Etiket: test

  • Ne kadar seksisiniz?

    Ne kadar seksisiniz?

    Seksi olmak, güzel, çekici ve cazibeli olmaktan çok farklıdır. Seksapelden yoksun kadın, tüm muhteşem görünüşüne karşın erkeklerin dikkatini çekemezken, kusurlarını seksi görüntüsüyle kapamayı bilen kadın, hemen her erkeği elde edebilir. Siz ne kadar seksisiniz? Test edin!

    1) Pek de uygun sayılmayacak bir anda, sevgilinizin ani sevişme isteğiyle karşı karşıyasınız. Ne yaparsınız?

    a. Anında onunla yatağa atlarsınız. Siz havanızda olun ya da olmayın, önemli olan onun tatmin olması!
    b. Siz de heyecanlanır ve ona ayak uydurursunuz.
    c. Sadece içinizden geliyorsa onunla beraber olursunuz, gelmiyorsa onu reddedersiniz,
    d. Onu bir süre için reddedersiniz. Zor elde edileni oynamak, seksi daha eğlenceli kılar.

    2) Ara sıra yatakta kurduğunuz fanteziler:

    a. Sevgilinizin yerinde başkasının olduğunu düşünürsünüz. Keanu Reeves, Hugh Grant ya da George Clooney gibi…
    b. Yakışıklı bir Amerikan askeri tarafından tecavüze uğradığınızı hayal edersiniz.
    c. Ortalık yerde, şaşkın ve meraklı bakışlar altında sevgilinizle oynaştığınızı farz edersiniz.
    d. Fantezilere hayır! Tüm dikkatinizi sevgilinizin üzerinde yoğunlaştırırsınız.

    3) Son derece hoş ve romantik bir gecenin ardından içinizde korkunç bir sevişme isteği duyuyorsunuz. Fakat sevgiliniz uyumayı tercih ediyor. Kendinizi nasıl hissedersiniz?

    a. Biraz incinmiş ve hayal kırıklığına uğramış…
    b. Canınız sıkılır ve bunu ona belli edersiniz.
    c. Hoşnutsuz. Karşı konulmaz kışkırtmalarla onu baştan çıkarmaya çalışırsınız.
    d. Ümidinizi kaybetmeden, uslu uslu oturup, onun ilgi göstermesini beklersiniz.
    4) Şimdi dürüst olun ve cevap verin. Şimdiye kadar kaç sevgiliniz oldu?
    a. Pek azımsanmayacak kadar; beş, altı, sekiz, belki daha fazla!
    b. Sayılamayacak ve hatırlanamayacak kadar çok.
    c. İki veya üç. Siz, monogamiye inanan ve uzun süreli ilişkilere girenlerdensiniz.
    d. Övünmeye değmeyecek kadar az. Bu zamanda uygun bir erkek bulmak o kadar kolay değil.

    5) Yatakta ilk hareket kimden gelir? Sizden mi, yoksa sevgilinizden mi?

    a. Erkeğinizden. Zaten siz de böylesini tercih edersiniz.
    b. Çoğunlukla sevgilinizden. Fakat zaman zaman şehvetli anlarınızda şefkatle sarılarak veya küçük sinyallerle onu harekete geçiririsiniz.
    c. O anda kim daha istekli ve arzulu ise, ilk hareket ondan gelir.
    d. Sizden. İlk hareketin ondan gelmesini beklemek çok daha az ile yetinmek demektir.

    6) Bir erkeği baştan çıkarmak için en çok hangi yöntemi kullanırsınız?

    a. Fiziksel yolları; okşarım, kemerini çözerim…
    b. Hiçbir şey yapmama gerek kalmaz. Çünkü vücudum her zaman baştan çıkarıcıdır.
    c. Şefkatli ve sevecen olurum. En içten duyguları itiraf etmek ve samimi olmak çok etkili bir afrodizyaktır.
    d. İlk önce kışkırtıcı bir şekilde flört eder, sonra da sıcacık bir kucaklamayla onu şaşkına çeviririm.

    7) Cumartesi akşamı ve siz kendinizi iyi hissetmiyorsunuz. Eviniz inanılmayacak kadar dağınık. Ansızın sevgiliniz arıyor ve bir akşamüstü kaçamağı için oraya gelmek istediğini söylüyor. Ne yaparsınız?

    a. Bu buluşmayı başka bir güne (daha prezantabl olacağınız) ertelemek konusunda onu ikna edersiniz.
    b. İçinde bulunduğunuz durumu ve şartları ima eder, kararı ona bırakırsınız.
    c. Onun birazdan yanınızda olacağı düşüncesi sizi heyecanlandırır ve beklediğinizi söylersiniz.
    d. Dağınıklığa aldırmazsınız. Eğer havanızdaysanız “evet”, değilseniz “hayır” dersiniz.

