Etiket: yazın cilt bakımı

  • Su içmenin cilde faydaları

    Su içmenin cilde faydaları

    Yazın dayanılmaz sıcaklığıyla tanıştığımız şu günlerde suyun vücudumuz için önemli bir gereksinim olduğ u tartışılmaz bir gerçek. Özellikle vücudumuzun koruyucu tabakası olan derimizin yaz aylarında kuruyup dökülmesini engelleyen, elastikiyet, ipek gibi bir görünüm ve canlılık kazandıran tek yaşam kaynağı su. Cildimiz vücudumuzun dış etkenlere, virüs, bakteri ve toksik maddelere karşı en büyük silahı.

    Derimiz, yaşamın zorlukları na karşı vücudumuzu koruyan elastik bir sınır. Cildimizde yer alan su, vücuttaki toplam suyun yüzde 20’sini oluşturur. Normal iklim koşullarında derimiz günde yaklaşık 400 ml su kaybeder. Derinin kusursuzluğu, esnek ve elastik doğası değişik tabakalarındaki su miktarına bağlıdır. Epidermis adı verilen derimizin en üst katmanı nı oluşturan ölü hücreler, esnek kalabilmek için suyla birleşmesi gereken keratin adında lifli bir protein içerir. Yüzey kuru dukça esneklik kaybolur, su kaybı cildimizin erken yaşlanmasına yol açar. Bu yüzden cildin nemlendirilmesi büyük önem taşır.

    Su cildi nemlendirir

    Su, mucizevi diye tanımlanan güzellik kremlerinin hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğini yapar ve cilde yaşam katar. Su, cildi doğal olarak nemlendirir. Çünkü gerçek nemlendirme ancak derinin altından, yani doğal suyla olur. Derinin nemi çeşitli dış etkenlerle azaldığında, ki bu yaz aylarında artış gösterir, deriyi dışarıdan nemlendirmek yetersiz kalır. Derinin nem dengesini sağlamanın tek yolu ise yeterli ve sağlıklı miktarda su içmek.

    Su cildi dirileştirir

    Hücrelerin canlılığını sürdürebilmesindeki en önemli element su. Vücudumuzdaki su dengesinin de cilt üzerinde büyük bir etkisi bulunur. Su, sağlıklı bir cildin temel besin kaynağıdır. Güneş, hava basıncı ve klimaların yarattığı sağlıksız ortamlarda cildimizin doğal parlaklığını bol bol su içerek koruyabiliriz.

    Su neden gerekli

    Vücudumuzdaki tüm enzim reaksiyonları suyla yapılır. Suyun, enzim reaksiyonlarını hızlandırıcı işlevi bulunur. Vücut suyumuzun yüzde 90’ı, vücudun ana suyolu diye adlandırılan kan plazmasında yer alır. Yiyecekler hücrelere bu ana suyoluyla taşınır ve daha sonra geriye kalan atıklar böbreklerden süzülerek idrarla birlikte dışarıya atılır. Vücudumuza aldığımız suyun yüzde 20’sini ise buharlaştırırız. Sindirim sistemi, yiyecekleri işlemek için vücudumuza aldığımız suyun çoğunu kullanır.

    Vücut, suyu kendini soğutmak için de kullanır. Dışarıda sıcaklık 33 derecenin üstüne çıktığında ya da spor yaptığımızda vücut ısınır. Sağlık açısından vücut ısısı mutlaka dağıtılmalıdır. Sistem içerisinde kan, kaslardan deriye doğru pompalanır ve suyla birlikte ciltte nem oluşmasını sağlayarak vücudu soğutur. nsan vücudu üç ana elementten oluşur. Kas, organik doku ve yağ. Vücudumuza bu yağın yalnızca yüzde 3’ü gereklidir. Yağın yerleşim alanı böbrekler ve mide gibi hayati organizmaların içi ve etrafıdır. Değişik hormon seviyeleri nedeniyle erkek ve kadın vücudunda depolanan yağ oranı farklıdır. Kadınlar, erkeklere göre daha çok yağ depolar.

    Forma girmek için su

    Fazla kilolarımız estetik açıdan olduğu kadar sağlığımız açısından da tehlike taşıyor. Kilo verme amaçlı uygulanan bir diyette günde üç litre su içmenin büyük yararı var. Çünkü su, yağların parçalanarak dışarı atılmasında önemli rol oynar. Hiç kalorisi olmadığı için sanıldığının aksine şişmanlatıcı etkisi yoktur. Metabolizmamızı hızlandırdığı için alınan besinlerin yararlı kullanımına ve gereksiz metabolik atıkların vücut dışına çıkarılmasına yardımcı olur.

    Sağlığın anahtarı su

    Normal bir yetişkinin günde en az 1.5 litre, sporcuların, hamilelerin ve emziren annelerin en az 2.5 litre su içmesi gerektiğini biliyoruz. Hiçbirimiz susuz bir hayatı düşünemezken sağlığımız için bu kadar önem taşıyan suyu acaba yeterince tanıyabiliyor muyuz? Suyunuzun nasıl olması gerektiği konusunda birkaç ipucu var:

    • Yerleşim yerlerinden uzak, hijyenik koşullarda şişelenen, doğal kaynak suyu olmalı.

