Etiket: tüp bebek fiyatları

  • 2019 Tüp Bebek Fiyatları Maliyeti

    2019 Tüp Bebek Fiyatları Maliyeti

    Tüp bebek tedavisi günümüzün gelişen şartları ile birlikte ileri aşamalarda başarı sağlamakta ve sağlıklı bir şekilde bebek sahibi olmak isteyenler için alternatif bir yol sunmaktadır. Tüp bebek tedavisinin esas amacı vücutta bulunan folikül sayısını arttırmaktır. Bunun için uygulanan tedavi yöntemi ve süreç ise tüp bebek tedavisi olarak adlandırılmaktadır. Tüp bebek fiyatları 2019 yılında teşekküllü bir muayeneden sonra ve takip edilmesi gereken tedavi sürecine göre değişiklik göstermektedir.

    Tüp Bebek Tedavisi Uygulaması Nasıl Yapılır?

    Tüp bebek tedavisinde öncelikle aşılama yöntemi ile embriyo transferi gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamada amaçlanan kadın vücudundaki folikül seviyesini arttırarak, vücudun doğurganlığını geliştirmek ve arttırmaktadır. Bu aşamadan sonrasında ise tedavi süreci laboratuvar ortamında devam etmektedir. Sperm hücreleri ve yumurtalar laboratuvar ortamında elde edilmekte ve suni yollar ile yumurtanın döllenmesi sağlanmaktadır.

    2019 Tüp Bebek Fiyatları Maliyeti | 1

    Tüp Bebek Tedavisi Sonrasında Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Tüp bebek tedavisi gerçekleştikten sonra genel olarak doktorlar ilk 3 gün evden çıkılmamasını ve istirahat edilmesini tavsiye etmektedir. Bunun yanı sıra doktorun verdiği ilaçlar haricinde ağrı kesici ya da herhangi bir başka bir ilacın kullanılmaması gerekmektedir. Doktor tüp tedavisi süresince kullanılacak olan ilaçları belirtmektedir. Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların fiyatları SSK kapsamında olup olunmamasına ve tedavi sürecinin gidişatına göre değişiklik göstermektedir. Son 30 yıldır devam eden ve günümüzde oldukça gelişen tüp bebek tedavisi anne ve baba olmak isteyenlere umut ışığı olmaya devam ediyor.

    2019 Tüp Bebek Özel Bölüm Tıklayın !

    SGK tüp bebek tedavisinin ne kadarını karşılar ? Tıklayın !

    Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisinde PRP Nasıl Yapılır? PRP Kimlere Uygulanır? Tıklayın !

  • Tüp Bebek 2015 2016 Fiyatları

    Tüp Bebek 2015 2016 Fiyatları

    Tüp bebek tedavisi bebek sahibi olamamış çiftlerin en fazla umut bağladığı yardımcı üreme yöntemlerinden biridir. Bu tedavinin fiyatları hakkında çiftlerin merak ettiği konular bulunmaktadır. Çünkü tüp bebek merkezlerinde uygulanan tedavilerde değişken oranlarda fiyatlar uygulanmaktadır. Tüp bebek fiyatları 2015 yılında belirli oranda artış göstermiş, ancak bunun standart bir fiyatı bulunmamaktadır. Fiyatlara etkili olan değişik faktörler vardır. Tedavi sırasında çiftlerin hem manevi açıdan, hem de maddi açıdan fedakârlıkta bulunması gerekmektedir.

    Yapılan araştırmalarda çiftlerden her 100 tanede 15 tanesi tüp bebek tedavisini üreme yöntemi olarak tercih ettiği belirlenmiştir. Bu nedenle tedavinin çok sayıda kişiyi ilgilendirdiği görülebilir. Normalde tüp bebek tedavisi maliyet olarak oldukça yüksektir. Bu tedavinin maliyetinin çoğunun sosyal güvenlik kuruluşu tarafından karşılanmaması yüzünden çiftler maddi olarak hazırlıklı olmalıdır. Çiftlere sunulan olanaklar, kullanılan ilaçların fiyatları, doktorun tecrübesi, tedavide yardımcı olan diğer faktörler tüp bebekte maliyeti etkileyen önemli unsurlardır. Bunların miktarı tüp bebek merkezlerine göre bile farklılık gösterir. Hastalara sunulan olanaklar, teknolojik uygulamalar tüp bebek merkezinde fiyatlara direkt olarak yansır.

    Günümüzde tüp bebek fiyatları kim tarafından karşılanır?

    Tüp bebek tedavisine başvuran çiftlerin sağlık güvencesi olması halinde, uygulanan tedavide bu açıdan indirimden faydalanması mümkündür. Çiftler sağlık bakanlığına bağlı olan bir sağlık kuruluşundan tüp bebek tedavisine uygun aday olduklarına dair bir rapor almalıdır. Alacakları sağlık raporuyla tüp bebek tedavisinin bir bölümünün maliyeti buradan karşılanabilir. Çiftlere uygulanan tüp bebek tedavisi tamamlandıktan sonra, geriye ödenecek tutar sağlık kurumu tarafından çifte geri ödenir. Bu tedavi sırasında hasta için kullanılacak ilaçların % 80 tutarı da sağlık kurumu tarafından karşılanır. Kullanılan ilaçların miktarı anne adayının mevcut yumurta rezervine göre farklılık gösterir. Kadının yumurta rezervi iyi oldukça ilaç maliyetleri de daha düşük olur. Çiftler tedavi sırasında uygulanan ilaçlar konusunda tüp bebek merkezinden bilgi alabilir.

    Tüp bebek tedavi maliyetinin bir bölümünü sağlık kurumu nasıl karşılar?

    Bu tedavide maliyetlerin bir bölümünün sağlık kurumu tarafından karşılanması için bazı koşulların bulunması gerekir. Bunlar sağlanmadığında bu miktar sağlık kurumu tarafından karşılanmaz.

    Çiftlere uygulanan diğer yardımcı üreme tedavileri sonucunda ya da normal yollardan bebek sahibi olunamadığı hakkında ve sadece tüp bebek tedavisiyle gebelik elde edilebileceği konusunda sağlık kurulu raporunun alınması

    Tüp bebek tedavisi uygulanacak olan anne adayının 23 yaşını doldurmuş olması, 40 yaşından gün almaması gerekir.

    Tüp bebek tedavisini yapacak merkezle sağlık kurumunun anlaşmasının olması

    Uygulanan diğer tedavilerle son 3 yılda gebelik elde edilemediğinin belgelenmesi

    Çiftlerin en az 5 yıllık genel sağlık sigortasının olması ya da bakmakla yükümlü kişi olması ve genel sağlık sigortası priminin en az 900 gün ödenmiş olması gerekir. Bu koşullar sağlandığında tüp bebek fiyatlarının bir kısmı sağlık kurumu tarafından karşılanabilir.

  • Kök hücre ile çocuk yapabilme 2013

    Kök hücre ile çocuk yapabilme 2013

    Kök hücre ile sperm üretme sayesinde kanser tedavisi gören veya zayıf sperme sahip olan erkekleri baba olma hayallerine kavuşturacak

    Testislerden alınan doku örneklerini laboratuvar ortamında geliştiren uzmanlar, döllenmeye imkan veren sperm üretmeyi başardı.

