Etiket: uyku

  • Narkolepsi ve Kalp Sağlığı: Uykunun Derinliklerinden Kalbe Doğru Bir Yolculuk

    Narkolepsi ve Kalp Sağlığı: Uykunun Derinliklerinden Kalbe Doğru Bir Yolculuk

    Narkolepsi, uyku düzeninin bozulmasıyla kendini gösteren ve hayatı önemli ölçüde etkileyen bir uyku bozukluğudur. Bu durum, aşırı gündüz uykuluğu, ani uyku atakları ve diğer semptomlarla kendini gösterirken, kardiyovasküler sağlık üzerinde de olumsuz etkilere sahip olabilir. Bu yazıda, narkolepsi ile kalp sağlığı arasındaki ilişkiyi keşfedecek ve uygun tedavi ve yaşam tarzı değişikliklerinin nasıl yardımcı olabileceğini inceleyeceğiz.

    Narkolepsi, uyku düzenini normal bir şekilde düzenleyememe ve aşırı gündüz uykulu olma gibi semptomlarla karakterize kronik bir uyku bozukluğudur. Bu rahatsızlık, hastaların kontrol edemediği kısa süreli uyku atakları yaşamasıyla belirginleşir. Bu ataklar, genellikle yürürken, yemek yerken veya araba kullanırken gibi uygun olmayan veya potansiyel olarak tehlikeli zamanlarda ortaya çıkar.

    Narkolepsi Belirtileri

    Narkolepsi, çeşitli semptomlarla kendini gösterebilir:

    1. Aşırı gündüz uykululuğu.
    2. Dirençli uyku atakları.
    3. Uyanık kalma zorluğu.
    4. Geceleri sık sık uyanma.
    5. Hallüsinasyonlar.
    6. Uyku felci (uyanık olmanıza rağmen hareket edememe).
    7. Ani kas zayıflığı veya kas kontrolünün kaybı (katapleksi).

    Narkolepsi ve Kalp Sağlığı İlişkisi

    Narkolepsi
    Narkolepsi

    Narkolepsi ile kardiyovasküler hastalık arasındaki ilişkiyi tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Ancak, narkolepsinin yüksek tansiyon, kalp krizi, inme ve kalp yetmezliği gibi kardiyovasküler eşlik eden hastalıkların riskini artırdığına dair ikna edici kanıtlar bulunmaktadır. Narkolepsi nadir bir durumdur ve teşhisi zor olabilir veya yanlış teşhis edilebilir, bu nedenle narkolepsi ile kardiyovasküler hastalık arasındaki bağlantıyı araştırmak daha zor olmuştur.

    Narkolepsi ve Hipokretin

    Narkolepsi, hipokretin adı verilen bir önemli nörotransmitterin seviyelerini kontrol eden bir beyin hücresi kaybı ile ilişkilidir. Hipokretin, uyku düzenlemesinde ve narkolepsiyle ilişkilendirilen birçok semptomun düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. Bu nedenle, narkolepsiye bağlı hipokretin eksikliği, uyku düzenlemesindeki bozuklukların yanı sıra kardiyovasküler sağlık üzerindeki etkileriyle de ilişkilendirilmiştir.

    Narkolepsi ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

    Narkolepsi ile mücadele etmenin bir yolu, kaliteli uyku alışkanlıklarını benimsemek ve uygun tedavi yöntemlerini kullanmaktır. Uygun ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri, gündüz uykuluğunu azaltabilir, gece daha iyi uyumanıza yardımcı olabilir ve dolayısıyla kardiyovasküler sağlığınızı iyileştirebilir.

    Sonuç

    Narkolepsi, yaşam boyu devam eden bir durumdur ve kalp sağlığı da dahil olmak üzere genel sağlık üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir. Bu nedenle, narkolepsi semptomları yaşayan bireylerin, bir uyku uzmanı veya uzman bir doktorla görüşerek uygun tanı ve tedaviyi alması önemlidir. Uygun tedavi ile narkolepsi semptomları kontrol altına alınabilir ve kardiyovasküler sağlık riskleri azaltılabilir.

  • Menopoz Göbeği: Nedenleri ve Tedavileri

    Menopoz Göbeği: Nedenleri ve Tedavileri

    Menopoz, birçok kadının hormonal değişimlerle dolu zorlayıcı bir dönemidir. Bu dönemde kilo alma ve özellikle karın bölgesinde yağlanma menopoz göbeği yaygın bir sorundur. Bu yazıda, bu kilo alımının nedenlerini, şişkinlik ile ilişkisini ve etkili tedavi yöntemlerini inceleyeceğiz. Kişiselleştirilmiş bir yaklaşımla menopoz döneminde de sağlıklı bir kiloyu korumak mümkündür.

    Menopoz Göbeği: Nedenleri ve Tedavileri

    Menopoz dönemi, birçok kadının karşılaştığı fizyolojik değişikliklerle doludur. Bu dönemde birçok kadın, özellikle orta bölgede kilo alımıyla mücadele eder. Bu yazıda, menopoz göbeğinin nedenleri, şişkinlikle ilişkisi ve etkili tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgi verilecektir.

