Etiket: tüp bebek

  • Kısırlık Varlığında Yapılan Tahliller, Testler Nelerdir?

    Kısırlık Varlığında Yapılan Tahliller, Testler Nelerdir?

    Şayet çift 12 ay boyunca düzeli, korunmasız bir cinsel birliktelik yaşamış ise ancak gebelik sağlamamış ise bir uzmana görünmek gerekmektedir. Bu amaçla bir doktora başvuran çiftlere çeşitli testler ve tahliller yapılmaktadır. Tedavi protokülüne hastalığının sebebine göre karar verilmektedir.

    Erkek ile ilgili bir problemin araştırılması için ilk önce sperm analizi yapılmaktadır. Ardından da ürolojik muayene yapılır. Şayet gerekli görülür ise daha ileri tetkitler yapılabilir. Kadın için ise ilk olarak pelvik muayene yapılmaktadır. Bu aşamadan sonra ise ultrasonografi ve daha sonra yumurtalık fonksiyonlarının araştırılması için muayenelere başlanır. Hormon tahlilleri, yumurtalık rezervleri, rahim filmi (hsg), salin infüzyon sonografi (sis) ve son olarak gerekirse histeroskopi, laparoskopi işlemleri yapılır.

    • Pelvik muayene ve ultrasonografi

    Kısırlık araştırılması için ilk olarak pelvik muayene ve ultrasonografi yapılmaktadır. Şayet anne adayında myom, kist ya da benzeri bir pataloji mevcut ise bunların araştırılması yapılır. Doğumsal anomalilerin mevcut olup olmadığı değerlendirilir.  Rahim içerisinde septum mevcut ise bu durum araştırılır. Ultrasonografi ile ayrıca folikül (yumurta) büyümesi ve ovulasyon (yumurtlama) mevcudiyeti tespit edilir.

    • Hormon tahlilleri

    Kısırlık sorunlarında ilk olarak yapılan testlerden biri hormon testleridir.  Adet döneminin 3.günü yumurtalık (over) özellikleri ile durumunu östrojen hormon tahlilleri (FHS hormonu, östrojen hormonu tahlilleri) yapılmaktadır. Bu tahliller, yumurtalı rezervlerinin tespit edilmesinin yanında gebe kalabilme şansının tahmini olarak belirlemeye yardımcı olur. Göğüslerden süt gelmesi (galaktore) gibi bir durum mevcut ise prolaktin hormonu ( süt hormonu ) ve troid hormonu da değerlendirilmektedir.  Adet döneminin 21. günü uygulanan progestron hormonu ölçümü, yumurtlamanın olup olmaması ile ilgili ayrıntılı bilgi edinilir.

    • Yumurtalık kapasitesinin değerlendirilmesi

    Yumurtalık kapasitesinin değerlendirilmesi için yumurtalıklarının hormon üretme ve yumurtlama kapasitesi ileilgili araştırmalar yapmak gerekmektedir. Bu araştırma neticesinde tüp bebek tedavisinde kullanılacak ilaç ve dozajları planlanır.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    • Salin infüzyon sonografi (SİS)

    SİS, halk arasında sulu ultrason ile ifade edilen bir yöntemdir. Bu yöntemde rahmin içerisine vajinadan ince bir kanül ile sıvı verilir ardından da ultrason işlemine başvurulur. Uygulanan sıvı ile birlikte, rahim içerisi genişler. Bu sayede de rahim iç duvarında yer alan miyom, polip ve bunlara benzeyen patolojiler daha rahat bir şekilde izlenmesine olanak verir. HSG ve SİS rahim içinde bulunan patolojiler ile ilgili bilgi veren tahlillerdir.

    • Histeroskopi

    Bu yöntemde rahim içerisi kamera ile değerlendirilir. Rahim içerisinde bulunan patolojilerin araştırılması ve bunların tedavisi için histereskopi yöntemine başvurulur. Rahim içerisindeki polip ve myomlar histeroskopi yöntemi ile eş zamanlı olarak tedavi de edilebilmektedir. Histeroskopi stnadart olarak her hastaya uygulanmamaktadır. Çoğunlukla sis ve hsg’de (rahim filminde) bir patoloji izlendiğinde histeroskopi yapılır.

    • Laparoskopi

    Kısırlık durumunda tüplerin açıklığını araştırmak için laparoskopi yöntemine başvurulmaktadır. Tüpler dışında tespit edilen kist ya da benzeri yapıların da tedavisi uygulanabilir. Bu yöntem de standart olarak her hastaya uygulanmaz. Gerekli görüldüğünde uygulanan bir yöntemdir.

    Kaynak: Kısırlık Varlığında Yapılan Tahliller, Testler Nelerdir?

     

  • Erkek Kısırlığında Tüp Bebek İle Başarı Elde Edilebilir mi?

    Erkek Kısırlığında Tüp Bebek İle Başarı Elde Edilebilir mi?

    Erkek Kısırlığında Tüp Bebek İle Başarı Elde Edilebilir mi?

    Menisinde sperm olmayan ya da yetersiz olan baba adayları için tüp bebek yöntemleri oldukça geliştirilmiştir. Bunun için Genellikle Mikro Tese yöntemi ile erkek adayların testislerinde sperm hücreleri elde edilir. Tek bir sperm hücresi ile dahi çocuk sahibi olmak mümkündür.

    Erkeklerde kısırlık sorunları daha kısıtlı gruplarda incelenmektedir. Kadınların kısırlık sebeplerine göre erkeklerin kısırlık sebepleri daha kolay tespit edilebilmektedir. Çoğunlukla erkeklerde iktidarsızlık ya da boşalma ile ilgili sorunlar kısırlığa yol açmaktadır. Buun dışında sperm sayısının yetersiz olması ya da hiç olmaması genellikle yaşanan kısırlık sorunları arasındadır.

    Erkek kaynaklı kısırlıklarda sorun tespit edildikten sonra probleme uygun bir tedavi protokülü uygulanarak tedavide başarı elde etmek mümkündür. Ancak bunun için erkeğin testislerinden sperm elde etmek gerekmektedir. Testislerinde dahi sperm hücresi bulunamayan erkeklerin tedaviden başarı sağlama olanağı pek fazla değildir.

