Etiket: yan etki

  • Antibiyotiklerin Yan Etkileri Nelerdir?

    Antibiyotiklerin Yan Etkileri Nelerdir?

    Antibiyotiksiz enfeksiyonların, iltihapların tedavisi neredeyse imkansız. Antibiyotiklerin yan etkileri makalemizde antibiyotiklerin zararlarına yer verdik. Antibiyotiklerin iyileştirici etkileri vardır, fakat şu bir gerçek ki sağlık açısından çeşitli zararları da vardır. İşte antibiyotiğin neden olabileceği yan etkiler.

    Antibiyotiğin Zararları

    Kilo
    Antibiyotiklerin kullanımı aşırı kilo ve obezite riskini arttırır.
    Epidemiologist doktor Martin Blaser; çocukluğunda çok miktarda antibiyotik alan
    kişinin ileride yetişkin olduğunda fazla kilolu olma ihtimali arttığını bildiriyor.

    Astım
    Bu haplar bedenimizdeki yararlı yararsız pek çok bakteriyor öldürüyor bu bakterilere
    helicobacter bakterisi de dahildir.
    Helicobacter bakterisi vücudumuzun istemediği bakteri grubundandır, fakat
    bu bakterinin şaşırtıcı bazı faydaları vardır. Mesela astıma yakalanma şansını %30 düşürmesidir.

    Mide Asidi
    Antibiyotikler içeriklerinden dolayı ve helicobacter bakterisini yok ettiğinden dolayı,
    midede aside yol açar, bu durumda mide ağrıları, midenin zayıflamasıyla sonuçlanır.

    Diyabet
    Araştırmalar, çocukluğunda antibiyotik almış kişilerin, şeker hastası olma ihtimalini
    artırdığını gösteriyor.
    Antibiyotikler bağırsaklardaki yararlı mikropları öldürüyor, böylece bağışıklık sistemini bozuyorlar.
    Bunun sonucunda bağışıklığımız yanlışlıkla pankreasa saldırıyor, ve iş diyabetle sonuçlanıyor

    En Güçlü Doğal Antibiyotikler resimli makalemiz için tıklayınız

    Bağırsak Rahatsızlıkları
    Bağırsak sorunu çoğu kişinin yaşadığı midede şişkinlik, ağrı, mide sorunları
    gibi çeşitli sıkıntılara yol açan bir durumdur.
    Danimarkalı araştırmacılar bağırsak rahatsızlıklarından muzdarip kişilerin
    çocukken antibiyotik aldığını belirlemişlerdir.

    Vücut Direnci
    Sık antibiyotik kullanımı bedenin direncini düşürüyor, ve enfeksiyonlara
    vücudu açık hale getiriyor.
    Mecbur kalmadıkça, doktorunuz yazmadığı sürece antibiyotik kullanmanızı önermeyiz.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Epilasyon Öncesi Bunlara Dikkat

    Epilasyon Öncesi Bunlara Dikkat

    Paranızı ve vaktinizi boşa harcamamak için epilasyon yaptırmadan önce şu uyarılara kulak verin.

    İstenmeyen tüylerden en hızlı şekilde kurtularak ışıl ışıl bir bir cilde kavuşmayı hepimiz istiyoruz. Bunun için en etkili yöntem olarak lazer epilasyon karşımıza çıkıyor.

    Lazer epilasyon konunun uzmanları tarafından yapıldığında son derece güvenli ve etkili bir yöntem. Paranızı ve vaktinizi boşa harcamamak için epilasyon yaptırmadan önce Bioritm Güzellik Merkezi’nin şu uyarılarına bir göz atmanızda fayda var.

    Epilasyonda dikkat edilmesi gereken noktalar

    Epilasyon uygulamasından en az 1 ay öncesine kadar ve uygulama süresince tüyleri kökünden almaya yönelik ağda veya epilatör gibi işlemler uygulanmamalı.

    Tedavi öncesi tüy rengini açıcı ürünler kullanılmamalı.

    Tekrarlayan deri enfeksiyonu olan hastalarda uygulama öncesi tedavi yapılmalı. Düzenli ilaç kullanan kişilerde yan etkiler mutlaka sorgulanmalı.

    Uygulama bölgesi temiz olmalı. Vücutta veya yüzdeki tüm kozmetik ürünleri ve makyaj temizlenmiş olmalı.

