Etiket: tiroid
-
Tiroid rahatsızlığı gebeliğe engel olabilir
Sıklıkla karşılaşılan hastalıklardan biri olan ve kadınlarda daha çok rastlanan tiroid fonksiyon bozukluğuna ilişkin bilgi veren Dâhiliye Bölümü’nden Uzm. Dr. Doğan Çimen, düşük yapmak, gebe kalamamak, adet düzensizliği gibi çeşitli sorunların ortaya çıkabilme riskine karşı mutlaka test yaptırılması gerektiğini söyledi.Her bireyde bulunarak, insan vücudunda yaşamsal bir işlev üstlenen tiroid bezinde, doğumdan itibaren her yaşta ortaya çıkabilen ve birtakım çevresel, kalıtım, radyasyon, iyot eksikliği, yaşlanma gibi faktörlere bağlı olarak bozulmalar meydana gelebildiğini ifade eden uzmanlar, sıklıkla karşılaşılan hastalığın kadınlarda daha yüksek oranda karşılaşıldığını söyledi. Düşük yapmak, gebe kalamamak, adet düzensizliği gibi çeşitli sorunlar ortaya çıkaran tiroid fonksiyon bozukluğuna ilişkin bilgi veren Özel Dâhiliye Bölümü’nden Uzm. Dr. Doğan Çimen, kalp çarpıntısı, kilo artışı, çabuk yorulma ve aşırı sinirlilik gibi belirtiler gösteren tiroid hastalıklarının, ileri yaşlarda ciddi sorunlar ortaya çıkarabildiği söyledi. Özellikle gebelik planlayan kadınların tiroid fonksiyonlarını belirlemek için mutlaka test yaptırmaları gerektiğinin altını çizen Çimen, “Tiroid bezinin normalden az ya da fazla çalışması durumunda, vücutta birtakım rahatsızlıklar ortaya çıkarabilir. bu durum hipotiroid olarak adlandırılır. Hipotiroid görülen bireylerde çabuk yorulma, halsizlik, soğuğa dayanıksızlık, ciltte kalınlaşma, kuruluk, dikkat dağınıklığı, saç ve kaşlarda dökülme, seste kalınlaşma, kalp hızının yavaşlaması, tansiyon yükselmesi, kabızlık, yüz ve göz kapaklarında şişkinlik, adet düzensizlikleri ortaya çıkmaktadır. Yaşlılarda daha sık olmak üzere kalp yetersizliği gelişebilir. Kadınlarda kısırlık, düşük yapmak, adet düzensizliği ve gebe kalamamak gibi sorunlar olabilir. Ağır hipotiroidi en çok çocukluk döneminde zarar verir. Eğer bu dönemde çocuklar tedavi edilmediği takdirde, büyüme ve gelişmede geri kalma ile zekâ geriliği de meydana gelebilir. Hipertiroidizm aynı miktarda vücuda zarar verir” diye konuştu.Dr. Çimen; ”Ailelerinde tiroid hastalığı olan bireylerde, tiroid hastalıkları görülme ihtimali daha da artıyor. Gebe kalamayan, düşük yapan, adet düzensizliği olan veya adet olamayan kadınların, mutlaka hekime gözükmesi gerekiyor. Çünkü bu durumun altında yatan sebepler arasında, tiroid hastalığının yaygın olduğunun bilinmesi gerekiyor. Günümüzde, gebelik öncesi, basit bir kan testi yöntemiyle tiroid fonksiyonu değerlendirilebilmektedir. Özellikle gebelik planlayan kadınların tiroid fonksiyonlarının bilinmesi ve normal değilse, gebelik öncesi mutlaka normal hale getirilmesi gerekiyor. Çünkü tiroid fonksiyonlarındaki bozukluk gebeliği engelleyebileceği gibi erken doğuma veya bebekte zihinsel ve nörolojik gelişim problemlerine de yol açabilir” dedi.Uzm. Dr. Doğan Çimen, “Ayrıca, ağızdan alınan birtakım ilaçlarla, eksik hormon varsa yerine konulup, fazla çalışıyorsa da yine ilaçlarla, tiroid hormonlarının etkilerinin yok edilebilir. Radyoaktif iyot (atom) tedavisi sayesinde, fazla çalışan tiroid dokusu harap edilip, salgılanan hormon miktarında azalma sağlanabiliyor. Ek olarak, yapılacak operasyonun ardından, tiroid bezinin tamamının veya tamamına yakın kısmının çıkartılması da mümkün” şeklinde konuştu. -
Gebelikte Tiroid
Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık, hamilelikte tiroid makalemizi hazırladık. Gebelikte tiroid sorunu bazı kadınlar tarafından yaşanılan sağlık problemidir. Gebelikte tiroid bezinin az çalışması veya çok çalışması her iki durumda sakıncalıdır. Gebelik, çeşit hastalıklarla karşılaşabildiğimiz bir dönemdir. Hamile kadın şişmiş ayaklar, mide bulantısı ve baş döş dönmesine maruz kalabilir.
Bu sorunlar yaşamı sıkıntıya sokan şeylerdir. Sağlık sorunları yalnız sizi değil bebeği de ilgilendiriyorsa, bu durum ciddidir. Hamilelikte tiroid yüksekliği veya düşümesi bebeğe de zarar verebilecek bir gelişmedir.
