Etiket: tüp bebek tedavisi

  • Tüp Bebekte Yeni Bir Umut Işığı: Kapsamlı Kromozom Taraması

    Tüp Bebekte Yeni Bir Umut Işığı: Kapsamlı Kromozom Taraması

    Kısa bir zaman öncesine kadar çocuk yapmak isteyen fakat bir şekilde hamilelik sağlayamayan ya da hamile kalsa dahi düşük yapan adaylara hamilelik başarısını arttırmak için uygulanan İmplantasyon Öncesi Genetik Tanı (PGT) tekniğinin yerini artık Kapsamlı Kromozom Taraması prosedürü almış durumdadır. Kapsamlı kromozom taraması, tüp bebek tedavi yönteminde oldukça başarılı bir yöntem olarak kendine isim edindi.

    Kapsamlı Kromozom Taraması Nedir?

    Kapsamlı kromozom taraması tüp bebek tedavi yöntemlerinde embriyoların rahime aktarılmasından önce uygulanan ve embriyoların FISH tekniği i ile yalnızca seçilmiş belirli kromozomlar için değil, varolan bütün kromozomlar açısından (24 farklı kromozom) değerlendirilebildiği bir yöntemdir. Array Komperatif Genomik Hibridizasyon ismi verilen yöntem, kısaca aCGH şeklinde isimlendirilir. Bu yöntem ile incelenen embriyoların
    bütün kromozom haritası görülebilir, bu sebeple geçmişte saptanamayan pek çok kromozom seviyesindeki bozuklukta incelenen embriyolar artık tanınabilir.

    aCGH ile PGT yönteminin farkları

    Günümüzde pek çok merkezde uygulanan PGT hizmeti, “Floresan In Situ Hibridizasyon” (FISH) ismi verilen bir yöntemdir. Bu yöntemde embriyolar çoğunlukla yalnızca seçilmiş kromozomlar (5, 7 ya da 9) yönünden incelemeye imkan tanır. İncelenecek olan kromozomlar canlı doğum ile neticelenebilecek genetik bozuklukları ya da erken
    dönem düşüklerde yüksek oranda gözlenen kromozom problemlerini kapsar, bu sebeple de 9 kromozomun tarandığı PGT uygulamalarında embriyoda meydana gelebilecek kromozomal bozuklukların %60-80’i ancak saptanabilir.

    Bunlarla birlikte kalan %20-40’luk bir kromozom bozukluğu bu yöntem ile tespit edelemez. Yani, “normal” bulunmuş bir embriyonun gebelik oluşturamamasının altında bu incelenemeyen kromozomlardaki bir bozukluk olabilir.  Kapsamlı kromozom taraması ile bütün kromozom alanları ayrıntılı olarak görülebilir, bu sayede de incelenen 24 farklı kromozom yönünden normal olan bir embriyonun transferi ile hamilelik oranlarında da bir artış elde edilebilir. Geçtiğimiz Ekim ayında San Diego’da yapılan Amerikan Üreme Derneği (ASRM) toplantısında bu yöntemin uygulanması ile 40lı yaşlardaki kadınların da 30lu yaşlardaki kadınlar kadar yüksek bir hamilelik
    oranı yakalayabilecekleri bildirildi.

    Başka bir yönden, kapsamlı kromozom taraması ile geçmişte saptanamayan kromozom kaynaklı problemler de tespit edilebildiğinden esasında sonucu normal embriyo sağlama şansı da orantılı olarak düşer. Bu şu demektir, bu testi yaptıracak hastaların bir bölümünde, tarama yapılan embriyolar içerisinde normal embriyo saptanamayabilir ve embriyo transferi yapılmayabilir. Bu sebeple incelenecek embriyo sayısının belirli bir sayının üzerinde olması, hamilelik şansının artması için oldukça önemli bir rol oynar.

    Normal olan bir embriyo her zaman hamileliğin oluşmasını sağlar mı?

    Kromozomal bozukluk sebebi yüzünden hamilelik oluşmaması ya da hamilelik oluşsa bile erken dönemlerde kaybedilmesi riski her yaşta meydana gelebilecek bir durumdur. Ancak kadın yaşının özellikle 35’in üzerinde olduğu adaylarda bu risk ekstra artış gösterir. Bu sebeple genetik ayıklama ile normal embriyoların seçilir ve bu risk oldukça ciddi oranlarda azalır. Ancak hamileliğin gerçekleşebilmesi için yalnızca genetik olarak normal bir embriyo sağlamak da yeterli olmaz. Sağlıklı bir rahim dokusu, hamileliğin gerçekleşebilmezsi için esas faktördür.

    PGT yönteminde de kapsamlı kromozom taraması uygulamasında daincelenebilecek embriyo sayısının arttırılması içinile çeşitli hastalarda yüksek doz ilaçlar uygulanabilmektedir. Amaca ulaşmak için yapılıyor olsa dahi, uygulanan yüksek doz ilaçların embriyonun tutunacağı rahim içi duvarına negatif bir etkisi olur. Bazı hastalarda genetik olarak normal bir embriyo elde edilebilse bile uygun olmayan bir rahim dokusu sebebi ile hamilelik sağlayamayabilir. Bu durumda gebelik şansını çoğaltabilmek için genetik işlem uygulanan embriyolar dondurularak muhafaza edilebilir
    ve tedavi ardından vücut 1-2 ay dinlendikten sonra embriyolar çözülerek doğal bir rahim ortamına transfer edilebilir. Bu çözüm yoluyla hamilelik oranlarının %8-10 artması mümkündür.

    Tüp Bebek Tedavisi Prof. Dr. Bülent Tıraş Sorularınız için tıklayınız!

  • Tüp bebek neden tutmaz? Neden Başarısız olur?

    Tüp bebek neden tutmaz? Neden Başarısız olur?

    Başarısız tüp bebek denemeleri çiftler açısından yıkıcı etkilere neden olabilir. Tedavide 3 kez başarısızlık elde edilmesi halinde tüp bebek başarısızlığı söz konusu olur. Başarısızlıklar çeşitli etkenlerden kaynaklanabilir. Bebek özlemi çeken çiftler bunu yaşadıklarında ya da tüp bebek tedavisi görmeyi düşünen çiftlerin bu konuda merak ettiklerini Sn. Prof. Dr. Yücel Karaman  ile görüştük. Hocamıza şimdiden teşekkür ederiz.

    tup_bebek_denemesi

    Sayın hocam başarısız tüp bebek denemeleri hangi sebeplerden kaynaklanabilir, bizi bu konuda aydınlatabilir misiniz?

    Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyebilecek çok fazla sayıda etken bulunabilir. Bunların arasında kadına ait olan rahim kaynaklı sorunlar, anormal immünolojik yanıt, kan pıhtılaşma bozukluğu gibi etkenler olabilir. Bunun dışında genetik sorunlar, tüplerde sıvı birikimi, endometriyozis hastalığı olması da tedavinin başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabilir. Tedavide kadının yaşı bile başarısızlık sebebi olabilir. Kadının 35 yaşını geçmiş olması halinde, yumurtalık rezervinin azalması söz konusu olacağından yumurta elde edilemediğinde ya da kaliteli yumurta elde edilmediğinde tedavi başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bunun dışında erkeğe ait olan faktörlerde bunda etkili olabilir. Erkeğin sperm verememesi, yeterli sayıda sperm elde edilememesi bunların arasında yer alır. bknz: Başarısız Tüp Bebek Denemeleri için Tıklayınız!

    Hocam tüp bebek başarısızlığından söz edebilmek için, nasıl bir gelişme olmalıdır?

    Tedavi uygulanırken tekrarlayan implantasyon başarısızlığının nedenleri konusunda kesin bir şey söylenemez. Tüp bebek başarısızlığı için çiftlerde yapılan 3 denemede en az 4 tane kaliteli embriyo transferi gerçekleştirilmesine rağmen, kadında gebelik elde edilememesi gerekir. Burada embriyo düşük kalitede olursa, başarısızlığın nedeni bu kabul edilir. Ancak embriyonun kaliteli olmasına rağmen, gebelik elde edilemediğinde, kadının rahmi ve embriyo incelenmelidir. Başarısız tüp bebek çiftleri hüsrana uğratır. Ancak bunların nedenlerinin ortaya konması son derece önemlidir.

    Hocam tüp bebek tedavisinde gebeliğin oluşturulmasında en önemli aşama ya da faktör nedir?

    Tüp bebek tedavisiyle elde edilen gebelikler için, sperm ve yumurta hücresinin laboratuvar koşullarında döllendirilmesi gerekir. Burada gebeliğin elde edilmesinde kaliteli embriyo oluşturulması ve bu embriyonun başarılı şekilde kadının rahmine transfer edilmesi gerekir. Bu gebeliğin elde edilebilmesi için, en önemli aşamadır. Daha sonraki aşamada embriyonun rahme tutunması ve burada gelişimini sorunsuz şekilde gerçekleştirmesi gerekir. Yani şöyle diyebiliriz, tüp bebek tedavisinde gebeliğin oluşturulmasında embriyonun ve rahim içinin büyük önemi vardır. Biz tüp bebek tedavisinde oldukça fazla yol aldık. Artık tedaviden önce embriyonun ve rahim içinin kontrolünü sağlayabiliyoruz. Kadına kaliteli embriyonun transfer edilmesini, rahim içindeki sorunların belirlenmesini sağlayarak, embriyonun rahme daha iyi tutunmasına yardımcı olabiliyoruz. Bunlar gebeliğin elde edilmesi açısından önemlidir. Bknz: Başarıyı Etkileyen Faktörler için tıklayınız!