    Menopoz Göbeği
    Menopoz Göbeği

    Menopozun Ortaya Çıkardığı Değişiklikler

    Menopoz, hormonal dengenin değişmesiyle birlikte kadın vücudunda çeşitli belirtilere neden olur. Özellikle östrojen hormonunun azalması, vücutta yağ depolanmasını artırabilir. Bu durum, genellikle orta bölgede birikerek “menopoz göbeği” olarak adlandırılan yağlanmaya yol açar. Bununla birlikte, menopoz döneminde yaşanan hormonal dalgalanmaların da şişkinlik sorununa katkısı olabilir.

    Şişkinlik ve Menopoz Arasındaki İlişki

    Menopoz öncesinde ve sırasında hormonal dalgalanmalar, vücutta sıvı tutulmasına neden olabilir. Bu durum, karın bölgesinde şişkinlik hissine yol açabilir. Menopoz dönemindeki kadınlar, genellikle bu şişkinlikten şikayet ederler. Ancak, dikkat edilmesi gereken nokta, menopozun tek başına şişkinliğe değil, genellikle yaşam tarzı faktörlerine de bağlı olarak ortaya çıkabilen bir durum olduğudur.

    Forum: Menopoza girdim.Şişkinlik sorunum var. Çözüm önerisi olan var mı?

    Menopoz Göbeği ve Tedavileri

    Menopoz göbeği kalıcı olmak zorunda değildir. Ancak, bu durumu düzeltmek için bazı çabalar gerekebilir. İşte menopoz göbeği ile mücadelede etkili olabilecek bazı yöntemler:

    1. Egzersiz: Yaş ilerledikçe fiziksel aktivite önemi daha da artar. Haftada en az 150 dakika aerobik, güç ve denge egzersizlerini rutininize eklemek, kilo kontrolü ve genel sağlık için önemlidir.

    2. Beslenme: Menopoz döneminde sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek önemlidir. Dengeli bir diyetle, karbonhidrat alımını azaltmak, lifli gıdalar tüketmek ve sağlıklı yağları tercih etmek, kilo kontrolüne yardımcı olabilir.

    3. Uyku ve Stres Yönetimi: Kaliteli bir uyku düzeni kurmak ve stres yönetimi tekniklerini uygulamak, hem kilo kontrolü hem de genel sağlık açısından önemlidir. Meditasyon, nefes egzersizleri ve terapi gibi yöntemler, stresi azaltmaya yardımcı olabilir.

    4. Sağlık Profesyonelleri ile İşbirliği: Menopoz döneminde kilo kontrolü ve sağlıklı yaşam için bir sağlık profesyoneliyle işbirliği yapmak önemlidir. Uzmanlar, bireysel ihtiyaçlara ve sağlık durumuna uygun tedavi planları oluşturabilirler.

    Menopoz göbeği, kadınların karşılaştığı yaygın bir sorundur ancak etkili tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Kişiselleştirilmiş bir yaklaşım benimseyerek, menopoz döneminde sağlıklı bir kilo yönetimi mümkündür.

  • Çocuklarda Uyku Saati Nasıl Olmalıdır?

    Çocuklarda Uyku Saati Nasıl Olmalıdır?

    Çocuklarda uyku saati düzenlenmesi ebeveynler tarafından dikkat edilmesi bir süreçtir. Düzenli ve yeterli uyku çocuk gelişiminde önemli bir yere sahiptir.

    Düzenli Uyumayan Çocuklarda Neler Olur?

    Yaş gruplarına göre ihtiyaç duyulan sürelerde uyumayan çocuklarda;

    • Gelişim bozuklukları,
    • Öğrenme güçlüğü,
    • Hafıza problemleri,
    • Dikkat eksikliği

    Gibi problemler gözlenebilmektedir. Özellikle yeni doğan döneminde yapılan yanlışlar çocukların uyku düzeninin bozulmasına neden olmakta ve çocukların ihtiyaç duydukları uyku düzeninin sağlanamamaktadır. Çocuğun uyku saatlerinin ne kadar olduğu ve uyku saati düzene girmeyen çocuklarda hangi yöntemlerin uygulanması gerektiğini öğrenerek siz de çocuğunuzun gelişimi için gerekli uykuyu almasını sağlayabilirsiniz.

    Yaş Gruplarına Göre Çocuklar Ne Kadar Uyumalıdır?

    Çocukların uyku saatleri yaşa göre değişkenlik göstermektedir. Büyüdükçe çocukların uyku saatleri azalmakta ve yetişkinlik döneminde bizler gibi 6 ila 8 saate kadar gerilemektedir. Çocuğunuzu ilk kucağınıza aldığınız andan itibaren;

    • 0 – 2 ay döneminde günde 11 ila 18 saat,
    • 2 – 12 ay döneminde günde 14 ila 15 saat,
    • 1 – 3 yaş döneminde 12 ila 14 saat,
    • 3 – 6 yaş döneminde 10 ila 12 saat,
    • 7 – 12 yaş döneminde 10 ila 11 saat,
    • 13 – 18 yaş döneminde 8 ila 9 saat

    Uykuya ihtiyacı bulunmaktadır.

