Etiket: yumurtalık kanseri

  • Kadınlar için tehlike yaratan 3 kanser

    Kadınlar için tehlike yaratan 3 kanser

    Jinekolojik kanserler dünya çapında görülen kanser vakaları arasında önemli bir yer tutuyor. Bu hastalık grubunun ortaya çıkmasında; yaşam tarzı, genetik geçiş ve bazı virüsler rol oynuyor.

    Risk faktörlerinin iyi saptanması, düzenli kontrol ve farkındalığın artması, kadın kanserlerinde de erken teşhisi ve tedavi başarısını beraberinde getiriyor.

    Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yakup Kumtepe, en sık görülen 10 kanserden 4’ünün kadınlarda ortaya çıktığını söyledi.

    SİGARA RAHİM AĞZI KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR

    Ülkemizde tüm diğer kanserlerde olduğu gibi,kadın kanserlerinde de artış gözlendiğini aktaran Dr. Kumtepe, ülkemizde en sık rastlanan üç kadın kanserire dikkat çekti.

    Serviks kanserinin dünyada en sık görülen kadın kanseri olduğunu hatırlatan Kumtepe, “Her yıl yaklaşık 540 bin kadına rahim ağzı kanseri tanısı konulmaktadır. Rahim ağzı kanserine yol açan HPV, aynı uçuk virüsü gibi hücrelerin bir yerinde saklanır. Yıllar içinde buradaki hücreleri transformasyona çevirerek, normal hücre tipini atipik yani kanser hücresine dönüştürebilir. Özellikle erken yaşta evlenenler, çok eşli kişiler veya çok eşli partneri olanlar ile günde bir paket ve üzerinde sigara içenlerde risk artmaktadır. HPV’nin genetik çeşitlilik gösteren, yaklaşık 100 ayrı tipi var. Bunların 30-40 tanesi insanlara bulaşım yoluyla geçebilir” dedi.

    OBEZİTE RAHİM KANSERİNE DAVETİYE ÇIKARABİLİR

    Endometrial ya da uterus kanseri olarak da adlandırılan rahim kanserinin ortaya çıkmasında obezitenin büyük önem taşıdığını, aşırı kilonun östrojene, diyabete ve hipertansiyona, dolayısıyla rahim kanserine yol açtığını söyleyen Dr. Kumtepe şöyle devam etti:

    “Rahim kanserlerinin yaklaşık yüzde 25’i menopoz öncesi, yüzde 5’i de 40 yaş altında görülür. Hastalığın en önemli belirtisi, düzensiz kanamadır. Her 4 vakadan 3’ü erken evrede yakalanabilir. Hastalık erken evrede yakalanırsa histerektomi adı verilen ve rahmin çıkarılması esasına dayalı cerrahiyle başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Eğer hasta genç yaşta ve çocuk istiyorsa fertilite koruyucu tedavi uygulanır. Hastaya önce ilaç tedavisi uygulanıp, gebeliğin sağlıklı bir şekilde tamamlanması sağlanır. Ardından da ameliyat yapılır. İleri evrelerde cerrahinin ağırlığı da, dolayısıyla buna bağlı riskler de artar. Ameliyatın ardından radyoterapi ön planda olmak kaydıyla, hastalara kemoterapi ve radyoterapi tedavisi uygulanır.”

    YUMURTALIK KANSERİNDE AİLE ÖYKÜSÜ ÖNEMLİ

    Yumurtalık kanserinin görülme oranı 60’lı yaşlarda zirveye ulaştığını kaydeden Kumtepe, hastalığın ortaya çıkmasındaki en önemli nedenlerden birinin doğurganlığın azalması olduğunu dile getirerek şunları söyledi:

    “Çünkü doğum yapmak kişiyi yumurtalık kanserinden korur. Rahim ve rahim ağzı kanserlerine oranla daha geç dönemde fark edilen hastalık, hastaların yüzde 75’inde ilerlemiş evrede yakalanır.

    “TAMA YAKIN ORANDA TEDAVİ EDİLEBİLİR”

    Yumurtalık kanserinin yüzde 15’i genetik geçişle ortaya çıkar. Özellikle gen mutasyonu taşıyan, ailesel kanser öyküsü̈ olan kadınların mutlaka 6-12 ayda bir hekim tarafından kontrol edilmesi gerekir. Bu sayede hastalık daha erken evrede yakalanabilir ve diğer kadın kanserlerinde olduğu gibi tama yakın oranda tedavi edilebilir. Tedavide sadece rahim ve yumurtalıklar değil, vücutta tutulması muhtemel olan tüm dokular alınır. Cerrahi sonrası uygulanan kemoterapiden ise olumlu yanıt alınır.”

