Etiket: tüp bebek

  • Tüp bebek tedavisinde kadının yaşı

    Tüp bebek tedavisinde kadının yaşı

    Tüp bebek tedavisinde başarı elde edilmesi için, en önemli faktörlerden biri kadının yaşıdır. Kadında yaşın ilerlemesi halinde, gerekli miktarda ve kalitede yumurta elde edilmemektedir. Bu durum da tedaviyi zorlaştırmaktadır. Tüp bebek tedavisi ile çocuk sahibi olabilmek için, kaliteli ve gerekli miktarda yumurtaya ihtiyaç duyulur. Tüp bebek tedavisinde, kadının yumurtası ile erkeğin sperminin laboratuvar içerisinde döllendirip, embriyoyu meydana getirmekte ve elde edilen bu embriyoyu kadının rahmine aktararak gerçeleştirilmektedir. Tedavinin uygulanabilmesi için, kadından alınacak olan sağlıklı yumurtalara gerek duyulur. Yumurtaları gerekli oranda kaliteli olmayan ve yumurtalıkları çalışmayan kadınlara, tüp bebek tedavisini gerçekleştirmek pek mümkün olamamaktadır.

    Kadınların üreme faktörü, 35 yaşına gelmesi ile beraber azalmakta, 38 yaşına gelindiği zamandan itibaren hızlanmaktadır. 40 yaşına gelen bir kadının, tüp bebek tedavisi ile hamile olma ihtimali % 20 nin çok altında dır. Bunun dışında, ileri yaşta olan kadınlarda tüp bebek tedavisi ile hamilelik gerçekleştirilmiş olsa dahi,  hamilelik esnasında düşük yapma olasılığı artış göstermektedir. Tüp bebek tedavisinde, elde edilen başarının daha çok kadının yaşı ve embriyosunun kalitesi ile doğru orantılı olduğu ispatlanmıştır. Belli bir yaştan sonra, gerekli miktarda ve kalitede yumurta elde edilememektedir. Tüp bebek tedavisi uygulanan her 4 çiftten yalnızca biri bebek sahibi olmaktadır. Kadında 35 yaş, bir kırılma noktasıdır. Bu kırılma noktası, dünyanın her yerinde bu şekilde değerlendirilmektedir. Bu durum kadının yaşlanması ile beraber, yumurtalıklarının da yaşlanması şeklinde ele alınmalıdır. Ayrıca bknz: Kadının Yaşı ve Tüp Bebek

    Kadının yaşı tüp bebek tedavisini nasıl etkilemektedir?

    Tüp bebek tedavisindeki başarısızlığın sebeplerinden bazıları erkekten kaynaklanırken, bazıları da kadından kaynaklanmaktadır. Tedavi uygulanacak kadının yaşı, tüp bebek başarısı için en önemli unsurdur. Doğum esnasında, belli miktarda yumurta rezervi ile dünyaya gelen bir kız çocuğunun, yumurtalık rezervi adet olana kadar hızlı bir şekilde düşmektedir. Bu oran, menopoz dönemi sürecine gelinceye kadar, minimum seviyesine gelmektedir. Kadının yaşı 37 ye geldiği zaman, hem yumurtasının kalitesi , hem de miktarı düşmektedir. Bu sebepten dolayı, kadın için en verimli üreme dönemi, 25 ile 34 yaşları arasındadır. Bu sebeplerden dolayı, tüp bebek tedavisinde elde edilen başarının oranı yaş ile beraber, düşük olma ihtimali de artmaktadır. 38 ile 39 yaşları arasında olan bir kadının düşük riski, 18 ile 34 yaş arasındaki bir kadının düşük riskinden % 43 civarında daha fazladır. Yaş ilerledikçe, bu oran iki katına ulaşmaktadır.

    Tüp Bebek Tedavisi Sorularınız için Tıklayın!

    Menopoz dönemine yaklaşan kadınlarda gebelik şansı ne kadardır?

    Kadınların menopoz dönemine girme yaşı ülkemizde yaklaşık olarak 47 iken, dünyadaki ortalama 49 dur. Menopoz dönemine 40 yaşından daha erken girmiş olmak, erken menopoz olarak tanımlanmaktadır. Erken menopoza girmenin sebepleri içerisinde, yumurtalıklarda meydana gelen kistler, düzensiz hayat, sigara tüketimi ve genetik faktörler yer almaktadır. Bu faktörlerin en önemlisi, genetik etkenlerdir. İnsanların bütün özelliklerini belirleyen bu genler, menopoz dönemine girme zamanını da belirleyen faktördür. Aile içerisinde erken menopoza giren birilerinin bulunması halinde, kişinin erken menopoza girme ihtimali de artar.  Erken menopoza girme riskini taşıyan kişilerin, bunu engellemesi adına muhakkak doktor kontrolünde olması gerekir. Yumurtalık kistleri, yumurtanın kapasitesini azalttığı için, erken menopoza girilmesine sebep olabilir. Genç yaşta ki kadınlarda meydana gelen kistler zararsız olsa dahi, yumurtalıklarda hasarın olmasına sebep olur. Bu hastalarda yumurtlama düzensizliği meydana geleceğinden dolayı, hamilelik ihtimalini de en aza indirmektedir.

    Yumurtalıklarında kist olan ya da genetik olarak buna yatkın olan kişilerin düzenli olarak doktor kontrolünde olması gerekir. Yapılan tedaviyle birlikte kadının üreme yeteneği daha fazla uzatılabilir. Sigara alışkanlığı, toksik maddelerde kadının üreme sağlığını belirlemektedir. Sigara içmek yumurta kalitesini düşürmekte ve yumurtlama bozukluğuna neden olmaktadır. Bu şekilde yumurtalıklar üzerinde toksik etki oluşmaktadır.

    Erken menopozun oluşması riski, kadında doğurganlık bakımından önemli bir etkendir. Menopoz dönemine girmiş kadınlarda, yumurtanın meydana getirdiği östrojen seviyesinde azalma olur. Östrojen seviyesinin azalması ile, kadınlarda idrar yolu enfeksiyonuna, idrar yolu kuruluğuna, vajina kuruluğuna ve kemik erimesi gibi sağlık problemlerine neden olmaktadır. Şuan ki geliştirilmiş olan yöntemler ile, erken menopoz dönemine giren kadınlarda bir takım tedaviler uygulanarak, hamilelik oluşturulabilmektedir. Yumurta dondurma, kök hücre, tüp bebek tedavisi bu tedavi yöntemlerinin arasında yer almaktadır.

    Tüp bebek uygulamasında yaş sınırı var mı?

    Kadının adet döneminin 3. gününde uygulanan hormon testleri ile,  yumurtalık kapasitesinin ultrason ile yapılacak incelemeler sonucunda uygun görülmesi durumunda, 45 yaşına kadar tüp bebek tedavisi uygulanabilmektedir. Ancak, 38 yaşını geçmiş olan kadınların tüp bebek uygulamaları yapılırken preimplantasyon genetik tanı uygulanarak, embriyoların kromozom yapıları incelenerek, normal oldukları teşhis edilmelidir.

    Preimplantasyon genetik tanı yöntemi ile yaşa bağlı problemler aşılabilir mi?

    Yaşı ilerlemiş olan kadınlara, yardımcı üreme teknikleri uygulandığı zaman, sağlıklı çocuk sahibi olma ve hamile kalma ihtimalini arttırmak için, preimplantasyon genetik tanı yapılabilir. Bu yöntem ile, embriyolar kadına aktarılmadan önce, ileri yaşta meydana gelen problemler göz önüne alınarak, kromozomlar incelenmekte, böylece normal dışı olan embriyolar anne adayına aktarılmamaktadır. Bazen genç yaşlarda görülen yumurtalık rezervi kayıpları, bazen de ileri yaşta olan kadınların yumurtalıklarında olumlu tepkiler olabilir. Bu yüzden, kadınların tedaviye başlanmadan önce, yumurtalıklarının ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, ultrasonografi yapılması, hormon tahlilleri uygulanarak hamilelik ihtimali doğru bir şekilde değerlendirilmelidir. Kendisi için uygun olan tedavinin seçilerek uygulandığını bilen kadının, psikolojik olarak yaşadığı stres azalarak,  doktora güven duyması, tedavinin başarı oranını arttırmaktadır.

     

    Prof. Dr. Bülent TIRAŞ

  • Tüp Bebek 2015 2016 Fiyatları

    Tüp Bebek 2015 2016 Fiyatları

    Tüp bebek tedavisi bebek sahibi olamamış çiftlerin en fazla umut bağladığı yardımcı üreme yöntemlerinden biridir. Bu tedavinin fiyatları hakkında çiftlerin merak ettiği konular bulunmaktadır. Çünkü tüp bebek merkezlerinde uygulanan tedavilerde değişken oranlarda fiyatlar uygulanmaktadır. Tüp bebek fiyatları 2015 yılında belirli oranda artış göstermiş, ancak bunun standart bir fiyatı bulunmamaktadır. Fiyatlara etkili olan değişik faktörler vardır. Tedavi sırasında çiftlerin hem manevi açıdan, hem de maddi açıdan fedakârlıkta bulunması gerekmektedir.

    Yapılan araştırmalarda çiftlerden her 100 tanede 15 tanesi tüp bebek tedavisini üreme yöntemi olarak tercih ettiği belirlenmiştir. Bu nedenle tedavinin çok sayıda kişiyi ilgilendirdiği görülebilir. Normalde tüp bebek tedavisi maliyet olarak oldukça yüksektir. Bu tedavinin maliyetinin çoğunun sosyal güvenlik kuruluşu tarafından karşılanmaması yüzünden çiftler maddi olarak hazırlıklı olmalıdır. Çiftlere sunulan olanaklar, kullanılan ilaçların fiyatları, doktorun tecrübesi, tedavide yardımcı olan diğer faktörler tüp bebekte maliyeti etkileyen önemli unsurlardır. Bunların miktarı tüp bebek merkezlerine göre bile farklılık gösterir. Hastalara sunulan olanaklar, teknolojik uygulamalar tüp bebek merkezinde fiyatlara direkt olarak yansır.

