Etiket: yemek

  • Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Dukan Diyetinde Neler Yenir?

    Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Dukan Diyetinde Neler Yenir?

    Dr. Pierre Dukan tarafından yaratılmış ve kendi adıyla anılan Dukan diyeti tüm dünyada ‘aç kalmadan zayıflama yöntemi’ olarak biliniyor…

    Dukan diyeti, aslında Atkins diyetinin temeli olan düşük karbonhidrat tüketimine dayanıyor; ancak bu yeni akım haftada altı gün istediğinizi yiyebileceğinizi söylüyor. Peki, nasıl işliyor? Dukan diyetinin dört aşamasına bir göz atalım.

    1- Hazırlık Aşaması: Bu ilk aşama, ne kadar kilo kaybetmek istediğinize bağlı olarak 1-10 gün arası sürüyor. Örneğin, 10-12 kg vermek isteyen birisi için bu süre bir hafta. Hazırlık döneminde herhangi bir kalori kısıtlaması yok; ancak beslenmeniz sadece yağsız proteinlerden oluşuyor ve hemen hemen hiç karbonhidrat alınmıyor. Yemeklerinizde ayrıca yağsız süt ürünleri ve zayıflamanın gizli silahı olarak adlandırılan yulaf kepeği var. Bu diyetin savunucuları günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeğinin içerdiği lifin sisteminizi temizlerken aynı zamanda sizi tok tuttuğu konusunda hemfikir.

    2- Hedef Aşaması: Bu aşamada, 1. aşamadaki gıdaları tüketmeye devam ediyorsunuz. Sadece, diyetinize iki günde bir nişastasız sebze ekleniyor. Bu aşama hedeflediğiniz kiloya ulaşıncaya kadar devam ediyor.

    3- Takviye Aşaması: Bu diyetin yaratıcısı Dr. Dukan bu aşama ile diyetinin benzerlerinden kendisini ayırdığını söylüyor. Takviye aşamasında diyetinize karbonhidrat eklenmeye başlanıyor. Haftada iki kere ‘kutlama öğünü’ diye adlandırılan istediğiniz her şeyi yiyebileceğiniz bir döneme giriliyor. Haftada bir gün, sadece yağsız protein tüketiliyor.

    4- Koruma ve Sabitleme Aşaması: Bu son aşama aşağıdaki üç kuralı yaşam biçiminiz haline getirmek üzerine kurulu.

    – Haftada bir gün sadece protein yeniyor. (Bu, her hafta aynı gün olmalı.)
    – Hayatınızın sonuna kadar günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeği tüketiliyor.
    – Asla asansör ve yürüyen merdiven kullanılmıyor. Günde 20 dakika yürüyüş yapılıyor.

    Dukan diyetinin artılarına baktığımızda, uzun vadede size beslenmenizi nasıl yöneteceğiniz hakkında beceri geliştirme, meyve ve bazı karbonhidratları rahatça tüketme imkanı veriyor. Benim bu noktada size önerebileceğim temel değişiklik beyaz karbonhidratları tüketmemenizdir.

    Bizce, kilo vermenin en iyi yolu gıdaların dengeli tüketildiği sağlıklı bir beslenmedir. Sağlıklı bir kiloyu korumanın aylık besin miktarlarını hesaplamaktan daha önemli olduğuna inanıyoruz. Eğer dünyaca ünlü Dukan diyetini deneyecekseniz, aşamalar arasında kilo alıp verirken oluşabilecek yo-yo etkisine dikkat edin !

    Dr. Pierre Dukan diyeti ile zayıflama Fransa’nın en ünlü beslenme uzmanlarından biri olan Dr. Pierre Dukan’ın kaleme aldığı kitapta egzersiz yapmadan yüksek miktarda protein tüketerek kilo verilebileceği söyleniyor. Dr. Dukan’ın Protal (proteins alternatives) diyeti meşhur Atkins, South Beach ve 70’li yıllarda popüler olan protein diyetlerine benziyor. Sınırsız protein tüketip aç kalmadığınız ve az miktarda yağ kullandığınız için vücut mevcut yağ depolarını harcamaya başlıyor.

    Dukan Diyetinde sınırsız et yiyebilirsiniz…

    Diyetin ilk aşaması saldırı… Beş gün yapılması önerilen diyetin bu aşamasında sadece protein var. Dana ve sığır eti biftek, fileto, kıyma olarak tüketilebiliyor. En fazla yüzde 10 yağ içeren et yapışmayan bir tavada, fırında ya da ızgarada pişirilebiliyor. Tavuk ya da hindi eti de diyete uygun. Dr. Dukan kitabında hindi fümenin, tavuğun göğüs etinin rahatlıkla yenilebileceğini söylüyor. Tüm deniz ürünleri ve balıklar da diyete uygun gıdalar arasında yer alıyor. Buharda pişirilmiş, ızgara ya da tütsülenmiş her türlü deniz ürününü yiyebilirsiniz ancak yağlı ve konserve olanlardan uzak durmanız gerekiyor. Yumurta 3-4 adeti geçmemek şartıyla, yağsız süt, yoğurt veya peyniri ise istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.

    Saldırı aşamasında dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri de bol bol su içmek. Günde en az iki litre su vücudu protein atıklarından temizlemek açısından önem taşıyor. “Et, tavuk, balık tatsız tuzsuz olur, yenmez” diyorsanız bu diyette her türlü baharat, sirke, maydanoz, soğan, sarımsak serbest. Acıktığınız zaman bu saydığımız gıdaları sınırsız olarak tüketebiliyorsunuz. Dr. Dukan protein içeren gıdaların iştahı azalttığını ve 3-4 gün protein tüketildiğinde açlık hissinin neredeyse yok olduğunu belirtiyor.

    Bir de yapmamanız gerekenler var tabii: Yoğun egzersiz (ilk üç gün yorgun olabilirsiniz), öğün atlamak, ketçap ya da mayonez gibi yağ ve şeker içeren soslar tüketmek… Bu aşama hiçbir özür, sapma, duraklama kabul etmiyor. Yani “Biraz ara vereyim, şu tatlıdan bir kaşık alayım” deme şansınız yok.

