Etiket: tüp bebek

  • ICSI ve IVF Arasındaki Farklar ve Karşılaştırması

    ICSI ve IVF Arasındaki Farklar ve Karşılaştırması

    Bu makalede, icsi ve ivf arasındaki farkları anlamak için bir adım atacak ve bu teknolojilerin çiftler için sağladığı çözümleri detaylı bir şekilde keşfedeceğiz.

    Tüp bebek ve mikroenjeksiyon gibi üreme teknolojileri, günümüzde çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin umut kapılarını aralamıştır. Bu teknolojik yöntemlerden iki önemli olanı, icsi (mikroenjeksiyon) ve ivf (tüp bebek), infertilite sorunu yaşayan çiftlere yeni bir umut ışığı sunar. Ancak, icsi ve ivf, sıklıkla karıştırılan terimler olup, her birinin benzersiz özellikleri vardır.

    Günümüzde, çiftlerin çocuk sahibi olma süreçlerinde başvurdukları birçok üreme teknolojisi bulunmaktadır. Bu teknolojilerden iki tanesi de ICSI (Mikroenjeksiyon) ve IVF (Tüp Bebek) yöntemleridir. Hem ICSI hem de IVF, infertilite sorunu yaşayan çiftlere umut vadeden çözümler sunar, ancak bu iki teknik arasındaki farklar sıklıkla karıştırılır. Bu makalede, ICSI ve IVF’nin nasıl çalıştığı ve aralarındaki temel farklar nelerdir, detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

    ICSI (Mikroenjeksiyon) Nedir?

    ICSI, “intrasitoplazmatik sperm enjeksiyonu”nun kısaltmasıdır. Bu yöntem, IVF’nin bir aşaması olarak uygulanır. Temelde, bir sperm hücresinin, bir mikroenjeksiyon iğnesi aracılığıyla doğrudan bir yumurta hücresine enjekte edilmesini içerir. Bu, sperm hücresinin kendi başına yumurtayı dölleme yeteneğine sahip olmadığı durumlarda kullanılır. ICSI, erkek infertilitesi durumlarında ve sperm hücrelerinin sayısı veya hareketliliği düşük olduğunda etkili bir çözüm sunar.

    IVF (Tüp Bebek) Nedir?

    IVF, “in vitro fertilizasyon”un kısaltmasıdır. Bu yöntem, yumurta ve sperm hücrelerinin vücut dışında bir laboratuvar ortamında birleştirilip döllenme işleminin gerçekleşmesini içerir. IVF süreci, kadının yumurtalıklarından alınan yumurtaların erkekten alınan spermle bir araya getirilmesiyle başlar. Döllenmiş yumurta embriyo olarak adlandırılır ve rahime transfer edilir. IVF, çeşitli üreme problemleri olan çiftlere yardımcı olabilir, ancak doğal yollarla gebelik elde etmede zorluk yaşayan çiftler için bir seçenek olarak öne çıkar.

    Oku: Tüp Bebek Tedavisine Dair Herşey!

    ICSI ve IVF Arasındaki Farklar

    ICSI ve IVF Arasındaki Farklar
    ICSI ve IVF Arasındaki Farklar

    IVF ve ICSI arasındaki temel fark, IVF’nin doğal sperm penetrasyonu yoluyla gerçekleşmesi, buna karşın ICSI’de ise sperm, mikroskop altında dikkatle seçilip küçük bir cam iğne ile alındıktan sonra bir embriyolog tarafından titizlikle bir yumurtaya enjekte edilmesidir.

    1. Döllenme Yöntemi: Temel fark, döllenme sürecindedir. IVF’de, sperm ve yumurta bir araya getirilir ve doğal olarak döllenmeleri beklenir. Ancak ICSI’de, bir laboratuvar teknisyeni tarafından sperm manuel olarak seçilir ve yumurtanın içine enjekte edilir.
    2. Sperm Kalitesi: ICSI, düşük sperm kalitesi durumlarında etkili bir çözüm sunar. IVF, sperm hücrelerinin daha güçlü olması durumunda tercih edilebilir.
    3. Uygulama Alanları: ICSI, erkek infertilitesi durumlarında ve sperm sayısı düşük olduğunda daha yaygın olarak kullanılırken, IVF çeşitli üreme sorunlarına sahip çiftlere genel bir çözüm sunar.
    4. Başarı Oranları: Başarı oranları her iki yöntemde de çiftin özel durumuna bağlı olarak değişebilir. Ancak bazı durumlarda, özellikle düşük sperm kalitesi durumlarında, ICSI’nin başarı oranları daha yüksek olabilir.

    Forum: IVF (IVF + ICSI). Kaçıncı denemede hamile kaldınız? Tıklayın!

    Sonuç olarak

    ICSI ve IVF, çiftlere çocuk sahibi olma şansı sunan etkili üreme teknolojileridir. Hangi yöntemin seçileceği, çiftin özel durumuna ve infertilite nedenine bağlı olarak değişir. Uzman tavsiyesi almak ve çiftin bireysel ihtiyaçlarına en uygun olanı seçmek, başarı şansını artırabilir.

    Bu makale, ICSI ve IVF arasındaki farkları açıklamaya yönelik bir rehber olabilir. Ancak, özel bir tıbbi durum söz konusu olduğunda, her zaman uzman bir sağlık profesyoneliyle iletişime geçmek önemlidir.

    Oku: Hangi Durumlarda Mikroenjeksiyon (ICSI) Yöntemine Başvurulur?

    Sıkça Sorulan Sorular: ICSI vs. IVF

    Hangisi daha iyi, ICSI mi yoksa IVF mi?

    ICSI ve IVF, çiftlerin üreme sorunlarına özel olarak uygulanan tekniklerdir. Hangi yöntemin daha iyi olduğu, çiftin özel durumuna ve infertilite nedenine bağlıdır. İleri sperm problemleri olan çiftlerde ICSI daha etkili olabilir, ancak her durum farklıdır.

    ICSI’nin IVF’ye göre avantajları nelerdir?

    ICSI’nin avantajları, özellikle erkek faktörlü infertilite durumlarında belirginleşir. Sperm sayısı veya hareketliliği düşük olan durumlarda, ICSI sperm hücrelerini doğrudan yumurtaya enjekte etme avantajına sahiptir, bu da döllenme şansını artırabilir.

    ICSI her zaman daha mı iyi?

    Hayır, ICSI her durumda daha iyi değildir. Çiftin infertilite nedenine bağlı olarak, IVF veya ICSI’nin hangisinin daha uygun olduğunu belirlemek önemlidir. Genel olarak, ICSI, sperm kalitesi düşükse veya sperm sayısı azsa daha sık tercih edilir.

    ICSI IVF’den daha mı pahalıdır?

    Evet, genellikle ICSI, IVF’ye göre daha maliyetlidir. ICSI, daha fazla laboratuvar işlemi ve uzmanlık gerektirdiği için tedavi maliyetini artırabilir. Ancak, çiftin durumuna ve ihtiyaçlarına bağlı olarak, bu maliyet farkı tedavinin başarısını sağlamak adına önemli olabilir.

    ICSI ve IVF, her çift için farklı sonuçlar doğurabilir, bu nedenle hangi yöntemin seçileceği konusunda uzman bir doktorun önerisi önemlidir.

  • Adenomiyoz ve endometriozisin IVF/ICSI üzerindeki etkisi

    Adenomiyoz ve endometriozisin IVF/ICSI üzerindeki etkisi

    Bu makalede, adenomiyoz Ve endometriozisin (çikolata kisti) tüp bebek tedavisi (IVF/ICSI) üzerindeki etkisi inceleniyor. Tedavi öncesi tıbbi seçenekler ve başarı oranları da ele alınıyor.

    Adenomyoz ve endometriozis, kadın üreme sisteminin en yaygın jinekolojik hastalıklarından ikisidir. Hem adenomyoz hem de endometriozis, rahimdeki dokunun anormal büyümesiyle karakterizedir ve ağrılı adet dönemleri, pelvik ağrı, ağrılı cinsel ilişki ve infertilite gibi semptomlara neden olabilir. IVF/ICSI tedavisi, infertilite sorunu olan çiftler için yaygın bir tedavi seçeneğidir. Ancak, adenomyoz veya endometriozis gibi jinekolojik hastalıkların varlığı, IVF/ICSI tedavisinin başarısını etkileyebilir. Bu makalede, adenomyoz ve endometriozisin IVF/ICSI tedavisi üzerindeki etkisi ve bu hastalıklarla başa çıkmak için kullanılan tıbbi tedaviler ele alınacaktır.

    Adenomiyoz ve endometriozisin IVF/ICSI üzerindeki etkisi

    Adenomiyoz ve endometriozis, kadınların üreme sağlığını etkileyen iki yaygın jinekolojik hastalıktır. Bu hastalıklar, in vitro fertilizasyon (IVF) ve intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu (ICSI) gibi yardımcı üreme teknolojilerinde (YÜT) kullanılan tedaviler üzerinde önemli etkilere sahip olabilir.

    Adenomiyoz ve endometriozisin
    Adenomiyoz ve endometriozisin

    Adenomiyoz, rahim içindeki kas dokusunun rahim dışındaki endometriyum dokusunun kas tabakasına doğru büyümesiyle karakterize bir durumdur. Bu durum, ağrılı adet dönemleri, pelvik ağrı ve ağrılı cinsel ilişki gibi semptomlara neden olabilir. Adenomiyozun IVF/ICSI üzerindeki etkisi, rahim içindeki embriyonun implantasyonunu engelleyebilecek şekilde rahim duvarının kalınlığını arttırmasıdır. Ayrıca adenomiyozlu kadınlar, yumurtalıklarının normal işlevlerine zarar verebilecek hormonlar salgılayabilirler.

    Endometriozis, rahim içindeki endometriyum dokusunun rahim dışındaki dokulara doğru büyümesiyle karakterize bir durumdur. Bu durum, ağrılı adet dönemleri, pelvik ağrı ve kısırlık gibi semptomlara neden olabilir. Endometriozun IVF/ICSI üzerindeki etkisi, rahim içindeki embriyonun implantasyonunu engelleyebilecek şekilde rahim duvarının kalınlığını arttırmasıdır. Ayrıca endometriozlu kadınlar, normalde olması gereken yerde olmayan endometriyum dokusu nedeniyle inflamasyon ve immünolojik cevaplar yaşayabilirler.