    Günümüzde tüp bebek fiyatları kim tarafından karşılanır?

    Tüp bebek tedavisine başvuran çiftlerin sağlık güvencesi olması halinde, uygulanan tedavide bu açıdan indirimden faydalanması mümkündür. Çiftler sağlık bakanlığına bağlı olan bir sağlık kuruluşundan tüp bebek tedavisine uygun aday olduklarına dair bir rapor almalıdır. Alacakları sağlık raporuyla tüp bebek tedavisinin bir bölümünün maliyeti buradan karşılanabilir. Çiftlere uygulanan tüp bebek tedavisi tamamlandıktan sonra, geriye ödenecek tutar sağlık kurumu tarafından çifte geri ödenir. Bu tedavi sırasında hasta için kullanılacak ilaçların % 80 tutarı da sağlık kurumu tarafından karşılanır. Kullanılan ilaçların miktarı anne adayının mevcut yumurta rezervine göre farklılık gösterir. Kadının yumurta rezervi iyi oldukça ilaç maliyetleri de daha düşük olur. Çiftler tedavi sırasında uygulanan ilaçlar konusunda tüp bebek merkezinden bilgi alabilir.

    Tüp bebek tedavi maliyetinin bir bölümünü sağlık kurumu nasıl karşılar?

    Bu tedavide maliyetlerin bir bölümünün sağlık kurumu tarafından karşılanması için bazı koşulların bulunması gerekir. Bunlar sağlanmadığında bu miktar sağlık kurumu tarafından karşılanmaz.

    Çiftlere uygulanan diğer yardımcı üreme tedavileri sonucunda ya da normal yollardan bebek sahibi olunamadığı hakkında ve sadece tüp bebek tedavisiyle gebelik elde edilebileceği konusunda sağlık kurulu raporunun alınması

    Tüp bebek tedavisi uygulanacak olan anne adayının 23 yaşını doldurmuş olması, 40 yaşından gün almaması gerekir.

    Tüp bebek tedavisini yapacak merkezle sağlık kurumunun anlaşmasının olması

    Uygulanan diğer tedavilerle son 3 yılda gebelik elde edilemediğinin belgelenmesi

    Çiftlerin en az 5 yıllık genel sağlık sigortasının olması ya da bakmakla yükümlü kişi olması ve genel sağlık sigortası priminin en az 900 gün ödenmiş olması gerekir. Bu koşullar sağlandığında tüp bebek fiyatlarının bir kısmı sağlık kurumu tarafından karşılanabilir.

  • Başarısız tüp bebek denemeleri

    Başarısız tüp bebek denemeleri

    Ankara Centrum Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Recai Pabuccu başarısız tüp bebek denemeleri hakkında bilgi verdi.

    Tüp bebek tedavisi çocuk özlemi olan, doğal yöntemler ve diğer üreme yöntemleriyle gebelik elde edememiş olan çiftlerin belki de son umut ışığıdır. Bu tedavi zorlu aşamaları içerdiği gibi, çiftlerin tedavi sürecinde stresli olduğu bir yöntemdir. Çünkü tedavinin sonucu çiftlerin özlem duyduğu bebeğe sahip olmalarını sağlayacaktır. Bu tedavinin yapılan 3 denemeye rağmen başarısızlıkla sonuçlanması haline tüp bebek başarısızlığı gündeme gelir. Bu başarısız denemelerin sebepleri kesin olarak bilinmese de, bunun hakkında bazı değerlendirmeler yapılabilir.

    Tüp bebek tedavisinde başarının sağlanması için en önemli etken anne adayının yaşıdır. Buna rağmen çok iyi hazırlanan tedavi programında kadının yaşı 35’ten daha küçük olsa da, herhangi bir sorun tespit edilmemesine rağmen tüp bebek denemesinde başarı sağlanamayabilir. Bunun sebepleri arasında pek çok etken bulunabilir. Yeni bir denemeye başlamadan önce bunların değerlendirilmesi tavsiye edilir. Bknz:  Önceki başarısız tüp bebek uygulamaları

    700_Basarısız_Tup_Bebek_icerik1

    Başarısız tüp bebek denemesinden sonra yeniden deneme yapılır mı?

    Tüp bebek tedavisinde her zaman başarılı olmak mümkün değildir. Tedavide başarı oranlarını belirleyebilmek için, öncelikle anne adayının yaşı dikkate alınmalıdır. Çünkü yaş ilerledikçe başarı elde edilme oranı düşer. Bu doğal yolla elde edilecek gebeliklerde bile böyledir. Bu etkenle birlikte yumurtalıklarda olan genetik bozukluklarda başarısızlık sebebi olabilir. Genç yaştaki çiftlerde bile başarısız denemeler olabilir. Bu durumda başarısızlığın nedeni açıklanamamaktadır. Çiftlerde yeni bir deneme yapılmasının sakıncası yoktur. Ancak ilk denemede başarısızlığın sebepleri araştırılarak, ikinci bir denemeye girişilmelidir.

    Tüp bebek tedavisinde başarısızlık olasılığı nedir?

    Tüp bebek tedavisinde başarısızlık olasılığı yine öncelikli olarak kadının yaşıyla bağlantılı bir şekilde değerlendirilir. 35 yaşına kadar olan kadınlarda sorun bulunmasa bile başarı oranı % 60 olarak kabul edilir. Çünkü bu yaşlarda uygulanan tedavilerde nedeni açıklanamayan şekilde gebelik elde edilemeyebilir. Anne adayları 35-37 yaşlarında olursa, bu başarı oranı % 45 seviyesine düşer. 38-40 yaşlarında olan kadınlarda bu oran % 30 seviyelerinde, 40 yaşından fazla olanlarda ise % 10- 20 seviyelerine iner. Tüp bebekte başarısızlık olasılığına kadının yaşıyla birlikte erkeğin spermlerinin sayısı, hareketliliği, yumurtlama bozukluğu, rahimden kaynaklanan sorunlar gibi etkenler etkili olabilir.

    Tüp bebek denemesi kaç kez yapılabilir, deneme sayısında kısıtlama var mıdır?

    Başarısız tüp bebek denemelerinin adından yeni denemelerin yapılma sayısı tamamen çiftlerin isteği ve maddi yeterliliğine göre değişkenlik gösterir. Genç yaştaki çiftlerin ilk denemede olmasa bile, daha sonraki denemelerde gebelik elde etme şansı daha yüksek görülür. Bu nedenle çiftlerin umutsuzluk içinde olmaması gerekir. İleri yaştaki çiftlerde ise, başarısızlık yaşa bağlı yükseldiğinden deneme sayıları arttırılabilir. Normalde 6 defa başarısız olmuş çiftlere yeni bir tüp bebek tedavisi tavsiye edilmese de, bunun için bir kısıtlama da bulunmamaktadır.

    Başarısız tüp bebek denemeleri çiftleri psikolojik olarak etkiler mi?

    Tüp bebek tedavisinde her denemenin çiftler üzerinde bir etkisi olur. Bu denemelerde beklenen, arzu edilen tedavinin başarılı bir şekilde sonuçlanarak, anne adayında gebelik elde etme ve eve canlı bebek götürmelerini sağlamaktır. Tedavinin başarısız olmasından en fazla etkilenen anne adayıdır. Çiftler psikolojik olarak etkilendikleri gibi, başarısızlık durumunda maddi ve fiziksel açıdan da etkilenirler.

    Başarısız tüp bebek denemelerinde her denemenin arasında ne kadar süre olmalıdır?

    Tüp bebek tedavisinin başarısızlıkla sonuçlanması halinde, çiftlerin yeni bir denemeye başlaması için en az 1-2 ay süre olmalıdır. Bu sürede anne adayının kendisini ruhsal açıdan toparlaması sağlanmış olur. Ancak anne adayının yaşının ilerlemesi, özellikle 40 yaşını geçmiş kişilerde zaman kaybetmemek daha uygun olur. Çiftler kendilerini hazır hissediyorsa, tedaviden yıpranmayacaklarını düşünüyorsa sık aralıklarla denemeler yapılabilir.

    Başarısız tüp bebek denemeleri

    Tüp bebek tedavisinde başarısızlıkları önlemek için neler yapılabilir?

    Paternal lenfosit aşısı: Başarısız tüp bebek denemelerinde etkili olabilen bağışıklık sistemi sorunlarında bu yöntem kullanılabilir. Erkekten alınan kan örneğinde lenfosit hücreleri ayrıştırılarak, bu anne adayının koluna dört yerden enjeksiyonla verilir. Bu uygulama tüp bebekten önce 3 kez, daha sonra 2 kez yapılır. Bu uygulamanın amacı rahimde gelişen bebeğin bağışıklık hücreleri nedeniyle zarar görmesinin önlenmesidir. Bebeğe ve anneye zarar vermeyen bir uygulama olduğundan, başarısız denemelerin sebebi uygun olduğunda bu yöntem uygulanmalıdır.

    Yardımcı tomurcuklanma laserle: Tüp bebeğin başarısını sağlayan en önemli bir unsur döllenen embriyonun rahimde tutunmasıdır. Bunun için embriyoyu çevreleyen dış tabakanın incelerek kaybolması gerekir. Bu laboratuvar koşullarında sağlanarak, tüp bebek tedavisinin başarılı olması sağlanabilir.

    Blastosit transferi: Rahme tutunmadan önceki embriyo yani blastosit aşamasında rahme tutunma olasılığı fazla olduğundan, gebelik elde edilmesi daha kolay olabilir. Bu yüzden embriyo transferi 5-6 günde yapılabilir.