    Hocam size şöyle bir soru sormak isteriz. Çiftlerde ilk tüp bebek tedavisinde başarısızlık elde edilmesini nasıl değerlendirebilirsiniz?

    Şöyle söyleyebilirim, çiftlere ilk defa uygulanan tüp bebekte başarısızlık elde edilmesini normal bir sonuç olarak değerlendirebiliriz. Biz doktorlar olarak tüp bebek tedavisini ertelemeyi, doğal yollardan istedikleri çocuğa sahip olamamış olan çiftler açısından gebelik şansını azaltan bir etken olarak görürüz. Burada erkekler açısından herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü erkeğin üremesinde yaş faktörünün önemi yoktur. Ancak kadınlar bu konuda o kadar şanslı değildir. Yaşları ilerledikçe hem doğal yollardan, hem de tüp bebekle çocuk sahibi olma olasılıkları düşmektedir. Özellikle bebek sahibi olmayı ertelemiş olan kadınların yaşları dikkate alınarak, tüp bebek tedavisi sırasında birden fazla deneme yapılması zorunlu bir hal alabilir. Bu yaşlarda kadının yumurtalık işlevi azalır, bazen de genetik olarak sorunlar yaşanabilir. Başarısız tüp bebek denemesi olan çiftlerin, her açıdan değerlendirilmesi ve sebeplerin mümkün olduğu kadar belirlenmesi gerekir.

    tup_bebek_basarisiz_bruksel

    Hocam çiftlerin tüp bebek tedavisi sırasında yaşadığı stresi, tedavideki başarısızlıkla nasıl bağdaştırabilirsiniz?

    Bu konu tüp bebek tedavisinde oldukça önemsediğimiz bir etkendir. Çünkü stresin tedavi sırasında hem yumurtlamayı, hem de gebeliğin oluşturulmasını olumsuz şekilde etkilediğini biliyoruz. Tüp bebek tedavisinin başarılı olmasını, gebeliğin sağlanmasını ve devam ettirilmesini sağlamak için, kadının stresli bir durumda olmaması gerekir. Biz çiftlerin bu sorunu aşmaları için, tedaviden önce ve sonra psikolojik destek almalarını tavsiye ediyoruz. Tedavi sırasında çiftlerde uyumsuzluk olması, yoğun aile baskısı, tedavinin başarısız olacağını düşünmek gibi etkenler kadının stresli olmasına yetiyor. Bu nedenle çiftlerin tedavinin her aşaması hakkında bilgi sahibi olmasını istiyoruz. Bu tedavide başarı kadar, başarısızlığında yeri vardır. Ancak çiftler doğru bilgilere sahip olurlarsa, daha rahat bir tedavi süreci geçirebiliriz.

    Hocam başarısız tüp bebek tedavisinin aşılması niçin, çiftler nasıl bir yol izlemelidir?

    Biz tedavide önce çiftlerle görüşerek birbirlerine karşı anlayışlı olmalarını ve kararlarında birbiriyle uyum içinde olmalarını tavsiye ediyoruz. Bu zorlu süreci birlikte aşmaları gerekir. Tedavinin çoğu yükü kadının üzerinde olduğundan, baba adayının daha itinalı olması gerektiğini düşünüyoruz. Gerekiyorsa rahatlamak için meditasyon ve yoga gibi yöntemlerden faydalanabilirler. Stres içinde olmamak adına psikolog desteği alabilirler. Bu süreçte kafein ve nikotinden uzak durmaları, kendileri için hafif egzersizler yapmalarını öneriyoruz. Birde çok önemli olan bit konu var. Tüp bebek tedavisiyle ilgili çevrelerinden gelişigüzel bilgilere rağbet etmemelidirler. Bu onların daha fazla endişelenmesine neden olabilir. En doğru bilgileri doktorlarından alabilirler. Başarısız tüp bebek tedavisi her çift için farklı sebeplere dayanabilir. Elbette tüp bebek tedavisinde olan çiftlerin diğer aile bireylerinden destek almasının önemi de unutulmamalıdır.

    Kaynak : BRÜKSEL TÜP BEBEK

  • Tüp Bebekte Son Gelişmeler

    Tüp Bebekte Son Gelişmeler

    Op. Dr. Serkan Oral tüp bebek tedavisindeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi.

     

    Tıpta ve teknolojide ilerleyen gelişmeler ve çalışmalar her tedaviyi olduğu gibi tüp bebek tedavisini de yakından etkiler. Son zamanlardaki inanılmaz gelişmeler ile tüp bebek tedavisinin uygulama biçimi pratik hale gelmiş, maliyeti eskiye oranla biraz daha düşmüş, tedavi süreleri kısalmış ve daha rahat bir hale dönmüştür.  

    tup_bebek_mikro_cip

    Mikro Çiple Sperm Seçme

    Amerika’da Harvard Üniversitesi’nde geliştirilen bu yöntem, aynı zamanda Türkiye’de kullanılmaya başlanmıştır. Baba adaylarında sperm azlığından dolayı bebek sahibi olamama problemi bu teknik sayesinde ciddi oranlarda azaltılmıştır. Mikro Akışkan Çip teknolojisi ile en iyi DNA’lı spermlerden, en iyi DNA’lı embriyolar oluşturabilme imkanı doğmuştur. Sperm çiplerinin içinde vücuttaki sistemi taklit eden mikro kanalcıklar bulunmaktadır. Bu mikro kanalların içinde de kaliteli sperm saptanabilmektedir. Bir tarafta tüm spermler toplanarak sağlıklı spermlerin mikro kanallardan süzülür ve diğer tarafta toplanması sağlanır. Mikro akışkan çip teknolojisi mikro enjeksiyon yönteminde hamilelik başarı oranlarını arttıran bir yöntemdir. Bknz: Mikro Çipli Tüp Bebek Tedavisi için tıklayınız!

    Yardımcı tomurcuklanma laserle:

    Tüp bebek tedavisinde başarıyı etkileyen önemli etkenlerden biri döllenmiş yumurtanın (embriyonun) rahim içine tutunması aşamasıdır. Bunun olması adını embriyoyu saran dış tabaka yani zonanın incelerek kaybolması gerekir. Bu basamak labaratuvar koşullarında zona tabakasında bir pencere oluşturularak kolaylaştırılabilir.

    Yapay rahim içi uygulaması:

    Tüp bebek tedavisi öncesinde rahim iç duvarından biyopsi aracılığı endometriyal hücreler toplanır. Bu hücreler labaratuvar koşullarında üretilerek tüp bebek tedavisi ile sağlanan embriyoların gelişimi için besinden zengin doğal bir ortam haline getirilir. Bu teknik, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında kullanılan yöntemlerden biridir.

    Blastosit transferi:

    Blastosit embriyonun rahime tutunmadan önce ulaştığı en son halidir. Blastosit evresine ulaşmış embriyonun rahme tutunup, hamilelik oluşturma olasılığı henüz erken safhalardaki embriyolara göre fazladır. Blastosit transferi, embriyo gelişimini daha iyi gözlemleyebilme ve rahim içine tutunma ve gelişme özelliği en yüksek embriyoyu transfer edebilmek için 5. veya 6. günde gerçekleştirilen transferdir. Embriyo blastosit evresine kadar tüp bebek labaratuvarında geliştirildikten sonra transfer edilir.

    Akupunktur:

    Akupunktur,  tüp bebek tedavisinin birçok evresinde etki göstererek tedavi başarısını arttırdığı düşünülmektedir. Limbik sistemi düzenleyici etkisi ile anne adayının strese karşı dayanıklılığını güçlendirmesi, belirli noktalara uygulanan uyarı ile bütün vücutta beta- endorfin ismi verilen bir kimyasal maddenin salgılanmasının artması ve bu artış ile GnRH (gonadotropin releasing hormon ) steroid ve gonadotropin hormonlarının salgılanmasının artması akupunkturun etkilerindendir. Bu etkiler neticesinde rahime olan kan akımını fazlalaşır, rahim iç duvarı olgunlaşır ve netice olarak rahimde hamileliğin gerçekleşmesini kolaylaştıran şartlar sağlanmış olur. Tüm bu değişiklikler ile transfer edilen embryoların tutunma oranının arttığı düşünülmektedir. Bknz: Tüp Bebek Tedavisinde Akupunktur için tıklayınız!!!

    Reiki:

    Uygulaması hiç zorlamayan, doğal destekleyici bir alternatif tedavidir. Vücuttaki çeşitli enerji noktaları kullanılarak doğru yönde enerji akışı oluşturulması ile hem ruhsal, hem de fiziksel iyileşmeyi amaçlar. Tüp bebek başarısızlıklarında tedaviye yanıtı arttırdığı düşünülen bir tekniktir. 

    Spermlerin tercihi için IMSI yöntemi nedir?