    KİLO KAYBI ZAYIFLAMA DİYET

    Beş günlük saldırı aşamasını geçtikten sonra şimdi asıl kilo vereceğiniz bölüme geliyorsunuz. Bu aşamada haftada 2-3 kilo verebilmenin mümkün olduğu iddia ediliyor. Mönünüzde ise birinci aşamadakı proteinlere ek olarak çiğ ya da pişmiş olarak sebze tüketebiliyorsunuz. Örneğin domates, salatalık, brokoli, ıspanak, pırasa, lahana, kereviz, mantar, patlıcan, biber, havuç, her türlü yeşillik… Ancak nişasta içeren patates, pirinç, mısır, bezelye, fasulye, mercimek gibi gıdalar tamamen yasak. Sebzelerin de tıpkı etlerde olduğu gibi mutlaka yağsız pişirmeniz gerekiyor.

    HAFTADA 1 GÜN PROTEİN

    Aradan haftalar geçti, sonunda bütün fazlalıklarınızdan kurtuldunuz. Bu durumda diyetiniz sona erdi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü şimdi koruma aşaması başlıyor. Bu aşamanın ne kadar süreceğini ise kaybettiğiniz kilo x 4,5 formülüyle buluyorsunuz. Örneğin 15 kilo verdiyseniz 67 gün koruma diyeti yapmanız gerekiyor. Neler yiyebileceğinize gelirsek… Her gün sınırsız et, tavuk, deniz ürünleri, yağsız süt, yoğurt, peynir ve yumurta… Haftada altı gün; bir porsiyon meyve (muz, üzüm, kiraz hariç her türlü meyve), iki dilim kepekli ekmek, 40 gram normal peynir, kilo verme aşamasındaki sebzeler… Haftada iki kez birer porsiyon nişastalı gıdalar (patates, makarna vs), kuzu eti, tatlı… Bu aşamayı da geçtikten sonra artık yapmanız gereken tek şey var: Normal hayatınıza devam ederken haftada bir gün saf protein diyeti yapmak…

    Dukan Diet is a fast weight loss, low hunger diet

    I wonder how many people started their new diet today? And how many of those people started The Dukan Diet? Well, a lot more than last year that’s for sure! Of course, January 1st 2011 was a Saturday, but with hangovers to nurse, the shops closing early, and loads of food still left in the house, I wonder how many people thought “Saturday’s a weird day to begin a diet – I’ll go on the Dukan diet first thing Monday!”

    Starting any diet can be a time of mixed feelings. On the one hand we are hopeful that the diet will work and that at some point (in the not too far off future) we will be the size we’d like to be. But on the other hand, we’re worried that the diet won’t work, or that we won’t be able to stick it out. The Dukan diet is a diet of motivation. it has been designed to help you stick to it and to lose weight fast.

    First of all, The Dukan diet is actually four diets rather that one. For each stage of the weight loss process, there is a stage of the Dukan diet that is suited for your specific weight loss needs.

    The Attack Phase

    This stage lasts 2-7 days depending on your weight loss needs and you will see two things happen. Firstly, you will lose noticable amounts of weight and secondly you will notice your appetite for fatty and sugary foods disappearing. The most vulnerable time for giving up a diet is right at the beginning when you have relatively little to lose. Because you have actually lost weight in the first week you really do feel like you will throw away what you’ve already achieved if you give up now and start again next week.

    The Cruise phase

    This is the main weight loss stage of the Dukan diet. You will be on this stage until you reach your ideal weight. During the cruise phase you have a wider menu option, will still be losing noticable weight and hunger pangs and food cravings will be minimal.

    The Consolidation phase

    The worst thing about a diet is not usually losing the weight but actually trying to keep it off once you’ve reached your weight loss goal. This phase is designed to make sure you don’t quickly put back on all the weight you’ve lost. You can eat 2 meals a week of whatever you like to celebrate your weight loss achievement.

    The Stabilization phase

    This final stage is all about returning back to a regular eating habit but without putting weight back on. You can eat want to you like as long as you follow 3 simple rules.

    If you fancy giving the Dukan diet a try you can find all the information you need from The Dukan Diet book, written by Dr. Pierre Dukan, as well as on this site. You can see the foods I ate, the weight I lost, and how I got on with my time on The Dukan diet

    Dukan diyeti, hayatımıza “Fransız kadınlarının zayıf kalmalarını sağlayan diyet” olarak girdi. Çünkü aklımızda hep şu soru vardı.

    Kruvasan, peynir ve şarap memleketi Fransa’da nasıl oluyor da bütün kadınlar düzgün bir fiziğe sahip olarak kalabiliyorlar.

    Son zamanlarda kitabıyla ortalığı kasıp kavuran beslenme uzmanı pierre dukanın kendi adıyla lanse edilen dukan diyetine müteşekkir olduklarını biliyoruz artık Fransız kadınların. Dukan diyeti bundan tam 10 yıl önce Fransız damak tadıyla tanıştırıldı. Ve 1,5 milyon Fransız kadın bu diyete bağlı kaldı.

    Peki nedir bu Dukan diyeti?
    Karbonhidrat sevenler, üzgünüz ama bu bir protein diyeti! Yağsız proteinleri, süt ürünlerini, balık ve kümes hayvan etini içeriyor.

    Diyetin ilk aşaması

    Diyetin ilk aşaması oldukça keskin. Sadece et, balık, yumurta ve yağsız süt ürünlerini tüketiyorsunuz. Bu aşama, ilk 10 günü içeriyor. İlk beş gün içinde 3 kilo vermeniz bekleniyor.

    Bu saf protein aşamasında ağız kuruluğu ve ağız kokusu sorunu yaşayabilirsiniz. Ancak her iki durum da kilo veriyor olduğunuzun işareti. Bu durumun üstesinden gelmek için daha çok su içmenizi öneriyor Dukan. İlk dört günden sonra kabızlık sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Bu sorunun üstesinden gelmek için de yulaf kepeğinize bir çorba kaşığı buğday eklemeniz gerekiyor.

    Bu aşamada listedeki her şeyden özgürce yeme hakkınız var. Diyetin sloganı: “İstediğin kadar ve istediğin zaman ye!” Kulağa hoş geliyor, değil mi?

