Etiket: yeme alışkanlıkları

  • Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlamanın 5 Yolu

    Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlamanın 5 Yolu

    Yeni yürümeye başlayan çocukların kilosu üzerindeki kontrol, sağlıklı bir yaşamın temelidir. Bu makalede, çocuğunuzun fazla kilolu olabileceğini anlamanın yöntemleri hakkında bilgi bulabilirsiniz.

    Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun kilosu, sağlıklı bir yaşam sürdürmesi açısından son derece önemlidir. Bu makalede, çocuğunuzun fazla kilolu olabileceğini anlamanın yöntemlerini ve ipuçlarını paylaşacağız. Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun sağlığını korumak ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmek için doğru kilo kontrolü önemlidir. Aşağıda, yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun fazla kilolu olabileceğini anlamanıza yardımcı olacak bazı ipuçlarını bulabilirsiniz.

    Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlamanın 5 Yolu

    Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlama
    Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlama

    Çocuğunuzun kilosu, sağlıklı bir yaşam sürdürmesi açısından önemlidir. Fazla kilolu olmak, çocuğunuzun gelecekte sağlık sorunlarıyla karşılaşma riskini artırabilir. Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun kilosunu doğru bir şekilde değerlendirmek, onun sağlığını koruma konusunda önemli bir adımdır. Bu makalede, yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun fazla kilolu olabileceğini anlamanın bazı yollarını sizlerle paylaşacağız.

    1. Doktor Kontrolü:

    Yeni yürümeye başlayan bir çocuğun kilosunu değerlendirmek için en doğru yöntem, bir doktor tarafından yapılan muayenedir. Çocuğunuzun düzenli olarak bir çocuk doktoruna götürülmesi, kilo kontrolü için önemlidir. Doktor, çocuğunuzun boyunu, kilosunu ve büyüme eğrisini değerlendirerek, sağlıklı bir gelişim süreci sağlamak adına size rehberlik edecektir.

    1. Kilo ve Boy İlişkisi:

    Çocuğunuzun kilosunu değerlendirirken, boyunu da göz önünde bulundurmanız önemlidir. Kilo ve boy arasındaki ilişki, çocuğunuzun vücut kitle indeksini (VKİ) hesaplamanıza yardımcı olabilir. VKİ, çocuğunuzun kilosunu boyuna göre değerlendirmenize olanak sağlar. Doktorunuzun da desteğiyle çocuğunuzun VKİ değerini anlayabilir ve fazla kilolu olup olmadığını belirleyebilirsiniz.

    1. Yeme Alışkanlıkları:

    Çocuğunuzun yeme alışkanlıkları, kilosu üzerinde büyük etkiye sahip olabilir. Fazla kilolu olma riski taşıyan çocuklar genellikle düzensiz ve sağlıksız bir beslenme düzenine sahiptir. Fast food, şekerli ve işlenmiş gıdaların tüketimi arttıkça, kilo alımı da artabilir. Çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarını gözlemleyin ve sağlıklı besinlerle dengeli bir diyet sağlamaya özen gösterin.

    1. Aktivite Düzeyi:

    Çocuğunuzun aktivite düzeyi, kilosunu etkileyen bir diğer faktördür. Yeni yürümeye başlayan çocuklar genellikle hareketli olmayı severler. Onları fiziksel olarak aktif tutmak, kilo kontrolü için önemlidir. Düzenli egzersizler ve açık havada oyun oynamak, çocuğunuzun enerjisini harcamasına yardımcı olabilir ve kilo kontrolüne katkıda bulunabilir.

    1. Genetik Faktörler:

    Bazı çocuklar, genetik faktörler nedeniyle kilolu olabilir. Ailede obezite veya kilo sorunlarıyla ilişkili genetik faktörler bulunuyorsa, çocuğunuzun kilosunu daha dikkatli bir şekilde izlemeniz gerekebilir. Bu durumda, doktorunuza danışarak uygun bir kilo kontrol programı oluşturabilirsiniz.

    Fazla Kilolu Çocuklar İçin Sağlıklı Tavsiyeler: Sağlıklı ve Mutlu Bir Gelecek İçin Adımlar

    Fazla kilolu çocuklar için sağlıklı tavsiyelerle çocuğunuzun sağlığını destekleyebilir ve gelecekteki sağlıklı bir yaşam için önlem alabilirsiniz. Bu makalede, fazla kilolu çocuklar için sağlıklı yaşam tarzı önerileri paylaşılmaktadır.