    Çocuklarda Uyku Saati
    Çocuklarda Uyku Saati

    Çocuklarda Uyku Saati Düzeni Nasıl Olmalı?

    0-2 ayda bebekler günün 18 saatini uyuyarak geçireceklerdir. 1 yaşına kadar 13 saatin altına inmeyen uyku, 2 yaşta yerini 12 saate bırakırken, uyku eğitiminde 2 yaşta küçük tökezlemeler görülebilir. 2 yaşın inat ve bağımsızlık dönemi olduğu düşünüldüğünde 2 yaşındaki çocuğun uyku problemi olağan karşılanacaktır. Bu yaşta çocuk anne baba ile inatlaşmaya meyilli, gereksiz yere ağlama krizleri geçirebilen bir yapıdadır. Bu krizler kendini uyku konusunda da göstereceğinden, uyku eğitimine bu yaşlarda başlanması önerilmemektedir. Günde 12 saate düşen 3 yaşındaki çocuğun uyku saatleri, 7 yaşına kadar bu şekilde devam edecektir. Bu yaşlarda çocuğun öğlen uykusu uyuması tavsiye edilir. 7-12 yaş arası 10 saate düşen uyku, 8-18 yaşta günlük 8 saatte kalır.

    Çocuklarda Uyku Saati Nasıl Olmalıdır? | 1

    Çocukların Uyku Problemi Nasıl Aşılır?

    Bazı ebeveynler çocuklarının hiç uyumadığı ile şikayet etmekte ve çocuğun uyku problemi nasıl çözülür sorusuna yanıt aramaktadırlar. Öncelikle küçük yaşlarda uyku düzeni oturtmaya çalışılması ve çocuğun uyumama sorununun herhangi bir sağlık probleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda tıbbi muayeneye başvurulmasının ardından çocuklara uyku zamanı rutini geliştirilmesi gerekmektedir. Uyku rutini geliştirmede;

    • Banyo yaptırmak,
    • Dişlerini fırçalamak,
    • Pijamalarını giydirmek,
    • Oda ışıklarını kapatarak sessiz bir ortam sağlamak,
    • Hikaye okumak,
    • Çocuğunuzla birlikte yatağa girmek

    Faydalı olan uygulamalardır. Uyku rutini oluştururken sallama veya memede uyutmadan kaçınılmalıdır. Aksi taktirde çocuklar uyumak için bu iki alışkanlığı rutin olarak benimseyerek yukarıdaki yöntemlere karşılık vermezler.

    Çocuklarda İdeal Uyku Düzeni Nasıl Olmalıdır?

    Çocuk için ideal uyku düzeni, günlük hayatında huy değişimine, iştahına ve hayatının ritmine en iyi şekilde uyum sağlayacak bir düzen olmalıdır. Uykunun çocuklarda iştahtan karaktere kadar her alanda başlıca etken olduğu unutulmamalıdır. Çocuk günlük yaşamını olumlu şekilde devam ettirebiliyor, ani davranış değişimleri yaşamıyor ve mutlu olduğu görülüyorsa uykusunun onun için yeterli olduğu söylenebilmektedir.

    Çocuklarda Uyku Saati Düzeninin Ayarlanması

    Uyku eğitimi için aileler resimli tablolardan yararlanabilmektedir. Çocuğun zamanında uyuduğu günlere gülen surat yada kalp gibi sticker yapıştırılabilir. 2 yaş çocuğunun uyku tablosu daha büyük resimli iken, 4 yaşta küçültülmelidir. Böylece çocuk sorumluluk duygusunu hissedecektir.

    İlgili Konular;

  • Uyku Getiren Yiyecekler Nelerdir?

    Uyku Getiren Yiyecekler Nelerdir?

    Uyku getiren besinler içerisinde triptofan gibi sakinleştirici etkide bulunan maddeler içeren besinlerdir. Bunlar tüketildiğinde kasları gevşeterek vücudun uykuya geçmesine yardımcı olur.

    Uyku Getiren Katı Gıdalar

    Hızlı uyku getiren şeyler su içerikli katı gıdalar olarak bilinmektedir. Çoğunluğu su veya nişasta olan gıdaların uyku düzenini sağlamaya etkisi olduğu ortaya konmuştur. Bu gıdalar şu şekilde sıralanabilir:

    • Patates: İçeriğindeki nişasta ile uykuyu düzene sokar, kasları gevşetir. Uyumadan en az 2 saat önce tüketilmesi önerilir.
    • Badem: Bitkisel yağ içeriği sayesinde uykudan hemen önce tüketilmesi halinde kasları gevşetir.
    • Kayısı: Sindirim sistemini düzenleyerek buna bağlı uyku sorunlarının önüne geçer.
    • Keten Tohumu: Uykudan hemen önce tüketilmesi halinde mideyi rahatlatır, uyku sırasında rahatsızlığın önüne geçer.
    • Hindi: Çok çabuk uyku getiren yiyecekler arasında yer alan hindi, uykudan en az 3 saat önce tüketilmelidir. Bu sayede mide rahatsızlığından kaynaklanan uyku probleminin önüne geçilmiş olunur.