    Dukan diyetinin aşamaları

    1. aşama: İlk 10 gün sadece protein yiyorsunuz. (Et, balık ve yağsız süt ürünleri)

    2. aşama: Sırasıyla “sebze ve protein günleri” ve sadece “protein günleri”. Sebzeli günlerde sınırsız sebze yiyebiliyorsunuz.

    3. aşama: Her gün protein ve sebze günü. Fakat bir miktar meyve, iki dilim ekmek ve peynir yiyebiliyorsunuz her gün. Ayrıca haftanın 1-2 günü karbonhidratlı yiyecek tüketebiliyorsunuz (makarna ve pilav). Haftada iki kez ‘kutlama öğünü’ kapsamında istediğiniz her şeyi yiyebiliyorsunuz.

    4. aşama: Bu aşamada ne seviyorsanız herhangi bir sınırlama olmadan ve kendinizi suçlu hissetmeden yiyebiliyorsunuz. Ancak kural şu: Her perşembe sadece protein günü. Daima!

    Protein aşamasının kurallar listesi

    1. Sığır ve dana eti, hatta tavşan eti yiyebilirsiniz ama kuz eti yasak. Tabii etin yağlı kısımlarını yememeye özen göstermelisiniz. Eti ızgarada, fırında pişirilmiş ya da haşlanmış olarak yiyebilirsiniz. Tabii sıvı yağ, tereyağı ve herhangi bir krema ya da sos eklemeden. Yağsız kızartma yolunu da seçebilirsiniz. Bunun için tavanın yüzeyini çok az sıvı yağ ile ovalayın ve eti kızartın. Kıymayı yumurta, gebre otu ve baharatlar ile karıştırıp köfte halinde de tüketebilirsiniz.

    2. Tavuk ve hindi eti yiyebilirsiniz. Tabii yemeden önce derisini soymak şartıyla. Ve kanatları dışında kalan kısımlarını tüketmelisiniz.

    3. Az yağlı ya da yağsız jambon tüketebilirsiniz. Şarküteri ürünleri, pişmiş ya da tütsülenmiş jambon yemeyin, çünkü bu şekilde çok yağlıdırlar.

    4. Sığır eti, dana eti ve tavuk ciğeri yiyebilirsiniz.

    5. Bütün balıkları; taze, dondurulmuş, tütsülenmiş, konserve, kurutulmuş halde yiyebilirsiniz. Ancak yağda ya da herhangi bir yağlı krema ile pişirilmemiş olarak.

    6. Tüm kabuklu deniz hayvanlarını tüketebilirsiniz.

    7. Günde iki yumurtadan daha fazlasını yiyebilirsiniz. Eğer yüksek kolesterol sorununuz varsa, hafta üç ya da dört yumurta sarısını tüketebilirsiniz. Yumurtanın beyazı yasak!

    8. Yağsız süt ürünleri; yoğurt, süzme peynir, yağsız süt tüketebilisiniz. Sade yoğurt ya da hindistan cevizi, vanilya, limon ile tatlandırılmış yoğurt sınırsız! Fakat yağsız yoğurt ya da meyveli yoğurdu günde iki kere ile sınırlandırmalısınız.

    9. Tatlandırıcılar, sirke, baharatlar, şifalı otlar, sarımsak, soğan, salatalık, limon suyu (sadece yiyeceklerin üzerinde, içecek olarak değil), hardal, tuz (ölçülü miktarda), ölçülü miktarda şekersiz doğal ketçap, şekersiz sakız yasak değil.

    Ek kurallar
    – Günde 1,5 litre su içmelisiniz. Bu, midenizde doluluk hissetmenize yardımcı olur. Çay, kahve ve diyet içecekleri de tüketebilirsiniz.

    – Günde 1,5 çorba kaşığı yulaf kepeği (örneğin, yoğurdun üstünde ya da pankekin içinde) tüketmelisiniz.

    – Her gün 20 dakika hızlı bir şekilde yürümelisiniz.

    – Tüm sıvı yağlardan ve tereyağından sakınmanız gerekiyor.

    Sebze diyeti
    Haftanın iki günü (pazartesi ve perşembeleri)salt protein günleri, diğer günleri de sebze ile kombinlenmiş protein günleri olarak belirleyebilirsiniz!

    Et ya da balıkla birlikte yiyebileceğiniz; çiğ, buharda pişmiş, haşlanmış ya da folyo ile fırında pişirilmiş sebzeler şunlar: enginar, kuşkonmaz, patlıcan, brokoli, lahana, kereviz, kabak, radika, rezene, salatalık, mantar, balkabağı, marul, turp, kuzukulağı, soya fasulyesi, ıspanak, domates.

    Tüm bu sebzeleri istediğiniz kadar ve istediğiniz zaman yiyebilirsiniz. Ancak eğer hızla kilo vermek istiyorsanız bu yiyecekleri tamamen boş mideye değil, acıkmanıza az bir zaman kala tüketin ki daha az yeme ihtiyacı duyun.

    Dikkat!
    Havuç ve pancar da bu listeye dahil. Ancak bunlar karbonhidrat içerdiklerinden, her öğün tüketmekten kaçının. Diyetinizde patates, pirinç, mısır, fasulye ve mercimek gibi diğer karbonhidrat içeren gıdalardan da uzak durun.

    Tipik sebze ve protein günü diyeti:
    Kahvaltı: Kahve (yağsız süt ve tatlandırıcı ile) ya da çay (tatlandırıcı ile),225 gram kadar yağsız peynir ya da yoğurt, bir dilim hindi eti, tavuk ya da jambon, bir adet haşlanmış yumurta.

    Ara öğün: Bir küçük yoğurt ya da 115 gram kadar yağsız peynir.

    Öğle: Mantar, ton balığı, kremalı kahve.
    Ara öğün: Bir dilim jambon ya da somon balığı, yulaf kepeği ile yapılmış pankek (2 çorba kaşığı yulaf kepeği eklemek yeterli).
    Akşam: Kabak çorbası, sığır eti kebabı, süt ve yumurtadan yapılmış muhallebi gibi bir tatlı.

