Etiket: yemek

  • Zahmetsizce Kilo Vermenin Yolları

    Zahmetsizce Kilo Vermenin Yolları

    Her yolu denediniz ancak diyete başlasanız bile bir süre sonra yarım bırakıyorsunuz. Yoksunluk duygusu daha çok yemenizi tetikliyor ve yeniden kilo alıyorsunuz.

    Ancak diyetin kısa bir süre yaptıktan sonra eski yeme alışkanlıklarına dönerek fayda getirmeyeceğini anlamalısınız.

    Doğru yaşam biçimini seçmeden, doğru beslenme alışkanlıkları edinmeden, sağlıklı kilo vermeniz mümkün değildir. Bu yüzden önerilerimize göz atın ve köklü değişikliğe giderek, kilo sorunundan uzaklaşın.

    Sürekli tartılmak

    Her gün ve gün içinde sürekli tartılmak bir takıntı haline gelebilir. Sürekli tartıya çıkmaktan vazgeçin. Diyet yaparken haftada bir kere tartılmak yeterlidir. Onda da sabahları aç karnına olması gerekir.

    Güzellik uykusu

    Unutmayın hayatla başa çıkmak için bedeniniz siz farkında olmasanız bile yorulur ve yıpranır. Böyle durumlarda bağışıklık sistemi zarara uğrar.

    Her gün düzenli ve doğru bir uyku uyumayı alışkanlık haline getirin. Vücudunuzun ve zihninizin iyileşmesi için rem uykusuna ihtiyacınız var. Eğer sağlıklı uyku uyumazsanız, kilo vermeniz zorlaşır çünkü bedeninize hükmetmeniz zordur.

    Küçük tabaklar

    Kilo vermede en önemli kısmın zihinde olduğunu biliyor musunuz? Yani midenizden çok aklınızı kandırmanız gerekir.

    Porsiyon boyutlarını azaltarak kilo verebilirsiniz ancak bu sefer mideniz doymadığınızı düşünür çünkü gözünüz tabağın içindeki yemek miktarının az olduğunu söyler. Oysa tabağı küçük tutarsanız, tabağı dolduran yiyecekler, gözünüzden beyninize doygunluk sinyali göndererek, doymanızı sağlayacaktır.
    Masaya oturun

    Pek çok kişi tepsiye aldığı yemeğini televizyon izlerken bitirir, bunu yapmayın. Ayaküstü yemeyin ve başka şeylerle ilgilenmeyin.

    Eğer çok fazla yemek istemiyorsanız, masaya oturarak yemek yiyin. Bu sizin kilo vermenizi sağlar ve karnınızın doyduğunu hissederek kalkarsınız.

    Yavaş yiyin

    Yemek hızlı yapılan bir eylem olmamalıdır. Ne kadar yavaş yerseniz, o kadar avantajlısınız. Eğer bilinçli olarak yavaş yemek yerseniz, kilo vermeniz hızlanır. Uzun çiğnemeler, size tokluk sinyali yollar.

    Gerçekten mideniz dolduğunda beyninize sinyal gider ve doyduğunuzu hissedersiniz.

    Dışarıda yiyorsanız

    Eğer o gün dışarıda yemeğe karar verdiyseniz ve arkadaşlarınızla birlikte bir restorana giderseniz, ilk siparişi siz verin.

    Niyetiniz en masum olan yiyeceği söylemek olacaktır. Eğer ilk siz söylerseniz, avantajlı olursunuz. Onların sipariş ettikleri yemekler ise, kilo almanıza yardımcı olacak, bol kalorili şeyler olabilir. Onlardan sonra sipariş vermek, fikrinizi değiştirmenize neden olabilir.

    Özendiren yiyecekler

    Eğer karşısında zayıf kaldığınız yiyecekler varsa, ya hiç sipariş etmeyin veya yarısını koymalarını söyleyin.

    Yemek yerken sevdiğiniz ancak kalorili yiyeceklerden uzak durmanın yolu, onlarla karşılaşmamaktır. Bununla başa çıkmak aslında zor değil. Beyniniz bir süre sonra bunu sevdiğini unutur ve aramaz ancak sizin önce kendinize dur demeniz gerekir.

    Beyniniz bir süre sonra bunu sevdiğini unutur ve aramaz ancak sizin önce kendinize dur demeniz gerekir.

    Motivasyon ve olumlama

    Sizi motive eden grupların posta gönderilerine üye olun. Her sabah posta kutunuza baktığınızda, önünüze gelen motivasyon cümleleri olumlu etki yaratır.

    Olumlama meditasyonları, yoga gibi rahatlama araçlarında bu olumlamaları kullanabilirsiniz.

    Olumlu davranışlara odaklanın

    Sürekli olumsuzlukları düşünerek başarılı olamazsınız. Mesela makarna yememeniz gerektiğini düşünerek, diyeti başaramazsınız.

    Bunun tam tersine olumlu davranışlara odaklanın ve bunu eğlenceli hale getirin. Örneğin sağlıklı yaşam seven bir arkadaşınızı arayıp gün boyu kimin daha fazla su içeceğine iddiaya girebilirsiniz.

    Gizlice kalori yakın

    Sürekli egzersiz yapıyorsanız, vücudunuzu şaşırtın ve bu sefer değişik bir egzersiz yapın.

    Basit şeylerde hareket edin, asansör kullanmak yerine merdiven çıkmak gibi… telefonla konuşurken yürümek gibi…

     

  • Tatlıdan önce ya da sonra yoğurt yiyin

    Tatlıdan önce ya da sonra yoğurt yiyin

    Uzman Diyetisyen Işın Sayın, bayramda tatlı yemeden önce ya da sonra 1-2 kaşık yoğurt yenilmesini tavsiye etti.