    Uyku Getiren Yiyecekler Nelerdir? | 2

    Uyku Getiren İçecekler

    İçerisinde kalsiyum ve aminoasitler bulunduran içeceklerin uykuyu getirmede daha başarılı olduğu gözlenmiştir. Uyku getirici bazı içecekler şöyle sıralanabilir:

    • Süt: İçerisinde bulundurduğu aminoasitlerle uykuyu düzenler, bağırsak bakterilerinin üzerideki etkisi sayesinde bağırsak hareketlerindeki düzensizliğe bağlı uyku problemlerinin önüne geçer.
    • Papatya Çayı: Uyku getiren çaylar içinde en fazla adı geçen papatya, sinirleri yatıştırır, uykuya geçişi kolaylaştırır, kasları gevşetir. 2 dakikadan fazla demlenmemesi tavsiye edilmektedir.

    Uykuya dalma zorluğu ve uykusuzluk için çözümü olan var mı?  Tıklayın !

    Uykusuzluğa 15 Doğal Çare Tıklayın !

    İyi Bir Uyku İçin Öneriler Tıklayın !

    Şeker ve Tuz Mucizesini Duydunuz mu? Tıklayın !

  • REM uyku bozukluğu nedir? Belirtileri Tedavisi

    REM uyku bozukluğu nedir? Belirtileri Tedavisi

    Rem uykusu davranış bozukluğu olarak ifade edilen sorunda, hasta rüyasında yaptığı davranışları, gerçekten de yapmaya eğilimlidir. Rüya görürken insan vücudu tamamen hareketsiz olmalıdır. Bu duruma fiziksel uyku felci adı verilir. Ancak rem uykusu davranış bozukluğuna sahip olan kişiler bu durum tam tersine işler. Bu hastalar, rüyalarında yaptıkları hareketleri, uyurken de yaparlar. Örnek olarak duvara vurma, yumruk atma, yürüme ya da konuşma vs. Bu hareketler çoğu zaman herhangi bir soruna sebep olmazken, bazı durumlarda oldukça şiddetli durumlar ve kazalar meydana gelebilir. Genel olarak rem uykusu davranış bozuklukları hayatlarının bir döneminde her insanın başına gelebilir. Uykuda konuşmak, hafif hareket etme ya da mırıldanmak normal kabul edilir. Ancak uykuda yürüme, hareket etmek, kendine ya da başkasına zarar verme gibi durumlarda tedaviye başvurulmalıdır.

    Rem Uyku Bozukluğu Sebepleri Nelerdir?

    Rem uyku bozukluğu nedenleri çeşitli sebeplerle meydana gelebilir. Parkinson hastalıkları ya da farklı hastalıklar sebebiyle rem uyku bozukluğu meydana gelebilirken, psikolojik sorunlarda da bu problemler meydana gelebilir.  Sağlıklı uykunun yaklaşık olarak %25’i REM uykusunu oluşturmaktadır. Bu noktada rüya gören kişi tamamen hareketsizdir. Beynin belirli noktaları rüya sırasında hareket etmeyi ve rüyayı fiziksel olarak gerçek algılamayı engeller. Ancak bazı hastalarda bu durum tam tersi şekilde meydana gelir.  Kavga etme, yumruk atma, bir yerlerden zıplama gibi oldukça riskli durumlar uyurken meydana gelebilir.

    REM uyku bozukluğu nedir? Belirtileri Tedavisi | 3

    Rem Uyku Bozukluğu Kimlerde Görülür?

    Rem uyku bozukluğu olan kişiler arasında genellikle Parkinson hastaları bulunmaktadır Parkinson hastalarının büyük bir kısmında rem uykusunda bozukluklar meydana gelebilir. Bundan dolayı da bu noktada uykun bir tıbbi geçmiş araştırması yapılmalıdır.  Hastalığın tedavisi için klinik öykü alınmalıdır. Kesin tanı koyulması için uyku incelemesi yapmak oldukça önemlidir. Uyku sırasında meydana gelen hareketlerin analiz edilmesi ve uzman kişiler tarafından incelenmesi gerekmektedir. Hastanın güvenli bir yerde uyuması ve çevresinde ona zarar verebilecek malzemelerin olmaması gerekmektedir. Bunun yanı sıra hastanın durumu ve seviyesi belirlendikten sonra en uygun ilaç tedavisine başlanır. İlaç tedavisi ile çoğu zaman durum kontrol altına alınır.

    Uyku bozuklukları: Yaşlanmak uykuyu nasıl etkiler? Tıklayın !

    Uykuya dalarken düşme hissi neden oluşur? Tıklayın !

  • Uyku apnesi

    Uyku apnesi

    Eşiniz son zamanlarda çok şiddetli horladığınızı söylüyorsa, ne kadar uyursanız uyuyun yorgun uyanıyor ve gün içerisinde uyukluyorsanız uyku apnesi (uykuda solunum duraklamaları) yaşıyor olabilirsiniz.

    Uyku Apnesi

    Erkeklerde kadınlara göre 2 kat fazla görülen uyku apnesinin nedenlerini Baş Boyun Cerrahisi ve Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tayfun Demirel’le konuştuk.

