Etiket: yutkunma

  • Uyku apnesi

    Uyku apnesi

    Eşiniz son zamanlarda çok şiddetli horladığınızı söylüyorsa, ne kadar uyursanız uyuyun yorgun uyanıyor ve gün içerisinde uyukluyorsanız uyku apnesi (uykuda solunum duraklamaları) yaşıyor olabilirsiniz.

    Uyku Apnesi

    Erkeklerde kadınlara göre 2 kat fazla görülen uyku apnesinin nedenlerini Baş Boyun Cerrahisi ve Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tayfun Demirel’le konuştuk.

    Yunanca’da ‘soluksuz kalmak’ anlamına gelen uyku apnesinin daha çok orta yaş üzerindeki erişkinlerde görüldüğünü belirten Op. Dr. Tayfun Demirel; ‘Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu uyku boyunca üst solunum yolunun tekrarlayıcı tıkanmaları ile karakterizedir.

    Buna genellikle kan oksijen düzeyindeki düşmeler eşlik edebilir. Diğer bir ifade ile hava yolu çeşitli seviyelerde tıkanır. Tıkayan faktörler üst solunum yolunu çevreleyen dokulardaki şişkinlikler, büyük bademcikler, büyük dil ve uykuda gevşeyen üst solunum yolu kaslarıdır. Diğer bir tıkanma noktası da burundur. Çenenin küçük olması ve üst solunum yolu yapısı da tıkanma yapabilir. Tıbben ciddi kabul edilen tıkanmaya bağlı uyku nefessizliğinin toplum içinde yaygınlığı yüksektir.

    Uyku Apnesi Kimlerde Görülür?

    Uyku apnesi orta yaştaki kilolu erkeklerin hastalığıdır şeklindeki izlenim yanlıştır. Ayrıca hastaların 1/4’ü şişman değildir. Gerçekte şişman erkeklerin çoğu ve kilolu kadınların çok büyük bir kısmında apne yoktur. Kadınların en az yüzde 2’sinde ve erkeklerin yüzde 4’ünde görülür. Bu rakamlar hastalığın en az astım ve şeker hastalığı kadar yaygın olduğunu gösterir.’ açıklamasında bulundu.

    Uyku Apnesi Nasıl Oluşur?

    Tıkayıcı tipte uyku apnesi boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesiyle oluşur. Bu kaslar yumuşak damağa, küçük dile, yutağa ve dile aittir. Kaslar gevşediğinde nefes alma sırasında hava yolu daralır ve bir süre için solunum durur. Bunun sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır, beyin bu azalmayı algılar ve uyku derinliğini azaltarak hava yolunun tekrar açılmasını sağlamaya çalışır.

    Uyku derinliğinin azalmasını takiben bazı kişilerde bir iki kısa derin nefes alma ile bazı kişilerde ise şiddetli horlama ve yutkunma sesleri ile solunum tekrar başlatılır. Bu durum bütün gece saatte 20-30 kere tekrarlayabilir ve sık derecede uyku apnesi olduğunda derin uykuya geçmek mümkün olmaz. Kişi bütün uykusunu solunum çabası içinde geçirir ve gündüz uyuma ihtiyacı duyar. Uyku apnesi olan kişiler genellikle uykularının bölündüğünün farkında değildir ve iyi uyuduklarını zannederler.

    BU BELİRTİLER VARSA RİSKİNİZ YÜKSEK OLABİLİR!

    Kilo fazlalığı: Boynun kısa ve kalın olması boğazda hava yolunun daralmasına neden olur. Kilo fazlalığı nedeniyle boyun ve boğaz çevresindeki yağ dokusunun artması uyku apnesini şiddetlendiren önemli bir etkendir. Boyun çevresinin, yani gömlek yakası numarasının erkeklerde 43 cm‘den, kadınlarda 40 cm‘den fazla olması uyku apnesi için risk faktörüdür. Ancak uyku apnesi zayıf kişilerde de görülebilir.

    Büyümüş bademcikler ve geniz eti varlığı: Bademciklerin normalden büyük olması ve geniz eti bulunması daha çok çocuklarda görülen uyku apnesinin nedenidir; ancak bazen erişkinlerde de sorumlu olabilir.

    Boğazın dar yapıda olması: Bazı kişilerde boğazın şekli doğuştan dar yapıda olabilir.
    Erkek cinsiyet: Uyku apnesi erkeklerde kadınlardan 2 kat sık görülür. Ancak, kilo fazlası olan kadınlarda da sık görülebilir.