    – Salatalara turşu, mısır, peynir, ceviz ve aşırı zeytinyağı koymayın. Zaten bayram tatlılarından yeterince yağ, un ve şeker alacaksınız. Yağ ve tuzda ekstra kaynaklara dikkat.

    – Kahvaltıda tam yağlı peyniri fazla kaçırmayın, et/salata/çorba v.b her şeyin üzerine peynir eklemeyin. Peynir sandığınızdan çok daha yağlıdır. Bayram tatlılarında da yeterince yağ olacaktır.

    – Her gittiğiniz yerde ve her gelen misafirle birlikte yemeyin. Önünüze konulanın hepsini bitirmeyin.

    – Siz şeker hastası veya diyet yapan misafirleriniz için biraz meyve ve üzerinde 1 top sade dondurma pratik ferah ve hafif olacaktır.

    – Arada sırada ikramları yönlendirin. Size neyin iyi geleceğini belirtin. Ev sahibine “Bir bardak ayran alabilirsem beni çok rahatlatacak” deyin.

    – Yürüyüş fırsatları yaratın.

    – Sütlü ve meyveli olanları tercih edin. Israrları bahane etmek, sonra da kilolardan şikayet etmek yerine arada sırada “Hayır” demeyi deneyin.

    – 2.5 litre su içtiğinize emin olun.

    – Önceliğiniz tatlı ise, ana yemeklerde pilav, makarna, patates, çorba tüketiminizi azaltın veya yemeyin. Çünkü bu besinler de tıpkı tatlılar gibi kan şekerine dönüşür. Öğle ve akşam yemeklerinde çok seviyor ve mutlaka yiyecek iseniz en çok 4 adet sarma veya 1 orta boy dolma yiyin.

  • Hangi ekmeği tercih edersiniz ?

    Hangi ekmeği tercih edersiniz ?

    Kilo vermek uğruna yapılan en büyük hata; çoğu kişi “ben ekmeği kestim” diyor.

    Oysa ki vücudun temel enerji kaynağı karbonhidratlardır. Yani, ekmekve çeşitleri , makarna, pirinç pilavı, bulgur pilavı, kurubaklagiller, meyve çeşitleri…

    Bu gıdaların hepsi belirli miktarda karbonhidrat içermektedir. Sorun ise şu; hangi karbonhidrat kaynağınızı seçeceğimizi, tüketeceğimizi bilemiyoruz. Ekmeği kestim, diyetteyim, kilo verdim demek değildir başarı, önemli olan, olması gereken hangi ekmeği seçeceğinizi öğrenmektir.KEPEK, ÇOK TAHILLI, TAM BUĞDAY, YULAF, ÇAVDAR, BEYAZ EKMEK DERKEN AKLIMIZ İYİCE KARIŞIYOR…

    Kepek ekmeklerinde kepek oranı %15 civarında. Peki tam tahıllı ve çavdar ekmekleri içinde geçerli mi? Yani çavdar ekmeğini beyaz un ile karıştırıyorlar mı?

    Çavdarlı ekmek: Buğday ununa en az % 30 oranında çavdar unu, çavdar kırması, çavdar kırığı, çavdar ezmesi veya bunların karışımı ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Kepekli ekmek: Buğday ununa en az % 10 en fazla % 30 oranında kepek ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Tam buğday unlu ekmek: Buğday ununa en az % 60 oranında tam buğday unu ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Yulaflı ekmek: Buğday ununa en az %15 oranında yulaf unu, yulaf kırması, yulaf kırığı, yulaf ezmesi veya bunların karışımı ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Karışık tahıllı ekmek: Buğday unu, tam buğday unu veya bunların karışımına, her birinden en az % 5 oranında olmak üzere; mısır, arpa, yulaf, çavdar, pirinç, darı, tritikale unları, kırmaları, kırık taneleri veya ezmelerinden en az üçü ilave edilip tekniğine uygun olarak üretilen ekmek çeşididir.

    Ekmekteki kül miktarı; unda saf un külü ile karışan kepek tozu toplamıdır. Bu değer saf una karışan kepek tozu oranını belirtmesi sebebi ile önemli bir ölçüdür. Aynı zamanda bir unun randımanı ve ya % un veriminin belirlenmesinde hemen her ülkede kabul edilen bir ölçüt olup unların sınıflandırılmasında kullanılmaktadır.
    Buna göre; buğday unu, içerdiği kuru maddedeki kül miktarı ile belirlenir. Kül miktarı da
    randıman ile ilgilidir.

    Buna göre;

    Tip 1 un % 0.50 kül ( 65’ e kadar randımanlı)
    Tip 2 un % 0.60 kül ( 66 – 72 arası randımanlı)
    Tip 3 un % 0.65 kül ( 72 – 76 arası randımanlı)
    Tip 4 un % 0.88 kül ( 77 – 81 arası randımanlı)
    Tip 5 un % 1.25 kül ( 82 – 90 arası randımanlı)

    Tip 6 un % 2.00 kül ( 91 ve üzeri randımanlı) olmak üzere 6 tipe ayrılır. Kepek fonksiyonları un içine girdikçe kül miktarı da artmaktadır.Buna bağlı olarak ekmeğin kalitesi azalmaktadır.Kül arttıkça selüloz miktarıda artmış olacaktır.

    Bazı ekmeklerin selüloz miktarları;

    Arpa % 5
    Yulaf % 12
    Diğer Ekmekler % 2-3

    Yani çavdar ekmeğinin hazırlanmasında buğday unu (beyaz un) kullanılmaktadır. Karıştırılan buğday unu % 30 oranındadır.