    Yunanca’da ‘soluksuz kalmak’ anlamına gelen uyku apnesinin daha çok orta yaş üzerindeki erişkinlerde görüldüğünü belirten Op. Dr. Tayfun Demirel; ‘Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu uyku boyunca üst solunum yolunun tekrarlayıcı tıkanmaları ile karakterizedir.

    Buna genellikle kan oksijen düzeyindeki düşmeler eşlik edebilir. Diğer bir ifade ile hava yolu çeşitli seviyelerde tıkanır. Tıkayan faktörler üst solunum yolunu çevreleyen dokulardaki şişkinlikler, büyük bademcikler, büyük dil ve uykuda gevşeyen üst solunum yolu kaslarıdır. Diğer bir tıkanma noktası da burundur. Çenenin küçük olması ve üst solunum yolu yapısı da tıkanma yapabilir. Tıbben ciddi kabul edilen tıkanmaya bağlı uyku nefessizliğinin toplum içinde yaygınlığı yüksektir.

    Uyku Apnesi Kimlerde Görülür?

    Uyku apnesi orta yaştaki kilolu erkeklerin hastalığıdır şeklindeki izlenim yanlıştır. Ayrıca hastaların 1/4’ü şişman değildir. Gerçekte şişman erkeklerin çoğu ve kilolu kadınların çok büyük bir kısmında apne yoktur. Kadınların en az yüzde 2’sinde ve erkeklerin yüzde 4’ünde görülür. Bu rakamlar hastalığın en az astım ve şeker hastalığı kadar yaygın olduğunu gösterir.’ açıklamasında bulundu.

    Uyku Apnesi Nasıl Oluşur?

    Tıkayıcı tipte uyku apnesi boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesiyle oluşur. Bu kaslar yumuşak damağa, küçük dile, yutağa ve dile aittir. Kaslar gevşediğinde nefes alma sırasında hava yolu daralır ve bir süre için solunum durur. Bunun sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır, beyin bu azalmayı algılar ve uyku derinliğini azaltarak hava yolunun tekrar açılmasını sağlamaya çalışır.

    Uyku derinliğinin azalmasını takiben bazı kişilerde bir iki kısa derin nefes alma ile bazı kişilerde ise şiddetli horlama ve yutkunma sesleri ile solunum tekrar başlatılır. Bu durum bütün gece saatte 20-30 kere tekrarlayabilir ve sık derecede uyku apnesi olduğunda derin uykuya geçmek mümkün olmaz. Kişi bütün uykusunu solunum çabası içinde geçirir ve gündüz uyuma ihtiyacı duyar. Uyku apnesi olan kişiler genellikle uykularının bölündüğünün farkında değildir ve iyi uyuduklarını zannederler.

    BU BELİRTİLER VARSA RİSKİNİZ YÜKSEK OLABİLİR!

    Kilo fazlalığı: Boynun kısa ve kalın olması boğazda hava yolunun daralmasına neden olur. Kilo fazlalığı nedeniyle boyun ve boğaz çevresindeki yağ dokusunun artması uyku apnesini şiddetlendiren önemli bir etkendir. Boyun çevresinin, yani gömlek yakası numarasının erkeklerde 43 cm‘den, kadınlarda 40 cm‘den fazla olması uyku apnesi için risk faktörüdür. Ancak uyku apnesi zayıf kişilerde de görülebilir.

    Büyümüş bademcikler ve geniz eti varlığı: Bademciklerin normalden büyük olması ve geniz eti bulunması daha çok çocuklarda görülen uyku apnesinin nedenidir; ancak bazen erişkinlerde de sorumlu olabilir.

    Boğazın dar yapıda olması: Bazı kişilerde boğazın şekli doğuştan dar yapıda olabilir.
    Erkek cinsiyet: Uyku apnesi erkeklerde kadınlardan 2 kat sık görülür. Ancak, kilo fazlası olan kadınlarda da sık görülebilir.

    Yaş: Uyku apnesi orta yaş üzerindeki erişkinlerde gençlere göre 2-3 kat daha sıktır.
    Alkol, sakinleştirici ve uyku ilaçlarının kullanımı: Bu maddeler boğaz kaslarının uyku sırasında gevşemesine neden olur.

    Kalp ve damar sistemi sorunları: Apne sırasında kandaki oksijenin ani düşmeleri kan basıncının artmasına, kalp ve damar sisteminin zorlanmasına neden olur. Uyku apnesi olan kişilerin hemen yarısında hipertansiyon vardır ve bu da kalp yetmezliği ile beyin kanaması riskini artırır. Kalp hastalığı olan kişilerde uyku apnesinin neden olduğu oksijen düşüşlerinin kalp krizine bağlı uykuda ani ölüm riskini artırdığı bilinmektedir.

    Gündüz uyuklama: Uykudaki bölünmeler nedeniyle derin bir gece uykusu mümkün olmadığında gündüz uyuklamaları, halsizlik ve sinirlilik görülür. Uyku apnesi olan kişiler işte çalışırken, televizyon seyrederken, okurken, otobüste ve hatta araba kullanırken uyuklayabilirler. Uyku apnesi olup araç kullanan kişilerde trafik kazası geçirme riski 3 ile 5 kat arasında yükselir. Çocuklardaki uyku apnesi genellikle okul başarısındaki düşme ile kendini gösterir.