  • Yumurtalık kistleri hakkında önemli bilgiler

    Yumurtalık kistleri hakkında önemli bilgiler

    Hemen hemen her kadında görülün yumurtalık kistlerinin çoğu iyi huylu. Ameliyat bile gerektirmiyor. Aceleyle ameliyat kararı vermemeli. Medicana Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Leyla Ercan, yumurtalık kistleri hakkında önemli bilgiler verdi.

    Kist ve miyom genellikle halk arasında karıştırılıyor. Kisti rahimden çıkmış gibi algılıyor insanlar. Rahimden çıkan urlara miyom, yumurtalıktan çıkan urlara ise kist denir. Kisti tariflersek; yumurtaların içindeki dokudan çıkan, içi sıvı dolu kesecikler diyebiliriz. Kist denince kanserle karıştırılıyor, korku yaratabiliyor. Her kist kanser değildir. Yumurtalık kistleri genellikle genç yaşlarda, 12-40 yaş arasında görülür ve bunların çoğu da iyi huyludur. Ama ergenlik döneminden önce ve menopozdan sonra görülen kistlere şüpheyle yaklaşılmalıdır. Bu kistlerin kötü huylu olma olasılıkları daha fazla olduğundan daha ayrıntılı ve yakın takip edilmesi gerekir. Menopoza girmiş bir kadında ve ergenliğe adım atmamış, adet görmemiş, bir çocukta yumurtalık kisti görülürse (ki bunlar çok nadirdir) ilk önce mailinite yönünden araştırılır. Ancak üreme çağındaki kadınlarda adet görülen yaştan (12-15) menopoza kadar olan dönemde meydana gelen kistlerin yüzde 80-85’i iyi huyludur. Bunlar çoğunlukla yumurta üretimi sırasında oluşan, basit yumurta (follikül) kistleridir.

    Follikül kistler ve çikolata kistleri
    Yumurtalıkta en çok gördüğümüz çeşit, iyi huylu yumurta kistleri dediğimiz follikül kistleridir. Aslında her kadında her ay yumurta atılır ve bu yumurtalar bir kist içinde büyür. İki adetin orta döneminde (adet kanamasının 12-18. günleri arasında) bu yumurta 2 santime kadar büyür, sonra belli bir olgunluğa gelince yırtılıp atılarak içindeki yumurta kanala geçer. Gebelikle sonuçlanmazsa 14-15 gün sonra kadın adet görür. Bazen yumurta atılmaz, o yumurta kistleşir, yaklaşık 4-5 santime kadar büyür, belli bir zaman sonra kendiliğinden kaybolur. Bu tür yumurta kistleri çoğunlukla belirti vermezler. Genelde muayeneler sırasında, tesadüfen buluruz. Bunlar her kadında olabilen zararsız kistlerdir. Tedaviye ihtiyaç yoktur, kendiliğinden kaybolurlar. Eğer bir-iki ay içinde kaybolmadıysa doğum kontrol hapı verilir. Bu haplarla kistler en az iki-üç, en fazla altı ay içinde kaybolur. Yine kaybolmuyorsa o zaman araştırmak gerekir.

    Bir de halk arasında “Çikolata kisti” diye bilinen kistler vardır. Çikolata kisti doğuştandır ve çoğunlukla ağrılı bir kisttir. Kadınların belki bir parça korkmakta haklı oldukları bir kist türüdür. Çünkü endometrioma dediğimiz bu kistler gebe kalmayı zorlaştırabilir. Ama iyi huyludur, kansere dönüşmez. Şu önemli; bir kist kansere meyilli başladıysa kansere dönüşebilir, iyi huylu kistler asla kanserleşmezler.

