Etiket: tüp bebek

  • Tüp bebek nasıl yapılır?

    Tüp bebek nasıl yapılır?

    Tüp Bebek nasıl olur Tüp Bebek nasıl yapılır?  Tüp bebek nasıl olur ? Tüp Bebek Nedir?

    Tüp bebek uygulaması, kısa ve basit haliyle, kadın ve erkeğe ait üreme hücrelerinin yani yumurta ve spermin vücut dışı koşullarda -labarotuvar ortamı gibi- döllenme işlemidir. Tüp bebek işlemi sonucu doğan ilk bebek ise, 1978’de İngiltere’de Dünya’ya gelmiştir. Tüp bebek normal yollar ile hamile kalamayan anne adaylarına uygulanan yardımcı bir üreme tedavisidir. Erkekten alınan spermlerle kadından alınan yumurtanın laboratuvar ortamında birleştirilmesi neticesinde oluşan embriyoların rahme aktarılması prensibine dayanır.

    Neden ilk tüp bebek tercih ediliyor?

    Tüp bebek uygulaması birçok yardımcı üreme tedavisi olsa da genellikle en sık tercih edilen tedavi çeşididir. Bunun sebebi ise, gebelik şansının en yüksek olduğu bir tedavi biçimi olmasından kaynaklanır. İlk önce, tüp bebek tedavisi enfeksiyon ya da cerrahi operasyonlar sonucu tüplerinde kalıcı hasarlar kalan anne adaylarında uygulanmaya başlamıştır. Ardından ise kısırlığa sebep olacak diğer etkenlerin tedavisinde de kullanılmaya başlanmıştır. Nedeni bilinmeyen kısırlık ya da erkek kaynaklı kısırlıklarla tüp bebek tedavi yöntemi uygulanarak başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

    Mikroenjeksiyon uyglaması

    Son yıllarda uygulanmaya başlanan mikroenjeksiyon adı verilen yöntem ile, menisinde sperm bulunmayan ya da bulunsa bile sperm sayısının çok düşük olduğu ancak testisinde sperm mevcut olan baba adaylarının tedavisinde oldukça ses getirmiş, bir devrim olarak ilan edilmiştir. Kadınlarda her iki tüpün kapalı olması, sperm sayı, hareket ya da normal sperm miktarının düşük olması, sebebi bilinmeyen kısırlık, şiddetli endometriozis gibi durumlar ve hastalarda tüp bebek tedavisi uygulanabilir. Tüp bebek tedavisinin süresi uygun görülen tedavi türüne göre değişebilmektedir. Tedavide en sık ve yaygın olarak uzun protokol adı verilen yöntem uygulanır.

    Tüp Bebek nasıl yapılır?

    Tüp bebek uygulamasının 5 aşaması vardır. Tüp bebek aşamalarından birincisi tedavi öncesi görüşme ve en uygun tedavi yöntemini bulmaktır.

    Tüp bebek tedavisi düşünülen adaylarda tedavi, anne adayının adetinin 2. Veya 3. Günü uygulanmaya başlanır. Başlangıç günü ultrason uygulanır. Bunun sebebi, ultrasonda yumurtalıklarda ve rahimde tedaviye başlamaya engel olacak bir sorunun olup olmadığını saptamaktır.

    Anne adayının kanında FSH ve östrojen seviyeleri değerlendirilir. Anne adayının tedavisine başlamak için herhangi bir engel görülmezse; anne adayının yaşı, kısırlık sebebi, kan tahlil sonuçları ve yumurtalık kapasitesi de dikkate alınarak hastaya göre olabilecek en uygun tedavi yöntemine karar verilir. Bunun akabinde tüp bebek uygulaması için yumurta oluşumunu gerçekleştimek adına hormon tedavisine başlanır. Bu döneme kontrollü over sitimulasyonu ismi verilir. Bu dönemde tedaviye yanıtı ve yumurta gelişimini incelemek için belirli zamanlarda ultrason uygulanır, kanda hormon değerlendirilmesi yapılır.

    Yumurtalıkların Uyarılması

    İğne şeklinde hormon barındaran ilaçlara başlanır. Bunun sebebi yeni adet döneminin 3. gününde yumurtalıkların uyarılması içindir. Yumurtalıklardan birden fazla yumurta hücresinin gelişimini sağlamak adına bu ilaçlar uygulanır. Bu hamilelik olasılığını yükseltmektedir. Yumurtalıklarının uyarılma süresi hastadan hastaya değişmektedir. Yumurtalıkların kullanılan ilaca yanıtı, bu sürecin uzunluğunu belirler. Genellikle bu uzunluk 10-12 gün arasında değişmektedir. İki günde bir hormon ve ultrason yardımıyla bu dönemde yumurta gelişimi takip edilir.

    Yumurta Toplanması

    Yumurta hücreleri belli olgunluğa ve büyüklüğe eriştikten sonra, yumurtaların çatlamasına yardım eden hormonal bir iğne ile çatlaması sağlanır. İğne uygulandıktan 34-36 saat sonra yumurta toplama operasyonu gerçekleştirilir. Bu iğne muhakkak zamanında yapılmalıdır. Yumurta toplama uygulaması, sedasyon anestezi yani uyku hali denilen bir hal altında transvajinal ultrasonografi aracılığı ile uygulanır. Bunun sebebi hastanın ağrı hissetmesini önlemektir. Hasta sabah aç karnına alınır. İşlem yaklaşık 20 ile 30 dakika arasında sona erer.

    Bu operasyon esnasında foliküllerin içindeki sıvı toplanır. Sıvıda yumurta bulunup bulunmadığı değerlendirilerek olan yumurtalar toplanır. İlk işlemlemde folikül sıvısında yumurta bulunamayabilir. Bu durumlarda özel bir sıvı yardımı ile folikül içi yıkanır ve folikül içinde kalmış olabilecek yumurtalar bulunmaya çalışılır. Hasta başına yumurta sayısı 10- 12’yi bulabilirken, bu rakam 1’den 40’a kadar da çıkabilir. Çok ender olarak, hiç yumurta toplanamayabilme ihtimali de mevcuttur. Bu işlem sonrası hasta bir iki saat takip edilir ve ardından evine gidebilir. Bundan sonraki aşama ise toplanan yumurtalar içersinde ideal olanların seçilmesi, döllenmesi ve rahim içine transferidir. ”Tüp Bebek Riskleri?” başlıklı yazımda tüp bebek riskleri ile ilgili bilgi vermeye çalıştım.

    Yumurtaların Döllenmesi (Fertilizasyon)

    Yumurta toplama işlemiyle elde edilen MII oosit adı verilen iyi ve döllenebilecek yumurtalar seçildikten sonra, sperm hücre kalitesine bakılarak, klasik tüp bebek ya da mikroenjeksiyon aracılığıyla laboratuvar ortamında döllenmesi sağlanır. Bazı durumlarda döllenme olasılığını arttırmak adına mikroenjeksiyon yöntemi kullanmak daha faydalı olabilmektedir. Sperm hücresi, yumurta hücresini döller ve böylece EMBRİYO meydana gelir. Özel kültür ortamında, döllenmiş yumurtalar, anne adayının rahmine transfer edilebilecek hala gelinceye dek izlenir. İyi ve kaliteli embriyo ayıklanarak rahim içine transferi gerçekleştirilir.