    Başka nedenlerle yapılması gerekebilecek tıbbi tedavilerle ilgili sorunlar: Tıkayıcı tipte uyku apnesi olan kişilerde başka nedenlerle yapılması gerekebilecek ameliyatlarda genel anesteziyle ilgili solunum sistemi sorunları ile karşılaşılabilir.

    Eşle ilgili sorunlar: Uyku apnesi ile birlikte şiddetli horlama da varsa yatak partnerinin uyuyamaması; hatta oda değiştirmesi gibi sosyal bir sorun da ortaya çıkar.

    Beyin faaliyetleriyle ilgili sorunlar: Uyku apnesi olan kişiler unutkanlık; yorgunluk ve bezginlik, geceleri sık idrara çıkma ve impotans sorunları yaşayabilirler. Çocuklarda hiperaktivite ve dikkat bozukluğu sendromu görülebilir.

    Horlamanın nedenleri için tıklayın !

    NASIL TEDAVİ OLABİLİRİM DİYORSANIZ

    Öncelikle bu belirtileriniz varsa hekiminizin detaylı muayenesinin ardından uyku testi olarak da bilinen Polisomnografi Testi yapılarak bu testin sonucuna göre hareket edilir. Bazı hastalarda kilo verme, alkol kullanmama, sigara ve kafein bırakma gibi davranışsal tedaviler yeterli olsa da bazı hastalarda CPAP (Hastanın gece boyunca burnunu tamamen kaplayan bir maske yardımıyla verilen pozitif basınçlı hava çökmüş hava yolunu açık tutarak hastanın tıkanmasını engeller) yöntemi kullanılır. Çoğu hasta 1-3 aylık CPAP tedavisi ile birlikte kilo vererek hem tedaviye devamda motivasyon sağlaması hem de cerrahi tedaviye hazırlık anlamında fayda görür. Cerrahi tedavi çoğu vaka için en iyi tedavi şeklidir. Cerrahi tedavi ile hastanın hava yolundaki tıkayıcı unsurlar yeniden şekillendirilerek hava yolunun açılması sağlanır.

  • Uykuya dalarken düşme hissi neden oluşur?

    Uykuya dalarken düşme hissi neden oluşur?

    Uykuya dalarken düşme hissi neden oluşur? Tam uykuya dalarken birden düşme hissine kapılıp vücudumuzun silkindiğini çok görmüşüzdür. Oldukça yaygın olan bu hisse beyindeki iki bölgenin kontrol çatışması neden oluyor.

    Uykuya dalarken düşme hissi neden oluşur?

    Bunu bir rüyanın parçasıymış gibi algılıyorsak boşlukta düşüyormuş hissi oluşur; buna hipnik seğirme denir. Beynimiz uyku için çevreyle bağlantısını keserken ortaya çıkan bir çatışmanın göstergesidir bu.

    Uykuda vücudumuz felç olmuş gibidir ve dış dünyadaki olaylara duyarsız hale geliriz. Ama kas kontrolümüz düğmeye basılmışçasına durmaz.

    Beynimizde retiküler aktivasyon sistemi adlı bölge nefes alma gibi temel fonksiyonları kontrol eder ve tetikte olma duygusunu hissettirir bize.

    Uykuya dalarken düşme hissi neden oluşur? | 4

    Öte yandan görmeyle ilgili ventrolateral preoptik çekirdek (optik sinir önündeki bölge) ise yorgunluğu düzenler.

    Uykuya dalma sırasında retiküler aktivasyon sistemi vücudumuzun kontrolünü elden bırakırken ventrolateral çekirdek denetimi ele alır. Bu yavaşça kısılan bir lamba düğmesi gibidir, ama her zaman pürüzsüz işlemeyebilir.

    Uyanıklığı sağlayan enerji kalıntıları ani yükselişe geçtiğinde seğirme hareketleri görülür. Fakat bunun nedeni tam olarak bilinmiyor. Hızlı göz hareketlerinin tersine bu seğirmelerin rüya gören beyinle bir ilgisi yoktur. Bundan ziyade günün son kalıntıları gibidir.

    ‘Patlayan kafa sendromu’ adı verilen ve insanın kafasının içinde bomba patlıyormuş gibi sesler duymasına neden olan tuhaf rahatsızlıkta da benzer belirtiler görülür. Beynin uyanık ve uykuya geçen kısmı arasında bir kontrol mücadelesi vardır ve bu şimşek çakması gibi ışıklar görmeye ve yüksek sesli patlamalar duymaya neden olur.

    Bazı ileri vakalarda bu olgu aşırı uykusuzluğa ve hatta bedenin bilinmez güçler tarafından ele geçirilmesi iddialarına bile neden olmuştur.

    Uykuya dalarken düşme hissi neden oluşur? | 5

    Fakat genel olarak burada endişe edilecek bir durum yoktur. Uykuya dalma anında ortaya çıkan ilginç bir çatışma halinden ibarettir.