    Tüp bebek tedavilerinde mikroenjeksiyon tekniğiyle spermler spesifik bir mikroskop altında seçilip yumurtanın içine enjekte edilmektedir. Bu uygulama esnasında kaliteli embriyo sağlamak için spermin hareketli kuyruk ve baş şeklinin düzgün olmasına titizlik gösterilir. Morfoloji ismi verilen spermin şekil özellikleri iyi olduğunda sağlıklı bir sperm saptandığı düşünülür. Standart olarak olarak mikroenjeksiyon için uygulanan mikroskoplar spermi 400 misli büyüterek sperm seçiminde yardımcı olur. Intra ctoplasmic magnified sperm injection (IMSI) ismi verilen teknikte özel bir mercek ve bilgisayar programı aracılığı ile sperm 6600 kat misli büyütülmektedir. Bu sayede spermin morfolojisi daha iyi incelenebilir. Özellikle spermin baş bölümünde olan değişikler sperm kalitesini belirlemekte ve bu bölgede olan baloncuk şeklinde olan hücresel değişikliklere dikkat edilmektedir. IMSI yalnızca mikroskobun özelliğine bağlı bir durum olmadığı gibi bu tekniği kullanan embriyologun bu konuda eğitimli ve tecrübeli olması da önem teşkil eder. Daha sağlıklı spermlerin tercih edilmesiyle hem döllenme adı verilen oranlarda hem de hamilelik oranlarında iyileştirmeler sağlanır. Özellikle baba adayına bağlı etkenler ya da açıklanamamış infertilite olgularında tercih edilmektedir.

    Tüp Bebekte Son Gelişmeler
    Tüp Bebekte Son Gelişmeler

    Laboratuvar şartlarında embriyolar nasıl takip ediliyor?

    Tüp bebek tedavisi esnasında sağlanan embriyoların laboratuvara şartlarında muhafaza edilmesi ve takip edilmesi en hassas bölümüdür. Laboratuvar şartlarının anne rahminden farksız olması gerekmektedir. Bu sebeple sabit sıcaklığı sağlayan ve anne batınında olan oksijen ve karbondioksit gibi gazları oranını taklit eden inkübatör ismi verilen cihazlar mevcuttur. Bu cihazların çok hassas olması gerekmektedir. Embriyolar bu cihazlar içersinde ortalama 2 ile 5 gün bekletilmektedir. Bu dönem içersinde kesinlikle zarar görmemeleri şarttır. Burada önemli olan husus; embriyoların gelişimin değerlendirilmesidir. Bunun için belirli aralıklarla embriyolar inkübatör cihazından çıkartılarak mikroskop altında incelenir ve büyüme oranlarına bakılır. Kısa bir sürede olsa, oda sıcaklığına çıkan embriyolar dış dünya şartlarına maruz kalırlar. İnkübatör içersine yerleştirilmiş kameralar ile embriyolar dışarı çıkarılmadan takip edilmekte ve dış ortam şartlarına maruz kalmamaktadırlar. ‘Embriyoskop’ ismi verilen ‘Dinamik Embriyo Takip Sistemi’ sayesinde hem en iyi koşullarda embriyolar saklanır, hem de devamlı gözlem altında olduklarından hangi embriyonun büyüme potansiyelinin daha fazla olduğu saptanır. Embryoskop uzmanlara daha önce fark edilemeyen bir çok gelişimsel sorunların saptanmasına yardımcı olmaktadır.

    Embriyoların genetik yapısı daha iyi nasıl anlaşılır?

    Embriyolar birbirlerine oldukça benzerler.Tedavi ardından elde edilen tüm embriyolar aynı kalitede olmadığı gibi en önemli problemin genetik yapılarındaki özellikle kromozom sayılarındaki farklardır. Özellikle ileri yaş kadınlarda bu risk daha da artar.Ortalama olarak son 15 sene içersinde embriyoların genetik yapıları PGD ismi verilen teknikle incelenmekteydi. Tekrarlayan hamilelik kayıpları, başarısız tüp bebek tedavileri ve ailede kalıtsal bir rahatsızlık olduğunda uygulanan bir teknikti.Fakat bu teknikte normalde 23 çift olan kromozomun hepsine bakmak mümkün değildi. Burada en mühim sıkıntı genetik analizin 1 gece içersinde hızlı bir şekilde yapılması, ertesi günde sağlıklı embriyonun transfer edilmesiydi. Bundan dolayı kısıtlı zamandan ve teknik güçlükler sebebiyle tüm kromozomlara bakmak mümkün değildi. Son yıllarda ‘Komparatif Genetik Hibridizasyon (CGH)’ ismi verilen teknikle tüm kromozomlar taranabilmektedir. Genetik yapısı sağlıklı olan embriyolar seçilebilmektedir. Henüz klinik pratikte tam oturmamış bir yöntemdir ancak çok kısa bir süre içersinde CGH özellikle tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan durumlar için kullanılmaya başlanacaktır.

    Tüp bebek tedavisinde her gün iğne olmaktan kurtulmak mümkün mü?

    Tedavi esnasında doktorların amacı fazla sayıda yumurtanın oluşmasını sağlamaktır. Sonra ise aralarından ayıklama yapabilecek kadar fazla sayıda embriyonun geliştirilmesidir. Fazla sayıda embriyo olduğu zaman kalanlar dondurularak kişiler oldukça pratik bir yöntemle ikinci bir şans sunulabilir. Adaylara her gün karınlarından ya da kalçalarından iğne yapmaları tavsiye edilir. Uygulanan bu ilaçlar ile yumurtalar büyümektedir. Psikolojik açıdan adayları zaten zorlayan bir süreç olduğu için, bunun yanında her gün iğne olmak ya da iğneleri yaptırabilmek için bir sağlık kuruluşuna gitmek ilave bir stres sebebidir. Uygulanan ilaçların vücutta kalma süreleri kısa olduğu için kısa aralıklarla bu ilaçlar yapılmak zorundadır. Son 2 senedir özellikle Kuzey Avrupa Ülkeleri’nde uygulanan yeni bir ilaç sayesinde artık günlük enjeksiyon yapılmasına ihtiyaç duyulmamaktadır. Tek doz enjeksiyon 1 hafta kadar yetebilmekte ve hasta dostu bir tedavi olarak karşımıza çıkmaktadır. Büyük bir olasılıkla önümüzdeki senenin başında da buna benzer ilaçlar Türkiye’de de kullanıma girecektir.

    KaynakDr. Serkan Oral

  • Tüp Bebek Neden Tutmaz?

    Tüp Bebek Neden Tutmaz?

     

    Tüp bebek tedavileri için yüzde yüz bir başarı garantisi asla verilemez. Bu sebeple de her denemenin pozitif olarak sonuçlanması mümkündür değildir.  Tüm tedavi öncesi geçirilen süreçte, embriyo gelişim dönemi ve transfer uygulamasında yapılan işlemler gayet başarılı geçse dahi, olumsuz sonuç alma (negatif sonuç) riski mevcuttur.

    Başarılı olmayan bir neticeyle sonuçlanan tüp bebek tedavisi ardından kişilerin haklı olarak yönelttiği ”neden?” sorusuna cevap verebilmek gerekir. Ancak ne yazık ki, tedavi öncesinde, labaratuvar sürecinde ve embriyo transfer işlemlerinde hiçbir olumsuzluk yaşanmamış ve sonrasında da fark edilmemiş ise, bu soruya yanıt verebilmek oldukça güçtür. Çünkü bebek oluşumu oldukça gizemli bir olaydır ve hala mucizevi tarafını muhafaza eder.  Tedavi ardından başarısız bir sonuç almayı etkileyebilecek çok sayıda faktör mevcut olabilir.
    Tüp Bebek tedavilerinde başarısz olmaya sebep olabilen faktörler:
    Anne adayının yaşı ile alakalı olarak yumurta hücrelerinde meydana gelebilecek genetik nedenler, yumurtalıklarının uygulanan ilaçlara yeterli cevap vermemesi, yumurta rezervlerin iyi durumda olmaması ve yumurtlarda meydana gelebilecek morfolojik bozukluklar, baba adayındaki kötü sperm morfolojisi, rahim duvar kalınlığının yeterli kalınlığa erişememesi, adayın verilen ilaçları tavsiye edilen şekilde ve dozda kullanmaması, transfer ardından uyulması gereken kurallara uymaması tüp bebek tedavilerinde olumsuz sonuç almayı etkileyen durumların başında gelir.