    Dünya ‘kök hücre’ araştırmalarını büyük bir heyecanla takip ediyor. Henüz deney aşamasındaki çalışmaları yürüten araştırma merkezleri, tedavi amaçlı uygulamalara da imza atıyor. Bunların bazılarında elde edilen başarılı sonuçlar, bilim adamlarını daha da umutlandırıyor. Ancak bu münferit sonuçlara bakarak kök hücre ile kanser, alzheimer, parkinson, felç ve benzeri çaresiz hastalıklar yenilmek üzere” demek için henüz çok erken.

    Erkek kısırlığını yakın gelecekte bitirecek gelişme

    Kök hücre araştırmaları Türkiye’de de yapılıyor. Yağ dokusu kaynaklı yetişkin kök hücre çalışmaları yapılmakta, “Kök hücre çalışmalarının en önemli amacı günümüzde tedavi imkanı olmayan kronik hastalıkları, kanseri, yaşam kalitesini düşüren alzheimer ve parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkları tedavi etmek ve organ yetmezliğinden kaynaklanan problemleri gidermektir. Hedeflenen amaç bugün tam anlamıyla gerçekleşmemiş olmasına karşın elde edilen gelişmeler bu ölümcül hastalıkların yakın gelecekte kök hücreler kullanılarak tedavi edilebileceğini göstermektedir

    Kök hücre çalışmalarının tek amacı uygun şartlarda uygun kişilere hücre nakli yaparak hastalıkların tedavi edilmesi değil. Tedavi edici ilaçların geliştirilmesi ve hastalıkların daha iyi tanınması da hedefler arasında.

    -Kök hücre çalışmalarında neler hedefleniyor ?

    Kök hücreyi yapabilmeyi yardımcı üreme teknikleri sağlıyor. Kaynak embriyo ya da embriyo dışı dokular. Embriyodan elde edilen kök hücrelere inanarak bu işe başladık. Bilimde ileriyi hayal edebilmek ve görebilmek önemlidir. Ama hayal bilgiler doğrultusunda oluşmalıdır.

    Hedef, bugün için tedavisi imkansız hastalıkların tedavisini sağlamak. En önemlisi, kısırlıktan önce, hayatı tehdit eden ve bugün için net bir tedavisi olmayan hastalıkları tedavi etmek. Çevremizde çok fazla kanserli var. Önemli bir kısmı yemek borusu kanseri. Tedavisi yok. Acaba kanser tedavisinde kullanılabilecek bir yöntem olabilir mi ?

    Ayrıca ilerleyici romatizmal hastalıklar, alzheimer ve parkinson gibi ilerleyici beyin hastalıkları var. Bunlar kanserden daha ağır. Kanserde en azından, kişi belli süre acı çekip sonra kaybediliyor. Ama ilerleyici beyin hastalıkları, bütün yaşam boyunca devam ediyor. Stefan Hawkinks, inanılmaz bir beyin ama ALS hastası. Suna Kıraç da öyle. ALS’li çok hasta var Türkiye’de. Bunların yanında çocuklarda sık görülen lösemi gibi kanser tipleri. Acaba hücre ve doku nakli kanser tedevisi için bir alternatif olabilir mi ?

    Bugün için şeker hastalığı çok önemli. İnsanı kısa sürede öldürmüyor, ama yaşam kalitesini çok azaltıyor. Yaşam kalitesini azaltan başka hastalıklarda da aynı şekilde kullanılabilecek mi diye düşünerek yola çıktık.

    Bugünkü ileri teknolojiye rağmen tedavi edilemeyen iki grup hasta var. Biri hiç sperm üretimi olmayan erkekler. Testislerden biyopsi alınsa dahi, hiç sperm gelişimi olmayan erkekler var. Bunlarda büyük ihtimalle genetik faktörler, spermi oluşurken belli bir noktada durduruyor. Bloke ediyor. Bu blokajın ötesine geçirebilir miyiz? Daha ileri hücreler elde edebilir miyiz ? Bugün için cevap hayır. Bir sürü şey denendi ama hiçbiri bu tür erkeklerin tedavisine imkan vermiyor.

    Sperm üretimi olmayan erkeklerde, kök hücreden sperm hücrelerini elde edebilmeyi hedefleniyor. Bu birden hareket eden sperm hücrelerini elde etmek anlamında değil. Dölleyebilecek özellikte olan, daha ilkel de olsa sperme giden o ara hücreleri elde edebilmek ve bunları kullanarak döllenmeyi sağlamak.

    Kadınlarda da, yaşlanmış, yumurta sayısı azalmış ya da bitmiş olanları tedavi edilememektedir. Acaba bu kadınlarda da olgun bir yumurtayı değil ama, olgun yumurtanın önceki hücrelerini kök hücreden elde edip sonra bunları olgunlaştırarak kullanabilir miyiz diye düşünülmektedir. Fakat bu uzak bir hedeftir.

    -Hükümetin bu çalışmalara bakışı ?

    Çok gelişmiş olduğunu iddia eden birçok ülkede uygulanmayan ama insanlığın faydası için olan uygulamalar bugün Türkiye’de uygulanabiliyor. Türkiye’de başkasına ait sperm ve yumurta kullanılmıyor. Bu, birçok yönüyle tartışılabilir. Ama Türkiye’de embriyoda genetik tanı yapmaya müsade ediliyor. Bu çok önemli. Bu tıbba aydın bir bakış açısıyla yaklaşıldığını gösteriyor. Şu anda Sağlık Bakanlığı’nın insan klonlamasına karşı tamamen negatif baktığı kesin. Cinsiyet tayinini yasakladığı kesin. Ama bunun dışında şarlatanca olmayan ama insanlığın hayrına olabilecek çalışmaları kesinlikle destekleyeceğini düşünülmektedir. Burada embriyolardan elde edilen kök hücreler ne kadar etiktir diye bir tartışma konusu olabilir. Bakanlığımızın ve diğer ilgili mercilerin, araştırma ve insan sağlığını tedavi etme amaçlı ise buna sıcak bakacağını biliyorum. Kullanılamaz diye bir karar çıkmaz.

    KÖK HÜCRE NEDİR ?

    Kök hücreler, ‘yetişkin’ ve ‘embriyonik’ olmak üzere ikiye ayrılıyor. Yardımcı üreme tekniklerinde arta kalan ya da kullanılamayacak durumda olan embriyolar, çiftlerden izin alınarak kök hücre çalışmalarında değerlendirilebiliyor.