    Hangisini tercih edersiniz? Çavdar ekmeği, kepek ekmeği,tam tahıllı ekmek ya da diyet ekmek? Nedenleri nelerdir?

    Ekmek çeşitlerinden tam tahıllı ekmek ilk tercihimiz olmalıdır.Çünkü ekmeğin yapımında kullanılan undaki kepek miktarı arttıkça ekmeğin kalitesi azalmaktadır.Bununla birlikte lif, vitaminler, mineraller, antioksidanlar, fitokimyasallar yönünden önemli bileşenler içermekle birlikte; Kalp,sinir sistemi ve sindirim siteminin düzgün çalışmasını sağlar. Yüksek kolesterol düzeylerinin düşürülmesine yardımcı olur. Kırmızı kan hücrelerinin oluşumu için önemlidir. Kansere riskine karşı koruyucudur. Kemik ve diş sağlığı için yararlıdır. Kan şekeri düzeyinin dengelenmesine yardımcı olur.

    Aynı zamanda tam taneli tahılların lif içeriğinin yüksek olması ve buna bağlı olarak glisemik indeksinin düşük olması sebebi ile ani kan şekeri düzensizliklerinin oluşumunu engellemektedir.Ve öğünler arasındaki acıkma duygusunu ortadan kaldırarak,vücut ağırlının korunmasında etkilidir.

    Bu nedenle, Tam Tahıllı Ekmeğin günde kişiye göre değişmekle beraber günde 3 dilim tüketilmesi karbonhidrat ihtiyacını karşılamka adına faydalı olacaktır.

    Özellikle egzersiz yapan bireyler kas ve karaciğer glikojen depolarını dolu tutmak, kas kütlesini korumak için mutlaka az işlenmiş, tam tahıllı ekmek tüketimine önem vermeli.

    Posa içeriği yüksek, glisemik indeksi düşük olan tam tahıllı ekmekler aynı zamanda gün içindeki tatlı krizlerini de engelleyecektir.

    Peki hangi öğünde yenecek? Ofis ortamında çalışan gün içinde fazla hareket etmeyen bireyler (kişiye göre değişmekle beraber) kahvaltıda kadınlar 1-2 dilim, erkekler 2-3 dilim tüketebilir. Öğle öğününde ise kilo verme hedefi olmayan bireyler hem bayanlar hem de erkekler için 1-2 dilim tüketilebilir, ancak akşam öğününde mümkün olduğunca ekmek ve karbonhidrat grubu besinlerden uzak durulmalı.

  • Tatilde diyet

    Tatilde diyet

    Tatil demek son yıllarda sık sık yapılan otele git, bütün gün yemek ye değildir. Böyle olunca tatilde kilo alıyorum diyenler hemen bu artışa bir bahane arıyorlar.

    Aslında tatil demek, kafanızın rahatladığı, daha çok hareket ettiğiniz, daha çok dinlendiğiniz, çok fazla iş düşünmediğiniz, ailenizle veya arkadaşlarınızla birlikte olabildiğiniz, canınızın istediğini (her gördüğünüzü değil) yediğiniz, içtiğiniz, eğlendiğiniz, okuduğunuz, gezdiğiniz bir dönemdir. Şimdi bir daha düşünün, bu saydıklarım içinde tatilde yemek yeme kısmı aslında o kadar da fazla değil. Bu yüzden sağlıklı tatili tercih edin. Her şey dahil bir otele gidip hareketsiz ve aralıksız yemek ile tatilinizi mahvetmeyin. Gittiğiniz otelde mutlaka havuz ve spor salonu olmalı. Salon olmasa bile çok daha iyisi dışarıda yürüyüş yapılacak bir alan hatta deniz kenarında bir otele gidiyorsanız bu yürüyüşleri sahilde yapmanız size çok iyi gelecektir.

    Deniz kenarında
    Aslında en sevdiğim dinlenme seçeneklerinden biri yazlık evde aile ziyareti. Uzakta ailesi olanlar tatilin bir kısmını onların yanına giderek geçirirler. Bu bazen çocukluğunuzun geçtiği yer, bazen de yazlık bir ev olabilir. İki türlü de evde yemek yemek bence her şeyden önemli ve güzeldir. Belki o yemekleri pişiren kişi benimle aynı şeyi düşünmüyor olabilir ama en sağlıklı tatil yemekleri genelde evde yediğiniz, arada bir de dışarıya yemeğe çıktığınız tatildir. Evdeyseniz; güzel bir yaz kahvaltısı ile güne başlayın. Yani bol zeytinyağı ile domates, kesik zeytin, maydanoz, biber, taze nane, fırından alınmış tam buğday ekmeği, haşlanmış yumurta üzerine baharatlar eklenmiş hali ile… Aralarda azar azar taze meyve… Kiraz, şeftali, kayısı… Öğlene (tabii ki) zeytinyağlı bir sebze ve yanında cacık veya yoğurt biraz ekmek ile… Akşama balık ve salata, et ve salata gibi seçenekler ile devam edin. Bu mangal keyfi de olabilir. Akşamüzerine çayın yanına tam buğday unu ile yapılmış bir kurabiye, çörek hazırlanabilir. En önemli kısmı; sabah kahvaltıdan sonra veya öğle yemeğinden sonra bir denize uğrayın derim. Deniz dönüşü, hatta sahilde kek, kurabiye atıştırabilir veya kepekli ekmeğe tost, sandviç yiyebilirsiniz. Yanında ayran içerseniz hem lezzetli hem de sıcakta sizi toparlar. Çok terliyorsanız mutlaka 1 veya 2 maden suyu için.