    Oku: Endometriozis: Nedenleri, Belirtileri, Teşhis ve Tedavisi

    Bu hastalıkların IVF/ICSI üzerindeki etkileri, rahim duvarının kalınlığını arttırarak implantasyonu zorlaştırması nedeniyle önemlidir. Adenomiyozlu ve endometriozlu kadınlar için YÜT, bu hastalıkların semptomlarını yönetmek için kullanılan tıbbi tedavi yöntemleriyle birlikte düşünülmelidir. Bununla birlikte, bazı durumlarda, adenomiyoz ve endometriozun tedavisi için cerrahi müdahaleler de gerekebilir.

    Sonuç olarak, adenomiyoz ve endometrioz gibi jinekolojik hastalıkların IVF/ICSI üzerindeki etkileri önemlidir ve bu hastalıkların tedavisi, başarılı bir YÜT için önemli bir faktördür. Bu nedenle, YÜT planlama sürecinde, adenomiyoz ve endometriozlu kadınlar için özel bir tedavi planı hazırlamak önemlidir.

    Oku: Derin Endometriozis (Çikolata Kisti) sebepli Rahimin bağırsaklara yapışması – Bağırsak Ameliyatı-Yapışıklıklar

    Adenomyozis Tüp Bebek Tedavisini Etkiler Mi?

    Adenomyozis, rahimdeki kas tabakasının içinde endometrial dokunun büyümesiyle karakterize bir jinekolojik hastalıktır. Bu durum, ağrılı adet dönemleri, pelvik ağrı ve ağrılı cinsel ilişki gibi semptomlara neden olabilir. Adenomyozis, tüp bebek (IVF) tedavisini etkileyebilecek bir durumdur.

    IVF tedavisi, kadınların yumurtalıklarından çıkarılan yumurtaların laboratuvar ortamında döllenmesi ve daha sonra kadının rahmine transfer edilmesiyle gerçekleştirilir. IVF tedavisinde, embriyonun rahime tutunması için sağlıklı bir rahim duvarına ihtiyaç vardır. Adenomyozis, rahim duvarının kalınlığını artırarak implantasyonu zorlaştırabilir ve bu nedenle tüp bebek tedavisinin başarısını olumsuz yönde etkileyebilir.

    Adenomyozisli kadınlar için IVF tedavisinin başarı oranı, hastalığın ciddiyetine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Adenomyozisli kadınların IVF tedavisinden önce tıbbi tedavi almaları önerilir. Bu tedaviler, semptomların yönetilmesine yardımcı olabilir ve rahim duvarının kalınlığını azaltarak implantasyon şansını artırabilir. Hormon tedavileri, adenomyozisli kadınlar için yaygın bir seçenektir. Ayrıca, adenomyozisin cerrahi tedavisi, rahimdeki endometrial dokunun çıkarılmasını içerir ve implantasyon için daha uygun bir rahim duvarı toluşturabilir.

    Tüp bebek tedavisi, adenomyozisli kadınların hamile kalma şansını artırabilir, ancak bu tedavinin başarısı hastalığın ciddiyetine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Adenomyozisli kadınlar için IVF tedavisinin başarısını artırmak için, tedavi öncesinde doktorlar, hastalığın ciddiyetine ve semptomların yönetilmesine yardımcı olacak uygun tıbbi tedavileri belirleyebilirler.

    Adenomiyoz ve endometriozisin tüp bebek hakkında sıkça sorulan sorular

    1. Adenomyoz ve endometrioz, tüp bebek tedavisini etkiler mi?
      Evet, adenomyoz ve endometrioz tüp bebek tedavisini etkileyebilir. Bu hastalıklar, embriyonun implantasyonu için gerekli olan rahim içi ortamı olumsuz etkileyebilir.
    2. Adenomyoz ve endometrioz olan kadınlar tüp bebek tedavisi için uygun mudur?
      Evet, adenomyoz ve endometrioz olan kadınlar tüp bebek tedavisi için uygun olabilirler. Ancak, bu hastalıkların şiddeti tedavinin başarısını etkileyebilir.
    3. Adenomyoz ve endometriozlu kadınlar için hangi tıbbi tedaviler mevcuttur?
      Adenomyoz ve endometriozlu kadınlar için hormon tedavileri, ağrı kesiciler, anti-enflamatuar ilaçlar ve cerrahi seçenekler mevcuttur. Ancak, tedavi yöntemi hastalığın şiddetine ve hastanın durumuna göre belirlenir.
    4. Adenomyoz ve endometrioz tedavisi tüp bebek tedavisinin başarısını arttırır mı?
      Tedavi, adenomyoz veya endometrioz nedeniyle oluşan rahim içi ortamı iyileştirebilir ve tüp bebek tedavisinin başarı oranlarını arttırabilir.
    5. Adenomyoz veya endometrioz nedeniyle tüp bebek tedavisi başarısız olursa ne yapılabilir?
      Başarısız bir tüp bebek denemesinden sonra, hastanın durumuna göre farklı tedavi seçenekleri düşünülebilir. Yeniden deneme yapılabilir veya başka bir tedavi yöntemi tercih edilebilir.
  • PRP Tüp Bebek Uygulaması Nedir? Kimlere Uygulanır?

    PRP Tüp Bebek Uygulaması Nedir? Kimlere Uygulanır?

    Pıhtılaşma hücrelerinden zengin plazma (PRP), trombosit denilen pıhtılaşmayı sağlayan kan hücrelerinden zenginleştirilmiştir serumdur.  Pıhtılaşmayı sağlayan bu hücreler vücuttaki hasarlı dokuların onarımında ve eski haline dönüşebilmesi için gerekli büyüme faktörlerini yapısında ihtiva eder. PRP serumunda  ise hasarlı dokularda toplanan trombositlerden kat ve kat daha fazla hücre konsantre haldedir.

    PRP  yönteminde bu mucizevi serum, kişinin kendi kanı az miktarda alındıktan sonra özel bir dizi işlemden geçirilerek elde edilir  ve  kişinin kendisine enjekte edilir. Bu  yöntem tıbbın birçok alanında kullanıldığı gibi kadın hastalıkları alanında yumurtalık depolarında azalma olan veya erken menapoz tanısı mevcut kadınlarda yumurtalıklara,  rahim iç duvarının kalınlaşmadığı durumlarda rahim içerisine uygulanabilmektedir.

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma Tarihçesi

    Pıhtılaşma hücrelerinden zengin plazma (PRP) uygulamasının tıpta kullanılması ilk olarak kan hastalıkları ile ilgili uzmanlık alanı olan hematoloji alanında başlamıştır . Hematoloji uzmanları, ilk olarak 1970 yılında PRP uygulamasını gündeme getirmişler . Günümüzde yaygın olarak  diş hekimliği, çene cerrahisi, ortopedik ameliyatlar, estetik ameliyatlar, cilt yanıkları ya da cilt yaraları ve yumurtalıklardır.

    Erken Menapozda Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazmanın Yeri Var mıdır? 

    Doğal menapoz yaşı ortalama 49 yaş olup, 45 ile 53 yaş arasında değişkenlik göstermektedir. Erken menapoz ise 40 yaşından önce menapozal sürecin başlaması olarak tanımlanmaktadır. 40 yaş altında en az 4 ay süre ile devam eden seyrek adet görme ya da adet gecikmesi durumu ve kan hormonlarından FSH değerinin 25 mIU/ml üzerinde olması ile erken menapoz tanısı konulur. Hastaların şikayetleri değerlendirildiğinde, sıcak basması, uyku düzensizlikleri, duygusal hassasiyet, vaginal kuruluk gibi bulgulara rastlanabilir.  Beraberinde genel sağlık sorunlarına hem de doğurganlıkta ciddi problemlere yol açmaktadır.

    PRP Tüp Bebek Uygulaması Nedir? Kimlere Uygulanır? | 1

    Erken menapoz nedenleri nelerdir? 

    Erken menapoz tanılı 10 hastanın 6’sında neden bilinmemektedir. Tespit edilebilen nedenler arasında da en sık neden ailesel nedenler olup; kişinin annesinde, teyzesinde veya kız kardeşlerinde erken menapoz öyküsü var ise erken menapoz riski 4-9 kat artmaktadır. Diğer bir neden kişinin kendi hücrelerine karşı antikor denilen hücrelerin bilinmeyen nedenli gelişerek kendi yumurtalıklara hasar vermesi sonucu yumurtalık rezervi azalması sonucu menapoz süreci hızlanmaktadır. Son olarak  genetik nedenler yer almaktadır. Bunun yanısıra sigara kullanımı, aşırı kahve tüketimi de yumurtalık depolarının hızlı tüketimine neden olmaktadır. 

    Erken Menapozda Tedavi Seçenekleri 

    Detaylı bilgilendirme yapıldıktan sonra doğurganlık isteği olup olmamasına bağlı olarak ya hormon takviyesi ya da tüp bebek uygulaması yapılabilir. Tüp bebek tedavisinde kullanılan yumurta büyütücü ilaçlar ile yumurta elde etme olasılığı oldukça düşüktür.

    Erken Menapozda Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazmanın Yeri Var mıdır?

     800‘ den fazla protein molekülü, hormon ve büyüme faktörü içeren  PRP serumu  hücre çoğalmasını, büyümesini ve farklılaşmasını uyararak dokularda kanlanma artışı, hücre göçü, dokuların çoğalmasını sağladığı keşfinden yola çıkarak tıbbın birçok alanında kullanılabildiği gibi kadın hastalıkları alanında da  erken menapoz ve yumurtalık rezervi kısıtlı hastalarda kullanılmaya başlanmıştır. Bilimsel kanıtlar ışığında yumurtalıklara PRP tedavisi sonrası yumurta sayısı artmış, kan hormonlarında iyileşme raporlanmıştır. Sonrasında gerek kendiliğinden gerekse tüp bebek tedavisi sonrasında gebelikler bildirilmiştir.

    Azalmış Yumurta Rezervinde Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazmanın Yeri Var mıdır?