    Her kadında olur, kendiliğinden geçer
    Hangi kistlere ameliyat gerekir dersek; boyutu 5 santimden fazla ve giderek büyüyen, içinde sade-berrak sıvıdan ziyade düzensiz yapılar içeren, habis şüphesi doğuran kistler, karın boşluğuna ani kanama yapan kistler ve etrafında dönerek (burkularak) şiddetli karın ağrısına sebep olan kistler acil ameliyat gerektirebilir. Ayrıca çok fazla ağrıya sebep olan, ilişki sırasında sancı yaratan (endometrioma- çikolata kisti) ve ilaçla tedavi edilemeyen kistler için de ameliyat gerekebilir. Bir de çocuk sahibi olmak isteyen kadın, hiçbir başka sebep yokken gebe kalamıyorsa ve doğum kontrol hapı ile kaybolmayan kistleri varsa ki bunlar daha çok yukarda bahsettiğimiz çikolata (endometrioma) kistleridir, bunlara da ameliyat öneriyoruz.

    Kistler hep korkutucu ve ameliyat gerektiriyormuş gibi görülüyorlar ama aslında öyle değildir. Doğurganlık yıllarında görülen yumurtalık kistlerinin çok azı tedavi gerektirir, çoğu sessizce oluşur ve kendiliğinden geçer. Her kadında zaten her ay 2-3 santime kadar yumurta kisti olur. Bunlar yumurta içinden atıldığında kaybolup gider ama yumurtlama olmazsa kist 3-5 santime kadar büyüyüp sonra kendiliğinden kaybolur.

    Panikle ameliyat kararı vermeyin!
    Ancak bazı kadınlarda bu iyi huylu, içi sıvı dolu olan yumurta kistleri bazen çok şiddetli ağrı yapabiliyor ve bu durum yanlış değerlendirilirse ameliyat sebebi bile olabiliyor. 5-6 santime kadar olmuş normal iyi huylu bir kist bazen büyüyor, en ince, hassas yerinden yırtılıyor ve sıvı karın içine akıyor ya da bir miktar kanama yapabiliyor. Bu durum karında kıvrandıracak kadar, çok şiddetli ağrıya sebep olabiliyor. Kusma, bulantı, şiddetli baş dönmesi, şiddetli kasık ve bıçakla keser gibi bir karın ağrısına neden oluyor. Bu tür vakalar, çoğunlukla iyi teşhis konulmadan acele davranılarak ameliyata alınıyor. Hâlbuki biraz beklenirse, çoğu durumda ağrının giderek azaldığı, bu gürültülü tablonun yavaş yavaş düzeldiği görülür. Böyle durumlarda panik yapıp hemen ameliyata karar vermemek çok önemlidir. Ameliyat kararı ciddi bir karardır ve yumurta kistlerinin yüzde 80’i ameliyatsız, kendiliğinden geçebilecek kistlerdir. Genç kadınlarda yumurtalık kisti lüzumsuz yere ameliyat edilirse ilerideki doğurganlığını çok olumsuz etkileyebilir. Her ameliyat yumurtaların yumurtlama kapasitesini azaltır. Yumurtalıklara yapılan her müdahale yumurta rezervini azaltır. O yüzden özellikle doğurganlığını tamamlamamış genç kadınlarda bir kiste ameliyat kararı vermek için çok iyi düşünmek, beklemek, sabretmek, takip etmek gerekiyor.

    Genç kadınlarda basit yumurtalık kistleri lüzumsuz yere ameliyat edilirse, ilerideki doğurganlığı olumsuz etkileyebilir.

    Kadın hastalıkları ilgi alanına giren tüm konuları buraya tıklayarak tartışabilirsiniz.

  • Aspirin ile yumurtalık kanserini önlenme

    Aspirin ile yumurtalık kanserini önlenme

    Günde bir aspirin yumurtalık kanserinin önlenmesine yardımcı olabilir.

    ABD’deki Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden bilim adamları daha önce yapılmış, yaklaşık 20 bin kadının katıldığı 12 araştırmanın sonuçlarını inceledi.

    Araştırma, her gün düşük doz (100 miligramdan az) bir asprin içen kadınların yumurtalık kanserine yakalanma riskinin, haftada bir kez içenlerden yüzde 20 az olduğunu gösterdi.

    Bilim adamlarından Britton Trabert, sonuçlar şaşırtıcı olsa da bazı kişilerde kanamalara yol açabileceğinden asprinin doktora danışılarak alınmasının önemine dikkati çekerek mekanizmanın belirlenmesi için başka araştırmaların da yapılması gerektiğini vurguladı.

    Daha önce ”The Lancet” dergisinde yayımlanan bir araştırma da, düşük dozda düzenli aspirin kullanımının kolon kanseri riskini yüzde 24 azaltabileceğini ortaya koymuştu.

    Not : Doktorunuza danışın !