    Embriyo Transferi

    Embriyoların laboratuvar ortamından alınarak anne adayının rahmine transferine embriyo transferi adı verilir. Bu aşama, anesteziye ihtiyaç duyulmayan, hastanın ağrı duymayacağı bir işlemdir. Yumurta toplanma işleminden 48-72 bazı durumlarda ise 120 saat sonra transfer gerçekleştirilir. Transferin ne zaman yapılacağı embriyo sayı ve kalitesiyle ilgili bir durumdur. Trasnfer öncesi rahim ağzı özel sıvılar yardımı ile temizlenir. Rahim içerisine transfer, ince kateter yardımıyla rahim ağzından geçilerek uygulanır. Bu uygulama sonrası rahim içine bırakılan embriyoların bundan sonra kendi kendilerine gelişmeye devam ederek rahime tutunmaları beklenir.

    Transfer edilecek embriyonun sayısı ise, transfer öncesi jinekologla kararlaştırılır. İşlemden sonra, yarım saatlik bir istirahat sonrası hasta evine gidebilir. Transferden sonra elde kalan döllenmiş iyi kalitede embiryosu var ise, dondurularak muhafaza edilebilir. Embriyoların donma ve çözülme uygulaması ardından canlılıklarını koruyabilme şansları %50’dir. Taze embriyolardan daha az bir olasılıkla hamilelik oluşturmalarına rağmen, ikinci bir hamilelik olasılığı tanıyarak gebelik şansını arttırmaktadır. Maliyeti düşürdüğü için de avantajlıdır.

  • Semen analizi hakkında bilinen yanlışlar

    Semen analizi hakkında bilinen yanlışlar

    Kısa veya uzun vadede çocuk sahibi olmak genellikle her evli çiftin arzusu. Pek çok çift evliliğin ilk yıllarında bu konuya pek kafa yormazken, ileriki zamanlarda çocuk istemleri olduğunda karşılarına çıkabilen problemler ile oldukça zor ve stresli bir döneme girebiliyorlar.

    İnfertilite veya toplumda daha çok bilinen adı ile kısırlık, düzenli bir ilişki sonrası 6 ay veya 1 yıl içerisinde çocuk sahibi olamama olarak adlandırılmakta ve hem erkeği hem de kadını ilgilendiren sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Problemin kaynağının tespitinde kadın ve erkeği ayrı ayrı incelemek ve testler yapmak çoğu durumda nedeni ortaya çıkarabiliyor iken çocuk istemi olan çiftlerin yaklaşık %20’sinde ise mevcut bilinen inceleme ve yöntemler sonrası kısırlığı oluşturan bir sebep bulunamıyor.

    Bahçeci Sağlık Grubu Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu, ülkemizde her ne kadar son yıllarda bilgi düzeyinin artması ile bu durum değişse de toplumda genel olan yaklaşımın çocuk sahibi olamayan bir çiftte önce kadının sorgulanması olduğunu söyledi. Erkeğe bağlı nedenlerin kısırlığın yaklaşık %50 sini oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Bakırcıoğlu, çok basit bir sperm testi ile bu nedenlerin büyük bir kısmını tespit etmenin mümkün olduğuna işaret etti. Hatta bu test ne kadar erken aşamada yapılır ise, problemin ciddiyetine göre çözümünün de o kadar başarılı olabildiğini anlatan Doç. Dr. Bakırcıoğlu, “semen analizi olarak ta adlandırılan bu test sonucu gebelik oluşturacak kalitede spermlerin sayıca azlığı veya yokluğu durumunda belirlenecek tedavi seçenekleri ile çiftleri uzun süreler beklenti içerisinde bırakacak ve zaman bağlı kadına ait faktörlerin de oluşması ile başarını düşmesine neden olacak yaklaşımların da önünce geçilebiliyor” diye konuştu.

    Sperm testinin erkek bireyin ergenliğe geçiş döneminden itibaren yapılabilecek son derece basit bir test olmasına karşın pek çok erkek için, hatta uzman doktor için göz ardı edilebilen bir test olduğunu söyleyen Doç. Bakırcıoğlu, bunda test veya uygulama hakkında sanılanın aksine mevcut pek çok yanlış bilginin de rol oynayabildiğini anlattı. Doç. Dr. Emre Bakırcıoğlu, semen analizi ile ilgili doğru bilinen yanlışları sıraladı:

    Semen Analizi Hakkında Bilinen Yanlışlar:

    1. İlişki sırasında boşalıyorsam ve meni mevcut ise sperm üretimimde bir problem yoktur (yanlış).

    Doğrusu: Boşalma sırasında ortaya çıkan sıvı sadece sperm hücrelerini içermez ayrıca pek çok salgı bezi tarafından salgılanan sıvıları da içerir. Sperm üretimi, üretilen spermin kalitesi ancak ve ancak semen örneğinin mikroskop altında incelenmesi ile anlaşılabilir. Meninin varlığı, semenin varlığı veya sperm üretildiği anlamına gelmez. Bazı örneklerde hiç sperm görülmeyebilir, bu durumun dışarıdan gözlem ile anlaşılması mümkün değildir.

    2. Geçmişteki (evlilik öncesinde veya eski evliliğimde) parnerimle/eşimle bir gebelik öyküm var. Spermlerim ile ilgili bir problemim yok. (yanlış)

    Doğrusu: Kısırlık, pek çok çiftte başlangıçta var olmayıp daha sonradan ortaya çıkmış bir durum olabilmektedir. Geçmiş yıllara ait gebelik veya (istemli/istemsiz) düşük hikayeleri sizin spermlerinizde bir sorun olmadığı anlamına gelmez. Ayrıca çocuk isteği olmadığı dönemlerde oluşan bir etken ile sperm parametrelerinizde ciddi değişimler olmuş olabilir.

    3. Evli değilim. Bu testi evlendikten sonra çocuk isteğim olduğunda yaptırmam daha mantıklı. (yanlış)

    Doğrusu: Semen analizi çok ucuz ve basit bir testtir ve üreme çağına gelmiş her erkeğe uygulanabilir. Eğer sperm üretiminde bir problem olduğu tespit edilir ise çözümü için de daha erken dönemde plan yapmak son derece önemlidir. Pek çok erkek bu testi yaptırmadan öncelikle kendiliğinden bir gebelik oluşmasını bekler. Ancak kendinde spermle ilgili herhangi bir kuşkusu varsa örneğin çocuk yaşta testislerinin kasıklarında kalması nedeniyle operasyon geçirmişse 1 yıl beklemeden analiz yaptırmalıdır.

    4. Geçmiş dönemde yaptırdığım semen analizlerinde hiç sperm hücresi görülmedi. Anladığım kadarı ile çocuk sahibi olma ihtimalim hiç yok. (yanlış)

    Doğrusu: Semen örneğinizde hiç sperm hücresi görüşmemiş olsa bile bu yumurtalıklarınızda sperm üretmediğiniz anlamına gelmez. Uzman bir androlog tarafından yapılan muayeneniz sonrasında yumurtalıklarınıza gerçekleştirilebilecek bir mikrocerrahi operasyon ile alınan doku örnekleri incelenebilir ve bulunan sperm hücreleri tüp bebek tedavilerinde kullanılarak çocuk sahibi olabilirsiniz. Bu yöntemle dünya üzerinde doğmuş onbinlerce sağlıklı çocuk vardır.

    5. Bir sperm analizi yapıldı ve hiç sperm hücresi görülmedi. Bir daha sperm analizi yaptırmama gerek yok (yanlış)

    Doğrusu: Sadece 1 sperm analizinde hiç sperm görülmemesi bir daha asla sperm görülmeyecek anlamı taşımaz. Mutlaka farklı zamanlarda en az 2 kez daha sperm tahlili yaptırmak gerekir. Sperm analizlerinde yıkama işlemi yapılarak dibe çöken hücrelerin incelenerek sperm varlığının araştırılması şarttır.