    Epilasyon öncesinde test atışı yapılmalı. 24 ile 48 saat arasında vücudun reaksiyonu gözlemlenmeli ve kişinin epilasyon yaptırıp yaptıramayacağı buna göre belirlenmeli.

    Lazer epilasyon uygulaması sonrası hafiften koyuya kadar değişen bir kırmızılık ve kıl etrafında hafif bir şişlik oluşabilir. Bu reaksiyon 1-2 gün içinde geçmezse bir uzmana danışılmalı.

    Özellikle radyofrekanslı diod lazer veya radyofrekanslı IPL cihazlarıyla yapılan epilasyon seansları sırasında aynı gün olmamak şartıyla hassasiyet oluşmadıysa ertesi gün, hassasiyet varsa 1 hafta sonra güneşlenilebilir. Lazer epilasyon seansları boyunca güneşlenirken yüksek koruma faktörlü iyi bir ürün kullanılması tavsiye edilir.

  • İlaçla birlikte alınan besinlere dikkat

    İlaçla birlikte alınan besinlere dikkat

    İlaçla birlikte alınan besinlerin, ilaçların etkisini azaltıcı veya artırıcı etkileri bulunabiliyor. İlaçtan fayda beklerken hatalı beslenme sonucu ciddi yan etkilerle karşı karşıya kalınabiliyor.

    Çok dikkat edilmesi gereken bu durum, ilaç kullanımı kesildikten sonra birkaç hatta bile sürebiliyor. Başlıca dikkat edilmesi gereken durumlar şu şekilde sıralanıyor:

    C Vitamini
    C vitamini demir emilimini kolaylaştırıyor. Ancak C vitamini ile kalsiyumca zengin süt ve süt ürünlerinin alınması, C vitamini emilimini bozucu etkisi yapıyor.

    Potasyum tutucu bazı tansiyon ilaçları ile idrar sökücü ilaç kullanan hastaların; patates, muz, kayısı, portakal suyu gibi potasyumdan zengin gıdaların hatalı kullanması ölümcül kalp aritmilerinin görülmesine neden olabiliyor.

    Greyfurt suyu
    Günde 1 litre ve üzerinde greyfurt suyunun tüketilmesi, özellikle ‘statin’ grubu bazı kolesterol ilaçlarının bağırsakta parçalanmasını geciktirerek kan seviyelerini yavaşlamaya da yol açabiliyor.

    Kafein
    Kahve, çay, kola ve enerji içecekleri; bazı soğuk algınlığı ilaçlarıyla beraber alındığında sinirlilik, uykusuzluk, çarpıntı, kalp ritim bozukluğu, tansiyon yüksekliği, kabızlık ve idrar miktarında artışın görülmesine neden olabiliyor.

    Süt ve süt ürünleri
    ‘Florokinolon ve tetrasiklin’ grubu veya ‘sefuroksim’ içeren antibiyotükler, ‘bifosfonat’ grubundaki kemik erimesi ilaçları ve ‘metotreksat’lı romatizma ilaçlarının; kalsiyum içeren gıdaların 2 saat önce veya 6 saat sonra alınması gerekiyor.

  • Diode Lazer uygulaması

    Diode Lazer uygulaması

    Bağdat Caddesi Suadiye Sahra Bulut Estetikte Son Teknoloji Ultra Sense Ütüleme Diode Lazer uygulaması;

    Bayanlarda *Komple Vücut’ta Bitiş Garantili 1000tl

    Erkeklerde Sırt Goğus Bitiş Garantili 1000 tl

    diode_lazer

    DİODE LAZER NEDİR?

    Merkezimizde FDA (Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi) onaylı, Alman Ultra sense  Diode lazer cihazını kullanmaktayız .Ultra sense  Diode Lazer ile sadece açık tenlilere değil esmer ve bronz tenlilere de uygulama yapılabilir. Uzun dalga boyuna(Long Pulse) sahip olduğundan lazer ışığının daha derine ulaşabilmesini ve derindeki kıl köklerini tahrip etmesini sağlar. Aynı zamanda Ultra sense Diode Lazerle diğer cihazlar ile uygulama yapılamayan ince ve açık renkli kıllara da uygulama yapılabilir. Bu özelliklerinden dolayı diğer cihazlara oranla daha geniş bir kitleye hitap etmektedir. Etkin soğutma sistemi ile uygulama sırasında hissedilen acı en aza indirilir. Yanık ve leke komplikasyonu yoktur. Yazın güvenle uygulama yapılabilir. Cihaz başlığına kombine, patentli soğutma sistemi ile ciltte mükemmel soğutma sağlar. Aynı zamanda 810 nm (nonometre) 940 nm olmak üzere iki dalga boyunu aynı anda tek cihazda kombine eden bir lazer epilasyon cihazıdır. Bu da cilt rengi açıktan koyuya geniş bir yelpazede tüm hastalarda iyi sonuç almayı sağlar. Alman ultra sense diode lazer cihazı  2005-2006 yıllarında en iyi lazer ödülü almış diode lazerdir.

