Etiket: vitaminler

  • İdeal kilo ile hamile kalın

    İdeal kilo ile hamile kalın

    Hamile kalmaya karar vermeden önce, anne adaylarının ideal kilolarına ulaşmaları çok önemli…

    Her kadın “Hamile kaldığımda çok kilo alacak mıyım, daha sonra bu kiloları verebilecek miyim?” sorusuna odaklanır. Ancak hamile kaldıklarında ideal kilolarında olup olmadıklarını pek önemsemezler. Aslında anne adayının da doğacak bebeğin de sağlığı açısından önemli unsurlardan biridir, anne adayının ideal kilosunda olmasıdır.

    Memorial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Asena Ayar hamileliğe kilolu ya da normal kilosunun altında başlayan anne adayları ve hamilelik döneminde normalin üzerinde kilo alan annelere bazı önerilerde bulunuyor.

    Fazla Kilo, Çocuk Sahibi Olmayı Olumsuz Etkiliyor
    Fazla kilo ile yumurtlama problemleri, kıllanma ve insülin resistansı arasında yakın bir ilişki olduğu ve bunların çocuk sahibi olmayı olumsuz etkilediği ispatlanmıştır. Öyle ki, kadında adet düzensizliği ya da yumurtlama problemleri var ise, sadece kilo vererek ve egzersiz yaparak, adetler düzenlenebilir, kiloya bağlı kan metabolizması değişiklikleri geriye döndürülebilir.

    Hamilelik Öncesi Fazla Kilolarınızdan Kurtulun 
    Fazla kilolu olarak hamile kalırsanız;
    – Hamileliğiniz sırasında kronik hipertansiyona yakalanma oranınız yükselir.
    – Preeklampsiye (hamilelik zehirlenmesi) yakalanabilirsiniz.
    – Hamilelik şekeri riskiniz artabilir.
    – Kilolu bebek doğurabilirsiniz.
    – Ölü doğum gerçekleştirebilirsiniz.
    – Yüksek olasılıkla sezaryenle doğum yapmanız gerekir.
    – Doğum sonrası kanamalarınız, alt karın, idrar yolu, yara yeri enfeksiyonlarınızın olma olasılığı fazladır.
    – Bebeğinizde beyin-omur-omurilik bozuklukları, karın duvarı, kalp anormallikleri ve birçok başka anormalliklerin görülme olasılıkları artabilir.

    Bu sebeple fazla kilolu anne adaylarına, hamilelik öncesinde anne adaylarının yağdan fakir, liftten zengin diyet uygulayarak ve egzersiz yaparak kilo vermesi önerilir. Bu diyeti yaparken anne adayının doktorundan ya da bir beslenme-diyet uzmanından bilgi alması çok önemlidir. Çünkü bilinçsizce yapılan diyetler gebe kalma şansınızı azaltabilir.

    Çok Zayıf Anne Adayları da Dikkatli Olmalı
    Hamilelik döneminde kilo artışına dikkat edilmesi gerektiği gibi, hamilelikten önce de anne adayının ideal kilosunda olması oldukça önemli. Ancak sadece fazla kilolu anne adayları değil, normalin altında kiloda olan anne adayları da dikkatli olmalı. “Aşırı zayıflık da hamilelik şansını tehlikeye atıyor” bunu unutmayın! Ayrıca zayıf kadınlarda, yetersiz beslenmeye bağlı olarak vitamin ve mineral eksiklikleri sıklıkla görülür. Bu sebeple, hamile kalmaya karar vermeden 3 ay ile 1 yıl önce uygun bir beslenme programı ile ideal kilonuza ulaşın. Anne adaylarına önerimiz vücut kitle indeksleri 18,5-24,9 kg/m2 arası, yani normal kilolu olarak hamileliğe başlamalarıdır.

    Hamilelik Döneminde İki Kişilik Yemek YEME!
    Hamilelik öncesinde anne adayının ideal kilosunda olması kadar hamilelik sırasında da kontrollü yemek yemesi ve beslenmesine dikkat etmesi de çok önemlidir. Hamilelik sırasında çok ve tek taraflı beslenmekten uzak durup temel besin gruplarından gün içerisinde yeterli ve dengeli almak gerekiyor. Üstelik sanılanın aksine ‘iki kişilik’ yemek de gerekmiyor. Hamilelik sürecinde fazla kilo almayı engellemek için yapılması gereken ilk şey; hangi besinlerden ne kadar tüketeceğinizi öğrenmek.