    Tedavi ardından embriyoların rahim duvarına tutunma süreci

    Tüp Bebek tedavilerinde anne adayına gelişen embriyoları arasından tutunma yetisi en iyi olanlar aralarından ayrılarak transfer edilir. Embriyolar transfer edildikten sonra tutunma bölgesi olan rahim duvarı tamamen kontrol altında olmayan bir bölgedir. Rahim zarından ötürü olan ve tıbben hala açıklanamayan nedenlerden dolayı tutunma yaşanamayabilir
    1 – Rahim zarı (endometrium) kalınlığı; yaklaşık 8-10 mm olması gereken kalınlık, kimi zaman yeterli olmayabilmektedir. Geçirilmiş enfeksiyon yada cerrahi işlemler neticesinde hasar görmüş rahim zarındaki incelmeye yol açabilir. Bu durum genellikle yanıtı olmayan ve tedaviyi olumsuz etkileyebilecek nedenler arasındadır.
    2 – Rahim duvarında yapısal hastalık olmayışı; özellikle ultrasonla teşhis edilebilecek, myom, polip gibi yer kaplayan sorunlar, embriyonun beslenmesini etkileyebilecek perde (septum-subseptum), yapışıklık gibi patolojilerin daha tedavi başlamadan değerlendirilerek önlemlerinin alınması çok önemlidir.
    Tüm bunların neticesinde, olumsuz sonuç alındığı zaman; neden başarıya ulaşamadık, nerede hata yapıldı, kusur bende mi, gibi soruları sormamak için tedavinin başında oldukça ayrıntılı bir inceleme yapmak gerekir. Başarısızlığa yol açabilecek olası problemler tedavi edildikten sonra tedaviye başlamak, alınabilecek en mantıklı önlemdir.
    Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığına neden olan etkenler nelerdir?

    Tüp bebeğin tutmadığı durumlar için birincil etkenler:
    Gebeliğin gerçeklemesini sağlayacak embriyonun genetik yapısı bozulmuş olması
    Yumurta gelişimini sağlayacak olan ilaçların düzenli olarak kullanılmaması
    Embriyonun gelişimini gerçekleştiren kültür ortamının yeterli olmaması
    Embriyonun dışını saran zarın kalın olması
    Bu gibi durumların olması, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarına yol açabilir.

    Bknz: Başarısız Tüp Bebek Sonrası Yeniden Denemeler Tıklayınız!

    Tüp bebeğin tutmadığı durumlar için ikincil etkenler:

    Rahim ile alakalı doğuştan olan bozukluklar
    Rahimde embriyo tutunmasını engelleyen, miyom ismi verilen rahim dokusundan kaynaklanan, çapları genellikle
    1-15cm arasında değişebilen selim tümörler
    Embriyonun rahim içine tutunarak büyümesini önleyen pıhtılaşma
    Daha önce geçirilmiş enfeksiyon hastalıklar yüzünden ortaya çıkanyapışıklıklar
    Anne adayında genetik ya da daha sonra meydana gelen fonksiyonel bozukluklar
    Bu gibi nedenlerden ötürü, tüp bebek tedavisi birden fazla kez denenmesine rağmen başarılı bir sonuç vermeyebilir.
    Tüp bebeğin tutmadığı durumlar için üçüncül etkenler:
    Endometriosis hastalığı ismi verilen çikolata kistleri
    Tüplerde ortaya çıkan enfeksiyon hastalıkları
    Karın içi ameliyatları sonrası oluşum gösterebilen hidrosalpenks bir başka deyişle tüplerin tıkanarak şişmesi
    Tüplerin tıkanması ya da şişme durumları. (tedavi edilebilir olsa da, gebelik oluşumuna engel teşkil edebilir.)

     

    Sorularınız İçin: Prof. Dr. Bülent Tıraş

     

    Kadınlardaki kısırlık sebepleri nelerdir? Öğrenmek için tıklayınız!

  • Tüp Bebek Tedavisi Ne Kadar Sürer?

    Tüp Bebek Tedavisi Ne Kadar Sürer?

    TÜP BEBEK TEDAVİSİ NE KADAR SÜRER?
    Doğal yollardan bebek sahibi olamamış çiftlerin çoğunluğu en kısa sürede tedaviyle bebek sahibi olmak ister. Bazı çiftler bu heyecanla birlikte, bebeklerinin neden olmadığının sebeplerini öğrenmeden hemen tüp bebek tedavisiyle tanışmak ister. Toplum içinde genellikle tüp bebek tedavisi çiftlerde % 100 oranında gebe kalmayı sağlayacak bir yöntem olarak algılanmaktadır. Bu tedaviden yeteri derecede başarı sağlanması için bazı etkenlerin bir araya gelmesi gerekir. Tüp bebek tedavisi bazı süreçlerden oluşmaktadır. Çiftler tedavi sırasında yaşadıklarından dolayı, bu tedavi süreci biraz stresli geçer. Tedavi sonucunda önceki çabalarına rağmen bebek sahibi olamayan çiftler, bu tedaviden büyük umutlar duyar. Tüp bebek tedavisi 4 aşamadan meydana gelmektedir.
    Tüp bebek tedavisinin aşamaları ve tedavi süreci
    Tüp bebek tedavisinin planlandığı çiftler için tedavi süreci kadında adet kanamasının başladığı ikinci ya da üçüncü günde başlar. Yapılan ultrason tetkikinde yumurtalıklarda ve rahimde herhangi bir sorun tespit edilmezse, kadının kan örneğinde FSH ve östrojen seviyeleri değerlendirilir. Tedavinin uygunluğuna karar verildiğinde, kadının yaşına, kısırlık sebebine, kan değerleri sonuçlarına ve yumurtalıkların kapasitesine göre en uygun tedavi yöntemi tercih edilerek, tüp bebek tedavisinde yumurta oluşması için hormon tedavisine başlanır. Bu dönemde yani kontrollü over sitimulasyonunda belli aralıklarla ultrason tetkiki ve kanda hormon düzeyleri kontrol edilir.
    Yumurta gelişimi: Yumurta gelişimine ve yumurtalığın ilaçlara verdiği cevaba göre, ilaçlarda doz ayarlaması yapılmaktadır. Foliküllerin belirli büyüklüğe ulaşması, kan östrojen seviyesinde belirli değerlere ulaşma yumurtaların olgunlaşması hakkında bilgi vermektedir. Bu çatlama iğnesi ve yumurta toplama zamanını da belirler. Bu dönem yaklaşık olarak 12-16 gün arasında sürer. Ancak bazı hastalarda süreç değişim gösterebilir. Çatlatma iğnesi yapıldıktan 32-36 saat sonra yumurta toplama aşamasına (OPU oocyte pick-up) geçilmektedir.

    Yumurta toplama: Tüp bebek tedavisi sırasında yumurta toplama işleminde hastanın ağrı duymaması için sedasyon anestezisi ile transvajinal ultrasonografi eşliğinde yapılmaktadır. Bu uygulamada foliküllerin içinde sıvı toplanıp, bu sıvının içinde yumurta olup olmadığı kontrol edilerek, burada olan yumurtalar alınmaktadır. İlk defada folikül sıvısında yumurta olmazsa, özel bir sıvıyla folikül içi yıkanır ve folikül içinde kalabilecek yumurtalara ulaşılmaya çabalanır. Yumurta toplama aşaması yaklaşık olarak 20-30 dakika kadar sürer. Büyüklüğü 10 mm den fazla olan bütün foliküllerdeki folikül sıvıları bu aşamada toplanır. Daha sonra işlem sona erdirilir. Hasta 1-2 saat kadar takip altına alınarak, evine gönderilir. Toplanmış olan yumurtalar içindeki olgunlaşmış olanlar seçilir ve döllenme için hazırlanır.

    Döllenme işlemi: MII oosit adı verilen olgunlaşmış ve döllenebilecek olan yumurtalar seçilerek, yumurta toplama gününde erkekten alınmış olan spermlerle laboratuvar ortamında döllenme işlemi yapılır. Döllenme yumurta ve sperm bir araya konularak yapılabileceği gibi, bazı çiftlerde döllenme şansının arttırılması için mikro enjeksiyon ICSI intracytoplasmic yöntemiyle, yumurtanın içerisine direkt olarak spermin enjekte edilmesiyle de yapılabilir. Yumurtaların spermlerle döllenmesi yaklaşık olarak 24 saat sürer. Döllenen yumurta transfer edilecek duruma gelinceye kadar özel kültür ortamına alınarak, takip edilir. Güzel gelişen ve kaliteli olan embriyolar seçilerek, anne adayının rahmine transfer edilir.
    Embriyo transferi: Bu aşama anestezi gerektirmeden yapılan ağrısız bir uygulamadır. Çoğunlukla abdominal ultrason yardımıyla ince bir katater kullanılarak yapılır. Uygulamadan önce özel sıvılar kullanılarak rahim ağzı temizliği yapılır. Transfer yapıldıktan sonra, hasta 1-2 saat içinde evine gidebilir. Kadından alınan yumurtalarla döllenmiş olan kaliteli embriyolar varsa, bunlar dondurularak saklanabilir.

    Bekleme süreci: Embriyo transferi yapılmış olan kadına iki hafta kadar sonra gebelik testi yapılmaktadır. Çiftler için bu iki haftalık dönem oldukça sıkıntılı ve zorlu bir dönem olarak yaşanır. Bu nedenle çiftlerin bu sürece daha önceden hazırlanması tavsiye edilir. Tüp bebek tedavisi gibi bir uygulamadan her zaman başarılı bir sonucun alınamayacağı çiftler tarafından bilinmelidir. Yapılan araştırmalar tüp bebek tedavisinde alınan en iyi başarılı sonucun ikinci ve üçüncü denemeden sonra olduğunu ortaya koymuştur. Bu süreçte kadınların kendilerini meşgul edecek hobilerle uğraşması ve rahat olması gerekir. Stres altında olmak gebeliğin oluşmasına bile olumsuz etki eder. Kadına yapılan test sonucu pozitif çıkarsa, tüp bebek tedavisine kaldığı yerden devam edilir.
    Kaynak : http://www.bulenttiras.com

  • Tüp bebek zor bir tedavi mi?

