Etiket: zayıflama

  • Diyet yapanların 30 hatası

    Diyet yapanların 30 hatası

    İşte zayıflamaya çalışırken dikkat etmemiz gereken yanlışlar:

    – Beyaz ekmek yemek
    – Yiyeceklerin kalorilerine bakmamak
    – Çok fazla meyve suyu içmek
    – Yoğurt tüketmemek
    – Dergi ve kitaplardan yemek tarifleri okumak
    – İşte masa başında yemek yemek
    – Yeterince uyumamak
    – Büyük tabakta yemek
    – TV önünde yemek
    – Müziksiz spor yapmak
    – Kapalı alanda spor yapmak
    – Yemeği yeterince çiğnemeden yutmak
    – Yanlış renk tabakta yemek. Yemek ve tabak kontrast olmalı. ( Domatesli makarnaya yeşil tabak)
    – Uzmana danışmadan diyet yapmak
    – Her diyeti uygulamak
    – ‘Teşekkürler yemek istemiyorum’ diyememek
    – Her gün tartışmak
    – Aynaya bakmamak
    – Assosyal olmak
    – Stresli olmak
    – Açken alışveriş yapmak
    – Eve çeşit çeşit yemek almak
    – Boşanmak ya da evlenmek
    – Yemek yerken pop dinlemek
    – Sadece yoga yapmak
    – Spordan hemen sonra yemek
    – Yaşa göre yanlış spor yapmak
    – Gereğinden fazla meyve tüketmek
    – Sınırsız bitki çayı tüketmek

  • Diyet takıntısı mutsuz ediyor

    Diyet takıntısı mutsuz ediyor

    Çağımız bir standartlar ve normlar çağı. Uluslararası, ulusal standart ve norm belirleme kuruluşları yaşamı kolaylaştırmak amacıyla birçok konuda standartları tanımlamayıp neyin nasıl olması gerektiğini tarif ederken, tıp dünyası da koruyucu-önleyici sağlık davranışlarından, egzersiz, spor ve beslenmeye dek çeşitli alanlarda öneriler sıralayıp sağlıklı bir yaşam için nelerin yapılması veya yapılmaması gerektiğine dair uzunca listeler oluşturuyor.
    Peki, olumlu bir amaca hizmet etmek üzere oluşturulan bu öneriler en çok üzerine spekülasyon yapılan ve gerçek bağlamından kopartılarak, yeni bir standartlar-normlar manzumesi olarak topluma pazarlanan ve yoğun kampanyalarla mutlak olarak tüketilmesi emredilen “dış görünüş-kilo-diyet” üçlemesine dönüştürülünce neler oluyor?
    Psikiyatri Uzmanı Dr. Bora Telaferli, “ Dış görünüş-kilo-diyet konularında kadınlar üzerine oluşturulan baskı ve ayrımcılığın boyutu belki de modern dünyada başka hiçbir konuda söz konusu değil. Pazarlama bacağı iyi düşünülmüş moda, yaşam tarzı, diyet yayın ve ürünleri yok satıyor. Buralarda önerilen yöntemlerin sağlıklı olmadığı, sağlığı korumayı amaçlamadığı, mucize vaatler içerdiği ve hatta sağlığı tehlikeye attıklarını bile bile insanlar bunların peşinden gitmemeli” diyor.
    Taleferli, bazı insanların konuyu iyice ileri götürerek diyeti bir takıntı haline getirdiğini, hayatının her anına bulaştırarak sonunda kendini mutlak mutsuzluğa mahkûm ettiğini vurguluyor: “Dış görünüş-kilo-diyet” üçlemesi üzerine yoğun toplumsal baskı ve propaganda karşısında verilen tepkiler iki grupta ele alınıyor. Uçlarda olmayan, çan eğrisinin orta kısmında yer alan kişiler olabildiğince toplumdan ayrı düşmemeye çabalayarak, “standardı” tutturmaya özen gösteriyor. Maruz kaldığı baskıya gücünün yettiği kadar tepki vererek/esneyerek uyum göstermeye çalışıyor. Çok zorlanıp, uyması gereken normlar gücünü aştığında, ben bu halimden de memnunum diyerek, enerjisini başka bir alana yönlendirebiliyor. Bu grup, diyeti bazen yapılması gerekli bir şey gibi görürken, gerektiğinde ondan vazgeçip pastasını da keyifle yiyebiliyor.”

    DİYETTEN SAPMAK SUÇLULUK DUYGUSU YARATIYOR
    Uçlarda yer alan kişiler için ise diyetin yaşamın olmazsa olmaz zorunluluğu haline geldiğini belirten Taleferli, bu kişilerin, diyetin dışına çıkmayı adeta en büyük günah veya suç olarak gördüklerini vurgulayarak şunları aktarıyor: “Diyetin bir sonu, varılacak hedefi olmadığı için diyete tabi kalmak da bu grubu mutlu etmiyor. Diyetten sapmak suçluluk, diyeti sürdürmek mutsuzluk ikilemi içinde tablo bir anda saplantılı-zorlayıcı hal alıyor. Aslında bu kişilerin sorunu diyet değildir. Diyet burada bir yer tutucudur, temelde yatan sorun kişinin kendini-algılaması ve bilinçaltı ile ilintilidir. Diyeti alıp çıkartacak olsanız, yerini temizlik, düzen, sağlık vs. başka bir takıntılı konu hızla dolduracaktır. Altta yatan psikopatolojinin üzerine gidilip, klinik tablonun tedavisi sağlanmadıkça kişi rahat ve huzur bulamaz.”
    Diyet ve beslenme çevresinde dönüp duran bu davranış örüntüleri normal, çağın gereği olarak algılanıyor ve patolojilerin üzeri örtülüyor. Yetişkin insanların dahi özgür iradesini kısıtlayan bu durum, yeni yetişmekte olan çocuklarda çok ciddi sorunlar yaratarak, kronik yeme bozuklukları başta olmak üzere çok sayıda önemli psikiyatrik ve tıbbi hastalığa zemin hazırlıyor. Taleferli’ye göre, bu konuda çok ciddi bir bilinçlendirme kampanyası ve sivil örgütlenme kaçınılmaz bir ihtiyaç.

  • Göbek eriten enginar diyeti

    Göbek eriten enginar diyeti

    İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ziya Mocan, yaza sağlıklı girmeniz için kendisinin de hayatında uyguladığı yöntemleri anlattı. Bahar detoksu yapmanın tam zamanı. Prof. Mocan’ın reçetesi hem zayıflatacak hem de bünyenizi daha güçlendirecek

    ÖMÜR UZATAN FORMÜLLER
    Ailenizin sağlık koçu siz olun. Bunu yaparken ezberlenen, bol tekrarlanan ve kulaktan dolma hazırlanan önerilerden lütfen kaçının. Yirmi beş yıldır sağlık yazıları yazan biri olarak Türkiye’nin en seçkin doktorlarını sizler için bir araya getirdim. Özel formüllerini, en yeni araştırmalarını derlediler. Dünyanın dört bir tarafından yapılan bilimsel araştırmaları yeniden gözden geçirdiler, kendi deneyimleri sonucu elde ettikleri formülleri, hastaları için hazırladıkları reçeteleri SABAH okurlarıyla paylaştılar. Gözden dişe, beyin sağlığından estetiğe kadar dünyada yapılan en yeni tedavi yöntemlerini masaya yatırdılar. Çok özel bir çalışma sonucu hazırlanan bu yazı dizisinin sağlık kılavuzunuz olabileceğine inanıyorum. Basit ama etkili yöntemleri uygulamaya alışırsak, hayatımız gençleşebilir.