    Tüp bebek tedavisi ile erkek kısırlığı tedavi edilebilir mi?

    Tüp bebek tedavisi ile günümüzde %80 oranında kısırlık sorunları tedavi edilebilmektedir. Çift kısırlık sebebiyle doktora başvurduğu zaman eşler eş zamanlı olarak değerlendirilir ve sorunun kaynağı tespit edilir.  Şayet sorun erkekte ise, soruna yönelik bir tedavi planı hazırlanır ve tedaviye başlanır.

    Erkek ile alakalı gelişim gösteren kısırlık sebepleri nelerdir?

    Sperm:

    Erkek kaynaklı kısırlık sorunlarında en yaygın sebep spermdeki bozukluklardır. Erkek kaynaklı kısırlıklarda, yaklaşık % 75 civarında sperm sorunu teşhis edilmektedir.

    Sperm sayısının az olması:

    Sperm sayısının doğal yöntemlerle gebelik sağlamaya yeterli olmaması da yaygın kısırlık sorunları arasındadır.

    Spermde hareketsizlik:

    Spermlerde hareketlik olmaması durumunda, sperm ve yumurtanın birleşmesi mümkün olmamaktadır. Bu durumda da tüp bebek tedavisine başvurulabilir.

    Yapı açısıdan bozuk sperm:

    Çeşitli durumlarda spermlerin yapısı gerekli yapıda olmayabilir. Bu durumda da tüp bebek tedavisine başvurmak gerekebilir.

    Bu gibi durumlarda spermlerin gebeliğe elverişli olmadığı görülmektedir. Sperm üretimi doğru bir şekilde gerçekleşse dahi menide sperm hücresine rastlanmayabilir. Bu durum enfeksiyon veya alınan darbeler sonucunda, tüplerin tıkanması ile alakalı olarak ortaya çıkmaktadır.

    Testisler:

    Sperm üretimi testislerde oluşur. Testislerin herhangi bir sebepten dolayı zarar görmesi sonucunda, meni kalite bakımından olumsuz bir şekilde etkilenir.

    Testisler hangi durumlarda zarar görebilir?

    • Testislerde meydana gelen kitleler,
    • Testis ile alakalı kanser,
    • Doğumsal sorunlar,
    • Testislerde gerçekleştirilen cerrahi müdahaleler,
    • Testislerde meydana gelen enfeksiyonlar,
    • İnmemiş testis

     Kullanılan ilaç ve alkol: 

    Bazı ilaçların uzun vadede kullanılması ya da alkol tüketimin alkolizm oranında olması da sperm sayı ve kalitesini etkilemektedir. Kemoterapi tedavisi gören erkeklerde de, sperm üretimi azalabilir veya bazı durumlarda tamamen ortadan kalkabilir. Kullanılması gereken ilaçlar, muhakkak bir doktora danışarak kullanılmalıdır.

    Vasektomi:

    Vasektomi meni yollarında uygulanan cerrahi bir girişimdir. Bu girişim, spermin meniye geçmesini engeller. Bu sebeple de kısırlık meydana gelebilir.

    Boşalma ile alakalı problemler:

    Boşalamama gibi sorunlarda da kısırlık durumu görülmektedir.

    Hipegonadizm:

    Sperm üretimi hormonlar aracılığı ile gerçekleşmektedir. Ancak hormonal durumlar sebebiyle sperm üretimi meydana gelmeyebilir.

  • Tüp Bebek Tedavisinde Beslenme Nasıl Olmalı?

    Tüp Bebek Tedavisinde Beslenme Nasıl Olmalı?

    Tüp bebek tedavi yöntemleri birçok faktöre bağlı olarak başarı tablosu sergilemektedir. Beslenme özellikle anne adayının sağlıklı olması, sürecinde sağlıklı devam etmesi ve en önemlisi bebeğin de sağlıklı bir şekilde gelişimini sürdürürken dünyaya gelmesinde önemli bir rol oynar. Normal gebelik için gereken sağlıklı beslenme şekli tüp bebek tedavi sürecinde de bebeğin gelişimi için anne adayının özellikle dikkat etmesi gereken beslenme alışkanlığını da içermektedir.

    Tedavi sürecinde beslenme ile alakalı olarak karşılaşılabilecek komplikasyon riski artarken, aşırı kilo ve şeker hastalığının göz önünde bulundurulması gerekir. Anne adayının mümkün olabildiğince her vitamin ve mineralden yararlanması, ideal kilo sınırları içerisinde sık sık ve yeterli porsiyonlarla süreci desteklemesi gerekir. Kısacası vücudun günlük protein, kalsiyum, vitamin ve mineral ihtiyacını karşılayabilecek beslenme düzeni ile sağlıklı bir gebelik süreci geçirilebilmektedir. Tüp bebek tedavi yönteminde anne adayının dikkat etmesi gereken beslenme şekli aşağıdaki gibi olmaktadır:

    • Sık sık, azar azar

    Gebelik sürecinde anne adayının sağlıklı olması bebeğin de sağlıklı olmasına işarettir. Bu nedenle anne adayının karşıladığı vitamin ve minerallerden yararlanan bebek için, anne adayının vücut ihtiyacının arttığı besin ögelerine daha çok ağırlık vermesi gerekir. Genel olarak bu öneri halk arasında annenin daha çok yemesi gerektiğini düşündürten yanlış bir inanış olsa da, anne adayının hem bebeği hem de kendi için ihtiyaç duyduğu miktarda vitamin ve mineral alması gerektiği anlamına gelmektedir. Düzensiz beslenme aşırı kiloya ve birçok sağlık sorununa neden olmaktadır. Bu nedenle günlük olarak anne adayının sağlık açısında ihtiyaç duyduğu vitaminleri karşılayacak besinleri tüketmesi gerekir. Kısacası sık sık ama küçük porsiyonlarla vücudun gereksinimleri karşılanabilir. Ayrıca kilo kontrolü için anne adayının dikkat etmesi gereken diyet programı, kilo vermek için uygulanan diyet programlarından çok farklıdır. Burada sağlıksız besinlerin tüketimi engellenirken, anne adayının ihtiyacı olan miktarda besin maddelerinin alınması vurgulanmaktadır ve anne adayının kesinlikle aç kalmaması gerekir. Bknz: http://jinekoloji.com/tup-bebek