    Tüp bebek zor bir tedavi mi?

    Tüp Bebek Zor Bir Tedavi mi?
    Günümüzde artık teknolojinin sunduğu tüm imkanların tıp alanında da kullanılmaya başlanması ile tüp bebek de dahil olmak üzere sağlık alanında birçok yeniliğe imza atılabilmektedir. Çiftlerin oldukça acılı ve zorlu bir tedavi süreci olarak düşündükleri tüp bebek tedavi süreci, gelişen teknoloji sayesinde eskisine göre çok daha ağrısız ve acısız bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Bu nedenle tüp bebek tedavisi görecek olan çiftlerin bu konuda endişelenmemesi ve kendilerini endişelendiren her türlü konuyu doktorlarına danışmaları önerilmektedir. Bilindiği üzere stres birçok rahatsızlıkta olduğu gibi tüp bebek tedavisinde de başarı oranını etkileyen bir faktördür. Bu nedenle anne adaylarının hiçbir konuda endişelenmemesi ve “ Tedavi zor olacak mı? “ gibi sorularla strese girmemeleri gerekmektedir. Baba adaylarının ise eşlerini mümkün olduğu kadar rahatlatarak, endişelerini gidermesi ve eşlerine bu süreçte destek olmaları tedavinin başarılı olma ihtimalini arttıracaktır.

    Tüp Bebek Tedavisi Nedir?
    Bilindiği üzere, çiftler bir yıl boyunca herhangi bir korunma yöntemi kullanmadan çocuk sahibi olmayı olamıyorlarsa, anne ve baba olma hayallerine kavuşmaları için uygulanabilecek en uygun tedavi yöntemlerinden birisi tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisinde anne adayından alınan yumurtalar, laboratuar ortamında baba adayından alınan spermlerle döllenmekte ve elde edilen embriyo anne adayının rahmine aktarılmaktadır. Tedavi süreci bu kadar kısa bir şekilde açıklanabilmektedir ancak ne yazık ki açıklaması kadar kısa bir süre içerisinde tedavi tamamlanmamaktadır. Bu süreç içerisinde anne adayının acı duyabileceği tek aşama yumurtaların toplanması aşamasıdır ve günümüzde artık lokal ya da genel anestezi uygulamaları ile hasta hiçbir şekilde acı hissetmeden yumurta toplama işlemi gerçekleştirilebilmektedir.
    Tüp bebek tedavisinin en önemli amacı çiftlerin anne baba olma hayallerini gerçekleştirebilmektir. Ancak doğacak olan bebeğin sağlıklı olması da tedavinin amaçları arasında yer almaktadır.
    Tüp bebek tedavisi sırasında anne adayının duyabileceği fiziksel acı anestezi uygulamaları ile kolaylıkla engellenebilmektedir. Ancak ruhsal olarak çiftler için zahmetli ve fedakarlık gerektiren hem maddi hem de manevi olarak sıkıntılı geçebilecek bir süreç olduğunu tekrar hatırlatmak gerekebilir. Bu süreçte çiftlerin mutlaka birbirlerine destek olmaları ve gerekirse bir uzmandan psikolojik yardım almaları tavsiye edilmektedir. Tedavinin başarı bir şekilde tamamlanabilmesi ve çiftlerin çocuk sahibi olabilmeleri için bu süreçte bazı fedakarlıklarda bulunmaları gerekecektir ve kimi zaman bu konuda stresli zamanlar geçirebilmektedirler.

    Tüp Bebek Tedavisi Öncesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
    Çocuk sahibi olmak isteyen ve tüp bebek tedavisi olmaya karar veren çiftlerin, günlük yaşamlarında ve hayatlarının genelinde bazı değişikliklere gitmesi gerekecektir. İlk olarak olumsuz olan psikolojinin düzeltilmesi ve olumlu bir düşünce yapısına sahip olmak son derece önemlidir. Bu süreçte, çiftlerin tedavi uygulayan doktor ile sürekli olarak iletişim içerisinde olması gerekmektedir. Psikolojik olarak olumlu bir düşünce yapısına sahip olmanın ve stresten uzak kalmanın yanı sıra fiziksel olarak da çiftlerin kendilerini tüp bebek sürecine hazırlamaları gerekmektedir. Öncelikle çocuk sahibi olma hayallerinin önünde büyük bir engel olan sigara kullanımına bir son verilmelidir. Sigara, vücutta yarattığı etkilerle anne adayının hamile kalmasına, baba adayının ise spermlerinin kalitesiz olmasına ve hareketliliğinin azalmasına neden olacaktır. Sigara ile birlikte alkol ve kafein de hamile kalma olasılığını azaltan faktörler arasında yer almaktadır ve bu nedenle mutlaka bu maddelerin kullanımına tedavi öncesinde son verilmelidir. Anne adayı tedavi sürecinde sigara başta olmak üzere alkol ve kafein kullanmamaya devam etmelidir. Eğer çiftlerden birisinin genel sağlık durumu ile ilgili olarak sürekli kullanmak zorunda olduğu bir ilaç varsa, bunu mutlaka doktorlarına bildirmeleri gerekmektedir.

    Ayrıca bknz:

    Tüp Bebek Sırasında Sigaranın Zararları

    Tüp Bebek Tedavisinde Stresin Etkisi

    Tüp bebek tedavisi ile istenilen başarının elde edilebilmesi için çiftlerin hem fiziksel hem de zihinsel olarak bu sürece olabilecek en iyi şekilde hazırlanmaları gerekmektedir. Tedavi öncesinde ve tedavinin ilk aşamalarında endişeli ve stresli olmak son derece normaldir. Ancak yapılan araştırmalara göre tüp bebek tedavisi sırasında stressiz ve olumlu düşünmek, tedavinin başarılı olma ihtimalini oldukça arttırıyor. Bu nedenle çiftler istedikleri takdirde psikolojik olarak destek alabilir ve bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatabilirler. Bu noktada anne ve baba adayları ile birlikte tedaviyi uygulanan tedavi merkezinin ve hekimin de sürece yaklaşımı son derece önemlidir. Hekimin, çiftleri doğru bir şekilde yönlendirebilmesi de tedavinin başarısını etkileyen faktörler arasındadır.

    Tüp Bebek Tedavisinin Uygulanması İçin En Uygun Zaman
    Çiftlerin tüp bebek tedavisine başlayabilmeleri için en az bir yıl boyunca hiçbir korunma yöntemi kullanmıyor olmalarına rağmen doğal yollarla çocuk sahibi olamamış olmaları gerekmektedir. Böyle bir durumda ilk olarak infertelite yani kısırlık alanında uzman bir hekime başvurmak ve gerekli kontrollerin yapılmasını sağlamak gerekmektedir. Kontrollerde ilk olarak baba adayından alınan sperm örnekleri incelenecek ve spermler kalite ve sayı açısından değerlendirilecektir. Aynı zamanda anne adayının adet düzeni belirlenecek, yumurta rezervi ve rahim durumu ultrason ile görüntüleme yapılarak kontrol edilecektir. Gerekli takdirde hormon testleri de yapılacak ve elde edilen sonuçlara göre çiftlerin tüp bebek tedavisi ya da başka bir tedavi yöntemi ile çocuk sahibi olup olmayacaklarına karar verilecektir.

    Tüp Bebek Tedavisinde Risk Durumları

    • Yumurta toplama evresinde karın içi yaralanma düşük bir ihtimal de olsa görülebilmektedir.
    • Karın içi yaralanma sonucunda enfeksiyon meydana gelebilir.
    • Çoğul gebelik oluşması halinde erken doğum, yüksek kan basıncı ve kanama görülebilir.
    • Yumurtaların aşırı uyarılmasına bağlı olarak karında şişlik, mide bulantısı, kusma, karın ağrıları, idrar yaparken zorlanma, nefes darlığı görülebilir.
    • Tüm bu saydığımız risk durumları anne adayının sağlığını ciddi bir noktada etkileyecek ise uygulanan tedavi hekim tarafından sonlandırılmakta ve anne adayının sağlığına yeniden kavuşması yeni tüp bebek tedavisi uygulamasına başlamak için beklenmektedir.

    Sorularınız İçin: Prof. Dr. Bülent Tıraş

     

    Kadınlardaki kısırlık sebepleri nelerdir? Öğrenmek için tıklayınız!

  • Tüp bebek tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır?

    Tüp bebek tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır?

