Etiket: vajinismus tedavisi

  • Vajinismus Tedavisi – Parmak Egzersizleri

    Vajinismus Tedavisi – Parmak Egzersizleri

    Bireysel Parmak Egzersizleri

    1. Parmak egzersizi öncesi gevşeme egzersizi yapmanız gerekiyor. Egzersiz boyunca gevşek olmaya ve gevşekliği korumaya çalışın.
    2. Öncelikle bebek yağını elinize ve vajinanıza sürün. Bir elinizle klitorisinizi bulun, belli bir ritimde ve basınçta okşayın. Diğer elinizle göğüslerinizi veya hoşunuza gidecek bir başka bölgenizi okşayın.
    3. Uyarıldığınızı düşündüğünüzde vajina deliğine dokunun. Parmaklarınızı vajen deliğinin etrafında daire hareketleri yaparak uyarıya devam edin.
    4. Sulanma olduğunda iyice kayganlaştırılmış serçe parmağınızın ucunu ilk boğuma kadar sulanmış vajeninize sokun. Kendinizi rahat ve gevşemiş hissedene kadar orada tutun ve bekleyin. Daha sonra daire hareketi yapın.
    5. Rahatsanız ikinci boğuma kadar sokun. Yine bir süre bekleyin ve daire hareketi yapmayı unutmayın!
    6. Hala rahatsanız tamamını sokun, bekleyin ve daire hareketleri yapın. Hiç rahatsızlık duymayana kadar egzersize devam edin.
    7. Aynı egzersizi daha kalın bir parmak olan orta parmakla tekrarlayın.
    8. Aynı egzersizi işaret ve orta parmaklarınızı birleştirerek iki parmakla tekrarlayın. Daha sonra eşli egzersize geçin.

    Eşli Parmak Egzersizler

    1. Egzersiz öncesi eşinizle birlikte gevşeme egzersizi yapın.
    2. Eşinizle sevişin. Onun sulanmasını sağlayın.
    3. Bebek yağını elinize ve eşinizin vajinasına sürün. Bir elinizle klitorisini bulun, belli bir ritimde ve basınçta okşayın. Diğer elinizle eşinizin göğüslerini veya hoşuna gidecek bir başka bölgesini okşayın.
    4. Uyarıldığını düşündüğünüzde vajen deliğine dokunun, parmaklarınızı vajen deliğinin etrafında daire hareketleri yaparak uyarıya devam edin.
    5. Sulanma arttığında işaret parmağınızı ilk boğuma kadar eşinizin vajenine sokun. Eşiniz kendini rahat ve gevşemiş hissedene kadar orada tutun ve bekleyin.
    6. Daha sonra daire hareketi yapın.Eşiniz rahatsa ikinci boğuma kadar sokun. Yine bir süre bekleyin ve daire hareketi yapın.
    7. Hala rahatsa tamamını sokun, bekleyin ve daire hareketi yapın.Eşinizden gevşemesini ve vajinasını çevreleyen kasları sıkıp gevşetmesini isteyin. Parmağınızın sıkıldığını hissedin.
    8. Eşinizin de parmağınızı sıktığında içinde hissetmesini isteyin.
    9. Sonra parmağınızı çok yavaşça ileri geri hareket ettirin ve hızınızı eşinizi rahatsız etmeyecek kadar arttırın.
    10. Daha sonra aynı egzersizi işaret ve orta parmaklarınızı birleştirerek iki parmakla tekrarlayın. Daha sonra penis egzersize geçin.

    Birkaç hafta yapılan parmak egzersizlerinden sonra sınırlı penis girişi egzersizine geçilir. Sınırlı penis girişi egzersizinde kadının tamamen uyarılmış olmasından ve ekstra kayganlaştırıcı kullanıldıktan sonra, onun istediği kadar yavaş ve nazik olarak hareket etmesine imkan veren kadının üstte olduğu pozisyon seçilir. Başlangıçta fazla sert girmeyip penisin vajinasında bulunmasından kaynaklanan duygulara alışması sağlanır. Bu amaçla önce penis başı vajenin içine yerleştirilir.