    * EV YAPIMI ELMA ÇAYI ZAYIFLATIR
    Bir iki elmayı kesip haşlayın. İçine bir iki limon ya da portakal atın. Karanfil ve tarçın ekleyin. Çocuklara verecekseniz, bardağın içine bal koyup öyle verin. Elma suyunu hazırlarken içine koyacağınız limon ve portakalı sakın soymayın. Kabuklarıyla haşlayın. Bunların kabuklarında asit vardır. Bu zayıflama ilaçlarının içinde de bulunur. Elma çayı kilo sorunu olan kişilerin zayıflamasını sağlar. Mucize ilaç gibidir.

    * YEŞİL DİYETİN TAM ZAMANI
    Karın bölgesi geniş olanlar şu sıra haftada bir iki sabah kahvaltı yerine enginar ve muz, enginar ve çilek yiyebilir. Kahvaltıya karaciğer diyeti diyeceğimiz karın yağlarını eriten diyettir. Yeşilçaya ve kokusuna dayanırsanız sarımsağa ağırlık vermek karın yağlanmasına iyi geliyor.

    * AÇIK HAVADA ATIŞTIRIN
    Atıştırmaya günde bir kez ekinezya çayı ile başlayın. Sonra ayran için ya da bir kase yoğurt yiyin. Her zaman dışarıda yani açıkhavada yemek yemeyi tercih edin.

    * ÇİKOLATAYA ALKOL MUAMELESİ
    İkisini de ancak çok canınız çekerse ve aç karnına tüketmeye dikkat edin. Bir kadeh beyaz şarap istediyseniz için ama içine bir-iki tane buz atın tadını bozmaktan çekinmezseniz maden suyu ekleyin. Böylece alkol oranını ve kalori etkisini azaltırsınız.

    * ÇALIŞIRKEN SALATALIK YİYİN
    Çalışırken karnı tok tutmak ve konsantrasyonunuzu artırmak için meyve, salatalık ve havuç yiyin. Çağla ve erik de ekleyebilirsiniz ancak abartmayın.

    * YEŞİL ÇAYI RİZEDEN ALIN
    Fabrikaya girmemiş yeşil çayların antioksidan miktarı, diğerlerine göre 10 kat fazladır. Yani kansere karşı 10 kat daha fazla koruyucudur. Rize’deki aktarlarda fabrikaya girmemiş çok yeşil çay var. İsteyen herkes bunlardan getirtebilir. Yeşilçay hazırlamanın en iyi yolu yapraklarını bardağa koyup üzerine su ekleyerek içmektir.

    * SODA-LİMONA ALIŞIN
    İçecek olarak en ideali soda limondur. Mide probleminiz yoksa günde 3-4 bardak içebilirsiniz. Mideniz sorunluysa sodanın yerini ılık su alsın. Metabolizmanızı hızlandırır ve kilo vermenize yardım eder.

    * SİMİT KEYFİ YAPIN
    O gün yeterince doyurucu bir öğlen yemeği yemediyseniz, beş çayında kendinize kepekli bir simit ısmarlayın ama içini çıkartın.

    * KURUYEMİŞ İLAÇ GİBİDİR
    Kuruyemişleri iyi seçerseniz sağlıklı beslenirsiniz. Ancak çok tüketirseniz kilo alırsınız. Ceviz, badem ve fındık hep elimizin altında olsun. Hep tekrarlıyoruz bunların içinde Omega-3 var. Ama günde birkaç taneden fazla yemeyin. Akşam üstü yorgunsanız birkaç kuruyemiş ilaç gibi etkilidir.

    BU DETOKS GENÇLEŞTİRİR!
    Hastalıktan korunmak, organlarınızı dinlendirmek, arınmak ve gençleşmek için özellikle mevsim dönüşümlerinde detoks öneririm. Evde de rahatlıkla detoks yapabilirsiniz. Mevsim geçişlerinde de yapacağınız detoks vücudunuzu güçlendirir. Daha kolay diyet yapmanızı sağlar. Derinizi temizler, yaşlanmayı geciktirir, motivasyonunuzu artırır, sakinleştirir, enerji verir.

    * EV DETOKSU 3 GÜN SÜRER
    Tıbbi detoks hekim tarafından yapılır ve lağmanın yeri yoktur. Ev detoksunda ise müsillerin ve etin yeri yoktur. Protein çok kısılır.
    Sabah kahvaltısı: Haşlanmış pirinci blenderdan geçirip süt ve muzla karıştırılarak bu karışım içilebilir. İçine biraz bal konabilir.
    Öğlen (veya akşam): Yalnızca sebze çorbası. Ancak hazırlarken tuz koymayın ve et suyu kullanmayın. Dereotu, maydanoz, semizotu, kabak, sarımsak, domates, kereviz, soğan, biber (acı veya tatlı), mercimek, kimyon, zerdeçal veya zencefil kullanılması gerekir. Bunlardan hepsi veya birkaçını çok az miktarda (bir tatlı kaşığı) zeytinyağı ile çorba şeklinde detoks çorbası olarak sunabiliriz. Haftada 3 gün öğlen veya akşam yemeklerinde 2 kase bundan içilmesi lazım. Bir öğün bu şekilde geçirilmeli.
    Akşam (veya öğlen): Diğer öğünde bol miktarda yoğurt (yağsız) veya cacık olması lazım. Her türlü yeşillik (kişi neyi seviyorsa) veya salata. Detoks 3 gün yapılır. 3 gün sonra sadece yeşillik, sebze yemekleri yenilir. 3 gün tekrar detoksa geçilir. Et yok, yağ yok, tatlı yok. Makarna yok. Ve iyi bir detoks için aralıklarla 3 kere bu kür tekrar edilir.

    MODA DİYETLERİN KARNESİ
    Karatay: Kolesterol karşıtı bu diyet sağlığı aykırı özellikle orta yaş üzerindekiler için yaz aylarında çok tehlikeli.
    Montinyak: Bir iki hafta uygulanabilir ama uzun süre sürdürülmesi çok zor.
    Protein diyeti: Taş devri diyeti bazı durumlarda verilebilir şeker hastaları için tercih ediyoruz. Böbrek hastaları ve üresi olanlar için tehlikeli.
    Meyve diyeti: Aslında çok güzel ama uzun süre uygulanmaz, üç gün meyve üç gün sebze diyeti ile güzel detoks yapılır.
    Akdeniz diyeti: Süper bir diyettir orta derecede kalp hastalığı riski bulunanların riskini yüzde 15 azaltır. Tek problem zeytinyağının bol kullanılmaması gerekiyor. En sağlıklı yağ zeytinyağı ve ayçiçeği yağıdır ama kızartma yerine üzerine hafif dökerek tüketin.

    Diyet ve deneyimlerimiz için tıklayın !

    Kaynak : Sabah

  • Diyet posası sizi zayıflatır…

    Diyet posası sizi zayıflatır…

    Besinlerin sindirilmeyen kısmına posa denir. Posalı besinler bağırsaklarda sindirilemeyen ancak diğer besinlerin sindirilmesine ve emilmesine yardım eden besinlerdir. Başlıca posa kaynakları tam buğday ekmeği, çok tahıllı ekmek, kepekli makarna ve esmer pirinç gibi rafine edilmemiş tahıllar, kuru yemişler ve yağlı tohumlar, kurubaklagiller, taze ve kurutulmuş meyvelersebzeler, kahvaltılık tahıl gevrekleridir. Nohut, mercimek gibi diğer kuru baklagillerle; ceviz, fındık gibi diğer sert kabuklu meyvelerin diyet posası içerikleri de yüksektir.

    Sebzeler içerisinde diyet posası içeriği en yüksek olanlar ise taze fasulye ve bezelyedir. Meyvelerin diyet posası içerikleri tüketim şekline göre değişir. Kabuklu yenen meyvelerle daha çok diyet posası alınır.