    Gezelim, tozalım
    Bir de gittiğiniz yerde gezilecek görülecek yerler var ise; yakınlardaki tüm görülmesi gereken yerleri mutlaka gitmeden bulun, öğrenin, not alın. Nereye gidilir, orada ne yenir, nerede fotoğraf çekilir… Tatil anılarından en kıymetli olanlar fotoğraf makinesine verilen pozlardır. Gittiğiniz yerlerde fotoğraf çekmeyi unutmayın. Hatta diyet yapanlar, yediğiniz yemeklerin de fotoğrafını çekerek tatil dönüşü diyetisyeninize gösterebilirsiniz. Bu ne işe yarar? Döndüğünde bu konuları konuşacağını bilmek, aklının bir köşesinde tutmak her zaman dozunda disiplin getirir. Gezilecek yerlere nasıl gidileceğini öğrenin ama mümkün olduğu kadar her yere yürüyerek gidin. Yürüyüş için kendinize bahaneler bulun. Arabayla çok yakına gitmeyin, biraz uzağa park edin. Yürüyüş uzun sürerse yanınızda taşıyabileceğiniz kuru meyveler, kuruyemişler, kepekli galeta ve hemen oradaki bakkaldan alabileceğiniz bir ayran hem ara öğün yerine geçer hem de yorgunluğunuzu önler.

    Abartmadan kaçamak yapın
    Çünkü tatil kalori sayacağınız bir yer olmamalıdır. Bu sizi rahatlatıyor mu? Strese mi sokuyor? Sizi yoracak, mutsuz edecek, strese sokacak işlerden uzak durun. Ama kilo almak istemiyorum diyenler! Burada önemli olan abartmadan kaçamak yapmanız. Size 2 örnek liste yazıyorum. Biri keyifli bir tatil programı, diğer liste ile kilo almamanız mümkün değil zaten!

    Keyifli tatil programı

    1-2 dilim peynir ve zeytin
    Haşlanmış yumurta
    Domates, salatalık, biber, maydanoz, taze nane…
    Tam buğday ekmeği

    Aralarda
    Meyve
    Ayran, süt, şekersiz meyveli oğurt
    Dondurma

    Öğle
    Sebze+yoğurt+ekmek

    Akşam üzeri
    Tam buğday unundan apılmış kek, kurabiye
    Peynir+ekmek

    Akşam
    Balık+salata
    Kırmızı et+salata

    Genelde tatil programı kilo aldırabilir!

    Kahvaltıda
    Peynir (kaşar, tulum gibi yağlı peynirler ün aşırı olabilir.)
    Yağda sucuklu yumurta (haftada 1-2’den fazla olmamalı.)
    Beyaz ekmek, börek, poğaça (haftada 1 kez olabilir.)
    Reçel, bal, terayağ (tadımlık olabilir.)

    Aralarda
    Gofret, çikolata, tatlı, cips… abur cubur, bazen hiçbir şey.

    Öğle
    Et+pilav-makarna+ekmek+gazlı içecekler. öğle yemeğini atlamak da kilo aldırabilir.

    Akşam
    Et , balık, tavuk (soslu ve yağlı)+pilav-makarna+ ekmek+ mezeler (azar azar sorun yok.)

    Alkol
    (1 kadehi geçmeyin derim.)
    Dürüm, döner, iskender… Yağlı, kalorisi yüksek yemekler (haftada 1’den fazla olmamalı.)
    Midye, kokoreç, kızartma yemekler (çok canınız çekerse -2 kez olabilir, üst üste değil!)

    Yemekten sonra
    Tatlı, pasta, börek… (Bu seçenekleri gün içinde tüketin, akşama bırakmayın.) Bir de bunun üzerine hareketsiz bir tatil geçiriyorsanız, kilo alıp dönebilirsiniz. İstediğiniz ne varsa yiyin, ama azar azar, hepsini aynı güne denk getirmeden ve yürüyüş yaptığınız gün. Bu 3 konuya dikkat ederseniz istediğinizi yiyebilecek ve kilo almayacaksınız!

  • En Kötü Dekorasyon Hataları

    En Kötü Dekorasyon Hataları

    Evinizde yeni ve taze fikirler denemenize son derece açığız ve bu konuda sizin arkanızdayız. Fakat bazı dekorasyon hataları var ki bunlardan olabildiğince kaçınmalısınız.

    Birden fazla trendi kombinlemeye çalışmak

    Trendler çok eğlenceli olabilirler ama çok çabuk gelir ve geçerler. Dekorasyonda akıllıca olan büyük parçaları klasik seçmektir. Böylece modaları asla geçmez. Daha sonra dekorasyonunuza daha ucuz ve küçük parçaları, trendlere göre, ekleyebilirsiniz. Böylece dilediğiniz zaman değiştirebilirsiniz.

    Fazla yastık kullanmak

    Her şeyin fazlası zarardır. Fazla yastık kullanmak, rahat köşelerin bile rahatsız hale gelmesine neden olur.

    Unutmayın, ev dekorasyonu yaparken önemli olan kendinizi yansıtacak, size özgü ve içinde rahat hissedeceğiniz odalar yaratmaktır.

    Çok fazla eşya

    Vazolar, şamdanlar, aynalar ve diğer çeşitli eşyaları fazla sayıda kullanmak, siz fark etmeden başınıza gelebilecek bir hatadır. Her küçük ve güzel ayrıntıyı bir yerlere koymak istemek ve onlara yer bulmak çok kolaydır. Fakat bunlar bir araya gelince, ortalık şirin değil dağınık duracaktır.