    Hamilelik döneminde önerilen; tüm temel besin maddelerinden yeterli ve düzenli olarak alarak ideal beslenme şeklini oluşturmaktır… Proteinler, yağlar, karbonhidratlar, vitaminler ve mineraller olarak tanımlanan temel gıdalardan dengeli bir şekilde almak hamilelik sürecinden önemlidir. Besin değeri düşük gıdaları fazlaca tüketmek, gereksiz kilo almaktan başka bir işe yaramaz. Uygun beslenme planı için doktorunuzun ya da bu konuda uzman bir diyetisyenin önerilerinden yararlanmanızda fayda var.

    Hamilelik döneminde kişiden kişiye değişse de normal kilo alımı oranı 10 – 12 kilo arasında değişir.Ancak bu, anne adayının hamilelik öncesi kilosu ve boyu, yaşı, daha önce sahip olunan bebek sayısı, iştahı, metabolik bir hastalığının (diyabet vs.) olup olmadığı, sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri, günlük fiziksel aktivitesine göre değişebilir.

    “Zayıf Hamilelik” Modasını da Takip Etmemeli
    Hamilelik döneminde bilinçsizce besin değeri düşük gıdaları, aşırı şekilde tüketerek fazla kilo almak kadar, formunu kaybetmemek için az beslenmek de zararlıdır. Son yıllarda giderek yayılan zayıflama trendi, anne adaylarını da etkisi altına almaya başladı. Hamilelik sürecinde fazla kilolardan korkan anne adayları, formlarını kaybetmemek için bilinçsiz diyetler yaparak zaman zaman bebeklerinin hayatlarını tehlikeye sokabiliyor. Bebeğin büyümesi, sağlıklı olması, ruhsal, fiziksel yönden iyi gelişmesinin anne adayını sağlığı ve beslenmesiyle doğru orantılı olduğu unutulmamalıdır.

    Ender Saraç’ın Hamilelik diyeti yazısı için tıklayın…
    Hamile Diyet 2013 Listesi için tıklayın…
    Emziren Anne Diyeti için tıklayın…

  • Hamilelikte kullanılan ilaçlar ve vitaminler

    Hamilelikte kullanılan ilaçlar ve vitaminler

    Gebelik sırasında anne adayının hiçbir şikayeti olmasa bile rutin olarak kullanması gereken bazı ilaçlar ve vitaminler vardır. Ayrıca gebelik sırasında meydana gelen şikayetler ve bazı hastalıklar karşısında gerektiğinde kullanılan bazı ilaçlar vardır. Normal insanlarda kullanılan her ilaç gebelikte rahatlıkla kullanılamaz çünkü ilaçların da çoğu plasentadan bebeğe geçerek bebeğe zarar verebilirler, bazı ilaçlar ise bebeğe geçmez veya geçse bile zarar vermez hatta faydalı olabilir. Bu nedenle gebelikte vitaminler dahil en basit ilaç bile doktora danışmadan asla kullanılmamalıdır. Bu konu ayrı bir başlık altında anlatılmıştır buradan ulaşabilirsiniz.

    Gebelikte kullanılan vitaminler:
    Gebelikte mutlaka kullanılması gereken vitamin FOLİK ASİTtir. Hatta en doğru ve faydalı olanı folik asiti gebelik başladıktan sonra değil gebe kalmadan önce kullanmaya başlamaktır. Gebe kalmadan en az 3 ay önce folik asit kullanılması ve gebelik oluştuktan sonrada 3. ay bitene kadar devam edilmesi önerilir. Bu nedenle gebelik planlayan kişinin henüz gebe kalmadan folik asit almaya başlaması gerekir. Folik asit bebekte nöral tüp defekti denilen anomalinin önlenmesi içindir. Normalde günde 0.4 mg (400 mcg) folik asit yeterli iken daha önce nöral tüp defektli bebek doğuran ve risk grubunda olan kişiler için (epilepsi ilacı kullananlar, insülin kullanan diabetikler) bu doz 4 mg (4000 mcg) olmalıdır. Folik asit kullanılmasının arada 1-2 gün unutulması durumda bir sakınca olmaz yine de düzenli hergün alınması önerilir.

