Etiket: Teoman Dal

  • Tükürük Bezi Endoskopisi

    Tükürük Bezi Endoskopisi

    Günümüzde iyi huylu tükürün bezi hastalıklarının tanı ve tedavisinde güncel yaklaşım olan tükürük bezi endoskopisi (siyalendoskopi) ile fonksiyonel tedavi sağlanabilmektedir.

    Siyalendoskopi Nedir?

    Tükürük bezlerinin ince kanallarına tanı ya da tedavi amacı ile minik endoskoplarla girilmesi işlemi siyalendoskopi olarak isimlendirilmektedir (Şekil 1).

    Siyalendoskopi
    Şekil 1. Tükürük bezi kanalının endoskopik görünümü

     

     

     

     

     

     

     

     

    Şekil 1. Tükürük bezi kanalının endoskopik görünümü

    1990 ların sonunda ince endoskoplarla tükürük kanallarına girilerek tıkanıklığın nedenini anlamak için kullanılmaya başlanan bu yöntem zamanla daha ince endoskoplar ve bu endoskopların yanından kullanılabilen çok ince cerrahi enstrumanların geliştirilmesi sonucunda patolojilere müdahale etmek amacıyla da kullanılmaya başlanmıştır. Siyalendoskopi günümüzde çene altı (submandibüler) ve kulak önü (parotis) tükürük bezlerinin kanallarında tıkanıklığa neden olan iyi huylu hastalıkların tanı ve tedavisinde en etkili yöntem olarak kabul edilmektedir.

    Tükürük bezi kanallarında tıkanmaya neden olan patolojiler sıklıkla tükürük bezi taşları ve daha az olarak çeşitli nedenlerle oluşan tükürük kanalı darlıklarıdır. Geçmiş dönemlerde çoğu zaman tükürük bezlerinin cerrahi olarak çıkartılması yolu ile tedavi edilebilen bu hastalıklar günümüzde siyalendoskopi yardımı ile yüksek başarı oranları ile ve tükürük bezleri korunarak tedavi edilebilmektedir. Tanısal ve tedaviye yönelik girişimsel siyalendoskopi uygulaması yapılan kliniklerde kanal tıkanması ile seyreden iyi huylu patolojilerde tükürük bezlerinin cerrahi olarak çıkartılma oranları %1 seviyesine kadar gerilemiştir.

    Genellikle hastane yatışı gerektirmeyen siyalendoskopik girişimler sonrasında normal diyet ve günlük aktivitelere hızla dönülebilmekte ve tedavi süreci mümkün olan en az zaman kaybı ile tamamlanabilmektedir.

    Neden Siyalendoskopi?

    Çene altı (submandibüler) ve kulak önü (parotis) tükürük bezlerinin standart cerrahi yöntemlerle çıkartılması amacı ile yapılan ameliyatlar, yüz sinirinde fonksiyon kaybı, ağız içinde his kaybı, boyunda cerrahi yara izi, yüzde deformite ya da kanalın tam olarak çıkartılamamasına bağlı hastalığın tekrarlaması gibi komplikasyon riskleri içerirken sialendoskopik yaklaşım ile bu komplikasyon risklerinin önlenmesi yanında ilave avantajlar sağlanmaktadır.

    Siyalendoskopinin standart cerrahi tekniklere göre en önemli avantajları;

    • Hızlı iyileşme
    • Çok düşük cerrahi komplikasyon oranı
    • Kalıcı sinir hasarı riski olmaması
    • Ciltte ameliyat izi olmaması
    • Normal anatomi ve fonksiyonların korunması
    • Minimal çalışma zamanı kaybı
    • Hastane yatışı gerekmemesi olarak sayılabilir

    Siyalendoskopi hangi hastalarda uygulanmaktadır?

    Çene altı ya da kulak önü tükürük bezlerinde ya da kanallarında taş saptanan, tükürük kanalında daralma olan, sık tükürük bezi enfeksiyonu ya da şişmesi şikayeti olan tüm hastalar siyalendoskopi adayıdır.

    Tükürük kanalındaki parotis bezinde 3mm çene altı bezinde 4 mm çapa kadar olan taşlar siyalendoskopi sonrasında özel forsepsler ya da sepetler yardımı ile yakalanarak kanaldan çıkartılabilmektedir (Şekil 2). Daha büyük taşların (6-8 mm) çıkartılabilmesi için Lazer ya da ses dalgaları ile kırılarak kanaldan çıkartılabilecek boyutta küçük parçalara ayrılması gerekmektedir. Kanaldan çıkartılamayacak ya da kırma işlemleri için dahi büyük kabul edilen boyuttaki taşlarda endoskopik ve cerrahi yaklaşımın birlikte kullanılması yolu ile taşların tükürük bezi korunarak kanaldan çıkartılması tercih edilebilmektedir.