    6. Boşaldığımda ürettiğim meni miktarı az. Muhtemelen sperm üretimimde bir problem var (yanlış).

    Doğrusu: Meni miktarı pek çok parametreye göre değişmekle birlikte 1.5 ml ve üzeri arasındaki miktarlar normal kabul edilir. Ayni durum semen analizi sırasında verilen örnek için de geçerlidir. Bu sınırların dışında kalan meni miktarları, eğer örnek verilmesi sırasında farklı bir durum söz konusu değil ise (örn. Örneğin tümünün kap içine toplanamaması gibi) örnek veren kişi uzman bir androlog tarafından daha detaylı değerlendirmeye alınmalıdır.

    7. Semen örneği verirken bir kısmı kabın dışına kaçtı ama çok az bir miktar olduğu için önemli değildir herhalde (yanlış)

    Doğrusu:Semen örneğinin tümü analiz için önemlidir. Örnek alınması sırasında kap içine toplanamayan kısım önemli bir miktar sperm hücresi içerebilir ve bu kayıp inceleme sonrası elde edilen sonuçları ve sonraki tedavinizi etkileyebilir. Böyle bir durum oluştuğunda mutlaka ilgili uzman kişiler veya doktorunuz bilgilendirilmeli ve gerekiyorsa test tekrarlanmalıdır.

    8. Farklı zamanlarda farklı kliniklerde test yaptırdım fakat sonuçlar arasında ciddi farklar var. Sanırım test yanlış değerlendirildi (yanlış)

    Doğrusu: Sperm üretimi yaklaşık 70 gün süren bir süreçtir ve bu süreçte değişen yaşam şartları, geçirilen ateşli bir hastalık, enfeksiyon vs. gibi nedenler dolayısı ile farklı zamanlarda incelenen semen örnekleri sonuçlarında farklılıklar gözlenebilir. Diğer taraftan farklı laboratuvarların değerlendirme metodlarına bağlı olarak farklı sonuçlar elde edilebilse de bu farklılık kişinin tedavisini ciddi etkileyebilecek bir farklılık olarak karşımıza çıkmaz. Yine de semen analizini herhangi bir tıbbi tahlil laboratuvarında yaptırmak yerine bu konuda uzmanlaşmış bir tüp bebek merkezinde yaptırmak bu ve benzeri farklılıkları da ortadan kaldırabilir.

    9. Sperm analizi standart her yerde aynı düzeyde değerlendirilebilen bir testtir. (yanlış)

    Doğrusu: Sperm analizi bakan kişiye bağlı olarak değişkenlik gösterebilen ve standardizasyonu oldukça zor olan bir testtir. Yurtdışında bu analizin standardizasyonu için büyük uğraşlar verilmesine karşın yine bir insan tarafından değerlendirme yapıldığından çok farklı sonuçlar alınabildiği bildirilmektedir. Dolayısıyla sperm analizi basit gibi görünse de bu konuda uzmanlaşmış klinikler veya laboratuvarlarda yaptırılması gerekir.

  • Tüp bebek diğer bebeklerden farklı mı?

    Tüp bebek diğer bebeklerden farklı mı?

    Uzun yıllardır ülkemizde tüp bebek yöntemi uygulansa bile yine de akıllar karışıyor. Güvenli olup olmadığı, yüzde 100 başarı sağlayıp sağlamadığı, tüp bebekle olan çocuğun diğer çocuklardan farkı olup olmadığı, SGK’nın yardım edip etmediği merak konusu. İşte akıllara takılan soruların yanıtları…

    Tüp Bebek- Kadın ve Doğum Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar yanıtladı:

    Kısırlıkta tek tedavi tüp bebek mi, güvenli bir yöntem mi ?

    Tabii ki değil. Çift karşımıza ilk geldiğinde tahlillerini yapıyoruz. İlk önce daha önce yaşananlar ve yapılan tedaviler sorgulanıyor. Sonra vaginal yapılan ultrasonografi ile yumurtalıkların yumurta rezervi, rahimde herhangi bir doğuştan gelen veya sonradan oluşan bir sorun olup olmadığı araştırılıyor. Gebelik şansını azaltan bir durum varsa ortaya konuyor. Önce bu durum düzeltiliyor. Bazen çok küçük yapılan bir cerrahigirişim bile çocuk sahibi olmalarını sağlayabiliyor. Bu aşamadan sonra erkeğin sperm tahlili, rahim filmi ve çiftin genel sağlığı ile ilgili tahliller yapılıyor. Bu tahliller neticesinde ne tedavi yapılacağına karar veriliyor. Her iki tüpün kapalı olduğu durumda ve hareketli sperm sayısı 5 milyonun altında ise genellikle tüpbebek yöntemini uyguluyoruz. Ayrıca daha önce iki ya da daha fazla aşılama denemiş ama başarısız olmuş çiftlerde, genetik hastalık taşıyanlarda hastalığın çocuğa geçmesini önlemek için tüpbebek kullanılması gereken yöntem. Yaşı 40 ın üstünde veya genç yaşta yumurtalık rezervi azalamış olanlarda vakit kaybedilmeden tüpbebek yapılmalı. Ancak eğer çiftin daha önce başka bir tedavisi yoksa, en az bir tüp açıksa, hareketli sperm sayısı 5 milyonun üzerinde ise aşılama denenebilir.

    Tüpbebek tabii ki çok güvenli bir yöntem. Yapılan her iş tecrübeli bir ekibin ve uzmanların denetiminde yapılıyor. İlk tüpbebek ile doğan çocuk 30 yaşını geçti, sağlıklı. Bugüne kadar tüpbebek yaptıran hiçbir anne adayının başına tüpbebek yöntemi ile ilgili bir sorun gelmedi. Doğan çocuklarda acaba sakatlık ihtimali artıyor mu diye defalarca araştırıldı, birşey bulunamadı. Bu yüzden tüpbebeğin normal yoldan oluşan çocuktan hiçbir farkı yok. Tek fark sperm ve yumurtanın buluşmasını vücut dışında yapıyoruz. Gebelik sürecinin takibi bile farklı değil.

    Tüp bebek tedavisinde yüzde yüz başarı yanıltıcı mı ?

    Tüpbebek yaptıran herkes doğal olarak para da harcadığı ve çoğu zaman bu parayızorlukla kazandığı için bir denemede gebe kalmak istiyor.

    Gerçekte tüpbebeğin başarı şansı kadının yaşına, rahmin durumuna, embriyo kalitesine, verilen embriyo sayısına göre değişiyor. Rahim ve embriyonun iyi durumda olduğunu düşünsek bile, kadın genç yaşta ise 1 embriyo verildiğinde gebelik şansı yüzde 35, iki embriyo verildiğinde yuzde 60 civarında. Kadın 40 yaşındaysa 2 embriyo verildiği halde bu şans yüzde 30, 43 yaşında ise yüzde 10’larda.

    YAŞ SINIRI

    Kadın ve erkekte yaş olarak üst sınır var mı ?

    Erkekte böyle bir sınır yok. Erkekte her yaşta sperm olabiliyor ve erkeğin yaşlanması bugünkü bilgilere göre tüp bebeğin gebelik getirme şansını etkilemiyor. Kadında ise durum farklı. kadında Menopoz yani yumurtanın bitmesi ve adetten kesilme süreci var.