    Hücre, bir canlının en küçük hayati parçası. Canlının sağlığı, hücrelerin yeterince kendini yenilemesine, özelliklerini kaybetmemesine ve hastalık yapıcı her türlü unsura karşı dirençli olabilmesine bağlı. Kök hücreyi insan sağlığı için son derece önemli kılan sebep, sınırsız çoğalma özelliğine sahip olması. Uygun ortamı bulduğunda organ ve dokuyu oluşturan hücre tiplerine dönüşebiliyor. Kök hücre, gereken organlarda hücre yenilenmesine ve bazı hasarlı dokuların iyileşmesine imkan tanıyor. Kök hücreyle ilgili çalışmalar aslında 50 yıl öncesine dayanıyor. Kemik iliğindeki yetişkin hematopoetik kök hücrelerin kan hücrelerine dönüştüğünün keşfi, kan kanserinde dönem noktası oluyor. Günümüzde kemik iliğindeki kök hücrelerin kan haricinde kas, kemik ve damar hücrelerine dönüşebildiği görüldü. Ayrıca yetişkin tip kök hücrelerin, sadece kemik iliğinde değil; sinir, kas, karaciğer, göz ve deri gibi organ ve dokularda bulunduğu da artık biliniyor. Arayışlar sonucunda 1998’de insan embriyosundan kök hücre elde edildi. Bu bir çığırdı. Çünkü, embriyonik kök hücreler, yetişkin kök hücrelerdeki sınırlılığın aksine, insan vücudundaki tüm hücre türlerine dönüşebilme özelliğine sahipti. Emriyonik kök hücreler, yetişkin kök hücrelerden daha elverişli olmasına rağmen, kanser oluşma riski, doku uyumu problemi ve etik kaygılarla kliniklerde test amaçlı kullanılmaya başlanmadı. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda yağ dokusunda da yetişkin tip kök hücreler olduğu belirlendi.

    Testis dokusu alındı
    Nature Dergisi’nde yayınlanan araştırmaya göre, Takehiko Ogawa başkanlığındaki ekip, testisten alınan dokulara gerekli protein ve diğer besinleri vererek sperm oluşmasını sağladı. Buluşun özellikte kanser tedavisi gören erkeklere yeniden çocuk sahibi olma imkanı vereceği söyledi. Ayrıca dokudan elde edilen spermin, dünya çapındaki milyonlarca kısırlık tedavisi gören erkek için de umut ışığı olduğu belirtildi.
    Buna göre tamamen kısır veya döllenmeyi sağlayamayan zayıf sperme sahip olan erkeklerin spermleri laboratuvar ortamında geliştirilecek. Böylece erkeklerin kısırlığı tamamen tarih olacak ve başka birisinden sperm almalarına gerek kalmayacak. Tekniğin ayrıca donmuş testisler üzerinde bile işe yaradığı belirtildi. Ogawa, “Bir sonraki hedefimiz kadın için laboratuvar ortamında yumurta üretmek” diye konuştu.

    Henüz çok az hastada denenen ve bir kısmında olumlu neticeler alınan uygulamaların hala araştırma aşamasında ve gelişmeler umut verici. Ergenliğe girmeden önce kanser tedavisi geçirmek zorunda olan erkek çocukları için ileride çocuk sahibi olabilmeleri amacıyla, ‘Kök hücreden sperm hücrelerinin üretilmesi yolunun açıldığına’ dikkati çeken aratırmacılar, “Bu yöntemle, kanser tedavisi öncesi testis dokusu dondurularak, tedavi sonrasında sperm hücresi üretebilen kök hücreleri geri nakletmek mümkün oldu” diye konuştu.

    Kök hücreden sperm üreten hücre!

    İnsan embriyonik kök hücresinden, sperm ve yumurta hücresinin üretimini sağlayan germ hücreleri elde edildi.

    Bu buluş sayesinde, erkek sperm ve dişi yumurta hücrelerinin üretimi ile başlayan insan gelişiminin, şimdiye kadar sır olarak kalmış bir çok noktası aydınlatılabilecek. Bu sayede genetik hastalıkların çocuğa geçiş süreci daha iyi anlaşılabilecek ve önleminin alınmasının farklı yolları bulunabilecek.

    Yumurta ve sperm hücrelerinin üretilimin sağlayan germ hücrelerinin bunu nasıl yaptıklarının, bunun yapılması sırasında hangi genlerin ve yolların kullanıldığının bilinmediğini, genetik yapıların farklı olmasından ötürü, bu gelişimi hayvan germ hücrelerinden anlamanın da mümkün olmadığı bir gerçektir.

  • Tüp bebek için akın ediyorlar

    Tüp bebek için akın ediyorlar

    Türkiye sağlık turizminden 4 milyar 200 bin dolar civarında gelir elde etti.

    TÜRKİYE Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi Başkanı Emin Çakmak, İngiltere ile İrlanda’ndan gelenlerin genellikle estetik ameliyat ve diş yaptırmak, ABD’den gelenlerin ise tüp bebek için Türkiye’yi tercih ettiklerini söyledi.

    Konsey Başkanı Çakmak, 200’e yakın konsey üyesinden elde edilen verilere göre bu yıl Ekim ayına kadar Türkiye’ye tedavi amaçlı 94 ülkeden gelen yaklaşık 616 bin kişiden, 4 milyar 200 bin dolar civarında gelir elde edildiğini kaydetti. Emin Çakmak, tedavi amaçlı Türkiye’yi tercih eden ülkeler arasında yüzde 67 oranıyla Avrupa ülkelerinin çoğunlukta olduğunu dile getirdi.

    Çakmak, Avrupa ülkelerinden İngiltere ile İrlanda’ndan kişilerin genellikle estetik ameliyatlar ve diş yaptırmak, ABD’den gelenlerin ise ortopedik vakalar, tüp bebek tedavisi ile kalp, beyin cerrahi işlemleri için Türkiye’ye geldiklerini söyledi. Tüp bebek tedavisinde Türkiye’nin uluslararası etik kurallar çerçevesinde cerrahi işlem uyguladığını vurgulayan Çakmak, şöyle konuştu:

    “Uluslararası etik kurallar çerçevesinde tedavi yapıyoruz. Türkiye’de ailelere doğacak bebeğin cinsiyet seçimi olanağı sağlanmıyor. Kıbrıs, Ukrayna ve İsrail’de bu etik kural uygulanmıyor. Türkiye’ye tüp bebek tedavisi için gelen kişiler cinsiyet seçimi yapamayacağını bilerek geliyor. Cinsiyet seçimi yapmak isteyen aileler de başka ülkeleri tercih ediyor.”

    SAĞLIK ALANINDA YATIRIMLAR

    Türkiye’de sağlık alanında son yıllarda yapılan yatırımlarla başarılı cerrahi işlemlere imza atıldığını dile getiren Çakmak, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasıyla Rusya, Ukrayna ile bağımsız Türk Cumhuriyetleri’nde sağlık alanında yeterli yatırım yapılamadığına dikkati çekti. Çakmak, bu ülkelerle karşılıklı olarak vizenin de kalkmasıyla Türkiye’ye tedavi amaçlı gelen kişi sayısında artış yaşandığını aktardı.

    Türkiye’nin ağır vakalardaki cerrahi işlemlerde başarılı sonuçlar elde etmesi nedeniyle sağlık turizminde tercih edilen ülkeler arasında yer aldığını vurgulayan Çakmak, şunları söyledi:

    “Türkiye’ye Ortadoğu ülkelerinde başta Irak olmak üzere diğer Körfez Ülkeleri’nden gelenler var. Kuzey Afrika ülkeleri arasında Libya’dan tedavi amaçlı gelen kişi sayısı fazla. Ayrıca Türkiye, sağlık alanında ciddi yatırım ve başarılara imza attı. Norveç’te meme kanseri nedeniyle göğsü alınan bir kadın meme protezi için 6 yıl beklemek zorunda. Ayrıca tedavi masrafları Türkiye’de birçok ülkeye göre daha ucuz olduğu için tercih ediliyor.”