    Yaş: Uyku apnesi orta yaş üzerindeki erişkinlerde gençlere göre 2-3 kat daha sıktır.
    Alkol, sakinleştirici ve uyku ilaçlarının kullanımı: Bu maddeler boğaz kaslarının uyku sırasında gevşemesine neden olur.

    Kalp ve damar sistemi sorunları: Apne sırasında kandaki oksijenin ani düşmeleri kan basıncının artmasına, kalp ve damar sisteminin zorlanmasına neden olur. Uyku apnesi olan kişilerin hemen yarısında hipertansiyon vardır ve bu da kalp yetmezliği ile beyin kanaması riskini artırır. Kalp hastalığı olan kişilerde uyku apnesinin neden olduğu oksijen düşüşlerinin kalp krizine bağlı uykuda ani ölüm riskini artırdığı bilinmektedir.

    Gündüz uyuklama: Uykudaki bölünmeler nedeniyle derin bir gece uykusu mümkün olmadığında gündüz uyuklamaları, halsizlik ve sinirlilik görülür. Uyku apnesi olan kişiler işte çalışırken, televizyon seyrederken, okurken, otobüste ve hatta araba kullanırken uyuklayabilirler. Uyku apnesi olup araç kullanan kişilerde trafik kazası geçirme riski 3 ile 5 kat arasında yükselir. Çocuklardaki uyku apnesi genellikle okul başarısındaki düşme ile kendini gösterir.

    Başka nedenlerle yapılması gerekebilecek tıbbi tedavilerle ilgili sorunlar: Tıkayıcı tipte uyku apnesi olan kişilerde başka nedenlerle yapılması gerekebilecek ameliyatlarda genel anesteziyle ilgili solunum sistemi sorunları ile karşılaşılabilir.

    Eşle ilgili sorunlar: Uyku apnesi ile birlikte şiddetli horlama da varsa yatak partnerinin uyuyamaması; hatta oda değiştirmesi gibi sosyal bir sorun da ortaya çıkar.

    Beyin faaliyetleriyle ilgili sorunlar: Uyku apnesi olan kişiler unutkanlık; yorgunluk ve bezginlik, geceleri sık idrara çıkma ve impotans sorunları yaşayabilirler. Çocuklarda hiperaktivite ve dikkat bozukluğu sendromu görülebilir.

    Horlamanın nedenleri için tıklayın !

    NASIL TEDAVİ OLABİLİRİM DİYORSANIZ

    Öncelikle bu belirtileriniz varsa hekiminizin detaylı muayenesinin ardından uyku testi olarak da bilinen Polisomnografi Testi yapılarak bu testin sonucuna göre hareket edilir. Bazı hastalarda kilo verme, alkol kullanmama, sigara ve kafein bırakma gibi davranışsal tedaviler yeterli olsa da bazı hastalarda CPAP (Hastanın gece boyunca burnunu tamamen kaplayan bir maske yardımıyla verilen pozitif basınçlı hava çökmüş hava yolunu açık tutarak hastanın tıkanmasını engeller) yöntemi kullanılır. Çoğu hasta 1-3 aylık CPAP tedavisi ile birlikte kilo vererek hem tedaviye devamda motivasyon sağlaması hem de cerrahi tedaviye hazırlık anlamında fayda görür. Cerrahi tedavi çoğu vaka için en iyi tedavi şeklidir. Cerrahi tedavi ile hastanın hava yolundaki tıkayıcı unsurlar yeniden şekillendirilerek hava yolunun açılması sağlanır.

  • Sözlerin yüz ifadesi ile uyumu

    Sözlerin yüz ifadesi ile uyumu

    Karşınızdaki kişinin yüzünün ifadesine bakarak, gerçeği görebilirsiniz. Siz konuşurken esniyorsa, konudan kaçmak istiyordur. Sizi yutkunarak dinliyorsa, kıskançlık içindedir.

    Araştırmalar, sözel olmayan iletişimin yüzde 55’inin yüz yoluyla olduğunu göstermiştir. Bir insan doğru sözcükleri kullanabilir; üstelik bunu sizi mutlu edecek, neşelendirecek zarif, tınılı bir tonla yapabilir. Ama yüz ifadesi söyledikleriyle uyumlu değilse, o kişi pekala hiçbir şey söylememiş olabilir.

    ‘Ne Düşündüğünü Biliyorum’ isimli kitapta çeşitli yüz ifadelerinin ne anlama geldiği sıralanıyor ve insanların yüz dili aracılığıyla duygularını nasıl aktarabildikleri anlatılıyor. İşte onlardan bazıları…

    1. Aldatıcı gülümseme:
    Size gülümseyen bir kişinin göz kenarlarında bir kırışma ya da alın bölgesinde bir hareket yoksa bu, sahte aldatıcı bir gülümsemedir. O anda ne kadar mutlu olduğunu söyleyen birinin aslında hiç de mutlu olmadığının en önemli göstergesidir.