    Yapay rahim içi uygulaması: Tedaviden önce biyopsiyle rahim içinden endometriyal hücreler toplanır. Bunlara laboratuvar ortamında üretilerek, embriyoların gelişimini sağlamak için doğal bir ortam oluşturulur. Başarısız tüp bebek denemelerinde bu yöntem kullanılabilir.

    Akupunktur: Bu uygulama çiftlerde strese karşı dayanıklılık sağlayacağından, tüp bebek tedavisinde başarıya yardımcı olabilir.

  • Çikolata Kisti

    Çikolata Kisti

    Rahimde her adet döneminde iç yüzeydeki kalınlaşmayla birlikte embriyonun yerleşmesi için uygun bir ortam oluşturulur. Yumurtalıklardan salgılanan yumurtanın döllenmemesi halinde, kalınlaşan iç tabaka adet kanaması şeklinde dışarıya atılır. Bu süreçte kanama olağan dışı bir şekilde geriye akarsa, karın boşluğuna bir miktar kan taşınır. Sadece rahim içinde olan endometrium hücrelerinin başka bir bölgede olması durumunda burada yine her ay yaptığı gibi kalınlaşma yaparak, yine kanmayla dökülme yaşanır. Bu zamanla birikim yapar ve bu alanda iltihabik reaksiyonlar, yapışıklıklar ya da burada kitle oluşumuna neden olur.

    Bu şekilde endometrium hücreleri yumurtalıklara yerleşirse, içi erimiş çikolataya benzer bir sıvıyla dolu olan ve bu yüzden çikolata kisti olarak adlandırılan yapılar oluşur. Çikolata kisti kadında genellikle pelvik ağrısı, cinsel ilişkide derinde hissedilen ağrı, adet kanamasında ağrı gibi etkilerle kendini belli edebilir. Bu ağrılar adet ağrılarına benzese de, ağrı kesici ilaçlarla giderilemeyecek kadar şiddetli olması karakteristik özelliktedir.

    Kadında gebe kalamama, kısırlık ya da adet düzensizliği gibi sorunların bir nedeni de çikolata kistleri olabilir. Kanama yüzünden oluşan atıklar yapışıklıklara neden olup, fallop tüplerinde tıkanıklığa ya da tüplerin saçaklarındaki işlev bozukluğuna sebep olabilir. Yumurtalıklardan salınan yumurta hücreleri tüplere geçemediğinden ya da burada ilerleyemediğinden kısırlık sorunu yaşanabilir.

    Çikolata kistinin evreleri

    Çikolata kistleri yerleşimlerine, boyutuna, bulunduğu yerdeki derinliğine ve miktarlarına göre değerlendirilip, dört farklı evrede incelenir.

    1 Evre ( Minimal endometriosis ): Bu evrenin henüz hastalığın başlangıç aşaması olduğu ve bu aşamada kistlerin rahatça gözlenemediği söylenebilir. Bu yüzden tanı konulması oldukça güçtür.

    2 Evre ( Hafif endometriosis ): Bu evreye gelmiş olan rahatsızlığın ilerleme gösterdiği, ancak birinci ve ikinci evrede henüz cerrahi bir işlem yapılmasına gerek olmadığı söylenebilir. Bu evredeki kistler cinsel ilişkide ya da adet döneminde ağrıya neden oluyorsa, laparoskopiyle kistlerin yakılması gündeme gelebilir. Bu evrede henüz ağrıların dayanılabilir nitelikte olması yüzünden, çikolata kistlerinin tedavisi ihmal edilebilir.

    3 Evre ( Orta endometriosis ): Bu evrede ilerleyen kistler, artık rahatlıkla ultrasonda görünebilir hale gelir. Bu kistlerin büyüklüğü bu aşamada yaklaşık 3-4 cm kadar olur. Bu aşamada hastalar rahatsızlıkları daha belirgin şekilde hissederler.

    4 Evre ( Şiddetli endometriosis ): Bu evredeki kistlerin vajinal ultrasonla belirlenmesi mümkündür. Bu evrede yumurtalıklardaki yapışma nedeniyle kistler, bağırsağın farklı alanlarında sonunda, ortasında ya da rahim duvarının arkasında yapışmış şekilde olabilir. Bu aşama çikolata kistlerinin son evresidir. Kadınlar bu evrede çok fazla sorun yaşarlar.

    Vücutta Ca-125 adındaki tümör belirteci çikolata kistinin olması halinde yükselir. Normale Ca-125 değeri sadece yumurtalık kanseri olduğunda yüksek çıkar. Kanserde değeri 700-1000 olurken, endometriozis varlığında değerler 50-100 arasında seyreder. Nadiren bu değer çikolata kistinde, tıpkı yumurtalık kanserlerinde olduğu gibi yüksek çıkabilir.

    Çikolata kistinde en riskli olan evre hangisidir?

    Hastalarda adet ağrıları, cinsel ilişki sırasında oluşan ağrılar, tedavilere yanıt alınamaması halinde yapılacak vajinal ultrasonla rahatlıkla görüntülenen kistler, adet kanaması olduğunda kahverengi kanla kendini gösterebilir. Çikolata kistlerin ilk 2 aşaması fazla şikayete neden olmayan, tehlikesiz evrelerdir. Son 2 evre ise en tehlikeli kabul edilen aşamalardır. Üçüncü evrede başlayan ağrılar oldukça belirgindir. Son aşamaya gelen kistler oluşumlarını tamamladığından, mutlaka cerrahiyle alınmalıdır. Bu evrede oldukça şiddetli ağrılar olmaya başlar. Kistlerin cerrahiyle alınması halinde tüm şikâyetler sona erer. Yeniden oluşmaları nadir olsa da, hastaların düzenli olarak takip edilmesi gerekir.

    Çikolata kisti teşhisi ve boyutları nasıl belirlenmektedir?

    Çikolata kistleri adet döneminde ve cinsel ilişkide ağrıya neden olurlar. Bunun dışında kasıklarda ve karnın alt kısmında da ağrılara neden olabilirler. Bu ağrıların özelliği çok şiddetli olmaları ve ilaçlarla geçmeyecek düzeyde olmasıdır. Kistlerin son iki evresi özellikle ağrıların daha şiddetli olduğu dönemlerdir. Endometriozis yani çikolata kisti rahim içinde olan dokunun rahim dışına yerleşip, burada dokunun aynı davranışını taklit etmesiyle olur. Bu dokular genital organlarda, batın içinde farklı lezyonlara sebep olurlar. Çikolata kistinin hangi evrede olduğu ve boyutları lezyonların yaygınlığına göre belirlenir.

    Bu şekilde tam olarak belirlenmemiş lezyonlar, bulunduğu yer, boyutları, invazyon derinliği, yumurtalıklarda ve fallop tüplerindeki yapışıklıkların oranı değerlendirilerek dört evreye ayrılır. Ayrıca lezyonlar renklerine uygun olarak, beyaz, siyah ya da kırmızı olarak sınıflandırmaya tabi tutulur. Son iki evreye geldiklerinde karında olan yapışıklıklar ileri seviyelere geldiğinden, çikolata kistleri rahatlıkla izlenebilir. Yumurtalıklarda endometriozis olması çikolata kistinin oluşmasını sağlar. Genellikle peritoneal lezyonlarla birlikte izlenen çikolata kistleri, bazen izole olarak görülür. Çikolata kistlerinin çapı 3 cm ya da daha fazla olursa 3 ve üzeri evrede olduğu belirlenir. Kistlerin son evreye geldiğinde ise, yumurtalıkların birbiriyle yapışması ve bağırsakta rektumun orta hatta uterusun arkasına yapışmasıyla tespit edilebilir. Bu aşamada çikolata kistinin hangi evrede olduğu ve boyutları vajinal ultrason yapılarak kolaylıkla belirlenebilir. Kistlere kesin tanı koyulması için, ameliyatın ardından yapılacak patolojik incelemenin sonucunun alınması gerekir.

    Çikolata kisti en şiddetli belirtileri hangi evrede verir?

    Çikolata kistlerinin gelişimi dört evre halinde olur. Bu evrelerin içinde en fazla sorun yaratan dördüncü evredir. Hastalar bu evrede oldukça şiddetli ağrılar hissederler. 35 yaşının üzerinde olan ve gebelik elde edilme sırasında tespit edilebilen kistler, jinekolojik muayeneyle belirlenir ve patolojik inceleme sonucunda kesin tanı koyulabilir. Dördüncü evreye gelen kistlerde boyutlar 3-4 cm olup, karın bölgesinde olan yapışıklıklar en yüksek düzeyde olur.

    Çikolata kistinin belirtileri nedir?

    Çikolata kistlerinin en belirgin belirtileri arasında adet kanamasının aşırı miktarda artması ve adet kanamalarının giderek birbirine yakınlaşması gelir. Bunların dışında adet sırasında idrar yaparken ağrının olması, kabızlık ve ishal gibi sorunların yaşanması, adet kanmalarından önce ve adet kanaması sırasında ağrının olması, kısırlık sorunu yaşanması, cinsel ilişkide derinden ağrı duyulması, dışkılamada ağrı, bağırsak hareketlerinde artış gibi belirtiler meydana gelir.

    Çikolata kistleri tedavi edilmezse neler olabilir?

    Kistlerin tedavi edilmemesi halinde embriyo gelişimi olumsuz etkilenmekte ve embriyonun rahim içine tutunması engellenebilir. Ayrıca spermlerin canlılığını yitirmesine, yumurtalık fonksiyonlarının bozulmasına neden olarak, kısırlığa neden olabilir. Yumurtalık içinde gelişen kistler tedavi edilmediğinde burada işlev bozukluğuna neden olmakta ve yumurtalık rezervine olumsuz etkiler yapmaktadır. Yumurtalık içinden kistler temizlenemediğinde, yumurtalıkların alınması gündeme gelebilir. İlk iki evredeki kistler ilaçlarla ve doğum kontrol hapları sayesinde tedavi edilebilir. Bu tedaviler hormonları baskıladığından, lezyonların gerilemesine neden olur ve kistlerin küçülmesini sağlar.