    Yardımcı üreme yöntemi olan tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların belirlenmesi kadının yaşıyla, yumurtalıklarında olan yumurta rezerviyle ve hormon seviyeleriyle alakalıdır. Kadına yapılan tetkiklerin sonucunda, tedavide kullanılacak ilaçların dozu ve kullanım şekli belirlenmektedir. Bu tedavide uygulanan ilaçlar her hasta için farklı uygulamalar içerir. Bazılarında âdetin ikinci veya üçüncü günü ilaç kullanımına başlanırken, bazılarında âdetin yirmi birinci günü ilaçlara başlanabilir. Tedavide ilaç dozu oldukça önemlidir. Fazla dozda ilaç kullanıldığında, OHSS denilen yumurtalıkların aşırı uyarılma sorunu meydana gelebilir. İlaçların amacı overlerin yeteri kadar büyümesi ve folikül gelişimi sağlanıp, gebe kalma şansının arttırılmasıdır. Tedavi sırasında ilaçlar yumurtaları uyarma ve toplanması aşamasında kullanılmaktadır.

    Yumurta üretimi ve fizyolojiyi bastırmak için kullanılan ilaçlar

    GnRH Analogları (Lucrin ve Decapepty): Bu ilaçlar yumurtaların erken çatlamasını engellemek ve normal fizyolojiyi baskılamak için kullanılır. Beyinde hipotalamustan salınan hormonun sentetik olanıdır. Burundan sprey ya da iğne yapılarak hastaya verilir.

    Uyarıcı iğneler (Menogon, Puregon, Merional, Menopur, Fostimon, Gonal-F): Kadınlar normalde adet döneminde sadece bir yumurta üretir. Tüp bebek tedavisinde başarılı olabilmek için çok sayıda yumurtaya ihtiyaç duyulur. Fizyolojinin baskılanmasından sonra, uyarıcı iğnelerle çok sayıda yumurta elde edilir. Bu ilaçların etkinliği ve güvenilirliği birbirine yakındır. Uyarıcı iğneler cilt altına ya da kas içine uygulanabilir. Fakat çoğunlukla cilt altından yapılması tercih edilmektedir. Kas içine enjeksiyon yapıldığında, kalçanın üst dış tarafına, cilt altı enjeksiyonunda kol, uyluk ön tarafı ve ön karın duvarı tercih edilir.

    Bu ilaçlar buzdolabında +4 derecede saklanmalıdır. Oda sıcaklığında tutulan ilaçlarda uzun süre saklanabilir. İlaçların etkinliğinin azalmaması için yaz döneminde oda sıcaklığında tutulmaması gerekmektedir. İlaç tedavisi için, âdetin 2. ve 4. gününde ultrasonografi ve kan östrojen düzeyi ölçülür. Hastaya uygulanan uyarıcı iğneler her gün aynı saatte yapılır. Hastalar için ilaçlarda günlük doz belirlendiği için, bunlara uyulmalıdır.

    Yumurtalıkları uyarmak için kullanılan ilaçların yan etkileri nelerdir?

    Tedavide yumurtalıkları uyarmakta kullanılan ilaçların ileriye yönelik ciddi yan etkileri yoktur. İlaçlardaki en önemli yan etki, fazla yumurtası olan kadınlarda yumurtalıkların aşırı uyarılması nedeniyle overyan hiperstimulasyon sendromu OHSS gelişebilir. Bu durumda vücutta aşırı su tutulması nedeniyle kilo artışı meydana gelir. OHSS gelişmesi embriyo transferinin ardından ortaya çıkar. Aşağıdaki etkiler görüldüğünde hastanın hemen doktorunu bilgilendirmesi gerekir.

    • Karında aşırı şişkinlik
    • Karında biraz şişlik, ağrı ve gerginlik olması normal kabul edilir. Fakat aşırı derecedeki etkilerde doktor bilgilendirilmelidir.
    • Gün içinde ani olarak ve hızlı şekilde kilo alınması
    • İdrar çıkışında artma ya da azalma olması durumunda
    • İştahsızlık ve şiddetli bulantı halinde
    • Nefes darlığının olması

    Yumurtalarda olgunlaştırma ve çatlatma için kullanılan ilaçlar

    GnRH Antagonistleri (Cetrotide, Orgalutran): Bunlar yumurtaların erken dönemde çatlamasını önlemek amacıyla kullanılır.

    Yumurta çatlatıcı iğne – HCG ( Pregnyl, Ovitrelle): Tedavide yumurtaların gerek duyulan olgunluğa erişmesi, çapının yaklaşık 15 mm den daha fazla olmasını gerektirir. Tedavide tercihen 3 ya da daha fazla yumurta 17 mm üzerine çıkıp olgunlaştığı zaman ya da E2 düzeyinin 500 pg/ml üzerine çıkması durumunda HCG uygulanmaktadır. Çatlatıcı iğnelerin amacı yumurtaların çatlamasını sağlamak değildir. Bu iğneler sadece yumurta hücrelerinin son olgunluğuna erişmesini sağlamak için uygulanır. Yumurtalar çatlamadan önce toplanmalıdır. HCG uygulamasından 36 saat sonra yumurtalar toplanır. Bu süreye dikkat edilmelidir.

    Pregnyl: Bu ilaç 5000 ünite toz ve çözücü sudan oluşmaktadır. Kutu içerisinde 1 tane toz ve 1 tane su bulunmaktadır. İlacın kullanımı genellikle 2 doz toz ve 1 doz su olarak kalçadan ve kas içinden uygulanır. Ovitrelle 250 mgr içeriğinde 1 doz toz ve 1 doz su karıştırılıp cilt altından uygulanır. Bu ilaçlar oda sıcaklığında belli bir süre saklanabilir. Ancak etkinliğini tam olarak koruyabilmeleri için yaz döneminde buzdolabında +4 derecede korunmalıdır.

    Yumurtalıkların hassaslaştırılmasında kullanılan ilaçlar

    Femara: Bu ilaçlar genellikle çok zayıf yumurtalık olgusu beklenen hastalarda kullanılır. Yumurtalıkların daha hassas bir duruma getirilmesi için, bu ilaçlar tercih edilmektedir.

    Rahim duvarının hazırlanmasında kullanılan ilaçlar

    Progesteron (Crinone, Proluton): Progesteron hormonu yumurtalıklardan salınarak, rahim duvarını embriyoların tutunmasına hazır eder. Tüp bebek tedavisinde mutlaka dışarıdan progesteron hormonu takviye edilmelidir. Bu hormon yumurta toplama işleminden sonraki gün başlanır. Gebeliğin elde edilmesiyle birlikte gebeliğin onuncu haftasına kadar hormon takviyesi yapılır.

     Sorularınız için Tüp Bebek Tedavisi Prof. Dr. Bülent Tıraş

    Kaynak : http://www.tupbebekklinigi.com

  • Tüp bebek tedavisinden önce yapılması gerekenler

    Tüp bebek tedavisinden önce yapılması gerekenler

    Çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftlerin büyük bir kısmı en kısa sürede tedavi olup bebeklerine kavuşmak isterler. Hatta bazıları neden çocuk sahibi olamadıklarını öğrenmeden hemen tüp bebek yaptırmaya çalışırlar.

    Bahçeci Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ tüp bebek tedavisinden önce yapılması gerekenleri anlatıyor…

    Defalarca tüp bebek tedavisi deneyip kendiliğinden gebe kalan birçok kişiye tanık olunur. En son teknolojik gelişmeleri kullanılsa bile tüp bebek kesin bir yöntem değildir.

    Amerikan Üremeye Yardımcı Tedavi Edenler Derneği’ne göre tüp bebek tedavisinin başarı oranı %40 ancak ulaşmaktadır.

    Tüp Bebek Tedavisinden Önce…

    Tüp bebek tedavisine başlamadan veya karar vermeden önce daha basit yöntemler ile gebe kalınıp kalınmayacağı araştırılmalıdır. Ciddi erkeğe bağlı sperm problemi yoksa yumurtlama fonksiyonları normal olan genç çiftlerde denemeye gerek yoktur. Yumurtlamayı artırıcı yöntemler veya aşılama tedavisi ile daha basit daha hesaplı bir şekilde netice alınabilir.

    Yumurtlamayı artırıcı tedavi kadınlarda normalde 1 tane gelişen yumurta sayısını daha fazlalaştırmaktır. Bunun için hap benzer bazen de iğne benzeri ilaçlar kullanılır ve daha fazla sayıda yumurta büyümesi sağlanır.

    Doktorunuzun belirleyeceği bir zamanda da eşinizle beraber olarak doğal yollardan hamile kalma şansı artırılmış olur. Aşılama dediğimiz ‘İntrauterin inseminasyon’da ise eşten alınan spermler laboratuvar koşullarında daha yoğun ve daha hareketli hale getirilerek kadının rahminin içine enjekte edilir. Burada hem zamanlama hem de rahmin içerisine daha fazla sayıda sperm bırakıldığı için gebelik şansı artmaktadır. Aynı zamanda yumurtlamayı artırıcı tedavi de uygulandığı için başarı şansı daha fazlada artmaktadır. Tüp bebek tedavilerine göre daha zahmetsiz ve basit tedaviler olduğu için öncelik tanımak gerekir. Sayılara yani başarı oranlarına gelecek olursak yumurtlama tedavisinde her bir seferinde % 6 iken aşılamada bu oran%18’dir. Bu oranlara bakarak biraz umutsuzluğa kapılabilir ancak basit yöntemler olduğu için ve her koşulda rahatlıkla uygulanabildiğini düşündüğümüzde tedavi algoritmasında ilk planda olmaları gerekir. Yukarıdaki bahsettiğim yöntemlerde başarının en önemli kuralı sabırlı olmaktır. Unutulmaması gereken nokta; bazı hastalarda tüp bebek tedavisine gerek kalmadan birçok çiftin bu yöntemlerle bebek sahibi olduğudur.

