Etiket: tükürük

  • Gizli diş çürüklerine dikkat!

    Gizli diş çürüklerine dikkat!

    Diş çürükleri daha çok koyu renklenmelerle birlikte görülen oyuklar olarak bilinmektedir.

    Önlenebilir bir rahatsızlık olmasına rağmen dünyada diş çürüğü deneyimi yaşamayan çok az insan vardır. Diş Hekimi Murat Zogun konu ile ilgili bilgiler verdi.

    Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı,yemek sonrası özellikle şekerli ve unlu yiyeceklerden sonra ağızda kalan artıklarından asit oluşuyor.Bu asitler dişin minesinin bozulmasına,dişin güçsüz/savunmasız kalmasına ve diş çürüğünün başlamasına neden olabiliyor.Özellikle bakımı yapılmayan ve temizlenmeyen dişlerde çürük oluşumu daha da kolaylaşıyor.Ayrıca dişin anatomik ve histolojik özellikleri diş çürüklerinin oluşmasında etkili olabiliyor. Oluşumsal olarak kıvrımlı, girintili alanlara sahip olan dişler, bu girintilerde gıda artıkları ve bakteri birikimi artığından daha kolay çürürler.

    Bir çok sebebe bağlı olarak oluşan diş çürükleri,oyulmuş ve koyu renkli boşluğuyla kendini belli eder.Fakat bazı durumlarda diş çürümeleri içten olabilir.Dışarından hiçbir çürüme etkisi görülmezken diş yardımcı tanı cihazları diş röntgeni aracılığıyla teşhis edilebilir.Bir de iş aralarında kalan çürükler vardır.Bu tür çürüklerde uzun süre görülmezler ve çoğunlukla bu dişler çürüyerek güçsüzleşirler daha sonra da yemek yerken farklı bir durumda kırılmaya maruz kalırlar.

    Diş çürüğünün etkenleri arasında;Bakteri plağı,Karbonhidratlı gıdalar (Şeker, un gibi…) ve Bünyesel etkenler (Dişin yapısı,tükürüğün bileşimi gibi…) ilk sıralarda yer almaktadır.

    Diş çürüğünde ağrı diş hekimine gitmeyi gerektiren en önemli belirtidir.Bu ağrılar genellikle sıcak,soğuk,ekşi ya da acı bir şeyler yenildiğinde sızlama şeklinde kendini gösterir.Ağrının şiddeti kişiden kişiye değişir ve etken ortadan kalkınca ağrıda geçer; fakat tedavi edilmeyen çürüklerde ağrılar bir süre sonra sürekli olmaya başlarlar.Gece başlayan şiddetli diş ağrısı ise ileri derecede çürümüş bir dişin iltihaplanmaya başlamasıyla ortaya çıkabiliyor.İltihap diş sinirinin ölmeye başlaması ile oluşur.İltihabın kök dışına doğru yayılmaya çalışmasıyla dokularda baskı ve bu nedenle de ağrı meydana gelir.Bu durum diş hekimliğindeki en şiddetli ağrıdır. Şiddetli ağrının özellikle gece meydana gelme sebebi; gece saatlerinde hormonal farklılıklar nedeniyle damarlarımızın genişlemesidir. Kök ucundaki iltihap dişte dolaşım bozukluğu oluşturur ve bu durum basınca neden olur. Basınç diş içindeki sinirler üstünde ağrı yapar.Bu durumda hemen diş hekimine gidilmesinde fayda vardır.

    Tükürük ve tükürüğün yapısı diş çürükleri ile savaşmada en etkili silahtır.Bu nedenle tükürük miktarını azaltıcı ilaçlar kullanan kişiler diş çürüklerine karşı daha savunmasız halde kalırlar ve bu nedenle çürüklere daha kolay maruz kalırlar.

    Diş çürüğünden korunmak için günlük diş bakımı,ip ve gargara kullanılması gereklidir.Diş çürüklerine karşı tükürük akışını hızlandırdığı için şekersiz sakız çiğnemek oldukça faydalıdır.Ayrıca düzenli olarak diş hekimi kontrolleri de büyük önem taşımaktadır.

  • Tükürük Bezi Endoskopisi

    Tükürük Bezi Endoskopisi

    Günümüzde iyi huylu tükürün bezi hastalıklarının tanı ve tedavisinde güncel yaklaşım olan tükürük bezi endoskopisi (siyalendoskopi) ile fonksiyonel tedavi sağlanabilmektedir.

    Siyalendoskopi Nedir?

    Tükürük bezlerinin ince kanallarına tanı ya da tedavi amacı ile minik endoskoplarla girilmesi işlemi siyalendoskopi olarak isimlendirilmektedir (Şekil 1).

    Siyalendoskopi
    Şekil 1. Tükürük bezi kanalının endoskopik görünümü

     

     

     

     

     

     

     

     

    Şekil 1. Tükürük bezi kanalının endoskopik görünümü

    1990 ların sonunda ince endoskoplarla tükürük kanallarına girilerek tıkanıklığın nedenini anlamak için kullanılmaya başlanan bu yöntem zamanla daha ince endoskoplar ve bu endoskopların yanından kullanılabilen çok ince cerrahi enstrumanların geliştirilmesi sonucunda patolojilere müdahale etmek amacıyla da kullanılmaya başlanmıştır. Siyalendoskopi günümüzde çene altı (submandibüler) ve kulak önü (parotis) tükürük bezlerinin kanallarında tıkanıklığa neden olan iyi huylu hastalıkların tanı ve tedavisinde en etkili yöntem olarak kabul edilmektedir.

    Tükürük bezi kanallarında tıkanmaya neden olan patolojiler sıklıkla tükürük bezi taşları ve daha az olarak çeşitli nedenlerle oluşan tükürük kanalı darlıklarıdır. Geçmiş dönemlerde çoğu zaman tükürük bezlerinin cerrahi olarak çıkartılması yolu ile tedavi edilebilen bu hastalıklar günümüzde siyalendoskopi yardımı ile yüksek başarı oranları ile ve tükürük bezleri korunarak tedavi edilebilmektedir. Tanısal ve tedaviye yönelik girişimsel siyalendoskopi uygulaması yapılan kliniklerde kanal tıkanması ile seyreden iyi huylu patolojilerde tükürük bezlerinin cerrahi olarak çıkartılma oranları %1 seviyesine kadar gerilemiştir.

    Genellikle hastane yatışı gerektirmeyen siyalendoskopik girişimler sonrasında normal diyet ve günlük aktivitelere hızla dönülebilmekte ve tedavi süreci mümkün olan en az zaman kaybı ile tamamlanabilmektedir.

    Neden Siyalendoskopi?

    Çene altı (submandibüler) ve kulak önü (parotis) tükürük bezlerinin standart cerrahi yöntemlerle çıkartılması amacı ile yapılan ameliyatlar, yüz sinirinde fonksiyon kaybı, ağız içinde his kaybı, boyunda cerrahi yara izi, yüzde deformite ya da kanalın tam olarak çıkartılamamasına bağlı hastalığın tekrarlaması gibi komplikasyon riskleri içerirken sialendoskopik yaklaşım ile bu komplikasyon risklerinin önlenmesi yanında ilave avantajlar sağlanmaktadır.

    Siyalendoskopinin standart cerrahi tekniklere göre en önemli avantajları;

    • Hızlı iyileşme
    • Çok düşük cerrahi komplikasyon oranı
    • Kalıcı sinir hasarı riski olmaması
    • Ciltte ameliyat izi olmaması
    • Normal anatomi ve fonksiyonların korunması
    • Minimal çalışma zamanı kaybı
    • Hastane yatışı gerekmemesi olarak sayılabilir

    Siyalendoskopi hangi hastalarda uygulanmaktadır?

    Çene altı ya da kulak önü tükürük bezlerinde ya da kanallarında taş saptanan, tükürük kanalında daralma olan, sık tükürük bezi enfeksiyonu ya da şişmesi şikayeti olan tüm hastalar siyalendoskopi adayıdır.

    Tükürük kanalındaki parotis bezinde 3mm çene altı bezinde 4 mm çapa kadar olan taşlar siyalendoskopi sonrasında özel forsepsler ya da sepetler yardımı ile yakalanarak kanaldan çıkartılabilmektedir (Şekil 2). Daha büyük taşların (6-8 mm) çıkartılabilmesi için Lazer ya da ses dalgaları ile kırılarak kanaldan çıkartılabilecek boyutta küçük parçalara ayrılması gerekmektedir. Kanaldan çıkartılamayacak ya da kırma işlemleri için dahi büyük kabul edilen boyuttaki taşlarda endoskopik ve cerrahi yaklaşımın birlikte kullanılması yolu ile taşların tükürük bezi korunarak kanaldan çıkartılması tercih edilebilmektedir.

    Tükürük bezi kanalındaki taşın forseps (sol) ve sepet (sağ) ile yakalanması
    Tükürük bezi kanalındaki taşın forseps (sol) ve sepet (sağ) ile yakalanması

    Şekil 2. Tükürük bezi kanalındaki taşın forseps (sol) ve sepet (sağ) ile yakalanması

    Tükürük kanalı darlığı saptanan hastalarda darlık olan bölgeler balonlu kateterler kullanılarak genişletilebilmekte, sık tükürük bezi iltihabı geçiren hastalarda kanalların endoskopik olarak değerlendirilmesi, temizlenmesi ve antibiyotik ve kortizon içeren solüsyonlarla yıkanması enfeksiyon sıklığında anlamlı azalma sağlayabilmektedir.

    Doç. Dr. Teoman Dal
    www.teomandal.com

    İlgili konular ;
    – Revizyon Burun Estetik Ameliyatı
    – Ultrasonik Yüz Gençleştirme
    – Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme
    Horlama ve Uyku Apnesi Sendromu