    DHA

  • Tüp Bebek hakkında bilmeniz gereken 10 gerçek

    Tüp Bebek hakkında bilmeniz gereken 10 gerçek

    1. Tüp Bebekte başarı oranı.
    Merkezler başarı oranlarını genellikle deneme başına % 40 ile 60 arasında belirtirler. Ancak, sizin başarınızı sadece ve sadece sizin özellikleriniz belirler. Bireysel bir çiftin başarı şansı o çifte ait kısırlık sebebi, yaş ve yaşam tarzı gibi bir dizi faktöre bağlıdır. Genel olarak, 35 yaşın altında tüp bebek tedavi başına gebelik yüzde 50 gibi bir şansa sahiptir. Bu şans 40 yaş üzerinde belirgin olarak azalır ve 45 yaşında bir bayan için ise istisnai durumlar dışında % 5’in altındadır. Unutmayın ki şans her zaman önemli bir rol oynamaktadır. Yıllar içersinde edindiğimiz tecrübe göstermektedir ki inat eden, direnen ve umudunu yitirmeden denemelerine devam edenlerin çok büyük çoğunluğu bebeklerine kavuşmaktadır. Eğer aynı merkezde üç deneme sonrasında halen sonuç alamadıysanız başka merkezlerle de mutlaka görüşün. Bu aslında büyük oranda o merkezin başarısızlığından değil, sizin artık psikolojik olarak bir değişime ihtiyacınız olduğundandır.

    2. Tüp bebek tedavi ücreti
    Tüp bebek tedavisi aslında işletme giderlerini de kattığınızda merkezden merkeze değişmekle birlikte yaklaşık 2000 Tl civarında bir maliyete sahiptir. Özel sektördeki merkezlerin ayakta kalabilmesi ve kar etmesi de gerektiğinden, merkezler tecrübeli ve kaliteli ekip ve personel çalıştırmaları, malzeme seçimine gösterdikleri özen, otelcilik hizmetleri vs. gibi konuları göz önüne alarak kendilerine göre bir fiyat belirlemekte ve çiftlerden bunu talep etmektedirler. Tavsiyem hasta sayısı en az aylık 50 ve üzerinde olan yani fazla hastası olan tecrübeli merkezlerin fiyatlarını karşılaştırmanız ve seçiminizi yaptıktan sonra ilgililerle pazarlık yapmanızdır. Bu arada sakın “en ekonomik olanını seçeyim nasılsa hepsi aynı işi yapmıyorlar mı” demeyin. Ucuza çıkarayım derken hüsrana uğrarsınız. Tüp bebek tedavisi beğenmediğinizde iade edilebilen bir ürün veya hizmet değildir. Sonuç negatif ise maddi manevi uğraşlar sonuçsuz kaldı ve baştan almak zorundasınız demektir. Yani seçimi en baştan doğru yapmalısınız.

    3. Kadınların gebe kalma özellikleri ne zaman azalmaya başlar ?
    Bir kadının doğurganlığı 35 yaşından itibaren önemli ölçüde düşmeye başlar. Yaşla birlikte azalan yumurta sayıları tüp bebekteki başarıyı düşüren önemli bir konudur. Yine, yumurta kalitesi ve döllenme oranları da 35 yaşından itibaren azalır. Bu konuda yorum yapmaya yardımcı birçok test vardır. AMH testi ise yumurtanın kalitesinden çok elde edilecek yumurta sayısıyla ilgili bilgi verebilmektedir. Araştırmalara göre kadınlar nasıl olsa tüp bebek tedavisi var diye değil ancak doğru adamı bulmadıklarını düşündükleri için evliliği ve anne olmayı ertelemektedirler. Ancak kadınlara bu konuda tavsiyemiz mümkünse anne olmayı 40 lı yaşlara ertelememeleridir. 40 yaşından sonra her yıl işler çok daha zorlaşmaktadır.

    4. Erkeklerin üreme yetenekleri de yaşla birlikte azalır mı ?
    Kadın yaşından sonra, erkek sperm problemleri gebelik oluşumunu etkileyen en önemli faktördür. Problemler sperm içindeki DNA hasarına, bozulmuş sperm şekillerine azalmış miktara ve harekete bağlıdır. Bu sorunlar 50 yaşın üzerindeki erkeklerde daha sık görülür. Kadınlar bebekliklerinde belli bir yumurta sayısı ile doğar ve bunu belli bir hızda tüketirler. Erkekler ise sürekli yeni sperm üretir. Ancak, erkek yaşı ilerledikçe sperm kalitesi bozulma olduğu, genlerinin bozulduğu da bilinmektedir. Dolayısıyla erkeklere de tavsiyemiz kadınlar kadar olmasa da baba olmayı çok geç yaşlara ertelememeleridir.

    5. Tüp bebek tedavisinin fiziksel ve duygusal bedeli
    Çiftlerin büyük çoğunluğu tüp bebek tedavisini maddi manevi oldukça yorucu ve hatta yıpratıcı bir süreç olarak tanımlamaktadırlar. Fiziki yan etkiler baş ağrısı, uykusuzluk, yorgunluk, karında şişkinlik ve duygusal dalgalanmalardır. Özellikle sonuç bekleme sürecinin sancılı ve gergin geçmesi de sıkça yaşanmaktadır. Tecrübeli ve yoğun merkezlerde psikolojik danışmanlık hizmetleri genellikle ayrıca verilmektedir. Bu hizmeti elbette her çift değil, talep edenler almaktadır. Bu konuda da destek almaya hakkınız olduğunu unutmayın ve biraz strese de hazır olun.

    6. Yumurtalıklarınızın yaşını ve kapasitesini değiştiremezsiniz.
    Her kadın 20 ve 30 yaşları arasında en doğurgan dönemini yaşar. Ancak doğa bazı kişilere daha bonkör davranmış ve zengin bir yumurtalık kapasitesi vermiş, kimilerine ise daha adaletsiz davranmış ve hatta erken yaşlarda menopoz adayı yapmış da olabilir. Aynı durum erkekler için de söz konusudur. Bazı erkeklerin yüzlerce milyon spermi varken bazılarının ise neden çok çok az sperm sayısının olduğunun hatta hiç olmadığının açıklaması her zaman bulunamaz. Temelde genetik özelliklere dayanan bu adaletsizlik için günümüzde ne yazık ki yapılabilecek özel bir tedavi yöntemi yoktur. Unutmayın, günümüzde uygulanan tüp bebek tedavisi yeni yumurta ve sperm üretemez ancak olanı kullanır. Belki yakın bir gelecekte kök hücre tedavilerinin gelişmesiyle bu gerçek de değişebilecektir. Umarız bu süreç çok uzun sürmez.