    Sınırlı Penis Girişi Egzersizleri

    1. Egzersiz öncesi eşinizle birlikte gevşeme egzersizi yapın.
    2. Eşinizle sevişin. Onun sulanmasını sağlayın.
    3. Bebek yağını elinize ve eşinizin vajinasına sürün. Bir elinizle klitorisini bulun, belli bir ritimde ve basınçta okşayın. Diğer elinizle eşinizin göğüslerini veya hoşuna gidecek bir başka bölgesini okşayın.
    4. Uyarıldığını düşündüğünüzde vajen deliğine dokunun, parmaklarınızı vajen deliğinin etrafında daire hareketleri yaparak uyarıya devam edin.
    5. Sulanma arttığında sırt üstü yatın. Eşiniz üste dizleri bedeninizin her iki tarafında olmak üzere diz çökmesini sağlayın.
    6. Eşiniz rahatsa penis başını biraz aşağı doğru indirerek vajenin girişine yerleştirin.
    7. Hala rahatsa tamamını penis başını vajene sokun, bekleyin.
    8. Herşey yolundaysa eşinizden kalçasını ileri doğru hareket ettirerek penisinizi tamamen içine almasını isteyin ve yine bekleyin.
    9. Eşinizden gevşemesini ve vajinasını çevreleyen kasları sıkıp gevşetmesini isteyin. Penisinizin sıkıldığını hissedin. Eşinizin de penisinizi sıktığında içinde hissetmesini isteyin.
    10. Sonra eşinizden kalça hareketleri ile çok yavaşça ileri geri hareket etmesini isteyin ve eşinize hızını kendini rahatsız etmeyecek kadar arttırması yönünde telkinde bulunun.
    11. Daha sonra aynı egzersizi her gün tekrar edin.
    Vajinismus Tedavisi
    Vajinismus Tedavisi – Parmak Egzersizleri
  • Polikistik Over Sendromu Nedir ?

    Polikistik Over Sendromu Nedir ?

    Polikistik Over Sendromu Nedir ? | 1Polikistik Over Sendromu (PCOS); merkezi sinir sistemi, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü bezleri ve diğer dokular arasındaki etkileşimşerin bozulmasına bağlı olarak üretkenlik döneminin herhangi bir bölümünde ortaya çıkabilen karmaşık bir hastalıktır. Hastalar genellikle adet düzensizliği(adet gecikmesi, az adet görme veya hiç adet görememe), aşırı tüylenme, sivilcelenme ve kısırlık gibi şikayetlerle doktora başvururlar. Hastalığın oluşmasında genetik faktörlerin yanında beslenme ve egzersiz gibi çevresel faktörlerin de rolü olduğu düşünülmektedir. Özetle Polikistik Over Sendromu tanısı alan kişilerde adet düzensizliği ve buna bağlı yumurtlama bozuklukları, aşırı tüylenme ve sivilcelenme gibi kozmetik sorunlar, kısırlık problemi ile artmış rahim ve meme kanseri, diyabet ve kalp- damar hastalığı riski bulunmaktadır.

    PCOS olan kadının ailesinde de aynı risklere sahip olduğu ve bazı genlerin sorumlu olduğu sanılmaktadır. Polikistik over sendromunun kadının hayatının hangi döneminde başladığı bilinmemektedir. Bazı araştırmalarda anne karnında bazı araştırmalarda ergenlik döneminde başladığı savunulmuştur.

    Normalde adet döngüsünün ilk gününden itibaren olgunlaşmaya başlayan yumurta hücresinin gelişiminin yarıda kalması, yeterli büyüklüğe erişip çatlayamayarak her defasında yumurtalıklardan birinde milimetrik boyutlarda bir kistin oluşmasıyla sonuçlanmaktadır. Yumurtanın çatlayamaması adet görmek için gerekli hormon seviyesinin tamamlanamayarak adetin gecikmesine ve bir dizi hormonal bozukluğun oluşmasına neden olmaktadır. Hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olan esas olay kadınlarda hakim olması gereken östrojen hormonu yerine erkeklere özgü karakterlerin gelişmesini sağlayan androjen hormonunun fazla salgılanmasıdır.