    8 ) Sevişmeniz henüz sona erdi. Sevgiliniz son derece tatmin olmuş görünse de siz pek öyle değilsiniz. Ne yaparsınız?

    a. Banyoya gider ve soğuk bir duş alırsınız.
    b. Ona kibarca henüz orgazma erişemediğinizi söyler ve sizinle biraz daha meşgul olmasını istersiniz.
    c. Biraz soğuk davranırsınız. Mesajı alacaktır.
    d. Ona sarılıp, kocaman bir öpücük verir ve cinsel başarısızlık duygusuna kapılmasına engel olursunuz.

    9) Sıra dışı seks konusunda takıntılarınız var mı?

    a. Her türlü edepsizliğe açıksınız.
    b. Erkeğin kölesi, rolünü oynamaya her zaman hazırsınız.
    c. Çılgın kostüm ve aksesuar kullanımının ve değişik rollere bürünmenin, cinsel deneyimleri zenginleştirdiğine inanıyorsunuz.
    d. Sıra dışı seks sizi rahatsız eder. Kendinizi huzursuz hissedersiniz.

    10) Hayalinizdeki ideal erkeği bulmak tabii ki bu kadar basit değil ama siz yine de aşağıdaki listeden kendinize göre olanı seçin.

    a. Yakışıklı, zengin, tanınmış biri.
    b. Sevimli, enerjik, harika vücuda sahip biri.
    c. Sizinle aynı duygusal frekansı paylaşabilen, içten ve duyarlı biri.
    d. Güçlü, erkeksi ve özgüveni olan biri.

    11) Bir partide tam size göre, çok çekici bir erkekle karşılaşıyorsunuz. Stratejiniz ne olur?

    a. Ona önce dostça gülümser sonra da beklemeye geçersiniz. İlk hareketi erkeklerden beklemek en iyisidir.
    b. Onu izler ve dış görünüşünün yanında başka ne gibi özelliklere sahip olduğunu anlamaya çalışırsınız.
    c. Kendinizi tanıtır ve biraz flört edersiniz.
    d. Ona iğneli ve hafif kışkırtıcı bir şey söyleyip sonra da yanından ayrılırsınız. Peşinizden gelirse, onunla beraber olmak için bir şansınız var demektir.

    12) Cinsel ilişki öncesi belli bir süreye ihtiyaç duyar mısınız?

    a. Pek değil. Seks düşüncesi bile sizi havaya sokmaya yeter.
    b. Hayır, önsevişmeden çok, seksin kendisi sizi ilgilendiriyor.
    c. Belli bir ölçüde ihtiyaç duyarım. Özellikle bunun partnerinizin arzu ve şehvetini arttıracağını düşünüyorsanız.
    d. Oldukça az. Bir iki öpücük ve sarılış yeter.

    13) Yeni bir pozisyon deneme fikri genellikle kimden gelir?

    a. Sizden. Yatakta ondan daha maceracısınız.
    b. Ondan ama sizin teşvikinizle.
    c. Doğrusunu söylemek gerekirse, işler kızıştığında bunu kimin başlattığını anlamak biraz zor oluyor.
    d. Kimseden. Yatakta yeni şeyler deneme alışkanlığınız yoktur.

    14) Sevgiliniz sizi kızdırdığı veya gücendirdiği zaman onu seksten yoksun bırakır mısınız?

    a. Tabii ki. Bu ona ders vermenin en iyi yoludur.
    b. Evet. Çünkü sizi deli ettiğinde ona karşı olan tüm isteğinizi kaybediyorsunuz.
    c. Hayır. Onu reddetmeniz gerektiğini bilseniz bile, yine de karşı koyamıyorsunuz.
    d. Elbette hayır. Bu onu olduğu kadar kendinizi de cezalandırmak olur.

    15) Sevgilinizin sizden pek alışılagelmedik ve sizi rahatsız edebilecek bir cinsel isteği var. Bu durumda nasıl davranırsınız?

    a. Ona istediğini verirsiniz. Eğer bu deneyim pek hoşunuza gitmezse bir daha tekrar etmezsiniz.
    b. Sadece “hayır” dersiniz. Çünkü bu konu uzarsa, kinci ve can sıkıcı olabilir.
    c. Niye böyle bir istekte bulunduğunu anlamaya çalışırsınız. Belki ilişkinizde bazı şeyleri eksik buluyordur.
    d. O andaki durumunuza bağlı olarak reddeder veya kabul edersiniz.

    16) Orgazm taklidi yapmak konusunda tavrınız nedir?

    a. Partnerinizi havaya sokmak için yaparsınız.
    b. Devam etmekte çok ısrarlı olduğu zaman bu yola başvurursunuz.
    c. Bu sizin maskeniz gerçekte orgazm olmak konusunda problemleriniz var.
    d. Sizi ilgilendirmiyor. Bu şekilde rol yapmaya hiç ihtiyacınız yok.