Tiroidler yükselme veya azalma bebeği olumsuz yönde etkiler.Normalde de tiroidlerinizden rahatsızsanız, hamilelik sırasında bu durum şiddetini artırabilir.
Bazı kadınlarda ise tiroid hastalığı hamilelikte ortaya çıkar.Tiroid bir endokrin bezidir ve herhangi bir hormanal dengesizlik onu etkiler.
Her iki durumda yani tiroid hormonu eksikliği veya fazlalığı bebeğe zarar verebilir.
Hamilelikte tiroid sorunu yaşıyorsanız, bebeğiniz şu konularda risk altında olabilir;Hamilelikte Tiroid
Düşük Sorunu
Hamileliğinizin özellikle ilk üç ayında kanınızda tiroid hormonu yüksekse, düşük
yapma oranınız artar.
Bu durum doktorun vereceği doğru ilaçlarla kontrol altına alınabilir.Nörolojik Gelişme
Tiroid hormonundaki eksiklik çocukta zeka sorunlarına yol açabilir.
Hamilelikte tiroid hastalığınız varsa ve durum tedavi edilmezse,
maalesef zihinsel engelli veya düşük IQ düzeyli bir bebek dünyaya getirebilirsiniz.Erken Doğum Riski
Gebelikte tiroid sorununuzun olması tansiyonunuzu yükseltebilir.
Bu durum plasenta ile ilgili sorunlara neden olarak cenini olumsuz şekilde etkileyebilir.
Ayrıca erken doğum gibi istenmeyen sonuçlarla neticelenebilir.Gebelikte Tiroid Tedavisi
Hamilelikte tiroid için kullanılan bazı ilaçlar radyoaktif iyot içerir.
Gebelik sırasında bu ilaçların alımını, bebeğin tiroid sistemine zarar verir.
Doktorunuz tiroid hastalığınız için ilaç yazdığında ve kullanmak zorundaysanız, radyoaktif iyot içermeyen ve piyasada araştırıp en güvenli bulduğunuz ilacı tercih etmelisiniz.YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.
-
Menopoz sonrası paratiroid
Prof. Dr. Serdar Tezelman, özellikle menopoz sonrası rastlanan paratiroide dikkat çekiyor ve sorularımızı yanıtlıyor:
Paratiroidi hastaları uzaktan bakınca anlaşılır mı?
Bu hastalara uzaktan baktığımızda hasta oldukları anlaşılmaz. Vücudun şekline direkt yansıyan belirgin bir işaret yoktur. Paratiroidi hastalarında paratirodi bezi aşırı çalışır ve bunun sonucunda kanda parathormon artar. Bu hormonun yüksek düzeyde olması ise kemiklerden kalsiyumu çeker ve kanda kalsiyum seviyesi yükselir ancak kemikler kalsiyum kaybeder. Biz buna aç kemik sendromu diyoruz.
Paratiroid hastası Türkiye’de çok mu var?
Batılı ülkelerde yapılan çalışmalarda her 400-600 kadında bir sıklıkta ve yine kadında erkekten 4 misli daha fazla görüldüğü gözlenmiştir. Bizde vücut sağlığı olarak aynı kategoride olduğumuzdan ülkemizde de bu hastalığın aynı sıklıkla olabileceğine inanıyorum. Menopoz sonrası kadınlarda daha sık rastlanmakta. İsveç de yapılan çalışmalarda menopoz sonrası kadınların % 2 sinde hiperparatiroidi saptanmış.
Paratiroid ile hiperparatiroidi aynı şey mi?
Paratiroid parathormonu salgılayan endokrin bezinin adı. Tiroid bezinin yanında ve arkasında yer alan, genelde 4 adet olan ve çapının ortalama 5 mm olduğu mercimek büyüklüğünde bir bez. Bu bezin aşırı çalışması ise hiperparatiroidi dediğimiz soruna neden olur.
Paratiroid, tiroidle aynı şey mi? Vücudun neresinde bulunur?
Hayır o da aynı şey değil. Tiroid bezinin arkasında ona bitişik olarak yer alır. Ortalama 4 adettir. Bazen 3 bazen de 5 veya 6 adet olabilir. Tiroid bezinin hemen arkasında ona ve ses tellerini hareket ettiren sinire bitişik olarak sağda 2 ve solda 2 adet olmak üzere yer alırlar. İnsanda çoğunlukla ( % 85 oranında) 4 adet olan paratiroid bezleri bazen 3 veya 2 bazen de 5 veya 6 adet olabilirler.
Hiperparatiroid neden olur?
Primer hiperparatiroidinin kesin sebebi bilinmemektedir. % 25 hastada genetik bozukluk yani mutasyonların yol açtığı düşünülmektedir. Bazen 4 bezin sadece 1 i bazen ikisi bazen de 4 ü birden hastalanır. Tedavisi cerrahidir. Hasta bezin çıkarılması esasına dayanır. Tek veya çok bez çıkarılır. Kanda parthormon düştüğü gibi kalsiyum değerleri düşer. Patolojik etken olan aşırı parthormon düzeyinin azalması kalsiyumu azalmış olan kemikler -ki bunlara “aç kemik” denir- tarafından kalsiyum kandan emilir.
Hastalar size hangi şikâyetlerle gelir?