  • Tüp bebekte robotik kapsüller

    Tüp bebekte robotik kapsüller

    İnsan vücudu içerisinde dolaşabilen mikro robotik kapsüllerin dışarıdan yönlendirilmesiyle birçok hastalığın tedavisinin mümkün hale geldiğini söyledi…

    İstanbul’a gelen Carnegie Mellon Üniversitesi Nano Robotik Laboratuvarı’nın Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti, insan vücudu içerisinde dolaşabilen robotik kapsüller sayesinde, erken teşhis ve hastalıklı bölgelere ilaç uygulama işlemlerinin daha kolay hale geleceğini açıkladı. Türkiye’ye gelen Carnegie Mellon Üniversitesi Nano Robotik Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Metin Sitti’nin geliştirdiği teknolojiler yankı uyandırdı.

    “Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği Güncel Sorunlar ve Gelecek Öngörüleri” isimli toplantıda konuşan Prof. Dr. Metin Sitti, insan vücudu içerisinde dolaşabilen mikro robotik kapsüllerin dışarıdan yönlendirilmesiyle birçok hastalığın tedavisinin mümkün hale geldiğini söyledi. Sitti, “Amacımız, küçük robotların insan vücudu içinde rahatça dolaşıp tıbbi müdahaleler yapabilmesiydi. İnsan vücudunun içinde kullanılan şu anki tıbbi cihazlar acı veriyor. Bizim yaptığımız kapsüller yutulabileceği gibi acı vermeden hastalıklı bölgeye ya da vücudun herhangi bir bölgesine gönderiliyor. Bu kapsüller hem biyopsi yapabilecek, hem ilaç verebilecek hem de kamerayla görüntü sağlayabilecek şekilde tasarlanıyor. Kanser ilaçlarının yan etkilerinden kurtulmak için ilacı sadece hastalıklı bölgeye uygulamak da bu cihazlarla mümkün olabilecek. Bazen hastalara aşırı doz uygulaması gerekebiliyor ancak yan etkileri nedeniyle yeteri kadar doz verilemiyor. Bu robotlar sayesinde sadece hastalığın var olduğu bölgeye çok miktarda ilaç verilmesi mümkün hale gelecek. Kanserin erken teşhisi ve tedavisinde de sıklıkla kullanılacak bir teknoloji olacak. Çalışmalarına başladık ve önümüzdeki yıllarda hayvan testleri yapılacak” dedi.

    Türkiye’deki bir özel üniversitenin Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü, Boston, Carnegie Mellon ve Ortadoğu Teknik Üniversiteleri ile Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi uzmanları ortaklığında “Nanoteknoloji ve Doku Mühendisliği: Güncel Sorunlar ve Gelecek Öngörüleri” adlı bir toplantı düzenlendi.İki gün süren toplantının açılış konuşmasını İKÜ Rektörü Prof. Dr. S. Semahat Demir yaptı. Prof. Dr. Demir, toplantının uluslararası bilgi paylaşımı bakımından önemli olduğuna dikkat çekerek, katılımcıların alanlarında uzman ve ilgi çekici tıbbi konularda aydınlatıcı bilgiler vereceğini söyledi. Prof. Dr.Semahat Demir, toplantının katılımcılarına birer plaket sunarak tek tek teşekkür etti.

    TÜRK DOKTOR, EN İYİ SPERMİ SEÇEBİLECEK TÜP BEBEK TEKNOLOJİSİNİ GELİŞTİRDİ
    Dünyayı değiştirecek 35 bilim insanından biri olarak kabul edilen Türk Doktor Utkan Demirci, geliştirdikleri tüp bebek sistemini konferansta anlattı. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute of Technology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü’nde araştırmalarını sürdüren Demirci, “Milyonlarca ölü spermin içerisinden en canlı olanını seçebilirseniz tüp bebek konusunda bir adım önde oluyorsunuz tam olarak yaptığımız şey bu. En iyi spermi ayrıştırabilecek bir cihaz yaptık. Bu daha doğrusu bir çip. Bu cihaz sayesinde bebeği olmayanların şansını bir kademe daha arttırıyoruz” diye konuştu.

    Dr. Utkan Demirci ile birlikte cihazı geliştiren Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Op. Dr. Selçuk Kılınç ise tüp bebek çipinin nasıl çalıştığı hakkında bilgiler verdi. Kılınç, “Geliştirdiğimiz çip spermlerin gideceği yolları inceliyor. Spermlerin doğasında bulunan yarışma güdüsünü kullanmak için bir ortam oluşturuyoruz. Dolayısıyla en iyi ya da en canlı spermin doğru kanaldan gitmesi sağlanabiliyor” diye konuştu.Toplantıda, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. Mehmet Dökmeci, çok fonksiyonlu nanosensörlerin tıpta kullanılmasından bahsetti. Dökmeci, Karbon nanotüpler olarak tasarlanan bu yapıların mekanik sağlamlık ve sıcaklığa dayanıklılık gibi özellikleri sayesinde değişen ortam şartları ile ilişkili biyomoleküllerin saptanabildiğini gösterdi.

    Boston Üniversitesi Mekanik Mühendisliği Bölümü’nden Dr. Kamil Ekinci ise nanosistemler aracılığı ile bakterilerde antibiyotik direncinin gözlemlenebildiğini açıkladı. Ekinci, benzer sistemlerin hastalarda yeniden organ yapımına yönelik olarak kullanılabileceğini anlattı.

    Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden (ODTÜ) Prof. Dr. Nesrin Hasırcı polimerik materyallerin mikro ve nano düzeyde değişimlerinin tıpta kullanımlarına değinerek, özellikle kemik dokusunun nakli sonrası kullanılan materyallerden kaynaklı adhezyon ve enfeksiyon problemlerin altını çizerek antibakteriyel özellikte ve çabuk yara iyileşmesi sağlayan biyoaktif moleküller hakkında bilgiler aktardı.

    Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi, Massachusetts Institute ofTechnology (MIT) Sağlık Bilimleri ve Teknoloji Bölümü’nden Dr. Ali Khademhosseini mikro ve nano ölçekli 3 boyutlu akışkan biyomateryaller ile kök hücrelerden mühendislik temelleri ile yeni organ veya doku yapılması teknikleri konusunda toplantıya katılanları bilgilendirdi.

    Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Biyomalzeme ve Doku Mühendisliği Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Vasıf Hasırcı doku mühendisliğindeki potansiyel yaklaşımlar ve sınırlamalar ile biyomalzemelerin kullanımlarını anlattı.Toplantıda sonrasında düzenlenen oturumda ise konuşmalar hakkında genel bir değerlendirme gerçekleştirildi. İstanbul Kültür, MIT, Harvard, Carnegie Mellon, ODTÜ, Boston üniversitelerinden uzmanlar gelecekte potansiyel işbirlikleri, uygulama alanları, çok disiplinli projeler ve alan ile ilgili uygulama yapacak uzmanların yetiştirilmesi ile ilgili temalar hakkında fikir paylaşımında bulundu.

    Tüp bebek özel bölüm için tıklayın !

  • Tüp Bebekte Cevabı Aranan Sorular

    Tüp Bebekte Cevabı Aranan Sorular

    Ülkemizde çocuk sahibi olma problemi yaşayan 1.5 milyon çift en kısa zamanda hayallerini gerçeğe dönüştürmek için cevabını bilmediği soruların yanıtını arıyor.

    İnsanın varoluş sebeplerinden biri yaşamak diğeri de üremektir. Ancak gelişen teknoloji ve modern yaşamın insanlığa verdiği yanıtlardan biri de kısırlık… Yapılan araştırmalar ülkemizde 1.5 milyon çiftin çocuk sahibi olma problemi yaşadığını ortaya koyuyor.

    İşte çiftlerin cevabını aradığı sorular ve yanıtları:

    Tüp bebek tedavisine ne zaman karar verilmelidir?

    Tüp bebek tedavisine başlamadan veya karar vermeden önce daha basit yöntemler ile gebe kalınıp kalınmayacağı araştırılmalıdır. Erkeğe bağlı sperm problemi yoksa yumurtlama fonksiyonları normal ise genç çiftlerde tüp bebek denemeye gerek yoktur. Yumurtlamayı artırıcı yöntemler veya aşılama tedavisi ile daha basit daha hesaplı bir şekilde netice alınabilir.

    Tüp bebek tedavilerinde başarının tanımı nedir?

    Tüp bebek merkezleri başarılarını klinik gebelik oranı ve canlı doğum oranı ile belirler. Klinik gebelik oranı pozitif gebelik testinin ardından rahimiçi gebelik kesesinin de ultrasonografik olarak geliştiği hasta grubunu kapsar. Canlı doğum oranı ise kimi tanımlarda gebeliğin 20 haftaya ulaşması, kimi tanımlarda ise eve bebek götürme oranı olarak belirlenmiştir. Bu anlamda en önemli etken az sayıda embriyo transferi ile elde edilen tekil veya ikiz gebeliklerdir. Merkezlerin başarıları tüp bebek tedavilerinin tüm basamaklarının doğru uygulanması ile yükselmektedir. Bir çifte, iyi uygulanmış ovülasyon indüksiyonu, doğru zamanda toplanmış yumurta, iyi seçilmiş sperm ile uygulanan doğru mikroenjeksiyon nihayetin de iyi bir teknikle embriyonun transfer edilmesi yüksek gebelik oranı sağlayacaktır. İyi merkezler zor hasta karakteristiğine sahip olmalarına rağmen klinik gebelik ve canlı doğum oranlarını yüksek tutmaktadır.