    Günümüzde özellikle yaşam koşulları ve kadının çalışma hayatındaki yerinin artmasına bağlı olarak çocuk doğurma yaşının ileri yaşlara ertelenmesi azalmış yumurtalık rezervli hastalar ile daha fazla karşılaşılmasına yol açmaktadır. Azalmış yumurta rezervi, üreme çağındaki bir kadının kendi yaş grubundaki diğer kadınlara kıyasla daha az sayıda yumurta kesesinin olması olarak ifade edilebilir. 2011 yılında Avrupa Üreme Tıbbı Derneği düşük yumurtalık yanıtını tanımlamıştır. Buna göre:

    1- Belirli yaşın üzerindeki anne adayları (≥ 40 yaş) veya kanser nedeniyle ilaç tedavisi, ışın tedavisi, yumurtalık ameliyatı geçirmiş olmak kötü yumurtalık rezervi için risk faktörü teşkil etmektedir.

    2- Daha önceki tüp bebek tedavisi sonrası 3’den az yumurta elde edilmiş olması

    3- Azalmış yumurtalık rezerv testi varlığı (Ultrasonografide bakılan yumurta kesesi sayısının 5-7’nin altında olması ve/veya kanda bakılan yumurta rezerv testinin düşük değerlerde olması (Anti Mülleryan Hormon < 1.2 ng/mL)).

    Yumurtalık Rezervi Neden Azalır?

    Her kadın belirli yumurta sayısı ile doğar ve yıllar içerisinde yumurta mirası giderek tükenir ve ardından menopozal dönem başlamaktadır.  Fakat azalma hızı her hastada farklı ivmeye sahiptir. Bu durum iki farklı şekilde açıklanabilir:

    1- Ana rahmindeki bırakılan folikül mirasının az olması

    2- Çeşitli sebepler ile yumurtalık kaybının hızlı olması ile açıklanabilmektedir .

    Azalmış yumurta rezervi riski taşıyabilecek hastalar;

    • 35 yaş üstü hastalar
    • Ailesinde erken menapoz öyküsü
    • Geçirilmiş yumurtalık veya kist ameliyatları,
    • Çikolata kistleri
    • Kanser nedenli ilaç veya ışın tedavisi öyküsü
    • Sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıkların olması
    • Kadının fazla kilolu olması
    • Frajil X sendromu, mozaik turner sendromu gibi birtakım genetik hastalıkların varlığı.

    PRP Tüp Bebek Uygulaması Nedir? Kimlere Uygulanır? | 2

    PRP Tüp Bebek İşlemi Kimlere Uygulanabilir?

    Pıhtılaşma hücrelerinden zengin plazma (PRP), henüz çok yeni bir uygulama olmasına karşılık, azalmış yumurtalık rezervi ve erken menapoz tanılı kadınlar için umut vaat eden bir uygulamadır. Bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar henüz kısıtlı olmakla birlikte, PRP uygulaması sonrasında olumlu sonuçlar bildirilmiştir.

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma İşlemi Ne zaman Uygulanabilir?

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma (PRP) tedavisi planlanan çiftlerde PRP uygulaması adet bitiminden sonra herhangi bir zamanda uygulanabilir.

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma İşlemi nasıl uygulanır? 

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma (PRP) tedavisi planlanan kişiden  yaklaşık 20 ml kan alınarak özel bir tüpte santrifüj (sıvı ve katı maddelerin ayrışma işlemi) edildikten sonra ayrışan serum kısmı aynı gün içerisinde genel anestezi altında yumurtalıklara uygulanmaktadır. İşlem süresi yaklaşık 15-30 dakika arasında değişebilmektedir. İşlem sonrası 30-60 dakika derlenme odasında takip edilip, herşeyin yolunda olduğundan emin olunduktan sonra hastamız aynı gün içerisinde taburcu edilmektedir. Uygulamanın etki etmesi için 2-6 aylık bir süreçe ihtiyaç duyulmaktadır. Belirli aralıklarla ultrasonografi ve kan testleri ile yumurtalıklardaki değişiklikler kontrol edilmektedir. 4-6 ay ara ile PRP uygulaması tekrar edilebilir.

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma İşleminin Olası Riskleri Nelerdir?

    Pıhtılaşma hücrelerinden zengin plazma (PRP) tedavisi,  yumurtalıklara enjeksiyon henüz yeni bir yöntem olduğu için risklerle ilgili bilgiler oldukça kısıtlıdır. Trombosit denilen kan hücrelerinden zengin serum ayrıştırılıp tekrar aynı kişinin kendisine verildiği için ototransfüzyon olarak tanımlanmakta ve allerjik reaksiyon riskinin minimum olduğu düşünülmektedir. PRP işlemine bağlı riskler enjeksiyon yerinden veya vajinal damaralardan kanama, enfeksiyon, komşu organ yaralanması  sayılabilir.

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma Uygulaması Öncesi ve Sonrasında nelere dikkat edilmelidir?

    Tedavi Öncesi Dikkat Edilecek Hususlar

    • Tedavi öncesi en az 8 saatlik açlık süresinin olması
    • Tedavi öncesi alkollü içecekler kullanılmaması
    • En az 3 gün öncesinden ginkgo biloba (mabet ağacı), kan sulandırıcı ilaçlar, yeşil çay, aspirin ve non-steroidal anti-inflamatuvar (romatizmal) ilaçların kesilmesi gereklidir.

    Tedavi Sonrası Dikkat Edilecek Hususlar

    • PRP İşlemden sonra 30-60 dakika dinlenip hastalarımız hastanemizden ayrılabilirler.
    • PRP işleminden sonra evde 1 gün istirahat halinde olmayı önermekteyiz.
    • PRP işleminden 1 gün sonra ılık suyla ve ayakta duş şeklinde banyo yapılabilir.
    • Cinsel ilişki yasağı 7 gün devam etmektedir.
    • Spor ve ağır iş yapma gibi aktivitelerden kaçınılmalı, ancak hastalarımızı yormayacak günlük işler yapılabilir.
    • PRP işleminden sonra günlük beslenmeye devam edilebilir. Kabız olmaktan kaçınmak adına yağlı ve baharatlı yiyeceklerden uzak durmak, çorba ve lifli sebze-meyve gibi sindirimi kolay gıdaları tercih etmek faydalı olacaktır.

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma Uygulaması Sonrasında takip nasıl olacaktır?

    PRP Sonrası Takip Şekli:

    • PRP İşlemden sonra hiç adet görmeyen kadınlarımıza adet düzenleyici önermekteyiz.
    • İlk kontrol genellikle ikinci adet döneminde olmakla birlikte bazı durumlarda ilk adet döneminde de kontrol önerilebilmekte.
    • Kontrol zamanı genellikle adetin ikinci-dördüncü günleri arasında olmakta.
    • Öncelikli kontrol şekli ultrasonografik olarak yumurtalıkların değerlendirilmesi ve daha öncesinde yumurta kesesi (folikül) izlenmeyen kadınlarımızda yumurta keselerinin izlenip izlenmediğinin görüntülenmesidir.
    • Bazı durumlarda kan hormon seviyeleri de eş zamanlı olarak değerlendirilebilmektedir.
    • Eğer kontrollerde belirgin yanıt izlenmezse, sonraki adet dönemlerinde tekrar muayene önerilebilmektedir.

    PRP Tüp Bebek Uygulaması Nedir? Kimlere Uygulanır? | 3

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma İşlemi Kaç Defa Uygulanabilir?

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma (PRP) tedavis sonraki kontrollerinde 6 adet dönemi geçmesine karşılık yumurta keselerinde (folikül) herhangi bir değişiklik olmaması halinde 3 defaya mahsus olmak kaydıyla 6 ay aralar ile tekrar edilebilir.

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma İşleminden Fayda Görmeme Durumu Söz Konusu mu? Eğer fayda görmezsek, fayda görmediğimize nasıl karar verilir?

    Pıhtılaşma Hücrelerinden Zengin Plazma (PRP)  uygulamasından sonraki kontrollerinde daha öncesinde hiç folikül izlenmeyen kadınlarımızda 6 adet dönemi geçmesine karşılık yumurta keselerinin (folikül) izlenmemesi durumunda hekimleriniz tarafından PRP işleminden fayda görülmemiş olarak değerlendirilebilirsiniz. Yumurta depoları azalma eğiliminde olan hastalarda PRP sonrası takiplerde yumurta kese (folikül) sayısında belirgin artış olmaması durumu direkt olarak fayda görülmeme durumu olarak tanımlanmamakta, çünkü PRP’nin folikül sayısında artış sağlayıcı etkisinin yanısıra, yumurta kalitesinde de iyileştirici etkisi olabileceğini düşünmekteyiz.

    Tüp bebek tedavisinde prp yaptıranlar, PRP tedavisi ne demektir? Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisinde PRP Uygulaması Hakkında Herşey ! Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisinde PRP Yöntemi Tıklayın !

    Yumurtalık gençleştirme için PRP Tıklayın !

  • Tüp Bebek İşlemlerinde SGK Devlet Katkısı 2020

    Tüp Bebek İşlemlerinde SGK Devlet Katkısı 2020

    2020 SGK tüp bebek tedavisinin ne kadarını karşılar? Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar katılım payından muaf değildir. Devlet Desteği ilaçları karşılıyor mu?

    SGK Tüp Bebek Şartları 2019-2020

    2019-2020 SGK tüp bebek şartları üç deneme ile sınırlı olmak üzere uygulanan IVF tedavi giderlerinin devlet desteği ile karşılanması için gerekli olan şartlar şunlardır;

    Sağlık kurulu raporu düzenlenmiş olmalıdır. Düzenlenen sağlık kurulu raporunun içeriğinde yapılan tıbbı tedaviler sonrasında ebeveynin normal yöntemlerle çocuk sahibi olamayacağının belirtilmesi gerekir. Rapor içeriğinde ayrıca yardımcı üreme yöntemlerinin gerekliliği bulunmalıdır.

    Devlet desteğinden faydalanmak için 43 yaşından gün almamış ve 23 yaşını doldurmuş olmak gerekir.
    3 yıllık evli olma şartı bulunur ve üç yıl evlilikleri olan çiftlerin en az iki kez aşılama yapmaları zorunluluğu vardır.
    İstisna durumlarda 3 yıllık evlilik şartı aranmamaktadır. Bu istisnalar ise; sperm sayısı 5 milyondan az olanlar, tüpleri kapalı olanlar ve yumurta rezervleri düşük olanlar şeklindedir.