Bu hastalar aşırı parathormon yüksekliği ve buna bağlı kanda kalsiyumun yükselmesi sonucu; yorgunluk, halsizlik, kas eklem ağrısı, kemik ve sırt ağrısı, aşırı su içme, gece ve sık idrara çıkma, kabızlık, depresyon, iştahsızlık, bulantı, kaşıntı, ülser ağrısı, pankreatit, böbrek taşı, kemiklerde erime, kemik kisti ve tümörleri, EKG de bozulma, kalp yanması, hafızada zorlanma ve uyku hali ile gelirler. Patolojik kemik kırıkları (basitçe kemiğin kırılması) olabilir. Bazen hiperkalsemik kriz sonucu koma ve kalp durması da görülebilir.
Hiçbir tetkikte göremeyip yine de ameliyata karar verdiğiniz vakalar oldu mu?
Bu tip hastalarımız oldu çünkü lokalize edilemeyen hiperparatiroidi durumunda en iyi lokalizasyon tetkik yöntemi deneyimli endokrin cerrahıdır. Bu tip cerrah paratiroid bezinin olası yerlerine bakarak 4 bezi bulur. Böylelikle hastalıklı beze ulaşır.
Göz, KBB, diş vb. doktorlara gidip de size yönlendirilen hastalarınız var mı?
Elbette oluyor. Hiperparatiroidi olan hastalarda aşırı kalsiyum yüksekliği gözde kornea yanında bant şeklinde keratopati yapar. Dikkatli göz hekimi eğer bu bant varsa şüphelenip hastasını ileri tetkik için yönlendirir.
-Paratiroidi’nin teşhisi çok mu zordur? Check up’larda ortaya çıkıyor mu?
Hiperparatiroidi tanısı zor değil. Check up’larda kan kalsiyumuna bakılması halinde eğer yüksek bulunursa mutlaka parathormona bakılması gerekir. Diğer taraftan bahsettiğimiz klinik bulguların varlığında da paratiroidi yönünden incelemek gerekliliği doğar. Bu tip hastaları mutlaka endokrinolog veya endokrin cerrahı ile konsülte etmek gerekir.
-En çok hangi hastalıkla karışıyor?
Hiperparatiroidinin bulgu ve belirtileri çok yaygın. Geniş bir yelpaze oluşturur. Vücudun tüm sistemleri etkilendiğinden bir çok hastalıkla karışabilir. Örneğin aşırı kalsiyum yüksekliği mide asidini artırır. Peptik ülsere, pankreatite neden olabilir. Sırt, eklem ve kemik ağrıları miyaljilerle romatizmal hastalıklarla kolaylıkla karışabilir. Böbrek taşına neden olabilir. Yüksek kalsiyum değerleri psikolojik rahatsızlığa neden olabilir.
-Paratiroid görüntüleme tekniklerini yanıltabilir mi?
Paratiroid bezleri ultrasonografi ve sintigrafi ile lokalize edilebilir. Deneyimli radyolog veya nükleer tıp uzmanı doğru yorumlayabilir. Yoksa çok kolaylıkla lenf bezi veya tiroid nodülü ile karışabildiği gibi normalde bulunması gereken yerin dışında bulunan paratiroid bezi görüntülenmeyebilir.
Hiperparatiroidinin tedavisi kolay mıdır? Ömür boyu ilaç alımı gerekir mi?
Tedavisi cerrahidir. Hastalıklı olan paratiroid bezi veya bezleri çıkarılır. Kalsiyum ve parthormon düzeyleri normalleşir. Bazen kemiklerde harabiyetin fazla olması aç kemik sendromu denilen tabloya neden olur. Kemiklerde kanda kalsiyumu emerler. Bu nedenle cerrahi tedavi sonrası kalsiyum ve D3 vitamini verilmesi gerekebilir. Ameliyat sonrası kalıcı hipoparatiroidi olduğunda parathormonunun yetersiz salınımı söz konusudur. Dolayısıyla kan kalsiyum değeri de düşer. Bu nedenle ömür boyu kalsiyum ve D vitamini replasmanı ihtiyacı doğar.
Parathormonun düşük olması hangi belirtileri verir?
Parathormon salgılanmasının eksiliği veya hedef organların parathormona direnç göstermesi sonucu hipoparatiroidi görülür. Ailevi olabildiği gibi baş boyun veya tiroid cerrahisi sonucu cerrahi komplikasyon olarak gelişebilir. Örneğin guatr veya tiroid kanseri nedeniyle gerçekleştirilen ameliyatlardan sonra hipokalseminin görülmesi paratiroid hormonunun bezlerinin zedelenmesi sonucu geçici veya kalıcı eksik salgılanmasına bağlıdır. Belirtilerine gelince; hipokalseminin neden olduğu nöromusküler uyarılma bulguları ortaya çıkar. Ağız çevresinde, ayak ve el parmak uçlarında karıncalanma, uyuşma görülür. Adale krampları ve bunu devamında ellerde kasılma, ebe eli görünümü gelişir. Gırtlakta, bronşlarda spazm veya tetani (kasılma nöbeti) saptanır. -
Haşimato hastalığı nasıl tedavi edilir?
Tiroid hücrelerine karşı vücudumuzun ürettiği antikorlar sonucu oluşan tiroid iltihabına Haşimato hastalığı denir.
