Etiket: yatak

  • Asma Yatak Modelleri

    Asma Yatak Modelleri

    Serin Asma Yataklar…

  • Erkeklerin yataktaki hataları

    Erkeklerin yataktaki hataları

    Kadınlar, erkeklerin yataktaki hangi durumlarından şikayetçi…

    Kadınlara erkeklerin yataktaki hataları soruldu. 100 kadın üzerinde yapılan ankete göre, kadınlar en çok nelerden yakındı? Anket sonucunda en popüler 8 cevaba ulaşıldı.

    Deniz Özturhan‘ın gq.com.tr‘de yer alan haberine göre, işte kadınların yakındığı o cevaplar:

    1. Anne bak, ellerimi bırakabiliyorum: Bisiklete başladığımız dönemlerde yetenek addedilen el bırakma, yatağa geçtiğimizde şımarıklığa dönüşür. Hele belli pozisyonlarda elini beline koyan beyler var, yapmayın etmeyin. Hepimiz Rocco Siffredi olmadığınızı biliyoruz ve bunun için sizi suçlayacak değiliz. Lakin yatakta eliniz, ağzınız, hatta varsa kuyruğunuz bile boş durmamalı. Boş durmayan uzuvlar, kadının tüm bedenine nazik hamleler yapmalı.

    2. Tatlı konuşma sanatı: Kadınlar yatakta arzulandığını bilmek ister. Şüphesiz ki yorgan altında yapılan türlü çeşitli iltifatlar, arzuyu aktarmanın en şık yoludur. Yeter ki “tatlım” yerine “şekerim” demeyin. Hatta mümkünse, çıplak bir kadına “kilo” hatırlatan hiçbir şey demeyin. Kız arkadaşının göbeğine “sütlaç” adını takan, yatakta “Bel çantanı çıkarmadın mı hayatım?” diye soran beyler, sözüm size: Yolunuz yol değil. Hele şiir niyetine vatan-bayrak temalı epik bir eser seçen arkadaş, senin GQ okumadığını ümit ediyorum.

    3. Acele giden ecele gider: Ecel derken ilişkinizden bahsediyorum. Erken boşalmayı konu dışı bırakarak şöyle izah etmek isteriz. Efendim, senkron aşk sanatında en önemli hususlardan biridir. Diyelim ki yatak bir havuz, sizse su balesi yapan bir çiftsiniz. Eşiniz henüz havuza girmemişken siz sekiz takla atıp, dipten saç tokası çıkarsanız ne fayda, değil mi? Evet, bizce öyle.

    4. Tak fişi, bitir işi: Hayrolsun, sizi çok BEDAŞ gördüm bu başlıkta. Yılların eskitemediği bu deyim, gerçek dünyada aymazlıktır, emeğe saygısızlıktır. Hem kendi hazzınıza odaklanarak kız arkadaşınızı mağdur durumda bırakmak, siz centilmen GQ beylerine yakışır mı? Tek gecelik ilişkide bile, nıçk, yakışmaz.

    5. Rutine saplanmak: Bir süre aynı rakiple grekoromence hareketlerde bulunulduğunda, rakibin girdi çıktısını, açıklarını öğreniriz. Aynı şey uzun ilişkiler için de geçerlidir ve bu, ilişkinin cinsi münasebet bölümünü monotonluğa iter. Tembelleşmeyin. Sevgilinizin tembelleşmesine de müsaade etmeyin. Artık çamaşır mı alırsınız, pozisyon mu denersiniz, orasını ben bilemem. Müraacat: Yan sayfadan Merve Hanım.

    6. Sen soyun, ben kazakla duracağım: Yok öyle yağma. Ev ılıman mı soğuk mu, mevsim bahar mı kış mı bakmadan kız arkadaşı soyup, kendiniz Boğaz’da kahvaltıya çıkacakmışçasına grand tuvalet takılamazsınız. Hayır, sevgilinizin striptiz ihtiyacı vardır, canı soyunma çekmiştir, ona karışamayız. Harici tüm durumlarda; o çoraplar çıkacak.

    7. Hani o habersiz gelişlerin: Çok erken, çok geç, yahut haber vermeden, bilirsiniz, modern hayatta bir yere gidilmez. Gittiğiniz yerden “Neden geldiniz?” diye sorarlar. Aynı şey yatak için de geçerli. Erken gelişleriniz geride tatmin olmamış, geç gelişlerinizse tahriş olmuş bir partner bırakabilir. Ne zaman ve hangi istikamete doğru geleceğinizi basit bir cümleyle anlatmanız da, ayrıca önem taşımaktadır.