    Temalı odalar

    Kulağa çekici gelse de aslında bu oldukça kötü bir fikirdir. Temanızın modası geçebilir ya da siz ondan sıkılabilirsiniz. Temanızı değiştirmek istediğiniz zaman da, her eşyanızı o temaya göre almış olduğunuz için her şeyin yenisini almanız gerekir.

    Döşeme takımlarına güvenmeyin

    Bir dükkana girip koca bir yatak odası ya da yemek odası takımını almak kolay ve iyi bir fikir gibi görünebilir. Ama siz, evinizin gerçekten bir katalogdan çıkmış gibi mi görünmesini istiyorsunuz? Dekorasyonda kalıplardan kaçının ve içine kendi zevkinizi katın!

  • Şam tatlı tarifi

    Şam tatlı tarifi

    Şam tatlısı nasıl yapılır ? Şam tatlısı malzemesi nelerdir ? Şam tatlı tarifi…

    Malzemeleri

    4 su bardağı irmik
    2 su bardağı yoğurt
    2 su bardağı şeker
    1 su bardağı un
    1 er paket kabartma tozu.vanilya
    üstüne badem

    Şerbeti için:
    4 su bardağı su
    5 su bardağı şeker

    Tarifin Hazırlanışı

    Öncelikle bir kaba yoğurt ve şekeri alarak iyice çırpalım daha sonra da üzerine irmik, vanilya, kabartma tozu ve un ilave ederek iyice karıştıralım.Hazırladığımız karışımı önceden yağlamış olduğumuz fırın tepsimize boşaltalım.Hamurumuzun üzerine bademlerimizi sıralayalım.170 C’de hamurumuz kızarana kadar pişirelim. Hamurumuz iyice kızardıktan sonra fırından çıkartalım ve soğuk şerbetimizi üzerine ilave edelim.Bu işlemleride yaptıktan sonra bir tepsi ile tepsimizin üzerini kapatarak şurubu çekmesini bekleyelim.(Unutmayın tatlımız sıcak olacak şerbetimiz ise soğuk olacak).Unutmayın tatlımızı en az 12 sa sonra servis yamalısınız.Tatlımızın şerbeti için 4 su bardağı suya 5 su bardağı şekeri ekleyip kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra ocaktan alarak bir köşede soğumasını bekleyiniz.

    Afiyet Olsun…

    Şam tatlı tarifi
    Şam tatlı tarifi
  • Patates kroket tarifi

    Patates kroket tarifi

    Patates kroket nasıl yapılır?
    Patates kroket nasıl pişirilir?
    Patates krokete nasıl şekil verilir?
    Kroket için patatesler nasıl hazırlanır?
    Patates kroket nasıl yapılır ? Patates kroket malzemeleri nelerdir ? Patates kroket tarifi…

    Malzemeleri:

    2 adet patates
    1 adet yumurta (sarısı kullanılacak)
    1 çay kaşığı karabiber
    1 çay kaşığı pul biber
    1 çay bardağı kaşar peyniri rendesi
    2 yemek kaşığı mısır nişastası
    Bulamak için:
    Galeta unu
    Kızartmak için:
    Sıvı yağ

    Hazırlanışı

    İlk olarak patatesler haşlanıp rendelenir

    Patatesleri kabukları ile kesmeden bütün olarak haşlayın ki çok sulu olmasın

    Patateslerin içine rendelenmiş kaşar peyniri, mısır nişasta, yumurta, tuz, kırmızı biber ilave edilip iyice karıştırılır

    Eğer elinize yapışırsa 1 kaşık kadar un ilave edebilirsiniz

    Daha sonra top ya da parmak şekline getirin

    Galeta ununa bulayarak kızartın

    Afiyet olsun

  • Açlığımızı bastırmanın yolları

    Açlığımızı bastırmanın yolları

    Nil Şahin Gürhan: Diyette başarılı olmak istiyorsanız açlık yaşamamalı, mahrumiyet hissetmemelisiniz…

    1- Sabah uyandıktan sonra 1 saat içinde ya kahvaltı yapın ya da küçük bir parça sağlıklı atıştırmalık alın. Sağlıklı atıştırmalık olarak; ½ – 1 su bardağı kadar süt veya yoğurt, 1 avuç ceviz, badem gibi yağlı kuruyemiş, 1 dilim peynir+ 1 dilim ekmek gibi alternatifler düşünebiliriz. Böylece yeni uyanmış olan metabolizmamıza enerji vererek hem aşırı açlık oluşmasını önlemiş hem de metabolizmamızı çalıştırmış oluruz.

    2- İki-üç saatte bir beslenin. yemek yedikten sonra 4 . saatte sindirim tamamlanır ve vücudumuzda metabolik havuz dediğimiz enerji havuzuna enerji akışı durur. Ancak metabolik havuzdan enerji kullanımı devam eder. Canlılığımız devam ettiği sürece, enerji ihtiyacı bu havuzdan sağlanır ve bu havuz sürekli dolu tutulur. Fakat enerji kazanımı durduktan sonra vücudumuz otomatik olarak harcadığı enerjiyi azaltır.

    Duruma adapte olmak için çaba harcar. Sağlıklı dengeli, yeterli ve düzenli beslenirseniz; metabolik havuza enerji akışını sürekli ve kaliteli sağlamış olursunuz. Böylece metabolizmanız maksimum düzeyde çalışabilir. Sürekli bir şeyler yiyip hep zayıf olan insanlara şaşmamak gerek, yedikleri yiyeceklerin çeşitleri, miktarları ve yemek yeme şekilleri bize durumu açıklar. Sadece genetik olarak şanslı olmadıklarını görürüz.