    Polikistik Over Sendromu Nedir ? | 2

    Polikistik Over Sendromlu hastaların %90’ında aşırı kilo, adet düzensizliği(adet gecikmesi, az adet görme veya hiç adet görememe), aşırı tüylenme, sivilcelenme gibi problemler vardır. %10 hasta ise zayıf olup yumurtalıkarı ilaçla tedavi edildiğinde aşırı uyarılmaya bağlı ‘aşırı uyarılmış yumurtalık sendromu’, çoğul gebelik veya düşük riski ile karşılaşmaktadır.

    Polikistik Over Sendromlu hastalara yaklaşırken hastalar aşağıda belirtilen 4 gruba ayrılarak incelenirler:

    1.GRUP: Adolesan (ergenlik döneminde olan) Polikistik Over Sendromlu hastalar

    Bu gruptaki hastalar çocukluktan veya ergenlik döneminden itibaren kilo almaya başlayan, adet düzensizliği, aşırı tüylenme, sivilcelenme gibi problemleri olan hastalardır. Bu hastalar tanısı konulduktan sonra uygun bir egzersiz ve diyet programına alınır. Tüylenme, saç dökülmesi, ciltte aşırı yağlanma ve sivilcelenme gibi kozmetik problemler için gerekli tıbbı tedavinin yanında lazer gibi kozmetik yöntemler birlikte uygulanmalıdır. Ayrıca hormon bozukluğu ve adet düzensizliği varsa uygun hormon tedavileri başlanabilir.

    2.GRUP: Cinsel olgunluk döneminde olup bekar veya çocuk problemi olmayan Polikistik Over Sendromlu hastalar

    Bu hastalarda ilk önce hasta aşırı kilolu ise Beden Kitle indexi (BKİ= Kilo/(Boy²)) 25 kg/m² değerine ulaşılması hedeflenerek uygun bir egzersiz ve diyet programına alınmalıdır. Tüylenme, saç dökülmesi, ciltte aşırı yağlanma ve sivilcelenme gibi kozmetik problemler için gerekli tıbbı tedavinin yanında lazer gibi kozmetik yöntemler birlikte uygulanmalıdır.
    Bu gruptaki zayıf hastalarda ise tanı aşamasında belirtilerin karışması riski olduğu için erkeklik hormonu (androjen) salgılayan tümörler ve Cushing Sendromu ve Konjenital adrenal hiperplazi gibi hastalıklar dışlanmalıdır.

    3.GRUP: Cinsel olgunluk döneminde olup çocuk sahibi olamayan Polikistik Over Sendromlu hastalar

    Bu gruptaki hastalar hekimleri tedavi konusunda en çok zorlayan hastalardır. 1yıllık korunmasız ilişkiye rağmen gebelik elde edilemeyen hastalarda öncelikle erkek faktörü değerlendirilip gerekli tedaviler yapılır. Daha sonra tüplerin açık olup olmadığını anlamak için rahim filmi çektirilir. Soruna yönelik tedavi planlanır. Eğer çiftlerde sperm testi normal, rahim filminde de tüpler açıksa birinci basamak tedavi hastanın mevcut kilosunun en az %5’inin verdirilmesidir. Bu şekilde hastaların %30-40’ı gebe kalmaktadır.

    Bu gruptaki zayıf ya da kilo verip de gebe kalamayan aşırı kilolu hastalarda ikinci basamak tedaviye geçilerek Klomifen Sitrat ya da Aromataz İnhibitörleri denilen ilaçlarla yumurtlama tedavisi yapılır. Bu yöntemlerle hastaların %60-70’inde yumurtlama oluşurken %20-30’unda tedaviye direnç gelişmektedir.