    8. Porno tarzını benimsemek: Bir erkeğe ergenliğin başından itibaren ısrarla anlatılması gereken şeylerden biri, pornoların hayat değil, sinema olduğudur. Gerçi şimdi internetin nimetleri amatör yapımlara ulaşılmasını sağladı da, iki cins olarak da rahat ettik. Yine de aklınızda bulunsun; “kamera açısı ve akrobatik pozisyonlar” esas alınarak hazırlanmış yapımları, yatakta taklit etmeye kalkmayınız.

  • Vajinismus tedavisi bireye özgü olmalı

    Vajinismus tedavisi bireye özgü olmalı

    Cinsel ilişki sırasında vajinal kasların refleksif yani istem dışı kasılması ile cinsel birleşmenin olamaması veya çok zor olması olarak tanımlanan vajinismus tedavisi, problemin nedenine göre bireyselleştirilmelidir.

    Hera Klinik’ten Jinekolog ve Cinsel Terapist Dr. Süleyman Eserdağ; cinsel ilişki fobisi olarak da bilinen vajinismusun bir hastalık olmadığını, aslında ‘semptom’ (yani belirti) olduğunu söyleyerek, problemin insan yapısının çok derinlerinde yattığını belirtti. Eserdağ’ a göre bu nedenler; %90 psikolojik, %10 yapısal kökenli. Kesin tedavi için de öncelikle doğru tanının konulması ve nedene göre tedavi uygulaması şart!

    Ülkemizde yaklaşık her 10 kadından birisinde görülen vajinismus; cinsel ilişki sırasında vajinal kasların refleksif yani istem dışı kasılması ile cinsel birleşmenin olamaması veya çok zor olması durumudur. Aslında cinsel ilişki sırasındaki bu kasılmalar problemin derecesine göre kalça, bacaklar, karın, sırt, çene kasları gibi vücudun pek çok değişik bölgelerinde de görülebilir. Vajinismus hastalarında ağrılı-acılı gerçekleşen veya hiç gerçekleşemeyen cinsel ilişki sorunu olmakla birlikte jinekolojik muayene olamama, vajinal tampon kullanamama, vajina içine fitil yerleştirememe, vajina içine parmak sokamama, ayna ile genital bölgeye bakamama gibi problemler de sıkça izlenmektedir.

    Kesin tanı için jinekolojik muayene şart!

    Jinekolog ve Cinsel Terapist Dr. Süleyman ESERDAĞ; vajinismus nedenlerinin bireyden bireye değiştiğini, doğru teşhis ve tedavi yöntemi için öncelikle bir jinekolojik muayenenin çok önemli olduğunu vurguluyor. Sorunun ortaya çıkma sebebi, oluş nedenleri, bireyin içinde bulunduğu ailesel – toplumsal faktörlerden doğumsal faktörlere kadar değişkenlik gösterdiğinden öncelikle doğru teşhisin şart olduğunu ve vajinismus tedavisinin bireyin problemine özgü olacak şekilde (bireyselleştirilerek) yapılması gerektiğini belirtiyor.

    Vajinismusun nedeni yüksek bir oranla psikolojik…

    Cinsel kimliğin en hızlı oluştuğu 3-8 yaş arası dönem ‘Ödipal Dönem’ olarak bilinir. Bu dönemde gerek anne babadan gerekse çevreden alınan yanlış, eksik, abartılı cinsel mesajların öğrenilmesi sonucunda vajinismus oluşabilmekte ve farkına varılmaz ise ömür boyu kalıcı etkiler bırakabilmektedir.

    Geleneksel aile düzeni, katı ahlaki tabular, cinsellikle ilgili şehir efsaneleri, kızlık zarının korunması ile ilgili kız çocuklarının aşırı korkutulması, cinselliğin ayıp, günah, suçluluk ile özleştirilmesi, korumacı aile düzeni içinde iç disiplinin fazlaca gelişmesi en önemli nedenleri oluşturuyor. Diğer taraftan ilk gece ile ilgili abartılı bilgiler, ilk gecede ağrı, çok kanama, acı hissedileceğine dair önyargılar, hamile kalma korkusu, çocukluk döneminde taciz, tecavüze maruz kalma, ev içi şiddet, katı ebeveyn tutumu sonucu yaşanılan kötü tecrübe ve anılar da vajinismusun diğer psikolojik nedenleri arasında yer alıyor. Yapısal nedenler ise; kızlık zarının kalın, yüksek kenarlı, ara bölmeli, sert, elek şeklinde olması, kısa ve kör vajina gibi anatomik engeller, vajina içindeki ara bölmeler, vajinal girişte dokunmayla ağrı ve hassasiyet ile kendini gösteren “vulvar vestibulit sendrom”, leğen kemiği içindeki organların enfeksiyonları, vajinal girişteki bartholin bezlerinin kistleşmesi veya abseleşmesi ile vajinal enfeksiyonlar sayılabilir. Yapısal bir sorun cinsel ilişki problemine neden oluyorsa gerekli ilaç tedavileri veya basit cerrahi müdahaleler ile psikolojik tedavilere gerek kalmaksızın sorun giderilebilmektedir.