    7. Tüp bebek tedavisinin riskleri
    Tüp bebek tedavisi tüm dünyada 30 yıldan daha fazla bir süredir uygulanmakta olan ve üzerinde çok araştırmalar yapılmış aslında emniyetli bir işlemdir. Günümüzde tecrübeli bir merkezde tecrübeli hekimler tarafından yürütülen tedavilerde genellikle ciddi bir sorun yaşanma. Elbette her tedavi şeklinde ve girişimde olduğu gibi % 1-2 gibi beklenmedik sorunlar oluşabilmektedir. Bunlar da çok büyük oranda dikkatli gözlem ve tecrübeyle çözülebilecek sorunlardır. En sık rastlanan sorun ise karında sıvı toplanması, şişkinlik, hastaneye yatma gereksinimi bulgularıyla kendini gösteren aşırı uyarılma tablosu dediğimiz sorundur ve tecrübeli merkezlerde % 1 civarında görülür. Onun dışında hormon ilaçlarının kullanımının kanser yaptığı gibi şehir efsaneleri ise doğru değildir. Tüm dünyada bu güne kadar tüp bebek yöntemiyle milyonlarca çocuk doğduğunu da unutmayın.

    8. Gazetelerde ve televizyonlarda sürekli tüp bebekle ilgili doktorlar çıkıyor ve yeni yöntemlerden bahsediyorlar, hangisine inanacağız ?
    Elbette tüp bebek tedavisi bilimin büyük bir hızla ilerlediği, araştırmaların yapıldığı, sürekli yeniliklere açık bir alandır. Ancak birisi gazete ya da televizyonlarda çıkıp da “yepyeni bir teknik bulduk, artık çocuk sahibi olmayan kalmayacak” dediğinde de biraz şüpheyle yaklaşmakta yarar var. Öncelikle bu konuyu kendiniz internetten ve ulaşılabilir kaynaklardan mutlaka araştırın ve bilimsel araştırmalara dayanıp dayanmadığını irdeleyin veya güvendiğiniz birilerine sorun. Türkiye’de sayıları 120’ye ulaşmış olan merkezler aralarındaki rekabet nedeniyle reklama oldukça ağırlık vermektedirler.

    9. Asla garanti yoktur.
    Tüp bebek tedavisi değişik sebepli sorunların varlığında bebek sahibi olmayı sağlayan oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. İstatistiklere göre 3 deneme sonrasında toplamda % 85 civarında gebelik oranına ulaşılabilmektedir. Ancak son iki yıldır Türkiye’de de uygulanmakta olan tek embriyo transfer politikasıyla en iyi şartlarda % 50-55 gebelik oranı vardır. Gebelik oluşsa da bunun % 10-15 kadar bir olasılıkla düşükle sonuçlanacağını da hesaba katarsak 35 yaşından genç bir bayanın ilk iki denemede tek embriyo transferiyle bebeğini eve götürme oranı aslında en iyi şartlarda her bir deneme için % 40-45 civarındadır. Size ilk görüşmede çok daha yüksek rakamlar veren veya garanti veren merkezlerin ne derece güvenilir oldukların da sorgulamanız gerekir.

    10. Ne zaman pes etmeliyim ?
    Teorik olarak kadından yumurta, erkekten de sperm elde edilebildiği ve transfer yapılabildiği sürece gebelik oluşma şansı vardır. Ancak yaşınız 45’e yakınsa, üç’den fazla başarısız deneme yaptıysanız, verilen yüksek dozdaki ilaçlara rağmen zar zor bir tane ve kötü kalitede embriyo elde edilebiliyorsa veya edilemiyorsa, transfer yapılamıyorsa ve maddi olarak da durum sizi sıkıntıya sokacak bir boyuta ulaştıysa eşinizle birlikte oturup bir kez daha düşünün. Merkeziniz tedaviye devam edelim dese de acaba devam etmeli misiniz ?

    Tüp Bebek Özel Bölüm

  • SGK tüp bebek tedavisinin ne kadarını karşılar ?

    Konu ile videoyu izlemek için tıklayın …

    SGK tüp bebek tedavisinin ne kadarını karşılar ?

    tüp bebek nasıl yapılır, tüp bebek fiyatları, tüp bebek nasıl olur, tüp bebek nedir, tüp bebek maliyeti, aşılama, tüp bebek aşamaları, tüp bebek tedavisi, infertilite, infertilite tedavisi, infertilite ilaçları, infertilite nedir, infertilite nedenleri, infertilite belirtileri, aşılama, infertilite ppt, infertilite pdf, aşılama, kisirlik nedir, kisirlik nedenleri, kisirlik belirtileri, kısırlık belirtileri, kısırlık nedir, kısırlık nasıl anlaşılır, kadında kısırlık, erkekte kısırlık, tüp bebek merkezleri, tüp bebek merkezi, istanbul tüp bebek merkezi, istanbul tüp bebek fiyatları, istanbul tüp bebek merkezleri, istanbul tüp bebek merkezi hakkında, tüp bebek nedir, tüp bebeğin aşamaları nelerdir, tüp bebek nasıl olur, tüp bebek tedavisi, tüp bebek kimlere yapılır, tüp bebek kimlere uygulanır, tüp bebek çocuk, tüp bebek SGK, tüp bebek fiyatları, tüp bebek ssk şartları, tüp bebek raporu, tüp bebek aşamaları, tüp bebek nasıl yapılır, tüp bebek fiyatları 2012, tüp bebek maliyeti, tüp bebek merkezleri, tüp bebek yöntemi, tüp bebek hakkındaki tüm cevaplar, tüp bebek tedavisinde, tüp bebek yöntemi ile Çocuk sahibi olun, tüp bebek tedavisi, çocuk tüp bebek, tüp bebek gebelik, tüp bebek aşılama, tüp bebekte aşılama, tüp bebek ssk, tüp bebek aşılama fiyatları, tüp bebek tedavisi, tüp bebek embriyo transferi, tüp bebek merkezleri, tüp bebek transfer, adım adım tüp bebek tedavisi, tüp bebek tedavi süreci, tüp bebek tedavi aşamaları, tüp bebek transferi sonrası, tüp bebekte beslenme, TÜP BEBEK MALİYETİ, tüp bebek maliyeti, uzun protokol tüp bebek, tüp bebek maliyeti 2012, tüp bebek maliyeti 2013, ssk tüp bebek maliyeti, tüp bebek nasıl yapılır, tüp bebek aşamaları, tüp bebek tedavisi, tüp bebek ssk

  • Tüp bebekte yeni gelişmeler baş döndürücü

    Tüp bebekte yeni gelişmeler baş döndürücü | 2Üreme tıbbı çok hızlı gelişiyor

    Tüp bebekte son durum!

    Hala tüp bebek yaptırması gereken 80 milyon çift var…

    SON 10 yılda sağlık alanında gerçekleşen en önemli gelişmelerin başında üreme sağlığı ile ilgili olanlar geliyor. Bu konuda en büyük yatırımları yapan Bahçeci Tüp Bebek Grubu, Alman Hastanesi’nden ayrıldıktan sonra Fulya Terrace’da açtığı yeni merkezinde, teknolojinin bütün imkanlarını kullanarak hastalarına hizmet veriyor. 2500 metrekarelik alan üzerine kurduğu merkezinde, deneyimli ekibi ile kadın sağlığı ve tüp bebek ile ilgili bütün tedavi tekniklerini uygulayan Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, “Dünyaya paralel olarak merkezimizde uyguladığımız bütün tedavi imkanlarını bebek sahibi olmak isteyen çiftlerimize sağlıyoruz. Tüp bebek ile ilgili gelişmeler baş döndürücü!” dedi.