    Dukan Diyeti Deneyimlerimiz diyet hakkında yorumları görebilirsiniz…

  • Yeme bozuklukları cinsel sorunlara yol açabiliyor…

    Yeme bozuklukları cinsel sorunlara yol açabiliyor…

    Bazı genç kadınların cinselliğe yönelik yaşadığı sorunların temelinde yeme bozuklukları yatabiliyor. Toplumdaki yaygın “ideal vücut ölçülerine kavuşma” isteği ve diyet yapan insan oranındaki artış, yeme bozukluklarının yaygınlaşmasını neden olmaktadır. Daha çok genç kızlarda görülmekle birlikte aktör, manken, hostes veya dansöz gibi dış görüntüsü ön planda olan mesleklerde sıkça görülen “yeme bozuklukları” arasında “anoreksiya nevroza veya açlık hastalığı”, “bulimia nevroza veya tanırcasına yemek yeme ve kusma hastalığı”, “fazla ve kontrolsüz yemek yeme” ve “kontrolsüz aşırı gece yemek yeme” olmak üzere 4 rahatsızlık bulunmaktadır. Cinsel sorun ve yeme bozukluğu ile başvuran danışanların sayısının artması üzerine Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), “Yeme Bozuklukları ve Cinsel Sorunlar” konulu yeni bir basın açıklaması yaptı. Toplumsal çalışmaları ve basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen CİSED’in basın açıklamasından işte çok çarpıcı başlıklar:

    Kilo ve beden görünümüyle ilgili aşırı ve gerçekçi olmayan algılamalar cinsel sorunlara yol açabiliyor

    Yeme bozukluklarının çoğu zaman kadınlara özgü bir hastalık olarak kabul edildiğini ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Yeme bozukluklarında temel sorun az veya çok yeme değil, kilo ve beden görünümüyle ilgili aşırı ve gerçekçi olmayan algılamalardır. Yeme bozukluğu yaşayanların en büyük sıkıntılarından biricinselliğe yönelik tüm beden algılarını kapatmaları ve dolayısıyla cinselliklerini rahatça yaşayamamalarıdır. Yeme bozukluğu yaşayan kadınlar dokunma ve dokunmanın getirdiği uyarılmaya karşı bedenlerini kapatmaktave her şeyden önce cinsel uyarılma sorunları yaşamaktadırlar. Cinsellikten korkma ve uzaklaşma, kendi cinselliği ve aşk ilişkisindeki rolü hakkında uygun beklentiler geliştirememe, cinselliğini yok etmeye çalışma ya da abartma yeme bozukluklarında sık görülmektedir. Cinsel soruna eşlik eden yeme bozukluklarının temelinde her ne kadar fiziksel, sosyal, kültürel faktörler rol oynasa da psikolojik etkenlerin fazlalığı göze çarpmaktadır. Anne-baba tutum ve davranışlarının yeme bozukluklarının ortaya çıkmasında etkin role sahip olduğu söylenebilir. Yeme bozukluğu yaşayan kişilerin mukayese edilmenin yaygın olduğu, anne-baba ve kadın-erkek rollerinin karıştırıldığı, aile içi şiddetin yaşandığı, fiziksel ve duygusal kötüye kullanımın var olduğu çatışmalı aile ortamlarında büyüdükleri görülmektedir. Yeme bozuklukları çeken bireylerin anneleri hükmedici, duruma hep egemen olmak isteyen ve soğuk yapıdayken; babalarının ise daha sevecen gibi algılansalar da sorumsuz, etkisiz ya da edilgen kişilik özellikleri gösterdikleri tespit edilmiştir. Yeme bozukluğu yaşayanların patolojik aile işlevselliği üzerinde sağlayamadıkları kontrolü bir “kendini yeniden düzenleme”, “bedenle konuşma” veya “yeme ve kusma davranışlarıyla duygularını kontrol etme” gibi davranışlarına girerek sağlamaya çalıştıkları görülmektedir. Anne-çocuk ilişkisinde aşırı denetleyici anneden, onaylayıcı ve güven verici tepkiler alamayan çocuk, sağlıklı bir kendilik duygusu geliştirememekte, kendini ayrı, özerk bir varlık olarak algılamak yerine annenin uzantısı gibi algılamaktadır. Bu durum çocuk için bir yandan anneyle birleşme, onun içinde kaybolma ve “yenip yutulma”, diğer yandan da “terk edilme tehdidi” anlamına gelmektedir. Yeme bozukluğu yaşayanların içe aldıkları ve ayrı bir nesne gibi yaşattıkları anne imgesini, yeme, kusma veya diyet yapma yoluyla denetim altında tutmaya çalıştıkları, hem onun tarafından ele geçirilmeye hem de terk edilmeye karşı bu yolla başa çıkmaya çalıştıkları ileri sürülebilir. Kendini aç bırakma ya da aşırı yeme sonucunda bedenlerinin kadınlaşmasını engellemeye çalışmaları da anneleriyle olan bu karmaşık ve iki değerli özdeşimi azaltma girişimi olarak yorumlanabilir. Ruhsal çatışmalar ve düzensizlikler yaşayan bu kişiler, kendilerinden çok annelerine aitmiş gibi algıladıkları bedenlerini, hem içsel hem de dışsal yaşantıları üzerinde denetim kurmak için kullanmakta, daha doğrusu annelerine benzeyen bedenlerini ve cinselliklerini ret etmekte gibidirler. Ayrıca cinsellikte önemli olan dokunma eylemine karşı kendilerini kapatan bu kişilerin dokunmama veya dokunulmasına izin vermeme ve cinsel dokunuşlara kendini kapatmakla sanki içe alma ve terk edilme tehlikesine karşı önlem aldıkları görülmektedir. Sonuç olarak cinsellikten ve kadınlıktan soğumakendi bedeninden ve cinsel ilişkiden iğrenme, tiksinti duyma ya da kaçınmaya yol açan bu duyguların beden imgesiyle aşırı uğraşma ve yeme davranışı bozukluklarıyla sonuçlandığı görülmektedir. Ayrıca yeme bozukluğu olan kişilerde cinsel uyarılma bozuklukları, orgazm olamamacinsel soğukluk, homoseksüellik, aseksüellik, depresyon, anksiyete, kişilik bozuklukları ya da uyuşturucu madde kullanımı daha sık görülmektedir.” dedi.