    Vajinismus Tedavisi için tekdüze bir tedavi programı yoktur

    Hera Klinik’ten Jinekolog ve Cinsel Terapist Dr. Süleyman ESERDAĞ; her vajinismus çifti için standart, tekdüze tedavi programının olamayacağının altını çizmektedir. Günümüzde en sık tercih edilen yöntemler arasında Bilişsel – Davranışsal Cinsel Terapiler ve hipnoz tedavileri gelmektedir. Çocukluk çağlarından itibaren süregelen yanlış bilgilerin yarattığı korkuları ortadan kaldırmak ve yerine doğru duyguların geliştirilmesi “Bilişsel Cinsel Terapi” ile sağlanmaktadır; bu, çiftlere ilk uygulanması gereken tedavi biçimidir. “Davranışsal Cinsel Terapi” ile ise kişilerin bireysel ve çift olarak kendilerini, cinselliklerini keşfetmeleri sağlanır. Davranışsal terapi kişinin kendi kendisi veya eşi ile yaptığı bir takım egzersizleri içerir. Bu egzersizlerin bazıları ayna egzersizi, masaj egzersizi, kegel egzersizi, nefes egzersizi ve dilatasyon egzersizleridir. Son yıllarda uygulanan hipnoz tedavileri de vajinismusta bilinçaltı korkuları yenmek, yüzleşmesinin sağlanması, iç görü kazandırılması, farkındalığın ve özgüvenin arttırılması ile rahatlamanın sağlanması amaçlanmaktadır. Uygulanan bireye ve çifte özgü doğru tedavi teknikleri ile çok kısa bir süre içinde, kalıcı bir sonuca ulaşabilmektedir.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimizle Vajinismusu yenelim yorumlar için tıklayın !

  • Vajinismus psikolojik

    Vajinismus psikolojik

    Uzm. Psk. Vildan Çelik, vajinismusa sebep olan etkenler arasında, geçmişte yaşanan cinsel travmalar olabileceğini belirterek, çocukluk çağı cinsel veya fiziksel istismarının yanında duygusal istismar da bu rahatsızlığa sebep olan dinamikler arasında olduğunu söyledi.

    Çelik, vajinada oluşan kasılmaların şiddetinin kişiden kişiye değiştiğini kaydederek, “Vajinismus vajina kaslarında cinsel birleşmeyi engelleyecek, tekrarlayıcı biçimde ve istemdışı spazmın olması” olarak tanımlanmıştır. Başka bir ifadeyle vajina kaslarının cinsel ilişki sırasında istemsiz olarak kasıldığı ve cinsel birleşmeye izin vermediği durumdur. Vajinada oluşan kasılmanın şiddeti kişiye göre değişmektedir ve ağrı ile birlikte olabilmektedir. Mahremiyet kaygısı nedeniyle pek çok çiftin bunu gizlediği ve yıllarca bu şekilde evliliklerini sürdürdükleri bilinmektedir” dedi.

    Yıllarca vajinismus nedeniyle sağlıklı bir cinse birleşme sağlayamamış çiftlerde anlaşmazlıklar olduğunu ifade eden Çelik, “Vajinismusa sebep olan etkenler arasında, geçmişte yaşanan cinsel travmalar, beden algısı ile ilgili olumsuz değerlendirmeler, ilk gece hikayeleri, eşe güvenmeme, istenmeyen bir evliliğe zorlanma, cinsel yakınlaşmadan hoşlanmama, temizlik konusundaki hassasiyetler, erkeğin cinsel yaklaşımından rahatsız olma, kişilik patolojileri, eşin tepkilerinden rahatsız olma, cinsel bilgi ve inançlar, stres kaynakları, sağlık durumu, aile geçmişi, erken çocukluk yaşantıları, gibi nedenler yer almaktadır. Çocukluk çağı cinsel veya fiziksel istismarının yanında duygusal istismar da bu rahatsızlığa sebep olan dinamikler arasındadır. Tedavide öncelikle derin bir bilgi alma aşaması geçirilir. Sonrasında ilk hedef çift arasında uzlaşmanın sağlanmasıdır. Yıllarca vajinismus nedeniyle sağlıklı bir cinsel birleşme sağlayamamış çiftlerde anlaşmazlıklar olabilmektedir. Beraberliğin ne durumda olduğu, iletişim ve duygusal ilişkinin nasıl olduğu belirlenir ve güçlükler var ise çözüme kavuşturulmaya çalışılır” şeklinde konuştu.