    Çikolata kisti açısından kimler risklidir?

    Kadınların en fazla etkilendiği sorunlarda olan çikolata kistleri, doğurganlık çağındaki kadınlarda % 5 kadar etkili olur. Ağrılı adet gören ve tedaviye yanıt vermeyen 30-40 yaşları arasındaki kadınlarda % 20-25 oranında etkili olur. Kısırlık sorunu olan kadınların % 40 ı bu kistlerden etkilenir. Ailede annesinde çikolata kisti olan kadınlar bu açıdan diğerlerine göre 6-7 kat daha fazla risklidir. Adet ağrılarını şiddetli yaşayan kadınlar ise, 4-6 kat daha fazla risklidir.

    Tüp Bebek Tedavisi Prof. Dr. Bülent Tıraş Sorularınız için Tıklayınız!

  • 5. Güne Hazır mısınız?

    5. Güne Hazır mısınız?

    Modern bir yöntem olan tüp bebek tedavisi, günümüzde çok daha büyük başarı ile geçmişe oranla daha modern, daha az masraflı ve pratik şekilde yapılıyor. Teknik gelişmeler, tüp bebek başarısını çok iyi noktalara taşıyabiliyor.  Günümüzde uygulanmakta olan ileri tüp bebek tekniklerinden biri olan “5. Gün Blastokist Transferi” ile ilgili bilgi almak üzere Kadın Hastalıkları, Doğum ve Infertilite Uzmanı Op. Dr. Dilek Aslan ile görüştük. Op. Dr. Dilek Aslan, 5. Gün Blastokist Transferi’nin çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere çok daha yüksek oranlarda gebelik şansı sunduğuna dikkat çekti.

     5. gün blastokist transferi
    5. gün blastokist transferi

     

    “5. Gün Blastokist Transferi” nedir?

    Doğal yollardan bebek sahibi olamayan çiftlerde uygulanan tüp bebek (IVF); erkek ve kadın üreme hücrelerinin laboratuar ortamında özel koşullarda döllenmesi ve oluşan embriyoların kadının rahmine yerleştirilmesi yoluyla gebelik elde edilmesinin amaçlandığı modern bir tedavi yöntemidir. Günümüzde uygulanmakta olan ileri tüp bebek tekniklerinden biri olan 5. Gün Blastokist Transferi, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere çok daha yüksek oranlarda gebelik şansı sunmaktadır.

    Laboratuar ortamında 5 gün boyunca takip edilip geliştirilen embriyolara blastokist adı verilir. 5. günde yapılan embriyo transferine de “blastokist transferi” denir.

     5. gün blastokist transferi
    5. gün blastokist transferi

     

    1978 yılında ilk başarılı  tüp bebek gebeliği de blastokist transferi ile elde edilmiştir.

    Embriyo, gelişim sürecinin 5-6. günlerinde blastokist evresine ulaşılmaktadır. Bir blastokist, yaklaşık olarak 100-120 hücre içermektedir. Bu dönemden sonra embriyoların laboratuar ortamında bekletilmesi mümkün değildir. Anne rahmine transfer edilmesi gerekmektedir.  Embriyo transfer sonrasında 6-7 günlerde koruyucu tabakası olan zona pellüsidadan kurtulur ve rahim dokusuna tutunmaya başlar.

    Blastokist transferi ile implantasyon (tutunma) şansı daha yüksektir. Çünkü iyi embriyoların seçimi söz konusudur, yani ancak iyi olan embriyolar laboratuvarda gelişimlerine devam etmekte ve 5. güne ulaşabilmektedir.

    Tüm ülkelerde çoğul gebeliğin yarattığı risklerden korunabilmek için transfer edilen embriyo sayısına yasal sınırlamalar getirilmiştir. Ülkemizde bu sınır, en fazla 2 embriyodur. 5. gün embriyo transferinde 1 veya 2 blastokist verilerek, hem çoğul gebelik riski azaltılmış hem de gebelik şansı yükseltilmiş olur.  Tüp bebek tedavisinde amaç, eve tek sağlıklı be­bek götürmektir. Bu amacı başarmak için daha kaliteli ancak daha az sayıda embriyo transferi tüm seçkin kliniklerin ortak stratejisidir. 

     5. gün blastokist transferi
    5. gün blastokist transferi

     

    1. Güne Hazır Olmak

    Tüp Bebek laboratuvarlarında kullanılan embriyoların içerisinde takip edildiği ardışık kültür mediumlarında hastaların %60-70’inde blastokist evresine ulaşılabilmektedir.

    Kromozomsal anormallik taşıyan embriyoların blastokist dönemine ulaşabilme ihtimali, normal olan embriyolara oranla çok daha düşüktür. Böylece, 5. günde kromozomsal olarak daha sağlıklı embriyoların seçilebilme ihtimali yüksektir. Bu nedenle blastokist dönemi kaliteli embriyoların transferi ile çok daha yüksek gebelik oranları elde etmek mümkündür.

    Blastokist dönemine ulaşmış embriyolar, ultra hızlı  dondurma yöntemi olan vitrifikasyon ile başarılı şekilde dondurulabilmekte ve ihtiyaç duyulduğunda başarıyla çözülebilmektedir.

    Ancak 5. gün blastokist transferi yapabilmek ve başarılı sonuçlar elde edebilmek için sadece sizin embriyolarınızın belirli şartlara uyması yeterli olmaz.

    Tüp bebek ünitesinin de yüksek niteliklere ve standartlara sahip olmasını gerekir:

    • Laboratuvar koşulları üst düzeyde olmalı. Dizaynı, havalandırması, temizliği ve bunların periyodik kontrolleri titizlikle yapılmalı.
    • Yeterli ve kaliteli donanımlara sahip olmalı, kontrol ve kalibrasyonları düzenli yapılmalı.
    • Alanlarında uzman tecrübeli bir ekibe sahip olunmalı.
    • Blastokist transferi gibi titiz takip gerektiren tekniklerde tecrübeli embriyologlar yeterli sayıda olmalı.
    4
    Blastokist transferi

     

    Blastokist transferi kimlere uygulanır?

    Alınan ve döllenen yumurta sayısının çok olduğu (genelde 8 ve üzeri) ve 3. gün embriyo kalitesinin iyi olduğu tüm çiftlerde uygulanabilir.

    Blastokistlerin neden yaklaşık %50’si tutunamamaktadır?

    Muhtemelen kromozomsal anomalili bir embriyo söz konusudur ya da endometriumun embriyoyu tutma kapasitesinde sorun vardır.

    Blastokist Transferi Kimlere Önerilir?

    • Daha önce tekrar eden denemelerde iyi kalitede 3. gün embriyoların verilmesine rağmen gebeliğin oluşmadığı çiftlere,
    • Çoğul gebelik istemeyen çiftlere,
    • Kalan embriyolarının dondurulmasını istemeyen çiftlere önerilir.

    Blastokist transferinin dezavantajları nelerdir?

    • Hastaların yaklaşık %40’ında transfer edilecek blastokist gelişmeyebilir.
    • Bazı olgularda beşinci günde embriyoların dondurulması, 3. gün dondurulması kadar iyi sonuçlar vermeyebilir.
    • Bazı araştırmalara göre laboratuvar ortamında blastokist evresine gelemeyen embriyoların %10’u 2. ya da 3. günde rahime verilmiş olsa idi gelişimlerine devam edebilirlerdi.

    Hepimiz bir zamanlar ‘’blastokist’’ idik.

    Blastokist transferine gidilmesinin amacı, daha kaliteli embri­yoları seçerek, gebelik şansını arttırırken çoğul gebelik riskini azaltabilmektir.

    Unutmayınız ki; her durumda blastokist transferi uygun olmayabilir. Transfer için blastokist aşamasına kadar bek­leme kararını verirken; embriyoların kalitesi, sayısı ve niçin tüp bebek yapıldığına göre bu kararı embriyoloğunuz, doktorunuz ve siz birlikte değerlendirirsiniz.

    Kaynak: İzmir Kent Hastanesi 

    DOKTOR: Op. Dr. Dilek Aslan

    Bir önceki makalemiz “Tüp bebekte başarı için altın kurallar nedir?” okumak için tıklayınız.

  • Tüp bebekte başarı için altın kurallar nedir?

    Tüp bebekte başarı için altın kurallar nedir?

    Tüp bebekte başarı için altın kuralların ve tüp bebek tedavisinde atılacak 3 adımın neler olduğu ile ilgili olarak Kadın Hastalıkları, Doğum ve Infertilite Uzmanı Op. Dr. Dilek Aslan ile görüştük. Tüp bebek yönteminde her çiftin tedavisinin değişken olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Dilek Aslan; tedavinin uygulama şeklinin, yumurta toplama ve embriyo transfer zamanının çiftlere özgü olduğunu önemle vurguladı. 

    Tüp bebekte başarı için altın kurallar nedir?
    Tüp bebekte başarı için altın kurallar nedir?

     

    Tüp bebek tedavisinde atılacak 3 adım nedir?

    Doğal yollardan bebek sahibi olamayan çiftlerde uygulanan tüp bebek (IVF); erkek ve kadın üreme hücrelerinin laboratuar ortamında özel koşullarda döllenmesi ve oluşan embriyoların kadının rahmine yerleştirilmesi yoluyla gebelik elde edilmesinin amaçlandığı modern bir tedavi yöntemidir.