    3- Bol miktarda ve sürekli su için. Su midemizi doldurarak kısa süreli tokluk oluşturmakta etkilidir. Ayrıca yeterli su alımı, kan ve lenf dolaşımını sağladığı için daha dinç ve enerjik olmanıza katkıda bulunur. Ne kadar çok ve sürekli su içerseniz kilo vermeniz o kadar kolay, fazla kilo almanız da o kadar zor olur.

    4- Sabah öğlen akşam öğünlerinde en az 1 avucunuzun dolusu taze mevsim sebzesi yiyin (domates, salatalık, maydanoz, biber, semizotu vb. ) mevsiminde olan taze sebze ve meyveler vücudumuzun iklime uyumunu sağladığı için kilo vermemiz için ortam oluşturur.

    5- Yavaş yiyin, iyi çiğneyin, lezzete odaklanın, yemek yemekle barışın. Anı yaşamak; hayattan her anlamda zevk almak ve doyum sağlamak için en doğru ve tartışmasız yöntemdir. Günümüzde sorumluluklar ve yükümlülükler arttıkça, hangimiz anı yaşayabiliyoruz o da tartışılır tabi. yemek yemekkeyifli ve eğlenceli bir ihtiyaç ve bu ihtiyacımızı karşılarken ne kadar rahat olup, iyi çiğneyip, lezzete odaklanır yemekten keyif alırsak ; yani yemekyemekle ne kadar barışık olursak; kilo alıp verme kısır döngüsünden o kadar uzak oluruz.

    Nil Şahin Gürhan

  • Erkeğin kalbine giden yol

    Erkeğin kalbine giden yol

    Kurduğumuz tüm ilişkiler aslında çocukken ailemizle kurduğumuz ilişkilerdeki edindiğimiz davranışlar şeklinde oluyor!

    Erkekler neden annelerinin yemeklerini isterler?
    Bilinçaltımızın en büyük özelliği herhangi bir kavram duygusu ile birlikte kayıt ediliyor. Duygusu olmayan hiçbir kavram kayıtlı değil. Dolayısı ile bir erkek ilk kez tattığı bamyayı annesin elinden çıkan koku, lezzetle o ailedeki o anki duyguyla kaydeder.

    Tabiî ki her zaman sadece iyi duyguları kayıt almaz bilinçaltımız. Çünkü bilinçaltı bazen negatif örnekleri de çağırır. Örneğin ailesinde sürekli haksızlığa uğrayan bir insanın artık ilişki modeli o olmuştur.

    Ama bu tıpkı canınız acısa da o yoldan gidip gelmeyi öğrenmişsinizdir, bildiğiniz yol en güvenli yoldur, ilkinde ölmediğinize göre devam edersiniz. Çünkü acıda verse orası artık sizin konfor alanınızdır. Orada yaşamayı öğrenmişsinizdir. Dolayısıyla bir yanımız onu çağırmaya devam eder iyi yada kötü…

    Bazen güzel duygularla kötü duyguları yaşadığımız o an nereye koyacağımızı bilemeyebiliriz ve tıpkı bilgisayarda aynı dosyaya koymak gibi bilinçaltımızda da aynı yere koyarız. Örneğin; yeşili bilmeyen birinin yeşile en yakın renk olan mavinin olduğu dosyaya koyması gibi…

    Dolayısıyla o duyguyu, yemeği, o lezzeti o ailenin içindeki küçük çocuk olma duygusu ile kaydettiyse orayı aşamıyor olması çok mümkün ve o yüzden tekrar tekrar annesinin yemeğinin lezzetini arar. Yani hepimizin anne yemeğini arama durumu bundan ibarettir.

    Peki, bu kız çocukları içinde geçerli mi?
    Kız çocuklarında zaten kendi duygusu olduğu için, bir süre sonra kendi anne olma duygusu gelir ve belli bir süreden sonrada almaktan vermeye yönelir. O yüzden bizde illa annemin yemeği olsun duygusu çok uzun soluklu yer almaz. Çünkü biz kendimizde yaratıcılarızdır. Dişi enerji yöneten, yaratan enerjidir.

    Erkeklerin derdi sadece yemeği aramak mı yoksa hala aileye bağımlı olmak mı?
    Erkekler annelerin lezzetini ararlar ama bu yeterli olur mu yada tek başına bu mudur? Hayır, tabiî ki değildir. Zaten herhangi bir yetişkinin anneye-babaya bu kadar yapışık kalması, bütün duygularını orada hapsetmesi, aslında kendi zeminini çok genişletmediğinin ve kendi yetişkin olma durumunu sadece çocukluk bilgisiyle kısıtladığını gösterir.

    Bu durum günlük hayatta çiftler arasında çok büyük sorun haline gelebiliyor, siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?
    Bunu psikolojinin pek çok teorisi ile açıklamak mümkün. Yetişkinlikte kurduğumuz ilişkilerin hepsi aslında çocuklukta öğrendiğimiz ilişki modelleri. Dolayısıyla yeni bir ilişki modelimiz yok.

    İlişki modeli dediğimiz şey; bizim diğer insanlarla yarattığımız temas sınırlarımız ve kendi var olabilme biçimimizdir.

    İyi ve kötü bütün ilişki modellerini çekirdek aile içinde alırız.

    Dolayısıyla günlük hayatta neden bu kadar basit bir şey sorun oluyor, neden annesinin yemeklerini arıyor diyemeyiz çünkü o kadar da basit değildir. Aslında yapmamız gereken şey temelde olan bu ilişki şekillerini yetişkin zihnimizle genişletmek. 5 yaşında bir çocuğun deneyimi ile 40 yaşındaki bir adamın deneyimi çok daha farklıdır dolayısı ile esnemesi de farklıdır.