    • Tüp bebek tedavisinde alınması gereken vitaminler nelerdir? 
    • Vitamin E ( tüm buğdaygiller, brokoli, baklagiller, buğday tohumu, soya, yeşil yapraklı sebzeler )
    • Vitamin A ( brokoli, Brüksel lahanası, lahana, karalahana, karnabahar )
    • Vitamin C ( brokoli, Brüksel lahanası, portakal suyu )
    • Vitamin D ( süt ürünleri, somon )
    • Kalsiyum ( brokoli, soya, süt ürünleri, somon )
    • Demir ( Yeşil yapraklı sebzeler )
    • Çinko, ( buğday tohumu, istiridye, soya )
    • Folik asit ( Yeşil yapraklı sebzeler, öğütülmemiş tahıllar, buğday tohumu, soya, turunçgiller )
    • Esansiyel yağ asitleri ( hormon düzenleyici olarak; omega-3, omega-6, tüm bitkisel yağlar ve yalancı safran yağı )

    Tedavi sürecinde alınması gereken vitaminlerin mümkün olabildiğince doğal olarak besin maddelerinden sağlanması gerekir. Ayrıca folik asit desteği bebeğin zihinsel gelişimde önemli rol oynadığı için, doğal besinlerin yeterli olmadığı durumlarda ek takviyeye ihtiyaç duyulabilir.

    • Tüp bebek tedavilerinde sigara ve alkol tüketiminde uzak durulması gerekir

    Normal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftlerin başvurduğu tüp bebek tedavi yöntemlerinde uzak durulması gereken en önemli madde alkol ve sigaradır. İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyen bu zararlı alışkanlıklar üreme sistemini etkileyerek, kısırlık vakasını öne sürmektedir. Özellikle bu nedenle tedaviye başvuran çiftlerin alkol tüketiminden uzak durması gerekir. Alkolün tedavi sürecini etkileyen davranışları aşağıdaki gibidir:

    Anne adaylarında:

    • Düşükle sonuçlanan gebelikler ( fazla alkol tüketimine bağlı olarak )
    • Yumurta rezervlerinin azalmasına ( aşırı alkol tüketimi )
    • Adet kanamalarının kesilmesine
    • Düzensiz adet kanamaları ile yumurtlama kaynaklı sorunlara
    • Libido kaybı
    • Abortus düşük riskinde artışa neden olmaktadı

    Baba adaylarında:

    • Testis fonksiyon kayıpları ( aşırı alkol tüketimi )
    • Testosteron seviyesinde azalma
    • Vitamin A’nın metabolizmadaki fonksiyonelliğini etkileyerek, sperm sayısı ve hareketliliğinde azalma
    • Libidoda azalmaya neden olmaktadı

    Tüm bu olumsuz etkilerden dolayı gebelik için gerekli olan sağlıklı yumurta ve sağlıklı sperm hücrelerinin işlevselliği zarar görürken, tedavi sürecinin başarı şansı azalmaktadır.

    • Tüp bebek tedavi yönteminde anne adayı nasıl beslenmeli? 
    • Tüp bebek tedavisinde anne adayının bol bol su tüketmesi gerekir. Ayrıca sıvı ihtiyacı taze sıkılmış meyve suları, çorba, ayran ve süt gibi zengin vitamin kaynaklarından da sağ Ancak olabildiğince su tüketimine özen gösterilmesi gerekir.
    • Sigara kullanımı yumurta rezervlerini azaltırken, yumurtanın ve döllemiş yumurtanın gelişim aşamalarını Ayrıca embriyonun rahme tutunmasını da olumsuz etkilerken, tüp bebek tedavi sürecinde sigaradan kesinlikle uzak durulması gerekir.
    • Tüp bebek tedavi sürecinde alkol tüketiminden uzak durulması
    • Çay, kahve ve asitli içeceklerin tüketilmemesi gerekir.
    • Protein ağırlıklı beslenme şekli ö Ayrıca omega 3 ihtiyacı için haftada en az 2-3 defa balık tüketilmesi gerekir.
    • Kalsiyum açısından zengin süt ve süt ürünleri de ihmal edilmemeli, kırmızı et ve beyaz et tüketimi de dengelenmelidir.
    • C vitamini için bol bol sebze ve meyve tü Mümkün olduğunca kızartma yerine fırında pişirme ve haşlama yöntemlerinin tercih edilmesi gerekir.
    • Tüp bebek tedavi yöntemlerinde folik asit ayrı bir öneme sahiptir. Folik asitten zengin ceviz, badem, fındık yeşil yapraklı sebzeler ve baklagillerden yeterli miktarda tüketilmesi bebeğin gelişimi için oldukça ö Bu nedenle besinlerin yetersiz kaldığı durumlarda ek folik asit tabletleri alınabilir.
    • Tüp bebek tedavi sürecinde beslenme kadar anne adayının yapmış olduğu fiziksel aktivitede hem fiziksel hem de psikolojik olarak başarıyı Ancak doktor önerisi dışında ağır ve yorucu egzersizler uzak durulmalı ve anne adayını yormayan düzenli yürüyüşler faydalı olacaktır.
    • Hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıklar tüp bebek tedavi sürecinde takip edilmesi gereken önemli sorunlardı Bu nedenle doktorun önerdiği beslenme şekline dikkat edilmesi, hastalıkların kontrolü açısından önem kazanmaktadır.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

  • Mini Tüp Bebek

    Mini Tüp Bebek

    Mini tüp bebek tedavisinde anne adayına adetinin üçüncü gününde ultrason değerlendirmesi yapılır. Bu değerlendirmenin amacı kist olup olmadığını tespit etmektir. Mini tüp bebek tedavisinde anne adayına yalnızca folik asit takviyesi yapılır. Herhangi bir enjeksiyon yapılmaz. 4 gün sonra ise ultrason ile yumurtalık büyüp büyümediği kontrol edilir. Mini tüp bebek tedavisinde anne adayının yumurtalarına ilaç desteği ile müdahale edilmez. Bu durumda yumurtaların kendiliğinden büyümesi kontrol edilir. Yumurtaların büyüklüğü 13 mm’ye ulaştıktan sonra ise yumurta koruyucu tedaviye başlanır.