    Fazla kilolu olmak, çocuğunuzun sağlığı ve mutluluğu üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı ve uygun kilo kontrolü, fazla kilolu çocukların sağlıklı bir şekilde büyümelerini desteklemekte ve gelecekteki sağlık sorunlarının önüne geçmektedir. Bu makalede, fazla kilolu çocuklar için sağlıklı tavsiyeleri ele alarak, çocuğunuzun sağlığını desteklemek ve onun mutlu bir gelecek inşa etmesine yardımcı olmak için pratik adımlar paylaşacağız.

    1. Dengeli ve Sağlıklı Beslenme:

    Fazla kilolu çocuklar için en önemli adımlardan biri dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmaktır. Şekerli, yağlı ve işlenmiş gıdaların tüketimini sınırlayın ve çocuğunuzun daha çok sebze, meyve, tam tahıllar ve protein kaynakları gibi besleyici gıdalarla beslenmesini sağlayın. Evde hazırlanan yemekleri tercih etmek, sağlıklı beslenmeyi teşvik etmek açısından önemlidir.

    1. Porsiyon Kontrolü:

    Porsiyon kontrolü, fazla kilolu çocuklar için önemli bir stratejidir. Çocuğunuza uygun porsiyonları sunarak aşırı yeme riskini azaltabilirsiniz. Ölçü birimleri kullanarak porsiyonları belirlemek ve çocuğunuzun doyduğu noktada yemeyi bırakmasına teşvik etmek, sağlıklı bir kilo kontrolü için gereklidir.

    1. Aktif Bir Yaşam Tarzı:

    Çocuğunuzun fiziksel aktivitelere katılmasını teşvik edin. Birlikte parkta oyun oynayabilir, bisiklet sürmeye çıkabilir veya yürüyüşlere katılabilirsiniz. Televizyon, bilgisayar ve diğer ekran zamanını sınırlayarak, çocuğunuzun daha fazla hareket etmesine olanak sağlayın. Aktif bir yaşam tarzı, kalori yakımını artırır ve fazla kiloların azalmasına yardımcı olur.

    1. Su İçme Alışkanlığı:

    Çocuğunuzun sağlıklı bir şekilde hidrate olması için su içme alışkanlığı geliştirmesini teşvik edin. Şekerli içeceklerin tüketimini sınırlayarak, su içmeyi özendirin. Su, vücut fonksiyonlarını destekler, tokluk hissini artırır ve kalori alımını azaltır.

    1. Ailece Sağlıklı Yaşam:

    Ailede sağlıklı yaşam tarzı benimsemek, çocuğunuzun sağlıklı alışkanlıklar geliştirmesini kolaylaştırır. Evde birlikte yemek pişirmek, sebze ve meyveleri desteklemek, düzenli fiziksel aktiviteler planlamak ve birlikte zaman geçirmek, çocuğunuza örnek oluşturur ve sağlıklı yaşamı teşvik eder.

    Sonuç:

    Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun fazla kilolu olup olmadığını anlamak, onun sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesi açısından önemlidir. Doktor kontrolü, kilo ve boy ilişkisi, yeme alışkanlıkları, aktivite düzeyi ve genetik faktörler, çocuğunuzun kilosunu değerlendirmenize yardımcı olacak yöntemlerdir. Sağlıklı bir yaşam için, çocuğunuzun kilosunu izlemek ve gerekli önlemleri almak önemlidir. Unutmayın, sağlıklı bir çocuk, sağlıklı bir geleceğin temelidir.

    Oku: Oğlumun kilo problemi var Tıklayın!

  • Yeme kriziyle nasıl başa çıkılır?

    Yeme kriziyle nasıl başa çıkılır?

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Dilara Koçak, diyet sırasında ya da günlük atıştırmalarınızda yeme kriziyle nasıl başa çıkacağınız konusunda önerilerde bulunuyor.

    Diyet bozma ve yeme krizine girme davranışı geriye doğru takip edildiğinde, bu durumun bir davranış zincirinin sonucu olduğu görülür. Bu davranış zincirini incelemek, kişinin oluşabilecek yeni yeme krizlerini durdurabilmeden olaya nerede müdahale edebileceğini de gösterir.

    Market ve buzdolabı birçok kişi için kilit noktadır. Örneğin; kendinizi düşünün… Bütün gün koşuşturup, yemek yemeye vakit bulamamışsınız. Belki sabah içtiğiniz bir kahve, arada atıştırdığınız iki-üç parça bisküviyle duruyorsunuz. Eve gitmeden önce markete uğradınız. O anda aklınızda sadece eve varıp çok güzel yemekler yiyeceğiniz düşüncesi var. Deyim yerindeyse, kurt gibi açsınız…

    İçinde bulunduğunuz bu durum, alışveriş sepetinizi ihtiyacınız olan olmayan birçok besinle doldurmanıza neden olacaktır. O sırada, eve gidince yaşayacağınız yemek yeme krizinin sonunda yaşayacağınız pişmanlık ve mutsuzluk kesinlikle aklınıza bile gelmez. Markete kesinlikle aç karnına gitmemeniz gerektiğini unutmayın.