    Bahçeci Grubu doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Bora Cengiz, tüp bebek tedavilerindeki son yenilikleri anlattı:

    “1978 yılında ilk tüp bebeğin doğumundan bu güne kadar yüzbinlerce çift yardımcı üreme teknolojileri ile gebe kaldı. Tüm dünyada yaklaşık 50-80 milyon kadar çiftin çocuk sahibi olamadıkları için tedavi olmaları gerektiği hesaplanıyor. Teknolojideki inanılmaz gelişmelere rağmen halen birçok çift yardımcı üreme yöntemleri ile denemelerine rağmen gebe kalıp bebek sahibi olamıyorlar. Özellikle menide ve sonrasında ameliyatla (TESE-mikro TESE) sperm bulunamayan erkekler veya yumurtası tükenmiş erken menopoza girmiş kadınlar için çözüm bulunmamakta. Bazı hastalara sperm olmasına rağmen sperm eşinin yumurtasını dölleyememekte veya embriyo gelişimi ilk günlerde durabilmektedir. Günümüzde tüp bebek tedavisi uygulanan çiftlere önerilen maksimum tedavi sayısı 4 olarak belirlenmiştir. Tedavi sayısının artması ile gebelik oranları 4 denemeden sonra değişmemektedir.

    İşte bu yüzden hastalarımız tarafından yıllar sonra aranıyoruz. Sperm bulunamamış veya yumurta elde edilememiş bir hastamız “hocam bu kök hücre tedavinse başladınız mı?” diye soruyor. Ya da gazete de “embriyoları rahim duvarına yapıştırıyoruz” haberini okuyan tekrarlayan implantasyon başarısızlığı hastalarımız bu yeni mucizenin kliniğimizde yapılıp yapılmadığını soruyor.

    Kök Hücre nerede nasıl yapılıyor?

    16 Haziran 2010 tarihinde gazetelerden bir haber “erkek kısırlığında kök hücre ile yapılan uygulamalar olumlu yönde ilerliyor”. Yine çalan telefonlar ve “siz de başladınız mı?” soruları. Peki bu çalışmalar hangi aşamada? Memeli kök hücrelerinden oosit (yumurta) ve sperm elde etme çalışmalarının hızlı bir şekilde ilerlediğini biliyoruz. Ancak bu konuda çalışan merkezler üreme hücrelerine ulaşmanın yolunu bulmalarına rağmen klinik kullanıma girene kadar daha çok çalışmaları gerektiğini bildiriyorlar. İnsan üremesinde güvenilir bir çözüm olarak kullanılabilmeleri içinse daha 10 yıllar var.

    Daha az yumurta ve daha iyi sperm

    Sağlık Bakanlığı, yeni Üreme Tıbbı Yönetmeliği ile uygulamalarımıza bazı kısıtlamalar getirdi. Bakanlığın ana ve haklı hedefi çoğul gebelikleri ve bu yüzden olan erken doğumları azaltmak. Ancak 35 yaşın altında tek embriyo transferi sınırlaması getirilmesi, gebelik başarısını iki embriyo transferine göre düşürecektir. Avrupa verilerine göre de (ESHRE 2006) tek embriyo transferinde önceki yıllara göre artış olmasına rağmen tüm yaş gruplarında iki embriyo transferi hastaların %60’ına uygulanmaktadır. Ülkemizde 35 yaşın altındaki kadınlarda tek embriyo transferinin zorunlu hale getirilmesi ile en iyi embriyonun seçilmesi büyük önem kazandı. Amerika da araştırmacıların bu embriyoların “metabolomiks” yöntemi ile seçilmesi ile verilen embriyonun tutulabilme olasılığını %80’lere çıkardıklarını biliyoruz.

    Metabolomiks ile en iyi embriyoyu seçiyoruz

    Ülkemizde de, dünyayla birlikte en iyi embriyonun seçiminde yeni uygulanan metabolomiks teknolojisini hastalarımızın hizmetine sunduk. En iyi embriyoyu seçerken klasik yöntemlerin yanı sıra embriyonun metabolizmasını da çalışarak ve her iki yöntemi birlikte kullanarak gebelik şansını arttırabiliyoruz. En iyi embriyonun secimi IVF-ICSI uygulamalarında en önemli konulardan biridir. Uygulama sonucunda elde edilen bir embriyo grubunda hangisinin bebek oluşturma potansiyelinin en fazla olduğunu tayin etmek birçok bilimsel araştırmanın ve yıllar süren deneyimlerin sonucunda belirlenmeye çalışılmaktadır. Günümüz teknolojileri bebek oluşturma şansı en yüksek embriyonun tayininde ağırlıklı olarak morfolojiyi (embriyonun dış görünümü) kullanmaktadır. Embriyo morfolojisi elbette ki seçimde belirli bir katkı sağlamaktadır; ancak görünüm olarak en kaliteli olarak saptanan embriyo grubunda dahi en azından genetik olarak problemli olanların oranının yarıdan fazla olduğu bilimsel yayınlarda gösterilmiştir. Bu bulgu göstermektedir ki, morfoloji en iyi embriyoyu tayin etmede en uygun kriter değildir. Nitekim, metabolomiks çalışmalarında gösterilmiştir ki embriyo metabolizması her zaman gebelik kapasitesi morfolojik olarak en yüksek embriyoyu işaret etmemektedir.

    Embriyo gelişimi sırasında içinde bulunduğu ortam ile etkileşim içindedir. Laboratuvar şartlarında bu ortam embriyonun içinde bulunduğu kültür sıvısıdır. Embriyo bu sıvıdan ihtiyacı olan molekülleri alırken metabolize edip kullanması sonucu artık olarak meydana çıkan molekülleri de ortama geri bırakır. Bu şekilde içinde bulunduğu sıvının kompozisyonu her embriyonun metabolizmasına göre farklılık gösterir. Sıvının kompozisyonu spektroskopi denilen özel bir teknikle içinden özel bir ışık geçirip moleküllerin yansımasının grafiği (ya da haritası) çıkarılarak belirlenebilir. Sonuçta her embriyonun metabolizmasına göre haritası çıkartılıp bu grafik o embriyonun gelişim ve gebelik kapasitesi ile ilişkilendirilir. Bu teknik ‘metabolomics’ olarak adlandırılır ve embriyonun morfolojisinden bağımsız olarak veri sağlar.

    Bu teknoloji günümüzde dünyada sayılı merkezde kullanılmaktadır. Bahceci Grubu’nda tedavi gören çiftler de artık bu teknolojinin sağladığı avantajlara sahiptir.

    Erkek faktörüne bağlı problemlerin çözülmesi

    Sperm yapısı neden ile en zor çalışılan hücrelerin başında gelmektedir. Laboratuvarda sağlıklı spermin seçilebilmesi için Dünya sağlık Örgütü veya Kruger kriterleri ne göre sperm sınıflandırılmaktadır. Ancak dış görüşüne ve hareketliliğine göre en sağlıklı sperm seçilse bile bazı hastalarda döllenme gerçekleşmemekte veya döllense bile embriyo hayatına devam etmemektir. Sağlıklı spermin seçiminde de yeni ve farklı yöntemler uygulamaya konulmaktadır.