    Diyet posasının enerji yoğunluğu düşük olduğundan ve su çekici özelliğinden, mide içeriğinin yoğunluğunu arttırarak midenin boşalmasını geciktirir. Mide boşalmadığı için bireyin yeme isteği azalır. Posanın sindirim enzimlerine etkisi daha çok ince bağırsakta yoğunluğun arttırmasından kaynaklanır. Araştırmalar bağırsakta yoğunluğu arttıran posa tüketildiğinde, ince bağırsaktan karbonhidratların emiliminin yavaşlattığını göstermektedir. Bazı posa öğeleri laksatif (tuvalete çıkarıcı) etkiye sahiptir ve kalın bağırsağın hareketini arttırarak, dışkının hızla bağırsaktan dışarı atılmasını sağlar. Diyetin posa içeriği ile bazı hastalıkların oluşum sıklığı arasında ilişkiler olduğu ileri sürülmüştür. Örneğin, az posalı diyet alan Batı toplumlarında kalın bağırsak hastalıklarının, örneğin kolit ve kanserin, fazla posalı diyetle beslenen Afrika toplumlarından daha sık görülmüştür. Çok posalı diyetle beslenen Afrika toplumlarında ise kalp hastalıkları ve apandisite Batı toplumlarına göre daha az rastlanır.

    Posa, diyetin enerji yoğunluğunu azaltarak ve tokluk duygusunu arttırarak, kardiyovasküler hastalıklarda risk faktörü olan şişmanlığın önlenmesinde yardımcı olur.

    Özellikle posa içeriği yüksek besinler bol su ile tüketildiğinde, doyum hissi daha uzun olmaktadır. Örneğin, kepekli makarna yerken arada su içmek veya kabuklu elmayı yedikten sonra su tüketmek, kilo vermeye çalışan kişilerde doymayı sağlamada en pratik yoldur.

    Takvim

  • Diyette tavuk eti

    Diyette tavuk eti

    Yağsız ve protein açısından zengin beslenmek isteyenlerin tercihi tavuk eti oluyor. Bu besleyici gıda, zengin vitamin-mineral içeriği ve düşük kalorili oluşu nedeniyle diyet yapanların da gözdesi

    Vücutta yeni dokuların yapımı, var olanların sağlığının devamı ve onarımı için proteinler hayati önem taşıyor. Hayvansal protein kaynağı olarak süt ve süt ürünleri ile birlikte etler de beslenmede önemli yer tutuyor. Sağlıklı beslenme açısından beyaz et; hem kaliteli protein, hem düşük yağ, hem de vitamin-mineral içeriği nedeniyle en iyi kaynakların başında geliyor. Uzmanlar; farklı vitaminlere sahip olan tavuk etinin faydalarını, nasıl tüketileceğini, pişirme yöntemlerini ve vitamin kaybını önlemenin yollarını anlattı:

    HAZMI KOLAY
    Tavuk eti; yağsız, protein açısından zengin ve liflerinin kısa oluşu nedeniyle çiğnenmesi ve hazmı kolay bir gıdadır.
    Protein ve yağ içerikleri açısından önemli avantaja sahip olan tavuk eti; demir, fosfor ve B grubu vitaminlerinin de kaynağıdır. 100 gram ızgara tavukta yaklaşık 20 gram protein bulunur.

    ONARIM İÇİN
    Tavuktaki but eti; göğüs etine göre daha fazla B2 vitamini (riboflavin) ve B1 vitamini (tiamin), daha az da niasin vitamini içerir.
    Tavuk but etinde; göğüs etine kıyasla demir, çinko ve sodyum içerikleri de daha fazladır.
    Tavuk vücudumuzdaki hücrelerin büyümesi ve onarımı için elzem olan aminoasit açısından da zengindir. Aynı zamanda içerisinde bulunan B3, B6, piridoksin ve B5 vitaminleri; deri, saç ve bağışıklık sistemine katkılarıyla bilinir. İçerisinde az miktarda yağ bulunduran tavuk; diyet yaparken tercih edilen ilk protein kaynağıdır.

    BEYİN GELİŞİMİNDE ÖNEMLİ
    Derisiz olarak yenilen 100 gram tavuk sadece 124 kalori içerir. Ancak derisi ile birlikte tüketildiğinde 170 kaloriye kadar çıkabilir. Izgara yapılarak tüketilen 100 gram tavuk eti; kolesterol açısından düşük ancak doymamış yağ asitleri açısından zengindir.
    Tavukta bulunan proteinler; hücre ve dokuların oluşmasını, büyüme ve gelişmeyi sağlar. Vücut kaslarının ve organların gelişimine yardımcı olur. Vücut dokularının yenilenmesinde rol oynar, çocukların beyin gelişiminde önemli görevi vardır.

    HAFİF VE ORTA ATEŞTE PİŞİRİN
    Tavuğu pişirirken; pişirme yöntemi ve koşullarına bağlı olarak bazı vitaminler kaybolabilir. Bu nedenle pişirme yöntemlerine dikkat edilmesi gerekir:
    Etler hangi yöntemle pişirilirse pişirilsin hafif veya orta ateşte, uzunca bir sürede pişirilmelidir. Aksi takdirde çok yüksek ateş et proteinlerini katılaştırarak suyunun kaybına ve lezzetinin azalmasına neden olur.
    Yüksek ateşte pişen etlerin protein ve bazı vitamin değerlerinde bir miktar azalma olabilir. En çok zarar gören B1 vitaminidir. Izgara yapılan etlerde, etten damlayan sularla B12 vitamini ve folat kayıpları da olur.
    Vitamin B6 ve pantotenik asit, pişirme suyuna geçerek azalabilir; bu sebeple tavuk suyunu dökmeyin. Besin değeri açısından zengin bu suyu değerlendirin.
    Tavuk etini ızgarada kömürleştirmeyin, alevle temasını engelleyin. Haşlama ve ızgara yapılarak pişirilen tavuk etinin sindirimi, yağda kızarmış haline nazaran daha kolaydır.

    PROTEİN DENGELEYİCİ
    Nohut veya kuru fasulye yemeği pişirirken içine tavuk ilave ederseniz, protein kalitesi ve dengesi çok iyi olur.
    Ispanaklı börek yaparken içine tavuk ilave ederseniz, besin alımınızı güçlendirebilirsiniz veya tavuk ile bezelyeyi, karıştırarak börek içi hazırlayabilirsiniz.
    Çocuklarınızın en sevdiği yemeklerden olan makarnaya tavuk ilave edebilirsiniz. İlave edeceğiniz tavuk, besin öğesinden zengin bir öğün oluşturabilmenizde size kolaylık sağlar.

    KOLESTROLÜ DÜŞÜRÜR
    Yapılan çalışmalar, Omega-3 yağ asitlerinin LDL kolesterol denilen kötü huylu kolesterolü düşürdüğü, iyi huylu kolesterolü yani HDL kolesterolü de artırdığını göstermektedir.
    Bu durum da kalp-damar sağlığını koruyucu etki gösterir. Bunun yanı sıra trigliserid seviyesini düşürür, aterosklerotik plak oluşumunu engeller.
    Damar sağlığını koruyucu etki gösterir. Ancak unutulmamalıdır ki, aşırı protein alımı da sakıncalıdır.
    Gereksinimden iki kat fazla protein alınırsa, idrarla vücuttan kalsiyum atımı artar. Bu da karaciğer ve böbreklerin zarar görmesine neden olur.

    NASIL SAKLANMALI?
    Etin, pişirme esnasında iç sıcaklığının 70 derece üstüne çıkması mikropların ölmesi bakımından gereklidir. Pişirilen tavuk eti oda sıcaklığında yarım saatten fazla bekletilmemelidir. Ya hemen tüketilmeli ya da kalan kısmı buzdolabında saklanmalıdır.