    Mini tüp bebek tedavisinde yumurtanın gelişmesini kontrol etmek amacıyla 1 ya da 2 ampul yumurta iğnesi ile desteklenmektedir. Bu noktada anne adayına yapılan enjeksiyon sayısı yaklaşık olarak 5 olmaktadır.  Bu aşamadan sonra sonra ise anne adayından yalnızca tek bir yumurta alınır ve laboratuvar ortamında takip edilir. Bu noktadan sonra ise tüp bebek yöntemi ile aynı aşamalardan geçilerek embriyo takip edilir ve uygun zamanda anne adayının rahmine transfer edilir.

    Mini tüp bebek tedavisi kimler için uygundur?

    Mini tüp bebek tedavisi çoğunlukla klasik tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlardan etkilenebilecek anne adaylarına önerilir. Mini tüp bebek tedavisi, ilaç masrafları olmaması dolayısıyla klasik tüp bebekten daha ekonomik bir yöntemdir. Anne adayına bu tedavi yönteminde daha az enjeksiyon yapılmaktadır. İlaç kullanımı ise klasik tüp bebeğe göre oldukça azdır. Gerekli durumlarda küçük dozajlarda ilaçlar kullanılabilir.

    Mini tüp bebek yöntemi ve klasik tüp bebek arasındaki farklar nelerdir?

    Mini tüp bebek tedavisinde başarı şansı, klaisk tüp bebek tedavisine göre daha az olmaktadır. Mini tüp bebek tedavisinin klasik tüp bebek yönteminden en önemli farkı ise, yumurta ve embriyo gelişiminde daha fazla aksaklık yaşanabilmesidir. Mini tüp bebek tedavisinde ilk olarak hedeflenen yumurta gelişimidir. Ancak kimi durumlarda kaliteli olan yumurtaların boş çıkabilme riski de söz konusudur.

    Kaynak: http://www.bulenttiras.com/mini-tup-bebek-nasil-yapilir

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

  • Tüp bebek ve normal gebelikler arasında ne gibi farklar vardır?

    Tüp bebek ve normal gebelikler arasında ne gibi farklar vardır?

    Anne ve baba adayının çocuk sahibi olabilmesi için kadının ve erkeğin üreme yetilerinde herhangi bir eksiklik ya da sorun olmaması gerekmektedir. Bu sorunlardan bazıları; anne adayının tüplerinin tıkalı olması, rahmin gebeliğin gelişmesi için uygun olmaması, yumurta rezervlerinin iyi olmaması, baba adayının sperm sayısının yetersiz ve kaliteli olmaması, düzensiz adet döngüsü, vajinismus gibi cinsel birleşmeye engel olacak sorunlar sayılabilir.

    Baba adayında mutlaka canlı sperm örneği bulunmalıdır. Bu spermlerin yeterli sayıda ve kalitede olması gerekir. Bu spermlerin aynı zamanda vücut dışına çıkabilmesi de gebelik oluşması için gerekli faktörler arasındadır.

    Tüp bebek ve normal gebelikler arasında herhangi bir fark yoktur!

    Erkek ve kadında üreme yetilerine göre tüm koşullar mevcut ise bir sene içerisinde gebelik gerçekleşecektir. Bu durumda anne adayı düzenli ve korunmasız cinsel ilişki ile bir sene içerisinde hamile kalabilir.  Şayet kadın bir sene içerisinde gebe kalamıyor ise, bir sorun olma riski gözardı edilmemeli ve zaman kaybetmeden bir doktora başvurmak gereklidir.

    Tüm faktörlerin değerlendirilmesi ardından uygun bir tedavi programına başlanır ve ardından tüp bebek yöntemi ile gebelik sağlanabilir. Şayet tedavi ardından gebelik sağlanabiliyor ise, normal gebelik ve tüp bebek arasında herhangi bir fark olmayacaktır. Tüp bebek tedavisinde gebelik oluşması için tıbbi bir yardımda bulunulur ve ardından normal gebelikler gibi gebelik gelişir ve doğum gerçekleşir. Normal bebekler ve tüp bebekler arasında da herhangi bir fark yoktur.

    http://www.bulenttiras.com/tup-bebek-ile-normal-gebelik-arasinda-ki-farklar

  • İlaçsız tüp bebek tedavisi nedir?

    İlaçsız tüp bebek tedavisi nedir?

    İlaçsız tüp bebek tedavisinde;  tedavi kapsamında ya çok az hormon kullanılır ya da hiç hormon kullanılmaz.  İlaçsız tüp bebek tedavisinde, anne adayının kendi adet döngüsünde doğal olarak gelişen yumurta hücreleri toplanır. Bu hücreler, özel bir sıvı ortamında bekletilerek olgunlaştırılır ve baba adayından alınan spermler ile buluşturulur.

    İlaçsız tüp bebek tedavisindeki amaç ise; yumurtaları olgunlaşması için kullanılan ilaçların zararlarından anne adayını korumaktır. Tıpkı tüp bebek tedavisinde olduğu gibi, istenilen boyuta gelmiş olan yumurtalar toplandığı zaman, baba adayından alınan sperm, mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtanın içine transfer edilir. Tedavinin başarı oranı yaklaşık olarak %30’dur.

    İlaçsız tüp bebek tedavisi kimlere uygulanır?

    • OHSS gelişme riski yüksek olan hastalarda
    • Polikistik over sendromu olanlarda
    • Endometriozis sorunu olan kişilerde
    • İlaçlara yetersiz yanıt veren kişilerde
    • Erkek kaynaklı kısırlıklarda
    • Kanser hastalarında ilaçsız tüp bebek tedavisi uygulanabilir.

    Anne adayının yaşının ileri olduğu durumlarda bu tedavi yöntemi uygulanmaz.

    İlaçsız tüp bebek tedavisinin avantajları nelerdir?

    • Uygulanması daha kolaydır
    • Tedavi süresi daha kısadır
    • Herhangi bir yan etkisi bulunmaz
    • Hastanın kliniğe yaptığı ziyaret sayısı daha düşüktür
    • Hasta yapılan enjeksiyon sayısı daha düşüktür

    İlaçsız tüp bebek tedavisinin dezavantajları nelerdir?