Haşimato hastalığı nedir?
Haşimato hastalığı, kronik tiroidittir.
Kronik tiroidit nedir?
Tiroid bezinin kronik iltihabı demektir. Kronik tiroidit, en sık virüsler nedeniyle olur.
Bulguları nelerdir?
Tiroid bezinin akut iltihabı hastalıkları genelde gürültülü seyrederken Haşimato hastalığı daha sessiz ve derindir. Bu nedenle çok kez tesadüfen saptanır. Hemen her sistemik hastalığı tetikler, depresyondan panik atağa kadar pek çok ruhsal bozukluklara yol açar. Guatra neden olabilir.
Haşimato hastalığı olanların paylaşım alanı için tıklayın !
Guatr nedir?
Guatr, tiroid bezinin büyümesi demektir. Haşimato hastalığında guatr gelişmesi şart değildir.
En sık kimlerde görülür?
Haşimato hastalığı, iyot eksikliği olan yörelerde yaşayanlarda daha sık görülür. Kadınlarda, erkeklerden daha çok rastlanır.
Haşimato hastalığı neye yol açar?
Haşimato hastalığı en sık hipotiroidiye yol açar.
Hipotiroidi ne demektir?
Hipotiroidi, tiroid bezinin yeterli miktarda hormon sentez edememesi demektir. Tiroid hormonları T3 ve T4 olarak bilinir.
Ne tür yakınmalara neden olur?
Tiroid hormon yetersizliği, B12 vitamini eksikliği ve anemiye neden olur. Bu durum; üşüme, çabuk yorulma ve halsizliğe yol açar. Saçlar ve deri kurudur, deride pul pul dökülmeler oluşur.
Haşimato hastalığında yorgunluk tipiktir. Rahat ve uzun bir uyku uyunsa da sabah yorgunluğu dile getirilir. Gün içinde uyuklamalar ve sık sık esnemeler olur. ‘Bıraksanız tam gün uyurum’ diyeni az değildir.
Sürekli şişkinlikten ve kilo artışından söz edilir. Gerçek bir kilo artışı vardır. Kilo artışı ve ilerlemiş ödem, kalp yetmezliğine yol açabilir.
Şişmanlık neden olur?
Şişmanlık, kas ve yağ kitlesi artışı ile birlikte yaygın ödemden ötürüdür. Diyet ve egzersize rağmen bir türlü kilo verilemez. Bu nedenle zayıflama rejimine başlamadan önce tiroid hormon düzeyleri mutlaka ölçülmelidir.
Ruhsal etkisi nedir?
Uykusuzluk ve yorgunluk, sinir sistemini doğrudan etkiler. İçe kapanma, sosyal faaliyetleri askıya alma, karamsarlık sıktır. Tüm bu ruh halleri depresyona kapı aralar.
Mide-bağırsak etkisi nedir?
Karında şişkinlik, hazımsızlık ve inatçı bir kabızlık söz konusudur. İlaçlara son derece dirençli bir kabızlıktır. Kabızlığın devamı hemoroid, fistül ve fissürlere neden olur.
Kalp-damar etkisi nedir?
Dakikadaki kalp atım sayısı düşer. Nabız düşüklüğü, çarpıntı ve aritmilere yol açar. Kontrol edilmezse kolesterol yüksekliği ile birlikte koroner arter hastalığı gelişebilir.
Kandaki kolesterol ve trigliserid seviyeleri yükselir. Kolesterol ve trigliserid düşüren ilaçların etkisi azalır. İlaçlar ancak hipotiroidi düzelirse etkili olur.
Nasıl teşhis edilir?
Haşimato hastalığı; tiroid ultrasonografisi, tiroid hormonları ve antikorlarının ölçümü ile teşhis edilir.
Haşimato hastalığı seyrinde oluşan tiroid nodüllerinin çoğu yalancıdır. Bu nedenle müdahale gereksizdir. Çapı iki santimetreyi aşan nodüller yakından izlenir.
Nasıl tedavi edilir?
Klinik ve laboratuvar olarak ciddi sorunlar yoksa periyodik takipler yeterlidir. İlaç kullanmaya da gerek yoktur.
Hipotiroidi varsa uygun dozlarda tiroid tabletleri ile takviye edilir.
Tiroit tabletleri nasıl kullanılır?
Tiroid tabletleri aç karnına alınmalıdır. Antiasit, demir ve kalsiyumla birlikte kullanılmamalıdır, aksi takdirde emilmezler.
-
Menapoz döneminde karpal tünel hastalığına dikkat !
Bir geceyarısı başparmak, işaret parmağı, orta parmak ile yüzük parmağının yarısında uyuşma, ağrı ve duyu kaybıyla ortaya çıkar. Şiddetini artıran ağrı, el bileği ve önkoldan dirseğe doğru yayılarak dayanılmaz bir hal alır.
İlk kez 1854 yılında Sir James Paget tarafından tanımlanan karpal tünel sendromu; erkeklerde yaş ile birlikte artarken kadınlarda menopoz döneminde zirveye ulaşır. Karpal tünel sendromunun sebeplerinin tam olarak bilinmediğini belirten Dr. Fzt. Şenbursa, kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha fazla görüldüğünü söyledi.