    Yumurtlama olmuşsa %40-50 gebelik gerçekleşmektedir. İşte tedaviye dirençli bu hastalara ya iğne ile yumurtlama tedavisi yapılmakta ( çoğunlukla aşılama tedavisi ile desteklenerek) ya da laparaskopik (kapalı) yöntemle yumurtalara 4-5 adet pencere açılmasıyla yapılan Laparaskopik Ovaryan Drilling yöntemi uygulanmaktadır. Burada tedaviyi belirleyen ana noktalar hastanın kilosu, erkeklik hormon düzeyleri ve kullanılan ilacın miktarıdır.

    Günümüzde bu grup hastalarda AMH (Antimüllerian Hormon) isimli hormon tedaviyi belirlemede oldukça etkin bir rol oynamaktadır. AMH hormonu 3.8 değerinin üzerinde ise bu hastalara Laparaskopik Ovaryan Drilling operasyonu yapılmalıdır. Eğer AMH 3.8’in altında ise aşılama ve tüp bebek yöntemleri bu hastalarda daha etkili olabilir.

    Bir kez daha altını çizelim ki iğneyle yapılan tedaviler aşılama ile birleştirilmezse tedaviye yanıt azalır.

    İğne ile yapılan tedavilerde düşük, çoğul gebelik ve yumurtalıkların aşırı uyarılması beklenen riskler olup, çok deneyimli endokrin bilgi ve becerisine sahip jinekologlar tarafından yapılmalıdır.

    Ayrıca klomifen sitrat tedavisine 6 aydan uzun süre devam edilirse yumurtalık kanserine başlangıç olan gelişmelerin artacağı konusunda da kuvvetli kanıtlar bulunmaktadır.

    3 defa aşılama tedavisine yanıt vermeyen çocuksuz hastalarda bundan sonraki basamak tüp bebek tedavisi olmalıdır. Tüp bebek tedavisinde yumurtalar uyarılırken çok dikkatli bir tedavi rejimi uygulanmalı, tedavi sonucu yumurtalıkların aşırı uyarılması sendromundan kaçınılmalıdır.

    Polikistik over sendromlu hastalarda tüp bebek tedavisi uygulanması gereken durumlar aşağıda sıralanmıştır:

    – Gebelik elde edilemeyen ilaç( klomifen sitrat) veya iğne(FSH) tedavileri
    – Tüplerin yapışık veya tıkalı olduğu durumlar
    – Evre 3-4 endometriozsis(Çikolata kisti)
    – Genetik tanı yapmayı gerektiren hastalık geçirme öyküsü
    – Erkek kaynaklı kısırlık
    – İleri anne yaşı

    Bu aşamada Laparaskopik Ovaryan Drilling operasyonu ve İn vitro-matürasyon (IVM) denilen ilaçsız tüp bebek tedavileri de diğer seçenekler olarak göz önünde bulundurulmalıdır. IVM, yumurta toplama işleminden sonra olgunlaşmamış yumurtaların laboratuvar ortamında olgunlaştırılarak mikroenjeksiyon uygulamasının yapılmasıdır. Olgunlaşmamış oositlerin laboratuar ortamında olgunlaştırılması işlemine in vitro matürasyon (IVM) adı verilmektedir. Bu yöntem ile hormon preparatlarının kullanımına bağlı kilo alma, karında şişlik, göğüslerde gerginlik, sinirlilik, bulantı, kusma gibi istenmeyen yan etkiler görülmemektedir. Ayrıca maliyeti çok yüksek olan hormon preparatları kullanılmadığından tedavi daha ucuza mal olmaktadır. Laparoskop ile yumurtalıklara 4-5 adet pencere açılması daha önce aşırı yumurtalık uyarılması, olgun olmayan yumurta elde edilmesi, AMH’nın 4’ün üzerinde olması durumlarında düşünülmesi gereken bir tedavi yöntemidir.