    35’li yaşlardan sonra yumurta sayısı azalmaya ve yumurta kalitesi ve buna bağlı olarak bunların gebelik getirme şansı azalıyor. Kırklı yaşlarda gebelik şansı yumurta sayısına göre değişmekle beraber yüzde 25 – 30’larda, kadın 43 yaşını tamamladıktan sonra gebelik yok denecek kadar az ( yüzde 10 un altında)

    Bu yuzden çocuk isteyen kadınların yaşları çok buyumeden çocuk sahibi olmaları gerekir. Bir sure bunu ertelemek isteyenlerin de mutlaka bu işten anlayan bir uzmana gitmeleri, yumurtalık rezervlerini kontrol ettirmeleri gerekir.

    Tüp bebek tek tüple yapılır mı ?

    Tüpbebekte tüplerin açık olup olmaması önemli değil. Çünki tüpbebekte yumurtayı vücut dışına alıp spermle birleşmesini laboratuar ortamında sağlıyoruz. Yani tüpteolan işlemi vücut dışında yapıyoruz. Oluşan bebekleri de rahim içine koyuyoruz. Yani tüpün görevini biz yapıyoruz. Onun için adı tüpbebek zaten. Bunun tek istisnası tüplerin yumurtalığa bakan ağzının tıkanıp tüpün içinde sıvı birikmesi hali. Buna hidrosalpenks diyoruz. Bu durumda tüpün içinde biriken sıvı rahim içine akıp bebeklerin rahime yerleşme şansını azaltıyor. Bu tüplerin tüpbebek denemesi öncesi alınması gerekiyor.

    Embriyoların karıştırılma riski var mı? Kaç yıl saklanır ?

    Bu tabii herkesin ürktüğü ve korktuğu birşey. Yumurtalar, spermler, embriyolar binbir kontrolden sonra üzerine isimler yazılarak saklanıyor laboratuarda. Aynı bir kütüphane gibi. Her bir kitabın üstünde etiket var. Kime ait olduğu belli. Yani karışmaz. Dikkat ederseniz bugüne kadar hiçbir tüpbebek merkezinde karışma olduğuna dair bir bilgi medyaya yansımadı.

    Embriyolar donduruldu ise kanunen 5 yıl saklanabiliyor.

    Tüp bebek yöntemiyle doğan çocuklar farklı mı ?

    Bugüne kadar tüpbebek yöntemiyle birçok çocuk doğdu. Her ay bizim kliniğimizde 100 den fazla kadın hamile kalıyor. Bugüne kadar hiçbir çocukta tüpbebek yöntemine ait bir zarar bulunamadı. Genelde birçok kontrolden geçtikleri için sağlıklı çocuklar oluyorlar belki de biraz aile üstüne çok düştüğü için yaramaz.

    SGK YARDIM EDİYOR MU?

    SGK her çift için yardım yapıyor mu? Kriterler neler ?

    Kadın 23 – 39 yaşında ve sigortaları 5 yıl ve 900 iş günü prim ödemişlikleri varsa yardım ediyor. Evlilik süresi 3 yılı geçmiş olmalı. Bu durumda olanlarda eğer her iki tüp tıkalı veya hareketli sperm sayısı 5 milyonun altında ise başka hiçbir tedavileri olmasa da rapor çıkartıp tüpbebek yaptırabiliyorlar. Bunun dışında olanlarda en az iki defa iğne tedavisi sonrası aşılama olmuş olma şartı aranıyor. Eğer heriki tüp tıkalı veya erkekte azoospermi denilen hiç sperminin olmaması durumu varsa o zaman evliliğin 3 yıl olma şartı aranmıyor.

    Rapor eğitim araştırma hastanelerinden veya üniversite hastanelerinden alınabiliyor. Rapor alan çiftler ister devlette ister SGK anlaşmalı özel tüpbebek merkezlerinde deneme yapabiliyorlar. Bu şartlara sahip çiftler 2 kere SGK yardımı ile deneme yapabiliyorlar.

    Tüpbebek tedavisinde kadınlar ne tür ilaçlar kullanıyorlar? Kilo aldırırmı?

    Yumurta sayısını arttırmak ve bize yumurtalar ve bunlardan oluşan embriyolar arasından seçme şansına sahip olmak amaç. Yumurtalık normalde 1 yumurta üretecek şekilde çalışıyor. Biz bu ilaçlarla yumurtalığı daha fazla yumurta vermesi için zorluyoruz. Ancak verdiği yumurta ne olursa olsun rezervi kadar. Bu rezervi biz kadın adet olduğunda ultrasonla yumurtalığına bakarak anlıyoruz. Ona göre ilaç ve ilaç dozu seçiyoruz. Yumurtası az olan, rezervi düşük hastalarda çoğu zaman iğne bile kullanmıyoruz. Kendi yumurtalarıyla naturel dediğimiz doğal tedavileri seçiyoruz.

    Bu ilaçların kilo aldırma şansı yok. Zaten sadece 8-10 gün kullanıyoruz. Ancak yumurta büyümesi ve büyüyen yumurtaların ürettiği östrojen ve prgesteron hormonuna bağlı olarak bücut su tutabilir. Ancak bu yağlanma değil. İlaçlar bırakıldıktan sonra vücut suyu atar. Kiloda artış görülse bile bu kalıcı birşey değil.

    Başarısız bir deneme sonrası kaç deneme yapılabilir, ne kadar beklenmeli ?

    Bazı durumlarda çocuğun olmayacağı aşikar. Yumurtalar kötü olabiliyor. Döllenme olmayabiliyor, embriyolar gelişmiyor, rahim içinde doğuştan veya sonradan olan bebek tutunmasını engelleyecek düzeltilemez bir durum oluyor. Bu durumlarda tekrar denemenin bir anlamı yok. Bunlar dışında tüpbebeğin belli bir tutma şansı olduğundan deneyebilecekleri kadar denemeli çiftler. Klinikler de bu konuda çiftlere ellerinden gelen tüm kolaylıkları gösteriyorlar. Başarısız deneme sonrası doğal tedavilerde hemen ertesi ay, İğne tedavisi sonrası yumurta toplandıysa en az 3 ay beklenmelidir.

    Tek bir sperm ve yumurta yeterli mi? Kök hücre çalışmaları ne durumda?

    Tabii ki elimizde ne kadar çok yumurta ve sperm varsa gebelik şansı o kadar fazla. Ancak yumurta ve spermin az olması gebelik olmayacağını da göstermez. Sadece deneme başına şansın az olacağını gösterir. Bugün yaşı genç olduğu halde yumurtası az olan FSH’sı yüksek olduğu için çocuklarının olmayacağı söylenen, panik halinde oraya buraya koşan bir sürü umutsuz bayan var. Bu hanımların tek yapmaları gereken sabırlı olup uğraşmak. Çünki FSH’nın yüksek olması sadece yumurtanın azaldığını veya zaten az olduğunu gösterir. Yumurta kalitesini ve gebe kalamayacaklarını göstermez. Bunlara doğal tedavi yapılıyor. Evet belki daha çok uğraşıyorlar ama bir çoğu çocuk sahibi olabiliyor. Yeter ki umutsuzluğa kapılmasınlar. Tek yumurta ve tek sperm embriyo oluşturuyorsa çocuk sahibi olmaya yeter. Azim ve istek olduktan sonra. Biraz da sabır tabii.

    Kök hücre çalışmaları devam ediyor. Herkesin umudu tabii. Spermi ve yumurtası olmayan ve bu yüzden çocuk sahibi olamayan çiftler sabırla beklemeliler. Ancak şu anda klinikte uygulanabilir bir yöntem halen mevcur değil. Tedavi yapabilmemiz için günümüz şartlarında sperm ya da yumurta bulmamız gerek.

  • Tüp bebek kaç kez denenir?

    Tüp bebek kaç kez denenir?