    Travmatik anıların etkisi ortadan kaldırıldığında, cinsel birleşmeye dair olumsuz inançlar da değişebildiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

    “Özellikle kadınlarda cinsel birleşmeye dair yanlış inançlar (toplumsal mitler) ve atıflar söz konusu olabilmektedir. Tüm tedavi boyunca partnerin desteği çok önemlidir. Mutlu sona ulaşabilmek için eşin sabrı ve desteği gerekmektedir. Vajinismus tedavisinde en etkili yöntem Bilişsel Davranışçı Terapidir. Bu tedavi biçiminde aşamalı ödevlerle süreç işler. Genel olarak tedavi, duyumlara odaklanma, vücut egzersizleri, parmak egzersizleri (sistematik duyarsızlaştırma) ve koitus aşamalarını içermektedir. Travmatik anıların etkisi ortadan kaldırıldığında, cinsel birleşmeye dair olumsuz inançlar da değişebilmektedir. Bu değişim vajinismus tedavisinde olumlu ve hızlı sonuçlar vermektedir.”

    İHA

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

     

  • Yatak Odasında Kitaplık Modelleri

    Yatak Odasında Kitaplık Modelleri

    2013 kitaplık modelleri, Çalışma Masası, dekorasyon, dekorasyon fikirleri, Duvara Monte Kitaplık Modelleri, Gardırop, kitaplık, kitaplık dekorasyon, Kitaplık Modelleri, kitaplıklar, yatak, yatak odası kitaplıgı, yatak odası kitaplık, Yatak Odasında Kitaplık

  • Yataktaki IQ’nuz kaç?

    Yataktaki IQ’nuz kaç?

    Normalde çok zekiyim diye etrafta gururla gezinenlerden olsanız da iş mahrem konulara geldiğinde sınıfta kalabilirsiniz. Eğer cinsel zekanızdan emin değilseniz testimizi çözün ve seks IQ’nuzun kaç olduğunu belirleyin.

    Hepimiz seksin vücudumuz için ne kadar yararlı olduğunu biliyoruz. Seks kan basıncını ayarlarken, iyi bir uyku çekmenize yardımcı oluyor, depresyonu engelliyor ve partnerinizle aranızdaki bağı güçlendiriyor. Peki bu bilgilere sahipken seks zekanız ne kadar ileri düzeyde olabilir, hiç merak ettiniz mi? İşte size bu testle zekanızı ölçme şansı. Testi yapın ve IQ’nuzu öğrenin.

    1. Kadınların yüzde kaçı sıklıkla orgazm oluyor?
    a. Yüzde 30
    b. Yüzde 50
    c. Yüzde 70
    2. G noktası diye bir şey var mı, yoksa sadece bir efsane mi?
    a. Kesinlikle var
    b. Hayal gücü
    c. Kimse bunu bilemez

    3. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan en sık görüleni hangisi?
    a. Klamidya
    b. Bel soğukluğu
    c. Herpes

    4. Bu hastalıklar arasından hangi ikisi tedavi edilemiyor?
    a. Klamidya ve bel soğukluğu
    b. Herpes ve HPV
    c. Frengi ve Hepatit A

    5. Seks hakkında konuşmak için en uygun zaman ne zaman?
    a. Seksten hemen sonra yatakta uzanırken
    b. Sabah çayınızı yudumlarken
    c. Yataktan uzakta rahatsız edilmeyeceğiniz herhangi bir zamanda

    6. Çiftler ne sıklıkta seks yapıyor?
    a. Haftada bir defa
    b. Haftada iki ya da dört defa
    c. Haftada dört ya da daha fazla

    DOĞRU YANITLAR

    1.c
    Yapılan araştırmalara göre kadınların yüzde 59- 82’lik kısmı orgazm oluyor ve yüzde 70’i düzenli olarak orgazm yaşıyor. Eğer siz hala orgazm olamamaktan şikayetçiyseniz orgazm olmanın zamanla öğrenilebileceğini söyleyebiliriz. Uzmanlar özellikle orgazm olamayan kadınların kendi vücutlarını keşfetmeleri gerektiğini belirtiyorlar. Ayrıca partnerinize karşı yakınlık duymamak ya da yanında rahat olamamak da orgazm olup olmamayı etkiliyor. Her kadının farklı şekilde orgazm olabileceğini de unutmamak gerekiyor. Bazı kadınlar sadece oral seksle bazıları da belirli pozisyonlarda orgazm olabiliyor.