    17) Mastürbasyon yapmak konusunda ne düşünüyorsunuz?

    a. Vazgeçilmez bir ihtiyaç. Çoğu zaman iki kişilik beraberlikten daha zevkli.
    b. Sinir ve sıkıntıyı atmak için kullandığınız bir yol.
    c. Bir ilişkiniz olduğu zaman bile başvuruyorsunuz, çünkü sizi cinsel olarak her zaman canlı ve ateşli tutuyor.
    d. Her zaman ikinci planda. Sadece sizi tatmin eden bir ilişkiniz yokken mastürbasyon yapıyorsunuz.

    Değerlendirme:

    1) a-1 b-4 c-3 d-2
    2) a-2 b-4 c-3 d-1
    3) a-2 b-2 c-4 d-1
    4) a-3 b-4 c-2 d-1
    5) a-1 b-2 c-3 d-4
    6) a-4 b-1 c-2 d-3
    7) a-2 b-1 c-4 d-3
    8) a-3 b-4 c-1 d-2
    9) a-4 b-2 c-3 d-1
    10) a-1 b-4 c-3 d-2
    11) a-1 b-3 c-4 d-2
    12) a-4 b-3 c-2 d-1
    13) a-4 b-2 c-3 d-1
    14) a-1 b-3 c-2 d-4
    15) a-1 b-2 c-1 d-4
    16) a-2 b-3 c-1 d-4
    17) a-2 b-1 c-4 d-3

    50 puan ve üstü: SEKS MAKİNASI
    Aşk ve seks bütün hayatınıza hükmediyor. Çok nadiren yalnız kalıyor veya tek bir erkekle birlikte oluyorsunuz. Erkekler sizdeki cinsel potansiyeli hemen fark ediyor ve cazibenize kapılıyor. Probleminiz ise, sürekli seksin ön planda olmasından dolayı erkekleri gerçekçi bir gözle görememek. Çoğu zaman seksi, ilişkilerinizde problemleri saklayabilmek için kullanıyorsunuz. Bütün kavga ve tartışmalar yatakta bitiyor. Anlaşmazlıklarınızı seksi kullanarak değil de, sözcüklerle çözmeyi öğrenmelisiniz.

    40 – 50 puan arası: İHTİRASLI AMA ÖLÇÜLÜ

    Güçlü tutkularınızı sofistike bir kontrol duygusuyla frenliyorsunuz. Kendinizi doğru erkeğe rahatlıkla teslim edebiliyor, bir çaylakla beraberken de ona nasıl mutlu edildiğinizi öğretmekten kaçınmıyorsunuz. Erkeklerin limitlerini zorlamaktan hoşlanıyorsunuz. Kışkırtıyor, değiştiriyor, uyandırıyorsunuz. Ta ki onu istediğiniz hale getirene kadar. İstediğiniz olmazsa da aldırmıyorsunuz. Biliyorsunuz ki daha iyisini bulmanız uzun sürmeyecek.

    25 – 39 puan arası: TUTKULU ÂŞIK

    Sizi ilgilendiren aşk, seks değil. Duygular her zaman ön planda ve aradığınız heyecanı romantizmde buluyorsunuz. Erkekleri dış görünüşlerinden çok, duygusal yönden değerlendiriyorsunuz. Bu sizi potansiyel incinmelerden koruyor. Derinliği olmayan tek gecelik ilişkilerden kaçınıyorsunuz. Bu tür geçici ilişkiler sizi asla tatmin etmiyor.

    24 puan ve aşağısı: SOĞUK NEVALE

    Bu kadar soğukluk niye? Belki farkında değilsiniz ama hayatın en zevkli yanını kaçırıyorsunuz. Her ne kadar beraber olduğunuz erkeğin cinsel isteklerine ayak uydursanız bile o, sizin bu işi bir görev duygusuyla yaptığınızdan haberdar. Bir terapistten yardım istemek iyi bir fikir olabilir. O, bu probleminizin kaynağını bulmakta yardımcı olacaktır. Genellikle cinselliği bastırma eğilimi küçük yaşlarda yaşanan bazı olaylar sonucu gelişir. Bu aile baskısı veya cinsel taciz olabilir ve genellikle hatırlanmaz. Unutmayın, artık bir kadınsınız, kendi cinselliğinizle yüzleşmelisiniz. Zaman, hayatın zevklerini tatma zamanı!

  • Ovulasyon nedir ? Ovulasyon hakkındaki yanlış bilgiler.

    Ovulasyon nedir ? Ovulasyon hakkındaki yanlış bilgiler.