    İKİ SAATTEN FAZLA DIŞARıDA KALMASIN
    l Tavuk eti ve et içeren yemekler, dışarıdan karışacak mikropların üremesi için iyi bir ortamdır. Genel anlamda protein değeri yüksek olan besinler, bakterilerin üremesi için çok daha uygun yiyeceklerdir. O nedenle protein değeri yüksek olan tavuk eti; iki saatten fazla oda sıcaklığında bırakılmamalı, buzdolabında veya derin dondurucuda saklanmalıdır.

    PİŞİRİR PİŞİRMEZ TÜKETİN
    Pişmiş tavuk etinin besleyici değeri yeniden ısıtılması ile bir miktar azalma gösterir. Tekrar tekrar ısıtmaktan kaçının, mümkün olduğunca pişirir pişirmez tüketmeye özen gösterin.
    Tavuk etini birçok çorbaya katmanız; hem lezzet açısından, hem de besin değeri açısından sofranıza zenginlik katacaktır.
    Haşladığınız veya ızgara yaptığınız tavukları salatalarınızın üzerine koyarak yeni ve değişik lezzetler oluşturabilirsiniz. Tavuk eti özellikle diyet yapanlar için az kalorili, alternatif bir öğündür.

  • Baharda diyet yapanlar

    Baharda diyet yapanlar

    Prof. Dr. İlhami Gülçin, bahar yorgunluğunda diyetin önemli olduğunu belirterek, “Düzenli ve içeriği iyi ayarlanmış bir diyet, bahar yorgunluğunun temel ilacıdır. Özellikle diyette antioksidan içeriği zengin besinler alınmalı” dedi.

    Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülçin, bahar yorgunluğunun psikolojik açıdan mevsimsel bir problem olarak bilindiğini belirterek, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinin ilk haftalarında ortaya çıktığını ve farklı belirtileri olduğunu söyledi.

    Bu belirtilerin arasında yorgunluk, bitkinlik, mutsuzluk, uykusuzluk ve halsizliğin geldiğini anımsatan Gülçin, “Bahar yorgunluğu çok ciddiye alınmalı çünkü uzmanların belirttiği kadarıyla eğer gerekli önlemler alınmazsa tükenmişlik sendromuna sebep olmakta. Bu durum, uzun süreli ve kalıcı problemlere yol açmaktadır” diye konuştu.

    Bahar yorgunluğunda temel olarak iki tedavi yönteminin olduğunu ifade eden Gülçin, şunları kaydetti:
    “Bunlardan birincisi sportif faaliyetlerdir. Mesela her gün en az 15 dakikalık tempolu yürüyüşler veya egzersiz programları bahar yorgunluğu için gayet faydalıdır. İkinci önemli husus ise diyettir. Düzenli ve içeriği iyi ayarlanmış bir diyet, bahar yorgunluğunun temel ilacıdır. Bahar yorgunluğunda diyete dikkat etmek son derece önemlidir. Özellikle diyette antioksidan içeriği zengin besinler alınmalı. Bilhassa antioksidan vitaminlerin bol olduğu C, D ve E vitaminleri içeren besinler bol miktarda alınmalıdır. Dolayısıyla diyette sebze ve meyve ağırlıklı gıdalarla beslenilmeli. Düzenli ve dengeli beslenerek bu ihtiyaçlar karşılanmalı.”

    Günlük tüketilen su ihtiyacının da iyi ayarlanması gerektiğini vurgulayan Gülçin, “Vücudun gereksinim duyduğu miktardaki su karşılanmalıdır. Yani diğer içecekler şeklinden ziyade, direk su olarak kullanılmalı” dedi.

    “BAHAR YORGUNLUĞUNA İYİ GELEN VİTAMİNLER”

    Bahar aylarında demir eksikliğinin sık görüldüğüne dikkat çeken Gülçin, demir açısından zengin olan et ve sebzelerin bol miktarda tüketilmesi gerektiğini ifade etti.

    Kahve gibi kafeinli içeceklerden de uzak durulması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Gülçin, şöyle devam etti:
    “Çünkü bunlar bahar yorgunluğunu tetikleyen faktörlerden biridir. Bahar mevsiminde vitamin alımı da iyi ayarlanmalı, bilhassa C, D ve E vitaminlerinin bol miktarda alınması gerekiyor. C vitamini kış mevsiminde gerekli olduğu gibi bu geçiş sürecinde de kullanılmalı. Özellikle limon, portakal, kivi ve ananas gibi C vitamin açısından zengin olan sebze, meyve ve gıdalar bu mevsimde bol miktarda tüketilmelidir. Diğer taraftan, D vitamininin de metabolizmada oldukça önemli olduğunu görüyoruz. Bahar aylarında güneş ışınları etkisiyle provitaminlerden sentezlenen D vitamini, aynı zamanda metabolizmada kalsiyum ve fosforun emilimi ve kullanımını da kolaylaştırmaktadır. Bunlara da dikkat edilmeli.”

    Karaciğer, balık, yumurta, peynir gibi hayvansal gıdaların D vitamini bakımından oldukça zengin içeriğe sahip olduğunu dile getiren Gülçin, “Mantar ve sebzeler de D vitamini kaynağı olarak kullanılabilir. E vitamini ise daha çok tahıllarda bulunur. Günümüzün popüler konularından biri olan tam undan yapılmış ekmek de bu bakımdan son derece önemlidir. Sağlık açısından da tam undan yapılmış ekmek kullanmak gerekiyor. Fındık, ceviz, yeşil sebzeler, domates ve patates de zengin birer E vitamini kaynağını teşkil etmektedir” şeklinde konuştu.

    AA

  • 2013 popüler diyetler

    2013 popüler diyetler

    Mevsimlerden diyet zamanındayız… Bu vesileyle son yılların en popüler diyetlerine göz atmaya ne dersiniz? Ender Saraç yazdı

    Dukan Diyeti, Fransız doktor Pier Dukan tarafından geliştirilen son yılların en popüler diyetlerinden. Protein yüklü beslenme ve buna bağlı olarak hızlı kilo kayıpları ön görülerek oluşturulmuş. Dukan’ı diğer popüler diyetlerden ayıran evrelerden oluşması.

    1. Aşama: Bu evrede sadece protein bazlı besleniliyor. (Balık, yağsız süt mamulleri, tavuk, kırmızı et.)

    2. Aşama: Sırasıyla önce sebze, sonra protein tüketiliyor.

    3. Aşama: Her gün protein ve sebze tüketiliyor, çok abartmamak kaydıyla meyve de yeniyor.

    4. Aşama: Haftanın belirlenen bir gününde sadece protein bazlı besleniliyor. Diğer günlerde yağ oranına dikkat edilerek istenilen yemekler yenilebiliyor.

    Hollywood yıldızlarının diyeti. Yapmanız gereken en önemli şey, şekeri hayatınızdan çıkarmak. 3 ana ve 1 ara öğün halinde besleniliyor. Ama her öğünde sadece bir tabak yemek yeniyor. Saat 20.00’den sonra kesinlikle hiçbir şey yenmiyor. Patates, pirinç, havuç, muz, ananas, işlenmiş şeker, alkol, bal ve dondurma yasak.

    İsveç diyeti, tamamıyla protein tüketmeye odaklı. Hedefi, yüksek protein tüketmiyle metabolizmayı hızlandırmak ve kilo verdirmek. Bu diyette kesinlikle tüketilmemesi gereken yiyecek ve içeceklerin başında gazlı olanlar geliyor. Diyete başlamadan ve bitirdikten sonra kişinin değerlerini kontrol ettirmesi gerektiği için sürecin hekim ve diyetisyen kontrolünde olması çok önemli.

    Kan grubu diyeti çok tartışıldı ama pek çok kişi de yarar gördüğünü belirtti… 0 GRUBU: Deniz ürünleri, iyotlu tuz, karaciğer, kırmızı et, ıspanak ve brokoli tüketmeleri öneriliyor. “Süt ürünlerinden ve yumurtadan uzak durun” deniliyor.

    A GRUBU: Soya proteinleri, tahıl ürünleri ve sebzelere ağırlık öğünler ve et yerine haftada 2-3 kez balık yemeleri öneriliyor.

    B GRUBU: Tavuk eti yerine hindi eti tercih etmeleri, bol bol balık tüketmeleri ancak ıstakoz, karides, kalamar ve midye gibi deniz ürünlerinden uzak durmaları öneriliyor.

    AB GRUBU: Et yerken de yanında mutlaka sebze tüketmeleri öneriliyor.

    Sadece zayıflamak için değil, sağlıklı bir yaşam sürmek için de uygulamak gerekiyor. Sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme şekli öneriliyor. Temelinde zeytinyağı, kırmızı et, sebze ve meyve, balık, tahıl ve fındık tüketimi var. Ayrıca ceviz, badem, yoğurt ve tam tahıllar da tüketilecek besin listesinde önemli bir yere sahip. Damak tadı açısında da oldukça zengin bir diyet…

  • Emziren anne zayıflama

    Emziren anne zayıflama

    Emziren anne diyetinde beslenmede özellikle “protein ağırlıklı beslenme” olmasına özen gösterilmelidir. Hayvansal proteinlerin yanında bitkisel protein grubu ( fasulye – nohut – soya ) mutlaka tüketilmelidir. Balık ve balık ürünleri haftada 1 ile 2 öğünde yer alması omega3 ve balık yağı asitlerinin faydaları açısından oldukça önem arz etmektedir. Unutulmamalıdır ki balık kesinlikle yağda kızartılmamalıdır. Izgara ya da buğulama yöntemi tercih edilmelidir.
    Her diyet programında olduğu gibi emziren anne diyetinde de ana amaç, ne tarzda olursa olsun sadece kilo vermek değildir; sağlıklı ve dengeli beslenerek kilo vermektir

    Kilo vermek için yapılan sağlıksız ve bilinçsiz diyetlerde bazı ana gıdalar az veya hiç alınmamakta, bunu sonucunda anne sütü azalmakta veya kalitesinde ciddi seviyelerde bozulmalar gözükmekte ve sonuçta annede ve bebekte sağlık problemleri oluşabilmektedir. Özellikle anneler bu dönemdeki diyetlerini mutlaka bir uzman yardımıyla yapmalıdırlar. Yenilecek gıdalar özenle ve iyi hesaplanarak seçilmeli ve diyet programına harfi harfiyen uyulmalıdır.

    Emziren Anne Diyeti, sağlıklı doğum sonrasında annenin gebelik dönemde alınan ortalama 10 ile 15 arasında kiloyu bir an önce vermek istemektedir. Fakat diyet programına en erken 3 hafta sonra başlanması en doğru ve sağlıklı olanıdır. Emziren bir anne günde en az iki bin kalori almak zorundadır. Mutlaka yeterli miktarda protein almalı ve günde en az 2-3 litre sıvı tüketmelidir. Suyun yanında limonata, nane aromalı ıhlamur veya papatya çayı hem bebek hem anne için oldukça yararlıdır.

    Bebeklerin beslenmesinde anne sütünün en önemli besin kaynağı olduğunun unutulmaması gerekmekte ve diyetin o şekilde yapılması gerekir. Bu dönemdeki diyetin en önemli farkı diyetin tekil değil iki kişilik yapılmasıdır! Anne sütü, bebeğin beslenmesi, metabolizmasının gelişmesi ve büyümesi adına en önemli gıda olduğu gibi anne ile bebeği arasında psikolojik bağ oluşmasını da sağlamaktadır. Bu sebepten dolayı annenin beslenirken özellikle sütünün yeterli oranda ve kalite seviyesinin düşmemesine öncelikle birincil olarak dikkat etmesi gerekir.

    Vitamin ve mineral yönünden zengin olan meyve ve sebzeler ihmal edilmeden yenilmelidir. Bu dönemde ( hatta her dönemde ) kesinlikle sigara ve alkol yasaktır. Kilo verilme aşamasında diyetin değişmez yardımcısı olan egzersiz ideal kilolarınıza gelinmesinde kesinlikle yardımcı faktördür. Pilates, yoga, yürüyüş ve yüzme kesinlikle önerilen sporlar arasındadır. Kilo verme döneminde ve açlık hissinin meydana gelmemesi konusunda alternatif tıptan yardım alınıp “akupunktur” uygulamaları yardımcı olabilir.

    Emziren bir annenin günlük kalorisi normal bir kadına göre 600 – 750 kalori fazlalık içermektedir. Bu yüzden de günlük alınacak kalorinin en az 2 bin – 2 bin 200 olmasına mutlaka dikkat etmelidir. diyet programında unutulmaması gereken diğer konu bol miktarda sıvı alınmasıdır. Sıvı alınması yaklaşık 2 – 3 litre civarında olmalıdır. Sizlere diyet uzmanı Dr. Ender Saraç tarafından hazırlanan diyet listesini sunuyoruz.

    Dipnot: Bir haftalık bu diyet programı arasında ara verilmeli ve doktor görüşü alınması tavsiye edilmektedir.

     

    Emziren Annelerin Birlikte Zayıflama Deneyimleri için tıklayın !

     

    Dr.Ender Saraç’dan Bir Haftalık Emziren Anne diyet Programı

    Emziren Anne diyet Programı
    1. Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Şekersiz Süt, – Bir Yumurta, – Bir Kibrit Kutusu Kadar Beyaz Peynir,
    – Bir Dilim Kepek Ekmeği

    Ara Öğün: Bir adet Elma.

    Öğle :

    – Bir Porsiyon Yağ Konmadan Yapılan Etli Türlü, – Bir Ufak Tabak Makarna ( Yağsız )
    – Bir Kase Yoğurt, – Bir Dilim Kepek Ekmeği.

    Ara Öğün:

    -Bir Dilim Kepek Ekmeği ile Bir Dilim Beyaz Peynir.

    Akşam :

    – Bir tabak Domates Çorbası, – Bir Balık Izgara, – Bol Salata, – Serbest Meyve.

    2. Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Şekersiz Süt, – Bir Yumurta, – Bir Kaşık Bal, – Bir Dilim Kepek Ekmeği,
    – Bir Domates-

    Ara Öğün: Bir tane Muz.

    Öğle :

    – Bir Tabak Etli Taze Fasulye ( Yağsız ), – Bir Porsiyon Yağsız Yapılmış Pilav,
    – Bir Kase Komposto ( Sakarin yada esmer şeker tatlandırılmalı ), – Bir Dilim Ekmek.

    Akşam :

    – Bir Kase Tarhana Çorba, – 5-6 Adet Izgara Köfte, – Bir Tabak Püre, – Bir Kase Yoğurt, – Bir Tabak Kayısı.

    Ara Öğün: Yatmadan Önce Bir Bardak light süt.

    3.Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Taze Portakal Suyu, – Bir Dilim Beyaz Peynir, – Bir Yumurta, – Bir Dilim Kepek Ekmeği.

    Öğle :

    – Bir Tabak Taze Etli Bezelye, – Bir Kase Cacık, – Bir Ufak Dilim Börek, – Bir Kase Komposto ( Sakarin ya da esmer şeker tatlandırılmalı ), – Bir Dilim Kepek Ekmeği.

    Akşam :

    – Bir Kase Yayla Çorbası,- Bir Tavuk But Haşlama, – İki Havuç, – Bir Domates, – Bir Salatalık ve Birkaç Yaprak Maruldan Oluşan Salata Tabağı,

    Ara Öğün: Yatmadan Önce Bir tane Muz.

    4.Gün

    Sabah :

    – Bir Yumurta, – Bir Dilim Beyaz Peynir, – Bir Domates,- Bir Dilim Kepek Ekmeği, – Birkaç Bardak Çay.