    2.c
    G noktası var ya da yok ama gerçek olan şu ki; vajinanın da penis gibi bazı hassas noktaları bulunuyor. Bu noktalar sinirleri etkiliyor ve bazı kadınlar bu noktalardan diğerlerine göre daha çok uyarılabiliyorlar. G noktasının vajina duvarının önündeki 5-7 santimetrelik bir alan olduğu düşünülüyor. Yani G noktanızı bulun ya da bulmayın aslında önemli olan vücudunuzu tanımak ve hangi bölgelerinizden etkilediğinizi bilmek! Bunu da önce siz keşfedebilir sonra da partnerinize öğretebilirsiniz.

    3.a
    Klamidya için boşuna sinsi bir hastalık demiyorlar. Kadınların yüzde 75’inde erkeklerin de yüzde 50’sinde görülen bu rahatsızlık hiç belirti vermeden ilerliyor. Seks sırasında salgılanan sıvılarda bulunan bir virüs nedeniyle ortaya çıkan bu hastalık prezervatif ile korunulmadığında çiftlerden birbirine bulaşıyor. Bu nedenle klamidyadan şüphelenildiğinde mutlaka test yaptırmak gerekiyor. Aksi takdirde bu virüs tedavi edilmediğinde kısırlığa bile neden olabiliyor.

    4.b
    Herpes ve HPV virüsü dokunarak geçen virüsler olduğu için prezervatif kullanmak bu virüslerde pek işe yaramıyor. HPV’nin birçok farklı tipi bulunuyor ve bunlardan bazıları tedavi edilmediğinde rahim ağzı kanserine neden olabiliyor. HPV’nin şu an için kesin bir tedavisi bulunmuyor. Fakat bazen vücut bağışıklık sistemi güçlüyse kendiliğinden virüsü yenebiliyor. Herpes ise uçuğa neden olan virüs tarafından genital bölgede ortaya çıkıyor. Yorgunluk, ateş ve tuvalette genital bölgede yanma belirtileri arasında yer alıyor. Tekrarlama olasılığı yüksek olan bu virüs bazen hiç belirti vermeyebiliyor. Cilde de sıçrayabilen bu virüs partnerinizi de etkileyebiliyor.

    5.c
    İletişimin cinsellikte önemli olduğunu biliyoruz fakat bazen partnerinizle ya da yeni tanıdığınız biriyle açıkça cinsellik hakkında konuşmak zor olabiliyor. Bu nedenle cinsellik hakkında doğru şekilde konuşmayı bilmeniz gerekiyor. Sorunlarınızı konuşurken duyguları incitmeden, kırıcı olmadan konuşmaya dikkat etmelisiniz. Cinselliği yatağın dışında konuşmak hem daha güven verici oluyor hem de sorunları daha kolay anlatmanızı sağlıyor.

    6.b
    Yapılan araştırmalar çiftlerin haftada en fazla üç defa seks yaptığını ortaya koyuyor. Fakat tabii bu haftanın her günü seks yapanlar ya da yılda toplam iki defa cinsel birleşme yaşayanlar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    Formsante Dergisi

  • Vajinismusa Tedavi

    Vajinismusa Tedavi

    Evli kadınların kabusu haline gelen vajinismus sorununun çözümü için hazırlanan cinsel terapi kitabı, evliliklerinde sorun yaşayan çiftlerin de biliçlenmesini sağlayacak.

    Türkiye’de cinsel hayatı olan her on kadından birinin kabusu haline gelen vajinismus sorunu tarihe karışacak. Halk arasında “Evli Bakirler” olarak da bilinen vajinismuslu kadınlar ve eşleri için yeni bir vajinismus tedavi kitabı çıktı. Vajinismusa son verebilmek için resimli cinsel terapi el kitabı olan Mühürlü Beden, Türkiye’nin en ünlü cinsel terapistlerinden biri olan Dr. Cem Keçe ve Jinekolog Dr. Yasemin Yıldız tarafından kaleme alındı. Cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olan Mühürlü Beden’i kamuoyuna tanıtan ve tavsiye eden Psikoterapi ve Psikoterapistler Derneği (PSİKODER) terapistleri, vajinismus ve evli bakirelerle ilgili çiftlerin cinsel bilinçlenmesi ve farkındalığı için yararlanabilecekleri bilgileri gözden geçirdi.

    Bedeninizdeki mührü söküp atın!