    Ovulasyon (yumurtlama) yumurtalıkta döllenme bekleyen olgunlaşmış yumurtaların döl yatağından (fallop tüpleri) serbest kalması, çatlaması ile meydana gelir. Bu arada rahim, rahim mukozası ile yumurtaya hazırlanır. Genelde bu yumurta 12-24 saat yaşar. Eğer gebe kalma, döllenme oluşmaz ise, döllenmemiş yumurta, rahim mukozası, ve diğer kan adet dönemi boyunca akınyla dışarı atılır. Eğer gebe kalma, döllenme meydana gelmiş ise, yumurta 6-12 gün rahim duvarına yerleşir.

    Anlaşılması gereken nokta; ovulasyon, gebe kalma konusunda anahtar konudur. Ovulasyon hakkında bir çok yanlış düşünce, kanı vardır. Ve bu gebe olma sürecindeki büyük engellerdendir. Burada size ovulasyon hakkındaki yanlış bilinen bazı efsanelerden bahsedeceğiz.

    Yanlış Bilgi #1: Her kadının ovulasyon tarihi (yumurtlama tarihi) adet tarihinin 14. günüdür.

    Başka bir yanlış bilgi olan “Her kadın 28 gün adet dönemi geçirir” efsanesinden dolayı böyle bir düşünce oluşmuştur. Her iki bilgi de yanlıştır. Ne her kadınının adet dönemi 28 gündür nede her kadının yumurtlama tarihi adet döneminin 14. günüdür. Kadınlarda adet dönemi genelde 24-35 gün arasında değişir. (bazı durumlarda daha da uzun sürebilir.) Kadınların büyük çoğunluğu adet döneminin 11. günü ile 21. günü arasında bir gün yumurtlarlar.

    Bir çok kadın tam ovulasyon tarihini belirlemek için bir çok yöntem kullanmaktadırlar. Bunlardan bazıları Ovulasyon Tahmin Kitleri, Doğurganlık İzleyiciler, VÜcut Isısı Ölçümü vb.

    Siz de sitemizde bulunana Ovulasyon-Yumurtlama tarihi hesaplama aracını kullanarak muhtemel ovulasyon döneminizi hesaplayabilirsiniz.

    Yanlış Bilgi #2: Kadınlar her adet döneminde birden fazla yumurtlama dönemi geçirebilirler.

    Ovulasyon-yumurtlama her adet döneminde sadece bir kere olur. Ovulasyonunu ikinci bir kere olma ihtimali neredeyse imkansızdır. Birden fazla yumurtanın olgunlaştığı durumlarda, yumurtaların birbirlerini 24 saat içinde bırakırlar. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi bu neredeyse imkansızdır. Yani her kadının her ay sadece bir ovulasyon dönemi vardır. Ve hamile kalmak için bu tarihin bilinmesi gerekir.

    Yanlış Bilgi #3: Kadınların ovulasyon tarihi her ay aynı gündür.

    Bir çok kadının adet döneminin ortasında yumurtlama olmasına rağmen, gerçek ovulasyon günü dönem dönem değişebilir. Bu ovulasyon dönemi hesaplamanın hamile kalma aşamasında neden çok önemli olduğunun diğer bir nedenidir.

    Yanlış Bilgi #4: Adet Kanaması kadının ovulasyon (yumurtlama) geçirdiğinin ispatıdır.

    Böyle birşey söz konusu değildir. Eğer kadınlarda ovulasyon (yumurtalama) olmuyorsa bile, hormonal dalgalanmaların sonucu olarak düzenli olarak adet görebilir. Aynı zamanda düzenli adet görmenin sebebi atılım kanamaları olabilir. Sonuç olarak bir kanının düzenli adet görmesi onun ovulasyon dönemine girdiği veya yumurtalama olduğu anlamına gelmez.

    Ovulasyon tarihi hesaplama için tıklayın

  • Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ?

    Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ?

    Kadında doğuştan varolan yumurta rezervleri; doğurganlık yaşı, bebek sahibi olma şansı veya menopoz süreci hakkında güvenilir bilgi kaynağıdır. Peki zaman içinde azalan yumurtalık rezervlerinin seviyesinin belirlenmesi mümkün müdür? Yapılan araştırmalar basit bir kan tahlili ile kandaki AMH hormonuna bakıldığında elde edilen değerler tüm bu sorulara güvenilir cevap oluşturuyor…

    Op. Dr. Güvenç Karlıkaya
    Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi

    ‘’Hem kariyer hem çocuk istiyorsunuz ve zaman konusunda kararsızlık yaşıyorsunuz. Geç kalmaktan da korkuyorsunuz… Ya da tüp bebek tedavi sürecinde bebek sahibi olma şansınızı merak ediyorsunuz… Ya da ‘menopoz sürecine girdim mi’ ikilemini yaşıyorsunuz?’’ Günlük yaşamda bu tür sorunlarla daha sık karşılaşır hale geldik. Çünkü özellikle son otuz yılda kadının sosyal hayata ve iş hayatına katılımının hızla artması, eğitim düzeyinin yükselmesi, kariyer planlaması gibi nedenler gelişmiş toplumlarda gebelik yaşının geciktirilmesi sonucunu doğurdu. Birçok aile çocuk sahibi olma planlarını daha ileri yaşlara bırakmakta, bunun sonucunda infertilite (kısırlık) sorunu ile daha sık karşılaşılmakta ve infertilite tedavilerine daha sık başvurulmaktadır.