    Tüp bebek tedavi yöntemi,  birçok çifte gebeliğe ulaşma şansı sunmaktadır. Mikroenjeksiyon yöntemi ile sperm sorunu olan birçok erkek, artık bebek sahibi olabilmektedir. Tüp bebek tedavisinde başarı oranlarının giderek artması, son derece sevindiricidir. Titiz çalışma, etik tutum, doğru zamanlama ve güler yüzlü bir tedavi süreci, başarıyı önemli oranda etkilemektedir. Önceki yıllarda bebek sahibi olmayı hayal bile edemeyen çiftler, kendi mucizelerini gerçekleştirme şansı bulabilmektedir. İşte bu şans için tüp bebek tedavisinde atılacak 3 adım, çok önemlidir.

    Bu 3 adım;  

    1. adım iyi bir hazırlık ve destek dönemidir.
    2. adım uzman, tecrübeli bir ekip ve ileri teknolojik donanıma sahip merkez seçimidir.
    3. adım kişiselleştirilmiş güncel tedavi planı ile bebek sahibi olmak isteyen çifte en uygun tedavinin belirlenmesidir. 

    Tüp bebek tedavisi, hangi durumlarda düşünülmelidir?

    • Kadının tüplerinde tıkanıklık varsa,
    • Kadında endometriozis (çikolata kisti hastalığı) bulunuyorsa,
    • Erkekte sperm sayısı az veya sperm hareketliliği sorunları yaşanıyorsa,
    • Polikistik Over Sendromu’nda diğer tedaviler başarılı olamamışsa,
    • Hormonal yetersizlik gibi yumurtlama sorunları varsa,
    • İleri yaş ve zayıf yumurtlama durumunda,
    • Nedeni anlaşılamayan infertilitede,
    • Diğer tedavi yöntemlerinden sonuç alınamadıysa,

    Tüp bebek tedavisine başlanılması düşünülmelidir. 

    Tüp bebekte başarı için altın kurallar nedir?
    Tüp bebekte başarı için altın kurallar nedir?

    Tüp bebek başarısı için altın kurallar nedir? 

    Modern bir yöntem olan tüp bebek tedavisi, günümüzde çok daha büyük başarı ile geçmişe oranla daha modern, daha az masraflı ve pratik şekilde yapılıyor. Teknik gelişmeler, tüp bebek başarısını çok iyi noktalara taşıyor. Doktorun deneyimi ve hassasiyeti elbette çok önemlidir, ancak çiftlerin de tedavi ekibin bir parçası olarak yüksek enerji ve motivasyonla başlaması yararlıdır. Bu nedenle çiftler başaracaklarına inanmalıdır. Olumlu konsantrasyon ve inanmak, başarının ilk adımlarıdır.

    Tüp bebek yönteminde her çiftin tedavisi değişkendir. Tedavinin uygulama şekli, yumurta toplama ve embriyo transfer zamanı, çiftlere özgüdür. Bu nedenle tüp bebek tedavisi kişisel olmalıdır. 

    Başarı için çiftlere de görev düşüyor. Yaş değiştirilemez. Ancak, tüp bebek sadece sperm ve yumurtanın birleştirilerek embriyonun anne rahmine yerleştirilmesinden ibaret değildir. Üreme hücrelerinin sayısını ve kalitesini arttırabilecek ön tedaviler olduğunu biliyor muydunuz? Tedaviden 1-2 ay önce hazırlıklara başlamak başarıya katkı sağlayacaktır. Ayrıca; sağlıklı yaşam kuralları bu süreçte de önem taşıyor. Sigara içiliyorsa bırakılmalıdır. Sigara, hem yumurta hem de sperm kalitesini olumsuz etkilemektedir.

    Tüp bebek tedavisine başlarken, çiftlerin doktor ve yakınlarıyla endişelerini paylaşması, onlar için rahatlatıcı olacaktır. Bunun için net sorular sorulabilir ve cevaplar, küçük bir not defterine not edilebilir.

    Çiftler, ilaç tedavilerini doğru uygulamalıdır. Beslenme, doğal besinlerle olmalıdır. Düzenli beslenilmeli, sebze ve meyve tüketimine dikkat edilmelidir. Bol su içilmeli; tuz ve diğer katkı maddeleri tüketilmemeli, kafeinli, asitli içeceklerden kaçınılmalıdır. Günde 8 saat uyumalı, geç yatılmamalı ve sabah erken kalkılmalıdır. Yorgunluk ve aşırı egzersiz, tedaviyi olumsuz etkileyebilir. Zaman zaman küçük molalar verilerek, bedeni ve ruhu dinlendirmeye gayret edilmelidir.

    Tedavi süresince stresten kaçınılmalıdır. Stresle baş etmek için gevşeme tekniklerinin kullanılmasını öneriyorum. Derin nefesler almak, olumlu düşünmek (mutlu düşünce kavramı), doğa yürüyüşleri ve hobilerle uğraşmak, işe yarayabilir. Kadın ve erkek doğurganlığını etkileyen stresin tüp bebek yöntemini de etkilediğini unutmayınız.

    Günümüzde uygulanan ileri tüp bebek tekniklerinden biri olan “5. Gün blastokist transferi” nedir?  

    Embriyolar 5. günde “blastokist” ismini alır. Embriyo sayısı ve kalitesi yeterli ise blastokist transferine karar verilebilir. İleri tüp bebek tekniklerinden biri olan “5. gün blastokist transferi” ile çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere daha yüksek oranlarda gebelik şansı sunulabilmektedir.

    Başarı oranı daha iyi olan bu transfer kararını embriyolog, doktor ve çiftler birlikte değerlendirir. Bazı durumlarda embriyoların sağlığından emin olmak için de blastokist aşaması beklenebilir. Aynı zamanda blastokist transferine gidilmesinin amacı, daha kaliteli embriyoları seçerek gebelik şansını arttırırken çoğul gebelik riskini azaltabilmektedir.

    Tüp bebek tedavilerinde kullanılan ERA Testi nedir?  

    ERA , yani “Endometrial Receptivity Array” testi, tüp bebek tedavilerinde, özellikle iyi kalite embriyo olduğu halde gebelik oluşmayan hastalar için yeni bir umut oluşturmaktadır. Yıllarca süren klinik araştırmalardan sonra kullanıma giren bu yeni yöntem ile endometrium (rahim duvarı) tutunma penceresi kişiye özel olarak belirlenmekte ve bu özel zamanda embriyo transferi yapılarak başarı sağlanabilmektedir.

    Özetle söylemek gerekirse; tüp bebek tedavisinde altın kurallar vardır ve her çiftin tedavisi değişkendir. Tedavinin uygulama şekli, yumurta toplama ve embriyo transfer zamanı, çiftlere özgüdür. Bu nedenle tüp bebek tedavisi kişisel olmalıdır.

    Kaynak: İzmir Kent Hastanesi

    Kent_hastanesi_KK_Adv_icerik_1

     

     

  • Tüp Bebekte Yeni Bir Umut Işığı: Kapsamlı Kromozom Taraması

    Tüp Bebekte Yeni Bir Umut Işığı: Kapsamlı Kromozom Taraması

    Kısa bir zaman öncesine kadar çocuk yapmak isteyen fakat bir şekilde hamilelik sağlayamayan ya da hamile kalsa dahi düşük yapan adaylara hamilelik başarısını arttırmak için uygulanan İmplantasyon Öncesi Genetik Tanı (PGT) tekniğinin yerini artık Kapsamlı Kromozom Taraması prosedürü almış durumdadır. Kapsamlı kromozom taraması, tüp bebek tedavi yönteminde oldukça başarılı bir yöntem olarak kendine isim edindi.

    Kapsamlı Kromozom Taraması Nedir?

    Kapsamlı kromozom taraması tüp bebek tedavi yöntemlerinde embriyoların rahime aktarılmasından önce uygulanan ve embriyoların FISH tekniği i ile yalnızca seçilmiş belirli kromozomlar için değil, varolan bütün kromozomlar açısından (24 farklı kromozom) değerlendirilebildiği bir yöntemdir. Array Komperatif Genomik Hibridizasyon ismi verilen yöntem, kısaca aCGH şeklinde isimlendirilir. Bu yöntem ile incelenen embriyoların
    bütün kromozom haritası görülebilir, bu sebeple geçmişte saptanamayan pek çok kromozom seviyesindeki bozuklukta incelenen embriyolar artık tanınabilir.

    aCGH ile PGT yönteminin farkları

    Günümüzde pek çok merkezde uygulanan PGT hizmeti, “Floresan In Situ Hibridizasyon” (FISH) ismi verilen bir yöntemdir. Bu yöntemde embriyolar çoğunlukla yalnızca seçilmiş kromozomlar (5, 7 ya da 9) yönünden incelemeye imkan tanır. İncelenecek olan kromozomlar canlı doğum ile neticelenebilecek genetik bozuklukları ya da erken
    dönem düşüklerde yüksek oranda gözlenen kromozom problemlerini kapsar, bu sebeple de 9 kromozomun tarandığı PGT uygulamalarında embriyoda meydana gelebilecek kromozomal bozuklukların %60-80’i ancak saptanabilir.

    Bunlarla birlikte kalan %20-40’luk bir kromozom bozukluğu bu yöntem ile tespit edelemez. Yani, “normal” bulunmuş bir embriyonun gebelik oluşturamamasının altında bu incelenemeyen kromozomlardaki bir bozukluk olabilir.  Kapsamlı kromozom taraması ile bütün kromozom alanları ayrıntılı olarak görülebilir, bu sayede de incelenen 24 farklı kromozom yönünden normal olan bir embriyonun transferi ile hamilelik oranlarında da bir artış elde edilebilir. Geçtiğimiz Ekim ayında San Diego’da yapılan Amerikan Üreme Derneği (ASRM) toplantısında bu yöntemin uygulanması ile 40lı yaşlardaki kadınların da 30lu yaşlardaki kadınlar kadar yüksek bir hamilelik
    oranı yakalayabilecekleri bildirildi.