    Bebek tedavisinde her zaman istenen kalitede yumurtalar temin etmek mümkün değildir.

    İlaçsız tüp bebek tedavisi kaç günde tamamlanır?

    İlaçsız tüp bebek tedavisi 8-10 gün arasında tamamlanmaktadır.

    İlaçsız tüp bebek tedavisi pahalı mıdır?

    İlaçsız tüp bebek tedavisi ile klasik tüp bebek tedavisi arasında herhangi bi fark yoktur. Ancak ilaçsız tüp bebek tedavisinde ilaç maliyeti olmadığı için klasik tüp bebekten daha az maliyetlidir.

    Kaynak:

    http://jinekoloji.com/10-maddede-ilacsiz-tup-tup-tedavisi

    http://www.bulenttiras.com/ilacsiz-tup-bebek-yontemi-ve-avantajlari

  • Progesteron hormonu nedir?

    Progesteron hormonu nedir?

    1 ) Progesteron nedir?

    Kadınlarda ön hipofiz tarafından salgılanan, lutein yapan hormonun (LH) kontrolü ile beraber yumurtalıklar tarafından salgılanan, insan ve diğer canlılarda adet  döngüsü, hamilelik ve embriyogenez de önemli etkiye sahip olan cinsiyet ve steroit hormonudur

    Progesteron  hormonu, her ay rutin olarak rahmi hamileliğe hazırlayan bir başka kadınlık hormonudur. Ayın ikinci yarısı itibari ile progesteron sayısı bir iki gün içerisinde yükselir ve düzenli bir şekilde görülen adet kanaması ile beraber düşer.

    Kullanılan doğum kontrol hapları, progesteronun sentetik formlarıdır. Progesteron bir nevi yumurtalıkların salgılamış olduğu bir cinsiyet hormonudur. Ön hipofiz tarafından salgılanan lutein yapıcı hormonun kontrolü ile beraber üretilir. Progesteron genel etkenlerini kadının cinsel organlarında belli eder.

    Östrojen hormonunun özelliklerini bastırarak, östrojen ile beraber bir takım değişimlerin meydana gelmesine sebep olur. Döl yatağı, uterus kas dokusunun uyarılarını en az seviyeye indirerek, kasılmasını güç hale getirir. Bu sayede, bu salgının artmasına destek olur.

    Düşük tehlikesinin olduğu durumlarda, erken kalınan hamilelikte kimi zamanlar progesteron az olması durumu göz önüne alınarak, düşüğü engellemek amacı ile az oranda progesteron ilaçları (duphaston ve progestan gibi) doktorun önerisi ile beraber kullanılmaktadır.

    2 ) Progesteron ölçümü (tahlil) hangi durumlarda yapılır?
    Kısırlık tedavisi gören kişilerde, yumurtalık kapasitesine bakmak için: Progesteron seviyesinde düşüklük olması, yumurtlamanın meydana gelmediğini işaret eder. Ektopik gebelik (dış gebelik) teşhisinde yapılır.
    3 ) Progesteron kullanılmaması gereken durumlar nelerdir?

    1- Hamile veya emzirenler kadınlar

    2- Meme kanseri teşhisi konan kadınlar

    3- Depresif olanlar,

    4- Damar hastalığı bulunanlar

    5- Karaciğer hastalığı olanlar,

    6- Adet dönemi ile alakalı vajinal kanama var ise bu durumlarda Progesteron kullanılmamalıdır.

    4 ) Progesteron değerleri nelerdir?
    Progesteron değerleri, gerçekleştirilen tahlilin adet dönemi içerisinde uygulanan adet gününe göre değişkenlik göstermektedir. Adetin döneminin ilk yarısında bulunulması halinde, progesteron testi  yapılır ise,  progesteron değerleri diğer oranlardan daha değişik çıkar. Progesteron testi adet döneminin ikinci yarısında yapılır ise, sonuç daha farklı çıkmaktadır.

    5 ) Normal olarak kabul edilen değerler nelerdir?

    Erkek: 0.1-1 ng/ml
    Kadın:
    Faliküler Faz: 0.2-1.4 ng/ml
    Luteal Faz: 4-25 ng/ml
    Menopoz: 0.1-1 ng/ml

    6 ) Progesteron azlığının sebepleri nelerdir?
    Progesteron hormonunun değerlerinin az olmasına neden olan sebepler;

    • Hamilelik döneminde olunması
    • Adregenital sendrom
      Cushing sendromu

     

    7 ) Progesteron değerlerinin yüksek olmasının sebepleri nelerdir?

    Progesteron seviyesinin yüksek olmasına neden olan sebepler ise;

    • Turner sendromu
    • Yumurtlamanın gerçekleşmediği düzensiz adetler
    • Hipofiz besinleri

    8 ) Progesteron hormonunun kadın vücudunda yaptığı etkileri nelerdir?
    – Vajen epitelinde glikojen biriktirmesini azaltarak, bu nedenden dolayı vajinada pH oranı artar, alkali ortam meydana gelir. Progesteron etkisi ile beraber, hamilelik durumunda olduğu gibi, vajen epitelinde intermediate hücre hakimiyeti oluşur

    – Servikal mukusu kalınlaştırıarak  pH oranını azaltır ve asitleştirir. Bu durum hamilelik durumunu zorlaştırıcı bir etkidir.
    – Endometrium gland ile stromasında antiproliferatif etki gösterir.
    – Endometriumda östrojen reseptörün meydana gelmesini azaltır.
    – Göğüslerde lobüler ve alveolar doku gelişimini arttırır.
    – Ovulasyon (yumurtlama) gerçekleşmeden önce pozitif feedback etki ile FSH salınımını arttırır. Aksine LH üzerine negatif feedback etki oluşturur.
    – Progesteron termojenik bir hormondur ve kadınlarda oluşan yumurtlamanın ardından vücudun ısısındaki yükselmeden sorumludur.
    – Vücutta su ve tuzun biriktirilmesine sebebiyet verir.
    – Düz kaslarda gevşemenin oluşmasını sağlar. Bu sebepten dolayı hamilelikte safra stazı, reflü, kabızlık gelişir.