    Vajinismus tedavilerindeki bilimsel ve farklı yaklaşımların önemine değinen PSİKODER Yönetim Kurulu Üyesi Psikoterapist Serap Güngör, “Evli olmanıza rağmen hala bakire misiniz? Evli ve mühürlü bir bedene mi sahipsiniz? Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismusla ilgili doğru bilinen yanlışları merak mı ediyorsunuz? Cinsellikle ilgili uydurmalar hayatınızı mı karartıyor? Vajinismus, ilk gece, cinsellik, evlilik ve yakın ilişkiler üzerine bilimsel gerçekleri ve önerileri ele alan bu kitabı okuduktan sonra hurafelerinizden kurtulacaksınız, partnerinizle olan iletişiminizden daha fazla keyif alacak ve bedeninizdeki mührü söküp atacaksınız. Çünkü evli bakire olmak artık kader değil” dedi.

    Cinsel bilgilendirme ve kendi kendine yardım kitabı niteliğinde

    Kamuoyunu bilgilendirmek için daha çok vajinismus tedavi kitabının yazılmasının önemine değinen PSİKODER Genel Sekreteri Psikoterapist Kemal Özcan ise, “Vajinismusun tanısından nedenlerine, tiplerinden tedavi seçeneklerine kadar, vajinismusla ilgili merak edilen her konuda, en bilimsel ve en güncel bilgileri aktaran kitap, vajinismus için cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olarak, cinsel hayatı ebeveynlerinin ve toplumun değer yargılarının etkisinde, hatta kontrolü altında olan gençlere ve yetişkinlere bekledikleri yardım elini uzatıyor” değerlendirmesini yaptı.

     

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimizle Vajinismusu yenelim

     

  • Yatak Odası Aksesuarları Neler Olabilir?

    Yatak Odası Aksesuarları Neler Olabilir?

    Başucu sehpaları
    Hem fonksiyonel,hem dekoratif amaçlı kullandığımız yatak odası mobilyaları…
    Yatak odasında kullandığımız mobilyaların başında başucu sehpaları gelir..Yatağınızın hemen yanında, üzerine abajur,vazo,çerçeve veya kişisel eşyalarınızı koyduğumuz bu mobilyaların , yatak odası takımının bir parçası olması gerekmez..Şifonyer,sehpa,sandık,hatta sehpa olarak kullabileceğiniz bir tabure olabilir…Çekmeceli mobilayalar, yatak odasında depolama amaçlı kullanım için iyi bir seçim olacaktır.
    Tarzınıza uygun başucu fikirleri

  • Ülkemizde Her On Kadından Biri Vajinismus Sorunu Yaşıyor!

    Ülkemizde Her On Kadından Biri Vajinismus Sorunu Yaşıyor!

    CİSED GENEL SEKRETERİ PSİKOLOG SERAP GÜNGÖR: “EVLİ BAKİRE OLMAK ARTIK KADER DEĞİL!”

     Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismus, ülkemizde cinsel hayatı olan her on kadından birinin kabusu haline geldi. Halk arasında “Evli Bakirler” olarak da bilinen vajinismuslu kadınlar ve eşleri için yeni bir vajinismus tedavi kitabı çıktı: “Mühürlü Beden” Vajinismusa son verebilmek için resimli cinsel terapi el kitabıolan Mühürlü Beden; Türkiye’nin en ünlü cinsel terapistlerinden biri olan Dr. Cem KEÇE ve Jinekolog Dr. Yasemin YILDIZ tarafından, dostça ve yalın bir üslupla kaleme alındı. Cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olanMühürlü Beden‘i kamuoyuna tanıtan ve tavsiye eden Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri,vajinismus ve evli bakirelerle ilgili çiftlerin cinsel bilinçlenmesi ve farkındalığı için yararlanabilecekleri bilgileri gözden geçirdi…

    BEDENİNİZDEKİ MÜHRÜ SÖKÜP ATACAKSINIZ!

    Vajinismus tedavilerindeki bilimsel ve farklı yaklaşımların önemine değinen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Evli olmanıza rağmen hala bakire misiniz? Evli ve mühürlü bir bedene mi sahipsiniz? Bir kaçınma ve erteleme durumu olan vajinismusla ilgili doğru bilinen yanlışları merak mı ediyorsunuz? İlk gece ve kızlık zarına dair hurafeler veya cinsellikle ilgili uydurmalar hayatınızı mı karartıyor? Evlilik veya çift ilişkilerinizde sağlıklı ve mutlu bir şekilde seks yapabilmek ve korkmadan cinselliği arzulamak mı istiyorsunuz? Ağrı ve acı duymadan seks yapabilmek için neler mi vermezdiniz?Cinsel hayatınız kıpırtısını mı kaybetti? ‘Mühürlü Beden‘ adlı bu kitap sizin için yazıldı. Vajinismus, ilk gece, cinsellik, evlilik ve yakın ilişkiler üzerine bilimsel gerçekleri ve önerileri ele alan bu kitabı okuduktan sonra hurafelerinizden kurtulacaksınız, seksten, ilişkilerinizden ve partnerinizle olan iletişiminizden daha fazla keyif alacak ve bedeninizdeki mührü söküp atacaksınız. Çünkü evli bakire olmak artık kader değil!” dedi.