    Yeme bozuklukları genellikle yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde görülüyor

    Yeme bozukluklarının genellikle yüksek sosyo-ekonomik düzeydeki ailelerde görüldüğünü ifade eden CİSED Genel Sekreteri ve CİSED Medya ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Psikolog Serap Güngör; “Yeme bozuklukları daha çok ergenlik döneminde ortaya çıkan ve ergen gelişimini olumsuz etkileyen bir süreçtir. Kimlik edinilmeye çalışılan ergenlik dönemi, cinsel kimlik oluşumu ve cinselliğin tanındığı önemli bir dönemdir. Bu dönemde ergen değişen vücut şekline uyum sağlamaya çalışmakta, bir yandan da cinsel olgunlaşma sürecine girmektedir. Bu dönemde yaşanan yeme bozuklukları, ergenin psikososyal ve cinsel gelişimi sürecini geciktirmekle kalmayıp, erişkinliğinde yaşayacağı cinselliğe yönelik sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu noktada bir çocuğun kişilik özelliklerinin temelini oluşturan 0–7 yaş dönemi ve ana-baba etkisinin çok büyük olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Çünkü çocuğun dünyaya gelişi ile birlikte çocuklarına en iyiyi vermeye çalışan ana-babalar, sıklıkla farkında olmadan hatalar yapabilmektedirler. Bu doğrultuda davranan ana babaların yetiştirdiği çocuklar doğru olanı yapmaya çalışır ve mükemmel bir çocuk olmaya güdülenirler, ancak bağımsız bir yetişkin olmakta güçlük çekerler. Bu nedenle ergenlik döneminde ebeveynlerin çocuklara karşı aşırı koruyucu olmaktan, yüksek beklentiler geliştirmekten, aşırı düşkünlükten ve katı davranmaktan kaçınmaları ve onların bağımsızlaşmalarına izin vermeleri gerekiyor. Çünkü yeme bozukluklarının tedavisi zordur. Mümkün olduğunca çabuk profesyonel yardım alınmalıdır. En iyi tedavi yöntemi tıbbi, psikoterapi ve beslenme konsültasyonunu içeren kombine bir çalışma ile gerçekleşmektedir. Yeme bozukluğu olan kişiler tehlikede olmadıkları fantezisiyle yardıma gerek duymadıklarına inanırlar veya sorunun farkındadırlar ama tekrar kilo alma korkusu ile tedavi görmek istemezler. Tedavi süreci birkaç aydan birkaç yıla kadar sürebilir. Psikoterapide hastanın yeme, kusma veya yememe davranışlarıyla duygularını ifade etmesinin yerine duygularını uygun bir şekilde sözle ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır.” dedi.

  • Zerde Tarifi

    Zerde Tarifi

    Zerde helva ve aşure gibi geleneksel Türk tatlılarından biridir. Osmanlı mutfağının günümüze dek ulaşan lezzetli tatlılarındandır. Osmanlı döneminde fakir halka, ekmek, değişik yemekler, helva, bal ve zerde en çok dağıtılan yemeklerdendi. Günümüzde zerde, düğün tatlısı olarak mutfağımızda yer alır. Düğün, sünnet düğünü ve dini bayramlarda yapılması gelenek haline gelmiştir. Özellikle bazı bölgelerde keşkek, pilav ve et yemeklerinden sonra helva, baklava ve sütlaçla birlikte zerde ikram edilir.

    Zerde Tarifi

    Malzemeler : (4-6 kişi için)

    – 1 çay bardağı kırıksız iyi cins Pirinç
    – 2 su bardağı Toz Şeker
    – 1 yemek kaşığı Nişasta
    – 5 su bardağı Su
    – 1 tutam Safran (çay kaşığının ucunda)
    – 1 tutam Zerdeçal

    Süslemek İçin
    – Fındık
    – Fıstık
    – Kuş Üzümü
    – Nar Tanesi
    – Tarçın Tozu
    – Ağartılmış
    – Badem

    Hazırlanışı :

    5 bardak suyun içine pirinç konur ve yumuşayıncaya kadar haşlanır. Şeker katılıp, kaynatmaya devam edilir.

    Evvelce suda ıslatılıp, eritilmiş safran, zerdeçal (safran bulunamazsa sadece zerdeçal) haşlanan pirincin üstüne dökülür. Kaynamaya bırakılır.

    Kaynamakta olan karışıma suda ezilmiş nişasta ilave edilir. Kaynatmaya devam edilir.

    Pişmesi biten zerde servis kaselerine alınır. Üzeri süs bölümünde verilenlerden arzu edilenlerle süslenir.

    Zerdenin fazla koyu olmaması gerekir. Suyunu ve nişastasının ayarını iyi tutturmak gerekir. Safran’ın da fazla kullanılmaması lazımdır.

  • Pratik Yemek Pişirme Püf Noktalar

    Pratik Yemek Pişirme Püf Noktalar

    Lezzetli bir yemek yaratmanın tekniklerini, hangi gıdayı nasıl pişirmen gerektiğini bilmen gerekiyor.

    Fırında Kızartma
    Fırınlama tekniği et ve sebzelerdeki şekeri karamelize hale getiriyor. Böylece kalori almadan lzzet sağlayabiliyorsun.

    Fırında; Tavuk, biftek ya da somon gibi yağlı bir balık tütü olabilir. Patates, tatlı patates, havuş gibi sebzeleri tercih et. Bu sebzelerin pişmesi daha uzun zaman alıyor, böylece karamelize olurken gereğinden fazla pişmesi gerekmiyor. Tatlı için muz, ananas veya yeni olgunlaşmış şeftali denemelisin. Meyveleri fırınlamadan evvel erimiş tereyağı ya da kanola yağına bulayıp toz şeker serp. Teknik olarak ise; fırını öneceden ısıtmalısın. Malzemelerin üstüne hafifçe zeytinyağı, biraz tuz, biber ve en sevdiğin kuru baharatları ekle. Etin ne zaman piştiğini belirlemek için dijital termometre kullanın. Meyve ve sebzeler ise dışı kahverengi bir renk almaya başladığında ve içi yumuşadığında pişmiş oluyor.

    Izgara
    Yemeğe çıtır çıtır bir doku verirken içi nemli ve sulu kalır. Fazla yağ kullanmana gerek kalmaz.