    Basit Bir Kan Tahlili İle Yumurta Rezervinin Belirlenmesi İçin AntiMullerıan Hormon (AMH)Testi

    Kadın yaşının ilerlemesiyle gebe kalma şansının azaldığı ve düşük yapma riskinin arttığı bilinen bir gerçektir. Özellikle otuzlu yaşların ortalarından itibaren bu türde problemlerle karşılaşma riski gittikçe artış göstermektedir. Yapılan çalışmalarla anlaşılan bir diğer ilginç saptama ise bu risklerin ortaya çıkış zamanı ve artış hızı, kadının yumurtalık rezervinin yaşla azalma trendine birebir uyum göstermesidir.

    İnfertilite tedavileri, özellikle tüp bebek ve mikroenjeksiyon gibi, ileri tekniklerin başarılı sonuçlanabilmesinde en önemli etkiyi kadının yaşı ve buna bağlı olarak elde edilen yumurta sayısı ve kalitesi yapmaktadır. Bu nedenle, çiftler için çok büyük önem taşıyan bu tedavilerde, başarı şansını önceden değerlendirebilmek için yumurta rezervini ölçmeye yönelik bir çok kriter belirlenmeye çalışılmıştır. Ancak bu belirteçlerin birçoğu (örneğin kandaki FSH değerleri gibi) farklı zamanlarda farklı sonuçlar verebildiği için yeterli bilgiyi vermekten uzak kalmıştır. Son yıllarda, Anti Müllerian Hormon (AMH) ölçümlerinin bu konuda daha çok yardımcı olduğu, kadının adet dönemlerinin farklı zamanlarında değerinin oldukça sabit kaldığı gözlemlenmiştir.

    AHM Hormonu Seviyesi Önemlidir!

    Gerçekte de, çok erken dönem yumurtalardan salgılanan bu hormon, kadının asıl yumurtalık havuzu hakkında bize daha doğru bilgiler vermektedir. Yapılan çalışmalar, kanda bakılan AMH değerlerinin, tüp bebek tedavisinde yumurtalıkların vereceği cevap konusunda bize önceden önemli bilgiler vermektedir. Düşük AMH değerlerine sahip kadınlarda yapılacak bir tüp bebek tedavisinde elde edilecek cevabın (muhtemel elde edilebilecek yumurta sayısının) düşük olacağını bilmek, hasta için en uygun olduğu düşünülen protokol seçiminde yardımcı olurken, hastanın bu yönde bilgilendirmesinde önemli bir parametre olacaktır.

    Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ? | 1 Yüksek AMH değerlerinde ise, hastadan en uygun cevabı alacak ilaç dozlarının ve protokollerinin belirlenmesi, yeterli sayıda ve kalitede yumurtalar elde edilmesine, buna bağlı olarak gebelik şansının artmasına neden olacaktır. Bununla beraber “ovaryan hiperstimulasyon sendromu” adı verilen ve tüp bebek tedavilerinde aşırı yumurtalık cevabı nedeniyle karın şişkinliği ve nefes alma güçlüğü gibi bazen şiddetli olabilen komplikasyonların ortaya çıkma olasılığı, yüksek AMH değerlerine sahip kadınlarda daha fazladır. Bu şekilde yüksek AMH değerlerine sahip kadınlarda, tedavilere uygun protokoller ve ilaç dozları ile başlamak, tüp bebek tedavilerinin bu en korkutan yan etkisini önlemede doktorlara en başından uyarıcı olacaktır.

    Aynı zamanda, AMH değerlerinin, menopoza giriş yaşını belirlemede belirleyici olabileceğine dair birçok çalışma bulunmaktadır. Beklenenden daha düşük AMH değerlerinde kadının ortalamalardan daha önce menopoza girme ihtimalinin arttığı gözlemlenmiştir.

    Her ne kadar bir kadının gebe kalma ihtimali veya menopoza girme süresi birkaç parametre ile kesin olarak belirlenemeyecek kadar karmaşık olaylar silsilesi olsa da, gebe kalma yaşını çeşitli nedenlerden erteleme eğilimi olan kadınların, bu türde parametrelerden yararlanmaları gelecek planlarını yapmakta onlara yardımcı olacaktır.