    Evet erkekler annesinin yemeğini o an arıyor çok büyük ihtimalle o duygu ile ilgili, günlük hayat içinde mücadele ederken çocukluluğundaki aile içinde keyifli anı arıyor yada negatif duyguyu çağırıyor da olabilir. Daha da ötesi çok özlem duyduğu, anlam yüklediği, bir türlü sahip olamadığı bir şeyi de arıyor olabilir. Önemli olan karşı tarafın buna nasıl tepki verdiğidir…

    Peki, siz kadınlara bu durumda nasıl bir yol izlemesini öneriyorsunuz?
    Dönüp kendine bakmalı. Tam olarak Neye kızdığına bakmalı. Çünkü kayınvalideniz sizi ne kadar rakip görürse görsün siz bu rekabeti kabul etmediğiniz sürece bu gerçekleşemez.

    Bir ilişkide erkeğin “annesi” rolüyle rekabet ediyor olmanız ilişkide neyi almak neyi vermek konusunda razı olduğunuzun dengesini gözden geçirmeniz için iyi bir sebep… Gerçekten nasıl bir ilişki aradığınızı seçmeniz gerekir. Yan yana olan mı yoksa ast üst olan mı…

    Açıkçası “erkeklerin annelerinin yemeklerini neden arıyor of nasıl yenicem” sorunu aslında direkt oturtma yada karnıyarıkla ilgisi yok! Mesele bilinçaltımızda kalan çocuk tarafımızda, yetişkinliğimizi tamamlayamamışlığımızda…

    Nedir bu kadınların karnıyarıktan çektiği!

    Sürekli anne yemeğini hatırlatmak doğru mu?
    Hayır, tabii ki doğru değil ama asıl doğru olmayan bunu böyle bir şey yani sadece teşekkür etsin, annesinin lezzetini bulsun diye yapıyor olmak. Önemli olan neyi neden yaptığınızın farkında olarak yapmaktır.

    Sevdiğinizin sevdiği bir şeyi onun için yapmak doğru olan. Yoksa gerçekten birinin yerine geçmek için bunu yapıyorsanız bu ciddi bir yanlış.

    İnsanlar kendi içlerinde fiziksel ve ruhsal anlamda büyüdükçe, geliştikçe yaşam döngümüz yer değiştirir. Bunun içinde bir süre sonra anne babamızla bile aramızdaki iletişim artık anne baba ve çocuk değil her iki tarafında yetişkin olarak devam ettiği bir iletişim olur.

    Ya tam tersi bir durum varsa, hiç annesinin yemeğini sevmiyorsa, eşinin daha iyi yaptığını savunuyorsa?
    Negatif duyguyu kodladıysa mutlaka bundan dolayı bu tarz tepki veriyordur. Yada cidden eşi iyi yemek yapıyordur.

    Son olarak şunu söylüyorum herkese; Yaşadığımız her ilişki bizim için gelişim açısından iyi bir fırsat. Özellikle bizi bir şey çok sinir ediyorsa orada bakmadığımız bir şeyler vardır. Dolayısıyla ona bakmak lazım. Fark ettiniz ama söylerken zorlanıyorsunuz, bedeniniz kasılıyor, yada kendinize saklıyorsanız henüz idrak etmemişsiniz demektir, henüz o durumla barışmamışsınız demektir. Fark etmeyi başarabilirsek daha hızlı yol alırız. Ve zamanla bilebiliriz ve idrak edebiliriz böylece gelişimimizi tamamlarız.

    Şapka Koçluk – Eğitim ve Danışmanlık şirketi

  • Mutlu Evliliğin Sırları

    Mutlu Evliliğin Sırları

    El ele tutuşmanın faydaları !

    Siz de eşinizle önerilerimize kulak verebilir, mutluluk için aslında minik adımların yeterli olabildiğini görebilirsiniz.

    1. Tebessüm edin
    Evliliklerde en çok yaşanan sıkıntıların başında eşlerin birbirlerine karşı asık suratlı ve somurtkan bir tavır sergilemeleridir. Asık bir surat, baskılanmış öfke ve sıkıntıların su yüzüne çıkmasına yardımcı olur. Asık bir surat negatif enerji yayar. Evinizi soğuk bir ortama çevirir. Halbuki güleryüz ve tebessüm, muhabbetin kaynağıdır. Muhabbet, bizi mutlu edecek yegâne ilaçtır. Eşinize karşı tebessüm göstermek zor olmasa gerek?

    2. Eşinizin ellerinden tutun
    El ele tutuşmanın stresi azalttığını biliyor muydunuz? ABD’de evli çiftler üzerinde yapılan bir araştırmada eşlerin birbirlerinin ellerini tutmasının sinirlerin fark edilir bir şekilde gevşemesine sebep olduğu görülmüş. Siz de eşinizin elini tutun. Duygularınızın daha rahat ortaya çıktığını göreceksiniz.

    3. Sevdiğinizi sözle ifade edin
    Sevgiyi ifade etmek kadınlara oranla erkekler için çok daha zordur. Erkekler sevdiklerini söylemezler. Hanımlar da genelde bundan şikayet eder. Müslümanlara söylememiz gereken sözleri eşimizden niye esirgeyelim ki? Sevdiğinizi söylemek erkeklere bir şey kaybettirmez?