    2. Aşırı göz kırpmak:
    Aşırı göz kırpmak, bir sinirlilik ya da güvensizlik biçimi olabilir. İnsan gerçeği söylemediğinde ya da kendisine inanılmadığı konusunda kaygılı olduğunda meydana gelir.

    3. Bakışları kaçırmak:
    Karşınızdaki kişi size doğrudan bakmıyorsa kesinlikle yanlış bir şeyler var demektir. Bir kişi sizden hoşlanmadığında, size ilgi duymadığında, sizden korktuğunda sizinle göz temasından kaçınıyor olabilir. Yalan söyleyen insanlar da bakışlarını kaçırır. Gerçekte kim olduklarının bilinmesini istemeyen insanlar da doğrudan bakmaktan kaçınabilir.

    4. Kaşların ifadesi:
    Bir kişinin sizden hoşlanıp hoşlanmadığını bilmek istiyorsanız kaşlarını izleyin. Biriyle ilk kez tanışıyorsanız ve size gülümsüyorsa, kaşları otomatik olarak büyük bir hızla kalkıp inecektir. Yani çabucak kalkacak sonra eski haline dönecektir. Bu yüz ifadesi sadece bir kez olur ve buna daima bir gülümseme eşlik eder.

    5. Gergin gülümseyiş:
    Dudakları gergin şekilde gülümseyen kişiler gerçek hislerini sergilemiyorlar demektir. “Onu merak etme” ya da “Hiç önemi yok” derken bu yüz jestini sergileyen herhangi bir kişi size tam tersini söylüyordur. Gerçekte bir sorun vardır ve kaygılanmanız gerekiyordur.

    6. Esneme:
    Genellikle biz konuşurken birinin esnemesi, aklımıza onun sıkılmış ya da yorulmuş olabileceği gerçeğinden başka bir şey getirmez. Ama psikologlar artık esnemenin altında daha derin bir anlam yattığına inanıyorlar. Bu; zor, acı verici ya da stresli meselelerle yüzleşmemek için kullanılan bir kaçış mekanizması olabilir. İnsanlar, baş etmek istemedikleri bir şeyden söz ederken çoğu kez bu konudan kaçınmak için bilinçaltı bir dürtüyle esnerler.

    7. Yutkunma:
    Biriyle yeni tanıştığınızda ya da birine başınıza gelmiş harika bir şeyi anlattığınızda, boynuna bakın. Söylediğiniz şey hakkında o kişinin gerçekte ne neler hissettiğini açığa vuracaktır. Gergin bir sırıtış, donuk gözler ve cansız bir sesin eşlik ettiği sert bir yutkunma dudaklarından dökülen sözler ne olursa olsun o kişinin aslında durumdan hiç hoşlanmadığının açık işaretidir. Yutkunma kıskançlığın da göstergesidir.

    8. Eliyle ağzını kapama:
    Bir yetişkin konuşurken bir elini ağzına koyuyor ya da dudaklarına dokunuyorsa, muhtemelen gerçeği söylemiyor demektir. Birinin söylediğiniz şeyden hoşlanıp hoşlanmadığını saptamak için işaret parmağını dudağına götürüp götürmediğine bakın. Bilinçaltından sessizce sizi susturuyordur.

    9. Yanaklar:
    Birinin küçümseyici olup olmadığını ya da size düşmanca veya kuşku uyandıran hisler duyup duymadığını bilmek istediğinizde onun yanaklarını gözlemleyin. Mesela çarpık bir gülümseme gibi bir ifadesi varsa, o kişinin sizi küçümsediği anlamına gelir. Yanakları ovuşturmak ise karşınızdaki kişinin söylediğiniz şeyden kuşku duyduğunu gösteren bir jesttir.

    10. Kulakla ifade:
    Bir insan işaret parmağı kıvrık şekilde kulağının arkasını kaşıyorsa, duyduklarından kafasının karıştığı ve kuşkuya kapıldığı ya da söyleneni yanlış anladığı anlamına gelir. Konuşurken kulağını çekiyorsa, bir oyalama taktiğidir, yanıt vermeden önce bunun üzerinde düşünmek istiyor olabilir. Kulağı başparmak ve işaret parmağının arasına alıp ovalamak “Bunu aslında duymak istemiyorum” demektir. O kişi kendisine anlatılan şeyle ilgilenmiyor ya da ona inanmıyordur.

    HT Hayat