    Tüp bebek tedavisinin kaç kez denenebileceği ile ilgili bilinen yada belirlenmiş kesin bir sayı bulunmamaktadır. Tüp bebek tedavi süresi aralarında ortalama 2-3 aylık süre bulunması kaydıyla çiftlerin maddi ve psikolojik durumu el verdiği sürece tüp bebek tedavisi denenebilir. Her denemede olasılık biraz azalmasına ve uzun tedavi sürecinin çiftler için bazen zor ve yıpratıcı olmasına rağmen umutsuzluğa kapılmadan ısrarcı olmakta fayda vardır. Çünkü her tedavi bir sonraki tedavi için rehber olup, başarısızlık nedenine göre yeni yaklaşımlar ve yöntemler belirlenebilir. Böylece bir sonraki tedavi aşamasında başarı şansı arttırılabilir.

    Özellikle ilk 4 tüp bebek denemesi başarı şansı daha yüksek olmakla birlikte, sonraki uygulamalarda başarı şansı düşebilir. Tekrarlayan uygulamalarda başarıyı etkileyen faktörler de önemlidir. Kadının yaşı, infertilite nedeni ve kadının yumurtalık kapasitesi gibi faktörler başarıyı etkiler. Sonraki denemelerde mutlaka bunlar göz önünde bulundurularak tedavi planı çizilmelidir. Aynı zamanda, yumurta kalitesi, embriyo gelişimi ve rahim içi tutunma gibi faktörlerde tüp bebek tedavisinde başarıyı etkiler. Dolayısıyla, tekrarlayan başarısızlığı olan çiftlerin durumunun tekrar değerlendirilmesi ve ek detaylı bir değerlendirme yapılması uygun olacaktır.

    Bu durumlarda, rahim içi yapışıklık, myom, polip, rahim iç duvarının yetersiz gelişimindeki yetersizlikler, kan pıhtılaşma bozukluğu (trombofililer) ve anormal immünolojik yanıt; anne ve/veya babadan kaynaklanan genetik bozukluklar ve tüplerin içinde sıvı birikmesi (hidrosalpenks) ve endometriyozis gibi faktörler yeni denemeler öncesinde değerlendirilebilir. Bunların yanı sıra, oosit ve embriyo kalitesini arttırıcı bazı ileri teknolojik yöntemlerden de yararlanılabilir.

    Tüp bebek mikroenjeksiyon farkı

    Tüp bebek tedavisinde kadından toplanan yumurta ile erkekten alınan spermin döllenmesi için iki farklı yöntem kullanılabilir.

    Klasik tüp bebek yöntemi: Bu yöntemde kadının yumurtası ile erkeğin spermi labaratuar şartlarında aynı kaba konularak spermin yumurtayı kendiliğinden döllemesi beklenir. İnkübatörde bulunan sperm ve yumurta döllenme aşamasında takip edilir. Takip sırasında yumurtanın döllenip döllenmediği izlenir.

    Döllenme olunca, döllenmiş yumurtada embriyo oluşması beklenir ve embriyo oluşup belli bir gelişim aşamasına geldikten sonra, yani yaklaşık yumurta toplamadan 2-3 gün sonra kateter yardımı ile embriyo rahim içine yerleştirilir.

    Mikroenjeksiyon (İntrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI): Bu yöntemde klasik tüp bebekten farklı olarak mikroskop altında sperm özel bir pipet yardımı ve özel bir teknikle yumurta içine direk enjekte edilerek döllenme sağlanır. Bu yöntem ilk başlarda sperm hareketliliği ve sperm sayısında problem olan erkek faktörü nedeniyle tüp bebek yapılan hastalar için uygulanmaya başlanmış olmasına rağmen, daha sonraları klasik tüp bebek yöntemindeki başarısızlıkları azaltmak için yaygın olarak kullanılır hale gelmiştir.

    Ayrıca ileri yaş ve az yumurtası olan kadınlarda yada yumurta kabuğunun fazla kalın olduğu durumlarda da kullanılabilen faydalı bir yöntemdir. Bu yöntemle elde edilen embriyolarda uygun gelişim aşamasına geldiğinde rahim içine yerleştirilir. Klasik tüp bebek yöntemi ile elde edilen embriyo ile mikroenjeksiyonla elde edilen yumurtaların rahim içine tutunmasında fark olmamasına rağmen, mikroenjeksiyonda yumurtanın döllenme şansı artmış olur. Klasik yöntemle karşılaştırıldığında mikroenjeksiyonda bebeklerde anomali riskinde artış tesbit edilmemiştir. Dolayısıyla ileri yaş, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı gibi ek bir problem olmadığı sürece mikroenjeksiyon yöntemi kullanıldığında genetik inceleme yapma gerekliliği yoktur.

  • Sigara tüp bebek tedavisini olumsuz etkiliyor!

    Sigara tüp bebek tedavisini olumsuz etkiliyor!

    Sigara kullanan kadınlarda tüp bebek tedavisi sürecinde daha yüksek doz hormon tedavisine gerek duyuluyor; çünkü sigara kullanan kadınların kan ve östrojen seviyesi diğer kadınlara göre daha düşük olduğu için daha az miktarda yumurta gözleniyor

    Çocuk özlemi çeken ve başka yardımcı üreme tedavilerinden sonuç alınamayan çiftlere uygulanan bir üreme yöntemi olan tüp bebek tedavisi sonucu oluşan gebeliğin normal gebelik ile hiçbir farkı yoktur. Yalnızca döllenme işlemi vücut harici bir ortamda teknolojik imkanların kullanılması ile sağlanır. Tüp bebek tedavisinde başarılı sonuçlar alabilmek için bazı kurallara uyulması gerekir.
    Tedavinin seyrini değiştirebilecek en önemli etkenlerden birinin sigara kullanmak olduğunu söyleyen Liv Hospital Tüp Bebek Uzmanı Dr. Serkan Oral “Sigara kullanan kadınlarda tüp bebek tedavisi sürecinde daha yüksek doz hormon tedavisine gerek duyulur. Çünkü sigara kullanan kadınların kan ve östrojen seviyesi diğer kadınlara göre daha düşük olur. Bu nedenle de daha az miktarda yumurta gözlenir. Ayrıca sigara nedeni ile tedavinin erken sonlandırılması bile söz konusu olabilir” diyor.
    Tüp bebek tedavisi, kısırlık sorunu yaşayan çiftlere gebelik sağlayabilmek için uygulanan bir yöntemdir. Tüp bebek yaptırmaya karar veren çiftlerin tedaviden başarılı sonuç alabilmek için tedaviyi olumsuz etkileyecek bazı davranış ve alışkanlıklardan uzak durması gerekir. Tüp bebek tedavisi başından sonuna kadar oldukça hassas bir dönemi içerir. Bu dönemde anne adayının birçok şeye dikkat etmesi gerekir. Özellikle anne adayı sigara kullanıyorsa tedaviye başlamadan en az 3 ay önce sigara alışkanlığından vazgeçmelidir. Çünkü sigara tedavi sürecini zorlaştıracağı gibi bebeğin gelişimini de olumsuz etkileyen bir faktördür.
    – Sigara üreme sistemini nasıl etkiliyor?
    Sigara normalde de östrojen hormonunun üretimini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle tüp bebek tedavisinde tedavi başarılı bir şekilde yol alırken üreme sistemini olumsuz yönde etkileyerek tedavinin seyrini değiştirebilir. Sigara bebeğin gelişeceği alanlara zarar vererek oluşan gebeliğin anne rahmine tutunmasını zorlaştırır. Anne yaşı 35’in üzerinde ise tüp bebek tedavisi ile gebe kalma oranı sadece yüzde 20-30 kadardır. Bir de anne sigara kullanıyorsa, tedaviden başarılı sonuç alma olasılığı daha da düşer. Sigara üreme sisteminde ve fonksiyonlarında ciddi sorunlara yol açarken erken menopoza neden olabilir. Günümüzde erken menopozun tam olarak nedeni açıklanamasa da bu konuda sigaranın payı büyüktür. Fazlaca sigara kullanan kadınların erken menopoza girme olasılığı diğer kadınlara nazaran daha yüksektir.
    – Sigara gebelik üzerinde hangi sorunlara neden olabilir?
    Sigaranın içeriğinde barındırdığı kimyasal maddeler kromozom bozukluklarına ve anne karnındaki bebekte birtakım anomalilere yol açabilir. Anne adayının yaşı her ne olursa olsun sigara kullanımı nedeni ile kusurlu bebek oluşumu, gebeliğin düşük ile sonlanması ve ölü bebek gibi riskler açığa çıkabilir. Tüp bebek tedavisi uygulanan ve sigara kullanmaya devam eden anne adaylarında gebelik sağlansa bile gebeliğin düşük ile sonuçlanma olasılığı oldukça yüksek değerlerdedir. Sigara kullanan adayların sigaradan vazgeçmeden tüp bebek tedavisine dahil olmasının hiçbir anlamı yoktur. Çünkü sigaranın tüp bebek tedavisini olumsuz etkilediği gerçeği kesindir.
    – Erkekler üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
    Sigara kullanımı tıpkı kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de üreme fonksiyonlarında olumsuz etki yaratır. Sperm sayısı, hareketliliği, kalitesi ve şekli sigara kullanmayan erkeklere oranla daha düşük olur. Dolayısı ile tüp bebek tedavisi için negatif sonuçlara yol açar. Tüp bebek tedavisi oldukça meşakkatli, masraflı ve özellikle anne adayı için zor bir süreçtir. Bu zorlu süreçten başarılı bir sonuç alabilmek ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilmek için çiftlerin sigarayı mutlaka tedavi sürecine başlamadan terk etmesi gerekir.