    8 ) Hangi durumlarda Progesteron ilaçları (progestin) kullanılır?
    – Hamilelik sırasında oluşabilecek düşük tedavisinde
    – Habitüel abortus
    – Preterm eylem (erken doğum) proflaksisi
    – İnfertilite (kısırlık) tedavisi ile birlikte IVF (tüp bebek) tedavileri
    – Adet düzensizliğinin tedavisinde
    – PCOS (Polikistik over sendromu)
    – Endometrial hiperplazi
    – Menstrüasyonu geciktirmek amacı ile
    – Katameniel epilepsi
    – Doğum kontrolar hapları ve 3 aylık iğneler içerisinde bulunura
    – Acil kontrasepsiyon amacı  ile
    – Amenore teşhisinde progesteron challenge tetkiklerinde kullanılır

    Kaynak: Progesteron Hormonu Nedir?

  • Tüp Bebekte Doğru Bilinen Yanlışlar

    Tüp Bebekte Doğru Bilinen Yanlışlar

    Tüp bebek tedavisi geçmiş zamanlarda oldukça korkulan bir tedavi idi. İnternetin bu kadar yaygın olmaması sebebiyle, anne ve baba adayları tüp bebek tedavisi hakkında yeterli bilgiye sahip olamıyor, yalnızca kulaktan dolma bilgiler ve efsanelerle tüp bebek tedavisini tanıyordur. Ancak günümüzde bu bilgi eksikliği ortadan kalkmış, insanlar tüp bebek tedavisi hakkında daha da bilinçlenmiştir. Fakat bazı konularda halen yanlış bilgilerin doğru sanılması söz konusudur.

    Bu durumda yaygın olan yanlış bilgilerin düzeltilmesi ve anne ve baba adaylarının tedaviye bilinçli olarak başlaması gerekmektedir.

    • İlk olarak bilinmesi gereken tüp bebeğin zor bir süreç olmadığıdı Çiftlerin büyük bir kısmı tedavi süresince acı ya da ağrı çekeceklerini düşünebilir. Ancak tıbbi açıdan tüp bebek tedavisinin herhangi bir zorluğu yoktur. Çiftlerin yaşabileceği tek zorluk psikolojik açıdan olabilir.
    • İkinci olarak bilinmesi gereken ise, hiç sperm üretemeyen erkeklerinde baba adayı olabileceğ Sperm üretimi olmayan erkekler için geliştirilmiş oldukça başarılı yöntemler vardır. Bunlardan biri ise Mikro TESE yöntemidir. Mikro TESE yönteminde hastanın testislerinden elde edilen az sayıda sperm hücresi ile dahi çocuk sahibi olma şansı bulunur.
    • En yaygın yanlış bilgilerden bir diğeri ise, embriyo transferinden sonra annenin sürekli yatması gerektiğ Anneler, embriyo transferinden sonra yüksek bir dolaba uzanmanın ya da sandalye taşımak gibi eylemlerin dahi embriyonun tutunma şansını düşürebileceğini düşünür. Ancak bu noktada çiftin bilmesi gereken, yatağa hapsolmanın stresi arttırabileceğidir. Bu sebeple anne adayı günlük işlerine kendini yormadan devam etmeli. Mümkünse doğa yürüyüşleri yapıp gebelik testine kadar stresli ortamlarda bulunmamalıdır.
    • Bunun dışında doğrusunun öğrenilmesi gereken bir diğer konu, tüp bebeğin her yaşta uygulanamayacağıdı Tüp bebek, gebelik şansını arttıran bir uygulamadır ancak tıpkı doğal gebeliklerde olduğu gibi anne adayının yaşının ilerlemesi ile gebelik şansı düşer. Yaşın ilerlemesi ile beraber anne adayının yumurtalık rezervleri azalır ve yumurtaların kalitesi düşer.  Bu sebeple de 35 yaşından sonra gebe kalma yetisi azalmaya başlar.
    • Yumurta toplama aşaması sebebiyle menopoz yaşının daha erken gelmesi de, yanlış bir bilgidir. Yumurta toplama aşaması herhangi bir şekilde kadının daha erken yaşta menopoza girmesine yol aç
    • Bunun dışında son olarak bilinmesi gereken tüp bebek tedavilerinde %100 başarı garantisinin olmadığıdıHiçbir merkez, tedavi için %100 garanti veremez, bu garantiyi veren merkezlerin güvenilirliği sorgulanmalıdır. Yardımcı üreme yöntemlerinden en başarılısı, tüp bebek yöntemidir. Ancak, tüp bebek tedavisinin de başarı oranı hastadan hastaya değişkenlik gösterebilmekle beraber, %60’tır.

    Kaynak:  Tüp Bebekte Doğru Bilinen Yanlışlar

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

  • Yumurta Dondurma Nedir?

    Yumurta Dondurma Nedir?

    1 ) Yumurta Dondurma Nedir?

    Yumurta dondurma işlemi, kadının yumurtalığından sağlanmış olan yumurtanın (oosit) uygun koşullar altında saklanması sağlanarak, ilerleyen zamanlarda kullanılabilmesi için, dondurulması işlemine denir. Kadın yumurtalıklarından, vajinal ultrasonografi sayesinde toplanmakta olan yumurtaların, laboratuvar ortamı içerisinde vitrifikasyon yöntemi ile dondurulması sağlandığı bu yöntem, yumurtaların uzun seneler boyunca bir müddet korunması sağlanarak saklanmasına yardımcı olmaktadır.

    2 ) Yumurta dondurma işlemi nasıl yapılır?

    Adet döngüsü içerisinde kadının yumurtalıkları hormonlu ilaçlar yardımı ile uyarılır. Yumurtalıklardan ultrasonografi muayenesi ile ve yumurta toplama iğnesinin yardımı ile yumurtaların toplanması gerçekleştirilir. Toplanan yumurtalar özel kimyasal solüsyonların içerisinde belli bir müddet bekletilir. Daha sonra -196 derecede sıvı azot içeren tankların içerisinde dondurularak bekletilmesi sağlanır. Vitrifikasyon yöntemi ile gerçekleştirilen yumurta dondurma işlemi, gayet başarılı bir şekilde tamamlanmaktadır. Bu yöntem hızlı dondurma prensibine dayanır. Bunun hızlı bir şekilde yapılmasının nedeni, dondurma işlemi esnasında yumurtaların zarar görmesine sebebiyet verebilecek buz kristallerinin meydana gelmesini önleyebilmek içindir .Vitrifikasyon yöntemi sayesinde dondurulmuş olan yumurtalar, çözündüğü zaman yaklaşık % 90 ile % 100 civarında canlı kalabilmektedir. Canlı bir şekilde çözülmesi sağlanan bu yumurtalar, erkekten tedarik edilen spermler ile mikro enjeksiyon tarafından döllendirilir. Döllenmesi sağlanan embriyolar, daha sonra kadının rahmine aktarılarak, hamilelik şansının elde edilmesi gerçekleştirilir.