    IMSI – En iyi spermi seçiyoruz

    Intra-sitoplazmik morfolojiye göre seçilmiş sperm injeksiyonu (IMSI); konvansiyonel IVF mikroskopları ile karşılaştırıldığında özel büyütme teknikleri kullanarak spermlerin incelemesine imkan sağlayan bir yöntemdir. Bu yöntemde, kullanılan büyütmeler 6000 ve üzerine çıkarak morfolojik olarak en iyi spermlerin seçilmesine imkan sağlamaktadır. Bu gelişmiş yöntem sayesinde sperm hücresinde bulunan ve kromatin stabilizasyonunu bozduğu bilinen vakuol (etrafı zarla çevrili boşluklar) gibi bazı hücre içi yapıların tespit edilmesi olası olup, bu defektleri göstermeyen ya da en az defekt gösteren spermler ile ICSI (mikroenjeksiyor) yapılır, ve implantasyon ve gebelik oranlarını artırıp, erken dönem düşük riski ise azaltılabilir.

    IMSI özellikle erkek faktörü vakalarında (oligoastenoteratospermi) ve bir kaç kez deneme yapılmasına karşın gebeliğin elde edilemediği durumlarda başvurulması gereken bir tekniktir. Spermin embriyo gelişimine katkısı insanda iki ya da üçüncü günden sonra artmaktadır. Çünkü embriyo genomu yani sperm ve yumurtanın birleşmesiyle oluşan yeni genetik yapı bu dönemden sonra tam olarak faaliyete geçer. Genomun sağlıklı çalışmasının dolaylı bir göstergesi embriyonun blastosist evresine kadar yaşamını sürdürmesidir. Dolayısıyla IMSI yöntemi ile seçilen ve kromatinin daha stabilize olduğu düşünülen embriyoların blastosist evresine ulaşma oranlarının, IMSI kullanılmadan seçilen spermlerle oluşturulan embriyolara göre daha yüksek olduğu gösterilmiştir.

    IMSI tekniğinin uygulanması konvansiyonel ICSI’ye göre daha uzun zaman ve iyi eğitilmiş personel gerektirmekte, daha yüksek bir maliyete neden olmaktadır. IMSI’nin klinik anlamda gerçek faydası prospektif, randomize çalışmaların yapılmasından sonra anlaşılacaktır.

    Tüp bebek uygulamaları içinde hergün farklı bir çözüm önerilmekte ve daha önce tedavi edilememiş birçok hasta artık bu yeni yöntemlerle özlemle bekledikleri bebeklerine kavuşmaktadır. Ama bu süreçte yeni olarak sunulan bazı yöntemler yeterli klinik araştırmalar yapılmadan uygulamaya konulduğu için umulan faydayı sağlayamamaktadır. Bu yeni yöntemler için akılda tutulması gereken uygun hastaya yeterli tecrübeye sahip ekip tarafından bilimsel etkinliği ispatlanmış tedavinin uygulanmasıdır.”

  • Embriyo sayısına kısıtlama getiren yeni yasa : En gelişmiş standartlarda tüp bebek yapılacak !

    Bahçeci Kadın Sağlığı ve Umut Tüp Bebek Merkezleri Laboratuvar Direktörü Doç. Dr. Nadir Çıray, tek embriyo ile ilgili getirilen yeni yasayı şöyle yorumladı:

    7 Mart 2010 tarihi itibari ile geçerlilik kazanan yeni tüp bebek yönetmeliği ile transfer edilecek embriyo sayısı şu şekilde düzenlenmiştir;

    • 35 yaşa kadar ilk 2 uygulamada 1 embriyo verilecek,
    • 35 yaşa kadar 3 ve takip eden uygulamalarda en fazla 2 embriyo verilecek,
    • 35 yaşın üstünde herhangi bir uygulamada en fazla 2 embriyo verilecek.

    Bu yönetmelik ile hedeflenen çoğul gebeliklerin ve buna bağlı oluşan komplikasyonların önlenmesidir. Uygulamaya konan yönetmelik günümüzde benzer işlevi gören uluslararası standartlarla karşılaştırıldığında deyim yerindeyse merkezler ve dolaylı olarak hastalar açısından en zor koşulları oluşturmaktadır. Bu yönetmeliğin benzerleri tek embriyo transferi konusunda dünyada önderliği yapan Kuzey Avrupa ülkelerininkine eşdeğerdir.

    Bu yazıda, yeni yönetmelikte embriyo transferi sayısındaki yeni uygulamayı embriyoloji açısından değerlendireceğim.

    Çünkü embriyo transferi sayısında yapılan değişiklik kanımca en fazla embriyologları ilgilendirmektedir. Mutlaka ki ovulasyon indüksiyonu yani yumurtalıkların uyarılması uygulaması da dolaylı olarak bu yönetmelik sonucu etkilenecek, daha ‘yumuşak’ indüksiyon protokolleri popüler hale gelecektir. Çünkü transfer edilen embriyo sayısını en aza indirgemek, genele yayıldığında, daha az yumurta gereksinimi doğuracaktır. Dolayısıyla, bundan sonra daha az gamet hücresi ile çalışarak en az sayıda embriyo transfer edeceğiz.

    İlk olarak şunu söylemek gerekir; tüp bebek uygulamaları ile oluşan çoğul gebelik ve buna bağlı oluşan komplikasyonları en aza indirgemek açısından bu yönetmelik ile ortaya konulan koşullar doğrudur. Çoğul gebelikleri önlemenin tek koşulu birden fazla embriyo transfer etmemektir. Bu koşul yurtdışında yıllar süren bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu bir gerçektir. Bu koşulu da ilk uygulayan Türkiye değildir, yukarıda da bahsettiğim gibi birçok ülkede yıllardır bu koşullar uygulanmaktadır ve olumlu etkisi de gözlenmiştir. Bundan sonra benzer olumlu etkileri ülkemizde de gözleyeceğiz.

    O halde yeni uygulama ile transfer edilen embriyo sayısını en aza indirgemenin olumsuz yönleri nelerdir? Herkesin üzerinde uzlaştığı söylem gebelik oranının düşmesidir. Bu da bilimsel bir gerçektir, gebelik oranları bir miktar azalacaktır. Öte yandan bilimsel yayınların desteklediği bulgular çerçevesinde, büyük olasılıkla erken doğumlar, riskli gebelikler azalacak, eve bebek götürme oranı olarak tanımlanan, sağlıklı bebek doğum oranı gebelik oranındaki kadar azalmayacak ve belki aynı kalacaktır. Bu da en azından sosyo-ekonomik bir kazanç elde edeceğiz demektir. Günümüze kadar olan yönetmelik çerçevesinde eve bebek götürme oranı hakkında sağlıklı bir veri elde edilemiyor idi, oysa tüp bebekte gerçek başarı bu veri ile ölçülmelidir. Yani transfer edilen embriyoların kaç tanesi sağlıklı bir bebek olarak doğmuştur konusunu bundan sonra konuşmaya ve tartışmaya başlayacağız. Kalite standartlarımızı en yukarıya taşıyacağız.