    Şimdi bir de bu tablonun tersini düşünün. Gün içinde hiç öğün atlamadan, ihtiyacınız olan besinleri tüketmişsiniz ve saat 19.00 gibi erken ve hafif bir akşam yemeği yemişsiniz. Tıka basa tok hissedip, “Gözüm yemek görmek istemiyor” diyecek kadar veya tam doymayıp da hâlâ “Acaba daha ne yesem…” diye düşüneceğiniz kadar da değil. Tam kararında yemişsiniz. Evdeki birkaç eksiği ise, sonraki günlerde markete gidip almaya karar veriyorsunuz.

    Bunun için bir alışveriş listesi hazırlıyorsunuz. Bütün ihtiyaçlarınızı tek tek yazıyorsunuz. Markete girdiğinizde, nerden ne alacağınızı zaten bildiğiniz için listedekileri tek tek sepete doldurmanız da uzun sürmüyor. Hem işiniz çabuk bitiyor, hem de sizin için zararlı olacak veya aslında almak istemediğiniz bir şey almadan çıkıyorsunuz marketten. İşte bu senaryolardan hangisinin hayatınızın bir parçası olacağını belirlemek, yine sizin elinizde.

    Haftalık plan yapmak yararlıdır

    Süpermarkette ne alacağınızı bilmeden dolaşacağınız vakti, evde o hafta boyunca neler pişireceğinizi belirleyip, hangi malzemelere ihtiyaç duyacağınıza dair bir liste yapmaya harcayabilirsiniz. Haftalık yeme planı oluşturmanız ve yediklerinizi her gün yazarak plan yapmanız da sağlıklı beslenme yolunda atabileceğiniz başka bir adımdır. Böylece evde akşam yiyecek hiçbir şey olmadığı için son anda alelacele pişirilmiş bir yemek ya da dışarıdan ısmarlanmış yağlı bir seçim yerken de bulmazsınız kendinizi…

    Bu planlamaya elbette bir tek evde yiyeceğiniz öğünler dahil değil, özellikle çalışan kişilerin ofise giderken gün boyu yiyecekleri besinleri, ara öğünler de dahil olmak üzere, nereden tedarik edeceklerini düşünmeleri gerekir, örneğin, kahvaltı ile öğle yemeği arasında yoğurt yemeyi düşünen kişi, ofisi eğer gıda satan bir yere yakın değilse, sabah evden çıkarken yanma bir kutu yoğurt almalıdır. Aynı şekilde, çoğu yerde meyve bulmak zor olduğundan, gün boyu yenecek olan meyvenin de evden götürülmesinde yarar var. Üstelik bu şekilde ofisinizde sağlıklı birçok alternatif bulundurup, yemeyi planladığınızdan daha çok yemekten veya çok kalorili ve sağlıksız besinlerden kurtulabilirsiniz.

    Yakınlarınızdan destek alabilirsiniz

    Yeme krizleri söz konusu olduğunda, porsiyon miktarları da büyük önem kazanıyor. Maç veya film izlerken, önünüzde bir kâse dolusu kuruyemiş ve cips olduğu zamanları düşünün. Peki bu gibi durumlarda ne yapmalısınız? Davranış zincirinin son halkası, pişmanlık da olabilir, kendinizi kutlayacağınız bir sonuç da. Gün içinde yedikleriniz konusunda, yakınlarınızdan yardım istemekten çekinmeyin, özellikle ilk başlarda beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmeye çalıştığınızı hatırlamakta bazen güçlük çekebilirsiniz. Ancak yakınlarınızın desteği bu konuda imdadınıza koşacaktır.

    Onlardan yardım isterken, ne şekilde bir yardım ve hangi davranış modelini istediğinizi söylemeyi unutmayın. Bu önemli. Çünkü bazı insanlar yedikleri konusunda diğerlerine göre daha hassastır. Dolayısıyla, bu konuda söylenecek herhangi bir sözü tenkit veya hayatlarına müdahale olarak algılayabiliyorlar. Bu sebepten, yardım isterken size ne şekilde bir hatırlatma yapılmasını istediğinizi belirtin, örneğin, sadece yumuşak bir ses tonuyla adınızın söylenmesini mi istiyorsunuz, yoksa kâsenin önünüzden alınıp başka bir yere konmasını mı? Unutmayın ki, kimisi için ilk uyarı fazla hafif kalırken kimisi için ikinci çeşit uyarı kırıcı veya öfke uyandırıcı olabilir, önemli olan, sizin hangi gruba daha yakın olduğunuza karar vermeniz.