Yaygın kanının aksine, Mayo Klinik tarafından yapılan çalışmada, günlük ağır (7 saate kadar) bilgisayar kullanımının karpal tünel riskini arttırmadığını belirten Dr. Fzt. Şenbursa, tekrarlayıcı stres, travma, kırıklar, ödem, çıkık, diyabet, büyüme hormonunun aşırı salgılanması sonucu çıkan akromegali hastalığı, tiroid, obezite, romataid artrit, osteoartrit, gut, paget gibi bağ doku hastalıkları, tümörlerin, doğumdan kaynaklanan hastalıkların, kanamaların, gebelik gibi hormonel değişikliklerin ve ele yük bindiren ağır işlerin hastalığın oluşumunu tetiklediğini belirtti.
Dr. Şenbursa, önkol ağrısı, uyuşma, karıncalanma, dirsek, omuz ve boyun ağrısı şeklinde ortaya çıkan hastalığın tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi:
3-5 seansta manual tedavi
“Öncelikle karpal tünelin oluşma sebebine yönelik tedaviler yapılır. Hastalığın ağırlığına göre medikal ve cerrahi tedavi uygulanır. Hafif ağrısı olan hastalarda geceleri bileğe takılan bir bileklik ile birkaç haftada iyileşme sağlanabilir. Bileklik uygulaması, kişinin bileğini fazla kullanmasını kısıtlar ve özellikle gece oluşan ağrıyı engeller.
Manuel tedavi en etkili sonuçları vermektedir. Manuel tedavi kas, eklem, bağ dokusuna direk olarak el ile uygulanan bir tekniktir. Elin iç kısmında ve göğüs bölgesindeki kaslar ve deri, derialtı dokusu gevşetilir. Hastalarda bu bölgelerde kısalma meydana gelmektedir. Median
sinire yönelik manuel uygulamalar tedavinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Hastalar ilk seanstan itibaren ağrı ve uyuşmalarının azaldığını hissederler. Ortalama 3-5 seansta tedavi sonlandırılır.İyileşmeyen şikayetlerde cerrahi tedaviyi gerektirir. Ancak ameliyattan sonra çamaşır sıkma, kavanoz kapağı çevirme, el bileğini zorlama gibi durumlarda ameliyat başarısını önemli ölçüde azaltır.”
-
Diyet Neden Bozulur?
Diyet neden bozulur? sorusunun cevabı kişiden kişiye değişmekle birlikte bazı ortak noktalarda bulunmaktadır. İşte diyet bozan ortak noktalar…
Her pazartesi başladığınız diyetlerin bir türlü sonu gelmiyorsa ya da yılın yarısını aç gezdiğiniz halde etrafta dolaşan incecik kadınlara kıskanç gözlerle bakmaya devam ediyorsanız bu işin içinde sadece yanlışlık değil aynı zamanda diyetinizi sabote edici etkenler var demektir.
Hayatınızın yarısı çikolatalara imrenerek bakmakla mı geçti ya da her tatlı yediğiniz bir gün için üç gün pişmanlık duyduğunuz halde yine de değil bir kilo bir gram bile vermiyorsanız bu duruma bir son vermenin vakti geldi demektir. Diyetlerinizin işe yaramadığını düşünerek beslenme düzeninizi değiştirmeden önce derinlemesine bir araştırma yapmalı yanlışın nerede olduğunu öğrenmelisiniz.
Diyet neden bozulur?
1. Hızlı yemek
Hızlı yemek yemek kilo almanıza neden olur bu nedenle yavaş yemelisiniz. Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak, beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine zaman tanımak anlamına geliyor. Bu şekilde tat alma duyusu da tatmin oluyor. Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalıyor.2. Teknoloji
Diyetlerinizin bir işe yaramamasının en büyük etkenlerinden biri hareketsiz yaşamdır. Eskiden bir arkadaşınızla görüşmek için belki de 10 ya da 15 dakika yürürken şimdi sadece mailleşerek görüşmüş kadar oluyor ya da internet üzerinden sohbet edebiliyorsunuz. Böyle olunca da hareket yerine oturmayı seçiyorsunuz.3. Tatlandırıcılar
Kilo almamak için sürekli şeker yerine tatlandırıcı kullanıyor olabilirsiniz. Fakat yapılan araştırmalar yapay tatlandırıcıların alınan doğal kalori alımı konusunda vücudu kandırdığını ve bu nedenle de daha fazla şeker kullanma isteğini ortaya çıkardığını gösteriyor.4. Sebzeler
Sebzelerinizi ve salata malzemelerinizi iyi yıkadığınızdan emin olmalı ve organik olarak yetiştirilmiş olanları seçmelisiniz. Hormonlu sebze ve meyvelerden uzak durmalısınız.5. Yağ oranı düşük yiyecekler
Yağ oranı yüksek ve düşük yiyecekler arasında aslında sanıldığı kadar çok fark yoktur. Yoğurt, süt ya da peynirde bu oran önemliyken yağ oranı düşük bir kek yemekle yağ oranı yüksek olanı yemek arasında hiçbir fark yoktur.6. Stres
Beyin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmemize yol açan kimyasal maddeler salgılar. Bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol eder ve sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi de budur.7. Öğün atlamak