    Izgarada; İnce kesilmiş et ya da balık, hem çabuk pişecek hem de dışı altın rengi alacak. Antrikot, pirzola ya da her türlü balık olabilir.Teknik olarak ise; Et için bir çimdik tuz ve karabiber yeterli. Balık için ise az zeytinyağı, limon ve biraz da kekik… Izgaranın ısısı yüksek olmalı. Fırının kendi ızgarası yoksa ızgara tepsisini ısı kaynağından sekiz parmak aşağıda olacak şekilde ayarla.

    Sote
    Bu hızlı pişirme tekniği, gıdaların doğal lezzet ve renklerini koruyor.

    Sote de; Antrikot, balık fileto, tavuk göğsü gibi yumuşak etler, kuşkonmaz, biber, brokoli, soğan, bezelye, mantar gibi çabuk pişen sebzeleri pişirmelisin. Teknik olarak; tavayı kaplayacak kadar yağ koyup malzemeleri bir, iki dakika orta ateşte pişir. Bütün malzemeleri eklemeden evvel ısı seviyesini ölç. Malzeme tavaya değidiği anda cızırdamalı. Orta ısıda sürekli karıştırarak pişir. Birkaç değişik malzeme katarsan, önce et parşamalrını ardından soğan ve sarımsak gelmeli. Sebzeleri ise en son eklemelisin.

    Kendi Suyunda Pişirme
    Lokum gibi yumuşak ve lezzetli yemekler ağız sulandırıyor.

    Kendi suyunda pişirme de; Kuşbaşı tavuk, dana yada kuzu eti en iyi pişer. Teknik olarak; önce et parçalarını ocağın üstünde kahverengi oluncaya kadar ısıt, ardından tencereye su koy. Et suyu kullanırsan daha lezzetli olur. Et ya da tavuk bulyon kullanabilirsin. Ot ve baharatlar lezzeti artırır. Daha sonra şarap ya da bira ekleyerek daha farklı bir tat yakalayabilirsin. Kısık ateşte pişirmeye devam et. Kapak daima kapalı olmalı. Ara sıra kontrol edip karıştırmayı ihmal etme. Kırmızı et bir saat, tavuk ise 45 dakika pişmeli.

  • Peynirli Sicilya Tatlısı Tarifi

    Peynirli Sicilya Tatlısı Tarifi

    Peynirli Sicilya Tatlısı Tarifi

    Malzemeler

    • 250 gr şeker
    • 1/2 su bardağı/ 125 ml su
    • 1 paket vanilya
    • 500 gr peyniri (Ricotta tavsiye edilir), süzülmüş
    • 150 gr yarı tatlı bitter çikolata, kıyılmış
    • 300 gr karışık meyve şekerlemesi
    • 2 çorba kaşığı Antep fıstığı, soyulmuş
    • 2 çorba kaşığı kiraz likörü
    • 1 pandispanya (sayfa 878′e bakınız)
    • 4 çorba kaşığı kayısı konservesi
    • 1 çorba kaşığı pudra şekeri
    • 2 çorba kaşığı portakal esanslı su

    Peynirli Sicilya Tatlısı Tarifi

    Şeker, su ve vanilyayı bir tencereye koyup şurup kıvamına gelene dek kaynatın. Soğumaya bırakın. Peyniri kuvvetli bir şekilde spatula ile karıştırın, yavaş yavaş şurubu ekleyin. Karıştırmayı krema kıvamına gelene dek sürdürün.  Çikolata ve meyve şekerlemesini (süslemek için bir miktar ayırın) peynire ekleyip karıştırın. Sonra fıstıkları ve likörü ekleyin.  Keki ince dilimlere bölün, birbirlerine yapışmaları için kayısı jeli ekleyerek 25 cm.lik tabağa dizin. Düzgünce yayarak peynirli karışımla doldurun. Kalan pandispanya ile üzerini kapatın ve en az 2 saat buzdolabında bekletin. Üzerini parlatmak için, kalan kayısı jölesini, vanilya şekeri ve portakal esanslı suyla, şurup kıvamına gelene dek kaynatın.
    Keki buzdolabından çıkarın, üzerine şurubu dökün, kalan meyve şekerlemesi ile süsleyin.

  • Etli Çiğ Köfte Tarifi

    Etli Çiğ Köfte Tarifi

    Malzemeler:

    – 250gr yağsız dana eti (tranç)
    – 400gr ince çiğ köftelik bulgur
    – 2 yemek kaşığı acı biber salçası (tepeleme)
    – 1 yemek kaşığı domates salçası (tepeleme)
    – 150gr isot
    – 2 baş soğan (orta büyüklükte)
    – 5 diş sarımsak
    – yarım demet taze nane
    – yarım demet maydanoz
    – 1 bağ yeşil soğan (sadece yeşil kısmı)

    – 2 tatlı kaşığı kimyon
    – 1 tatlı kaşığı yenibahar
    – 1 tatlı kaşığı kara reyhan
    – 1/2 tatlı kaşığı tarçın
    – 1/2 tatlı kaşığı karabiber
    – 1 tatlı kaşığı toz şeker
    – 1 tatlı kaşığı tuz

    Hazırlanışı:

    Kuru soğanlar ve sarımsaklar minik minik doğranır. (Asla robatta çekmeyin veya rendelemeyin soğan suyu çiğ köftenin tadını bozar)İçine biber salçası ve domates salçası, baharatlar ve et katılır ve iyice karışana dek yoğrulur.

    Daha sonra hazırlamış olduğunuz karışıma bulgur katılır ve yoğrulmaya başlanır. Bulgur iyice yumuşayıncaya dek yoğurmaya devam edin arada bir az miktarda su verin.

    (Tüm yoğurma işlemi boyunca kullanacağınız su miktarı 2 çay bardağını geçmesin.) Bulgur macun kıvamına geldiğinde doğramış olduğunuz maydanoz, nane ve yeşil soğanı katıp son kez az miktarda su verip yaklaşık 3 dk. kadar yoğurun. Çiğ köfteniz hazırdır.