    4.GRUP: İleri yaştaki çocuk sahibi olmuş veya çocuk problemi olmayan Polikistik Over Sendromlu hastalar

    Bu gruptaki hastalarda karşılaşılan sorunlar aşağıdaki başlıklarda toplanmıştır:

    1. Şeker hastalığına yatkınlık (İnsülin direnci)

    Polikistik Over Sendromlu kadınlar şeker hastalığı(diyabet) gelişimi yönünden artmış risk altındadır. Yaş, beden kitle indeksi, artmış bel çevresi, bel/kalça oranı ve birinci dereceden yakınlarında diyabet öyküsü PCOS’ta diyabet risk faktörleri arasındadır. Polikistik over sendromunda insülin direnci temel rol oynamaktadır. İnsülin direnci yumurtlama fonksiyonunun bozulmasına neden olarak polikistik over sendromlu hastaların çocuk sahibi olmalarını zorlaştırmaktadır.

    İnsülin direncini hesaplamak için geliştirilmiş pek çok formül bulunmaktadır. En basit hesaplama yolu açlık kan şekerinin açlık insülinine bölünmesidir. Bu değer 4.5’in altında ise hastada insülin direnci mevcut demektir, derhal insülin duyarlılığını artıran metformin gibi ilaçlara başlanmalıdır.

    2.Yüksek tansiyon ve kalp krizi riski

    Polikistik over sendromlu kadınlarda görülen obezite, şeker hastalığı,yüksek tansiyon ve yüksek kan yağlarının olması kalp krizi riskini arttırmaktadır.

    Bunlar arasında obezite en önemli risk faktörlerinden biridir. Obezite, kalbin yapısında ve fonksiyonunda çeşitli değişikliklere yol açabilir. Obezite ve hipertansiyonun birlikte bulunması kalbin yapısı ve fonksiyonu üzerine olan etkinin çok daha şiddetli olmasına neden olur. Beden ağırlığı olması gerekenin %20 üzerinde olanlarda hipertansiyon sıklığı normal ağırlıktakilerin 2 katıdır. Özellikle bel/kalça oranı artmış hastalarda kan basıncı yüksekliği ile yakından ilişkilidir.

    PCOS’lu kadınlarda artmış insülin direnci kan yağlarının yükselmesine sebep olmaktadır. Kanda kötü kolesterolde(LDL) iyi kolesterole (HDL) oranla artış olması polikistik over sendromlu kadınlarda damarlarda sertleşme (ateroskleroz) riskini ortaya çıkarır. Bu durumda kadınlarda felç ve kalp krizi riski oluşmaktadır. Özellikle insülin direnci mekanizması genel olarak kanda pıhtılaşma eğilimi yaratmakta ve damar tıkanıklığı oluşma riskini artırmaktadır.

    3.Rahim kanseri riski

    Polikistik over sendromlu kadınlar rahim kanseri riski taşımaktadırlar. Endometrium (Rahim iç tabakası ) kanseri kadınlarda görülen kanserler arasında ikinci sıradadır. Obezite, düzenli olarak rahim iç tabakasının adet kanaması ile dökülememesi ve çocuk doğurmamak kanser riskini arttırmaktadır.

    PCOS’de rahim iç tabakasının yüksek östrojen düzeyine maruz kalınması ve yumurtlama olmadığı için progesteron hormonunun koruyucu etkisinin ortadan kalkması nedeni ile kanser riski artmaktadır. Polikistik over sendromu olan kadınların adet kanaması olması için ilaç kullanmaları bu riski azaltmaktadır. Hormon tedavisi almak istemeyen kadınlarda belirli aralıklarla endometrial kalınlık değerlendirmesi için ultrason yapılmalıdır. Endometrial kalınlığın adet sonrası azalmaması durumunda endometrial biyopsi (rahim iç zarından parça alınması) yapılmalıdır.

    SONUÇ:

    PCOS hastaları asla hastalıklı bir insan psikolojisine kapılarak hayatı kendilerine yaşanmaz hale getirmemelidirler. Görme sorunu olan bir insan gözlük takarak yaşama nasıl uyum sağlıyor ise PCOS hastaları da diyet ve egzersizle kilo kontrolü yaparak, zamanında doktora başvurup problemine çözüm üreterek istediği sayıda çocuk sahibi olup tamamen normal bir yaşam standardı yakalayabilirler

    Prof.Dr.Recai PABUÇCU

  • Vajinismusun iğnesi, ilacı yok; hipnozu, EFT’si var…

    Vajinismusun iğnesi, ilacı yok; hipnozu, EFT’si var…

    Vajinismusun iğnesi, ilacı yok; hipnozu, EFT’si var… | 310 Kadından birinde görülen ve gittikçe daha büyük oranda boşanma sebebi olarak ortaya çıkan vajinismus tedavisinde, hipnoz ve EFT ile başarılı sonuçlar elde etmek mümkün.