    *Bayanlarda komple vücut bölgeleri:  çene, bıyık, göğüs ucu,göbek çizgisi, genital, bikini, komple bacak, koltuk altı.

    *Erkekler geçerli bölgeler: karın, göğüs, bel, sırt.

    Sahra Bulut Estetik ve Güzellik merkezi olarak siz değerli hastalarımıza önceden olduğu gibi şimdi ve bundan sonrasında da en iyi hizmet kalitesini verebilmek ve sizlerin memnuniyetini en üst düzeyde tutabilmek adına deneyimli ve uzman personel kadromuz ile hizmet vermeyi ilke edinmiş bir kuruluş olmaktan gurur duyuyoruz. Bu kapsamda tüm önceliğimiz hastalarımızın ihtiyaç ve gereksinimlerini en doğru uygulamamlarla sınırsız müşteri memnuniyeti ilkesi kapsamında sunmaktır…Profosyonel ekip, hijyenik ortam, güvenilir ve güler yüzlü hizmet……

    Diode Lazer uygulaması
    Diode Lazer uygulaması
    diode
    diode
    diode lazer merkezi
    diode lazer merkezi

     

     

     

  • Ertesi Gün Haplarının Tehlikelerine Dikkat

    Ertesi Gün Haplarının Tehlikelerine Dikkat

    CİSED ONURSAL BAŞKANI DR. CEM KEÇE: “ERTESİ GÜN HAPLARI BİR DOĞUM KONTROL YÖNTEMİ DEĞİLDİR!”

    Kürtaja sınırlama getiren yasal düzenleme üzerindeki tartışmalar hala devam ederken, Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, gebelikten acil korunma yöntemleri arasında yer alan “Ertesi Gün Hapları” için başvuruların eskiye oranla arttığına dikkat çekti.

    “CİNSEL İLİŞKİ SONRASI HAPI” ADI DAHA UYGUN…

    CİSED Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe , Ertesi Gün Hapı kullanımında çiftlerin eğitilmesi gerektiğine dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Ertesi Gün Hapı acil durumlar için kullanılması gereken, gebeliği önleme yöntemidir ve korunmasız cinsel ilişkiye girildikten sonra ilk 72 saat içinde kullanılmalıdır. İlişkiden sonra ne kadar erken alınırsa koruyuculuğu o kadar fazla olur. Ancak cinsel eğitimin olmadığı ülkemizde ertesi gün hapı sanki bir doğum kontrol yöntemiymiş gibi kullanılmaktadır. Oysaki sürekli kullanımda, yan etkileri oldukça fazladır ve sık kullanıldığında koruyucu etkisi azalır. Ertesi Gün Hapları, ilk 24 saat içerisinde kullanıldığında istenmeyen gebeliği %95 oranında önler. Çiftler prezervatif, doğum kontrol hapı ya da spiral gibi çağdaş doğum kontrol yöntemlerini kullanmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın Ertesi Gün Hapları’nı ücretsiz verme kararı üzerinde konuşulması gerekiyor. Gençler ve çiftler eğitilmeden ve kamuoyu yeterince bilgilendirilmeden, bu uygulama yanlış sonuçlara yol açabilir, bilgilendirilme sonrası ise bu uygulama yalnız acil durumlar için doğru olabilir. Ayrıca, Ertesi Gün Hapları’nın adı yanlış konulmuş, ‘Ertesi Gün Hapı’ yerine ‘Cinsel İlişki Sonrası Hapı’ terimini kullanmak daha doğru olur. Çünkü çiftlerin çoğu, gerçekten bu hapın ertesi gün alınması gerektiğini sanıyor. Oysa ne kadar erken alınırsa, bu hapların etkisi o kadar fazla oluyor.”

    KAMUOYUNA YANLIŞ MESAJLAR VERİLMEMELİ!