     

    3 ) Kimler, ne zaman yumurtalarını dondurabilir?

    Kemoterapi ve radyoterapi gibi yumurta hücrelerine zarar veren tedavilere başlamadan önce,

    Üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak ameliyatların öncesinde (yumurtalıkların alınması gibi),

    Ailesinde erken menopoz hikayesi olan ya da yumurtalık rezervi düşük olmakla birlikte henüz gebelik yaşamamış kadınlar (Bu durumlarını üç uzman tabipten oluşan sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi durumunda),

    Kariyer odaklı yaşayan ve anneliği 30’lu yaşların sonrasına erteleyen kadınlar. bknz: http://jinekoloji.com/7-maddede-yumurta-dondurma-islemi

    4 ) Yumurta dondurma işleminin başarısız olmasına sebep olabilecek faktörler nelerdir?

    Bu uygulamanın başarılı olmasına engel olacak en önemli etken, çözülmek üzere dondurulan yumurtaların canlılığını yitirmesidir. Yumurta hücresi, insan vücudunda bulunan en büyük hücredir. İçerisinde ciddi anlamda su bulunur. Dondurma işlemi esnasında, yumurtanın içinde bulunan suyun buz kristallerine dönüşmesi, yumurtanın hasar görmesine sebep olur. Bu yumurtalar da, çözülmesinin ardından herhangi bir döllenme şansı kalmaz. Ancak ortaya çıkan bu olumsuz etkinin, yumurta dondurma işlemi esnasında kullanılmaya başlayan vitrifikasyon tekniği ile önüne geçilmiştir. Aynı zamanda, döllenme işlemi esnasında uygulanan yöntemlerde, bu başarıya etki etmiştir. Dondurulan yumurtaların etrafında görülen zona pellucida isimli kabuğun, sertleşmesinden dolayı spermin döllenme işlemi esnasında yumurtaya girişine engel olur. Bu zorluğun önüne geçilebilmesi için de, spermin yumurtaya direkt olarak enjekte edildiği ICSI yöntemi kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemler ile beraber, yumurta dondurma işleminin ardından sağlanmakta olan hamileliklerde artış ortaya çıkmıştır. Bu sayede elde edilen hamileliklerde, herhangi bir doğumsal anomali olmadığı gibi,  kadınların doğurganlık yaşı daha ileri yaşlara ertelenmiştir.

    5 ) Yumurta dondurma işleminde elde edilen başarı oranı nedir?

    Yumurta dondurma işlemi, kadınlarda yumurta rezervinin bulunduğu her yaşta yapılması mümkün olan bir yöntemdir. Bu uygulamanın her geçen gün daha çok rağbet görmesi ve gereksinim haline gelmesi sebebi ile teknolojik çalışmalar yapılarak geliştirilmesi için çalışılmaktadır. Dondurma işleminin vitrifikasyon yöntemi ile yapılmaya başlanmasından sonra, başarı oranları her geöen gün yükselmeye başlamıştır. Bu sayede yumurtalarda bulunan canlılık oranı da artmıştır.

    Yumurtaların mikro enjeksiyon tekniği ile beraber, spermler ile buluşturulması da elde edilecek olan başarıya yardımcı olan uygulamalar içine girmiştir. Bugünün koşullarında, yumurta toplama işleminden elde edilecek olan başarı oranları, tüp bebek tedavisinde sağlanacak olan başarı oranları ile neredeyse aynı seviyeye gelmiştir. Dondurma işlemi ile sağlanmakta olan başarı oranları, yaklaşık % 35 ile % 50 arasında değişiklik göstermektedir.

    6 ) Neden yumurtaların dondurulması gerekmektedir?

    Yaşın ilerlemesi ile beraber, hem hamilelik ihtimalinde azalma olmakta, hem de dünyaya gelecek olan bebeklerde genetik anomali riski daha çok olmaktadır. Kadınlarda 25 yaşında hamilelik elde etme şansı ortalama % 85 civarında iken, 40 yaşındaki bir kadında hamilelik elde etme şansı % 40 oranına düşmektedir. İş sahibi olan ve kariyer planları olan kadınlar, daha çok anne olmayı ilerleyen tarihlere ertelemektedir. Bu nedenden dolayı da, çocuk sahibi olmayı garanti altına alabilmek amacı ile yumurtaların dondurulması gerekmektedir.

    7 ) Dondurulmuş olan yumurtalar ne kadar saklanabilir?

    Dondurulmuş yumurtaların bekleme süresi oldukça uzun yılları bulmaktadır. Günümüzde dondurulmuş embriyolar 20 sene civarında, spermler ise 30 ile 35 sene boyunca uygun koşullar altında saklanabilmektedir. Kadınlar yumurtalarını dondurdukları yaşından itibaren hamile olmak isteyecekleri yaşa dek, yumurtalar dondurularak saklanabilir. Donduruldukları zamanın kalitesinde olan yumurtalar ile sağlanmakta olan hamilelik, gayet sağlıklı olmaktadır.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

    8 ) Yumurta dondurma uygulamasıyla doğan bebeklerin sakat kalma olasılığı var mı?

    Bu yöntem sayesinde dünyaya gelen bebeklerin, sağlıklı bir şekilde doğduğu bilinmektedir. Bu sebepten dolayı, kadınların endişe duymasına pek gerek yok aslında. Kabul edilmekte olan riske göre, dondurulmuş yumurtalar ile sağlanmakta olan hamileliklerden dünyaya gelecek bebeklerin sakat olma ihtimali, taze yumurta ile dünyaya gelecek olan bebeklerin ihtimali ile aynıdır.