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Ayşe Duman, “ tedavide amaç sadece cinsel birleşmeyi sağlamak değildir. Birleşmeyi engelleyen zihinsel sorunlar çözülmedikçe, vajinismus ile başlayan ve boşanma sebepleri arasında büyük bir oran teşkil eden cinsel sorunları atlamış oluruz.” dedi. “Vaginismus zihnin cinselliği algılaması biçimiyle ortaya çıkan ve kadının erkeği kendi içine alamaması olarak şekillenen bir sorundur “ şeklinde konuşan Dr. Ayşe Duman, genç kızlar üzerindeki baskının hastalığın görülme sıklığını arttırdığını da ifade etti.

    Genç kızlar üzerindeki ilk gece baskısı vajinismusu arttırıyor…

    Dr. Ayşe Duman, “Çoğu genç kız evlilik hazırlığı heyecanına ilk gece korkularını katar. Çünkü duyduğu ilk gece hikayeleri hep acılı ve kanlıdır. Cinsel kimliği ile barışık ve bilinçsel düzeyde cinselliğin ne olduğunu bilen, kendi istek ve arzularına kulak veren genç bayanlar bu korkulara pek de pabuç bırakmaz. Asıl sorun kadın cinsel kimliği ile barışık olmayan bayanlarda ortaya çıkar. Maalesef halen bazı aileler, kız çocuklarını kız olmanın ezikliğini hissettirerek, kız olmayı utanılacak bir durummuş gibi anlatarak büyütüyor. Genel kanı, kızların cinsellikten bir beklentisi olmadığı, erkek için mübah olan her şeyin, kız için yasak ayıp ve günah olduğudur. ‘Kadının evlilikten beklentisi kocasına eş, çocuklarına anne olmanın ötesine geçmemelidir’ yönlendirmesiyle büyütülen kızlar, cinselliği mutluluk kaynağı değil, acı ve ıstırap merkezi gibi görmeye başlıyor. İlk gece vajinismus ile ortaya çıkan sorunlar evlilikle birlikte büyüyor, içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Öyle acıklı, öyle yürek burkan hikayelerle karşılaşıyoruz ki, bir doktor olarak, çözümü bu kadar basit bir sorun için bunca yaşananları görünce çok üzülüyorum”dedi.

    Kadınlar tedaviyi kocaları için istiyor…

    Dr Ayşe Duman “Vaginismus şikayeti ile gelen hastaya sorunu niçin çözmek istediğini sorduğumda aldığım cevapların yüzde 95’i ‘eşimi mutlu etmek için, eşime karşı vazifelerimi yapmak için, anne olmak için…’ şeklinde oluyor. Kadınlar çözüm noktasında bile kendi mutluluğunu yakalamak, cinsel doyuma ulaşmak gibi cevaplar vermiyor, veremiyor. Üstelik sağlıklı cinsel ilişki kuramıyor olmasına rağmen, sorunu görmezden gelip, tüp bebek yöntemi ile anne olmak isteyenlerle bile karşılaşıyorum” derken, “Vaginismus veya farklı cinsel sorunları olan kadına benim tavsiyem, cinsel sorunlarını çözmeden gebelik planlamamasıdır. Zira bu sorunlarıyla kendi çocuklarına ( kız ya da erkek) doğru model olamayacağı için, sorunlar nesilden nesile aktarılacaktır” diye konuştu.