    Daha önce konu hakkında yazan psikolog Tom Stafford’a göre, “Uyku halindeyken yaptığımız her iki hareket türü arasında hoş bir simetri vardır. Hızlı göz hareketleri, uyanmakta olan dünyada görülebilecek rüya kalıntılarıdır. Hipnik seğirmeler ise rüya dünyasına izinsiz giren uyanık yaşam kalıntıları gibidir.”

     

    Kaynak: bbc.com

  • Kahve uyku kaçırır mı?

    Kahve uyku kaçırır mı?

    Birçok insan, gece geç saatte kahve içmenin uyku kaçıracağından bahseder. Çoğu zaman uykumuzu kaçırmak adına bilerek kahve içtiğimiz çoktur. Fakat nedeni konusunda çoğunlukla kimse bir bilgiye sahip değildir. Peki kahve gerçekten uykuyu kaçırır mı ya da kahve neden uyku kaçırır? İşte cevabı

    VÜCUT SAATİNİ 40 DAKİKA YAVAŞLATIYOR

    Bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre kahve sadece uyku kaçırmıyor. Kahvenin uyarıcı özelliği olduğu gibi vücut saatini de değiştirdiği ortaya çıktı. Yapılan deneyler boyunca bilim insanları akşam verilen belli dozdaki kafeinin vücut saatini 40 dakika yavaşlattığını ortaya koydu.Yani yatağa gitmeden önce içilen kahve, uyku hormonunun üretimini geciktiriyor.

    UYARICI ETKİSİNDEN DOLAYI UYKUNUZ KAÇABİLİR

    Kahve, içen kişiye zindelik verir, günlük rutininde daha hızlı olmasını ve enerjisini arttırmaya yardımcı olur. Geç saatte kahve içmenin uyku kaçırdığı ve eğer düzgün bir uyku uyumak istiyorsanız içmemeniz gerektiği tavsiyesi gerçekten doğru bir tavsiyedir. Kahvenin içerisinde bulunan kafeinin uyarıcı, canlandırıcı etkisinden dolayı, uykunuz kaçabilir.

  • Şeker ve Tuz Mucizesini Duydunuz mu?

    Şeker ve Tuz Mucizesini Duydunuz mu?

    Amerikalı bilim adamları şeker ve tuz karışımının öyle bir faydasını açıkladı ki inanamayacaksınız

    Amerikalı bilim adamı Matt Stone beslenme ve metabolizma hakkında bir kitap yayınladı. Kitapta öyle bilgiler vardı ki çoğumuzun işine yarayacak türden. Şimdi sizlere bizim en dikkat ettiğimiz kısmını açıklayacağız. Şeker ve tuz size ne ifade ediyor? İkisi de zıt tatlar değil mi ikisini aynı anda kullanmak bir yana düşünemezsiniz bile.

    seker-ve-tuz-mucizesi-3

    Bilim adamının açıklamasına göre şeker ve tuz karışımının etkileri bakalım nelermiş:

    Baş ağrısına iyi geliyor

    -Uykusuzluk çekenlere birebir

    -Bağışıklık sisteminin gelişmesine

    -Strese sebep olan hormonların kontrolü

    -Mutluluk hormonu sağlayan seratonin seviyesinin arttırması  gibi birçok faydası varmış.

    -Enerji seviyesini yükseltir

    seker-ve-tuz-mucizesi-4

    En çok etkiyi hangi üzerinde sağlıyor diyorsanız hemen açıklayalım. Şeker ve tuz ikilisi en çok uykusuzluk üzerinde etkiliymiş. Uykusuzluk çoğu kişini yaşadığı bir sıkıntıdır. Uykusuzluğun nedenleri değişebilir ancak en temel nedeni strestir.  Uyuyamama, uykuda dalmada zorlanma , rahat bir uyku geçirememe gibi nedenler uyuyamamanıza neden olur bu da negatif bir yapıya dönüşmenize neden olur.

    Uykusuzluk çeken kişi gece geç saatlere kadar uyuyamayabilir hatta sabahları çok erken kalkar. Üzülmeyin bu problemi sadece siz yaşamıyorsunuz. Tüm insanların hayatının bir bölümünde yaşadığı bir sorundur.  Uykusuz kalan kişi iş , özel ve sosyal hayatını kaliteli geçiremez. Bu da zamanla sorunlar çıkmasına neden olur.

    Uykusuzluk çeken bir kişinin çözümü direk doktora gidip ilaç kullanmak olmamalıdır.  Kendi kendinizi tedavi etme yoluna gitmelisiniz. İlaç kullanmak çözüm değildir.

    seker-ve-tuz-mucizesi-1

    Tuz ve şeker ikilisinin uykuya ne  gibi etkisi var?

    Uyku problemlerinin temelini stresin oluşturduğunu söylemiştik.  Yani uyku hormonlarının üretildiği yerde biyokimyasal reaksiyonlara yol açar. Stres hormonlarının yükseldiği zamanlarda uyku hormonları etkisini yitirir. Bunun sonucunda ise uyuyamama ve uykuda zorlanma gibi sorunlar yaşarsınız. Tuz ve şeker bu noktada devreye girer. İkisi stres hormonlarını düzenler uyku hormonları dengeye girdiği için uykusuzluk sorunu da ortadan kalkar.