    Öğle :

    – Bir Porsiyon Barbunya Pilaki, – Bir Dilim Kepek Ekmeği, – Bol Salata, – Bir Ufak Kase Kaymağı Alınmış Yoğurt,

    Ara Öğün: Bir adet Muz.

    Akşam :

    – Bir Porsiyon Bonfile, – Bir Patates Haşlama, – Bir Tabak Taze Fasulye, – Bir Kase Cacık, – Bir Dilim Kepek Ekmeği, – Bir Domates.

    Ara Öğün:Yatmadan Önce Bir Bardak Light Süt.

    Emziren anne diyeti ile sağlıklı zayıflayın!
    5.Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Şekersiz Süt, – Bir Yumurta, – Bir Dilim Beyaz Peynir, – Bir Dilim Kepek Ekmeği, – Birkaç Bardak Şekersiz Çay.

    Öğle :

    – 6 Adet Yağsız Kıyma ve Az Ekmekle Yapılmış Izgara Köfte, – Bir Ufak Kase Kaymağı Alınmış Yoğurt, – Bir Tabak Süt ile Yapılmış Püre, – Bir Portakal.

    Ara Öğün: Bir tane Muz.

    Akşam :

    – Bir Kase Mercimek Çorbası, – Bir Tavuk Göğüs Haşlama, – Bir Tabak Taze Fasulye, – Bir Kase Cacık, – Bir Elma veya Portakal.

    6.Gün

    Sabah :

    – Bir Dilim Kepek Ekmeği, – Bir Bardak Süt, – 8 & 9 Adet Siyah Zeytin, – Bir Dilim Beyaz Peynir, – Birkaç Bardak Şekersiz Çay.

    Öğle :

    – Bir Tabak Yağsız Et İle Yapılmış Türlü, – Bir Kase Cacık, – Bir Ufak Tabak Yağsız Yapılmış Pilav, – İki adet Portakal.

    Ara Öğün: Bir Bardak Ayran.

    Akşam :

    – Bir Dilim Kepek Ekmeği Bir Adet Alabalık Haşlama, – Bir Domates, – İki Havuç,
    – Bir Salatalık, – Birkaç Yaprak Maruldan Oluşan Tabak,
    – Bir Ufak Tabak Yağsız Makarna (Üzerine İki Kaşık Yoğurt Koyabilirsiniz),
    – İstediğiniz Meyveden Bir Porsiyon Yiyin.

    7.Gün

    Sabah :

    – Bir Bardak Şekersiz Süt, – Bir Dilim Kepek Ekmeği, – Bir Dilim Beyaz Peynir, – Bir Domates, -Birkaç Bardak Şekersiz Çay.

    Öğle :

    – Bir Tabak Taze Bezelye, – Bir Dilim Kepek Ekmeği, – Bir Kase Cacık, İki Havuç,
    – İki Domates, – Bir Haşlanmış Patates,

    Ara Öğün: Bir tane Elma Ve Bir Portakal.

    Akşam :

    – Bir Kase Domates Çorbası, – Bir Bonfile, – Bir Dilim Kepek Ekmek, – Bir Patates Püre, – Bir Domates, – Bir Salatalık, – Bir Havuç, – Bir Muz.

    Emziren Anne Diyeti Yapanlar

    Malumunuz özellikle yeni olmuş anneler için diyet programlarını uygulamak ayrı bir hassasiyet gerektiriyor bu nedenle daha önce emziren anne diyetini uygulamış olanların görüşü bu aşamada büyük önem arz etmekte. Lütfen daha önce emziren anne diyeti yapmışsanız tecrübelerinizi bizlerle paylaşınız.

    Bu diyeti yapmadan önce lütfen hekimizinle görüşünüz.

    ilgili konular :
    – Doğum Sonrası Diyet Ne Zaman Yapılır?
    – Doğum Sonrası Forma Girme Rehberi
    – İdeal kilo ile hamile kalın
     makalemize tıklayarak bakabilirsiniz…

  • Canan Karatay beslenme uyarıları

    Canan Karatay beslenme uyarıları

    Prof. Dr. Canan Karatay, yemek pişirirken dikkat edilmesi gereken noktaları sıralıyor ve rafine şeker tüketiminin vücuda zararları konusunda da uyarıyor. İşte Karatay’dan öneriler…

    “YEMEKLER DÜŞÜK ISIDA, UZUN SÜRE PİŞİRİLMELİ”

    “Yemekler, çok yüksek ısıda pişirilmemeli, ayrıca unla terbiye yapılarak hazırlanmamalı! Yemekler düşük ısıda, uzun süre pişirilmeli. Malzemeler çiğden hep birlikte tencere veya tepsiye konup, ocakta ya da fırında pişirilmeli, yağda soğan veya biber öldürme gibi yöntemler uygulanmamalı. Özellikle güveç yaparken önce tencerede kavurma, sonra fırında pişirme gibi iki farklı pişirme şeklinin bir arada olmaması gerekiyor! Ya tencere ya da fırın tercih edilmelidir! Pişirme süresi çok fazla uzayıp, ısıya maruz kalma şekli değişip, ısı derecesi arttıkça yemekteki faydalı vitamin ve mineraller ölüyor.”

    “PİŞİRMEDE ALÜMİNYUM FOLYO VE TEFLONLARDAN UZAK DURULMALI”

    “Yemekler cam, çelik veya emaye kaplı dökme demir tencerede, tepside pişirilmeli. Alüminyum ve teflonlardan, mikro dalga fırınlardan uzak durulmalı. Pişirme sırasında alüminyum folyo, yanmaz pişirme poşeti ya da yağlı kağıt gibi ürünler asla kullanılmamalı!”

    “YEMEKLERDE BLENDER VEYA MİKSER KULLANILMAMALI”

    “Yemeklerde blender (karıştırıcı) veya mikser (çırpıcı) gibi elektrikli aletler kullanılmamalıdır. Çünkü yemeği işlenmiş hale getiriyor ve lifleri yok edip, sağlıksız hale dönüştürüyor. Bu da hazım sisteminin bozulmasına sebep oluyor.”

    “KIZGIN YAĞDA KIZARTMA YOK”

    “Kızgın yağda kızartma yapılmamalı! Balık ya da etler, sos veya una bulandırılarak yağda kızartılmamalıdır. Eğer illa kızartma yapmak isteniyorsa kısık ateşte, az zeytinyağı veya tereyağı ile sade pişirme yapılabilir.”

    “BESİNLERİ MEVSİMİNDE TÜKETMELİ”

    “Bugünün çocukları hem hareketli sokak oyunlarından, hem güneşten mahrumlar, hem de çilek, muz, salatalık, domates, biber gibi yiyeceklerin maalesef dört mevsim boyunca yetiştiğini sanıyorlar. Asıl üzücü olan ise, anne ve babaların bu durumu doğal karşılaması! Tıpkı sebze ve meyveler gibi, ülkemizde yetişen deniz balıklarının (çiftlik değil!), dağda bayırda yetişen yabani otların (serada değil), orman meyvelerinin (hormonlu, yapay üretim değil) de mevsimleri, zamanları var. Öncelikle mevsiminde yetişen yiyecekleri tüketmemiz gerekiyor.”

    “BUĞULAMA, EN SAĞLIKLI PİŞİRME YÖNTEMİ”

    “Izgara yapılabilir, ancak yiyecekler yakılmadan ve yüksek ateşe, kömür ve odun alevine, dumanına maruz kalmadan pişirilmeli. Ayrıca buğulama en sağlıklı pişirme yöntemlerinden biridir.

    “AYNI YEMEĞİ DEFALARCA ISITMAK TEHLİKELİDİR”

    “Yemekleri pişirirken çok az su konmalı. Böylece hem besin değerleri korunuyor, hem de daha lezzetli oluyor. Tazelik ve besin değerleri açısından yemekler günlük olarak pişirilmeli. Birkaç günlük yemek yapıp, aynı yemeği defalarca dolaba koyup çıkartmak, her seferinde ısıtmak tehlikelidir, kesinlikle yapılmamalıdır.”