    Başka bir yönden, kapsamlı kromozom taraması ile geçmişte saptanamayan kromozom kaynaklı problemler de tespit edilebildiğinden esasında sonucu normal embriyo sağlama şansı da orantılı olarak düşer. Bu şu demektir, bu testi yaptıracak hastaların bir bölümünde, tarama yapılan embriyolar içerisinde normal embriyo saptanamayabilir ve embriyo transferi yapılmayabilir. Bu sebeple incelenecek embriyo sayısının belirli bir sayının üzerinde olması, hamilelik şansının artması için oldukça önemli bir rol oynar.

    Normal olan bir embriyo her zaman hamileliğin oluşmasını sağlar mı?

    Kromozomal bozukluk sebebi yüzünden hamilelik oluşmaması ya da hamilelik oluşsa bile erken dönemlerde kaybedilmesi riski her yaşta meydana gelebilecek bir durumdur. Ancak kadın yaşının özellikle 35’in üzerinde olduğu adaylarda bu risk ekstra artış gösterir. Bu sebeple genetik ayıklama ile normal embriyoların seçilir ve bu risk oldukça ciddi oranlarda azalır. Ancak hamileliğin gerçekleşebilmesi için yalnızca genetik olarak normal bir embriyo sağlamak da yeterli olmaz. Sağlıklı bir rahim dokusu, hamileliğin gerçekleşebilmezsi için esas faktördür.

    PGT yönteminde de kapsamlı kromozom taraması uygulamasında daincelenebilecek embriyo sayısının arttırılması içinile çeşitli hastalarda yüksek doz ilaçlar uygulanabilmektedir. Amaca ulaşmak için yapılıyor olsa dahi, uygulanan yüksek doz ilaçların embriyonun tutunacağı rahim içi duvarına negatif bir etkisi olur. Bazı hastalarda genetik olarak normal bir embriyo elde edilebilse bile uygun olmayan bir rahim dokusu sebebi ile hamilelik sağlayamayabilir. Bu durumda gebelik şansını çoğaltabilmek için genetik işlem uygulanan embriyolar dondurularak muhafaza edilebilir
    ve tedavi ardından vücut 1-2 ay dinlendikten sonra embriyolar çözülerek doğal bir rahim ortamına transfer edilebilir. Bu çözüm yoluyla hamilelik oranlarının %8-10 artması mümkündür.

    Tüp Bebek Tedavisi Prof. Dr. Bülent Tıraş Sorularınız için tıklayınız!

  • Tüp bebek neden tutmaz? Neden Başarısız olur?

    Tüp bebek neden tutmaz? Neden Başarısız olur?

    Başarısız tüp bebek denemeleri çiftler açısından yıkıcı etkilere neden olabilir. Tedavide 3 kez başarısızlık elde edilmesi halinde tüp bebek başarısızlığı söz konusu olur. Başarısızlıklar çeşitli etkenlerden kaynaklanabilir. Bebek özlemi çeken çiftler bunu yaşadıklarında ya da tüp bebek tedavisi görmeyi düşünen çiftlerin bu konuda merak ettiklerini Sn. Prof. Dr. Yücel Karaman  ile görüştük. Hocamıza şimdiden teşekkür ederiz.

    tup_bebek_denemesi

    Sayın hocam başarısız tüp bebek denemeleri hangi sebeplerden kaynaklanabilir, bizi bu konuda aydınlatabilir misiniz?

    Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyebilecek çok fazla sayıda etken bulunabilir. Bunların arasında kadına ait olan rahim kaynaklı sorunlar, anormal immünolojik yanıt, kan pıhtılaşma bozukluğu gibi etkenler olabilir. Bunun dışında genetik sorunlar, tüplerde sıvı birikimi, endometriyozis hastalığı olması da tedavinin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilir. Tedavide kadının yaşı bile başarısızlık sebebi olabilir. Kadının 35 yaşını geçmiş olması halinde, yumurtalık rezervinin azalması söz konusu olacağından yumurta elde edilemediğinde ya da kaliteli yumurta elde edilmediğinde tedavi başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bunun dışında erkeğe ait olan faktörlerde bunda etkili olabilir. Erkeğin sperm verememesi, yeterli sayıda sperm elde edilememesi bunların arasında yer alır. bknz: Başarısız Tüp Bebek Denemeleri için Tıklayınız!

    Hocam tüp bebek başarısızlığından söz edebilmek için, nasıl bir gelişme olmalıdır?

    Tedavi uygulanırken tekrarlayan implantasyon başarısızlığının nedenleri konusunda kesin bir şey söylenemez. Tüp bebek başarısızlığı için çiftlerde yapılan 3 denemede en az 4 tane kaliteli embriyo transferi gerçekleştirilmesine rağmen, kadında gebelik elde edilememesi gerekir. Burada embriyo düşük kalitede olursa, başarısızlığın nedeni bu kabul edilir. Ancak embriyonun kaliteli olmasına rağmen, gebelik elde edilemediğinde, kadının rahmi ve embriyo incelenmelidir. Başarısız tüp bebek çiftleri hüsrana uğratır. Ancak bunların nedenlerinin ortaya konması son derece önemlidir.

    Hocam tüp bebek tedavisinde gebeliğin oluşturulmasında en önemli aşama ya da faktör nedir?

    Tüp bebek tedavisiyle elde edilen gebelikler için, sperm ve yumurta hücresinin laboratuvar koşullarında döllendirilmesi gerekir. Burada gebeliğin elde edilmesinde kaliteli embriyo oluşturulması ve bu embriyonun başarılı şekilde kadının rahmine transfer edilmesi gerekir. Bu gebeliğin elde edilebilmesi için, en önemli aşamadır. Daha sonraki aşamada embriyonun rahme tutunması ve burada gelişimini sorunsuz şekilde gerçekleştirmesi gerekir. Yani şöyle diyebiliriz, tüp bebek tedavisinde gebeliğin oluşturulmasında embriyonun ve rahim içinin büyük önemi vardır. Biz tüp bebek tedavisinde oldukça fazla yol aldık. Artık tedaviden önce embriyonun ve rahim içinin kontrolünü sağlayabiliyoruz. Kadına kaliteli embriyonun transfer edilmesini, rahim içindeki sorunların belirlenmesini sağlayarak, embriyonun rahme daha iyi tutunmasına yardımcı olabiliyoruz. Bunlar gebeliğin elde edilmesi açısından önemlidir. Bknz: Başarıyı Etkileyen Faktörler için tıklayınız!

    Hocam size şöyle bir soru sormak isteriz. Çiftlerde ilk tüp bebek tedavisinde başarısızlık elde edilmesini nasıl değerlendirebilirsiniz?

    Şöyle söyleyebilirim, çiftlere ilk defa uygulanan tüp bebekte başarısızlık elde edilmesini normal bir sonuç olarak değerlendirebiliriz. Biz doktorlar olarak tüp bebek tedavisini ertelemeyi, doğal yollardan istedikleri çocuğa sahip olamamış olan çiftler açısından gebelik şansını azaltan bir etken olarak görürüz. Burada erkekler açısından herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü erkeğin üremesinde yaş faktörünün önemi yoktur. Ancak kadınlar bu konuda o kadar şanslı değildir. Yaşları ilerledikçe hem doğal yollardan, hem de tüp bebekle çocuk sahibi olma olasılıkları düşmektedir. Özellikle bebek sahibi olmayı ertelemiş olan kadınların yaşları dikkate alınarak, tüp bebek tedavisi sırasında birden fazla deneme yapılması zorunlu bir hal alabilir. Bu yaşlarda kadının yumurtalık işlevi azalır, bazen de genetik olarak sorunlar yaşanabilir. Başarısız tüp bebek denemesi olan çiftlerin, her açıdan değerlendirilmesi ve sebeplerin mümkün olduğu kadar belirlenmesi gerekir.

    tup_bebek_basarisiz_bruksel

    Hocam çiftlerin tüp bebek tedavisi sırasında yaşadığı stresi, tedavideki başarısızlıkla nasıl bağdaştırabilirsiniz?

    Bu konu tüp bebek tedavisinde oldukça önemsediğimiz bir etkendir. Çünkü stresin tedavi sırasında hem yumurtlamayı, hem de gebeliğin oluşturulmasını olumsuz şekilde etkilediğini biliyoruz. Tüp bebek tedavisinin başarılı olmasını, gebeliğin sağlanmasını ve devam ettirilmesini sağlamak için, kadının stresli bir durumda olmaması gerekir. Biz çiftlerin bu sorunu aşmaları için, tedaviden önce ve sonra psikolojik destek almalarını tavsiye ediyoruz. Tedavi sırasında çiftlerde uyumsuzluk olması, yoğun aile baskısı, tedavinin başarısız olacağını düşünmek gibi etkenler kadının stresli olmasına yetiyor. Bu nedenle çiftlerin tedavinin her aşaması hakkında bilgi sahibi olmasını istiyoruz. Bu tedavide başarı kadar, başarısızlığında yeri vardır. Ancak çiftler doğru bilgilere sahip olurlarsa, daha rahat bir tedavi süreci geçirebiliriz.

    Hocam başarısız tüp bebek tedavisinin aşılması niçin, çiftler nasıl bir yol izlemelidir?