    Tüp bebek uygulaması yapılacak olan merkezin SGK ile sözleşmesi bulunması gerekir.

    Son üç yıl içerisinde tedavi yöntemlerini deneyerek sonuç alamamış olmak gerekir. Bu durumun sağlık hizmeti veren kurum tarafından belgelenmesi zorunludur.

    En az beş yıllık süreyi kapsayan sağlık sigortası prim gün sayısının tamamlanmış olması ve eşlerden herhangi birisinin bu koşulu yerine getirmesi gerekir.

    Tüp Bebek İşlemlerinde SGK Devlet Katkısı 2020 | 4

    Tüp Bebek Devlet Desteği 2020

    Tüp bebek tedavi desteği almak için belirtilen şartlar hakkında bilgi sahibi olan kişiler şartları tam olması durumunda rapor alarak ilaç desteklerini de kurum tarafından sağlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumunu 3 denemeye kadar destek sağladığı tedavi yönteminde kişinin daha önce evliliğinden çocuk sahibi olması kurum desteğini etkilememektedir.

    Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftler devlet desteği ile 3 deneme hakkına sahip olarak tüp bebek yönteminden ücretsiz olarak faydalanmaktadır. Devlet desteğine engel olmayan diğer bir durum ise evlat edinmektir. Daha önce çocuk evlat edinmiş olan çiftleri için bu durum kurum desteği almalarına engel teşkil etmemektedir.

    Tüp bebek devlet desteği almak isteyen çiftler şartları taşımaları durumunda sadece katkı payı ödemesi yaparak tüp bebek desteğinden faydalanma şansına sahip olmaktadır.

    Tedavilerde Yaş Sınırı

    Tedaviye başlamış olan kadının yaşı 40 yaşın üzerinde ise tedavi bedelleri kurum tarafından karşılanmamaktadır. SGK tarafından tedavi giderlerinin karşılanması için tedaviye başlayan kadının 40 yaşından gün aldığı tarih öncesinde düzenlenmiş olan sağlık raporuna ihtiyaç bulunur. Rapor tarihi itibarı ile 30 gün içerisinde embriyo transferi gerçekleşmiş olursa tedaviye ilişkin giderler kurum tarafından karşılanmaktadır.

    Tüp Bebek Tedavisi SGK Raporu Nedir?

    Tüp bebek tedavi raporu alınarak devlet desteğinden yararlanmak mümkün olmaktadır. Tüp bebek raporu nedir ve almak için yapılması gerekenler şunlardır;

    Tüp bebek raporu almak için tüp bebek ünitesinin bulunduğu üniversite hastanelerine ya da devlet hastanelerine başvurmak gerekir.

    Tüp bebek tedavi raporunda istenen tahliller FSH, AMH değerleri, rahim filmi ve en az üç farklı zamanda verilmesi gereken sperm tahlilleri olmaktadır.

    İlaç ve tedavi raporu adı ilaç ve tedavi raporları olarak 2 ayrı şekilde çıkmaktadır. İlaç raporlarını süresi 1 ay geçerdir. Tedavi rapor süresi 6 ay geçerli olacak şekilde düzenlenmektedir.

    Her uygulamada yeni rapor çıkarılması gerekir.

    Düzenlenen raporların SGK şartlarına uygun olması gerekir.

    Rapor çıkarma süreleri başvuruda bulunulan hastaneye göre değişmektedir.

  • PRP Tüp Bebek Tedavisinde Nasıl Uygulanır?

    PRP Tüp Bebek Tedavisinde Nasıl Uygulanır?

    Sağlıklı bir çocuk sahibi olmak isteyen, ancak birtakım sağlık sorunları sebebiyle bunu gerçekleştiremeyen çiftler için günümüzde pek çok farklı tedavi yöntemi uygulanabilmektedir. Günümüzün üreme tedavisi seçenekleri göz önünde bulundurulduğunda aslında kısırlık yakın zamanda tarihe karışacak denebilir. Şöyle ki; aşılama tedavileri, yumurtlama tedavileri, hormonsal salınımı düzenleyici tedaviler ve en çok da tüp bebek tedavisi sayesinde kısırlıktan mustarip olan pek çok çift bebek sahibi olabiliyor. Dünya genelinde 40 yılı aşkın süredir uygulanmakta olan tüp bebek tedavisi çok başarılı sonuçlar vermekte, imkansıza yakın vakalarda bebek sahibi olabilmeyi mümkün kılmaktadır. Özellikle de son yıllarda klasik tüp bebek tedavisine yardımcı olarak uygulanan ekstra tekniklerle gebelik elde edebilmek çok daha kolay hale gelmiştir.

    Tüp bebek tedavisi

    tup_bebek_prp_tedavisi.jpg

    Klasik tüp bebek tedavisi; kadının ve erkeğin üreme hücrelerinin alınarak laboratuvar ortamında döllenmesi ve döllenme ile elde edilen embriyolardan en sağlıklı olanın anne adayının rahmine transfer edilmesi işlemdir. Bu tedavi yöntemi tüm dünyada yaklaşık 45 yıldır uygulanmakta ve pek çok kısırlık vakasında başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Ancak yıllar içinde elde edilen ilerlemeler sayesinde tüp bebek tedavisi yeni yöntemlerle desteklenmekte ve başarı şansı da ciddi oranda artmaktadır. Örneğin; yumurtlama tedavileri ile kadının yumurta sayısı ve kalitesi artırılmakta, erkekten alınan meninin içindeki spermler bazı özel solüsyonlar içinde bekletilerek sperm kalitesi artırılmaya çalışılmakta, mikro- enjeksiyon tekniği sayesinde sağlıklı tek bir sperm ile döllenme gerçekleştirilebilmektedir. Yani tüp bebek tedavisi en başarılı üremeye yardımcı teknik olmakla birlikte ek tedavi uygulamalarıyla bu başarı oranı ve şansı çok daha fazla artmaktadır. Bu bağlamda son dönemde yeni yeni uygulanmaya başlanan ve pek çok alanda kullanılarak devrim niteliğinde sonuçlar veren PRP uygulaması da tüp bebek tedavisinde başarı şansını oldukça artırmaktadır. Bununla birlikte PRP sonrasında tüp bebek tedavisine gerek kalmadan bile gebe kalabilmenin mümkün olduğu vakalar da gözlenmiştir. Yani yumurtalıklarda PRP’nin yarattığı etki doğal yolla gebe kalabilmeyi mümkün hale getirmiştir.

    PRP nedir?

     

    prp_tup_bebek_tedavisi.jpg

     

    Yeni nesil hücre yenileme ve canlandırma uygulaması olan PRP (platelet rich plasma), “platelet/ trombosit hücreleri bakımından zengin kan” anlamına gelmektedir. PRP işleminde kişinin kendi kanından elde edilen platelet, yani trombosit hücreleri ve büyüme faktörlerinden zengin plazma kullanılmaktadır. Söz konusu gebelik ve gebe kalabilme olduğunda ise kadın kısırlığı sebeplerinin başında gelen yumurta rezervinin kalite ve sayı bakımından düşüklüğü sorununda PRP uygulanması ile gebelik elde edilebilmektedir.

    Kadınların yaşı ilerledikçe ve özellikle de yaş 35’i geçince yumurtlama bozuklukları ve anomali hastalıkları dolayısıyla kısırlık sorunu ortaya çıkabiliyor. Bu tür bir durumda kadınlar bebek sahibi olma isteğinden zorunlu olarak vazgeçmek durumunda kalabiliyor. Ancak yumurtlama sürecini yeniden aktif hale getirebilecek bir uygulama olan PRP sayesinde ileri yaşlarda bile gebe kalabilme şansı doğuyor. Şöyle ki; kadının kendi kanından elde edilen trombosit açısından zengin kan yumurtalıklarına enjekte edildiğinde burada büyüme ve gelişme süreci yeniden aktif hale getiriliyor. Zaten kadın kaç yaşına gelirse gelsin, menopoza girmiş olursa olsun yumurtalıklarında hala yumurta hücresi bulunmakta, ancak bunlar pasif durumdadır. İşte PRP ile bu pasif yumurtalar aktif hale getirilir ve yumurtlama sayesinde de döllenme, embriyo elde edebilme ve gebelik mümkün olur. PRP yumurtalıklarda bir tür yenilenme ve onarım sürecini başlatır ve gebelik elde edebilmek kolaylaşır.

    PRP nasıl elde edilir? 

    PRP için kişiden kan alınır ve bu kan özel tüplere konur. Bu tüpler yüksek hızda dönen santrifüj cihazına alınır. Santrifüj cihazı, belli bir hızda bir süre dönerek platelet hücrelerinden zengin plazma elde edilebilir.

    PRP uygulaması nasıl yapılıyor?

    Tüp bebek tedavisinde PRP uygulaması kadının kendi kanından elde edilen trombosit açısından zengin içeriğin; rahim zarının istenen kalınlığa erişmesi için rahme, yumurtaların aktif hale gelmesi için de yumurtalıklara enjekte edilmesi işlemidir. Çünkü tüp bebek tedavisinde yeterli rahim zarı kalınlığı elde edilmediğinde embriyo rahme tutunamamakta, kadının yeterli canlılıkta yumurtası yoksa da embriyo elde edilememektedir. Tüp bebek tedavisi için rahim zarı ince kadınlarda tüp bebeğe ek olarak kendi kanından elde edilen PRP serumu enjekte edilerek, gebelik şansı arttırılmaktadır. Bu işlem ile anne adayının rahim zarı kalınlaştırıldığında, gebelik şansı yaklaşık % 61 oranda artabiliyor.

    PRP ile yumurta kalitesini de artıyor!