    CİNSEL BİLGİLENME VE KENDİ KENDİNE YARDIM KİTABI: “MÜHÜRLÜ BEDEN”

    Kamuoyunu bilgilendirmek için daha çok vajinismus tedavi kitabının yazılmasının önemine değinen CİSED Yönetim Kurulu Üyesi Psikolog Kemal Özcan; “Vajinismusun tanısından nedenlerine, tiplerinden tedavi seçeneklerine kadar, vajinismusla ilgili merak edilen her konuda, en bilimsel ve en güncel bilgileri aktaran Mühürlü Beden,vajinismus için cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olarak, cinsel hayatı ebeveynlerinin ve toplumun değer yargılarının etkisinde, hatta kontrolü altında olan gençlere ve yetişkinlere bekledikleri yardım elini uzatıyor. Vajinismusla ilgili yaygın yanlış bilgileri düzeltmeyi, ilk gece ve kızlık zarı kanaması gibi sorunları kolayca aşmak için destek olmayı, korkmadan seks yapabilmek için en yeni cinsel terapi yöntemlerini anlatmayı amaçlayanMühürlü Beden kitabını, cinsellik ve ilişkiler konusunda kendini yeterli, iyi veya normal kabul edenler de dâhil olmak üzere herkese tavsiye ediyoruz. Çünkü bu kitaptan öğreneceğiniz çok şey var. Okuyunca bu tavsiyeye hak vereceksiniz.” dedi.

  • Yatakta Herkes Kendi Tatmininden Sorumludur !

    Yatakta Herkes Kendi Tatmininden Sorumludur !

    CİSED: “HERKES KENDİ CİNSEL TATMİNİNDEN SORUMLUDUR!”

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “KİMSE KİMSEYİ YATAKTA TATMİN ETMEK ZORUNDA DEĞİL!”

    Beslenmek, su içmek ve nefes almak yaşamın, seks yapmak ise ilişkinin bir gerekliliğidir. Seks, görev veya mecburiyet değildir. Bu nedenle, zoraki yapılmamalı, istekle ve bazen kendiliğinden olmalıdır. Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutkuyu sürdürmenin şifresi, duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken kendin olarak kalabilme yeteneğidir. Bunun için kişinin kendini bir şey yapmaya mecbur hissetmemesi ve performansıyla ilgili endişe duymaması gerekir. “Çift birbirini tatmin etmek zorunda mı?”, “Cinsel hayatın monotonlaşması kader mi?”, “Çiftin başaramama korkusundan kurtulmasının bir yolu var mı?” veya “Pasif kalma modeli ile sorumluluk alma modelinin farkı nedir?” Bu sorulara yanıt Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistlerinden geldi…İşte, aldatmayı önleyecek, yetersizlik ve tatmin edememe korkusuyla monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden çiftin, aşk ve seks hayatını yeniden hareketlendirecek ve ilişkilerindeki tutkuyu canlandıracak altın değerinde tavsiyeler…

    KİMSE KİMSEYİ YATAKTA TATMİN ETMEK ZORUNDA DEĞİL!