Her yemek yediğinizde metabolik hızınız iki saat içinde yüzde 20 – 30 artar fakat öğünleri atlarsanız metabolizmanız yavaşlar. Özellikle de kahvaltı yapmamak en büyük problemdir ve gece boyunca yüzde 5 yavaşlayan metabolik hızınız bir daha yemek yiyene kadar aynı hızda kalır.8. Meyve suları
Früktoz seviyesi yüksek olan meyve suları iştahınızı açar. Bu nedenle taze meyve suyu içmek ya da meyve yemek çok daha yararlıdır.9. Toksinler
Karaciğer vücudun yağ yakan organıdır ve eğer alkol gibiblerle doluysa yakma işlemi için daha yoğun çalışarak çok enerji harcar ve yorulur. Bu nedenle içki içerken yağ ya da şekeri çok fazla tüketmemeye dikkat etmelisiniz.10. Salata
Diyet yaptığınız için salata yemeyi tercih edebilirsiniz fakat salatayı dışarıda yiyecekseniz soslu bir salata yememelisiniz. Çünkü özel soslarla yapılan bu salataların kalori bakımında bir hamburgerden çok da farkı yoktur.11. Doğum gününüz
Kış mevsiminde doğduysanız baştan kaybetmiş olma ihtimaliniz yüksek çünkü yapılan araştırmalar kış bebeklerinin obeziteye daha yatkın olduklarını gösteriyor. Bunun sebebi ise daha yavaş çalışan bir metabolizmaya sahip olmaları.12. Doğum kontrol
Kadınların en büyük sorunlarından biri de doğum kontrol yöntemleri nedeniyle alınan kilolardır. Özellikle doğum kontrol hapları bazı kadınlarda iştah açarlar.13. Uyku düzeni
Yapılan araştırmalara göre geceleri dört saatten az uyuyan kişiler daha çok uyuyanlara oranla daha fazla kilo alırlar. Çünkü yorgun bir vücut, normal günde yakılan enerjiyi yakamaz ve metabolizması yavaşlar. Bunun için her gün uykunuzu düzenli almaya dikkat etmelisiniz.14. Evlilik
Yeni evli çiftler hep evlendikten sonra kilo aldıklarından şikâyet ederler. Bunun nedeni ise birlikte bir yaşam paylaşma sonucu herşeyi aynı anda yapma isteğidir. Fakat sözkonusu yemek olunca bu yanlıştır eşinizle aynı miktarda ya da aynı şeyleri yemeden de mutlu bir evliliğe sahip olabilirsiniz.15. Tiroid sorunu
Sürekli yorgun hissediyorsanız, kilo almaya başladıysanız ve sürekli üşüyorsanız tiroidiniz tembelleşmiş olabilir. Bu da metabolizmanızın daha yavaş çalışmasına neden olur. Bunun için bir uzmana başvurun ve balık, fındık gibi yararlı besinler almaya dikkat etmelisiniz. -
Hipotiroid Diyeti
Tiroid bezi az çalışan hipotiroidli kişilerde beslenme ve vitamin kullanımı ile ilgili öneriler şunlardır:
1.Karbonhidratlı, unlu ve şekerli gıdaları az tüketiniz.
2.Kafein içeren kola, kahve ve çikolatayı azaltın.
3.Hidrojenize yağları (margarin) yemeyin. Zeytinyağı veya sıvı yağlar yiyin
4.Kilonuz fazla ise zayıflamaya çalışın
5.Haftada 2 defa balık yiyin, balık yemiyorsanız omega 3 desteği alın
6.Egzersiz yapınız. Egzersiz tiroid bezinin daha iyi çalışmasını sağlar
7.Protein yeteri kadar alın
8.Vitamin, mineral eksikliği varsa destek alınız.
9.Sigarayı kesiniz. Sigara tiroid hormonlarını azaltır.
10. Selenyum, çinko ve magnezyum eksikliği varsa giderilmelidir.
11.Kanda homosistein yüksek ise folik asit vitamini, B12 vitamini, B2 vitamini ve B6 vitamini alınız.
12.A vitamini veya beta karoten almayınız. Tiroid yetmezliğinde kanda A vitamini veya beta karoten yüksektir.
13.Multivitamin ilaçların içerisinde iyot ve A vitamini varsa almayınız.
14.Tiamin vitamini tiroid hormonlarını azalttığından almayınız.
15.Alfa-lipoik asit (bir antioksidandır) T3 hormon üretimini azalır; bu nedenle hipotiroidili hastalar kullanmamalıdır.Tiroid Yetmezliği Olan Bir Kişide Kabızlık Varsa Nasıl Beslenmeli?
Kepeği ve posası bol sebze, meyve ve tam tahıllar yiyiniz, düzenli egzersiz yapınız. Günde en az 8-10 bardak su içiniz. Keten tohumu, yaban mersini , kuru kayısı yiyebilirsiniz. Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek veya tam buğday ekmeği yiyiniz. Patates, muz ve yoğurdu az tüketin. Her gün belirli saatte tuvalet yapmayı alışkanlık haline getiriniz.Tiroid Bezi Yetmezliğinde Selenyum Desteği:
Selenyum verilen hastalarda serum T3 hormonunda artış T4/ T3 oranında azalış olur. Selenyum T4’den T3’e dönüşümü artırır. Selenyum alanlarda kan yağlarında düşme ve anti-TPO antikorunda azalma meydana gelmektedir. Selenyum antioksidan bir mineral olarak tiroid bezini ve vücudu hasardan korur.