    PRP’li tüp bebek yöntemi ile hem rahim zarı istenen kalınlığa erişebiliyor hem de yumurta kalitesi arttırılabiliyor. Zira PRP tedavisi, kadının kendi kanından trombositlerin ayrılması ile elde edilen zengin plazmanın ihtiyaca göre yumurtalıklara enjekte edilmesi ile de yumurta kalitesini artırabilir, artık uykuda olan yumurtaların yeniden aktif hale gelmesinde etkili olabilir. Yani tüp bebek tedavisinde rahim zarını uygun kalınlığa getirmek için kullanılan bu yöntem ile yumurtalık rezervini iyileştirme şansı da edilmektedir.

    tup_bebek_prp_uygulamasi.jpg

    Yumurtalık rezervi kötü olan, serum AMH ve FSH düzeyleri bozulmuş olan ve 1 yıldan uzun süredir adetgörmeyen kadınlara tüp bebek PRP desteği de veriliyor. PRP’de ultrasonografi ile izlenerek gerçekleştirilen trombosit bakımından zengin olan kanın enjeksiyonuyla yumurtalık fonksiyonları bozulan kadınlarda işlem sonunda serum düzeyleri normale gelebiliyor. Bu işlemden yaklaşık 2,5 ay gibi kısa bir süre sonrasında yapılan tüp bebek denemeleri başarılı sonuçlar verebiliyor. PRP yapılan kadınlarda tüp bebek tedavisinde özellikle de yumurta toplama süreci daha başarılı bir şekilde sonuçlanmaktadır. Bu bakımdan uzmanlar PRP işleminin tüp bebek tedavisinde başarıyı artırmada önemli olduğunu düşüncesindeler.

    PRP hangi hastalarda yapılabilir?

    PRP işlemi, kişinin kendi kanından elde edilen trombosit bakımından zengin içeriğin yeniden kendisine enjekte edilmesiyle gerçekleştirilmekte ve enjeksiyon yapılan bölgede hücresel bir canlılık, uyanış ve yenilenme olması amaçlanmaktadır. Bu işlem rahim zarının yeterince kalınlaşmadığı tespit edilen kadınlara ve yumurtalıklarında çok ciddi sorun olan kadınlara uygulanmakta ve başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Bunların yanında daha önceden tüp bebek tedavisi yapılmış ve başarı elde edilmemiş kadınlara ya da ileri yaş nedeniyle yumurtalık rezervi oldukça azalmış kadınlara da uygulanabilir. Ayrıca yine menopoza giriş döneminde olan, ancak yumurtalık fonksiyonları yeniden başlatılması mümkün olan kadınlar için de PRP uygun bir işlemdir, doğru bir tedavi seçeneğidir.

    Tüp bebek PRP işlemi sonrası nasıl takip edilir?

     

    tup_bebek_prp_sonrasi.jpg

     

    PRP tedavisi alan kadınlardan öncelikle hiç adet görmeyenlerin adet düzenleyici kullanmaları gerekiyor.

    PRP sonrasında ilk doktor kontrolü genellikle ikinci adet döneminde olurken, bazı vakalarda doktor ilk adet döneminde de kontrol isteyebilir.

    PRP sonrasında doktor genellikle adetin 2. ya da 3. günleri arasında kontrole çağırmaktadır.

    PRP sonrası doktor kontrolünde öncelikli olarak; ultrasonografik olarak yumurtalıkların değerlendirilmesi ve daha öncesinde yumurta kesesi (folikül) görülmeyen kadınlarda yumurta keselerinin izlenip izlenmediğinin görüntülenmesi amaçlanmaktadır.

    Bazı vakalarda kadının kan ve hormon seviyeleri de eş zamanlı olarak değerlendirilmek istenir.

    PRP sonrasındaki kontrollerde belirgin yanıt gözlenemezse, sonraki adet dönemlerinde izlemek için yeniden muayene önerilebilir.

    PRP işleminin başarılı sonuç vermesi bir taraftan da doktor kontrollerinin aksatılmaması ve doktorun önerilerine uyulması ile mümkün olabilir.

    Kaynak: https://www.bulenttiras.com/prp-uygulamasi-sonrasinda-takip-nasil-olacaktir

  • Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Kısırlık duygusal sağlığınız üzerinde büyük bir yük oluşturabilir ancak kısırsanız ve bebek sahibi olmayı umuyorsanız umutlanmanız için pek çok seçenek var. Bilim gelişmeye devam ediyor, tedavi seçenekleri daha iyi hale geliyorlar ve daha fazla bebek her sene aşağıdaki listede bulunan tekniklerden bir tanesi kullanılarak doğuyor. Hatta kısırlık yaşayan çiftlerin yarısından fazlası tedaviden sonra hamile kalabiliyor ve bunda tüp bebek gibi yüksek teknolojili ve pahalı tedaviler de dahil değil.

    Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Hangi tekniğe ihtiyaç duyacağınız kısırlık sebebinize ciddi anlamda bağlı. Ne kadar masrafı olacağı da nerede yaşadığınız gibi bazı faktörlere göre değişebiliyor.

    Doğurganlık Hapları

    dogurganlik_haplari_nelerdir.jpg

    Nasıl çalışır: Enjeksiyon veya hap formunda alınan bu ilaçlar yumurta üretimini arttırmak için ovülasyonu başlatan hormonlar salgılarlar ve rahmi embriyo yerleşimine daha uygun hale getirirler.

    Kimler için iyi: Düzenli olarak yumurtlamayan kadınlar ve sperm kalitesi düşük eşlerin olduğu vakalarda. Eğer hasarlı veya tıkanmış fallop tüpleri ile endometriyoz kaynaklı skarlaşma varsa kaçının.

    Başarı oranları: Hapları alan ve yumurtlayan kadınların %40-45’i hamile kalıyor, iğne olanlarda ise %50’ye kadar başarı oranları mevcut.

    Artıları: Bu ilaçlar genelde kısırlık tedavisinde ilk seçenektirler çünkü maliyetleri düşüktür ve kullanılmaları kolaydır.

    Eksileri: Şişkinlik, baş ağrıları, sıcak basması ve bulantılar. Yan etkiler iğnelerde daha kötüdürler ve çoklu doğum, erken doğum ve büyük ovaryen kistlerin oluşumu ortaya çıkabilir.

    Suni Döllenme

     

    sunni_dollenme.jpg

     

    Nasıl çalışır: Özel olarak hazırlanmış sperm, ince, esnek bir alet vasıtasıyla doğrudan rahme yerleştirilir ve en yaygın doğurganlık yöntemidir. Eğer bu yöntemi seçerseniz doktorunuz doğurganlık haplarını da alarak döllenme şansınızı arttırmanızı isteyebilir.

    Kimler için iyi: Erkeğin spermlerinin hareketleri yavaşsa veya kalite düşükse, ayrıca sperm adedi düşükse iyidir. Partnerinin spermlerine karşı antikorlar üreten kadınlar veya vajina sıvısı çok yoğun, asidik veya yetersiz olduğundan spermlerin yumurtaya ulaşmakta zorlandıkları kadınlarda da kullanılır.

    Başarı oranları: Kadının yaşına ve erkeğin sperminin kalitesine bağlı ancak genel olarak her denemede %15-20 başarı oranı mevcut, 6 denemeden sonra %60-70 civarında başarı oranı yakalanıyor.

    Artıları: Doktorun ofisinde yapılabilecek basit bir prosedür.

    Eksileri: Doğurganlık haplarının muhtemel yan etkilerine bağlı olarak çoklu doğuma sebep olabilir.

    Tüp Bebek Tedavisi

    tup_bebek_tedavisi_kisirlik.jpg

     

    Nasıl çalışır: Çok adımlı bir işlemdir ve bu süreçte yumurtalarınız toplanır, laboratuvarda spermle döllenirler. Embriyolar geliştikleri zaman bir veya iki tanesi rahme implante edilirler, geri kalanı ise depolanır.

    Kimler için iyi: Endometriyoz skarları, tıkalı veya ağır hasarlı fallop tüpleri olan kadınlar ile yaşı ilerlemiş olanlar. Ayrıca açıklanamaz kısırlık sahibi çiftler ile çok düşük sperm kalitesine sahip erkeğin olduğu vakalarda.

    Başarı oranları: Yaşa göre değişir. Yaşı 35’in altındaki kadınların %41’i, 35-37 yaş aralığındakilerin %32’si, 38-40 yaş aralığındakilerin ise %23’ü hamile kalır.

    Artıları: Ciddi doğurganlık problemleri olan çiftler ebeveyn olabilirler.

    Eksileri: Tedavi maliyetli ve fiziksel olarak yorucudur. Ayrıca her denemeden önce bir doğurganlık ilacı kullanımı gerektirebilir.

    Taşıyıcı Annelik

     

    tasiciyi_anne.jpg

     

    Nasıl çalışır: Taşıyıcı anne, bebeği başka bir kadın için taşır. Yapay döllenme ile taşıyıcı anne hamile kalır, bu sırada babanın spermi veya tüp bebek tedavisi gibi çiftin embriyosu kullanılır.

    Kimler için iyidir: Hastalık, histerektomi veya kısırlık nedeniyle bebek taşıyamayan anneler. Nadiren de olsa iki partner de kısırsa kullanılabilir.

    Başarı oranları: Yumurta ve sperm kalitesine bağlı. Ortalama olarak canlı doğum oranı deneme başına %5-%30 civarında.

    Artıları: Doğurganlık problemi olan çiftler hamilelik elde edebilirler.

    Eksileri: Maliyetler yüksek. Çiftler hamilelik yokmuş gibi hissedebilirler. Ayrıca pek çok yasal yükümlülük ile uğraşmak zorunda kalırlar.

    Üreme Sistemi Ameliyatı

    ureme_sistemi_Ameliyati.jpg

    Nasıl çalışır: Ameliyat ile anatomik bozukluklar, skarlar ve tıkanmalar hem erkek hem de kadında tedavi edilirler.

    Kimler için iyidir: hastalık veya anormallik tanısı alan çiftler.

    Başarı oranları: Rahatsızlığa ve ağırlığına, ayrıca yaşa bağlı. Bir çalışmada endometriyoz için laparoskopik tedavi gören kadınların, bu tedaviyi almayanlara göre iki kat daha fazla hamilelik oranları yakaladıkları görülmüş.

    Artıları: Hastalıkla bağlantılı ağrı ve rahatsızlıkları gözardı edersek, hamilelik ihtimalini arttırabilir.

    Eksileri: Bazı ameliyatlar diğerlerinden daha kapsamlıdır ve bu da riski, maliyeti ve istirahat sürecini uzatır.