    “KONSERVE BALIKLAR TERCİH EDİLMEMELİ”

    “Taze balığın her türlüsü sağlıklı. Ancak teneke kutudaki ve poşetlerdeki konserve balıklar, ambalajlarındaki kanserojen maddelerden dolayı riskli hale dönüşür. Bu yüzden fabrikasyon konserve balıklar da tercih edilmemelidir.”

    RAFİNE ŞEKER VE TATLI (AŞIRI KARBONHİDRAT) TÜKETİMİNİN ZARARLARI 

    . Tüm hücresel fonksiyonlarımız yavaş yavaş bozulmaya başlar. . Organizmadaki birçok sistem normal çalışamaz hale gelir. . Vücudun mineral dengesini bozar. Krom ve bakır eksikliğine neden olur. . Kalsiyum ve magnezyum emilimini bozar. . Vücutta su tutulmasını arttırır. . Protein emilimini engeller. . Dokuların esnekliğini ve işlevini bozar. . DNA yapısında zarara yol açar. . Bağımlılık yapıcı bir maddedir. . Vücudun bağışıklık sistemini yıkar ve zayıflatır. . Beyinde delta, alfa ve tetra dalgalarını bozar. Dikkatsizliğe, baş ağrısı ve migrene, depresyona neden olur. Şeker ve tatlı alımı azaltıldığında duygusal kararlılık artar. . Alzheimer hastalığına neden olur. . Derimizdeki kolajen yapısını bozar. Ciltte kırışıklıklara, erken yaşlanmaya sebep olur. . Çocuk felci riskini arttırır. . Böbreği büyütür, böbrek taşlarına sebep olur. . Her türlü kanser hücresini besler, mide kanseri riskini arttırır.

    “TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SORUNU, KABIZLIK”

    “Türkiye’nin en büyük sorunu kabızlıktır. Kabızlık ülkemizde hiçbir zaman hastalık olarak görülmez. Eğer siz her gün muntazam bir şekilde büyük abdeste çıkamıyorsanız, vücudunuz iyi çalışmıyor demektir. Bu, en önemli sinyal. Örneğin bana gelip, ‘Ben çocukluğumdan beri kabızım’ diyen hastalar var. Bu demektir ki vücutta hiçbir şey doğru dürüst çalışmıyor. Türkiye’de hekimler, bunu sormaya utanıyor, hastalar da sorunca ‘Kusura bakmayın’ diyorlar. Her gün düzenli olarak tuvalete çıkabiliyorsanız vücudunuz saat gibi çalışıyor demektir. Çıkamıyorsanız bir bozukluk var demektir. Hareket etmezseniz, su içmezseniz vücudunuz çalışmaz. Tabi ki yiyecekler de bunu etkiliyor. Kabızlığın en büyük nedeni aşırı şekerdir. Şeker ve şekere dönüşen unlu ve nişastalı gıdalar bağırsak florasını bozar. Şekerli yiyecekler yediğiniz sürece gazınız ve kabızlığınız artar. Onun için bağırsaklarda 4 binden fazla birlikte yaşadığımız mikrop vardır. Bunlar iyidir veya kötüdür. Şeker, kötü olanları arttırır. Çok tatlı yiyen ve çok unlu gıdalar yiyenlerde bağırsak problemleri, kronik bağırsak hastalıkları başlıyor.”

    “MARKETTE SATILAN LİMON SULARI ZARARLI”

    “Limon faydalı bir meyvedir. Ancak organik olmasına ve dış kabuğu kimyasallarla mumlanmış ve boyanmış olmamalı. Limon her zaman taze sıkılmış olarak kullanılmalı. Çoğu markette limon suyu olarak satılan sarı suların limonla yakından uzaktan alakası olmadığı gibi son derece zararlıdır.”

    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz

    Habertürk

  • Canan Karatay diyet önerileri

    Canan Karatay diyet önerileri

    İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, saat saat sağlıklı yaşam önerilerini sunarken, demir eksikliğinin önemini de vurguluyor. Karatay ayrıca “Diyabetliler bal, pekmez ve her türlü reçelden de uzak durmalılar” uyarısında bulunuyor…

    SON kitabı “Karatay Diyeti’yle Obezite ve Diyabete Çözüm Var” ile sağlıklı beslenmeyle ilgili tüm sorularımızı yanıtlayan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, saat saat sağlıklı yaşam önerilerini sıralıyor, diyabet hastalarının neler yapması gerektiğine ışık tutuyor. Karatay, kişide D vitamini ve demir eksikliği varsa kilo verilemeyeceğinin altını çizerken, Türk halkını şişmanlatan hataları da sıralıyor. İşte Karatay’dan öneriler…

    ‘DİYABET HASTALARI EKMEK, BÖREK, KEK, PİLAV YEMEMELİ’

    “Eğer obezseniz, diyabet ya da gizli şeker hastasıysanız, mutlaka sık yeme ihtiyacınız oluyordur. Diyabetlilerin öncelikle hedefi bunu kırmak olmalıdır. Diyabet, yanlış beslenme ve yaşam biçimi sonucu gelişen metabolizma bozukluğu hastalığıdır. Bu sebeple sağlıklı beslenme ile gerileyebilir. Diyabetlilerin vücuduna sağlıklı yağ (Köy tereyağı, soğuk sıkım sızma zeytinyağı, omega 3), sağlıklı protein (özgür tavuk yumurtası, normal yağlı peynir, et, balık, pastırma, evde yapılmış sucuk ve yoğurt), sağlıklı karbonhidrat (baklagiller grubu yani fasulye, mercimek, barbunya, börülce veya kuruyemiş grubundan fındık, fıstık, ceviz ve badem) girdiği zaman ensülin direnci yavaş yavaş kırılmakta ve kan değerleri yavaş yavaş normale dönmektedir. Sağlıksız karbonhidrat grubundaki yiyecekler (ekmek, börek, kek, beyaz pirinç pilavı, patates, fazla meyve, taze ve endüstriyel meyve suyu, asitli ve şekerli içecekler, alkol) tamamen kesilmelidir.” “Diyabet hastalarının tatlı ihtiyacı, kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem) ve kuru meyvelerle (kuru kayısı, kuru erik, kuru incir) karşılanabilir. Diyabetliler, bal, pekmez (keçiboynuzu dahil) ve her türlü reçelden (diyet dahil) de uzak durmalılar.”

    ‘DOĞAL YAĞLAR VE KIRMIZI ET OBEZLER İÇİN SAĞLIKLIDIR’

    “Doğal yağla yapılan yemekler kolesterolün ve ensülinin sağlıklı, normal değerlere gelmesini sağlıyor. Bu sebeple doğal yağlar ve kırmızı et obezler ve diyabet hastaları için sağlıklıdır, zararlı değildir!”

    ‘Düşük enerji, aşırı egzersiz yanlış’

    “OBEZLERDE karaciğer yağlanmasının oluşması sonucu, göbek etrafında araba tekerleği şeklinde yağların birikmesinin nedeni de budur. Fizik aktivitemizi artırarak, ensülin direncinin gelişmesini önlemek elimizdedir. Günlük karbonhidrat tüketimimizi azaltıp sağlıklı yağları ve proteinleri tüketiyorken, aynı zamanda fizik aktivitemizi de artırırsak, kan şekerimizi normal düzeylere indirmek mümkün olmaktadır. Düşük kalorili diyet ve fizik aktivitenin artırılmasının kilo verdirmediği, aksine kişileri bunalıma düşürdüğü yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Yani günlük enerjinizi azaltacaksınız, düşük enerji alıyorken her gün 1 saat koşacaksınız! İşte yapılan en önemli yanlışın bu öneriler olduğu bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu şekilde ‘kilo verme’ ise, kilo almanın en güçlü nedenidir. Düşük enerji, aşırı egzersiz kilo aldırır, verdirmez!”