    • Suyunuz bulanık olmamalı, renksiz ve berrak olmalı.

    • İçeriğindeki mineral yapısı dengeli olmalı.

    • Tokluk hissi verir.

    • Vücutta gereksiz su toplanmasını önler. Çünkü vücut az su alınca bunu tehlike işareti sayar ve her damlayı saklar. Bu da el, ayak, ve bacakların şişmesine yol açar.

  • Cildiniz Yaza Hazır mı ?

    Cildiniz Yaza Hazır mı ?

    Cildinizi yaza hazırlama vakti geldi…

    Öncelikle bağışıklık sisteminizin anlık değişimden etkilenmesini önlemeliyiz.

    – Sabahları aç karnına bir bardak ılık su ile birlikte bir yemek kaşığı bal içilmeli. Neden? Bal doğal bağışıklık güçlendiricidir ve şeker içermediği için kan şekerinin yükselmesine sebep olmaz.

    – Kahvaltıda mutlaka yeşilbiber ve maydanoz tüketin. Yeşilbiber yüksek C vitamini içerir. Maydanoz tokluk hissi verir ve vücudu toksinlerden korur.

    Cildimize iyi bakmalıyız. Kış aylarında soğuk ve ayaz cildi kurutur. Kurumuş cilt çabuk yıpranır ve kırışır.

    Bol su için. Eğer su içmekten ya da tadından hoşlanmıyorsanız; sürahinin içine koyduğunuz suya elma, salatalık, limon ya da aromasından hoşlandığınız bir meyve ekleyin. Vücudun suya ihtiyacı var. Kahve ya da çay su yerine geçmez.

    Peeling yapın. Cildinizi ölü ve kurumuş hücrelerden arındırıp nefes almasını sağlayın, yani bahar temizliği…Evinizde kolayca peeling yapabilirsiniz.

    Mesela;

    – 1 yemek kaşığı Türk kahvesi
    – 1 tatlı kaşığı Sızma Zeytinyağı…Hafta da bir gün banyo öncesi ya da banyo esnasında yumuşak hareketlerle masaj yaparak göz çevresi hariç tüm yüze peeling yapın.

    Yüzünüzde sivilce ve akne olan bölümlere asla peeling uygulaması yapmayın, köklerini aktive eder bu da sivilcelerin yayılmasına/ büyümesi,ne sebep olur.

    Çok kuru ya da dermatit problemi olan ciltler peeling uygulamalarını 15 günde bir yapmalıdırlar. Mutlaka peeling sonrası yoğun nemlendirme özelliği olan ürünler kullanmalıdırlar.

    Cilt Maskeleri

    Kış sonunda cildi beslemek ve yaza hazırlamak gerekir. Cildinize bir iyilik yapmak istiyorsanız size bir kaç önerim olacak.

    Kuru Ciltler için Fındık Maskesi

    Malzemeler:

    • 1 tatlı kaşığı fındık yağı
    • 1 çay kaşığı arı sütü
    • 1 tatlı kaşığı gliserin
    • 1 çay kaşığı bal

    Malzemeler iyice karıştırılıp gözler ve dudaklar hariç tüm cilde uygulanır.
    15 dakika bekletildikten sonra ılık su ile temizlenir.
    Bu maske 15 günde bir 3 ay boyunca uygulandığı takdirde cilt yağı dengesini bulur ve kırışıklıklardan korunur.

    NOT: Fındık yağı kirpiklere uygulandığında gürleştirir.

    Nar’lı Hassas Cilt Maskesi

    Malzemeler

    • 1/4 nar
    • 1 yumurta sarısı
    • 1 yemek kaşığı bal

    Nar iyice ezilir. Ezilmiş Nar’ın içine yumurta sarısı ve bal ilave edilip iyice karıştırılır. Bu karışım gözler hariç tüm cilde uygulanır. Maske ciltte 15 dakika bekletilir. Ilık su ile yıkanarak çıkartılır. Haftada bir gün uygulanabilir.

    NOT: Uygulama sonrası gül suyu ile kompres yapılırsa gözenekler sıkılaşır.

    Karma Ciltler için Kil Maskesi

    Malzemeler

    • 1 yemek kaşığı beyaz kil
    • 3 çay kaşığı biberiye yağı
    • 1 yumurta sarısı

    Yumurta sarısı iyice çırpılır. Yumurtanın içine biberiye yağı ilave edilir. Ardından kil ilave edilir. Bu malzemeler iyice karıştırılır. Elde edilen maske gözler ve dudaklar hariç tüm cilde uygulanır. Ciltte 20 dakika bekletilir. Sürenin sonunda maske ılık su ile temizlenir.

    NOT: Uygulama sonrası madensuyu ile kompres yapılırsa gözenekler sıkılaşır.

    Yağlı Cilt için Domates Maskesi

    Malzemeler

    • ½ Domates
    • 2 yemek kaşığı Kil

    Kabukları soyulmuş ve rendelenmiş domatesin içine kil ilave edilir. Malzemeler macun kıvamına gelene kadar karıştırılır ve göz çevresi hariç tüm cilde uygulanır. 20 dakika bekletildikten sonra soğuğa yakın su ile yıkanır.