    Ertesi Gün Hapları’nın kamuoyuna “Korunmayın, nasıl olsa gebeliği engelleyen haplar var!” şeklinde sunulmasının veya bu tür yanlış mesajların verilmesinin sakıncalarına dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Doç. Dr. Cebrail Kısa; “Prezervatif yırtılması, alkollü korunmasız ilişkiler, dışarı boşalma gibi doğum kontrol yöntemlerinin uygulanmasındaki sıkıntılar veya tecavüz gibi istenmeyen ilişkilere maruz kalındığında ya da bir başka doğum kontrol yöntemi kullanılmakta iken aksilik olduğunda, ek yöntem olarak Ertesi Gün Hapları kullanılmalıdır.” dedi.

    KUSMA OLUNCA TEKRAR ALMAK GEREKİYOR!

    CİSED Genel Sekreteri Psikolog Serap Güngör , Ertesi Gün Hapları’nın bir ay içerisinde alınan normal doğum kontrol haplarının içinde bulunan östrojen ve progesteron kadar yüksek hormon yüklemesine neden olacağını ve bu nedenlevücudun hormon dengesini bozacağına dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Ayrıca, Ertesi Gün Hapı’nı kullanan bazı kadınlarda baş ağrısı, baş dönmesi, göğüste gerilme, mide bulantısı ve nadir olarak görünen kusma gibi yan etkilergörülebilir. Bu sebeple dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü haplar içildikten sonra iki saat içinde bir kusma gerçekleşmişse, hapların tamamı ya da bir kısmı dışarı atılır yani etkisi azalır. Bu durumda Ertesi Gün Hapı’nın tekrar içilmesi gerekir. Görüldüğü üzere, normal doğum kontrol yöntemlerinden farklı olarak Ertesi Gün Hapları biraz ağırdır ve ayda en fazla bir kere kullanılmalıdır.” dedi.

  • Doğum kontrolü hakkında bilmediklerimiz

    Doğum kontrolü hakkında bilmediklerimiz

    Kontrolsüz, birbirini takip eden doğumlar ve düşükler, anne ve bebek sağlığını ciddi olarak tehdit eder. Bu nedenle aile planlaması hem anne, hem de bebek sağlığına zarar vermeyecek uygun doğum kontrol yöntemleriyle yapılmalıdır. Kişi için ideal bir korunma yöntemiyle istenmeyen gebelikler, kişinin sağlığına zarar vermeden engellenebilir.

    Doktorunuzun önerisiyle sizin için en uygun olabilecek yöntemi seçmeli ve benimsemelisiniz. Konuyla ilgili olarak açıklamada bulunan Dr. Cem Çıtlak, korunma yöntemleri ile ilgili şunlar söylüyor: “Korunma yöntemi seçimi son derece önemlidir. İstenmeyen gebeliklerle karşılaşmamak için kişiler her zaman kendileri için uygun olan yöntemi seçmelidir. Kontrol yöntemlerinin başarılı olabilmesi kullanan kişinin yaşam biçimine ve kişiliğine uygun olması ile ilgilidir. Kadının yaşı, eğitimi, cinsel aktivite durumu, genel sağlık durumu, gelecekteki çocuk isteği ihtimali ve sosyal statüsü gibi etkenler, kontrol yönteminin seçiminde rol oynar.” İdeal korunma yöntemlerini sıralayan Çıtlak, rahim içi araç, kombine doğum kontrol hapları, hormon enjeksiyonları, norplantlar (Hormon İmplantları), cerrahi sterlizasyon (Ameliyatla Kısırlaştırma), prezervatif gibi artık büyük bir çoğunluğun haberdar olduğu yöntemlerin yanı sıra teknolojinin ilerlemesiyle birlikte alternatif doğum kontrol yöntemlerinin de varlığından bahsediyor.

    Dr. Cem Çıtlak, doğum kontrol yöntemleri hakkındaki bilgi ve yorumlarını da şöyle aktarıyor:
    “Rahim İçi Araç ( Spiral )

    Günümüzde plastikten yapılmış, bakır ilaveli rahim içi araçlar en ideal olan ve en çok kullanılanlardır. Bunların dışında aktif vaginal enfeksiyonu olanlara uygulanmaması gereken progesteron hormonu ilaveli rahim içi araçlar da vardır. Adet kanamasının hemen sonrasında veya kadın gebe olmadığından kesin eminse herhangi bir günde doktor tarafından rahime uygulanır.İdeal koruyuculuk süresi, bakırlı olanlarda beş yıl, hormonlu olanlarda bir yıl olan rahim içi araç kullanan kadınların mutlaka yıllık doktor muayenesinden geçiyor olması gerekir. Hiç doğurmamış olanlar ve çok eşliler için fazla önerilmeyen rahim içi araca bağlı olarak kadınlarda;

    1. Aşırı adet kanamaları
    2. Ara kanamalar
    3. Kasık ağrıları görülebilir.
    4. Progesteron hormonu içeren rahim içi araçların, standart olanlara üstünlüğü kanama problemlerine yol açmamasıdır.

    Kombine Doğum Kontrol Hapları
    Günümüzde gelişmiş ülkelerde en sık kullanılan, östrojen ve progestoron hormonu içeren, etkin ve güvenilir yöntem olan doğum kontrol hapları seçilmeden önce kadın genel bir jinekolojik değerlendirmeden geçmeli, PAP smear’i yapılmalı ve uygun ilaç doktor tarafından önerilmelidir. Hapa adetin ilk günü başlanır ve 21 gün süreyle ara vermeden günde bir tablet alınır, 7 günlük arayı takiben tekrar hapa başlanır. Kadın ara verdiği 7 günlük dönemde adet görür

    . Kadın ilacı korunmayı düşündüğü süre boyunca 21 gün ilaç, 7 gün ara şeklinde kullanır. İlaç kullanılırken en önemli olay günlük tabletleri unutmamaktır çünkü unutulduğunda koruyuculuk etkinliği azalır. İlaç bırakıldıktan kısa bir süre sonra kadın ilaç öncesi doğurganlık kapasitesine ulaşır. Sigara içen 35 yaş üstü kadınların kullanması pek tavsiye edilmez.

    Hormon Enjeksiyonları

    Aylık ve üç aylık enjeksiyon olarak uygulanır. Aylık iğneler 28 günde bir uygulanır ve östrojen ve progesteron hormonu içerir. İlaç kullanımının ilk aylarında düzensiz kanamalarla karşılaşılabilinir. Etkileri kombine doğum kontrol haplarına benzer, günlük hap alımını unutabilecek olanlara önerilir. Üç aylık iğneler sırf progesteron hormonu içerir. Kullanımları esnasında adet düzensizlikleri ve tamamen adetten kesilme gibi şikayetler görülebilir. Bu ilaç daha çok emziren anneler için uygun bir seçenektir. Her iki ilaç da bırakıldıktan kısa bir süre sonra kadın normal doğurganlık kapasitesine ulaşır.

    Norplantlar ( Hormon İmplantları )

    Lokal anasteziyle kolun iç yüzüne yerlştirilen ve prgesteron hormonu salan kapsüllerdir. Ara kanamaları ve adetten tamamen kesilme görülebilir. Etkinlik süreleri beş yıldır. Çıkartılmaları için de cerrahi müdahale gereklidir.

    Cerrahi Sterlizasyon (Ameliyatla Kısırlaştırma)

    Cerrahi kısırlaştırma hem erkek, hem de kadın için uygulanan ancak geri dönüşümsüz olarak kabul edilmesi gereken bir yöntemdir. Çocuk sayısını tamamlamış olan ve ileriki hayatında kesinlikle çocuk düşünmeyen kişiler için uygun olan bir yöntemdir. Kadınlar için uygulanan yöntem tubal sterlizasyon (tüplerin bağlanması), erkekler için ise vasektomi (üreme kanalının bağlanması) ‘dır.

    Prezervatif

    Erkekler için, günümüzde mevcut tek geri dönüşümü mümkün olan yöntem. Doğum kontroluna ilave olarak cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyucu etkisi de vardır. Her ilişki sonrasında prezervatifin yırtık yönünden kontrol edilmesi önemlidir.

    Persona digital kontrol
    Bilinen tüm doğum kontrol yöntemlerinde vücuda yerleştirilen bir araçtan, ilaçtan, cerrahi müdahalelerden bahsettik. Persona, vücuda içeriden veya dışarıdan bir ilaç alınmadan ya da herhangi bir madde kullanılmadan çözüm sunan ve bu özelliği ile “dünyanın en doğal doğum kontrol yöntemi” olarak tanımlanan doğum kontrol yöntemidir. Prezervatif, rahimiçi araç ve doğum kontrol haplarını kullanmadan sadece stick’lerinin üzerinde idrar testi yaparak sonuca ulaşır.

    Normal Laboratuarların yaptığı doğum kontrol için çok önemli olan iki hormonu (LH ve Östrojen) günlük idrar testleri ile ölçebilen Persona, laboratuarda yapılan testlerle % 99,7 oranında benzeşir. Tehlikeli gündeyseniz kırmızı, serbest gündeyseniz yeşil ışık yakarak şüpheye yer bırakmadan “konforlu bir cinsel hayat” olanağı sağlar. 35 yaş üzeri ve sigara kullanan kadınların doğum kontrol haplarını kullanmaları sakıncalı. Bu noktada da persona önemli bir yer teşkil ediyor.

  • Kanser İlacı Tüp Bebek İçin Umut mu ?

    Kanser İlacı Tüp Bebek İçin Umut mu ?

    Meme kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar, özelikle yumurtalık rezervi azalmış hastaların tüp bebek tedavisinde başarı şansını artırıyor. Bahçeci Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ, ‘’ Meme kanseri tedavisinde amaç yükselen östrojen hormonu değerinin düşürülmesidir. Çünkü bu hormon kanseri tetikler. Östrojen hormonu üretimi frenlendiğinde beyinde yumurtlama hormonu harekete geçer, bu da gebe kalma şansını artırır.’ dedi.

    Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların tüp bebek tedavisinde gebe kalma şansını artırdığını biliyor musunuz? Nasıl mı? Bahçeci Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ konuya şöyle açıklık getirdi:

    Meme kanseri, halk arasında kadınlık hormonu olarak bilinen östrojen hormonuna hassastır. Çünkü östrojen hormonu meme kanserinin gelişimini tetikleyebilir. Bu amaçla meme kanseri tedavisinde vücuttaki östrojen hormonu azaltılmaya çalışılır. Kadınlarda östrojen, erkeklik hormonu androjenlerden üretilir. Son 15 yılda popüler olan östrojen hormonun androjenlerden üremesini engelleyen ilaçlar meme kanseri tedavisinde de başarıyla uygulanmaktadır. Östrojen hormonun bir diğer etkisi; kadında seviyesi yükseldikçe yumurtalıkların gelişmesini engellemesidir. Başka bir deyişle östrojen hormonunun üretilmesine azaltacak olursak beyinde yumurtaları uyarmak için daha fazla faktör salgılanır. Tüp bebek tedavisine başvuran hastaların yüzde %30’unda yumurtalık rezervi azalmış olduğu dikkate alındığında bu tedavi umut vericidir. ‘’

    Tedavi Masraflarını Düşürüyor, Gebelik Şansını Artırıyor !

    Doç. Dr. Ulun Uluğ, meme kanseri kullanılan ilaçların tüp bebek tedavisinde masrafları düşürürken başarıyı artırdığını söyledi. Uluğ, ‘’Meme kanseri menopoz çağındaki kadınlarda daha yaygın görülür. Bu tip ilaçlar menopoz çağındaki kadınlarda kullanıldığında yeniden yumurtladıkları gözlemlenmiştir. Buradan yola çıkarak özellikle 1990’lı yılların sonunda Kanada’da tüp bebek tedavisi için meme kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar uygulanmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Son yıllarda gerek tedavi maliyetlerini düşürmek gerek yumurtalık rezervi azalmış hastalarda başarı şansını artırmak amacıyla tüp bebek tedavilerinde biz de bu ilaçları kullanılıyoruz. İlk çocuk doğurma yaşının artığı dönemde yaşadığımız için özellikle ileri yaş ve yumurtalık rezervi azalmış kadınların tüp bebek tedavisine başvurma oranları artmıştır. Bu grup hastalarda alternatif tedavi olarak bu yol izlenebilir. Bir haftadan daha kısa uygulandığı için hastalarda herhangi bir yan etki veya kanser geliştirme etkisi olmamaktadır. Ayrıca daha önce geçirilmiş kanser hikayesi olan örneğin; rahim veya meme kanseri hastalarda tüp bebek tedavisi uygulanmak istediğinde vücutta östrojen hormonun yükselmemesi için bu ilaç rahatlıkla kullanılmakta ve hastalarda kanser tekrarlama riskini ortadan kaldırmaktadır. “ dedi.