    ‘Türk halkı hareketsiz ve unlu gıdaları çok tüketiyor’

    * “Türk halkındaki en büyük problem, hareketsizlik!” * “Türk halkı maalesef çok fazla ekmek, tatlı ve unlu gıdalar tüketiyor. Özellikle gençlerimiz fast food kültürüyle yetiştiriliyor. Hamburger, pizza, tost, sandviç, cips gibi yiyeceklerle karınlarını doyurmaya çalışıyor.” * “Ayrıca halkımızın büyük bir kısmı sağlıklı sanarak, her gün neredeyse 2-3 kilogram taze meyve yiyor, ama kuruyemişten kilo aldırır diye uzak duruyor!” * “Kuruyemiş tüketenler de, çiğ yemek yerine kavrulmuş ve tuzlanmış şekilde yiyerek büyük hata yapıyor!” * “Türk halkı az az, sık sık yiyerek zayıflamaya çalışıyor. Oysa sık sık yemek, sürekli ensülin hormonu salgılanmasına sebep oluyor ve farkında olmadan yağları eriten leptin hormonunun salgılanmasına engel olunuyor!” * “Halkımızın yaptığı bir diğer yanlış da sağlıklı yağlarla sağlıksız yağları aynı kefeye koymak. Vücudumuza sağlıklı yağ (doğal tereyağı, doğal sızma zeytinyağı) girmediği sürece birikmiş zararlı yağlarımızdan kurtulamayız!” * “diyetyapanlar, yalnızca kalori hesabına takılıyor. Yiyeceklerin ne protein içeriğine, ne de sağlıklı yağ içeriğine bakılıyor.”

    Hastalıklar

    Gizli şeker, diyabet ve tüm kronik hastalıkların nedenleri

    * Kötü beslenme * Kronik stres * Mikroplar * Toksinler * Alerjenler

    ‘D vitamini ve demir eksikliği kilo vermeyi engeller!’

    “BANA gelip ‘Ne yaparsam yapayım, kilo veremiyorum’ ya da ‘Çok yavaş kilo veriyorum’ diyenlerin gizli alerjileri, bilinmeyen değişik sağlık sorunları ve hormonal dengesizlikleri olabilir. D vitamini eksikliği de, kilo vermeyi engeller! Vücudumuzun ürettiği doğal ve en güçlü antioksidan özelliği olan D vitamininin eksikliğinde hücrelerimiz normal çalışmadığı için her türlü alerjik hastalık ve enfeksiyon hastalığı meydana gelmektedir. D vitaminin iki kaynağı vardır: Birincisi güneşin UVB ışınları etkisiyle derimizde üretilmektedir. İkincisi, gıdalarla alınabilmektedir. En önemli besin kaynağı balık, yürek ve karaciğerdir.”

    ‘Karaciğer, yürek ve dalak demir açısından zengin gıdalardır’

    “DEMİR eksikliği varsa, yine kilo verilemez! Yemekten hemen sonra çay içme âdeti de, gıdalarda bulunan az miktardaki demirin emilimini önlemektedir. Karaciğer, yürek, dalak gibi sakatatlar, kırmızı et, baklagiller, kuru üzüm ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdalardır.”

    ‘MUTLAKA YOĞURT TÜKETİN’

    “Yoğurt, bir mutfağın olmazsa olmazlarındandır. Önemli bir probiyotik gıdadır, sindirim enzimlerinin düzenli çalışması ve bağırsaklardaki faydalı mikropların üremesi adına çok etkilidir. Yani buzdolabınızdan eksik olmamalıdır. Evde yoğurt yapmak için açık süt, mandıralardan veya günlük taze süt satan şarküterilerden alınabilir. Eğer bulunmazsa günlük pastörize süt (cam şişede) kullanılabilir.”

    ‘6-7 DİLİM EKMEK SAKINCALI’

    “Günde 100 gram karbonhidrat yeterlidir. Çünkü vücudumuzu aşırı çalışmaya zorlar. Bu nedenle kilolu, karaciğer yağlanması oluşmuş, göbek çevresi genişlemiş olan obezlere ve diyabet hastalarına günde 6-7 dilim ekmek tüketmenin önerilmesi son derece sakıncalıdır.”

    Yemeklerin yanında tercih edilen yiyecekler 

    * “Et ve balık yemekleri ile birlikte bol mevsim salatası, soğan yenebilir.” * “Yemeklerle birlikte cacık, sızma zeytinyağı, bol sarmısak ve nane eklenerek içilebilir.” * “Turşu, evde geleneksel usulle (bol sirkeli ve az tuzlu) hazırlanarak rahatlıkla tüketilebilir.”

    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz için tıklayın !

    Saat saat öneriler :

    06:00

    Kahvaltıda köy tereyağında yumurta (arzu edilirse pastırmalı olarak), yanında 8-10 adet zeytin, bir avuç içi kadar beyaz peynir, bir çay bardağı ceviz içi, arzu edildiği kadar domates, biber, salatalık, turp, maydanoz, nane, roka, tere ve limonlu çay.

    08:00 – 09:00

    Herhangi bir ekmek, simit, poğaça yenmeyecek.

    10:00

    Ara öğün şart değil! Acıkma hissi oluşanlara şekersiz bitki çayı ve birlikte avuç içi kadar ceviz içi yeter de artar.

    11:00

    Her gün bir antioksidan vitamin ile birlikte mutlaka 2-3 gram katkısız omega 3 tüketmenizde fayda var.

    Öğle yemeği, bir tabak zeytinyağlı yeşil fasulye, 3-4 adet ızgara köfte, bir kâse yoğurt, turp ve havuç ile hazırlanmış salata ile bir tatlı kaşığı keten tohumu olabilir. Tüm salatalara doğal sirke konabilir. Çünkü sirke, mide hazmını ve midenin boşaltılmasını yavaşlatır. Bu nedenle faydalıdır.

    14:00

    Öğle yemeği sonrası işe başlamadan önce 15-20 dakika yürümek, siz çalışırken yağlarınızın yakılmasını, göbeğinizin erimesini ve selülitlerinizin yok olmasını kolaylaştırır.

    15:00

    Ara öğün şart değil! Yine de acıkanlar bir elma, bir avuç tuzsuz yer fıstığı ile taze limon eklenmiş su ya da şekersiz çay tüketebilir.

    16:00

    Her gün 2-3 litre sıvı almaya dikkat etmeli. Öğünler arasında bol limonlu su, şekersiz çay ve ayran içilebilir.

    17:00

    Üzerinde diyet yazsa dahi kurabiye, bisküvi, çikolata, şeker yenilmeyecek, gazlı içecekler içilmeyecek.

    18:00 – 19:00

    Akşam yemeğinde 3-4 kalem kuzu pirzolası, mevsim salatası, zeytinyağlı enginar yenebilir.

    20:00

    Bu saatten sonra meyve dahil her şey yasak! Şekersiz bitki çayı ile limonlu suya izin var.

    21:00 – 22:00

    Sakın bir şeyler atıştırmayın! Ensülini yükseltmeyin.

    23:00

    Yatmadan önce 20 dakikalık yürüyüş harika olur.

    24:00 – 01:00

    Uyku önemlidir. Siz uykunun derinliklerine dalarken, zayıflatan hormon leptin uyanıyor ve en yüksek düzeyde salgılanmaya başlanıyor.

    02:00

    Leptin hormonunun salgılanmasına fırsat verdiğimiz zaman kilolarımızı rahatlıkla verebiliriz. Böylece organizmada birikmiş ve depo edilmiş yağlarımızın, ara öğün olarak kullanılmasını sağlıyoruz. Güçlü ve dinç kalıyoruz.

    Canan Karatay Diyet Deneyimlerimiz için Tıklayın !