    Dondurulmuş embriyo transferinden sağlanan gebeliklerde hastalık riski artar mı?

    Bilimsel çalışmalar tüp bebek tedavilerinde dondurulmuş embriyo transferi ile elde edilen gebeliklerde taze embriyo gebeliklerine oranla fetuslarda artmış doğumsal anomali veya genetik hastalık riski saptamamıştır. Günümüzde embriyo dondurulması tüp bebek tedavilerinin standart bir ayağını oluşturmaktadır.

    Dondurulmuş embriyo transferlerinden sonra gebelik oranları azalır mı?

    Dondurulmuş embriyo transferi, taze siklusta transferin mümkün olmadığı durumlarda, endometriyum tabakası inceliği veya ohss riski gibi veya taze embriyo transferinden elde edilen fazla sağlıklı embriyoların tekrarlayan denemelerde uygulanması ile gerçekleştirilir. İyi tekniklerle dondurma ve çözdürme işlemi uygulanmış kaliteli embriyolar ile taze transferlere oranla daha yüksek gebelik başarısı sağlanır. Bunun en olası sebebi aktif embriyo geliştirilen aylarda hormonal değişimlerin rahim alıcılığı üzerindeki olumsuz etkisidir. Bu nedenle dondurulmuş embriyo transferi, tekrarlayan basarisiz IVF denemeleri olan hastalarda bir tedavi stratejisi de olabilmektedir.

    Yumurtalık dondurulabilir mi? Kimlere önerilir?

    Yumurtalık dokusunun dondurularak saklanması kanser tedavileri nedeniyle doğurganlığı tehdit altında olan kadınlar için uygulanabilen bir yöntemdir. Kemoterapi ve/veya radyoterapi öncesi laparoskopik ameliyat ile alınan over dokusu dondurularak saklanır ve kanser tedavisinin ardından üreme fonksiyonlarının kazanılması için tekrar vücuda yerleştirilir. Günümüzde nakil sonrası başarılı gebelikler ve doğumlar elde edilmiş olmasına rağmen halen deneysel bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Kanser tedavisi için kemoterapi ve/veya radyoterapi planlanan, kemik iliği veya kök hücre nakline hazırlanan ve bağışıklık sistemi hastalıkları nedeniyle yüksek doz kemoterapi planlanan kadınlara önerilir. Klinik olarak doğurganlığını doğal limitlerin üzerine taşıma isteği bulunan kadınlar için de uygulanabilir olsa da bilimsel olarak bu hasta grubuna uygulanmamaktadır.

    Kanser tedavileri, kemoterapi sperm yapımını bozar mı?

    Kemoterapi hızlı bölünen hücreleri yok etme prensibi ile çalışan bir tedavi yöntemidir. Hedef hücre kanser hücresi olmakla beraber vücutta hızla bölünen saç-kök, mide-bağırsak sistem ve üreme hücreleri olan sperm ve yumurta hücrelerini de yok eder. Aynı şekilde radyasyon terapileri de sperm ve sperm hücresini oluşturan germ hücrelerine zarar verir. Kemoterapi ve radyoterapi tedavi tipi sayısı ve toplam doza bağlı olarak erkeklerde geri dönüşsüz ‘azoospermiye’ yani ‘hiç sperm oluşturamama’ durumuna dolayısıyla kısırlığa yol açabilir. Kanser tedavileri öncesinde spermin dondurularak saklanması doğurganlığın korunması için uygulanan kanıtlanmış tek tedavi yöntemidir.

    Genetik hastalıklar kısırlık nedeni midir?

    İnsanlarda normalde 46 kromozom bulunmaktadır. Bunların iki tanesi cinsiyet kromozomu olan X ve Y kromozomlarıdır. Kadınlar iki X kromozomu (46XX), erkekler bir X ve bir Y kromozomu (46XY) taşırlar. Cinsiyet kromozomlarında ki bozukluklar kısırlık sebebidir. Erkeklerde Y kromozomunun bazı bölgelerinde ki genetik materyal kaybı azoospermi veya şiddetli sperm sayı azlığı şekil ve hareket bozukluğuna yol açarak kısırlık sebebi olmaktadır. Aynı şekilde kadınlarda x kromozomu kaybı yumurtalıkların fonksiyon görmemesine ve dolayısıyla kısırlığa neden olmaktadır. Cinsiyet kromozomları dışında ki otozomal kromozomlarda olabilen genetik kusurlar da çiftlerde tekrarlayan düşüklere, kısırlığa ve fetusta genetik bozukluğa yol açmaktadır.

    Adet görmeyen kadınlar gebe kalabilir mi?

    Primer Amenore olarak adlandırılan ve beyinden yumurtalıkları uyaran hormon döngüsünün çalışmadığı Hipogonadotropik Hipogonadizm olgularında kadınlar kendiliğinden hiç adet göremez. Bu eksik hormonların takviye edilmesiyle yumurtlama sağlanır ve çift uygun yardımlı üreme tekniğine yönlendirilerek gebelik elde edilir. Adet göremeyen diğer durumlar da ise Turner Sendromu olarak bilinen genetik sendrom ( 45, X0), erken menoza yol açan Prematur Over Yetmezliği ve menopoz döneminde kadınlarda kendi yumurtaları ile gebelik elde etmek mümkün değildir. Bu olgular yumurta donasyonu yöntemiyle gebe kalabilir.

    Hangi enfeksiyonlar tüplerde tıkanma yapar?

    Fallopian tüpleri rahim ile yumurtalıklar arasında ki bağlantıyı sağlayan ve yumurta ile spermin döllenmeyi gerçekleştirdiği yapılardır. Tüplerdeki enfeksiyonlar tıkanmaya yol açarak kadın kısırlığı oluşturmaktadır. Tüpleri tutan ve en sık enfeksiyona yol açan ajanlar streptokok, stafilokok ve mikroplazma bakterileri ve cinsel yolla bulaşan klamidya ve gonokok enfeksiyonlarıdır. Tüberküloz enfeksiyonu da nadiren tüpleri tutarak tıkanıklığa yol açabilir. Enfeksiyonlar rahimiçi araç uygulaması, cinsel ilişki, düşük, kuretaj ve doğum sonrası, cinsel yolla bulaşma ve appendisit gibi durumlarla tüplere yerleşebilir.

    Tüp bebek tedavilerinde kullanılan ilaçlar kanser yapar mı?

    Bugüne kadar yapılmış en geniş çalışmalar kısırlık tedavilerinde kullanılan ilaçların kadınlarda kanser olasılığını arttırmadığını göstermektedir. Meme ve rahim kanserleri için artmış bir risk görülmemektedir. Kuzey Avrupa’da yapılmış bir çalışma infertilite tedavisi almış kadınlarda yumurtalık kanserleri için hafif artmış bir risk oranı saptamış olsa da bunun hasta karakterinden kaynaklanabilecek bir çalışma hatası olabileceği düşünülmektedir. Tüm bu bilgilerle beraber hormon tedavisi almış kadınların rutin kontrollerini düzenli yaptırmaları önemlidir.

    Tüp bebek tedavisine şehirdışı ve yurtdışından gelirken hangi hazırlıkları yapmak gereklidir?

    Tedavi kararı verildiğinde on hazırlık testleri kendi bulunduğunuz şehirde yapılmalı ve sonuçlar tüp bebek doktorunuzla paylaşılmalı, böylece tedavi öncesi tüp bebek programı veya gebelik için engel bir durum olmadığından emin olunmalıdır. Bu dönemde prenatal vitamin kullanımı başlanmalıdır. Tüp bebek tedavileri bayan esin adet kanamasının 2. günü başlar ve yaklaşık olarak 15-18 gün kadar devam eder. Bu dönem içerisinde toplam 6-7 kez merkezinizde kontrolünüz olacaktır. Adet düzensizliği yaşayan hastalarımız doktorlarının tercihi doğrultusunda adet düzenleyici ilaçlar kullanabilir. Yasal prosedürler gereği gerekli resmi belgeleri ve tüm tıbbi kayıtlarınızı yanınızda getiriniz.

    Tüp bebek tedavisi sonrası gebelikler içinde tedavi gerekir mi?

    Tüp bebek tedavisi ile gebe kalmış özellikle açıklanamayan kısırlık, pkos, hafif erkek faktörü  ve düşük ovaryen rezerv tanıları almış çiftler daha sonra ki dönemler de doğal yollarla gebe kalabilirler. Tubal faktör ve ağır erkek infertilitesi nedeniyle tedavi görmüş çiftlerde doğal gebelik beklenmez.

    Tüp bebek ile ilgili merak ettikleriniz için tıklayın !