    “Başaramama korkusu” adı verilen performans anksiyetesinin önemine değinen CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe; “Çiftin ilişkisinde kıvılcım ve cinsel tutkunun yok olmasının en önemli nedenlerinden biri başaramama, tatmin edememe, yetersiz kalma gibi düşünce ve duygulara yol açabilen performans anksiyetesidir. Birbirini tatmin etmeye çalışan veya yeterince tatmin edemediğini düşünen çift zamanla ilişkisinin sıkıcı olduğunu düşünmeye, cinsellikten soğumaya ve zamanla erken boşalma, iktidarsızlık, cinsel isteksizlik, orgazm olamama, uyarılma bozuklukları gibi cinsel işlev bozuklukları yaşamaya başlayabilir. Bunları yaşamamanın tek yolu, cinselliği görev ve baskı aracı olarak görmemektir. Çünkü cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu nedenle, kimse kimseyi yatakta tatmin etmek zorunda değildir. Herkes kendi cinsel tatmininden sorumludur. Buna sorumluluk alma modeli denir, bunun zıttı pasif kalma modelidir. Herkesin cinsel istek, uyarılma ve tatmin olma konusunda kendisine yardımcı olan kendisine özgü birşartlar zinciri vardır. Herkesin şartlarını talep etme ve isteme hakkı vardır; ancak çoğu kişi kendisini, partnerinin cinsel olarak uyarması gerektiğine ve tatmin olmasının partnerinin elinde olduğuna ve istediği şekilde uyarılmazsa veya tatmin olmazsa hem kendinin hem de partnerinin eksik olduğuna inanır. Cinsel terapistler olarak, kişiyi cinsel olarak harekete geçiren kuvvetin bilinçli veya değil, kendisi olduğunu vurguluyoruz. Böylece, kişi istek ve arzularını ifade etmek ile bunları bastırmak arasında bir seçimde bir tercihte bulunabilir, kendine odaklanıp ortaya koyduğu cinsellikten zevk alabilir ve ayrıca partnerinin ve kendinin bilincine varabilir. Diğer bir değişle, kişinin içinde cinsel istek uyandırmak partnerinin değil, onun kendi görevidir. Kişi partnerinin hissetmek istediği cinsel arzuyu hissedebilmesi için ancak ona destek olabilir. Bunu ise, ruhunu ve bedenini bir armağan olarak sunarak ve onun isteklerini gerçekleştirmeyi seçerek yapabilir. İç çamaşırlar, mumlar ve hoş sözler güzeldir; ancak ilk aşama bunlar olmamalıdır. Öncelik, kişinin kendisidir. Bunlar ise daha sonra gelir. Bu bakış açısı, cinsel isteğin sorumluluğunu olması gerektiği yere, yani kişinin kendi omuzlarına yükler ve kontrolünün partnerinin elinde olmadığını anlamasına yardımcı olur. Çünkü kontrolü kaybetme duygusu bilinçdışı düzeyde çok korkutucudur. Pasif kalma modeli, kişinin partnerini veya ilişkisini suçlamasına neden olur. Sorumluluk alma modeli ise kişinin ilişkisinden zevk almasın, var olan sorunların üstesinden gelmesini sağlar ve çiftin birbirini aldatmasını engeller” dedi .

    KADININ ZAMANI GELDİĞİNDE KENDİNİ KASMASI GEREKİYOR…

    Sorumluluk alma modeli nin önemine değinen CİSED Başkanı Dr. Cebrail Kısa; “Erkek, kadınla sevişirken ruhunu ve bedenini koşulsuz bir armağan olarak ona sunar. Kadın, bu armağanı kabul eder. Bundan sonrası kadının işidir. Kadın reddedilmeyi ve başarısız olmayı göze alarak erkekten, kendini cinsel açıdan uyaracak davranışlarda bulunmasını ister. Kadının talep etme, erkeğinde reddetme hakkı vardır. Erkek kadının taleplerini gerçekleştirmek isterse yapar ama bunu yapmak zorunda da değildir. Kadın, orgazm olmayı kolaylaştırmak için erkeğin bedenini kullanmasından, klitorisini sürtmesinden, fantezi kurmasından ya da kendini kasmasından yine kendi sorumludur. Dolayısıyla, cinsel tatmininden de yine kendi sorumlu olur. Erkek kadını boşaltmak, orgazma ulaştırmak veya tatmin etmek zorunda değildir. Kadının boşalması için sadece penise ihtiyaç yoktur. Bu değişik şekillerde başarılabilir. Sorumluluk alma modeli, kadına sorumluluk yüklerken erkeği özgürleştirir ve böylece çift olarak tatminkâr bir cinsellik yaşanmış olur” dedi.

    ERKEĞİN AŞK KASLARINI GEVŞEK TUTMASI GEREKİYOR…

    Pasif kalma modeli nin cinsel işlev bozukluklarına yol açabildiğine değinen CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör; “Kadın, erkeğe sevişirken ruhunu ve bedenini koşulsuz bir armağan olarak sunar ve erkek de bunu kabul eder. Bundan sonrası erkeğin işidir. Erkek reddedilmeyi ve başarısız olmayı göze alarak kadından kendini uyaracak şeyleri ister. Erkeğin talep etme, kadının da reddetme hakkı vardır ve kadın bunları yapmak isterse yapar ama zorunlu değildir. Erkek kadının bedenini kullanarak, penisini sürterek veya vajinaya sokarak, zamanı gelince daha çok haz alabilmek adına boşalması denetleyerek, aşk kaslarını boşalana kadar gevşek tutarak, kendi boşalmasından, orgazmından ve cinsel tatmininden kendi sorumlu olur. Kadın, erkeği boşaltmak, orgazma ulaştırmak veya tatmin etmek zorunda değildir. Erkeğin boşalması için sadece vajinaya ihtiyacı yoktur. Bu değişik şekillerde de başarılabilir. Sorumluluk alma modeli, erkeğe sorumluluk yüklerken kadını özgürleştirir ve böylece çift olarak tatminkâr bir cinsellik yaşanmış olur” dedi.