  • 100 Erkekten Birinin Spermi Yok !

    100 Erkekten Birinin Spermi Yok !

    100 Erkekten Birinin Spermi Yok ! | 2Ünlü ses sanatçısı Doğuş’un “Zamanında vücut çalışırken aldığım ilaçlar yüzünden sperm sayılarımda azalma olmuş’’ açıklaması erkeklerde üreme konusunda en sık rastlanan ‘azospermi’ nedir?’ konusunu gündeme taşıdı. Peki azospermi nedir, kaç Türk erkeği bu problemi yaşıyor, tedavisi mümkün mü? Tüm bu soruları Bahçeci Umut Tüp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ yanıtladı.

    Her yüz erkekten birinin azospermi yani meni de hiç canlı hücre bulunmama problemi yaşadığını biliyor musunuz? Ünlü ses sanatçısı Doğuş’un ‘vücut çalışırken aldığı ilaçlar yüzünden sperm sayılarımda azalma olduğu’ açıklaması üzerine birçok erkeğin farkında olmadığı ciddi bir sağlık sorunu gündeme geldi: AZOSPERM

    Bahçeci Umut Tüp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ konu hakkında şu açıklamalarda bulundu: ‘Yapılan araştırma sonuçlarına göre her yüz erkekten biri azospermi yani meni de hiç canlı hücre bulunmama problemi yaşıyor. Erkeklerde sperm sayısını etkileyen bazı faktörler vardır. Geçirilmiş enfeksiyonlar, genital cerrahi operasyonlar, genetik nedenler, kronik hastalıklar, böbrek yetmezliği, karaciğer bozukluğu, kullanılan ilaçlar, radyoterapi, radyosyona maruz kalma ve en sık rastlanılan sebebi ise nedeni bilinmeyenler oluşturmaktadır.

    Vücut Geliştirme İlaçları Kısırlık

    Doç. Dr. Ulun Uluğ vücut geliştirme için kullanılan anabolik steroitlerin androjen hormonu benzeri maddeler içerdiğini belirterek, bu tür ilaçları kullanırken çok dikkatli olunması gerektiği konusunda erkekleri uyardı. Uluğ, ‘’Bu maddeler erkelerde kas gelişimi performansını artırırken maalesef aynı zamanda özellikle santral sinir sistemini etkileyerek, sperm üretimini azaltır. Vücut geliştirme sporcularında rastlanılan azospermi sorunu ilaçlar nedeniyle ortaya çıkabilir. ‘’ dedi.

    Her 100 Erkekten Biri Sperm Sorunu Yaşıyor!

    Her yüz erkekten birinin azospermi ya da meni de hiç canlı hücre bulunmaması olayını yaşadığını sözlerine ekleyen Doç. Dr. Ulun Uluğ;’’ İnfertilite yani kısırlık problemi yaşayan çiftlerde bu oran %10’lara çıkmaktadır. Oysa ki çok basit bir sperm analizi ile bu sorun kolayca tespit edilebilir. Ülkemizde ne yazık ki azospermi olup yıllarca eşini doktor doktor dolaştırıp tedavi olmaya çalışan erkekler var. Sorunun karısında değil kendisinde olduğu aklına bile gelmez, kendisine sperm analizi yaptırmaz. Azospermi saptanan hastaların bu konun uzmanı, androloji ile uğraşan bir ürolog, tarafından değerlendirilmesi şarttır. Azospermiye neden olan etkenler araştırılıp tedaviye başlanabilir.’’

    En Sık Rastlanan Sorun: Nedeni Bilinmeyen Azosprem

    Doç. Dr. Ulun Uluğ en sık rastlanan sorunun nedeni bilinmeyen azosperm olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: ‘’Maalesef bu sorunu yaşayan birçok hastamızda bir neden saptanamamaktadır. Bu kişilere şu anki teknolojiyle tekrar sperm üretimi yaptırıp doğal yollardan çocuk sahibi olmaları sağlanamamaktadır. Nedensiz azospermi olan hastalara tüp bebek tedavisi önerilmektedir. Bu tedavi sırasında testislerini mikroskop altında bir cerrahi işlem uygulanarak testislerinde olan ancak meniye ulaşamayan spermler bulunmaya çalışılır. Buna TESE işlemi denilmektedir. İşlemlerin profesyonel kişiler tarafından yapılması sperm bulunma şansını artırır. Bu da çiftlerin çocuk sahibi şansını olumlu yönde etkiler’’

    Sperm Seçmede İleri Teknoloji: IMSI

    Doç.Dr. Ulun Uluğ TESE işleminde sadece sperm bulunmakla kalınmayıp spermin şeklinin düzgün olup olmadığının önemli olduğunu belirterek; ‘Son yıllarda gelişen teknolojiyle birlikte spermler IMSI denilen bir yöntemle çok daha fazla büyütülerek bakılmakta ve daha sağlıklı spermler de seçilmektedir.’dedi.

