıkları insanları sağlıklı beslenmeye zorluyor ve uygulandığı sürece mevcut hastalığa ek olarak fazla olan kilolardan da kurtulmayı sağlıyor. Bu yüzden sende aç kalarak kısa sürede zayıflarım diye düşünüyorsan bu fikri unut, belirli aralıklarla (ortalama 3-4 saat aralıklarla) ana veya ara öğünlerini tüketmeye gayret et.

    Aktivite olmadan asla! Artık herkes telefonuna veya elektronik cihazına egzersiz yapmayı teşvik edecek uygulamalar indiriyor. Böylece egzersiz yapanların sayısı artıyor. Benim önerim eğer egzersiz yapmanı engelleyecek bir rahatsızlığın yoksa haftada 3-4 gün en az 30 dakikalık orta tempoda yürüyüş veya aerobik egzersizler ve buna ek olarak haftada 3-4 gün de pilates veya yoga yapman. Böylece kardiyo egzersizleriyle kalp kasını güçlendirip vücudunda fazla olan yağ kütlesinin azalmasını sağlarsın hem de pilates/ yoga sayesinde kasların daha güçlü ve esnek olur, istediğin jean in içine girebilirsin.

    Kaynak: Dyt. Duygu KOPAN