    Folik asit dışındaki vitaminler ve MULTİVİTAMİN preperatları gebelikte kullanılması şart olmayan ilaçlardır. Bu ilaçlar piyasada yaygın olarak bulunur ve gebelikte kullanılmaları açısından yaygın tatıtımları yapılır. Ancak bu multivitamin ilaçlarının annede ciddi beslenme bozukluğu olmadıkça kullanılmaları şart değildir ve faydaları gösterilmemiştir. Kullanılmalarında bir sakınca da yoktur. Yalnız bu vitaminlerin günde birden fazla alınması sakıncalı olabilir o yüzden doktorunuzun önerdiğinden fazla almamalısınız çünkü bazı vitaminlerin fazlası da bebeğe zarar verebilmektedir. Örneğin A vitamini. Bu nedenle gebeler için üretilen vitamin ilaçlarında A vitamini gibi vitaminler düşük dozlarda bulunur. Bu vitamin ilaçları zaman zaman mide rahatsızlığına neden olabilmektedirler.

    Diğer ilaçlar:
    DEMİR (KAN) İLAÇLARININ gebelik boyunca kansızlık olmasa dahi mutlaka doğuma kadar kullanılmaları kesin olarak önerilmektedir. Gebelik kansızlığa yatkınlık yaratan bir durumdur ve ayrıca doğum sırasında da kan kaybı yaşanmaktadır. Demir preperatları bu kansızlığı önler.

    Bunlar dışında gebelikte sık kullanılan ilaçlardan bir grup da MAGNEZYUM ve KALSİYUM (detaylı bilgi için tıklayın) preperatlarıdır. Bu ilaçların gebelik sırasında kullanılması şart değildir ancak kullanılmasında bir sakınca da yoktur. Her gebede rutin olarak kullanılması önerilen ilaçlardan değillerdir. Genellikle hafif kasılmalar ve kramplar olduğunda tercih edilirler.

    Gebelikte sık kullanılan ilaçlardan PROGESTERON hormonu içeren ilaçlar da her gebede rutin olarak kullanılması önerilen ilaçlar değillerdir. Ancak kanama, düşük tehlikesi gibi doktorun uygun gördüğü durumlarda kullanılır. Düşükleri önleme konusunda bile etkisi net kanıtlanmış ilaçlar değillerdir.

    Gebelikte AĞRI KESİCİLER rahatlıkla kullanılabilen bir ilaç grubu değildir. Genellikle ve zorunlu kalmadıkça parasetamol türevleri dışında ağrı kesiciler gebelikte kullanılmaz. Fetus üzerinde çoğunluğunun potansiyel zararlı etkileri vardır. Bu nedenle gebelikte doktorunuza danışmadan hiçbir ağrı kesici ilaç kullanmayınız.

    Bunların dışında gebelikte bulantı, kusma şikayetleri sık görüldüğü için bunlara yönelik ilaçlar gerekirse doktor tarafından reçete edilir. Gebelikte sık görülen bir durum olan idrar yolu enfeksiyonu da bazen ilaç gerektirebilmektedir. Annenin guatr, hipertansiyon, diabet, astım, migren gibi hastalıkları varsa bunlara yönelik ilaçlar konunun uzmanı doktorlar tarafından önerilerek kullanılır. Bu ilaçlar gebeliğe zararı olmayan veya en az zararı olabilecek ilaçlardan seçilir.

    Balık yağı (omega 3) tabletlerinin gebelikte kullanılması ayrı bir konuda anlatılmıştır…

    İlgili konular ;
    Hamilelik öncesi ve hamilelikte folik asidin önemi
    Hamileler A vitamini almayı ihmal etmeyin!
    Hamilelikte ağrı kesici kullanmak?

  • Anti Selülit Diyeti

    Anti Selülit Diyeti

    Anti Selülit Diyeti

    1600 kalorili toplam enerjinin % 25 yağ, % 17 protein ve % 58 Kompleks Karbonhidrat içerir.

    Toksin Atıcı Kahvaltı: 450 kalori

    1 su bardağı greyfurt suyu, 1 yemek kaşığı lor peyniri, 1 avuç içi kadar tuzsuz taze badem ve 1 ince dilim çok tahıllı kızarmış ekmek ve 1 su bardağı Fark Etmeden Diyetin Detoks Çayı

    Fark Etmeden Diyetin Detoks Çayı tarifi: 1 kupa sıcak kaynamış suya 1 dilim limon, 1 baş parmağı büyüklüğünde kuru zencefil, 1 dal veya rulo tarçın demletilir ve şekersiz kahvaltı sonrasında içilir.