    Azosperm Cinsel Bozukluk Değildir, Bitkisel Çözümü Yok

    Doç.Dr. Ulun Uluğ, ‘’Toplumun genelinde azospermi ile cinsel bozukluk aynı sorunmuş gibi algılanır. Halbuki bu çok yanlış bir düşüncedir. Azosperm cinsel bozukluk anlamına gelmez. Burada yapılan ikinci büyük yanlış ise maalesef sperm sayısını artırabilme amacıyla bitkisel desteklerden çare aranmasıdır. Bunların azospermi hastalarında bilimsel olarak faydalı olduğu kanıtlanmamıştır. Olabilecek en iyi yararı cinsel performansı artırmaktan öteye gidemez.’’ dedi.

  • 10 soruda sağlıklı gebelik !

    Hamile kaldığınızı öğrendiğiniz andan itibaren, sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmeniz için ne zaman, hangi test yaptırmanız gerektiğini bilmelisiniz.

    Hamilelik süreci ile ilgili doğru bilinen yanlışlar ve diğer konularla ilgili olarak Anadolu Sağlık Merkezi Ataşehir Tıp Merkezi’nden Kadın Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Meltem Çam, on soruda bilgi verdi.

    Anne adayı size geldiğinde ilk olarak hangi testleri yapıyorsunuz ?
    Gebelik başladıktan sonra ilk etapta yani beklenen adet günü geçtikten sonra, gebeliği tespit için kanla ya da idrarla bir gebelik testi yapıyoruz. Ultrasonla gebeliği tespit etmeye çalışıyoruz. Gebeliğin ultrasonla ilk değerlendirilmesi son adetten 5 hafta sonra yapılıyor.
    article_gebelik
    İlk üç ay içinde başka testler uygulanıyor mu ?
    İlk üç ay içerisinde herhangi bir genetik anormallik olup olmadığını belirlemek için yaptığımız ilk test, ikili test dediğimiz tarama testidir. Bu testle, kanda iki tane özelliğe bakıyoruz. Annenin kanına bakılırken ultrasonla da bebeğin bazı ölçümleri yapılıyor. Bebeğin ensesindeki kalınlığa bakılıyor. Çünkü ense kalınlığı arttığı zaman bebeklerde bazı genetik anormallikler ya da kalp anormalliklerinin riski artıyor.article_gebelik

    Bu anormallikler neler olabiliyor?
    Sık bilinen Down sendromu var, yani Mongolizm. Bir de daha ender görülen trizomi 13 ya da 18 dediğimiz, döllenme sırasında oluşan genetik kodlama hataları görülebiliyor. Bizi en çok rahatsız eden ise Down sendromu. Çünkü Down sendromlu doğan bazı çocuklar, uzun yıllar yaşayabiliyor, eğitim alabiliyorlar. Ama bir ailenin Down sendromlu bir bebek sahibi olması gerçekten çok sıkıntılı bir durum. Biz bu sorunu tespit edebiliyoruz. Eğer ailenin onayı varsa, doktor onayı da varsa gebelik 3-3,5 aylıkken sonlandırılabiliyor. Fakat bu bebeklerin doğduktan sonra yaşama olanağının olması, gebeliğin sonlandırılmasını tartışmalı bir konu haline getiriyor.

    İkili testten sonra hangi testler yapılıyor?
    İkili testten sonra 16. ve 19. haftalarda üçlü test var. Yaklaşık olarak gebeliğin 3,5 ayında ikili teste benzer şekilde anne kanı alınarak yapılan bir testtir. Fakat her iki test için de bunların tarama testleri olduğunu belirtmemiz gerek. Anneden kan alarak bebekle ilgili fikir sahibi olmaya çalışıyorsunuz. Bu testler hiçbir zaman yüzde yüz kesin sonuç vermiyor. Ancak size istatistiki veri sağlıyor. Böyle bir çocuk sahibi olma riskiniz binde bir ya da yüzde bir gibi. Bu risk hep vardır. Bu riski ortadan kaldıramazsınız. Tarama testi olduğu için annenin kuşkularını da aslında ortadan kaldırmaz.

    Yüzde 100 tespit sağlamak için ne yapılabilir?
    3,5-4 ay olduğunda anne karnından ince bir iğneyle girip bebeğin suyundan örnek alınabiliyor. Bunu tahlile gönderiyoruz ve bebeğin genetik yapısı inceleniyor. Bu yöntem bebek hakkında genetik olarak yüzde 100 kesin bilgi veriyor. Biz buna amniyosentez diyoruz. Aynı şekilde bebek kanı alınarak da yapılabiliyor fakat bunun düşük riski daha yüksektir.

    Gebelikte diyabet riski çıktığında ne tür önlemler alınıyor ?
    Gebeliğiin 24-28 haftaları arasında 50 gr. şeker yükleme testini yaptıktan sonra sonuç belli bir sınırın üzerinde çıktıysa hastayı doğrudan gebeliğe bağlı diyabet olarak kabul ediyoruz. 50 gram yükleme de bir tarama testi ve onun da bir yanılma payı var. Eğer bu testte yüksek çıkarsa bizi yanıltmasın diye bir de 100 gram yükleme testi yapıyoruz. Bu yüklemeyi herkesten istememe nedenimiz ise güç olmasıdır. 3 saat takip gerektirir. Bunların sonucunda hastanın gebeliğe bağlı diyabetli olduğuna karar verdiğimizde ilk etapta hastaya diyet öneriyoruz ve kontrole alıyoruz. Diyetle şekerini kontrol altına alırsak devam ediyoruz. Ama diyetle halledemezsek o zaman insülin kullanmaya başlıyoruz. İnsülin kullanmamızın nedeni de insülin bebekle anne arasındaki bariyeri aşmıyor.

    Gebelikte diyabet, ne tür riskleri beraberinde getiriyor ?
    Bebek sürekli çok şekerli bir ortamda olduğu için normalden fazla büyüyor. Doğum travmaları artıyor. Çünkü o kadar büyük bir bebeği doğurmaya çalıştığınızda normal doğumda hem anneye hem de çocuğa zarar verebiliyor. Diyabetik bebeklerin kiloları genelde gövde ve omuz çevresinde oluyor. Bebeğin kafası çıkıyor ama ondan sonra omuz takılıyor ve çok büyük bir risk oluşturabiliyor. Bebeğin iri olmasını sezaryenle aşabilirsiniz. İkinci problem bebeklerin akciğerlerinde bulunan sürfaktan denilen bir madde var ve bu madde akciğerlerinin düzgün genişleyip, düzgün solunum yapmasını sağlıyor. Diyabetik bebeklerde akciğer gelişimi de problem oluyor. Akciğerler daha geç ve güç gelişiyor. Bu bebekler, akciğer gelişimi problemi yaşıyorlar. Diyabetik annelerin de bebeklerinde bazı anormallikler görülebiliyor. Kalp problemleri daha sık görülüyor. Diyabetik annelerin bebeklerinde 28. haftada mutlaka fetal eko da yapmak gerekiyor.

    Erken doğum riski dönemi bittikten sonra, gebeler hangi aşamalardan geçiyor ?
    28. haftadan sonra erken doğum riskinin bittiği dönem olan 37. haftaya kadar hastayı özel durumlar haricinde idrar tahlili ve kan sayımlarıyla takip ediyoruz. 37. haftadan sonra önemli olan doğum zamanını tespit etmek ve sağlıklı olarak bebeğin doğumunu sağlamaktır. 37. Haftadan sonra bebeğin büyüklüğünü ultrasonla takip ediyoruz. Bebeğin içinde bulunduğu su kesesine bakıyoruz; çünkü su miktarı önemli. Bir de kardiyotokografi dediğimiz bir alet var, bebeğin kalp atımlarının düzenli olup olmadığını kontrol ediyoruz. Bebeğin kalp atımları da çok önemli, çünkü bebek anneden rahat oksijen alabiliyorsa kalp atımları da normal oluyor. Fakat bir sorun varsa annenin doğumunun başlamasını beklemeden müdahale ederek bebeğin doğumuna karar veriyoruz.

    Gebelikte vajinal muayenenin yanlış olduğuna dair bir inanış var. Bu ne kadar doğrudur ?
    Biz gebe hastayı gerek vajinadan elle muayene ettiğimizde, gerekse vajinadan ultrasonla baktığımızda hasta tarafından bir dirençle karşılaşıyoruz. Özellikle hastanın kanaması olduğunda ya da düşük şüphesi olduğunda doğru kararı verebilmek için mutlaka bu muayeneleri yapmak gerekir. Sadece bebeğin eşinin (plasenta) aşağıda olduğu özel durumlarda bu muayeneler sakıncalı olabilir.

    Cinsel ilişki kaçıncı aya kadar normal şekilde devam edebiliyor ?
    Erken doğum ya da düşük tehdidi varsa hastaya cinsel ilişkiyi yasaklıyoruz. O da sadece sperm faktöründen dolayıdır. Onun dışında bilgi olarak son bir aya kadar anne adayları normal bir şekilde aktif cinsel hayatına devam edebilir.

    Kaynak : NTV-MSNBC