Doğuştan tiroid yetmezliği olan çocuklarda aşağıdaki dozlarda selenyum verilebilir:– 0-3 yaş arasında günlük 20 mikrogram
– 3-6 yaş arası günlük 30 mikrogram
– 6 yaştan büyüklere günlük 60 mikrogram selenyum verilir.Selenometionin şeklindeki selenyum sodyum selenit şeklindeki selenyumdan daha iyi emildiğinden bulunabilirse selenometionin kullanılmalıdır; çünkü daha iyi emilir.
Yaşlılarda selenyum eksikliği T4 düzeylerinde azalma yapmaktadır. Bu nedenle erişkinlerde ve yaşlılarda selenyum eksikliği varsa destek tedavisi yapılmalıdır. Selenyum kullanmadan önce mutlaka kanda selenyum düzeyi ölçtürünüz. Selenyum rastgele alınmamalıdır, fazlası saçlarda dökülme yapar.EN İYİ BESLENME YÖNTEMİ Gİ DİYETİDİR
Gİ diyetinin uygulanmasında 3 önemli adım vardır:
• Akılcı karbonhidrat seçimi yapmak, yani yüksek Gİ yerine düşük Gİ’li karbonhidratları yemek
• Gıdaların yaklaşık olarak Gİ değerlerini öğrenmek
• Günlük karbonhidrat miktarını ölçülü almak ve düşük Gİ’li de olsa fazla karbonhidrat almamak. Yani her öğünde asla fazla kalori almamak.
Bir diyetin başarılı olması onun devam ettirilebilir olmasına bağlıdır. Bir süre uygulanıp sonra devam ettirilemeyen diyet veya beslenmenin anlamı yoktur. Herkesin vücudu, bağırsakları, gıdaları parçalayan enzimleri aynı olduğuna göre gıda seçimi büyük önem taşımaktadır.
Kilo vermede en önemli konu iştah kontrolüdür. İştah kontrolü için barsakta sindirimi uzun süren ve bu nedenle kan şekerini hızla artırmayan düşük GI’li gıdaların seçilmesi önem taşımaktadır.
GI’le beslenmeniz demek elinizde hesap makinesi Gİ hesaplamak, elde tablolar ona göre beslenmek demek değildir. Önemli olan kaliteli karbonhidrat yemektir.Gıda Seçimi veya Beslenme Nasıl Olmalı?
Beslenmede en önemli ilke 3 ana öğün 3 ara öğün yemektir. Yani kahvaltı, saat 10.30’da ara öğün, öğle yemeği, ikindi ara öğün, akşam yemeği, gece saat 22.00 de ara öğün almalıdır.
Günlük beslenmenizde yüksek GI’li gıdalar yerine düşük GI’li gıdalar yemek pratik noktadır. Örneğin sabah kahvaltıda beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, tereyağı veya reçel yerine yoğurt, meyve yenebilir. Yediğimiz gıdalar protein, karbonhidrat ve yağ içerir. Et ve yumurtada protein çoktur. Ekmekte ise karbonhidrat çoktur. Tereyağı ise yağdan oluşur. Önemli olan çeşitli gıdalardan farklı ölçülerde yemektir. Her gıdanın GI’ini ölçmek imkansızdır. Örneğin et, balık, tavuk, badem, tereyağı, sebzelerin GI’i ihmal edebilir. GI’i yüksek olan gıdalardan az yemek kuralımızdır. Ancak düşük GI’li sosis yememek lazımdır. Bunda doymuş yağlar çoktur. Yani amacımız sadece düşük GI’li gıda yemek değildir. Yüksek ve düşük GI’li gıdalar karışık yenirse GI ‘i orta derecede olur. Eğer yemeğinizde yüksek GI’li gıda varsa düşük GI’li gıda ilave edebilirsiniz.Beyaz ekmek, pasta ve kurabiye yerine bir dilim tam buğday ekmeği, veya üzerine az reçel sürüp yiyebilirsiniz. Bembeyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, çavdar veya kepekli ekmek yiyin. Kahvaltı gevreği yerine müsli yiyin. Kek veya pasta yerine yoğurt yiyin. Beyaz patates yerine tatlı patates yiyin.Cips yerine tane üzüm veya çilek yiyin. Kruvasan yerine yağsız sütten yapılmış kapuçino için. Kraker yerine dilimlenmiş havuç, biber yiyin. Şeker yerine kuru üzüm, kuru kayısı, kuru meyeri yükselmez hem başka faydalar sağlanır.
Tam buğdaydan yapılmış ekmekte daha fazla vitamin ve mineraller vardır. Tam tahıllar şeker hastalığına karşı koruyucudurlar ve kalp hastalığı görülme riskini azalttıkları gibi bağırsakları daha iyi çalıştırarak kabızlığı önlerler.
Günde en fazla 5 porsiyon ( 5 dilim) ekmek yenmelidir.Kilo vermek için önemli beslenme önerileri:
1.Sebze ve meyve yemeğe fazla önem verin
2. Yağ miktarını azaltın.
3. Porsiyonları küçültün
3. Her yemekte en azından bir düşük GI’li gıda yiyin.
4. Öğün atlamayın, 3 ana öğün 3 ara öğün şeklinde beslenin
5. Yemek sonrası tatlı yerine meyve yiyin
6.Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği veya çavdar ekmeği yiyin
7.Trigliserit yüksek değilse düzenli olarak ceviz, badem veya fındık yiyin
8. Kırmızı eti az beyaz eti çok yiyin
9. Süt ürünlerini yağsız olarak yiyin
10.Yağ olarak sadece zeytinyağı yiyinizÖğünlerin Zamanı
Bu beslenme şeklinde 3 ana öğün ve 3 ara öğün vardır. Kahvaltı genellikle kalktıktan bir saat sonra yaklaşık saat 7.00 civarı olmalıdır. İlk ara öğün saat 10.30’da olmalı, öğle yemeği saat 12.00-1300 arası olmalıdır. İkinci ara öğün saat 15.30-16.00 civarında olmalı, akşam yemeği saat 19.00 civarında olmalıdır. Son ara öğün ise gece saat 22.30 civarında olmalıdır.Kahvaltı:
Kahvaltı mutlaka yapılmalıdır. Kahvaltı yapan kişiler gün içinde daha enerjik olurlar ve daha az atıştırma yaparlar ve daha iyi kilo verirler. Bu kişilerin daha mutlu, işlerinde başarılı olduğu saptanmıştır. Kahvaltı yapmayan kişiler yorgun, enerjisi azalmış ve vücutlarında su miktarı daha az olarak yaşarlar. Sabah kahvaltı yapacak zaman yok diyerek kahvaltı yapmayanlar yolda yiyebilecekleri sağlıklı kahvaltı paketleri kendilerine hazırlayabilirler. Örneğin kepekli ekmekten yapılmış sandviç ekmeği içine yağsız peynir, marul, biber, domates ve salatalık konarak bir sandviç hazırlanabilir.
Kahvaltıda şekeri gıdalar yemek sizin çabuk acıkmanıza neden olur. Kahvaltıda meyve veya meyve suyu, yağsız süt veya yoğurt yenmeli, ekmek olarak tam buğday ekmeği yenmelidir. Kahvaltıda taze meyve veya meyve suları yenerek başlanabilir.
Meyve ve yoğurt ile doymazsanız tam buğday ekmeği kahvaltıda yenebilir. Kahvaltıda çorba içmek de faydalıdır.Öğle ve Akşam Yemekleri (Tabak modeli)
Bir öğünde yiyeceğiniz yemeklerin hepsini bir tabak üzerinde olacağını düşünelim. Bu tabağın yarısını sebze ve meyve doldurmalı, protein (et veya kuru baklagil) tabağın ¼’nü doldurmalı ve geri kalan ¼’ü karbonhidrat olmalıdır. Yani her öğünde protein (et türü), karbonhidrat, ve meyve-sebze olmalıdır. Öğünlerde et yemekle karbonhidrat miktarı azalır ve tüm yemeğin Gİ’i düşer.
Öğle yemeği günün en iyi yemeği olmalıdır. Düşük Gİ’li karbonhidratlar seçilmelidir. Öğleyin tam buğday ekmeği, kuru baklagil, balık, yağsız et, tavuk, fazla miktarda salata ve arkasından meyve yenmelidir.
Akşamları yemek hafif olmalı, sebze, et ve yoğurt yenmelidir. Tatlı yerine dondurma veya meyve yenmelidir.Ara Öğünler:
Ara öğünlerde aşağıdakilerden birini seçiniz.
1.Bir portakal veya bir elma veya bir armut
2.Yağsız yoğurt
3.Bir bardak süt
4. 5-6 Kuru kayısı
5.Bir avuç kuru üzüm
7.Bir külah dondurma
8. Bir avuç bademNadiren Yenecekler gıdalar şunlardır:
1.Yüksek GI’li gıdalar (hamur işleri, pasta, kek, kurabiye)
2. Yağda kızarmış, kavrulmuş veya sos ilave edilmiş yiyecekler
3. Tüm yağlı gıdalar ( kaymak, krema, mayonez, margarin)
4. İçeriği bilinmeyen hazır gıdalar
5.Hazır meyve suları, bunların yerine meyve yiyiniz
6.Tatlandırıcılar, bunlar iştahı artırabilir
7.Kahve ve kafein
8.Alkol azaltın, haftada bire indirin
9.Gazoz, kola içmeyin yerine su içiniz. -
İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?
İhtiyoz’ a balık pulu hastalığı da denir. Bunun nedeni karakteristik döküntüsünün görünümüdür. Kalıtım yoluyla geçen cilt hastalıkları içinde en sık görülenidir…
Belirtileri: Küçük çocuklarda kuru, pullu cilt.
Bu hastalık genellikle 1 ile 4 yaşları arasında ilk defa ortaya çıkar. Bazen yetişkinlik yıllarında tamamen kaybolup daha ilerde yeniden belirir. En fazla belirgin olan döküntü yerleri dirsekler, dizler ve ellerdir. Genellikle, kışın daha kötü olur. İhtiyoz, atopik dermatitle bağlantılı olabilir.
Tedavisi:
Etkilenen yörelere vazelin sürün ve gece naylonla sarın. Günde iki kere kullanmak kaydıyla laktik asit losyonu ve gece kremi sürmek faydalı olabilir.