    4. Birlikte dua edin
    Eşinizle oturun ve ellerinizi açın, birbiriniz için sesli dua edin. İçinizden geldiği gibi sözcükleri sıralayın. Dua etmek istediğinizden emin değil misiniz? O zaman bunun yerine sahip olduğunuz nimetleri saymayı deneyin. Her gün başınıza gelen üç iyi (büyük ya da küçük) şeyi yazın ve bu iyi şey neden gerçekleşti diye sorun. Araştırmalar bunu yapanların üç ay sonra ciddi derecede daha mutlu hale geldiklerini gösteriyor. 30 yıl boyunca duanın gücünü araştıran Harvard?lı bilim adamı Dr. Herbert Benson, bütün dua etme biçimlerinin stresi yatıştırdığını, bedeni sakinleştirdiğini ve şifalı bir gevşeme tepkisi uyandırdığını söylüyor. (Ömrünüzü Uzatın, Sally Brown Optimist)

    5. Eve gelir gelmez pijamalarınızı giymeyin
    İnsanlar, işe ya da bir gezmeye giderken güzel giyiniyor ve süsleniyor. Ama eve gelince hemen rahatlamayı düşünüyor, pijamalarını giyip öyle oturuyor. Bazı eşler neredeyse uzun süre birbirlerini iyi giyimli görmüyor. Eşler, işleri, dostları için giyindikleri, süslendikleri kadar eşleri için giyinip-süslenmiyor. Erkekler, eve gelir-gelmez pijamalarınızı giymeyin. Hanımlar, eşinizin geleceği saatte siz de neden güzel giyinmiyorsunuz?

    6. Kadınların önemli günlerini unutmayın
    Hanımlar, evlilik yıldönümü, doğum günü gibi özel günlerde çok hassastır. Hatta ilk tanıştığınız günü, nişan gününü, evlilik kararını aldığınız günü bile sorabilir. Erkekler genelde özel günleri unutmaya meyillidir. Siz en azından doğum ve evlilik yıldönümünü unutmayın.

    7. Sevgi mesajları bırakın
    Eşinizin görebileceği yerlere sevgi notları bırakın. Evde minik kâğıtlara minik sözler yazıp kimsenin ulaşamayacağı (size özel yerler olursa iyi olur) yerlere bu mesajları bırakın. Sevginizi ifade etmek, bu duygunun beslenmesine vesile olacaktır.

    8. Eşiniz için de güzel giyinin
    Eşlerin iyi giyinmesi, süslenmesi ve birbirlerine değer verdiklerini hissettirmeleri çok önemlidir. Ama bugün bu ters işliyor. İş ve arkadaşlar için iyi giyinilirken, eşler birbirlerine bu yönde değer vermezler. Siz de haftada bir gün güzelce giyinin; ama dışarı çıkmayın, evde baş başa vakit geçirin.

    9. Rica kipiyle konuşun
    Emretmek, bütün konuşmalarda emredici bir üslup kullanmak hitap ettiğimiz kişiyi rencide eder. Bu, eşimizse daha da üzücü olur. Emir kipiyle konuşmak yerine, rica etmeyi denemek size ağır gelmemeli. Bu bizden bir şeyleri alıp götürmez. Bilakis bize daha da saygınlık kazandırır. Üstelik eşimizin bizim gerçekten hayat ortağımız olduğunu göstermiş oluruz.

    10. Kahvaltıları beraber yapın
    Evlilik hayatında eşler arasına iş ve çocuklar girdiğinde karı-kocanın görüşmeleri bile neredeyse asgariye iner. Siz bunun için ailenizin birlikte olduğu zaman dilimlerini iyi değerlendirin. Bu zaman dilimlerinden biri de sabah kahvaltılarıdır. Uyku mahmurluğunu yenip, eşinizle biraz da erken kalkıp kahvaltıda muhabbet etme fırsatı bulabilirsiniz.

    11. Dışarıda baş başa yemek yiyin
    Aynısı evde daha az maliyetli olur? diye düşünmeyin. Özellikle çocuk sahibi olan çiftlerin en önemli sorunlarından biri, kendilerine vakit ayıramamalarıdır. Bütün gün çocukla işle uğraşmak anne ve babayı yorar. Bir saat de olsa çocukları bir yakınınıza emanet edip, eşinizle dışarıda yemek yemek size güç katacaktır. Aslında ihtiyacınız olan, dışarıda yemek yemek değildir. Ama bu size farklı bir ortamda, yalnız konuşabilme, birbirinize vakit ayırma fırsatı verecektir.

    12. Birbirinizi iyi niyet dilekleriyle uğurlayın
    Özellikle ev hanımları sabah erken kalkmada zorluk yaşıyor ve eşlerini göndermeyi bir vazife addetmiyorsa, bunu bir daha düşünmeliler. Eşinizi kapıdan uğurlamak onun kalbinin bir yarısını evde bırakmasına vesile olur.

    13. Eşinizin ailesine sevgiyle yaklaşın
    Eşlerin birbirlerinin aile yakınlarına söyledikleri hoş olmayan sözler, eşlerin duygularını da etkiler. Sizin hanımınızın amcasına ya da hanımınızın sizin ablanıza ima yollu da olsa söyleyeceği sözler, eşlerin kalplerindeki muhabbeti sarsar. Siz sevginize, başkaları yüzünden zarar vermeyin. Eşinizin ailesine gösterdiğiniz muhabbet, eşinizin size göstereceği muhabbeti de artıracaktır.

    14. Hitap ederken güzel sözler kullanın
    Eşlerin birbirleri hakkında ima edici, itham edici, yargılayıcı, denetleyici sözler sarf etmesi ve bunun davranışlarla da yapılması hep olumsuz sonuçlar doğurur. Eşlerin birbirine güvenini silip atar. Evlilikte güven kalktığı zaman da huzursuzluk başlar. Bu tavırlar sevgiyi öldürür.