    Gamet İntrafallopian Transfer

    Nasıl çalışır: Kadından yumurtalar toplanır, bunlar erkeğin spermlerinin bulunduğu petri kabında karıştırılırlar ve sonra direkt olarak döllenmenin olacağı fallop tüplerine aktarılırlar.

    Kimler için iyidir: Kadının en az bir fallop tüpünün çalıştığı vakalarda veya erkekte az sperm adedi ile zayıf hareketlilik olduğu zaman. Ayrıca dini ve ahlaki sebeplerden dolayı tüp bebek tedavisini reddedenler ile açıklanamayan kısırlığı olanlar.

    Başarı oranları: Bir denemede %25-30 oranında hamilelik yakalanıyor, genç, sağlıklı kadınların başarı ihtimali daha fazla.

    Artıları: Doğal bir ortamda döllenmenin gerçekleşmesini sağlar.

    Eksileri: Döllenmenin olduğuna dair hemen bir onay gelmez. Tüp bebek tedavisinden daha karmaşıktır çünkü tüplere yumurta ile spermin yerleştirilmesi için laparoskopi gerekir. Birden fazla yumurta kullanılırsa ki genelde olur, çoklu doğum riski normalden yüksektir.

    Zigot İntrafallopian Transfer

    Nasıl çalışır: Tüp bebek tedavisi gibidir ancak bu durumda embriyo rahme değil fallop tüplerine aktarılır.

    Kimler için iyidir: Açıklanamayan kısırlık sahibi çiftler veya erkekte düşük sperm adedi olan vakalarda. Kadının en azından bir tüpünün açık olması veya yumurtlama problemleri olması gerekli.

    Başarı oranı: Çoğu yardımcı üreme tekniğinde olduğu gibi yaşa ve sağlığa bağlı. Genel olarak deneme yapanların %36’sı hamile kalırken, %29’u doğum yapıyor.

    Artıları: Yumurta-sperm karışımının döllenmesi, fallop tüplerine yerleştirilmeden önce bilinir. Bu nedenle daha az yumurta kullanılabilir ve bu da çoklu doğum riskini azaltır.

    Eksileri: Laparoskop kullanıldığı için müdahaleci bir operasyondur ve bu da diğer tedavilere göre risk ve maliyetleri artırır. Bu yöntem ve gamet intrafallopian transfer yöntemi nadiren kullanılır.

    Kaynak: Prof. Dr. Bülent Tıraş

    Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Tıklayın !

    Erkek kısırlığında hangi tedavi yöntemleri mevcuttur? Tıklayın !

    Hangi Yumurtalık Kistleri Kısırlığa Sebep Olur? Tıklayın !

  • Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır?

    İster 25 yaşında olsun, isterse 35, kısa veya uzun vadede her çiftin hayali sağlıklı bir ya da birden fazla çocuk sahibi olmaktır. Bazı çiftler evliliklerinin ilk yıllarında çocuk sahibi olmak ile ilgili plan yapmayı çok erken buldukları için; çocuk istemlerini evliliklerinin ilerleyen dönemlerine taşırlar. Bazıları ise evliliklerinin birinci yılını doldurduklarında bebeklerini kucaklarına alırlar. Bir bebek sahibi olmayı daha ileriki yıllara erteleyen çiftler, kimi zaman bazı olası sağlık sorunlarından kaynaklı olarak bu isteklerini elde etmekte zorlanırlar. Böyle olunca da çiftler için oldukça zor ve stresli bir süreç başlar. Zira doğal yolla bebek sahibi olamamak demek çok sayıda doktor muayenesinden geçmek, pek çok tahlil yaptırmak, bazı tedavi yöntemlerini uyguladığı halde gebelik elde edememek anlamına gelebilir. Ancak işte bu tip durumlar için günümüzde artık tüp bebek tedavisi bulunmaktadır. Tüp bebek tedavisi, günümüzde doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftler için çok ciddi ve önemli bir umut ışığı olmuştur.

    Günümüzün modern toplumlarında artık doğal yolla bebek sahibi olabilmek çok da olağan, sıradan bir durum değil aslında. Zira üreme çağında olan çiftlerden yaklaşık % 15’i günümüzde doğal yolla bebek sahibi olamıyor. Bu çiftlerden bazıları yumurtlama tedavisi, aşılama gibi üreme tedavileriyle gebelik elde edebiliyorken, pek çoğu için de tek çare ve en başarılı yöntem olarak tüp bebek tedavisi söz konusu oluyor.

    Günümüz koşullarında modern tıp, çocuk sahibi olmak isteyenler için pek çok fırsat sunmaktadır. Tüp bebek tedavisi de bu yönde uygulanan ve en başarılı sonuçlar elde edilen yardımcı üreme yöntemidir. Kadın üreme hücreleri olan yumurtaların ve erkek üreme hücreleri olan spermlerin vücut dışında, laboratuvar ortamında bir araya getirilerek döllenmenin elde edilmesini sağlayan tedavi süreci olan bu yöntem bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin hayallerini gerçekleştiriyor.

    Tüp bebek nedir?

    Tüm dünyada ortalama 40 yıldır, doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftlere tüp bebek tedavisi uygulanmakta ve bu şekilde gebelik elde etmek mümkün olabilmektedir. Tüp bebek; kadından, erkekten ya da her ikisinden kaynaklanan sebep veya sebeplerden dolayı doğal yolla bebek sahibi olamayan çiftler için bir umut ışığı olmuştur.

    Şöyle ki; bir tane ya da birçok tane üreme hücresine sahip olan, yani hali hazırda üreme çağında olan çiftlerin doğal yolla değil de, laboratuvar ortamında döllenme ile gebelik elde edilebilmesi işlemi tüp bebek olarak adlandırılmaktadır. 

    Anne ve baba adayının var olan kendi üreme hücreleri kullanılarak uzman kişiler eşliğinde, laboratuvarda döllenme gerçekleştirilir ve bu döllenmiş yumurtadan oluşan embriyo, yine tıbbi işlemlerle anne adayının rahmine yerleştirilir ve kontrollü bir şekilde gebelik gerçekleştirilir. Aslında tüp bebek tedavisi ile, doğal yolla gebelikte tüplerin görev aldığı işlem ekarte edilmiş olur, bu doğal süreç uzmanlar kontrolünde gerçekleşir.

    Tüp bebek tedavisi nasıl yapılır?

    tup_bebek_tedavisi.jpg
    tup_bebek_tedavisi_asamalari.jpg
    tup_bebek_tedavisi_1_asama.jpg
    tup_bebek_tedavisi_2_asama.jpg
    tup_bebek_tedavisi_3_asama_yumurta_toplama.jpg
    tup_bebek_4_asama_ivf.jpg
    tup_bebek_tedavisi_5_asama_embriyo_transferi.jpg
    tup_bebek_tedavisi_6_asama_gebelik_hamilelik_testi.jpg

    Tüp bebek tedavisi için öncelikle çiftlerin belli bir süre boyunca doğal yolla gebeliği uygun şartlarda denemiş olmaları istenmektedir. Yaşı 35’ten küçük olanların yaklaşık 1 yıl, yaşı 35’in üzerinde olanların ise ortalama 6 ay boyunca düzenli aralıklarla korumasız cinsel ilişki yaşamış olmaları ve buna rağmen gebelik elde edememeleri durumunda tüp bebek tedavisi denemesinden bahsetmek önerilmektedir. Burada kast edilen “düzenli cinsel ilişki” haftada 2 – 3 kez ya da 2 günde bir korumasız cinsel ilişkidir. Zira haftada bir kez gibi seyrek ya da her gün gibi çok sık cinsel ilişki durumunda gebelik elde edebilmek daha zor olabilmektedir. Çünkü çok seyrek olduğunda kadının yumurtlama zamanını kaçırmak söz konusu olabileceği gibi, çok sık ilişkide de baba adayının menisinde yeterli sayıda ve kalitede sperm birikebilmesi mümkün olmayabilir. İşte burada belirtilen sıklıkta korumasız cinsel ilişkiye rağmen doğal yolla gebelik elde edilemediğinde doktora başvurulması ile üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinden en uygun olanı seçilmektedir. Genellikle yumurtalama tedavisi, aşılama uygulamaları gibi daha ön koşul uygulamaların ardından gebeliğin gerçekleşme olasılığının çok yüksek olduğu tüp bebek tedavisine geçilir.

    Çifte yapılan detaylı inceleme ve testlerin sonucunda tüp bebek tedavisine karar verildiğinde kadının yumurtalık rezervi değerlendirilir ve gerekiyorsa yumurta sayısını artırıcı, yumurtlamayı kolaylaştırıcı birtakım ilaçlar kullanması sağlanır. Bu şekilde yumurta geliştirilir ve bu gelişim sık aralıklarla kontrol edilerek takip edilir. Kadından laboratuvar ortamında alınan yumurta hücreleri, vücut içindeki koşullara en yakın özellikte cihazlar ve büyüme sıvıları içinde toplanır ve döllenmeye kadar burada tutulur. Aynı gün baba adayından da sperm örneği alınır ve döllenmeye hazır hale getirilir. Eğer çifte klasik tüp bebek yöntemi uygulanacaksa sperm ve yumurta hücresi aynı ortama alınır ve tıpkı doğal yolla gebelikte olduğu gibi sperm hücresi yumurtaya ulaşır ve onu döller. Ancak mikroenjeksiyon yöntemi kullanılacaksa uzmanlar tarafından seçilmiş en kaliteli sperm hücresi, mikrokanüller kullanılarak yumurta hücresinin içine enjekte edilir.

    Yukarıda anlatıldığı gibi döllenmiş yumurta rahim ortamına en benzer şekilde oluşturulmuş özel cihazlar içine alınır. Bu şekilde oluşan embriyoların gelişimi de her gün takip edilir. Bu şekilde en kaliteli embriyo seçilir ve uygun olan dönemde anne adayının rahmine transfer edilir. Embriyonun transfer edildiği günden sonraki 12. günde ise kanda gebelik testi yapılarak gebeliğin gerçekleşip gerçekleşmediği öğrenilir.

    Ne zaman tüp bebek tedavisine başvurmak gerekir?

     

    bulent_tiras_tup_bebek.jpg

     

    Gebelik elde edebilmek isteyen herkes, korumasız cinsel ilişkiye girdiği ilk ay bunu gerçekleştirmiş olmayı hayal eder. Ancak aslında durum hiç de öyle değildir. Gebeliğin gerçekleşmesi pek çok farklı faktörün her birinin olumlu seyretmesi ile mümkün olmaktadır. Şöyle ki; 30 yaşında, sağlıklı bir şekilde yumurtlayan bir kadının eşinin de sperm sayısı ve kalitesinin istenen düzeyde olduğu var sayıldığında korumasız cinsel ilişkiye giriyorsa her ay hamile kalabilme olasılığı ortalama % 20 – 25’tir. Bir de kadının yaşı 35’in altında ise bu olasılık her yıl, hatta her ay hızla azalmaktadır. Yani aslında toplumda yanlış bilindiği gibi birkaç kez korumasız cinsel ilişkiye girdiği halde gebe kalamayanlar kısır olmayabilir.

    Bir üremeye yardımcı tedavi yöntemine başvurmak içinse en doğrusu yeterince sık ve yeterince düzenli olarak korumasız cinsel ilişkiye girmiş olmak gerekir. Bu bağlamda genel geçerli olan uzman görüşü; 35 yaşın altındaki kadınların 1 yıl süre ile 35 yaşın üzerindekilerinse 6 ay süre ile düzenli olarak korumasız cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik elde edememelerinin gerektiği şeklindedir. 

    Burada kast edilen düzenli ilişki; her gün değil, haftada 1 değil, 2 ya da 3 günde bir korumasız cinsel ilişkidir. Zira her gün ilişkiye girmek erkeğin menisinde yeterince kaliteli sperm birikmesine engelken, haftada 1 gibi nadiren ilişkiye girmek de gebelik şansını düşürmektedir. Zira gebelik elde edebilmekte önemli olan kadının yumurtlama dönemini denk getirebilmektir.

    Tüm bu yukarıda anlatılanlar ışığında üreme çağındaki bir çiftin doğal yolla gebelik elde edemediğini düşünmesi ve kısırlıktan şüphe etmesi için en az 6 ay süre ile düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşaması gerekiyor. Başarılı olamama durumunda ise kesinlikle fazla vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir. Zira zaman geçtikçe, yaş ilerledikçe kadınlarda doğurganlık yeteneği hızla azalıyor.

    Kısırlık oranları erkek ve kadında farklı mı?

    tup_bebek_tedavisi_doktor_onerisi_bulent_tiras.jpg

    Genellikle toplumda kısırlık ya da bebek sahibi olamama konusunda kadın faktörünün daha ağırlıklı olduğuna dair bir görüş egemendir. Ancak bilimsel verilere göre kısırlık % 40 erkekten, % 40 kadından, % 20 ise her ikisinden de kaynaklanmaktadır. Yani gebelik sürecinin sağlıklı olarak ilerlemesi kadın kadar erkek faktörüne de bağlıdır. Bununla birlikte kadının yaşı ilerledikçe yumurta sayısı azaldığından üreme yeteneğinin hızla düştüğü, erkeğin üreme yeteneğinin ise kadına oranla yaşa ve ilerleyen yıllara karşı daha dirençli olduğu şeklinde de bir gerçek var.

    Kısırlık sorunu kadından, erkekten ya da her ikisinden de kaynaklanıyor olsa da günümüzde tüp bebek tedavisinde sağlanan ilerlemeler sayesinde gebelik elde edebilme oranları oldukça yüksektir. Doğal yolla gebelik elde edilemediğinde uygulanan tedavi sürecinin zaman zaman zorlukları olabilir. Ancak bu zorluklar hastaların gözünü korkutmamalı, stres altına sokmamalıdır. Çünkü bu yöntem ile gebe kalma sürecinde hastanın morali yüksek olması tedavinin başarısını zannedilenden daha fazla yükseltebilmektedir. 

    Dünyada ve ülkemizde ilk tüp bebek

     

    ilk_tup_bebek.jpg

     

    Modern tüp bebek tedavisinin kurucusu, Bob Edwars’tır ve tedavi sonucu doğan ilk bebek olan Louise Brown, 1978 yılında İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Çalışmalara başlandığı 1971 yılından itibaren tüp bebek ile ilgili olarak yapılan tüm uygulamalar günümüzde uygulanan tekniğin temelini oluşturmakta, her geçen gün yenilikler eklenerek başarı oranı arttırılmaktadır. Dünyada tüp bebek ile ilgili gelişmeler hızla devam ederken, ülkemiz de tüp bebek konusundaki çalışmalara kayıtsız kalmayarak ilerleyen t yöntemleri uygulamaya başladı. Bunun bir sonucu olarak da 1989 yılında Ege Üniversitesi’nde ilk tüp bebek doğumu gerçekleşti. Günümüzde ise sadece ülkemizdeki hastalar değil, dünyanın dört bir yanından bebek sahibi olmak isteyen çiftler ülkemizde tedavi görmektedir. Çünkü ülkemizdeki merkezler ve uzmanlar tüp bebek tedavisi ile ilgili her bir yeniliği, gelişmeyi başarıyla uygulayarak sağlıklı bir gebelik ve canlı bir doğum elde edebilme başarılarını artırmaktalar.

    Kaynak: www.bulenttiras.com

  • Hamilelikte FSH Düşüklüğü Nedenleri Ve Tedavisi

    Hamilelikte FSH Düşüklüğü Nedenleri Ve Tedavisi

    Hamilelikte FSH düşüklüğü nedeni hipofiz bezinde oluşabilecek bir rahatsızlığa bağlı olarak hormon seviyesinde meydana gelen azalmalardır. FSH hormon değerleri çocuk sahibi olunmasını etkileyen önemli hormonlardır ve düşük ya da yüksek olması hamilelik üzerinde oldukça etkili olmaktadır. Hipofiz bezine bağlı olarak çalışan FSH hormonu kadınların regl dönemlerinde ve yumurtlama dönemlerinde etkiye sahiptir ve gebelikte plasenta oluşmasını sağlaması açısından gerekli olmaktadır.

    Hamilelik sırasında kadınlarda meydana gelen sürekli açlık hissi ve aşırı derecede stresli olma durumları FSH hormonu düşüklüğüne bağlı olan problemler olmaktadır. FSH hormon düşüklüklerinde;

    • Çok zayıf olmak ile ya da hipofiz bezlerindeki sorunlardan dolayı yaşanan bu durumda yumurta ve spermlerin olmaması söz konusu olabilmektedir.
    • Çok zayıf olan kişilerin kendi kilolarına dönmeleri için tedavi edilmeleri gerekir.
    • FSH düşüklüğü nedeni ile aşırı derecede kilo kaybı yaşanması yumurtalık kanser riski taşındığını gösterebilir.

    Hamilelikte FSH Düşüklüğü Nedenleri Ve Tedavisi | 5

    Hamile Kalmak İçin Olması Gereken FSH Değerleri

    FSH seviyesi kadın ve erkeklerdeki cinsel organların çalışma durumunda göstermekte ve bu nedenle yapılan testlerde FSH hormonu kaç olursa hamile kalınır sorusu şu şekilde cevaplanabilmektedir;

    • FSH hormon değeri 10 birimden küçük olması değerin normal olduğunu gösterir. Bu durumda hamilelik gerçekleşme oranı oldukça yüksek olur.
    • FSH hormon değerinin 10 birimden yüksek olması hamile kalma durumunu riske sokmaktadır ve hamile kalma şansını zayıflatır.

    FSH Yüksek Değerleri Nasıl Düşürülür?

    FSH hormonu yüksekliği yaş ile birlikte yumurtalık rezervlerindeki azalmayla bağlantılı olmakta ve geri dönüşü bulunmamaktadır. Yaş ilerledikçe kadınların yumurta kalitelerinde bozulmalar ve sayılarında azalmalar meydana gelir ve bu durumun ilaçlar ve tedaviler ile düzeltilme imkânı bulunmaz. Yaş ile bağlantılı olan fsh yüksek değerlerini düşürmek için yapılması gereken tedavi yöntemi yerine değerin daha yükselmesini önlemeye çalışarak hamilelik elde edilmesi gerekir.

    Fsh Yüzünden Anne Olamayanlar Tıklayın !

    WBC Yüksekliği Hamilelikte Neden Yükselir Bebeğe Zarar Verir Mi? Tıklayın !

    Hamilelikte Mono Yüksekliği Ya Da Düşüklüğü Neden Olur?  Tıklayın !

    Hamilelikte PLT Düşüklüğü Nedenleri Nelerdir? Trombosit Tedavisi Tıklayın !

    MPV Nedir? MPV Yüksekliği Düşüklüğü Tehlikeli Mi? Tıklayın !

  • Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir?

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir?

    Endometriozisin iki ana belirtisi karın/kasık ağrıları ve gebe kalmakta güçlüktür (infertilite/kısırlık). Ancak, bu tüm endometriozisli kadınların gebe kalmakta güçlük çekeceği anlamına gelmez. Endometriozisli kadınların önemli bir grubunun hiçbir şikayeti olmadığı gibi, bir grubu sadece ağrı çekmesine rağmen gebe kalmakta sorun yaşamayabilir.

    Endometriozisin infertiliteye neden olduğunu nereden biliyoruz?

    Üreme çağındaki tüm kadınların yaklaşık %1.5 – 2’sinde endometriozis olduğu düşünülmesine rağmen, çocuk sahibi olamamak şikayetiyle doktora başvuran kadınlarda endometriozis görülme oranı %30’a kadar çıkmaktadır.

    Ek olarak sperm bağışı ile gebe kalmaya çalışan kadınların incelendiği bir araştırmada endometriozisli kadınlarda gebelik oranlarını diğer kadınlardan neredeyse yarı yarıya düşük olduğu gözlenmiştir. Tüp bebek tedavisi gören endometriozisli kadınların gebelik ve doğum oranlarının, tüp tıkanıklığı/yokluğu nedeniyle tüp bebek yapılan kadınlardan daha düşük olduğun bildiren araştırmalar vardır.

    Bütün bu veriler bir arada değerlendirildiğinde endometriozis ile infertilite arasında bir ilişkinin varlığı makul görünmektedir.

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir? | 6

    Endometriozis infertiliteye nasıl neden olabilir?

    Endometriyozis ile infertilite arasında nedensel bir ilişki açık olarak gösterilebilmiş değildir. Endometriozisin yumurtlamayı engellemediği bilinmektedir. Hatta endometriozisli hastalar tipik olarak düzenli adet görürler.  Endometriozis sıklıkla karın içerisindeki organların birbirlerine yapışmasına neden olmaktadır. Bu yapışıklıklar karın içi anatomiyi bozarak çift taraflı tüp tıkanıklığına yol açtığında infertilite nedeni aşikardır. Tüp ve yumurtalıklar normal görünse bile, hastalığın karın içinde neden olduğu iltihabi reaksiyonun embriyonun tutunma sürecini olumsuz etkilenmesi, yumurta ve embriyo kalitesini bozması gibi nedenler öne sürülmüştür.

    Gebe kalmakta güçlük çeken bir kadın endometriozis olup olmadığını nasıl anlayabilir?

    Endometriozisin kesin tanısı ancak hastalığı ameliyat sırasında görerek ve alınan doku örneğinin mikroskopta doğrulanması ile mümkün olsa da bazı belirtiler endometriozis akla getirmelidir.

    Adet kanamasının fazla olması ve uzun sürmesi, adet sırasında şiddetli karın kasık ağrıları olması, cinsel ilişki sırasında veya kaka yaparken karın içinde ağrı hissedilmesi akla endometriozis olasılığını getirmelidir.

    Gebe kalamayan kadının muayenesinde ultrasonografi ile yumurtalıklarda tipik çikolata kistlerinin görünmesi, yumurtalıkların rahmin arkasında birbirine yapışık pozisyonda durması, rahim duvarında kalınlaşma ve düzensizlik gibi bulgular da endometriozisi düşündürmekle beraber hastalığın varlığını kesin olarak gösteren veya red ettiren tek bir laboratuar testi yoktur.

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir? | 7

    Endometriozise bağlı infertilite nasıl tedavi edilir?

    Endometriozis sebebi tam anlaşılamamış kronik bir hastalıktır. Hayatın farklı yönlerini değişen derecelerde etkileyebilir. Örneğin bazı hastaların sadece ağrı şikayeti varken bir başkasının sadece gebe kalmakta sorunu olabilir. Ayrıca erkek partnerin durumu da mutlaka göz önüne alınmalıdır. Bu karmaşık hastalığın tedavisi mutlaka bireyselleştirilmeli ve hastanın yaşı, tüm şikayetleri ve öncelikleri göz önüne alınarak değişik alternatifler beraber incelenmelidir.

    Tek tip bir tedavi olmamakla beraber, yumurtlaması zaten normal olan endometriozisli kadınlarda yumurtlama artırıcı tedavilerin kendi başına faydası yoktur. Aşılama tedavilerinin başarısı da yukarıda bahsedildiği gibi oldukça düşüktür. Eskiden sıklıkla uygulanan bir süreliğine yumurtalık baskılama yaklaşımının gebelik şansını artırmadığı artık kesin olarak bilindiğinden günümüzde asla önerilmemektedir. Bu durumda geriye kalan seçenekler cerrahi tedavi ile tüp bebektir. İleri evre endometriozisli hastalarda hangisinin ilk önce tercih edilmesi gerektiği halen tartışmalıdır.

    Endometriozisli hastalarda tüp bebek mi cerrahi mi kararı nasıl verilebilir?

    Bu komplike hastalığın yönetiminde tedavi seçimi bazen profesyoneller için bile zordur. Çoğu zaman tek bir doğru seçenek olmamakla beraber bazı prensipler tedavi seçimini yönlendirmektedir.

    Endometriozis karın içi anatomiyi bozduğundan, organların birbirine yapışmasına neden olduğundan endometriozis cerrahisi az da olsa barsak ve idrar yolları yaralanması gibi riskler taşıyabilmektedir. Maalesef cerrahi ne kadar iyi ve detaylı yapılırsa yapılsın hastalığın mutlak tedavisi olmadığı kesindir ve özellikle çikolata kistleri olmak üzere cerrahi sonrası nüks riski yüksektir. Bu durum özellikle gebelik istediği için hastalığı baskılayan ilaçları kullanamayan kadınlar için geçerlidir. Son olarak çikolata kistleri çıkartılırken yumurtalıklardaki yumurta sayısı (over rezervi) bir miktar azalmaktadır. Bu koşullarda cerrahiden önce tüp bebek denemek daha makul görünse de bazı hastalarda cerrahi gerekebilmektedir. Özellikle yaşam kalitesini etkileyen ağrıları olan hastalar cerrahi açısından değerlendirilmelidir. Eğer barsak duvarı ve/veya idrar yolları hastalık tarafından tutulmuş ve fonksiyonları bozuluyorsa cerrahi şart olabilir. Benzer şekilde kanser olasılığının ekarte edilemediği bir yumurtalık kitlesi çikolata kisti gibi görünse bile kesin tanı için ameliyat gerekebilir. Tüpler tıkanmış ve içleri sıvı dolarak şişmiş ise, yani hidrosalpinks var ise, tüp bebek başarısını artırmak veya tüpleri tekrar fonksiyonel duruma getirmek için cerrahi gerekebilir. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı durumunda açıklayan başka bir faktör yoksa ameliyat ile hastalık yükünün azaltılmasının tedavi şansını artırabileceği umulabilir. Cerrahi planlanan hastalarda yumurtalık hasarı riskine karşı tedbir olarak ameliyat öncesi tüp bebek yöntemi ile embriyo yumurta veya embriyo biriktirmek akıllıca olabilir.

    Endometriozisli kadınlarda tüp bebek tedavisinde dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

    Öncelikle tüp bebek tedavisinin başarını azaltabilecek hidrosalpinks varlığını ekarte etmek düşünülmelidir. Yumurta gelişimi için kullanılacak ilaç protokolü seçilirken eğer başka bir engel yoksa çok uzun protokol denilen 2 – 3 aylık baskılama periyodu sonrası başlamak başarı şansını artırıyor gözükmektedir. Bu yöntemin yumurtalık rezervi çok azalmış kadınlarda toplanan yumurta sayısını azaltabileceğinden endişe edilebilir ve yakın zamanda iddia edildiği kadar faydalı olmadığını öne sürenler vardır.

    Yumurta toplama işlemi genel olarak güvenli bir işlem olmakla beraber özellikle enfeksiyon komplikasyonları en çok endometriozisli kadınlarda görüldüğünden sterilizasyona özellikle dikkat edilmeli, işlem sonrası antibiyotik koruması düşünülmelidir.

    Çikolata kistlerinin varlığı tüp bebek başarısına engel görünmediği gibi tedavi öncesi ameliyatla çıkartılmaları da başarıyı artırmadığından rutin olarak önerilmez. Çoğu hastada çikolata kistlerine dokunmadan yumurta toplamak mümkündür.

    Sonuç

    Endometriozis infertilite ile ilişkilidir ancak nasıl neden olduğu belirsizdir. Bu karmaşık hastalığın tedavisinde tek bir doğru yol olduğu düşünülemez. Hastanın yaşı, eşlik eden şikayetleri, yumurtalık rezervi, eşinin sperm sayısı gibi birçok faktör göz önüne alınarak en uygun seçenekler avantaj ve dezavantajlarıyla doktor tarafından hastaya sunulmalı ve beraberce tercih yapılmalıdır. Doğru seçim ile bir çok genç endometriozis hastası çocuk sahibi olabilmektedir.

    Kaynak: Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları Tıklayın !

    Çikolata Kisti Nedir? Endometriozis Neden ve Nasıl Oluşmaktadır? Tıklayın !

    Endometriosis (Çikolata kisti) Olanlar Tıklayın !

  • 2019 Tüp Bebek Fiyatları Maliyeti

    2019 Tüp Bebek Fiyatları Maliyeti

    Tüp bebek tedavisi günümüzün gelişen şartları ile birlikte ileri aşamalarda başarı sağlamakta ve sağlıklı bir şekilde bebek sahibi olmak isteyenler için alternatif bir yol sunmaktadır. Tüp bebek tedavisinin esas amacı vücutta bulunan folikül sayısını arttırmaktır. Bunun için uygulanan tedavi yöntemi ve süreç ise tüp bebek tedavisi olarak adlandırılmaktadır. Tüp bebek fiyatları 2019 yılında teşekküllü bir muayeneden sonra ve takip edilmesi gereken tedavi sürecine göre değişiklik göstermektedir.

    Tüp Bebek Tedavisi Uygulaması Nasıl Yapılır?

    Tüp bebek tedavisinde öncelikle aşılama yöntemi ile embriyo transferi gerçekleştirilmektedir. Bu uygulamada amaçlanan kadın vücudundaki folikül seviyesini arttırarak, vücudun doğurganlığını geliştirmek ve arttırmaktadır. Bu aşamadan sonrasında ise tedavi süreci laboratuvar ortamında devam etmektedir. Sperm hücreleri ve yumurtalar laboratuvar ortamında elde edilmekte ve suni yollar ile yumurtanın döllenmesi sağlanmaktadır.

    2019 Tüp Bebek Fiyatları Maliyeti | 8

    Tüp Bebek Tedavisi Sonrasında Nelere Dikkat Edilmelidir?

    Tüp bebek tedavisi gerçekleştikten sonra genel olarak doktorlar ilk 3 gün evden çıkılmamasını ve istirahat edilmesini tavsiye etmektedir. Bunun yanı sıra doktorun verdiği ilaçlar haricinde ağrı kesici ya da herhangi bir başka bir ilacın kullanılmaması gerekmektedir. Doktor tüp tedavisi süresince kullanılacak olan ilaçları belirtmektedir. Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların fiyatları SSK kapsamında olup olunmamasına ve tedavi sürecinin gidişatına göre değişiklik göstermektedir. Son 30 yıldır devam eden ve günümüzde oldukça gelişen tüp bebek tedavisi anne ve baba olmak isteyenlere umut ışığı olmaya devam ediyor.

    2019 Tüp Bebek Özel Bölüm Tıklayın !

    SGK tüp bebek tedavisinin ne kadarını karşılar ? Tıklayın !

    Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisinde PRP Nasıl Yapılır? PRP Kimlere Uygulanır? Tıklayın !