    Yağ Yakıcı Ara Öğün: 60 kalori

    1 yemek kaşığı taze yaban mersini veya ¼ adet mango veya 1 küçük boy ekşi elma veya 6 adet taze çilek

    Düşük Yağ İçerikli Öğle: 475 Kalori

    1 avuç içi kadar ızgara tavuk veya hindi veya mevsim balığı
    1 ince dilim çok tahıllı kızarmış ekmek
    1 kase Fark Etmeden Diyetin Selülit Önleyici Salatası

    Fark Etmeden Diyetin Selülit Önleyici Salatası tarifi: 1 orta boy tatlı kırmızı biber, ½ orta boy kabuklu havuç, 1 kase iyice yıkanmış ve ince ince doğranmış taze ıspanak, 2 orta boy dilimlenmiş taze domates ve 2 yemek kaşığı ince ince doğranmış taze rezeneyi harmanlayın üzerine 1 yemek kaşığı keten tohumu ve 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı ekleyerek servis edin.

    Tok Tutucu Ara Öğün: 60 kalori

    4 adet kuru kayısı, 2 adet kuru incir ve 5 tam taze ceviz

    Akşam: 450 Kalori

    1 küçük tabak taze bezelye veya ıspanak veya kereviz veya taze fasulye veya kabak yemeği
    1 ince dilim çok tahıllı kızarmış ekmek
    1 kase Fark Etmeden Diyetin Selülit Önleyici salatası

    Yatarken: 110 kalori

    1 su bardağı yağsız ılık süte ½ dal veya rolu tarçın ekleyip içilecek.

    Kaynak : Anti Selülit Diyeti

    İlgili konular ;
    Selülit diyeti
    Selülit’ten Kurtulma Yolları

  • Beta Karoten Nedir ?

    Beta Karoten Nedir ?

    Beta Karoten Nedir?

    Beta karoten A vitamininin öncül maddesidir. (Provitamin) Karaciğerde depolanır ve ihtiyaç duyulduğu zaman A vitaminine dönüşür. 600 e yakın karotenoid vardır. Bunların hepsi A vitaminine dönüşmez. Dönüşme oranının en fazla olduğu karoten beta karotendir.

    Karotenoidler, meyve ve sebzelere rengini veren maddelerdir.

    Beta Karoten Hangi Besinlerde Bulunur?

    Beta karoten meyve ve sebzelerde bulunur. Ispanak, marul, lahana, brokoli, kavun, şeftali, havuç, kayısı beta karoten açısından zengin besinlerdir. Genel olarak sarı, turuncu ve koyu yeşil sebzeler ile sarı turuncu meyveler beta karoten içeren yiyeceklerdir.

    Beta Karotenin Faydaları:

    – Beta karoten serbest radikallerin nötralize edilmesine yardımcı olan güçlü bir antioksidandır.

    – Bağışıklık sistemini destekleyerek vücudun enfeksiyonlara karşı mücadele etmesini sağlar.

    – Kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Ağız, göğüs, mide, kalın bağırsak, serviks, yemek borusu gibi kanser türlerinin görülme sıklığının yetersiz beta karoten alımıyla ilişkisinin olduğunu tespit eden araştırmalar vardır.

    – Kalp damar hastalıklarını önleyici etkisi vardır. Damar sertliğini ve kalp krizi riskini azaltır.

    – Katarakt oluşumunu engelleyebileceği yine yapılan bazı araştırmalarda görülmüştür.

    Beta Karoten Günlük Kullanım Dozu:

    A vitamini için RDA (Önerilen Günlük Kullanım) değeri günlük 4,000-5,000 IU dür. Beta karoten için resmi bir RDA yoktur ancak 10,000 ve 15,000 IU arası RDA değerinin eşdeğeridir. Beta karotenin 3 mg’ı A vitamininin 5000 IU değerinin karşılığıdır. Genel olarak tavsiye edilen günlük doz 6-12 mg (10.000 IU-20.000 IU) beta karotendir.
    Beta karoten E ve C vitaminleriyle birlikte kullanıldığında etkisi daha da artar.

    Beta Karoten Zararları:

    – Sigara içenlerin beta karoten takviyeleri almamaları gerektiğine dair yapılan uyarılar vardır. Sigara içimi ile birlikte beta karoten takviyesi alımının akciğer kanseri olasılığını artıracağı belirtilmektedir.

    – A vitamini yüksek dozlarda alındığında toksik ( zehirleyici) etki yapar. Oysa Beta karotenin yüksek dozlarda alımında bile toksik etkisi olmadığı düşünülmektedir. 50 mg’a kadar yüksek doz alınmasıyla yapılan araştırmalarda toksik etki görülmemiştir.

    – Beta karoten açısından zengin yiyeceklerin veya beta karoten takviyelerinin aşırı miktarda alınması cilt renginde koyulaşmaya sebep olabilir.

    – Yüksek dozajlı takviye kullanılması uzun vadede sağlık riskleri oluşturabilir ve sadece belirli eksiklik durumlarında düşünülmelidir.