    Biz tedavide önce çiftlerle görüşerek birbirlerine karşı anlayışlı olmalarını ve kararlarında birbiriyle uyum içinde olmalarını tavsiye ediyoruz. Bu zorlu süreci birlikte aşmaları gerekir. Tedavinin çoğu yükü kadının üzerinde olduğundan, baba adayının daha itinalı olması gerektiğini düşünüyoruz. Gerekiyorsa rahatlamak için meditasyon ve yoga gibi yöntemlerden faydalanabilirler. Stres içinde olmamak adına psikolog desteği alabilirler. Bu süreçte kafein ve nikotinden uzak durmaları, kendileri için hafif egzersizler yapmalarını öneriyoruz. Birde çok önemli olan bit konu var. Tüp bebek tedavisiyle ilgili çevrelerinden gelişigüzel bilgilere rağbet etmemelidirler. Bu onların daha fazla endişelenmesine neden olabilir. En doğru bilgileri doktorlarından alabilirler. Başarısız tüp bebek tedavisi her çift için farklı sebeplere dayanabilir. Elbette tüp bebek tedavisinde olan çiftlerin diğer aile bireylerinden destek almasının önemi de unutulmamalıdır.

    Kaynak : BRÜKSEL TÜP BEBEK

  • Tüp Bebekte Son Gelişmeler

    Tüp Bebekte Son Gelişmeler

    Op. Dr. Serkan Oral tüp bebek tedavisindeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

     

    Tıpta ve teknolojide ilerleyen gelişmeler ve çalışmalar her tedaviyi olduğu gibi tüp bebek tedavisini de yakından etkiler. Son zamanlardaki inanılmaz gelişmeler ile tüp bebek tedavisinin uygulama biçimi pratik hale gelmiş, maliyeti eskiye oranla biraz daha düşmüş, tedavi süreleri kısalmış ve daha rahat bir hale dönmüştür.  

    tup_bebek_mikro_cip

    Mikro Çiple Sperm Seçme

    Amerika’da Harvard Üniversitesi’nde geliştirilen bu yöntem, aynı zamanda Türkiye’de kullanılmaya başlanmıştır. Baba adaylarında sperm azlığından dolayı bebek sahibi olamama problemi bu teknik sayesinde ciddi oranlarda azaltılmıştır. Mikro Akışkan Çip teknolojisi ile en iyi DNA’lı spermlerden, en iyi DNA’lı embriyolar oluşturabilme imkanı doğmuştur. Sperm çiplerinin içinde vücuttaki sistemi taklit eden mikro kanalcıklar bulunmaktadır. Bu mikro kanalların içinde de kaliteli sperm saptanabilmektedir. Bir tarafta tüm spermler toplanarak sağlıklı spermlerin mikro kanallardan süzülür ve diğer tarafta toplanması sağlanır. Mikro akışkan çip teknolojisi mikro enjeksiyon yönteminde hamilelik başarı oranlarını arttıran bir yöntemdir. Bknz: Mikro Çipli Tüp Bebek Tedavisi için tıklayınız!

    Yardımcı tomurcuklanma laserle:

    Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen önemli etkenlerden biri döllenmiş yumurtanın (embriyonun) rahim içine tutunması aşamasıdır. Bunun olması adını embriyoyu saran dış tabaka yani zonanın incelerek kaybolması gerekir. Bu basamak labaratuvar koşullarında zona tabakasında bir pencere oluşturularak kolaylaştırılabilir.

    Yapay rahim içi uygulaması:

    Tüp bebek tedavisi öncesinde rahim iç duvarından biyopsi aracılığı endometriyal hücreler toplanır. Bu hücreler labaratuvar koşullarında üretilerek tüp bebek tedavisi ile sağlanan embriyoların gelişimi için besinden zengin doğal bir ortam haline getirilir. Bu teknik, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında kullanılan yöntemlerden biridir.

    Blastosit transferi:

    Blastosit embriyonun rahime tutunmadan önce ulaştığı en son halidir. Blastosit evresine ulaşmış embriyonun rahme tutunup, hamilelik oluşturma olasılığı henüz erken safhalardaki embriyolara göre fazladır. Blastosit transferi, embriyo gelişimini daha iyi gözlemleyebilme ve rahim içine tutunma ve gelişme özelliği en yüksek embriyoyu transfer edebilmek için 5. veya 6. günde gerçekleştirilen transferdir. Embriyo blastosit evresine kadar tüp bebek labaratuvarında geliştirildikten sonra transfer edilir.

    Akupunktur:

    Akupunktur,  tüp bebek tedavisinin birçok evresinde etki göstererek tedavi başarısını arttırdığı düşünülmektedir. Limbik sistemi düzenleyici etkisi ile anne adayının strese karşı dayanıklılığını güçlendirmesi, belirli noktalara uygulanan uyarı ile bütün vücutta beta- endorfin ismi verilen bir kimyasal maddenin salgılanmasının artması ve bu artış ile GnRH (gonadotropin releasing hormon ) steroid ve gonadotropin hormonlarının salgılanmasının artması akupunkturun etkilerindendir. Bu etkiler neticesinde rahime olan kan akımını fazlalaşır, rahim iç duvarı olgunlaşır ve netice olarak rahimde hamileliğin gerçekleşmesini kolaylaştıran şartlar sağlanmış olur. Tüm bu değişiklikler ile transfer edilen embryoların tutunma oranının arttığı düşünülmektedir. Bknz: Tüp Bebek Tedavisinde Akupunktur için tıklayınız!!!

    Reiki:

    Uygulaması hiç zorlamayan, doğal destekleyici bir alternatif tedavidir. Vücuttaki çeşitli enerji noktaları kullanılarak doğru yönde enerji akışı oluşturulması ile hem ruhsal, hem de fiziksel iyileşmeyi amaçlar. Tüp bebek başarısızlıklarında tedaviye yanıtı arttırdığı düşünülen bir tekniktir. 

    Spermlerin tercihi için IMSI yöntemi nedir?

    Tüp bebek tedavilerinde mikroenjeksiyon tekniğiyle spermler spesifik bir mikroskop altında seçilip yumurtanın içine enjekte edilmektedir. Bu uygulama esnasında kaliteli embriyo sağlamak için spermin hareketli kuyruk ve baş şeklinin düzgün olmasına titizlik gösterilir. Morfoloji ismi verilen spermin şekil özellikleri iyi olduğunda sağlıklı bir sperm saptandığı düşünülür. Standart olarak olarak mikroenjeksiyon için uygulanan mikroskoplar spermi 400 misli büyüterek sperm seçiminde yardımcı olur. Intra ctoplasmic magnified sperm injection (IMSI) ismi verilen teknikte özel bir mercek ve bilgisayar programı aracılığı ile sperm 6600 kat misli büyütülmektedir. Bu sayede spermin morfolojisi daha iyi incelenebilir. Özellikle spermin baş bölümünde olan değişikler sperm kalitesini belirlemekte ve bu bölgede olan baloncuk şeklinde olan hücresel değişikliklere dikkat edilmektedir. IMSI yalnızca mikroskobun özelliğine bağlı bir durum olmadığı gibi bu tekniği kullanan embriyologun bu konuda eğitimli ve tecrübeli olması da önem teşkil eder. Daha sağlıklı spermlerin tercih edilmesiyle hem döllenme adı verilen oranlarda hem de hamilelik oranlarında iyileştirmeler sağlanır. Özellikle baba adayına bağlı etkenler ya da açıklanamamış infertilite olgularında tercih edilmektedir.

    Tüp Bebekte Son Gelişmeler
    Tüp Bebekte Son Gelişmeler

    Laboratuvar şartlarında embriyolar nasıl takip ediliyor?

    Tüp bebek tedavisi esnasında sağlanan embriyoların laboratuvara şartlarında muhafaza edilmesi ve takip edilmesi en hassas bölümüdür. Laboratuvar şartlarının anne rahminden farksız olması gerekmektedir. Bu sebeple sabit sıcaklığı sağlayan ve anne batınında olan oksijen ve karbondioksit gibi gazları oranını taklit eden inkübatör ismi verilen cihazlar mevcuttur. Bu cihazların çok hassas olması gerekmektedir. Embriyolar bu cihazlar içersinde ortalama 2 ile 5 gün bekletilmektedir. Bu dönem içersinde kesinlikle zarar görmemeleri şarttır. Burada önemli olan husus; embriyoların gelişimin değerlendirilmesidir. Bunun için belirli aralıklarla embriyolar inkübatör cihazından çıkartılarak mikroskop altında incelenir ve büyüme oranlarına bakılır. Kısa bir sürede olsa, oda sıcaklığına çıkan embriyolar dış dünya şartlarına maruz kalırlar. İnkübatör içersine yerleştirilmiş kameralar ile embriyolar dışarı çıkarılmadan takip edilmekte ve dış ortam şartlarına maruz kalmamaktadırlar. ‘Embriyoskop’ ismi verilen ‘Dinamik Embriyo Takip Sistemi’ sayesinde hem en iyi koşullarda embriyolar saklanır, hem de devamlı gözlem altında olduklarından hangi embriyonun büyüme potansiyelinin daha fazla olduğu saptanır. Embryoskop uzmanlara daha önce fark edilemeyen bir çok gelişimsel sorunların saptanmasına yardımcı olmaktadır.

    Embriyoların genetik yapısı daha iyi nasıl anlaşılır?

    Embriyolar birbirlerine oldukça benzerler.Tedavi ardından elde edilen tüm embriyolar aynı kalitede olmadığı gibi en önemli problemin genetik yapılarındaki özellikle kromozom sayılarındaki farklardır. Özellikle ileri yaş kadınlarda bu risk daha da artar.Ortalama olarak son 15 sene içersinde embriyoların genetik yapıları PGD ismi verilen teknikle incelenmekteydi. Tekrarlayan hamilelik kayıpları, başarısız tüp bebek tedavileri ve ailede kalıtsal bir rahatsızlık olduğunda uygulanan bir teknikti.Fakat bu teknikte normalde 23 çift olan kromozomun hepsine bakmak mümkün değildi. Burada en mühim sıkıntı genetik analizin 1 gece içersinde hızlı bir şekilde yapılması, ertesi günde sağlıklı embriyonun transfer edilmesiydi. Bundan dolayı kısıtlı zamandan ve teknik güçlükler sebebiyle tüm kromozomlara bakmak mümkün değildi. Son yıllarda ‘Komparatif Genetik Hibridizasyon (CGH)’ ismi verilen teknikle tüm kromozomlar taranabilmektedir. Genetik yapısı sağlıklı olan embriyolar seçilebilmektedir. Henüz klinik pratikte tam oturmamış bir yöntemdir ancak çok kısa bir süre içersinde CGH özellikle tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan durumlar için kullanılmaya başlanacaktır.