    Tüp Bebek Özel Bölüm için tıklayın!

  • Tüp bebekte R-Spodin

    Tüp bebekte R-Spodin

    Amerikalı ve Japonya bilim adamları kadınlarda yumurta kesesinin gelişimini ve büyümesini destekleyen R-Spodin adını verilen yeni bir hormon keşfetti.

    Amerika’da Stanford ve Japonya’da Akira Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda kadınlarda folikül gelişimini destekleyen ve yumurtalıklarda yumurtaların büyümesini uyaran yeni bir hormon keşfedildi. Yeni hormona “R-spondin2” adı verildi.
    Yumurtaların büyümesini sağlayan yeni hormon: R-Spodin

    Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi uzmanlarından Op. Dr. Halit Fırat Erden konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:
    ”R-Spodin kadınlarda doğurganlık şansını ve tüp bebek tedavilerinde başarıyı artırabilecek bir hormon. Bu hormon sayesinde geçerli doğurganlık tedavilerinin etkinliği artırılabilir veya farklı tedavi seçenekleri oluşturulabilir. Bilim adamları keşfettikleri R-Spodin hormonunu çoğaltıp farelere enjekte ederek olgun yumurta üretimi elde etti. Elde edilen yumurtalarda farelerde yumurtalık hücrelerinin büyümesini desteklemede kullanıldı. Bu yumurtalar döllendiğinde başarılı gebelik ve sağlıklı yavrular dünyaya geldi. Amerikalı ve Japon bilim adamlarının yeni keşfettiği yöntem bize neyi müjdeliyor sorunun yanıtı şudur: Bilimin keşfettiği R-Spodin hormonu, kadının doğurganlığını dolayısıyla da çocuk sahibi olma şansını artıracaktır. Over hormonu Folikül Uyarma Hormonu (FSH) ile birlikte kullanıldığında, FSH nedeniyle tek başına tedaviye iyi yanıt vermeyen kadınlar için yeni bir tedavi seçeneği olabilir.

    Kısırlık Bir Hastalıktır, Eksiklik Değil…
    Op. Dr. Halit Fırat Erden sözlerine şöyle devam etti:
    ”Günümüzde Türk toplumunda kısırlık bir eksiklik olarak görüldüğü için evli çiftler bu sorunu utanılacak bir durum olarak saklamaya çalışıyor.

    Kısırlık sorunu bir eksiklik değil hastalıktır. Kişi nasıl bir alerji hastası olduğunda tedavi oluyorsa çocuk sahibi olamadığında da tedavi olmalıdır.

    Çocuk sahibi olmaya çalışan çiftler tedavi sürecinde maddi-manevi zor süreçlerden geçtikleri için psikolojileri bozulabilir. Bilim uzun süredir infertil ailelere güzel haberler verebilmek için soluksuz çalışıyor. Tüp bebekte başarıyı artıran yeni hormon R-Spodin’de bu çalışmalardan birinin sonucu. Yeni hormonun keşfi ile tüp bebek tedavi seçeneklerinde her şeyi değişecek gözüyle bakılıyor. Ancak insanlarda etkin bir şekilde kullanması ve güvenli olduğuna karar vermek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var.”

    Tüp bebek özel bölüm için tıklayın !

  • Tüp bebek tedavisinden önce yapılması gerekenler

    Tüp bebek tedavisinden önce yapılması gerekenler

    Çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftlerin büyük bir kısmı en kısa sürede tedavi olup bebeklerine kavuşmak isterler. Hatta bazıları neden çocuk sahibi olamadıklarını öğrenmeden hemen tüp bebek yaptırmaya çalışırlar.

    Bahçeci Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ tüp bebek tedavisinden önce yapılması gerekenleri anlatıyor…

    Defalarca tüp bebek tedavisi deneyip kendiliğinden gebe kalan birçok kişiye tanık olunur. En son teknolojik gelişmeleri kullanılsa bile tüp bebek kesin bir yöntem değildir.

    Amerikan Üremeye Yardımcı Tedavi Edenler Derneği’ne göre tüp bebek tedavisinin başarı oranı %40 ancak ulaşmaktadır.

    Tüp Bebek Tedavisinden Önce…

    Tüp bebek tedavisine başlamadan veya karar vermeden önce daha basit yöntemler ile gebe kalınıp kalınmayacağı araştırılmalıdır. Ciddi erkeğe bağlı sperm problemi yoksa yumurtlama fonksiyonları normal olan genç çiftlerde denemeye gerek yoktur. Yumurtlamayı artırıcı yöntemler veya aşılama tedavisi ile daha basit daha hesaplı bir şekilde netice alınabilir.

    Yumurtlamayı artırıcı tedavi kadınlarda normalde 1 tane gelişen yumurta sayısını daha fazlalaştırmaktır. Bunun için hap benzer bazen de iğne benzeri ilaçlar kullanılır ve daha fazla sayıda yumurta büyümesi sağlanır.

    Doktorunuzun belirleyeceği bir zamanda da eşinizle beraber olarak doğal yollardan hamile kalma şansı artırılmış olur. Aşılama dediğimiz ‘İntrauterin inseminasyon’da ise eşten alınan spermler laboratuvar koşullarında daha yoğun ve daha hareketli hale getirilerek kadının rahminin içine enjekte edilir. Burada hem zamanlama hem de rahmin içerisine daha fazla sayıda sperm bırakıldığı için gebelik şansı artmaktadır. Aynı zamanda yumurtlamayı artırıcı tedavi de uygulandığı için başarı şansı daha fazlada artmaktadır. Tüp bebek tedavilerine göre daha zahmetsiz ve basit tedaviler olduğu için öncelik tanımak gerekir. Sayılara yani başarı oranlarına gelecek olursak yumurtlama tedavisinde her bir seferinde % 6 iken aşılamada bu oran%18’dir. Bu oranlara bakarak biraz umutsuzluğa kapılabilir ancak basit yöntemler olduğu için ve her koşulda rahatlıkla uygulanabildiğini düşündüğümüzde tedavi algoritmasında ilk planda olmaları gerekir. Yukarıdaki bahsettiğim yöntemlerde başarının en önemli kuralı sabırlı olmaktır. Unutulmaması gereken nokta; bazı hastalarda tüp bebek tedavisine gerek kalmadan birçok çiftin bu yöntemlerle bebek sahibi olduğudur.