    9 ) Yumurta dondurma işlemi hangi yaşlarda yapılabilir?

    Hemen hemen her yaşta olan kadından alınan yumurtalar dondurulabilmektedir. Ancak dondurulan yumurtaların kadının yaşı ile alakalı bir şekilde kaliteli olacağı için, doktorlar 35 yaşına gelinmeden önce yumurta dondurma işleminin gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağını ifade etmektedir.

    10 ) Yumurta dondurma işlemi hangi durumlarda önerilir?

    Bazı nedenlerden dolayı hamileliğini ilerleyen zamanlara ertelemeyi düşünen genç çiftlerin, doğurganlıklarını devam ettirebilmeleri amacı ile yumurta dondurmaları tavsiye edilmektedir.

    Kadınların onkolojik tedavi görmesi, kemoterapi ve radyoterapi gibi süreçlerden geçmesi gerektiği zaman, yumurtalık dokusu ve yumurtalar zarar görür. Bu nedenden dolayı, tedavi yapılmadan önce kadının yumurtalarının veya yumurtalık dokusunun dondurulması tavsiye edilerek, doğurganlığın korunması sağlanabilir.

    Yumurtalıkların alınmasını gerektirecek tıbbi bir ameliyatın yapılması gereken kadınlara, ilerleyen dönemlerde bebek sahibi olma şansını vermek için yumurta dondurma işlemi yaptırmaları tavsiye edilir.

    Tüp bebek tedavisi sırasında kadından toplanan yumurtaların erkekten sperm elde edilememesi nedeniyle dondurulması seçeneğine başvurulur. Yumurtaların heba olmaması ve daha sonra kullanılması için bu işlem yapılır.

    Yumurtalık rezervi azalmış olan kadınların, gebe kalma şansının artırılması için yumurta dondurma işlemi yaptırması tavsiye edilir.

    Ailesinde erken menopoza giren kadınların olması halinde, kişilere yumurta dondurma işlemi yaptırması tavsiye edilir.

  • Tüp bebek tedavisinde E2 Hormon Değeri Kaç Olmalıdır?

    Tüp bebek tedavisinde E2 Hormon Değeri Kaç Olmalıdır?

    E2 hormonu yumurta gelişimi esnasında folikül adı verilen içi sıvı dolu olan keseciklerin etrafında bulunan hücrelerden salgılanır. Bu kesecikler büyüdükçe kandaki östrojen yada E2 hormonu seviyesi artar. Yumurtlama sağlıklı kadınlarda adetin 2. günü’nde başlar. Yumurtanın gelişmesi iki şekilde ve dolaylı olarak bir şekilde toplam olarak 3 şekilde takip edilir.

    1- Kanda E2 hormonu bakılır. Normalde 2 saat içinde testin sonucu alınır.

    2- Ultrason ile folikül gelişmesine bakılır. Adetın 2. günü’nde yumurtalıklarda 8-10 mm. Büyüklükte foliküller vardır. Tüp bebek tedavisinde veya kendiliğinden bu foliküller her gün 2 mm. civarında büyümektedir. Doğal haliyle bir ilaçla ise daha fazla sayıda folikül büyür. Folikül büyüdükçe salgılanan estradiol hormonu seviyesi artar. Bu E2 hormonu artması ise endometriyum yada başka bir deyişle rahim içi zarının kalınlaşmasına yol açar. Adet döneminin 14. gününde endometriyum en kalın haline ulaşır. Bu kalınlık en azından 8 mm. olmalıdır. 13 mm’nin üstünde bir kalınlık olduğunda rahim zarı ile ilgili bir rahatsızlık var mı diye araştırma yapılmalıdır. Çok doğum yapmış kadınlarda bu rahim zarı kalınlığı 16 mm’ye kadar çıkabilmektedir.

    3-E2 hormonu kanda yükseldikçe rahim iç zarı olan endometriyum kalınlaşmaya başlar ve yumurtanın çatladığı adetin 14. gününe kadar kalınlaşmaya devam eder. Daha sonra aynı kalınlıkta kalır.

    Tüp bebek tedavisinde E2 Hormon Değeri Kaç Olmalıdır?

    Bazal östradiol veya E2 değeri (2.-3.gün) başlangıçta 50 pg/mL den az olmalıdır. Tüp bebek ilaçları kullanıldığı esnada sürekli E2 hormonu ölçtürmenin bir faydası olmadığını düşünüyoruz. Acemi hekimlerin yada laboratuvar incelemelerinden para kazanmak isteyen hekimlerin bu konuyu su istimal ettiğini görmekteyiz.

    E2 Hormonu Yüksekliği (Estradiol Yüksekliği)

    Adet döngüsü ile paralel olarak gitmektedir. Ancak adet görmeyen hastalarda daima düşük olarak kalır. Adet döngüsünün 13-15 günleri arasında en yüksek değerine ulaşır. Tek bir folikül büyürse  adet döneminin 14. günü gibi 250pg/mL değerine ulaşır. Adetin 2-3. gününde yapılan E2 testi 50’nin üstünde çıkarsa o hastada yumurta rezervinin kötü olduğu düşünülür. Polikistik over yada PCOS denilen durumda kadınlarda 20’nin üstünde antral folikül vardır. Bu kadınlara yumurtlaması için düşük doz ilaç dahi verilse bütün foliküller uyarılır, 14. gün gibi 5000 pg/mL gibi bir Estradiol değeri bulunur. Bu durumda yumurtaları çatlatmak için HCG içeren Pregnyl veya Ovitrelle gibi ilaçlar kullanılırsa hastada çok tehlikeli bir durum olan OHSS ortaya çıkar.

    E2 Hormonu Ne İşe Yarar?

    Estradiol hormonu insan vücudunda bir çok organda reseptör yada algaçları ile çeşitli değişiklere yol açar. Aslen kadınlık hormonudur. Rahim zarının olgunlaşmasından başlayarak bir çok işlevi yapar.Bağışıklık sistemi,kalp ve damar hastalıklarından koruyucu özelliği vardır.

    E2 Hormonu Neden Yükselir?

    Estrojen hormonu yumurtalıklardaki foliküllerin büyümeye başlamasıyla yükselir. Folikül gelişimi olmazsa E2 hormonu kanda yükselmez.