    Tükürük bezi kanalındaki taşın forseps (sol) ve sepet (sağ) ile yakalanması
    Tükürük bezi kanalındaki taşın forseps (sol) ve sepet (sağ) ile yakalanması

    Şekil 2. Tükürük bezi kanalındaki taşın forseps (sol) ve sepet (sağ) ile yakalanması

    Tükürük kanalı darlığı saptanan hastalarda darlık olan bölgeler balonlu kateterler kullanılarak genişletilebilmekte, sık tükürük bezi iltihabı geçiren hastalarda kanalların endoskopik olarak değerlendirilmesi, temizlenmesi ve antibiyotik ve kortizon içeren solüsyonlarla yıkanması enfeksiyon sıklığında anlamlı azalma sağlayabilmektedir.

    Doç. Dr. Teoman Dal
    www.teomandal.com

    İlgili konular ;
    – Revizyon Burun Estetik Ameliyatı
    – Ultrasonik Yüz Gençleştirme
    – Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme
    Horlama ve Uyku Apnesi Sendromu

  • Revizyon (Düzeltici) Burun Estetik Ameliyatı

    Revizyon (Düzeltici) Burun Estetik Ameliyatı

    Burun üzerindeki en küçük problemlerin bile göz önünde ve dikkat çekici olması estetik burun ameliyatlarını en sık düzeltici ameliyat (revizyon) yapılan cerrahi işlemler arasına sokmaktadır.

     Revizyon (Düzeltici) Burun Estetik Ameliyatı

    Burun estetik ameliyatları günümüzde en fazla yapılan estetik amaçlı ameliyatlar arasındadır. Yüzün ortasında en belirgin anatomik yapı olan burun üzerinde yapılan bu ameliyatlar sonrasında oluşabilen en küçük problemlerin bile göz önünde ve dikkat çekici olması estetik burun ameliyatlarını en sık düzeltici ameliyat (revizyon) yapılan cerrahi işlemler arasına sokmaktadır.

    Burun estetik ameliyatları sonrasında oldukça uzun süren iyileşme sürecinde maruz kalınan travmalar, kişisel doku özellikleri, yara iyileşme özellikleri ya da cerrahi teknikle ilgili hatalar nedeni ile ortaya çıkan farklı problemleri düzeltmek çoğu zaman ancak ikinci bir ameliyat (revizyon) ile mümkün olabilmektedir. Estetik burun ameliyatı sonrasında tekrar ameliyat gerektiren bir sorun oluşma ihtimali hakkında çok farklı rakamlar verilmekle beraber bu oranın Dünya standartlarında %10-15 civarında olduğu kabul edilmektedir.

    Revizyon (Düzeltici) Burun Estetik Ameliyatı | 1

    Açık ten rengi ve ince cilt yapısı olan kişilerde ya da ileri derecedeki şekilsel bozuklukların düzeltilmesi ve buruna ilave kıkırdak parçalar eklenmesi gereken durumunda ikinci bir müdahale ihtimali artarken, cildi çok ince olmayan ve burunda karşıdan bakışta belirgin asimetrisi olmayan hastalarda bu ihtimal oldukça düşük olmaktadır. Karşıdan bakışta “C” ya da “S” şeklinde asimetrik ve eğri olan burunlarda ise burnu oluşturan tüm kıkırdak ve kemiklerde asimetri olması nedeni ile iyileşmenin tamamlanması ve dokuların nihai şekillerini almaları sonrasında bir miktar eğiklik ya da asimetrinin fark edilmesi nadir olmayarak karşılaşılan bir durum olmaktadır.

    Ameliyattan sonra arzu edilmeyen sonuç ya da problemlerin oluşmasına neden olan değişik etkenler vardır, bunlar içinde en sık karşılaşılanlar; 

    • Ameliyat öncesinde problemlerin tam olarak belirlenememesi
    • Hastanın beklentilerinin tam olarak anlaşılamamış olması
    • Cerrahi teknikte yapılan hatalar
    • Hastaya ait yapısal özellikler (çok ince ya da kalın cilt vb.)
    • Ameliyat sonrası iyileşme döneminde yaşanan problemler (travma, enfeksiyon vb.) olarak sayılabilir.

    Tekrar ameliyat gerektiren durumlar ise problemin içeriği ve ciddiyetine göre;

    • Estetik açıdan belirgin bir problem olmamasına karşın hastanın arzu ettiği sonucun elde edilmemesi
    • Minör problemler: Burun sırtında küçük düzensizlikler, burun ucunda hafif asimetriler
    • Orta derecede problemler: Burun solunumunu da olumsuz etkileyen asimetri ve düzensizlikler
    • Majör problemler: Kıkırdak ya da kemik yapılarda eksiklik ya da bozulma ile birlikte burun solunumunu olumsuz etkileyebilen ciddi asimetri ve görsel bozukluklar olmak üzere dört farklı kategoride değerlendirilmektedir.

    Bu kategoriler içinde kaçınılması en kolay olan hastanın ameliyattan beklentilerinin karşılanamaması durumudur. Günümüzde hızla gelişen tıbbi teknolojilerle ameliyat öncesinde mevcut problemler hassas bir şekilde değerlendirilebilmekte aynı zamanda burun ve yüz bölgesinde yapılacak müdahalelerin olası sonuçları oldukça gerçekçi bir şekilde üç boyutlu olarak görüntülenebilmektedir. Bu amaçla geliştirilen görüntüleme sistemleri ile farklı açılardan alınan yüksek çözünürlüklü dijital görüntüler kullanarak özel bir yazılım yardımı ile burun ve yüz bölgesinin üç boyutlu görüntüsü oluşturulmakta ve ameliyat sırasında yapılması planlanan değişiklikler bu görüntüler üzerinde uygulanabilmektedir. Bu teknoloji ile ameliyat sonrası oluşacak yeni burun ve yüz yapısının gerçeğe en yakın şekilde ön görülmesi, hastaların ameliyattan beklentilerinin hem kendileri hem de ameliyatı yapacak doktorları tarafından tam olarak anlaşılmasını sağlamakta, ameliyatın bu doğrultuda gerçekleştirilmesi sonucunda beklentilerinin karşılanmaması riski en aza indirgenebilmektedir.

    Üç boyutlu dijital görüntü ile ameliyat sonucunun öngörülmesi

    Ameliyatın beklentileri karşılayacak şekilde ve mümkün olan en az riskle gerçekleştirilebilmesi için en önemli koşul ameliyatı yapacak cerrahın bu konudaki bilgi, beceri ve tecrübesidir ancak çok iyi bir ameliyat öncesi değerlendirme ve olabilecek en uygun cerrahi yaklaşımla bile her ameliyat belli bir oranda revizyon riski içermektedir.

    Ameliyat sonrasında iyileşmenin tamamlanması ve burnun son şeklini almasının yapılan müdahalenin içeriğine ve hastanın doku özelliklerine bağlı olarak altı ay ile bir yıl arasında sürdüğü kabul edilmekle beraber burun cildindeki değişikliklerin sonuçlanması cilt yapısına bağlı olarak daha da uzun sürebilmektedir. Bu nedenle genel olarak ikinci bir ameliyat yapmadan önce en az bir ya da bir buçuk yıl beklenmesi önerilmektedir.

    İkinci ameliyatın zamanlamasına karar verirken revizyon gerektiren problemin nedeni ve içeriği belirleyici rol oynamaktadır.

    Estetik açıdan belirgin problem olmamasına karşın hastanın beklentilerinin karşılanamaması nedeni ile yapılacak revizyonlarda ise üçüncü bir ameliyat riskini en aza indirebilmek için mümkünse en az bir yıl iyileşmenin tamamlanmasını beklemek en doğru yaklaşım olacaktır.

    Hafif düzensizlikler, asimetriler ve hastanın kalın cilt yapısı ya da aşırı iyileşme dokusu oluşumundan kaynaklanan problemlerin düzeltilmesi için genellikle iyileşmenin tamamlanmasının beklenmesi (en az bir yıl) ve bu arada gerek görülen durumlarda kortizon uygulamaları ile kalın ve ödemli dokuların inceltilmesi tercih edilmektedir. İlk ameliyatta burun sırtına şekil vermek amacı ile kıkırdak parçalar (kıkırdak greft) kullanılan hastalarda ikinci bir müdahale yapmadan önce burnun son şeklini alması için kullanılan greft tekniğine bağlı olarak 1,5-2 yıl beklemek gerekmektedir.

    Zaman içinde düzelme ihtimali olmayan, aynı zamanda hastanın burun solunumunu olumsuz etkileyen majör problemlerde ve ameliyat sonrasında buruna gelen darbelere bağlı oluşan asimetri ve şekilsel bozukluklarda iyileşme süresini beklenmeden ikinci ameliyatın yapılabilmektedir.

    Revizyon burun ameliyatları, önceki ameliyata bağlı olarak doku planlarının bozulmuş olması, cilt ile kıkırdak ya da kemik çatı arasında oluşan yapışıklıklar ve kıkırdak ya da kemik dokularda oluşmuş hasar ve bozulmalar nedeni ile cerrahi açıdan önemli zorluklar içeren müdahalelerdir. Bu nedenle revizyon ameliyatlarda başarılı sonuçlar alınabilmesi için mevcut problemlerin çok iyi analiz edilmesi, ameliyat sırasında uygulanabilecek alternatif yaklaşımların önceden planlanarak gereken hazırlıkların yapılması, uygun cerrahi alet, malzeme ve teknolojilerin kullanılması ve en önemli koşul olarak ameliyatı yapacak cerrahın bu tür vakalardaki bilgi birikimi ve tecrübesinin yeterli düzeyde olması gerekmektedir.

    Doç. Dr. Teoman Dal
    www.teomandal.com

    İlgili konular ;
    – Revizyon Burun Estetik Ameliyatı
    – Ultrasonik Yüz Gençleştirme
    – Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme

  • Revizyon Burun Estetik Ameliyatı

    Revizyon Burun Estetik Ameliyatı

    Revizyon (Düzeltici) Burun Estetik Ameliyatı

    Yüzün ortasında ve en belirgin anatomik yapılardan birisi olan burun üzerinde uygulanan estetik burun ameliyatları en sık düzeltici ameliyat (revizyon) yapılan cerrahi işlemler arasındadır.

    Revizyon (Düzeltici) Burun Estetik Ameliyatı

    Doç. Dr. Teoman Dal

    Burun estetik ameliyatları estetik amaçlı cerrahiler içerisinde en fazla yapılan ameliyatlar arasındadır. Yüzün ortasında ve en belirgin anatomik yapılardan birisi olan burun üzerinde uygulanan cerrahi müdahaleler sonrasında ortaya çıkan istenmeyen sonuçlar ya da problemler, dışarıdan bakanlar için belli belirsiz bile olsalar hastaları ciddi şekilde rahatsız edebilmekte ve bu durum estetik burun ameliyatlarını en sık düzeltici ameliyat (revizyon) gerektiren cerrahi işlemler arasına sokmaktadır.

    Pek çok diğer cerrahide olduğu gibi burun estetiğinde de ilk ameliyat başarı riski en yüksek, problem beklentisi en düşük olan ameliyattır ve ameliyat sayısı arttıkça ideal sonuçlara ulaşma şansı azalmaktadır. Estetik burun ameliyatı sonrasında ikinci, üçüncü ya da daha fazla sayıda ameliyat olma oranı hakkında çok farklı rakamlar bulunmakla beraber bu oranın genel olarak %10-20 arasında olduğu kabul edilmektedir.

    İlk ameliyat sonrasında planlanan ya da arzu edilen sonuçların oluşmamasında farklı etkenler rol oynamaktadır. Bunlar içinde en fazla karşılaşılanlar;

    • Ameliyat öncesinde mevcut problemlerin tam olarak belirlenememesi,
    • Hastanın ameliyattan beklentilerinin ameliyat öncesinde tam olarak anlaşılamamış olması,
    • Ameliyat sırasında oluşan problemler ya da hatalı cerrahi teknik kullanımı,
    • Hastaya ait çok ince ya da kalın cilt, iyileşmeyi olumsuz etkileyen sistemik hastalıklar gibi yapısal özellikler,
    • Ameliyat sonrası iyileşme döneminde yaşanan buruna darbe gelmesi, enfeksiyon, kanama gibi problemler olarak sayılabilir.

    Bu etkenlerden birisi ya da birkaçının bir araya gelmesi sonucunda oluşan ve düzeltici ameliyat kararı verilmesine neden olan estetik ve veya fonksiyonel problemler ise kendi içinde genel olarak dört farklı kategoride toplanabilmektedir;

    • Estetik ve tıbbi açıdan belirgin bir problem olmamasına karşın hastanın arzu ettiği sonucun elde edilmemiş olması ya da ameliyat sonrasında bir şikayet yokken yıllar içinde estetik algı ve talebin değişmesi
    • Minör problemler:  Burun sırtında küçük düzensizlikler, burun ucunda hafif asimetriler
    • Orta derecede problemler: Burun solunumunu da olumsuz etkileyen asimetri ve düzensizlikler
    • Majör problemler: Kıkırdak ya da kemik yapılarda kayıp ya da bozulma ile birlikte burun solunumunu olumsuz etkileyebilen ciddi asimetri ve şekil bozuklukları.

    Burun estetik ameliyatları sonrasında iyileşmenin tamamlanması ve burnun son şeklini almasının yapılan müdahalenin içeriğine bağlı olarak altı ay ile bir yıl arasında sürdüğü kabul edilmektedir. Özellikle kalın cilt yapısı olan hastalarda bu süre daha da uzayabildiğinden genel yaklaşım olarak ikinci ameliyat için en az bir ya da bir buçuk yıl beklenilmesi önerilmektedir. Ancak revizyon gerektiren problemin nedeni ve içeriği göz önüne alınarak farklı uygulamalar tercih edilebilir.

    Hafif düzensizlik veya asimetrilerde ve hastanın kalın cilt yapısı ya da aşırı iyileşme dokusu oluşumundan kaynaklanan problemlerde genellikle iyileşmenin tamamlanmasının beklenmesi (en az bir yıl) önerilmekte bu süre içinde bazı durumlarda kortizon enjeksiyonları ile kalın ve ödemli dokuların incelmesi sağlanabilmektedir.

    Problemin nedeni ilk ameliyatta burun sırtına şekil vermek amacı ile yerleştirilen kıkırdak parçalarına bağlı düzensizlikler ya da kalınlık olduğunda ikinci bir müdahale yapmadan önce kullanılan greftin içeriği (burun, kulak ya da kaburga kaynaklı olması) ve uygulama tekniğine göre (doğal hali ile kullanma, ezme, Türk lokumu uygulaması gibi) değişmek üzere 1,5-2 yıl beklemek en doğru yaklaşım olacaktır.

    Zaman içinde düzelme ihtimali olmayan, aynı zamanda hastanın burun solunumunu olumsuz etkileyen ciddi problemlerde ve ameliyat sonrasında buruna gelen darbelere bağlı oluşan asimetri ve şekil bozukluklarında ise düzeltici ameliyatın iyileşme süresi beklenmeden yapılması tercih edilebilmektedir.

    Estetik açıdan gözle görünür belirgin bir problem olmamasına karşın hastanın beklentilerinin karşılanamaması nedeni ile yapılacak revizyonlarda üçüncü bir ameliyat riskini en aza indirmek için mümkünse en az bir yıl beklemek en doğru yaklaşım olacaktır.

    Revizyon ameliyatının zamanlaması için karar verirken göz önüne alınması gereken bir diğer konu ise mevcut problemin hastanın psikolojisi ve sosyal ya da profesyonel hayatı üzerindeki etkileridir.

    Sonuç olarak ameliyat ve zamanlaması konusunda karar verirken tüm faktörler göz önüne alınmalı, her yaklaşımın olası sonuçları ve riskleri tartışılmalı ve her zaman bu müdahaleyi takiben bir kez daha ameliyat gerekebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

    Revizyon burun ameliyatları, önceki ameliyata bağlı olarak doku planlarının bozulmuş olması, cilt ile altındaki kıkırdak ya da kemik çatı arasında oluşan yapışıklıklar ve kıkırdak ve veya kemik dokularda oluşmuş hasar ve şekil bozuklukları nedeni ile cerrahi açıdan önemli zorluklar içeren müdahalelerdir.  Normal kan dolaşımı bozulmuş olan dokularda yapılan bu ameliyatlarda standart cerrahi tekniklerin uygulanması bile bazı durumlarda komplikasyon olarak isimlendirilen istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

    Bu nedenlerle revizyon ameliyatlarda estetik ve fonksiyonel açıdan başarılı sonuçlar alınabilmesi için mevcut problemlerin çok iyi analiz edilmesi, ameliyat sırasında uygulanabilecek alternatif yaklaşımların önceden planlanarak gereken hazırlıkların yapılması ve en önemli şart olarak ameliyatı yapacak cerrahın bu tür vakalardaki bilgi birikimi ve tecrübesinin yeterli düzeyde olması gerekmektedir.

    İlgili Konular ;
    Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme
    Ultrasonik Yüz Gençleştirme