  • Tüp bebekte robotik kapsüller

    Tüp bebekte robotik kapsüller

    İnsan vücudu içerisinde dolaşabilen mikro robotik kapsüllerin dışarıdan yönlendirilmesiyle birçok hastalığın tedavisinin mümkün hale geldiğini söyledi…

    İstanbul’a gelen Carnegie Mellon Üniversitesi Nano Robotik Laboratuvarı’nın Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti, insan vücudu içerisinde dolaşabilen robotik kapsüller sayesinde, erken teşhis ve hastalıklı bölgelere ilaç uygulama işlemlerinin daha kolay hale geleceğini açıkladı. Türkiye’ye gelen Carnegie Mellon Üniversitesi Nano Robotik Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti’nin geliştirdiği teknolojiler yankı uyandırdı.

    “Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği Güncel Sorunlar ve Gelecek Öngörüleri” isimli toplantıda konuşan Prof. Dr. Metin Sitti, insan vücudu içerisinde dolaşabilen mikro robotik kapsüllerin dışarıdan yönlendirilmesiyle birçok hastalığın tedavisinin mümkün hale geldiğini söyledi. Sitti, “Amacımız, küçük robotların insan vücudu içinde rahatça dolaşıp tıbbi müdahaleler yapabilmesiydi. İnsan vücudunun içinde kullanılan şu anki tıbbi cihazlar acı veriyor. Bizim yaptığımız kapsüller yutulabileceği gibi acı vermeden hastalıklı bölgeye ya da vücudun herhangi bir bölgesine gönderiliyor. Bu kapsüller hem biyopsi yapabilecek, hem ilaç verebilecek hem de kamerayla görüntü sağlayabilecek şekilde tasarlanıyor. Kanser ilaçlarının yan etkilerinden kurtulmak için ilacı sadece hastalıklı bölgeye uygulamak da bu cihazlarla mümkün olabilecek. Bazen hastalara aşırı doz uygulaması gerekebiliyor ancak yan etkileri nedeniyle yeteri kadar doz verilemiyor. Bu robotlar sayesinde sadece hastalığın var olduğu bölgeye çok miktarda ilaç verilmesi mümkün hale gelecek. Kanserin erken teşhisi ve tedavisinde de sıklıkla kullanılacak bir teknoloji olacak. Çalışmalarına başladık ve önümüzdeki yıllarda hayvan testleri yapılacak” dedi.

    Türkiye’deki bir özel üniversitenin Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü, Boston, Carnegie Mellon ve Ortadoğu Teknik Üniversiteleri ile Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi uzmanları ortaklığında “Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği: Güncel Sorunlar ve Gelecek Öngörüleri” adlı bir toplantı düzenlendi.İki gün süren toplantının açılış konuşmasını İKÜ Rektörü Prof. Dr. S. Semahat Demir yaptı. Prof. Dr. Demir, toplantının uluslararası bilgi paylaşımı bakımından önemli olduğuna dikkat çekerek, katılımcıların alanlarında uzman ve ilgi çekici tıbbi konularda aydınlatıcı bilgiler vereceğini söyledi. Prof. Dr.Semahat Demir, toplantının katılımcılarına birer plaket sunarak tek tek teşekkür etti.

    TÜRK DOKTOR, EN İYİ SPERMİ SEÇEBİLECEK TÜP BEBEK TEKNOLOJİSİNİ GELİŞTİRDİ
    Dünyayı değiştirecek 35 bilim insanından biri olarak kabul edilen Türk Doktor Utkan Demirci, geliştirdikleri tüp bebek sistemini konferansta anlattı. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü’nde araştırmalarını sürdüren Demirci, “Milyonlarca ölü spermin içerisinden en canlı olanını seçebilirseniz tüp bebek konusunda bir adım önde oluyorsunuz tam olarak yaptığımız şey bu. En iyi spermi ayrıştırabilecek bir cihaz yaptık. Bu daha doğrusu bir çip. Bu cihaz sayesinde bebeği olmayanların şansını bir kademe daha arttırıyoruz” diye konuştu.

    Dr. Utkan Demirci ile birlikte cihazı geliştiren Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Op. Dr. Selçuk Kılınç ise tüp bebek çipinin nasıl çalıştığı hakkında bilgiler verdi. Kılınç, “Geliştirdiğimiz çip spermlerin gideceği yolları inceliyor. Spermlerin doğasında bulunan yarışma güdüsünü kullanmak için bir ortam oluşturuyoruz. Dolayısıyla en iyi ya da en canlı spermin doğru kanaldan gitmesi sağlanabiliyor” diye konuştu.Toplantıda, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Mehmet Dökmeci, çok fonksiyonlu nanosensörlerin tıpta kullanılmasından bahsetti. Dökmeci, Karbon nanotüpler olarak tasarlanan bu yapıların mekanik sağlamlık ve sıcaklığa dayanıklılık gibi özellikleri sayesinde değişen ortam şartları ile ilişkili biyomoleküllerin saptanabildiğini gösterdi.

    Boston Üniversitesi Mekanik Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Kamil Ekinci ise nanosistemler aracılığı ile bakterilerde antibiyotik direncinin gözlemlenebildiğini açıkladı. Ekinci, benzer sistemlerin hastalarda yeniden organ yapımına yönelik olarak kullanılabileceğini anlattı.

    Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Prof. Dr. Nesrin Hasırcı polimerik materyallerin mikro ve nano düzeyde değişimlerinin tıpta kullanımlarına değinerek, özellikle kemik dokusunun nakli sonrası kullanılan materyallerden kaynaklı adhezyon ve enfeksiyon problemlerin altını çizerek antibakteriyel özellikte ve çabuk yara iyileşmesi sağlayan biyoaktif moleküller hakkında bilgiler aktardı.

    Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute ofTechnology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü’nden Dr. Ali Khademhosseini mikro ve nano ölçekli 3 boyutlu akışkan biyomateryaller ile kök hücrelerden mühendislik temelleri ile yeni organ veya doku yapılması teknikleri konusunda toplantıya katılanları bilgilendirdi.

    Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Vasıf Hasırcı doku mühendisliğindeki potansiyel yaklaşımlar ve sınırlamalar ile biyomalzemelerin kullanımlarını anlattı.Toplantıda sonrasında düzenlenen oturumda ise konuşmalar hakkında genel bir değerlendirme gerçekleştirildi. İstanbul Kültür, MIT, Harvard, Carnegie Mellon, ODTÜ, Boston üniversitelerinden uzmanlar gelecekte potansiyel işbirlikleri, uygulama alanları, çok disiplinli projeler ve alan ile ilgili uygulama yapacak uzmanların yetiştirilmesi ile ilgili temalar hakkında fikir paylaşımında bulundu.

    Tüp bebek özel bölüm için tıklayın !

  • Tüp bebek öncesi ne gibi tedaviler uygulanabilir?

    Tüp bebek öncesi ne gibi tedaviler uygulanabilir?