    Karar sizin! Yiyeceğiniz kadarını alıp, elinizi bir daha kâseye uzatmamak veya şuursuzca elinizi kâseye uzatıp, içindeki bitene kadar yemeye devam etmek ve ertesi sabah pişman uyanmak…

    Gece atıştırmalarının önüne geçebilirsiniz

    Yeni yapılan bir açıklamaya göre, gece geç saatte acıkınca küçük bir şey atıştırmak zararlı değil. Ancak çok fazla yemek veya açlık dışında bir sebeple yemek toruna yol açabilir, özellikle yalnız gecelerde koltuğa kıvrılıp rahatlatıcı bir şeyler atıştırmak daha da kışkırtıcı olabilir. Ancak bu dürtüye uymanın da birtakım sonuçları var elbette. Günün diğer saatlerindense, akşam saatlerinde atıştırmanın kilo alma, sindirim sorunları ve uykuda rahatsızlık gibi zararları var. Gece saatlerinde yeme alışkanlığı genellikle sıkıntı, yalnızlık veya depresyon gibi sebeplerden kaynaklanıyor.

    İnsanlar ayrıca alışkanlıktan veya sadece akşam saatlerinde boş kalabildiklerinden, gece yemeyi tercih edebiliyorlar. Bu etkenlerin çoğu duygusal olduğundan, tercih edilen yiyecekler genelde hep rahatlatıcı özelliktekiler oluyor. Bu da yağ ve kalori oranı yüksek, tuzlu (cips) veya tatlılara kucak açmak anlamına geliyor.

    Nasıl önlem alabilirsiniz?

    1. Eğer canınız yemek yemek istiyorsa, ancak fiziksel açlık belirtisi yoksa, o anda ne hissettiğinizi anlamaya çalışın. Eğer canınız sıkılıyorsa, kitap okumayı, arkadaşınıza telefon etmeyi ve internette dolaşmayı deneyin.

    2. Eğer kaygılıysanız, derin nefes alarak rahatlamayı veya banyo yapmayı deneyin. Yemek haricinde kendinizi iyi hissettirecek şeyler bulmaya çalışın.

    3. Eğer sırf vücudunuz buna alışık olduğu için gece yiyorsanız, akşam yemeğinden sonra mutfağı kapatmaya çalışın. Yemekleri sadece mutfakta saklayın ve akşam yemeğinden sonra mutfağın ve yemek odasının ışıklarını kapayın. Kahvaltıya kadar oraya dönmeme kararı alın ve gecenin kalanını evin başka bir bölümünde geçirin.

    4. Eğer işten eve açlıktan mideniz kazınarak dönerseniz, kendinizi bütün gece fazla yemek yemeye hazırlamış olursunuz. Sakın tüm gün aç kalıp, akşam kendinizi ödüllendirme duygusuna kapılmayın. Gün boyunca kısa aralıklarla sık sık yemek yemeye çalışın, idealde kahvaltı en büyük, akşam yemeğiyse en küçük öğün olmalıdır.

    5. Eğer bilinçsizce yemek yeme sorununuz varsa, canınız bir şey atıştırmak istediğinde yaptığınız işi bırakın. Çünkü televizyon seyrederken, bilgisayar başında veya kitap okurken fark etmeden normalden fazla yemeniz çok güçlü bir ihtimaldir.

    6. Eğer cips, kurabiye, çikolata gibi yiyeceklerin görüntüsü sizi baştan çıkarıyorsa, göz önünde bu tip yiyecekler bulundurmayın. Mutfağa sağlıklı atıştırma malzemeleri depolayın.

    7. Ama aynı zamanda vücudunuzu dinlemeyi unutmayın. Eğer gerçekten açsanız, gece küçük bir şey atıştırmanın bir sakıncası yok. Biraz meyve, yağsız yoğurt veya düşük kalorili sosa batırılmış sebzeler yemeye çalışın. Yağsız peynir ve bir iki diyet kraker ya da bir avuç beyaz leblebi de açlık duygunuzu köreltir. Baharatlı veya kafein içeren maddelerden ve alkolden uzak durmaya çalışın. Olabildiğince hafif yemeye çalışın. Uyku öncesi ağır yemekler sindirimde güçlüğe ve mide yanmasına sebep olurlar.

    8. Akşam yemeğinden sonra mutfak sizi çağırdığında, bir saniye durun ve sizi çağıranın ne olduğunu düşünün. Eğer açlık değilse, yemek en iyi cevap değildir. Eğer açlıksa, o zaman uykunuzla aranıza girmeyecek, küçük, besleyici bir yiyecek seçin.