    Vajinismusun iğnesi, ilacı yok; hipnozu, EFT’si var… | 4Bu işin iğnesi ilacı yok…

    Vajinismus tedavi edilmediği zaman evlilik için bir yıkıma dönüşüyor. Önce sadece cinselliği paylaşamayan karı-koca arasında zaman içinde, kaçınılmaz olarak bir uçurum doğuyor, iletişim kurulamıyor ve problemler birbirini izliyor. Dr. Ayşe Duman “Zihindeki algıları, duyguların bedene yansımalarını değiştirecek bir iğne-ilaç yok ama zihinsel iyileşme teknikleri dediğimiz EFT Oto Hipnoz, İmajinasyon, Dua gibi tekniklerle, eğer danışan samimiyetle zihinsel değişimi istiyor ve adım atıyorsa hak ettiği cinselliğe ulaşması mümkün oluyor. Sonuçta, evlilik bir evcilik oyunu değil, kardeş kardeş yaşama alanı hiç değil. Kadın ve erkeğin yaradılıştan var olan, temel ihtiyaçlarından birini, cinselliği meşru dairede tatmin etme alanı. Bunun içindir ki boşanmaların önemli bir yüzdesini cinsel sorunlar kapsamaktadır.” dedi

    Negatif yüklerden kurtulun cinsel sağlığa kavuşun…

    Dr. Ayşe Duman “Cinsel kimlik rollerimizin yazılımlarındaki yanlışları temizleyerek sağlıklı cinsellik yaşanabilir. Bunun için cinsel kimlik farkındalığınızı arttırma, geçmişten gelen inançlarınızın bedende oluşturduğu negatif yüklerden kurtulma çalışmaları ile hakkınız olan cinsel sağlığa kavuşabilirsiniz” şeklinde konuştu.

    Peki cinsel kimlikle barışık olmak çok mu önemli? Dr. Ayşe Duman “ Evet çok önemli” diyerek devam ediyor “Ekolojik dengeyi bozmanın bedellerini tüm canlılar tarafından nasıl ödüyorsa, beden ve ruh dengesinin bozulmasının bedelleri de ödenecektir, ödeniyor da. İnsan bedeninin sağlıklı olması, insanın huzurlu ve mutlu olması için doğasında var olan programlarının işlemesi, ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. İstediğiniz kadar suya ihtiyacınız olmadığını söyleyin, susuzluk bir şekilde kendini hissettirecektir. Kadın ve erkeğin cinsel kimliği ile barışık olup onun güzelliklerini yaşayabilmesi sağlıklı evlilik, mutlu aile yaşamı, kendileri ile barışık çocuklar yetiştirme imkanı sağlar. Geçmişte ne olduysa oldu; aileniz sizi nasıl yetiştirdiyse yetiştirdi. Sonuç olarak benim genç bayanlara tavsiyem kadınlık farkındalığını arttırarak doğal ihtiyaçlarını kendisi için isteyebilir ve ifade edebilir hale gelmesidir” dedi.

  • Çiftleri ayrılığın eşiğine getiren cinsel problemler hipnoz ve EFT ile tedavi ediliyor.

    Erkekler vajinusmus için doktora geliyor, ancak karım orgazm olamıyor diye gelen yok…

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr Ayşe Duman “Cinsel sağlık; sadece bir hastalığın ya da kusurun olmaması değildir. Cinselliğe pozitif ve saygılı bir yaklaşım içinde, zevkli, hoş, güvenli cinsel deneyimlerin önemini bilerek, bu bilince uygun davranılmasını da gerektirir” dedi.

    Kadında cinsel sağlık dendiğinde ilk akla gelen, kadının ilişkiye izin vermemesi anlamına gelen vajinismus. Kadınlar farklı sebeplerle ilişkiye hayır diyebilirler. Bunun başında kadının yetişme çağında cinselliğin, çirkin, pis, ayıp veya günah olarak tanıtılması geliyor. Tüm bunları bilinç altının yanlış kodlanması olarak değerlendiren Dr Ayşe Duman, “ Bizim yaptığımız bu yanlış kodlamaları, hipnoz ya da EFT (Duygusal Özgürlük Tekniği) yöntemleriyle değiştirmektir” şeklinde konuştu.