    Tüp bebek tedavisi ile bebek sahibi olmak isteyen çifterin en çok merak ettikleri konulardan biri de tüp bebek için ne kadar beklemeleri gerektiğidir. Her kısırlık durumu tüp bebek tedavisi gerektirmez ve tüp bebek uygulamasından önce bir çok yöntem ile sorun giderilebilir.

    Bu yazıda tüp bebek tedavisi için çiftlerin ne kadar beklemesi gerektiği hakkında bilgi vermeye çalışacağım.

    Hamilelik gerçekleşmiyor diyebilmek için çiftlerin yeterli ve düzenli olarak bir yıl boyunca ilişkiye girmeleri gerekmektedir. Bu süreden önce gebeliğin oluşmaması normaldir. Bu durumda normal şartlar dışında gebelik oluşmayan çiftlerin yüzde 15 inde bir sorun bulunmazken, tanı bulunan sebeplerde de kadın ve erkeklerde eşit sorunlar gözlenebilmektedir. Bu sorunların büyük bir kısmı günümüzde tedavi edilebilir sorunlardır.

    Çiftler 12 ay boyunca düzenli ve yeterli ilişkiye girmelerine rağmen gebelik gerçekleşmemesi durumunda çeşitli tetkiklerle sorunları bulup, tüp bebek tedavisinden önce neler yapılabileceği araştırılmalıdır.

    Tüp bebek öncesi ne gibi tedaviler uygulanabilir?

    Tüplerde tıkanma tespiti durumunda laparaskopik cerrahi yöntemi ile tıkanık ve yapışıklıklar düzeltilip, her türlü miyomlar alınabilir.
    Yumurtlama sorunu olan bayanlarda ilaç tedavisi ile yumurta çoğaltımı veya çatlaması sağlanabilir. Ki bu yöntem tüp bebek öncesi için mutlaka gereklidir.
    Rahim filmi de hem bir tetkik hem de bazen bir tedavi yöntemi olabilir. Rahime gönderilen özel boyalı bir sıvı sayesinde tıkanıklar tespit edilir, bazen de tüplerdeki yapışıklıkların giderilmesi sağlanabilir.
    •Aşılama yöntemiyle de gebelik gerçekleşebilir. Aşılama, yapılan tetkikler sonrasında bir sorunu bulunmayan bayanlara uygulanan bir yöntemdir. İlk olarak kadınlarda yumurta oluşumu ve çatlaması sağlanır. Yumurta çatladığında erkekten sperm alınıp yıkanarak seçilen spermler kadının tüp kanallarına gönderilerek yumurtalarla birleşmesi sağlanır.
    •Rahimde aşırı yağlanmaya bağlı ve aşırı kilo alımları da bebek sahibi olmaya engel durumlardır. Dolayısıyla bu gibi durumlarda anne adayına zayıflaması ve egzersiz yapması önerilir. Yağların erimesi ve anne adayının zayıflaması ile birlikte anne adayının yumurtalıkları uyarılır. Baba adayında her hangi bir sorun yok ise şayet anne adayında da her hangi bir sorun yok ise şayet anne adayı gebe kalabilir.
    •Kadın ve erkek de sigara kullanımı var ise şayet sigara kullanımına son vermeleri istenir. Bebek sahibi olmalarına sigara kullanımının ne kadar engel olduğu tüm detayları ile anlatılır.

    Eğer bu tedavilerden sonrada gebelik oluşmuyor ve bir takım sorunlar var ise,

    Örneğin;
    Kadının tüplerinin tıkalı, hasarlı olması veya alınmış olması durumunda,
    Tüplerin ve ya rahim içinin yapışık olması durumunda (kimi zaman tüpler açık gibi görülse de daha önceden geçirilmiş apandisit gibi cerrahi müdahalelerde tüplerde yapışıklık meydana gelebilir) bu durum olağan bir durum olup ancak hekimler tarafından tespit edilmektedir.
    Yumurtlama sorunu olan bayanlarda ilaç tedavisi uygulanmasına rağmen kadında yumurta gelişimi olmaması gibi durumlarda
    Endometriozis (çikolata kisti) hastalığının yumurta gelişimine olumsuz etkisi ile gebe kalmayı engellemesi,
    Erkeğin sperm sayısının yetersizliği, hareket ve şekil bozukluğu gibi durumlarında,
    İzah edilemeyen gebe kalma sorunu yaşayan bayanların yaşlarının ilerlemesi söz konusu olduğunda,
    Yine yaşı ilerlemiş özellikle 38 ve üstü yaşlardaki çiftlerin bebek sahibi olmak istediklerinde,

    Genetik tanı uygulaması gereken durumlarda, hemen tüp bebek uygulaması yapılmalıdır.

    Eğer bu tür sorunlarınız yok ve izah edilemeyen gebelik sorunu yaşıyor iseniz, doktorunuzun tavsiye edeceği bir zaman da tüp bebek yöntemini yaptırabilirsiniz. Hemen her çift tüp bebek tedavi yöntemini deneyerek evlat sahibi olmaya engel birçok sorunu bu yöntem sayesinde kolaylıkla aşabilir.

    Tüp bebek özel bölüm için tıklayın !

  • Çip bebek

    Çip bebek

    Türk doktorların geliştirdiği ‘hücre ayrıştırıcı çip’ bebek sahibi olamayan çaresiz çiftler için umut ışığı oldu.

    Bu yöntem Türkiye ve ABD’de eşzamanlı olarak sunularak , Harvard Tıp Fakültesi- MIT Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Utkan Demirci, tüp bebek merkezlerinde seçilen spermlerin kalitesini arttırarak daha başarılı tüp bebek çalışmalarının ortaya çıkmasını sağlayacak ‘hücre ayrıştırıcı çip’ teknolojisini tanıttı. KOSGEB’in desteğiyle İzmir’de üretilen çipin, tüp bebek tedavisinin başarısını artıracağını anlatan Utkan Demirci: “Bu teknolojiyi ilk kez ürün olarak sunuyoruz. Ayrıca ABD’de eş zamanlı olarak geliştirilerek sunulacak. Özellikle erkeklerdeki sperm azlığından kaynaklanan çocuk sahibi olamama problemlerine çözüm üreteceğiz” dedi.

    Üretken ve verimli anlamına gelen ‘Fertil’ adının verildiği çip ile çiftlere umut ışığı olmayı hedeflediklerini anlatan Utkan Demirci:

    “Bir girişi ve çıkışı olan çipe 50 milyon hücre koyabilirsiniz. En verimli, yumurtayı en iyi dölleyebilecek olan spermler, çip sayesinde kolayca ayrıştırılacak. Dünyada sperm hücrelerini bir kanalda ayrıştırabilen bir teknoloji yok.
    Çok yoğun ve fazla sayıda proses yapmak yerine ayrıştırma yapıldığını belirten ve spermlerin ortamın mikro olmasından etkilenerek yarışmaya ve yüzmeye başladıkları ve en kalitelisini belirlendiğini aktardı.
    Böylece hiçbir şey yapmadan spermleri yarıştırarak sonunda toplayıp tüp bebek adımında kullanabiliyoruz. Özellikle erkeklerden kaynaklanan çocuk edinme problemlerinde başarı elde edebileceğimiz bir teknoloji oldu” diye konuştu.
    Kök Hücre Tedavisinde Kullanılabilecek
    Bu yeni çiplerden kök hücre ayrıştırılması konusunda da faydalanılacağını dile getiren Demirci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle kanda kök hücre ayrıştırılmasında kullanılacak bu sistem sayesinde organ nakillerinde de bazı ilerlemeler gerçekleşecek.”