    Yeni yönetmelik ile ortaya çıkan durum neden en çok embriyologları ilgilendirmektedir? Çünkü tek (ya da en fazla iki) embriyo transfer ederek başarının devamı embriyoloji laboratuvarı açısından iki önemli şarta bağlıdır;

    • Transfer etmek için en iyi embriyoyu seçebilmek,
    • İyi laboratuvar koşullarında embriyo kalitesini koruyabilmek,
    • Gereken durumlarda uzamış embriyo kültürü (blastosist) yapabilecek şartlara sahip olmak,
    • Eldekiler içinde sağlıklı bebek oluşturma olasılığı en yüksek embriyoyu seçme bilgi ve tecrübesine sahip olmak,
    • Arta kalan embriyoları başarıyla saklayabilmek ve tekrar kullanabilmek,
    • Başarılı bir embriyo dondurma protokolü,
    • Dondurulacak embriyoların seçimi,
    • Embriyo dondurma sırasındaki işlem ve manipülasyonlar,
    • Dondurulan embriyoları çözerken canlılığı koruyabilmek,

    Embriyolar farklı günlerde dondurulup çözülebilir; farklı günlerde dondurma ve çözdürme değişik protokollerin uygulanmasını gerektirir çünkü embriyo gelişim günlerine göre embriyoların canlılıklarını koruma farklı şartlar gerektirir.

    Yukarıda anlatmaya çalıştığım perspektif, transfer edilen embriyo sayısındaki değişimlerin laboratuvar açısından değerlendirmesidir. Bu iki koşul birbirini tamamlayıcı unsurlardır. Daha az sayıda embriyo transfer etmek, mutlaka iyi bir embriyo dondurma-çözdürme yetisine sahip olmayı gerektirir. Çünkü önceye göre çok daha fazla sayıda transfer sonrası arta kalan embriyo saklıyor olacağız. Bu embriyoların nasıl dondurulup takip eden tedavilerde ne kadar başarılı olarak çözdürülüp kullanıldıkları çiftler için daha fazla önem taşıyacaktır.

    Mutlaka ki bir ya da iki embriyonun transferi sırasındaki uygulama başarısı da çok önemlidir. Burada belirleyici faktör manipulasyonu yapan doktordur.

    Kısaca özetlemek gerekirse; bu yönetmelik sonrasında ülkemizde en gelişmiş standartlarda tüp bebek uygulamasının önü açılmıştır. Tüp bebek merkezlerinin kendilerini bu standartlara adapte etmeleri ile sadece hastalar ya da sosyo-ekonomik kazançlar söz konusu değildir, ülkemizin bilimsel yayın kalitesinin daha da artması beklenebilir. Doğal olarak beklenti, orta ve uzun vadede uluslararası platformlarda önümüzdeki yıllarda ülkemizin tüp bebek açısından daha fazla söz sahibi olmasıdır.

    Doç. Dr. Nadir Çıray

  • Tüp bebek tedavilerinin % 30’u çoğul gebelik

    Avrupa’nın en büyük tüp bebek merkezlerinden biri olan İspanya’nın Valencia kentindeki “Valencia Kısırlık Enstitüsü”nün (IVI) 3. Uluslararası Üremeye Yardımcı Tedavi Kongresinde, tüp bebek tedavilerinin yüzde 30’unun çoğul gebeliklere yol açtığı belirtildi.

    İspanya’nın başkenti Madrid’de yapılan toplantıya dünyanın çeşitli ülkelerden bin kadar doktor katılırken, üremeye yardımcı olan tedavilerin başarı oranını yükseltme ve çoğul gebeliklerin önüne geçilmesi gibi konular tartışılıyor.

    Doktorlar, tüp bebek tedavilerinin yüzde 30’unun çoğul gebeliklere yol açtığı görüşünde birleşirken, IVI’nin İstanbul Direktörü Dr. Erdal Budak, Türkiye’de üçe kadar, hatta bazı durumlarda daha fazla embriyo transferi yapılmasına izin verilmesini eleştirdi.

    Budak, “Normal nüfusta ikiz gebelik oranı 80’de 1’dir. Türkiye’de ise tüp bebek tedavilerinde meydana gelen gebeliklerde transfer edilen embriyo sayısının fazla olmasına bağlı olarak çoğul gebelik oranı yüzde 30’un üzerindedir.

    Türkiye’de üçe, hatta bazı durumlarda daha fazla embriyo transferine izin verilmektedir. Bu da erken doğum ve düşük ağırlıklı sorunları beraberinde getirmektedir. Çözüm, çiftin gebelik şansını düşürmeden tek veya iki embriyo transferiyle gebelik elde etmektir” dedi.

    IVI Başkanı Prof. Dr. Antonio Pellicer de konuşmasında, tüp bebek uygulamalarında çoğul gebelikler sorununun çözülmesi gereğine vurgu yaptı.

    Kısırlığın sosyal ve medikal bir sorun olduğunu ve sorunun her geçen gün ağırlaştığını kaydeden Pellicer, “İspanya’da yılda 35 bin bebek, destekli üreme teknikleri sayesinde dünyaya geliyor. Avrupa’nın çoğu yerinde bu durum aynı.

    Ancak sorun tüp bebek yöntemiyle gerçekleşen gebeliklerin yüzde 30’unun çoğul gebelikle sonuçlanması ve bunun anne ile doğacak bebeğin sağlığını ciddi şekilde etkilemesi” açıklamasında bulundu.

    Uzmanlar, üç gün sürecek kongre sırasında, “İşinden geri kalma korkusu kadınların gebe kalmasını engelliyor ve düşüklere sebep oluyor”, “Sigara, içki, kahve tüketimi üremeyi olumsuz etkiliyor” ve “Şişman olanların çocuk sahibi olma şansı düşüyor” gibi bazı araştırmalardan çıkan sonuçları da tartışacak.

    “Valencia Kısırlık Enstitüsü”nün (IVI) 4. kongresi gelecek yıl İstanbul’da yapılacak.

    Tüp Bebek Hakkında en büyük kaynak için tıklayın

  • Tüp Bebek Tedavisinde % 50 İndirim Fırsatı!

    42-19504024Tüp Bebek Tedavisinde % 50 İndirim Fırsatı!

    Maya Tüp Bebek Merkezi, engelleri aşıp biran önce anne olmayı hayal edenler için önemli bir ayrıcalık başlatıyor.
    www.mayatupbebek.com.tr adresinden Maya Fırsatlar bölümüne tıklayarak üye olan çiftlere, raporlu hastalara uygulanan bedel olan 2.142 TL (Sağlık Uygulama Tebliği tüp bebek tedavisi bedeli ve devlet tarafından belirlenen katkı ve katılım payları) üzerinden tüp bebek tedavisi uyguluyor. Böylece çiftler, güncel tedavi fiyatları ile kıyaslandığında ortalama % 50 oranında bir avantaj sağlamış oluyor.

    sc-049-0149Bu uygulama 2009 yılı içindeki Anneler Günü ve Babalar Günü’nü kapsayacak şekilde, 16 Mart – 30 Haziran 2009 tarihleri arasında tedaviye girecek çiftler için geçerli olacak.

    İleri yardımcı üreme teknikleri konusunda dünya lideri olan Cleveland Clinic Üreme Sağlığı Merkezi ile bilimsel işbirliği anlaşması bulunan Maya Tüp Bebek Merkezi, üreme konusunda problem yaşayan anne baba adayları için soruna yönelik tedaviler uyguluyor ve alternatif öneriler sunuyor.

    Kampanyaya başvurmak için tıklayın.

    Maya Tüp Bebek Merkezi
    Bilgi için : 0 800 314 1 314