  • Muzlu Pasta Tarifi

    Muzlu Pasta Tarifi

    Muzlu Pasta Tarifi

    Malzemeler

    – 4 adet muz
    Kek için: 4 adet yumurta
    – 3 çay bardağı tozşeker
    – Bir buçuk çay bardağı
    – eritilmiş margarin
    – 6 çay bardağı un
    – 2 çay bardağı yoğurt
    – 1 paket kabartma tozu
    Kreması için: 1 yumurtanın sarısı
    – 75 gram margarin
    – 5 çorba kaşığı un
    – 1 su bardağı tozşeker
    – 2 paket vanilya, 4 su bardağı süt

    Muzlu Pasta Yapılışı

    YUMURTALARI tozşekerle köpük köpük olana kadar çırpın. Önceden eritip soğuttuğunuz margarini ve yoğurdu yumurtalara ekleyin. Unu ve kabartma tozunu eleyip yumurtalı karışıma ekleyin. Tahta bir kaşıkla karıştırın ve 24-25 cm çaplı yağlanmış kalıba yayın. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında içini çekene kadar pişirin. Soğuduktan sonra enlemesine ikiye kesin. Diğer tarafta krema için margarin ve vanilya hariç tüm malzemeyi bir tencereye alıp kısık ateşte devamlı karıştırarak pişirin. Karışım koyulaşıp göz göz olunca tencereyi ocaktan alıp margarin ve vanilyayı ekleyin. Kekin alt kısmını bir servis tabağına alıp kremanın yarısını üzerine sürün. Üzerine muz dilimleri yerleştirip diğer kek parçası ile üzerini kapatın. Kalan krema ve muz dilimleri ile süsleyip buzdolabında 2-3 saat dinlendirin. Dilimleyerek servis yapın.

  • Yeşil Mercimek Köftesi Tarifi

    Yeşil Mercimek Köftesi Tarifi

    Yeşil Mercimek Köftesi Tarifi

    Malzemeler

    – 2 su bardağı yeşil mercimek
    – 6 çay bardağı ince bulgur
    – 2 adet orta boy soğan
    – 1 su bardağı sıvıyağ
    – 2 çorba kaşığı biber salçası
    – 1 tatlı kaşığı kimyon , tuz
    – 1 demet taze soğan
    – 1 demet kıyılmış maydanoz

    Salatası için:
    – 3 adet orta boy soğan
    – 1 tatlı kaşığı sumak
    – 1 tatlı kaşığı kimyon
    – Yarım demet maydanoz, tuz

    Yeşil Mercimek Köftesi Yapılışı

    MERCİMEĞİ yıkayıp 10 dakika haşlayın. Hafif sulu haldeyken ocaktan alın. Üzerine yıkanıp süzülmüş bulguru ekleyip kapağı kapalı olarak şişinceye kadar bekletin. Diğer taraftan ince kıydığınız soğan ı sıvıyağda pembeleşene kadar kavurun. Üzerine salça, ince kıyılmış taze soğan, maydanoz, kimyon ve tuz ekleyin. Birkaç dakika birlikte soteleyip ocaktan alarak mercimekli bulgurun üzerine ekleyin. Hazırladığınız harçtan parçalar kopartarak köfteler hazırlayın ve servis tabağına alın. Salatası için, soğanları piyazlık doğrayıp tuzla ovun. Yıkayıp süzdükten sonra üzerine kıyılmış maydanoz, sumak, kimyon ve tuz ilave edip köftelerle birlikte servis yapın.

  • Acıbadem Kurabiye Tarifi

    Acıbadem Kurabiye Tarifi

    Malzemeler

    – 2 su bardağı toz fındık veya çekilmiş badem
    – 1 su bardağı tozşeker
    – 1 çay bardağı yumurta akı
    – 12 adet badem

    Acıbadem Kurabiye Yapılışı

    TÜM malzemeyi (12 adet badem hariç) bir kaba koyup, çırpma teliyle veya mikser ile çırpın. Kısık ateşte kaşıkla karıştırıp, şeker eriyene kadar ısıtın. Sonra bir tepsiye döküp, soğumaya bırakın. Hamurdan krema torbasına doldurup, yağlı kağıdın üzerine şekiller çıkarın. Üzerlerine birer badem yerleştirin. 160 derecede ısıtılmış fırında, 15-20 dakika pişirin. Daha sonra yağlı kağıdı ters çevirip, ıslatın. Böylece kurabiyeler kağıttan kolayca ayrılacaklardır.
    Not: Dilerseniz kurabiyeleri ters şekilde birbirine yapıştırabilirsiniz.

    Acıbadem kurabiyesi (100gr) 420 kalori

  • Diyet kişiye özeldir

    Diyet kişiye özeldir

    Çoklukla bir toplulukta diyetisyen olduğunuzu öğrenenler, bir kağıt üzerine yazılmış, ayaküstü verebileceğiniz, salt yüzlerine bakarak oluşturacağınız, sihirli listelerin, mucize formüllerinizin olduğunu sanırlar…

    Oysa, diyet kişiye özeldir.

    Yaşam tarzınız çok yoğun bir koşuşturma içinde olabilir, öğrenci veya ev hanımı olabilirsiniz. Her birinizin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları farklılık gösteriyordur veya metabolizma hızınız çeşitli nedenlerle yavaşlamış olabilir. Diyelim ki, menopoz dönemindesiniz ya da kullandığınız ilaçlar, hormon faaliyetlerinizdeki değişimler kilo almanızın sorumlusu olabilir. Kalp-damar hastalıkları, tansiyon ve şeker gibi sağlık problemleriniz olabilir. Hedefleriniz farklı olabilir, vereceğiniz kilo 20 kilogramın üstündedir veya 3-5 kilo fazlanız olabilir. Diyet programları bu bilgiler ışığında hazırlanmalıdır. Kilo yönetimi kişiye, cinsiyete, yaşa, sağlık verilerine, hatta mevsimlere bağlı olarak değişir. Kişiler için hazırlanan diyet listeleri öğün bazında, gün ve hafta bazında planlanmalı, farklılıklar içermelidir. Sürekli aynı diyet listesi ile insanları zayıflatmak mümkün olmaz, çeşitliliği, farklılığı olması gerekir. Vücudun kilo vermemeye direndiği, platoların oluştuğu dönemde, zaman zaman kalori artırmak dahi gerekir.