    Tüp bebek tedavisinde her gün iğne olmaktan kurtulmak mümkün mü?

    Tedavi esnasında doktorların amacı fazla sayıda yumurtanın oluşmasını sağlamaktır. Sonra ise aralarından ayıklama yapabilecek kadar fazla sayıda embriyonun geliştirilmesidir. Fazla sayıda embriyo olduğu zaman kalanlar dondurularak kişiler oldukça pratik bir yöntemle ikinci bir şans sunulabilir. Adaylara her gün karınlarından ya da kalçalarından iğne yapmaları tavsiye edilir. Uygulanan bu ilaçlar ile yumurtalar büyümektedir. Psikolojik açıdan adayları zaten zorlayan bir süreç olduğu için, bunun yanında her gün iğne olmak ya da iğneleri yaptırabilmek için bir sağlık kuruluşuna gitmek ilave bir stres sebebidir. Uygulanan ilaçların vücutta kalma süreleri kısa olduğu için kısa aralıklarla bu ilaçlar yapılmak zorundadır. Son 2 senedir özellikle Kuzey Avrupa Ülkeleri’nde uygulanan yeni bir ilaç sayesinde artık günlük enjeksiyon yapılmasına ihtiyaç duyulmamaktadır. Tek doz enjeksiyon 1 hafta kadar yetebilmekte ve hasta dostu bir tedavi olarak karşımıza çıkmaktadır. Büyük bir olasılıkla önümüzdeki senenin başında da buna benzer ilaçlar Türkiye’de de kullanıma girecektir.

    KaynakDr. Serkan Oral

  • Başarısız Tüp Bebek Ve Sonrası…

    Başarısız Tüp Bebek Ve Sonrası…

    Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu başarısız tüp bebek ve sonrası hakında bilgi verdi.

     

    Bir aile anne, baba ve çocuklar ile tanımlanır. Beraber bir gelecek kurmak isteyen birçok çift,  çocukları da olsun ister.  Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftler, yardımcı üreme tekniklerini denerler. Bunlardan en yaygın ve en başarılı olanı tüp bebek tedavi yöntemidir.

    Bknz: Tüp Bebek Nedir?

    Baba adayından alınan sperm örneğinin, anne adayından alınan yumurta ile laboratuvar ortamında uygun şartlarda döllenmesi ve ardından da anne rahmine transfer edilmesi, tüp bebek yönteminin kısa bir tanımıdır. Tüp bebek yöntemi ile genellikle gebelik elde edilse de, ilk denemeler de başarısız olunabilir.

    cem-fıçıcıoğlu_icerik_1

    Tüp bebekte başarısızlık ihtimali ne kadar?

    Tüp bebek yönteminde başarı elde edebilmek için en önemli etken, anne adayının yaşıdır. Ancak iyi bir şekilde hazırlanmış protokollerde annenin yaşı 35 yaşından daha genç olsa dahi hiçbir sorun bulunamamasına rağmen, başarı gene de sağlanamayabilir. 35 yaşın altı kadınlarda başarı oranı yalnızca %50 olarak düşünülür. 35 – 37 yaşlarında ki anne adaylarında bu oran %40 a kadar düşer. 38 – 40 yaşlarına gelmiş anne adaylarında ise %30, 40 yaş ve üzeri yaşlarda ki adaylarda ise %20 ye kadar düşer. 43 yaşından sonra %10’ un altına iner.

    Anne adayının yaş faktörüne ilave olarak, daha birçok etken hamileliğin oluşmasını engelleyebilir. Bu etkenlerden bir tanesi de baba adayından elde edilen spermlerin sayısı ve hareketliliğidir. Kadında ise yumurta sayı ve kalitesi, ayrıca rahime tutunma ile ilgili olarak oluşan problemler olabilir.

    Kaç defa tüp bebek denemesi yapılmalıdır?

    Denemelerin sayısı adayların maddi ve manevi yeterliliği ile ilişkilidir. Maddi durumun yanı sıra manevi durumlar da göz ardı edilmemelidir. Fakat genç adaylarda birinci deneme başarısız ise 2. ya da 3. denemede hamileliğin gerçekleşmesi beklenir. Bu sebeple ilk deneme başarısız oldu diye umutsuzluğa kapılmamak gerekmektedir. Fakat yaşı ilerlemiş adaylarda başarısızlık oranları yaşa bağlı olarak artmaktadır. Deneme sayısı olarak bir üst sınır yoktur.  Yumurta bulunduğu sürece denemeye devam edilebilir.

    Tekrarlayan başarısızlık ardından anne ve baba adaylarının ruhsal durumları nasıl olur?

    Tüp bebek uygulamalarında her deneme, anne ve baba adaylarını her yönden etkiler. Adaylar üzerinde ortaya çıkardığı en önemli etkisi ise ruhsal yönden bir olumsuzluk yaşamalarıdır. Tüp bebek denemelerinde hem adayların, hem de doktorların tek amacı, sağlıklı bebekle neticelenen, başarılı bir tedavi olmasıdır. Fakat sonuçların başarısız olmasından en çok etkilenen, tedavide etkin olarak yer alan anne adaylarıdır.

    Başarısız tüp bebek ardından ne kadar süre sonra tekrar deneme yapılabilir?

    Başarısız tüp bebek denemelerinden sonra ortalama 2 ay ara verilmek önerilir. Anne adayının biraz dinlenip, kendilerini yeni denemeye hazırlaması gerekir. Yaşı genç olan çiftler için bu süre uzun olabilir. Bir kaç aya dahi çıkabilir. Fakat anne adayının 38 yaşından fazla olduğu adaylarda pek fazla beklemek önerilmez. Zaman kaybetmeden ikinci denemeye başlanması gerekir.

    cem-fıçıcıoğlu_icerik_2

    Başarısız tüp bebek denemesinde yaşanan stres başarıyı etkiler mi?

    Bebek sahibi olmayı arzulayan ve bu yöntemle oldukça ümitlenen adaylar için başarısız tüp bebek denemesi  oldukça hayal kırıklığı yaratabilen bir durum. Bu yönteme hazırlanmak tamamen, hem maddi, hem manevi olarak adayların üzerinde bir strese sebep olmaktadır. Ancak başarısızlıklarda ümitsizliğe kapılmamak gerekir. İlk denemede olmuyorsa, ikinci denemede bebek sahibi olunabilir. İlk seferde başarısız olmak diğer denemelerde de böyle olacağı manasına kesinlikle gelmez. Adaylar, tüp bebek uygulamalarında hamilelik olasılıklarının yüzde 60’ı geçemeyeceği kabul etmeleri gerekir ki, yaşanan başarısızlıkla sonuçlanan tüp bebek denemesinde ümitsizlik yaşanmasın. İlk önce bebek sahibi olmak için sağlam ve disiplin isteyen bir yol izlemeleri gerektiğini kabul etmeleri gerekir. Hiçbir problemi olmayan adaylarda dahi istedikleri zaman bebek sahibi olamamak olasıdır. Bebek sahibi olmak, hala gizemlerini koruyan bir mucizedir. Ancak tüp bebek denemelerinde umutsuzluğa kapılınırsa, bu tedaviye olan motivasyonu da etkileyeceğinden dolaylı olarak başarıyı olumsuz yönde etkileyebilir.

    İlk denemede başarısızlık olması doğal mıdır?

     Tüp bebekte elde edilen ilk başarısızlık, olabilir, endişe etmeyin. tekrar uygulamayı ertelemek, hamilelik şansını azaltır. Anne adayının yaşı geçtikçe özellikle 40 yaş üstündeki kadınlarda daha çok deneme gerektirebilir. İleriki yaşlardaki kadınlarda başarılı uygulamalar yapılsa da düşük hamilelikler yaşama ihtimali daha fazladır. İleriki yaştaki tüp bebek başarısızlıkları yumurtalıkların fonksiyonlarının azalması ya da yumurtaların genetiğindeki problemlerden kaynaklanır.

    Üreme organı yapısının komplike bir yapıda olması sebebiyle, başarısızlık ihtimalini azaltmak için  iyi bir muayene ve  araştırma yapılması gerekmektedir.

    Başarısız tüp bebek sebepleri nelerdir?

    Başarısız tüp bebek için ilk sebep olarak embriyonun yapısında genetik bir bozukluğun olma durumu akla gelir. Sperm ve yumurtanın kalıtesi,  laboratuvar koşullarının uygun olmaması ya da embriyonun çatlaması gereken dış zarının  kalın olması  da bu sebepler arasında sayılabilir. bknz : Tüp Bebek’te Başarısızlık Nedenleri

    İkinci sebep olarak da anne adayının rahmi içerisindeki bozukluklar, başarısızlığa yol açabilir. Operasyon ardından olan yapışıklıklar, enfeksiyon , miyom, polip gibi rahim sorunları ya da bozuklukları embriyonun tutulması önündeki bir engel olabilir.

    Üçüncü sebep olarak ise, çocuk sahibi olma durumları olmayan anne adaylarının neredeyse birçoğunda olan çikolata kistleri, tüplerdeki sıvı, iltihap da tutunmayı engelleyen etkenlerden sayılabilir.