    Tabular, Günahlar, Yasaklar…

    Dr Ayşe Duman “ Maalesef hala insanlarda, özellikle kadınlarımızda cinsel konularla ilgili tabular, yasaklar, günahlar, batıl inançlarla çerçevelenmiş, tüm hayatı zehreden sıkıntılar var. Cinsellikte çiftler arasındaki cinsel çekim ve birlikte yaşanılan doyum noktaları ilişkiyi kuvvetlendirmekle birlikte, yakınlığı ve birbirinin olmayı sağlar. Cinsellik ve cinsel ilişki neslin devamlılığı için insanoğluna verilmiş bir lezzettir. Cinselliğe böyle bakıldığında kadının da zevk almasının önündeki engeller de kalkacaktır” dedi.

    Hipnoz ve EFT ile vajinismus tedavi ediliyor…

    Kadının hayatını zehreden, ilişkileri bitiren vajinismus hipnoz ve EFT ile kolayca tedavi ediliyor. Ortalama 5-6 seans süren hipnoz tedavisinden sonra çiftler sağlıklı cinsel yaşama kavuşabiliyor. Dr Ayşe Duman “Kadın ve erkek arasındaki tüm muhteşemliği ile işleyen sisteme yapılan müdahaleler, bilerek veya bilmeyerek yaptığımız yanlış yönlendirmeler, tabular, yasaklar, korkular, acı beklentileri hep yanlış algılamalardan kaynaklanmaktadır. Bize öyle öğretildiği, aklımıza öylesi yattığı için kabul ettiğimiz kendi doğrularımız, gerçeğe uymayabiliyor. İşte bizim hipnoz ve EFT ile yaptığımız, gerçeklerle kişinin doğruları arasında bir değiş-tokuştur. Çiftlerin sorunun çözümüne birlikte, ortak bir bakış açısıyla yaklaşabilmesi için seanslara birlikte gelmesi önemlidir. Sorun hangi tarafta olursa olsun, çözüm için her iki tarafın bilgilendirilmesi, sonucun kalıcı olmasını sağlayacaktır. Süreç içinde eşlerin birbirlerine destek olması son derece değerlidir ” diye konuştu

    Vajismustan değil çocuk sahibi olamamaktan şikayetçi

    Cinsel hayattaki tatminin, birliktelikteki mutluluğu pekiştirdiğini ifade eden Dr Ayşe Duman karşılaştığı örnekleri de paylaştı: “ 10 yıllık evli bir hastam tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak için gelmişti. Muayene sonucu hiç cinsel ilişkiye girmediğini gördüğümde, sağlıklı birliktelik için çocuk sahibi olmanın çok gerekli olmadığını fakat sağlıklı cinsel yaşamın birliltelik için olmazsa olmazlardan olduğunu konuşup vaginismus sorununa yoğunlaşmaya ve doğal yollardan gebelik elde edilmesine karar verdik… Bu örnekte olduğu gibi sağlıksız cinsel hayattan kaynaklanan sorunlar için çoğu zaman doktor doktor gezilmektedir. Oysa sorun çoğu zaman cinsellikle ilgili bilinçaltının yanlış programlanmasından kaynaklanmaktadır. Hal böyle olunca gereksiz yere kısırlık tedavilerinden tutunda geçmeyen kasık ağrılarından dolayı gereksiz ameliyat olan bir dolu kadın var maalesef.

    Çiftlerin mutluluğu için….

    Sebebi ne olursa olsun cinsel hayatın sağlıklı olmaması, kişinin günlük hayatını olumsuz etkileyecektir diyen Dr Ayşe Duman “Aldatma, şiddet, saygısız davranışlar, bazen depresyon, anksiyete gibi durumlar da vajinusmustan kaynaklanabilir. Toplum içinde zor konuşulan bu konunun çözümü için çiftlerin profesyonel yardım almaktan çekinmemesini tavsiye ederim. Bu konuda erkekler daha rahatlar, daha kolay geliyorlar. Ancak kadınlar için aynı şeyi söylemek zor” dedi.