    Diyete başlamadan önce vücut bileşim analizi cihazı ile kişinin; yağ, kas, su oranı, metabolizma hızı ölçülür ve ideal ağırlığı saptanır. Kişilerin kullanmak zorunda oldukları ilaçlarını bilinmeli, insülin-şeker değerleri (açlık, tokluk), kolesterol değerleri, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyonları, kan sayımı gibi parametreleri tespit edilmeli, tiroid hormonları gibi ölçümler ile sağlık durumları belirlenmelidir. Kişinin geçirdiği hastalıklar, özellikle hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp yetmezliği bulunanlarda, kalp krizi riski yüksek olanlarda bu durum daha da önem kazanır.

    Diyet planlarken, kilo yönetiminde duygusal yönlere dikkat etmek gerekir. Çünkü sıklıkla mutsuzluk, tatminsizlik hisleri kişileri aşırı yemeğe yöneltir. Sorunun biyolojik mi, ruhsal kaynaklı mı olduğunu çözebilmek için altta yatan temel biyolojik veya ruhsal sorunu doğru anlayıp, kilo vermek isteyen kişiye yardımcı olmak için gerekirse farklı branştaki uzmanların yardımını istemek gerekir.

    Kilo vermek isteyenler için vurgulamak istediğim nokta; 3 aylık bir zaman diliminde 12-15 kilo verebilirsiniz, bu değer, şu anki kilonuz ile bağlantılı olarak değişim gösterir. Kişinin mevcut kilosuna bağlı olarak haftada 0,5-1 kilo vermesine sağlıklı kilo kaybı denebilir. Beden Kitle İndeks’i çok yüksek kişilerde (30′un üzerinde) başlangıçta kilo vermek kolay olur ancak bir süre sonra vücut bir platoya ulaşır. Planlanan bir beslenme programı ile kişilerin kilo verme hızı dengelenir. Ayrıca bu süreçte fiziksel aktivitenin önemi büyüktür.

    Şok diyetler ve sağlığınız!

    Genellikle, kişiler hızlı bir şekilde kilo vermek ister, şok diyetler yapıldığındaysa verilen kiloların çoğu su ve kaslardan gider. Oysa asıl hedef vücutta fazla yağ yüzdesini azaltmak vücuttaki kas oranını koruyarak, verilen kiloların yağdan olmasını sağlamak olmalıdır. Yeterli ve düzenli bir beslenme programıyla vücuttaki yağdan vermek kalıcı kilo kaybını sağlar. Kilo verirken onca zorluğu yaşarken hızla verilen kiloları geri almak da bir o kadar kolay olur. Sık sık başa dönmek ise metabolizmanızı yavaşlatarak verdiğinizden fazla kiloları almanıza neden olacaktır.

    Hangi yaşta olursanız olun, ayda 4-5 kg üstündeki kilo kaybını vücut tolere edemeyebilir!

    Vücuttaki yağlarının kaybedilmesi, sağlığınızı kazanmanın en etkili yollarından biridir. Böylece yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, kalp-damar hastalıkları, TİP 2 diyabet, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi hastalıklara yakalanma riskiniz azalır.

    Sağlıklı olmak adına sağlığınızdan olmayın!

    LÜTFEN DİKKAT: 3 Günde 5 kilo, haftada 7 kilo gibi mucize diyetlerle sağlığınızdan olabilirsiniz. Bu tür yazıları bir yerlerden okuyup, arkadaşınızdan aldığınız fotokopi listelere, kilo vermek için zayıflama ilaçlarına, bitkisel ve hiçbir zararı olmadığı iddia edilen otlara, çaylara, bitkisel karışımlara itibar ederek sağlığınızı riske atmayın.

    Hangi risklerle karşı karşıyasınız?

    Zayıflama ve kilo kontrolü dengeli bir beslenme programı ile sürdürülebilir. Kısa sürede size kilo kaybettireceği söylenen karışımlar, diüretik (idrar söktürücü), laksatif (bağırsak boşaltıcı) özellik taşırlar. Tartınız, size düşük kiloları göstermesine rağmen kaybettiğiniz, “yağ” değil, “su” dur. Vücudunuzdan su ile birlikte mineralleri de kaybedersiniz.

    (Örneğin; kaybettiğiniz sodyum/potasyum dengesinin bozulmasına kalp kasının olumsuz etkilenmesine neden olur.) Düşük kalori alımı sonucunda vücudun direnci düşer, kas kaybına uğrar, yüksek protein diyetleri ile (Ketoz gibi) böbrek fonksiyonlarına zarar verebilir. Ani şeker ve tansiyon düşmesi gibi sorunlar yaşanması ise, telaffuz bile etmek istemediğim, ölümlere varan sağlık sorunlarına yol açabilir. Yine, gençlerin kilo kaybını ciddi olarak takıntı haline getirmeleri ise yeme bozukluğu olarak tanımlanan (Anoreksiya Nevroza veya Bulumia’ya) ciddi psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca, aşırı kilolu insanların yeterli karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerden yoksun düşük kalori beslenme eşliğinde, ağır egzersizler yapmaları ise sağlık adına çok ciddi riskler içermektedir. Özellikle ailesinde kalp şikâyetleri olanların bu tür risklere girmelerini ise hiç doğru bulmuyorum.

    Şok Diyetler adı verilen ve kısa sürede çok kilo verdiren diyetler çok düşük kalori ve sınırlı besinlerle yapılırlar. Oysaki bu uygulama metabolizmanın yavaşlaması, kas kaybı ve iştah kontrolünün bozulmasına neden olur. Bu tarz diyetlerin kalıcı olma şansı yoktur. Bir miktar kilo verilmiş olsa da, bunlar ilk fırsatta geri alınır. Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam eder.

    Sağlıksız zayıflama diyetleri

    Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetleri; baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk ve kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi gibi pek çok sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

    Obezite sorununa çözüm

    Günümüzde gittikçe yaygınlaşan obezite sorununun tedavisinde sadece diyet yapmak yeterli olmaz; az kalori almak ise çözüm olmaz. Vücut buna adapte olur ve böyle durumlarda vücut metabolizma hızını düşür ve daha az enerji harcamaya meyilli olur. Kısıtlayıcı bir diyet bırakıldığında daha hızlı bir kilo alımı başlar. Onun için yaşam tarzında, beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmak ve fiziksel aktivite programını yaşam boyu uygulamak gerekir.

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi