Etiket: yüz

  • Hamile Makyajı

    Hamile Makyajı

    Yakında anne oluyorsunuz!

    Yaşayacağınız bu dokuz ay, yeni bir hayatın esasını oluşturacak!

    Mutlu ama bir o kadar da zorlu hamilelik döneminizde makyaj yaparken size yardımcı olması açısından yaralı olduğunu düşündüğümüz Hamile Makyajı hoş bilgilerle dolu. Üstelik bu makyaja sadece 5 dakika ayırmanız yeterli.

    HAZIRLIK

    Bu makyajın amacı doğallık ve parıltı! Mutluluğunuzun yansıması olacak hızlı bir makyajla ışıltılı bir ten, parıl parıl gözler ve şefkat dolu dudaklara kavuşacaksınız.

    İşte ilk adım… malzeme listesi:

    – Nemlendirici bir gündüz kremi
    – Pudra (istenirse bu ürün yerine sıvı fondöten veya renkli bir krem de kullanabilir)
    – Koyu olmayan pembe bir allık
    – Gri tonlarında bir göz kalemi
    – Göz kapaklarını gölgelendirmek için somon veya pembemsi bej tonlarda bir far
    – Siyah rimel
    – Tercihe göre açık (pembemsi bej) veya daha parlak (mercan) tonlarında bir ruj

    Makyaj süresi:

    – 5 dakika

    MAKYAJ

    Makyajın kalıcılığını sağlayacağı için gündüz kremini uygulamak makyajın en önemli aşamalarındandır. Nemlendirici özelliği nedeniyle krem aynı zamanda yüzünüzü rahatlatacaktır.

    Cildinizin homojen görünmesini sağlamak için renkli bir krem veya sıvı fondöten ile küçük kusurları kapatın. Daha sonra şeffaf veya çok açık pembe bir pudra ile yüzünüzü matlaştırın. Cildiniz kusursuz ise sadece pudrayla makyajın sabitlenmesi yeterli olacaktır.

    Kalın bir fırça yardımıyla elmacık kemiklerinize hafifçe allık uygulayarak yüzünüze “sağlık dolu” bir görünüm kazandırın.

    Gri göz kalemiyle kirpik diplerinizi çizerek bakışlarınızı belirginleştirin. Üst ve alt göz kapağının birleştiği gözün köşe kısmını çok hafif şekilde çizmeye dikkat edin. Göz kapağınıza gölge uygularken sadelik ve tatlılık hedefleyin: kadifemsi bir gölgeleme yapın. Yumuşak ve açık renkler seçin. Farı göz kapağınızın hareketli kısmına ve onun hafifçe üstüne doğru uygulayın.

    Son ve kaçınılmaz etap, bakışınıza yoğunluk getirecek olan rimeldir. Kirpiklere hacim kazandırır, onları kalınlaştırır ve uzatır. Gözlerinizi büyük göstermek için üst kirpiklerin dışlarına rimeli iyice sürün. Alt kirpiklerinize hafif uygulayın.

    Makyajı bitirmek için pembemsi bej renkte bir ruj sürerek bir parlatıcı yardımıyla dudaklarınıza yumuşaklık ve şefkat kazandırın

    ÖNERİLER

    Hamilelik süresince cildin pH dengesi daha asittir, bu nedenle de makyajda uygulanan renkler bozulabilir. Bunun için makyajı yapmadan önce bir baz uygulamayı ihmal etmeyin. Bu baz, makyaj ile cilt arasında koruyuculuk görevi yapacaktır.

    Makyajınızı yaparken soğuk renklerden (maviler, yeşiller, vb.) kaçının.

    Yanaklarınız dolgunlaştıysa ve yüzünüzü daha ince göstermek istiyorsanız koyu renk pudrayı yanakların alt tarafına, açık renk pudrayı da şakaklarınıza doğru sürerek bu etkiyi yakalayabilirsiniz. İki renk pudra alt tarafa doğru çukurluk etkisi yaratacaktır.

    Yatmadan önce makyajınızı temizlemeyi sakın ihmal etmeyin. Cildinize temizlik sonrasında uygulayacağınız bakımın neticesinde sabah daha güzel uyanacaksınız!

    İlgili Konular ;
    Hamilelikte Makyaj ve Saç Boyama
    Hamilelikte Makyaj Sakıncalı Mı ?
    Gebelik ve Makyaj

  • Uzun ve Gür Kirpiklere Sahip Olmak

    Uzun ve Gür Kirpiklere Sahip Olmak

    Tüm kadınlar uzun kirpiklere sahip olmak ister. Bunun için birçok yağ ve tedavi olduğu söylensede çoğu kadın ne yapacağını bilmiyor. Uzun ve gür kirpikler gözleri öne çıkarır ve daha güzel görünmenizi sağlar.Uzun ve gür kirpiklere sahip olmak için kadınların bir çoğu kozmetik ürünleri kullanıyorlar. Kozmetik ürünlerinin yanı sıra takma kirpiklerde bir başka kirpik uatma yöntemidir. Hanımlar değişik markaların kirpik uzatan rimellrine paralar yatırıyorlar. İşte evde denemeniz için bazı öneriler;

    Hint yağı ve kakao yağı ile yapacağınız karışım ile daha uzun ve gür kirpiklere sahip olabilirsiniz. Ancak maskeyi hazırlarken dikkat etmeniz gereken konulardan biri, maskeyi mutlaka cam kâsede hazırlayın ve metal kaşık yerine tahta ufak bir kaşık kullanın.

    Ufak bir cam kâsenin ya da kavanozun içine, bir yemek kaşığı kakao yağı ve bir çay kaşığı Hint yağı koyun ve karıştırın. Ardından bir tencerenin içine bir miktar su koyup ocakta suyu kaynatıp ocaktan alın. Kaynar su olan tencerenin içine cam kâseyi koyun ve içine su kaçırmadan Hint yağı ile kakao yağını karıştırmaya devam edin. Karışım macun kıvamını alınca tencerenin içinden çıkarın ve soğumaya bırakın.

    Geceleri yatmadan önce bu karışımı gözlerinize kaçırmadan, damlatmadan ucu pamuklu kulak çöpü ile kirpik diplerinize değecek şekilde sürün. Düzenli olarak 15 gün devam edip sonra bir hafta ara vererek tekrar başlayabilirsiniz. Gözlerinize kaçar ve herhangi bir alerjiye sebep olursa, uygulamayı bırakın. Bu maskenin kısa sürede kirpiklerinizi gürleştirdiğini göreceksiniz. Şayet kaşlarınızda seyrek ve kısa ise kaşlarınıza da aynı uygulamayı yapabilirsiniz.

    İlgili Konular ;
    Uzun ve gür Kirpik için
    Takma Kirpik Kullananlarin Önerileri, Soruları, Cevapları
    Takma kirpik takımı

  • Makyajsızda Güzel Olabilirsiniz

    Makyajsızda Güzel Olabilirsiniz

    “Çok hafif makyaj ya da ‘hiç makyaj’ ile nasıl iyi görünürüm?” diyorsanız, bu önerilere kulak verin! Cildin pul pul olmaması için cildi nemlendirmek önemlidir. İyi nemlendirilmemiş bir cilde uygulanan fondöten, derideki gözeneklere hücum ettiğinden, yüzdeki kusurları ön plana çıkarır.

    Makyaj, kadınların vazgeçilmezi. Birçok erkek tarafından kadınların ‘savaş boyaları’ olarak algılansa da, yalnızca ‘boyanmaktan’ ibaret bir uygulama değildir aslında. Sağlıklı görünmek isteyen, ancak sorunlu cildi olan kadınlar ve genç kızlar, bazı küçük ‘hilelerle’ hem makyajlı gibi görünmez, hem de istediği sonuca ulaşır. İşte örnek öneriler…

    Pul pul dökülen dudaklar: Tüm vucüdumuz gibi dudaklarımız da deri değiştirir. Arada bir diş fırçasıyla nazikçe fırçalayabilirsiniz, ya da bir tülbent yardımıyla vazelinle masaj yapabilirsiniz.

    Aydınlatıcı kullanın: Daha parlak ve aydınlık bir cilt istiyorsanız, aydınlatıcı kremleri tek ya da fondöten ile karıştırarak kullanın. Ama aşırıya kaçmayın.

    Yara izlerini saklayın: Yüzünüzde yara izi yada leke varsa mat bir fondötenle kapatın. İzler derinse koyu renkli fondötenleri kullanmayın. Renkli fondöten veya kapatıcı, sorunlu bölge için ideal olacaktır.

    Kaşlarınızı düzeltin: İyi şekillendirilmiş kaşlar, parlak ve anlamlı bakışlar kazandırır. Çok kalın olması, gözlerin daha küçük ve çökük görünmesine neden olurken; çok ince alınmış kaşlar olduğunuzdan yaşlı gösterir. Parlaması için, kaş diplerine ten renginizden 1-2 ton açık aydınlatıcı uygulayın.

    Pudra kullanımı: Cildinizde yağlanmadan oluşan parlamayı, yarı saydam bir pudra yardımıyla giderin. Uygulamayı küçük başlı fırçayla yuvarlaklar çizerek yapın.

    Kirpikler: Kirpiklerin en dibinde, gözle görülmesi zor bir şekilde koyu renkli eye liner çekin. Daha belirgin ve parlak bakacaksınız.

  • Erkeklerin İtici Bulduğu Makyaj Hataları

    Erkeklerin İtici Bulduğu Makyaj Hataları

    2000 kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre, erkekler yoğun makyajlı kadınlar yerine daha daha doğal kadınları tercih ediyor.

    Buna göre kat kat sürülen fondötenler, parlak renkli rujlar ve panda gibi boyanan gözler, erkekleri çekmekten çok itiyor. Her beş erkekten biri, partnerinin makyajı azaltmasını dilerken, her on erkekten biri de makyajsız kadınlardan daha çok hoşlandığını söylüyor. Ancak erkeklerin sadece yarısı bu konudaki görüşlerini dile getirebiliyor. Erkekler yoğun makyajlı kadınlar yerine daha doğal kadınları tercih ediyor.

    Erkekler Makyajda En Çok Neleri İtici Buluyor?

    – Dişe bulaşan ruj
    – Yoğun allık
    – Kalın fondöten
    – Panda gibi boyanmış gözler
    – Topak olmuş maskara
    – Parlak ruj
    – Çene çizgisinde oluşan fondöten hattı
    – Parlak mavi göz farı
    – Kalemle çizilmiş kaşlar
    – Amy Winehouse stili eyeliner kuyrukları

  • Genital Herpes Simplex Nedir

    Genital Herpes Simplex Nedir

    Genital herpes “Herpes Simplex” adlı bir virüsten kaynaklanır ve semptomları genital organlarda uçuk (kabarcık, kızarıklık, ağrı, kaşıntı) çıkmasına benzer. Virüs ile enfekte olan insanların çoğu herhangi bir semptom göstermez.

    Herpes simplex virüsünün (HSV) iki ana tipi vardır: HSV-1 ve HSV-2. HSV-1 enfeksiyonu çoğunlukla yüz bölgesinde uçukların ortaya çıkmasına yol açar. (Buna karşın kimi zaman genital herpese de sebep olabilmektedir) Genital herpesin semptomları belirtileri genital organlarınızda uçuk (kabarcık, kızarıklık, ağrı, kaşıntı) çıkmasına benzer. Semptomların ilk ortaya çıkışının ardından, yeni semptomlar ortaya çıkabilir, ya da diğer adıyla “reküranslar” oluşabilir.

    Genital herpes virüsü ile enfekte olan bir kişi için kesin tedavi olmamasına rağmen, ilaç tedavisi yoluyla semptomlar kontrol altında tutulabilir ve cinsel aktivitenin daha güvenli yapılmasıyla (kondom kullanılarak) enfeksiyonun eşlere bulaşma riski azaltılabilir. Durumu kontrol altına alabilmeniz için yapılabilecek çok şey vardır. Öncelikle genital herpesi öğrenmekle başlayabilirsiniz. Genital herpes virüsü ile enfekte olan bir kişi için kesin tedavi olmamasına rağmen, ilaç tedavisi yoluyla semptomlar kontrol altında tutulabilir.

    Size veya bir yakınınıza genital herpes teşhisi konuldu ise öncelikli olarak yapmanız gereken bu hastalık hakkında bilgi sahibi olmaktır. Genital herpes virüsü ile enfekte olan bir kişi için kesin tedavi olmamasına rağmen, ilaç tedavisi yoluyla semptomlar kontrol altında tutulabilir ve cinsel aktivitenin daha sağlıklı yapılmasıyla (prezervatif kullanılarak) enfeksiyonun eşe bulaşma riski azaltılabilir.

  • Lazer Epilasyon tecrübelerim

    Lazer Epilasyon tecrübelerim

    Lazer Epilasyon tecrübelerim | 1Size bu konuyla ilgili çok uzun mazisi olan biri olarak diyebilirim ki ;

    1- Alexandrite veya Diode lazer yaptırın çünkü bunlar hakkında bir çok literatür okudum. Okuduklarım hastane araştırmalarıydı ve en etkili yöntemlerin bunların olduğu tespit edilmiştir. İngilizceniz yeterliyse internette bununla ilgili tezler arayın.

    2- Melanin hem cilde hemde kıla rengini veren maddenin adıdır. Melanin lazerin ısı enerjisini kıl köküne ulaştırır. Yani kıl ne kadar koyu ve kalın ise o derece iyi sonuç alabileceksiniz. Bu yüzden lazerin ince tüylerde ya tedavisi çok uzun sürecektir ya da hiç etkisi olmayacaktır.

    3- Ten renginiz ne kadar açıksa yani melanin ne kadar az ise lazer kılları o kadar iyi görecektir. Çünkü lazer ışınları cildi ve kılları birbirine karıştırmayacaktır. Açık tenlerde bu yüzden yanık oluşma ihtimali daha düşüktür.

    4- Seans aralıkları çok önemli yüzde ki kıllarda 4 hafta gibi. Vücutta ki kıllarda 6-8 hafta arası. Çünkü bu bahsettiğim haftalarda kıllar yeni çıkmaya başlıyor. O anı kaçırdınız mı lazer o kökleri yaksa ve o kıllar dökülse bile etkisi olmayacaktır.

    Benim bacaklarda 1. ve 2. seans arası 10 hafta 2. ve 3. arası 12 hafta , 3. ve 4. arası. 14 hafta, 4. ve 5. arası 15 hafta olmuştur. Seans aralıkları uzatılır çünkü kılın uzama kabiliyeti gittikçe azalır.

    Vücut bölgesinde her 4 haftaya lazer yapan birileri varsa emin olun ki para tuzağıdır…

    5- Hormonal bozukluğunuz varsa boşuna ümitlenmeyin :(

    6- Hamilelikte veya daha sonrasında hormonal değişikten dolayı azar azar yeniden çıkabilir ama asla hepsi çıkmayacaktır. Buna da razı olun artık.

    7- Yüze sakın jilet vurup ince tüyleri beslemeyin! Bir bitkiyi ne kadar yolarsan o kadar dağılır o toprakta. Çok göze batanları tek tek makasla kırpın.

    8- Yanık oluşursa anında Aloe Veralı jel veya cilt yatıştırıcı bir krem sürün.

    9- Vücut; her hücresiyle her zaman yenilenen-yenilenebilen birşeydir. Kılların zaman içerisinde çıkma ihtimali var. Aşırı hormonel bozukluğunuz yoksa asla ve asla hepsi çıkmayacaktır.

    Bana gelince..

    Koltukaltı son seansımı en son tam 2 sene önce yaptırmıştım. Bugün… sadece 3-5 kıl var. Zaman zaman jiletledim de ağda makinayla aldım da o minik kılları ama hiçbir şey olmadı… Asla çoğalmadı. Çok mutluyum. Merak edenler varsa Light Sheer Diode lazer yaptırmıştım…

    Bacaklarım çok kıllıydı erkek kardeşimle yan yana tutunca bacaklarımızı gülüşüyorduk :) Şimdi çok azaldı inceldiler incecikler ama çıkıyorlar. Tahminimce 8 seansta biterler ama bir kıl kökünden 3-4 kılın birden çıktığını düşünürsek normal bir seans sayısı! Diode lazer yaptırıyorum iki hafta önce 5 seansımı yaptırdım 50kJ ile çok yüksek bir dozaj biraz düşük olabilir aslında bazı yanıklarım oluyr… Asla 30kJ den düşük yaptırmayın bacaklarınızı Light Sheer Diode lazer ile!!!

    Genital bölgeme gelince.. Her tarafını yaptırıyorum.. Ön arka alt üst :) Çok memnunum nihayet kıl batmalarından kurtuldum çıkan tüyler yumuşacık. 3. Seansımı yaptırdım bir kaç gün önce. Kaç seans giderim tahminim yok gerçekten. Alexandrite ile yaptırıyorum bunu. İki lazer kıyas edebilmek adına..

    Şunu diyebilirim ki alexandrite in tene temas etmemesi çok güzel bir olay… Dalga uzunluğu daha yüksek olan Diode in de jel ile kullanmasını tavsiye ederim çünki hem daha az yanık oluşuyor kıllar tene yapışmıyor hemde seans daha hızlı bitiyor..

    Bu arada ufak tefek kabuklanmalar iz bırakmadığı sürece normaldir.

    Yaptırmak isteyen veya yaptırıp da umudu tükenmiş olan arkadaşlara belirttiğim noktaları dikkate almalarını rica ederim. Kesinlikle ve kesinlikle kendinizi bu işin ehline bırakın. Size sorularınızı cevaplayamayan veya mantıksız gelen birine güvenmeyin ve en önemlisi araştırın. Araştırırken güvenilir kaynakları seçin. Mutlaka hijyenik ve doktor kontrolünde yaptırın. Elinde cihaz olan her merkez ve herkes bu konuda ehil değildir unutmayın.

    Asla vazgeçmeyin, kadını kadın yapan bakımdır.

    Özgün içeriktir, kaynak gösterilmeden paylaşılamaz ! Pomelo’ye desteğinden dolayi teşekkür ederiz !

    Konu : Lazer Epilasyon, İğneli Epilasyon

    Kadınlar Kulübü Lazer Epilasyon kullanıcı yorumları için tıklayınız

    Lazer Epilasyon Hakkinda Önerileriniz,Sorulariniz ,Sorunlariniz

  • Golden Rose Terracotta Blush-on allıkları ile kış güneşi yüzünüzde

    Dünya kadınlarının tercihi olan Golden Rose’un çok özel serisi Terracotta Blush-on allıkları ile etkileyici bir yüze sahip olmak artık çok kolay. Terracotta Blush-on’un ipeksi dokusu sayesinde siz silmek istemedikçe allığınız yüzünüzde ilk anki canlılığını ve tazeliğini koruyacak, kış yorgunluğunu giderip yıldızların ışıltısını yüzünüze yansıtacak…

    Golden Rose’un Terracotta Blush-on allıkları sayesinde yanaklarınızda kadifemsi bir yumuşaklık, yüzünüzde canlı bir görünüm sizleri bekliyor. Golden Rose’un Terracotta Blush-on allıkları parlak dokusu ile yüzünüze ve yanaklarınıza gün boyu kalıcı, canlı ve çekici bir görünüm kazandırıyor. 2011 kışının en gözde renklerini içeren Terracotta Blush-on allık kalıcı, parlak ve mükemmel bir makyaj için vazgeçemeyeceğiniz bir ürün…

    Yüzde ve yanaklarda fark yaratan renk seçenekleri ile Terracotta Blush-on kış yorgunluğunu yüzünüzden silecek.

    Hem gece hem gündüz makyajınızda Terracotta Blush-on allık makyaj çantanızın vazgeçilmezlerinden olacak. Bu mükemmel makyaj ürünü ile kış sezonunun en trend kadını olacak, çarpıcı görünümünüzle hiç olmadığı kadar dikkat çekeceksiniz!

    Golden Rose Terracotta Blush-on allıkları ile kış güneşi yüzünüzde | 2

    Golden Rose Terracotta Blush-on Allık fiyatı: 15,30 TL.

  • Golden Rose’un ruj serisi Ultra Rich Color Lipstick ile kış trendlerini yakalayın

    Golden Rose’un ruj serisi Ultra Rich Color Lipstick ile trendleri yansıtan mükemmel bir kış makyajı sizi bekliyor.

    Golden Rose’un Ultra Rich Color Lipstick ruj serisi 2011 yılının kış trendlerini yansıtan seçenekleriyle fark yaratıyor.

    Bu kışın en trend renklerinden koyu kırmızı makyajınıza bambaşka bir dokunuş katacak. Kırmızının ve bordonun değişik tonlamaları da diğer seçenekler arasında. Golden Rose Ultra Rich Color ile bu kış sezonuna damgasını vuracak koyu tonların en güzel örnekleri sizinle olacak.

    Yoğun renk veren, dudakları okşayarak kolayca yayılan kremsi yapısıyla özel içerikli bu ruj serisi, içeriğindeki E vitamini ve Shea Butter sayesinde dudaklarınızı besliyor, nemlendiriyor, uzun süre gerçek bir güzellik ve bakım sağlıyor.

    Golden Rose'un ruj serisi Ultra Rich Color Lipstick ile kış trendlerini yakalayın | 3

    Gündüz ve gece vazgeçemeyeceğiniz ruj serisinin metalik, sedefsiz ve ışıltılı seçenekleri 45 göz alıcı renkte sunuluyor.

    Metalik: Dudaklarında pürüzsüz, yoğun metalik ve sedefli bir parlaklık isteyenler için metalik renkler.

    Sedefsiz: Dudaklarında sedefsiz ve yoğun renk isteyenler için yumuşak, kremsi yapısı çok özel.

    Işıltılı: Dudaklarda elmas ışıltısı saçmak ve göz kamaştırıcı parlak dudaklar yaratmak için pırıltılı renkler.

    Dudaklarınızda bu üç farklı etkinin dokunuşunu hissedin! Gündelik ve iş hayatınızda, gece eğlencelerinde, arkadaş buluşmalarında, özel günlerde kısaca hayatınızın her anında vazgeçemeyeceksiniz!

    Golden Rose Ultra Rich Color Lipstick 8,50 TL’dir.

    Golden Rose :

    Golden Rose markasının üreticisi Erkul Kozmetik, kurulduğu 1983 yılından beri ilke edindiği kaliteli üretim ile kozmetik sektörünün önemli kuruluşlarının başında gelmektedir. Erkul Kozmetik ürünlerini 77 ülkeye ihraç etmektedir. Renkli kozmetik üretiminde yeniliklerin öncüsü olan marka, Ar-Ge yatırımlarına verdiği önemle hijyen ve sağlığı ön planda tutmaktadır. Türk ve dünya kadınlarının büyük bir beğeniyle takip ettiği Golden Rose çok geniş ürün ve renk skalasına sahiptir. Marka oje konusunda dünyanın 5 büyük üreticisinden biridir.

  • Profiloplasty ile yüzünüzde altın oranı yakalayın, Profiloplasty nedir ? Altın oran nedir ? Op. Dr. Naci Çelik

    Profiloplasty ile yüzünüzde altın oranı yakalayın, Profiloplasty nedir ? Altın oran nedir ? Op. Dr. Naci Çelik | 4Yüzyıllardır, gözlerin, burnun, kaşların, dudakların birbirine mesafesindeki uyumla belirlenen altın oran, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sının altın oranıyla da popülerleşerek günümüze dek ideal güzelliği tarif etti. Bugün, kendi altın oranımıza Profiloplasty uygulamasıyla kavuşabiliyoruz. Profiloplasty özetle; yüzdeki herhangi bir uygulamanın diğer tüm uzuvlarla da uyumlulaştırılması sürecini tanımlıyor ve teoride matematiksel bir işlem iken pratiğe döküldüğü zaman bir sanat halini alıyor.

    Kim daha güzel, orantılı bir yüze sahip olmak istemez ? Plastik cerrahi ve diğer medikal estetik uygulamalar bu istek etrafında; kusurları gidermek ve güzellikleri öne çıkarmak için çalışır.

    Özellikle yüzümüzde genel beğeniye ve kendi estetik anlayışımıza uygun bir görünüme sahip olmak isteriz. Daha küçük bir burun, dolgun yanaklar, gergin alın gibi.

    Güzellik anlayışı kültürden kültüre değişse dahi, genel olarak güzellikle uzlaşılan ve bilimsel olarak da açıklanabilen bir ölçü vardır. Leonardo da Vinci ile popüler olmuş bir kavram olan ‘altın oran’ kabaca, büyüğün küçüğe oranı olarak ifade edilir. Yüzün boyu / Yüzün genişliği; Dudak- kaşların birleşim yeri arası / Burun boyu; Yüzün boyu / Çene ucu-kaşların birleşim yeri arası; Ağız boyu / Burun genişliği; Burun genişliği / Burun delikleri arası;

    Göz bebekleri arası / Kaşlar arası gibi.

    Aslında burnumuzu büyük, çenemizi dar, yanaklarımızı çökük bulup, plastik cerrahiden destek almak isterken, bilerek ya da bilmeyerek bu orana yaklaşmaya çalışmaktayız.

    Plastik cerrahi artık bunu daha bilimsel yapıyor ve Profiloplasty ile tek bir bölgeyi düzeltmek yerine, onun diğer bölgelerle, örneğin bir burun ameliyatı söz konusuysa, burnun çeneyle, dudaklarla, yanaklarla, alın ve kaşlarla orantısını da gözetip tamamını birbiriyle uyumlu hale getirecek ve ideal orana yaklaştıracak çözümler sunuyor. Yöntemin uygulayıcısı Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Naci Çelik; Profiloplasty’nin ne olduğunu, nasıl işlediğini ve beklenen sonuçları hakkında bilgi verdi.

    Profiloplasty nedir?

    Profiloplasty kısaca tarif edilecek olursa kişinin yandan görünümünü düzeltmeyi amaçlayan işlemlerin tümü olarak tanımlanabilir. Tabi ki yandan görünümde asıl belirleyici faktör burun ve dolayısıyla burnu düzeltici işlem olan rhinoplasty’dir. Maalesef pek çok doktor yüz görünümündeki şikâyet nedeniyle başvuran hastalarda işlemin basitliği ve hastaya maliyetinin fazla olmaması nedeniyle hastalara sadece rhinoplasty işlemini önermişlerdir.

    Bu da burun ameliyatı olduğu halde hala kendisinin daha güzel ya da daha yakışıklı olduğunu hissetmeyen hastaların sayısının artmasına ve yüze uygun olmayan yapay görünümlü burunların artmasına neden olmuştur.

    Haliyle burun ameliyatı olmak isteyen hastalar çevrelerindeki bu kötü örnekleri görerek yaptırmak istedikleri bu operasyonu yaptırmaktan vazgeçmişlerdir.

    Profiloplasty hastanın sadece yüzünün yan ve oblik (yan ile karşı arası duruş) görünümünü değerlendirmekle kalmaz bu görünüm üzerindeki etkisi olan ünitelerin kendi aralarındaki açı ve oranları da dikkate alır.

    Profiloplasty’nin tek tek plastik cerrahi işlemlerinden farkı nedir ?

    Profiloplasty yüzü bir bütün olarak değerlendirir ve
    Alın-burun açısı
    Burun-dudak açısı
    Burun-çene açısı
    Çene-Çene altı oran
    Çene- boyun açısı
    Kulak-burun büyüklüğü oranı gibi oranları da dikkate alınarak bir uygulama programı önerir.

    Örneğin burun ameliyatı olmak için başvuran iri burunlu bir hastada aynı zamanda iri bir çene varsa hastanın sadece burnuna yapılacak bir işlem iki şekilde sonuçlanır:

    Hastanın burnu çeneyle orantılı olacak şekilde iri bırakılır ve sonuçta burun şekil olarak güzel olsa bile hastanın burnu ve çenesi eski iriliğinde kalacağı için yüz hatları kaba olur. Bu tür bir işlem sonrası hasta ve çevresi operasyonun hiçbir işe yaramadığını düşünürler çünkü iri burun hâlâ iri burundur.

    Hastanın burnu küçültülür çenenin iriliğine göre ayarlanmaz ve sonuçta yüzle uyumlu olmayan çok güzel görünümlü olsa bile çok yapay görünen ve hastayı kesinlikle mutlu etmeyen orantısız bir burun ortaya çıkar.

    Böyle bir hastada yapılması gereken işlem aynı operasyonda belki de çene ucundaki kemiğin hafifçe törpülenmesi ve yapılacak burnun yeni çeneye göre ayarlanması olmalıdır ki hasta sonuç olarak yüzüne uyumlu ve hoş bir burna kavuşsun.

    Profiloplasty ile neler yapılabilir ve hangi bölgelere uygulanabilir?

    Alın: Örneğin alın çok düzse yağ enjeksiyonları ile alın konveks bir şekle getirilebilir. Saç çizgisi çok aşağıda yerleşmiş hem erkek hem de kadınlarda epilasyon ile saçların alınması sağlanarak dar alın daha geniş bir hale getirilebilir ya da saçlar dökülerek saç çizgisinin gerilediği durumlarda saç ekimi yapılabilir. Tüm bu işlemler kişinin yan görünümü üzerinde belirleyici olurlar.

    Kaşlar: Düşük kaşlara kaş asma yapılarak kaş ucunun lateral kantusa olan mesafesi artırılarak gözler açığa çıkartılabilir.

    Burun: Rhinoplasty işlemi ile burun küçültülebilir, büyültülebilir ucu kaldırılıp indirilebilir veya burun uzatılıp kısaltılabilir.

    Yanaklar: Yaşlı yüzde sarkmış olan yanaklar asılarak kaldırılabilir ya da şişman görünümlü yanaklar daha zayıf görünümlü hale getirilebilir. Elmacık kemikleri belirginleştirilebilir. Yanaklara dolgu yapılarak yüze daha dinlenmiş bir ifade verilebilir.

    Dudaklar: Anatomik olarak üst dudak hafifçe alt dudağın (1-2 mm) önündedir ve alt dudak üst dudağa göre daha kalındır. Bazen rhinoplasty adayı bayanlarda işlemin en önemli noktalarından birisi dudağın dolgu maddeleri veya hastanın kendi yağları ile kalınlaştırılmasıdır.

    Çene: Profiloplasty’de burundan sonra en önemli etkili faktör çenenin değerlendirilmesidir. Çene ucu problemleri çok çeşitlidir:

    Ülkemizde en sık görülen deformite mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olmasıdır. Bu kadınlarda yuvarlak bir yüze neden olurken erkeklerde de zayıf yüz hatlarına neden olur. Dolayısıyla profiloplastyde en sık uygulanan çene düzeltici yöntem augmantasyon mentoplasty yani çene ucu büyültme ameliyatıdır.

    Gıdı bölgesi: Submental bölgedeki yağ fazlalığı hastanın çenesinin olduğundan daha kısa görünmesine yol açar. Bu bölgeye yapılacak basit bir liposuction ya da submental yağ eksizyonu çene konturunu düzgünleştirir.

    Boyun bölgesindeki kırışık deri boyun germe operasyonu ile düzeltilebilir. Bu işlem daha çok orta yaş ve üzeri hastalarda uygulanmalıdır.

    Kulaklar: Kulaklar genel olarak karşıdan veya arkadan bakıldığı zaman deformiteleri daha çok görülen organlar olmakla birlikte profilden de normal anatomide tüm kulak kepçesinin kıvrımları tam olarak görülmelidir. Kepçe kulak deformitesi olan hastalarda bunun düzeltilmesi yandan görünüme büyük katkıda bulunur.

    Profiloplasty’nin uygulama süreci nasıl işler?

    Başvuran hastaların bir kısmı problemin sadece bir yönünü görebilir, örneğin istediği ölçüde bir burunun dar bir çenede uygun olmayacağını hesap edemeyebilir. Burada rol plastik cerraha düşer. Hastanın ön, yan ve oblik resimleri çekildikten sonra bunlar üzerinde çalışmalar yapılır. Bilgisayar yardımıyla yukarda bahsettiğimiz ünitelerin birbirleriyle ilişkisi ortaya konur ve açılar ile oranlar ölçülür. Ardından uygun görülen düzeltmeler yapılarak hastaya muhtemel sonuçlar sunulur.

    Profiloplasty matematik ve bilgisayar programlarıyla kişiye en uygun yüzün kazandırılması mıdır?

    Profiloplasty teoride matematiksel bir işlem iken pratiğe döküldüğü zaman bir sanattır.

    Basit bir dolgu işlemi bir medikal estetisyen tarafından yapılabilir. Bir burun ameliyatını kulak burun boğaz doktoru yapabilir. Yanaklara dışarıdan verilecek dolgu malzemeleriyle bir dermatolog tarafından şekil verilebilir.

    Hatta bir oftalmolog göz kapaklarınız ve kaşlarınıza estetik operasyon yapabilir. Ancak sadece bir plastik cerrah bunların hepsini ve daha fazlasını bir arada değerlendirerek sizin için en uygun operasyon veya operasyonlar dizisini önerip uygulayabilir.

    Profiloplasty uygulanmış hasta, tek bir işlem görmüş hastaya oranla ne kazanır?

    Profiloplasty ile genel bir uyumlulaştırma süreci, hastaya, her şeyden önce özgüven, harcadığı zaman ve paranın tam karşılığını aldığı tatminini kazandırır.

    Burun ameliyatı olduktan sonra, güzel bir buruna ama yine de güzel olmayan bir yüze, ya da defalarca burun ameliyatı olup memnun kalmayanlara mutlaka rastlanmıştır. Profiloplasty, yüzün herhangi bir uzvundaki radikal değişikliğin diğer uzuvlarla mutlaka uyumlulaştırılması ve efsanevi altın oran’a yaklaştırılması prensibiyle çalışır.

    Profiloplasty, uzun vadede daha ekonomik, kalıcı ve tatmini yüksek sonuçlar vaat eder. Hastane, anestezi, muayene gibi farklı zamanlarda yapılsa yüksek bütçeli olacak işlemler, bir arada yapıldığı için daha ekonomik olmakta, iyileşme sürecine de bir seferde girilmekte ve sonuçlar daha yüz güldürücü olmaktadır.

    Op. Dr. Naci Çelik
    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah

    KUTU: ALTIN ORAN NEDİR ?

    Altın oran, doğadaki varlıkların yapılarında bulunan özel bir orandır. Altın oran kabaca, büyüğün küçüğe oranıdır. Bu oran özellikle sanat ve mimaride yüzyıllarca uygulanmıştır. Doğada en belirgin olarak altın oran insan vücudunda, kabuklu deniz hayvanlarında ve ağaç dallarında görülmektedir.

    Başka bir deyişle altın oran, dikdörtgenin en estetik görünecek uzunlukta uzun kenarının kısa kenarına oranıdır.

    Sanatçılar, bilim adamları ve tasarımcılar, araştırmalarını ya da çalışmalarını yaparken ya da ürünlerini ortaya koyarlarken orantıları altın oran uyumuna göre belirlenmiş insan bedenini ölçü olarak alırlar. Leonardo da Vinci ve Corbusier tasarımlarını yaparken altın oran sayısına göre belirlenmiş insan vücudunu ölçü almışlardır. Günümüz mimarlarının en önemli başvuru kitaplarından biri olan Neufert’te de altın orana göre belirlenmiş insan vücudu temel alınmaktadır.

    İnsan vücudunda altın oran için verilebilecek ilk örnek, göbek ile ayak arasındaki uzaklık bir birim olarak kabul edildiğinde, insan boyunun 1,618 e karşılık gelmesidir. Bunun dışında vücudumuzda yer alan diğer bazı altın oranlar şöyledir: Parmak ucu-dirsek arası / El bileği-dirsek arası; Omuz hizasından baş ucuna olan mesafe / Kafa boyu; Göbek-baş ucu arası mesafe / Omuz hizasından baş ucuna olan mesafe; Göbek-diz arası / Diz-ayak ucu arası.

    İnsan yüzünde de birçok altın oran vardır ki özellikle bu konu yüz estetiğini daha çok yakından ilgilendiriyor. Ancak bu oranlandırma, bilim adamları ve sanatkârların beraberce kabul ettikleri “ideal bir insan yüzü” için geçerlidir. Yani her insanda bu oran tam doğru olmayabilir. Örneğin üst çenedeki ön iki dişin enlerinin toplamının boylarına oranı altın oranı verir. İlk dişin genişliğinin merkezden ikinci dişe oranı da altın orana dayanır.

    Bunlar bir dişçinin dikkate alabileceği en ideal oranlardır. Bunların dışında insan yüzünde yer alan diğer bazı altın oranlar şöyledir: Yüzün boyu / Yüzün genişliği; Dudak- kaşların birleşim yeri arası / Burun boyu; Yüzün boyu / Çene ucu-kaşların birleşim yeri arası; Ağız boyu / Burun genişliği; Burun genişliği / Burun delikleri arası; Göz bebekleri arası / Kaşlar arası. Bu oranlar daha da artırılabilir.

    Profiloplasty

    YÜZ ESTETİĞİ

    Konu başlığında yeni bir konsept yazdıysam da aslında plastik cerrahların 1960’lı yıllarda öne sürdükleri bu uygulama son yıllarda tekrar gündeme gelmiştir.

    Profiloplasty kısaca tarif edilecek olursa kişinin yandan görünümünü düzeltmeyi amçlayan işlemlerin tümüdür. Tabi ki yandan görünümde asıl belirleyici faktör burun ve dolayısıyla burnu düzeltici işlem olan rhinoplasty’dir. Maalesef pek çok doktor yüz görünümündeki şikayet nedeniyle başvuran hastalarda işlemin basitliği ve hastaya maliyetinin fazla olmaması nedeniyle hastalara sadece rhinoplasty işlemini önermişlerdir. Bu da burun ameliyatı olduğu halde hala kendisinin daha güzel ya da daha yakışıklı olduğunu hissetmeyen hastaların sayısının artmasına ve yüze uygun olmayan yapay görünümlü burunların artmasına neden olmuştur. Haliyle burun ameliyatı olmak isteyen hastalar çevrelerindeki bu kötü örnekleri görerek yaptırmak istedikleri bu operasyonu yaptırmaktan vazgeçmişlerdir.

    Profiloplasty hastanın burnunu değil yüzünün yan ve oblik (yan ile karşı arası duruş) görünümünü değerlendirmekle kalmaz bu görünüm üzerindeki etkisi olan ünitelerin kendi aralarındaki açı ve oranları da dikkate alır.

    Profiloplasty bir bütün olarak yüzü değerlendirmekle birlikte yüzün ünitelerini sınıflandıracak olursak:

    1.Alın

    2.Kaşlar

    3. Burun

    4.Yanaklar

    5.Dudaklar

    6.Çene

    7.Gıdı bölgesi

    8.Boyun

    9.Kulaklar

    Ayrıca ikili ve üçlü değerlendirmeler de önemlidir. Şöyle ki:

    1.Alın-burun açısı

    2. Burun-dudak açısı

    3. Burun-çene açısı

    4.Çene-Çene altı oran

    5.Çene- boyun açısı

    6.Kulak-burun büyüklüğü oranı

    7.Alın-burun-çene oranları

    8.Nasolabial sulcus-burun ilişkisi

    Basit örnekler ile profiloplasty anlatılabilir. Örneğin burun ameliyatı olmak için başvuran iri burunlu bir hastada aynı zamanda iri bir çene varsa hastanın sadece burnuna yapılacak bir işlem iki şekilde sonuçlanır:

    Hastanın burnu çeneyle orantılı olacak şekilde iri bırakılır ve sonuçta burun şekil olarak güzel olsa bile hastanın burnu ve çenesi eski iriliğinde kalacağı için yüz hatları kaba olur. Bu tür bir işlem sonrası hasta ve çevresi operasyonun hiçbir işe yaramadığını düşünürler çünkü iri burun hala iri burundur.

    Hastanın burnu küçültülür çenenin iriliğine göre ayarlanmaz ve sonuçta yüzle uyumlu olmayan çok güzel görünümlü olsa bile çok yapay görünen ve hastayı kesinlikle mutlu etmeyen orantısız bir burun ortaya çıkar

    Böyle bir hastada yapılması gereken işlem aynı operasyonda belki de çene ucundaki kemiğin hafifçe törpülenmesi ve yapılacak burnun yeni çeneye göre ayarlanması olmalıdır ki hasta sonuç olarak yüzüne uyumlu ve hoş bir burna kavuşsun.

    Profiloplasty ile neler yapılabilir:

    Alın:

    Özellikle erkeklerde frontal processler çıkıntılı ise törpülenebilir. Ya da alın çok düz ise yağ enjeksiyonları ile alın konveks bir şekle getirilebilir. Saç çizgisi çok aşağıda yerleşmiş hem erkek hem de kadınlarda epilasyon ile saçların alınması sağlanarak dar alın daha geniş bir hale getirilebilir ya da saçlar dökülerek saç çizgisinin gerilediği durumlarda saç ekimi yapılabilir. Tüm bu işlemler kişinin yan görünümü üzerinde belirleyici olurlar

    Kaşlar:

    Düşük kaşlara kaş asma yapılarak kaş ucunun lateral kantusa olan mesafesi artırılarak gözler açığa çıkartılabilir.

    Burun:

    Rhinoplasty işlemi ile burun küçültülebilir, büyültülebilir ucu kaldırılıp indirilebilir veya burun uzatılıp kısaltılabilir.

    Yanaklar:

    Yaşlı yüzde sarkmış olan yanaklar asılarak kaldırılabilir ya da şişman görünümlü yanaklar daha zayıf görünümlü hale getirilebilir. Elmacık kemikleri belirginleştirilip nasolabial sulkuslar silikleştirilebilir. Yanaklara dolgu yapılarak yüze daha dinlenmiş bir ifade verilebilir.

    Dudaklar:

    Anatomik olarak üst dudak hafifçe alt duağın (1-2 mm) önündedir ve alt dudak üst dudağa göre daha kalındır. Bazen rhinoplasty adayı bayanlarda işlemin en önemli noktalarından birisi dudağın dolgu maddeleri veya hastanın kendi yağları ile kalınlaştırılmasıdır. Kalın dudakların inceltilmesi de mümkün olmakla birlikte bu çok sık görülen bir durum değildir.

    Çene:

    Profiloplastyde burundan sonra en önemli etkil faktör çenenin değerlendirilmesidir. Çene ucu problemleri çok çeşitlidir:

    a. Mentumun geride olması çene yüksekliğinin normal olması

    b.Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olması

    c. Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin uzun olması

    d.Mentumun ileride olması ve çene yüksekliğinin kısa olması

    e. Mentumun ileride olması ve çene yüksekliğinin normal olması

    f. Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin uzun olması.

    Bu problemlerden herhangi birisi görülebilirse de ülkemizde en sık görülen deformite mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olmasıdır. Bu kadınlarda yuvarlak bir yüze neden olarken erkeklerde de zayıf yüz hatlarına neden olur. Dolayısıyla profiloplastyde en sık uygulanan çene düzeltici yöntem augmantasyon mentoplastydir. Augmantasyon mentoplasty aşağıdaki şekillerde yapılabilir:

    i. Yağ enjeksiyonu: Hastanın bel veya karın bölgesinden ya da gıdı altından alınan yağların bazı işlemlerden geçirildikten sonra çene ucuna verilmesi

    ii. Dışardan enjeksiyon maddelerinin verilmesi: Kollagen, hyaluronic asit vb pek çok yabancı madde çene ucuna enjekte edilebilir.

    iii. Kıkırdak yerleştirilmesi.

    iv. Çene ucu protezleri yerleştirilmesi: silicon vb…

    v. Çene kemiklerinin cerrahi müdahale ile kesilerek öne doğru ilerletilmesi.

    Gıdı bölgesi:

    Submental bölgedeki yağ fazlalığı hastanın çenesinin olduğundan daha kısa görünmesine yol açar. Bu bölgeye yapılacak basit bir liposuction ya da submental yağ eksizyonu çene konturunu düzgünleştirir.
    Boyun bölgesindeki kırışık deri bayun germe operasyonu ile düzeltilebilir. Bu işlem daha çok orta yaş ve üzeri hastalarda uygulanmalıdır. Daha genç hastalarda cervikomental açının düzeltilmesi için tüm mandibula konturuna (sadece çene ucuna değil) yağ enjeksiyonu yapılması gerekebilir.

    Kulaklar:

    Kulaklar genel olarak karşıdan veya arkadan bakıldığı zaman deformiteleri daha çok görülen organlar olmakla birlikte profilden de normal anatomide tüm kulak kepçesinin kıvrımları tam olarak görülmelidir. Kepçe kulak deformitesi olan hastalarda bunun düzeltilmesi yandan görünüme büyük katkıda bulunur.

    Peki hasta kendisi için neyin doğru olduğunu nasıl anlayacak? Başvuran hastaların bir kısmı problemin sadece bir yönünü görürken bir kısmı problemi yanlış değerlendirmektedirler. Burada asıl rol plastik cerraha düşer.

    Hastanın ön, yan ve oblik resimleri çekildikten sonra bunlar üzerinde çalışmalar yapılır. Bilgisayar programları ile yapılan bu çalışmalar örneğin bir rhinoplasty adayına “size bu burnu yacerrparız şöyle güzel olursunuz böyle harika olursunuz “ demek için yapılmaz. Bu programlar hastanın gözünü boyamak için değil hastanın problemlerini ortaya koymak için tasarlanmışlardır. Bilgisayar yardımıyla yukarda bahsettiğimiz ünitelerin birbirleriyle ilişkisi ortaya konur ve açılar ile oranlar ölçülür. Ardından uygun görülen düzeltmeler yapılarak hastaya muhtemel sonuçlar sunulur. Profiloplasty buraya kadar oldukça matematiksel bir işlem iken realiteye döküldüğü zaman bir sanattır .Basit bir dolgu işlemi bir medikal estetisyen tarafından yapılabilir. Bir burun ameliyatını kulak burun boğaz doktoru yapabilir. Yanaklara dışarıdan verilecek dolgu malzemeleriyle bir dermatolog tarafından şekil verilebilir. Hatta bir oftalmolog göz kapaklarınız ve kaşlarınıza estetik operasyon yapabilir. Ancak sadece bir plastik cerrah bunların hepsini ve daha fazlasını bir arada değerlendirerek sizin için en uygun operasyon veya operasyonlar dizisini önerip uygulayabilir.

  • Yeni Revitalift Yüz, hatlar ve boyun 2009 Devrimi

    Dünyanın ve Türkiye’nin 1 Numaralı Sıkılaştırıcı uzmanı * L’OREAL PARIS, REVITALIFT markasının en yeni buluşuyla cilt sıkılaştırmasında devrim yaratmayı sürdürüyor! L’Oréal labarotuarlarının en son buluşu Yeni Revitalift Yüz, Hatlar & Boyun ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan yüz hatlarındaki dolgunluk kaybı ve boyunda oluşan sarkmaya çözüm buluyor.

    Komple Sıkılaştırıcı Etki
    Yüz, hatlar ve boyunda bile!

    SIKILIK KAYBININ EN BELİRGİN GÖRÜLDÜĞÜ 3 NOKTA: YÜZ, HATLAR VE BOYUN

    Yaş ilerledikçe ciltte lif üretimi azalır. Bununla beraber alt göz kapakları gevşemeye başlar, bu gevşeme dalgalar halinde yayılarak zamanla önce elmacık kemiği daha sonra yanak ve en sonunda boyuna iner.

    Bunun sonucunda:

    – Yüz hatları dolgunluğunu kaybeder ve kırışıklar belirginleşir.

    – Boyun bölgesinde sarkmalar görünür hale gelir.

    – Cilt sıkılığını kaybeder ve süzülür.

    SIKILAŞTIRMADA DÜNYANIN 1 NUMARALI TERCİHİ

    L’Oréal laboratuarları ciltteki sıkılık kaybının önüne geçmek için sizlere özel eşsiz bir formül geliştirerek ilk onarıcı Yüz, Hatlar ve Boyun için Bakım Kremini yarattı. Formülünde:

    Elastin: Cildin yapısında bulunan, cildin sıkılığını ve elastikiyetini korumasını sağlayan doğal bir proteindir. Üstelik içeriğinde Revitalift Gündüz Bakım Kremi’nin içeriğine göre 2 Katı daha fazla Elastin bulunur.

    – Vitafibrin: Ciltteki elastin * lif ağını birleştirerek sıkılık kaybını engeller.

    – Pro-Retinol A: Kırışık karşıtı güçlü aktiftir. Kırışıkların azalmasına yardımcı olur.

    SONUÇ:

    Revitalift Yüz, Hatlar ve Boyun uygulandıktan sonra,

    -Cilde, uzun süre nemlendirme ve rahatlama hissi verir.

    -Cilt günden güne sıkılaşır, boyun bölgesindeki en derin kırışıkların bile görünümü azalır.

    -4 hafta içinde yüz, hatlar ve boyun bölgesi yeniden şekillenir.

    KANITLANMIŞ SONUÇLAR:

    Yüz hatları daha net: 85%**
    Pürüzsüzleşen boyun: 88%***
    Daha sıkı bir cilt 88%****

    1985 yılından beri L’Oréal Paris’ in güzellik elçisi, Andie MacDowell; Dünyanın 1 numaralı Kırışık Karşıtı ve Sıkılaştırıcı Bakım Kremi’ ni kullanıyor ve öneriyor:

    Mükemmel bir boyun ve belirgin yüz hatları, benim yaşımda fark yaratan işte bu!

    Andie MacDowell

    * Nielsen 2008 verilerine göre
    ** 51 kadın üzerinde yapılan test çalışması sonucundaki kişisel değerlendirmeler, T8 hafta.
    *** 51 kadın üzerinde yapılan test çalışması sonucundaki kişisel değerlendirmeler, T2 hafta.
    **** 51 kadın üzerinde yapılan tet çalışması sonucundaki kişisel değerlendirmeler, T8 hafta.

    Önerilen Tüketici Fiyatı: 39.99 TL

    Tüketici Danışma Hattı: 0800 211 41 09

    revitalift-yuz-hatlar-ve-boyunrevitalift-yuz-hatlar-ve-boyun-sikilastirici