    “Eat for Heat” kitabında araştırmacı Matt Stone bahsettiğimiz bu daha iyi uyumanızı sağlayacak çözümü açıklıyor.

    “Tuz ve şeker karışımı gece olan stres dolu durumlar için kesinlikle gerekli. Uykusuzluk gece saat 02.00 ile 04.00 arasında sizi vücudunuzda dolaşan aşırı miktarda adrenalin ile vurduğunda (adrenalin bu saatlerde salgılanır), dilin altına koyulan tuz ve şeker tek çare olacaktır.”

    Gelelim tarifine : 5 yemek kaşığı deniz tuzuna 1 tatlı kaşığı şeker karıştırın ve bir kavanoza koyun.  Yatmadan önce parmağınızla kavanozdan dilinizin altına sürün etkisine inanamayacaksın.

  • Uyurken Kilo Verme, Zayıflama İçin Neler Yemeli?

    Uyurken Kilo Verme, Zayıflama İçin Neler Yemeli?

    Doğru gıdalar tüketmek, yani kalorisi düşük, besin oranı yüksek yiyeceklere yönelmek kilo verme hedefinize ulaşmakta çok önemlidir. Uykuda zayıflama, kilo verme için neler yemeli? makalemizdeki gıdalar içerdiklerinden daha fazla kalori yakımı potansiyeline sahiplerdir ve siz uyurken de yağ kütleleriyle savaşıp, zayıflamanızı sağlarlar.

    Uyurken Kilo Verme, Zayıflama İçin Neler Yemeli?

    Narenciyeler (portakal, mandalin, greyfurt, limon vb), yağ yakıcı özelliği ile bilinen lif ve C vitamini depolarıdır. “Fat Free Kitchen”‘a göre, C vitamini, içeriğindeki karnitin amino asit sayesinde, vücudunuzun yağ işleme kapasitesi konusunda önemli bir rol oynar.Bu besin, yağ seyreltilmesi sürecini hızlandırır ve daha sonra vücudun bunu ortadan kaldırmasını sağlar. Metabolizmayı artırmak ve yağ yakmak için lif ve C vitamini açısından zengin turunçgiller sofranızdan eksik olmasın. Greyfurt, guava, limon, misket limonu, portakal, mandalina, papaya ve domates en bilindik narenciye çeşitlerindendir. Bu meyvelerden yapılan meyve sularını içmek de aynı işi görecektir.uykuda_zayiflama_kilo verme_icin_neler_yemeli (1)

    Baklagiller, size bitkisel kökenli yağsız protein sağlarlar. “Fat Free Kitchen”‘a göre proteinin sindirimi uzun sürer, böylece daha fazla kalori yakmanızı sağlar. Akşam yemeği için fasulye çorbası yemek ya da piyaz yemek, uyku saatlerinde kalori yakmanıza yardımcı olabilir. Önemli baklagiller arasında, mercimek, bezelye ve fasulye çeşitleri yer alıyor.

    Yine “Fat Free Kitchen”‘a göre, süt ve süt ürünleri içeren besinler de, yağ hücreleri ile savaşarak hızlı kilo vermenizde önemli rol oynarlar. Yapılan bilimsel araştırmalar, kalsiyumun yağları parçaladığı gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Süt ise en zengin kalsiyum kaynaklarındandır. Yağ yakıcı özelliklerinden yararlanmak için, günlük 1,300mg 1,200 arasında tüketmek gerekir. Süt aynı zamanda, kompleks karbonhidrat deposu olan bir içecektir. Kompleks karbonhidratlar insülin seviyesini düşük bir seviyede tutmak için etkilidirler. Düşük insülin seviyesi ise metabolizma hızının artırılması ve kalori yakmaya yardımcı olur. Kaymağı alınmış süt içmek gereksiz kalori eklemeden yağ yakmanızı sağlayacaktır. Yağ yakma özelliği olan diğer kalsiyumdan zengin süt ürünleri, sert – yumuşak peynir ve yoğurttur. Gün boyu 3-4 porsiyon süt ürünü tüketerek sütün uykuda da yağ yakma potansiyelinden yararlanabilirsiniz. Kalsiyum takviyesi haplar almak, bu yiyecekleri tüketmekle bir değildir, süt ürünleri ile beslenmek doğrudan metabolizma üzerinde uyarıcı etki gösterir. uykuda_zayiflama_kilo verme_icin_neler_yemeli (2)

    “New York Daily News”‘e göre, kepekli tahıllar, insülin seviyesini düşük tutan, yağ yakıcı besin öğeleri içerirler. Kepekli tahıllar, her ikiside metabolizma uyarıcı özelliğe sahip olan, karbonhidrat ve lifin mükemmel kaynaklarıdır.Kepekli tahıllar arasında, tam buğday, arpa, kahverengi pirinç, quinoa, buğday kepeği ve buğday tohumu sayılabilir. Sabah 1 kase yulaf ezmesi ile kahvaltı etmek sizi, hem uzun süre tok tutar hem de güne enerjik başlamanızı sağlar.
    Keza akşamları atıştırmalık olarak da yoğurtlu veya meyveli yulaf ezmesi tahıl gevreği tüketmek de, uyurken zayıflamanıza yardımcı olacaktır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir